Giriş
(4)

NAD+ öncülü takviye kullanıyor musunuz?

eileengray
Cevap gelir mi bilmiyorum ama öncül olarak NR mı NMN mi kullanıyorsunuz? Şu an dünyada bir anti aging furyası var ve benim de ilgimi çekiyor. Kullanan var mı merak ettim.Önden not: B vitamini türevi olduğunu biliyorum; sağlıklı beslenmenin ve egzersizin önemini de biliyorum. Sadece bu precursorları
Cevap gelir mi bilmiyorum ama öncül olarak NR mı NMN mi kullanıyorsunuz? Şu an dünyada bir anti aging furyası var ve benim de ilgimi çekiyor. Kullanan var mı merak ettim.

Önden not: B vitamini türevi olduğunu biliyorum; sağlıklı beslenmenin ve egzersizin önemini de biliyorum. Sadece bu precursorları kullanan var mı öğrenmek istedim :)

NR üzerine daha çok çalışma var; yine de tam olarak güven vermiyor bana.
0
eileengray
(20.11.25)
Türkiye'de NAD+ güvenilir bir markada bulabilmek şimdilik mümkün değil. O yüzden kullanamıyorum. Collegen ve vitamin takviyesi alıyorum. Kullandığım takviyelerin bile kalitesine tam güvenim yok.
0
michael harddd
(20.11.25)
disardan alinan NAD'in tahmin edildigi gibi absorbe edilmedigi kanitlanmis. o nedenle NAD uretimine dogal yoldan yardimci olan NMN kullaniyorum
0
cairo
(20.11.25)
hangi markanın nmn takviyesini alıyorsunuz? ben nr daha küçük olduğu ve daha çok araştırıldığı için ona daha yakındım ama sizin nmn seçme nedeninizi merak ettim. tru niagen nr almayı düşünüyorum.
0
🌸eileengray
(20.11.25)
suan doctor's best kullaniyorum NMN + CQ10. Iherb de ne indirimde ise onu aliyorum. en iyisi thorne ama pek indirime girmez
0
cairo
(20.11.25)
(10)

Bumble'da erkekler için ne tarz fotolar iş yapıyor?

norules
Arabada çekilen fotoğraflar ve Gym fotoları olumlunun aksine olumsuz etki yaratıyor sanırım. Zira kadınların profillerinde sık sık "Bıktım o çıplak vücutlarınıza denk gelmekten", "Tamam araban var kardeş, anladık" vs. tarzı yazılara denk geliyorum da.Peki Bumble ve Bumble türü mecralarda bir erkek i
Arabada çekilen fotoğraflar ve Gym fotoları olumlunun aksine olumsuz etki yaratıyor sanırım. Zira kadınların profillerinde sık sık "Bıktım o çıplak vücutlarınıza denk gelmekten", "Tamam araban var kardeş, anladık" vs. tarzı yazılara denk geliyorum da.

Peki Bumble ve Bumble türü mecralarda bir erkek için ne tarz, "nerede çekilen" fotoğrafların iş yaptığını düşünüyorsunuz?
0
norules
(19.11.25)
erkek-kadin iliskisinde son deger verecegin sey kadinlarin yorumlari olsun. bu tur uygulamalar hayatin yansimasi biraz, sex sells money talks
+2
gule gule
(19.11.25)
En az reyting alan programlar belgesellerdir ama sorsan herkes belgesel izliyordur, abuk Türk dizilerini ve surviverı herkes ya market televizyonunda ya da misafirlikte gördüğü kadarıyla anlatır.

Yorumlara inanma ve @gule gule'ye kulak ver.
0
Mirket
(19.11.25)
Gym veya araba fotosuna gelen kişi yarın öbür gün hasta olur da fitliğin giderse ya da iflas edersen de araban altında olmazsa gidecek kişidir.

amacın sadece seks değilse (evet bumble sadece seks aranan bir yer değildir bkz: 'bumble subreddit' evlenenler uzun süreli ilişkisi olanlar) bu tarz fotoları koymaktan kaçın.

sürekli selfie de olmasın bir sosyalliğin olduğu belli olan ya da spor olacaksa bile spor salonu aynasında olmayan bir spor fotosu olsun.

eyyorlamam bu kadar
+2
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(19.11.25)
adabı vardır show off'un. o söylenenler butun fotoları araba veya butun fotoğrafları gymden olanlara diyorlar. 5 fotoğraf koyacaksan atıyorum, biri gymden olsun, biri arabalı, biri şık bir mekandan (selfie değil), biri bir aktiviteden, biri selfie. böyle dağıt işte. o şikayet edenler de arabalı erkekleri sağa kaydırıyor. sen kadınların dediklerine bakma. yaptıklarına bak.
0
fyodor fyodorovic
(19.11.25)
Fotoğraftan ziyade kariyer, para, iş-güç mevzuları iş yapıyor. İyi kariyer, tek yaşadığın ev ve biraz da tip iş yapıyor.

Bumble ve türevlerindeki temel beklenti buluşmada masrafları çekebilecek misin çekemeycek misin olay bu. Seks bağlamında da kendi yerin yoksa zaten 10-0 geridesin

Sen foto kasarken başkası şu saatte gel boğazda yemek yiyelim diyor. Bu açıdan bak
0
michael harddd
(19.11.25)
Kariyerli olduğunu gösterecek fotoğraflar +1
0
gabe h coud
(19.11.25)
seneler once calistigim isyerinde bir hatun vardi evlilik caginda, proje olarak adam aradi baya planli programli. eli yuzu duzgun birseydi, kafasida calisan bir tipti. ne istedigini bilen hatunlardan. tinder'a daldi, datelere basladi. biz de isyeri olarak sureci takip ettik, anlatiyordu cunku.. sosyal kelebekti biraz.

beyaz yaka kariyerleri adamlarla yedi icti gezdi tozdu. yagiz delikanlilar, yakisikli, six pack cart curt. foto falan da gosteriyordu arada.

en sonunda sectigi adam kariyeri falan olmayan, tipi mehh olan, gym ile isi olmayan, ama bok gibi parasi olan bir elemandi. simdi altinda son model cayenne ile mutlu mesut yasiyor. en son konustugumda alplere kayaga gidecez falan diyordu.

para royal flushdir yaw. yemisim kariyerini, sporunu, kasini, hobisini...
+1
cooperr
(20.11.25)
benim kadın arkadaşlarım genelde en az bir tane arkadaşlarla olan fotoğraf olsun istiyorlar, mümkünse ekipte kadın da olsun. "sosyalleşebiliyor, kadınlarla arkadaş da olabiliyor." mesajını veriyor. gym fotoları yine neyse ama arabalı fotoları olanları da direkt eliyorlar (gym'de genelde kasıntı pozlar yerine daha sakin, sempatik verilen pozlar işliyor). nasıl bir kitleye hitap etmeye çalıştığına göre değişir tabii.
+1
knight of cydonia
(20.11.25)
Kariyerli olan birinin bumble de ne işi var aq, ben de buna ayar oluyorum. Bu kadar mı bitiksiniz.
+1
olaylar olaylar
(20.11.25)
Soruya cevap olarak düşünmek lazım. Adam zengin olsa zaten ne tarz fotolar iş yapar demez asdfhsd onun için bunlar yalan, asıl iş zenginlikte demenin soru sahibine faydası nedir. En güzel cevap sosyal ortamda çekilmiş fotoğraf bence de. Kızlı erkekli olması en iyisi.
+1
gabe h coud
(22 saat)
(11)

Midye yiyip zehirlendiniz mi hiç?

makbur
Sözlükte baya tartışılıyor ve büyük bir hayretle izliyorum. Lise üniversite döneminde tam böyle çok afedersiniz hayvan gibi içip sictigimiz zamanlarda midye aşırı tüketirdik. Hatta bira içince direkt canım midye dolma çekmeye başlardi (pislik pisligi çeker minvalinde :)) fakat normal zamanda kesinli
Sözlükte baya tartışılıyor ve büyük bir hayretle izliyorum.

Lise üniversite döneminde tam böyle çok afedersiniz hayvan gibi içip sictigimiz zamanlarda midye aşırı tüketirdik. Hatta bira içince direkt canım midye dolma çekmeye başlardi (pislik pisligi çeker minvalinde :)) fakat normal zamanda kesinlikle canım istemezdi.

Yeme de şu şekilde olurdu, bir mekanda alkol alınır çıkışında da seyyar midyeciye rastlanıp adamla pazarlık yapılır ve tepsinin tamamı yenir :)) -nadiren şampiyon vs gibi yerlerde de yerdik-

Uzun zamandır yemiyorum ama baglayacagim yer, ben hiçbir zaman midyeden veya kokorecten zehirlenmedim.

Eminönü sahilde balık ekmek, Beyazıtta balık, sonra ne bilim tavuk dönerdi; şu an bildiğin disarda yemeye korkulacak her şeyi bolca tüketirdik..

Biz mi çok sansliydik zaman mi daha iyiydi vallahi bilemedim..
0
makbur
(19.11.25)
3 5 yilda bir midye yerdim. Cok da severim. Bir yaz ayvalikta midyeden zehirlendim ama boyle bir sey hic yasamamistim. Ölmek uzere oldugumu hissettim. Doktora gitmekten bile geri duran biri olarak sevgilime ambulansi ara dedim. Beynim ve elim kolum arasindaki iletim durmus gibiydi. Elimi kaldirmak istiyorum ama Beynim bu emri elime iletemiyodu.

Sonrasinda bi daha asla midye yemedim
+1
üğpoıuy
(19.11.25)
ben değil.

ama annem 2 sene önce ölüyordu. ölümün kıyısndan döndü. (gerçekten bu arada, mecaz değil)
1 sene önce de bir arkadaşım ölmedi, ama 3-4 defa hastanelik oldu. 15 günden fazla sürdü midye zehirlenmesinden kurtuluşu.

ben de 2 senedir hiçbir şekilde yemiyorum bu yüzden.
annem ölümden dönerken acildeki doktor, gıda zehirlenmesi ölümlerinin 3'te 2'sinin midyeden olduğunu da söylemişti bize.
+1
tchuck
(19.11.25)
eskiden dürüstlük daha ön plandaydı, insanlar yanlış iş yapmaktan korkardı şimdi yozlaşmışlık her sektörde, eski ile şimdiyi kıyaslamak yanlış olur. esnaf krizde yazarkasa falan fırlatıyordu hey gidi hey. restoran sahibi tanıdığım var çorbayı bile çalışana dağıtır ertesi gün tekrar yaparlardı, şimdi o çorbayı bitene kadar satıyorlar

midye ve kokoreç yolumun üzerinde 2 ayda 1 net yiyorum, kumpirde aynı şekilde bu kadar olaydan sonra daha almam sanırım, izmir çeşmede kumsalda gelen seyyar midyeciden senelerce yedik o da güneş altında bekliyordu saatlerce ama günlük olunca zehirlemiyordu sanırım işte esnaf esnaftı eskiden.
+1
eja
(19.11.25)
+bazi yiyecekleri bilmedigim yerden kesinlikle yemem. kokorec ve midye bunlara dahil.
+tavuk ise mumkun oldugu kadar disarda yememeye calisiyorum, yine eger cok cok tanidik bir yer degilse.
+yogun olarak turist avlayan yerlerden uzak durmaya calisirim.
+istanbul'da kazan dibi yedigim yer farklidir, lahmacun yedigim yer baskadir, balik icin birkac yere guvenirim, tavuk suyuna corba icecegim yer bile belli.
+bu mekanlarin hicbiri luks yerler degil, cogu esnaf lokantasi klasmaninda yerler.
+motoru bozdugum oldu ama benim bunyem hassas zaten. zehirlenip hastanelik oldugum hic olmadi.
+2
cooperr
(19.11.25)
Direkt zehirlenmedim ama ishal olmuştum. Sanki vucudum o yediklerimi atmak istiyordu bir an önce. Ondan sonra bir daha yemedim
+1
basubadelmevt
(19.11.25)
Bedava verseler yemeyecegim leş bir yiyeceği dışarıda da yememiş oluyorum
-3
artıküyeolmakistiyorum
(19.11.25)
bilindik bir avm'de öğle arası midye yiyen 8 iş arkadaşım hastanelik oldu.
ben de gayet iyi bir restorandaki isli midye'den zehirlendim. o günden beri yemem 3 sene oldu.
kardeşim de portekizde yediği oyster'dan felaket zehirlendi, hastane de kabul etmedi filan baya kötüydü.
+1
awlmi
(19.11.25)
Lise-üniversite zamanı midye ben de çok yerdim.

Bir kez midye ve karidesli makarna yemiştim, zehirlendim. Midye kabuklarıyla pişirilmişti. Ürtiker (kurdeşen) hastalığı geçirdim vücudumda kızarma ve kabarma oldu. Bu olay y.dışında yaşandı.

Çok severim ama uzun yıllardır midye hiç yemiyorum, karides de çok çok nadir. Midyenin kendisi sağlıksız bir besin olduğu gibi seyyar satıcılar acaba hangi koşullarda hazırlıyor hayal gücünüze bırakıyorum.
+1
Lethe
(19.11.25)
senelerce nerdeyse her hafta sonu yedim. ama hepsi aynı yerde balık pazarındaki golden kokoreç'te. hiç bişi olmamıştı. 5-6 senedir yemiyorum ama.
+1
spirit crusher
(19.11.25)
midyedeki zehirlenmesine benzer zehirlenmeyi vedat milor yaşamıştı. mideyede zehirlenme pirinçte sıkıntı olmadığı sürece, vücuttaki birikimle olur. kokoreçten zehirlenme zor gibi çünkü yüksek ısıda pişen bir şey ve dokunun öldüğü bir ürün. . eflasyonun bu kadar yüksek olduğu ülkelerde malzeme kalitesi düşer, satıcılar zaten dünden ucuz ve kalitesiz ürüne gönüllü.

yani enflasyon her şeyin suçlusu gibi görünse de, vicdan asıl suçlu olan.
+1
mikahakkinen
(19.11.25)
Midye gibi riskli yiyeceklerden uzak duruyorum. Midyeyi geçtim çok ucuz yerlerden çorba bile içmem. Önceki günden kalan yemekleri satıyor bir çok lokanta, restoran.
0
michael harddd
(19.11.25)
(16)

iibf okuyanlar şimdi ne iş yapıyorlar

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
işsizlik yaşıyor, hayatı sorguluyorlar mı? fiyakalı yerlere gelebildiler mi?
işsizlik yaşıyor, hayatı sorguluyorlar mı? fiyakalı yerlere gelebildiler mi?
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(15.11.25)
big four sonrası fmcg sektöründeyim. memnunum
+1
pelovann
(15.11.25)
iibf üstüne mimarlık okudum. hayatımın en kötü kararıydı iibf.
+1
archmeister8
(15.11.25)
yazılımcıyım.

bir arkadaşım iyi bir holdingde ik müdürü,
bir diğeri büyük bir bankada şube müdürü,
bir diğeri bir firmada satış bölge müdürü,
bir arkadaşım kabin amiri,
bir tanesi dijital pazarlama yöneticisi,

okuldan, çok yakın olmadığım arkadaşlarım da genelde iyi yerlerde.
bir tanesi 2-3 tane perakende firmasında finans müdürü oldu,
bir diğeri önce devlette gümrük memuruydu sonra bizim unicorn startuplarından birine tedarik müdürü mü öyle bişey oldu,

böyle yani.
çevremde "hiçbir şey olamamış" veya "herhangi biri olmuş" biri yok nerdeyse herkes bir şekilde başarılı oldu. %90'ı da iibf ile alakalı yerlerde. %10'u da alakasız yerlerde.
+1
tchuck
(15.11.25)
Siber güvenlikçi olan gördüm. İyi kazanıyor. IIBF çoğu fen edebiyat bölümünden daha iyi iş imkanı sunuyor. Tam özel sektör bölümü.
+2
michael harddd
(15.11.25)
yakin zamanda sormuyorsaniz annem 1982 siyasal bilgiler mezunu. sbf farkli bir fakülte ama iibf'ten farki yok. diplomat oldu. kendisi adina konusacak olursam isinden memnundu.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.11.25)
Uzman yardımcısı oldum
+1
fildirfildir
(15.11.25)
Pazarlamacıyım. İşimden de hayatımdan da memnunum.
+1
etna
(15.11.25)
İibf'e bağlı Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okudum. 8-5 kurumsal firmada çalışıyorum. Paraya yatkılığım olmadığından ve mezun olduğumda iş sorumluğumun para olmasını istememeden dolayı İktisat okumak istemedim.
+1
put it in your appropriate place
(15.11.25)
ekonomi okudum. dogrudan alakali bir is yapmasam da hic pisman olmadim. perspektif katiyor.
+1
banach
(15.11.25)
bir tek ben iş bulamadım sanırım:)
+1
nothing in my way
(15.11.25)
Anadolu da bir üniversitede İşletme okudum, pazarlama ve satış alanında uzmanlaștım. Bankada çalıştım, 8 yıl içinde müdür yardımcısı oldum, kovuldum. 13 yıl bisiklet sporu mağazacılık yaptım, şimdi kendi dükkanımı açtım, bisiklet teknik servisi yapıyorum.

İİBF fakültesi tam bir kendini bulma ve geliştirme okulu, kişi yatkın olduğu noktayı büküp orayı geliştirirse önünde kimse duramaz.
+1
mahsus mahal
(16.11.25)
bence bu sorunun cevabını son 10 yılın mezunları ve öncesi diye ayırmak lazım. böyle baktığınızda göreceksiniz ki eskiler zaten koşullar uygun olduğu için iyi yerlere gelmiş, yenilere ise hiç girmek istemiyorum :D
+2
biravekahve
(16.11.25)
2017’de fen edebiyattan, 2019’da da iibf yükseğinden mezun oldum.

bist30’daki şirketlerden birinde agile coach’luk yapıyorum. öncesinde de bir süre Proje Yöneticisi geçmişim var aynı şirkette.
+1
a darkness coming
(16.11.25)
bence olaya 10 yıl öncesi, 10 yıl sonrası bakmaya da gerek yok.

bizim zamanımızda 50bininci adam yeniden öss'ye hazırlanırdı, 50bininci insan ,50bininci olduğunu söylemeye utanırdı.

şuan 500bininci adam bile üniversiteye giriyor.

bence ilk 30-35 bine girmemiş biri nsanın akademik hayattan bir beklentisi yoktur, olmamalıdır da. (istisnalar kaideyi bozmayacak)

bizler o dönemin ortalama üniversitelerinden mezunuz, ama ben 30bininciydim. şuan ortalama üniversiteler 150binle falan alıyor :) sonra herkes neden işsiziz diye ğalıyor. işsizsiniz çünkü başarısızsınız aslında, 150bininci olduğun bir sınavla girdiğin üniversite seni sadece "herhangi biri" yapar.

demem o ki; bence yılı nbir önemi yok. "hangi üniversiteden" mezun olduğunuzla alakası var.
+2
tchuck
(16.11.25)
duz turkce isletme okudum, 20-25 bin siralama ile girdim sagda solda soylemeye utaniyordum vaktinde, son baktigimda 70 bin civarina dusmus idi, simdi 100 bin vardir. haliyle tchuck'in soyledigine +1 diyorum.

rota olarak: turkiye'de big4 -> yurt disi big 4 -> global bir sp100 sirketi (ilk 50'de) rotasini izledim.

sonrasinda da "yuksek unvan ama daha kucuk sirket" yaklasimi ile bir CAC40 (fransanin S&P40'i imis) ~50 milyar dolar civari geliri olan bir sirkete gectim.

sonraki hedefim birkac yil icerisinde daha da kucuk bir sirkete CFO gecmek, olur mu gorecegiz.

gunun sonunda kagit uzerinde "fiyakali yerler"e geldigimi dusunuyorum ama tamamen iluzyon ve ye kurkum ye. gunluk hayatimda bana gercekten bir artisi yok. neticede herkes "mesai bitse de eve gitsem" derdinde.
+1
adrianapole
(16.11.25)
ya bu pismanlik mevzunda bence insanlar icin iibf günah kecisi olmus. iibf pismanliktir diyorlar burada ama sevmediginiz her sey pismanliktir. ben öss'de ilk bine girdim, yurtdisina üniversite okumaya ciktim, mimarlik okudum, daha bachelor dönemimde bile üniversitede asistanlik yapmaya basladim ki yurtdisinda oldukca nadirdir, sonra dünyanin en iyi üniversitelerinden birinde mimarlik masteri yaptim ve sectigim bölümden köpek gibi pisman oldum. o kadar nefret ediyorum ki mimarliktan, motivasyon falan yerlerde. iyi maas aliyorum ama isimi artik nefret etmekten ötürü yapamaz, isleyemez noktaya geldim. önümüzdeki 1-2 yil icinde mimarliktan tamamen kurtulmayi planliyorum.
yani yaptiginiz isi sevmiyorsaniz sorun 150 bininci olup iibf'ten mezun olmaniz degildir bence. pismanligi yanlis yerlerde ariyorsunuz.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
(12)

NewYork'ta bir Uganda'lı

WithWorth
Uganda'da doğup 7 yaşında göç edip, genç yaşında `NewYork` belediye başkanı olmak.Obama'nın siyahi başkanlığından sonra bu.Bu abd'de demokrasinin hem halk (oy verenler) hem yönetim nezdinde gerçekten bazı eşikleri aştığını göstermiyor mu ? Hiç değilse buna işaret etmiyor mu ? Adam müslümanmış bir de
Uganda'da doğup 7 yaşında göç edip, genç yaşında NewYork belediye başkanı olmak.
Obama'nın siyahi başkanlığından sonra bu.
Bu abd'de demokrasinin hem halk (oy verenler) hem yönetim nezdinde gerçekten bazı eşikleri aştığını göstermiyor mu ? Hiç değilse buna işaret etmiyor mu ? Adam müslümanmış bir de.
11 Eylül'den sonra; fanatizme gidip tüm müslümanlara etiket yapıştırmamış demek halk ?
Yada muhalif taraf "11 Eylül teröristini başa mı getireceksiniz ?" diye karşı siyaset yapmamış.
Çünkü halkta bu karşı siyaset tutmayacak...
Yada "O afrikalı; bizden değil" dememiş.
Ne diyorsunuz ?
-1
WithWorth
(15.11.25)
Abd'de bizdeki gibi seçilmeni engelleyecek siyasi bir baskı yok, adam zamanında taksiciler için açlık grevi yapmış mesela bu tip eylemler kitleleri arkana alabilmene neden olabiliyor, buna benzer başka aktivist eylemleri de olmuştur muhakak, adamlar bunları unutmuyor zamanı gelince bu müslüman bu zenci bu Afrikalı demeden karşılığını veriyor.
0
kizil karga
(15.11.25)
@kizik karga "adamlar bunları unutmuyor" cümleniz çok vurucu.
+1
🌸WithWorth
(15.11.25)
Beyaz Müslüman olsaydı seçilmezdi bence. Siyasiler tersine ABD'nin parçası.
-2
arbre
(15.11.25)
Amerikada seçilen adamlar, derin devletin adamıdır, figürdür.
Derin devlet ne derse onu yaparlar. O an vitrine onu koymak gerekmiştir. Onu koymuşlardır.
Adamın rengi, dini, nerede doğduğu ehemmiyet kesbetmez.
-1
Mirket
(15.11.25)
Abd'de dindarlık devlete bağlılıkla özdeşleştirilen bir özellik. Dinsizim, ateistim deseydi seçilemezdi. Siyah olmak, müslüman olmak amerikan değerlerine göre zararlı özellikler değil. Siyahlık-beyazlık konusu çoktan aşıldı.

Mamdani müslüman kimliğiyle lgbt barlardan oy topladı. Ne kadar practising müslüman durup düşünmek lazım. Örneğin lgbt haramdır dese kaç kişi oy verirdi?
0
michael harddd
(15.11.25)
diversity bias,

newyork'ta belediye başkanı olmak çok matah bir şey değil, herşeyden sorumlusun bir sürü dava açılıyor ve herkesi mutlu etmek zorundasın. istediğini de yapamazsın.

o sebeple sadece x insanlar artık seçimlerde
-3
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
Mamdani aslında kendi içinde oldukça inançlı Şii bir Müslüman ama arkadaşların da dediği gibi gay barlara gitti, translarla kampanya yaptı yani din bakış açısıyla ayrıştırma yapmadı.

Ayrıca kimliğini inkar etmese de siyaseti daha çok sınıf üzerinden yaptı. Tabii ki Türkiye'deki sosyalistler beğenmiyor ama yine de ABD şartlarında "Ben sosyalistim" diyerek kampanya yaptı ve kazandı. Taksiciler dışında kirasını ödeyemediği için evinden çıkmak zorunda kalan kişilere gönüllü destek verdi, partisi (dsa, democratic socialists of america) içinde yıllardır örgütlü ve babası Marksist bir akademisyen annesi de yine sol görüşlü bir yönetmen.

Kesin derin devlet var demek kolay, gerçekten olabilir de tabii ve kendisini yüceltmeye ya da Mamdani kazandı diye kışın ABD'ye devrim geliyor demeye gerek yok ama yine de bir sene önce adaylığını açıkladığında %1 tanınan biri olarak başarılı bir kampanya süreci ve halkçı vaatlerle dünyanın en önemli şehrinin belediye başkanı oldu, saygı duyulması lazım.

Ha bu arada rakipleri 11 eylülden girdi, şeriat getirmek istediğinden çıktı, sakalını photoshopla gürleştirip algı oyunları yaptı, her türlü pisliği yaptılar. ABD bu siyasi pislik konusunda bizden daha kötü olabilir hiç eksik kalmıyorlar en azından
+2
nundu
(15.11.25)
türkiyeyle kıyaslamak çok yanlış. amerika zaten başlı başına göçmen ülkesi. önce ki başkanlarında çoğu göçmen kökenli.
bir de seçine katılım oranlarına bakmak lazım. bizdeki gibi %90 üstü bir katılım yok. hatta orada her seçin de gidip kendin seçmen kaydı yaptırman lazım ancak öyle oy kullana biliyorsun.
kaldı ki bu adamda radikal islamcı değil şii. tam istedikleri kıvamda.
popülist söylemler ve trump karşıtlığı ile kazandı. bizimkiyle tek ortak noktası bu olsa gerek.
+1
my fault
(15.11.25)
mamdani new york’ta kazandı; başka bir şehirde (demokratların kemikleşmiş yapısından bu kadar kopmuş) bir aday kazanamazdı. New York’ta zengin olan her mahalle (west village mesela, sadece Wall Street tayfanın yaşadığı yerler değil) cuomo’ya verdi. bu seçim sonucu sisteme toplu bir cevap değil yani.

demokratlar içinde aşırı dinozor bir establishment var (gürsel tekin vari). çok da göründükleri gibi progressive değiller. Zamanında Bernie yerine Hillary’nin aday gösterilmesi onların da kafa yapısını gösteriyor. trump bile demokrat cuomo’yu destekledi. aynı paranın iki yüzüler.

Okuduğum bir yazı zohran’ın da aslında sistemin bir parçası olduğunu (polise olan vurgusu vs.) anlatıyordu. yola çıktığı vaatlerini bayağı bir ehlileştirmesinden bahsediyordu. linki tekrar bulursam buraya koyarım.

yani aslında pek bir şey değişmedi, bu yüzden çok umut verici değil. tek umut veren şey, grassrootsun gücünü elbet bir zaman gösterebileceği inancı.
+1
eileengray
(15.11.25)
ABD deki kutuplaşmanın argümanları, anlayış ve kültürü ile bizdekiler çok farklı .
Bizde kömür ve makarna bile artık siyasi manada anlamlandırılıyor.
Spaghetti dağıtılsaydı durum belki biraz farklı olabilirdi.

Suriye iç savaşı 2011 bahar zamanı başladı . O tarihten bu zamana gelen milyonlarca göçmene rağmen bu zamana kadar içlerinde bir tane tanınmış youtuber görmedim. Oysa göçmenlere kıyasla yoğunluk olarak sınırlı sayıdaki Koreli, Japon vs. youtuber gördük.

Çevremde Suriyeli de oldukça fazla.
Ucuza işçi olarak istihdam haricinde hiç bir yerden toplumun içinden biraz sıyrılarak görünen bir noktada olmaları için gerçek anlamda destek görmediler. Hatta hastanelerde görev alan göçmen asıllı sağlık personellerini bile görmek istemedik. (Zencilerin de giremeyeceği kamu binaları bir zamanlar ABD de bulunurdu)
Haliyle siyasette yer almaları da asla düşünülemezdi.
Konu geniş o nedenle ne kadar tezatlar içerisinde olduğumuzu biraz anlatmak istedim burada

Mamdani'nin ise arkasında temelde küreselcilerin olduğu ve onların kontrolünde olarak konuşmalarında "her şeyi " vaad eden biri.
Trump, onun seçilmesi halinde eyaleti bazı maddi yaptırımlarla tehdit etmişti.
Mamdani'nin seçilmesinin (geçmişine de bakarak) dünyanın geri kalan kısmına da bir mesaj olduğunu düşünüyorum .
Devşirme yoluyla dış arenada kazanım sağlama bir nevi .
Benzeri belediye başkanlığı hikayesi ingilterede de var.
0
diyecevaplandı
(15.11.25)
aslinda cok basit ve anlasilabilir sebepleri var:

eleman kimlik siyaseti yapmadi. musluman ve demokratik sosyalist oldugunu belirtti ama bu kampanyasinin temelinde yer almadi. temelde hep ekonomik sorunlar, gecim sikintisi, konut/kira sikintisi vardi. cunku bunlar nyc'de gercekten buyuk sorunlar.

kimseyi dislamadi, gitti cumhuriyetcilerle gorustu. onlari ikna etmeye calisti. kiliselere, camilere, havralara, gay barlara, eylemlere, grevlere kisacasi her yere gitti. sahada cok aktifti ve cok iyi bir ekibi vardi. bu da aktivist ve orgutlu biri olmasindan kaynaklaniyor.

eleman gercekten zeki ve sempatik. bu cok onemli. anne babasi entelektuel insanlar ve cocugu iyi yetistirmisler. ayrica mucadeleci ve yapici biri. trump bu son secimi kazandiginda demokratlar buyuk hayal kirikligi yasiyordu; herkes ortadan kaybolmustu. bu cocuk o zaman da sahadaydi.

son olarak, nyc'de ciddi bir musluman nufus var. onceki secimlerde katilim orani sadece %7 idi muslumanlar arasinda, cunku iki taraf da ayni bokun lacivertiydi; gidip birine oy vermek pek anlamli gelmiyordu. cuomo da demokratik partiden yani baktiginda ama pustun teki. bu cocuk cikip israil kopekligini yapmadi en azindan. bu da buyuk karsilik buldu.

yine de sadece nyc'de kazanabilirdi muhtemelen, o da demografik yapidan oturu. nyc amerika'nin geri kalan yerlerinden cok farkli, bambaska bir yer. bu kadar musluman, bu kadar solcu, bu kadar gay, bu kadar avrupali, bu kadar oteki, bu kadar kozmopolit bir yer yok amerika'da. kucaklayici ve ekonomik sorunlari hedef alan bir kampanya ile nyc demografisi birlesince boyle bir sonuc cikti; cok da guzel oldu.
0
banach
(15.11.25)
New York da bildiriyorum. new yorkun Amerikanı geri kalanı ile uzaktan yakından alakası yok. demokrat adayı olarak ny da kazanir ama baska demokrat bir sehirde kazanamaz. ny amerika degil kısacası
0
oscar
(16.11.25)
(10)

Bumble kullanıcılarına birkaç soru

jonas
Sorularım sadece erkek kullanıcılara. Ve başka dating appler için değil, tamamen Bumble özelinde.1. Premium üye misiniz, Boost gibi özelliklerden faydalanıyor musunuz? Yoksa dümdüz standart üye olarak mı takılmaktasınız?2. Haftada ortalama kaç like, eşleşme alıyorsunuz?3. Objektif bir bakış açısıyla
Sorularım sadece erkek kullanıcılara. Ve başka dating appler için değil, tamamen Bumble özelinde.

1. Premium üye misiniz, Boost gibi özelliklerden faydalanıyor musunuz? Yoksa dümdüz standart üye olarak mı takılmaktasınız?
2. Haftada ortalama kaç like, eşleşme alıyorsunuz?
3. Objektif bir bakış açısıyla bakmaya çalıştığınızda tipinize 10 üzerinden kaç verirsiniz?
+1
jonas
(14.11.25)
boşuna analiz kasıyorsunuz. tan sağtürk gibi bir tipin yoksa tr sınırları içinde bu app'ler sadece escort bulmanı sağlar.
0
HellKeePer
(14.11.25)
hell haklı %20lik kesim kadınlarınların hepsini aralarında dönüyor. çirkin şişman kadınlar bile yüzlerce eşleşme alıyor. türkiye'de işe yaramaz.
+1
hold the door
(14.11.25)
valla ben normal bir insanım. öyle aşırı bi yakışıklılığım yok ama tipim kötü de değil, meraklısına iyi diyelim.

bumble’da kullandığım dönemde rahat 5-6 match alıyordum en kötü
+1
asap raki
(14.11.25)
Kısaca şöyle diyeyim; meslek yazınca eşleşme yağıyor. O bölümü boş bırakınca pek eşleşme gelmiyor.
Çoğu kadında algoritma bu adam beni gezdirir mi yedirir içirir mi diye işliyor.

edit: Bu arada 2-3 tane belli belirsiz fotoğraf eklemiştim. Çok eğlenceli ve boyumun kaç olduğu falan hiç belli olmuyordu. (uzun ve eğlenceliyim ehihih)
+1
michael harddd
(14.11.25)
1- Evet
2- Sıfır
3- yani 5-6 veririm ama ikinci maddeden ötürü sıfır herhalde
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(14.11.25)
1. 5 sene önce 3-5 ay boyunca premium üye oldum. Birini bulunca hesabımı kapattım. Artık değilim.
2. O zaman farklıydı, kadın daha çoktu ve ciddi sayıda eşleşme alıyordum. Ortalama üstü erkekler alıyordu, meslek de çok önemliydi.
3. Nasıl objektif bakalım :) 8-9 veririm herhalde.
0
gabe h coud
(14.11.25)
uzmanından selamlar :) bir dönem o bataklıktaydım. epey mazide kaldı şimdi. Ben de kendimi pek yakışıklı bulmam saçımı ve avrupai bir tipim olduğu için överler. Kılığıma kıyafetime hiç dikkat etmem. O yüzden moda ikonu gibi fotolarım yoktu.

çooook match alıyordum. Bir dönem boost falan yapmıştım gaza gelip gerçekten yetişemediğim dönemleri hatırlıyorum. Çok güzel iyi insanlar tanıdım 3-4 kızla buluşup yakın arkadaş olduğum insanlar dahi oldu. Şanslıydım belki de bilmiyorum ruh hastalarına hiç denk gelmedim zaten birkaç mesajda anlaşılıyor sonra uzuyordum.

Düz bir fotoğrafım vardı 1-2 tane de hobilerim sırasında "habersiz" çekilenler. Okul yurtdışı yazıyordu belki onun etkisi vardı ama meslek yazmıyordu. Bir de bölge etkili bence Şişli beşiktaş nişantaşı yağıyor. Gerçi aynı bölgede kuzenim bazı arkadaşlarım falan da bakıyordu hiç matchleşemiyordu.
Dubai'de denemiştim sadece escort var :D Almanya'da da pek şansım olmadı. (nasıl avrupai tipimiz varsa artık :D)
+1
croswell
(14.11.25)
Ciğere uzanamayıp ağlayanlar konuşmuş.

Hayatımda toplam tinder bumble falan 1 ay kullanmamışımdır. Kurup 1 hafta seri dateleşip kadınımı alıp çıkıyordum. Kendime saygım ve filtrelerimin iyi olması önemliydi tabii.

2 kısa 2 uzun ilişki çıktı bana bumbledan, 3 sene önce tanıştığım insanla da bu sene evlendik :) bunun dışında birkaç yakın arkadaşımla buradan tanıştık baştan belliydi direkt arkadaş olarak ilerledik


Sorulara cevaplar:

Premium tabii ki kullandım. Benim vaktim değerli olduğu için, boş boş kaydırmak yerine beni beğenenler arasından seçim yapmak isterim. O konuda iyi oluyordu.

Günde 2 3 match geliyordu. Ortalama tipim olduğunu düşünüyorum ama kadınlar öyle düşünmüyorlar sanırım neyse. Sanırım boyumun 193 olması fotolarımın eğlenceli olması büyük artıydı
-6
aguen
(14.11.25)
1- evet, aylık 100 lira ödüyordum bir ara.
2- haftada 15-20 arası alıyordum, yeni üye olduğumda haftada 30-40'a kadar çıkıyordu.
3- 7.5
0
eurhka
(14.11.25)
yani kadınım ve hiç bumble, tinder deneyimim olmadı ama çevremden duyduğum kadarıyla kadınlar (bazı) buluşup güzel restoranlarda yiyip içmek için kullanıyor. çoğunluğu eskorttur zaten. düzgün insan sayısı yüzdesi düşüktür gibi düşünüyorum.
-2
deartheodosia
(14.11.25)
(7)

LinkedIn’deki herkes gerçekten bu kadar mutlu ve başarılı mı, yoksa sadece öyle mi görünüyor?

such great heights
s.b?
s.b?
-1
such great heights
(08.11.25)
Ben başarılı ama mutsuz kesimdeyim.
0
rakicandir
(08.11.25)
Corporate ortamların kölesi olmuş biri ne kadar mutlu olabilir ki? iş konusunda otonomi mutluluğu belirler. Birilerini zengin etmeye çalışarak mutlu olamazsın.
-2
michael harddd
(08.11.25)
twitter gerçeğe en yakın sosyal medya. Çünkü çoğu insan anonim ve o anonimliğe sığınarak gerçek dünyasını, sıkıntılarını ortaya döküyor. Diğer platformlar linkedin, instagram tamamen yalan üzerine kurulu
+2
messina123
(08.11.25)
Hayır değiller, sadece tüm diğer sosyal mecralarda olduğu gibi LinkedIn'i aktif kullananlar belli tür içerikler üretiyorlar, çünkü bundan çıkar sağlıyorlar.

İçerik üretenlerin bir kısmının işi direkt olarak bu: Ne kadar bilgili ve başarılı olduklarını gösterip sana eğitim, danışmanlık, coaching, vb. satmaya çalışanlar. Bunların kendilerini parlatan abartılı anekdotlar paylaşmaktan başka pek bir şansları yok zaten.

Diğer grup da çeşitli etkinlik ve projeler üzerinden çalıştıkları şirketlerdeki başarılarını sinyalleyip ya şirket içi kariyer yarışında ya da başka şirketlerdeki daha iyi pozisyonlar için birilerinin dikkatini çekmeye çalışanlar. Tabi ki bunların da nihayetinde "Bakın ben ne kadar azimli, deneyimli ve başarılıyım" imasında bulunan paylaşımlar yapmaları normal.

Zaten LinkedIn'in dinamikleri düşünüldüğünde yukardakiler ve bunların benzeri varyasyonlar dışında pek bir şey çıkması mümkün değil: Gerçek isimlerimizle oradayız, eski, şimdiki ve muhtemelen gelecekteki iş arkadaşlarımız, yönettiğimiz kişiler ve yöneticilerimiz postlarımızı görüyor... Yani ya çok mutlu ve başarılı görünüp sürekli bundan bahsedeceksin ya da sesini hiç çıkarmayacaksın. Zaten paylaşım yapanların toplam bağlantı sayınıza oranına bakarsanız muhtemelen bu oranın komik derecede küçük olduğunu göreceksiniz.
0
salihdt
(09.11.25)
Şöyle düşünün CV'inizde başarısızlıkları, bitmeyen projeleri, kovulmaları yazıyor musunuz? Aynı mantık burası için de geçerli. LinkedIn aslında interaktif bir CV uygulamasına dönüştü. Statik CV'ler yerine profillerin hareketlerinin de log'landığı bir yapı oluştu. Doğal olarak insanlar bunu olumlu şeyler üzerinden kurguluyor.

İşe alım her sene bir öncekinden daha zorlaşıyor. İnsan nüfusu artıyor, nitelikli nüfus ha keza daha da artıyor. Türkiye özelindeyse çılgın seviyede. Eskiden üniversite mezunu olmak bir başarı göstergesiyken günümüzde zibilyon tane üniversite mezunu var. Bir şekilde işe alım yaparken ayrım yapman gerekiyor. Neye göre yapacaksın? Neredeyse alınan sertifikalar bile birbirinin aynısı olmaya başladı. Aday tarafında da işe alım yapan birim yöneticisi tarafında da olduğumdan iki tarafı da anladığımı düşünüyorum. Aday bir şekilde biricik olduğunu düşünüyor, fakat sistemde kendi gibi bir çok aday olduğunun farkında olmuyor.

Yurt dışında bir ilan açıyorsunuz, limitli sayıda gerçekten ilgili insanlar başvuruyor. Çünkü popülasyonları az. Az kişiden az başvuru geliyor. Bizdeyse binlerce başvuru geliyor. Bunun yarısından çoğu umutsuzlukla ya çıkarsa başvurusu olsa dahi cidden iyi bir çok aday da oluyor. Bunları nasıl ayıracaksınız? Ben çok zora düşersem, kafa kafaya çok aday kalırsa linkedin profillerine bakmak zorunda hissediyorum. Hepsini mülakata çağıramam bunun için insan kaynağım yok. E kaşına gözüne bakara da ayırım yapamam. Onun yerine en azından veriye dayalı bir eleme olsun diye profillerine bakıyorum. Sonuçta CV'sine koyamadığı bir çok etkileşimi görebiliyorsunuz. Alanı takip ediyor mu, diğer insanlarla nasıl iletişim kuruyor vs. Sağlıklı bir veri kaynağı mı değil ama el mahkum. 1 pozisyon için 50-100 mülakat yapamam.

Şimdi durum böyle olunca, bunu anlayan insanlar benzer şekilde performans sergilemek, diğer adaylardan ayrışmak için linkedin gönderisi kasıyorlar. Kimse nasıl CV'sinde olumsuzluk belirtmiyorsa burada da doğal olarak çok iyi taraflarını sergiliyorlar.
+1
ManikD
(09.11.25)
Profesyonel iş platformu olduğu için kendilerinden bekleneni yansıtıyorlar. Başarılı ve mutlu insanlar vardır mutlaka ama bu kadar çok olduğunu düşünmüyorum.
0
onyx
(09.11.25)
tabi ki hayır. yok öyle bir şey.
az miktarda profesyonel kullananı tenzih ederim ama çoğu insan instagram gibi kullanıyor, ilgi açlığı, pohpohlonma, kendini bir şey gösterme, önemli hissetme falan filan.

profesyonel iş ağı falan değil, kalmadı öyle bir amacı. içinde iş konuşulan bir sosyal medya sadece.

siz deyince girdim baktım anasayfama, ortalama ayda 1 girerim, iki üç kalır yeteri kadar sinir olur çıkarım. bu sefer sinir olacak kadar durmadım -zaten artık bu mecradan beklentim de yok-

iki ardaşımın paylaşımlarını gördüm, bir kitap yazmış, imza günü yapacakmış. kendisi doktora yapmış biri. yaşı 40a yakın. bu yaşa kadar bir iki basit işte çalıştı, iş tecrübesi pek az, yok denebilir. uzaktan bakınca başarılı görünüyor. hayatta başarılıdır buna bir şey demem, ama iş ve kariyer noktasında değil.

başka bir arkadaşım devlet memurluğunu dondurup yurtdışına YL için gitti. takdir ediyorum kendisini, orada bir düzen kurmak için çok uğraştılar çift olarak ve 1 yıla yakın süre geçti, iş bulamadılar, birikimleri tükeniyor. okulundan pek memnun değil, "20'li yaşlarda ailesi varlıklı hintlilerle okuyorum, hepsinin aile şirketi varmış orada çalışacaklar, laf olsun diye gelmişler, ben bu yaşta oturup ödev yapıyorum onlar chatgpt'ye makale yazdırıyorlar, iş de bulamadık, ne yapacağımı da bilmiyorum, galiba dönücez" diyorlar. ama linkdedin postları hiç öyle değil, inanılmazlar etkinlikler, nazik davetlere icabetler, heyecan verici gelecek ve yeni buluşlar, konferanslar, muhteşem çalışmalar...

bu iki kişiyi de yadırgamıyorum, buranın olayı bu zaten.
bunu yazan da biliyor ne olduğunu, okuyan da.

"bizim ülkemizde böyle, yurtdışında insanlar böyle kullanmıyor" demeyeceğim. yabancılar da biz gibi kullanıyor. marketing hep. kendini cilala parlat ve sat.
0
biseysorcaktim
(09.11.25)
(5)

Makale yazmak istiyorum ama

cemallamec
Öncelikle akademisyen değilim ama araştırmaya dayanan (mesela x kişinin hayatının detaylı bir makalesi, edebi kişiliği, eserlerinin yayımı vb.) bir makale yazmak istiyorum (tez değil) ve bunu nerelerde yayımlayabilirim kendi adımla. İnsanlar o kişiyi arayınca benim makaleme güvenip kaynak olarak bil
Öncelikle akademisyen değilim ama araştırmaya dayanan (mesela x kişinin hayatının detaylı bir makalesi, edebi kişiliği, eserlerinin yayımı vb.) bir makale yazmak istiyorum (tez değil) ve bunu nerelerde yayımlayabilirim kendi adımla. İnsanlar o kişiyi arayınca benim makaleme güvenip kaynak olarak bile kullanabilsin.
0
cemallamec
(07.11.25)
"x kişisi", çok çok özellikli biri değilse veya daha önce var olan bilgilerin dışında yeni, kimsenin bilmediği bilgilere erişmediyseniz, hiçbir ciddi akademik dergide o tarz bir makale yayınlatamazsınız.

sizin düşündüğünüz gibi insanların sizin çalışmanızı kaynak olarak kullanabilecekleri bir metin yayınlatmak istiyorsanız kitap bölümü olarak yayınlatma seçeneklerine bakmanızı tavsiye ederim.

google'da akademik kitap bölümü yayınlatma diye aratırsanız pekçok seçenek çıkacaktır karşınıza. en ucuzunu seçip herhangi biriyle bağlantıya geçin. hemen hepsi aynı zaten.
+1
yemrem
(07.11.25)
Hazırladıktan sonra (hali hazırda öğrencisi, çalışanı yahut hocası olduğunuz okulunuz yoksa) çalıştığınız kurum adına da (işyeri mail adresinizle) yayınlayabilirsiniz. Okul olması şart değil. Enstitü olur, müze olur, laboratuvar olur, kamu kurumu olur, ar/ge yahut kültürel departmanları olan özel firma olur.

Eğer alakasız bir işiniz varsa yahut çalışmıyorsanız bir alanda makale verecek kadar yetkin olmanız sürpriz olur. Ama mümkün. Şahsi adresiniz ve e-mailiniz ile yazarsınız.

Tamamlanınca, konu ile alakalı yayın yapan hakemli/hakemsiz dergi ve sitelere gönderip uygun görürlerse yayınlanmasını talep edersiniz. Yayına değer bulurlarsa en az bir tanesi yayınlar zaten. O zaman veritabablarına girmiş olacağından, araşturmacılar tarafından alıntı yapılır, kaynak olarak gösterilebilir.

Tabii isterseniz kendi kişisel sitenizde, blogunuzda yahut medium.com gibi bir sitede de yayınlayabilirsiniz. Yahut kitap bölümü olabilecek kadar zenginse, derleme/antoloji çalışması yapanlara gönderebilirsiniz. Tez, kitap olabilecek yeterlilikteyse, akademik/akademik olmayan yayınevlerine basılması için önerebilir, yahut basım masraflarını karşılayıp, bir dağıtıcı ile anlaşıp kendiniz de yayınlayabilirsiniz. Bu durumda da kaynak gösterilip alıntı yapılabilir.

Eğer herhangi bir doğal bilimler yahut sosyal bilimler alanının gelişmesine katkı sağlayacağına inandığınız bir çalışmanız varsa, yapın. Akademisyen olmanız gerekmiyor.

Bir de şöyle bir yöntem olabilir. Alanında uzman bir akademisyen hoca ile iletişime geçip, çalışmanızdan bahsedin. Taslağınızı yollayın. Akademik öğrenci olmamanıza rağmen danışmanlığını rica edin. Hem danışmanınız olur. Hem de makaleniz hazır olunca, yayınlanması hususunda önayak olur size. Duruma ve katkıya göre makalenin 2. yazarı yahut 1. yazarı olarak da hocanızın ismi eklenir.
+2
thunder thunder thunder thundercats
(07.11.25)
Bir makale yazıp yayınlamak için akademisyen olmanıza gerek yok aslında. Ancak en azından o mesleğe sahip olmanız işlerinizi kolaylaştırırdı, ancak bu da zorunlu değil. Esas önemli olan hakemlerin yazdıklarınızı metot açısından tutarlı bulması. Tarih boyunca alanı dışında makalesi büyük ses getirmiş insanlara örnekler var. Buna rağmen bu senaryo büyük ölçüde yalnızca "teknik olarak mümkün."

Örneğin şu konu üstüne düşünün, bunu irdelememi art niyetli olarak ele almayın lütfen, öyle bir niyetle konuşmuyorum, sadece bir noktayı somutlaştırmaya çalışıyorum.

Bir kişinin hayatı ve eserlerini irdeleyen bir makale yazmak istiyorsunuz. Arzunuz bunun hem dergi hem de şahsınız açısından güvenilir bir imaj çizmesi. Ne var ki siz bu makaleyi yazmak isteyen kişi olarak güvenilir kaynakların hangileri olduğuna emin değilsiniz. Normal şartlarda bir konuda makale yazmak isteyen birinin o konuda bu tip detaylara daha en baştan hakim olması beklenirdi. Bu durumda akademisyen olmadığınızı vurgulayabilirsiniz, olmanız da beklenmiyor zaten, sadece yetkin olmanız gerekiyor ve bu yetkinliği bu konuda makale yazmaya niyetlenmeden önce edinmiş olmalısınız.

Demek istediğim, bu aslında hiç sorulmaması gereken bir soru. Siz bu sorunun cevabını öğrenip bir makale yazıp bu dergiye gönderirseniz bunun kabul edilmesi çok düşük bir ihtimal olur. Sizin bu sorunun cevabını zaten bu makaleyi yazmaya yetecek yetkinliğe ulaşırken yaptığınız okumalardan edinmiş olmanız gerekiyor.

En basitinden sorduğunuz soruya cevap verebilecek yeterli veri yok. Çünkü bu edebiyatçının alanı, çağı, içerisinde bulunduğu sanatsal akım ve temsilcisi olduğu kültür gibi sorunun cevabını etkileyecek veriler sorunuzda yok.

Cevabımın agresif görünmesinden çekiniyorum. Onun için tekrar vurgulamak isterim; yapmak istediğim şey, odağınızı bu sorudan çekerek, sizi, yazmak istediğiniz şeyleri gerekli normlara uygun biçimde yazmaya, sonra bu konuyu düşünmeye yöneltmekti. İstediğiniz güvenilirlik ancak böyle mümkün olabilir, bu arzunuz da ancak böyle gerçeğe dönüşebilir.
+1
akhenaten
(07.11.25)
www.ssrn.com da yayınlayabilirsin. Daha sonra bir hakemli dergiye gönderebilirsin veya SSRN'de kalabilir.

Yayınladıktan sonra bir google scholar profili aç. Aldığın atıflarla akademik saygınlık elde edersin. Makalelerini ingilizce yazmalısın. İngilizce yazmak diğer ülkelerdeki araştırmacıların senin yayınlarına atıf yapmalarını sağlar.

Makale yayınlamak için PhD derecesine veya akademik kadroya ihtiyacın yok. Makale yayınlamak > makalesiz PhD derecesinden diyebiliriz. Yayın yapmak ve atıf toplamak akademik saygınlığın en büyük göstergesi.

Hiçbir hocaya makaleni gönderme. Tam halini kimseye gönderme. Senin günlerce verdiğin emeği fikrini çalarak hiç edebilirler. Makalelerin beğenilirse zaten atıf alır ve akademik teklifler alırsın.
-1
michael harddd
(07.11.25)
dergipark.org.tr dergipark'a bağımsız araştırmacı olarak üye olabilir, uygun dergiyi seçtiktenen sonra gönderim yapabilirsin.
0
renegade
(08.11.25)
(12)

Ticaret veya zanaat neden ilgi görmüyor sizce?

michael harddd
Bu devirde masabaşı iş kovalamak için saçma sapan bölümler okunurken neden insanlar zanaate veya ticarete yönelmiyor küçük yaşlarda?
Bu devirde masabaşı iş kovalamak için saçma sapan bölümler okunurken neden insanlar zanaate veya ticarete yönelmiyor küçük yaşlarda?
0
michael harddd
(05.11.25)
Sermaye gerekiyor. Örneğin, Bir berber dükkanı açabilmek için dükkan kiralaman gerek, mobilyalar, malzemeler vs. derken başlangıç maliyeti çok yüksek oluyor.

Belirli bir süre zararına çalışması gerekecek, o sıra geçinebilecek mi mesela?

Ayrıca “küçük tatlı bir şirin kafe”cileri hatırlatırım.
0
substituent
(05.11.25)
cunku boomerlar cocuklarin kulagina "diplomaa diplomaaaaa" diye sayiklayip durdu ve durmaya devam ediyor.
+2
cooperr
(05.11.25)
isyeri sahibi olursan,
günde en az 12 saat calisirsin,
maaşlı iş yerinde ise toplasan 6 saat çalişmazsin.
+2
designer
(05.11.25)
Zanaat ve ticaret bir girişim, cesaret işi. Yığının tercihi ise diplomalı garanti iş.
Aradaki fark bu bence. Yığın risk almak istemiyor. esasen bu devirde salt diploma peşinde koşmak en büyük risk farkında değil pek çoğu. Diplomayı alıp iş bulmaya çalıştığında farkediyorlar geç olarak.
+1
ezkaza
(05.11.25)
Çırak bulamıyorum diyen bir ticaret ve zenaat erbabı mı var? İlgi görmediği çıkarımını nasıl yaptık?
+2
Mirket
(05.11.25)
Hangi maaşlı işte 6 saat çalışılıyor hemen gidelim oraya. Özel sektörde 12 saat çalışanlar var.

@mirket Çok var.
0
🌸michael harddd
(05.11.25)
michael harddd +1

hakkaten ya. her işi kendi işiniz gibi sanıyorsunuz:)
0
nothing in my way
(05.11.25)
Çünkü her yere apartman şeklinde üniversite açıldı ve baraj kaldırıldı. Üniversite sınavında sıfır çeksen bile yerleşiyorsun. Yerleşince (dandik üniversitelerde, iki yıllık okusan bile) kendini üstün gören psikolojiye giriyorsun. Üniversiteler azaltılsa, sınav zorlaştırılsa, kontenjanlar düşürülse durum farklı olur
+1
cemallamec
(06.11.25)
yurt dışındaki gibi liselerde farklı dersler önerilmeli; mesela çeşitli atölyelerin, farklı üretim pratiklerinin dersleri olabilir. öğrenciler de kendi ilgi alanlarını keşfetme imkanı bulur böylece. tabii türkiye'de liseleri böyle kurumları çevirmek için gereken altyapıyı sağlamak imkansız. lisedeki opsiyonlar çeşitlenirse insanların farklı alanlara teşvik edileceğini düşünüyorum. eş zamanlı olarak, üniversite sınavı da evrilmeli.

zanaat ve ticaret aileden gelen bir durum olmadıkça kurması ve tutunması çok güç alanlar. bir işin sermayesinin ve operasyonlarının sizin sorumluluğunuzda olmasıyla beyaz yaka olarak koca operasyonun sadece bir üyesi olarak çalışmak çok eş durumlar değil. sermaye olsa bile risk alma cesareti herkeste yok.

gerçek michael hardt ne derdi acaba
0
eileengray
(06.11.25)
Yani bir kere çevrende sana bu yolu gösterecek yoksa bir insanın zanaat ya da ticaret ile alakası olması o kadar kolay değil.
Misal benim ailemde bunda olan bir kişi bile yok.
Ve benim bu işi yapan arkadaşlarımın hepsi de ailesi tarafından bu ortamlara sokulmuş kişiler. Misal babası inşaat yapmis; o da kendi insaat yaptı.
Babası ticaret yapıyordu; kendi de yaptı.

Bir de bu işlerin çoğunun genel çalışma ortami, en azından baslarda, çok sa güzel değil. Yani herkes araba tamiri der ne bileyim elektrikçi der; vallaha biz daha yeni yazlığı komple yaptırdık misal. Usta yanında iki kişi ile geldi. Vallaha sabahtan akşama kadar çalıştılar, cumartesi de çalıştılar pazar da çalıştılar.
Türkiye'de çoğu insan bu meslekleri yapan başarılı kişilerin hayatını görüyor da hiçbir şekilde haftasonu bile calisanlari, günde kac saat çalıştığı bile belli olmadan calisanlari, vücut ile yapılan işin kisiye bindirdigi yükü düşünmüyor.
Bir de ticaretin finansal riski var, zanaatin de farklı riskleri. Misal daha yeni elektrik ile alakalı eğitim aldım. Eğitim sırasında kazalarla alakalı şeyler okudum, bir sürü elektrik tesisatı yaparken ölen ya da yaralanan insan örnekleri. Benim misal ofiste çalışırken tek riskim takılıp düşmek ya da kahve falan dökmek yani.
Bir de yani bundan 15 sene önce bu meslekleri kimse önemsemiyordu çünkü ofis işleri yeteri kadar para kazanıyordu. Şu an kazanmiyor. Ofis isleri gene insan gibi para kazansa gene kimse onemsemez. Bir de tabi herkes el isine yönelirse supply vs demand olayından onun da gelirinin dusecegi olayi var.
0
logisticsmanager
(06.11.25)
klimalı ofiste excell doldurup mynet okey oynayarak 250k kaldırmak varken kim neden komik fiyatlara hayvan gibi çalışsın. benim zanaatim var ben de çalışmıyorum. ayrıca kapital lazım +1.
+1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(06.11.25)
''eskiden başkasının işinde cumartesi günü bile çalışıyordum. şimdi kendi işimi yapıyorum, artık pazar günleri bile çalışıyorum.''
0
elorelia
(06.11.25)
(6)

istatistik ve r'yi kim kullanıyor?

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
akademisyenler dışında bir işine yarayan var mı?
akademisyenler dışında bir işine yarayan var mı?
-4
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(04.11.25)
r hangi endüstride kullanılıyor tam olarak? phyton ile data analizleyen abiler şu anda bizimle bu odadalar mı?
0
🌸Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(04.11.25)
istatistik her yerde kullaniliyor. yani bir esnaf bir sene boyunca her ay ortalama ne kadar mal alip sattim derken de istatistik kullaniyor, herhangi bir sirket bilanco takibi yaparken de. serbest calisansan bile (mesela yatirimci gibi istatistik kullaniyorsun veya yorumluyorsun). r'in ne kadar kullanildigini bilmiyorum.
0
Sour
(04.11.25)
hani nerede bu standart sapma, varyans, kovaryans hesaplayan, chi kareye, t testine takla attıran esnaf? verilerini csv olarak export ediyor ve yıl sonu anewliz de yapıyor mu? kim bunlar, nerede hangi title ileiş yapıyorlar? istatistik nedir, neye denir bilmiyor gibi mi görünüyorum?
-2
🌸Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(04.11.25)
Ben kullanıyorum. Kara Murat da benim.
0
michael harddd
(04.11.25)
@Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
birincisi sizi tanimiyorum, istatistigi bilip bilmediginizi bilmiyorum, sorunuzdan da bilip bilmediginiz anlasilmiyor, daha da otesi naif bir soru gibi duruyor. sorunuza tekrar bakin, "akademi disinda isine yarayan var mi" naif bir soru degil mi?

ikincisi, ikinci girdiginiz entry'den istatistigi bilip bilmemenizden ote bakis acinizin sinirli oldugunu soyleyebilirim. istatistik bu saydiklarinizdan ibaret degil. bir esnafin ileri duzey istatistige neden ihtiyaci olsun ki? zaten girdigim entry'de descriptive istatistik oldugunu belirttim. eger sorunuz "ileri duzey" istatistikse (ki bence bu saydiklariniz ileri duzey degil) akademi disinda ozel sektorde kullanilir. endustri duzeyinde degil sirket ve pozisyon duzeyinde bakilmali. kabacasi is istatistikle alakaliysa python veya r bilmesinin pek onemi yok, bunlardan birini bilmesi yeterli. gozle gorulur duzeyde sektorel olan r veya python degil matlab.

ucuncusu esnaflarin alim satimlarini bir excel dosyasinda tutmasi bana absurt gelmiyor. cogu manuel olarak tutuyordur diye tahmin ediyorum ama. neden bir title'a ihtiyaclari olsun?

dorduncusu ilk yazdigim yorum sizin caninizi sikmis ama niyetim kucumsemek degildi (birincisi bolumune bakin). buna bir tepki olarak ne kadar cok bildiginizi gostermek icin teknik keyword'ler verip tuhaf bir saldirganlik ortaya koymussunuz. bence hayatta bu kadar sinirli olmayin, nihayetinde hic tanimadiginiz, anonim biri, anonim bir ortamda istatistik bilmediginizi dusundu ve buna gore cevap yazdi, abartilacak bir sey olmamali.
+4
Sour
(04.11.25)
Asıl gerçek anlamda bir akademisyenlerin işine yaramıyordur belki de :) Veri analistleri ve veri bilimciler şirketlerde karar alma süreçlerinde yoğun olarak kullanıyor. İstatistiğin kullanılmadığı bir alan yok bence. Alışveriş sepetine eklenmek üzere öneriler, Spotify veya YouTube Music in beğenebileceğini düşündüğü parçalar, önüne düşen reelslar vs vs hepsinin yolu istatistikten geçiyor.
+1
huzurlarinizda huzursuzluk
(04.11.25)
(15)

Türk insanı neden böyle

messina123
insanların ahlaksızlığını aklım almıyor artık. Hep mi böylelerdi?Olay şu, dün az sayıda kahve makinesi 20 bin liradan 9900’e düştü. Alıp ürün gelmeden sahibindene 2 katına yüklemişler.https://x.com/neonatalog/status/1985057198381121598?s=46
insanların ahlaksızlığını aklım almıyor artık. Hep mi böylelerdi?

Olay şu, dün az sayıda kahve makinesi 20 bin liradan 9900’e düştü. Alıp ürün gelmeden sahibindene 2 katına yüklemişler.

x.com
0
messina123
(03.11.25)
Türk insanı hep böyleydi. Böyle olmasa başımızdakiler kafalarına göre vergi alamazlardı, Türk insanı kimliğiyle bütünleşen bir halk değil maalesef, bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda, inanır mısınız bu hep böyleymiş ben de fark edince şaşırmıştım.
+4
olaylar olaylar
(03.11.25)
yapilani onaylamasam da burada bir ahlaksizlik goremedim ben, kimseye ozel kontenjan acilip hak yenmemis. insanlar da kendi capinda firsat degerlendiriyor. turk insani diye genellemek asil ahlaksizlik.
-2
gule gule
(03.11.25)
Serbest piyasa. Almak zorunda değilsin, kimse değil.
-5
michael harddd
(03.11.25)
fırsat görmüşler para kazanıyorlar. dünyada tüm milletler bunu yapıyor. evet, hoş değil ama ahlaksızlık demek de istemem. en azından yalan söylemiyorlar.

bence asıl ahlaksızlık her yeri çarık çürük kazalı boyalı arabayı "nokta hata yok, her yeri oporijinal" diye satmak.
0
co2s2
(03.11.25)
burada bir ahlaksızlık göremedim ben, ahlaksızlık havaalanı saldırısından sonra taksi ücretlerini katlamaktır, pandemide dezenfektan/maske fiyatlarını katlamaktır, depremden sonra çadır satmaktır.
+6
mutekebbir
(03.11.25)
bu tarz durumlarin serbest piyasa arkasina saklanmasina da bayiliyorum. bu bir aklama mi ki? sokakta yasayan bir evsiz de, is bulamayip intihar eden genc de, hastane veya ilac masraflarini karsilayamayip olen kisi de serbest piyasa kurbani. ne diyelim? serbest piyasa abi, cok da takma, normaldir falan mi diyelim? biraz ne soylediklerinizi anlamya calisin yahu, oturun bir uzun uzun dusunun fikir beyan etmeden once. yapilan ahlaksizlara, icler acisi durumlara kendi capinizda "entelektuel" bir kilif bulmaya calismayin. cok sey gozukuyorsunuz...

edit:
(bkz: ahi evran)
(bkz: ahilik)
+6
Sour
(03.11.25)
Değerlendirme yaparken bu arkadaşların bu işlemi yaparken risk aldığını fark ediyoruz değil mi? Örneğin satamayabilir de. Ya da yeni bir ürün piyasaya çıkabilir. Ya da ürünün fiyatı düşebilir...
0
osssy
(03.11.25)
Yapılan serbest piyasa koşullarında normalleştirilse de etik değil. Bu bağlamda Alev Alatlı’nın bir konuşması tam da bu tür (ufak ya da büyük) olaylara çok güzel bir örnek. Kendisinin verdiği tüm örnekler buradaki arkadaşlara göre de hiç sorun teşkil etmiyor o zaman. Ne de olsa özgür irade, serbest piyasa, ekonomik şartlar vs vs diye her şeyi aklayabiliriz.

youtu.be
-1
m e b
(03.11.25)
türk insanının ahlaksızlıgı normalleştirdiği verilen cevaplardan belli.

bu yapılan ahlaksızlıktır, serbest piyasa ile ilişkilendirilemez. bu yapılan karaborsacılıktır. karaborsacılık suçtur. serbest piyasada yeri yoktur. karaborsacının risk alması bu ahlaksızlığı ve suçu ortadan kaldırmaz. duyuruya verilen bu cevaplar akıl tutulması ve insanımızın ahlaksızlığı normalleştirdiğinin apaçık kanıtı
0
abelardo
(03.11.25)
ben ahlaksızlık olarak değerlendirmedim. ucuza almış, istediği fiyata satabilir, alan kişiyi bağlar, satamazsa elinde patlar.

şu ahlaksızlık olabilir, devrilen bir tırdaki domatesleri sahibinin rızası olmadan alıp satmak ya da kullanmak ahlaksızlık. birinin zor durumundan fayda çıkartmak büyük ahlaksızlık.

philips latte go yüklü tır devriliyor, sen şoföre yardım etmeyi bırakıp, 112 yı aramayı es geçip üç beş kahve makinesi alıp çok ucuz bir fiyata satarsan bu ahlakızlık...
0
exlibris
(03.11.25)
bunun etik olup olmadigi o anlik duruma ve urunun ne olduguna gore degisir.

pandeminin en cilgin attigi donemlerde islak mendil kalmamisti piyasada, bir komsu nerden bulduysa bir kamyon dolusu alip stoklamis, internet uzerinden sacma sapan fiyatlara satti. bu bence etik degildi, zira insanlarin ihtiyaci olan bir seyi alip stoklayip karaborsaya sokuyorsun.

obur taraftan bu adamlar hayati onem tasimayan bir urunu ucuza denk getirmis, 2 tane almis, birini kendi kullanacak oburunu satacak, kendi makinasinin parasini cikartacak diyelim. buna ben en fazla "uyaniklik" derim gecerim. cunku ne kahve makinasina kiran girdi, ne kahve icmese olecek durumdayiz, ne de kahve makinalari karaborsaya dustu.

son olarak, karaborsa her ulkede ve millette var. her dandik seyi donup dolasip kendi irkina baglamak da herhalde sadece bizde olan garip bir hastalik.
+1
cooperr
(04.11.25)
Bu karaborsa değil arkadaşlar. İçinde bulunduğumuz sistemi iyi tanıyalım. Yasadışı piyasalar karaborsa oluyor.
0
osssy
(04.11.25)
bunun adi stokculuk ve ahlaksizligin dik alasi. adam ister bir tane alir, ister 300 tane ama amaci belli: indirimdeki ürünü zamani gelince yüksek fiyata satmak.
bu esnada indirimdeki ürün stogunu azalttigi icin insanlar indirimden faydalanamiyorlar.
adam ticaret yapiyor ve risk ticarette hep vardir. riskinin olmasi yapilanin ahlaksizca oldugu gercegini degistirmiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
bunların hepsi yoksulluktan. normalde 8-10 tane kahve makinası alacak sermayeyi toparlamak bizim ülkemizdeki kadar uzun sürmemeliydi. insanlar 10 bin liraya 10 gün çalıştıkları için buradaki fırsatı gole çevirmek zorunda hissediyor olabilirler.

1 seansı minimum 3-4 bin TL olan , 1 günde en az 10-15 bin TL kazanan bir psikolog , bir hukuk müşaviri, yada işletmesi saniye başı para basan bir tacir bu işlere tenezzül etmez zaten. yada bu kadar survival modda yaşanmayan bir sosyal devlete tabi olsaydık, bu kadar çok "maddi garanti" yaratma çabamız da olmazdı diye düşünüyorum.

ticari şirketler bu hareketlerin çok daha büyüklerini kapı arkasından yapıyor zaten, yani binlerce kahve makinasını belki de perakende satış fiyatının 3'te 1'ine kadar düşürüp toptan bir şirkete satabiliyor. Onlar da ilk perakende fiyatın takribi yarısına düşürüp satışa icap ediyor. vatandaş da bunu toplayıp %20 fiyat kırarak satmaya çalışıyor. Belki de yıl başında makinanın yenisi tanıtılacak ve mağazalardan kaldırılacak ürünler bile olabilir. 20.000 TL'ye yepyeni özelliklerle donatılmış bir kahve makinası tanıtıldığında zaten diğerleri 18 bin TL'den satılabilirliğini kaybedektir.
0
loch ness
(04.11.25)
aç gözlülük başka bir şey değil.
0
Başka
(04.11.25)
(19)

Bir süreliğine bir yerlere gitmek isteseniz nereye giderdiniz?

whatdreamsnevercome
avrupa amerika asya falan farketmez.üstümde bir bunalmışlık var. şuan bulundugum yerden tamamen bağımsız bir yere gitmek istiyorum 2-3 haftalığına. türkiye içi de olur aslında ama öyle değil yani, tamamen kopmuş olmak istiyorum. belki japonya, belki bilmiyorum başka bir yerler.turistik bir yer görme
avrupa amerika asya falan farketmez.

üstümde bir bunalmışlık var. şuan bulundugum yerden tamamen bağımsız bir yere gitmek istiyorum 2-3 haftalığına. türkiye içi de olur aslında ama öyle değil yani, tamamen kopmuş olmak istiyorum. belki japonya, belki bilmiyorum başka bir yerler.

turistik bir yer görmek vs. gibi bir amacım da yok. hatta gitmeden önce çok bir şey araştırmadan gitsem daha bile iyi olur belki bi sıfırlanırım.

siz nereye giderdiniz böyle bir durum içinde olsanız?
bu kişiden kişiye değişen bir şeydir tabi ki ama, yine de sormak istedim.
0
whatdreamsnevercome
(03.11.25)
Ben bir ara bu sebeple Artvin Arhavi'de bir tanıdığın köyüne gittim. Bayağı tarlada bahçede çalışıp insanlarla vakit geçirdim.
+3
Amaranta ursula
(03.11.25)
Bhutan geçti gönlümden.
0
auroraaurora
(03.11.25)
"Belki Japonya" dediğin için direkt Japonya demek geldi aklıma aşırı merak ediyorum, durumum müsait olsa düşünmem oraya giderim.
Bunun haricinde şu an içinde bulunduğum koşullarda kendim için cevap verecek olursam, böyle kafa dinlemek için düşünmeden kalkıp gideceğim yer Sinop olurdu.
0
mutekebbir
(03.11.25)
Madeira
0
gabe h coud
(03.11.25)
las vegas
0
hold the door
(03.11.25)
rusya - yekaterinburg. daha kuzey şehirlerine de gidebilirsin.

ilginç bir memleket rusya
0
yurtsuz john
(03.11.25)
Bled kasabası. Sessiz sedasız bir kasaba. Göl muazzam. Lübliyana'dan bir saat uzaklıkta otobüsle. Lübliyana da sessiz sedasız bir şehir.
0
Ovic
(03.11.25)
tayland

kültür değişimi iyi gelir.
0
co2s2
(03.11.25)
Ben olsam kafama yatan bir latin amerika ülkesini seçerdim. Vize falan uğraşmadan al valizini git gibisinden
0
michael harddd
(03.11.25)
Ben senin yerinde olsam dünyanın en izole airbnb evleri gibi bir araştırma yapıp öyle giderim. Madem turistik amacın yok, çok enteresan yerlerde, seni bambaşka bir ortamda hissettirecek evlerde kalmak daha efekti bir çözüm olur.

Nevada'da çölün ortasında klas bir ev vardı, ya da Amazon ormanlarında yeşilin içinde cam bir ev. Nordiklerde brutalist soğuk evler ya da.
0
Bruce
(03.11.25)
2-3 hafta dendiği için amerika ya da japonya. tayland da olabilir.

avrupa da güzel olur aslında ama havalar soğudu. yine de soğukla bi derdiniz yoksa büyük bi avrupa gezisi de olur.

izole olmak istiyorsan isviçre ve iskoçya öneririm.
0
jelly bear
(03.11.25)
fazla uzaga gitmeye gerek yok.
sengen varsa yunan adalarina gec, adadan adaya feribotla gezersin sikildikca.
mis gibi..
0
cooperr
(03.11.25)
boyle bir durumda olsam bir kere bir metropole gitmezdim. yani japonya demissiniz ama fazlasiyla kalabalik, kaotik, surekli bir aksiyon, civil civil ortam vs. kafa dinlemelik yer degil. bu tarz yerlere gitmek spor gibi oluyor. hele kisin gitmek daha da zor. ben tayland, endonezya (bali) veya vietnam diyorum. yani guneydogu asya ulkeleri. benim de ihtiyacim var.
0
Sour
(03.11.25)
Bir süreliğine bir yere gideceğim zaman kullanacağım parayla bir yere gitmem, araba alırım. Para kalıyorsa anneme yakın bir yerlerde şöyle 1 hafta 10 gün tek başıma zaman geçiririm, bol yeşillik ormanlık sulak alan filan.
0
muhayyer divan
(03.11.25)
Cok populer degil ama Mostar'in asagilarinda Počitelj diye bir yer var. Oralar veya civarlari olabilir. Biraz asagilara gitsen hava da isinir mis gibi.
0
mbond
(03.11.25)
Benim gitmek istediğim üç yer var:
Puerto Williams, Pontianak ve Longyearbyen.

Kabaca, biri dünyanın en kuzeyinde, diğeri en güneyinde, öteki de en ortasında bulunan üç yerleşim yeri. Madem kaçacaksınız, en uzağa kaçın…
0
yadigar
(04.11.25)
Birçok kişi asya, rusya gibi yerlerden örnekler vermiş. Seyahat amacınızın dinlenmek ve kafaca bir şeylerden uzaklaşmak olduğu anlaşılıyor. Asya ülkeleri gibi bir yerden bir yere gitmek için planlama gerektiren veya rusya gibi kredi kartı bile kullanılamayan bir yere gitmek sizi dinlendirmekten çok yoracaktır. Ben olsam dil sıkıntısı yaşamayacağım (en azından ingilizce bilinen) ama bir yerden bir yere gitmek için de ne bileyim sherpalara ihtiyaç duyulan, alpacalara binilen veya bambu ormanlarında kayıklarla seyahat edilen bir yere değil efendi gibi tramvay, otobüs, flixbus bulabileceğim bir yere giderdim.

iskoçya bir seçenek, daha yumuşak bir hava için portekiz veya endülüs ispanyası olabilir. sicilya veya sardinya olabilir. illa daha uzak ve egzotik olacaksa nispeten sakin japon şehirleri veya yeni zelanda olabilir.
+1
phoarbix
(04.11.25)
@phoarbix soyle nedenini bir mantik zeminine oturtarak aciklayan insanlara hasret kalmisiz.
0
Sour
(04.11.25)
bruce'in fikri hosuma gitti ama benim cok yoruldugum ve tamamen uzaklasmak istedigim donemlerde basvurdugum yontem, muhtesem 2 tane tur sirketi var kullandigim (yabanci) oradan istedigim ulkeyi secip istedigim uygun bir tarihte olan turla gidiyorum. para ve butceden bahsetmediginiz icin yazdim bunu. o turlardan birini secer giderdim, cok keyifli, gencler, her sey ayarlanmis, acayip kafa insanlar, parmaginizi oynatmaniz geremiyor ve tamamen uzaklasiyorsunuz. tercihim elbette sicak diyarlar olurdu ama patagonia da tam istediginiz tarz bir sey olabilir hiking seviyorsaniz.
0
kassiopeia
(04.11.25)
(2)

usa teknolojik aletler

duyurukullanıcısı
lazer scan yapan drone, veya high sensorlü aletler için falan nereye bakmam lazım?bir arkadaşım usa'a gitti ne istersin dedi. böyle bir şey getirirse iyi olur.
lazer scan yapan drone, veya high sensorlü aletler için falan nereye bakmam lazım?

bir arkadaşım usa'a gitti ne istersin dedi. böyle bir şey getirirse iyi olur.
0
duyurukullanıcısı
(29.10.25)
bestbuy, ebay ve bhphotovideo'ya da bakabilirsiniz.
0
brkylmz
(29.10.25)
bestbuy ve amazon çeşitli markaları bir arada bulabileceğiniz siteler ve güzel indirimler de olabiliyor bazen.

bunlar dışında ürünün kendi web sitesi olabilir.
0
michael harddd
(29.10.25)
(7)

Telefona imei attırdıktan sonra ortaya çıkan tuhaf durumlar

michael harddd
Geçen hafta telefonuma imei attırdım. Atan kişi pc me bağlanıp uzaktan yaptı. Bu işten kısa bir süre sonra kredi kartımdan izinsiz bir harcama yapılma girişimi oldu. Neyse ki ödeme onaylanmamış. Bugün de paycell den kod gelip duruyor. Paycell nedir bilmiyorum bile. Imei atan kişi cihaza bir şeyler y
Geçen hafta telefonuma imei attırdım. Atan kişi pc me bağlanıp uzaktan yaptı. Bu işten kısa bir süre sonra kredi kartımdan izinsiz bir harcama yapılma girişimi oldu. Neyse ki ödeme onaylanmamış.
Bugün de paycell den kod gelip duruyor. Paycell nedir bilmiyorum bile.

Imei atan kişi cihaza bir şeyler yerleştirmiş olabilir mi?
0
michael harddd
(21.10.25)
olabilir, root atıldıysa birçok şey yapmış olabilir
0
pislick0
(21.10.25)
root ne demek?
0
🌸michael harddd
(21.10.25)
Rootlama, bir android cihazın işletim sisteminin kök dosya dizinlerine erişme ve düzenleme işlemidir. Her türlü değişikliği yapmanızı sağlar. Silemediğiniz sistem dosyalarını , telefon ile gelen silinemeyen programları silmenizi sağlar. Bu işlem sonrası keylogger gibi şeyler yüklenmiş olabilir bilmiyorum.

bazen imei atmak için root gerekiyor özellikle xiaomide filan.

bazı banka uygulamarı da çalışmıyor olabilir root kaynaklı olarak
0
pislick0
(21.10.25)
imei işlemi için cihaza root atılması gerekiyor. yani telefonunuz her türlü erişime açık hale geliyor. root atıldı mı zaten her türlü zararlı yazılımı telefonunuza gömebilir.
0
limonlu eksi
(21.10.25)
peki şu saaatten sonra ne yapılabilir? imei atacak kişiyi de zor bulmuştuk
0
🌸michael harddd
(21.10.25)
imei için root gerekli değil. öyle bir şart yok. bootloader kilidi açık olsa yeter. açık değilse de açılır 1 dklık iş. ikisi farklı şeyler.
bilgisayarına yüklediği programlara bak dftpro chimera gibi şeyler varsa bilinen adıyla yazılımla imei yapılmıştır. telefonu sıfırlarsan imei %99.8 uçar.
ekranda ne yaptığını takip etmediysen ya da takip etsen bile bir fikrin olacak kadar hakim değilsen uygulamalara arada bir şeyler yüklemiş olabilir.
0
Efoody
(21.10.25)
root var mı diye kontrol edin, varsa internetten root kaldırma diye aratın.

root yetkilerini kaldırdıktan sonra erişim engellenecektir büyük ihtimalle

ancak şimdiye kadar hangi verilere ulaşıldı allah bilir.

telefon marka modeli nedir
0
pislick0
(22.10.25)
(6)

abd vizesi

gurur
2012'de 10 yıllık almıştım.abd'ye 3 kez gittim döndüm, kısa sürelerler her biri 10 gün.şimdi yenilesen diyorum. vize biteli epey oldu 3 sene.her şey değişmiş.vize randevsu nasıl alınıyor, alınabiliyor mu?eşim ve çocuğum var benden kaynaklı yeşil pasaportları var. vize alımında sıkıntı olur mu?maddi
2012'de 10 yıllık almıştım.

abd'ye 3 kez gittim döndüm, kısa sürelerler her biri 10 gün.

şimdi yenilesen diyorum. vize biteli epey oldu 3 sene.

her şey değişmiş.

vize randevsu nasıl alınıyor, alınabiliyor mu?

eşim ve çocuğum var benden kaynaklı yeşil pasaportları var. vize alımında sıkıntı olur mu?

maddi olarak sıkıntımız yok, abd'de kalma gerekçemiz yok iltica gibi, arada bi özler gibi oluyorum gitsem mi oluyorum, kısa özetleyebilecek olan var mı süreci
0
gurur
(03.10.25)
1 sene beklersin. Acelen yoksa başvur bekle. Geçmişteki 3 ziyaret olumlu değeerlendirilir. Çok yüksek ihtimalle vize alırsın
0
michael harddd
(03.10.25)
Nasıl yapılıyor bilmiyorum ama senin beklemen gerekmiyor.bizim süreler bitmişti,kurye,posta birşeyle pasaportları gönderdik yenisi basıldı geldi.
0
duptıs
(03.10.25)
mülakatsız vize alabilme yakın zamanda kaldırıldı
0
michael harddd
(03.10.25)
yakın zamana rahatlıkla randevu alınabiliyor. mülakatsız vize kalkmadı ama vizenin bitiminden 12 aya düşürüldü. yani sizin her türlü mülakata girmeniz gerekecek. dün istanbul ve ankara ekim ve kasım randevusu açtı baya. böyle ara ara açıyorlar. kontrol edip öne çekmek mümkün.
0
jelly bear
(03.10.25)
Sıfırdan vize alacaksın en az 1 sene bekleme olacak
0
basond
(03.10.25)
(2)

Yurtdisindan Turkiye’ye geri yerlesmek

Npnp
MerhabaAile, akraba iliskim yok gibi arkadasim da hic yok. Dislanmis bi tipim eski erkek arkadaşlarim haric.Yaklasik bes senedir Turkiye’ye hic gelmedim. Size danismak istedim sahiden akli basinda bir danisabilecegim kişi yok.Daha once de ayni bu durm basima gelmisti ve Turkiye’ye dondugume pisman o
Merhaba
Aile, akraba iliskim yok gibi arkadasim da hic yok. Dislanmis bi tipim eski erkek arkadaşlarim haric.
Yaklasik bes senedir Turkiye’ye hic gelmedim. Size danismak istedim sahiden akli basinda bir danisabilecegim kişi yok.
Daha once de ayni bu durm basima gelmisti ve Turkiye’ye dondugume pisman olmustum. O zaman gencce idim ve tutkularum hayallerim vardi ama.
Simdi 43 yasimdayim. Turkiye için rahat , yasamakta oldugum yer NYC icin idare eder bi sabit gelirim var.
Kadinim. Suan bi tutkum hayatta itici lokomotif bi durtum arzum yok.
Ama huzurlu ve mutlu mutmainim. Uktem yok.
Burada ucretsiz iyi bi saglik sigortam var. Arkadasim yok. Muslumanim, yeni kapandim ama zor geliyor. Disari cikasim yok onceden sporsever aktif ugrasan biriydim.
Uzattim cok. Mustakil bi ev kiralamak ya da teras kat evde kirada yasamak niyetim. Mugla veya Izmir veya Kas Kalkan sahile yakin köylerde. Bana sakince tavsiye veya onay verebilir misiniz? Gecen Balikesir Toki ya da Denizli ya da Aksaray illerinde modern temiz teras katlar buldum cok ekonomik. Arada library, semt pazari, kultur doga turlari ya da umreye giderim ve hayat boyle gider neticelenir diye tasarladim. Daha once green cardimi yakmistim evlendihim kisi ile uymamaktan simdi ise turist visa ile gelip asylum basvurdum. Yani usa’den cikarsam bi daha heri donemicem. Burda biraz anksiyetem basladi belki yaş belki yalnizlik. Ilac ya da yasal musekkin kullanmak istemiyorum. Yalnizlik cok komforlu geliyor. Ne tavsiye edersiniz? Politik degilim kabalik beni yipratiyor. Gencken buradan bir konu hakkinda cok mantikli destek almistim ve uygulamistim. Boyle. Keske iş, para kazanmak, zengin olmak hirsim olsaydingenckenki gibi. Ama suan yuzde yuz yok bu talebim. Sevgiler, saygilar. Iyi ki varsiniz.
0
Npnp
(02.10.25)
Bir egeli olarak yazayım. Egede gizemli bir yer kalmadı her yer artık keşfedildi. İzmir çok kalabalık artık ilçeleri vs de çok yorucu. Aydında yaşıyorum. Kuşadası kışın sakin yazın hareketli, izmir aydın arası yaşanabilecek en mantıklı yer. Denizli merkez izmir ve aydına göre muhafazakar kapalı birine daha uygun. Servergazi semtinde oturursanız semt pazarı vb daha rahat. İlçe sorarsanız Denizlinin tek yaşanabilir ilçesi Buldan ama nüfusu en fazla 30 40 bin. Muğla ilçeleri size daha uygun. Marmaris veya Datça ama 2side kışın ölü olur yazın çok kalabalık. Bence Türkiyede 2 yaşanılabilir şehir var Eskişehir ve Çanakkale. Nycden sonra her yer köy unutmayın.
0
mikahakkinen
(02.10.25)
Ben vize durumlarından ötürü abd'den döndüm. ABD'de Akademideydim. ABD standartlarına göre iyi gelirim yoktu ama mutluydum.

Ege bölgesinde yaşıyorum diyeceğim ama aslında yaşayamıyorum. Trafik, cehalet, 100 USD lik ürüne 200 USD ödemek zorunda olmak beni psikolojik açıdan her gün yıpratıyor.

İltica bekleyen çok Türk tanıdım. Çoğunun ilticalık bir nedeni bile yok. İlticadan olumlu bir sonuç falan da beklemiyorlar. Bu yol yol değil bence. Sizin oradaki belirsizlik durumu sıkıntılı. Green falan olsa kesinlikle dönme derdim. Hayatını boşa harcadığını hissediyorsan, verimli değilsen dön. Ben kalıcı olamayacağımı hissettiğim an işi fazla uzatmak istemedim çünkü her geçen gün orayı terk etmek daha da zor olacak senin için.
0
michael harddd
(03.10.25)
(13)

yurtdışına taşınmış kimseler

alice in potatoland
Mesleğiniz nedir?Şu an ne iş yapıyorsunuz?Büyük bir firmada mı yoksa ufak bir büroda mı çalışıyorsunuz?Okuyorsanız, eş zamanlı çalışıyor musunuz?Ve ne okuyorsunuz?Çok soru oldu farkındayım ama biraz bizim duyurucuların neler yaptığını, eğitimli kesimin nasıl gittiğini ve gidince kendi mesleklerini y
Mesleğiniz nedir?
Şu an ne iş yapıyorsunuz?
Büyük bir firmada mı yoksa ufak bir büroda mı çalışıyorsunuz?
Okuyorsanız, eş zamanlı çalışıyor musunuz?
Ve ne okuyorsunuz?

Çok soru oldu farkındayım ama biraz bizim duyurucuların neler yaptığını, eğitimli kesimin nasıl gittiğini ve gidince kendi mesleklerini yapıp yapamadıklarını çözmeye çalışıyorum.
0
alice in potatoland
(08.09.25)
ben ilk geldigimde tam zamanli calisiyordum. daha sonra mastera basladim. su an bitirmek üzereyim. tekrar tam zamanli calismaya gececegim.

finans uzmani galiba meslegimin adi. financial controller/analyst rollerinde calistim.
dil bilerek geldim ben. finansta dil cok önemli.
0
sonsuz
(08.09.25)
Meslek: Endüstri Mühendisi
Yaptığım İş: Maliyet ve Değer Mühendisliği
Firma: Avrupa'nın en büyüklerinden biri.
Okul: Okumuyom ben ya!
0
himmet dayi
(08.09.25)
makine muhendisligi okudum, hatta yuksek lisansini da yapip tez asamasinda biraktim. ama hic makine muhendisligi yapmadim.

savunma sanayiinde proje yonetiminde calistiktan sonra amerika'ya mba icin geldim. amerika'da buyuk bir firmada proje yoneticisi olarak calisiyorum. su meshur olanlardan birinde.
0
antikadimag
(08.09.25)
F1 öğrenci vizesiyle grubhub yapmak enfes bir olaymış. Şimdi millet bunları ciddiye alıp bende yapacağım diye oradan buradan girer ülkelere. Türklerin son 4-5 senedir sınırdan girip öğrenci vizesiyle girip abd oturumu olan kişilerden hesap kiralayarak yaptıkları bir olay bu. Bu yüzden ABD karıştı ve hakkıyla göç etmek isteyen nitelikli kişiler ülkeden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Bu yapılan Türkiye'nin overstay oranını yükselterek vize almayı zorlaştıran saçma bir davranış. Bu yüzden yakında zamanda abd ye girişte 10-15 bin USD bond (rehin para) isteyecekler vize için.
0
michael harddd
(08.09.25)
Turkiye'nin iyi 3-4 universitesinden birinde isletme okudum ve kamu yonetimi yandali yaptim.
Kanada'ya 10+ sene once yuksek lisans ogrencisi olarak geldim. Yukaridakilere benzer bir alanda okudum. Burada yuksek lisans yapmak gerek gocmenlik gerekse network isini cok rahatlastirdi.
Epey buyuk bir firmada calisiyorum altyapi uzerine su an.
0
hot potato
(08.09.25)
Bilgisayar öğretmenliği mezunuyum.
Application Specialist diye geçiyor ama yazılımcılık gibi bir iş.
Büyük bir firma, ama bir sürü irili ufaklı firmadan oluşuyor. Şirketin çalışanlarının %99'unun ne yaptığı hakkında fikrim yok.
Okumuyorum.

Eğitimli kesim olarak kendi çabamla iş bulup gelmedim, bu anlamda tam sizin hedef kitle değil. Eş durumundan.
0
mbond
(08.09.25)
insaat muh., okul islerini birakali 15 sene oldu.
kucuk bir start-up da calisiyorum, part time denebilir, haftada 25 saat kadar.
arta kalan zamanda emlak/flip isleri yapmaya calisiyorum, zira muhendislikten sikildim.
becerebilirsem full-time emlak isine gececem.
0
cooperr
(08.09.25)
ben "ye kurkum ye" yaklasimini kullandim, ve turkiye'de yaptigim is ile ayni isi yapiyorum.

Meslek: turkiye'de iken muhasebe denetimi yapiyordum, big 4 sirketlerden birisinde. global sirketin tr merkezinden sirket araciligi ile abd'ye geldim.

su an: bir adet S&P100 sirketinde finans direktoru olarak calisiyorum, daha cok teknik memolar vb yaziyoruz, finansal raporlama yapiyoruz.

buyuk/kucuk firma: buyuk firma (2024 geliri 120 milyar dolardan fazla), "ye kurkum ye" deyisim buradan geliyor, hep buyuk firmalarda kalmaya gayret ettim, abd'ye geldikten sonra da daima fortune 500 sirketlerinde calistim ki yarin obur gun "bu yabanci" diyerek eleyemesinler, "bu kadar buyuk yerde calismis bir mulakat yapalim bari" desinler diye.

okul: marmara isletme ama bitireli cok oldu.
0
adrianapole
(08.09.25)
frontend yazılımcıyım. büyük ölçekli bir firmada full-time remote çalışıyorum. ama asıl eşimin işi dolayısıyla geldik. ben sonradan iş buldum.
0
sir gawain
(08.09.25)
telekomünikasyon mühendisiyim (itü). türkiye’de telekom şirketlerine yazılım satan bir şirkette çalışıyordum (operatör değil), yazılımın hem arka plan mühendislik/tasarımında hem de müşteriye kurulumunda çalıştım, dünyanın her yerinden çeşit çeşit operatörle muhattap oldum.

kanadaya işi gücü bırakıp göçmen olarak geldim, sonra 3 büyük operatörden birinde şebeke tasarımında çalışmaya başladım. şimdi şebeke planlama ve optimizasyonu için yapay zeka modelleri geliştiriyorum. türkiyede mezun olalı 11 sene olmuş, okumadım sonra.
0
taurina
(09.09.25)
makina mühendisiyim
1. seviye teknik destek
uluslararası bir otomobil firmasının taşeronunun taşeronuyum, şirket yine kağıt üstünde uluslararası
home office çalışıyorum
okumuyorum
belki mba yaparım
nasıl gittim? operasyonlar arası tayin oldum.
türkiye'de de aynı işi yapıyordum.
uzun dönem oturum alınca ve daha iyi iş bulursam değiştirmeyi düşünüyorum.
çünkü bu paraya o iş yapılmıyor.
0
rain when i die
(09.09.25)
yazilim, buyuk.
0
lemmiwinks
(09.09.25)
IT alanindayim 7 yildir yurtdisinda yasiyorum.
Buyuk sirket. Tr’de de bu sirketteydim.
0
kaputt
(09.09.25)
(12)

gozluk kullandikca goz daha da kotu oluyor mu?

mr.goodcat
40 yaslara yaklastim. Kontrolde 0,5 miyop 1 astigmat cikti. Gozluk yazildi. Gunluk hayatta bir sikinti cekmiyorum. Sadece arada basim agriyor ama bunun gozle ilgili olup olmadigini bilmiyorum. Cunku bir baglantisi olmuyor. Masabasi is yapip bilgisardayim hep. Gozluk takarsam sanki gozum ilerde daha
40 yaslara yaklastim. Kontrolde 0,5 miyop 1 astigmat cikti. Gozluk yazildi. Gunluk hayatta bir sikinti cekmiyorum. Sadece arada basim agriyor ama bunun gozle ilgili olup olmadigini bilmiyorum. Cunku bir baglantisi olmuyor.

Masabasi is yapip bilgisardayim hep.

Gozluk takarsam sanki gozum ilerde daha da kotu olacak vs gibi dusunuyorum.

Ne yapmali? Tavsiye eder misiniz?
0
mr.goodcat
(04.09.25)
40 yaşlara kadar anca miyop 0.5, astigmat 1 derece çıkmış. "ilerde daha da kötü" olarak düşündüğünüz felaket senaryosu nedir?

"arada basim agriyor ama bunun gozle ilgili olup olmadigini bilmiyorum" sırf şu kuşkunuzu gidermek için bile denenir bence.
0
tnz
(04.09.25)
Başkasını bilmem ama benim gözlük takınca ilerledi. 0.75, 0.50 ile başladım şuan 2.00-2.25.

Numaralar 1 veya daha düşükse gözlüksüz idare etmeyi dene. Zaten 1.5 ten sonra mecbur gözlük kullancaksın
0
michael harddd
(04.09.25)
Göz derecesini artırıyor+1
0.75 ile başladığım yola 4.50 ile devam ediyorum. Yine artardı numaram ama bu kadar kısa sürede değil, yaklaşık 8 yıl gibi bir sürede bu kadar ilerledi.
Fark eder mi bilmiyorum ama ilk 4 yıl sadece lens kullandım evde bile, sanırım ondan bu kadar ilerledi. En azından evdeyken veya çalışmıyorken çıkarsam iyi olurmuş.
0
hayalhayal
(04.09.25)
Gözlük kullanmak kesinlikle olumsuz bir etki yapmaz. Göz zaten gittikçe bozulacak kullansanız da kullanmasanız da. hatta kullanmamanız bunu hızlandırabilir. Defalarca araştırdım sonuç bu
0
ground
(04.09.25)
9 yıldır kullanıyorum, bende hiç ilerleme olmadı. Tek olumsuz yani şu; kullanılmadığı dönemlerde baş ağrısı ve odaklanma güçlüğü.
0
nyist_
(04.09.25)
bu konuda egitim almis bir hekim yerine buradaki rastgele insanlarin fikirlerini merak ediyorsunuz yani.

o zaman ben gozunuze guclu bir lazer tutmayi oneriyorum. bu tip ufak bozukluklari gozluksuz ve kalici olarak duzeltmek mumkun, gozluge gerek yok.
0
ghilleinthemist
(04.09.25)
@ghilleinthemist çok naif bir düşünce.

ilk kez uzağı göremeyip göz doktoruna gittiğimde, gözlük yazdı işte 0.50 miyop. ve dedi ki, sadece araba sürerkenki gibi kullanman gerektiğinde tak yoksa artar göz numaran. tamam hocam dedim.

3-5 yıl sonra gözlüğümü yenilemek için gittim, gözlük yazması lazımmış yine doktorun bi fiyat indirimi için falan. neyse 0.75 miyop olmuşum. yazdı. hocam dedim ben bunu ara sıra takayım değil mi? olur mu yaww hep takacaksın, bi tak bi takma olur mu daha çok artar öyle numaran dedi.

ikisi de uzman göz doktoruydu.
0
gitdaddy
(05.09.25)
miyopta gözlük takinca ilerledi denmesinin nedeni, sayet gözlük takmaya gelisim tamamlandiktan sonra baslandiysa, miyopun hep ileri derece sevmesidir.
gözünüz doktor kontrolünde hem R hem L -3.25 ölcüldüyse doktorlar gözlügü genelde 0-25 düsük numara verirler, tam numarasini vermezler ki ilerlemesin. sayet tam numara verdiyse doktorunuz miyop normalden hizla ilerler. bunun disinda gözlügün ilerlemesine bir etkisi yoktur. gözlügü takmamaniz sadece hayat kalitenizi düsürür, gözlük takmayarak ne numaranin ilerlemesini engelleyebilirsiniz ne bozulan gözü geri cevirebilirsiniz.
eger gözlük takilmaya ergenlikte ya da cocuklukta baslandiysa numaranin ilerlemesi gelisimle alakali oluyor genelde.
sizin sorunuz özelinde tnz+1 diyorum. 40 yasinda ne gibi bir felakat ile karsilasmaktan korkuyorsunuz?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.09.25)
goz gozluge alisinca sanki daha hizli ilerliyormus etkisi veriyor.
ayni soruyu benim doktora sordugumda gozluk kullan ya da kullanma, ilerleme hizina bir etkisi olmaz demisti.

40li yaslara yaklastiysan ve cok okuma yapiyorsan ya da cok bilgisyaar onunde isen artik yavas yavas gozluk takmaya baslaman gerekecektir, yaslaniyorsun coco.
0
cooperr
(05.09.25)
@tnz +1
15 yaşımdan beri gözlük kullanıyorum, 40'ı geçtim, miyop numaram hiç ilerlemedi. Bundan sonra yakını görme yavaş yavaş bozulacak, onun da gözlükle ilgisi yok :)
0
kobuzchu kiz
(05.09.25)
gözlük takılmazsa gözünüz büyür. yani taktıkça küçüleceği veya düzeleceği falan nerden çıktı ya. 10 seneden fazladır gözlük kullanıyorum. 1.75 miyoptum son 2 sene de miyop 1.50'ye düştü. yaştan dolayı 0.5 astigmat var. yaş 40. yaşlandıkça görme bozulması artar. neden babalarınız analarınız yakın gözlüğü vs netlik gözlüğü kullanıyor.
zaten 40 yaşlardan sonra her sağlıklı insanın gözleri bozulmaya başlıyor. ister tak ister takma.

@ghilleinthemist +1 yani göz doktoruna gittiğinizde bu soruları sorsanız size yalan mı söyleyecek? buradaki arkadaşlar takmasan düzelir dese doktordan daha mı geçerli?
0
mikahakkinen
(05.09.25)
Bence tamamen şans ve genetik. Eğer genetiğiniz yatkınsa gözlük takmak çevremdeki örneklerden gördüğüm kadarıyla daha çok ilerletiyor evet.

Yerinizde bu numaralarda olsam kesinkes takmazdım.

Bana da bu civarda numaralarda miyop gözlüğü yazdılar. Gözümü daha da ilerlettiğini hissedip bıraktım. Bir nevi tembelleştiriyor gözlük gözleri bence. Bilgisayar için şuan 0 numara numarasız sadece mavi ışık filtresi olan gözlük kullanıyorum. Tavsiye ederim. Bir de telefon bilgisayarı sarı turuncu modda kullanın. O da gözünüzü çok rahatlatır.
0
psmstc
(05.09.25)
(5)

Astarı yırtılan spor ayakkabı

michael harddd
Nike air max'ın arkası 6 ayda dağıldı. Tamir edilecek gibi de değil. 6 ayda böyle oldu diye götürsem aldığım yere değişim yaparlar mı?
Nike air max'ın arkası 6 ayda dağıldı. Tamir edilecek gibi de değil. 6 ayda böyle oldu diye götürsem aldığım yere değişim yaparlar mı?
0
michael harddd
(04.09.25)
düz tabanlık var mı, değişimde çıkaracakları zorluk aldığın yere göre değişir
0
nahtoderfahrung
(04.09.25)
düz taban değilim.
0
🌸michael harddd
(04.09.25)
aldığım yere göre değişir +1, bir kere 3 ay sonra yırtılan nike'ımı hem yenisiyle değiştirdiler hem de üstüne ayakkabı indirime girdiği için hediye çeki verdiler. ama başka bir seferinde 1 ay sonra yırtılan ayakkabıyı önce incelemeye götürdüler sonra da bizlik bir şey yok istiyorsanız yeni ayakkabı alın dediler.

değiştiren flo değiştirmeyen deichmann'dı
0
nolmus yani
(04.09.25)
İyi bir Lostra eskisinden daha iyi yapabilir o astarı.
Oldu da marka olumsuz dönerse diye lostrayı önermek istedim. Temiz.co tavsiye ederim.
0
ezkaza
(04.09.25)
Benim de nike ayakkabımın astarı yırtıldı topuk kısmındaki plastik parça ayağımı yara yaptı beş altı ay sonra. Deichmana götürdüm sözde incelemeye gitti ve kullanıcı hatası denildi ne yapmış olabilirim bilmiyorum. Lostraya verdim çiftinin astarını 500 liraya değiştirdi.
0
hernezıkkımsa
(05.09.25)
(11)

Diz ağrısına ne yapmalı?

yadigar
Tüm tuşlara basıyorum şu sıralar.Günlük glukozamin-kondoritin-msm-zerdeçal hapı kullanıyorum. Sabah aç karna bir çay kaşığı bamya tohumu yutuyorum. Kemikli ilik suyu yaptım, her gün yemeğe katıyorum. Günlük bakır takviyesi alıyorum. Kuyruk yağı ile masaj yapıyorum. Kuşburnu ile zeytin yaprağı demley
Tüm tuşlara basıyorum şu sıralar.
Günlük glukozamin-kondoritin-msm-zerdeçal hapı kullanıyorum. Sabah aç karna bir çay kaşığı bamya tohumu yutuyorum. Kemikli ilik suyu yaptım, her gün yemeğe katıyorum. Günlük bakır takviyesi alıyorum. Kuyruk yağı ile masaj yapıyorum. Kuşburnu ile zeytin yaprağı demleyip içiyorum. Birinden biri fayda eder umuduyla...

Varsa tavsiyeniz, üzerime atın. Bir ay içinde geçmezse kuzu kuzu doktora gideceğim. O bir ay içinde kilo da veriyorum mümkün mertebe...
0
yadigar
(04.09.25)
Doktora gitmezseniz bu çözümler sadece anlık ve geçici çözümler olur. eğer ağrı geçmiyorsa demek ki yeterli tedaviyi veremiyorsunuz veya dizin ağrımasına neden olan hareketi yapmaya devam ediyorsunuz. Sorunun ne olduğunu da anca doktor söyler. O yüzden siz yine de bir doktora gidin.
Ek olarak (doktora gitmiş biri olarak) artroflex kullandım ben bir süre, özellikle squat vs dizime ağrı yaptığı için, ağrılarımı azaltmıştı. Ama sizin sorunun ne olduğunu bilmediğimiz için işe yarar mı onu da bilemeyiz tabii.
0
mor oje
(04.09.25)
Yani bunların hiçbirinin aslında bir faydası yok fark yaratacak türden, doktor işini halledene kadar ortası delikli ortopedik dizlikler var günlük yaşantında onu kullan eklemlerini izole eder ağrı sızı işini bir nebze hafifletir, sonra dizine bi baktır romatizma mı var kireçlenme mi var diz sıvın mı azalmış iltihaplanma mı olmuş ne olmuş ne olmuş, ona göre bi tedavi uygulanmır, eklem sorunları ne yazık ki sıkıntılı bir süreç.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.09.25)
Ortopedi ve romatolojiye gidip tahlilleri yaptırın ve MR çektirin. Rahatsız edici düzeyde ağrı varsa bir sorun var demektir.

Hareket ettikçe olan bir ağrı değilse romatizmal olma ihtimali yüksek. Belde tutulmalar falan da varsa romatizmal olma ihtimali daha fazla.

Önce bir durumu anlamak lazım. Mekanik ağrı ve romatizmal ağrının tedavisi farklı. Diz ağrısında son sözü söyleyen MR ve kan tahlilleri oluyor
0
michael harddd
(04.09.25)
Önce doktora gidin. Ağrı için ilaç tedavisi başlayabilir. Bu arada birkaç gün dizinizi zorlayan hareketleri yapmayın. Bacak bacak üstüne atmayın, merdiven ve yokuşlardan uzak durun vs. Dizde ödem varsa 10 dk buz koyun havluya sararak. Ağrınız geçince üst bacak kaslarınızı güçlendiren egzersizler yapın.
0
?
(04.09.25)
diz agrisinin sebebi ne? menisküs? gonartroz? romatoid artrit?
bu tuslara abanmanin bir mantigi yok, sayet tanisi konulmus bir hastaliginiz varsa bunlar sadece anlik rahatlama saglayabilir.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.09.25)
Menüsküs yırtılmışsa Doktorsuz geçmez o ama çok da üzülme laparaskopik cerrahi ile halloluyor. Eklem rahatsızlıklarında bilinçli spor ile etraf kasların güçlendirilmesi ile ekleme binen yükün kaslara aktarılmasın sağlanması güzel bir yöntemdir ama, dizdeki sorunun ne olduğunu bilmeden kalkışmak, kaş yapalım derken göz çıkarmakla sonuçlanabilir.

Bence şimdiden bir ortopedik muayeneden geç. MR sırası söylediğin tarihe ancak gelir.

Geçmiş olsun.
0
Mirket
(04.09.25)
Çörek otu yağı
0
coca cola
(05.09.25)
Doktora gitmeden hallolmuyor.
Dizlik gibi şeyleri doktor tavsiyesi olmadan kullanmayın, yarardan çok zarar verirsiniz.

Doktora gidin, derdiniz neymiş öğrenin. Konservatif tedavi istiyorsanız ona göre konuşursunuz.
0
kuehles blondes
(05.09.25)
3 kez dizden ameliyat olmuş birisi olarak sana tek önerim doktora gitmem. diz öyle kendini tamir edebilen bir bölge değil. kas ağrısımı diz kapağı ağrısı mı onu bir anla önce.
0
mikahakkinen
(05.09.25)
ağrının nedenini doktor söyleyebilir. ve bu sebebe uygun fizik tedavi verecektir.
kafana göre otlar-yağlar-msms alarak diz ağrısını tedavi edemezsin.

çeşitli diz egzersizleri var heryede bulabilirsin. bunları bir dene 2-3 devam et ağrılarında iyileşme olursa sürdürürsün.
0
orpheus
(05.09.25)
kanka doktora git.
egzersiz iyi gelir.
ama böyle beslenmen de iyiymiş.
0
OgutucuRecep
(05.09.25)
(8)

Avrupa vize veriyor mu?

vonkhar
Merhaba. Güncel durumu çok detaylı bilemiyorum, ancak sanırım süreç artık epey zor bir halde. Böyle bir seyahat planım yoktu, ancak Radiohead uzun zaman sonra turne açıklayınca sormak istedim.Sorum şu; en geç aralık ayı ortasında bir Schengen sahibi olma ihtimalim matematiksel olarak var mı? Yoksa h
Merhaba.
Güncel durumu çok detaylı bilemiyorum, ancak sanırım süreç artık epey zor bir halde.
Böyle bir seyahat planım yoktu, ancak Radiohead uzun zaman sonra turne açıklayınca sormak istedim.
Sorum şu; en geç aralık ayı ortasında bir Schengen sahibi olma ihtimalim matematiksel olarak var mı?
Yoksa hiç girişmeyeyim.
Öncesinde alınmış bir vizem yok. Etkisi olur bilmiyorum kamu personeliyim, tr’de taşınmazlarım var.
Teşekkür ederim.
0
vonkhar
(03.09.25)
veriyor. %20 ret oranı var.

hiç vize almamış arkadaşım aldı geçen. çevremde son zamanda ret görmedim.
0
jelly bear
(03.09.25)
veriyordur ya jelly bear'in dediği gibi en yüksek ret oranına sahip ülkeler için bile bu yüzde 30'u geçmiyor diye biliyorum. evet zorlaştığı bariz ama öyle asla çıkmaz, artık türkleri defterden sildiler gibi bir durum yok.
0
der meister
(03.09.25)
Bir ihtimal, kısa süreli verirler.

Dikkat edilmesi gereken; evraklar tam ve güncel olması.
0
put it in your appropriate place
(03.09.25)
Aslında asıl merak ettiğim nokta bu sürecin ne kadar sürdüğü. Çünkü ihtiyacım olan son tarih aralık ortası. Şayet yetişmesi mümkün değilse vakit kaybetmek istemem.
0
🌸vonkhar
(03.09.25)
Bu ay ve ekim ayı içerisinde başvurusunuz her türlü yetişir. Kasımın ilk haftası da mümkün dahil ederim. İkinci haftasından emin değilim. Üçüncü haftasıyla birlikte yetişmesi zorlar.


Tamamen şahşı görüşüm. Kendi adıma hep 5 hafta öncesinden başvuruyorum. Seyahat tarihim 15 Aralıksa işte 5 hafta öncesinden başvurumu yapıyorum.

Tavsiyem; randevu slotlara her gün bakmanız yöndedir.
0
put it in your appropriate place
(03.09.25)
bence zor. hangi ülkeden alacaksınız bilmiyorum ama eşimin annesini almanya'ya getirmek için 3 aydır randevu sırasında bekliyoruz. daha randevu gelecek de vizeye başvuracak. bu aralar çevremizde kim varsa 3 aydan önce randevu gelmiyor.
0
sir gawain
(04.09.25)
VFS'de randevu yok. Ben tatil için vize almayı deniyorum ama randevu bile yok.
0
michael harddd
(04.09.25)
araci firmaya verirsiniz evraklari, size bir iki hafta icinde randevu ayarlar. annem icin basvuru yaptik, iki haftaya randevu aliyor araci firma. vfs'den kendiniz randevu almayacaksiniz, muameleci bulacaksiniz, o sizin icin halledecek.
asla aylarca vize sirasi bekleme rezilligini cekemem.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.09.25)
(16)

İstanbul'da yaşayıp 100-150 bin bandında maaş alan insanlar

sekizdokuzon
Nasıl bir hayat yaşıyorlar? Nasil evlerde kalıp nelere para harcıyorlar? Birikimlerini ne yönde yapıyorlar?Bana bugün ederimin bu bantta olduğu bilgisi verildi. Açıkcasi bu yeni statuyle ne yapacağımı bilemiyorum.Teşekkürler.
Nasıl bir hayat yaşıyorlar? Nasil evlerde kalıp nelere para harcıyorlar? Birikimlerini ne yönde yapıyorlar?

Bana bugün ederimin bu bantta olduğu bilgisi verildi. Açıkcasi bu yeni statuyle ne yapacağımı bilemiyorum.

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(03.09.25)
Hocam lavuk gibi gözükmek istemem ama 100k. istanbul'da büyük para değil. Zaten azcık popüler bi semtte metro veya marmaray yakınında yeni bir binada oturayım desen 50 k kiraya gider. Kalan 50 k da aidat, faturalar, mutfak masraf dedin mi cebe kalan parayla öyle ahım şahım birikim yapılmaz.
Dip Not: 100 k kazanmıyorum, 100 k ya bok atmıyorum
0
ebeş
(03.09.25)
nadir görülen bir tür hakkında belgesel girişi gibi olmuş sorular asdjkjkdfkj. yönetici pozisyonundaki bir kısım beyaz yaka, doktor, hakim vb alıyor işte bu paraları. babadan kalmadıysa hiçbiri yalıda villada yaşayamaz. sosyal olarak aşırı kısıtlı davranmak zorunda kalmazlar. döner dürümün yanına ikinci içeceği söyleyebilecek zenginliğe sahiplerdir diyebiliriz. ya geçmiş ya da gelecek yaz tatilinin/yurtdışı seyahatinin taksitlerini ödüyor olurlar genelde. kredi kartını patlatmadığı ay kenara 1, çok tasarruflu biriyse 2 yarım altın atabilirler.

yeni statün hayırlı olsun
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(03.09.25)
Alt sınırdan bu aralıktaki birisi olarak yazayım. 1+1 evde yaşıyorum. Herhangi bir birikimim yok. Kredi kartı patlamış durumda. Bu ayki ödemem 85k mesela. Bu yaz biri memleketim mersinde 2 gün, diğeri de ayvalıkta 2 gün tatil yaptım. Aralıkta 4 günlük kıbrıs planım var. 2025 senesinde yurtdışında 5 gün geçirdim. 3’ü almanya 2’si pragda. Uçak biletlerini cebimden ödemedim. Almanya otel masrafı da bana ait değil. Prag masrafı bana ait sadece. Durum bu
0
messina123
(03.09.25)
Bana bağlı müdür 150k kazanıyor. Kağıthane’de yaşıyor. Bekar. Konserlere, maçlara, dışarıda yemeye içmeye, tatile para harcıyor. Arabası var.
0
gabe h coud
(03.09.25)
Bu statüyü kim neye göre size bildirdi, devlet mi, muhasebe servisi mi, bu dilime girdin de gelir vergisi kesintisi bu kadar olacak diye?
0
mahsus mahal
(03.09.25)
Valla ben 100 kazanıyorum ev arkadaşlarıyla yaşıyorum. Oradan da bi 20 falan geliyor ekstradan. Birikim doğru düzgün yok kenarda biraz altın var o kadar; yüklü bir kredi borcum var onu ödüyorum cepte para kalmıyor. Kredi kartı borçları, biradere harçlık, biraderin okul parası vs derken ay sonunu bile zor getiriyorum.
0
vedatchilipeppers
(03.09.25)
Yeri çok güzel ancak ziyadesiyle eski bir binanın 2+1 dairesinde kirada tek başıma yaşıyorum. Eski kiracı olduğum için kiram makul düzeyde ancak çıkmam gerektiğinde aynı mahallede oturamam büyük ihtimal. Evim arabam yok, zaten ehliyetim de yok. Birikim konusunda faiz ve döviz şeklinde asgarinin de altında kafa yorulmuş hamleler yapıyorum. Genel olarak harcamalarım düşüktür. Evden çok çıkmam. Borcum yok, ailemin hali vakti yerinde onlara destek olmam gerekmiyor, bu avantajlar önemli bence. Öyle yani.
0
peki madem
(03.09.25)
50-60bin kiraya vereceğiniz bir ortamda 100bin lira para mı?
0
co2s2
(03.09.25)
anadolunun orta büyüklükteki bir şehrinde yaşıyorum. 100k'nın bir tık altında kazanıyorum. lüks harcamalarım olmamasına rağmen ay sonunu zor getiriyorum. daha fazla maaşa, istanbuldan iş teklifi gelmesine rağmen geçinememe endişesiyle kabul etmedim.
0
yemrem
(03.09.25)
Evi kendisinin olan biri gözünün önüne bakar harcamalarında saçmalamazsa çok güzel geçinir. Evi kira olan biri için maaşının %30unu geçmeyecek bir kira ödemesi tavsiye edilir. Barınma önemli bir durum
0
marsabil
(03.09.25)
30-35 bin bandında bir eve çık, kredi kartı kullanmazsan da paran iyi kötü birikir dedi bizim patron. Ne bileyim yemeğini kendin yapar, dışarıda çok para harcamazsan fena para değil deniyor. 10 sene öncesinin orta sınıfı gibi bir şey olmuşum sanırım, o da giriş seviyesi. Bu zamana kadar hep fasfakir olduğun için bu parayı çok sanma, kontrolü elden bırakma dendi. Burada yazılanlar da söylenenleri doğruluyor. Teşekkürler cevaplar için.
0
🌸sekizdokuzon
(03.09.25)
100K istanbul'da para değil. Istanbul asgari geçimi 60 000 tl den başlıyor zaten. Biraz düzgün yaşayan, arabası olan birikim yapamaz
0
michael harddd
(03.09.25)
Ya bir dakika, sikizdokuzon son yazdığın cevaba göre konuşalım o halde. Sen buradakilere bakma, vallahi bakma. 100k paraya kötü diyorlar ha. Yetmez diyorlar. 35k kiraya ver. Her güne en az 2k kalıyor. İyi para. 65k yarısı masrafların olsun. 30k kalır. Yarısını hafta sonu ye. 15k kalır. Yılda 180k birikim demek. Veya daha az harca yılda 300k kadar birikime yaklaşabilirsin. O yüzden bu parayla hayat zor olur deme lan. Millet 22k'ya çalışıyor. 30kya mesaili çalışıyor fabrikalarda yine de ev geçindiriyorlar. Sen zaten 30-40 arası maaş alıyordun, bir şekilde dönüyordun. Buradakilere bakma. Buradakiler gerçekten ilginç, gece telefonlarını kapatıp yatan insanlar. Sevgilim, anam babam kardeşim o şu bu arar mı düşünmeden acil durumları öngöremeyen yatışçılar.
0
Shepard
(03.09.25)
100 mu 150 mi? 100 alan kardesim surunuyor, aile evinde yasiyor, yilin yarisi partiliyor ama. 150 alan diger yakinim guzel lokasyon guzel evde, ickisi, sigarasi, kumariyla birikimsiz ortalama bir hayat suruyor. tam bir beyaz hareketi olarak afrika kabileleri gezmek gibi aktivitelere ayirabiliyor. biraz yasam tarzina bagli deneyimsiz kenara para atarak da bir sey yapabilirsin, surekli aktivite yapip bazi ihtiyaclarini karsilayamayadabilirsin. birikime ihtiyac yoksa ideal para, dedigin gibi eskisinin orta sinifi. luks yine luks ama seni ortalamayla oyalayabilecek bir butce
0
ala09
(03.09.25)
$ipird yine agirligini koymus olaya :D

zengin degilsin coco, zenginmis gibi yapmadigin surece tek tabanca isen yeter.
0
cooperr
(03.09.25)
Aile evinde ya da kendi evinde yaşayanlara çok gibi gözükebilir ama 100k çok para değil. İyi denmeyecek bir semtte kirada oturuyorum. Evim olmadığı için kendimi rahat hissetmiyorum, sürekli bir miktarını tutmaya çalışıyorum, parayı gönül rahatlığıyla yiyemeyince de refaha ermiş gibi hissetmiyorsun. Halbuki evim olsa, ben bu paranın altından girip üstünden çıksam. Bak o zaman cidden tatmin eder.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(03.09.25)
(3)

Schengen vizesi için aracı firma önerisi

michael harddd
Anladığım kadarıyla iş aracının aracına düşmüş durumda. Hizmet alıp memnun kaldığınız bir vize acentası var mı?
Anladığım kadarıyla iş aracının aracına düşmüş durumda. Hizmet alıp memnun kaldığınız bir vize acentası var mı?
0
michael harddd
(31.08.25)
en güzeli kendin halletmek
0
jelly bear
(31.08.25)
randevu bulmak imkansız. aracı firmalar botlarla topluyor
0
🌸michael harddd
(31.08.25)
imkansız değil ararsan bulunuyor.
0
jelly bear
(31.08.25)
(18)

Böyle bir şey hiç başınıza geldi mi

encokbenisevinnolur
Özet: instagramdan bir kızla tanıştım, kız beyaz tenli siyah saçlı fotoğraflarında bir buluştuk rihanna'nin bir tık altı esmer.Olay: yüzüne vurmadım da çok gülesim geldi bir de güzel kız, tabi ikinci buluşma olmadı ben de topukladim erkenden. Sorun esmer olması değil de bu ne düzey bir sahtekarlıkti
Özet: instagramdan bir kızla tanıştım, kız beyaz tenli siyah saçlı fotoğraflarında bir buluştuk rihanna'nin bir tık altı esmer.

Olay: yüzüne vurmadım da çok gülesim geldi bir de güzel kız, tabi ikinci buluşma olmadı ben de topukladim erkenden. Sorun esmer olması değil de bu ne düzey bir sahtekarlıktir abi, hadi kilo boy için açı ve filtre hilelerine alışmıştık da ben bununla ilk defa karşılaşıyorum. Hani inanamadım bu kadar da olmamali diye, buluşma bittikten sonra telefonun parlaklık ayarıyla falan oynadım, yok tam olarak beyazlatmis kız kendini.

Hiç başınıza geldi mi böyle bir şey?
Yaygın olmamasını ummak istiyorum aslında şok oldum çünkü.
0
encokbenisevinnolur
(30.08.25)
İnternette insanlar kendilerini olduklarından farklı mi lanse ediyormuş, şok oldum
0
sekizdokuzon
(30.08.25)
Yok onu demiyorum, ten rengini fotograflarinda degistiren ve kendini o şekilde tanıtan biriyle ilk defa karşılaştım ve şok oldum. Benzerini yaşayan oldu mu?
0
🌸encokbenisevinnolur
(30.08.25)
Ten rengi değil ama kilosunu değiştiren olmuştu. Hem de seneleeeeer seneleeer önce böyle filteler akıllı telefonlar falan olmadığı bir dönemde. Photoshop marifeti ile :) O kadar profesyonel çalışmıştı ki inanamamıştım gerçek halini görünce :)
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(30.08.25)
Aynı durumun erkek versiyonu arkadaşımın başına geçen hafta geldi.
Çocuk fotoğraflarda sarışın görünüyormuş. Geldiğinde esmer, ten rengl sarışınlıkla ve hiç fotoğraflarla alakası olmayan birisi çıkmış. Yüzüne vurdum dedi ve bence de söylenmeli öylelerine ya da oturmadan ortam terkedilmeli.
0
hain kostokk
(30.08.25)
Türkiye‘de hindistandan hallice bir güzellik anlayisi var.
Sasilacak bir durum degil.
0
sonsuz
(30.08.25)
Basima böyle bir sey gelmedi. Matchlestigim herkes kendisi 10sa, appte kendini 5 gösteriyordu. Fotoda kahverengi gözlü olup mavi gözlüler denk geldi. Arkasi belirsiz yerlerden foto cektirip dünyayi gezenler denk geldi.

Tutup da eiffel in önünde foto koyanlari matchlersen fotosop cikar tabii.

Genel olarak bende öyleyimdir. O yüzden tutup da sacma sapan kisilerle bulusmadim.
0
sonsuz
(30.08.25)
@sonsuz: buluştuğum kişi tam senin gibi konuşuyordu insanlar hakkında. Alakasız şeyleri birbirine bağlayıp birilerini ezmeye calisiyordu ve sonra ustune kendini ovuyordu. ben espri anlayışı böyle gibi düşünüp eglenmistim başta meğer sahtekarligini gizlemek icin gerçeklerin temsilcisi pozu kesiyormus.
0
🌸encokbenisevinnolur
(30.08.25)
erkeklerde de boy ve yas yalani var. yani 2 sene onceki fotografi koyuyor ama arada 20 sene var gibi çökmüş haliyle cikiyor karsimiza. 175 diyor 165 cikiyor sanki hic ortaya cikmayacakmis gibi. bir zamanlar yasaniyordu yani.
0
ala09
(30.08.25)
Online dating de naiflige yer yok maalesef, kurt olacaksın, radarların sürekli açık olacak. Aşırı yorucu bir aktivite, keşke yapmak zorunda kalmasak. Geçmiş olsun.
0
sekizdokuzon
(30.08.25)
@encok, poz keseni ayirt edemedigin basina gelenlerden belli oluyor :) bana ne salca oluyorsun? bu harikulade gözlemlerini matchlerinde kullan bari de iyi kötü birini bul.

sanki ben herhangi bir fotomu paylasmisim da ona göre bir poz kesecegim ya da gercek olani gösterecegim. bekar siniri diye bir sey var valla.
0
sonsuz
(30.08.25)
@ala09+1
Erkekler de boy konusunda çok yalan söylüyorlar bence. Hani 3-5 cm ok da 10cm yalan söylemezsin yani.
0
Amaranta ursula
(30.08.25)
Mağduru suçlamak huydur bizde, samimi fikrimi sorarsan buna şok olman bayağı tatlı bir şey. Herkes de anasının gözü olmasın boşver
0
sekizdokuzon
(30.08.25)
@sonsuz: niye salça olunmuş gibi hissettin ki? Dikkat ettiysen senin gibi konuşuyor insanlar hakkinda dedim, senin tipkinin aynısı demedim. Aslında cevabın araciliginla bahsettiğim insan profili ile ilgili bir şey farkettim, okuyan olursa da isine yarar diye buraya da ekledim.

Son sözü söyleyen olmak istiyorsan öyle kalabilir yine de, bir daha bir şey yazmam söz ^^
0
🌸encokbenisevinnolur
(30.08.25)
Bu tarz uygulama hiç kullanmadım ama kullanmama sebebim bu zaten, kimin gerçeği yansıttığını bilemem. Kimse bilemez, uygulama bilgi vermez.

Bildiğin nitelikli dolandırıcılık olmuş bu, iyi etmişsin topuklamışsın.
0
muhayyer divan
(30.08.25)
@encok, yok ben ne dedim ki aliniyorsun falan diye kelime oyunlari yapmak icin kullanacagin manipülatif politik zekani fotosop ne ai ne nasil ayirt edebiliyoruzu ögrenmeye harca abi de bi dahakine bu kadar hayal kirikligine ugrama :)
0
sonsuz
(30.08.25)
Evet. Sözlükte gencecik durduğu fotoğraflar paylaşan, flört döneminde de süt gibi bembeyaz tenli ve çok genç duran fotoğraflar paylaşan biriyle gerçek hayatta tanıştığımda şok olmuştum. Fotoğrafların hepsi fotoşopluymuş. Dikkat etmemişim. Tatildeyim dediği fotoğraflarda bile kendi dışında arka planda tatil yeri fotoğrafı eklemiş. Gerçekte yüzü gözü kırışık, esmer, yaşlı bir kadın vardı karşımda. Tanıştığımızda ilk sözü; ne oldu fotoğraflarımdan farklı mı görünüyorum, şaşırmış duruyorsun, olmuştu. Hayır, olur mu, ne alaka diyip ghostlamıştım ilk görüşme sonrasında.
0
gabe h coud
(30.08.25)
Erkeklerde ama boy ile alakali yalanlar cikiyor ya :( 3-5 cm degil ama epey bi boy farkindan bahsediyorum. Niye boyle bi sey yapiyorlar ki? Kisa boylu erkeklerde bi kompleks var bence.
Neyse ten rengi konusunda beni bi kisi olumlu anlamda yaniltmisti. Hic fotografi, sosyal medyasi falan yoktu dunyayi gezen birisiydi. Bi tane net olmayan ve esmer gibi duran fotografini gordum.
İs cikisi bulustuk. Adam sarisin, uzun boylu, cok yakisikli birisi cikmisti. Bi insan kendisini 5 lik gibi gosterip bu kadar 10 cikabilir demistim. :)
Sozluktendi bu arada...
0
sey mi dostum
(31.08.25)
Benzeri başıma geldi. Kilosu fotoğraflarda göründüğünden çok fazla olan kadınlar denk geldi.

Online ortamlarda erkeğin kendi ayarında birini bulması zor oluyor. İş veya okul ortamında ilgi görmeyen kadınlar online datingle ego tatmin edip bir şeyler ısmarlatıyorlar.
0
michael harddd
(31.08.25)
(11)

Memlekette üniversite okumak neden hâlâ cazip?

luluki
Aslında sadece bunu sorup cevapları beklemek isterdim ama detaylandırmak gerekiyor galiba.İş azaldı, iş olsa bile insana ihtiyaç hızla azalıyor. Tarım toplumunda 10 dönüm tarlayı işlemek için 5 8 belki 10 kişiye ihtiyaç varken artık tek traktör yetiyor.Yeni iş hayatı da böyle değil mi? Sanki biz esk
Aslında sadece bunu sorup cevapları beklemek isterdim ama detaylandırmak gerekiyor galiba.

İş azaldı, iş olsa bile insana ihtiyaç hızla azalıyor. Tarım toplumunda 10 dönüm tarlayı işlemek için 5 8 belki 10 kişiye ihtiyaç varken artık tek traktör yetiyor.

Yeni iş hayatı da böyle değil mi? Sanki biz eskide inat ediyor gibiyiz.

Bu kadar genç, yılların emeği, masraf, çekilen çile sahiden ne için?

40 a merdiven dayamış bi dede olarak bazen gençlerden daha vizyoner olduğumu düşünüyorum. Bu beni emin olun üzüyor.

Şimdi genç olsam okur muydum üniversiteyi? Büyük ihtimalle tıp dışında hayır.

Bugün kim nereye yerleşti belli oldu.
Bu gençler hangi motivasyonla okula başlayacak merak ediyorum mesela.

En az 4 yıl süren bi macera ve sonrasında neredeyse hiçbir şey vaadetmiyor.

Yanii bu üniversite okuma işi, eski saçma gelenekler gibi bişey olmadı mı artık?
0
luluki
(25.08.25)
Aileden sermayesi ve tarlası toprağı yoksa okumayıp ne yapacak ?
0
grimavi
(25.08.25)
İşte ben de tam bunu soruyorum. Okuyup ne yapacak?
0
🌸luluki
(25.08.25)
Su an piyasa cok hareketli olmayabilir belki tam bilmiyorum. Dandik universitelerde 4 sene aylak aylak takilmak konusunda size katiliyorum. Ancak iyi bir universitenin iyi bir bolumunde okumak hala gecer akce olabilir. Sadece aldigin ders de degil, cevre de oluyor yapabilene, mesela Bogazicinde bir profesorun ozel sektorde sirketi var. Kendi ogrencilerinden ise aliyor. Hatta kendi alani disindaki islerde bile Bogazicine oncelik veriyor.

Yurtdisini niye dusunmuyorlar derseniz para giriyor isin icine zaten.

Bu arada is hayati konusunda az cok katiliyorum, bence zaten su an bir cok kisi 40 saat mesainin yarisini bile aktif calismiyor. Kafa isteyen islerde zaten her gun aksama kadar 8 saat calismak pek mumkun degil.
0
mbond
(25.08.25)
çünkü üniversite sadece diploma vermez. iş hayatına giriş için hazırlık alanı değildir. iş hayatına hazırlayan kurum da değildir.
0
anadolu flamingosu
(25.08.25)
Okul paralarinin anlamsizca arttigi bu donemde vakifa gidenleri asla anlamayacagim cok zengin degillerse. Onun disinda da cocuklar aile evinden cikmak icin okuyorlar zaten daha cok, yoksa o dandik okullara kim niye gider. Bence onlar da biliyordur bi sey olmayacagini ama 4 sene takilmak icin okuyorlar. Turkiyede bir ismi olan okullar ise devlet veya burslu vakiflar okunabilir ve okunmali hala. Universite sana is bulmaz ama kapi acar. En olmadi bi kultur saglar.
0
Kittie
(25.08.25)
üniversite okumak çoğu kez hiç bir işe yaramıyor ya da harcadığın o 4-5 sene ve maliyetini karşılamıyor.

ama okumadığın zaman da ne insanlarla çarpışıyor, ne insanları geliştirebilecek makul krizlerle karşılaşıyor ne de o harcamadığı 4-5 seneyi değerlendiriyor.
bir de üstüne, bir işe başvurmak istese çoğu zaman "4 yıllık lisans mezunu" diye aptalca bir filtreye takılıyorlar.

yani uyduruk bölüm okumaktansa hiç okumamak daha iyi, ama kimilerinin haklı sebepleri de var. eski saçma gelenekler gibi bir hale geldiğine katılıyorum çoğu bölüm için.
0
biseysorcaktim
(25.08.25)
Cazip değil aslında ama biraz kolaya kaçmak biraz da başka yapacak bir şey bulamamaktan kaynaklanıyor.Küçük sermaye ile ticaret yapmak genelde kazandırmaz. Zanaat öğrenmek de herkese göre değil.
0
michael harddd
(25.08.25)
1.Eskiden iyi bir iş için üniversite diploması gerekiyordu. Kafalar orada kaldı. İnsanlar yeni dünya düzenine adapte olamadı.

2. Gencin herhangi bir üniversiteye kaydolması, gelecek kaygısının 4 yıl süreyle ötelenmesi demektir. Bu durum genci de ailesini de hükümeti de mutlu ediyor.

3. Üniversite okumak, çevre ve kazara eğitim ile hala bir istikbal sağlayabilir durumda.

4. Üniversite diploması genç için de ve özellikle aile için de bir sosyal statü vesilesi, konu komşuya, eltiye bacanağa hava atma aracı
0
Mirket
(25.08.25)
insanlar masabasi is istiyor.
bunun yolu da üniversite okumaktan geciyor.

devlet de issizligi düsürmek icin her yere üniversite acmis durumda.

oyalanip mezun olunca baska bir is yapiyorlar iste.
0
sonsuz
(25.08.25)
17-18 yasindaki cocuklari 40 yasindaki bilinc ile degerlendirmek yanlis sanki. o yasta cocugu yonlendiren genellikle aile oluyor. aileden toprak, ticaret, is vs. yok ise, mesela benim ailem gibi memur bir ailenin cocugu ise, su anda 17 olsaydim da ailem yine beni universite okumaya yonlendirirdi sanirim. 17-18 yasinda zaten - kendi adima - fantastik bir vizyonum ve ongorum yoktu. bence bunun disinda da bir cok sebebi var ama bu onemli bir etken. ayrica ulkede liseyi bitirene kadar ev-okul yapan, ciddi bir sorumluluk almayan, interneti oyun oynamak icin kullanana milyonlarca genc var, o genclerin liseyi bitirdiginde bir anda vizyoner olup enteresan fikirlerle hayata atilmasini beklememek gerek, yine ayni sekilde bence bu cocuklarin universite bolumleri acisindan saglikli secimler yapmasini beklemek de mantiksiz. bununla birlikte universite bitirmenin fazla bir getirisi olmadigina inanan bu nedenle sacma sapan islere bulasan - kumar vs. degil ama basit ama anlamsiz gelir kapilari, ya da ne yapacagini bilemeyen milyonlarca genc de var. ne yazik ki, turkiye gibi ulkeler, yurtdisinda oldugu gibi liseden sonra biraz ara verip, belki calisip guzel para biriktirip ya da seyahat edip olgunlasmaya ve oyle saglikli secimler yapmaya izin vermiyor.

vakif universitelerinde neden okuduklarini da anlamiyorum yazmis bir arkadas yukarida, o da bence hem cocukla hem aile ile ilgili. bazi aileler birakin yurt disini cocugunu sehir disina bile gondermek istemiyor. dolayisiyla durumlari var ise vakif universitesi iyi bir secenek oluyor.
0
kassiopeia
(25.08.25)
1. Türk aile yapısı çok toksik. Liseyi bitirmiş ve bir süre ailesi ile yaşayan gençlerin herhalde rahat bi yüzde 80 si kısa sürede kafayı yeme noktasına gelebilir. Sırf aileden bi 4 yıl uzaklaşmak için lisans okuyan oranı epey bir sayı oluşturur.

2. Bizim zamanımızda düz lise dediğimiz şimdi anadolu lisesi denilen liselerden mezun olan çoğunluğun önünde üniversite eğitimi dışında bir seçenek yok. Başka türlüsünü düşünemiyorlar. Veya pek çok gencin girişimci olma farklı bir rota çizebilmek için imkanını geç, vizyonu yok. Kimisinde de o ruh yok. Potansiyel yok.

3. Annesi, babası belli bir standart konfor sağlayan gelir düzeyine sahip, ek yatırımları, gelirleri vb olan. Bir nevi çocuğu ömür boyu işsiz olacak olsa da en azından hayatta kalabilecek düzeyde maddiyatı garanti edilmiş insanlar, iş bulma sorunundan bağımsız olarak çocuğu üniversiteye yolluyor.

4. Lisans eğitimi alan birinin yeterince gayret sarf ederse bir şekilde bu eğitim sayesinde bir yerlere geleceğine inanan çok sayıda aile var. Ben edebiyat öğretmeniyim. milli eğitimde kadrolu, atanmış öğretmen olabilme amacıyla 2025 yılında bu bölümü dolduran binlerce öğrenci olmasına inanamıyorum örneğin.
0
wilhelmwasmuss
(25.08.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.