gürbüz oluruz.

O vitamin, mineraller dogal mi ki acep?

Ayrica, benim bildigim kadariyla [ i.e. atiyorum ] "cocuk sutu" yapilacak sutleri toplarken dogal bazi proteinlerden yoksun olanlari seciyorlarmis ki hazmi daha kolay olsun, alerji yapmasin deyu... [ Iyi attim mi veteriner arkadaslar bir el atin bakalim? ]

yetişkin bir insanla bebeğin gereksinimleri çok farklıdır.yetişkine bebekteki kadar etki etmez.aslında en güzeli,anne sütüyle ilişkisi biten herkesin -bebek yetişkin fark etmez- taze sağılmış dana sütü içmesidir.bu elbette çoğu yerde mümkün olmadığından ikinci seçenek ise organik süt.vitaminleri mineralleri de meyvelerden sebzelerden almak.labaratuar yerine doğadan beslenmek.

niye, daha boy atasin mi var?

Bu listedeki "Freeware" programlari bizzat deneme imkani olan arkadaslar yardimci olabilir mesela:

en.wikipedia.org

paint.NET'e bakabilirsin.
www.getpaint.net

gimp den daha iyisi yok acikcasi. biraz alismaya calissaniz?

Mecidiköyde istanbul bilişimden asus almanı tavsiye ederim....

Duyuru'da birileri sifir HP satiyordu 1200'e bi' sorusturun hhmm?

sıfır gibi düşünürsen. bu arada temiz bir iphone 3gs ile takasda olabilir.

www.sahibinden.com

sıfır almak istiyorum.
bimeks 5 yıl garanti veriyormuş, ne dersiniz?

istanbul bilişim'e ayak basmadan önce inceleyiniz (bkz: paralel ithalat) (bkz: gray market)

bir ürün için "bakabilir miyim" dediğinizde "elimizde yok, yoldadır, kim bilir ne zaman gelir" gibi cevaplar verebiliyorlar

#181449

www.sahibinden.com bunu bir incele istersen burdan msj atabilirsin.

hanı tophaneyı gecınce gulluoglu baklavacıları var. oranın sırasındakı spor malzemecılerınde var bu tıp ayakkabılardan. süper rahat. yazın basında az daha alcaktım ama, kabaydı işte. :)

şöyle birşey

www.agrigundem.com

@.aylin. yok yahu bu modelleri biliyorumda rahat değilmiş gibi.Daha spor bişeyler arıyorum saol yinede=)

Benim gozumde bu isin iki ustasi var. Sirasiyla: Chaco ve Teva

www.chacousa.com

www.teva.com

Chaco'yu zaten TR'de bulamazsiniz. Teva'da denk geldikce diyeyim. Siz bence gonlunuzce gore Vibram tabanli bir model alabilirsiniz mesela - Columbia, Merell veya Jack Wolfskin olabilir...

EDIT: Tabii ki birde Birkenstock var hani "eski" model deyince oradan settirdim. Onlar da bitabii übermenschlich! ;)

nasil bi duyuru bu aga , ciddimi merak ettim ?

la ciddi filansa gelmeyi dusunuyorum bak isi gucu ayarlayip.. mailini yazarmisin konusalim..

Tanzanya ve Kenya'ya vize kalktı. dolayısı ile vize masrafları yok !
kalacak yer konusu kilimanjaro dağına tırmanısta zaten, 1 hafta boyunca çoğunlukla avrupalı ve dünyanın diğer ülkelerden gelen turistlerle aynı kamp alanlarında kalınıyor.
2. hafta ise,Couchsurfing'ten birilerini buldum. Ayrıca hostel ,pansiyon türü yerler bu ülkelerde çok ucuz !! zaten bizim gibi dolaşan binlerce Backpackers var afrikada hemen kaynaşıp arkadaş olunuyor.
yemek konusunu açmak bile istemıyorum, bedava desem yalan olmaz.
Bu turlar düşünüldüğü kadar maliyetli değil artık ! bayramda istanbulda kalmak daha maliyetli olur.

beyimin ilgisini çekebilir, klimanjaro parkurunu araştırıp, mesaj atarım duruma göre.

bana da bi mail yazın ya

somestir'da yapalim ben de geleyim humm???

Bi arkadaşımın babası, ''Zirveye bizim şirketin bayrağını dikersen'' Uçak biletin benden dedi :)
sizde çevrenizde bu tür şirketler bulursanız, bileti beleşe getirirsiniz !
tek yapacağınız, zirvede görüntüyü videoya çekmek...

dünyanın en kolay tırmanış parkurlarından birisidir, kilimanjaro !
o yüzden dünyadan binlerce turist tırmanıyor her ay !
youtube'a ''kilimanjaro climbing'' yazarsanız ne demek istedeğimi daha iyi anlarsanız.

Hocam onlari Excel'e aktar sen ondan sonra da bir macro cak sana direk highlight etsin o hucreleri... Olur mu mesela?

aynen bende onu yapıyodum excele kopyalayacam,lakin o dediğin makroyu nası yapacam desem?

kazananlar listesinde her satırın yanına kazandı yazan bi sütun aç. daha sonra vlookup ile iki listeyi eşle, koşullu biçimlendirme ile de "kazandı" yazan satırları haylayt yap. makrodan daha basit gibi sanki. kod falan uğraştırmaz.

uzun sure bosalmassan agriyabilir.

biriktiyse ağrı yapar. attır gel.

blue balls

yok yok normaldir hocam. çok yakınlaşma olduğu zaman bendede oluo öle bi ağrı girio ki mahvedio... biraz bekle geçer anlıorum ağrını

bi kac gundurse normal degil be yahu bi doktora gorun 3 gun pasiflikte agrisaydi kimse askere gidemezdi (bkz: varikosal)

enfeksiyon da olabilir tabi.epididimit derler . karın ağrısı da yapar çünkü doğumdan önce testisler karın boşluğundadır bu yüzden aynı sinirleri kullanırlar
testisleri kaldırınca ağrının azalması enfeksiyonu gösterir.öyle bişey varsa ağrı kesici, soğuk uygulaması, antibiyotik üçlüsü

yok değilse dediğiniz olayla alakası olabilir.

kasık fıtığı olabilir.

lütfen bi yardımcı ol demelisin sevgiline.

tahrik olduğun için özellikle sol testisin büyür(spermler orda depolanır) ve diğeriyle birbirlerini sıkıştırmaya başlar. uzun süre "elizabeth" yapmadıysan ve sevgilinle buluştuğun zaman yaptığın hareketler mutlaka sperm üretimini arttırı ve boşalman gerekir. boşalmazsan bu ağrı artar ve adamı hayattan bezdirir. sevgilinle buluşmadan önce 31 herşeyi düzeltecektir.

sen gene bi' varikosel olayını göz önünde bulundur, aman diyeyim.

canlarim varikosel yazmissiniz amma arkadasimizin iki yumurtasi da agriyormus. varikoselde genelde tek yumurta agrir. [ kendimden biliyorum! :/ ]

ya ne doktoru ne vero bilmem nesi. git bi banyoya yanlız kal en iyisi:)

damar genişlemesi şeklinde bir rahatsızlıgın olabilir. bir üroloji uzmanına kesinlikle görünmelisin. boyle durumların ilerlemesinde testislerden birine gidilmesine kadar çözümler bulunabiliyor.acilen üroloğa gidip ultrason çektir.birazda kendini ellettir :D üzülme birsey olmayacak sağlık herşeyden önemli:D

Onun yerine Solid Tablet PC alabilirsiniz mesela... Google cikaracakmis yakinda! :P

www.amazon.com

379$, tavsiye ederim. wifi yok, bilgisayara baglayip istedigin pdf dokumanini ekleyebilirsin.

upload.wikimedia.org

veya

www.antimoon.com

istediğin kelimeyi çıkartabilirsin...
kolay gelsin

dictionary.cambridge.org

\tə-ˈmär-(ˌ)ō, -ˈmȯr-\

kaynak: www.merriam-webster.com

koctas rengi olmus bu. ucgen filan biraz da andiriyor... :P

ayrica S yi biraz sola dogru egerseniz daha bir dumanimsi olacak!

pek olmamış açıkçası. baca-duman (s-h) çok alakasız duruyor.

Anaokulu olduğuna göre ya çocuk temalı olması ya da güven teması olmalı bence.Güven teması için kullanılacak renk turuncu değil mavidir.Mavi insana en güven veren renktir.Çocuk temalı mavi renkte bir logo olursa daha bi şükela olur sanki.

Çok kötü olmuş. Anaokulundan çok emlak ofisine benzemiş. Logosunu bile 3-5 kuruştan kaçıp, bir grafik ajansına yaptırmayan bir eğitim merkezi, yarın bugün çocukların yemeklerinden ve içeceklerinden de kısmaya başlar.

O yüzden sizin vitrininiz olacak olan logoya biraz özen gösterin.

Ben çocuğumu asla yazdırmam. Tabi bu kişisel görüşüm.

Hatta internette bulduğum şu logoyu kullanın bence.Harika bir logo bir anaokulu için.

www.templatesbox.com

logo yapılırken uyulması gereken pek çok kural vardır. küçültülünce nasıl görüneceği, siyah beyaz hali, rozet yapılıp yapılamayacağı gibi pek çok soru var. ayrıca logoyu vektörel hale de getirmek zorundasınız. bunun yanında rgb den cmykya dönüştürmek ve pantone renklerini de bulmak lazım.

Evocati'nin dediği bibi renklerin anlamına dikkat etmelisiniz. ayrıca logoda çok fazla renk kullanmamak gerekir. en fazla 3 renk. bu logoda 6 renk var. oradaki H harfindeki desen olmaması gereken bir şey.

kısacası eğer kurumsal kimlik oluşturan bir ajansa yada buradan birisine ulaşın. biraz daha ciddi bir şey olsun sonuç.

Anadilim Türkçe olmasa "disaster" derdim. Seçilen font olmamış, renk olmamış, baca olmamış...

iğrenç olmuş amirim afedersin

kaliteli bir reklam ajansına gidip logo yaptırmak istediğinizi söyleyin.
Berbat bir şey bu, wordart bile daha estetiktir herhalde..

www.bhphotovideo.com

solda "Brands" in aldinda bakiniz efendim...

ZONGULDAK AMELE BİRLİĞİ MİSAFİRHANESİ: Hoşdere Cad. No: 65 Yukarı Ayrancı

amele birliği misafirhanesi kuruluşla alakalı olmayan öğrencileri kabul ediyor mu?

kargo versiyonunu ben çok sevmiştim.

zeki müren, neşe karaböcük

ben.

Candan Erçetin.

nesrin sipahi

ozdemir erdogan

abi ortak bir yerde buluşamazmıyız. +1 ler gelsin şu dakkadan sonra:)

kargo +1

zeki müren +1 en eski taş plak kaydı

tsm yorumu tarzinda gerekiyorsa; zeki muren, nesrin sipahi ve seyyan hanim. ucunden biri olur ama sadece biri olmuyor :P

Zeki Müren'in taş plak kaydına benden de +1. O kaydı dinlemeden önce alelade bir şarkıydı benim için.

sema diye bi hatun var.. ekho 1 ve 2 adlı albümlerine bi bakıver..
taş plak sesli kadın derler ona..

www.theonion.com

wikipedia.org

news.google.co.uk

ilginizi ceken bir konuyu arastirip cikan son haberleri okuyabilirsiniz.

twitter.com

www.tomshardware.com

thisrecording.com çok iyi ingilizcem olmadığı için resimlerine bakmakta güzel oluyor.

şimdi pek bakmıyorum ama düzenli takip ettiğim ilk blog www.zenhabits.net idi.

Angeliscasi ne ola ki?

Dragon book'u indirdim. Fakat modelleme konusunda hiçbir bilgi yok.

Başka fikri olan?

ırkçılıkla ilgili film olarak do the right thing olabilir..

american history x

nazi black metal grupları ve böyle bir akım var, bir bak istersen.

(bkz: nazi blackmetal grupları)
en.wikipedia.org
nokturnal mortum, (bkz: pantheon )---->bunlar gruplar
nsbm
www.nsbm.org

2. dünya savaşı filmlerine bakabilirsiniz. atıyorum schindler's list, piyanist, the boy in the striped pyjamas gibi.
persepolis olabilir. zira hatuna önyargıyla yaklaşıyorlar sürekli, gerek avrupada gerekse iranda.

Busra

crash olur mu?

@fotrsapka do the right thing bilmyodum güzel oldu böyle bir filmide arşive katmış olduk bu bahaneyle
@baldur nsbm olayını duymamıştım ilginçmiş teşekkürler
diğer film önerileri içinde çok teşekkürler arkadaşlar

arow'un çizmelerini öneriyorum.3 sene evvel aldığım çizme hala sağlam ve su geçirmiyor. üstelik 500 cıkarman gerekmıyor. 150tlye almıstım. sımdı fıyatlar cok da degısık degıl. tas catlasa 250ye saglam bişi bulursun. botları bilemiycem.

nasil bot mesela?

gore-tex astarli bi' sey dusunebilirsiniz pek ala ama "su gecirmez" bot sizin bildiginiz anlamda mumkun degil maalesef.

edut: koflach, asolo ve ne bileyim bunun gibi laylon olmadiktan sonra dogal malzemelerin hepsi su gecirir. gundelik hayatta bu botlari giyemeyecegimiz icin deri uzerine ince sentetik astarli ve haliyle ayagimizi terletmeyecek sekilde buhari disari atabilen ayakkabilari tercih ediyoruz. bu astarlar farkli isimlerde kendini gosterebiliyor:

goretex, sympatex, event gibi...

www.asolo.com

www.koflach.com

(bkz: harley davidson)

harley davidson kar suyunu çekiyor :)

ucan sincap@ ne yanı su gecirmez bot yok diyorsun öylemidir.
aylin@ harley davidson vardı aklımda ama sende onu bitirdin eminsin değil mi

eminim son kararım...
siz emin değilseniz gidin harley satıcısına ki cevahirde var bundan mağazası
sorun..
şöyle diyiverin...
bu ayakkabı karda su geçirirse getirir iade ederim
cevabınızı alırsınız :)

askerlere verilen dandik goretex botlarım var, hayvanlar gibi sulara girmeme rağmen bir problem çıkarmadı, afillileride oluyor onların.

www.modaport.com
al bunlardan dizine kadar suya gir.ama terletir sorunu o

timberlandım daha hiç su almadı. adidas goretex botum da da öyle.

kinetixin botları vardı yünisexmiydi neydi hemde. terden ıslanıyordu çoraplarım sadece.

wellington boots alin rahatlayin.

www.google.com.tr

şu wellington bootsların erkek olanı yok sanırım :d

o da sizin kadersizliginiz.

askeri malzeme satan yerlerde bulabilirsin su geçirmez botlar bence.

istanbul'da isen beyoğlu istiklal caddesi'nde atlas pasajının hemen arka çıkışında bir pasaj var, anabala pasajı...
orada sniper diye bir amerikan askeri malzeme satan dükkan var.
oranın sahibi böyle barbaros hayrettin paşa gibi sakal bıyık kombinasyonlu, insan irisi bir adamdır, adı Kağan...
Kendisine "iceman" selam söyledi derseniz, size hem doğru botu seçmenizde hemde fiyat konusuda yardım eder. almasanız bile gidin konuşun, size doğru olanı söylesin.

ha bu arada %100 su almaz bir bot yoktur. vardır o da lastik çizmedir.
deri botlarda en iyi su geçirmezliği gore-tex astarlı olanlardan alırsınız. bunlarda da sivil için üretimlilere nazaran askeri amaç için üretilmişler daha randımanlıdır.

benim tercihim " belleville'in 795 modeli olan gore-tex'li çöl botudur."
komik gelebilir çöl botu ne ayak diye ama ben o botla su içinde çok çalıştım ayağımda bir gram su damlası yoktu.. hele karda falan çok memnun kaldım. fakat botu ayağınızdan çıkamak için doğru şekilde kuruttuğunuz sürece en yüksek verimi alırsınız.

Siz yinede gidin kağan'a bir uğrayın...

zaten yeterince cevap gelmiş ama harley'den kesinlikle uzak durun. ben de aldım, sürekli su alıyodu içine, en sonunda geri götürdüm, adam bunlar deri olduğu için gözeneklerden su alması normal, siz sürekli boyayın, 1-2 yıla gözenekler kapanır ve su almamaya başlar dedi. o gün bu gündür giymiyorum. geçen sene timberland aldım, ayakkabının dili zaten bi yere kadar birleşik, o noktaya kadar su geçirmiyor. en azından şimdiye kadar hiç geçirmedi. çok memnunum, çok sıcak tutmasa da, kalın bir çorapla işinizi görür, sıcacık ve kuru giyersiniz.

bulldozerlerle kartepeye gidip batıp çıkmıştım, ayaklarım soğuktan buz kesmişti kımıldatamamıştım ama kupkuruydu yani. hiç su almadı. harley davidson da geçen seneki istanbul kışında bi sorun yaratmamıştı.

dr martens giyiyorum ben. kesinlikle su geçirmiyor, taş gibi.

Parmaklardaki kucuk kas gruplarini guclendirmek icin... Dersin adi da "Guzel Yazi" idi - ama guzel yazsan ne yazmasan ne?! Onemli olan el becerilerinin kucuk yasta gelisimini saglamak.

güzel yazı dersiydi o arkadaşın dediği gibi hatta tuhaf çizgili birde güzel yazı defteri alırdık sonrada elimizi kaldırmadan yazacağız diye kastırır dururduk. imza atma işinde işe yarar diye düşündüğüm bir ders idi. gerçi artık parafla işi bitiriyoruz. lan o kadar yzadık ettik yazım yine kötü yine kötü demekki neymiş olmayınca olmuyormuş.

şurada teknik açıklamaların yer aldığı bir powerpoint sunumu mevcut.

www.ilkogretim.info

(bkz: guzel konusma ve yazma)

Salaklık. Sonra 5. sınıfa gelince mi ne çocuklara "kendi yazınızla yazın" diyormuş hocaları, bunlar da mal gibi ortada kalıyormuş, bitişik bitişik yazma dışında yazmayı bilmediklerinden.

sadece başlığı okuyup cevaplıyorum: ne olursa olsun evlenilmez.

kızım gez toz yaşa yaa allasen

şimdi canımcım , 21 yaşında evlenmemelisin diye bir kural yok öncelikle. ama sen daha aşkı tatmamışsın , o müthiş duyguyu yaşamamışsın . düşün bu adamla evlendin ( ki zaten ona aşık değilsin ) ileride karşına biri çıkacak , ilk görüşte vurulacaksın aşık olacaksın falan . olmaz deme neler neler oluyo hayatta. ki kişisel fikrim evet 21 çok erken . önce öğrenciliğinin tadını çıkar , gez toz ,aşkı tat. huzuru , dinginliği arama yaşın gelmedi daha.

OKU: Aşk / Elif Şafak

22 yaşındayım ve bir kaç aya kadar yaşamakla ilgili seninle aynı düşüncedeydim. şu anda ise mezun olup hayallerimi gerçekleştirmek için gün sayıyorum. ve bunun için hayatımı tehlikeye atıp savaş bölgelerinde bile çalışmaya hazırım. sana diyeceğim şu olur: aman diyeyim kafanı duvarlara vurursun. hayatla ilgili bir beklentisi olmamak hiç bir şey yapmamaktan geliyor. bir şey görmeyip yapmazsan hayat sana gayet boş gelir ama mutlaka ileride karşına "ölmeden önce bunu yapmalıyım!" dedirtecek şeyler çıkacak. o garip bağlar çok garip(!) bir şekilde çözülüyor ileride sonra da nikah bağını çözmek için uğraşırsın.

valla ilişkilerinde baltayı taşa vurmuş ve kendine bile hayrı olmayan biri olarak görüşümü ne kadar dikkate alırsın bilemem, ben olsam almazdım. :)

ben olsam evlenirdim. güvenebileceğim biri olsaydı yani. güven çok değerli ve çok zor bulunanmış bişeymiş, burada anladım.

"Aramızda öyle büyük bi aşk yok ama yıllardır garip bi bağ var." derken kaç yıldan bahsediyorsun?

valla bana kalsa 30 undan önce evlenilmez, hele hele iyice vurmamışsan dibine 35 ten aşağı evlenilmez.
benim şahsi düşüncem bu yani kınayan yadırgayanlar olabilir.
35 ten öcne bağlasan durmam.

@efx 3-4 sene

sana kalmış bir karar bu. ama mademki ilişkinizde bir sorun yok,o halde 2 yıl daha beklenilebilir.di mi? hayatını düzenleyebilirsin,okulun bitmiş olur,işin olmuş olur,para kazanıyor olursun,iyice büyümüş olursun,bakış açın değişir..aslında en önemlisi de , "öyle deli gibi aşık filan da değilim" dediğin adamı seversin zamanla..daha net görürsün önünü.

evlen de gör

bu arada dayanamıcam
@groove salad - bence de :))

evlende gör güzel bir sistem fakat

önce sen evlenenleri bir gör o yeter sana :)

bana fazlasıyla yetti etrafımda bir sürü arkadaşım evlendi b.k mu vardıda evlendim demiyen yok.

bazıları demiyo ama "ben sana demiştim olm" lafını duymak istemediklerinden oda :)

21 yaş offf deli misin?hayatının başlangıcı deli gibi aşığım desen anlayacağım bir yerde ama o da yok diyorsun.

ekşi duyuru'da gördüğüm en üzücü başlıktı

"Ben okula, o işe gider, evimiz olur ne biliyim para biriktirir bi şeyler alırız, ev aile kurarız, arkadaş oluruz, sevgili oluruz... Çocukluk yaptığımı falan da düşünmeyin yaşıma göre oldukça olgunum, kafam da iyi çalışıyor."
demişsin, kendin demissin ben okula o işe...
olmaz öyle emin ol. hamileliği var, rahatlıgı var. o yüzden cocuk yapmıcam diyebilirsin. ama emin ol öyle demez.

hayatta bazı seylere baglı kalarak devam ediyoruz, su an hiç bir tutkun yok. ama karsındaki idare edebilmesi için evlilige ihtiyacı var. bir süre sonra pişmanlıktan daha fazlasıda olabilir. o yüzden gercekten seviyorsa okulun bitmesini beklesin, sizde nişanlı olarak birbirinizi tanıyın.

baskasının bencilliginde sürüklenme.

birbirinize olan baglılıgınız sevgi olmayabilir o yüzden zamana bırakıp devam et.

hayatın tadını çıkarmak varken, kesinlikle hayır. hele bi de üniversite 2 de okuduğunu varsayarsak.

deneme aşaması olmuyor mu?

madem seviyorsunuz, beklenebilir de bence ne bilim.. ama sizin kararınız...

evlen-boşan

çok neşeli, muhabbeti keyifli bi insanım tanımıyla, paragrafın sonundaki içim geçmiş ifadesi biraz çelişkili değil mi?

soruya gelince, bu şartlar altında bir evlilik büyük olasılıkla hata olur ve ikinizin de elinde patlar. kendi adıma, aşk taraftarı biriyim ve aşık olmadan yaptığın bir evliliğin içinde (elmyra'nın da dediği gibi) gün gelip başkasına vurulup her şeyi berbat etme riski de var. bu olmasa bile, hayatın zorlukları ve evliliğin dertleri (bence en iyi evliliğin bile kendine göre derdi vardır) zamanla ilişkiyi yıpratır ve ortada aşk falan da olmadığı için birbirinizi yemeye başlarsınız. gerçeklik çoğu zaman evlilik öncesi hayallerle örtüşmüyor ne yazık ki.

ayrıca 21 yaş genç bir yaş ve kafanızdaki "evlenmek isteyeceğim ideal erkek" tanımı da zamanla değişebilir.

(bkz: rahat batması )

@saatgeceninonikisi: demek istediğim kendi yaşıtım olan birinin sahip olduğu heves, heyecan bende yok ama yine de neşeli, keyifli biriyim

@sivrisinek süper özetlemiş

iki tanede bebe verirler kucağına oh mis :D

okulunu bitirmeden senle evlenmek isteyen adamdan kork bence. madem garip bi bağ var aranızda madem illa evlenmek istiyor senle beklesin 2 sene daha. ne bu acele?
ayrıca maddi olarak rahatsan git bi yerleri gez, dünyayı tanı, evlenip napıcan ki?

Soruyu soran kisi, senden bi ricam var, Su Sana evlenme diyenlere sorarmisin, annesi, babasi kac yasinda evlenmis? Kaci bosanmis...
Bir hanimefendi icin ideal yastir 21. Eger hayatta amacin "aman her bara gideyim hayatin dibine Vurayim, hic bir seyden eksik kalmiyayim " degilse evlen ama evlenmeninde ne kadar buyuk sorumluluklari oldugunu bilmelisin..yazilacak cok sey var ama benden bu kadar aklini kalbini dinle

evlenirsen o hikayedeki mal sen olursun.

21 yaşında evlenmek olur da, sadece aranızda "garip bir bağ"dan başka bir şey yoksa evlenilmez. Öyle destansı aşklara da gerek yok ama güçlü bir sevgi hissetmedikten sonra evlilik curcunasına girmek ileride pişmanlığa yol açabilir.

En yakinindaki adam ve kizlar demek ki cop yigini. Muhtemelen uzun yillardir kopmadigin en yakinim dedigin insanlar vardir. Onlardan sana hayit gelmez en kisa zamanda yenilerini edin.

Kiz dostlarimdan biri gelip de yiyosa desin bakalim yuzume senin kelimelerini. 15 dakika surmez kendine getirmem, dinlemem valla "ben hep boyleydim" laflarini.

sonuca gelmek için girizgahım şu şekilde olacak;

27 yaşındayım, 1-2 üniversite bitirmişliğim var, normal birisi olduğumu düşünüyorum, bu güne kadar ilişki de yaşadım ama hayatımdaki en büyük hedefim ne evlilik, ne birisi ile birlikte olma, ne büyük bir evde oturma, ne de başka bir şey. sadece "bir büyük turbo alsam yeter bana" şeklinde bir düşüncem var. hatta yaşama amacım bile sanki bu.

dediğim gibi, normal sayılabilecek biriyim; komşu teyzelerin de "artık evlensene" tarzı sözlerine maruz kalıyorum.

bence yaş ile ve statü ile çok fazla ilgisi yok evlilik kararının. bunu, "bak bu devirde benim gibi hödükler çıkıyor" anlamında söylüyorum.

evlilik için normal sayılabilecek yaştasınız ama modern çağda artık kadınların da eve katkı yapması, en azından kendi ayaklarının üzerinde durabilmesi gerekiyor.

bunun için de eğitiminizi destekleyip, bence en azından okulunuzu bitirmenizi beklemesi gerek. seviyorsa bekler, kaçıyor musunuz ? hayır. o mu kaçıyor ? muhtemelen hayır. beklesin.

aileleriniz arasında sıkıntı yoksa (malum, bizim önemsemediğimiz bazı şeyleri önemseyebiliyor aileler) bence sizi istesinler, sonra da söz, nişan vs. yapın, okulunuz bitince evlenin. herhalde böyle oluyordu, pek o taraklarda bezim olmadığından..

neyse.. "bekleyemem, hemen evlenelim" falan diyorsa bence benim kadar hödüktür o, en azından sizin yaşam değerlerinize ve kendi ayaklarınız üzerinde durma kararına saygı duyması gerek.

1. O çocuk size saygı duysaydı siz okurken bu teklifi yapmazdı. Kendi hayatını kurtarmaya bakıyor.
2. Kafa yapısı olarak o da değişecek, siz de çok değişeceksiniz. Hatta büyük ihtimalle aşık olduğunuz (pardon, bağlı olduğunuz) adamın ne kadar değişik bir insan olduğunu göreceksiniz. Okudukça, üniversite ortamında bulundukça tutkularınız gelişecek, hedefleriniz oturacak. Bunları bilmeden, görmeden böyle bir maceraya atılmak çok ama çok büyük bir aptallık.
3. Ergenlikten değil diyorsunuz ama henüz çok gençsiniz. Ayrıca adam dediğiniz çocuk sadece 28 yaşında, o da içinde bir sürü volkan patlayan bir çocuk.
4. Türkiye'de evlilik kararının geri dönüşü ucuz değil. Boşanırsanız en kültürlü ortamda bile dul damgasıyla tanınacaksınız. Görünürde herkes saygı duyar belki ama biriyle ciddi ilişkiye girmek isterseniz karşınıza çıkar.
5. Keşke dememek için evlenmeyin. Birbirinizi seviyorsanız beklersiniz. Bu arada kimse kimseyi beklemek zorunda da değil.
6. Siz o adamın kendi kendine bir şeyler başarmış olmasına, kendine bir hayat yaratmış olmasına tav oldunuz sanırım. Okursanız daha iyisini (beklerseniz ikiniz için) yaratma şansınız olacak.
7. Evliyken üniversitede okumak çok zor olur. Tanıdıklarım ikisinden birini bıraktı mutlaka. Şimdi okumanı destekliyorum, mutlaka okulun bitecek, her işte yardımcı olacağım dese bile emin olun olamayacak.
8. Sonuç: Evlenmeyin, bekleyin. Böyle bir söz vermek için çok erken.

21 yaşında evlenilir mi sorusunu, bu şeklide altı doldurulmamış haliyle gayet de evlenilir diye yanıtlardım.
asil nadir - nur nadir evliliği ile ilgili bir röportaj okudum bugün hürriyet gazetesinde.
kız 21'inde iken asil nadir'in evlenme teklif ettiğinde asil nadir 64 yaşındaymış.
bu bir not sadece. onun altını da dolduran bi cümleler vardır, bil

21 yaşında evlenilir mi sorusunu, anlattığın biçimde altı doldurulmamış haliyle gayet de evlenilir diye yanıtlardım.

asil nadir - nur nadir evliliği ile ilgili bir röportaj okudum bugün hürriyet gazetesinde.
kız 21'inde iken asil nadir'in evlenme teklif ettiğinde asil nadir 64 yaşındaymış.
bu bir not sadece. onun altını da dolduran bi cümleler vardır, bilemem.

evlilik boşanma yeniden evlenme durumlarına gelme falanlar filanlar tecrübelerine sahip bir adam olarak diyorum, bu benim talebeliklerimden beri dikkatimi çekmiştir hep, kızlarda 30larına yaklaşıncaya kadar biz erkeklerin ilgi alakası neticesi itibariyle bir prenseslik vaziyetleri vardır. o alaka öyle yoğun olarak döner ki etraflarında, biri gider biri gelir vaziyeti ömür boyu sürecek gibidir. ama 30lar yaklaştığında tabiat devreye giriyor ve kadın tarlada ırgat yahut cihangirde bohem bir heykeltraş dahi olsa gen kanunları nedeniyle doğurmak istiyor. benim arkadaş çevremde ne marjinal hatunlar var ki doğurmam lazım diye ortalıkta dolanıyorlar yaşları 30-35 hatta 40 civarları. ve burası türkiye. doğurmak için ne yapmak lazım evlenmek tabii. şu şu örnekleri var kısmı boştur.
fakat seleksiyon biçimi orada artık alternatiflerin azaldığı, bir çok ilişkinin tüketildiği bir hal almış olunca, iyi kadınlar kapılmış iyi adamlar uzamış oluyor genelde.

ben burada görüyorum bi yığın ilan, insanlar aman aşığım ölüyorum diye kendi özel vaziyetlerini aleni anlatıp çare arıyorlar ama ben diyeyim, geçici. bitici daha doğrusu.

bu gen-gün durumları ve türkiye genellemelerinin dışında çok net ki şu, evlenme denilen müessese artık evlensem de olur ile olmaz.
evlenme müessesesi sırf boşanma riski taşıyorsan bile kenarından kıyısından geçmemecesine koşarak kaçılacak bir haldir çünkü boşanma olayı hiç bir boka benzemez yaşayan bilir, inanmayan gider boşanmışlara sorar hepsi trenlerin kamyonların altında kalmış uçaklardan düşmüş halde en az 2 sene dağılmışlardır. hele çocuk mocuk varsa allah korusun diyorum.
ve evlenme müessesesi ilk aşık olunanla ya da tamam uyduk olanla aman bu daha başkaya benziyorlarla da olmaz. bu bir doku tutmasıdır. beyin kalp ten birbirini tutacak. biri eksik olursa ne olmaz; olmaz.
lakin şunu asla unutma hayatta herşey mümkündür. büyük konuşanları yaşamım boyunca anlayamadım, adamın başına öyle bir hal gelebilir ki vay be bu nasıl yani der kalırsın. yani bunca gevezelik olayın parantezleriydi zamanım var paylaşıyorum bazı bildiklerimi ve laf kalabalığımdan öte şunu diyorum, bu adamla evlenme. ama sen 21 yaşındayken ya da 23 farketmez, bir adam çıkar karşına, bingo... onu zaten anlarsın. orada işte bence küt diye evlen.

bununla senin bu kafandakileri anlatma biçiminle yani, aman ha! olmaz.
ha bir de şu var hızla evlenme diyenler ya genç olanlardır, ya da genç evlilik yapıp ağzı yananlardır.
hepsi de öyle değil bu genç evlenenlerin. çok da güzel dolu evlilik tanıyorum ki genç yaşta yapılmış kütür kütür güzelce de sürüyor.

en nihayetinde, sana naçizane önerim, önce aşık ol bir.
maried muried sonra.

21 yaşında evlenilir mi sorusunu, anlattığın biçimde altı doldurulmamış haliyle gayet de evlenilir diye yanıtlardım.

asil nadir - nur nadir evliliği ile ilgili bir röportaj okudum bugün hürriyet gazetesinde.
kız 21'inde iken asil nadir'in evlenme teklif ettiğinde asil nadir 64 yaşındaymış.
bu bir not sadece. onun altını da dolduran bi cümleler vardır, bilemem.

evlilik boşanma yeniden evlenme durumlarına gelme falanlar filanlar tecrübelerine sahip bir adam olarak diyorum, bu benim talebeliklerimden beri dikkatimi çekmiştir hep, kızlarda 30larına yaklaşıncaya kadar biz erkeklerin ilgi alakası neticesi itibariyle bir prenseslik vaziyetleri vardır. o alaka öyle yoğun olarak döner ki etraflarında, biri gider biri gelir vaziyeti ömür boyu sürecek gibidir. ama 30lar yaklaştığında tabiat devreye giriyor ve kadın tarlada ırgat yahut cihangirde bohem bir heykeltraş dahi olsa gen kanunları nedeniyle doğurmak istiyor. benim arkadaş çevremde ne marjinal hatunlar var ki doğurmam lazım diye ortalıkta dolanıyorlar yaşları 30-35 hatta 40 civarları. ve burası türkiye. doğurmak için ne yapmak lazım evlenmek tabii. şu şu örnekleri var kısmı boştur.
fakat seleksiyon biçimi orada artık alternatiflerin azaldığı, bir çok ilişkinin tüketildiği bir hal almış olunca, iyi kadınlar kapılmış iyi adamlar uzamış oluyor genelde.

ben burada görüyorum bi yığın ilan, insanlar aman aşığım ölüyorum diye kendi özel vaziyetlerini aleni anlatıp çare arıyorlar ama ben diyeyim, geçici. bitici daha doğrusu.

bu gen-gün durumları ve türkiye genellemelerinin dışında çok net ki şu, evlenme denilen müessese artık evlensem de olur ile olmaz.
evlenme müessesesi sırf boşanma riski taşıyorsan bile kenarından kıyısından geçmemecesine koşarak kaçılacak bir haldir çünkü boşanma olayı hiç bir boka benzemez yaşayan bilir, inanmayan gider boşanmışlara sorar hepsi trenlerin kamyonların altında kalmış uçaklardan düşmüş halde en az 2 sene dağılmışlardır. hele çocuk mocuk varsa allah korusun diyorum.
ve evlenme müessesesi ilk aşık olunanla ya da tamam uyduk olanla aman bu daha başkaya benziyorlarla da olmaz. bu bir doku tutmasıdır. beyin kalp ten birbirini tutacak. biri eksik olursa ne olmaz; olmaz.
lakin şunu asla unutma hayatta herşey mümkündür. büyük konuşanları yaşamım boyunca anlayamadım, adamın başına öyle bir hal gelebilir ki vay be bu nasıl yani der kalırsın. yani bunca gevezelik olayın parantezleriydi zamanım var paylaşıyorum bazı bildiklerimi ve laf kalabalığımdan öte şunu diyorum, bu adamla evlenme. ama sen 21 yaşındayken ya da 23 farketmez, bir adam çıkar karşına, bingo... onu zaten anlarsın. orada işte bence küt diye evlen.

bununla senin bu kafandakileri anlatma biçiminle yani, aman ha! olmaz.
ha bir de şu var hızla evlenme diyenler ya genç olanlardır, ya da genç evlilik yapıp ağzı yananlardır.
hepsi de öyle değil bu genç evlenenlerin. çok da güzel dolu evlilik tanıyorum ki genç yaşta yapılmış kütür kütür güzelce de sürüyor.

en nihayetinde, sana naçizane önerim, önce aşık ol bir.
maried muried sonra.

bir tane ömrün var ve normal insan bi defa evlenir bu çok önemli bir karar. bunun için duyurudan aldığın tavsiyeleri dinleme, elbette sana fikir vermek amaçlı yazıyor herkes ve çoğunluğun kanaati evlenmemelisin yönünde, yani demem o ki böyle bişeye kendin karar ver kendin düşün çok büyük bir karar evlilik kararı. ama bencede evlenme be!

keşke yapsaydım yada keşke yapmasaydım dediğin şeyler olacaktır ya..heh işte süper bi dönemeç.

bence evlen, dene bakalım.....

ilk değerler gps'den seri port ile okuduğum değerler, istediğim değerler ise gps'in programından okuduğum değerler.
gps royaltrek rbt-2100 bu arada.
program kendi içinde bir dönüşüm yapıyor sanırım. ama ben bulamadım bu dönüşümü :/

andrew.hedges.name

Programda ki görünen koordinatlar:
img833.imageshack.us
benim gps cihazından okuduğum veri:
$GPGGA,055735.000,3652.7227,N,03038.7557,E,1,05,6.7,62.7,M,34.6,M,,0000*61
$GPGSA,A,3,27,15,28,09,18,,,,,,,,7.8,6.7,4.0*33
$GPGSV,3,1,11,26,79,228,20,15,51,302,45,17,50,121,23,28,47,042,42*72

1. Hayir
2. Kamu duzenini rahatsiz etmedikten sonra bir sikinti olacagini zannetmiyorum. Ancak, KKTC dahilinde kafaniza gore 10 - 15 gun kamp yapabileceginiz yer yoktur.

valla arkadaşım, ben buraya ilk geldiğimde "ooo ne güzel lay lay kuşlar böcekler" filan diye gelmiştim. çok zorda değilsen kıbrısa gelme. o parayı harcayacağın başka b yer mi yok. soracağın bi yer varsa sor ben anlatayım. resim de gönderirim. photoshopla kendini yapıştırırsın. gittim dersin. ama illa ki gelceksen: aklına başına devşir. gemi ne be. buraya ilk geldiğimde gemiyle geldim. hayatımdaki en kötü ve en unutlmaz yolculuktu. sen böyle "kıbrosta hava sıcak, denizdalgalı değil" diyosun ya. o Akdeniz'e 20 dk açıl bakalım oluyo. benim yolculuğum ağustosun sonundaydı ve yaprak kımıldamıyodu. biraz açıldık. herkes kusmaya başladı. kusan herkes de yere düşüp kaldı. abartmıyorum. bi de ekrana recep ivedik koydular. artık gerisini sen düşün. gemiyi unut.

sonra uyku tulumunu da unut. ööle nerde sabah orda akşam yok. buralarda açık hava aktivitesi bizim oralar gibi değil. abartıyor olabilirim ama benim şu an ikamet ettiğim yerde (ki girnenin boğaz diye bir bölgesi) akşam 18:00 sabah 05:00 araçsız yaya olarak dolaşmak yasak. ööle akşam yürüyüşleri falan yok yani. hem öyle toplu taşıma falan da çok kısıtlı. adam gibi kalacağın bi yer olsun.

üstelik 10-15 gün burası için fazla. en fazla 1 haftada baştan sona ne var ne yok gezer, bitirirsin. ya araba kirala (ki sağda direksiyon ve soldan trafiğe alışman gerek) ya da belli bi şehirde bi kaç gün kal dön.

ya da dediğim gibi hiç gelme, git adıyaman'a nemrut'u gör, ordan ne bileyim mardin, diyarbakır.memleketimin gözünü seveyim. dünyada gidilmedik bi kıbrıs kalıncaya kadar buraya gelme.

1- size kalmış.
2- oyle tulumu koyup uyuyabilecek yer görmedim ben gezerken hiç :)
3-her hangi bir problem yaşacagınızı hiç sanmıyorum. tatile gidiyom de laf olsun diye ne kadar kalcaksın falan diyolar.

türklere zorluk cıkaran falan yok. en azından bize denk gelmedi hiç.

not olarak evet 15 gün cok fazla kıbrıs icin. sadece gezicekseniz 4-5 gün yeter artar.

haa unutmadan, karşıdan karşıya geçerken, sağdan araba bekleyip sadece sağa bakma. her tasrafına bak. her ne kadar yayaya çok saygılı da olsalar, hala arabanın nerden geleceğini kestiremyosun

türklere zorluk çıkarmıyolar falan diyen arkadaşlara da çok kulak asma. buarada neler yaşadığımı bir ben bir allah bilir. bi kere arabanın altını belediye çukuruna sürttük. on beş gün polis müdrlüğüne gittik geldik. allahtan araba kiralık değildi ve alkol yoktu. burada kıbrıslı biriyle evlenmek isteyen bi yakınım (hem de taralardan biri kıbrıslı) bir ay elçiliğe gitti geldi. altı sayfalık cv'm, masterım, iki yabancı dilim ve iyi bi iş tecrübem var, sekreterliğe kadar herşeye başvurdum ve hala işsizim. buradaki en ciddi kültürel aktivitem "aaaa Figaro'nun Düğünü geliyomuş" hezeyanıma cevap olarak : "eee, altın mı takıcan?" oldu. bu örneklerden tez hazırlayabilirim. biraz yanlı cevaplar yazdım farkındayım ama, sen yine de Dubrovnik'e falan git.

hacım herkes doğru demiş ya, bak duyuruda her cevabın doğru ve haklı olması bazı 3. dünya ülkelerinde kişinin yanlışlarda olduğunu gösteriyomuş. gelelim doğru cevaplara.

1. yoköylebişi. gemiyi geççcen aslanım, şimdi şöyle diyelim iki yer arasında amelenin de, öğrencinin de dededde herkesin en ucuz kıbrısa ulaşım yolu gemidir. işçi kafileleri taşır gemiler, hele feribot aman aman. kafayı yedirtir adama, 10 saat sürer yüklemesiyle beraber. ha gemidir sallanır üstüne 1 çivi gibi biralardan çakarsanız sabahı anlamazsınız ama kıbrıstan dönüş gündüz, mersinden gidiş gece var. hızlı deniz otobüsü var 3 saat filan sürüyo o da kusturtmacalı işte...

bu arada yine de macera peşindeysen bana bi armutlu absolut kap be hacım, parası neyse verir, üstüne mersinden bi tantuni ısmarlarım sana, mersindeyim :) haber eyle öyle bir durum olursa...

2- uyku tulumunda beleş konaklaman zor. ama afroditin doğduğu karpaz sahillerinde bungalow işleri var, araba kiralayıp orayı gör mutlaka, böyle kumsal olamaz...

3- polis niye geldin diye soracak sen de gezmeye diyeceksin bu kadar. problem olma olasılığı manyağın önde gideni olsan bile yüzde 1.

numarasız soru- kıbrısa giden türklere zorluk çıkarıldığı az çok doğrudur, ama belli etmeyin arkadaşım gidip kıbrıslıyla muabbet etme zaten bi numaraları yok, şiveyi kap iki günde karış onlara...

bu da benden- maraşa gir müzeye gidicem ayağına, magosa'daki plajlar çok iyidir kaleiçini gör, ne yap et karpaza git, girne ve kumarhane'den bahsetmiyorum bile... herhangi sorun için bir msj uzaktayım..

Nokia'nin cogu modelinde yazi boyutunu buyultme secenegi var.

Stajda takım elbise giymeniz gerektiğine emin misiniz? Maddi durum yerlerdeyse abi, kuzen, baba üçlüsünün takımlarına bulaşabilirsiniz.

izmir caddesi oluyor heralde ayakkabı dünyasının karşısı işte orda ekol var. 150 liraya çok güzel takım elbiseler var. bu aralar çoğu yer indirmiştir fiyatları zaten. yeni sezonlar geliyor diye.

kiğılı

fabrika outlet

koton.

o markalara ulaşabilmek için daha çok kıçımızı yırtalım diye uğraşıyorlar olabilirler. çok iyi güzel büyük markalar ya!

yazar ikea'dan reklam almış olamaz mı ? İkea ucuz değil bana göre de, seçmece ürünleri var tabii ki istisna sayılabilecek.

yazar ikea'dan reklam almış olabilir ama bu benim görüşümü çürütmüyor. neden dersen; best seller'da yer alan bir kitap ne diye böylesine önemsiz bir firmanın reklamını alıp da kendine sınır koysun. yani reklam almakla alakalı bir durum var tabii ama olasılık az.

gunumuz dunyasina tuketim kulturu hakim. fiyatina ya da kalitesine bakmaksizin, bize olaganustu gosterilmis, adeta hipnozla empoze edilmis urunleri almak ve her zaman daha fazla kazanmak amaci guduluyor. mesela sectikleri renklere bakalim. bu restoranlarin neredeyse hepsi kirmizi agirlikli. kirmizi insani ceker ama cektikten sonra da rahatsiz edip iter. gel, ye, hemen git ki yenileri gelsin! fast food sistemi buna gore isler. bilmediginiz bir yere gittiginizde yiyecek adam akilli birsey bulamazsaniz ilk tercihiniz fast food olur. bunun sebebi de bu beyin yikamayla bilincaltinda olusan ultra super urun imajidir. mesela bir lokantaya gittiginizde temizlik unsurunu onemsersiniz ama bir fast food restoranindan suphe duymazsiniz. cunku fast food muazzamdir! amac en uzak, en ucra koselere ulasip, insanlarin beyinlerini yikayip paralarini somurmektir. bunun icin ise teklik imaji yaratilir. "her yere her kulture her zevke ve her keseye uygun". bu boyle olmasa da hipnoz olan beyin, bunu benimsedigi icin gozundeki imaj da bu dogrultuda olacaktir. bu tarz dunyaca unlu markalara bakin, restorani, kafesi, magazasinda ilk goze carpan imaj, dis gorunus yani nasil gorundugudur. Starbucks subelerini, ikea magazalarini, hatta tum global zincir markalarini inceleyin. en onemli sey nasil gorundukleridir. urun kalitesi ise ikinci, ucuncu hatta dorduncu plandadir. ilk amac ise hizmet vermekten ziyade para kazanmak, her an bir onceki andan daha da fazla kazanmaktir.

haci avustralyadayim dedigin seyler burda ayak takiminin aldigi seyler.

isveçliyse milli duygularla ikea'ya övgüler yağdırmış da olabilir.

fiyatları nerdeyse aynıdır tahminimce yurtdışı ve burası ile. ama alım gücü denen birşey var. sen maaşının 2 katı ile ikeadan oturma grubu alırken, adam maaşının 4te biri ile alıyor aynı takımı.

biraz daha fight club... :P

(bkz: bana özel)

sertab erener' in son albümünde koparılan çiçeklerin akustik versiyonu var. tam aradığınız gibi, tavsiye ederim.

My Immortal Akustik

Bizaare Love Triangle

sting - shape of my heart

opeth - harvest

peyk - istanbul
www.youtube.com

bana teşekkür edeceksin *

ayça şen - astranot

salman bilgisayar

www.cozumiletisim.net

walla bizim şirketin laptoplarını yaptırdığımız bir yer var. önce tesbit yapıyor tesbitten para da almıyodu galiba. istersen de yapıyor. fiyatlar da gayet makul gibi. öveçler 4. cadde de speed kirtasiye bilgisayar. üst kat kırtasiye alt katı bilgisayar tamiri. 3. duraktan 50 metre aşağıda. bir bak istersen.

nerede geciyor ki?! bir seyin abartilmis soylenimi ama...

to SCARE the shit out of smb. > KORKU'dan donumu doldurdum
to ROCKET the shit out of smb. > HIZ'dan [ ? attim ? ] donumu doldurdum

2. Dunya Savasi sonrasi hemen her ucuncu dunya ulkesinin darbe ve/veya rejim degisikligi kismen ya da tamamen ABD destekli yapilmistir... Otesi berisi yok! [ Edit: Bunun iyi olup olmadigini tartismayacagim. ABD dusmani olmanizi gerektiren bir hadise oldugunu da sanmiyorum. ]

orada ihanete uğrayan bir devrim var. (bkz: halkın mücahitleri) burada avrupa ve abd'nin 'ulan devrimi engelleyemedik, bari kötünün iyisi olsun' modunda islamcıları desteklemelerinin etkisi büyük. humeyni fransa'dan gelmiştir iran'a devrim zamanı. bizdekine benzetilmesi çok abes.

orada aşağıdan gelen bir hareket yukarılardan maniple edildi, yazık oldu iran halkının biriken devrimci enerjisine, emeğine.

burada tabandan hiçbi baskı yok. tepede filler sevişiyo. benzetilecek pek bi durum yok.

seçimlerde şah yönetimi devam etsin mi diye bişey sorulmadı. islam cumhuriyeti kurulsun evet / hayır, bu kadar. şah çoktan kaçmış, şahlık rejimi çoktan sona ermişti. islam cumhuriyeti kurulmasın diyenlerin oranı yüzde bir nokta sekiz. şahın oraya buraya serpiştirdiği beslemelerinin sayısından bile az.

en yüksekten sallayan bile 85 haziranına kadar mahkemelerin 8 bin kişi astığını söylüyor. 2 milyonda kaç sıfır var?

devrik şah şahlığını babasından miras almıştı bu arada. babası ikinci dünya savaşında iran ı işgal eden ingiliz-sovyet ortaklığı tarafından atanmış müstemleke valisiydi. yani emperyalist işgalcilerin valisi diyorum, amerikalıların tümünden daha amerikalıydı, ingilizdi.

ya arkadaşlar inanmayın böyle saçma iddalara ve korkutmalara. yılda yaklaşık 1 milyar litre alkol tüketilen bir ülkede şeriat gelir mi allaaşkına. bu saptamayı yapmak için sosyoloji profesörü olmaya da gerek yok.

bıçakçılar

efendim şimdi durum şu bildiğim kadarıyla: ingilizcede diğer bazı dillerde olduğu gibi nesnelere cinsiyeti varmış gibi davranılmaz. ancak gemi, lüks araba ve müzik enstrümanlarından, ayrıca bunun yanında diğer beğenilen / estetik nesnelerden güzelliğini ve zarafetini ortaya çıkarmak adına "she" diye bahsedilir. hatta ve hatta ülkeler için bile kullanılabilir (belki de burada anne anlamında).
bir örnek vermek gerekirse:
"She'll be coming round the mountain when she comes" (bir şarkı sözü) trenden bahsediyor bildiğim kadarıyla bu şarkıda.

patriarsik anlayisa gore gemiler [ ulkeler ve bilimum ivir zivir ] erkekler tarafindan yonetilir... ;)

(bkz: it's a man's world)

iyiyim sen ?

burası nasıl beğenirsin belki :)

www.kulindag.com

karabasmayan niye basmıyon hocam kara? 2 saattir ariyorum bulamaıdm bişeyler. dediğin yerde otel tarzı bi yer bakmıştım oraya. ev tamamiyle bize ait olsun içelim sıçalım istiyoruz biz :)

hadi yarın geç kalma bekletiyonuz hep

merhaba teyzemgilin selamı var

www.emlakjet.com

öpt ararım ben seni

aleyküm selam. teyzengil milleti kazıkliyo sanırım. ordaki ilanların çoğu kolpa. hep aynı şeyler yazılmış. 1-2 kişi yalan ilanlarla para kaptırmış böylelerine zaten.

ben de öptm bnm no lar gitti çağrı yap kaydedim.

:))))

villa neva

you can see turtles lay eggs in the sand along the coast

şöyle daha doğru olur:

you can see the turtles laying eggs on the beach.

edit: "lay" veya "laying", ikisi de olur

"laying eggs" değil mi?

laying eggs

verbs of perception > -ing olmali

ama zaten bu cumlenin Turkcesi de pek mantikli degil ki. Zira, to$baa laym bu tavuk mu gun boyu yumurtlasin! :P

aştiden oraya otobüs ya da minibüs yok bildiğim kadrıyla ama aştiden istanbul yolu anadolu bulvarı kavşağına gelirseniz oradan yakın olabilir taksiyle aştiden orası 15 lira yazar ama aşti taksicileri dolandırıcıdır aştinin dışındna binmenizi tavsiye ederim.

trafige takilmadan astiden taksiye biniyorsunuz eskisehir yolundan armada'nin arkasindan 5dk - 7.5 ~ 10 YTL

maps.google.com

önce otobüs şirketine sorun burada indirir misiniz beni diye, çünkü istanbul otobüsleri o güzergahtan geliyor bildiğim kadarıyla. yok indirmezse arkadaşların dediği gibi taksi ile gidersiniz.

otobüsler indirmez. tek seçeneğin taksi.

hacizdir hapistir sürüm sürüm sürünüyorsunuz...

peki çok saçma değil mi bu uygulama. Yasal olarak yapabileceğim herşeyi yapmışım. Beni de koruyan birşey olması gerekmiyor mu?

kasko limitini ucret karsiligi yukseltebiliyorsunuz.

trafik + kaskonun limiti bittiğinde parmaklar sizi gösterir malesef... bu sebepten kasko limitlerini mümkün olduğunca yüksek tutmak faidelidir.

yeni demokratik! anayasamız da bile vergi borcu olan senedini çekini ödeyemeyen hapse girmiyor. cidden kaza olan bir durumda hayatımızın kayıyor olması biraz haksızlık değil mi öyleyse? kimsenin kaskosunun 300.000E luk bir masrafı ödeyecek düzeyde olduğunu sanmıyorum sonuçta. Limitin 11.000 olup da adının sigorta olması saçma olmuş o zaman...

uçuşta vermezler mi?

iş bankası ve akbank lounge. beleş.

gördüğün temizlikçiye elektronikçilerin kantini nerede diye sor bakalım ne diyecekler

sıkılgan +1

En asagi kata in.
Market'e git!

arkadaş uçmuş sanırım. öeh

www.esenshop.com

bu albumu ındırın mısal.

Google: "buzuki music"

tam olarak aynı görüntü olmaz. perspektif özellikleri farklı olacaktır.

örnek vermek gerekirse diyelim ki portre çekiyorsunuz, önde fotoğrafladığınız karakter var, arkada da bir şehir görüntüsü. 50 mm'lik objektifle daha yaklaşarak 200mm'lik karedekiyle aynı boyuta getirdiniz tam olarak kişiyi diyelim, 50mm'lik fotoğrafın arka planında 200mm'lik fotoğrafa göre çok daha fazla alan fotoğraflanmış olacaktır ve nesneler daha küçük gözükecektir. 200mm'de daha az nesne olacaktır ve daha büyük gözükecektir, fotoğrafladığınız kişi karede aynı büyüklükte alan kaplasa bile.

bir de portrelenen kişinin yüzünde de farklı perspektiflerden dolayı farklı görüntüler oluşacaktır. örneğin 50mm'de burnu daha büyük gözükecektir vs. vs.

gerçi 50 ile 200mm arasında fark çok fazla belirgin değildir. bir 28mm ile 80mm arasındaki fark fotoğrafı mahvedebilir.

Bokeh
FoD
Aspheric Error

çorap don atlet falan satan mağazalarda (ne deniyordu bunlara adını unuttum) oluyor.

loya, t-shop buralarda satılıyor. hemen kasanın yanında oluyor genelde

(bkz: oysho)

atlas pasajı

herhangi bi otelden de bir rica ile isteyebilirsiniz. hiç olmadı ücreti mukabilinde edinirsiniz o otelden.

tchibo

Sivi OMO Color

Renkli ve koyu renkli t-shirtlerinizi sıvı deterjanla yıkamanızı öneririm. Diğer renklileri ise, color matik deterjanla yıkayın.

Marka önermiyorum. Bütçenize uygun olanı seçin.

perwol renkli sihir. şahane bir deterjan.

persilin var sıvı deterjanı yoğunlaştırılmış, böyle 3 litresi 6 litre kıvamında hem renkli hem beyaz bizde o var :) her kapak sıvı deterjan bir ölçek toz deterjana denk geliyo pahalıda değil bide 13-15 mi ne:

Word'de bildiğim kadarıyla böyle bir uygulama yok. Space - Backspace ile ayarlamak durumundasınız maalesef...

Tavsiyem böyle tablo çalışmaları için word'deki tablo eklentisini kullanmanız veya, tabloyu excel'de çalışıp, word'e aktarmanız.

İki yöntemden birisini seçip kopyala yapıştır yapabilirsiniz hızlıca. Space - Backspace yapmaktan daha kısa sürede daha iyi netice verecektir.

ekle menüsünden tabloyu seçebilirsiniz, 3 sütunlu bilmemkaç satırlı olacak. ya da caps lock'un üstünde tab tuşu var, onunla ilerleyebilirsiniz.

cok gicik, word gercekten cok ilkel bir programmis! Tesekkurler.

TAB ile olur

Merhaba, MS Word'u sevmesem de ilkel bir program olduğunu kabul edemeyeceğim. Hizalama konusunda özellikle kullanıcılara sinir krizi geçirtebilir, ancak alıştıktan sonra bu sorunu hiç yaşamazsınız.

Word'de ASLA ve ASLA hizalama için SPACE/BACKSPACE kullanmayın

Ekteki örneğiniz için:
1. Tablolama ideal, 3 kolon ve 15 satırlı (3 columns, 15 rows) bir tablo yaratın.
2. ikinci ve üçüncü kolonları sağa yaslayın, ilk satırı ortalayın
3. 6-15 satırları için ikinci ve üçüncü kolonları birleştirin (merge cells)
4. Tüm çerçeveleri kaldırın
5. Bir, beş ve on beşinci satırın altına, birinci satırın üstüne çerçeve çizgisi koyun.

buyrun mükemmel hizalanmış bir tablonuz oldu.

tablo oluşturmak için uğraşmadan üstteki cetvele sekmeler koyduktan sonra tab ile o hızaya gidebilirsin.

img801.imageshack.us

Yukardaki cetvelden tab yapmaniz gerekiyor.

Bunun icin gereken yeri hizalayip cetvelin beyaz kismi uzerine tiklayin ya da Format > Tabs / Duzen > Sekmeler.

Selcuk1,

Benden sana tavsiye faizli kredi isine mumkun oldugunca omurbillah girme! Zaten elinde birikmis para varmis bir miktar. Onu pesinata sayip devaminda 0 faiz odeyebilecegin bir araba al... Paran olsa da nasil harcayacagini bil. Koy kenarina kalsin. Ne zaman lazim olacagi hic belli olmaz. :)

20 yaşında bu parayı nasıl alıyorsun? işin ne çok merak ettim.

ayrıca bu dediğin arabaların bakımları bile pahalıdır serviste yaptıracaksan. kasko yaptırmadığın taktirde kazanın masrafını karşılayamazsın. vsvs.

millet kredi borcundan bıkmış. yaşın da genç negzel. elinde birikmiş paran da var, o paranın da hepsini harcamadan, 1-2 binini kenara ayırıp az daha mütevazi bir şeyler baksan?

bu söylediğin arabaların yakıt masrafı, kaskosu, vergisi bezdirir seni. millet yıllık 150tl vergi borcundan yakınırken 95 model mercesede geçen yıl toplam 500tl vergi borcu ödendi. örnek olsun diye söyledim.

ha asıl sorunun cevabı, o mali durumla bu araçları kaldırabilirsin evet. ama ben aylık 150-200 kasko parası vermem dersen olur da bir kaza olur, sağından solundan darbe alırsan kalkamazsın.

aylık 200 kasko yu veremem. bu araba bi bakıma yatırım için çünkü kendimden biliyorum 500 dolar aylıkla otobüsün durağını biranın tadını unutmuştum genede cebimde param vardı. garip bi tutumluluk sergilerim.
yani eğer araba almayıp kenra koyarsam 1-2 sene koyarım ondan sonra mna koyarım ortalığın çünkü 20-24 yaşayıp zevk alacağım zamanın yarısından da fazlasını içeriyo. yarın öbür gün 40a geldiğimde son model mercedesi karsılayacak durumda olsam bile bu günkü miktarıyla haz veremez bana. o zamanın cimriliğini hayattan alacağım zevkten harcamış olurum. buda istediğim birşey değil.
kasko şirketleri arabayı kullanın kişiye göre değişik fiyat veriyo sanırım öyleyse hala babamın üzerine yaparım ordan kısmış olurum? ayrıca gidip polo molo alsam 4 yıl sonra satarsam büyük zararda olucam. zamanında yaşamıştık bunu. bu tür arabaların ikinci elleri piyasası çok dalgalanmıyor diye biliyorum.

uçak teknisyeniyim arkdaşlar esrar kaçakçısı değilim

(bkz: peugeot 307 cc )
(bkz: peugeot 308 cc )
mercedes de bmw de sana gitmez. daha yaş 20

hocam sakın alma. eğer aracını kasko yaptırmıcaksan kaza yaptığın zaman altından kalkamazsın. ayrıca bmw ve mercedes piyasadaki parçası en pahalı arabalar. dediğin arabaların elektrikli aynalarının fiyatını öğrenip almanı tavsiye ederim :)

askere git gel daha iyisini alırsın. zaten askerden sonra maaşın da artar. ayrıca bu tür arabaları aldıktan sonra en geç 1 yıl içinde hefesin gidecektir. bmw seneye kasa yenileyecek. ama yine de sen bilirsin.

bence sen o parayla motor al 15 16 liraya bir burgman alırsın krallar gibi. eğlence haz arıyorsan hayat motorda.

kasko yaptırıcam. lpg taktırıcam. bunlar fix olucak şeyler.
tek kapı olmasını istiyorum bir de kapıların cam cerçevesi olmaması çok hosuma gidiyo (3.xxci ve clk ların ki gibi) o kadar para vericeksem öyle olsn istiyorum.

englishtips'i somurebilirsin mesela... :P

EDIT: www.englishtips.org sitesi. Burada bir dolu taranmis e-kitap / CD vs. var. Sol menuden IELTS kismina tikila!

nedir o bilmiyorum :/

Fazladan bir ses kartına ihtiyaç duymayabilirsin. Asio4all.com'da bulunan sürücüler ile mevcut ses kartını latency olmadan kullanabilirsin ( kullanamayadabilirsin düşük ihtimal ile ), bir dene.

Latency sorununun alacağın klavye ile bir alakası yok, rahat olsun için - beğendiğini al.

Tercihen MAudiio ProKeys Sono yoksa KeyStudio alirsan ses karti olayini da asmis olursun. Latency olayini bizzat tecrube etmisligim yok ama en azindan daha cebinden tomarla para cikmamis olur. Samplingi 44.1 kHz @ 16 Bit vermis donanim ozelliklerinde. Tahminim isini gorur...

eğer pad'siz bi klavye düşünüyorsan rahatlıkla alabilirsin çünkü pad kullanırken biraz latency olabiliyor.

biri sana inception yapmis.

lucid dreaming diyeceğim ama sizinkisi hafıza sıkıntısı da olabülü...

yazıcıoğlu?

ya çomak sokmak gibi olmasın ama ikisini de kullanmış biri olarak; (bkz: ipod touch) hatta 4g çıktı şimdi. fanboy olduğumdan değil benim psp bi heves 1-2 ay kullandım geçen haftaya kadar yatıyordu kenarda sattım sonra. öyle yani.

yazıcıoğlu çok leş biyerdir aslında ama bende 2 yıl önce ordan 0 olarak almıştım. 1 yıl kullanıp sattım hiçbir sorun çıkartmadı alet. eğer oradan alırsan kırılmış son versiyonu yüklüyorlar ve karta sığdığı sürece istediğin bütün oyunları da atıyorlar içine. ama şöyle bir uyarı yapayım: psp içinden kart çıkmadığı için bunlar hediye diye çakma sd kart veriyorlar ve o kart 5 para etmez birşey film izlerken bile takılıyor alet. "onu almıyım fiyat düşün" gibi şeyler söyle ve alma o kartı bence. kendin git sandisk' in orjinal kartlarından al.

(git: 176664)

almayacaklar.

oha!
ben yüksek lisansa yeni kayıt oldum ama öğrenci kimliğim daha çıkmadı.
zorlasam, çirkinleşsem ahahah gitmem lazım lan mekana!

nalaka ya ben defalarca gittim. akademik kimlik mekan ile ilgili bişey değil tamamen odtü girişiyle ilgili bi şey. güvenliğe biraz kastırırsan içeri girersin. mekanın kimlikle bi ilgisi yok.

orada kural daha ziyade "öğrenci giremez" şeklindeydi öğrencilere alkol satıyor olmamak için, lisansta da defalarca girdik ama biz. göstermelik yani o. soran olursa da okul dışından misafirim filan denebilir.

tipinize bakarlar çok küçük göstermiyorsanız kimlik filan sormazlar.yoksa "hocam lisans öğrencisi misiniz" diye sordukları oluyor.

lisans ve sonrasinda da defaten gitti-m / -k kasilacak bir durum yok. zaten oyle sarhos olacak kadar icilecek bir mekan da degil!

yuksek lisansda iseniz sikinti cikaracaklarini sanmiyorum... arada bir "jandarma geliyor kimlik kontrolu yapiyor" geyigi dolaniyor du ben sahsen hic denk gelmedim.

torrent araştır?
arena-tr
turktorrent.biz
kesin vardır birşeyler çıkar new english life olmasa bile..

englishtips

turdan ucuza gelir mi bilmiyorum ama expedia.com'dan kendi seyahatinizi planlayabilirsiniz.uçak+otel+kiralık araba şeklinde.new york şehir turunu (isterseniz çevredeki birkaç farklı eyaleti de) otobüs turlarıyla gezebilirsiniz.gotobus.com

Sadece New York için soruyorsanız her şeyi kendiniz planlarsanız büyük ihtimalle daha ucuza getirirsiniz. Ulaşım ve konaklama en büyük gideriniz olacak. Yeme-içme her keseye uygun var, ulaşım için de metro ve otobüsler emrinize amade. New York'ta gezmek zor değil. Etrafa da tren ve otobüsle rahatça gidersiniz.

İngilizceniz iyi değilse tur daha iyi olur tabii. Turla giderseniz vize almanız da daha kolay olur büyük ihtimalle.

kendiniz planlayin cok daha ucuza gelir. mesela ny icin aynisini biz de dusunmustuk tur sirketlerine falan baktik, muthis fiyat farki cikti. sonra direk bir gece gaza geldik ve 2-3 hafta varken yilbasina ny'a bilet otel vs bulduk. belki sansimiza oyle cikti ama gayet ucuzdu.

orbitz'i tavsiye ederim.

www.orbitz.com

expedia.com +1.

biletini vs. ordan al. craiglist.org'dan da kalacak yer çok daha ucuza rahatça bulunabilir.

paran cebinde kalsın. o parayla atla uçağa boston'ı da gez.

New York Pass + 7-Day Subway Pass = Perfect Combo! :P

Otel ve ucak icin de kafaniza / butcenize gore takilin...

Ayrica ABD'de baska gezmek istedigin yerler varsa ona gore planlarinizi da sekillendirirsiniz.

samanpazari / hamamonu tarafindan mamak istikametine dogru giden belediye otobusleri gidiyor olmasi lazim. yamulmuyorsam... sonra oradan bi' koyde inip yukari dogru kaptiriyorsunuz... ayrica banliyo treni de mi vardi... ?!

bir şey daha sorsam. biraz araştırma yaptım da hani o tarafta yoğun bir köpek nüfusundan bahsetmişler sözlükte vs. hangi saatlerde ziyaret etsek daha güvenli olur?

ozet geciyorum; devlet halk icin olacagina, halk devlet icin var bu ulkede.

nawres, isvicrede de cok yuksek vergiler var ve halka verilen degerden soz etmeme gerek yok. aradigim cevap bu degil yanii.

devlet açığını kapatmak için herşeyin üstüne kat be kat vergi vsvs koyuyor. petrol fiyatlarından da bu anlaşılabilir.

şimdi macbook un anavatanı orası. buraya gelirken ithal eden adam cakıyo karı magaza cakıyo karı. sonra bir de kdv vs. diğer vergiler al sana 1400$+kdv

aradığımız cevap amerikalılar salak olabilir mi?

gizli vergi degil o, sales tax. sistem farkli, bizimki gib kita avrupasinda katma deger vergisi uygulanir ve uretimin her asamasinda odenir sonra bir ust kademede (urun haline geldigi) dusulur. en son kullanici olarak sen odersin. abd'de sales tax uygulanir. kdv'nin aksine bu tuketim vergisidir ve eyaletlere gore degisir. dtayli bilgi de veriridim ama karistirmiyim simdi :)

fiyat farki ise apple'in fiyat politikasi olabilir mi? cunku abd ile diger tum ulkeler arasinda ucurum var. yoksa bu kdv'nin bizden cikmasi mi?

apple türkiye'de direk elma bilgisayar ltd. şti. ismiyle satış yapmıyor. bildiğim kadarıyla distribütörler apple satışını yapıyor. onların da kazancı var yani. fakat güel bir haber var. üç vakte kadar apple burada doğrudan satış yapmaya başlayacak. bu da demek oluyor ki distribütöre giden para aradan çıkacak. macbook'lar falan bir nebze ucuzlayacak. artı türkiye'de devletin vatandaştan doğrudan alabildiği vergiler kısıtlı, kasaya nakit para girişi çok değil. hemen hemen her üründe bulunan katma değer vergisi, petrole konulan aşırı vergiler ykyt'nin de dediği gibi açığı kapatmak için. umarım açıklayıcı olmuştur.