whatdreamsnevercome
selam arkadaşlar.uzun süredir işyerimize internet beklyiorduk, yanı başımızda fiber santral olmasına rağmen. ama bin tane başvurumuza rağmen internet port yetersizliğinden gelmiyordu.bugün işyerine türk telekomdan birisi geldi, boynunda türk telekoma ait bir yaka kartı vardı. kart numarasını incelem
selam arkadaşlar.
uzun süredir işyerimize internet beklyiorduk, yanı başımızda fiber santral olmasına rağmen. ama bin tane başvurumuza rağmen internet port yetersizliğinden gelmiyordu.
bugün işyerine türk telekomdan birisi geldi, boynunda türk telekoma ait bir yaka kartı vardı. kart numarasını incelemedim.
türk telekomdan geldiğini söyledi, elinde model falan vardı.
türk telekoma ait modem teslim tutanağı tarzı şeyler tutuyordu ve fibere aktarmamızı tamamlayacaktı.
ancak modem ücreti vs. gibi şeyler için 375tl istedi.
vermedik ve o kadar güvenmedim de niyeyse. aslında bir eksikliği de yok gibi gözüküyordu.
belgeyi imzaladık ancak peşin ücret isteyince vermedik.
böyle bir dolandırıcılık türü var mı?
yoksa boşyerek uruntu mu yaptık?
uzun süredir işyerimize internet beklyiorduk, yanı başımızda fiber santral olmasına rağmen. ama bin tane başvurumuza rağmen internet port yetersizliğinden gelmiyordu.
bugün işyerine türk telekomdan birisi geldi, boynunda türk telekoma ait bir yaka kartı vardı. kart numarasını incelemedim.
türk telekomdan geldiğini söyledi, elinde model falan vardı.
türk telekoma ait modem teslim tutanağı tarzı şeyler tutuyordu ve fibere aktarmamızı tamamlayacaktı.
ancak modem ücreti vs. gibi şeyler için 375tl istedi.
vermedik ve o kadar güvenmedim de niyeyse. aslında bir eksikliği de yok gibi gözüküyordu.
belgeyi imzaladık ancak peşin ücret isteyince vermedik.
böyle bir dolandırıcılık türü var mı?
yoksa boşyerek uruntu mu yaptık?
0
peki gerçekten bu tür bir dolandırcılık yöntemi var mı? gerçek miydi dolandırcı mıydı? bunun ayrımını nasıl yapablirdik?
0
Müşteri hizmetlerini arayınca adres veriyorsunuz size bölgenizde fiber var mı, alt yapı çalışması var mı söylüyorlar. Geçen ay ttnet ve superonline'ı arayıp bilgi aldım bu konuda (iş hanına fiber kablo geldi ama kime ait olduğu belli değildi)
Bugüne kadar hiçbir zaman ücret talep etmediler, sadece kablo yenilenecekse vs, servis onun parasını alır o kadar.
Geri kalan her şey faturaya yansıtılır ve peşin olarak da yansıtılmaz, taahhüt alıp faturana yayarlar o ücretleri.
%99 dolandırıcılık, bugüne kadar boynunda kimlik kartıyla gelen görevli görmedim, en fazla üstünde şirket logolu tulum, gömlek vs gördüm en fazla.
Bugüne kadar hiçbir zaman ücret talep etmediler, sadece kablo yenilenecekse vs, servis onun parasını alır o kadar.
Geri kalan her şey faturaya yansıtılır ve peşin olarak da yansıtılmaz, taahhüt alıp faturana yayarlar o ücretleri.
%99 dolandırıcılık, bugüne kadar boynunda kimlik kartıyla gelen görevli görmedim, en fazla üstünde şirket logolu tulum, gömlek vs gördüm en fazla.
0
whatdreamsnevercome
arkadaşlar önerileriniz lazım. ben şartları yazmış olayım;- 7 temmuz haftasonusu gidicez, salı-çarşamba gününe kadar kalıcaz- denizi güzel olsun istiyorum, taşlık tuşluk değil, pis de değil, izdiham da değil. düzgün, hem insanların olduğu, hem kumluk olan bir yer olsun. (yani izdiham olmasın ama ıss
arkadaşlar önerileriniz lazım. ben şartları yazmış olayım;
- 7 temmuz haftasonusu gidicez, salı-çarşamba gününe kadar kalıcaz
- denizi güzel olsun istiyorum, taşlık tuşluk değil, pis de değil, izdiham da değil. düzgün, hem insanların olduğu, hem kumluk olan bir yer olsun. (yani izdiham olmasın ama ıssız da olmasın kısaca)
- 4-5 gün sıkılmayacağımız bir yer olsun.
- 5 y ıldızlı otel tatili yapmayı düşünmüyoruz. ama gidip kamyoncu otellereinden de bahsetmiyorum, butik otel vs olabilir. pansiyon da olabilir.
arkadaşlar bu şartları sağlayan nereye gidelim türkiye içinde?
kaş, kabak vs mi? oraların denizi nasıldır hiç bilmiyorum. bodrum gümüşlük düşündüm ama denizi dei ğrençmiş, kalabalığı da iğrençmiş. çeşme güzel olurdu ama istanbul apaçileri orayı mahvetti, denize girmeye gidilmiyor artık oralara.
valla öneriler lazım acilinden.
- 7 temmuz haftasonusu gidicez, salı-çarşamba gününe kadar kalıcaz
- denizi güzel olsun istiyorum, taşlık tuşluk değil, pis de değil, izdiham da değil. düzgün, hem insanların olduğu, hem kumluk olan bir yer olsun. (yani izdiham olmasın ama ıssız da olmasın kısaca)
- 4-5 gün sıkılmayacağımız bir yer olsun.
- 5 y ıldızlı otel tatili yapmayı düşünmüyoruz. ama gidip kamyoncu otellereinden de bahsetmiyorum, butik otel vs olabilir. pansiyon da olabilir.
arkadaşlar bu şartları sağlayan nereye gidelim türkiye içinde?
kaş, kabak vs mi? oraların denizi nasıldır hiç bilmiyorum. bodrum gümüşlük düşündüm ama denizi dei ğrençmiş, kalabalığı da iğrençmiş. çeşme güzel olurdu ama istanbul apaçileri orayı mahvetti, denize girmeye gidilmiyor artık oralara.
valla öneriler lazım acilinden.
0
Kaş çok kalabalık ve leş olur o tarihlerde, tavsiye etmem. Çıralı tavsiye edebilirim aslında, hem sakin, hem genelde düzgün insanlar var, sıkılmazsınız vs. Denizi de fena değil. Hatta altınızda araç varsa, çok yakında Adrasan var, denize orada girebilirsiniz. Denizi ve plajı muhteşemdir. Araç yoksa Olimpos'tan bisiklet kiralayıp bile gidebilirsiniz denize girmek için. Onun dışında Akyaka'yı da tavsiye edebilirim rahatlıkla. Saydığınız özelliklerin hepsi tamamdır orası için ve ayrıca doğal olarak muhteşem.
0
whatdreamsnevercome
selam arkadaşlar; 10 haziran - 13 haizran arasında denize girilebilecek sıcaklıkta bölge ve otel/pansiyon arıyorum.kaş'ı düşünüyorum ilk olarak. bu bölgede önrebileceğiniz otel adı varsa yardımcı olmuş olursunz.veya direkt "kaşı boşver, datçada şu otele git" flan gibi önerilere de açığım.genel taleb
selam arkadaşlar; 10 haziran - 13 haizran arasında denize girilebilecek sıcaklıkta bölge ve otel/pansiyon arıyorum.
kaş'ı düşünüyorum ilk olarak. bu bölgede önrebileceğiniz otel adı varsa yardımcı olmuş olursunz.
veya direkt "kaşı boşver, datçada şu otele git" flan gibi önerilere de açığım.
genel talebim; sakin ve denizi güzel yerler olsun.
5 yıldızlı otel tatili istemiyorum açıkçası.
teşekkürler
kaş'ı düşünüyorum ilk olarak. bu bölgede önrebileceğiniz otel adı varsa yardımcı olmuş olursunz.
veya direkt "kaşı boşver, datçada şu otele git" flan gibi önerilere de açığım.
genel talebim; sakin ve denizi güzel yerler olsun.
5 yıldızlı otel tatili istemiyorum açıkçası.
teşekkürler
0
olimpos. yakamoz pansiyonda çok güzel ağırladılar bizi. hem rahat ettik hem de yemekleri güzeldi. denize 10 dakika yürüyüş mesafesi var yalnız. ama fiyat olarak oldukça uygun.
0
hiç mi öneri yok be arkadaş. booking de kapandıktan sonra otel bile tutamıyoruz zaten
0
Net olarak Akyaka diyorum. Bisiklet kirala, çevir pedalı, kimsenin olmadığı şahane koylarda denize gir. Harika bir yer.
Gümüşlük şişirme bir yer bana kalırsa. Gerçi denizine girmedim 6-7 saat geçirdim haksızlık ediyor olabilirim ama Akyaka'da 5 gün geçirdikten sonra daha iyisini bulmanın zor olacağını düşünüyorum.
Gümüşlükte ne yaparsın? Deniz kenarında şahane balık yersin -deniz çipurası ye eğer gidersen-, belediye çay bahçesinde oturup yine deniz kenarında biranı içersin, sakin sakin dinlenirsin. Ama Akyaka kesinlikle bundan daha fazlasını sunuyor.
Gümüşlük şişirme bir yer bana kalırsa. Gerçi denizine girmedim 6-7 saat geçirdim haksızlık ediyor olabilirim ama Akyaka'da 5 gün geçirdikten sonra daha iyisini bulmanın zor olacağını düşünüyorum.
Gümüşlükte ne yaparsın? Deniz kenarında şahane balık yersin -deniz çipurası ye eğer gidersen-, belediye çay bahçesinde oturup yine deniz kenarında biranı içersin, sakin sakin dinlenirsin. Ama Akyaka kesinlikle bundan daha fazlasını sunuyor.
0
whatdreamsnevercome
bu konuda motivasyonum çok düşük. anlatıcam, olabildiğince detaylı.ben yazılımcıyım, ama yazılımcılığı uzun süre sürdürmek istemiyorum. daha çok dijital pazarlama, internetten satış vb. şeylere yöneldim ve şuanki tabloda gelirimizin en az yarısını da buradan kazanıyoruz aslında.eşim de metin yazarı.
bu konuda motivasyonum çok düşük. anlatıcam, olabildiğince detaylı.
ben yazılımcıyım, ama yazılımcılığı uzun süre sürdürmek istemiyorum. daha çok dijital pazarlama, internetten satış vb. şeylere yöneldim ve şuanki tabloda gelirimizin en az yarısını da buradan kazanıyoruz aslında.
eşim de metin yazarı. geçen seneye kadar sosyal medyacılık yapıyordu. zamanın fotoğrafçılık dersleri vs. almış (hikayede detayı olacak)
çok zor şartlarda, büyük borç yüklerine girerek evlendik. büyük düğünler vs. yaptığımız için değil, evlilik süreci ve ev kurma sürecinde borçlandık, ki benim zaten borçlarım da vardı. birbirlerini katladılar başka deyişle.
ben de bu borcu 1 sene içinde ödeyebilmek için tüm sene it gibi çalıştım. gece 3lere 4lere kadar. yavaş yavaş sonuna da yaklaştık. ama artık tüm sinirimi bozan, hayata karşı motivasyonumu bitiren ve bana "batan" bazı şeyler görüyorum.
üstümde bir çok işin yükü var, ve inanılmaz stresli bir durumdayım. saatli bomba gibiyim. bu işlerden bir kısmını eşime gönderip kendimi rahatlatmak istiyorum. örneğin; bazı ürünlerin fotoğrafını çekmek veya yeni açtığımız bir siteye içerik yazmasını istemek gibi işler. en azından bunları yapabilirse, ben daha ciddi projelere odaklanabileceğim ve gece 4e kadar değil, gece 11e kadar çalışmam yetecek. normal insan gibi uyuyacağım bu sayede.
ama bir iş veriyorum ve işe karşı ilgisiz.
yeni açtığımız bir sitede günlük basit içerikler yazmasını rica ediyorum, yoksa ben yazmak zorunda kalacağım. ben söylediğim zaman yazıyor, söylemediğim zaman siteyi dahi açmıyor. yani sürekli benim kontrol etmem, onu iteklemem gerekiyor.
ürün fotoğrafları çekmesi için 2 torba ürün getirtiyorum. ben söyleyene kadar eline alıp çekmiyor bile.
çekmeye gidince de "isteksiz seksten doğan çocuk" gibi, abuk sabuk fotoğraflarla geliyor. ardından "bunları düzelteyim" demiyor, bir köşeye bırakıyor. yine benim söylemem, benim iteklemem gerekiyor.
ya da tüm bunları benim yapmam gerekiyor.
bazı durumlarda müşterilerden gelen soruları cevaplayamıyorum, ondan yanıtlamasını istiyorum. normalde 1 saat içinde vermemiz gereken cevaplar, 30 saati görüyor cevaplanması için.
artık çok sinirim bozuk. bana hiçbir şekilde yardımcı olmaya çalışmayan biriyle beraber olduğumu düşünüyorum.
hiçbir şeyi, "senin yükün çok fazla bunu da ben alayım" diyerek üstlenmiyor. her şeyi ona ben itelemek z orunda kalıyorum ve itelediğim hiçbir işi de yapmıyor. ben köle gibi günde 16 saat çalışıyorum borçlarımızı tamamlamak için. ve hiçbir destek göremiyorum. hiç ama. hiç.
bu süreçte tatile gidemiyor olduğumuz için de gizliden gizliye surat yiyorum üstelik.
tatile gidemioruz, çünkü paramız yok değil. çünkü benim tatile gidecek vaktim yok. bunca işi tek başıma yetiştirmek ve bu çarkı aralıksız döndürmek zorundayım. çark bir noktada durursa bir daha hareket ettirmek mümkün olmayacak çünkü.
ama anlamıyor.
liseli bir çocuğa zorla ödev yaptırır gibi iş yaptırmaya ve anlayış beklemeye çalışıyorum.
bu sürçte benim de sinirli hareketlerim oluyor, ona sert üslupla söylüyorum isteklerimi. ama ne yapayım? tüm gün onlarca işin stresi üstümde, üstüne onun tatil isteğinin stresini yaşıyorum, bir de sürekli onun "işi yaptı mı acaba" diye kontrol stresini çekiyorum. normal bir üslupla söylememi bekliyor olmasını bile onun şımarıklığı olarak görüyorum artık.
bilmiyorum ne yapacağım.
ona bu konuda pek iz vermiyorum ama çok soğudum bu meseleden. sürekli benden bir şeyler yapmamı isteyen biri var, ve doğru düzgün yardımcı olmaya çalışmıyor. ben "hayatım nasılsın çok mu streslisin" diyip başımı okşayan birine değil ,taşın altına elini sokan birine ihtyiaç duyuyorum. belki psikologa bile gidebilirim bu konuyla ilgili, ama benim yaşam tarzıma uymadığını düşünmeye başladım.
ben önümdeki tüm engeller, tüm sorunlar bitmeden tatile odaklanabilecek biri değilim.
yani 10 tane işin deadline'ı geçmek üzereyken 5 günlük bir tatile çıkmamın benim için bir anlamı yok çünkü düşündüğüm tek şey o işler olacak. ama bu işlerin yükünü üstümden almaya çalışan bir ide yok.
gerçekten çok soğudum. o kadar soğudum ki, bu mevzunun boşanmaya gidebileceğini düşünüyorum.
çünkü bu benim için büyük bir problem ve bu büyük problem sürekli devam ettikçe ben sinirli biri olarak hayatıma devam ediyorum. sinirli oldukça üslubum sertleşiyor (bağırmak çağırmak veya emretmekten bahsetmiyorum. sert üslupla yazıyorum artık).
biraz içimi dökmeye ihtiyacım olduğu için yazıyorum aslında.
benzer durumlar yaşadınız mı?
ben yazılımcıyım, ama yazılımcılığı uzun süre sürdürmek istemiyorum. daha çok dijital pazarlama, internetten satış vb. şeylere yöneldim ve şuanki tabloda gelirimizin en az yarısını da buradan kazanıyoruz aslında.
eşim de metin yazarı. geçen seneye kadar sosyal medyacılık yapıyordu. zamanın fotoğrafçılık dersleri vs. almış (hikayede detayı olacak)
çok zor şartlarda, büyük borç yüklerine girerek evlendik. büyük düğünler vs. yaptığımız için değil, evlilik süreci ve ev kurma sürecinde borçlandık, ki benim zaten borçlarım da vardı. birbirlerini katladılar başka deyişle.
ben de bu borcu 1 sene içinde ödeyebilmek için tüm sene it gibi çalıştım. gece 3lere 4lere kadar. yavaş yavaş sonuna da yaklaştık. ama artık tüm sinirimi bozan, hayata karşı motivasyonumu bitiren ve bana "batan" bazı şeyler görüyorum.
üstümde bir çok işin yükü var, ve inanılmaz stresli bir durumdayım. saatli bomba gibiyim. bu işlerden bir kısmını eşime gönderip kendimi rahatlatmak istiyorum. örneğin; bazı ürünlerin fotoğrafını çekmek veya yeni açtığımız bir siteye içerik yazmasını istemek gibi işler. en azından bunları yapabilirse, ben daha ciddi projelere odaklanabileceğim ve gece 4e kadar değil, gece 11e kadar çalışmam yetecek. normal insan gibi uyuyacağım bu sayede.
ama bir iş veriyorum ve işe karşı ilgisiz.
yeni açtığımız bir sitede günlük basit içerikler yazmasını rica ediyorum, yoksa ben yazmak zorunda kalacağım. ben söylediğim zaman yazıyor, söylemediğim zaman siteyi dahi açmıyor. yani sürekli benim kontrol etmem, onu iteklemem gerekiyor.
ürün fotoğrafları çekmesi için 2 torba ürün getirtiyorum. ben söyleyene kadar eline alıp çekmiyor bile.
çekmeye gidince de "isteksiz seksten doğan çocuk" gibi, abuk sabuk fotoğraflarla geliyor. ardından "bunları düzelteyim" demiyor, bir köşeye bırakıyor. yine benim söylemem, benim iteklemem gerekiyor.
ya da tüm bunları benim yapmam gerekiyor.
bazı durumlarda müşterilerden gelen soruları cevaplayamıyorum, ondan yanıtlamasını istiyorum. normalde 1 saat içinde vermemiz gereken cevaplar, 30 saati görüyor cevaplanması için.
artık çok sinirim bozuk. bana hiçbir şekilde yardımcı olmaya çalışmayan biriyle beraber olduğumu düşünüyorum.
hiçbir şeyi, "senin yükün çok fazla bunu da ben alayım" diyerek üstlenmiyor. her şeyi ona ben itelemek z orunda kalıyorum ve itelediğim hiçbir işi de yapmıyor. ben köle gibi günde 16 saat çalışıyorum borçlarımızı tamamlamak için. ve hiçbir destek göremiyorum. hiç ama. hiç.
bu süreçte tatile gidemiyor olduğumuz için de gizliden gizliye surat yiyorum üstelik.
tatile gidemioruz, çünkü paramız yok değil. çünkü benim tatile gidecek vaktim yok. bunca işi tek başıma yetiştirmek ve bu çarkı aralıksız döndürmek zorundayım. çark bir noktada durursa bir daha hareket ettirmek mümkün olmayacak çünkü.
ama anlamıyor.
liseli bir çocuğa zorla ödev yaptırır gibi iş yaptırmaya ve anlayış beklemeye çalışıyorum.
bu sürçte benim de sinirli hareketlerim oluyor, ona sert üslupla söylüyorum isteklerimi. ama ne yapayım? tüm gün onlarca işin stresi üstümde, üstüne onun tatil isteğinin stresini yaşıyorum, bir de sürekli onun "işi yaptı mı acaba" diye kontrol stresini çekiyorum. normal bir üslupla söylememi bekliyor olmasını bile onun şımarıklığı olarak görüyorum artık.
bilmiyorum ne yapacağım.
ona bu konuda pek iz vermiyorum ama çok soğudum bu meseleden. sürekli benden bir şeyler yapmamı isteyen biri var, ve doğru düzgün yardımcı olmaya çalışmıyor. ben "hayatım nasılsın çok mu streslisin" diyip başımı okşayan birine değil ,taşın altına elini sokan birine ihtyiaç duyuyorum. belki psikologa bile gidebilirim bu konuyla ilgili, ama benim yaşam tarzıma uymadığını düşünmeye başladım.
ben önümdeki tüm engeller, tüm sorunlar bitmeden tatile odaklanabilecek biri değilim.
yani 10 tane işin deadline'ı geçmek üzereyken 5 günlük bir tatile çıkmamın benim için bir anlamı yok çünkü düşündüğüm tek şey o işler olacak. ama bu işlerin yükünü üstümden almaya çalışan bir ide yok.
gerçekten çok soğudum. o kadar soğudum ki, bu mevzunun boşanmaya gidebileceğini düşünüyorum.
çünkü bu benim için büyük bir problem ve bu büyük problem sürekli devam ettikçe ben sinirli biri olarak hayatıma devam ediyorum. sinirli oldukça üslubum sertleşiyor (bağırmak çağırmak veya emretmekten bahsetmiyorum. sert üslupla yazıyorum artık).
biraz içimi dökmeye ihtiyacım olduğu için yazıyorum aslında.
benzer durumlar yaşadınız mı?
0
bu arada seviyor muyum? gerçekten seviyorum. ve beni sevdiğinden de şüphem yok.
yaptığı davranışlar daha çok evin ergen çocuğunun, kendisine veirlen sorumlulukları sallamaması ve annesinin babasının haline üzülüyor olmasına rağmen ona yardım etmeye çalışmaması gibi diyebilirim.
ama bu durum gerçekten beni yoruyor. benim de onu yoran çok davranışım vardır hiç şüphesiz ama, ben it gibi çalışırken o bu tür basit işleri bile salladığında mahvoluyorum.
yaptığı davranışlar daha çok evin ergen çocuğunun, kendisine veirlen sorumlulukları sallamaması ve annesinin babasının haline üzülüyor olmasına rağmen ona yardım etmeye çalışmaması gibi diyebilirim.
ama bu durum gerçekten beni yoruyor. benim de onu yoran çok davranışım vardır hiç şüphesiz ama, ben it gibi çalışırken o bu tür basit işleri bile salladığında mahvoluyorum.
0
öncelikle benzer durumda kalmadım. empati yapacağım.
aslında haklısınız ama bir yandan da çok çalıştığınız için büyük ihtimalle tatili geçtim belki de eşinizle ilgilenmeye bile vakit ayıramıyorsunuz. ve o da sizin verdiğiniz işi yapmaktan değil, bundan rahatsız oluyor olabilir ve tepkisini böyle gösteriyordur.
duyuruyu eşiniz açsa belki diyecekti ki;
"kocamla birbirimizi çok seviyoruz, çok secerwk de evlendik ama ben bunaldım. evlendiğimizden beri o gece 4lere kadar çalışıyor. borçlarımız var ve onları kapatmak için uğraştığını biliyorum ama evlendiğimizden beri doğru düzgün yüzünü göremiyorum. bir tatile çok ihtiyacım var ama biliyorum ki tatile çıksak onun aklında hep işi olacak. tatilden bir şey anlamayacağız.."
siz borçları birtirmeye kanalize olmuşken eşiniz ilgi ya da sizinle daha fazla zaman geçirmek istiyor olabilir. özellikle evliliğinin ilk senesinde. borçlar 1 senede değil 2 senede bitsin, bunca yorulduğunuza, strese girdiğinize değer mi?
eşinizle bu açıdan konuşmayı denediniz mi?
belki işleri bir şekilde ayarlayıp ona sürpriz bir tatil planı yaparsanız her şey daha bir yoluna girebilir?
aslında haklısınız ama bir yandan da çok çalıştığınız için büyük ihtimalle tatili geçtim belki de eşinizle ilgilenmeye bile vakit ayıramıyorsunuz. ve o da sizin verdiğiniz işi yapmaktan değil, bundan rahatsız oluyor olabilir ve tepkisini böyle gösteriyordur.
duyuruyu eşiniz açsa belki diyecekti ki;
"kocamla birbirimizi çok seviyoruz, çok secerwk de evlendik ama ben bunaldım. evlendiğimizden beri o gece 4lere kadar çalışıyor. borçlarımız var ve onları kapatmak için uğraştığını biliyorum ama evlendiğimizden beri doğru düzgün yüzünü göremiyorum. bir tatile çok ihtiyacım var ama biliyorum ki tatile çıksak onun aklında hep işi olacak. tatilden bir şey anlamayacağız.."
siz borçları birtirmeye kanalize olmuşken eşiniz ilgi ya da sizinle daha fazla zaman geçirmek istiyor olabilir. özellikle evliliğinin ilk senesinde. borçlar 1 senede değil 2 senede bitsin, bunca yorulduğunuza, strese girdiğinize değer mi?
eşinizle bu açıdan konuşmayı denediniz mi?
belki işleri bir şekilde ayarlayıp ona sürpriz bir tatil planı yaparsanız her şey daha bir yoluna girebilir?
0
sonsuza kadar bu şartlarda çalışmayacağım zaten.
şuanki durumumuz şu: ya borçları ödemeyiz, aldığımız tüm maaşlar borçların taksidine gider, haliyle o borçlar 3 senede kapanana kadar tatili falan geçtim, kendimize özel şeyler bile satın alamayız.
ya da benim 1 sene önceden haber verdiğim bu 1 senelik plana sadık kalınır, borçlar ödenir. ben de insancıl şartlarda çalışmaya başlarım ve bize çok rahat yetecek bir gelirle yaşamımızı sürdürürüz. (sadece rahat yetecek değil, lüks ihtiyaçlarımızı da karşılarız)
ben diyorum ki 1 ay daha dayanalım bitiyor, bitiyor, bitiyor.
onun bu tavrı benim o 1 ayımı dahi zehir ediyor.
ben kendim için falan çabalamıyorum açıkçası. onun tatile ihtiyacı varsa, benim 10 kat tatile ihtiyacım var. belki 100 kat. bilgisayar ekranı görmeden 1 haftaya ihtiyacım var en az. ama iş yoğunluğundan ertelenen her tatilde surat çekiyorum. dayanacak gücü falan kalmadı gerçekten. bunca işin arasında bir de o suratı çekecek gücüm ve tahammülüm kalmadı.
istanbul yanıyor kahpe taranıyor hikayesi resmen bu.
ben orda götümü yırtıp projeleri yetiştirmeye çalışırken, o benim iş yükümü hafifleteceği yerde iyice iş yükü bindiriyor, üstüne bir de tatil suratı çekiyorum. bıktım.
şuanki durumumuz şu: ya borçları ödemeyiz, aldığımız tüm maaşlar borçların taksidine gider, haliyle o borçlar 3 senede kapanana kadar tatili falan geçtim, kendimize özel şeyler bile satın alamayız.
ya da benim 1 sene önceden haber verdiğim bu 1 senelik plana sadık kalınır, borçlar ödenir. ben de insancıl şartlarda çalışmaya başlarım ve bize çok rahat yetecek bir gelirle yaşamımızı sürdürürüz. (sadece rahat yetecek değil, lüks ihtiyaçlarımızı da karşılarız)
ben diyorum ki 1 ay daha dayanalım bitiyor, bitiyor, bitiyor.
onun bu tavrı benim o 1 ayımı dahi zehir ediyor.
ben kendim için falan çabalamıyorum açıkçası. onun tatile ihtiyacı varsa, benim 10 kat tatile ihtiyacım var. belki 100 kat. bilgisayar ekranı görmeden 1 haftaya ihtiyacım var en az. ama iş yoğunluğundan ertelenen her tatilde surat çekiyorum. dayanacak gücü falan kalmadı gerçekten. bunca işin arasında bir de o suratı çekecek gücüm ve tahammülüm kalmadı.
istanbul yanıyor kahpe taranıyor hikayesi resmen bu.
ben orda götümü yırtıp projeleri yetiştirmeye çalışırken, o benim iş yükümü hafifleteceği yerde iyice iş yükü bindiriyor, üstüne bir de tatil suratı çekiyorum. bıktım.
0
İnternete satışı denilen iş çok pis bir iş biliyorum. Benim sevgilimle ilgili en minnettar olduğum konu benim işlerimin gelişmesi için elinden geleni yapması hatta bir günde 30 parça için 500fotograf çekmesi üç açısınıda photoshoplayıp üf dememesi. hatta ben o kadar shoplama yorulma gerek yok demişliğim var 90 kare düşünsene. Ben gelişeyim diye hepsi hatta reklam için ek para vereyim demişliği bile var.
Ne demek istediğini en iyi ben anlarım o yüzden haklısın. sana yardımcı olmaya köstek olan biriyle olmak zor. belki de o da kendi işinden yorgundur metin yazmak da zor iş. açık ve net konuşun sürekli sert bir şekilde iş buyurmanıza kırıldığı için böyle davranıyor olabilir. karşılıklı birbirinizi anlamaya çalışın.
Ne demek istediğini en iyi ben anlarım o yüzden haklısın. sana yardımcı olmaya köstek olan biriyle olmak zor. belki de o da kendi işinden yorgundur metin yazmak da zor iş. açık ve net konuşun sürekli sert bir şekilde iş buyurmanıza kırıldığı için böyle davranıyor olabilir. karşılıklı birbirinizi anlamaya çalışın.
0
Evlilikte zor dönemler olabilir, bu kadar kolay vazgeçerseniz gelecekte pişman olursunuz. Belli ki çok bunalmışsınız bu yüzden mevcut sorun gerçekte olduğundan çok daha büyük görünüyor gözünüze. Kendisiyle bu sorunu ve sizi ne kadar etkilediğini oturup ciddi olarak konuştunuz mu? Belki neden destek görmediğiniz konusunda makul sebepleri vardır. Belki bu borç yükünden daha çok sizin sorumlu olduğunuzu düşünüyordur o yüzden yardım etmek içinden gelmiyordur.
Bir psikolog veya danışmandan destek almanız çok iyi olur, meseleyi daha doğru perspektiften görmenize faydası olabilir. Uzun süreli yoğun ve stres altında çalışmak bir zaman sonra çok olumsuz etkiler olayları doğru göremez hale gelirsiniz. Kısa-günübirlik de olsa tatil yapıp kafanızı boşaltmaya çalışın, bunun işinize de katkısı olur. En kötü durumda da sabırlı olup bu dönemi atlatmaya çalışmalısınız.
Bir psikolog veya danışmandan destek almanız çok iyi olur, meseleyi daha doğru perspektiften görmenize faydası olabilir. Uzun süreli yoğun ve stres altında çalışmak bir zaman sonra çok olumsuz etkiler olayları doğru göremez hale gelirsiniz. Kısa-günübirlik de olsa tatil yapıp kafanızı boşaltmaya çalışın, bunun işinize de katkısı olur. En kötü durumda da sabırlı olup bu dönemi atlatmaya çalışmalısınız.
0
Eşinin günlük rutini nedir? Metin yazarı demişsiniz. O ne kadar çalışıyor? Ev işlerini kim hallediyor?
0
hemen gazlar gelmiş ayrıl diye.
öncelikli merakım yaslarınız kac ve egitim seviyeleriniz ne durumda?
bunun cevaplarına gore bişiyler söylenebilir ama kabaca dusunursek, rahat bir cocukluk gecirmiş olabilir. elinden gelmiyor olabilir. ben de öyle oldugum icin anlayabiliyorum. yani bişelerin yapılması gerektigini biliyorum, inanılmaz stres de yapıyorum ama o işi yapamıyorum. ha sevdigim biri kıvransa en azından onu rahat ettirmeye calısırım, işte yine cok basarılı olamasam da tatil icin surat asmam. ama yası kucukse esinin bilemeycegim
öncelikli merakım yaslarınız kac ve egitim seviyeleriniz ne durumda?
bunun cevaplarına gore bişiyler söylenebilir ama kabaca dusunursek, rahat bir cocukluk gecirmiş olabilir. elinden gelmiyor olabilir. ben de öyle oldugum icin anlayabiliyorum. yani bişelerin yapılması gerektigini biliyorum, inanılmaz stres de yapıyorum ama o işi yapamıyorum. ha sevdigim biri kıvransa en azından onu rahat ettirmeye calısırım, işte yine cok basarılı olamasam da tatil icin surat asmam. ama yası kucukse esinin bilemeycegim
0
Hocam durumunuzu anlıyorum empati yapmaya da çalışıyorum. Ama kafamı karıştıran bir durum var.
1- Bu borç neden 1 sene içerisinde ödenmek zorunda? Kredi vs. zamanlaması sebebiyle mi? Yoksa sizin ödeyelim kurtulalım diye düşünceniz mi?
2- Eşiniz gece yarılarına kadar çalışmanızı görüyor ama size ek destek olmuyorsa sizin abarttığınızı düşünüyor olabilir mi? Eğer düşünüyorsa neden düşünüyor olabilir?
Sizin tarafı okuyunca sizi haklı görüyorum ama bir yandan da; birbirini seven 2 insan.. Biri bu kadar zor durumdayken diğeri çok cool davranıyorsa, durumun bu kadar da vahim olduğunun farkında değil demektir.
Ha bir de, bugünler gelir geçer. Eski duyurunuza da baktım, sevgililer gününü de yoğunluktan atlamışsınız. Bunu atlamak bence hiç önemli değil, ama üzüldüğünüz ve buraya yazdığınıza göre, biraz nefes almanız gerekmiyor mu?
Gerçekten işler mi çok yoksa siz mi işkolik olmaya meyillisiniz bi bunu değerlendirin. İş çok diye tatile çıkamıyorsanız hayatınız ilerde de piyango çıkmadığı takdirde hep bu seviyede olacak. Tatil işler bitince kutlama amaçlı olabileceği gibi, arada nefes almak ve yeniden daha büyük motivasyonla başlamak için de vardır. Bence bunu da bir düşünün. Bugünler geri gelmeyecek.
1- Bu borç neden 1 sene içerisinde ödenmek zorunda? Kredi vs. zamanlaması sebebiyle mi? Yoksa sizin ödeyelim kurtulalım diye düşünceniz mi?
2- Eşiniz gece yarılarına kadar çalışmanızı görüyor ama size ek destek olmuyorsa sizin abarttığınızı düşünüyor olabilir mi? Eğer düşünüyorsa neden düşünüyor olabilir?
Sizin tarafı okuyunca sizi haklı görüyorum ama bir yandan da; birbirini seven 2 insan.. Biri bu kadar zor durumdayken diğeri çok cool davranıyorsa, durumun bu kadar da vahim olduğunun farkında değil demektir.
Ha bir de, bugünler gelir geçer. Eski duyurunuza da baktım, sevgililer gününü de yoğunluktan atlamışsınız. Bunu atlamak bence hiç önemli değil, ama üzüldüğünüz ve buraya yazdığınıza göre, biraz nefes almanız gerekmiyor mu?
Gerçekten işler mi çok yoksa siz mi işkolik olmaya meyillisiniz bi bunu değerlendirin. İş çok diye tatile çıkamıyorsanız hayatınız ilerde de piyango çıkmadığı takdirde hep bu seviyede olacak. Tatil işler bitince kutlama amaçlı olabileceği gibi, arada nefes almak ve yeniden daha büyük motivasyonla başlamak için de vardır. Bence bunu da bir düşünün. Bugünler geri gelmeyecek.
0
eşiniz yüzde yüz haklıdır demiyorum ancak hayatınız bu iş olmuş ve bu durum sizi bunaltmış. belirlediğiniz çalışma temposunun sorumlusu eşiniz değil. bu yüzden eşinizi biraz gereksiz seviyede suçluyorsunuz.
durumu içinize atmayın. eşinize açıkça belirtin, çözüm bulmaya çalışın. en kısa sürede de (borçların ertelenmesi pahasına) normal bir çalışma temposuna dönün. kendinizi yıpratmanın alemi yok.
durumu içinize atmayın. eşinize açıkça belirtin, çözüm bulmaya çalışın. en kısa sürede de (borçların ertelenmesi pahasına) normal bir çalışma temposuna dönün. kendinizi yıpratmanın alemi yok.
0
borçların bir yılda kapanacak olmasına siz karar vermişsiniz.
dijital pazarlama gibi bir alana siz yönelmişsiniz.
bu süreçte ne yapılacağına da siz karar vermişsiniz.
muhtemelen bunları yaparken de süreci siz yönettiniz.
sizi çok iyi anlayabiliyorum, ama diğer yandan da, bir işi bir kişi yönetir.
belki de siz bir şey söylemeden işinize karışmak istemiyor.
onun nasıl bir iş düzeni var bilemem, ama metin yazarlığı gibi olmasa da, çevirmen olduğum için aşağı yukarı tahminde bulunabiliyorum.
bu tarz işler genelde içe kapanmayı ve odaklanmayı gerektirdiğinden, tam tersine bana sürekli "onu yap, bunu yap" diyen biri olsa karşımda, ben de ondan sıkılır, kendi işimi yapamazdım.
bunun dışında, belki de evlendiğinde hayal kırıklığına uğradı.
ben de evlendikten hemen sonraki bir yıl boyunca gece 4'lere kadar çalışan ve bana sert davranan biriyle muhatap olsam, "varsın 5 yılda ödeyelim, n'oluyor bu kadar?" derim.
bütün bu süreçlere ya da bunların ne kadarına birlikte karar verdiğinizi bilmiyoruz.
ama insan evliliğinin cicim ayları denecek dönemde tatile bile gidemeyip, afra tafra çekerse, kazandığı paraya, kapattığı borca bile lanet edebilir.
işin bir de bu yönü var.
yani bunu ona anlatmış, bu durumu paylaşmış olmanız lazım.
karşıdan gelen tepkiyi ve söylenenleri bilmiyoruz.
bu yüzden yorum yapmak için yetersiz verimiz var aslında.
benim yazdıklarım da tamamen olasılıklar üzerine kurulu.
dijital pazarlama gibi bir alana siz yönelmişsiniz.
bu süreçte ne yapılacağına da siz karar vermişsiniz.
muhtemelen bunları yaparken de süreci siz yönettiniz.
sizi çok iyi anlayabiliyorum, ama diğer yandan da, bir işi bir kişi yönetir.
belki de siz bir şey söylemeden işinize karışmak istemiyor.
onun nasıl bir iş düzeni var bilemem, ama metin yazarlığı gibi olmasa da, çevirmen olduğum için aşağı yukarı tahminde bulunabiliyorum.
bu tarz işler genelde içe kapanmayı ve odaklanmayı gerektirdiğinden, tam tersine bana sürekli "onu yap, bunu yap" diyen biri olsa karşımda, ben de ondan sıkılır, kendi işimi yapamazdım.
bunun dışında, belki de evlendiğinde hayal kırıklığına uğradı.
ben de evlendikten hemen sonraki bir yıl boyunca gece 4'lere kadar çalışan ve bana sert davranan biriyle muhatap olsam, "varsın 5 yılda ödeyelim, n'oluyor bu kadar?" derim.
bütün bu süreçlere ya da bunların ne kadarına birlikte karar verdiğinizi bilmiyoruz.
ama insan evliliğinin cicim ayları denecek dönemde tatile bile gidemeyip, afra tafra çekerse, kazandığı paraya, kapattığı borca bile lanet edebilir.
işin bir de bu yönü var.
yani bunu ona anlatmış, bu durumu paylaşmış olmanız lazım.
karşıdan gelen tepkiyi ve söylenenleri bilmiyoruz.
bu yüzden yorum yapmak için yetersiz verimiz var aslında.
benim yazdıklarım da tamamen olasılıklar üzerine kurulu.
0
whatdreamsnevercome
elimde 1 ay duracak bir miktar para var.türk lirası hesabımda mı dursun döviz mi sizce?
elimde 1 ay duracak bir miktar para var.
türk lirası hesabımda mı dursun döviz mi sizce?
türk lirası hesabımda mı dursun döviz mi sizce?
0
risk almak istemiyosan 1 ay vadeli hesapta tut. risk alırım diyosan dolar al.
0
3.65 de çok fazlaymış ya, ben bayadır bakmıyordum 3.50-3.55 arasıdır diye düşünüyordum
0
1 ayda kur farki olayina degmez bence. hele referandum oncesi kur artisina izin vermezler.
0
whatdreamsnevercome
selam arkadaşlar sorum şu:bir firma ile front end anlaşması yaptınız. dediniz ki, front end işleri sende. backend işleri bende.front end tarafı ux, ui tarafının tüm html ve css ve javascript kodlamalarını yapıp bitiriyor.ardından backend taraf olarak siz diyorsunuz ki;"abi ben backend tüm call ları
selam arkadaşlar sorum şu:
bir firma ile front end anlaşması yaptınız. dediniz ki, front end işleri sende. backend işleri bende.
front end tarafı ux, ui tarafının tüm html ve css ve javascript kodlamalarını yapıp bitiriyor.
ardından backend taraf olarak siz diyorsunuz ki;
"abi ben backend tüm call ları hazırladım, şimdi tüm bu calları siteye ajaxlarla bağla. tüm sitedeki içerikler vs. tüm dinamik kontenti bu callarla sen basacaksın siteye".
bu iş front end işine dahil midir?
şuan pozisyonda tam tersi durumda yer aldığım için soruyorum aslında.
sözleşme esnasında, gönderilecek call lar ile dinamik içeriğin bağlanması meselesi yazmıyorsa bana kalırsa front end işi html,css ve javascript kodlamayla sınırlı kalır ve devamına karışılmaz.
bu işin usulü nasıldır?
gönderilen call ları bağlamak, front end dışında ayrı bir maddede incelenmemli mi?
normal şartlarda iste içi dinamik kontent serverside bağlanmaz mı?
tam anlatamadım bile şuan kendimi, eğer anlatamadıysam bi editlerim burayı.
bir firma ile front end anlaşması yaptınız. dediniz ki, front end işleri sende. backend işleri bende.
front end tarafı ux, ui tarafının tüm html ve css ve javascript kodlamalarını yapıp bitiriyor.
ardından backend taraf olarak siz diyorsunuz ki;
"abi ben backend tüm call ları hazırladım, şimdi tüm bu calları siteye ajaxlarla bağla. tüm sitedeki içerikler vs. tüm dinamik kontenti bu callarla sen basacaksın siteye".
bu iş front end işine dahil midir?
şuan pozisyonda tam tersi durumda yer aldığım için soruyorum aslında.
sözleşme esnasında, gönderilecek call lar ile dinamik içeriğin bağlanması meselesi yazmıyorsa bana kalırsa front end işi html,css ve javascript kodlamayla sınırlı kalır ve devamına karışılmaz.
bu işin usulü nasıldır?
gönderilen call ları bağlamak, front end dışında ayrı bir maddede incelenmemli mi?
normal şartlarda iste içi dinamik kontent serverside bağlanmaz mı?
tam anlatamadım bile şuan kendimi, eğer anlatamadıysam bi editlerim burayı.
0
yani aslında sormak istediğim şey şu: front end taraf olarak her şeyi, tüm javascriptleri falan ayarlamışsınız. html ler bitmiş, css ler bitmiş.
iş front end taraf olarak bitmiş oluyor aslında.
ama adamlar gelip diyor ki "abi ben size tüm sitenin call ları hazırladım. bunlar bağlayın siteyi açalım".
yani; ürün listeleme sayfaları, anasyfa içerikleri, slider içerikleri vs. hepsini diyor front end tarafta call lardan döngülere soka soka bağlayın.
ama bu normal şartlarda backend işi. yanlış m ı biliyorum?
iş front end taraf olarak bitmiş oluyor aslında.
ama adamlar gelip diyor ki "abi ben size tüm sitenin call ları hazırladım. bunlar bağlayın siteyi açalım".
yani; ürün listeleme sayfaları, anasyfa içerikleri, slider içerikleri vs. hepsini diyor front end tarafta call lardan döngülere soka soka bağlayın.
ama bu normal şartlarda backend işi. yanlış m ı biliyorum?
0
Server tarafinda calisan her kod back-end, kullanicinin bilgisayarinda calisan her kodda front-end dir yani javascript ve ajax bu durumda front-end calisacaktir. bu nedenle data saglayici taraftan siz sorumlusunuz eger siz datayi sagladiysaniz o datayi da cekmekten front-end gelistirici sorumlu. sonucta siz back-end taraftan kullanici bilgisayarinda data iletemezsiniz, data client bilgisayari tarafindan yani fron-end tarafindan cekilir.
0
abi siz anlamadınız sanırım.
normalde sitelerdeki tüm datalar serverside basılır ekrana.
biz html leri hazırlar, içine dummy contenti koyarız. kalan tüm işlemler server side basılır. veritabanından gelen sonuçlar vs. hepsi ekrana basılır.
bu mobile app olmadığı için, serverside data alır websiteler.
websitelerin tüm dinamik yapısının call larla yapılması ekstrem bir durumdur. hepsini geçtim seo açısından zaten berbat bir durumdur, bu yüzden data websitelerinde (belirtilmemişse) hep server side basılır.
normalde sitelerdeki tüm datalar serverside basılır ekrana.
biz html leri hazırlar, içine dummy contenti koyarız. kalan tüm işlemler server side basılır. veritabanından gelen sonuçlar vs. hepsi ekrana basılır.
bu mobile app olmadığı için, serverside data alır websiteler.
websitelerin tüm dinamik yapısının call larla yapılması ekstrem bir durumdur. hepsini geçtim seo açısından zaten berbat bir durumdur, bu yüzden data websitelerinde (belirtilmemişse) hep server side basılır.
0
bak ne güzel demişler, frontend istemcide çalışan her türlü kod,
adam sana api vermiş demişki ahanda datay böyle alacaksın, nasıl gösterirsen göster orasına karışmam, sen ister vuejs kullan ister react kullan istersen düz jquery kullan, frontende ki teknoloji backend'i bağlamaz.
bu da sana ders olur bir daha ki sefere daha açık ve net hazırlarsın sözleşmeni.
adam sana api vermiş demişki ahanda datay böyle alacaksın, nasıl gösterirsen göster orasına karışmam, sen ister vuejs kullan ister react kullan istersen düz jquery kullan, frontende ki teknoloji backend'i bağlamaz.
bu da sana ders olur bir daha ki sefere daha açık ve net hazırlarsın sözleşmeni.
0
abi sen cok eskide kalmissin, artik client side yapiliyor api call'lar, bir ton app artik single page application, API'i baglamak tabi ki frontend'in isi. Projenin ne oldugunu anlamadan imza atma bir dahakine, ders olsun. :)
SEO acisindan da berbat bir durum degildir, bir ton yolu var. (bkz: prerender.io)
bence bir frontend bilgini update et, yil 2017 oldu zira.
SEO acisindan da berbat bir durum degildir, bir ton yolu var. (bkz: prerender.io)
bence bir frontend bilgini update et, yil 2017 oldu zira.
0
hede hodo
-Spor, kurs vs gbi aktiviteleri haftasonuna mı sarkıtıyorsunuz? Spor olarak ne yapıyor, kurs olarak nereye gidiyorsunuz?-Şehir dışına mı çıkıyorsunuz? Yalnız mı arkadaşlarla mı? Bunun planlamasını nasıl yapıyorsunuz? -Başkalarına mı vakit ayırıyorsunuz. Aile / Arkadaş?Merak ettim..
-Spor, kurs vs gbi aktiviteleri haftasonuna mı sarkıtıyorsunuz? Spor olarak ne yapıyor, kurs olarak nereye gidiyorsunuz?
-Şehir dışına mı çıkıyorsunuz? Yalnız mı arkadaşlarla mı? Bunun planlamasını nasıl yapıyorsunuz?
-Başkalarına mı vakit ayırıyorsunuz. Aile / Arkadaş?
Merak ettim..
-Şehir dışına mı çıkıyorsunuz? Yalnız mı arkadaşlarla mı? Bunun planlamasını nasıl yapıyorsunuz?
-Başkalarına mı vakit ayırıyorsunuz. Aile / Arkadaş?
Merak ettim..
0
Genelde bir tam günü evde geçirmeye gayret ediyoruz. Diğer gün tamamen dışarıda geçiriyoruz. Dışarıda olduğumuz gün kışları havuza, oradan da aile, arkadaş ziyareti falan. baharda genelde haftasonu çadırla kamplara kaçıyoruz, yazın da açık havuzza gidiyoruz.
0
haftasonu da freelancelerime devam ediyorum.
içimde bir yerde borçlarımı bitireceğim ümidi ile.
içimde bir yerde borçlarımı bitireceğim ümidi ile.
0
Hafta sonu benim için Cuma mesai bitimiyle başlar ve akşamında kendimi dışarı atarım. Rutin gittiğim bi bar var, hiçbir arkadaşla haberleşmesem bile kesin orada birileri oluyor.
Cumartesi akşam da, Pazar gündüz de yine çıkarım, özetle ne kurs ne spor var. İyice boşladım kendimi galiba ama 1 saattir Ankara'da Norveççe kursu arıyorum, bulursam ona başlarım.
Cumartesi akşam da, Pazar gündüz de yine çıkarım, özetle ne kurs ne spor var. İyice boşladım kendimi galiba ama 1 saattir Ankara'da Norveççe kursu arıyorum, bulursam ona başlarım.
0
Almanca ve bateri ozel dersleri aliyorum ama bunlarin haftaicinde olmasina dikkat ediyorum. Hafta sonu sehir ici veya sehir disi gezmeye cikiyoruz. Spontane gelisiyor. Gecen hafta sonu rastgele blablacardan birini bulduk, 1 saatte bulustuk gittik.
0
öğleye kadar uyku. dolu dolu bir kahvaltı sonra sağlam bir bisiklet turu akşamına varsa eğer tvde gs maçı. pazar günü yine doldu dolu bir kahvaltı. avm/sinema. akşamına pes partisi.
0
hava güzelse, rüzgar bizden yanaysa uçuşlara gidiyorum.
hava çok kötüyse, kar kış kıyamet yağmur falan, kafamı dışarı çıkarmam. evde takılırım. hobilerimle ilgilenirim.
arası durumda da şehir dışına gidiyorum yaz döneminde, Ege'ye, Akdeniz'e. Güneş görüp, İstanbul'a dönmek yeniden doğmak gibi oluyor.
Son 2 yıldır böyleydi en azından.
hava çok kötüyse, kar kış kıyamet yağmur falan, kafamı dışarı çıkarmam. evde takılırım. hobilerimle ilgilenirim.
arası durumda da şehir dışına gidiyorum yaz döneminde, Ege'ye, Akdeniz'e. Güneş görüp, İstanbul'a dönmek yeniden doğmak gibi oluyor.
Son 2 yıldır böyleydi en azından.
0
