Giriş
(18)

Elinde silah dövmesi olan biri hakkında ne düşünürsünüz?

seni tanıdığım güne lanet olsun
Benim şahsen garip bulduğum bir seçim ama internette araştırınca vücuduna bundan yaptıranın çok olduğunu gördüm. Siz tedirgin edici mi bulurdunuz ya da kişinin tekinsiz biri olduğunu mu düşünürsünüz? Belki sadece beğenmiş yaptırmış, karakteri hakkında hiçbir fikir vermez dersiniz. Dövmenin daha net
Benim şahsen garip bulduğum bir seçim ama internette araştırınca vücuduna bundan yaptıranın çok olduğunu gördüm.

Siz tedirgin edici mi bulurdunuz ya da kişinin tekinsiz biri olduğunu mu düşünürsünüz?

Belki sadece beğenmiş yaptırmış, karakteri hakkında hiçbir fikir vermez dersiniz.

Dövmenin daha net göründüğü foto bulamadım. Bu kişi bir nörolog.

ibb.co

ibb.co

Edit: Bir kullanıcı doğrusunu yazınca başlığı biraz değiştirdim. :)

Fotoğraftaki kişi sevgilim ya da birlikte olmayı düşündüğüm biri değil. Sadece sorduğum soruya cevap verirseniz sevinirim. Saçma çıkarımlara ihtiyaç yok.
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(25.12.24)
Dragunov svd, ak47 değil.

Çok üzerinde durmam. Bir fikir vermez bana. Misal "aşkım" yazsaydi ya da "anam" o zaman farklı olabilirdi.
0
logisticsmanager
(25.12.24)
Serseri it kopuk, partnerini dövmeye hazır biri izlenimi verir. Eline koluna aptalca resimler çizdiren düşüncesiz biri derim. Darp raporu nasıl alırım diye yeni duyuru bekliyoruz.
0
Shepard
(25.12.24)
doğrusu hiç bu tarz dövmesi olan bir doktor görmemiştim. bana keko işi geldi. doktor da olsan zihniyet olarak keko olabiliyorsun sonuçta.
0
duygusalatasi
(25.12.24)
Aynı çevrede bile bulunmak istemem.
0
rock n roll
(25.12.24)
Bana da malca geldi
0
grimavi
(25.12.24)
Hafiften önyargı oluşur ama çok bilmeden konuşmamak der tanımaya çalışırım.
0
put it in your appropriate place
(25.12.24)
Günlerce randevu peşinde koşup randevu alabildiğim doktorda böyle bir dövme olduğunu öğrensem, randevumu iptal ederdim. Net.
0
Mirket
(25.12.24)
Mirket +1
0
respect
(25.12.24)
keko, olgunlaşmamış.
0
orpheus
(25.12.24)
Benim kafamda canlanan üç imaj var.

1- Apaçi.

2- Prezentabl coco boy, tercihen yazı yazma becerileri zayıf.

3- Kısa parliament abi.

Fotoğraftan aldığım izlenim nargileci kısa parliament abiyi çağrıştırdı. Alınmak yok. Swh.
0
akhenaten
(25.12.24)
Şiddet eğilimi olan biri diye düşünürüm
0
wd40
(25.12.24)
"Siz tedirgin edici mi bulurdunuz ya da kişinin tekinsiz biri olduğunu mu düşünürsünüz?"

Evet ve evet. Dahası, bu kişi, hakkında tam da böyle düşünmemizi istiyor ki el gibi dövmenin en çok görüleceği bölgelerden birine bunu yaptırmış.
0
visnebahcesi
(25.12.24)
Elinde yüzünde boğazında kafa derisinde dövme bulunan insanlar genel olarak rahatsız edici benim için, yani silah olması önemli değil silah değil de genel olarak kabul görebilecek herhangi bir motif de sıkıntı benim için.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(25.12.24)
Hiç iyi düşünmem. Hatta eli kolu komple boydan boya dövme ile kapatma işi de hoşuma gitmiyor. minimal dövme severim ama.
0
kullanicadi
(25.12.24)
Keko ve rahatsız edici. @Mirket'in aksine o kadar beklediğim hastane randevum için gerekli işlemleri yapar sonra e-Nabız'dan puan bile vermeden hayatımdan silerim.
0
nawar
(26.12.24)
Bana ilginç gelir, istemeden söylediklerine karşı önyargılı olurum ama diğer doktorlar gibi tatmin edici şeyler söylerse bu da böyle bir kafaymış der geçerim. Kendi özel hayatı çok farklı olup profesyonel hayatta gayet iyi olabilir.
0
jazzabel
(26.12.24)
el ve boyun dövmeleri hiç güven vermiyor
0
9kuyruklukedi
(26.12.24)
ben erkek oldugum halde muhabbeti kisa keser uzaklasirim. bu dovmeyi yaptiran biriyle paylasacak pek bir seyim olmadigina eminim.
0
bohr atom modeli
(26.12.24)
(16)

kaldırımda yürürken karşıdan gelen kimsenin yol vermemesi

yazar yazmaz yazan yazar
sizin de başınıza geliyor mu? erkek-kadın, genç-yaşlı hiç kimse asla azıcık yana çekileyim, omuzum çarpmasın falan yani umrunda değil. yol veren kişi daima ben oluyorum. biraz inat yapıp ben de çekilmesem kenara bu yüzden muhtemelen her gün kavga ederim yani birileriyle.dün mesela çocuklu bir kadın
sizin de başınıza geliyor mu? erkek-kadın, genç-yaşlı hiç kimse asla azıcık yana çekileyim, omuzum çarpmasın falan yani umrunda değil. yol veren kişi daima ben oluyorum. biraz inat yapıp ben de çekilmesem kenara bu yüzden muhtemelen her gün kavga ederim yani birileriyle.

dün mesela çocuklu bir kadın geliyordu karşıdan her zamanki gibi ben kenara çekilerek geçmeye çalıştım. kadın çocukla yan yana hiç istifini bozmadan geçti. benim henüz taksitlerini ödediğim şişme montum giysi kumbarasına takılıp yırtıldı.

ben de dümdüz yürüsem ve omuzlaşsak bu sefer "önüne baksana öküz" olacak. sanki kendisi zerre kadar kenara çekilmiş gibi.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(25.12.24)
millet dert kupu. yolda yururken aklindan bir suru sey geciyor. yol verme falan kimse dusunmuyor.
0
buenosdias
(25.12.24)
ben dertsiz tasasız harikulade bir insan mıyım ne alaka?
0
🌸yazar yazmaz yazan yazar
(25.12.24)
Bu dünya sen, ben ve bizim gibi hassas kalpliler için bir cehennem gerçekten.
0
Pass this on
(25.12.24)
Bunun için buraya gün yüzü görmemiş küfürler yazabilirim ama ne desek gg. artık millete omuz atıyorum. Aklıma başka çözüm gelmiyor
0
gilbeys
(25.12.24)
Tam da az önce halkımızın ne kadar görgüsüz olduğunu düşünüyordum ben de.

Asansörde 6-7 kişiyiz, kapının tam önündeki de benim. Kapı açılınca mantık olarak ilk önce benim inmem gerekiyor, değil mi? En arkadakiler beni izdiham var da koşuyor gibi ite kaka en önce kendileri inmeye çalışıyor. Bunu defalarca yaşadım.

Metrodan birileri inerken binmeye çalışırlar, yürüyen merdivende solda dururlar. Mağazada koridorda beklerler, benim geçmeye çalıştığımı gördükleri halde yol vermezler. Otobüslerde de aynısını sık yaşıyorum.

Çözümüm şu, bağırarak "Pardooon, geçebilir miyim bir zahmet?" diyorum. Hala tam çekilmeyen olursa da çarpa çarpa geçiyorum, bazen söyleniyorum yüksek sesle.

Bunlar genelde hemcinslerim tabii ki. Mağarasından hala çıkamamış erkeklerle çoğunlukla hiç muhatap olmamayı ve kendi zora sokmamayı tercih ediyorum, bunların en ufak inatlaşmada başvuracağı tek yol şiddet malum.
0
moonie
(25.12.24)
Ortadoguda siradan bir gün
0
essoist
(25.12.24)
Yıllardır söylerim. Bizim ülkede insanlar yürümeyi bilmiyorlar. Cahillikten dolayı bencillikten kırılır vaziyetteyiz, tek küflü meyve bütün kasayı bozar hesabı bu tarz şeylere dikkat eden insanlar da alemin salağı ben miyim diye takmamaya başladı.

Kaldırımda, meydanda yürümek. Toplu taşıma sırası, binme/inme faslı vs çok örneği var.
0
hedep
(25.12.24)
duyuru acmissin ben de empati yapman icin olasi sebebini soyledim. ha sen kendini super insan, harika vatandas, medeniyet savascisi falan gibi gorup diger insanlari okuz, mal, ayi diye yargilayarak ofkeni kusmak istediysen daha cok isyan edersin.
0
buenosdias
(25.12.24)
kadının 'neden hep ben çekiliyorum, biraz da karşıdan gelen çekilsin' dediği güne denk gelmişsindir belki.
0
elorelia
(25.12.24)
ben yarım çekiliyorum. bir insan eni değil de yarım sağa gidiyorum, onların da görüp benzer efor gösterip kendi sağlarına geçmesini bekliyorum.

beklemezlerse de sorun değil boyum 193 omuzlarım geniş.
0
aguen
(25.12.24)
bunu bilhassa çiftler yapıyor ve "karşımdaki gelen tek, o kenara çekilsin ya da kaldırımdan aşağı insin" kafasında oluyorlar genelde. ama ben hiçbir suretle aşağı inmiyor, kenara çekilmiyor, onların ayrılmasını bekliyorum.

ama karşımdaki tek kişiyse ekseriyetle yol veren ben oluyorum. ama gözlerinde ve yürüyüşünde kabadayılık olanlara sonucu ne olursa olsun yol vermiyorum.
0
m e b
(25.12.24)
ben de genelde çekiliyorum, aynı şeyi düşünüyorum sizinle.

bazen dar yerde çöp konteynırı falan oluyor, yol veriyorum birilerine teşekkür ediyorlar seviniyorum. bazen kaba davranıyorum birileri yol veriyor. özür dilercesine teşekkür ediyorum. böyle anlar da yok değil.

ama genelde kaldırımda karşılaşınca kenara çekilen ben oluyorum. kabalıktan mı yoksa farkındalıksızlık mı emin olamıyorum. çünkü bazen yol vermiyorum ve sürtüşüyoruz.

en sinir olduğum şey çiftlerde oluyor.
ben kız arkadaşımla yanyana gidiyorum, karşında da çift geliyor. biz ayrılıp tek sıra oluyoruz diğer çifte yer vermek için, onlar hiç istifini bozmuyor.

lan siz iki saniye ayrılmayasanız diye biz papaz oluyoruz evde.
siz de ayrılın tek sıra olun, biz de öyle olalım. kimse kavga etmesin.
0
biseysorcaktim
(25.12.24)
Malesef benim de sürekli başıma geliyor. Sorun seninle ilgili değil.

Kapristen kaynaklanann bir şey, "ben yol verirsem küçük olurum, "eşit ya da büyük olmalıyım" kaprisi var birçok insanda.
0
hayirsiz
(25.12.24)
Bunu ciddi ciddi deneyerek anlamaya çalıştım ben de.

Karşıdan gelene yol vereceğim iki adım kala belli oluyorsa dümdüz hiç yokmuşum gibi geliyorlar.

Son ana kadar dümdüz gidersem çarpışmamak için yol veriyorlar.

Trafikte de böyle değil mi zaten
0
nop
(26.12.24)
Medeniyet görmemiş kişilerin magandalığı bu olay. Erkek olduğumdan dolayı olası bir tartışmaya 5-0 geriden başlayacağım için kadınlar ile hiç muhatap olmuyorum. Erkeklerde de yine çoğunlukla yol veriyorum. Uğraşamam kimseyle. Bazen de önüne bakmıyorsa tam, bakıyorsa yarım dönerek yol veriyorum. İki tane s****ndirik red pill videosu izleyip mağara adamı olunca alfa olduğunu sanan ya da hayattaki tek varlığı birine fiziksel şiddet uygulayarak kanıtlamaya çalışanlar var çünkü. 1.70 falan olsam aradıkları o olduğu için muhtemelen döverler ama ben yapınca dönüp bakıp "psaeaaah" gibi o küfür ile allaha isyan arası sesi çıkarıp devam ediyorlar genelde. Tabii ben arkama bile dönmeden yürümüş oluyorum.

Onu da yapmamak lazım aslında, millet manyak ama huzuru kaçsın. Alfa hayalleri suya düşsün. Şu alfa muhabbetini çıkaran köylüye de... Neyse. Bizim ülkede zaten efendi olanı ezik, öküz olanı haklı sanma eğilimi var. Üstüne bir de bu zırva ve keko rap akımı ile iyice yitik olma çıktı.

Daha bunun asansörü, metrosu, metrobüsü, market kasası, trafikte araya kaynak yapması ve emniyet şeridi kullanması falan var. Ses çıkarmadıkça da devam ediyorlar.
0
nawar
(26.12.24)
Bir de onun pitbull köpekli versiyonları falan oluyor. Hayvan hırlayarak üzerine doğru geliyor falan. O bir şey değil
0
wd40
(26.12.24)
(25)

milletin ölüp bittiği ama sizin beğenmediğiniz şeylerden örnekler

ala09
beyoglundaki sakarya tatlıcısı... allah aşkına arkadaslar bi insan bu tatlıyı neden över? severim ayva tatlısını ama içinde ceviz bile yok şerbetli bi meyve ve kaymak ve internette kötü yorum yok. öyle bir doyurdu ki ertesi gün hala acıkmadım tıkandım adeta hafif falan değil yani. bir diğeri dürümza
beyoglundaki sakarya tatlıcısı... allah aşkına arkadaslar bi insan bu tatlıyı neden över? severim ayva tatlısını ama içinde ceviz bile yok şerbetli bi meyve ve kaymak ve internette kötü yorum yok. öyle bir doyurdu ki ertesi gün hala acıkmadım tıkandım adeta hafif falan değil yani. bir diğeri dürümzade. bildiğin kasap KÖFTE gibi bi adana. salatası çok iyi ama adanası normal/iyi anthony bourdaini getirecek bi olayı yok(tamam ona gelmedi de gitti sonucta)("biz anthonynin intiharına inanmıorz"). yedikten sonra mızmızlanmak istemedim ortam bozmamak için, övülmeseydi yine bi şey demezdim övülünce sinirleniyorum.......daha önce de cool lime, bubble tea gibi NAZO çakması içeceklerin övülmesine şok oluyordum

sizde neler var?
0
ala09
(25.12.24)
oranin ayva tatlisini cok seviyorum. ama herkes sevecek diye bisey yok.

basima bir is gelmeyecekse asure diyorum. tam varos tatlisi:D
0
buenosdias
(25.12.24)
Cool lime konusunda seninle aynı fikirdeyim. Çok baskın nane tadı var ve aşırı şekerli. Bunlar için tekrar bir ayarlama yapsalar belki iyi olurdu.

Buraya da sormuştum cool lime için güzel mi diye. Denedim, çok merak etmiştim ama bu sebeple içemedim. Baskın tatları sevmiyorum. Kereviz bile yiyemiyorum çok ağır ve baskın bir tadı var. İçine girdiği her malzemenin tadını bastırıyor. Konuyu kerevize getirmeyi nasıl başardım onu da bilmiyorum :))
0
rock n roll
(25.12.24)
Aşure +1
0
sacrilegious
(25.12.24)
Kesinlikle serpme kahvaltı (bir iki yeri hariç tutabilirim İstanbul için)
Diken diken oluyorum birisi teklif ettiğinde. Önüme özenli bir eggs benedict, croque monsieur, acai bowl vs gelmedikçe doğranmış domates salatalık, peynir, zeytin, reçel görmek istemem dışarda kahvaltı yaparken. Zaten artık mecbur kaldığımda en kötü sadece menemen, omlet falan yiyip kalkıyorum.

Bir de pişi. Ne var bu pişide ya tek sevmeyen benim heralde. İnsanın midesine oturan yağlı bir hamur.
0
kullanicadi
(25.12.24)
dubai cikolatasi
chicken wings
kfc
0
sonsuz
(25.12.24)
Midye dolma. Olmasaydı da olurduk diye düşünüyorum.
0
fildirfildir
(25.12.24)
sezen aksu, ay çekirdeği, siyah çay, dubai, aşure +1
0
bartholomew87
(25.12.24)
PROFİTEROL demek istiyorum. tabi ki hakkını vererek yapan mekanlar var (bomonti deki batard 'dınki gayet iyiydi) ama böyle adı 'x profiterolcüsü' tadında olan onbinlerce yorum, 5 yıldız, hakkında ultra güzel şeklinde öneriler yapılan mekanların profiterolleri gerçekten fecaat. zaten bunu örtmek için galiba; süt tozlu, nişasta dolgulu hamur topunu %80i glikoz şurubu olan çikolata sosun içine gömüp veriyorlar
0
lüzumsuz adam
(25.12.24)
Sezen Aksu
Yeşilçam filmleri ve dönemin popüler figürleri (türkan şoray vs)
Apple ürünleri
Mercedes G serisi arabalar


Boş zamanlarımda kafayı takacak yeni konsept arayan biri olarak ilk aklıma gelenler bunlar ama kesin başka unuttuğum şeyler vardır.

Yemekle ilgili olarak;

Tencere yemekleri. Biraz fakirlikten çıkmış gibi ya. Sebzeleri de bakliyatı da eti de daha iyi pişirme yöntemleri var. Çoğu tencere yemeğini pek sevmem.

Aşure net. Geçen sene komşuyu geri döndürmüşlüğüm var ben gerçekten sevmiyorum israf olacak başkasına verin diye :d

Deniz ürünlerini çok seven biri olarak midye dolma da pek benlik değil. Yiyene laf etmem de daha iyi bira yancıları falan var bilemiyorum.

Islak hamburger. Bi kere yedim, yani denk gelsem yerim çok kötü değil ama böyle bi ıslak olsa da gömsem demem herhalde.

Aşşşırı çikolatalı tatlılar. San Sebastian istiyosun (ki çok severim yanık tatlıları) üzerine bir dünya çikolata döküyor. Bi ara da böyle değişik tatlıcılar türemişti tuhaf isimli çikolata bulamacı tatlılar satıyolardı. Çikolata severim de Fildişi Sahilli bir işçinin günlük mahsulünü bi kerede tüketmek istemiyorum lol
0
nundu
(25.12.24)
Zincir kahvecilerde satılan, 35000 çeşit krema, şurup, tatlandiriciyla yapılan kahveler. Ben düz americano ya da filtre kahve içerim her yerde. Bir yudum alsam boğazım yanıyor diğer kahvemsi içeceklerden.

Çay. En son 3-4 ay önce bir bardak içtim sanırım. Bitki çaylarından bahsetmiyorum.

Yeniköy'de Emek Manticisi var, bütün arkadaşlarım mantilarina bayılır. Zaten bayağı da popüler bir yer. Bana gore fazla haşlanmış mantidan ibaret tabakları. Hiç sevmiyorum.


Yiyecek içecek dışında da ilk aklıma gelen şey Ugg oldu. Popülerliğini asla anlamıyorum.
0
fraise
(25.12.24)
- 3. dalga kahveciler
- çoğu dönerci
0
orpheus
(25.12.24)
kahve, çay, alkol
antep'teki İmam Çağdaş

(antoni'nin intihar ettiğine ben de inanmıyorum)

sezen aksu+1
levent kırca, kemal sunal ve o dönemlerde subliminal şekilde beynimize ahlaksızlığı sokan türk filmleri ve "program"ları

türlü yemeği (aka patlıcan nasıl katledilir yemeği)

sevdiklerimizi de sorcan mı? ben söyliyim arada patlıcan reçeli mmmmmm
0
mathilda.may
(25.12.24)
Hatay soslu döner
Maydanoz döner
Dubai çikolatası
Breaking bad
Patso
Kadında crop görmek
Büyük meme
0
alimcgraw
(25.12.24)
instagram'da story atmak. saatlerce reels izlemek. hayatını burada yaşamak.
bamya, pırasa, karnabahar, midye dolma, lahana sarma, döner, iceberg marul, coleslaw salata, türk kahvesi, bulgur, adana, kuzu ızgara.
ağzı bozuk kızlar. keko rapçiler ve fanları.
0
gabe h coud
(25.12.24)
Gezmek ve Angelina Jolie (hem simdiki hem daha genc hali)
0
chickentown
(25.12.24)
Bence dünyanın en çok abartılan gıdası Oreo. Resmen din haline gelmişti bi ara, nasıl bir reklam yürüttülerse :D

Sevmiyor değilim, ama abartıldığını bence kabul etmeliyiz.

Gerçekten beğenmediğim bir şeye örnekse crocs. Çünkü çok çirkin. Ayağım rahat edebilir ama kafam hiç rahat etmiyor :D
0
akhenaten
(25.12.24)
Uzun tırnak, story.
0
Kahvedesu
(25.12.24)
Dar slim fit pantolon.
0
wd40
(25.12.24)
volkan demirel. adam sırf depremde ağladı diye millet abarttı da abarttı. zamanında gazeteciyi evinden aldırmakla tehdit etti. sahada yaptıklarını söylemeye bile gerek yok. sokak hayvanlarına bile laf söyledi lan herif:) depremde o kadar insan seferber oldu, bunun kadar konuşulmadı. nasıl bir algı anlamak güç.
0
nothing in my way
(25.12.24)
Ortaoyunuyla başlayan, günümüze kadar gelen, Türk tiyatro sinema tarihindeki aptal ama aynı zamanda şeytana külahını da ters giydiren komik tiplemelerin tamamı, Pişekar'ın Kavuklusu, Cilalı İbo, Turist Ömer, Kemal Sunal vs.

Cehaletin parlatılmasının yapı taşları
0
Mirket
(25.12.24)
"minik dokunuşlar" isimli estetik müdahalelerden rahatsız oluyorum.

Mesela bir psikoterapist arıyorum İnstagram'da, tam fikirleri aklıma yatıyor akıllı buluyorum falan, bir de bakıyorum ki deli gibi müdahalesi, plastik maske gibi bir yüz. Tuvale kalın kalın atılmış fırça darbeleriyle sabitlenmiş yağlı boyadan ibaret gibi duran bir makyaj. Doğallıktan uzaklaşmak çok ama çok rahatsızlık veriyor bana.

Kaskatı değilim, öyle durumlar gördüm ki o burun kesinlikle düzeltilmesi gereken bir burun gerçekten ama onun kadar yamuk olmayan burunlar, hiç de yokmuş gibi durmayan kaşlar, kendine mahsus bir şekli ve karakteristik bir görüntüsü olan o dudaklar, yüzün kendine ait yapısı... Bunlarla bu kadar oynanması çok rahatsız ediyor. Karşımda sürekli olarak rahatsızlık huzursuzluk hissi yaşayan biri varmış gibi hissediyorum ben de huzursuz oluyorum.
0
muhayyer divan
(26.12.24)
- tulumba tatlısı, güllaç, bilmemkaçı bir arada, şekerli kremalı kahveler, rakı, jack daniel's, serpme kahvaltı, mc donald's/burger king/kfc/pizza hut/pizza lazza, yemekte sunum şovu yapan yerler
- keko rap, arabesk, eller havaya pop, ahmet kaya, sezen aksu, ibrahim tatlıses
- elden ring, dragon age the veilguard,
- breaking bad, güç yüzükleri, güncel Türk dizileri
- ugg, şort etek, tayt
- ghostlama, manifest etme, datee çıkma vb. çakma ifadeler ile mezuna kalmak, görüldü atmak vb. A -1 Türkçe kelimeler
- bmw
- dudak dolgusu, çene ve elmacık kemiği belirginleştirme ameliyatları, yüze enjekte edilince mimiksiz bırakan diğer tüm zımbırtılar, insanda olduğu için pençe diyemediğimiz tırnaklar


Her maddeye beşer tane daha ekleyebilirim sanırım.
0
nawar
(26.12.24)
asure'ye katiliyorum. hic sevmedim, hic anlamadim. tatliya nohut koyulur mu arkadasim?

tesla. cybertruck gibi ucubeler. araba olarak inanilmaz kalitesiz ama bu woke tayfayi zamaninda iyi tokatladi elon. sattigi arabanin her yeri dokuluyor ama konsola koca dokunmatik ekrani koyunca millet kendini bir sey sandi. butun woke arkadaslarim agliyor simdi teslalari ellerinde kaldi satamiyorlar da. elon'dan da nefret ediyorlar.

super lig. millet hala izliyor inanilir gibi degil. kavga falan ediyorlar. hakemler bunlari dogruyormus falan. 18 yasindan beri izlemiyorum deli gibi futbol oynamama ve izlememe ragmen.

instagram. tamamen bos adam isi.
0
antikadimag
(26.12.24)
@nawar'ın entry'yi görünce aklıma geldi.

GTA serisi. Hatta RDR'yi de ekleyebilirim. Rockstar oyunları hiç ilgimi çekmiyor. GTA 6 çıkacak hype'ı tüm dünyada var. Benim hiç ilgim yok. Çocukken Vice City ve San Andreas oynadım da GTA 5'i anca bu sene alıp deneyeyim dedim 1 saat dolmadan sıkıldım. RDR 2'de de benzeri olmuştu

Bi de Souls oyunları, Elden Ring ve tüm soulslike oyunlar. Hiç oynamadım ama atmosferi ve boss savaşları hiç ilgimi çekmiyor. Zor oyun da sevmem pek.
0
nundu
(26.12.24)
-dubai çikolatası (çikolatalı saman gibi ama çok yoğun ve bayıyor)
-moda'daki meşhur dondurmacı (herhalde blendırdan geçirilmiş buza renklendirici sürsek aynı tatsızlığı alırız)
-helvacı ali (helvayı zaten sevmem ama resmen çamur/macun kıvamında ürünleri)
-mcd- bk hambugerleri (saman gibi tatsız ve ufacık, içi bomboş)
-"meşhur x'çi" tarafından satılan herhangi bir ürün
-kadınlardaki uzun, iğrenç tırnaklar
-kadınların kirpiyi model almış gibi kestirip biçtirdikleri burunları
-kemal sunal
-behzat ç ve gerçek hayatla senaryoyu karıştırmış avaneleri
-crop
-rock/metal
-futbol
-kadıköy
-starbucks

şimdilik bir çırpıda aklıma gelen şeyler bunlar.
0
m e b
(26.12.24)
(15)

hiç bilmediğiniz bir ülkeye gidip gezeceginiz zaman nasıl yapıyorsunuz?

Zetnikov
merak edıyorum arkadaslar mesela bosna hersek gıdeceksınız ama hıc bılmıyorsunuzbunun appsi mi var yada hangı sıteden vs arastırma yapıp yola cıkıyorsunuzyoutube demeyın orada dırek gezıyorlar hepsınde cok net seyler anlatılmıyorsiz hıc bılmedıgınız ve gıdecegınız ulkenın nereden nereye nasıl gıdılı
merak edıyorum arkadaslar mesela bosna hersek gıdeceksınız ama hıc bılmıyorsunuz
bunun appsi mi var yada hangı sıteden vs arastırma yapıp yola cıkıyorsunuz

youtube demeyın orada dırek gezıyorlar hepsınde cok net seyler anlatılmıyor

siz hıc bılmedıgınız ve gıdecegınız ulkenın nereden nereye nasıl gıdılır bılet alma vs yada ne yenir tarzı seylerde olur nasıl gezecegınızı nasıl cozuyorsunuz?

birde gittimi böyle bi kac ulkeye gıtmek ıstıyorum en duzgun rotayı nasıl cızebılırım

mısal balkanlar cok yakın bı suru ulke var vs
0
Zetnikov
(24.12.24)
YouTube, Google ve Google Maps. Yabanci ulke ise Ingilizce aratarak daha cok icerige ulasiyorum.

Turkiye'de bir yere gideceksem de aynisini yapiyorum ama bu sefer Turkce aratiyorum.

Cok spesifik bir sey ogrenmek istiyorsam (misal bilet nasil alinir, lokal yiyecekleri nelerdir vb), bunu da Google'da Ingilizce aratiyorum.
0
sertac akin
(24.12.24)
ulaşım için google maps. restoranlar için yine google maps.

gezilecek yerler için direkt googlea sor nereler gezilir diye. ya da instagramdan youtubedan falan da bulunabilir. oralara giden bir sürü insan var ve çoğu neyin nasıl yapılacağını paylaşıyor.
0
jelly bear
(24.12.24)
Her seyi google mapsten yapiyorum desem yalan olmaz.
En cok ondan faydaliyorum, ilk is kalacagim yeri belirliyorum ama onu da varsa bi amacim gormek istedigim bir sey filan ona yakin mi olsun istiyorum ne istiyorsam ona gore seciyorum. Kalacak yeri belirledikten sonra google mapste aciyorum orayi etrafinda ne var ne yok inceliyorum. Kalacagim yerin secerken de aslinda bakip bakip bunun yakininda su var filan diye seciyorum. Yemek icmek onemli mesela benimcin. Menulere restoranlara yerel biracilara bakarim. Tatlicilara bakarim civardaki.

Youtubedan bir sey anlamak zor geliyor. Eksi sozlukte gidecegim sehirin basligina filan bakiyorum mutlaka. Orada iyi bilgiler cikiyor bazen.

Diger isleri de google de aratma +1 en guncel yayinlanmis seyleri okuya okuya buluyorum,
0
a perfect lie
(24.12.24)
bu yaz tur kapsamında balkanlar gezisi yapmıştık arkadaşımla.
turlar her şeye para istiyor ve kısıtlı zaman veriyordu. bu sebeple oraya gitmeden önce ön araştırmaları yapmış olsam da telefonuma tripadvisor'ı indirmiştim, oradan hoşumuza giden yerleri (mesafe ve ulaşım ücretleri vs gibi konuları da makul bulduysak eğer) bölge insanlarına sorarak kendi imkanlarımıza gezmiştik, böyle çok daha ucuz ve verimli olmuştu her şey.
0
m e b
(24.12.24)
Bloglara bakıyorum. Zaten tarihi ve turistik yerleri büyük ölçüde bu bloglar ve TripAdvisor'dan planlıyorum. Sonra nerelerde yemek yiyeceğimi ve ne yiyeceğimi planlıyorum. Instagram'daki gezi hesapları ülke ülke gezip öne çıkanlara story'lerine sabitliyor onlara bakıyorum. Ben balkanları gezeli çok oldu mesela börek nerde yedim aklımda kalmamış ama saraybosna'da zeljo'da pleskavitsa ve cevapi yemiştik o aklımda. Tuffahiye ye mutlaka güzel bir tatlı. Belgrad'da av etleri üzerine bir restoran vardı Lovac orası çok değişik bir ortamdı ve güzeldi incelersin istersen. Podgorica'da pod volat var orda karışık bir et tepsisi yemiştik aşırı ucuzdu zamanında ve çok lezzetliydi. Denk getirirsen karadjorjeva bul ye o çok güzeldi. Şöyle bir yemek.
en.m.wikipedia.org

Ben 55 kg luk bir kadın bedenine hapsolmuş obez bir ruh olduğum için çok yeme içme odaklı geziyorum. Ama bütün görülecek yerleri ve müzeleri de geziyorum es geçmem. Google maps'ten görülecek yerleri işaretler ona göre gün gün planlarız.
0
kullanicadi
(24.12.24)
Torrentten bir yerden Lonely Planet vs kitabı bulup okuyorum genel bir fikir edinmek için.

Bedava yürüme turları var mı diye araştırıyorum. Çok faydalı oluyorlar.

Bir yerden bir yere gitmek için google maps +1.

Tripadvisor forumlarında bilgi oluyor ya da şehrin turizm sitesi varsa.
0
peki madem
(24.12.24)
tripadvisor bi de ekside nerede ne yapilir diye uzun uzun yazan yazarlari okuyorum. bazen de google'a "what to eat in x" yazip aratiyorum ki yemeklerin gorsellerini goreyim kendime gore seceyim falan filan.
0
bohr atom modeli
(24.12.24)
genelde bir yere gitmek istedigim tarih belli oluyor. isten ona göre izin alinmis ya da bayram vs oluyor.

sonra skyscanner gibi uygulamalardan nereye ucuza gidilir diye bakiyorum. iclerinden barcelonayi begendim ve uygundu diyelim.
gidis dönüs biletlerini aliyorum. otelin ici benim icin neredeyse hic önemli degil cünkü sadece uyumaya gelecegim. ucuz ama yeri güzel bir otel bulup orayi base yaparim diyorum. gitmis olan arkadasim varsa ona sorarim yoksa kendim internette arastiririm.

havalaanindan otele gidis önemli. buna internetten bakarim gitmeden. ondan sonra otelden google maps araciligiyla gitmek istedigim yerlere yürüyerek ve toplu tasimayla giderim. google mapste gitmek istedigim yerleri ve restoranlari önceden secerim. gezi videolari izlerim. offline google maps indiririm.

birkac ülkeye gitmek icin önce gidecegin yeri ve dönüsü belirleyip bilet alacaksin. aradaki güzergahi cözmek, otel ve ulasimi cözmek lazim. bu backpacking genc yasta ögrencilikte iyi ama calisan bir insan icin cok yorucu oluyor. bulmaca gibi biraz. her sehrin farkli ulasim sistemi, nerede ne yapilacak, para birimi farkli vs kafayi bosa alamiyorsun hic. tek basima ben böyle bir sey yapmam acikcasi bir daha.
0
sonsuz
(24.12.24)
Konaklama genelde Booking' dne çözüyorum.
Havaalanı gidiş gelişler için açıkçası özel araç ayarlıyorum genelde, bütçe için biraz yorsa da vakit kazandırdığı için çok takışmıyorum.
BEnim için önemli olan lokal publar, özellikle kendi biralarını yapanlar, bira menüleri geniş olanlar, sonrasında da yerellerin takıldığı güzel restoranlar. Genel gezi yeme içme üstüne kurulu :) mekanları genelde bloglardan, booking' in forumlarından vb. buluyorum.

local breweries in ..... yaz enter :)


Hanım müze, kilise işlerini hallediyor, ben de gezip çıktıktan sonra " aşkım yakında çok güzel pub var, gel götüreyim seni. " diyorum :)

şehri genelde 4e bölüyorum, gitmeden kabaca hangü gün nereleri gezip görüp nerelerde yiyeceğim aşağı yukarı belli. en az yarım gün hatta zaman, imkan varsa da bir tam gün rastgele geziyoruz, kaybolmacasına, zevkli oluyo.


yürüme turları + 1 bu arada.
0
kumandanim
(24.12.24)
Harika yorumlar gelmis
0
🌸Zetnikov
(24.12.24)
Önerilenlere ek olarak Reddit. İlgli ülkenin subredditine özellikle ilgi alanlarınıza göre sorunca turistik olmayan, çok daha lokal öneriler geliyor. Sahafları, küçük pub'ları, turiste yönelik olmayan lokal restoranları falan buluyorum ben böyle.
0
kobuzchu kiz
(24.12.24)
sora sora bagdat bulunur. genelde gittigim yerde kaldigim yerdeki calisanlarla konusuyorum; otobüste, yolda, sokakta, restoranda yerel insanlara soruyorum. cok plan yapmayi sevmiyorum. gidip akisina birakiyorum. turistik yerlerde yemek yemiyorum mesela mahalle arasi yerlerde yiyorum, asla rezervasyona ihtiyacim olmuyor. belki kabaca su iki yeri göreyim, yakindaki su kasabaya gideyim diye bakabilirim ama nasil olacagi ilk kez ben oradaykenin sorunu.
kasmaya gerek yok. git kafana göre takil.
0
alice in potatoland
(24.12.24)
Varsa belgesel izliyorum
Okuyorum, özellikle wiki voyage oldukça faydalı
Google’a basitçe places to visit in [şehir adı] yazıp ana noktalara bakıyorum. İlginç gelenleri haritada işaretliyorum
Google’a what to eat in [şehir adı] yazıyorum
0
but that was just a dream
(24.12.24)
Hiçbir fikrimin olmadığı bir yere gitmem veya bir şey yapma hedefim yoksa yine gitmem oraya. Bunu zaman ve para kaybı olarak görüyorum. Dil konusuna gelirsek bu sorun değil bence. Eğer güzel bir plan ve hedef varsa dil hiç sorun değil.

Shengen alıp da gezmiş olmak için gezmektense bir latin amerika ülkesinde salsa veya bachata etkinliğine katılmak gibi hedefin varsa hiç sorun olmaz.

Kısacası ben ilgi alanlarıma göre seyahat ediyorum. Bu bana istediğim herşeyi sağlıyor
0
wd40
(24.12.24)
Reddit güzel bilgiler veriyor. App ile uygulama hakkında bilgiler edindiğim oldu.
0
put it in your appropriate place
(24.12.24)
(16)

erkeklerin güzel kadın istemesi vs. kadınların yakışıklı erkek istemesi

pembediken
Erkeklerin güzel istemesi tuhaf karşılanmıyor ancak kadınlar yakışıklı erkek istediğinde şekilci deniyor. Mesela biri yakışıklı erkek aldatır, çok talibi olur vb diyor. Biri eşinin göbeğine aşıkmış dış görünüş önemli değilmiş. Kadınların dış görünüşe bakması tuhaf mı sizce?
Erkeklerin güzel istemesi tuhaf karşılanmıyor ancak kadınlar yakışıklı erkek istediğinde şekilci deniyor. Mesela biri yakışıklı erkek aldatır, çok talibi olur vb diyor. Biri eşinin göbeğine aşıkmış dış görünüş önemli değilmiş. Kadınların dış görünüşe bakması tuhaf mı sizce?
0
pembediken
(23.12.24)
Kadın erkek herkesin kendi kriterini söyleme hakkı var

Tip, boy, kilo, ekonomik durum, meslek vs

Mesela bir kadının ben zengin koca istiyorum demesi niye bu kadar tetikliyor, hayatta herkesin öncelikleri farklı, o da bunu arasın, bu bana oldukça dürüst geliyor
0
grimavi
(23.12.24)
"Erkeklerin güzel istemesi tuhaf karşılanmıyor ancak kadınlar yakışıklı erkek istediğinde şekilci deniyor."

- kadınların ezici bir çoğunluğu herhangi bir şey yapmadan ilgi görebiliyorken erkeğin ilgi görebilmesi için ortalamanın üzerinde birisi olması gerekiyor. beğenilmeyen erkeklerin ağlaması bu.

"Kadınların dış görünüşe bakması tuhaf mı sizce?"

- insanların kendilerine çekici gelen yüz ve/veya vücut özelliklerine sahip insanları arzulaması gayet normal.
0
tabudeviren
(23.12.24)
erkegin güzeli cirkini olmaz. efendisi olur iti köpegi olur.
www.youtube.com
0
sonsuz
(23.12.24)
Aslında örnek verdim. Eşinin göbeğine aşık olan arkadaşım dış görünüşe yani yakışıklı olmasına bakma dedi. Ben öncelikli olarak dış görünüşe yani yakışıklı bakımlı olmasına bakıyorum para önemli değil. Ama sanki parası olsun desem daha normal karşılanacak
0
🌸pembediken
(23.12.24)
Yakışıklı erkeğe yakışıklı kadın düşse de bu ikilemden ayrılsam. Kesin 3-4 limanın vardır, aldatıyosun beni diyenlerden bıktım. Özgüvenlerine göre konuşuyorlar bence. Sıktı artık bence. Erkek efendi olur olmaz, kadın güzel olur ya da güzel değildir. Bu kadar. Erkeğin yakışıklısı, berberden tas konularak saçı kesilmiş olan temiz düzgünüdür. Fazlasında ne yapsın, röfle çekip makyaj mı bilmiyorum.

Kadın bakışıyka yakışıklı erkek yok bence, fakir erkeği anası bile bir yere kadar.
0
baldan kaymak
(23.12.24)
Türkiye'de sıfır tip ve bol parayla çoğu kadını elde edebilirsin. Ne iş yaptığın da önemli değil. Kaçakçı, vurguncu at hırsızı tiplerin yanındaki kadınları görüyoruz.

Bu denklemi bozan belli bir statüsü ve yaşam standartı olan kadınlar. Bazen onlar bile paraya tav olabiliyorlar.

Dış görünüşe gelene kadar çok yol var yani
0
wd40
(23.12.24)
@baldan Acun'un programlarına bakın. Sadece güzel kadınları değil yakışıklı erkekleri de seçiyor yarışmacı olarak.
0
🌸pembediken
(23.12.24)
Türkiye'de sosyal konularda genelin sesi her zaman her şeye olumsuz çıkıyor. Bunları takmamak lazım.

Bahsettiğiniz konu özelinde biraz açabilirim konuyu. Bizim ülkede erkekler kişisel bakıma önem vermiyor. Giyimine de önem vermiyor, saça başa da önem vermiyor.

Benim gördüğüm kadarıyla bu durumun birazı umursamamazlıktan, birazı sefilliği yüceltme edebiyatından birazı da yoksulluktan geliyor. Kişisel bakımına özen gösteren erkeklerle dalga geçiliyor. İnsanlar az bir şey eli yüzü düzgün bir şey giydiğinde utanıyor, "bu bize uymaz" tavırlarına giriyor. Zaten bakım ve giyim kuşamla ilgili çoğu şey de pahalı. Şimdi çoğunluğu bu kümeden oluşan bir yerde siz çıkıp "ben yakışıklı erkek istiyorum" derseniz ne olur?

Size hak mı verilir? Yoksa savunma psikolojisiyle türlü türlü mantığa bürüme çabalarına mı şahit olursunuz?
0
akhenaten
(23.12.24)
Erkekler göz insanıdır kadınlar kulak insanıdır. Erkekler gözlerinden avlanır kadınlar kulaklarından avlanır.

Ama son yıllarda kadınların önemli bir kısmı dişillikten bir miktar uzaklaştıkları için daha bir göz insanı olmuş durumdalar, kendilerine uyguladıkları bakımı erkekte de görmek ister oldular.

Erkekler zaten göz insanı oldukları için, bir de kadınların bu tercihleri de çoğalınca tıpkı kadın gibi manikür pedikür botoks kaş aldırma lazer bilmem ne yaptırır oldular. Vücut geliştirmeyi saymıyorum, bana o kadar saçma geliyor ki hepsi.

Birlikte oluyorlar ama çok çabuk tüketiyorlar. Bir yılda 8-10 sevgili değiştiren oluyor kadında da erkekte de. Sonra güvensizlik gelişiyor, değersiz bulmalar artıyor, menfaatperestliğin önü açılıyor...

Ahlak denen şey bunun için vardı, maddecilik saplantısı insanı doyumsuz ve huzursuz mutsuz kılacağı için insanlar birbirlerinde daha derin anlamlar arasınlar istenmişti. Bunu ciddiye alanlar da eş bulamıyor artık, öyle bir yamuldu her yer.

Kadın da maddeci olursa erkeği kimse toparlayamaz diye düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(23.12.24)
Yakışıklı erkek arayan kadın erkeklesmistir, iyi bir şey değil.
0
sekizdokuzon
(23.12.24)
hiç de tuhaf değil kocam bu kadar yakışıklı olmasa bilemiyorum napardım kadınlar için de tip çok önemli olmalı.

erkekler için aşama cinselliğe geldiğinde güzel çirkin pek fark etmiyor tek bir noktaya odaklanıyorlar genelde. tabi ki genellemeler yapmak iyi değildir onu da belirteyim.

kadınlar için beğenmediği bir erkekle bırak cinselliği öpüşmek bile zul gelir.
0
Hallegadola
(24.12.24)
Bence tercihlerin hiçbiri tuhaf değil. Karşılıklı kriterler sağlandığı sürece iki taraf da memnunsa kimseye laf düşmemeli.

Benim için de dış görünüş önemli. Görünüşünü beğenmediğim bir erkekle uzun süre beraber olamam. Genelde dediğiniz yorumları yapanlar kendi olumsuz/olumlu tecrübelerini ya da başkasından gördüklerini tek doğruymuş gibi algılaması.
0
jazzabel
(24.12.24)
benim son zamanlarda gozlemledigim kadinlar yakisikliliga filan bakmiyor genelde, su an herkesin derdi parasi cok olsun modunda maalesef
0
sweetoffice
(24.12.24)
Erkeklere sorarsan da "Kadınların yakışıklı istemesi tuhaf karşılanmıyor ancak erkekler güzel kadın istediğinde şekilci deniyor." derler. İnsanların şu cinsiyet kalıplarının nerede denk gelindiği ile ilgili olduğunu kabul etmesi lazım. Öte yandan kim nerede ne derse desin bir cinsiyet ile ilgili kötülenen davranışların %90'ı diğerinde de var.

Herkesin ilişkide kriterleri olabilir ve bu normal. Kadının yakışıklı ve zengin arıyor olması ya da erkeğin güzel kadın arıyor olması gibi şeyler arayanları bağlar. Kimse toplumun ya da karşı cinsin dayattığı kriterleri beğenmek zorunda değil. Milletin laf etmesine takılmayın.
0
nawar
(24.12.24)
kadinlarin tipe bakmadigini iddia edenler hayal dunyasinda yasiyor. tip para gibidir, her sey degildir ama cok seydir.
0
baldur2
(24.12.24)
bence de tip önemli. erkegin tipi olmaz diyenler, kadinin böyle bir istegini maskülenlesme olarak görenlerin sevgilisi kesin tipsiz.
0
sonsuz
(24.12.24)
(12)

sizce haç kolyesi takmak türkiyede sıkıntı oluşturur mu?

Zetnikov
sbözellikle istanbul
sb

özellikle istanbul
0
Zetnikov
(23.12.24)
yere göre değişir. kimse dövmez ama bağcılarda takarsan bakış ve tacizlerden bunalırsın.
0
buenosdias
(23.12.24)
@tiredofwaiting

ağacamı hallenmişler
0
🌸Zetnikov
(23.12.24)
Ortama bagli herhalde. Hristiyan oldugun biliniyorsa pek bir sey denmez bence.
0
hot potato
(23.12.24)
istanbul'da ermeni arkadaslar pek gostermek istemezlerdi zamaninda, durumun iyilestigini sanmiyorum tahminen kotulesmistir.
0
cooperr
(23.12.24)
Olur tabi. Kesin birinden küfür yersin veya darp edebilirler
0
wd40
(23.12.24)
istanbul için konuşursak örneğin kurtuluş'ta sorun olmayacakken esenyurt'ta dik bakışlar alabilirsiniz.
0
visnebahcesi
(23.12.24)
@visnebahcesi

Haklisin bende ayni dusunuyorum
0
🌸Zetnikov
(23.12.24)
yok be abi türkiye'de büyük şehirlerde kimse umursamıyor böyle şeyleri. manyağın tekine denk gelirsen anca ama o ihtimal de her durumda var zaten. benim birader ankara'da uzunca süre taktı, kızıyordum hatta, şükür dayak yemedi ve sorun yaşamadı. en son ben dövecektim ulan müslüman değilsen ateistsindir aq hristiyan mısın sanki diye.
0
mark greg sputnik
(23.12.24)
Şişli - Kadıköy taraflarında o kadar çok gördüm ki haç kolyeli genç, bir de kocaman kocaman, estetik de gelmiyor bu kadar fazla olunca. Bir rahatsızlık yaşadıklarını sanmıyorum o kişilerin. Yetişkinler de görüyorum. Ben garipsiyordum başta ama kimseyi yadırgamadım ya da rahatsız etmedim.

Ama buralar Türkiyeyi tam anlamıyla ifade etmiyorlar
0
biseysorcaktim
(23.12.24)
ya zaten türkiye'de yozlaşma o kadar ilerlemişken kim ne diyebilir?
hava olsun diye takan bir sürü kişi var. yine de bunu tuhaf bulanlara hristiyan olduğunu söyleyip geçebilirsin.
0
m e b
(24.12.24)
bi sey olmaz. 10-15 yil once universitede (kocaeli) hristiyan bi cocuk takiyordu hep. problem yasasa takmazdi.
0
bohr atom modeli
(24.12.24)
Mensup olunan etnisite ve din bakımından:

Müslüman olmadığın geniş çevrende biliniyorsa, özellikle Rum, Ermeni, Süryani vs bir azınlığa mensupsan sorun olacağını sanmıyorum, benim gördüğüm kadarıyla insanlar genel olarak saygı gösteriyor.

Bir azınlığa mensup değilsen, klasik Türk/Kürt/Laz vs ve Sünni bir aileden geliyorsan bence öncelikle geniş çevren tepki gösterebilir. Ailen sorun çıkarmasa bile eş/dost/akraba vs densizlik yapacak birinin çıkma riski var.

Yer bakımından:

Eski ve merkezi yerlerde muhtemelen sorun yaşamazsın, yaşarsan bu münferit bir olay olur. Hele Şişli, Beşiktaş, Sarıyer, Kadıköy vs buralarda sorun yaşama riskin yok gibi. Fatih'in büyük kısmında sorun yaşamazsın, hele Sirkeci, Eminönü, Kapalıçarşı vs sorun olacağını hiç sanmıyorum. Sorun yaşanabilecek yerler vardır mutlaka ama oralarda da birazcık dikkatle, kolyenin yaka altına geçici olarak gizlenmesiyle olabilecek olası sorunların önü kolayca alınabilir.

Güncel gündem bakımından:

Bence en çok dikkat edilmesi gereken husus bu. Şu anda TC vatandaşı bir Yahudi olsam, Filistin'de yapılan soykırım bu kadar gözümüzün önünde ve gündemdeyken dev bir davut yıldızı kolyesi takıp sokağa çıkmazdım. Bir ara Fransa'yla ilişkiler bozulunca Fransız malları yakılmıştı. İtalya'yla Apo krizi varken İtalyan malları yakılmıştı. Hollanda'yla sorun yaşadık, sokakta portakal kesenler oldu. Bu durumun inanç özgürlüğüne zarar verdiğinin farkındayım ama cana zarar gelmemesi inanç özgürlüğünden daha önemli. Sonuçta cana zarar gelirse inanç özgürlüğünün önemi kalmıyor. Bu örnekteki Yahudi vatandaşımız Müslüman vatandaşlarımızca son derece sevilen sayılan, İsrail'in Filistin'de yaptıklarına şiddetle karşı çıkan biri olabilir (çoğu da öyledir zaten) ama allah korusun insanlar buluttan nem kapıyor, bir linç durumunda kimseye laf anlatılamaz. Gündemi takip etmek ve ona göre ihtiyatlı davranmak bence en önemlisi.

Son olarak belki haddime değil ama, naçizane fikrimi beyan etmek isterim:

Hangi dinin sembolü olursa olsun, abartılı ve dikkat çekici sembollerden uzak durmak bence semavi dinlerin mantığına daha uygun gibi geliyor. Büyük olmayan bir haç, zülfikar, davut yıldızı vs aksesuarlar neredeyse kimsenin dikkatini çekmeyeceği gibi, semavi dinlerin gösterişten uzak durulması yönündeki emirlerine daha uygunmuş gibi geliyor bana. Kocaman haç kolyelerini görünce dandik Amerikan ganster rap klipleri geliyor gözümün önüne.
0
10551037
(24.12.24)
(36)

hp kitaplarını okudunuz mu? kaç doğumlusunuz?

deartheodosia
benim tüm çocukluğum hp okumakla geçti. ama yeni tanıştığım kimse hp okumamış oluyor (evet insanlara soracak kadar önem veriyorum hala). geçenlerde bi kafeden kurabiye almıştım, uff hagrid’in kurabiyeleri gibiymiş bunlar da dedim ve kimse bi şey anlamadı mesela. ya da bence insanların hangi binada o
benim tüm çocukluğum hp okumakla geçti. ama yeni tanıştığım kimse hp okumamış oluyor (evet insanlara soracak kadar önem veriyorum hala). geçenlerde bi kafeden kurabiye almıştım, uff hagrid’in kurabiyeleri gibiymiş bunlar da dedim ve kimse bi şey anlamadı mesela. ya da bence insanların hangi binada oldukları karakterleri hk önemli doneler veriyor. ne düşünüyorsunuz???
0
deartheodosia
(23.12.24)
Benim tüm cocuklugum Harry Potter kitapları ve filmleriyle geçti; koca kadin oldum, hala çok severim. Saçlarım biraz kabarsa "yine Hagrid'e döndüm" derim en basiti, günlük dil kullanimima da yerleşmiştir yani; etrafımda anlamayan kimseyi görmedim şimdiye dek.

94 doğumluyum. İlk filmi de ben 7-8 yaşlarındayken çıkmıştı yanlış hatırlamıyorsam. Sinemada kendimi bilerek izlediğim ilk filmlerden biridir.
0
fraise
(23.12.24)
ilk 4 kitabı okudum.
0
wd40
(23.12.24)
Hp öncesi yüzüklerin efendisi nesliyim ama hp nesli de yaşlandı artık o muhabbeti bulamazsın artık

Edit: 95 sonrası okuyan kalmamıştır
0
grimavi
(23.12.24)
@grimavi abim 87li, kuzenim 94lü, ben aralarındayım. üçümüz de hp okuyorduk ve kitapların yayımlanmasını bekleyen nesildendik. belki 95 sonrası daha uygun olabilir buna
0
🌸deartheodosia
(23.12.24)
93 doğumluyum, seriyi yeni bitirdim:)
0
nothing in my way
(23.12.24)
ne kitabını okudum ne filmini izledim.
0
rentts
(23.12.24)
96lıyım, hp ile büyüdüm. Eskisi kadar manyak olmasam da potterhead'im, beynimde zibilyon trivia var evreniyle ilgili. Ravenclaw'dan selamlar :d

Hatta son üç dört gündür kız arkadaşımla rewatch yapıyoruz seriyi, bugün melez prensi izledik.

İlk 5 kitabı annemle beraber okumuştuk, ben 5-6 yaşındaydım ilk kitaba başladığımızda. Okuma biliyordum ama uzun diye annem okudu, 5. kitap 1114 sayfaydı yine de beraber okumaya devam ettik :D son iki kitabı kendimiz okumuştuk ama ahaha. Sonra iki üç kez daha tüm seriyi okudum tabii ki.

Mesela Hogwarts Legacy oyununu da iki defa %100 olacak şekilde bitirdim, ilk çıktığında ve bi iki ay önce olacak şekilde. Çocukluktan beri beklediğim bir oyundu.

Benim neslimde kitapları okuyan var baya ama filmleri izlemeyen yok gibi. Belki 2000 sonrasında o kadar popüler olmayabilir bilemiyorum.
0
nundu
(23.12.24)
90, bütün kitapları okudum 4 ve sonrasını mı ne bekledik yıl yıl okuduk diye hatırlıyorum. Filmlerin de ilk 5'ini sinemada izledim, sonra filmlerini sevmedim devamına ilgim kalmadı.(ama kitaplar çok iyiydi diye hatırlıyorum) Bu arada ilk filmin tanıtımını bile çok net hatırlıyorum haberlerde mi ne McGonagall'ın kediden dönüşüm sahnesi falan gösteriliyordu acayip görsel efektli çok iyi film gelecek diye tanıtıyorlardı :)

Ya özellikle 99 ve sonrası bizim için önemli olan hiçbir şeyi bilmiyor. HP, The Matrix, Lotr, Geleceğe Dönüş, The Mask, Looney Tunes çizgi filmleri, Pokemon vs...

edit: bu arada bir hayal kırıklığımı anlatayım. Çocukken Türkiye'den bakarken HP dünyası çok büyülü geliyordu. 24 yaşımda İngiltere ve İskoçya'yı gördüm, aslında çok müthiş bi yaratıcılık yokmuş J.K. Rowling zaten o dünyanın içinde yaşıyormuş dedim :/ yarattığı dünya müthiş ama filmde gördüğüm ortamlar çocukken çevremde hiç görmediğim şeylerdi ve büyüleniyordum, aslında o dünyanın UK olduğunu fark ettim.
0
nhk ni youkosu
(23.12.24)
1995.

hp ben ilkokul ve lisedeyken büyük olaydi. bana cocuksu geliyordu ama büyü falan ne diyordum. hicbir serisini okumadim. filmlerine denk geldiysem izledim hikayeyi de bilmiyorum. lisansi okurken de herkes quidditch oynuyordu. turnuva falan yapiyorlardi avrupa'daki okullarla. allan mallari nerdleri böyle bir salaklik olamaz diyordum fdglhkjg

2020'de ilk kez erkek arkadasimla lockdown'da izledim ve bayildim.

kitaplarini da okumak isterim. verdigi mesaj zamansiz ve hikaye de cok güzel.
0
sonsuz
(23.12.24)
Senin yaşlardayım, hepsini okudum. Kitapları ilk filmi sinemada izledikten sonra okumaya başladım, liseye geçmeden güncel kitapları bitirmiştim. Son 2 kitap ben lisedeyken çıktı onları da o zaman okudum.
Hatta öss'ye hazırlanırken son 1 ayda kafa dağıtmak için tekrar okumuştum son kitabı, o geceler hala aklımda bir yandan stres bir yandan kitaptan aldığım zevk. Erken uyumam lazım ama sayfalar peşini bırakmıyor, geceliyorum...
Filmlerle devam ettim sonra, son film çıktığında da üniversitedeydim. Çocukluk ve ergenliğimin tamamında, kitabıyla filmiyle bi şekilde hayatımda olmuş. O dönemlerdeki birinin okumasa bile illa izlediği bir hikaye.

95li bir kız arkadaşım vardı o da severdi, sonrasında doğanlar da kitaba olmasa bile filmlere maruz kalmıştır. Z kuşağı uzak kalmış olabilir bir tek, bir de 85 ve öncesi diye düşünüyorum.
0
Bruce
(23.12.24)
Harry Potter'a ilgim o kadar sıfır o kadar yok ki başlığı okuduğumda H.P. Lovecraft'la ilgili zannedip onunla alakalı cevap verdim.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(23.12.24)
91liyim. turkcelerini sayisiz defa, ingilizcesini de birkac defa bastan sona bitirdim. artik kitaplari ezberlemistim bir paragrafi okurken sonraki paragraf aklima geliyordu. benim kadar manyagi 10-15 kisi falandir turkiye'de.

filmlerini cok sevmedim, ilk filmi disinda acip da izleyeyim dedigim filmi yoktur. bir de ucuncu film fena degil. ama kitaplari bambaska bir dunyaydi. oyle buyulu bir dunyanin icine cekilmek apayri bir duyguydu. universiteye kadar sayisiz kere okudum abartmiyorum.

harry potter ile buyuyen nesildik. kitaplar 2001'de cevrildi. o zamanlar ben 10 harry 11 yasindaydi. son kitapta da ben 16 harry 17 yasinda. beraber buyumusuz. son kitabi arkadasin tanidigi kitapcidan ayirtmistik ve sinifca almaya gitmistik. cunku tukeniyordu hemen. o gece uyumayip koca kitabi bitirmistim. binam ravenclaw'dir ama slytherin'e de sempatim vardir.
0
antikadimag
(23.12.24)
@nhk

ilk kitap 99'da turkceye cevriliyor ama cok populer degil o zamanlar. dost kitabevi basiyor hatta buyulu tas diye cevirmisler. sonra seri patlayinca 2001'de yky haklarini alip o zamana kadar yazilmis ilk 4 kitabi cevirip getiriyor. turk halkinin hp ile tanismasi budur.

sonra 2 senede bir yeni kitap geldi onlari bekledik. 2003 zumruduanka, 2005 melez prens, 2007 olum yadigarlari olmasi lazim. 2003 yilinda babama aldirdigim zumruduankayi hic unutmuyorum. hatta yanina bir de dort kafadarlar kitabi aldirmistim ve once onu okumustum. hp'yi bekletip hazzi arttiriyordum :)
0
antikadimag
(23.12.24)
91 doğumluyum, ne okudum ne izledim. Yetiskinligimde bı deneyeyim dedim filmini, çekmedi beni. Çocukken de çok okuyan cok izleyen biriydim ama ya bana denk gelmemiş ya da fantastik olduğu için ilgimi çekmemiş olabilir.
0
abuzer
(23.12.24)
89'luyum ilk kitabı okuduğumda henüz filmi çekilmemişti ben de 6. Sınıftayım diye hatırlıyorum. Hepsini okudum, bütün filmlerini izledim. En son çıkan Cursed Child tiyatro metnini de okudum (keşke oyununu da izlesek). 9 yaşında oğlum var, birinci ve ikinci sınıfta tüm harry Potter kitaplarını okudu. Hatta sihirli almanak diye bir kitap daha çıktı hp evreni hakkında ansiklopedimsi. Onu gördü D&r da onu da istedi onu da okudu. Bazen gryffindor cübbesi ile geziyor, 8 yaş doğum gününü HP temalı yapmıştık, pastası Hagrid'in Happee Birthdae Harry yazılı pastasıydı.

Komşumuzun ortaokula giden kızı var kaç doğumlu bilmiyorum ama 12 13 yaşlarında sanki. O da baya Potterhead, hatta instagram sayfası açmıştı bir ara Harry Potter ile ilgili az bilinen şeyler, replikler falan paylaşıyordu kendisini zorla takip ettirmişti:))
0
kullanicadi
(23.12.24)
87, Dumbledore'un öldüğü final sayfası ile beraber kitap bitip yeni kitap beklenilinceye kadarki süreçte Dumblodore ölmedi ve işte bu da kanıtı diye dedikodu niteliğinde forum yazıları ve websayfalarının açıldığını hatırlayacak kadar fanıydım. elimde 1. baskı bazı kitapları da var. bence bir şeyi sevmenin yaşı yok. Günümüzde 90'lı yılların dizilerini tekrar tekrar izliyorsa millet bir işin ne kadar iyi olduğu ile alakalıdır.
0
denizmaniaherif
(23.12.24)
artık yaşım 34.

serinin tüm kitaplarını birkaç defa okudum, keza filmlerini defalarca izledim (hatta üniversitede baktım, bir dersin vize/finalini geçemeyeceğim, ben de tüm seriyi hatmetmiştim o gece).

yeni nesil zannedersem bunu bir kültürden ziyade dümdüz karakterler yığını vs olarak görüyor.
bir gün girdiğim bir fırında ravenclaw logolu kazak giymiş bir kasiyer vardı. "aaa, çoğunlukla gryffindor ya da slytherin'i tutarlar ama siz ravenclaw'u seviyorsunuz galiba :)" dedim. kadın da üstüne bakarak "dediğinizi hiç anlamadım, öylesine aldığım bir kazaktı" dedi. sonra harry potter'ı çok sevdiğim için bu temada bir kupa alan arkadaşıma "artık çok özlü iksirimi bununla içeceğim" dedim, bana "yaralarımıza şifa olsun" dedi :(
0
m e b
(23.12.24)
Kitapları da filmleri de zamanında zevkle tükettim ama potterhead sayılmam.
92liyim.
0
norek
(23.12.24)
Popüler kültüre ait referanslar zaman geçtikçe eskiyor ve her yeni nesille birlikte güncelleniyor. Eskinin star wars, kara şimşek, Lotr, Lost, H.P gibi kendi dönemlerini domine etmiş diziler, filmler ve kitaplar yerini yenilerine bırakıyor.

Bence arada şöyle bir fark var; eskiden bu kadar çok platform, uygulama vs yoktu ve odak çok daha yüksekti. Yani mesela Lost yayınlandığı dönemde tüm dünya aynı anda interaktif bir şekilde izlenir, teori geliştirilirdi. Bu da o dönemin popüler kültür jargonunu, referanslarını vs domine ederdi. ancak şimdi çok sayıda platform, çok sayıda uyarlama, film dizi mevcut. Çok fazla odak var ve bunlardan herhangi biri global çapta popüler olsa da bu popülerlik çok kısa sürüyor. Eskiden tek bir dizinin tek bir bölümü için yayınlandığı saatlerde şehirlerde sokaklar boşalırken şimdi insanların böyle bir dizinin varlığından bile haberi olmayabiliyor. Özetle normal bir durum, hele ülkemiz gibi kültür tüketiminin son derece kısıtlı olduğu bir yerde.
0
thracia
(23.12.24)
Ben sadece ilk kitabını okumuştum. Sonra evlendim, kızlarım oldu. Büyük kızım tüm seriyi 1 defa, küçük olanı 10 yaş civarındayken tüm seriyi 6-7 defa filan okudu, her türlü detaya hakim.
0
SiyamkedisiZorro
(23.12.24)
92liyim kitabını hiç okumadım. İlk iki filmini izledim. Çok ilgimi çekmedi
0
jülsezar
(23.12.24)
Azkaban Tutsağı nı almıştı teyzem doğum günümde, delirmiştim okuduğumda. Ateş Kadehi yeni çıkmıştı, ona da yapıştım tabi hemen arkasından. Diğer 3 kitabı beklemek çileli ve keyifliydi. utopyam, esrardairesi gibi forumlarda çok sık vakit geçiriyordum.
Hatta son kitabı yine bu bahsettiğim forumlardan bir ekip çevirmişti Türkçe'ye -oldukça da iyiydi- pdfden okumuştum :D
Fantastik edebiyata meyilli olup da maruz kalanların kolay kolay kaçamayacağı bir furyaydı :v 91 liyim bu arada.
0
lüzumsuz adam
(23.12.24)
91'liyim. sayamayacağım kadar okudum ve izledim. benim güvenli alanımdır hp.
iş arkadaşımın orta sondaki kızına vermiştim, okumak istiyordu. ilgisini çekmedi mesela. ama kızıma zorla da olsa okuturum :)

hala sektör olarak ekmeğinin yenmesi çok mantıksız geliyor o ayrı. ama sadece kitap ve film olarak bakarsak ömürlük bir seri benim için.
0
elorelia
(23.12.24)
okudum, 84'luyum. ilk kitaba lise 2'de baslamistim sanirim. ilk basladigimda ne bu cocuk kitabi deyip biraktim. ama sonra tekrar basladim, ve bir daha birakamadim. tum kitaplari 2'ser 3'er kez falan okudum, filmleri de en az 3'er kez izledim. o zamanlar arkadaslarimin bircogu da okudu kitaplari. cocugum olsa okumasini isterdim.
0
lemmiwinks
(23.12.24)
Yaşlıyım.
Hiçbir kitabı okumadım. Filmleri de baştan sona hiç seyretmedim.
Ama cevapları okuyunca bir eksiklik hissettim. E pub'ını bulursam bakacağım bi.
0
Mirket
(23.12.24)
87liyim, neden okumadım bilmiyorum. hiç çevremde de görmedim. ben o zamanlarda seri stephen king okuyordum. :/
0
dilhun
(23.12.24)
89 doğumluyum. Hepsini tekrar tekrar okumuşumdur filmlerin hepsini de tekrar tekrar izlemişimdir. Mesela hatırlıyorum 5. kitabın çevirisi yayınlanmadan önceki son 50 gün yayınevinin sitesinde her gün bir sayfa yayınlıyorlardı ben de her gün onu takip ediyordum. Gerçekten bir dönemime damga vurmuştur. Ama üniversiteden sonra ilgim azaldı, şimdi de hiç yok. Mesela şimdi yeni dizi çekiliyor sanırım ve vakit ayırıp izleyeceğimi düşünmüyorum.

Büdüt: Hatırlayan var mı ya daha 5. kitabın çevirisi yayınlanmadan Sabah (sanırım bu gazeteydi) JK Rowling Sirius'un ölümünü yazdığı için ağlamış diye ana sayfaya yazarak spoiler vermişti?
0
peki madem
(23.12.24)
gururlu bir ravenclaw üyesi olarak okudum, filmlerini de defalarca izledim. 90 doğumluyum. çevremde hp'ci olduğunu iddia eden ve bina isimlerini bile hatırlamayan köpük birkaç kişi dışında tamamen gözden düşmüş bir seri.
0
brakgn
(23.12.24)
@sanem, bir bilim adaminin romaninini lise sonda okumustum ben de cok etkilendigim bir kitapti.
0
sonsuz
(23.12.24)
Kitapları 2 defa okudum. Eskiden kitapları okumamış ama filmlere hayran görünce şaşırıyordum. Dövmeli bir kızla tanıştım. 1 sayfa kitap okumamış. Filmlerin kesinlikle kitabı okumuş kişiler için yapıldığını düşünüyorum. Kitap okumayanlar için anlamsız şekilde geçen bir sürü sahne var. O yüzden garipsemiştim okumamasını. Artık takmıyorum.

Benim gibi 30 yaşını geçen herhangi birinin ilk defa oturup da Harry Potter okuması çok zor. İlk 2 kitap direkt çocuk kitabı. Ben ilk üç kitabı orta okulda bitirmiştim. Harry benden büyük ama kitapların Türkiye'deki çıkış tarihleri ile neredeyse Harry ile birlikte büyüdüm gibi oldu. Geçen gün 3. defa tekrar başladım okumaya. İlk iki kitapta epey göz devirdim ve sıkıldım mesela.
0
nawar
(23.12.24)
@antikadimag ben de her kitabı 50’den fazla okumuşumdur, abartmıyorum. canım sıkıldığında herhangi bi kitap/sayfayı açıp okumaya başlardım.

bende evde bir ilk okuduğum kitaplar, bir ingilizce seri bir de yeni baskı seri var. boşandığım kişi evde 3 hp serin var, sorunlusun falan diyordu :d if you know you know durumu.

ne çok seven varmış ayrıca, mutlu oldum :) buluşup hp günü yapalım! (ben de ilk filmler dışında filmlerini izlemedim.)
0
🌸deartheodosia
(23.12.24)
@deartheodosia Amerikan İngilizcesi mi, İngiltere İngilizcesi mi? Hangi ülkede basıldı? Sadece "cookie-biscuit" ya da "gas-petrol" gibi kelime farkı yok. Daha ciddi farklar var.

www.hp-lexicon.org
0
nawar
(23.12.24)
87 doğumluyum.
fantastik edebiyat, bilim kurgu ile beraber hiç ilgimi çekmeyen alan olduğu için okumadım. fantastik edebiyat'a az da olsa ilgim olsa kesin okumuş olurdum çünkü çok popülerdi.
0
wilhelmwasmuss
(23.12.24)
filmlerde ilk iki film kitaplara daha sadık ve biraz daha çocuksu ruh var, üçüncü film tam ara geçiş ve serideki en iyi yönetmen olan Cuaron'un filmi olduğu için gerçekten iyi bir film. Keşke tüm seriyi Cuaron çekseydi dedirtiyor ama mümkün olmazdı tabii :D Dört rezil, Mike Newell ile niye tekrar çalışmadıkları belli. Dumbledore'un saçma atarları falan aklıma geldikçe cringe oluyorum (meşhur bi did you put your name in the goblet sahnesi vardır bilen bilir). 5'ten sonra Yates ile devam ettikleri için belli bir sinematografik dil tutturulmuş ama kitaplardan uzaklaşma iyice belli oluyor bence.

Oyunlarını oynayan varsa bilir, ilk üç oyun tamamen kitaptan esinlenen, grafikleri çizgi film tadında ve macera hissini iyi yaşatan oyunlar. Dördüncü oyun yine rezalet tamamen co op oyunu yapmışlar. 5-6 tamamen filmlerin oyunu, ilk üç kadar olmasa da çıktığı dönemde keyifle oynamıştım. 7. filmin oyunlarına ise 1 saat dayanamadım korkunçlardı. Kitapları seven için LEGO oyununu tavsiye ederim. Bir de tabii ki Hogwarts Legacy çok keyifli, kusursuz bir oyun tabii ki değil ama Hogwarts'ı ve çevresini keşfetmek eğlenceli.

Ben de bu kadar HP seven görünce mutlu oldum. Kitapları son okumamın üzerinden birkaç yıl geçti, belki yakında tekrar bir tur atarım diye gaza da geldim :d
0
nundu
(23.12.24)
2016 doğumlu oğlanın masası:p

ibb.co
0
kullanicadi
(23.12.24)
@nawar, uk editionları var ama hiç karşılaştırarak okumadım diğerleriyle :)

@kullanicadi, çok sevimli <3 benimki de büyüsün lotr, hp her şeye bulaştıracağım :)
0
🌸deartheodosia
(23.12.24)
(7)

erkek kol saati önerisi

baldan kaymak
Hiç otomatik saat almadım. Quartz çok az kullandım.Açıkçası pilli saat daha pratik geliyor, pil bitince değiştir devam et.Ama otomatik saatler de çok güzel duruyor. O mekanizma vs. Neyse.Aklımdaki marka Citizen. Japon dışında önermeyin de.Modeli de yazayım Tsuyosa veya Citizen herhangi modeli olur.1
Hiç otomatik saat almadım. Quartz çok az kullandım.
Açıkçası pilli saat daha pratik geliyor, pil bitince değiştir devam et.
Ama otomatik saatler de çok güzel duruyor. O mekanizma vs. Neyse.

Aklımdaki marka Citizen. Japon dışında önermeyin de.
Modeli de yazayım Tsuyosa veya Citizen herhangi modeli olur.

1) Yaş 31, bilek kalınlığı 19 cm. Nette 41-45 mm diyor. Tsuyosa 40 mm bu olmayacağı ya da kötü duracağı anlamına mı geliyor? Bileğim nispeten kalın.
2) Bu soru önemli. Her gün otomatik saatlerde sapma mı oluyor? Sürekli ayarlamam mı gerekecek? Ya da yıl da ne kadar geri kalıyor? Bu çok ciddi etkiler kararımı açıkçası.

Önerileriniz, şuna da bak dedikleriniz için şimdiden teşekkürler.
Seiko 5 ya da Tissot Prx önerecekseniz önermeyin, oraları geçtim.

Başka önereyim senin kriterlere uygun derseniz, 25k'ya kadar ok'um.
www.konyalisaat.com.tr
0
baldan kaymak
(22.12.24)
En pahalı otomatik saatlerde bile sapma olur. Sürekli değil de çok ileri veya geri olduğunda ayarlayacaksın sürekli ileri veya geri gitmiyor + - oluyor sapma.

Otomatik saat hassas oluyor. Düşme durumunda veya manyetik alana maruz kalırsa tamirciye gitmek gerekebilir. Her 5 yılda bir bakım gerektir ayrıca. Bakım masrafı saatın marka ve modeline göre oluyor ama genel olarak ucuz değil.

Çok iyi bir otomatik almayacaksan uğraşır durursun. Bunun yerine solar (güneş enerjili) öneririm. Paylaştığın linkteki eco driveları düşün
0
wd40
(22.12.24)
Pilli al gec ne kasiyorsun. Otomatik saat an itibariyle evrendeki en overrated nesne olabilir. Otomatik saat ovme lobisi, yahudi lobisinden daha guclu ve etkin. Alt tarafi zamani gostermek gibi basit bir islevi yerine getirecek nesneye otomatikcilerin bu derece duskunlugu tibbi ve psikolojik anlamda arastirilmali
0
speedy
(22.12.24)
Bilek kalınlığın 19 cm'yse 40-46 aralığı senin için uygun olur ama ben olsam 46'ya çıkmam, bir de alt limit 40 gibi oldu ama deneyip bakarsın 38 mm de hoşuna gidebilir belki denemeden görmeden bilmek zor, kendini sınırlama yani.

Otomatik saati her gün kurmana gerek yok otomatik saatlerde rotor isimli yarım ay şeklinde serbest bi parça bulunur sen bileğini hareket ettirdiğinde bu rotor da hareket ederek bilek hareketinden oluşan kinetik enerjiyi mekanizmaya aktarıp kurma işlemini otomatik yapar ama çok uzun süre bu şekilde enerji sağlamak sapmaya neden olabileceği için "arada" kendin kurarsan daha sağlıklı olur, ayrıca bileğinden çıkardığında 24-48 saat aarsında tüm enerjisi biter yine kendin ayarlayıp kurmak durumunda kalabilirsin böyle durumlarda.

Saat önerisi olarak da Orient Bambino'lara bak derim, ben özellikle FAC00009N0 kodlu saati beğeniyorum ama diğer serileri de güzel.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(22.12.24)
Valla kriterlerinin sadece Japon kısmını karsilasa da casio f91 demek istiyorum.
0
Amaranta ursula
(22.12.24)
1) kucuk saat sorun olmaz ama buyuk saat siritir. bir de saatin tipi de onemli. mesela diverlar daha kucuk gosterir bezelden dolayi.

2) sapma olur. benim su an kullandigim omega speedmaster'da gunde 1 saniye sapma oluyor ve bu otomatik saat camiasinda mukemmel bir deger. yani ben omega'yi hic ayarlamiyorum sifirdan. yaz/kis saati degisimlerinde biriken sapma duzelmis oluyor.

ama daha once daha ucuz japonlar kullandim. onlarda daha cok sapma oluyor ve ayda bir ayarlaman gerekiyor. cunku 3 dakika falan sapiyordu ayda.
0
antikadimag
(23.12.24)
Otomatik saat bir hobi, keyfi bir uğraş, kişisel zevk nesnesidir. Ve evet sürekli ayarlamanız, kontrol etmeniz gerekir. Böylece hem saatle hem de zamanla daha farklı bir ilişki kurarsınız.

Saate sadece kolunuzda zamanı doğru gösterecek bir alet muamelesi yapacaksanız zaten otomatik saate gerek yok. Herhangi bir pilli saat çok daha kesin şekilde zamanı gösterecektir.

Ama otomatik saatten geri kalıyor ya da ileri gidiyor diye şikayet etmek, 1967 Ford Mustang GT alan adama "abi ne gerek var bu arabaya, hem çok yakıyor hem kliması yok hem de otomatik bile değil. Bunun yerine çok daha iyi bi fiyata 1.0 polo alırdın" demek gibi oluyor.

Otomatik saat de klasik bir araba gibidir. Düzenli bakımlarını yapmalı, gözünüzü ve elinizi üzerinden ayırmamanız gerekir. En başta dediğim gibi bu bir hobi ve kişisel zevk işidir. Bunlarla uğraşamam derseniz o zaman 1.0 polo sizi çok daha mutlu edecektir.
0
thracia
(23.12.24)
@thracia fikrimi netleştirdi. Ben bu olaya hiçbir zaman için ne mustang gibi ne de tracer gibi bakamam. Yorar beni :)

Tsuyosa'yı görünüş olarak çok beğenmiştim. Pilli tsuyosa olsa keşke :) arkadaki o iskelet detayı da hoşuma gitti ama neticede görünmüyor.

Quartz ya da pilli devam ediyorum. Cevaplara teşekkürler.
0
🌸baldan kaymak
(23.12.24)
(15)

Bahşiş bırakılmadığı için surat asan garson gördünüz mü?

psmstc
Orta lükslükte bir yere kahvaltıya gittik. Gözlemlediğim kadarıyla yemek başında restoranda tüm çocuklara "ekstra" iyi davranıyorlar. Sizce bunu sahiden de bahşiş için mi yapıyorlar? Vermeyince de o gülümsemeler nezaketler birden soğuk bir surata dönüyor gibi algıladım.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Orta lükslükte bir yere kahvaltıya gittik. Gözlemlediğim kadarıyla yemek başında restoranda tüm çocuklara "ekstra" iyi davranıyorlar. Sizce bunu sahiden de bahşiş için mi yapıyorlar?

Vermeyince de o gülümsemeler nezaketler birden soğuk bir surata dönüyor gibi algıladım.

Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
0
psmstc
(20.12.24)
evet çıkarken bahşiş bırakmayınca bozuluyorlar.
0
jelly bear
(20.12.24)
Sizce bunu sahiden de bahşiş için mi yapıyorlar?
baska ne icin yapabilirler?

bahsis motivasyon ve kibarliktir. bahsis vermezsen ekstra bir sey görmemen dogal dagil mi?
0
sonsuz
(20.12.24)
evet, çoğunluğu sadece bahşiş için yapıyor.

bu bahşiş olayının "gönülden kopma", "gerektiğinden daha iyi hizmet görme" noktasından çıkarılıp abd kültürü etkisiyle zorundalığa dönüşmesini normal bulmuyor, "servis ücreti", "x hizmet bedeli" gibi saçmalıklar altında toplam hesabın %10-15'i olarak hesaba ekleyen işletmelere de "niye, burası abd mi?" diye aleni eleştiride bulunduğum çok oluyor.

yav zaten restoranda ödenen yemeğin ücreti nedir; her türlü gidere kârın da eklenmesi değil midir? ben neden garsonu geçindirmekle yükümlü olayım?

reservoir dogs'ta geçen bahşiş bırakmanın mantıksızlığına katılır, böyle bahsin sorun olmasına bile şaşırırdım. türkiye de kendi dertleri yetmez gibi böyle bir derdi de ithal etmekte gecikmedi tabii, hayret ediyorum.
0
m e b
(20.12.24)
cocuk demek ekstra servis demek. sicak su getirir misiniz, ay dokuldu, cocuktur yapar, mama sandalyesi vs... tek kisiye gore bahsis verme yukumlulugu daha cok. cocuklarin cok tatli diye yakinlik gostermiyorlar tabi para icin yapiyorlar.
0
buenosdias
(20.12.24)
Amerika' da bahşiş bırakmayan müşterinin üzerine yürümeye kadar giden durumlara şahit olabilirsin:)
0
kumandanim
(20.12.24)
Müşteri çıktıktan sonra müşterinin bahşiş bırakmadığını görünce, o parayı ya da kartı bıraktığın kutu / cüzdan gibi şeyi fırlatıp atanı gördüm.
Muhtemelen müşteriye pek belli etmedi ama göremedim o kısmı.
Empati yapıyorum, benim de bahşiş beklentim varken bir kusurum olmadığı halde bahşiş alamasam ben de bozulurdum, bazen de belli ederdim ciddi bir hayal kırıklığı yaşarsam.

Örneğin gelenlerin yabancı müşterileri veya misafirleri gelmiş, onları şöyle güzel bi yemeğe götüreyim demiş ve getirmiş. İlgi alaka gösteriliyor dört dönüyorlar başında, her şey iyi gidiyor ama günün sonunda 10 lira bile bahşiş almamışsın. Tuhaf karşılar, "ulan kesin bi kusurum oldu" diye düşünürüm açıkçası.
0
norek
(20.12.24)
sor bakalım çok umrumuzda mı :D
0
telliahmet
(20.12.24)
Meb e katılıyorum, kimse bana işimi yaptığım için ekstra ücret ödemiyor
0
mirty
(20.12.24)
Yapan vardır illa ki, insanlar dizilerde gördükleri her şeyi kopyalıyor. ABD'de bahşiş kültürü çok katmanlı bir sosyal ilişki biçimi, sadece bahşiş verdim bittiden ibaret değil. ABD'lilerin parayı sosyal hayatta ele alış biçimi çok farklı. İş kanunları, çalışma biçimleri çok farklı. Bir sitcom'da bir garsonun bahşiş vermeyen müşteriye çılgın atmasını izleyip gaza geliniyor sanırım ama ABD'deki gibi bir sosyal yapı ve bahşiş kültürü bizde yok.

Yine de bu bahşiş vermenin yaygınlaştığı gerçeğini değiştirmiyor. Ben sunumdan özellikle çok memnun kalırsam ve adisyonda servis ücreti kesilmemişse (kuver değil, servis) bahşiş bırakıyorum, ancak garsona kendimi göstermek için yırtınıyorsam ya da gelen yemek olması gerektiği gibi değilse de bahşiş vermiyorum. Örneğin ABD'de bahşiş bırakmamak için ciddi anlamda bir sorun yaşamış olmak gerekiyor genelde.

Ek olarak şu da var, şu anda bence restoranlardaki her türlü yemek ederinin üstüne satılıyor. Kime göre? Bana göre :D isteyen katılır isteyen katılmaz. O yüzden bu sıralar hiçbir şekilde bahşiş bırakmıyorum. Bu dönemde kendime zor bakıyorum valla bir de milletin yüzünü güldüremiyorum diye alınıyorsa buyursun alınsın.
0
akhenaten
(20.12.24)
bir aileye baya iyi servis yapmıştı, bahşiş gelmeyince arkalarından sitem etti
bende hak verdim hatta bahşiş bırakmıştık kardeşimle yemiştik bi şeyler
0
mantık
(20.12.24)
"Amerika' da bahşiş bırakmayan müşterinin üzerine yürümeye kadar giden durumlara şahit olabilirsin:)"

Valla hiç böyle bir şeye şahit olmadım. Tam tersine herkes 1 doların hesabını yapar.

Türkiye'de de kazık fiyatlarla bahşiş veren insana madalya takmak lazım.

Ben kredi kartıyla ödeyip geçiyorum. Nakite girmem. Abü o karttan bana da bas diyen hiç denk gelmedi.
0
wd40
(20.12.24)
Gormedim, zaten her sey olup bittikten sonra surat asmasi da benim icin cok onemli olmaz. En kotu bir daha oraya gitmem olur biter.
0
Mor ve berisi
(20.12.24)
Bu devirde düzgün bir yer bulunmuyor zaten. Uzun süreli gidebileceğim bir restoran-kafe bulamıyorum. Aynı yere bir daha gidiyorsam, etrafımdakilere tavsiye ediyorsam, internetten olumlu yorum yapıyorsam öpüp başlarına koysunlar. Hepsi potansiyel müflis zaten. Vallahi kimseyi düşünecek halde değiliz artık bence. Surat asıyorsa da umrumda olmaz. Bir daha da gitmem.
0
bhhs
(20.12.24)
bahşiş için mi yapıyorlar bilemem ama bahşiş vermeyince dökülen çok oluyor. genellikle bahşiş bırakan biriyim, arada bir bu tavırla karşılaşınca acayip ayar oluyorum. ben bunu iradi olarak vermek istemeyebileceğim gibi o an cebimde buna uygun para olmayabilir de. sana mı soracağım garson biraderim paramla ne yapacağımı. bunun da top seviyesi kasaya gittikten sonra yanına gelip fişi alıp sümenle sana uzatması...
0
her giriste sifresini unutan adam
(21.12.24)
Extra ilgi alaka + memnuniyet = biseyler ateslemek demek

Heleki surekli gidiyorsan mutlu ederler seni sikintisiz bir gun gecirirsin

Eger adamin gorevi olmadigi bisiler istersen gerekirse gider bakkaldan alir gelir

Surekli gitme potansiyelin oldugu yerlere cuzdan acarsan iyi olur
0
Zetnikov
(21.12.24)
(8)

Bu gözlük hakkında ne düşünüyorsunuz?

dejame
2018'den beri aynı çerçeveyi kullanıyorum ve başka hiçbir modeli yakıştıramadım bundan sonra. Ama bazen çok 2010'lar duruyor gibi hissediyorum. Bunun yerine ince metal çerçeveli gözlük almak istiyorum, ne dersiniz?Mevcut gözlük: https://api.allkaria.com/uploads/image_671b65a41ecdc_20241025123220.web
2018'den beri aynı çerçeveyi kullanıyorum ve başka hiçbir modeli yakıştıramadım bundan sonra. Ama bazen çok 2010'lar duruyor gibi hissediyorum. Bunun yerine ince metal çerçeveli gözlük almak istiyorum, ne dersiniz?

Mevcut gözlük: api.allkaria.com

İstediğim:
www.youtube.com
(video çok alakasız, özür dilerim.)

* 30'ların başlarında erkek.
0
dejame
(19.12.24)
Bu gözlüğü en son Turgut Özal'da görmüştüm ben.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(19.12.24)
Bu düzgün birini gotoglani yapar.
0
wd40
(19.12.24)
Senin gözlük daha iyi, vintage hevesine gençler de bu metal çerçeveli gözlükleri takıyor fakat 50+ yaş gözlüğü bence
0
grimavi
(19.12.24)
selecteyewear.com

Söyle bisi de olabilir
0
yuvarlanantencereninkapagi
(19.12.24)
lasik yaptır gözlüğü bırak derim.
0
konetsu
(20.12.24)
Youtube videosundaki gozlugu begendim. Mevcut gozlugun asiri demode.

Tamamen seninleyim.
0
hot potato
(20.12.24)
mevcutu bilmem de videodaki igrenc
0
fevzi123
(20.12.24)
Ayni gözlüğü kullaniyomusuz skdkd

Bence videodaki kötü yaa
0
matilda
(20.12.24)
(20)

bu tarz duyurular gerçek mi sizce?

m e b
selam.bazen siz de şu tarz duyurulara denk gelmişsinizdir. mesela "mevcut işimde kazancım 5800 dolar, hiçbir yoğunluğum yok ama kendimi geliştirebileceğim yer değil. ama 7800 dolar maaş veren bir yer var, orada ise nadiren de olsa mesai durumu var ve işler daha yoğun olacak ama kendimi geliştirebile
selam.

bazen siz de şu tarz duyurulara denk gelmişsinizdir. mesela "mevcut işimde kazancım 5800 dolar, hiçbir yoğunluğum yok ama kendimi geliştirebileceğim yer değil. ama 7800 dolar maaş veren bir yer var, orada ise nadiren de olsa mesai durumu var ve işler daha yoğun olacak ama kendimi geliştirebileceğim. işimi değiştireyim mi?", "hesabımda 325 milyor tl'm var. sizce hydundai i20 mi alayım, yoksa mercedes g63 mü? g63 çok yakıyormuş.", "eve taşınmam gerek. suadiye'den sahile yürüme mesafesinde 10 yaşında bir apartman dairesi mi alayım yoksa bostancı merkezinde ama denize yürüme mesafesinde olmayan sıfır bir daire mi?", "hesabımda 54544445 milyonum var, bunu altına mı yoksa dövize mi yatırayım?" gibi sorular soruluyor.

bunlar sizce gerçek ve ecnebilerin "champagne problems" dediği türden dertler mi yoksa gerçekle alakası yok mudur?
0
m e b
(19.12.24)
gerçek olanı kadar olmayanı da vardır illaki.

örnek olması için bir yıl önce falan yine burada 1,8-2m arasında değeri olan birkaç araba modeli arasında kalmıştım. ve birçok insan beni o kadar param olmadığıyla suçlamıştı, şimdi o arabaya biniyorum hala. 1-2 seneye değiştireceğim yine benzer konular olacak muhtemelen.

ama bunu trollük olsun diye yapanlar da vardır illaki.
0
reanarchy
(19.12.24)
Hiç görmedim cidden ama show off diye düşünürüm görsem. Samimi ve ciddi gelmez bana.
0
norek
(19.12.24)
benim o kadar param olsa buralara girip soru sormam. ama bu subjektif bir yorum. belki de gerçekten yazan vardır.
0
mikahakkinen
(19.12.24)
cogunlugu gercektir neden gercek olmasin. su kadar param var napayim diye cok yakin 1-2 kisi haric konusamazsin. e bankaciya gitsen maasli calisan yani. ekstra görüs alabilecegin kimse pek yoksa etrafinda burada ya da redditte sormak mantikli bence.

araba almak, ev almak icin cok büyük para veriyorsun. sen 500k TL bir baskasi 1m TL veriyor diye onun o 1 milyonu kolay mi kazandigini saniyorsun.
ya da miras kaliyor mesela onu napayim diye soruyor. bu da bir kere iki kere olabilecek bir sey. kendi parasi olmasa bile kim car cur etmek ister ki?

tatile nereye gideyim duyurlari mesela champagne problems.
0
sonsuz
(19.12.24)
%99 gercek. insanlarin durumlarinin iyi olmasi burada soru sormalarina engel degil ki, olmamali da. insan ne kadar iyi durumda olsa da bu normallesiyor ve daha iyisini ariyor. daha kotu durumdaki insanlara bu dertler/sorular onemsiz gorunebilir ama oyle degil. hem burada cok farkli kisilerden farkli gorusler alinabiliyor. zengin eksi duyurusu mu acsinlar bunun icin?
0
lemmiwinks
(19.12.24)
5000 dolar ya da 7000 dolar kazananlar ekşi duyuru'ya giremez mi? onlar da insan sonuçta!! bir de bu paraları kazanmak zor değil ve zannettiğinizden daha fazla kişi bu paraları kazanıyor.
0
co2s2
(19.12.24)
Gerçeği de vardır kolpası da. Ama çoğunun amacı belli: ego tatmini. Zaten burada birkaç tip var, sabah akşam kendisini övüyor.
0
nothing in my way
(19.12.24)
aynı anda gerçek ve gösteriş amaçlı olabilir. geneli böyle oluyor.

bazı insanlar da ülke şartlarının veya bulundukları ortamdaki genel vaziyetin farkında olmayabiliyorlar. yani burada tamamen iyi niyetle 5 milyon doları nasıl değerlendirebileceğini soran biri de çıkabilir. "bunlar hayatında o kadar parayı bi arada mı görmüş" diye düşünmüyorlar. etraflarında rehber olmayabilir, güvenebilecekleri biri olmayabilir vs. farklı sebepleri olabilir.

troll duyurular genelde çok daha basit içerikler oluyor, o açıdan ben burada "bir milyon lirayı nasıl değerlendireyim" gibisinden şeyler görürsem gerçek olduklarını varsayıyorum. dediğim gibi gösteriş amaçlı öylesine sorulmuş da olabilirler gerçekten fikir ihtiyacından da. ona bir şey diyemem.

şimdi mesela ben 500 bin lirayı bile çok büyük görüyorum ama anası babası memur olup iyi eğitim görmüş, mühendis olup ayda 100 bin kazanacak noktaya gelmiş, tek çocuk, dedesinden babasından vs. 3-5 tane dükkan/arsa kalmış birisi en az 20-30 milyonluk malın üstünde oturduğu halde "zengin" gibi yaşamıyor veya bununla ne yapacağını bilemiyor olabilir. bu adamla arkadaş olup aynı ortamlarda takılabilirsin. işinde gücünde, büyük harcaması olmayan, standart vatandaş gibidir. böyle birinin bir gün "ya ben işimde gücümdeyim bi ihtiyacım da yok ama böyle şeyler var bizde, bunlarla ne yapabilirim?" diye sorması bana çok uzak ihtimal gelmiyor... illaki gösteriş veya champagne problem olmak zorunda değil. öte yandan benim böyle bir duyuru görünce kahkaha atmam da tuhaf karşılanmaz sanırım "yuh ne dertler var" diye.
0
mark greg sputnik
(19.12.24)
gerçeği de var yalanı da.
bir de şu lafa hastayım "bu kadar param olsa buraya sormam / burada yazmam"
bunu yazan adam hiç zengin tanımamıştır kesin.
nereye sorarsın mesela?
ayrıca buraya soran adam burada verilen cevabı harfiyen yapacak değil.
her yerden görüş alır, bildiğini yapar.
gidip eşe dosta sorsa herkes o paraya göz koyar.
anonim kalmak daha iyi.
0
abelardo
(19.12.24)
bence değil ama ruhum işsiz olduğu için cevap yazıyorum. bu sitenin olayı da bu değil mi zaten?
0
titanyum22
(19.12.24)
bence çok büyük çoğunluğu gerçek.
herkes bizimle aynı segmentte değil. olmak zorunda da değil.
az önce kanyon istanbul'un kiralarına baktım, onlarca daire.
ve dedim "bu kiraları kim ödüyor olabilir ki ? bu imkansız!"
imkansız değil.
gelip buraya akıl danışmasıda bana makul geliyor.
ben de çok fazla şey danışıyorum.
0
WithWorth
(19.12.24)
Kusura bakmayın lütfen ama çekememezlik ve veya eziklik psikolojisi bu tarz düşünceler. Sözlük’te çalışılan pozisyonlar ve maaşlar başlığına herkes 100k alıyor nerede bu fakirler diyenlerle aynı kafa
0
gabe h coud
(19.12.24)
Gözümüze sokmaya çalışmayıp, rastgele bir yerde konusu geçtigi için bahseden olursa inanabilirim. Ama her gün x markadan don aldım diye anlatanlar inandirici gelmiyor ya da gerçekse bile muteahhitlikle para bulan ilkokul mezunu görgüsüz keko profili çiziyor. Parası gerçekten varsa bile ciddiye alinmayacak kişiler

Evet 10 milyon dolarım olsa girmem abi siteye, gayet de mantıklı bir arguman. Nesini begenmiyorsunuz
0
abuzer
(19.12.24)
Duyuruya hos geldin.

Ben senin dikkatini çeken bu tarz yorumlari yillar önce dile getirmistim. Buranin popülasyonu gerçekten bizim alistigimiz profilden çok uzak.

Mesela birisi vardi, tek sorun ettigi sey Amerika'ya gitmesi durumunda yeni bir araba alip almayacagina deger mi sorusuydu.

Bahsettigin tipler lokasyon olarak yurt disinda olmasina ragmen beyin olarak hâlâ göç edememis kisiler.
0
feastofthedamned
(19.12.24)
Gerçek olmama ihtimali olma ihtimalinden yüksek. Amerikada yaşıyorum. 5800 dolar, 7800 dolar gibi rakamlara toplumun %25'i falan ulaşabiliyordur. Daha ilgincini söyleyim, arabası olmayan çok insan var.

Türkiye'nin %70'i memur ve asgari ücretliden oluşuyordur. Ama torpille iyi işlere giren ve iyi kazanan çok var. Liyakatli azınlık da var ama sistem onlara bir şey yapmaya izin vermiyor.

Gerçek hayat ve sosyal medya arasında uçurum var. Ben bizzat gözlemliyorum. Özellikle yurtdışı göç video içerikleri kolpa.
0
wd40
(19.12.24)
Bundan 4 sene önce çalıştığım işyerinde şimdi düşününce komik denebilecek paralara çalışıyordum.

O zamanlar ilgili sorulara ve sözlükteki başlıklara bakınca aynı şekilde lan maaşlı çalışan olarak nasıl böyle paralar kazanılabilir diyordum.

Biraz şansın yardımıyla işinizde iyiyseniz olabiliyor.
0
kimlanbu
(20.12.24)
10 tanesinden 9unun yalan olduğunu düşünüyorum. O duyurularda bahsedildiği kadar param olsa bir internet sitesinde asla vakit kaybetmem, ki maddi durumumun nispeten iyi olduğu zamanlarda sozlukmus, sosyal medyaymis açıp bakmıyorum bile, gezmekten, alışveriş yapmaktan etc.
0
sanguine
(20.12.24)
Duyuru'da, sözlükte her türden insan var olabilir. Geçen bordo bereli bir sözlük yazarı ile mesajlaştım sözlükte.
0
komando kani var bende
(21.12.24)
Benim dramlarım sahte gibi duruyor ama gerçek.
0
Kahvedesu
(21.12.24)
paranın kimde olduğu belli olmaz diye boşuna demiyorlar.

ekipte bir tane junior var.
geçen kolunda rolex ile gelmiş(orjinal)
adamı tanımasak sahte deriz fakat aileden durumu iyi.
0
nuisance2
(21.12.24)
(7)

Referans eksikliğini gidermek için maaş almamak

northern eagle
Merhabalar. Kurumsal iş tecrübesi henüz birkaç ay olan (toksik bir iş yerinde) biriyim ve referans, portföy anlamında bu açıdan baya eksideyim. Yaşım 27 ve gerek majör depresyon, gerekse de yaptığım bir takım yatırımların kazançları ile uzun bir süre geçinmem nedeniyle handikaplı kaldım bu konuda.İK
Merhabalar.
Kurumsal iş tecrübesi henüz birkaç ay olan (toksik bir iş yerinde) biriyim ve referans, portföy anlamında bu açıdan baya eksideyim. Yaşım 27 ve gerek majör depresyon, gerekse de yaptığım bir takım yatırımların kazançları ile uzun bir süre geçinmem nedeniyle handikaplı kaldım bu konuda.
İK cıların 5 10 yıllık tecrübeli kişileri bile sudan sebeplerle elediği bir ortamda daha az stresli ve en azından arada takdir edileceğim bir işe başlamak için kendimi nasıl kanıtlayabilirim ileri yaşıma rağmen bilmiyorum.
En son yüksek lisans yaptım bilgisayar alanında ve elimden de aslında her türlü iş gelir zira her konuda araştırmayı ve yeni fikirler üretmeyi aşırı seven bir adamım, sabahın 6 sında kalkmak gibi şeyler de problem değil bana ama işte referans olmadan kendimi nasıl kanıtlayabilirim bilmiyorum.
siz benim yerimde olsaydınız günümüz şartlarında nasıl bir yol haritası izlerdiniz? network ve portföy eksikliğim baya gözümü dağlıyor ve ciddi ciddi kendimi kanıtlama şansı ve sağlam bir referans için bir süre gönüllü çalışmaya da hazırım.
0
northern eagle
(18.12.24)
kurumsal ya da değil bir yere girip çalış, pek maaş beklentin olmasın gerisi gelir, dediğin gibi başarılı biriysen günün birinde zaten iyi bir işe girersin. bu arada 27 daha yolun başı, geç olarak düşünme.
0
ravenudon
(18.12.24)
27 geç değil ki baya normal yaş. yüksek de varmış hem. bedava çalışma. ufaktan başla sürekli iş bakmaya devam et. referans şart değil iş bulmada.
0
jelly bear
(18.12.24)
27 bence de cok ileri bir yas sayilmaz. Kurumsal hayata yeni baslamak icin cok garip degil. Ne yaptiginizi bilmiyorum ama bunu iyi yapabildiginizi gosterecek seylere odaklansaniz daha iyi. Ayrica referans olayini niye dikkate aliyorlar o da ayri bir konu, cok istisnai durumlar haric, olumlu yorum yapacagina guvendigin birilerini veriyorsun ve bitiyor. Referans son nokta, oradan genelde donmuyor surec.
0
mbond
(18.12.24)
iyi bir pozisyon için gönüllü çalışırım diyeni düşünmezler. aklından çıkar bu fikri. referans önemli tabii ama durumunu açıkça anlat, anlayan şirket zaten çalışmayı isteyeceğin şirket olur.
0
gabe h coud
(18.12.24)
Alani tam olarak bilmiyorum ancak eger is aradigin pozisyon bitirdigin bilgisayar alani ile ilgiliyse iyi bir baslangic icin portfoyun guzel bir github hesabi ve yaptigin kisisel projeleri gosterebildigin kendi websiten olabilir.
0
Mor ve berisi
(18.12.24)
işe yarayabilir. ama birlikte çalıştığın kişi sağlam ve sözü geçen biri olmalı. herkese bedava çalışılmaz. referansı güçlü birini bulursan, bedava çalışmanı da kabul ederse çalış.
0
wd40
(18.12.24)
bence biraz caresiz veya karamsar gibi oldugun icin abartmissin. parasiz calisinca zaten insanlarin gozunde degersiz olacaksin ustune kendi moralin daha da bozulacak.
seni referans icin bedava calistiracak birinden hayir gelmez.
belki imposter sendromunda olabilir.
benim de referansim yoktu yuksek lisans hocamla aram bozuldugu icin hicbir sey olmadi. kendini yaptigin islerle kanitla, ozguvenli ol, parasizda asla calisma.
0
Ley
(18.12.24)
(5)

Ipad pro 256 mı 512 mi?

sakincan
Dijital çizime heveslendim. Amatörce self publish hayallerim var. Ipad pro almak istiyorum. 13 inç olanlar hoşuma gitti. 256 gb olanlardan hemen mağazadan almak istiyorum. 512 gb olanlardan sırf kargo muhabbeti yüzünden geri duruyorum. 2 boyutlu çizim icin çok hafıza gerekmiyor diyorlar. Hata mı yap
Dijital çizime heveslendim. Amatörce self publish hayallerim var. Ipad pro almak istiyorum. 13 inç olanlar hoşuma gitti. 256 gb olanlardan hemen mağazadan almak istiyorum. 512 gb olanlardan sırf kargo muhabbeti yüzünden geri duruyorum. 2 boyutlu çizim icin çok hafıza gerekmiyor diyorlar. Hata mı yapıyorum?
0
sakincan
(17.12.24)
offline content ve oyun cok kullanmayacaksan sadece cizim icin 256 gb yeter. ama kalkip netflix, youtube falan premium varsa elektrik gittiginde, otobuste falan offline icerikleri kullanamayacaksan enayilik olur.
0
buenosdias
(17.12.24)
Sadece çizim için kullanacağım. Yeni gelişmelerle hemen geçersiz olur mu diye aklıma takılıyor. Bir beş sene kullanmak isterim.
0
🌸sakincan
(17.12.24)
256. Pazarlanılanın ve sanılanın aksine ipad çok yetenekli bir cihaz değil. Yapabileceğiniz şeyler çok çok kısıtlı öyle ekstrem projeler falan yapayamacağınızdan 256 gb çok bile. İsterseniz oyun oynayın, film indirin. Yine çok. Zaten belli başlı oyunlar 50-60gbntutuyor, diğer oyunlar 100mb falan. Dizi film indirmeyi hunharca yapamazsınız, zaten Netflix belli bir süreden sonra siliyor.

Sadece video içeriğiyle uğraşana fazla depolama alanı önerirdim. Ama o da gereksiz 1-2 durum haricinde kimse iPad’den video editi falan yapmıyor.
0
substituent
(17.12.24)
512 uzun süreli bir yatırım olur. Amaç çizimse grafik tabletleri düşünmeni öneririm. Hem daha uygun fiyatlı hem de amacına daha uygun
0
wd40
(17.12.24)
"Yeni gelişmelerle hemen geçersiz olur mu diye aklıma takılıyor. Bir beş sene kullanmak isterim."

hafiza (yani RAM) ve depolama alanini karistiriyorsun gibi geldi bana.

www.apple.com

"Çip" kismina goz at.
0
hot potato
(17.12.24)
(21)

yurtdisina gocmek

baldur2
bir aile var. 2 cocuklari var, ingilizceleri var, ikisi de ogretmen. 5 milyon tl gibi de bu ugurda harcayabilecekleri varliklari mevcut. gelismis bir ulke olarak, nereye goc edebilirler? en gercekci olasilik nedir? var mi bir sekilde bir yol onerebilecek olan? yeni meslek ogrenmeye ve yapmaya da aci
bir aile var. 2 cocuklari var, ingilizceleri var, ikisi de ogretmen. 5 milyon tl gibi de bu ugurda harcayabilecekleri varliklari mevcut.

gelismis bir ulke olarak, nereye goc edebilirler? en gercekci olasilik nedir? var mi bir sekilde bir yol onerebilecek olan? yeni meslek ogrenmeye ve yapmaya da aciklar.
0
baldur2
(17.12.24)
Unskilled mesleklerle göç edemezler. Eğitim gelişmiş ülkelerde pahalı olduğu için üniversite eğitimi alamayıp unskılled çalışan çok var. Türkiye'de kamuda çalışıyorlarsa ben hiçbir yere kıpırdamalarını tavsiye etmem.

En gerçekçi olasılık gidecekleri ülkede bir eğitim sürecine girmeleri.
0
wd40
(17.12.24)
wd40 + 1

Önceden iş bulmak kaydıyla Almanya olabilir belki, Türkiye'den öğretmen olarak gidip iş bulanlar var MEB ile. Ama torpil filan veya yeterlilik nedir bilemiyorum.

Bir de yurtdışında en önemli harcama maddesi sağlıktır. Sakın sağlık konusunu araştırmadan karar vermeyin, sağlık sözkonusu olduğunda sizin 5 milyon 1-2 ayda bitebilir.
0
alfired
(17.12.24)
almanya olmaz. almanya'da türk ögrencilere meb tarafindan ders verilebiliyor ama o cok az. o da göc degil hem diplomat gibi görev itibariyla gidiyorsun.

almanya'da sadece ingilizceyle ögretmenlik de olmaz. denklik cok zor ve uzun sürüyor. ögretmenlik, yabanci dil ögretmenligi degilse zor malesef.
kamuda ögetmenseler bence de kalsinlar.

illa göc edicez diyorlarsa meslek degisimi gerekebilir o da bu yastan sonra zor.
0
sonsuz
(17.12.24)
öğretmen olarak tr'de 5 milyon biriktirmişlerse bereket versin deyip ellerini ovuşturup kalmaları gerekir. "gelişmiş ülkelerde" tr'deki öğretmenliğin hiç bir karşılığı yok zira. kafe falan açabilirler yahut kebapçı da olur. usta vs hazırsa 5 milyona çok rahat halledilir.

2 çocuklu bilmem kaç yaşında insanlara "eğitim sürecine gir" denilmesi bağırtarak güldürdü. Avrupada bile üniversiteler ciddi tartışma konusuyken, millet alanında iş bulamazken napacaklar okul okuyup merak ettim. "yurtdışında en önemli harcama gideri sağlıktır, 5 milyon 1-2 ayda bitebilir" kısmı da büyük bağırttı. ingilterede nhs temel sağlık hizmetlerini beleşe veriyor :d almanyada ise brüt maaşının %7'si falan gidiyor sigortaya sadece. arkadaşlar abd'yi tüm dünya sanmış maalesef.

her şeyden önce kendilerini ne yapmak nereye varmak istiyorlar onu netleştirmeleri lazım. bu yaştan sonra eğitim falan olmaz öyle zırvalıklara girmesinler. el yatkınlıkları varsa kafe restoran oto tamir işlerinde güzel paralar dönebiliyor. genç ve bekar olsalardı herhangi bir ülkede mutlaka house repair'e baksınlar derdim
0
avatar is back
(17.12.24)
degil 5 milyon 20 milyonum olsa bile sadece birikim ve ogretmenligime guvenerek birsey yapmazdim. maalesef sizin gibi arada kalan ve yurtdisina cikmaliyiz stresinde olan cok fazla orta halli kucuk aile var. herkesin derdi cocuguna iyi bir gelecek hazirlamak; anliyorum ama eger stratejik ve ciddi bir kalkinma planiniz yoksa hic bulasmayin. cok gitmek istiyorsaniz stratejik bir planlama yapmaniz(pasif gelir, is kurma, is arama vs..) sart onun da altyapisini hazirlamak ortalama 2 yil.
0
buenosdias
(17.12.24)
otursunlar oturdukları yerde zebil etmesinler çocukları.
0
deranzo1
(17.12.24)
Öncelikle branşlarına göre yurtdışı öğretmen görevlendirmelerine bi baksınlar. Belki istedikleri bi ülke vardır içlerinde. Sınava girerler, kazanırlarsa hem o ülkede maaş alırlar, hem türkiyedeki maaşları birikir. Görevlendirmeler 5 yıl. 5 yıl içinde de işlerini güçleri ayarlayıp süre sonunda istifa ederler.

Meslek olarak aklıma ağır vasıta şoförlüğü ve iş makinesi operatörlüğü geliyor. Türkiyede ehliyet alırlar. O ehliyetle iş arayabilirler. En baştan üniversite falan okumak çok zor olur. Ya da esnaf olmanın yollarına bakacaklar, al sat yapacaklar bi dükkanda.

Bence en güzeli ana baba çocuklarına ön ayak olsun, kendileri kalsın çocuklarını göndersinler yaşları geldiğinde. Dikiş tutturmalarını sağlasınlar.
0
antihero
(17.12.24)
Antihero+1
Hani yurtdışında işe yarayacak şeyler olsa neyse de şu an "ne yapsak da yurtdışına gitsek" gibi şeyler genelde ancak parayı yiyip dönmek ile bitiyor. Hele bir de iki çocuk var.

Batı avrupa tabiki genel olarak Türkiye'den çok daha iyi de yurtdışında pek aranmayan meslekleri olan çocuklu aile için daha iyi olmaz.
0
logisticsmanager
(17.12.24)
alfired +1

önceki duyurularımda ben de sizinkine benzer bir duyuru açmıştım.

Ben vazgeçtim.Unskilled çekirdek aile için şu an hiçbir yere kıpırdamamak bana en mantıklı tercih olarak geldi.
0
digits
(17.12.24)
logisticsmanager'a katılıyorum. "ne yapsak da yurtdışına gitsek" gibi şeyler genelde ancak parayı yiyip dönmek ile bitiyor" aynen olan bu çoğunlukla.

çünkü sorun lokasyonla birlikte kişinin kendisinde. gidilecek ülkede herkes zengin değil. mükkemmel bir insani gelişmişlik bulmak da herkes için mümkün değil.

en temiz yollar evlilik, bir iş bularak gitmek, şartlar uygunsa bir eğitim sürecine girmek. ama eğitim de garanti bir yol değil. Abd ve avustralya'da kalıcı olabilen uluslararası öğrenci oranı %15-20 bandında
0
wd40
(17.12.24)
10 arkadaşımın 8 i amerikada idi döndüler. 2 si eli kulağında.
güvenlik had safahda problem bakmayın toz pembe amerikan rüyalarına diyor hepsi ağız birliği etmişcesine.
0
jamswety
(17.12.24)
Herkes oraya gittiklerinde ne yapmalari gerektigini veya ne yapmamalari gerektigini yazmis fakat asil yazilacak seyi unutmuslar ki o da "nasil kabul alacaklari".

Yilda 3-4 defa Avrupa'ya çikan adamlar vize reddi yemeye basladi son iki yildir, bu aile skilled worker bile olsalar isleri allaha kalmis derdim.
0
feastofthedamned
(17.12.24)
Aslinda 5 milyon tl universite sonrasinda kalici oturum/vatandaslik verecek bir ulkede okuyup kalmak icin fazlasiyla yeterli... Ama -genellemek gerekirse- ortalama bir Turk ailesi bunu kotaramaz. Hem canlari cok tatli oluyor, hem ingilizceleri sandiklari kadar iyi olmuyor, cocuklarin varligi ayri bir mesele vs vs.
0
hot potato
(17.12.24)
En kolay ve ucuz kaçış Almanya olur.İkisi de öğretmense,pedagojik formasyonları varsa Almanyada kreşlerde Erzieher/in(anaokulu öğretmeni) olarak çalışabilirler .
B1 almanca ile yarı denklik,B2 almanca ile tam denklik alınıyor(biz aldık).
Kamuda çalışıyorlarsa daha da kolay,1 yıl ücretsiz izin alır,yapamazsa geri dönerler kamuya.İngilizce ile çok dilli kreşlerde de iş imkanları olur.İlla öğretmen olucaz daha aşağısı pozisyonda çalışamayız derlerse ilerde C1 Almanca sertifikasıyla öğretmenlik yolunu da deneyebilirler.
0
arenas
(18.12.24)
amerikaya tasinip e-2 yatirimci vizesi alırlar çok çok rahat.
0
oscar
(18.12.24)
+Öncelikle branşlarına göre yurtdışı öğretmen görevlendirmelerine bi baksınlar.

buna kesinlikle katılıyorum. yurtdışında 5 sene yaşadıklarında, zaten çevreyi, belki çevredeki ülkeleri görüp tanıyacak ve bir sürü bilgiye sahip olacaklar. hem yol gösterici olur, hem de gitmek istiyorlar mı gerçekten bunun üzerine düşünme şansları olur. maddiyatı düşünerek plan yapmak çok stresli olur aksi takdirde.
0
damba
(18.12.24)
yurtdisi memur adamin yiyecegi nane degil, madara olurlar +23535

millet bu isi basit bir aktivite saniyor da, adamin biryerinden kan alirlar baldurcum, bunu sen de gayet iyi biliyorsun.
0
cooperr
(18.12.24)
@cooperr,

Gocmenlik insanin bir gun her sey cok guzel olacak hayaliyle hayatini ziyan etmesi ya, baska bir sey degil.
0
🌸baldur2
(18.12.24)
ben de bu durumda bi yere gitmezdim fakat şu motivasyonu kaçırmamak lazım, gitmek isteyen aileler kendilerini feda edip çocukları için gitmek istiyorlar.
0
nuisance2
(18.12.24)
türkiye'de öğretmen = dünya'da işsiz.
0
xu
(18.12.24)
en oluru amerikaya yatırımcı vizesiyle gidip küçük bir yemek işletmesini devralmak.
0
inawen
(21.12.24)
(20)

turkiye'de camasir kurutma makinasi yaygin mi ki? neden?

fevzi123
selamlar,bildigim kadariyla turkiye'deki cogu evin/dairenin/konutun aman aman bir yer kaygisi yok camasir kurutmak icin? camasir kurutma makinasi nasil yayginlasti ki turkiye'de? sosyolojik bir karsiligi yok gibi sanki ama ben bir seyleri kaciriyorum heralde.haftada 1-2 camasir yikamiyor mu en plaza
selamlar,

bildigim kadariyla turkiye'deki cogu evin/dairenin/konutun aman aman bir yer kaygisi yok camasir kurutmak icin?

camasir kurutma makinasi nasil yayginlasti ki turkiye'de? sosyolojik bir karsiligi yok gibi sanki ama ben bir seyleri kaciriyorum heralde.

haftada 1-2 camasir yikamiyor mu en plaza calisani buyuksehirli bile? onlarin da haftada 10*2 dakika camasir asacak vakti yok mu? camasiri dogal yollardan kurutmanin daha iyi oldugu duyari twitter'da kasilmadi mi?

vs vs vs

kurutma makinaniz var mi? neden var? ihtiyac mi? neden?

tesekkurs'n'sevgilerden bir demet
0
fevzi123
(16.12.24)
yaygın değil. elektrik pahalı. kurutma makinaları pahalı
0
wd40
(16.12.24)
Baştan aşağı hatalı tespitler;

“bildigim kadariyla turkiye'deki cogu evin/dairenin/konutun aman aman bir yer kaygisi yok“

türkiye’de özellikle büyükşehirde 2+1 balkonsuz evlere tıkılan milyonlarca kişinin yer sıkıntısı var

“haftada 1-2 camasir yikamiyor mu en plaza calisani buyuksehirli“

Ben nerdeyse her gün yıkıyorum spordan sonra spor kıyafetlerimi.

ben kurutmalı makine kullanıyorum.
0
rentts
(16.12.24)
@rentts

tesekkur ederim cevaplarin icin de biraz daha acarsan sevinirim acikcasi. ben sahsen uzun zamandir istanbul hayatindan uzagim ve anlamak icin sordum.

mesela kurutmai makina dedigin sey, kurutma ozelligi olan cam makinasi mi yoksa ayrica bir kurutma makinan mi var?

bi gunluk hayatin bir parcasi mi yoksa luksu mu?

istanbul hayatinda kurutma makinasinin yeri temali bir tezin yuzde 1 niteligini tasiyan bi tez sorusu gibi cevaplarsan cidden seviniriz arkadsaim ya.
0
🌸fevzi123
(16.12.24)
Artık yeni yapılan evlerde çamaşır asılacak yer yok. Evin içine koysan çamaşırların nemi havayı bozuyor rutubet yapıyor. Bu yüzden mecburiyetten kurutma makinesi alıyorlar

Onun dışında çok cocugu olan ailelerde genelde çamaşır makinesi hergün çalışır. Kış vakti o çamaşırlar dışarıda yerin olsa bile yetişmiyor. O sebeple bir tane kurutucu alıyorsun 1 saat sonra kuru çamaşırlara sahipsin
0
limonlu eksi
(16.12.24)
çocuğa kreşten her gün 3 alt üst kıyafet artı iç çamaşırı istiyorlar. artı anne baba çalışıyorsa, her gün kıyafet değişiyorsa bu soğukta nasıl kurutacaksın? bunu soran adam bunları bilmez ondan sorar. işte bu sebepten almak zorunda kaldık.
0
mikahakkinen
(16.12.24)
2007den beri kurutma makinesi kullanıyorum. Alerjik astım sebebiyle aldım, sonra deniz kenarına taşındım ki burada kışın klima ile çamaşır kurtulmaz nemden. Yıllardır elim ayağım, çok da pratik bir şey.
0
strawberry first
(16.12.24)
tozu, tüyü çok güzel temizliyor, hızlı sonuç, pahalı değil, yazın sıcakta çabuk kurabiliyor ama güneşte kalırsa da çamaşırlar zarar görebiliyor kışın sogukta zaten iki gün o çamaşırın kurumasını bekliyorsun. Sık sık yatılı misafirler için nevresimler yıkanıp kurutuluyor ben de en az iki günde bir çamaşır yıkıyorum tek başıma olduğum halde gerçekten baştan aşağı yanlış tespit. Yeni evlerde kurutmak için alan olmaması ayrı bir sebep ama İstanbul'da çamaşır kurutmak her zaman kolay değil zaten ben şu olayı sevmiyorum asıl çamaşırı tek tek asılıp tek tek toplamak bir de onun süresini beklemek falan çok uzun bir iş
0
ala09
(16.12.24)
Çevremde neredeyse herkes kullanıyor. Elim ayağım resmen, neden daha erken almamışım diye her akşam kafamı duvarlara vuruyorum. Kışın evde çamaşır kurutmak iyi olmuyor, evde alerjik astımı olan varsa rahatsız oluyor. Bir kişinin çamaşırı söz konusu olsa neyse hadi olmasa da olur derim belki ama 4 kişilik bir aile için şart. Havlular kurutucudan çok güzel çıkıyor bir de yumuş yumuş
0
kullanicadi
(16.12.24)
iki kişi yaşıyoruz. 70m2

bir yatak odası, bir oturma odası bir de depo ve ofis olarak kullandığım çalışma odam var.

kız arkadaşım sürekli çamaşıur yıkar. bence bir günde kuruyor ama ona göre nemli kalıyormuş ve üç boyunca duruyor çamaşırlar. ama her gün değilse gün aşırı yıkanıyorlar çamaşırlar. yatak odasında sürekli bir askılık var.

bir de bazen üstüne eşya atılıyor, hani sandalyeye attığımız ne çok temiz ne de kirli olan arafta kalmış çamaşırlar.

o kadar mutsuz ediyor ki beni çamaşırlar, kirli giymeyi tercih ederim kurutma problemi yüzünden.

kurutma makinesi çamaşırları yıpratıyor diye duydum, almadım.
çamaşır makinemi değiştirdiğimde kurutma özellikli bir tane almak istiyorum.

balkon ya da boş oda olmadıkça, çamaşırları oda içinde kurutmak tam anlamıyla dağınıklık.

bir de geçen yıllardan biliyorum; kuruturdum ama toplamazdım çamaşırlarımı. oradan alır giyer makineye atardım, bazı kıyafetler günlerce askılıkta kalırdı da pis olduğunu düşünür tekrar yıkardım. burası benim tembelliğimdendi, ama üstte yazdıklarım bir çoklarının ortak sorunu.

türkiye'deki çoğu ev müsait derken yeni yapılan evlerin çoğu 2+1 70 metrekare civarı. istanbulda çok daha küçükleri bile yaygın artık. 1+1 ülkenin yeni gerçeği oldu, 2+1'e şükrederiz.
0
biseysorcaktim
(16.12.24)
Kendi cevreme bakinca pek yaygin degil olarak gormuyorum ama bu artik uygulanabilir bir opsiyon olarak degerlendiriliyor. Evine girip ciktigim kisilerde, sadece bir evde gordum. Yalniz benim cevre eksiduyuru cevresinden farklidir, tahminim en iyi ihtimal 2006 yilina kadar cevremdeki bir evde bile bulasik makinesi yoktu. Biraz geriden geliyoruz yani.

Bu arada bizde de yok. Olacagini da sanmam. Camasir makinesinin ve bir askiligin sigabilecegi ufak bir alan yapmislar. Eve ait isitma sistemleri de o kucuk yerde, oraya asiyoruz, zaten nispeten sicak oluyor cogu zaman, evi etkilemeden kuruyor.
0
mbond
(16.12.24)
Kurutma makinesi koyacak yer bulmak bence daha büyük sorun çamaşır kurutacak yer bulmaktan. Ben tek yaşadığım için salonun ortasında kurutma telinde kurutmak beni rahatsız etmiyor. Haftada 2-3 makine yıkıyorum zaten çok sorun olmuyor, salonda kalorifer de açık olduğundan hızlı kuruyor.

Ama mesela kurutma makinesi alayım desem nereye koyacağım bilmiyorum. Çamaşır makinesi banyoda ama orada kurutma makinesi koyabilecek herhangi bir alan yok. Başka bir yere koymak da mantıklı gelmiyor. Ülkece banyolarımız küçük yani bence. Bi de her çamaşırın atılamaması=hiçbir çamaşırın atılamaması demek benim için. Bu makinede kurur mu diye düşünmek hoşuma gitmez
0
nundu
(16.12.24)
Robot süpürgeden sonra ekşicilerin ikinci kutsalını eleştirmişsin hocam. Çok laf yersin şimdi:)
0
nothing in my way
(16.12.24)
sebeplerini bilemem, buna yorum yapacak sosyo-eko-kültürel bir birikimim yok. ama bizim aileden örnek vereyim madem. beş kişilik bir aileyiz, annem de dahil herkes çalışıyor. çamaşır makinesi günde en az bir, en çok iki kere çalışıyor. her ne kadar bu kadar sıklığa karşı olsam da günlük kıyafet değiştiriyoruz, çamaşırlar birikiyor.

neyse. hal böyle olunca kısa programda olsa bile bu kıyafetlerin yıkanması + asması + kuruyunca toplanıp yerlerine yerleştirilmesi vs uzun bir zaman alıyor. bunun bir de kışı var. haliyle kurutma makinesi de şart gibi bir şey oldu diye eve kurutma makinesi aldım. anneme göre bu makine şu an çok iyi, kolaylık sağlayan bir eşya.
0
m e b
(16.12.24)
hiç de yaygın değil.

çamaşır kurutmak dediğiniz, çamaşırı bir yere serip beklemek. tamamen ücretsiz.

hiç bir çaba sarf etmediğiniz ve tamamen ücretsiz olan bir şey yerine para verip makine almak, hatta makineyi işletmek için elektriğe de para vermek Türk halkına hiç mantıklı gelmediğinden, kurutma makinesi o kadar yaygın değil Türkiye'de.
0
co2s2
(16.12.24)
bende yaygın değil zannediyordum ama artık çalışan y kuşağının çoğunda var, bizim karşı apartmanda hep balkonda kurutmalar neredeyse sadece 2-3 dairenin yok kurtuması.
birde kedi köpekli evlerde çok kullanılıyor artık. 196-70 kuşağının alışık olmadığı bişey, maddi durum iyiyse ancak alırlar o yüzden çoğu hala kullanmıyordur.

ben kedi yüzünden aldım, koltuklara serilen örtülerde, kıyafetteki kıllarla uğraşmaktan bıktığım için ama sonra anladım ki ciddi zaman tasarrufuda asma toplama derdi yok.

robot süpürge denmiş, o da çok yararlı şimdiye kadar almadığıma ve mopunu yıkamalı model almadığıma çok pişmanım.
0
eja
(16.12.24)
1- Yalnız yaşayan insan oranı arttı.
2- Evli çiftlerin her ikisinin de çalıştığı hane sayısı arttı.
3- Haftasonu çalışma yaygın
4- Çalışma saatleri insanların her işini görebileceği şekilde rahat değil.

Sabah 08.00 - 09.00 arası işbaşı yapıp akşam 18:30 - 19:00 gibi evde oluyorsanız yemek yapmak, çocukla ilgilenmek, ev temizliği yapmak, kişisel bakımınızla ilgilenmek gibi işlerin hepsini haftanın 6 günü 18:30 - 23:00 arasındaki 4,5 saatlik zamana sığdırmanız gerekiyor. Kafa dağıtıp koltuğa serilecek vakit yaratabiliyorsanız ne mutlu. Bu süre yeterli bir süre değil. Pazar gününü de bu işlere ayırmak istemezsiniz. Örneğin cuma akşamı eve gelir gelmez çamaşırları yıkarsanız gece yatmadan önce kuru çamaşırları katlayıp koyar haftasonu bunla alakalı hiç düşünmezsiniz.

Özellikle kış aylarında çamaşırların içerde ve dışarda kuruma süresi uzuyor. İçerde serili çamaşırlar kalabalık ve nemli bir ortama sebebiyet veriyor. Dışarda çamaşır sermekse hem kışın işlevsel değil hem de gittikçe önüne geçilmeye çalışılan bir olay, çevresel sebeplerden ötürü. Kurutma makinası denkleme girdiği zaman öngörülebilir belirli bir süre içinde çamaşırlar kuruyup dolaba giriyor ve aynı gün giymeye hazır hale geliyor. Bu özellikle de tek yaşayan ve çalışan çiftler için çok faydalı bir durum. Daha az planlama, daha az zahmet. Ütü konusunda da çok katkı sağlıyor, ütü gereksinimini büyük oranda azaltıyor.

Elinizin altında bir çamaşır kurutma makinası varsa neden kullanmayasınız sadece soruyorum?

Çamaşırla uğraşmak bir hobi değil, bir gereklilik, zorunluluk. Haliyle bunda sizin payınızı azaltan bir teknoloji varsa bu yayılır. Çok derinlemesine incelemeye gerek yok aslında. Türkiye'de henüz "yaygın" değil, ancak "yayılıyor." ilerde yaygın hale gelmesi büyük ihtimal. Sadece şu anda yaygın değil.

Faydaları şöyle özetleyeyim

- Çamaşırlar birkaç saat içinde yıkanıp kuruyup giymeye hazır hale geliyor.
- Ütü gereksinimi büyük oranda azalıyor.
- Çamaşır serme konusu ortadan kalkıyor. Serili çamaşırın yarattığı kalabalık ortadan kalkıyor.
- Yağmurlu, soğuk ve nemli günlerde çamaşır sermeyle ilgili her türlü sıkıntı ortadan kalkıyor. İklim, nem, gece gündüz durumu tamamen denklemden çıkıyor.
0
akhenaten
(16.12.24)
bizde de var. Artık ihtiyaç haline geldi. Bu kadar kentleşirsen, hava girmiyor.
0
baldan kaymak
(16.12.24)
kurutma makinesi bende var. almadan önce çamaşırları yıka, as kurumasını bekle, topla, ütüle toplamda iki güne yakın zaman gidiyordu. şimdi çamaşırları sabahtan makineye atıyorum. aynı gün öğleden sonra ütü işi dahil herşeyi bitmiş oluyor (uzun eko programda yıkıyorum, yoksa daha kısa da sürebilir.) bunun bir de havlusu, nevresimi vs. var. kurutma makinesi ile 5-6 saate her şeyi bitmiş oluyor.

kardeşimde iki çocuk var, kurutma makinesi yok. salonda her zaman bir çamaşır askısı var ve hiç boş olmuyor. evde koyacak yer olsa ilk alacağım şey kurutma makinesi diyor.
0
inheritance
(16.12.24)
@all

yuh arkadaslar ben bu konuda hicbir sey bilmiyormusum. ben cok geride kalmisim. :)
0
🌸fevzi123
(17.12.24)
amerika'da her evde var. mukemmel pratik. camasir yikadiktan sonra tek tek asmakla ugrasmiyorsun hepsini oldugu gibi kurutmaya alip sonra katliyorsun.

tek handikapi kumaslari kucultmesi olabilir. cunku yikamayi serin suda yapabiliyorsun ama kurutmada illa ki sicak hava ufleniyor.
0
antikadimag
(17.12.24)
(7)

macbook a adapte olmakta çok zorlanır mıyım

anon1m
Hayatım boyunca Windows + android çi olarak eski laptopum duman attığı için bir laptop almak istiyorum. Tez yazacağım arada grafik ya da video işleme de yapabilirim. Arkadaşa sordum m1 m2 air falan baksana dedi. Ekranların 13 inch olması yazı yazmak için sıkıntı olabilir. Mobilite için güzel cihazla
Hayatım boyunca Windows + android çi olarak eski laptopum duman attığı için bir laptop almak istiyorum.
Tez yazacağım arada grafik ya da video işleme de yapabilirim.

Arkadaşa sordum m1 m2 air falan baksana dedi.
Ekranların 13 inch olması yazı yazmak için sıkıntı olabilir. Mobilite için güzel cihazlar.

Aslında en çok kafama takılan Windows daki crack imkanı (:


Program Ekosistemi olarak çok zorlanır mıyım bir de android macos işbirliği nasıl olur dosya vs

Hiç maceraya girmeyeyim mi

Alternatiflere açığım.
0
anon1m
(16.12.24)
Macbook'un olayı hafifliği, uzun şarjı ve uzun ömrü. Bunlara önem veriyorsan macbook. M2 neyse de m1 alınmaz artık.

Taşınabilirlik ve uzun şarj için microsoft surface'lerde güzel. Tablet laptop olanları özellikle
0
wd40
(16.12.24)
Bence hiç bulaşma 2022’de m1 aldım cihaz yaklaşık iki hafta önce kendi kendine kapandı bir daha da hiçbir şekilde açılmadı gerçekten çok şaşırdım çok nadir kullanıyordum zaten. Apple ekosistemi için aldım ama pişman oldum. Bunun haricinde en sinir olduğum şey Microsoft office programlarını kullanamamaktı. İşim geri çok fazla Excel kullanıyordum ama ne yaptıysam bu cihaza adamakıllı office programı yükleyemedim. Elinde 10.000 liralık windows cihazı olanlar beş para vermeden çatır çatır kullanıyorken ben çok zorlanıyordum bir de dediğim gibi cihaz kendi kendine bozuldu pil sağlığı hâlâ %98
0
zone ma zaf rindeko
(16.12.24)
İllegal mevzular macos için de mevcut.

windows 3.1-7 arası win ve macos snowleopard'dan güncele kadar macos kullanmış biriyim.

Fena da kullanmazdım windows'u macos'a alışmam 1 hafta hakim olmam 1 ay sürdü.

Android bi sıkıntı yaşamıyorum ftp, bluetooth, usb (android file transfer) vs ile dosya alışverişi yapıyorum. ios gibi bildirim geldi çağrı geldi gibi şeyler yok tabii (3. parti uygulama ile belki vardır da pek umrumda değil) e zaten google hesabımızı macos'a girebildiğimiz için kişiler, takvimler, ortak oluyor. Browser firefox kullanıyorum ikisinde de orada da bi devamlılık var. Bi sıkıntı yaşamadım bu yanda da.

~archmeister8'in yazdıkları yanlış değil ama talihsiz bir şekilde mimarlar için geçerli bi durum. Bazı mimarlık programları mac'de lisanslı olarak dahi yok. O yüzden ufak bir kesim içinde. Profesyonel yazılımlar yok demek pek doğru olmaz ben profesyonel amaçla (audio, müzik, 2d, 3d grafik) mac kullanıyorum. Çok çok spesifik kilit bir yazılımınız varsa elbette macos destekliyor mu ya da muadili var mı bakmakta fayda var ama profesyonel yazılım ya da crack yok demek biraz yanlış, yalnızca mimarlık ve macos arasında kötü bi ilişki var benim de bildiğim. İntel mac tercih etmenizi de asla tavsiye etmem x86 macos yazılımları apple arm'larda gayet güzel çalışıyor. Özellikle spesifik olarak x86 win yazılıma ihtiyacınız varsa da programın performans gerekliliğine göre wine durumlarına bakıp ona göre mac alıp almamaya karar verirdim.

(x86 win emülasyonu bu mac'de hiç ihtiyacım olmadı denemedim. win arm apple arm üzerinde sanal makinede gayet güzel çalışıyor ama)
0
hedep
(16.12.24)
hayır, bir sıkıntı yaşamazsın, windows'ta olup da macos'da olmayan çok az yazılım var, crack olayı oyunlar için mi? torrent sitelerine aradığın programın sonuna macos yazıp araştır.
0
denemeyanilma
(16.12.24)
windows'ta profesyonel amaçlı yazılımlar kullanıyorsan sıkıntı yaşarsın. crack falan olayları baya sıkıntı. her şey olmuyor. ben mesela mimarım. revit programı benim için önemli ama macos için yok. autocad var mesela ama onunda arayüzü berbat ve alışılmıyor. diğer sıkıntıda m işlemciler arm tabanlı. eskiden windowstaki programlar bir şekilde intel işlemcili maclere bir şekilde uyduruluyordu şimdi o da büyük sıkıntı.

sen de kullanacağın programların macos versiyonlarına iyice bak öyle al ben pişmanım şu anda satıyorum mesela. ilanımı da koyayım.

www.sahibinden.com
0
archmeister8
(16.12.24)
m2'den aşağı alma bence. eskidi diğerleri. almış olsan tabi yıllarca kullanırdın, o kadar da eskimedi.

mobilite çok iyi. 13inch'leri benim arkadaşlar hep kullanıyor. bize iş bilgisayarı olarak veriyorlardı, herkesin monitörü vardı ekstra. ama bir kısım arkadaş monitör bile kullanmadan küçük ekranı kullanıyorlardı.

ama bence 13 almayın, 15 alın. taşıma açısından oradaki 3-4 cm çok fark etmiyor. zaten hafif ve şarjı uzun giden bi cihaz. günü bütün dışarda olursunuz ve şarj kablosuna ihtiyaç duymazsınız.

android-mac arasında çok güzel ekosistem oluşturan yazılımlar varmış, ama ücretli. ücretsizleri de var onların açık kaynak ya da az özellikli. işbirliği sıkıntı olmaz.

grafik ve video işlemelerde sanırım m işlemci daha iyi olur intel'e göre. bu sizin öncelikli bir şeyse bir bakın hem kullanacağınız yazılımları hem grafik işleme kabiliyetlerini. crack imkanı windows'taki kadar kolay olmayabilir.

geri kalan şeyler için mac önde olur.
0
biseysorcaktim
(16.12.24)
macOS'la windows farkı, iOS'la android farkı gibi.

açıyorsun, çalışıyor. kolay kolay bozulmuyor. ıvır zıvır ayar yok. bir kullanıcının ihtiyacının %99'unu daha iyi karşılıyor.
0
co2s2
(16.12.24)
(10)

Panel şantajcılığına nasıl karşı koyarım?

six packsiz
Sözlük üzerinden birisiyle konuştum ve uygunsuz görüntü atmaya geldi konu maalesef. Sonra birden benim bütün kimlik bilgilerimi bana döktü ve para istedi. Eğer atmazsam aileme ve rehberime paylaşacağını belirtti. Ben direkt engelledim ama amcamın kızına atmış, babama atmış. Beni sürekli yurtdışı num
Sözlük üzerinden birisiyle konuştum ve uygunsuz görüntü atmaya geldi konu maalesef. Sonra birden benim bütün kimlik bilgilerimi bana döktü ve para istedi. Eğer atmazsam aileme ve rehberime paylaşacağını belirtti. Ben direkt engelledim ama amcamın kızına atmış, babama atmış. Beni sürekli yurtdışı numaralarından arıyor 1 tane de tr numarası var. Nasıl engelleyeceğim bilen var mı? Siber suçlara başvurdum yarın da savcılığa başvurasım var ama işe yarar mı?
0
six packsiz
(15.12.24)
Bunlar aslında tek kişi degil bildigin çete. Sizin gibi onlarcası düşüyor bu tuzaga.

Gerçekten yurtdışındaysa yapabileceginiz bir şey yok. Karşıdaki tarafın sıkılıp bıkmasını bekleyeceksiniz.

Yurtiçinde olma ihtimalini düşünüyorsanız savcılığa gidip şikayette bulunun
0
limonlu eksi
(15.12.24)
Polise telefonla şikayette bulundum ama yeterli olmaz mı savcılığa da gitmem gerekir mi? Ya da cimer de işe yarar mı?
0
🌸six packsiz
(15.12.24)
bu bilgilere eriştiğine göre bilgisayarında veya telefonunda bir trojan olabilir. telefon defterine erişiyorsa kesin var.

ilk olarak telefonu fabrika ayarlarına döndürmek ve bitdefender vs. bir antivirus-trojan yazılımı ile hem telefonu hem bilgisayarını taratmak iyi olur.

bu süreçte sana bir yazılım gönderdi mi, ya da bir linke tıklamanı istemiş olabilir, bir sayfaya da yönlendirmiş olabilir.
0
orpheus
(15.12.24)
Telefon numarandan erişiyorlar bilgilerine. Muhtemelen whatsapa geçtiniz ve oradan attın fotoğrafı.

Gerçekten yurtdısındaysa hiçbir şey yapamazsın. Bu tip olaylar sık olmaya başladı. Nude atmayın. İlla özel platforma geçilecekse tel no veya isim soyisme doğrudan erişim mümkün olmasın

Bu konuyu sözlükte başlık olarak aç. Millet oltalanmasın
0
wd40
(15.12.24)
Maalesef görüntüyü whatsapp üzerinden ben attım, boşluğuma geldi. Sonra birden şantaj başladı. Panelden ulaşıldığına eminim çünkü telefonumda bile kayıtlı olmayan bilgiler var.
Babama ve kuzenime atıyor, saçma sapan hornet gibi sitelerde paylaşıyor numarayı.
Numaralardan biri türk ama diğerleri yabancı. Şantaj olarak kullandığı şey bir telefondaki yazışmamızı çekiyor yani türk hattı bir telefona kurulu vaziyette.
Ama tabii Türkiyede olduklarını kanıtlar mı bu bilmiyorum. Türk numarasını yurtdışında da kullanabiliyorlar malum. Ben yine de karakola gidip şansımı deneyeceğim.
0
🌸six packsiz
(15.12.24)
Attığı kişilere montaj de, benden para koparabilmek için yapay zekayla hazirlamislar de ;) önemsiz bir olaymış gibi davran. prim verme hicbi şekilde, para gönderme.

Polise ya da savcılığa da yüz yüze başvuruda bulun. Gerisini onlar halletsin
0
abuzer
(15.12.24)
Savcılığa suç duyurusu +1

Yurtdışında bile olsa ülkeye giriş yaptığında başı ağrır, o yüzden ihmal etme
0
kullanicadi
(15.12.24)
Nick bilebilsek keşke.

Mutlaka yüz yüze şikayette bulun. +1
0
potasyum bebek
(15.12.24)
sözlüğe şikayet ettim 1 saat içerisinde uçtu. leyla falan da olmadı baya silindi gitti.
yarın bir karakola gideceğim bakalım.
0
🌸six packsiz
(15.12.24)
Erkek adamsan koymaz, nolcak ailen güler geçer...Prim verme bu tiplere, hatta yollamak isterseniz başka açıdan çekeyim diye trolle.

Yasal yollara mutlaka başvur, belki bir hata yapıp kendilerine ulaşmanı sağlayacak bir açık bırakmışlardır.
0
kimlanbu
(16.12.24)
(7)

Kanser tedavisi için Küba'ya gitmenin olayı nedir?

dedeminhirkasi
Orada olup da Türkiye de olmayan ne var? İnsanlar niye gidiyor anlamıyorum. Onların uyguladığı tedaviler burada yasak mı? Vs vs
Orada olup da Türkiye de olmayan ne var? İnsanlar niye gidiyor anlamıyorum. Onların uyguladığı tedaviler burada yasak mı? Vs vs
0
dedeminhirkasi
(15.12.24)
Çeviri sektöründeyim; sıklıkla Küba'ya hasta göndermek için başvuran ve tonla epikriz raporu, test sonucu gibi dosyalar çevirten müşterim oluyor.
Bildiğim kadarıyla Küba'daki hastaneler çok sınırlı sayıda hasta kabul ediyorlar ve yalnızca belli durumda olanları alıyorlar. Hastalığın durdurulamaz şekilde kötüye gidiyor olması ve diğer hastanelerdeki belli yöntemlerin denenip sonuç alınamıyor olması gibi durumlar sağlanıyorsa ancak o zaman kabul ediyorlar.
Küba'nın tıptaki başarısını ben de eskiden sosyalist arkadaşların Küba'yı şişirmek için kurdukları ve efsaneleştirdikleri bi şey zannediyordum yani PR olduğuna emindim (bunu anlata anlata bitiremeyenlerden birisi de babamdır bu arada).
Ciddi kaynaklardan biraz araştırınca cidden muazzam bi başarılarının olduğu görülüyor tıp konusunda.
Örneğin Küba ve Venezuela ortak bir proje başlatıp 2004 yılından günümüze kadar Güney Amerika'da bir sürü yoksul insana ücretsiz sağlık hizmeti verdi, sadece Paraguay'da 25bin 650 kişi göz doktorlarınca tedavi edildi, ücretsiz ameliyatlar bile yapıldı. 2015 yılında göz tedavisi yapılan insan sayısı 3 milyonu geçmişti.
"Operación Milagro" diye aratabilirsiniz.
Medyada yer bulamamasını da malum Küba'ya uygulanan ciddi bir ambargo var, direkt ona bağlıyorum.
0
norek
(15.12.24)
Detayını bilmiyorum, ama dördüncü evre mide kanserini Küba’da uygulanan tedaviyle atlatan biriyle tanışmıştım. Türkiye’de birkaç ay ömür biçmişler.
0
auroraaurora
(15.12.24)
peki bu adamlar bildiğimiz kemoterapi, ışın tedavisi dışında ne uyguluyorlar da modern tıbbın kısa ömür biçtiği insanları iyileştiriyorlar, bilen var mıdır?
0
titanyum22
(15.12.24)
Kübanın sağlık sektöründe çok iyi, yetiştirdiği hekimlerin çok başarılı olduğunu ben bile biliyorum, düz varandaş olarak. Muhtemelen teknik ve deneyimsel şeylerle de ilgilidir.
0
rewlack
(15.12.24)
"Evrakları inceleyerek nasıl bir tedavi biçimi, nasıl bir hastalık olduğunu belirleyerek kişiye özel aşı üretiyorlar. Eğer sizin hastalığınıza uygun aşı üretilemiyorsa, ülkeye kabul etmiyorlar. Bana yaptıkları aşının hammaddesi mavi akrep zehriydi. Günde beş kere birer damla alıyorum. Ömür boyu kullanmam gerekiyor."
anlatilaninotesi.com.tr
0
ensar
(15.12.24)
Küba, venezuela, iran. Bu ülkeler batıdaki sektörün müdahalesinden uzak ve belirli bir protokole bağlı olmadıkları için bağımsız çalışmalar yapabiliyorlar.

Örneğin burada bir tedavi yöntemi buldun ve sonuç aldın diyelim. Yerleşik sistemdeki sürecin dışında bir çalışma yaptıysan onların protokolünü uygulamadığın için tedaviyi uygulamanı engelleyebilirler.
0
hebanon
(16.12.24)
Bir çeşit zırvalık olma ihtimali de var. Bu tip tedavilerin bulunması için ciddi araştırmalar gerekiyor ve bu para demek. Küba açlıktan kırılan bir ülke. Araştırmaya para ayırmaları pek olası değil. Bilim yapmıyorlar.

Bu biraz bir dönem Iran çok güçlüymüş, herkesi darma duman edermiş diyen solcu zırvalarını andırıyor bana. Iran kendi başkanının düşen uçağını bulamadı
0
wd40
(16.12.24)
(9)

Olmazsa olmazim dediginiz teknolojik aletler neler? Telefon ve pc harici)

Zetnikov
+++ Ben oyumu kindle e kitap okuyucumdan yana kullaniyorum uzun uzun aciklamak istemiyorum tek kelimeyle 10/10 +++ Ugreen markasinin usb ivir zivir coklayicisi var piyasada calisan gordugum tek urun bu da cok lazim oluyor bana asiri kucuk ve hafif+++ Bluetooth kulakliklarim disariya cikmak spora git
+++ Ben oyumu kindle e kitap okuyucumdan yana kullaniyorum uzun uzun aciklamak istemiyorum tek kelimeyle 10/10

+++ Ugreen markasinin usb ivir zivir coklayicisi var piyasada calisan gordugum tek urun bu da cok lazim oluyor bana asiri kucuk ve hafif

+++ Bluetooth kulakliklarim disariya cikmak spora gitmek vs imkansiz

+++ Kisin hava nemlendirici kullaniyorum yoksa burnum tikanabiliyor

+++ Termometre nemlendirci tarzi bisey var onunda derecelere bakip hareket ediyorum

++++ Yazici, onceden surekli kirtasiyeye giderdim sindi 2. El aldim babalar gibi yazdiriyorum
0
Zetnikov
(15.12.24)
Bluetooth kulakligim benim de kesinlikle
0
(15.12.24)
Kindle +1
Bluetooth kulaklık +1
0
salihdt
(15.12.24)
Akıllı saatimi ilave edeyim ben de listeye.

Araç içi kamera da var.
0
Mirket
(15.12.24)
@mirket

Ne kadar surede bir sarj ediyorsunuz sirf bu yuzden almadim
0
🌸Zetnikov
(15.12.24)
Apple watch'ların en kötü tarafı şarj süresi sanırım.

Akşamları benim bir kitap okuma saatim var. Bu zamanı evdeki her şeyi şarj etme saati olarak da kullanıyorum. Bir sıkıntı yaşamadım hiç.
0
Mirket
(15.12.24)
Akıllı saat +1

Samsung watch var bende. 2 günde bir (bazen 3 güne yetebiliyor) şarj ediyorum. Benim için en kritik özelliği aramaları ve bildirimleri titreşim ile almak. Telefonu sessizde kullanmayı sevdiğim için bu en temel özellik aslında bana yetiyor bile diyebilirim, kalanı işin şovu :d
0
nundu
(15.12.24)
@nundu'ya katılmıyorum. Kalanı kesinlikle işin şovu değil.

Evdeyken telefonun nerede olduğunu unutmak,
Eller doluyken gelen aramaya saatten cevap vermek,
Yalnız yaşayan biri olarak, bir gün düşer kalırsam birilerine haber verileceğini bilmek, Sesli komutla, plunk için 3 dakika, fırındaki pizza için 15 dakika, kitap okumak için 1 saat süre başlatmak,
Gece yarısı uyanıp Siri'ye sabah hatırlat da Salim Abiye başsağlığı telefonu edeyim demek,
yıllar içinde uyku, nabız, nefes, yürüyüş, antrenman düzenlerimdeki değişmeleri izlemek,
yürüyüşte, koşuda nabzımı, tempomu, eğimi, mesafeyi, kaloriyi, son kilometre performansımı izlemek,
Evde kaybolan telefonu buldurmak,
Japon yeni kaç lira ya da Dubai'de şu an saat kaç diye sesli sorup sesli cevap almak

hiç de şov değil.
0
Mirket
(15.12.24)
Ipad diyebilirim. En all around cihaz bence.
0
wd40
(15.12.24)
@Mirket

Şovu gereksiz özellik anlamında kullanmamıştım aslında. Hani benim için en temel özellik bu, diğerleri de pasta üstündeki çilek gibi demek istedim de yanlış anlaşılmaya müsait olmuş evet :D
0
nundu
(16.12.24)
(2)

doktora jürisinde yer almak vs akademisyenlerin yükselme kriterleri

jimjim
-tez danışmanı olarak değil- sadece jüri üyesi olarak doktora jürisi veya tez izleme komitesinde yer almak akademisyenlerin yükselme kriterleri veya performans puanlarına katkı sağlıyor mu?yoksa bu durumdan hiçbir çıkarları olmuyor mu?
-tez danışmanı olarak değil- sadece jüri üyesi olarak doktora jürisi veya tez izleme komitesinde yer almak akademisyenlerin yükselme kriterleri veya performans puanlarına katkı sağlıyor mu?
yoksa bu durumdan hiçbir çıkarları olmuyor mu?
0
jimjim
(14.12.24)
Üniversitesine göre değişiyor. Katkı sağlayan yerlerde de getirisi çok düşük, puan için yapılacak iş değil.
0
cek
(14.12.24)
Türkiye'de doçentlik puanlamasında yok. Avrupa'da da pek etkili değil diye biliyorum. Amerika'da bazı üniversitelerde etkili olabilir, özellikle tenure tracktan full kadroya geçişte bu tip işlere önem veriyorlar
0
wd40
(14.12.24)
(22)

Isi birakmak ve aile parasi yemek hakkinda bir soru

Sebastian
Aylik 6k dolar net maas. Ozel sektor, stresli is.150k dolar birikimAilem aylik bana net 3k dolar veriyor. Paralari var. Bunu kesmeyecekler de, hep devam edecek oyle dusunun.Ev, araba var.Coluk cocuk es yok. Olmasi da pek mumkun gozukmuyor.Konum istanbul.Yas 32 erkek istanbulBu durumda isi birakip sa
Aylik 6k dolar net maas. Ozel sektor, stresli is.
150k dolar birikim
Ailem aylik bana net 3k dolar veriyor. Paralari var. Bunu kesmeyecekler de, hep devam edecek oyle dusunun.
Ev, araba var.
Coluk cocuk es yok. Olmasi da pek mumkun gozukmuyor.
Konum istanbul.
Yas 32 erkek istanbul

Bu durumda isi birakip sadece ailemden aldigim aylik parayla, uc bes hobiyle zaman gecirmek istiyorum. Isimden bunaldim, yorucu bir is. Guzel para kazaniyorum, iyi bir sektor kariyer yapiyorum falan filan ama sonu yok gibi geliyor. Bundan onceki 10 yilda da ayni seyi diyordum sanki hep bir seyleri basarmak icin omrumu yiyormusum hissiyati gelmeye basladi. Yok iyi okul yok prestijli is yok iyi maas. Sonunda kara toprak:) bu durumda isi birakip biraz nadasa cekilmek sizce nasil bir fikir?
0
Sebastian
(13.12.24)
Yatırım yapmaya uygun bir maaşınız var. Birikiminizin üzerine ekleyerek düzenli gelir oluşturacak bir yatırım yapın. Emlak vb. Ailenizin verdiği paraya ek bir geliriniz daha olsun mutlaka bence. Ne olur ne olmaz belli bir yaştan sonra hadi işe döneyim desen dönülmüyor. Ufak da olsa bir de sabit gelir eklerseniz ben olsam ben de işi bırakırdım :)
0
alaimisema
(13.12.24)
Birikiminiz az, Fire subredditini okuyup mantıklı bir finansal özgürlük yolu çıkartabilirsiniz kendinize. Tek gelir kaynağının aile olması aileye karşı çıkamamak anlamına da gelebilir, buna hazır mısınız? Allah korusun vefat durumunda yine zor durumda kalabilirsiniz. Diğer yorumda söylendiği gibi birkaç yıl ara verip işe dönmek de hiç kolay değil. Ben olsam mantıklı bir Fire planı oluşturup o noktaya gelince bırakırdım işi, böylece aile yanında kendi düzenli geliriniz de olur. 40 yaşında emeklilik bile müthiş bir plan.
0
montreal
(13.12.24)
150k dolar birikimim olsa 1 saniye bile çalışmam. çoluğum çocuğum da olsa ki senin yok aşırı rahat bir hayat yaşatırım o parayla hepsine. senin hiç kesilmeyecek ekstra gelirin de var. yani daha ne olması lazım kölelikten kurtulman için?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(13.12.24)
Hobiyle sporla gezmekle günün 10 da 1 i gecer. Kısa vadade bıkarsın zaten. İş şart. Oyalanacak bişey lazım. Aynı dertteyim. Çıkış bulamıyorum.
0
luluki
(13.12.24)
ne kadara şanslı insanlar var demeye geldim. kıskanmıyorum ama derdinde böylesini isterdim.
0
mikahakkinen
(13.12.24)
yalan dünya başlıklarda bugün.

bunların yarısı gerçekse yenilikçi bir iş fikriyle startup kurup globale açıl. tatmin olursun.
0
kveldulv
(13.12.24)
işteki sorumluluklarını azalt, gerekirse rolantiye al devam et.
0
nuisance2
(13.12.24)
bu sartlarda ayda $3k pasif gelir, aileden varlik varsa neden istemedigin isi yapiyorsun ki?

evin varsa 3k dolar da varsa zaten milletin emeklilik icin ulasmaya calistigi sartlar. sen yaslaninca miras da gelir hicbir sekilde maddi kaygin olmaz.
0
antikadimag
(13.12.24)
Biraz nadasa çekildiğinde hareketsizlik çabasızlığa alışmak ve bir daha çalışamamak ihtimali var. Hazıra dağ dayanmaz, memleketin durumu ortada, ne kadar param var da desen onu yok hükmüne getirebilirler her an.

Bence madem paran var, kendine daha stressiz ve daha anlamlı bulduğun bir iş kurabilirsin. Portföyünü oluşturmak için de o parayı kullanabilirsin. Ailenin parası varsa bu 3000 doları sana 5000 dolar yapsınlar bir süre için. Destek anlamında. Sonra devam edersin yine.

Meşhur bir hikaye var, İsveç mi nerede bir yerde devlet halka demiş ki, bugünden itibaren 2 yıl boyunca hiç kimse çalışmasa da çoookk rahatlıkla yetecek kadar paramız var, isterseniz çalışmayabilirsiniz. Halk bunu reddetmiş, çalışmayı bırakırsak tembelliğe alışır hayat standartlarımızdan oluruz, çalışmak isteriz demişler.

Ülke neresiyle tam emin değilim, bu tarz bir yer. Çöplerini bile yok etmiş dışarıdan çöp kabul ederken para da alan bir ülkeden bahsediyorum.

Sosyal sorumluluk projelerinin gerçekleşmesine destek olacak bir iş de kurabilirsin mesela. Bu çöp lafı aklıma geldi oradan ilhamla söyledim. Evet çalışmaktan ve iş stresinden çok yorulmuşsundur haklısın ama kontrolü bırakmamak lazım diye düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(13.12.24)
çalışmak zorunda olmayan biri neden çalışsın ben destekliyorum çalışmamayı
0
9kuyruklukedi
(13.12.24)
Kendinize yabancı birine uzaktan bakar gibi baktığınızda kendinizi begeniyorsaniz işi bırakabilirsiniz. Kafanızı toplar ne istediğinize daha iyi karar verebilirsiniz. Öncelikle işinizi sürdürürken hobilerinizi yapamiyorsaniz şunun cevabını verin. Zamanınızı iyi kullanıp disipline ettiğinizde yapamayacak misiniz?? Acaba mesele iş değil de kendiniz misiniz? Çünkü genç yaşta ülke yöneten başbakanlar bile var. Herkes yapabiliyorsa neden siz yapamayasiniz? Bir de kendinize uazktan baktiginizda bana parası ile yaşayan birini gördüğünüzde onun hakkında ne düşünüyorsunuz? Çünkü toplum sizi öyle görünce öyle de davranacak ve belki sizi çok dikkate almayacak. Bu size sorun olur mu? İşi biraktiginizda daha verimli ve donanımlı biri olacak mısınız? Size kazanımı ne olacak? Yani ben kendime bunları sorardım. Birinin sizi biraz zorlaması gerekiyor sanki.
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(13.12.24)
nihai bir karar vermek zorunda değilsiniz neticede. bana bu kısmı hep rahatlatıcı geliyor yeni kararlar verirken. örneğin 6 aylık 1 senelik bir deneme gibi düşünürdüm ben. bu şekilde mutlu oluyor muyum, yeni üretimler istiyor muyum, kendimi güvende ve rahat hissediyor muyum, zamanımı kendim için faydalı bir şekilde geçirebiliyor muyum, kendimi eğlendirebiliyor muyum, yoksa yeni korkular ediniyor muyum vs. ondan sonra da sonraki süreç için buna göre yönümü çizerdim. keşke yapıyor olsaymışım:))
0
red g
(13.12.24)
Kardeş lazım mı?
0
Kahvedesu
(13.12.24)
canın sıkılır, 3-5 hobi ile uğraşmak bir iş değil, adı üstünde hobi, istemezsen yapmazsın, niye yapmıyorsun diyene canım istemiyor diyerek susturursun. asalak bir hayata geçiş gibi geldi bana bu dediğin.

şunu diyebiliyorsan o ayrı, kendi işimi yapmak istiyorum, bir tekel açayım, bir market açayım, bir macera yaşayayım tam destek, ancak işten ayrılayım yan gelip yatayım iyi bir şey değil. amacın yoksa olduğun yerde kalırsın.

işinin stressini azaltmaya çalışabilirsin, 6K usd maaşın varsa 2K si ile stressini azaltacak birini çalıştırabilirsin.

yatırımcı arıyorum, yatırımcım ol :D
0
selam
(13.12.24)
bence sen isten bunalmissin sadece. daha stressiz sekilde calis. psikolojini yönet yani. ayrica firsatini buldugunda hep izin al. eger sirkette toksik bir yapi varsa sirketini degistir. ama sadece is stresliyse buna yapacak bir sey yok. meslegin böyle yani.

isini birakma. kirada ev falan yok mu? bunu hedefleyebilirsin. su an giderin de fazla gibi geldi. 150k usd bankada vaadede mi duruyor?

nadasa cekilme. evlen cocuk yap. o zaman cekil nadasa. su an calisma zamani.
0
sonsuz
(13.12.24)
ben de marttan beri issizim duzenli gelirim yok. birikimden yiyorum huzurluyum. yine erken uyaniyorum bosa vaktim yok. ev duzenleme araba temizleme vs cok sey var daha yapamadigim. benim tekrar ise girmem lazim cunku birikim 5 yili gormeden bitecek ama huzurluyum. 10 milyon tl civari birikime ulassam birakirim her seyi
0
ShadowOfMoon
(13.12.24)
ev araba varken 3k dolar şahane geçinilir.
tabi sizin aylık harcamanız nedir, lükse alıştıysanız yetmeyebilir ama minimalist bir yaşam ile ortalamanın üstünde bir refah ile yaşanır o para ile.

bence siz işi bırakın, başka bir iş bulun.
aileden gelen 3k üstüne, çok strese girmeden çalışacağınız 3k dolar ile fevkalade yaşanır. iş bulun deme sebebim aylaklık insanı üzer. sıkılınca basıp gidebilme imkanına sahip olmak çok büyük rahatlık.

kenardaki 150k'yı da yatırıma yönlendirin farklı sepetlerle. o da güvenlik sübabı olsun.
0
biseysorcaktim
(13.12.24)
Maddi olarak sorun yok ama sadece para için çalıştığımızı düşünmüyorum. Hobiler, gezmek vs iyidir ama nereye kadar idare edecek? İnsan hayatta belli ölçüde zorluklar yaşayıp çözmeye çalışmalı bence. İş hayatı iyi kötü bunu sağlıyor. Günde 15 saat çalışıp kendimizi tüketelim demiyorum ama dengeyi bulmak lazım bence. Teoman da geçenlerde benzer bir şey demişti: "Çalışmak manasız geliyor. Çalışmayınca da insan çok sıkılıyor. Arasını bulmak lazım."

Milyonlarca hatta milyar dolar serveti olan insanlar bile çalışıp bir şeyler kovalıyor. Parayla elde edilecek şeylerin sınırı var.
0
duguit
(13.12.24)
Ne iş yapıyorsun çok merak ettim
0
turuncu tonlarda
(13.12.24)
3000 USD pasif gelir iyi para. Dünyanın her yeri için iyi para. Bir idealin yoksa çalışma.
Ayrıca o pasif gelir ev evli çocuklu biri için bile fena değil. Türkiye'de çoğu kişi 20k maaşla tek maaş yaşayıp kira falan ödüyor
0
wd40
(13.12.24)
karakter meselesi. bazı insanın hırsları yoktur, uğraşmayı sevmez, azla yetinir. ama sen azla yetinen bir insan olsaydın 6k dolarlık maaş kazanacak kadar yükselmezdin diye düşünüyorum. o yüzden 40a kadar devam, sonrasına bakarsın diyorum.
0
titanyum22
(13.12.24)
kendim için söylersem para için çalışmıyorum. benim konumumdaki insanların aldığı ücretlerin yarısı gibi bi ücret almama rağmen ve emekli olmama rağmen (eyt) çalışıyorum. ve planım ölene kadar çalışmak sağlığım müsaade ederse. işim rahat pozisyonum güzel saygın bir pozisyon. kendi işim gibi izin almadan çıkıp gidip geliyorum. sosyal olmak yaşlanmayı yavaşlatmak ve en önemlisi işe yaradığını bilmek paradan önemli.

ben daha az stresli bir işte düzenli çalışma taraftarıyım. önerim de bu yönde olurdu.
0
naksidil
(13.12.24)
(14)

Gönül işleri konularında hangi ülkenin erkekleri iyi ?

pembediken
Gözlemleriniz nedir? Özellikle karakter, yaşam tarzı, huy vb. açısından. Maddi durumları önemli değil.
Gözlemleriniz nedir? Özellikle karakter, yaşam tarzı, huy vb. açısından. Maddi durumları önemli değil.
0
pembediken
(11.12.24)
ispanyol erkekleri epey iyi diye biliyorum.

Fransizlarin çogu zaten ya arap ya zenci.

Italyanlar da oldukça fakir.
0
feastofthedamned
(11.12.24)
İspanyol erkekleri sevişme hariç iyi

Müslüman erkekler dışında tüm erkekler iyi bence.
0
Kahvedesu
(11.12.24)
bence almanlar

esitlikci ve sana cok saygili.
basta soguk gibi olsa da isininca cok sicak. hindistan cevizi gibi disi sert, ici tatli ve yumusak :)
stabiliteye cok önem veriyorlar. duygu inis cikislari yok. duygular daha makul yasaniyor.
alman bir erkegin bebegi olunca 4 ay babalik iznine cikmasi cok normal. parklarda, sokakta kücücük bebekle gezen bir sürü baba var. bu türkiye'de hatta abd'de falan da cok daha azdir eminim.
tatili, yürüyüsü, aktivite yapmayi cok seviyorlar.
0
sonsuz
(11.12.24)
Gözlemlerim genel olarak böyle net bir cevabın asla olmayacağı (pakistan vs konusmuyorsak)

Bahsedilen ülkelerin hepsinden mal ve iyi örnekler çıkar. Kendi erasmuslu arkadaslarimdan biliyorum. Misal alman denmis, vallaha kizlara obje gibi davranan bir alman ile o kiza aşık olan bir alman kapışması gördü bu gözler. Ikisi de aynı ülke.

Fransizlarin çoğu arap ya da zenci demek için de paris'te bir adet quartier dışında hayatında Fransa görmemiş olmak lazım. En son siyahi ne zaman gördüm hatırlamıyorum, 3. Şehrim. Maghrebiler de ülkenin yüzde 90u. Bütün Türkiye Kürt demek gibi.

Neyse türk erkekleri benim çevremdeki baya iyi (ben de bunlarin içindeyim sonuçta). O yüzden türk erkeği o zaman.
0
logisticsmanager
(11.12.24)
Türk kültüründe yetişmiş bir kadın için ortadoğu dışı pek uymaz.

-Hesap ödemezler
-Arabayla almazlar, evine bırakmazlar
-Seks için beklemezler
-Yaşam tarzları bireyseldir
-Boşanma durumunda çocuklarına sahip çıkmazlar
-Nafaka mafaka zaten yok
-Pinti olurlar. Parasını sadece kendi zevklerine harcarlar

Bu saydıklarım kadınlar için de geçerli. Ama böyle kadınla ilişki Türk erkeği için süper oluyor.

Almanlar övülmüş mesela. Gerçekten komik. Bir Alman adama sen erkeksin bu senin görevin diretmesini kesinlikle yapamazsın. "Gönül işinde iyi olmak" gibi bir yükleme başlıca yanlış, öyle bir çabaya girmez
0
wd40
(11.12.24)
Türkler gömülüyor da iyi karakterli türk erkeği ve iyi karakterli türk kadının yabancılardan eksiği yok fazlası var, bulduysanız değerini bilin
0
grimavi
(12.12.24)
Şu ülke iyi, şu ülke kötü denmez ki. Her yerden düzgün insan da çıkar, saçma sapan bir tip de çıkar.

Sen, kötü ile iyiyi ayiracaksın.
0
rock n roll
(12.12.24)
+1 wd40
0
lapaz
(12.12.24)
araplar dünyanın en kötü erkekleri o konuda hemfikir olabiliriz; iyiyi bilmiyorum.
0
deartheodosia
(12.12.24)
turk erkeklerini turk kadinlari haric herkes seviyor dunyada.
0
baldur2
(12.12.24)
wd40 para önemli değil. Cidden değil.
Karakter, kişisel bakım ve temizlik önemli.
Türkiyede yetişmiş erkekle kadın arkadaş olamıyor. Erkegin bir noktadan sonra aklı kayıyor. Çoğunu böyle gördüm. Ama Avrupalı, Amerikalı yapmıyor bunu onlar için arkadaşlığın cinsiyeti yok. Asya , Afrika bilemiyorum.
Türk erkeklerini Endonezyalilar seviyormuş.Peki Almanlar nerede Türkiye'de
0
🌸pembediken
(12.12.24)
Bu, oldukça kişisel gözlemlere ve bireysel deneyimlere bağlı bir konu. Ancak genel kültürel özellikler üzerinden bazı yorumlar yapılabilir. İşte farklı ülkelerden erkeklerin genel olarak öne çıkan özellikleri hakkında fikir verebilecek bazı noktalar:

1. İtalyan Erkekleri
Karakter: Romantik ve tutkulu olarak bilinirler. Aşkı büyük bir coşkuyla yaşarlar ve genellikle duygularını göstermekten çekinmezler.
Yaşam Tarzı: Aile bağlarına çok önem verirler ve sosyal yaşamları oldukça aktiftir. Yemek ve güzel yaşam onlar için önemlidir.
Huy: İlgili ve nazik olma eğilimindedirler, ancak bazen fazla sahiplenici olabilirler.
2. Fransız Erkekleri
Karakter: Zarif, entelektüel ve ince düşünceli olmalarıyla tanınırlar. Kültür ve sanata düşkün olmaları, onları romantik bir aura ile bağdaştırır.
Yaşam Tarzı: Yaşamın keyfini çıkarma felsefesine sahiptirler, küçük şeylerden mutluluk duyarlar.
Huy: Çekingen bir ilk izlenim bırakabilirler ama duygusal olarak derindirler.
3. Türk Erkekleri
Karakter: Sıcak kanlı ve misafirperver olarak bilinirler. Aileye düşkünlükleri ve koruyucu yapılarıyla öne çıkarlar.
Yaşam Tarzı: Geleneksel değerlere bağlı olabilirler, ancak modern bireyselliği benimseyenler de vardır.
Huy: Genellikle dürüst ve samimi olmaya çalışırlar, ancak bazen fazla kıskançlık gösterebilirler.
4. İskandinav Erkekleri (İsveç, Norveç, Danimarka)
Karakter: Daha sakin, bağımsız ve özgürlükçü bir yapıya sahiptirler. Kadın-erkek eşitliğine verdikleri önemle bilinirler.
Yaşam Tarzı: Minimalist ve sade bir yaşam sürerler. Doğayla iç içe olmayı severler.
Huy: Soğukkanlı ve mesafeli bir izlenim verebilirler, ancak tanıdıkça güvenilir ve sadık oldukları anlaşılır.
5. Latin Amerikalı Erkekler (Brezilya, Arjantin, Meksika)
Karakter: Tutkulu, enerjik ve eğlenceye düşkün olmalarıyla tanınırlar.
Yaşam Tarzı: Dans, müzik ve sosyal hayatın önemli olduğu bir yaşam tarzı sürerler. Aile bağlarına da çok önem verirler.
Huy: İlgili ve romantik olabilirler, ancak bazen aşırı duygusal veya dramatik olabilirler.
6. Amerikan Erkekleri
Karakter: Genellikle özgüvenli ve açık sözlüdürler. Kendi bireyselliklerini ve bağımsızlıklarını ifade etmeyi önemserler.
Yaşam Tarzı: Çeşitlilik gösterir; rahat ve pragmatik bir yaşam tarzına sahiptirler.
Huy: İlgiyi üzerlerinde tutmayı severler, ancak aynı zamanda bağımsızlıklarına düşkündürler.
7. Alman Erkekleri
Karakter: Düzenli, disiplinli ve kararlı olarak bilinirler. Ciddiyetleriyle öne çıkarlar, ancak tanıdıkça esprili bir yanlarını da gösterebilirler.
Yaşam Tarzı: Planlı ve organize bir yaşam sürerler. Kültürel etkinliklere ve spora ilgi duyarlar.
Huy: Sadık ve güvenilir bir yapıya sahiptirler, ancak bazen fazla katı veya soğuk görünebilirler.
8. Orta Doğu Erkekleri
Karakter: Aileye ve geleneklere bağlı olmalarıyla tanınırlar. Duygularını yoğun bir şekilde ifade edebilirler.
Yaşam Tarzı: Toplumsal değerler ve dinin etkisi, yaşam tarzlarında belirgin bir rol oynayabilir.
Huy: İlgili ve koruyucu olabilirler, ancak bazen sahiplenici veya kıskanç olarak algılanabilirler.
Genel Değerlendirme:
Bu tür özellikler, bireylerin kişiliği ve karakterine göre çok değişkenlik gösterebilir. Klişelerin ötesinde, bireyin kişisel değerleri, ilgi alanları ve iletişim tarzı daha önemlidir.
Her kültürde iyi ve kötü özellikler bulunabilir, bu nedenle insanlar arasındaki bağ genellikle kültürden daha çok uyum ve iletişimle ilgilidir.
0
mantık
(12.12.24)
Chatgpt'nin bir buraya dahil edilmemişliği kalmıştı, o da oldu.
0
potasyum bebek
(12.12.24)
Almanlar iyi mi?
disaridan baktim yesil turbe icine girdim estafurullah tovbe :D
Alman erkek arkadasim cok nazik, yakisikli, egitimli vs, vs.. hesabi da bazen oduyordu ama nasil anlatayim bir problemim oluyor mesela cozmek icin hicbir sey yapmiyor, yani hic sevgilim gibi hissedemedim.
Bircok alman kadinin yabanci sevgilisi var, erkegin de var ama erkekleri kendilerine asyali bakici ariyor gibi geliyor bana.
ama yine de almanin iyisi Turkun iyisinden bence iyidir, cunku ispanyol kiz arkadasi icin ispanyolca ogrenmeye calisan arkadasim vardi. Brezilyali kiz arkadasini ailesi istemedigi icin ailesini karsisina alan da vardi. Bunlari Tr'de gormedim.

pakistan, banglades, hindi, bunlar gorduklari her beyaz tenliye yaziyorlar. Ustune birde muslumansan (paki ve banglades, afgan icin) durmak bilmiyorlar.

fransizlar dicem ama asiri flortozler.

ben oyumu amerikalilara veriyorum.
0
Ley
(12.12.24)
(4)

ABD-Futbol

Bir ben var benden şurada
Güney Amerika'nın neredeyse tamamında ve Kuzey Amerika'da Meksika gibi ülkelerde futbol bu denli sevilirken ve popülerken ABD'de çok uzun süre sadece ilkokula giden kızlara yaptırılan bir spor dalı olarak kalması çok enteresan değil mi? Tamam Amerika çok büyük bir kıta ama yine de kültürel etkileşim
Güney Amerika'nın neredeyse tamamında ve Kuzey Amerika'da Meksika gibi ülkelerde futbol bu denli sevilirken ve popülerken ABD'de çok uzun süre sadece ilkokula giden kızlara yaptırılan bir spor dalı olarak kalması çok enteresan değil mi? Tamam Amerika çok büyük bir kıta ama yine de kültürel etkileşimden bu denli nasiplenememeleri bana çok tuhaf geliyor, özellikle ABD'nin güneyinde neredeyse İngilizce konuşan insan yok hepsi İspanyolca konuşan göçmenler, bu göçmenler bu kültürü hiç mi taşıyamamışlar bu ülkeye neden böyle olmuş acaba?
0
Bir ben var benden şurada
(11.12.24)
Amerika spor kültürü dendiginde dünyanin bir numarali ülkesi çünkü.

Bir eyalette binlerce lise var ve gençlerin spora yönelmesi inanilmaz kolay ve çesitlilik de fazla.

Hal böyle olunca bir üçüncü dünya ülkesi eglencesi olan futbolu kimsenin sallamamasi dogal.
0
feastofthedamned
(11.12.24)
ABD'de son yıllarda futbol popüler oldu. Halktan ilgi var ama başarılı değiller. Diğer dünya liglerini takip ediyorlar. Üniversitelerde futbol takımları falan var.

Futbola fizikleri uygun değil. Fastfood ve şekerden gelen kaloriyle uzamak ve irileşmek basketbolda süperken futbolda dezavantaj
0
wd40
(11.12.24)
abd kültür itibariyle tüketim ve eğlence odaklı. futbol onlara sıkıcı geliyor. organik bir gelişim söz konusu değil. son yıllarda ciddi yatırımlar alıyorlar, para akıtıyorlar ama hala almaları gereken çok yol var.

ayrıca abd'nin "spor kültürü" dendiğinde dünyanın bir numaralı ülkesi olması argümanı gördüğüm en aptalca şey olabilir. evet amatör/kolej düzeyinde abd'de çok özel bir kültür var ama bu birkaç spor dalıyla kısıtlı.

abd'de "kulüp" yoktur, "franchise" vardır. her şey tamamen kâr odaklıdır. insanların kültürel olarak öyle bağlılığı filan da yoktur. amerikana gelmez yani o kadar duygusal ve güçlü şeyler.

abd'nin el attığı her şey özünü yitirir. en son örneği f1. daha popüler ama abuk subuk cadde pistleriyle dolu, konuyla hiç alakası olmayan ünlülerin cirit attığı saçmasapan bir organizasyona dönüştü.

bu arada göçmenler konusunda haksız değilsiniz. uzun vadede daha da etkili olurlar muhtemelen. özellikle güneydeki eyaletlerde.
0
mark greg sputnik
(11.12.24)
Evet ya ABD'nin spor kültürü konusunda dünyanın bir numaralı ülke olduğunu düşünmek bence de çok enteresan, neticede Amerikalılar Lakros sporunun da büyük bir hayranı dkhgk futbolun lakros kadar kabul görmemesi 3. dünya ülke sporu olması nedeniyleyse bu daha büyük bir saçmalık olabilir gibi :)
0
🌸Bir ben var benden şurada
(11.12.24)
(14)

39 yaşta sakalda beyaz normal mi?

benaslindayohum
15-20 tane çene kısmında. Sanki daha geç beyazlamalı diye biliyorum
15-20 tane çene kısmında. Sanki daha geç beyazlamalı diye biliyorum
0
benaslindayohum
(09.12.24)
Herkes için farklı durumlar. Ama sakal saçtan genellikle daha önce beyazlıyor

37'yim sakalların yanları baya baya beyazladı 15 20 değil.
0
hedep
(09.12.24)
daha 30 olmadan george clooney'a dönmüş adamlar falan da var hocam 30 sonrası çok normal ama ırsi olarak anne ve baba tarafında hep geç beyazlama varsa bi mineral eksikliği falan da olabilir o zaman bi değerlerinize baktırın.
0
semaforo de medianoche
(09.12.24)
Gayet normal, 39 normal bir yas beyazlar icin.
0
mor oje
(09.12.24)
30'dan sonra direkt birkaç tane çıktı ve yıldan yıla artıyor bende.

Ek olarak: folik asit eksikliği var mı baktır. Bu da beyazlamaya neden oluyor.
0
nhk ni youkosu
(09.12.24)
Normal. Stres en büyük belirleyicisi.
0
wd40
(09.12.24)
bi zahmet dedecim
0
titanyum22
(09.12.24)
normal 20lerde var beyaz.
0
jelly bear
(09.12.24)
Yaş 34 te başladı şu an yaş 38 yer yer beyaz var.
0
mikahakkinen
(09.12.24)
bende çok. 40 yaşındayım.
0
gabe h coud
(09.12.24)
15-20 baya çokmuş. Bir ayağın çukurda bence.
0
synesthesia
(09.12.24)
Hocam 200 sene önce 40 yaşına gelince ölüyordu insanlar bırak da saçın sakalın beyazlasın biraz.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(09.12.24)
cok normal baba.
0
baldur2
(10.12.24)
yas 42, sacta sakalda siyah kalmadi neredeyse.
sanslisin.
0
cooperr
(10.12.24)
Ben de yazayım da pekişsin :)

Çok normal ki benim çevremde neredeyse tüm arkadaşlarda bariz beyazlar oluştu. Ben ilk defa 2 hafta önce sakalımda bir tane beyaz gördüm, baktıkca baktım kesmedim baya hatta. Kendimi şanslı hissediyorum bu kadar geç beyazlamaya başlayacağı için.

Yaş 37'den bildirdim.
0
va
(10.12.24)
(9)

D vitamini takviyesi nasıl seçilmeli? Hangi marka en iyisi?

metematik
Bir sürü çeşit ve dozaj var. Kişi kendisi için doğru takviyeyi nasıl seçmeli?
Bir sürü çeşit ve dozaj var. Kişi kendisi için doğru takviyeyi nasıl seçmeli?
0
metematik
(09.12.24)
Önce kan tahlili yaptırıp D vitamini ve diğer kan değerlerini kontrol ettiricen. Doktor sana diyecek ki şu kadar eksiğin var, şu miktarda kullanabilirsin, hangi ürünü kullanayım diyecen o da sana tavsiyede bulunacak.
0
muhayyer divan
(09.12.24)
sınır altındaysa ama çok düşük değilse (tahlilde yazar 0-10 arası çok düşük, 10-25 arası düşük, 25-bilmemkaç arası normal falan diye), ama normal sınırın altındaysa haftada 2 gün d-colefor içebilirsin.

yine de doktora danışmadan kullanma.
0
kibritsuyu
(09.12.24)
D vitamini biraz komplike çalışan bir vitamin, yani vitamin diyoruz ama hormon gibi çalışan bir vitamin bu o nedenle bazı konulara dikkat etmek lazım, misal salt D vitamini olarak değil D3K2 formunda almak kan ve kemiklerdeki kalsiyum dengesini korumak için önemli zira K vitamini kandan kemiklere kalsiyum geçişini sağlarken D vitamini de kemiklerden kana kalsiyum geçişini sağlar, K vitamini olmadan kullanıldığında kemiklerden kana geçen kalsiyumun tekrar kemiklere ulaştırılması mümkün olmuyor o nedenle kemik kaybı yaşanabiliyor. Bir de magnezyum D vitaminin emilimini yükseltiyor, tercihen magnezyum da kullanılabilir.

Bunlara ek olarak sen tabii bi kan tahlili yaptırıp değerlerini öğren ama Türkiye konumu itibariyle D vitaminini senetzini sağlayan UVB ışınları sadece yaz aylarında ve öğle saatlerindeki birkaç saatlik zaman diliminde alıp faydalanabiliyor, o nedenle Türkiye'de sokakta çevirdiğin 10 kişiden 10'unda muhtemelen D vitamini eksikliği vardır zira olmaması için bir neden yok çünkü Güneş'ten D vitamini almak Türkiye'de çok mümkün değil.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(09.12.24)
d2k2 formunu öneriyorlar 30 yaş üstüne.
ben ne zaman ölçtürsem düşük çıkıyor. o sebeple sürekli gidip d baktırmıyorum. ara ara kullanıyorum.

şunu önermişti son eczacı
productimages.hepsiburada.net
0
elorelia
(09.12.24)
tahlilde 25 üstü çıktığında doktor çok iyi deyip seni eve yollar. son yapılan çalışmalara göre 60 üstü bazılarında ise 80 üstü olması gerektiği belirlenmiş.
tabi önce tahlil yaptır sonrasında en az 60 üstü tutmak için d3k2 formunda günlük ikame dozda kullanmaya devam et. her 10 kilo içi 1000iu şeklinde. eksikliği gidermek için daha yüksek alınabilir.
k2 vitaminin ile alımında da farklı görüşler mevcut. bir kısım araştırma k2 ye gerek olmadığı tamamen pazarlama için yapıldığını söylüyor.

devlete gidersen devit-3 damla yazar. bununla yükselteni görmedim. veya d-colefor yazar. bu düzenli kullanınca yükseltiyor. değeri belli seviyeye getirdikten sonra damla formunda d3k2 ile devam edilir.
ayrıca d vitamini yarılanma ömrü kısadır. o yüzden belli bir seviyede tutmak için devamlı kullanmak gerekir.
benim kullandıklarım venatura, ocean, immuneks
0
my fault
(09.12.24)
Avrupa normlari D-Vitamini konusunda oldukca yetersiz. Yetiskinlere günde 800 IU öneriliyor.
Öncelikle D-vit cok kolay sistemden gecen bir vitamin. Kan testi yaptirirsiniz, bir bakmissiniz üst sinirin üstündesiniz. Sonra doktorlar der ki size, d-vit kes. Sen 3 ay kesersin, bir bakmissin serum vit-d seviyesi yerlerde.

Bu sebeple önerdigim sey
1. ABD normlarini takip etmek.
2. D-vitaminini uzun süreli kesmemek.

ABD normu der ki, kg basina günlük 100 IU D-vit. Bu miktar D-vit sizin serum D-vit seviyenizi istenen seviyede tutacaktir.
D-vit düsük olan birine önce yüksek dozaj yükleme yaparim, sonra kg basina günde 100 IU almasini söylerim.
Altta yatan baska sebep yoksa D3K2 veririm. Calcitriol degil.
Eger D-vit üst siniri astiysa, D-vitaminine bir hafta, 10 gün ara vermesini söylerim. Öyle aylarca degil. Serum D-vit 200 nmol/L cikan birine bir hafta boyunca kan testi yapin her gün, görürsünüz ki bir haftanin sonunda bu deger yarilanir. Ben yaptim yani, biliyorum.
0
alice in potatoland
(09.12.24)
venatura d3k2 kullanıyorum. normalde kilona göre hesaplanıyor. 80kg biri için günde 6-8 damla gibi düşünebilirsin. bunun çok fazla olduğunu günlük dozun 1-2 damla olması gerektiği söyleniyor ama bu mikro dozlarla da D vitamini değerini yükseltebilen yok. düşüklüğe bağlı olarak ilk 10-15 gün bu dozun 2 katını alabilirsin. (12-16 damla)

bu formule göre ilerliyorum 2 ayda bir 1 ay ara veriyorum en son ölçümde D vitamini değerim 76 çıkmıştı.

mustafa atasoy'un bu konuda detaylı bir videosu var:
www.youtube.com
0
orpheus
(09.12.24)
Desiferol var. Sabah akşam atılıyor. Bu hap d vitamini depolarını yavaş yavaş doldurduğu için daha etkili.
0
komando kani var bende
(09.12.24)
Doktor tavsiyesi ile hareket et. Fazlası hipertansiyon, böbrek taşı gibi ciddi sorunlar yapabiliyor. Doz için doktor ne diyorsa onu yap.
0
wd40
(10.12.24)
(10)

Trafikte Yaşadığım Olay (Ne yapayım?)

calmdown
Bu sabah trafik ışıklarında beklerken bir servis minibüsü geri vitese takıp geri geri geldi ve benim ön tampona çarptı. Bir hasar yok ancak saçma bir olay. İndim arabadan, servis şoförü de indi, 50'li yaşlarda şiveli bir tip. Dedim geriye taktın geldin bana çarptın. Adam ilginç bir şekilde alenen ge
Bu sabah trafik ışıklarında beklerken bir servis minibüsü geri vitese takıp geri geri geldi ve benim ön tampona çarptı. Bir hasar yok ancak saçma bir olay.

İndim arabadan, servis şoförü de indi, 50'li yaşlarda şiveli bir tip. Dedim geriye taktın geldin bana çarptın. Adam ilginç bir şekilde alenen geri vites ışıkları yanıp geri gelmesine rağmen sen bana çarptın diye bağırmaya başladı. Hafif üzerime yürür gibi oldu 1-2 defa. Acelem olmasa uğraşırdım, 50 metre ötede karakol vardı. Ama hasar olmayınca neyse deyip gittim.

Fakat bu durum acayip sinirlendirdi. Resmen avam kitleye bu şekilde yer açıyoruz gibi hissediyorum. Aracın plakasını falan da aldım. Muhtemelen orada kamera da vardır.

Sizce ne yapayım? Bi tık uğraşmak istedim.
0
calmdown
(09.12.24)
Ders olsun arabanıza araç içi kamera alın. Bir dahaki sefere kedi gibi yumuşar aynı servisçi.
0
kojonotsuki
(09.12.24)
'Resmen avam kitleye bu şekilde yer açıyoruz.' demişsin git şikayetçi ol.
0
mikahakkinen
(09.12.24)
Sakin kalmakla en iyisini yapmışsın. Zaten zarar da yokmuş.

Bu durumlar için en temizi araç içi kamera. Hiç dalaşa girmeden gidip şikayetçi olursun bir sorun olduğunda.
0
wd40
(09.12.24)
Araç kamerası taktırmak lazım. Başka türlü ispat çok zor.

Bazıları, tutanak tutturup, tamponu vs. yaptırmak için bu tarz işlere girişebiliyor.


.
0
kartallar yuksek ucar
(09.12.24)
hasar yoksa/az ise hiçbir şey yapmayacaksın ve doğru olanı yapmışsın. bunların alayı cahil insanlar ve sen olayı onun agresifliği üzerinden eskale edersen ya kavgaya dönüşür orada canını yakar, ya da anında mağdura yatıp seni suçlu gibi gösterir ve iki durumda da o karlı çıkar.

araç kamerası olmasına gerek yok, tutanak tutulsaydı, yine tüm kusur bunlara verilirdi sen merak etme. eksperler bunların ciğerlerini biliyorlar ve bunlar her hafta benzer küçük kazaları mutlaka yapıyorlar. bana aynen senin kazadaki gibi çarptı servis, tamponum kırıldı. atar gider yaptı, tutanakta da kendisi durmuş ve ben gelip çarpmışım gibi 2 paragraf olayı anlattı. ben bir cümle yazdım. bana 0, ona 100 verdiler.
0
malheiros
(09.12.24)
Sen arkadan çarptın deyip direksiyon simiti kaplamasını bile sana kitlemeye çalışacak ayak yapıyor derdi bu çok net
0
basond
(09.12.24)
aceleniz olması kötü olmuş. hiç tartışmaya girmeden doğrudan tutanak tutmaya başlayın, bakın nasıl pamuk gibi olacak. bir de böyle durumlarda adam ne derse hee hee diyeceksiniz, kavga çıkmasına gerek yok, tutanak tutarken istediğiniz gibi yazarsınız.
0
co2s2
(09.12.24)
Arac kamerası takın yapacak başka birşey yok ya da civarda kamera arayacaksınız. Ben taktım kafam çok rahat.
0
mirty
(09.12.24)
ben böyle durumlarda hiç onun moduna girmeyip. araçta kamera olmasa bile. yalnız araçta kamera var senbilirsin ben kaskoya dosyamı iletirim deyip ayrılıyorum. tavrının bir anda değiştiğini göreceksiniz. ha teklif edeceği de zaten sanayide tanıdığının atölyesine gel bakalım olacak. onlara güvenip de araba bırakılmaz.

bu arada gözle görünen bir sorun olmayabilir ama tamponun tırnakları kırılmış olabilir. her iki yandan birleşim noktalarındaki açıklıklara bir bakmak lazım.
0
orpheus
(09.12.24)
Ben yıllar önce trafikte tartıştığım bir adam geldi anneme küfür etti. O sinirle gittim su borusuyla kafasına vurmaya çalışırken adam kafasını koruyacam derken sağ kolunu öne atınca kolunu kırdım. Hakkımda TCk 86'dan dava açıldı.

Gerisini anlatmayayım yorgunum çünkü baya uğraştım anlayacağın. Sen ağasın sen paşasın de geç.
0
komando kani var bende
(09.12.24)
(2)

Gözlük camınıza hangi kaplamaları yaptırıyorsunuz? İşe yarıyor mu?

anaphylacticshock
Merhaba, bu konuyla ilgili daha önce duyuru açmıştım ama o daha genel bir duyuruydu. Bu sefer gözlük kaplamalarıyla ilgili bireysel tercihlerinizi öğrenmek istedim. Numaralı gözlük yaptırırken hangi kaplamaları tercih edyorsunuz? Yarın gözlük yaptıracağım. Camlar yansıma yapmasın diye anti-refle, su
Merhaba, bu konuyla ilgili daha önce duyuru açmıştım ama o daha genel bir duyuruydu. Bu sefer gözlük kaplamalarıyla ilgili bireysel tercihlerinizi öğrenmek istedim.

Numaralı gözlük yaptırırken hangi kaplamaları tercih edyorsunuz?

Yarın gözlük yaptıracağım.

Camlar yansıma yapmasın diye anti-refle, su tutmasın diye hidrofobik, maske takarken ve kapalı ortamlara girince buhar yapmasın diye anti-fog ve UV ışıkları için filtre kaplaması yaptırmayı düşündüm.

Hidrofobik kaplamanın içinde zaten anti-refle katmanı varmış galiba. Yani hidro-fobik yaptırısam ekstradan anti-refle ekletmeme gerek yok anladığım kadarıyla.

Ama hidrofobik kaplama ve anti-fog kaplama bir arada olmuyormuş. Birini tercih etmem lazım.

Siz numaralı gözlüklerinize hangi kaplamaları yaptırıyorsunuz?

Bu kaplamalar cidden işe yarıyor mu?

Kaplamalarda hangi markayı tercih ediyorsunuz?

Gözlükçünün sipariş ettiğim gibi doğru kaplamaları yaptığını nasıl anlayabilirim? Bu işin bir kontrol mekanizması yok mu? Optikçinize bu konuda nasıl güveniyorsunuz?

Yıllar önce anti-fog cam kaplaması yaptırmıştım ama pek işe yaramamıştı. O yüzden emin olamıyorum.

Ayrıca gözlük yaptırdıktan sonra çerçeve ve cam için ayrı ayrı garanti belgesi veriyorlar mı?

Kurumsal, büyük gözlükçülerimi tercih ediyorsunuz?

Gözlüğünüzü yaptırmadan fiyat araştırması nasıl yapıyorsunuz?
0
anaphylacticshock
(08.12.24)
Sadece antireflect. Kurumsal dışında tercih edince feci kazıklarlar.
0
wd40
(08.12.24)
20 senedir gözlük takıyorum, antifog falan hiç duymadım. Antirefle de var mı benimkinde bilmiyorum. İzmirde ailecek 20 senedir gittiğimiz gözlükçümüz var. Ailede herkes gözlüklü olduğu için ortalama 1-2 senede bir gözlük alışverişi yapıyoruz adamdan. Ufak tefek işler için para almaz, gözlük konusunda da verdiği fiyata güveniriz pazarlık yapmayız. Onun dışında önerebileceğim zincir olarak Elit Optik olabilir bir kere İzmir dışında olduğum için oradan aldım numaralı güneş gözlüğü, o iyiydi hizmet olarak. Model çeşitliliği falan da güzeldi.

Atasun'a yıllardır önyargım var hiç sevmem. Böyle bi anda aşırı yayılan zincirlere önyargım var zaten. O yüzden eğer tanıdık optikçi varsa ona git, yoksa orta düzey zincirler olabilir
0
nundu
(08.12.24)
(26)

Suriyeliler geri mi dönecek şimdi?

regina phalange
Hadi inş
Hadi inş
0
regina phalange
(08.12.24)
oyle bir sey olsa bile %10'u falan doner maksimum. adam ev is bulmus 5 cocugu var okula gidiyor vs. o saatten sonra hicbir vatan sevgisi seni geri dondurmez.
0
bohr atom modeli
(08.12.24)
gidecekleri yerde bir devlet yapısı yok, en fazla %10'u geri döner. akp oy toplamak için %70 geri döndü şeklinde algı yaratır.
0
HellKeePer
(08.12.24)
Tabi hepsi olmasa da gidişte bir yoğunluk artışı olacaktır.
0
diyecevaplandı
(08.12.24)
Bence de dönmezler, Suriyedeki kargaşa bitmiş değil, henüz bir kurumsal devlet yapısı yok muhtemelen. Geri dönse oturacağı evi bile yok adamların. Burda bir düzenleri oldu, dil öğrendiler, çocukları okula gidiyor. Ekonomi burda daha iyi oraya göre. Bu düzeni bırakıp gideceklerine hayatta inanmam.
0
turuncu tonlarda
(08.12.24)
Belli kesmin satmaya çalıştığı şey de bu. Aynı dolar alan yaya kalır vs söylemleri gibi, bunlar da yalan işte.
Nedense dünyanı en komplocu tipleri konu hükümetleri olunca komployu birakiyorlar.
0
logisticsmanager
(08.12.24)
niye geri donsunler ki? gidecekleri ulkenin daha iyi olacagini kim soyledi?
0
baldur2
(08.12.24)
bu olaya hem suriyeliler hem kurtler hem turkler sevindi anlamadigim bir sey mi var
0
ShadowOfMoon
(08.12.24)
inşallah ama zor o iş. Artık kurulu düzenleri var, yoksa giderlerdi. :) Zaten bayağı bir kısmına da Türk vatandaşlığı verdiler.

Bir de burada çoğu vergisiz olarak kazandığı para ile, Suriye'de alım ve harcama yapacaklar, para bir de öyle dışarı çıkacak.
0
yeninesiltupcu
(08.12.24)
Ya benim anlamadığım (ve net de bilmediğim) nokta, Türkiye'ye gelen Suriyelilerin çoğu Esad'dan değil de Işid gibi cihatçı örgütlerden kaçanlar değil miydi? Esad'dan kaçıp gelenlerin bir kısmı döner belki de asıl kitlenin dönmesi için bir sebep yok ve hatta Şam tarafındaki Suriyeliler de kaçabilir gibi geliyor bana. Sonuçta şimdi ülkeyi ele geçiren grup da IŞİD'in iki ton açığı gibi
0
nundu
(08.12.24)
bu tamamen devletin kararı neticesinde olacaktır. bu bizim ülkedeki suriyelilerin kararı olmamalı. ama hiç umudum yok. normal bir devlet bir sınır dışı politikası planlayıp kademeli kademeli hepsini olmak üzere gönderir. tc vatandaşlıgı verilenlerin de vatandaşlıgını iptal edip deport edilir. saglam bir devlet politikasıyla 2 aylık iş aslında fakat bizdeki rejime hiç güvenmiyorum
0
limonlu eksi
(08.12.24)
Araplar kabiledir ve onlarda vatan sevgisi, millet olma bilinci yoktur. Bu saatten sonra onlari Turkiye'den gonderecek tek etken Turkiye'den daha iyi yasam kalitesi vaadeden bir baska ulkedir.
Gelenlerin cogu Esad'dan kacmadi ki Esad gitti diye donsunler.
0
alice in potatoland
(08.12.24)
Bir OrtaDoğulunun gerizekalılığı ve faşistliğini asla hafife almayın.
Hayır dönmeyecekler ve çok daha fazlası da gelecek.
Dönmeyecekler çünkü Türkiye'nin aksine daha kötü şartlarda olacak Suriye daha fazlası gelecek çünkü kimse Cihadçıların yönetimi altındaki bir yerde yaşamak istemez özellikle de Esad rejimini doğrudan veya dolaylı destekledilerse.
Ayrıca çevredeki ülkelere de şimdiden geçmiş olsun daha kötü günler önümüzde.
0
bartholomew87
(08.12.24)
%10’unun bile döneceğinden şüpheliyim. bugün kutlama yapan gruplar gördüm; baba kocaman türk bayrağını sırtına asmış, çocukları da suriye bayrağı sallıyor falan. arabadan sarkan gruplar hem türk bayrağı hem suriye bayrağı tutuyor. çoktan türkiye’ye yerleştiler. gitmelerini beklemek hayalperestlik gibi geliyor. 6 ay 1 yıl değil ki çok uzun yıllardır türkiye’deler.
0
deartheodosia
(08.12.24)
Laik ve Alevi Suriyeliler pek gelmiyordu eskiden.Artik onlar da gelmeye baslayacak.
0
turkuaz
(08.12.24)
Suriyelilerin yuzde kaci gitmis ki?
0
Zetnikov
(08.12.24)
İktidar en zayıf karnı olan mülteciler meselesinden bir zafer elde etmeye çalışıyor kapıda 5 kişi görüp gidiyorlar yaygarası yapıyorlar. Ancak üste de belirtildiği gibi istikrarsızlık ve devlet kapasitesi eksikliği burada düzen oturtmuş bir insanın gitmesini çok akılcı kılmıyor. Bir de gücü toplayan daha radikal ajandası olan gruplar kim bu hayvanların ayakları altına debelenmek ister.

Umarım giderler tabi.
0
anon1m
(08.12.24)
Avrupa veya Abd'ye iltica ediyorlar. Geri dönmeyi geçtim ekonomik durumlardan ötürü Türkiye'de bile kalmak istemiyorlar. Yaşadığım yerde iltica eden bir sürü suriyeli var. Türklerin vize sorununun nedeni de bunlardır.
0
wd40
(08.12.24)
Suriye cennet vatan ama burada kurulu düzenleri var.
0
michael_knight
(08.12.24)
tek derdiniz bu olsun be duyuru ailesi. Hayatımda gördüğüm en boş zihniyet. tam bir klavye muhalefeti. Savaştan kaçan insanları eziklemek sanki kendi ırki çok marifetliymiş gibi başkalarını aşağılamak iş gücünü sömürmek. gitmezlerse dünya başınıza yıkılacakmış gibi davranmanız sizce tek sorununuz gerçekten Suriyeli komşularınız mı?
0
ala09
(08.12.24)
Bu ülkenin en büyük sonu araplardan çok arap götü yalayacıları bence.
0
Bir ben var benden şurada
(08.12.24)
Bir ben var benden şurada +1
bence de en büyük sorun Arap milliyetçisi BAAS partisinin g0tünü yalayanlar, hem de sırf mezhepdaşlar ve dinsizler diye.

şebbihamızın içine manda gibi oturdu suriyedeki itlerin kovuluşu ama gidip gitmemesine onlar karar vermeyecek, müslümanlar karar verecek

tarih değişirken hep katil ırz düşmanlarının tarafında yer almak büyük şeref.
0
lambırcek
(09.12.24)
suriyede kadın ve çocuk tecavüzcüleri bizzat nusayri laik azınlık terörü zaten :D devletin kendisi.

devlet rus jetlerinin, iran milislerinin ülkeyi yakmasına izin verdi. yarım milyon insan öldü.

devlet halepi şamı lazkiyeyi asıl sahiplerinden 60 sene gasp etti.

suriyede problem nusayri diktası devletti. insanlar kendi ırzını çocuğunu koruyor zaten. koruduğu için bunlar yaşandı.

depremde solhaberin kendi çalıp kendi oynamasına inanan birinin, yerini bugün öğrendiği suriye hakkındaki ideolojiye ayarlı dövlet güzellemelerini dinlemez kimse.
0
lambırcek
(17.12.24)
kurulu duzen olayiyla cok alay ediliyor ama fazlasiyla gercek bir durum.
0
baldur2
(17.12.24)
çoğunluğun dönmesi için bir sebep yok, ülke ekonomik ve altyapı olarak bitik durumda, ülkenin ana gelir kaynağı petrol,doğalgaz ypg&pyd kontrolünde htş ile bunun pazarlığı sürüyor, petrol gelirleri merkezi bir hükümet kurulsa buraya aktarılsa bile ülke kendi içinde bölünmüş durumda, yolsuzluk da işin içine girince bu durumun normal vatandaşa pek bir faydası olmayacaktır. Ülkenin düze çıkması için yeterli kaynak yok, olanlarda birilerine peşkeş çekildi, çekiliyor.

Can ve mal güvenliği yok, yarın ne olacağı, nasıl bir düzen kurulacağı da belli değil. Türkiye'de az çok işleyen bir düzen altyapı mevcut, sağlık, güvenlik, ulaşım, iş, ekonomi, eğitim v.s bunların hiçbiri şuan Suriye'de yok ve yakın zamanda olması da mümkün değil.

Halep taraflarından gelen şantiyelerde birkaç kişi vardı, onlar gidip, dönecekmiş, Türkiye'ye gelirken geride bıraktıkları evleri, arsaları varmış, tekrar birileri çökmeden geri alıp, birkaç yer bırakıp kalanını elden çıkarmayı düşünüyorlarmış.

Mevcut durumdan rahatsız olan daha fazla insan Türkiye'ye gelecektir.
0
sealth
(17.12.24)
yarisi gider.

halep, sam buralar tarihi ve kulturel agirligi olan buyuk sehirler. antep'te yasayacagina halep'te yasar adam.

muhtemelen turk insaat sirketleri oraya pitrak gibi apartman dikecek ve yeni yonetim vatandaslarini cekmek icin bedava ev falan verecektir. hadi almanya'daki suriyeli avrupa'yi birakmaz anlarim da ekonomisi bitik turkiye ile suriye arasinda cok fark yok. bircogu kendi kulturlerini daha iyi yasayabilmek adina gidecektir.

yeni ulke yeni firsatlar demek.
0
antikadimag
(17.12.24)
ABD ve pkk ile anlaşma sağlanırsa, gitmezler. Sağlanamazsa, herkesin kendi köyüne gitmesi lazım ki, pkk oralarda barınamasın.

Tamamen Erdoğan'a bağlı yani...


.
0
kartallar yuksek ucar
(17.12.24)
(10)

"Katil" Esad ??

makbur
Suriye olaylarını okurken arada bazen "Esad katliamlar yaptı..", "500 bin masum insanı öldürdü..", "video izlemiştim masum halka Esad tanrıdir dedirtmeye çalışıyorlar demeyince olduruyirlar" (Tabii ki kaynak ya da video yok) vs vsBunları söyleyenler de istisnasiz hep aktroll. Şimdi aktroll olunca ot
Suriye olaylarını okurken arada bazen "Esad katliamlar yaptı..", "500 bin masum insanı öldürdü..", "video izlemiştim masum halka Esad tanrıdir dedirtmeye çalışıyorlar demeyince olduruyirlar" (Tabii ki kaynak ya da video yok) vs vs

Bunları söyleyenler de istisnasiz hep aktroll. Şimdi aktroll olunca otomatik olarak beyin "ulan kesin iftira, yalandir" hükmünü veriyor ama bir yandan da gerçekten merak ediyorum acaba bu kadar bunu bunlari belirtmelerinde haklılık payı var mı? (yoksa sadece tipik reis yıkama yağlama mi)

uzattım farkindayim; özetle şöyle objektif bir Ortadoğu muhabirinin, arastirmacisinin bu konu hakkında bir çalışması var mı bildiginiz?
0
makbur
(08.12.24)
esad şii olduğu için öyle diyorlar. mezhepçilik yani. akp'nin esad'ı sevmeme nedeni bu. aktroll tayfa da akp'lilere yaranmak için sosyal medyada bunun propogandasını yapıyorlar.
0
wd40
(08.12.24)
Bende hepsinin videosu var, sabah olunca insanları nasıl diri diri gömüyorlar, çukurlara atıp kurşuna diziyorlar, göstericileri sopalarla parça parça edip cinsel organlarını kesiyorlar atarım.
0
benim icin hic boyle suslenmemistin
(08.12.24)
2011 -2014 arası olan bitenlerin videolarını biraz daha aramaya gayret etmelisin. O zamanlardan biliyorum büyük zulüm vardı.
Suriyelilerle konuşsana nerdeyse 20 yıl hapiste öylesine tutulan mahkemesi bile olmayan kişileri sadece ben görmedim.

1980 lerin başındaki sivil halka yönelik bir askeri bir kıyım olan Hama katliamını ayrıca öğrenmelisin.

Bir de rejimin kendisi bizzat uyuşturucu işine girmişken insana neden acısınlar ki?
Bu haber siteleri de mi troll:
ibb.co

Yıllık elde geliri de kendin araştır
0
diyecevaplandı
(08.12.24)
Esad'ın babası zalim bir adamdı. Beşar Esad başa geçince, bizimkilerle çok iyi ilişkiler kurdu. ülkesinde de bir açılım, gevşeme yolunda adımlar atmaya başladı.

Sonra Erdoğan ne teklif ettiyse, kabul etmedi ve Suriye'de ayaklanmalar başladı. Bundan sonra Esad, çok sert davranmaya ve insanları hedef gözetmeden öldürmeye başladı. Pek çok insanı katletti.

Evet katildir.


.
0
kartallar yuksek ucar
(08.12.24)
kafa kesen el kaidecileri kurşuna dizdiği için öyle diyorlar.

ortadoğunun tek laik ülkesiydi. tek batı karşıtı ülkesiydi. suçu buydu.
0
patronaj1
(08.12.24)
ülkesini amerikaya israile satanları, bölmeye, parçalamaya çalışanları ne yapacaktı. pamuklara mı saracaktı.
bizim gibi kimini hapiste besleyip kimini meclisine mi soksaydı.
0
my fault
(08.12.24)
orta doğu'nun pek çok farklı ülkesinde yaşadım ve suriye meselesine de zulüm gören tanıdıklarım olması nedeniyle birebir şahidim, esad azılı bir katildir ve babadan oğula bir diktatördür.

sadece kendi rejimine muhalif olan ve hiçbir suçu olmayan insanları bile kadın-çocuk-yaşlı farketmeksizin yıllarca hapislerde ölüme mahkum eden, idam eden, kendi halkına karşı kimyasal silah kullanan, insanları öldürüp çukurlara gömen, milyonlarca insanı ölümle tehdit ederek yerinden eden ve göçe zorlayan aşağılık bir katildir.

türkiye muhalefetindeki şuursuzluktan nasibini almamış kimi kitleler kendisine "ama esad laik abiğğ" "esedle görüşelim" bla bla şeklinde güzellemeler yapabilir ancak bu komik söylemler cahil bile eğlendiremez. esad sadece sünni halka değil hristiyan topluluklardan da kendisine muhalif olan ve istediği pozisyonu kabul etmeyen gayrimüslim insanları da öldürmüş bir dikta rejimi lideridir. bu kanıtlanmıştır. tartışmaya açık ve subjektif değerlendirmeye uygun bir konu değil.

bunun tartışılması bile objektifliğe bir hakaret oysa.
0
ezkaza
(08.12.24)
vidyo yok mu :D
interneti yeni bağlattın, mağarada çok üşüdün mü, kaç yaşındasın, yoksa bir hastalığın mı var?
x.com

gidip bi BM raporuna, ölen yüzbinlere, tecavüz raporlarına, kuyulara atılıp yakılanlara, zehirli gaz raporlarına da mı bakmadın. kafanı ekşiden kaldırma zamanı gelmedi mi
0
lambırcek
(09.12.24)
Esad muhaliflerden çok daha barışçıl bir adamdır. Muhalifler, özgür suriye ordusu ile işid arasında pek fark yok. Muhalifler bildiğin radikal islamcı. Ben suriye'den daha fazla göç bekliyorum. Yeni rejim daha sert olacak
0
wd40
(09.12.24)
esed ülkeye Hizbullatı ve Rusyayı doldurdu
babası hamada 40bin kişiyi öldürdü
kendi en az 500bin kişiyi (The UN estimates a death toll of more than 400 000 people between 2011-2017)
militaryhealth.bmj.com

ekşiciler laik diye Baas partisini, müslümanları kesti ve kadınlara tecavüz etti diye İranı ve Rusyayı savunuyor. maske düştü çoktan da uyanamadılar.

ha bi de newyorkerları korkutan gazeteciler gibi cihatçı diyorlar halkın çoğunluğuna. oğlum senin oturduğun toprak cihatla alındı la.
0
lambırcek
(09.12.24)
(7)

Elektrikli araçlar için neden deli gibi kampanya yapıyorlar?

transleta
Son zamanlarda bu olay çok fazla dikkatimi çekiyor. Çeşitli markalar elektrikli araçlar için 0 faizli 500-600 bin lira kredi olanakları sunuyor. Hatta Togg işi abartıp 1 milyon civarı bir şey veriyor sanırım. Vade süresinin 1 yıl veya altı olduğunun farkındayım ama yine de Türkiye şartlarında fena b
Son zamanlarda bu olay çok fazla dikkatimi çekiyor. Çeşitli markalar elektrikli araçlar için 0 faizli 500-600 bin lira kredi olanakları sunuyor. Hatta Togg işi abartıp 1 milyon civarı bir şey veriyor sanırım. Vade süresinin 1 yıl veya altı olduğunun farkındayım ama yine de Türkiye şartlarında fena bir oran değil. Merak ettiğim konu ise şu: neden elektrikli araçlar için böylesine çılgınca kampanyalar yapılırken içten yanmalı motorlarda böyle kampanyalar yok? Genel olarak bakıldığında elektriklilerin donanımı, performansı, yakıt tüketimi falan harika. Tipleri falan da çok güzel. Bu yüzden bunların satması için bu kadar teşvik verilmesi bana normal gelmiyor. Hatta tam tersine içten yanmalılar da satsın diye onlara avantajlı kredi teklifleri vermeleri gerekmez mi? Bilmediğimiz bir sıkıntı mı var acaba? Konuya hakim olan arkadaşlar aydınlatırsa sevinirim.
0
transleta
(07.12.24)
Komplocu düşünürsek elektrikli araçlar birer bilgisayar ve merkezi sistem ile kilitlebebilir. Her an takip gözetim dinleme imkanı var.

Naif düşünürsek bir iklim krizi belirtileri var yenilenebilir kaynaklara göndermek yönelmek gerekiyor. Bu konuda Ab regülasyonları da var.

Basit düşünürsek pazar payı kapmak istiyorlar ve bunun için sübvanse yapıyorlar.

Not konuya hakim değilim.
0
anon1m
(07.12.24)
Elektrikli araçlar pahalı, kar marji şu an daha fazla. Icten yanmalilarda kar marji az.
Elektrikli araçların satılması lazım çünkü elde stok var. Çok ciddi bir talep tahmini yapildi ama tutmadi.
Bankaların daha yeşil olması gerekiyor misal yesil yatırımlar vs. Klasik bankacilik vs bu konulara yatırım yapan bankalar olayı var. Banka için elektrikli araba için verilen kredi icten yanmali için verilenden daha iyi. Hatta ben araba kredisi bakarken soruyor elektrikli araba için mi diye çünkü ona göre daha iyi kredi var.

Icten yanmalilar zaten satıyor. Ve içten yanmalı çok fazla model de yok piyasada. Türkiye bilmiyorum ama Fransa'da 50 model varsa 15 belki içten yanmalı. Bazi arabalarda yok bile içten yanmalı model. Misal Ford iste, yok yani düzgün içten yanmali.
0
logisticsmanager
(07.12.24)
Bu arada togg için kredi olayi normal. Çünkü Türk devleti var işin içinde. Kendi bankası ile bedava kredi vermesi sasirtmaz.

Elektrikli araba ==> elektrikli sarj cihazı==> evlere güneş enerjisi==> elektrik grid yatırımı vs vs arka planda başka yeni yatırımlar yaratıyor. Içten yanmalı ek bir şey yaratmıyor artık.
0
logisticsmanager
(07.12.24)
ABD de yapılan bir ankette elektrikli araç kullanmama sebeplerinden en önde gelen nedeni hacklenebilir olması.
Dünyada yaşanan olaylar veya öne sürülen uygulamalar parça parça ve birbirinden bağımsız olarak karşımıza çıksa da aslında biraz bilgiyle daha anlamlı bir hale getirilebilir.

Bakın nakit para dijitale doğru bir geçiş sürecinde,
Yaşam alanlarımız dijitale aktarılıyor. Kendi bilgi ve belgelerimiz artık bulut sistemlerde ve bu yoğunluk gittikçe artıyor.
Bilgisayarda uygulamalarında satın alma yerine kiralama daha öne çıkıyor.
Ev, araba için bile böyle bir değişim söz konusu. Kullandığımız şeylerin artık tamamen internete ve elektriğe bağlanması hiç normal gelmiyor.
Evet bir alanda hızlılık, kolaylık diyoruz ama böyle bilinmezlikler içinde değil.
0
diyecevaplandı
(08.12.24)
İklim değişikliği açısından önemli faydaları var. Sonuçta yeni bir şeyi satmak istemeleri ve duyurmaları da normal.

ABD'deki anketlere bakarsak 1970'lerde kalmak gerek. ABD toplumunun çoğu cahil, aşı karşıtı.. iç kesimleri bizim iç anadolu gibi. Devlet işleri bile kağıt üstünde yürüyor
0
wd40
(08.12.24)
@wd40
Bu anketler ABD'nin iç kesiminde ve aşı karşıtları arasında mı yapılmış?
Küreselci eyalet California'dan mı yazdın bu yorumu?
Dünyada iklim değişikliği her dönemde oldu.

Yeni bir şey satmak ve onu yaymanın bir yolu eskiyi kötülemek ve bu şekilde eski olana dair sahte bilgiler yaymak genel trendler arasında
0
diyecevaplandı
(08.12.24)
togg disinda hangi marka icin 500-600 faizssiz kredi var hocam. 5 tane aliyim hemen.
0
badcode
(08.12.24)
(9)

ne olacak bu fizyoterapistlerin hali?

estranged
maaşlar çok düşük ve çalışma koşulları çok kötü değil mi? siz veya çevrenizde varsa ne yapıyor ne planlıyor?
maaşlar çok düşük ve çalışma koşulları çok kötü değil mi? siz veya çevrenizde varsa ne yapıyor ne planlıyor?
0
estranged
(06.12.24)
youtu.be
Stand up yapıyor
0
grimavi
(06.12.24)
Millet easy money olarak gördü ve özel üniversiteler de millete diplomaları dağıttı. Tıpkı psikoloji ve hukuk gibi bitik bir alan. Eşit ağırlıkta psikoloji ve hukuk neyse sayısalda da diyetisyenlik ve fizyoterapistlik aynıdır.
0
wd40
(06.12.24)
büyük hastanelerden birinde ik arkadasım söyledi çok fazla mezun var inanılmaz cv geliyor diye kuzenıme o yuzden yazdırtmadı. sonradan gördüm etrafımda çok iş arayan.

benım yakınımda öyle bi genç olsa anında onu başka şeye yönlendirirm. bambaşka bir sektöre aciken girip pişmeleri lazım, hızlı hareket eden kazanır. meslekte ısrar eden büyük ihtimal senelerini çöpe atar.
0
speranza
(06.12.24)
Yanlış hatırlamıyorsam fizyoterapistler dil konuşma terapisti olabiliyor yüksek lisansla. O konuda daha fazla açık olabilir, oraya yönelinebilir. Pilates, zumba, fitness, yoga vs eğitim sertifikası alınıp oradan yürünebilir. Spor masajı gibi alanlarda özel kurslar falan alınıp bu alanda parmakla gösterilen kişi olmaya çalışılabilir ama bunun için network de önemli tabii. Yani birileri bu işten iyi ekmek yemeye devam eder ama çok büyük kısmı asgari ücretten hallice çalışır.

Bu tarz yanlış planlama sonucu kontenjan/ihtiyaç dengesi ayarlanamayan mesleklerde kendini öne çıkaracak bi şey bulamazsan başarılı olamıyorsun. 80 milyon olarak hepimiz düzenli fizik tedavi alıyor, ayda bir masaj yaptırıyor olsak yine bu kadar fizyoterapi mezununa yeterli gelmeyebilir. Aynısı psikoloji için de geçerli ama onlar en azından özel sektörde falan çalışabiliyorlar yine reklamcılıkta falan
0
nundu
(06.12.24)
Fizyoterapist yüksek lisansla dil konuşma terapisti olamaz. Bu bilgi yanlış.

Zumba sertifikasıyla da ancak instagram insanı falan olunur :D
0
wd40
(06.12.24)
@wd40

Eski kız arkadaşım odyoloji ve konuşma bozuklukları yüksek lisansı yapıyordu, kendisi dilbilim mezunuydu, bölümdekiler arasında fizyoterapist de vardı diye hatırlıyorum. Psikolog da vardı. Mezun olanlar da odyolog ya da dkt'ci olabiliyordu.

Zumba sertifikası aldıktan sonra da ne yapacağı kendine kalmış kurs falan açsın işte onu da ben mi diyim :d
0
nundu
(06.12.24)
Türkiye'de her 5 senede bir meslek patlıyor. Herkes çocuğunu o yapıyor. Sonra o meslek doluyor ve çocuklar aç kalıyor.

Ben lisedeyken bu hukuktu.
Sonra iş güvenliği ve fizik tedavi.
Sonra yazılım.
Bir dönem inşaat vardı böyle.

Türkiye zaten çalışmak için dandik bir ülke. Fizik tedaviciler ile beraber yüzlerce rezil sartlarda çalışan meslekler var.
0
logisticsmanager
(07.12.24)
fizyo, masaj terapisti, osteopath, kayropraktik terapi, cart curt bunlar birinci dunya ulkesi meslekleri, dandik ucuncu dunya ulkesi meslekleri degil.

iyi para donen ulkelerde bu ekip deli gibi para yapiyor, ben gittigim masajcinin saati $160, nakit. Hatunda pos makinasi bile yok, 5m2 dukkan, disarda sira var.

ucuncu dunya ulkelerine herkes 9-10 saat mesai yapiyor, adamin zaten eve donmesi 2 saat duruyor, ustune bir de maaslar dandik. masaja, fizyoterapiye ne zaman gidecek, gitse parasini nasil verecek?
0
cooperr
(07.12.24)
Cezaevine idare memur olarak girdi hepsi. Belli eğitimden sonra 2. Müdür daha sonra 1. Müdür olacaklar. 5 senedebir rotasyon var.
0
mikahakkinen
(07.12.24)
(7)

Bir insan tehdit altında olduğu için iltica talebinde bulunabilir mi?

Unde bach canim
Mesela türkiyede bir kişi tarafından tehdit altında olduğu, polise verdiği ifade ve koruma talebinin gerçekleştirilmemesi ve mahkemede dava ettiği kişinin serbest bırakılması sebeiyle “türkiye devleti beni koruyamıyor, tehdit altındayım” diyerek bir şekilde göçtüğü avrupa ülkesinde sığınma talebi ge
Mesela türkiyede bir kişi tarafından tehdit altında olduğu, polise verdiği ifade ve koruma talebinin gerçekleştirilmemesi ve mahkemede dava ettiği kişinin serbest bırakılması sebeiyle “türkiye devleti beni koruyamıyor, tehdit altındayım” diyerek bir şekilde göçtüğü avrupa ülkesinde sığınma talebi geçerli olur mu? Mesela eski sevgilisi tarafından tehdit edilen türk kızı…
0
Unde bach canim
(02.12.24)
Benim can güvenliği ile iltica duyduğum tek kişi doğulu çocuk, ailesi aşiret. Eleman gay. Fransızla kaçıyor.
Onun dışında duymadim. Zaten böyle olsa iltica çok kolay olurdu. Her ülkede böyle bir sürü insan var.
0
logisticsmanager
(02.12.24)
hayır
0
mark greg sputnik
(02.12.24)
Bulunabilir.

ABD'deki Türklerde hiçbir tehdit altında olmamasına rağmen yalan dolanla iltica eden çok fazla var. Youtube'da gördüğünüz şu ülkeye nasıl göç ettim, nasıl taşındım videolarının arka planı ilticadır. Vize sorunlarının da nedeni bu.
0
wd40
(02.12.24)
Senin tehdit altinda olman falan hikaye, iltica etme fikriyse sahane.

Cevap olarak, bu konu iltica sebebi sayilamaz. Her kiçi tutusan kapagi yurt disina atacak da oradakiler bunu anlamayacak kadar salak mi...
0
feastofthedamned
(02.12.24)
Bulunamazsınız. Anca şu şekilde bulunulabiliniyor :

Mesela siyasi düşüncelerin yüzüne ülkede can güvenliğin yok. Bu kanıtlı ise iltica isteyinizi pozitif etkiliyor

Etnik kimlik veya cinsel kimlik sebepli bir baskı tehdit gibi durumlar oldugunda bunu kanıtladıgında da onay alma şansın yüksek oluyor.

Onun dışında beni bu adam tehdit ediyor peşimde dediginizde orda bir karşılıgı yok.bu gerekce aşırı şekilde suistimal edilebilir.
Yıllar önce bir haberde ailem peşimde beni öldürecekler diye biri Almanya dan yardım istemişti sallamadılar bile.

Dikkat ederseniz Yurtdışına iltica edenler ya lgbtli ya da siyasi problemli kişiler.
0
limonlu eksi
(02.12.24)
@feast @limonlu
Arkadaşlar ben iltica etmiyorum sakin olun:)
Ben zaten halihazırda yurtdışında yaşayan ve çalışan biriyim. Benim ihtiyacım yok
0
🌸Unde bach canim
(03.12.24)
Ilticada kanıt zorunluluğu yok. Kanıt gösterirsen onaylanma ihtimali artar. İltica başvurusunu herhangi bir sebepten ötürü yapabilirsiniz.

Kanada'ya, Almanya'ya, Amerika'ya böyle iltica eden çok sayıda Türk var. Türklerin vize alma sorununun nedeni bu. Youtuberlar, digital nomadlar falan hepsi ilticacı
0
wd40
(03.12.24)
(10)

Acemiye audi a3 sedan olur mu?

hayirsiz
Daha önce hiç araç kullanmadım, ehliyetim de yok. Yaş 33.Kendime güveniyorum ama dediğim gibi tecrübem sıfır. Küçük bir ilde yaşıyorum, İstanbul'da gezecek kadar öğrenmem ne kadar sürer? Ülke içinde uzun yol yapmak için alacağım.Olur mu, yoksa hatchback ile mi başlayayım?
Daha önce hiç araç kullanmadım, ehliyetim de yok. Yaş 33.

Kendime güveniyorum ama dediğim gibi tecrübem sıfır. Küçük bir ilde yaşıyorum, İstanbul'da gezecek kadar öğrenmem ne kadar sürer? Ülke içinde uzun yol yapmak için alacağım.

Olur mu, yoksa hatchback ile mi başlayayım?
0
hayirsiz
(02.12.24)
her sey olur cok dusunmemek gerek. aşırı panik vesaire bir mizacınız yoksa araba öğrenme işi 2 hafta bence. 1 hafta ders. 1 hafta tek basına dolanmaca.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(02.12.24)
mondeo ile öğrendim. bir kez çöpe yandan sürtme dışında sorun yaşamadım. mondeo da koca araba. illaki benzer bir durum yaşarsınız. içinizin acımayacağı bir araba almanızı tavsiye ederim
0
birmilyonunvarmi
(02.12.24)
Acemiye a3 sedan ikinci el olur. Sıfır olmaz.
0
diyecevaplandı
(02.12.24)
Benzer şekilde ileri yaşta hiç tecrübem olmadan sedan aldım. Ben de hatch mi baksak ufak mufak olur diyordum ama alışılıp gidiliyor.
0
hedep
(02.12.24)
1-2 sene eski bir arabayla takilip acemiligi atmak lazim.
hatch yada sedan farketmez.
0
cooperr
(02.12.24)
Sıfır araba almayin, illa ki surtuluyor o araba. Uzulursunuz. Alirsaniz da mutlama kaplama yapin
0
narod
(02.12.24)
olur da yani a3 demek hatchbak demektir. zaten dar araba.
0
mikahakkinen
(03.12.24)
Aynı durumdaydım. 12 derste öğrendim. Küçük şehirde yaşamak bu konuda avantaj. 1 ayda öğrenirsiniz. Manuel araba biraz daha zaman alabilir. Otomatiğin bir olayı yok, net kolay.

İlk araba için sıfır alma. Garaj falan yoksa da sıfır araba bence riskli.

Bir tanıdıktan veya sürücü kursundan arka arkaya ders al. Max 2 haftada işi çözeceksin
0
wd40
(03.12.24)
İstanbul'da araba kullanmak zor, bazı yerlerde trafik çok hızlı akar, bazı sokaklar dar ve yokuştur, bazı bölgelerde trafik kilittir, bazı bölgelerde tek yön sokaklar umursanmaz, aralara girip birbirinize yol vermeniz gerekir, yeri geldiğinde sokaktan geri geri çıkıp yol vermeniz gerekir.. Takip mesafesi bırakamazsınız, bazı yollarda arabaların burnunu sokacağı kadar bile arayı açamazsınız yoksa yarım saatte 10m yol gidemezsiniz.

Ana yolda herkes araba kullanır ama tam bir istanbul şöförü olmak sene bazında vakit alır bence..

Acemi birisi için a3'e yazık olur. Siz sürtmeseniz park halinde sürterler.
0
kimlanbu
(03.12.24)
istanbulda gezecek kadar öğrenmek için istanbulda pratik yapmak gerekir. istanbulda trafik ve araba kullanmak küçük şehirlere göre çok daha zor.
audi a3 tavsiye etmem, arabaya yazık olur. acemi arabası değil bence.
0
abelardo
(03.12.24)
(23)

domuz eti

robert bosch
domuz eti yiyor musunuz? sebebi ne? (evetse de hayirsa da )
domuz eti yiyor musunuz? sebebi ne? (evetse de hayirsa da )
0
robert bosch
(30.11.24)
yiyorum. müslüman ya da yahudi degilim. yememek icin bir sebebim yok.
0
alice in potatoland
(30.11.24)
Görürsem yiyorum. Etin lezzeti sebebiyle değil de yemeklere hafif şekerli, meyveli, alışık olmadığım tatlar ekliyorlar genelde domuzlu olunca. Onları pek yemiyorum.
Ama mesela mangalda, ızgarada gayet lezzetli oluyor veya Yunan’ların yaptığı çoğu yemeğin lezzeti de damağıma uyuyor.

Dinin emirlerinden en fazla hatta tek riayet edilenin bu olması bana da garip geliyor.
Zina, yalan, hırsızlık hatta cinayet işlese bile domuz yemeyen insan sayısı çok fazla. Bu sadece Türklere özgü bir durum da değil. Bildiğim kadarıyla tüm islam dünyasında böyle.
0
michael_knight
(30.11.24)
@robert, peki ya sen?
0
michael_knight
(30.11.24)
Yiyorum. Bir sebebi yok, dana eti nasıl yiyorsam yiyorum.
Michael +1. Hayatımda gördüğüm en komik şey cherry picking müslümanlik. Her türlü şeyi yapmak ama ramazanda alkol yok + domuz yememek. Faslı arkadaşım var, çocuğu var, imam nikahlı yaşıyor, başka kadınlara bakıyor, arkalarindan konuşuyor, ot içiyor. Ama domuz eti yemez, ramazanda oruç tutar ve alkol almaz. Geri kalan dönemde full alkol. Çok enteresan geliyor hep.
0
logisticsmanager
(30.11.24)
Türkiyede istesen bile yemek zor bence. Pizzacıda falan domuz etli bişeyler vardı onu yiyorduk nadiren.

Başka ülkelerde direkt marketten veya kafeden ham and cheese sandviç falan alıp yiyebilirsin, salamlar genelde domuz çünkü.(öğle aralarında falan çok yiyorum)
0
nhk ni youkosu
(30.11.24)
Yiyorum çünkü chorizo ve jamon serrano seviyorum. Sebebi tadının güzel gelmesi. Ancak yurt dışında bulunca yiyebiliyorum. Yaygın olarak satılsa burada da yerim.
0
yedigimiztavuk
(30.11.24)
prosciutto cotto ve crudo seviyorum, jamon da güzel oluyor.
0
Bruce
(30.11.24)
pek yemiyorum cunku tatsiz bir et fakat proscuitto, mortadella ya da chorizo gibi versiyonlari guzel olabiliyor o zaman yiyorum. nadiren de canim cekince bacon yiyorum.
0
bohr atom modeli
(30.11.24)
arada yiyorum, heryerini yemem ama bazi yerleri asiri lezzetli.
rib iyidir, pastirmasi da iyi oluyor.
lezzetli herseyi yerim, din falan umrumda olmaz.
hayat bu tarz seylere takilmak icin asiri kisa.
0
cooperr
(30.11.24)
Hadi şarküteri konuşulmuş;
Porchetta, speck delle alpi, jambon de bayonne falan efsane şeyler.
0
logisticsmanager
(30.11.24)
evet yiyorum. özel bir sebebi yok, yemek ayırt etmiyorum.
0
king lizard
(30.11.24)
guzel bir et degil, ozellikle aramam. ama varsa yerim. prosciutto guzel oluyor pizzada. bir de bacon olarak iyi oluyor kahvaltida. izgarada, mangalda guzel olan bir et degil.
0
antikadimag
(30.11.24)
Yemiyorum, müslümanım ve Allah'ın bir bildiği vardır diye düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(30.11.24)
ozellike uff bi domuz olsa da yesek demiyorum; ayni sekilde 'ay domuz varmis yemeyeyim bunu' da demiyorum bi yerde denk gelirse.

markette gorursem soslu kaburga fln alirim arada. keza sarap peynir yapacaksam yanina et olarak cesitli pastirmalar alirim, ozellikle domuz olmasi icin degil de genelde onlar kolay bulunuyor ve cesitliligi muthis zengin diye. salam gibi sacmaliklardan cok daha lezzetliler.

ya da kamp atesinde sosis yapacaksam iceriginde domuz olup olmamasina bakmadan ozellikle bratwurst ararim.

bu konudaki din konusunun da muthis ilginc oldugunu dusunuyorum. dini emirden ziyade sosyal tabu cunku ozellikle turkiye ve balkan muslumanlari icin. her turlu seyi yapip bunu yemeyenler dinen yasak olmasindan ziyade tabu oldugu icin yemiyor esasen.
0
taurina
(30.11.24)
yemiyorum. ete karşı genel olarak mesafeliyim sağlık açısından. örneğin tavuktaki antibiyotik olayından ötürü tavuktan da kaçınıyorum. domuzda ise yağ fazla ve bir takım sağlık riskleri var.

hindi eti seviyorum ve ölçülü olarak kırmızı et (biftek) yerim
0
wd40
(30.11.24)
Yiyorum. Uygun fiyat cok yuksek protein. Ve inanilmaz lezzetli. Tavsiye ederim herkese.
0
Zetnikov
(30.11.24)
Yedim, beğenmedim.
0
Shepard
(30.11.24)
Özellikle yemedim. Yurtdışında yediğim şeylerin içinde olduğunda umursamam. Ayları, hayvanları yemed içmede ayırmam. İnsanları ayırırım. Sebebim dini değil kafama göre.
0
mikahakkinen
(30.11.24)
Bilgim dahilinde hiç yemedim .
Sanırım yemem .
İnancıma göre Haram olduğu için .
0
dunyatuhaf
(30.11.24)
yurt dışına çıktığımda özellikle yunan adası tatillerinde yiyorum. sebebi yok tadı güzel, et işte.
0
scudman1
(30.11.24)
et sevdalısı değilim ama herhangi bir eti yediğim gibi onu da yiyorum. Kıyması çok tat vermiyor ama bacon... ama bacon........
0
sparkle kiddle
(30.11.24)
Domuz eti yenen bir ülkedeysem yediğim etin ne olduğunu kurcalamadan karnımı doyurmaya bakıyorum. Özellikle domuz eti yemem ama zaten et seven birisi değilim dana eti, balık, tavuk vs onları da evde pişirmiyorum mesela. Kuzunun kokusu ağır geldiği için özellikle yemediğim o var, onda da tandırı gömerim yine de.
0
peki madem
(30.11.24)
Yemiyorum. Ömrümde iki kez bilerek yedim. İlkinde beğendim, diğerinde iğrendim. Belki de ikincisi yüzünden hiç istemiyorum. Hatta domuz etli ürün, pizza, hamburger satan yerlerden bile yemek istemiyorum. Umarım tezgah ve bıçakları ayrıdır.

Dini bir emirden ziyade, kültürel baskısı daha yoğun bende.
0
biseysorcaktim
(30.11.24)
(6)

mehmet okur vs hedo turkoglu

antikadimag
hangisi daha iyiydi nba'de? cogu insan hedo diyor ama ben okur'un asagida kalmadigini dusunuyorum. utah jazz'in as kadrosunda clutch atislari kullanan onemli bir adamdi yillarca. hedo'nun avantaji daha iyi takimda, daha iyi oyuncularla oynamasi oldu diye dusunuyorum. siyasi durumlari kenara birakirs
hangisi daha iyiydi nba'de? cogu insan hedo diyor ama ben okur'un asagida kalmadigini dusunuyorum. utah jazz'in as kadrosunda clutch atislari kullanan onemli bir adamdi yillarca. hedo'nun avantaji daha iyi takimda, daha iyi oyuncularla oynamasi oldu diye dusunuyorum. siyasi durumlari kenara birakirsak hangisi?

kariyer istatistiklerinde de okur daha iyi.
0
antikadimag
(29.11.24)
kariyeri bilmem. hedo icin gece 5lere kadar ben ve cogu insan uykusuz kaliyodu. prime lakersa karsi sov yapiyodu.
0
buenosdias
(29.11.24)
Mehmet Okur sakatlıklar olmasa verimli kariyerine devam ederdi, Hidayet, Orlando'daki performansı sayesinde Torontodan o dönem için çok iyi bir kontrat kapınca yatışa geçti. Kariyerinin son 5 senesini kontratının nimetlerinden faydalanarak çürüttü ve legacy'sini yıktı.

Mehmet Okur'un zirvesi daha iyiydi, Hidayet'in zirvesi daha uzun sürdü ama çöküşü çok daha facia oldu
0
nundu
(30.11.24)
Hedo daha iyiydi. Mehmet okur'da yuzuk vs var ama hedo'da da en iyi 6.adam ödülü var. İstatistikleri daha iyi.

Mehmet okur pivot pozisyonu için undersize bir adam.
0
wd40
(30.11.24)
Hedo san antionoda falan ilk beşte baya oynadı, ama okurun şampiyonluk yüzüğü ve all starı var. Bu iş istatistiğe bakar. Ayrıca hedo dopingten ceza aldı.tbfyi akp yalakası gibi yöneten karaktersiz bir adam daha iyi olsa ne olmasa ne. Dopingli yapmadığını nerden biliyoruz?
0
mikahakkinen
(30.11.24)
Mehmet Okur derdim ama milli takim'a bile isteye gelmemesi nedeniyle sogugum kendisine.
0
turkuaz
(30.11.24)
hidayet türkoğlu özel oyunculardan. Fiziği ve şutörlüğü ve bunun yanında top hakimiyeti pek bulunabilen bir şey değil. O yüzden özel bir oyuncu. Takım seçimleri ve kariyeri de daha denk geldi diyebiliriz. Mehmet Okur ise çok daha net olabileceği noktanın en üstlerini zorlamış bir isim. İkisinin de farklı başarıları oldu. Memo bir ara Nestle Crunch Time'da uzun süre birinciydi örneğin. Çok maç kazandırmıştır. Hido da son topları kullanır hale gelmişti. Çok yarıştırmaya gerek yok sanırım.
0
sparkle kiddle
(30.11.24)
(3)

Dijital nomad veya travel influencer olan var mı? Olunur mu?

ermanen
Dijital nomad olan var mı? Olunur mu? Nedir, ne değildir?İnstagram'da karşıma çıkıyorlar genelde. Dünya'yı geziyorlar ve her şey çok güzelmiş gibi gösteriyorlar. Bu arada dijital nomad ve travel influencer farklı olabiliyor tabii. İkisini götüren de var. Böyle gezip para kazanıp hep mutlu olan var m
Dijital nomad olan var mı? Olunur mu? Nedir, ne değildir?

İnstagram'da karşıma çıkıyorlar genelde. Dünya'yı geziyorlar ve her şey çok güzelmiş gibi gösteriyorlar. Bu arada dijital nomad ve travel influencer farklı olabiliyor tabii. İkisini götüren de var. Böyle gezip para kazanıp hep mutlu olan var mı cidden?

6 figür kazanıyorum diyor ama kurs, kitap satmaya çalışıyorlar. cidden iyi kazanılabiliyor mu? yazılım alanında değilsek ne yapılır? bir çok freelancer alan saturated gibi. diğer IT/product pozisyonları da saturated ve dijital nomad şeklinde bulmak zor gibi baya.

travel influencer bu zamanda olunur mu?
Reddit'te de okudum da kem küm hep. kurs satmaya çalışan da uydurukçudur havasında konuşuyorlar.
0
ermanen
(29.11.24)
O iş için önce pasaport lazım:)

Bu dediğinizi yapanların çoğu amerikan pasaportuyla geziyor. Yani vizesiz her yere gidebiliyor.

Birçoğu fotoğrafçı ya da videographer onların. Bazıları tamamen kitap satma derdinde dediğiniz gibi.

ama birçoğu para kazanıyor bu işten.

Bir tane bu şekil çalışan bir karı koca görmüştüm. Amerikalılar tabii.

Güzel otellere, tropik bölgelere gidiyorlar sürekli.

Adam profesyonel fotoğrafçı. Gittikleri otellerin gerçekten çok güzel fotoğraflarını ve videolarını çekiyor gittiğinde.

Bu arada otele falan da "biz influencerız bedava kalalım" demiyor. Parası neyse ödüyor.

Sonra otelin pazarlama ekibine ulaşıp diyor ki ben böyle çekimler yaptım. Otelinizin böyle güzel videoları fotoğrafları var. Eğer isterseniz size şu fiyattan satabilirim.

Birçok otel buna atlar, çünkü profesyonel bir ajanstan hizmet almak atıyorum 10000 dolarsa bu adam 6-7 bin dolara fotoğrafları veriyor. Otelin de canına minnet çünkü oteller için sosyal medyaları çok önemli. Oraya da sürekli içerik ve görsel lazım.

bu görselleri ve videoları ayrıca stock görsel sitelerine de satıyorlar.

Üstüne kendisi de içerik üreticisi olduğu için instagram youtube tiktok üzerinden izlenme üzerine de para kazanıyor.

Belli bir takipçi sayısını geçtiğinde markalar da onlarla işbirliği yapmak istiyor.

TAbii akıllı olanları afilliate marka işbirlikleri de yapıyor. Atıyorum adam seyahat influencerı, ee tabi gittiği otellerin booking linklerini de paylaşıyor oradan gelen satışlardan da komisyon alıyor. Ya da fotoğrafçı, fotoğraf ekipmanlarının linklerini paylaşıyor meraklıları oradan alıyor gibi.

Bunların yanında kurs kitap vb de satıyorlar tabii.

Ama bu dediğim model göründüğü kadar kolay değil.
Böyle bir seviyeye ulaşmak için gerçekten çok uğraşıyor birçoğunun profesyonel ekipleri var. Yani düz influencer bile olsa fotoğrafta 2 kişi görünüyor ama arkada onlarla gezen 3-4 kişi oluyor. Onların da maaşlarını ödüyorlar. Işıkcısı, drone operatorü, 2. bir fotoğrafçı vs.

Ve çok ciddi yatırım ve istikrar istiyor bu iş. Üstelik sonunda başarılı olup olamayacağınız da belli değil.
0
anten
(29.11.24)
Onların çoğu babadan zengin. Sadece Amerikan, İngiliz pasaportu yetmez. Pasif gelir olacak. Babadan kalma 3-4 ev varsa ve pasaport da tamamsa yaparsın.

Gezerek para kazanmak mümkün değil ve o yaşamın gideri çok çok fazla.
0
wd40
(29.11.24)
gezip para kazanmak degil aslinda olay; gezip icerik uretmek.

gezmeden de icerik uretebilir, influencer olabilirsiniz. gezenler biraz daha cok dikkat cekiyor sadece; fakat para kazanilan konu gezmek degil, icerik ureticiligi. daha dogrusu icerik ureticiligi sayesinde hedef kitle olusturup onalra biseyler satmak.

anten guzel anlatmis.

nis bir alaniniz olmasi, bu alanda belli bir miktar bilgi birikiminiz olmasi ve saglam bir takipci kitleniz olmasi lazim. sirket kurmaktan cok farkli degil is yuku. her gun tonla paylasim, video editleme, hikaye, reel bok pusur bi suru ayrintisi var.

diyelim ki kahve alaninda icerik uretiyorsunuz, iste tadim notlari olsun, ogutucu cesitleri olsun, kavurma teknikleri olsun, makinalar olsun zilyon tane detay. kahveye merakli insanlarin ilgisini cekiyorsunuz ve sizi takip etmeye basliyorlar. diyelim ki 1 milyon takipciniz oldu.

bi noktadan sonra artik kahve alanindaki diger ureticilerle isbirligi yapmaya basliyorsunuz. mesela hesabinizda size ozel link paylasiyorsunuz, iste x sitesinden y marka kahve makinasi takipcilere ozel %30 indirimli diye. sizin linkiniz uzerinden alis veris yapanlar sayesinde hem kahve makinasi satan yer kazaniyor, hem de siz komisyon almis oluyorsunuz (ya da artik aranizdaki isbirligi anlasmalari neyse oyle). 1M takipcinin 1000'i makina asla, makina basina 50 dolar komisyon alsaniz 50.000$ oluyor.

ya da mesela baska yerlerle is birligi yapmadan diyelim ki kendi basiniza kahve tadim kursu yapmaya karar verdiniz. takipcilerinizin %1i katilsa zaten 10.000 kisi eder. hepsi 50 dolar odese 500k eder. ara ara indirim kampanya yeni icerik vs diyip tekrar tekrar takipcilerinize bunu sunabilir, daha once bu kursu almamis olanlarin da katilima larini tesvik edebilirsiniz.

ya da mesela kahve konusunda kitap yazip bunu pazarlamaya basladiniz. yine benzer hesap. sizi takip eden kitle zaten konuyla ilgili oldugu icin belli bir sure sorna size karsi olan guvenleri sayesinde sizden biseyler almaya daha meyilli olacaklar. para da bundan sonra kazaniliyor.

bunlarin surekliligini saglamak icin de surekli aktif kalmak, alaninizdan haberdar olmak, yeni kurslar kitaplar uretmek, yeni takipciler bulmak, yeni isbirlikleri yapmak gerekiyor.
0
taurina
(30.11.24)
(23)

Para ve imkan varken gezmek mi yoksa biriktirmek mi?

tahirkemalbozoglu
Şu anda çoluk yok çocuk yok. Bize yetecek kadar para kazanıyoruz eşimle beraber. Yaş 34 lere geliyor, anadan babadan bir şey görmediğimiz için açıkçası gorgususuz, gorgusuzlukten kastım gerçekten gorgususuz yani bir yer görmüş değiliz, yurtdışına bir kere çıktık, dağ görmemişiz taş görmemişiz, farkl
Şu anda çoluk yok çocuk yok. Bize yetecek kadar para kazanıyoruz eşimle beraber.
Yaş 34 lere geliyor, anadan babadan bir şey görmediğimiz için açıkçası gorgususuz, gorgusuzlukten kastım gerçekten gorgususuz yani bir yer görmüş değiliz, yurtdışına bir kere çıktık, dağ görmemişiz taş görmemişiz, farklı bir medeniyet, kültür görmemişiz. Hal böyle olunca vakit ve imkan varken gezmek istiyoruz açıkçası fakat bir yanımızda hep "ulan oğlum biriktirsene paranı" diyor.
Ancak vakit geçince de işte şimdiki gibi gezmek görmek isteği olacak mı? Sağlık yerinde duracak mı? Örneğin çocukken her çocuk gibi sabahlara kadar oyun oynardım fakat her oyunu alamazdık, şimdi Bi heves ediyorum yarım saat sonra atıyorum elimden joysticki, yani her şey zamanında diyorlar ya o doğru, bu heves kaçtıktan sonra para olması da çok önemi kalmıyor açıkçası, siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
0
tahirkemalbozoglu
(29.11.24)
bence gezmek ya. zaman geri gelmiyor. keşke çocuk olmadan biraz daha gezseymişiz diyorum bazen.

tabi ki insanın kenarda kara gün parası olmalı da. 50 attınız diyelim onu 100-150 yapacaksınız diye de hayatı kaçırmanın bi manası yok.
0
elorelia
(29.11.24)
bu konuyu gezmek vs. para biriktirmek olarak değil de deneyim kazanmak vs. emtia almak olarak değerlendirebilirsiniz. önemli olan 1-3-5 yıl sonra sizi ev-araba almak mı mutlu edecek yoksa 1-3-5 yıl sonra gezmekten edineceğiniz yeni deneyimlerin hayatınıza getireceği mutluluk mu? ben ikisini de biraz yapmaktan yanayım, biraz kenara para ayıralım ama biraz da yeni tecrübelere yelken açalım. insanız, bu hayata bir kere geliyoruz ama iyi günler olduğu kadar kötü günler de var.
0
benaslinda
(29.11.24)
Bir insanın işsizlik durumunda kendisini 4-5 ay idare edebilecek parası olması yeterli bence birikim için.
Sonrasında çok kasmamak lazım ve gezebildiğimiz kadar gezip görebildiğimiz kadar çok şey görmeliyiz, sonrasında bunun pişmanlığı daha büyük oluyor bence.
0
mutekebbir
(29.11.24)
Biriktirmek. Çevremde iki genç aile 10-12 yıl dolarla kazandı. Yedi içti gezdi. Sonra işler bir iki yıl ters gitti, kaliteye alıştıkları için harcamaları hemen azalmadı. Bir sürü borçları var kapıya icra geldikçe ,bankalar aradıkça keşke gezeceğimize köşeye 3 kuruş atsaydık diyorlar şimdi.
0
ercu cozer
(29.11.24)
ikisinin de bütcesi vec planı farklı olmalı ki insan ilerde birinden pişman olmasın. Kazancın bir kısmı ile birikim ve uzun vadeli plan yapılmalı, bir kısmı ile de tatil ve gezi planı. Kazançlar elbette yeterli gelmeyebiliyor özellikle günümüzde ancak burada da öyle düşünüyorum ki hedefler zamanında belirlenirse ve doğru planlamalar yapılırsa, uygun teklifler kovalanırsa mümkün.
0
va
(29.11.24)
Cocuk yokken gezmis ve biriktirmis biri olarak soyluyorum.
Kesinlikle gezin. Gezmeye "gezmek" diye degil, tecrube edinmek diye, dunya gorusu edinmek diye bakin. Bakis aciniz ne kadar degisirse hayattan o kadar zevk alirsiniz.
Parayi yine kazanacaksiniz, zaten cocuk yapma plani gelince gotunuzu oyle bir sikacaksiniz ki, aile buyukleri "ehe ehe cocuk rizkiyla gelirmis bak sans iste" diyecek bilip bilmeden. Siz isin bilincinde insanlar olarak calisiyor olacaksiniz zaten.
Diger arkadaslarin da soyledigi gibi, 6 ay- 1 yil kendinizi sikinti etmeden yasatacak parayi koyun kenara, sonra kalanla kendi capinizda gezin ve tecrube edinin.
0
quaker
(29.11.24)
denge diyorum.
para biriktirmek sart. cocugu birak, emeklilik sistemlerini de görüyorsun.
ama gezmek de sart. yoksa mezarliktaki en zengin adam olmanin tadini cikarirsin anca.
0
robert bosch
(29.11.24)
3 kazanıyorsak eğer 2 / 1 iyi bir oran. 2 yiyelim, içelim, gezelim ama 1 de biriktirelim. Yaş aldıkça insanın hayata bakış açısı değişiyor ama bir yandan da enerji bitiyor. Bana birisi şimdi kalk Ugandayı gezelim dese amaaan otur oturduğun yerde derim. Hant hant yürünecek yaşı geçtim daha fazla konfor arayışındayım.
0
charbiel
(29.11.24)
Çocuk varken gezilmiyor, yokken çok rahat ancak şu ekonomik koşullarda zor. 2 memur maaşıyla aynı yıl ingiltereye gidip araba almıştım, şu an bu mümkün değil. Hem enflasyon hem kur hem de hükümet 2023te yurt dışı harcamalarını taksitlendirmeme kararı aldı. Gezmek için zor bir dönem ama mal içinde 10 yılını kitlemeye gerek yok. En kral arabaya binsen ne en güzel evi alsan ne. Bu ülke böyle haldeyken gezcen yoksa psikolojin bozulur.
0
mikahakkinen
(29.11.24)
yillik butce yapin. gelirin %20si birikim %20si tatil %60i harcama %10u worst case scenario butcesi olsun. boylelikle ne yarin ne olacak endiseniz olur ne de tatile gidecek paramiz yok endisesi. ha oyle bir gelir yoksa ortada realist olacaksin. tek basina olmadigin icin esine, ailelerinize karsi sorumluluklariniz var. gelecek kaygisi varken tatil yapmayacak evde oturacaksin.
0
buenosdias
(29.11.24)
gezin. paranın tamamını gezmeye gömün demiyorum ama gezin. gezmediğim her sene için pişmanım arayı kapatmaya çalışıyorum.
0
jelly bear
(29.11.24)
Normalde "lamı cimi yok, şu devirde parayı harcamak mantıksız" derdim ama sizin açıklamayı görünce fikrim değişti. Ben; durumlar iyiyken çok gezdim, hevesimi aldım. Benim olduğum yerden böyle demek kolay.
Yine de gezmeyi tozmayı dahi tutumlu şekilde yapmanızı önermek istiyorum.
Önce vizesiyle şusuyla uğraştırmayacak, nispeten daha yakın yerlere gidip gezginliği deneyimlemenizi tavsiye ederim. Gezginliği deneyimlemek de önemli. Nelere ne kadar harcanıyor, ne konularda sıkıntı yaşanıyor... vs gibi konuları bi kafada oturtup sonradan açılmaya başlayabilirsiniz.
0
norek
(29.11.24)
cocuklar dogmadan gezebildiginiz kadar gezin. Biz Turkler cocuklarla birlikte gezmeyi yuksek cogunluka beceremiyoruz
0
turkuaz
(29.11.24)
2 hafta yıllık izinle ne kadar gezilebilir ki
bence ortada bir sorun yok
önemli olan güzel vakit geçirmek
ev ve araba varsa istediğinizi yapın helalinden
0
bir soru sorcam
(29.11.24)
gezip görmek. hayatı deneyimlemek güzel. ama biraz yatırım da yapılabilir.
dediğin gibi sağlık açısından yapamayacak duruma gelebilir insan, ve göçüp gidebilir de...
0
ermanen
(29.11.24)
offf çok çok zor soru.

bence 40a kadar birikim yapın, vücudunuzu sağlıklı tutun. 40tan sonra gezin. o zamana kadar kitap okuyun bol bol. gezip görmeyle eşdeğer olmaz tabii ama gözle görülür açıklığını kapatır bahsettiğin görmemişliğin
0
titanyum22
(29.11.24)
bu sorunun cevabı çok ucu açık ya. Hayattan ne beklediğinizle ilgili.

Ama birinden birini seçmek zorunda da değilsiniz.

-Akıllı bir bütçe yönetimiyle hem birikim yapıp hem de gönlünüzce gezebilirsiniz.

Gelecek güvencesi sağlamak önemli. Şimdi 34 yaşındasınız, muhtemelen özel sektördesiniz.

45 yaşından sonra ciddi bir yönetici pozisyonda değilseniz ya da kendi işinizi vb kurmadıysasnız özel sektörde şu anki kadar kazancınız olamayabilir. Çünkü o yaşlarda birçok işveren için "yüksek maaşlı, yaşlı, yatırım yapılamaz" statüsünde olacaksınız.
Daha küçük şirketlerde daha düşük ücretlere yönelmeye başlayacaksınız. Kariyer eğrisi böyledir maalesef özel sektörde.

O zaman hayatınızda çocuk da olacak belki. Masraflarınız artacak, ama geliriniz en iyi ihtimalle yerinde sayacak. Zam alacaksınız tabii ama enflasyona oranlayınca muhtemelen aynı yerde kalacaksınız yani.

O yüzden bence birikim işini ihmal etmeyin. Mesela eviniz var mı? Kiranız var mı?
Şimdi belki dert etmiyorsunuz ama o yaşlarda bunlar daha sorun olacak.

Bütçe planlaması önemli. Yıllık bütçe yapmak lazım.

Türk insanı buna alışık değil ama yılbaşında oturun eşinizle yıl boyu cebinize girecek toplam parayı hesaplayın. Bunun bir miktarını seyahate bir miktarını birikim ve yatırıma ayırın.

Ve bu limitlere uygun hareket edin.

İnanın yıllık planlamayla aylık planlamanın farkı hayatınızı çok değiştirecek.

atıyorum 50+50 ayda 100bin mi kazanıyorsunuz?

Yılda 1.2 milyon.

500'ü atıyorum kira, masraflar vs.

geriye kaldı mesela 750000.

Bunun 500000'ünü iyi bir yatırım olarak değerlendirin.

Kalan 250.000'yi seyahatler, yeme içme, eğlence vs için ayırın. Gibi.

50-30-20 diye bir model var.

%50 ihtiyaçlar zorunlu harcamalar.

%30 istekler, eğlence vs.

%20 yatırım

ama bu amerikada yaygın bir model. Bence türkiye'de %30 yatırım olmalı min.
0
anten
(29.11.24)
Medeniyeti, kültürü 3-5 günde göremezsin. 3-5 ay da eh anca birşeylerin tadına varırsın. Finansal stabilite çok önemli.
0
wd40
(29.11.24)
Gezmek +156165465
0
put it in your appropriate place
(29.11.24)
denge kurmak onemli. ikisini de abartmamak lazim ama paranin bir arac oldugunu bilmeniz gerek. bu aracla deneyimler elde etmek yeni araclar almaktan daha onemli bence cunku muhtemelen bir gun geriye donup bakacaksiniz. o zaman gordugunuz sadece sey farkli model arabalar, farkli esyalar falan olursa uzulebilirsiniz.
0
bohr atom modeli
(30.11.24)
Cebine giren her kuruşun (buna yolda bulduğun para dahil) %30'unu ev ve emeklilik fonu olarak ayıracaksın.
Bunu en iyi şekilde değerlendirebilmek için finansal okur yazarlık öğreneceksin.

Kalan %70 ile ister evlen, barklan, çoluk çocuğa karış, istersen gez, toz.
0
Mirket
(30.11.24)
ikisi de.

imkaniniz varken tabii ki de gezin, gorun, deneyim biriktiniz, anilar yaratin, dunyaya bakis acinizi genisletin.

ama bu demek degil ki elinize gecen her kurusu harcayin. hayatta yarin ne olacagi belli olmaz, isinizi kaybedebilir, kaza gecirebilir, engelli kalabilirsiniz. mali olarak sorumluluk sahibi olun, 2 bina gormek ugurna sacma sapan borca girmeyin.

bence butce yapin size uygun olacak sekilde. atiyorum elinize gecen paranin %60i zorunlu harcamalara gidiyor olsun (kira, kredi, borc, benzin, gida vs). kalan %40i'nin yarisini gezmeye tozmaya ya da zorunlu olmayan alisverise, diger yarisini da birikime yatirima ayirin.

boylece hem harcadiginiz para icin sucluluk duymaz, hem de birikiminizi yapmis olursunuz.
0
taurina
(30.11.24)
denge denge denge.

biraz kariyeri saglamlastirmak ve o sirada belki ev arsa alabilmek veya pasif geliri yarattiktan sonra kafa gezmek icin daha rahat oluyor.

bir de cocuk olunca isler komple degisir. ona gore icinizde kalmasin bazi yasanmisliklar hayatinizi bir cocuga adamadan once. sonra hep pismanlik, kavgalar, burukluklar vs.
0
baldur2
(30.11.24)
(8)

Araç kamerası kullanıyor musunuz?

infinitedreams
Hangi marka/model iyidir? Araca bir kamera taktırmak şart oldu artık.Teşekkürler.
Hangi marka/model iyidir? Araca bir kamera taktırmak şart oldu artık.
Teşekkürler.
0
infinitedreams
(29.11.24)
tr gibi bir ülkede zorunlu olmalı bu kamera aslında. 70mai kullanıyorum ben.
araç dururken kaydetmek için de ekstra kablolar vs. var çok araştırdım ama bayağı teferruatlı işler. aküyü bitiriyormuş 2 gün araç çalışmasa falan diyenler var. yoksa en temizi 24 saat kayıt almak.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(29.11.24)
360 markasının kullanıyorum çok memnunum.
0
durbidakka
(29.11.24)
Hayır ama kullanmak lazım. Bir kazada kanıt olarak sunmak için önemli
0
wd40
(29.11.24)
Yakın arkadaşımız, geçirdiği ciddi bir kazadan sonra kullanmaya başladı. Üzerine bastıra bastıra bizden de kullanmamızı istedi aslında da o hariç benim çevremde kullanan yok.
Niyetlenip bakınıyorum ama her seferinde arabanın üst paneli falan açıp sağdan soldan kabloların sıkıştırılması, tepiştirilmesi gibi detaylar canımı sıkıyor. Ayıptır söylemesi arabam yeni sayılır, biraz da düşkünüm o "açılmamış, ellenmemiş" şekilde kalmasına. Kazası falan da olmadığından öyle sıfır ayarında kalma olayını bozacakmış gibi hissediyorum o kabloların takılması aşaması.
0
norek
(29.11.24)
Kullanmıyordum ama eşim trafiğe çıkınca 70mai aldım. Avantajı hemen bağlanıp izleyebiliyorsun.
0
mikahakkinen
(29.11.24)
Kesinlikle kullanılması gerekiyor.
Bir kaza sonrası aracım pert oldu, haklı olduğumu ispat edene kadar canım çıktı.
savcılık-emniyet-kasko şirketi vesaire uğraştım durdum.

Şu an ben de 70mai kullanıyorum, memnunum.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(29.11.24)
Bu eleman detaylica incelemis ama bunu izleyince istekliligim gitti. Su an kullanmiyorum. Arkadas Garmin mini aldi, memnun, normalde dandik Asya markalarindan kullaniyordu, sirf sonradan guncellemesi bulunmuyor vs diye Garmin'e gecti.

www.youtube.com
0
mbond
(29.11.24)
Bu kameraların doğrudan çakmaklıktan güç alanları dışındakiler, arabanın garantisini bozmuyor mu? şarj edilen park sırasında da çalışan versiyonları yok mu?
0
yeninesiltupcu
(29.11.24)
(10)

Farklı Sosyokültürel Yapıdaki Ailelerin Çocukları Evlenebilir Mi?

depresif çocuk
Şunu merak ediyorum.Diyelim ki ben ve hoşlandığım kız aynı seviyede eğitime sahibiz, gelir seviyemiz de aynı. İkimiz de mühendisiz ve durumumuz iyi, kendi başımıza geçinebilecek seviyedeyiz.Fakat onun ailesi tahsilli ve beyaz yakalı iken benimkiler köylü. Yaşam biçimi, alışkanlıklar ve ebeveyn-çocuk
Şunu merak ediyorum.

Diyelim ki ben ve hoşlandığım kız aynı seviyede eğitime sahibiz, gelir seviyemiz de aynı. İkimiz de mühendisiz ve durumumuz iyi, kendi başımıza geçinebilecek seviyedeyiz.

Fakat onun ailesi tahsilli ve beyaz yakalı iken benimkiler köylü. Yaşam biçimi, alışkanlıklar ve ebeveyn-çocuk ilişkileri anlamında ciddi farklılıklar var. Köyde yaşamıyorlar, şehirliler ama cahiller maalesef.

Bir de şu da var, ailemin beni yaşamda geri çektiğini düşünüyorum ve pek fazla görüşmüyorum. Aramız bozuk değil ama genel anlamda hayatıma çok etkileri yok ve aile bağlarımız kuvvetli değil.

Hal böyle iken, ailelerin tanışma faslı konusu aklıma gelince kendimi ezik ve yetersiz hissedecekmişim gibi geliyor. Bu işin oluru yokmuş gibi düşünüyorum. Yani aileler bir araya geldiğinde benim için ciddi bir imaj kaybı olacak. Sıkıntılı bir birey olarak görüneceğim. Bu sebeple sevgili konularında çok umutsuzluğa düşüyorum. Sanki ailem ile olan bu kopukluğum ortaya çıktığında karşı tarafın ailesi rasyonel ve katı bir duruş yapacakmış gibi bir önyargım var.

Kızına iyi bakmış, maddi imkanları görece daha iyi bir aile kolay kolay benim durumumdaki birine kızını vermeye ikna olmaz gibi geliyor.

Oluru var mıdır? Fazla mı karamsar bakıyorum?
0
depresif çocuk
(28.11.24)
aileler müdahale olmaya yatkinsa her türlü oluyor. senin ailen, kendin öyle söyledigin icin söylüyorum, köylü, onun ailesi karadenizli, adamin boyu kisa vs bir türlü bahane bulabilirler.

kivanc tatlitug ve basak dizerin dügünene kivanc tatlitug'un ailesi katilmamistir. sebep ne? basak dizerin evlenip bosanmis olmasi..

önemli olan cocugun aileye ben bunu sevdim, bizi böyle kabul edeceksinizi hissetirecek kararli bir durus. yoksa aileler dügüne kadar kiz isteme bilmem ne diye görüsüyorlar, evlenince görüsmeyen de var.

kendinize ve iliskinize güvenmeniz lazim.
0
robert bosch
(28.11.24)
Bu karamsar düşüncelerle iyi anlaştığı kişiden uzaklaşanlar sonra daha kötü seçimler yapıyorlar. Siz de aileleriniz de iyi niyetli yaklaşırsanız hiçbir sorun yaşanmaz.
0
?
(28.11.24)
bu sorduğun soru, kız arkadaşın, onun ailesinin buna verdiği anlam, onların bir araya gelmesi vs hepsinin bağlamında değerlendirilmesi gereken bir konu.sana baktığımızda sen aileni beğenmiyorsun gibi sanki ?:( bence böyle yaşamak, kariyerinde de, aile hayatında da, kişisel hayatında da zorlar seni.

ailemizin bizi geri çektiğini düşünebiliriz, onların cahil olması bizi negatif anlamda etkileyebilir elbette ama çıktığımız kabuğu tanımadığımızda ve onlarla barışmadığımızda bana göre ''depresif çocuk'' olabiliyoruz :( bunu yargılayıcı bir yerden söylemiyorum, aksine bence bu sorduğun soru seni başka yerlere götürmeli, bence bu konuyu bir terapist bulup konuşmalısın. yazık değil mi sana? @? haklı bence.

bu arada soruna cevap, sen böyle düşündükçe, onların yaptığı yargılamaları içselleştireceksin, muhtemelen bu da seni, senin gözünde eşini, eşinin gözünde seni, onun ailesinin gözünde senin algını etkiler, somut olarak nasıl diyemem ama bilinçaltında bir şeyler değiştirime ve etkileme ihtimalin var dezavantaj olarak.

bu konunun üzerine düşün... ailenle ilgili böyle düşünmen, hayatının bir yerlerinde seni geriye çekmiş olmalı, onlar bir şey yapmasa bile?
0
damba
(28.11.24)
Kızın ya da kızın ailesinin bir şey demesine gerek yok ki. Sen kendi ailenden utanıyorsun ve öyle bir aileden gelmiş olmanın -nedense- utancını duyuyorsun.

Bugün İsmail Saymaz twitter'da babaannesiyle birlikte fotoğrafını paylaşmış Babaanne tam köylü. Yusuf Dikeçin annesiyle fotoğrafı vardı. Aziz Sancar'ın da o tarz fotoğrafları vardı. Söylediklerinden çıkardığım kadarıyla sen bir yerlere gelsen, ailenle fotoğraf çektirmek istemezsin.

Bence ayrıl o kızdan. Kız da ailesi de bu konuda ne kadar sorunsuz olursa olsun, senin içindeki kurt hep kemirecek seni.
0
Mirket
(28.11.24)
Bu konuda esas olan ailelerin anlaşabiliyor olması. Bu tarz genellemeler olmasının sebebi bu. Yoksa hiç fark etmez. Ancak işin gerçeği aynı yaşam tarzlarına sahip insanların birbirini kabul edip uyumlu yaşaması daha kolay. Ancak bu demek değil ki aynı tipte aileler her zaman anlaşabilecek... Çiftlerin ailevi geçmişleri birbirine yakın oldukça aksilik çıkma riski de azalıyor, ancak kaybolmuyor.

Mutlu evliliğin azımsanmayacak bir bölümünü o ilişkinin aileler tarafından kabul görmesi ve sevilmesi durumu oluşturuyor. Ne yazık ki böyle. Yani aileniz sizler için önemliyse, onları geride bırakmak gibi bir arzunuz yoksa ancak aileniz ilişkinize sıcak bakmıyorsa aileleri kendilerini ve karşı aileyi çok seven çiftlere göre daha farklı sorunlarınız olacağı kesin. Bunu söylemek için çok derin düşünmeye gerek yok. Bu iki tip çiftin hayat kalitesi bir olamaz.

Neticede ailelerinizin anlaşacağını düşünüyorsanız sorun yok. Ancak anlaşamayacakları belliyse iki kere düşünmekte fayda var.
0
akhenaten
(28.11.24)
Sınırlar ve itibarın korunmasına bağlı. Ayirararak ya da bu ayrık/farklılık yaratan durumu merkeze alarak bakılırsa alinganliklar olur.
0
encokbenisevinnolur
(29.11.24)
Türkiye'de olmaz. Aileler görüşmek ister ve sorun çıkar.
0
wd40
(29.11.24)
zorlukları var ama olmaz değil, olan örnekler var çevremde.
zaten söylemişler ama önce siz ailenizden utanmayı bırakmalısınız bu karakterin gelişmemesi ile ilgili bir sorun.

tarkan ne demişti zamanında başkası olma kendin ol.
0
nuisance2
(29.11.24)
Türkiye' de olmaz -1. Olduğu vaki. Kendimden biliyorum.

Hocam muhtemelen az da olsa bi' kompleksiniz var bu konuda ki bu normal bi' şey. Eğer partnerinizle iyi anlaşıyorsanız, aileler hayatlarınıza çok fazla müdahale etmiyorsa veya buna izin vermiyorsanız; olur, olabilir.
Önemli olan iki tarafın ailelerinin eğitim durumlarından ziyade; karakterleri.
0
kumandanim
(29.11.24)
aileler meraba meraba bayramınız kutlu olsun mesajı dışında pek görüşmeyecekse sıkıntı olmaz ama illa beraber bişeyler yapalım moduna gireceklerse biraz sancılı olabilir ama o da geçer.

sonuç sorun her türlü çözülür.
0
basond
(29.11.24)
(7)

Fast food calisanina gerek kalmayacak muhabbeti

tantamount_to_equivalent
Oxford Universitesi arastirma yapmis: 2030 yılından sonra yok olması beklenen mesleklere Fast food calisanini da koymus. Fast food calisani ne alaka ya? Tamam siparis alma, odeme alma neyse de surda 2030'a kalmis 5-6 sene siparisimizi kim hazirlayacak? Mutfakta pizza, hamburger yapan robotlar mi gel
Oxford Universitesi arastirma yapmis: 2030 yılından sonra yok olması beklenen mesleklere Fast food calisanini da koymus. Fast food calisani ne alaka ya? Tamam siparis alma, odeme alma neyse de surda 2030'a kalmis 5-6 sene siparisimizi kim hazirlayacak? Mutfakta pizza, hamburger yapan robotlar mi gelecek yani? t24.com.tr
0
tantamount_to_equivalent
(28.11.24)
şu robotlar anda zaten yapıyorlar. fast food sektöründe çalışanların maliyeti hala robotlardan düşük, robot maliyeti düştüğünde bu tarz çalışanlar yok olacak. www.youtube.com
0
elvan abeyiylegezse
(28.11.24)
@elvan abeyiylegezse sozde surucusuz otomobilde var ama onun topluma yayilmasi 30 yili bulur minimum
0
🌸tantamount_to_equivalent
(28.11.24)
www.youtube.com

pizza var, türkiye'de hem de. youtube'da çıkıyo.
0
WithWorth
(28.11.24)
burger king ve mc donaldslarda çalışanların yaptığı otomasyon sistemine az bir müdahale gibi şuan. şaşırtıcı olmaz.
0
wd40
(28.11.24)
Bazı fast foodlarda ekrandan tık tık dokunuyorsun sipariş veriyorsun. Ödemeyi de ekrandan yapıyorsun. Çalışan sayısını azaltan bir faktör. Gerisini bilemem ama.
0
Shepard
(28.11.24)
cesitli arastirma kuruluslarinda, universitelerde arastirma yapiliyor, arastirma sonucunda "x gorevinde fast food calisanina ihtiyac kalmayacak", "calisan sayisi %x oraninda dusecek" gibi bir sonuc cikiyor. basin bunu abartip "artik fast food calisani kalmayacak" seklinde duyuruyor. sonra da cik isin icinden.

gercek su ki, nerdeyse her meslek dalinda belli gorevler dijitallesme, sanayilesme, robotik teknolojiler ile daha az insanla yapilir oluyor. bu zaten cok bariz sekilde yasamin icinde. bundan 30 yil once istanbulda bir banka subesinde 50 kisi calisiyordu, atm kullanimi ile ilk once vezne sayisi dustu, sonra internet bankaciligi ile diger gorevlerdeki kisiler de azaldi. simdi cogu subede 5-10 kisi ile is yapiliyor.

bu klasik bildigimiz her is alaninda oluyor, ama bir taraftan bazi yeni alanlar acilip bazi alanlarda da daha fazla is gucune ihtiyac oluyor. ornegin artik daha fazla motorlu kurye ihtiyaci var.

degisim gecmisten beri hep var, sorun bu degisimi sanki ilk defa oluyor da dunya bir anda cok kokten degisecekmis gibi sunmak aslinda.
0
emrahday
(28.11.24)
Kahve otomatını biraz değiştirirsen, hamburger otomatı olmaz mı?
0
Mirket
(28.11.24)
(9)

Geri dönüştürülmüş ürünlerden kıyafetler

pembediken
hakkında ne düşünüyorsunuz? h&m de denk geldim palto bakarken. Giyilir mi
hakkında ne düşünüyorsunuz? h&m de denk geldim palto bakarken. Giyilir mi
0
pembediken
(27.11.24)
giyilir tabii ki. neden giyilmesin. green washing e dikkat ama.
0
robert bosch
(27.11.24)
geri donusturulmus malzemeyle ilgili bir sikintim yok ama h&m'den hicbir sey almam. tam bir iki uc yikama ve sonrasinda cope at markasi.
0
hot potato
(27.11.24)
markalar için müthiş bir şey.
çöpten kıyafet yapıyorlar tam anlamıyla.

çöp dediğim de, hani yol kenarlarında kullanılmış kıyafet kutuları oluyor ya, onlar.
o kutulara koyulanlar birilerine kıyafet olarak gitmiyor. bu markaların kullanımı için hurda kumaş olsun diye satılıyor. ton fiyatı komik bi para üstelik.

bunlar parçalanıp yeniden ip haline getirilip kıyafet üretiliyor. geleneksel yolla üretilen kumaştan daha farklı olduğunu sanmıyorum. kalitesi biraz düşük olabilir belki.

bence güzel bi durum bunların olması, esasında desteklerim.

ama tabi, "sürdürülebilir gelecek için yaptık" falan şeyleri palavra. hayır, daha ucuza maledip daha fazla kar yapmak için bunu yaptılar. sürdürülebilir gelecek falan filan niyetleri olsa her yıl fazla üretimleri, pazar fiyatlarını düşürmemek adına yakmazlardı.

uygunsa, sevdiyseniz alın giyin.
bunlar çevreyi korumak maksadı ile satılıyor, ben de bu sebeple alacağım diye politik bir duruşunuz varsa ve o yüzden almak istiyorsanız, orada bi durmak lazım.


----
kalite farkı varmış biraz:

Modern geri dönüşüm teknolojileriyle üretilen kumaşlar, orijinal kumaşlarla neredeyse aynı kalitede olabilir. Ancak bazı farklılıklar görülebilir:

Dayanıklılık: Geri dönüştürülmüş lifler genellikle daha kısa olduğundan, bazı ürünler normal kumaşlara göre biraz daha az dayanıklı olabilir.
Doku: Geri dönüştürülmüş kumaşlar bazen daha pürüzlü bir dokuya sahip olabilir.
Renk tutma: Bazı geri dönüştürülmüş kumaşlarda renk solması daha hızlı olabilir.

Kaliteli üreticiler bu farkları minimize etmek için çeşitli teknolojiler kullanmaktadır.
0
biseysorcaktim
(27.11.24)
prezervatiften dönüştürülen ürünü kadın giyerse hamilelik riski var.
0
wd40
(27.11.24)
@biseysorcaktim bu markalarin urunleri hep polyester zaten. yani plastik. geri donusturulmus olsa ne olmasa ne. tutup pamugu, yunu falan yeniden kullanmiyorlar.
0
hot potato
(27.11.24)
bildiğim kadarıyla bunu "bak biz çok çevreci firmayız" demek için yapıyorlar. fiyat ya da kalitede bir fark yok. plastik üretim yapan bir arkadaşım var. defolu üretilen ürünleri kırıp tekrar hammadde olarak kullanıyor, kalite aynı oluyormuş. (tekstil ile aynı şey değil ama yine de bir markanın bile isteye çok daha kalitesiz bir şey çıkartacağını düşünmüyorum.
0
co2s2
(27.11.24)
Pek cok butik firma yapiyor bunu. Soylediginiz gibi bazi unlu firmalar da yapiyor. Turkiye'de yasamadigimdan bilmiyorum ama H&M'e ikinci el kiyafet de bagislayabiliyorsunuz (karsiliginda kupon toplayip urun alabiliyorsunuz), onlardan yeni urunler yapiyorlar. Zara'nin vardi, Nike'in vardi. @co2s2'nin de dedigi gibi bunun halkla iliskiler kismi da var. Bence gayet tutuyor.
0
Sour
(27.11.24)
wd40 kardeş spermin kaç gün canlı kaldığını düşünüyorsun acaba
0
titanyum22
(28.11.24)
Başkalarının daha önce giyip vücut sıvılarının vb. bulaşmış olduğu aklıma geliyor hep.Almak istediğim şey palto
0
🌸pembediken
(28.11.24)
(31)

AKP yönetiminin vatandaşın iyiliği için

Bir ben var benden şurada
yaptığı herhangi bir icraat var mı? Yani gerçekten kendi seçmeni vs demeden topyekün tüm ülke vatandaşlarının hayrına dokunan bir icraatı oldu mu 20 senede, var mı böyle bir şey?
yaptığı herhangi bir icraat var mı? Yani gerçekten kendi seçmeni vs demeden topyekün tüm ülke vatandaşlarının hayrına dokunan bir icraatı oldu mu 20 senede, var mı böyle bir şey?
0
Bir ben var benden şurada
(27.11.24)
demokrasilerde yanındaki, karşındaki, mahallendeki, ülkendeki insanlardan da sen sorumlusun. öyle yok ben oyumu verdim kardeşim daha ne yapayım ile demokrasi yürümez anlayışını öğretti bize sağolsunlar.
0
duyurukullanıcısı
(27.11.24)
Sigara içme konusunda kısıtlamalar AKP'ye maledilir ama bu konuda Dünya'da eş zamanlı bir hareket oldu. Bir yerlerden global bir emir gelmiş gibi. Ben Sigara ile ilintili küresel devlerin, Amerika merkezli olarak diğer devlere mevzi kaptırması olarak yorumladım bu sigara yasağını. Türkiye'ye özgü bir hareket değildi çünkü.
0
Mirket
(27.11.24)
Paradan altı sıfır atmak diyebilirim. Cesur ve yerinde bir karardı.
0
etna
(27.11.24)
sigara kisitlamalari.
posetleri parali yapmak.
c-sectiondan caydirma propagandasi
bes

her yaptiklari kötü degil ama iyi bir sey yapsalar bile akp kafasiyla baskici, dikte eden bir tutumlari var.
0
robert bosch
(27.11.24)
AKP'nin icraati olmasından çok onun dönemine denk geldi diyebiliriz, ama veri sızıntılarını saymazsak e-devlet. Birçok ülkede göbeğiniz çatlayarak yapacağız bürokratik işlerinizi birkaç tıkla hallediyorsunuz.
0
auroraaurora
(27.11.24)
bes tek başına iyi dursa da aslında insanlara "sgk sizin emekliliğinizle mi uğraşacak, gidin kendi başınızın çaresine bakın" demenin kibarcası.

c-sectiondan caydırma politikası tartışmalı. Normal doğumun avantajları olduğu kadar dezavantajları da var. Yapılış şekli de c-section olmak zorunda kalan insanları rahatsız edecek şekilde.

sigara yasakları da biraz akp'den önce cep telefonu mu vardı demek gibi. Yani dünya zaten oraya gidiyordu. akp değil bkp olsa en fazla birkaç yıl sonra yine benzer yasaklar gelirdi
0
nundu
(27.11.24)
Yukarıda "her yaptıkları kötü değil" diyen laleye hatırlatmak isterim bugün taze çıkan kararnameyi;

"30 Euro'luk alışveriş limitine kargo gönderim bedeli de eklendi"
0
feastofthedamned
(27.11.24)
E Devleti de ben gömeyim.

Diğer devletler bu işe girmiyorlarsa bu onların beceriksizliğini mi gösterir, yoksa
bir bildikleri mi var acaba denir?
0
Mirket
(27.11.24)
E-Devlet olayında ben de Mirket gibiyim galiba, e-nabız sızıntısı gibi bir sızıntının E-devlet'te olmayacağının ve milyonlarca insana ait verinin açık hale gelmeyeceği nasıl garanti edilebilir ki? Bence Almanlarının tüm bürokratik işlemleri posta yoluyla yapmasının da bir nedeni var gibi.
0
🌸Bir ben var benden şurada
(27.11.24)
pratikte artik nerdeyse uygulanmayan kapali alanlarda sigara icme yasagi, ozellikle alkollu mekanlarda istinasi falan yok. pasaj, carsi vb yerlerde de cayir cayir iciliyor. bi kahveciler ve kafeler kaldi sanirim. kahvenaleri bilmiyorum.

paradan 6 sifir atma denmis de yanilmiyorsam 57nci hukumet zamaninda calisilmaya baslanmis ve yol haritasi asagi yukari ortaya cikmisti yaniliyor da olabilirm.
0
bay b
(27.11.24)
@feastofthedamned, soru akp nin yaptigi yararli seyler.
sen yaptiklari iyi bir sey olmadigini düsünüyorsan, bence yok de gec. ama bana saldiriyorsun.

sen ve senin gibiler akp'nin iktidarda olmasinin sebebisiniz. agzindakileri köpükleri sil de öyle konus.
0
robert bosch
(27.11.24)
sence öyle bir düşüncesi var mı? sadece o partinin değil, tüm partilerin ve kişilerin sence memlekete ve vatandaşa hizmet etmek gibi bir derdi var mı? hangisi vatandaşa hizmet aşkı ile yanıp tutuşuyor acaba? Allah ıslah etsin hepsini.
0
since1907
(27.11.24)
akepe ve halkin yararina diye iki farkli ifadeyi ayni cümlede kullanmak bile buradakilerin akliyla alenen dalga geçmektir.
0
feastofthedamned
(27.11.24)
Olması gereken şeyleri olumlu sayılmış, ilişki ufak tefek iyi şeyler vardır ama bence yapılan o kadar büyük usulsüzlükler var ki, küçücük olumlu şeyi yok ediyor gözümde
0
olaylar olaylar
(27.11.24)
Cimer.

Bir de devlet denetleme kurumuna bazı görevler yeni verilmiş hayrımıza olacak şekilde. İleride haberleri gelir.
0
diyecevaplandı
(27.11.24)
harp okullarının kapatılması, başörtüsü yasağının kaldırılması.
0
benim icin hic boyle suslenmemistin
(27.11.24)
@benim icin harp okullarinin kapatılması nasıl iyi bir şey açıklayabilir misin?
0
unabomber
(27.11.24)
Akp kaostan beslenen bir parti. ben faydalı icraatlarını görmedim. atatürk ve laiklik düşmanlığı ile Türkiye'yi sömürüp duruyorlar. Aynı osmanlı'daki gibi halk fakirleşti ve cahilleşti. Benzerini yaparak kontrol mekanizması oluşturmaya çalışıyorlar. İktidara geldikleri günden itibaren özgürlükler kademeli olarak azaldı.
0
wd40
(27.11.24)
kılıçlı terör örgütünün kimin subay olup kimin olmayacağına karar verememesine yaradı. ayrıca yeni askerlik kanunu da akp'nin yaptığı faydalı icraatlerden bir tanesidir.
0
benim icin hic boyle suslenmemistin
(27.11.24)
20 küsür senede halkın yararına bir şeyler olmuştur muhakkak.

benim aklıma gelenler sadece yukarıda söylenenler. hatta sadece sigara yasağı, diğerleri bile değil.

ancak;
sigara yasağı şimdi uygulanmıyor, her yerde cayır cayır sigara içiliyor.
tüm dünyada öyle bi trend vardı +1 ve doğal bir şeydi belki +1
ayrıca sigara yüzünden çok fazla sağlık harcaması oluyor. belki bu sağlık harcamalarını biraz daha kontrol altına almak için böyle şeyler yapmaya kalktılar.

yani tek argüman da suya düşmüş oluyor.

en başta söylediğim "20 yılda muhakkak iyi şeyler yapmışlardır" bunun arkasındayım, ama bir şey daha var, kendilerine iyi geleceği için yapmışlardır, vatandaşa da faydası olmuştur az ya da çok.

imar barışı vs gibi şeyler sadece kendi tabanını değil tüm ülkeyi etkileyen şeylerdi. kimi insanlarca iyi şeylerdi. ama imar barışını bu haliyle mantıklı kimse savunmaz herhalde. ruhsatsız evi olana, tarlaya kulübe yapmış olana, kaçak kat çıkmış olana iyiydi onlar.
0
biseysorcaktim
(27.11.24)
AKP ne yaparsa kendisi için yapar.

1. Eğer yapılacak şey iktidarlarının devamı için şart ise kesinlikle yaparlar. Gerekirse Apo için af çıkartılar ama yaparlar.
2. Yapılacak şey iktidarın devamı için şart değilse, para kazanılıp kazanılmadığına bakarlar. Önce kendilerine, sonra etrafındakilere para kazandırırlar. Kaldı ki bu para da iktidarın devamı için bir yerde şart.
3. İlk 2 maddeden halkın yararına görünen şeyleri de “Bak halkın için bir şeyler yapıyoruz” diye gözümüze sokarlar.

Bunun haricinde sigara yasağı falan denmiş. Alkol yasakları ile benzer bir şey sigara yasağı. Bizim hayrımıza yapmadılar.

Yaptıkları tek iyi şeyin edevlet olduğunu düşünüyorum ama edevlet’le alakalı olmasa da sürekli bilgilerimizin çalınmasını engelleyememeleri ayrı bir konu.
0
co2s2
(27.11.24)
Sigara kısıtlamaları.
Sadece bu.
Başka da hiçbir şey yok. İlk bakışta var gibi görünüyorsa da arkasında rant ya başka hesap vardır, sonucuna bakınca keşke yapmasalarmış dersin. Demen lazım. Demedikleri için bu haldeyiz.
0
Bruce
(27.11.24)
Ne düşünsem aklıma sonra rezillik geliyor hep. Misal hastanelerdeki sıra muhabbeti biterken bu sefer de devlet hastanelerinin komple bitik halde olmasi, şehir hastaneleri gibi devletmis gibi özel halde olan hastaneler geliyor.

Bruce+1000
Ekonomi, eğitim, hukuk vs sürekli daha geriye daha geriye.
0
logisticsmanager
(27.11.24)
illaki vardır ama vatandaşa faydası olsun diye yaptıklarına inanmıyorum. aklıma gelen tek şey sigara yasağı.

plastik poşetin paralı olmasına güldüm. tam batılı libtard yaklaşımı. taylor swift sçmaya bile özel jetiyle gitsin ama bizim market alışverişimizden 50 kuruş alan akp hükümeti iyi bir şey yapmış olsun haha. gerçekten bu küreselciler yok edilmeden dünyaya huzur yok, ben buna inanıyorum artık.
0
mark greg sputnik
(27.11.24)
Ak Parti'nin yaptigi pek cok seyi zamanin ruhuna atfetmek daha dogru olur. Bir de bu yapilanlarin motivasyonuna bakmak lazim. Yollar, kopruler vatandas icin mi yapiliyor yoksa birileri zengin olsun diye mi? En buyuk kaymagi bu akraba, arkadas zenginler yiyor. Bu koprulerin ve yollarin parasini biz zaten vergilerimizle veriyoruz. Hatta gecis garantisi gibi seylerle gelecekte calisip vergi verecegimize dair bile sozlesmeye imza atiyoruz.
0
Sour
(27.11.24)
edevlet keşke hiç olmasaydı da devlet dairelerinde sürünseydik. gün aşırı yaşlı anne babama adıyla soyadıyla mesajlar telefonlar geliyor olmayan kargolar, icra takipleri için. sigara yasağı da bir işe yaramadı, dallama müptezeller karşı inatlarından sokakta yürünecek yer bırakmadı. her yer dumanaltı.
0
titanyum22
(28.11.24)
ücretsiz kitap dağıtımı. ne sıkıntılar çekerdik ders kitaplarını alabilmek adına yaz tatillerinde çalış parasını çıkartmaya, 2. el kitapçılar gez, sıfır dahi olsa kitapları bulamamak.
0
odiyus
(28.11.24)
@benim için

kılıçlı terör örgütünün kimin subay olup kimin olmayacağına karar verememesine yaradı. ayrıca yeni askerlik kanunu da akp'nin yaptığı faydalı icraatlerden bir tanesidir.

kimin subay olup kimin olamayacağına tabi ki görev başındaki askerler karar verecek. takunyalı imamlar değil. bunda sorun nedir? ordunun içine sokulan çürük yumurtaları sokup ayıklamayı becerememek veya ayıklamak istememek beceriksizlik, ordumuza sızmış 3-5 hain yüzünden silahlı kuvvetlerimize kılıçlı terör örgütü demek ayıp, yüzlerce yıllık kültürü olan harp okullarını yönetemeyip de kapatmak ise en hafif tabiri ile kolaycılığa kaçmaktır.
0
unabomber
(28.11.24)
"akp'nin yaptığı güzel bir şey yok, salaksınız" demekle "ak parti her şeyi yaptı, nankörsünüz" demenin hiçbir farkı yok. ikisini söyleyen de aynı mal, renkleri farklı sadece.

aklıma ilk gelen, sağlık hizmetlerini daha "ulaşılabilir" kıldı.

zorunlu eğitimde kullanılan kitapları ücretsiz hale getirdi.

karayollarını geliştirerek ölümlü trafik kazalarını önemli ölçüde azalttı.

pkklı teröristlerin yurtiçindeki faaliyetlerini önemli derecede azalttı.

ancak tüm bunların yanında koca birer "ama" var. bunları yaparken neye rağmen, neye sebep olarak yaptı, onları gözden kaçırmamak lazım.
0
yemrem
(28.11.24)
Kocam beni yıllardır dövüyor, çalışıp kazandığım paraya kafasına göre el koyuyor, dışarı çıkmama izin vermiyor, çocuklarımızı dilendirmeye çalıştığı için evden kaçtılar, ben kenara köşeye ayırarak biriktirdiğim parayla üst baş almaya çalışıyorum,o ise Gucci'den tom ford'dan giyiniyor. Ama allah için iyi tarafları da var. Mesela sigarayı balkonda içiyor.
0
thracia
(28.11.24)
"akp'nin yaptığı güzel bir şey yok, salaksınız" demekle "ak parti her şeyi yaptı, nankörsünüz" demenin hiçbir farkı yok"

Oo aktroller burayi da basmis.

"Akepeli degilim ama" diye cümleye baslasa daha iyiymis.
0
feastofthedamned
(28.11.24)
(8)

sizce ulkede herseyin rahatsiz etmeye baslamasi hissiyati kisisel mi?

buenosdias
uzun suredir idare ediyordum ama artik iyica rahatsiz olmaya basladim. insanlari, sokaklari, ekonomisi, siyaseti, polisi, ahlaksizligi, esnafi hersey rahatsiz etmeye basladi. herkeste ve heryerde bir bosvermislik goruyorum. acaba bu hissiyat, yasadigimiz hayat tarzi, yas, cevre, bolge ile mi alakal
uzun suredir idare ediyordum ama artik iyica rahatsiz olmaya basladim.

insanlari, sokaklari, ekonomisi, siyaseti, polisi, ahlaksizligi, esnafi hersey rahatsiz etmeye basladi. herkeste ve heryerde bir bosvermislik goruyorum.

acaba bu hissiyat, yasadigimiz hayat tarzi, yas, cevre, bolge ile mi alakali? istanbul'da yasayan sekuler icin mi boyle? ne bileyim aydinda sirin bir kasabada yasayan memur olsaydim yine boyle mi olurdum?
0
buenosdias
(27.11.24)
Seninle aynı hissiyattayım ama boşvermişler grubundayım. Onun için de çok etkilenmiyorum sanırım. Bu arada bunların iyi günlerimiz olduğunu da düşünüyorum.
Mevki : İzmir
0
Mirket
(27.11.24)
Ülkenin her yerinde aynı gevşeklik ve boşvermişlik olduğu için başka yerde yaşasan da aynı şekilde gevşek ve boşvermiş olurdun.

İnsan gençken daha samimi ve idealist oluyor, bir şeyler yapmak istiyor ama yaş alıp iş hayatında yoğuruldukça düzene uyuyor. Özellikle de ses çıkardığında o âna kadar onu körükleyenlerden hiçkimseyi yanında bulamayınca, herkesin kaçtığını görünce, hatta kendisini de aşağı çektiklerini, tepesinden dibe bastırdıklarını görünce bir müddet direniyor ama sonunda pes ediyor. Alışıyor, boşveriyor.

Onun için biz ülkece komadayız bence. Birileri fişimizi çekti sanki.
0
muhayyer divan
(27.11.24)
hep ayni seyleri yaziyorum gibi geliyor ama bu duyurularin artmasi bile bir semptom.

hocam birakin turkiye'yi butun dunyada sistem tikandi. topluca gg olacagiz. kitaplarda okursun ya mesela gocler sebebiyle roma imparatorlugu yikildi. 1 satir okuyup geciyorsun ama aslinda onyillarca suren ve yavas yavas izdirap cekilen bir donem o. tarihin neresine geldigimiz sans ve gelecek nesiller tamamen boktan bir yere dusmus olacak. biz yine 2010-15'e kadar iyi bir donemi gorduk. yeni nesil tamamen avuclayacak.

bizim icin en kotusu tayyip denilen herifin yonetiminde bu kaosa girmemiz oldu. adam bilerek veya bilmeyerek yapilabilecek en yanlis isleri yapti ulke icin. hangi konudan girsem cikamam mevzuya. turkiye'nin bu kadar gocmen almasi (sosyal sigorta odememis insanlarin sisteme dahil olup kacak calismasi), bunun getirdigi issizlik, enflasyon vs. korkunc konular bunlar. benim aklim havsalam almiyor kafam ellerimin arasinda izliyorum. tamamen keyfekeder bir yonetim, tamamen bir yagma duzeni olustu ustelik. yani dunyada sistem coktu ama turkiye tamamen mahvoldu.

mesela su anda milyonlarca insan 40 yil boyunca maas garantisi aldi devletten. bu insanlarin sigorta primlerine bak 20 yil prim odeyip 40 yil maas toplayacak sistemden :) matematik tutmuyor. ekonomi cokuyor, ekonomi cokunce ahlak cokuyor vs vs. ben savaslardan, ic karisikliklardan baska bir sonuc goremiyorum.

bu saatten sonra evinizi, arabanizi yapip firtina gecene kadar beklemek gerek. ben dunyanin 20-30 sene daha duzelecegini sanmiyorum. gecti 0 faizli ev, araba donemleri. hatta bizim ebeveynlerin donemi tarihin en iyi donemiydi muhtemelen. benim babam tek maas 1.5 asgari ucretle, ikramiyeyle falan 40-45 yasinda emekli olup iyi kotu ev, yazlik ve araba sahibi olabilmis birisi.

bu saydiklarim benim icin dream :) simdi ben iyi bir araba, 2 ev, 45 yasinda erken emeklilik yapmak istesem yapamam. babamdan farkim yurtdisi yuksek lisans, turkiye'de, amerika'da herkesin calismak istedigi sirketlerde 10 senelik is tecrubesi. ama yetisemiyorum :) cografya kaderdir ama yasadigimiz donem de kader.

ne olacak biliyor musun? bizim nesil hala saf bir umuda sahip ve iyi gunleri hatirliyor ve geri gelecegini dusunuyor. risk alamiyor, agzimizin tadi kacmasin diyor. ama simdi 10-15 yasinda olan nesil tamamen boktan bir zamanda yetisti ve bu insanlar 25 yasina geldiklerinde onlerinde onlara vaat edilen hicbir sey olmadigini anladiklarinda cekecekler emaneti.

kapitalizmin olayi biraz boyle. kapital ayni kutlecekim gibi daha cok para cekiyor. dolayisiyla her gecen gun daha az sayida insan durumunu duzeltirken daha cogu kotuluyor. $1m'den sonra hayata iliskin kaygin cok azaliyor cunku o paranin getirisiyle yasayabiliyorsun. ve surekli artiyor da. yukarida birikmis para da baba parasi yiyenler, miras kavgalari derken dagiliyor, tutabilenler az. nihayetinde bolluk doneminde herkes kupunu doldurdu ancak simdi saadet zinciri patladi ve yeni nesiller faka basti. butun ekonomi maalesef bir saadet zinciri. para denilen rakamlarin ve kagit parcalarinin onemine olan inanc ayakta tutuyor. yine bence 1971'de dolar'in altin karsiligi basildigi altin standardi terk edildikten sonra iyi bile dayandi. bakalim bundan sonra ne olacak sikmeseler bari diyerek izliyoruz biz de.
0
antikadimag
(27.11.24)
antikadimag'a katılıyorum. Türkiye'ye özgü değil ekonomik problem.

Ama senin yakındığın nokta çürümüşlük, yılgınlık gibi konular Türkiye'ye özgü diyebilirim. Yurtdışına sadece para için giden beklediğini bulamıyor. Çürümüşlük türkiye kadar hiçbir yerde yoktur.

Çürümenin en yoğun hissedildiği yerler de büyükşehirler. Türkiye çoğrafyası ve ekonomisiyle kırılgan bir ülke. Bir de kötü yönetim olunca herşey çığrından çıkıyor.
0
wd40
(27.11.24)
Genel bir sorun var ama bence siddeti bolgeye gore degisiyor

Esenyurtta yasan birisi ile nisantasinda yasan bir kisi yada bodrumda yasan ile ankarada yasayan esit etkilenmiyor

Ben cevreninde en az ekonomi kadar etkili oldugunu dusunuyorum

Ben mesela avrupa yakasindayim buradaki insanlar ve ortam ile kadikoy besiktas o taraflar cok farkli sanki ulke degismis gibi

Burada selam vermiyorlar ama karsiya geciyorum herkes selam veriyor

Tabiki genel anlamda tum dunya ve turkiye etkilendi ama bolgesine gore hersey farkli bence
0
Zetnikov
(27.11.24)
Aynı hislere sahibiz. Galiba bunun adı umutsuzluk.
0
durbidakka
(27.11.24)
Bu his sadece sizde yok. Toplum yozlaştıkça ve geriye gittikçe bu durumlar artacak. Ekonomi ve hukuk bu bağlamda en büyük iki etmen. Şahsen ben başıma bir şey gelmesin gelirse de zaten hukuki olarak hakkımı arayamam, arasam da bulamam diye sokağa bile çıkmıyorum iki yıldır. Araba dahi kullanmıyorum, olurda bi kaza falan yaparsak karşı taraf çekip vurmasın diye. Tatile gitmiyorum iki yıldır, kendimi hiçbir yerde hiçbir şekilde güvende hissetmiyorum. Nasipse Alamanya’da bi iş bulup bu ülkeyi terk eyleyeceğim. Orda da bi nazi evimizi yakmazsa.
0
dakota
(27.11.24)
@antikadimag +1 çok iyi özetlemiş. Şu an dünya krizde. Trdeki dinciler bile yoğun krizde, kabenin karşısında burgerking var, imam hatipte okuyan öğrencilerin çoğu neden imam hatipler var kapatılsın diyorlar. Bu küçük bir örnek. Avrupa krizde Abde krizde. Bizim krizimiz yoğun eğitimsizlik ve aşırı lümpen göçü.
0
mikahakkinen
(27.11.24)
(14)

Columbia mı, The North Face mi?

mor oje
Aşağıdaki duyuruyu görünce aklıma geldi, ben de sorayım; mont alıcam. Ama bu rüzgarlık gibi olan değil de daha mont mont. Boyu bele kadar olanlardan. Aşırı kabarık değil, orta ve az kabarıklardan.Mont için hangi marka sizce ve neden?
Aşağıdaki duyuruyu görünce aklıma geldi, ben de sorayım; mont alıcam. Ama bu rüzgarlık gibi olan değil de daha mont mont. Boyu bele kadar olanlardan. Aşırı kabarık değil, orta ve az kabarıklardan.

Mont için hangi marka sizce ve neden?
0
mor oje
(26.11.24)
İkisinde de model konusunda tatmin edici bir çeşitlilik yok. Onun için ikisine de bakıp, hangi model içinize sindiyse onu almanızı öneririm. Colombia fiyat konusunda bir tık ilerde ve marka olarak daha havalı. Kalite olarak bir fark olduğunu düşünmüyorum.
0
Mirket
(26.11.24)
@mirket gercekten modeller cok kisitli ya, hele columbia’da kadin modelleri bayagi cirkin :/
Kalite farki bence de yok ama yine bi kamuoyu yoklamasi yapmak istedim :)
0
🌸mor oje
(26.11.24)
tnf > columbia.

columbia dediginiz firma outdoor isine yonelmis bir sapkacidir. urunlerini outlet'lerden yok pahasina alirsiniz.

tnf cadir, mont, canta ureten saglam bir outdoor firmasiydi. columbia ile alakasi bile yoktu. son donemde vf corp diye bir giyim firmasi tarafindan satin alindilar ve kalite olarak siradan sokak giyimine dustuler. hala teknik iyi urunleri var ama odak noktalari dagciliktan siradan kullaniciya kaydi market daha buyuk oldugu icin. columbia kadar dusmez fiyatlari hicbir zaman.

yine de net sekilde tnf > columbia.

biraz daha devam edeyim dayanamadim. su anda outdoor giyimde shell jacket yani yagmur gecirmeyen ust katman konusunda arcteryx bir numaradir. kaz tuyu montlarda ise rab firmasina bakacaksiniz. bunu ingiltere'den birine getirtebilirsiniz. bu markalar en tepede.
0
antikadimag
(26.11.24)
Rab’i biliyorum, ex’imin montu vardi ismiyle dalga gecerdik shshshs. Anilarim canlandi.

Tnf hic bilmiyorum, bakayim
0
🌸mor oje
(26.11.24)
Columbia bence kaliteli bir marka değil. Türkiye'de fiyatı yüksek olduğu için iyidir algısı var. Bu ikisi arasında NF daha iyidir ama bence o da parasına değmiyor.
0
wd40
(26.11.24)
tnf the north face'in kisaltilmisi.

ikisi de urunleri cin veya banglades gibi yerlerde fason yaptiran markalar. bahse girerim cogu urun ayni fabrikalarda uretiliyordur. bu arcelik mi beko mu gibi bir soru. arada kayda deger bir sinif farki yok. yukarida da yazildigi istedigin kullanim icin uygun bir model bulup al. hangi marka oldugu farketmez.
0
hot potato
(26.11.24)
Bende columbia'nin 3 in 1 modellerinden bir tanesi var. Bu senenin ortalarında aldım. Kara kışta giymedim. Aldığıma pişman oldum diyebilirim çünkü istanbul'da yaşamama rağmen o montu giydiğimde donuyorum. Çok yağmur yağmadı giydiğimde ama su geçirmezliği iyiydi. Bu kış henüz kullanmadım. Tnf baktığımda kolları çok uzundu amerikanlara göre yapılıyormuş boyları. O yüzden columbia almıştım.
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(26.11.24)
Her iki markanın da piyasada o kadar kullananı var ki belediye dağıtıyor diye düşünüyorum bazen. Sanki benzer sıcaklığı sunan başka daha uygun ve iyi alternatifler bulunabilir gibi. North face'i bilmiyorum ama bende columbia kaz tüyü mont var bir tane uzun olanlardan. Kışın içine kazak giydiğimi hayal edemiyorum boğulurum sanırım sıcaktan. Hep içime tişört giydim.

Montu soranlar oldu: amzn.eu
0
Amaranta ursula
(26.11.24)
@hot potato Amaan hic dusunmedim kisaltmasi diye shshsj, yeni marka cikmis diyorum, eyv :)
0
🌸mor oje
(26.11.24)
(bkz: Patagonia)
0
rentts
(27.11.24)
North Face genel olarak daha kaliteli bir marka, ama columbia nın da ürünleri günlük kullanım için fazlasıyla yeterlidir, (burda alacakların dağcılık için almadığını varsayarak söylüyorum) fiyat konusunda Columbia daha önde, north face de pek indirim olmaz ama Columbia yurtdışında eski modelleri outlet mağazalarda ucuza bulabilirsiniz. Ayrıca iki markanında günlük kullanım ve daha zor koşullarda kullanım için olan modelleri vardır.
0
ravenudon
(27.11.24)
ikisininde iyi olduğu ürünler farklı.
columbia polar, sweatshirt, tişört ve gömleklerde başarılı.
tnf mont, ayakkabı ve teknik giysilerde başarılı.

tnf nin 3in1 modellerine bak. yağmurlu havalarda tek dış katmanı giyersin. daha bahar havalarında içindeki poları, daha soğuk havalarda ikisini birden giyersin.
0
my fault
(27.11.24)
Son 2-3 yılda aldığım Columbia marka ürünlerin tamamı tırt çıktı. The North Face öneriyorum.
0
babilfish
(27.11.24)
kadıköy salıpazarına gidin çakmanın da bokunu çıkarmışlar.üstümde ki mi orjin pazarda ki mi şaşırdım.
iki ürünü de daha almam o kadar para verip.
0
jamswety
(27.11.24)
(11)

Kurumsal Şirketlerde Günde Kaç Saat Çalışılıyor?

andy kaufman
Selamlar,Sorum beyaz yakalılara. Örneğin Turkcell, Zorlu Holding vs gibi yerlerde standart bir beyaz yakalı çalışan ( müdür falan değil) günde kaç saat çalışır. Yoksa herkes 9.00-17.00 mi çalşıyor günde 8 saat yani. Sevgiler.
Selamlar,

Sorum beyaz yakalılara.

Örneğin Turkcell, Zorlu Holding vs gibi yerlerde standart bir beyaz yakalı çalışan ( müdür falan değil) günde kaç saat çalışır. Yoksa herkes 9.00-17.00 mi çalşıyor günde 8 saat yani.

Sevgiler.
0
andy kaufman
(26.11.24)
saatler degisse de gunde 8 saat calisma 1 saat oglen arasi oluyor genellikle.

turkcell bir ara 07:30 - 16:30 calisiyordu, hala oyle midir bilmiyorum.
07:00 - 10:00 arasi istedigin saatte baslayip 9 saat sonra birakabilecegin yerler de var.
haftada 45 calisip fazla olan 5 saati izin olarak kullanabildigin bir yerde de calistim.
08:00 - 17:00 veya 08:30 - 17:30 veya 09:00 - 18:00 calisan da bir cok yer var.
0
lemmiwinks
(26.11.24)
8.00 17.30 oluyor genelde yemek 45 dk
0
a perfect lie
(26.11.24)
Benim gördüğüm bir holding örneğinde 08.00-17.00 yani sekiz saat.

Onu söylemeye geldim aslında, mevzuata göre öğle tatili mesai saatinden sayılmadığı için haftalık 45 saate eklenmiyor. Dolayısıyla bir saat öğle arasıyla dokuz saatiniz iş yerinde geçince sekiz saat mesai yapmış oluyorsunuz.
0
akhenaten
(26.11.24)
büyük sanayi şirketleri genelde 8:00-17:30 çalışıyor.
0
awlmi
(26.11.24)
siemens
08.00 - 17.00
cuma: 08.00 - 16.00
0
tabudeviren
(26.11.24)
9-17 duymadım. Genellikle 09:00-18:00 olur. Bazısı bu saatleri 1 saat geriye alır. 08:00-18:00 de olabiliyor.

Son dönemde esnek çalışmalar revaçta yani 8'de mi 9'da mı çalışmaya başlayacağına sen karar veriyorsun, akşam ona göre mesaini tamamlıyorsun. Kurumuna göre değişiyor.
0
Lethe
(26.11.24)
En son calistigim gorece kurumsal sirket 8:00-17:00 calisirken kopru calismalarindan dolayi giris ve cikisi erkene alip, biraz da sirketten yarim saat falan vermislerdi. 7:30-16:00 idi sanirim. Sonra bu saatler begenildi diye 7:30-16:30 sabitlendi.

Bir digeri 8:00-10:00 baslangic, 17:00-19:00 bitis yapiyorlardi ama sonradan turnike icinde 37,5 saat tamamladiktan sonra kismen daha esnek olundu. Tabii bu saat siniri baya mesele oldu da sonradan kabullenildi. Patronun serpme kahvalticilara basarili darbesi olarak tarihe gecti.
0
mbond
(26.11.24)
8-17 veya 9-18
0
wd40
(26.11.24)
08:30 -17:30, 1 saat öğle arası
0
mirty
(26.11.24)
Servis kullananlar için 07:30-16:30. Kullanmayanlar ve/ya ofise gelmeyenler işinin durumuna göre esnetebiliyor.
0
auroraaurora
(27.11.24)
Kurumsaldan bildiriyorum:
08:00-18:00
1 saat öğle arası

Cuma 16:00 sonra flex
0
kedidir o kedi
(28.11.24)
(10)

Trendyol'da satıcılık nasıl bir iş? Zengin eder mi?

psmstc
Bu tarzda ticaret işlerini denemek yapmak istiyorum. Risksiz hemen sıcak paraya çevirilebilecek başka online veya mağazacılık üzerine iş öneriniz olur mu? Şimdiden çok teşekkürler.....
Bu tarzda ticaret işlerini denemek yapmak istiyorum. Risksiz hemen sıcak paraya çevirilebilecek başka online veya mağazacılık üzerine iş öneriniz olur mu?

Şimdiden çok teşekkürler.....
0
psmstc
(25.11.24)
Bu konularda ölümcül bilgisiz olmakla birlikte dropshipping mevzusuna bi bakardım böyle bi niyetim olsa.
0
hedep
(25.11.24)
zengin değil de girenler daha çok fakir oluyor diye biliyorum.
0
ayseee
(25.11.24)
Trendyolda satıcıların yüzde beşi ancak para kazanıyor. Tek kazanan Trendyol. Mağazacılıkta bijuteriden daha risksiz ve bol kazancli bir iş yok. 20 senelik mesleğim. Bu sene zirvede beni erken emekli ediyor. Bijuteride iyi lokasyona yüksek kira ödemekten kaçınmayan herkes zengin olur. Dropshipping falan da sadece eğitim satanların para kazandığı bir beyaz yakalı kerizleme yöntemi.
0
alimcgraw
(25.11.24)
eTicarete bu hafta peşin vergi geldi veya geliyor. Ürün satış fiyatına göre hesaplanarak satıcı kişi ise %25, şirket ise %15 tutarında anında kesilecek. Buna ek olarak komisyon ve nakliye de vereceksiniz. İadeler de size ait masraf olacak. Bu konuyu araştırmadan eticaret işini düşünmeyin bile. Tabii ürün başına %80 filan kar marjınız yoksa.
0
alfired
(25.11.24)
negatiflemek için yazmıyorum. ama orada binlerce rakibiniz olacak. sizin inanılmaz birşekilde tutan birşey satmanız lazım yada donem donem bazı urunler ragbet gorur ya ona kıtlenmek lazım bence

cunku mesela kalem satıcan aynı kalemden ıkı bın kısı satıyor mısal anlatabıldım mı onu bı arastırıp kurcalamak lazım. Ornek olarak rakibi az olarak adamın bırı kındle urunlerı satıyordu fıyatta normaldı depolamıs mı ne yapmıs artık herkes ondan alıyordu bende ondan aldım mesela. ne kadar az rakip olursa o kadar iyi bunu dusunmenı ısterım
0
Zetnikov
(25.11.24)
Bence herşeyden önce kendinize şu basit soruyu sorun;

-Trendyol'da satacağınız ürünü sizden başka satanlar da var mı? eğer varsa müşteriler bu ürünü neden onlardan değil de sizden alacak?

Bu soruya çok ikna edici ve duyan herkesi "oo evet kesinlikle bu seni tüm satıcıların büyük oranda önüne geçirebilir" diyebileceği bir cevabınız yoksa zengin olmayı geçiyorum elinizdekinden de edebilir.
0
thracia
(25.11.24)
trendyol vs yerine kendi siteni açıp, sosyal medya üzerinden markanı parlatsan daha iyi para kazanırsın.
0
scudman1
(25.11.24)
Bizim bir arkadaş organik gıda satıyordu nohut, fasulye, mercimek falan gibi.. pek iyi gitmedi ve bıraktı. Rakiplerle baş edemedi. Kolay iş değil yani e ticaret.
0
wd40
(25.11.24)
Risksiz sıcak para maalesef yok. Boş iş bunlar. Zor iş.
0
Shepard
(25.11.24)
bos adam isi biraz. kazanani iyi kazaniyor ama tutturmak da kolay degil. zaman ayirmak gerekli.

bence tam aileden guvencesi olan ama bir baltaya sap olamamis adam isi bunlar. yani eleman bir is tutturamamis hayatta ama zaten tutturmak gibi bir kaygisi yok. bos zamanlarinda oyalansin diye girsin derim.

ama opportunity cost'u karsilayamayacak insanlarin bu islere girmesini tavsiye etmem. yani para kazanmam lazim diyen adama onerilecek is degil.

tutturup milyonlar kazanan da var. gerci trendyol'u degil de amerika'ya amazon ve etsy uzerinden mal satanlari kastediyorum. trendyol isi zor turkiyede milletin alim gucu mu kaldi ki o rekabetin arasindan kendine 3-5 bir sey dusuresin.
0
antikadimag
(26.11.24)
(4)

Erkek parfümü önerisi

lacrim
Merhaba canlar,Uzun zamandir one million ve bleu de channel kullanmis ve tekrardan parfumleri tuketmis biri olarak yeni parfum alacagim. Ancak bu ikisinden devam etsem mi bilemedim. Ozellikle one million’in kokusuna asigim ama sanki baydi da biraz. Bana şöyle vahşi, ortama girdigimde çevredekilerin
Merhaba canlar,

Uzun zamandir one million ve bleu de channel kullanmis ve tekrardan parfumleri tuketmis biri olarak yeni parfum alacagim. Ancak bu ikisinden devam etsem mi bilemedim. Ozellikle one million’in kokusuna asigim ama sanki baydi da biraz. Bana şöyle vahşi, ortama girdigimde çevredekilerin “ovv may gaaaad” diyecegi erkek parfumlerini onerebilir misiniz?
0
lacrim
(24.11.24)
İki parfümü de aktif olarak kullanıyorum, one million edt 200ml indirimde 90euro, chanel bleu 150ml edp ise 140euro civarında.

Bir kaç gün önce Versace Eros denedim, bence bu iki parfümü seven birisi oldukça beğenir. 100ml edt 100eur civarında.
0
kimlanbu
(24.11.24)
Tek bir parfüm kullanacak olsam terre d'Hermès ya da parfüm versiyonu olurdu.

Ortama girdiğinizde herkesin ovv may gaad diyeceği belki tom Ford modelleri olur çünkü öyle buram buram her yere yayılan onlar. Ha misal guerlain lidge budur. Ama her ortamda kullanilmaz, her mevsim kullanilmaz.

Ben olsam bleu de Chanel ile terre d'Hermès yaparim.
0
logisticsmanager
(24.11.24)
Ganymede
0
hede hodo
(24.11.24)
Sadece fahrenheit
0
wd40
(24.11.24)
(3)

Twitter'da yardım isteyen hesaplar

baldan kaymak
Bir galatasaray sayfam var çok ufak. Bir tane yorum böyle gelmiş.Yardım edin kızlarımla işte kira ı ödeyemedim diye bir mesaj ama pek çok kişiye yazmoş böyle iban koymuşİçim rahat etmedi, bunu bir yere bildirebiliyor muyum? Yoksa gerçek değil dolandırıcı mı nasıl ayırt ediyoruz?
Bir galatasaray sayfam var çok ufak. Bir tane yorum böyle gelmiş.

Yardım edin kızlarımla işte kira ı ödeyemedim diye bir mesaj ama pek çok kişiye yazmoş böyle iban koymuş

İçim rahat etmedi, bunu bir yere bildirebiliyor muyum? Yoksa gerçek değil dolandırıcı mı nasıl ayırt ediyoruz?
0
baldan kaymak
(24.11.24)
Bot, ciddiye alma. Eger internet aleminde bu kadar yeniysen gecmis olsun. Yarin bir gun iraktaki cavus jessica 2 kilo altinim var diye mail atacak. Ona da inanma. :D
0
optimistbakunin
(24.11.24)
Yardım konusu için daha önce de yazdım şimdi de diyorum; yardım etmek istiyorsan edeceğin kişiyi kendin seç, o senden talep etmeden.
0
wd40
(24.11.24)
meslek olarak yapıyorlar. sosyal medya dilencisi
0
nuisance2
(24.11.24)
(10)

Mukbang'ın doğuş sebebi ne?

muhayyer divan
SelamMukbang denen şey denk geldi birkaç gündür bakıyorum, çok acaip bir his veriyor, neyse konu bu değil. Özellikle Çin ve Uzak Doğu menşeli videolar görüyorum. Hem çok yiyorlar, hem tıkınarak yiyorlar, hem çok sıcak yiyorlar, hem çok acı yiyorlar, bazen baştan aşağı yalnızca yağ yiyorlar, onlarca
Selam

Mukbang denen şey denk geldi birkaç gündür bakıyorum, çok acaip bir his veriyor, neyse konu bu değil.

Özellikle Çin ve Uzak Doğu menşeli videolar görüyorum. Hem çok yiyorlar, hem tıkınarak yiyorlar, hem çok sıcak yiyorlar, hem çok acı yiyorlar, bazen baştan aşağı yalnızca yağ yiyorlar, onlarca yumurtayı üst üste yiyorlar mesela.

Bu uygulama nereden çıkmış, ne yapmaya çalışıyorlar? Hani bir rivayete göre porno videoların amacı aslında üremeyi tetiklemekti, öyle biliyorum. Bu da onun gibi desem değil sanki yahu.

Beni neden makarna balık ve yağlı et videoları mutlu ediyor onu da anlamış değilim.
0
muhayyer divan
(23.11.24)
Amaçsız bir aktivite. Obeziteyi tetikliyor ayrıca
0
wd40
(23.11.24)
bilgim yok ama fikrim söyle. yemek yerken o videoalari izlemek cok iyi geliyor. sanki hep birlikte gömüyormussun gibi. bence yemek yerken izleniyor. o cok aci, cok büyük kismi da isin challenge i.
0
robert bosch
(23.11.24)
www.instagram.com

Şuna bakın ya allaasen bu normal bişey mi şimdi, ne yaptıklarını düşünüyorlar merak ediyorum. Kilo da almıyorlar.
0
🌸muhayyer divan
(23.11.24)
(bkz: gluttony)
0
Bruce
(23.11.24)
Kilolu insanlar, iştahları için suçluluk duygusu yaşarmış.
Bu tip videolar onlara suç ortağı bulma hazzı yaşatırmış.

Kendi yorumum değil. Bir yerde okumuştum.

Ben sevmiyorum. Özellikle bir haşlanmış yumurtayı tek hamlede gömmeleri iğrenç geliyor.
0
Mirket
(23.11.24)
@Mirket

Ben de epey kilolu bir insanım ama bana suç ortağı bulma değil de kendim yiyormuşum gibi bir haz veriyor. Bırak iştahı, her bir yediğimiz öğün için ayrı ayrı suçluluk duyuyoruz evet. Bazen bana var olmak suçmuş gibi gelir.
0
🌸muhayyer divan
(23.11.24)
Boş versene.
Yemek beni mutlu ediyorsa yerim ki.
Ne suçluluğu.
Bir daha mı geleceğim dünyaya.
0
Mirket
(23.11.24)
Bedeni arzularını abartılı bir şekilde, yoğun bir haz alarak gideren insanları izlemek... Kulağa pornografik geliyor.
0
salihdt
(23.11.24)
Popüler olmasının birçok farklı sebebi var ama doğuş sebebi insanların yalnız olması. Bizim kültür ve aile yapımıza uzak geliyor böyle şeyler ama her öğününü tek başına yiyen insanlar var. Bunlar kendilerine yemek sırasında eşlik edecek birilerini arıyorlar ve mukbang doğuyor.
0
gnosis
(23.11.24)
Bir de hem kaynar halde yiyolar hem çiğnemeden yutuyolar hem de çok yiyolar. Mideleri yamulmuyor mu bunların??

Makarnaya çok fitim yalnız.
0
🌸muhayyer divan
(23.11.24)
(10)

bu videodaki ortam kirli değil mi? (tostçu)

avatar is back
https://youtube.com/shorts/DUXW3uqploA?si=9sb69C4DwNiLcql3yorumlar oo mükemmel böyle temiz şöyle temiz hiç böyle temizini görmedimlerden geçilmiyor ama ben izlerken gözüme hem yumurtayı döktüğü yerdeki kapkara tabaka hem de tostun üst tarafındaki katman katman siyah şeylerden başka bişey göremedim.
youtube.com

yorumlar oo mükemmel böyle temiz şöyle temiz hiç böyle temizini görmedimlerden geçilmiyor ama ben izlerken gözüme hem yumurtayı döktüğü yerdeki kapkara tabaka hem de tostun üst tarafındaki katman katman siyah şeylerden başka bişey göremedim. baya kirli yani makine vs. yorumlarda kötü diyen bir kişi de yok.

ben mi bişey kaçırıyorum
0
avatar is back
(23.11.24)
makineler bence de kirli.
0
lemmiwinks
(23.11.24)
Pleytler dışında her taraf pırıl pırıl.
Her tost arası o pleytlere tel fırçayla girişilemeyeceğine göre de dışarıda tost yerken görebileceğin azami temizlik bu kadar olur.

Maalesef böyle.
0
Mirket
(23.11.24)
Girişilir aslında yanmadan, 2 hareketlik iş. Ya da yakmayacak tostu.
0
gabe h coud
(23.11.24)
temiz. daha iyisini bulamazsin.

o metaller kirli degil, surekli kullanilan her metal tezgah kararir. her yemek arasinda temizleyen japon teppanyakiler'den yersen $100'dan basliyor.
0
antikadimag
(23.11.24)
Sen kirli Tostçu görmemişsin.
0
wd40
(23.11.24)
Ben de temiz diyorum. Ekmeğin üstünde siyah katman göremedim, ekmek yanmış da gelmedi bana. Izgara durmadan ısınmaktan renk değiştirmiş gibi sadece, onun dışında bir tostçu ne kadar temiz olabilirse o kadar temiz. Şu videoya bakıp "aa ne kadar kirli" diyen kişi dışarıdan hiç yemek yememeli
0
nundu
(23.11.24)
Huylu biri olmama rağmen temiz diyorum. Ayrıca buna pis diyorsanız gurme bükücü roma ve gurme bacı hesaplarına bakmanızı tavsiye ederim.
0
playing star again
(23.11.24)
Yumurta yaptığı tezgah her yerde ateşten zamanla kararır, orasını her gün siliyordur zaten

Ama tost makinasının üstündeki yanıkları temizlemeyi akıl etmeyecek biri değil bu, wok tavalardaki gibi tost ekmeğinde isli ve hafif yanık bir tat bırakması için çok sık temizlemiyor olabilir
0
grimavi
(23.11.24)
En son 1937 yılında "Atatürk şehrimize ziyarete gelecek" dendiğini duyunca ne olur ne olmaz diye temizlemiş makineleri. O günden beri peçete ile üstünden geçmiş sadece. Yine de sokakta önünde 500 kişi olan büfelerden, sosyal medyada ünlü olan yerlerden ya da restoranların çoğundan 10 kat temiz gözüküyor.
0
nawar
(23.11.24)
buraya kirli diyen dışarıda yemek yemesin, zira fazla yaşamaz.
0
adivar
(23.11.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.