tecrube nedir? 2-3 senelik filansan santiyelerde isi ogrenme olayina girebilirsin. cok gec degil.

10.günde kopmuş olay..şirketten birini gözüne kestirmiş ve muhtemelen sevgili olmuşlar devamında da..geçmiş olsun.

hocam okudum hepsini ama ben bırak amerikalıyı 1 adet türk kızını anlayamadım anlamam. fikir vercek bi durumum yok:) kolay gelsin..bunu niye yazdım ozaman işte onu bende bilmiyorum...

turkiye'ye gidiyorsun diyedir belki. kızın zor doneminde yakinlastigi birisin ve uzaga gidiyorsun. o da bozulmustur biraz. belki bu sirada başkası/başkasına yakınlaşmıştır.

madem bu kadar ayrıntılı soracak kadar merak ediyorsun, direkt düzgün bir dille ona sormanı tavsiye ediyorum.

bu daha onceki duyurlarında bahsettigin aynı kız mı ?

@ermanen: yok abi bu yeni facia. gerci bir oncekiyi duyurudan sonra toparlamistim, ondan dolayi bir umut buraya kostum :)

cok agir davranmissin. hani benzerlerini ben de yaptim anliyorum seni, kizi ciddiye alinca agir ve yavastan gideyim, okuzluk etmeyeyim diyosun da, kizlar oyle bakmiyo bu ecnebi memleketlerde. iki defa evine gelmis duduklememissin "gay len bu" demistir buyuk ihtimalle.

hoyle card games diye arat bakalım.

facebook=)

(bkz: governor of poker )

pokersax.com online oynanıyor. sabah 11 akşam 8 freeroll turnuvaları da var. hatta arada sozluk poker zirvesi düzenliyor. fena değil yani.

facebooktaki texas holdem poker çok kaliteli tavsiye edilir.

direk olarak fulltilt poker'e uye ol, gercek adamlara karsi play money ile oynayabiliyorsun, ben paso takiliyorum, oldukca eglenceli.

shure se310'u hepsiburada satiyor ama nasil bi fakirsin onu anlamadim :) 591.75 liraya satiyor hepsiburada.. amazon'da 175 dolara satiyorlar.. burdan birine soyle amerikadan alsin getirsin.. sonra kargoyla yollar sana..

problem su ki elden almam gerekiyor, cunku zaman cok sinirli. fakirlikse goreceli sefim.

metan var elmadağ'da.

metan elmadağda değil, gümüşsuyunda olması lazım. parkın hemen kenarındaki bina devres han.

memlekette var mi bilmiyom ama benim oldugum yerde foot-spa denile bi aletler var. beyle icine su dolduyon, ayaciklari da icine sokuyon, tiresim, kizilotesi isik, isi ve hava ile (jakuzi gibi) masaj gibi bisey yapiyo. ucuz da biset alet. gunluk kullaniyorum isten geldikten sonra bi yarim saat. cok eglenceli, biraz fazla ses cikariyo ama deger. istersen icine sampuan, banya sonrasi yagi falan biseyler de atarsin, mis.

iş gereği bütün gün oturan bi insan olduğum için, akşam eve gidince önce spor yapmaya çalışıyorum iklim izin verdikçe kan dolaşımı artsın diye, bir de akşamları otururken ayaklarımı mutlaka yüksek bir yere koyarım. evet belki senin beklediğin tavsiyeler değil bunlar krem falan ama kan dolaşımı ihmal edilmemesi gereken bir konudur...

ayaklarını haftada bir iki kez tuzlu ilik suya sokabilirsin. günlük olarak da lapitak krem kullanabilirsin.

asturias (leyenda)
www.youtube.com

-

lagrima
www.youtube.com (aah ah)

edit: seviye olayini sonradan okudum. ikinci verdigim cok kolaydir notalari. ama bir o kadar da zordur duyguyu vermesi.

ek:

romance de amor - cok bilindik olsa da

www.youtube.com


el vito

www.youtube.com

(bkz: capricho arabe)
recuardos'u calabiliyorsan yazmanin bile geregi yok ama tabiki de (bkz: asturias)
heitor villa lobos'tan (bkz: homage to bach)

aslinda ahmet kanneci'nin popular classics albumunu edinsen cok sufer olablu.

turk eserlerden ise
(bkz: 500 tepenin cakillari) cok tatlidir
(bunda en kalin teli re yapiyoduk sanirsam)
notasi da var bunun ve bir kac baska sefa yeprem parcasinin.

hatta basligi ben acmisim. sefa yeprem'in diger videolarina da bakiniz.

not: kütahyanin pinarlari yorumu da vardi gitar icin yine sefa hocanin.
www.youtube.com surda bi kac ogrenci calmis sanirsam.

tabi bi de calabildigin kadariyla (bkz: koyunbaba). ilk 3 movement calinabilir zorluktadir.

asturias'ı biliyorum acayip güzel parça yalnız biraz fazla biliniyor o parça.

istediğim aslında biraz da

(bkz: az kişi tarafından bilinen klasik gitar parçaları)

tadında olması.

klasik gitara giren çoğu kişi asturias'a girmiş zati. :)

biraz da siz youtube'dan arastirin o vakit.

turkce olarak klasik gitar yazarsaniz, pop eslikli klasik parcalar bulursunuz.

o yuzden classical guitar diye aratip, nispeten az bilinen yabanci videolara veparcalara da ulasabilirsiniz.
misal bir ave maria uyarlamasi var, dibim düstü, harika.

ama tabi tremololari vs. ne kadar yapabildiginize, seviyenize vs. gore degisir.
ha dinlemek icin de arsiv yapiyorsaniz amenna. gercekten cok guzel eserler var az bilindik.

dinlemek için değil tabi seslendirmek, gitar becerimi geliştirmek için,

lakin bazen böyle ukalalık yapıp parçada seçebiliyorum.
amacım hazır elimin altında bilgisayar yazıcı falan varken bolca parçayı notalarıyla beraber elimde tutabilmek.

teşekkürler önerilerinize.

astor piazzola - mevsimler (otono porteno, invierno porteno, primavera portena, verano porteno)

francisco tarrega - adelita

ricardo moyano'nun kara toprak yorumu da süperdir.

Segovia ne çaldıysa dinleyin :)

(bkz: smurfette)

Eyecandy de :))

ürkek ceylanım de.
korkak tavşanım de.
dışı seni içi beni yakarım de. yakari de diyebilirsin.
çizgi filmden gideceksen uçan kaz'ım da olabilir. ama o zamanda kâzım sanabilir.

yavru kuşum de. minik tırtılım de. su samurum de. fındık kurdum de. kurdum durdum de.

soruyu yanlış okumuşum. ingilizce istiyomuşsun sen. o zaman lonely wolf de.
de ki şöyle de: my little middle. kelime oyunu yap.
lidıl midıl ama.. diye savunursun yeri gelince.

ya da de ki mesela tiny miny moo de. mö'yü çok uzatma alınmasın.
ya da de ki mesela şunu de: oğ meybi beybi de. baby'yi sevmediği zamanlar için.
ya da de ki, apple of my eye orange of my county.

şey de bence, şey de. naber şey de.

sunshine de :)

ingilizce olmasın aman... çok bilindik ve tek sesli bi şey değilse, ciks kaçar ingilizce.

tıfıl de... ben dedim birine, hoşuna gitmişti bi ara...

valla isminin kombinasyonlarindan kupu ve asiku buldum aslinda. ozellikle asiku baya guzel yaw, zaten animeci adamiz, asuka gibi oldu iyi oldu, bunlari da sevmezse sizinkileri denicem artik. tesekkurler herkese.

vestel hakkında iyi konuşmuyo millet genelde..

maaşı değil seveceğin işi seç arada büyük uçurum yoksa.

klimasan.

vestelden uzak dursun, hiç düşünmesin, boşversin.

pozisyonlar ne? klimasanı bilmem ama vestel inceden nazi kampıdır. ama sedece bu yüzden ilerisi için daha iyi bir referans fırsatı tepilmez.

vestel'den uzak dur.

www.mygitar.com
notalar bölümü misal?

klasik gitar da var iclerinde. alfabetik siralanmis.

anaa zaten üyeymişim oraya:)

tab dersen

www.classtab.org

www.muzikfakultesi.com var, başlıkları kurcalarsan işine yarayacak notalar bulabilirsin. şurda gitar için olanlara bak mesela: www.muzikfakultesi.com

hala internet explorer 6 kullanan insan olmadıgımız için fark etmedik. bu sizin için bir uyarı :)

yok ben de kullanmıyorum, bir sebeple girmek zorunda kaldım :)

etmedim ben.

(bkz: hayat sürprizlerle dolu)

dogrudur. it'si boktan calisan sirketleri hic dusunmuyo vicdansizlar.

(bkz: #17029514)

boyle bir sey yapildigini hic duymadim. laptop kontrolu derken, bomba yapiminda kullanilan madde kalintisi aramasi yapiyorlar. o da bilgisayarin acilmasini gerektiren bir islem degil.

bazen laptop'u açtırabiliyorlar ancak bunu sadece cihazın gerçekten laptop olup olmadığını anlamak için yapıyorlar (iç hatlarda falan oluyor genelde bu). yazılım kimsenin sikinde olmaz.

usta ne alakası var laptop kontrolünün yazılımla? adamlar laptop kasasının içine bir şey gizlenip gizlenmediğini görmek için açtırıyorlar sadece. laptopındaki korsan yazılımlarınla rahatça uçağa binebilirsin.

yok aletin calisip calismadigina baktiklari da oluyor. ama windows'un acilmasini beklemiyorlar, isiklari yanip ta calistigini, yani gercek laptop oldugunu belli edince geciyorsun.

bu arada bazi forumlarda rastladimda konuyla ilgili postlara. belki boyle bir olaya sahit olaniniz vardir diye sordum.

arkadaşım sanırım sende bir nekrofili durumu var. kanunen suc sayılır. cunku eşin öldüğünde olun karar verme durumları ortadan kalkar. ama sen çaktırmadan yap yapacagını. ama durumun sürekliliğini merak ettim. cunku ilişkiden sonra insan ölü de olsa oturup beraber film izlemek ister. sonra sürekli soğut ısıt durumları ne olacak? haa... varsa bunlara çözümün arkandayım şayet mevtayı iyi bir şekilde muhafaza etmeyeceksen bu ona da saygısızlık olur değil mi?

tabi ya eş öyle kaldırılıp atılırmı?
canı çıktıysa bedeni duruyo.

ne aşklar var ulan.
hocam sen yinede bırak eşin ölürse göm gitsin. eşin bu duruma ne diyo onu çok merak ettim ben..

hocu mikrodalgada isit sonra sapla kuskuyu. kuku suyu olarak da zaten zibilyon cesit kayganlastirici var shoplarda. curumemesi icin de formaldehite yatirabilirsin. ama formaldehit mi daha kotu kokuyur curumus ceset mi ondan emin degilim bak.

eşini doldurtmayı dene gfdfhdf

akar, kokar. hiç bulaşma.

e önce sen ölürsen esinin isi daha zor olacak(bkz: erektil disfonksiyon). bence boyle bir anlasmaya girmemek daha rasyonel. olmadi. esinin benzeri bir oyuncak yaptirabilirsiniz belki.

Eşinizin sizden önce öleceğinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

hea, hijyen, fiziksel durumlar fln bi kenara bırakırsak, devlet yazılı beyan olmazsa bu durumu cesede kotu muameleden dolayı ceza kesebilir sana. etik kısmına gelince iki kisi rızası da varsa benı alakadar etmez.

adama ödev mödev vermisler etikle metikle ahlakla ilgili. gelmis sormus sizde tribe girip esinin olceginden nasi bu kadar eminsin diyorsunuz.

kitapyurdu.com

hiç problem yaşamadım.

Kitaplar her an farklı sitelerde indirime girebildiğinden tek bir siteye bağlı kalma derim. Arama motorlarından araştırıp fiyatlarına bak, gerekirse 2-3 ayrı yerden sipariş ver. Kargo masraflarıyla beraber dahi daha ucuza gelebiliyor.

Ama genel olarak hızlı ve güvenilir bir site olarak idefix'i öneririm. Bugüne kadar sorunsuz kullandım. Stok durumlarıyla ilgili problemde gayet alakadarlardı. Diğer konularda bir şikayetim olmadı.

idefix'ten aliyorum ben de, sadece bir defa sorun oldu; satin aldigim kitap stokta yokmus, onu da hemen bildirdiler, 'dilerseniz diger kitaplari gonderelim, bu kitabi da temin edince yollariz' dediler.

internetten aldığım zaman idefix'ten alıyorum. hiç sorun çıkmadı. kitapları sipariş ettikten sonra vazgeçip iade etmek istediklerim bile oldu. bir sorun yaşanmadı.

yıllardır internetten alışveriş ederim, kitap konusunda idefix ve pandora favorilerimdir, ikisi de farklı zamanlarda büyük indirimlere gidebiliyorlar özellikle idefix koleksiyon kitaplarında daha iyi. arayıp bulamadığım bir kitabı pek de bilinmeyen bi siteden aldım geçenlerde bırak bilgi vermeyi kargosu bile 45 gün sonra geldi. yani idefix ve pandoradan şaşma derim, d&r da kitap temin konusunda sıkıntı yaratabiliyor.

www.ilknokta.com

kitapyurdu.com neden dersen idefixden verdiğim siparişler hep geç ulaşırdı elime ayrıca bir iki lirada olsa daha pahalıydı kitap yurduna göre.
kitap yurdunda teslim süresi misal 3 gün diyor ertesi gün elime geçti. hep böyle oldu. gerçekten memnunum tavsiye ederim

Kitapyurdu +1. Hiç bi sorun yaşamadım.

çocuk kitabı için: www.kipitap.com

idefix

rica ettim d.günü arkadaşımın dedim akşamüstü sipariş ettim, ertesi sabah elimdeydi içine de hedayeler filan koymuşlar

Ozzy Osbourne'un Mr.Crowley parçasının solosu sanırım bahsettiğin şey.

solodan sonra diyorum. solonun mr. crowley oldugu sozlukte de yaziyor zaten. tesekkurler yine de. diger cevaplari bekliyorum.

parçayı nereden dinleyebiliyoruz?

evet dinledim.

bildiğim kadarıyla bu bir füg (fugue). yani bu türe verilen isim füg. füg'ün piri de bach. büyük ihtimalle bach diyesim geldi, ama parçanın adını bilmiyorum.

yaw ben disarida ikamet ettigim icin youtube'dan bakiyorum:

www.youtube.com

bi de komutan ucan tekme diye myspace'te sayfasi olmasi lazim. ordan da arayabilirsiniz.

bana fug'den ziyade bir lute yada violin sonatinin prelude'u gibi geldiydi ama?

şurda çalan ikinci parça gibi geldi bana ama emin olamadım. 1.09'da başlıyor. bach'ın o da. tamamı da var bende istersen upload ederim.

www.youtube.com

ismi de yazıyor aslında ama ben de yazıyım "Concerto For Two Harpsichords And Orchestra In C-Minor"

pyschedelic saolasin, gercekten bu sanirim. bwv 1062 imis numarasi...

irish pub vardı istiklalde bayram sokak civarında bir yerde. orada bulursun.

izmir'deyim arkadaşım :/

antalya olsan yine bir yer soylerdim. belek premium rixosa git istemedigin kadar var ama izmir icin bir yer bilmiyorum üzgünüm:)

bu arada öyle çok efsane bir tadı yok o biranın.

igrenctir tadi.

tabii bana gore bu.

konak pierdeki north shield hala oradaysa orda bulunabilir diye dusunmuyorum degil.

pek detaylı bir bilgim olmasa da kediler üzeirnde, kedisi olan yakın arkadaşım aynı dertten muzdaripti. sorunun azgınlık olduğu ortaya çıktı. yani karşı cinsle ilişkiye girmek istemesi, girememe sonucunda da bu davranışlarında asabiyet yaratmakta. çözümü ya çiftleştirmek ya da kısırlaştırmaktır. arkadaşlarrım kısırlaştırdılar. şimdi sakin uysal bir kedi oldu kendisi

2.5 aylikken cinsel azgin olmaz. benim kedim de oyleydi buyudu sakinlesti. eline kolonya sur o zaman isirmaz. bir de isirdigini cizdigini filan oyun saniyor isirinca cezalandirmak lazim. ha cezalandirmak derken vurmayin hayvana sakin.

ya dediğim gibi uzaklaştırıyorum falan anlamıyo, kolonya denedim olmadı...

kardesleriyle fazla oyun oynayamamissa acitma sinirini bilmiyor olabilir. o sizi acittiginda siz de azicik kulagini falan cimdikleyin ogrenir o zaman.

2.5 ay kızgınlığa girmek için çok erken değildir. gayet de girmiş olabilir ama ısırmasının sebebinin ne olduğu belli olmaz. bazı kediler ufakken öyledir, zamanla geçer. oynamayarak düzeltebileceğiniz bişey değil. mümkün olduğunca oynatın, enerjisini atsın hayvan. yoksa daha da agresifleşir. elinizle değil, ısırmaktan zevk alacağı bi objeyle oynatın. kedilerin de dişleri kaşınır. şu an siz farketmeseniz de o diş değiştiriyor olabilir. genelde sahipler fark etmez ama kediler dişlerini döker, yenilerini çıkartır. etrafta küçük kedi dişleri bulursanız havale geçirmeyiniz. normal.

benim oyle bi kedim oldu loralynncim.

biraz daha buyudugunde, daha da saldirganlasti. yabani hayvan gibi isiriyodu boyle.

umarim oyle bi kedi degildir.

umarım yaa :/ napcağımı bilemedim...

çok anlamam ama ikisi arasında bariz ağırlık farkı var, 8700 yaklaşık 300 gr daha hafif. Eğer aralarında çok fiyat farkı yoksa ve kasanda işlemci fanı için bolca boşluk varsa 9700'ü tercih et derim. soğutmada da 9700 daha başarılı olabilir gibi geldi bana, bağımsız heatsinkler falan, cpu ısıtma ihtiyacına göre değişir :)

ilk linkte yazmamıs ancak 9700 un sogutma alanı daha yuksek gibi. daha iyi sogutur yanı.

9700un bakir kanatciklarinin alani cok daha fazla. daha iyi sogutur. soyle de bisey buldum:

www.tomshardware.com

Makinecilerin de alanına giriyor ama mekatronikle daha ilgili dersek yanlış olmaz sanırım. Ben bir cnc yapıp son birkaç ayda epey uğraştım bu işlerle, çok zevkli, ama hala çözemediğim çok şey var.

Öncelikle tabi bir cnc ye ihtiyacınız var (eğer sadece simülasyonlar üzerinde çalışmayacaksanız, ya da kullanımıza sunulmuş bir cnc yoksa). Ufak birşeyler yapabilirsiniz. ama hemen yapımına geçmeden önce deliler gibi araştırmanızı tavsiye ederim.

Bu www.machsupport.com foruma üye olmanızı tavsiye ederim, sorularınıza çok hızlı cevap alabilirsiniz.

Eyvallah usta. Hemen üye oldum ve dalışa geçiyorum viiiiuyuuuu :D

johan sebastian cnc tezgah yapımından bahsetmiş yalnız. sizin sorunuz anladığım kadarıyla programlama ve johan'ın cevabıyla pek ilgisi yok.

tezgah yapımından bahsediyorsanız mekatronikle daha içli dışlı bir konu ama programlamadan bahsediyorsanız makineyle, özellikle üretim bölümüyle alakalı. sizin sorunuz tam olarak hangisini kapsıyor?

cnc kodlarını 1 gün açıklamalı oku iyice ezberle hepsini.sonra al eline kağıt kalem kafana göre bir resim çiz(2 eksenli veya 3 eksenlide okutulacak şekilde)başla kod yazmaya 2 3 sürekli resim çiz kod yaz çiz yaz çiz yaz sökersin.çok zor bir şey değil.

edit:megep sitesinde konu ile ilgili dökümanlar var onlara da bakabilirsin.olmadı imes sanayi sitesine yolun düşerse ulubatlı hasan mesleki eğitim merkezi var ordan kaynak döküman alabilirsin.

www.google.com.tr

kompleks parcalar elle kodlanmaz. cad/cam programi alirsin bi tane (catia - pro engineer - cimatron gibi) parcayi cizersin - modellersin, cam modulune gecip isleme metodlarini cakilari falan secersin, cnc'nin anladigi program dilini secersin, ver programi babus dersin sana bi txt dosyasi olarak programi verir kullandigin software, onu goturur cncye yukler programi baslatir sonrada parcanin sekillenmesini izlersin.

kendim buldum ama eklere de acigim:

www.casinosviplounge.com

1. problem 2.problemden kaynaklanıyor olabilir. Çünkü yapmadıkça tuvaleti, erteledikçe bir yerden sonra gelmemeye başlıyor ve karında rahatsızlık olarak kalıyor sadece(gerçi o da olmamış ama). Bunun 1 ay kadar yapılmadığını gördüm. 1 ay sonunda baya sancılı oluyor :P

Sabahları kahvaltıdan önce kuru kayısı + 1 büyük bardak su gibi yöntemlerle boşaltımı düzenlerse gelecektir bence. Ama o/bu sebeplerden yapmamaya devam ederse hayat zor maalesef.

terle atıyordur heh hoh

süper bir soru.
lakin, bu soruya cevap yok. aynı durumda olan başka tanıdıklar söz konusu. vücut yapısı falan diyeceğz buna artık. bağırsakların çalışma problemi, falan filan deniyor.

başka bir yerde tuvalete gidememek de psikolojik açıklaması işin. zaten tuvalete çıkma eylemi çok ender gerçekleşen bir olay olduğundan, bu durumu başka yerde yaşamak istememesi normal. normal insan dediğin bi gün yapmazsa zorlanır çünkü, bu problemi yaşayanlar için bir-iki günlük gecikme problem olmuyor. o yüzden rahatça eylemi gerçekleştirecekleri bi zamanı beklemeleri normal. yine de bi doktor, bu yabancı yerde tuvalete gidemeyip, eylemi geciktirme olayının vücudu alıştırdığını söylüyordu. yabancı yerdeyim diye tuvalete gitmeyip ertelediği zaman, vücut geç çıkmaya alışıyor gibin.

yine de bi doktordan falan yorum alırsak süper olacak tabi.

activya yesin; ise yariyor gercekten. bir de dogadan form cayi...ciddi saglik problemi yoksa kesin cozum...

asıl bu bahsettiklerin kabızlık (dışkılamama) tanımına uyuyor. google'da aratın. kabızlık ve dışkılamama üzerine açıklayıcı metinler var. bir okuyun bence. bir hastalık belirtisi yoksa yediklerine içtiklerine dikkat etsin. lifli besinler yesin. kayısı yesin. muz ve kola tüketmesin. laksatif etkili ve bağırsak yumuşatıcı ürünlerden alın (kadınsal yoğurtlar). bunun gibi şeyler..

hamurişi falan çok yerse sıçamaz. lifli şeyler yemesi lazım.

sizin yanınızda çekiniyor da olabilir. mesela otel odasında içerde siz varken yapmak istemiyor olabilir. bir de belki sizden gizli tuvalete girmiş olabilir yanlız bıraktığınız bir anda. ama bünye meselesi olur yani normaldir.
kahve içsin kiraz yesin sorunu kalmaz.

scrubs'da dr. elliot reid aynı durumdaydı. çözülebilir bir sorun ancak iki yönlü: fiziksel ve psikolojik.. mutlaka doktora görünmeli..

bir çay kaşığı zeytin yağı yesin, kahvede iyi gelir.
ben de eskiden birkaç günde bir sıçardım, güzel zamanlarmış şimdi günde bir kaç kere boğazda balık besliyorum.

abicim tehlikeli bisey bu, 1 hafta hic sicmiyorsa ciddi bir zehirlenme tehlikesi ortaya cikar. gidin bi doktora 1 haftadir sicmadim deyin ciddi sekilde telas yapar. bagirsak dugumlenmesi falan saniyorlar ilk. neyse tabi sizin derdiniz o degil, ama ilac milac verip sicirtmaya ugrasirlar kesinlikle. ustune dusulmesi gereken bi sorun bu, kesinlikle profesyonel yardim alin. daha da ciddilesirse hakikaten zehirlenebilir.

müsil koy kız arkadaşının yemeğine filan müsil koy biraz sonra bak bakalım evde birinin olmasını takıyormu :)) evet yap bunu.

1 hafta çok uzun bi' süre ve tehlikeli de. Doktora görünmekte fayda var ama reddederse;
kavun yiyip üstüne su içmesini öneriyorum. Soğuk bi' taşa falan da oturursa tamamdır. Bi' de sen evde olma bi' kaç gün. Rahat bırak kızı. Son kısım espri de kavun + su yapsın.

sinameki içir sen ona.

tamamen psikolojik. dışardaki tuvaletlerde kendini rahat hissetmemesi de öyle. psikolog desteği de almalı.

kuru kayisi, kuru erik, elma, portakal, sabah kalkar kalkmaz icilen caydanlikta ILITILMIS iki bardak su. Uzun yuruyusler.

Bunlar faydali olacaktir.

Sana alistikca, tuvalete gitme aliskanliklari da degisecektir.

Bu tur tatillerde, onun genel olarak tuvalete gitme saatlerinde, senin odayi terkedip disari cikman faydali olabilirdi.

Eline okuyacak bi sey alip tuvalete oturup beklemesi ve konsantre olmasi da onemli.

Senin veya baskasinin iceriden cikacak sesleri duymasindan korkuyosa, o tuvalete girince, siz de muzigi acabilir ve onun ses cikarma korkusunu ustunden atmasina yardimci olabilirsiniz.

Zamanla ve telkinle alisir.

Barsaklari mushile alistirmayin, mushil en son care.

kabızlık sadece dışkılama sırasında sorun yaşamak değil, dışkılama periyodunda uzunluk olarak da tabir edilebiir. arkadaşların yazdığı bitkisel çözümlere katılıyorum ama eğer sorun organik bi nedense acile git. bi karın röntgeni çektirt. bi obstrüksiyon tıkanma olabilir. ama sanırım kız arakadaşında huzursuz (irritabl) barsak sendromu olabilir. ne yazık ki bu hastalar kronik kabızlıktan muzdariptir. duphalac osmolac gibi dışkı yumuşatıcı ve dışkılamayı tetikleyici ilaçları kullanabilirsin tabii ki doktor tavsiyesi ile.

fitil ile her yer tertemiz!

çok teknik bilgiler veremiyeceğim, ancak aynı problemin çok daha ağırını yaşamış biri olarak yardımcı olmaya çalışıcam. çok değil bir iki sene öncesine kadar, iki haftada veya üç haftada bir tuvalete çıkardım. ayda bir olduğu da olurdu tabi. ailem çok kaygılanırdı hep normal olarak, küçüklüğümden itibaren hep böyleydim çünkü. zehirlenicem diye, ya da bağırsaklarımdan ciddi sorunlar yaşıycam diye çok korkarlardı. duyuru sakinlerinin affına sığınarak söylüyorum öyle bir sıçardım ki afedersiniz anlattığım kişiler ciddi anlamda inanamıyolar. ben de normal bi insan olsam ben de inanamazdım gerçi sanırım. detaylara pek girmiycem. benim de hiç tuvaletim gelmezdi nerdeyse artık, ama daha küçük yaşlarda gelirdi de gitmezdim, böyle böyle arttı zaten. çok çeşitli sebepleri olabiliyor bunun özellikle psikolojik manada, ama çok uzatmak istemiyorum yardımcı olmak amaçlı bi cevap en nihayetinde.

büyük ihtimalle çevredekiler yapamasan da düzenli otur, ılık su iç kuru kayısı ye falan diyolardır, haklılardır da ama ben pek girişmedim o işlere. ha bu arada normal insan seviyesine inmese de artık gün aşırı, ya da en fazla üçüncü günde tuvalete çıkıyorum. bu sorundan kurtulmak için cidden psikolojiyi ona göre ayarlamak gerekiyor. bence kız arkadaşınız tuvalete girmeyi sıklaştırsın, biraz da ıkınması gerek çünkü bünye tembelliğe alıştığından tuvaletin varsa bile zor yapabiliyosun. tam yaparken yarım kalabiliyo kaslar çok sağlıklı çalışmadığından, iğrenç acılara sebebiyet verebiliyor:)

kız arkadaşınızın yedikleri nereye gidiyor bilmiyorum ama az önce de söylediğim gibi benimkiler anca kalemle bölünüp bikaç kova su dökmeyi gerektircek derecede birlikte el ele çıkıyorlardı bağırsaklarımdan:D ehem neyse. bu arada bunu yavaş yavaş da olsa azaltmanız çok önemli çünkü bağırsak hasarları çok tehlikeli ve eski sağlığını kazanması zor oluyor. kendim pek sorun yaşamadım(sanırım) ama hemen yakınımda kız arkadaşımın ablası var. çok kötü ameliyatlar geçirmiş kendisi ama yine de sağlığına kavuşamamış. neyse çok fazla uzattım zaten, sorularınız olursa cevaplayabilirim daha da uzatıp saçmalamak istemiyorum:) umarım bir an önce daha iyi bir duruma gelir kız arkadaşınız.

ne yazık ki bayanlar genelde bu problem var..
osmalak içsin..

bronz bildiğim kadarıyla yumuşak bir malzemedir ve pahalıdır. piston yapacağına göre bunun içinde ciddi derecede basınç oluşacak. bu sebeple daha önceki malzemenin gövdesi çelik yapılmış. bronz olursa kısa sürede deforme olur gibi geliyor bana.

ayrıca bronz malzeme genellikle bu tip aksamlarda kullanılmıyor. dediğiniz gibi burç ya da yatak olarak kullanılıyor ama komple bronz yapılan ve dayanım gerektiren bir ekipman bilmiyorum ben. muhtemelen de çok pahalıya gelir yapılsa da.

eğer amacın sağlamlık ve temizlik ise neden paslanmaz çelik kullanmıyorsun? kalın etli çekme boru alıp, içini istediğin ölçüye torna ettirip honlatabilirsin. azcık pahalı olur belki ama hem uzun ömürlü hem de bronzdan daha sağlıklı olur gibi geliyor.

not: makine mühendisi değilim. :)

az biraz yanlış okumuşum galiba. :) tekrar bi düşüneyim.

siz kafadaki burçları ayrıca çakmak yerine gövde ile yekpare olarak sfero yaptırayım diyorsunuz. o burçların ayrıca yapılmasının nedeni hem bronzun burç malzemesi olarak kullanışlı olması ile, hem de ileride aşınma olduğu zaman malzemeyi komple değiştirmek yerine sadece burçları değiştirebilmek içindir. ayrıca özel preslenmiş sferodan honlama kalitesinde pürüzsüzlük elde edilebilir mi bilemiyorum. pürüzsüz yüzey sağlanamıyorsa burçların çapına bağlı olarak yekpare üretilen malzemenin içinin honlaması nasıl olacak? nerden girecek içeriye punta?

o pistonu üreten kişiler de muhtemelen bu açıları düşünmüş ve hesaplamalar yapmışlardır ve bunun sonucunda o sisteme karar vermişlerdir diye düşünüyorum. :)

edit: ayrıca bu konularda bryan fury'e danışmanı öneririm. büryanım daha iyi bilir o işleri.

ne enjeksiyonunda kullanacaksiniz aleti? bi aralar calistigim yerde aluminyum enjeksiyon 80 bar'da calisiyordu, zamak da benzer bi basinctaydi. plastik enjeksiyom makinalariyla yuz goz olmadim onlari bilmiyorum. yalniz dokum malzemenin dayanimi ciddi sekilde dusuk olacaktir, ustune ustluk kirilganlik faktoru de var, bence riske girmeyin, orijinal parca kullanin. bunlar ciddi basinclar, piston govdesi patlarsa can kaybi riski buyuk olur.

bronzlar piston basinin celige carpip bozulmasini engellemek icin tampon gorevi gorsun diye var, onu da bilgi olarak ekleyeyim. piston basini seviyorsaniz bronz burclari koyun derim. yoksa kisa sure icinde piston kacirmaya baslar (azot/yag karisir) maakinanin vurus gucu ciddi sekilde azalir. zirt pirt yag ve azot takviyesi gerekir alete.

teşekkürler. istediğim cevaplar bunlardı. sfero da yumuşak bir yataklama malzemesidir. ama sıkı geçme bronz burç olsa daha kullanışlı olurmuş.

@hevipeyra
paslanmaz çelik olmaz hocam. gerek yok. duygusal kısmı da ağır basıyor. ben de makine mühendisi değilim. malzeme mühendisiyim:)

@jupiterianvibe
doğru tahmin. bu yaptıracağım sıcak kamara azot tüpüydü zaten. makina 120barda çalışıyor. azot kısmına yağ kaçırdığı için bununla uğraşıyorum. fakat bu gravite dökümle yapılan sfero değil. preslenerek üretilen özel bir sfero. çelik tüpe göre daha yumuşak olduğu için malzeme sfero seçiliyor. yoksa dediğiniz gibi tüpü patlatabilir.

sufersin de 3. part lazim diyor ve rus yaziyor abi kenarinda emin misin ingilizce olduguna?

edit: tamam partlari rename edince becerdim.

dirt 2 bunun zirvesi zaten adamlar yapana kadar en iyisi bu.

eskilere bakmak lazım bunun için mesela colin mcrae rally 04, richard burns rally

richard burns rally. benim oynadığım en iyi ralli oyunudur. konsol olarak çıkmadı sadece bilgisayar. ama 2002 oyunu galiba çoğu bilgisayar çalıştırır. ekşisözlükten okuduklarımı aktarayim. özellikle richard burns araç ayarları, motorlar ile oldukça ilgilenmiş. co-pilotu yol notlarını hazırlamış. dirt 2 daha oynayamadım ancak daha önceki wrc oyunlarında otoban kıvamındaki etaplar richard burns'de yoktur. benim bildiğime göre yapılmış en gerçekçi oyunlardan biri. bu konuda karar verecek merci değilim tabi ki.

o etap sonunda tamir uzarsa belli bir sınır var. ancak sınırı aşıp cezaya tabi olabiliyorsunuz mesela. bu tip detaylar çıkıyor orasından burasından. misal seyirciye çarpınca kafadan yarıştan men edilmeniz gibi.

oyunun başında diyor ki bu bir oyun değildir, simülasyondur. başka oyunlara benzemez rally school'a gidin. tavsiye ederim ben...

bir de gittiğiniz her kilometrede richard burns'ü yad edebilirsiniz. özledik.

richard burns rallyden bir video izledim ve sonuna hayran kaldım. elbette grafikler dirt 2 ile karşılaştırılamaz bile ancak yarış bittikten sonra klasik bir şekilde görüntüyü kesmek, finish müziği gibi şeyler koymaktansa, tıpkı gerçekte olduğu gibi arac, az ilerde duran yarış sonu görevlilerinin yanına kadar ağır ağır geliyor ve öyle duruyor. şimdiye kadar ne kadar onboarddan yarış izlediysem hepsi de böyle bitti, çok küçük ama benim gibi kırıkları mestedecek numuneleri olan bir oyuna benziyor, hemen edinicem. çok teşekkürler raikkonen!

(bkz: rally championship )

bunun uzerine bilmiyorum. eski ama hala oynanir bence. uzun ve gercekci etaplar, sert bir carpmada pert olan araclar falan, maximum gerceklik bu oyunda. sert suspansiyon ile uzun toprak etaba girdiginizde etap sonunda fazla hoplama ziplamadan sonra yasanan sert inislerden dolayi sanziman - suspansiyon - aktarma fazla hasar alir gibi ayrintilari bile var. ama sadece ingiltere parkurlari iceriyor.

Richard Burns'ü denemenizi bende tavsiye ederim. Parkurun bulunduğu memleketteki yağış istatistiklerine bakarak kullanacağınız lastik tipini dahi seçiyorsunuz. Amortisör ayarlarınızı değiştirebiliyorsunuz, aracınızdaki hasarlara göre uzayıp kısalan tamir süreleri var. Araç hasarı gerçekçiliği oyunu oldukça zorlaştırıyor. İlk günlerimde vites kutusunun kırılmasıyla bi çok parkuru yarım bıraktım. Tabi gerçekçilik açılıp kapanan bir özellik ama araçların yol tutuşu genelde he realistik. Colini çok oynamadım ama gerçekçilik derseniz Richard Burns derim. İnternetten bulabileceğiniz değişik mod larıyla da çok değişik araçları kullanmakeyfi yaşayabilirsiniz Fiat Punto da bunlara dahil.

Başka bir seçenek olarak Live for speed denen oyunu da bir araştırabilirsiniz. Direksiyon, joystick, mouse vs kontrol cihazlarıyla büyük uyumluluk ve kullanışlılık sunan bir oyundur kendisi. Demo su ücretsiz olarak indiriliyordu ben denerken

rallysever herkese teşekkürler, tavsiye oyunları hemen deniyorum. ama dirt 2 yi henüz denememiş arkadşalar da mutlaka denemeli, o keyif yaşanmalı

ASEAN (Association of Southeast Asian Nations) and China Cooperative Operations in Response to Dangerous Drugs

6 ve 3 icin asagidaki pdfte var biseyler, usendim ben okumaya.

www.wto.org

AFTA = ASEAN Free Trade Area / ASEAN Free Trade Association

www.aseansec.org

The Faceless-My lie yazmislar ama?

ııh yalan o değil :(

bi türk grubun işine benziyor gibi?

çünkü "you better watch out"la ilgili sonuçlar tutmuyor üstün körü bakarak..

üstün körünü geçtim, saatlerdir arıyorum, her türlü misheard lyrics ihtimaline karşı da araştırdım ama karşıma hiç bir şey çıkmıyor.

herhalde dizide çalışanlardan birinin bir tanıdığının "abi biz albüm yaptık, denk gelirse çalsanıza" diye verdiği bir cd.

elektrik aksamının geneline bir baksınlar. aküye de baksınlar. çözerler hemen. bir servise götürüverin.
akülerin üzerine içindeki sıvılarla ilgili göstergeler vardı bir zamanlar. hala öyle ise onları bir kontrol edebilirsiniz. başka bir arabanın aküsüne bağlayıp bir deneyebilirsiniz. o zaman zaten aküden olup olmadığı anlaşılır.
yine de sonuçta servise gideceksiniz illa ki. (genel vatandaş bilgisine sahip olduğunuzu düşünerek bunu diyorum tabi. :P)

araba ney? akuyle alakali oldugunu sanmiyorum, arac gelismis bir modelse halk arasinda beyin adi verilen parcasi sapitmis olablu. kafasi karismis yani.

bi msj vermeye çalışıyo bence ...

sis farına giden kabloda şase var demek ki. siz herhangi bir elektrikli aksamı çalıştırınca onlarda yanıp sönüyor dolayısı ile.
son zamanda aracınızın elektrik aksamıyla ilgili bir çalışma yaptırdınız mı?
alarm taktırmak, far ampülü değiştirtmek, teyp/hoperlör taktırmak gibi...

istanbuldaysanız, mesaj atın sözlükten . birilerine yönlendirebilriim. keşke arabanızın marka ve modelini de yazsaydınız.

@kibritsuyu: baktırdın mı hocam neymiş sorun?

baktırmış galiba. bana da mesaj atmadı :)

scott peck'ten az secilen yol'u

sevket sureyya aydemir'den suyu arayan adam'i

falih rifki atay'dan zeytindagi'ni

latife tekin'den berci kristin cop (coplukteki cop) masallarini

montaigne'den denemeler'i

atilla ilhan'dan hangi bati'yi

maksim gorki
ruslardan soz acilmisken goncarov'un oblomov'u geldi aklima.

gorki'yi severseniz/seviyorsaniz kemal tahir'i de sevebilirsiniz bir ihtimal.

Sadece yazar ismi verdim, kitap belirtmedim (biri hariç), siz de öyle yaptığınız için; kitaplarını görüp seçersiniz zaten. Bunların çoğu gidebilir (Tanpınar ve Kaygılı Atay'ın öncülleri sayılıyor, doğru veya yanlıştır o ayrı.):

Ahmet Hamdi Tanpınar
Osman Cemal Kaygılı (soyadı yeter:))
Yusuf Atılgan
Sabahattin Ali
Bilge Karasu
Leyla Erbil
Memduh Şevket Esendal
Vüs'at Bener
Herman Melville (Kâtip Bartleby)
Samuel Beckett

Biraz da farklı bir şeyler oku?

Chuck Palahnuik
Neil Gaiman

hakan günday oku. kinyas ve kayra. dua edersin.

degisik sulara acil zaman carki serisine basla. ortalama 800 sayfadan 12 cilt su anda. 14'te tamamlanacak. yazari robert jordan'dir.

hakan günday

kürk mantolu madonna.

-Tom Robbins(dur bir mola ver'den başla bence)
-Trevanian
-John Fante
-Douglas Adams
-Hermen Hesse
-W. Faulkner

bunlar seni bi süre oyalar ;)

İhsan Oktay Anar....
Tarikat olur bence yakında...
Amin Maloof...
kesinlikle yüzüncü ad' dan başla

cok uzun bu, diger heveslilerle boluselim bence. basliyorum ben:

derinlikte birlestirme

tv ekranlari 3 boyutlu dunyanin duz bir goruntusunu gosteiyor olsa da izleyiciler derinlik ve uzaklik izlenimlerini resimdeki cesitli ipuclari sayesinde olustururlar.

top simdi diger arkadaslarda.

ben de cok kabaca aim at natural effects'e kadar olan kisimi tamamladim.

Izleyiciler farkinda olmadan, gosterilen uzayi, goreli boyutlari, birlesen cizgileri, duzlemlerin birbirleriyle nasil cakistiklarini ve oznelerin kamera hareket ettikce pozisyonlarinin degisimini, derinligi algilayacak sekilde yorumlarlar.
Iyi derinlik hissi veren bir goruntu genellikle daha inandirici ve cekicidir. Eger az gorsel ipucu verildiyse, orani, gosterilen uzayi ve mesafeleri degerlendirmek zordur.

Gelistirilmis derinlik
Bir resimde daha iyi derinlik hissi ve gercekcilik olusturabilmenin birkac yolu vardir.
1-Oznenin, detaylanmamis duz bir geri planda izole olarak bulunmasindan kacinin.
2- Eger cekiminiz boyutuna asina olunan nesneler icerirse, izleyici uzaklik ve oran hakkinda daha iyi fikir sahibi olur.
3- Eger goruntu on plan iceriyorsa, mesela yapraklarin ya da pencerenin arkasindan cekim, daha zengin bir derinlik aldatmacasi vardir.

şu anda üretilen kartların nerdeyse hepsi aynı. nvidia pek farklı çözümlere izin vermedi gtx 470 ve 480 serisinde, o yüzden marka farkı performans açısından farketmeyecektir(evga'nın su soğutmalı çözümleri overclock açısından müthiş olur ama zaten normalden çok pahalı onlar) ancaaak gigabyte'lar türkiye'de 3 yıl garantili, palit öyle midir bilmiyorum(hatta evga ömür boyu garantili ama türkiye'de var mı muamma).

donanımhaberden takip ettiğim kadarıyla millet gtx 470'i -az sayıda olsa da- 570-600 tl civarından aldı. yeni bir parti daha girerse fiyatlar düşecektir çünkü şu anda kart az olduğu için biraz karaborsa muamelesi görüyor bilgisayarcılar tarafından ve fiyatlar şişiriliyor. 700 o kart için biraz pahalı zira ati radeon 5870 var o fiyat aralığında ve gtx 470'ten daha performanslı.

nvidia dx11 konusunda nal topluyor biraz, 470 ve 480 serisi zaten hayvani sıckalıklarda calısıyor ustune usluk 5870 ya da 5970 ya da ozel serileri olan kartlarla tesellation bencmark harici pek farkı yok. imalat sıkıntısı da devam ediyor tmsc ile. fln fln.

nvidia takıntın yoksa rahat rahat ati lere bakabilirsin.

teşekkürler arkadaşlar

beylesi ust seviye denencek bir karti kisa vadeli dusunmedigini varsayarak tesellation onemli diyorum. yok 6 ay sonra 495 yada ati 6xxx alirim ben zaten diyosan simdi ati bakabilirsin.

nvidia'nın directx 11 performansının kötü olduğu doğru değil hatta asıl güçlü olduğu alan directx11 ve onun en büyük getirisi olan tessellation. gtx 470 directx11'i çok kullanan oyunlarda ati 5870'i bile geçebilir belli şartlar altında, bu da aklınızda bulunsun.

kortizonlu kremleri var o isin. dermatit diye bi arat sozlukte, kontakt dermatit idi sanirim rahatsizliginin adi.

www.eczaneada.com şöyle bir şey var, ben bundan kullanıyorum, memnunum.

göz doktorum bu şampuanın içeriğinin bebek şampuanlarıyla aynı olduğunu söylemişti, hatta bu şampuan çıkmadan önce de bebek şampuanı kullanıyordum. size de tavsiye ederim.

kontakt dermatit olabilir. bunun sebebi de çoğunlukla makyaj, krem kalıntıları oluyo genellikle. bi kaç gün gözlerinize makyaj yapmayın, yapmanız gerekiyorsa eğer krem bazlı temizleyicileri tercih etmeyin. Çünkü fazla kalıntı bırakır. Neutrogena'nın göz makyaj temizleyicisini tavsiye edebilirim.

@uydurukcu

uydurma gardaş.

@ o da olabilir
haağ erkeksin sanırım. pardon :)

bu gibi goo.gl

ama tabii ki oynamışlar biraz.. (belki de değildir, bilmiyorum.)

edit: bulunmuş olsun, diğer karakterlerin fontu:

new.myfonts.com

yaw bunu bi indirttim it'ye (ben indiremiyorum sirket bilgisayari firewall engelliyor siteyi) bi zip gonderdiler, acilmiyor? direk font dosyasina atiyom, damaged diyor, siz baktiniz mi, it'yi durtmeden bi konfirmasyon alayim dedim, ozel is oldugu icin bidi bidi ediyorlar da...

yaw filehostlar da bloklu, en temizinden ttf'leri jupiterianvibe at gmail nokta com'a mail atabilir misiniz? cok tesekkur ederim ugrastiginiz icin.

hapis yatar tabi ki.

ya asıl merak ettiğim o değil ki. onu mantıken zaten çözebiliyoruz.

konu şu: işveren, iş kazasında kusuru ölçüsünde işçiye tazminat ödemekle yükümlüdür. burada işçinin de işverenin de kusuru yok. ama bir kaza var. bu durumda tazminatı kim öder? işçi niyazi mi olmuş olur konu budur. işveren, kazadan müteselsil sorumlu mudur? yani davayı işverene açıp parayı kazaya sebebiyet veren işçiden mi alırız? yok mu bir iş hukuku bilen?

sevgili zipirinsan..:)

sen koskoca mustafa ateşten ders al:D bunları bilme..tabi işletme ekonomini veriodu sahi o da ayrı konu...

işe girerken, yapılcak ve yapılmaycak maddeler de işçiye, operatöre sıralanır..tabii şaka olarak yazamasada maddelerin birinde mutlaka bu tarz ayrıntılar yazılmalıdır.. yani çalışan operatörü gereksiz rahatız etmeyeceğim, baret takacağım, işimi yapacaım gibi gibi adam aldtına imza atar.

yani böyle durumda işveren sorumluluk almaz. ama 2. konu ise herkesin kendiişini yapabilmesini sağlayabimek. ve de tehlike oluşturacak parçaların iş dısı kullanımını engelelyecek uyuarı yazıları asarsın. bu durumdada nispeten engelelrsin.

ve en başta işe girerken vereceğin iş başı eğitimi ile bunu sözlü ve yazılı oalrk bildirisin.

bildirmezsen bildirmediğin için senn de gayri resmi sucn olur. ama her ihtimale karsı böyle durmlarda iş hukuku kanunları hep işçiden yana olur hatrlatayım:)

yani eğitim şart:D

sevgili zıpırinsan,

iş bu noktada soruşturmada ortaya çıkacak durumlar önemlidir çünkü;
eğer işveren personeline bu aletler amacı dışında kullanılmaz, tehlikeleri budur şudur diye uyarıda bulunmuşsa, sözleşmesinde, görev tanımında adama neleri yapmaması gerektiğini anlatmışsa kusur olarak sadece o işçinin diğer arkadaşına şaka yapmak için kendi işini aksatıp aksatmadığını tespit etmediği için yani işçisini kontrol etmediği konusunda cezai işlem görebilir.
ama bunun dışında iş kazasına sebebiyet veren kimse, işverenin tüm uyarı, önlem ve eğitimlerine rağmen bunu yapmışsa asli kusurlu sayılır.
işverenin tüm önlemleri aldığını varsayarsak tabi.
ama bunun dışında işveren eksikliğine göre asli kusurlu da olabilir.
her türlü iş kazasında işveren suçludur diye garanti yoktur unutmamak lazım.

her turlu kazada az yada cok isveren sucludur. senin soyledigin durumda saka yapilan adamin ilgili makinaya kolunu gotunu kaptirmasini engelleyecek proses dizaynini yapmadigi / yaptirmadigi ve gerekli onlemleri almadigi icin bir miktar suclu bulunacaktir.

doktora gittim nasıl bi doktorsa bana prozac verdi kullanmadan önce araştırdım aşırı kilo kaybı yaptktan sonra kilo aldırıyormuş kullanmadım. bütün testlerim düzgün çıktı yani. diyetistenin verdiği listeye uymam imkansız öğrenciyim bana 5 öğün yemek yazdı yazdığı yemekleri yapabilmem için benim okula gitmemem gerek sanırım:)

21

tiroid fonksiyonlarina baktir. parazit olup olmadigina baktir. gerekirse once bir endokrinologla sonra bir diyetisyenle gorus. gece yatmadan kahvalti edip yat. Gunde iki kere kahvalti et. Biraz agirlik calis. Aniden kilo almaya calisma. Kilo almaya baslarsan da 65 kiloyu gecmemeye gayret et. ben de bi nevi uzman sayilirim: (bkz: sismanlarin havayi daha fazla kirletmesi) (bkz: garantili zayiflama yontemi/@compadrito) (tabii sen orada yazanlarin tersini yapacan.)

bütün değerlerime baktırdım hepsi normal çıktı. teşekkür ederim denicem tawsiyelerinizi

senin gibiydim, 174 boy 48 kiloydum uniye girdigimde. uniden ciktigimnda 55 kiloydum, 25ten sonra hayvan gibi kilo almaya basladim, su anda 29 yas 75 kiloyum. 80 gordugum bile oldu 1 sene kadar once. gobegim cikti cok feci. tabi spor mpor yapan bi adam da degilim, kollar bacaklar hala ince sayilir, bel kalinlasti, hos olmadi. neyse demeye calsitigim duzelirsin merak etme. tiroid bezinden kaynakli hizli metabolizma sorunun olabilir. orda bi problem yoksa dedigim gibi 25ten sonra metabolizma dogal olarak yavaslamaya baslar alirsin kilo merak etme.

bu boyuma ( 1.78 ben de ) ulaştıktan sonra sırasıyla 63 - 73 - 80 - 90 ve 94 kilolar arasında zıplama usülü geçiş yaptım. bilmiyorum ama evlendikten sonra oldu herşey. sanırım bir aralar abur cubur alışkanlığım vardı. yoksa hala mı var ? :D neyse konu ben değilim, özet : bence akşamları mısır patlat avuç avuç ye, gazoz iç bol bol, cips ye , çerez ye ... anaaam akşama ben de yicem canım çekti vallaa...

yaş 21 ise ileride bu duyurunun olduğu günleri özleyecek kadar kilo alacaksın. ben de senin gibiydim, 30 yaşındayım şimdi, 86'yı gördüm, şimdi 79'um.

"iki ekmek yiyorum yine de kilo almıyorum yaaa" diyordum.

bu zamanları özleyeceğini söyleyenlerdenim ve bunu söyleyecek 100 milyor erkek daha bulabilirim. tadını çıkar bu günlerin derim ve kilo almaya da çalışma.

ben 21 yaşındayken 180 boy ve 55 kiloydum. böyle kaburgalarım falan sayılıyodu, götümde pantul durmuyodu. dünyaları yiyor kilo alamıyordum. yaş şimdi 27 boy yine 180 ama kilo 80'e vurdu, ayı gibi göbek var, su içsem yarıyo amını yurdunu sikiyim.

kıymetini bil tadını çıkar.

Ben de sizinle aynı yaştayım ve nerdeyse aynı boy ve kilodayım. İki ay önce bir spor salonuna yazıldım. Haftada üç gün gidiyorum. İki ayda 2,5 kilo aldım (taa liseden beri hiç kilo almamıştım). Hala pantolonlar düşüyor ama o günler de gelecek.

Hala girilir fakat dune kadar cok daha ucuzdu. Bugun inanilmaz spekulatif bi durum ile cok yukseldi. Denemenin de uzerinde, deger.

benim param olsa alacaktım, yükselen bir değer olduğunu düşünüyorum.. fakat tabii ki burada yapılan yorum ve analizlerden hiç bir şekilde sorumluluk kabul etmem :)

guro param olsa derken ne kadardan bahsediyorsun?

2000-5000 TL arası falan mı? daha mı yüksek yoksa

hikaye mesture+1, ne kadar para ?

halka arzin ardindan yukselerek devam eden sirket pek yok be abi. bi arz olsun, 2 ay bekle o ara dusmus olur, sonra bi genel gidisata bakip o dusuk seviyelerden mallanip yatisa gecersin uzun vadeli. ytd degildir...

1) hayalgucu
2) yoktur oyle bir sey. ayrica alsa ne olur ki? sozluk'te de farkli bir versiyonu var...
3) hayran oldugu icin oyle yaziyor. dogal olarak siz de hayran oluyorsunuz. bunlarin roman oldugu bilincinde olarak okumaniz size yarar saglar. her anlatilani dogru kabul etmemek gerekiyor, hatta okunulan her seyi supheci gozle suzmek en iyisi.
eger bu donem ilginizi cekiyorsa bu konuda bircok tarih kitabi var. onlari okuyabilirsiniz.

tabii ki roman olarak ve kabaca tarihsel olayları görerek onları süzgeçten geçiyorum yoksa son kitaba kadar okumaz çoktan atardım saçmalık diye.. :)

1-) bi ara hatırlarsınız, Safiye Sultan serileri vardı. onlar da acayip detaylıydı. hatta kadının sevişirken hangi parfümü sürdüğü bile yazıyordu.
Hayalgücü bunlar :)
Ramses'in de birkaç serisini okumuştum (süper romanlar gerçekten). dediğim gibi, çoğu uydurma :)

3- gercekten de oyle olmustur muhtemelen. din oyle bişey.

roman onlar. tarihi karakterlere dayandirilmis olmalari gercekleri anlattiklari anlamina gelmez. tekrar soyluyorum roman onlar. ayni karakterlerle yarin bir baskasi cikip tam ters bir hikaye anlatabilir.

jilet biraz cilt tipine kalmış ama köpük olarak nievanın beyazları süper oluyor.

roactane kullanıyordum bir zmanlar ve zaten sorunlu olan cildim aşırı olarak kurumaya bşlamıştı.Bu dönemde haliyle traşta sorundu ve bir çok şey denedim(köpük,krem,şampuan vs.) bu deneyimlerimi dayanarak en iyisi traş sabunu,tavsiyem budur.

o kanama boynundaki sallarin cikis yonunun tersine girdigin icin oluyor olabilir. sakallarin cikis yonune dogru hareket ettir jileti azalmasi lazim tahrisin.

jpsartre ne katılıyorum onun jel olanını kullan. tıraş fırçası ile masaj yaparak cildini yumuşatırsın. hatta mümkünse önce sıcak bir banyo yap. son olarak da sakalın fazla uzamasını beklemezsen daha sorunsun tıraş olursun.

valla ben denemedim ama bir arkadaşım bunu yaptığını belli bir derinlikte sağlam bi hınkırınca böyle sarı sarı iltihap burnundan çıkmış filan diye anlatmıştı...

sudan çıkınca beyniniz burnunuzdan akıyor zannedersiniz.

Pposeidon_1 ve Kibritsuyu bunu denemeyi düşünen biri, hata mı etmiş olur? Çok iyi yüzebilen ve dalabilen biri. Nefesini de normalin üzerinde tutabiliyor. Bir kaç kez belli bir derinliğe kadar indi. Denemeden çıktı suyun yüzeyine. Yine sardı bu düşünce. Denemek istiyor. Doktora da soracak. Tehlikeli mi? Akdenizin tuzlu sularında denesin mi?

genelde sinuzit hastalarinin dalmasi tavsiye edilmez. ciddi sekilde bas agrisina yol actigi soylenir. ancak dediginiz gibi tuzlu suyun acici etkisi var, derine gitmekten ziyade 2-3 metre civari dalislarla ciddi sekilde temizlik saglanabilir.

tuzluluk ile ilgili bir durum olduğunu sanmıyorum daha çok basınç ile ilgilidir.

doktora soracakmışsın, en doğrusunu o söyler biz sadece duyumlarımızı tecrübelerimizi aktarıyoruz sonuçta. şahsi fikrim denemekten pek zarar gelmez. yinede dalarken biri olsun yanında.

basınç farkından dolayı burnunuzun göz çukuruyla birleştiği yerde(kaşların hemen altı ) bir acı hissedersiniz. Katlanılmayacak bir acı değildir. sıkışma gibi daha çok. Yukarı çıktığınızda geçiçektir.

Ben kendim bizzat kronik sinüziti olan ve tüplü dalış yapan bir vatandaşım. Her sene sezon başında 8-10 metrede bu acıyı yaşarım. bir kaç metre derinde bu sıkışma geçer. yukarı ya çıktığımda maskemin içinde böyle cıvık bir mukus olduğunu görürüm ,tuzlu suyla burnumu temizlerim. o sene uzun bir süre sinüzit ağrısı çekmem.

Sinüsler bildiğiniz gibi yukarıda tarif ettiğim yerde ve bir kaç yerde daha olan hava boşlukları. Bunların girişleri mukus ile kaplanıp kuruyunca içeride kalan hava ani hava değişimlerinde (klima, aniden güneşe çıkma gibi) ısı farkından dolayı hareketlenerek sizi rahatsız eder. Dalış yaptığınız zaman dış basınç sinüsün içindeki havayı sıkıştırarak sizi rahatsız eder. (Kulak eşitleme yapmanızın sinüslere bir etkisi yoktur)
Bir kaç metrede daha derinde o tabakadan içeri hava girmeye başlar ve ağrınız geçer. yukarı çıkarken ise içerideki hava genleşerek tabakayı açar. Var olan mukus tabakası burnunuzdan maskenize gelir oda Kibritsuyunun dediği gibi beyniniz burnunuzdan akıyor gibi bişeydir. (azıcık kanlı böyle vıcık bir görüntü).kendi kendinize geçiçi olarak sinüs tedavisi yapmış olursunuz . Eğer aşağı inerken ki acı katlanılmayacak şekilde ise daha yavaş alçalma yapılır, biraz yukarı çıkılıp takılınır sonra tekrar denenir vs gibi methodlar mevcuttur. En son çare olarak dalış iptal edilir. Kimse size vaz ezik demez..

Dediğim gibi ister tüplü ister serbest dalışta önemli olan kontrollü bir şekilde alçalma ve yükselme yapmanız.
Düzenli bir şekilde (tavsiye edilen :verdiğiniz hava kabarcıklarının hızını geçmicek şekilde) yukarı çıktığınızda bir sıkıntı olmaz.

PS:
Arkadaşlarla sinüsün patlamasına(?)bakireliği kaybetmek diyoruz =)

ailecek sinüzitiz.
dayım da müzdaripti bu durumdan, doktor derine dalmasını söylemiş, derine daldığında alnından burnundan her yerinden çıkmış sarı sıvılar. rahatlamış.
o bunun bana anlattığı, onun yalancısıyım.

Ne olabileceğini geçtiğimiz günlerde gördük aslında;

Antrenman dalışı esnasında vücudunda oluşan probleme ilişkin bilgi veren Yasemin Dalkılıç;

“Dalış esnasında burun ve ağzımda oluşan kanamanın akciğerimde oluşan bir sorundan değil, daha önce yaşadığım fakat dalışa etki edebileceğini düşünmediğimiz ***sinüzit*** probleminden kaynaklandığı tespit edildi. Burnumda oluşan kanamanın akciğerime sızması nedeniyle böyle bir olay yaşandı ve bilincimi kaybettim. Fakat aldığımız geniş güvenlik önlemleri sayesinde yapılan iyi bir kurtarma operasyonu ile çok ciddi, çok trajik olabilecek bir kazayı hiçbir sorun çıkmadan atlattık.

Sinuzitten cok cekmis birisi olarak size yazilan cevaplari da toparlayarak anlatayim.

-Eger sinuslerde hava yerine iltihap varsa suya daldiginizda 2 metre bile asagiya inseniz basiniz agrir ve yuzunuzde inanilmaz bir basinc hissederseniz. Butun sinuslerin oldugu yerleri farkederseniz zaten. Sanki birisi yuzunuze bastiriyormus gibi.

-Sinusler acilmaz ancak yazilan ilk cevap gibi cok derine inerseniz sinusleri basincla patlatarak yani acarak tamamen boslamasini saglayabilirsiniz. Hic denemedim ama yapan cok duydum. Yine de daha kolay cozumleri olduguna eminim. Bu isi doktora sormadan yapmamanizi sahsen tavsiye ederim. Bir kac kez denemeye calismis birisi olarak bence cok zor zaten.

-Tuzlu su buruna cekildigi zaman acar dogru ama dalmak icin dibe inip burnunuza cekerseniz zaten bogulursunuz niye daldiktan sonra tuzlu su sayesinde burunlarin acilacagina dair fikir verilmis anlamadim. Zaten deniz gozlugunun burunlari kapayan yeri suyun girmesine engel olacaktir. Tabi dalma islemini balik avlamak veya keyif icin yaptiginizi dusunuyorum yoksa gozluksuz dalmaya gerek yok. Boyle kiyida suyu elinize alip burnunuza cekmek veya boy hizasinda denizi girip kafayi daldirdiktan sonra burna cekmek gerekir tuzlu sudan faydalanmak icin.

Sonuc olarak dalmak sinuslerde cok agri yapar basinctan dolayidir ancak patlatabilirseniz kurtulursunuz.
Tuzlu su burunu acmak icindir. Dalmakla bir alakasi yoktur.
Gecmis olsun.

asus gamer serilerinde ve msi lar kullanmıstı da ben de goremedim hic tr de.

www.hepsiburada.com

düştü. genellikle 2000 tl'ye kadar olan laptoplarda 5650 ve 5730 serileri çok popüler.

yaw 5870 yada 5850 yok anladigim kadariyla henuz. neyse bekleyecez o zaman...

var var dolu...:D

packerd bell in var bi tane baya da uygun HD5650 olan modeli

www.vatanbilgisayar.com

son defa
www.istek-muzik.com

bu sitede diğer albüm de var ama linki kırıkmış.

son defa var bende. upload ediyorum birazdan link veririm.

edit: gerek kalmamış anlaşılan. zor bulunabilir belki diye kendim upload ediyordum.

sanal uyku zahmet olmazsa sen upload et haci rapid'e, sirketin firewall'u engelliyor diger siteyi, acamadim.

Yazık Günah ( yanlız ohannes burger şekli özellikleri var) aslen eder, ama genede bu sistemle her akşam sucuk ekmek mangal şekli yapman muhtemel. Deli bi soutucu gerekir diye düşünüyorum.

diskleri SSD olsa ederdi sanki.

eder eder. tek sorunu gtx280 olmasi. dx 11 desteklemiyor alet. monster'in kendi sitesinde harddiskin birini cikarip ssd taktirmak ta mumkun. bi de uygun fiyatli modelleri de var monsterin. 15.4 full hd, ekran karti gtx260m, islemci extreme olmayan i7 falan, onlar 2000 dolar civari.

monster yuksek performansli laptop isinde oldukca iyidir. zamaninda kendime ve daha sonra bir cok kisiye bilgisayar aldim onlardan, tavsiye ederim.

Özellikler hakeder de laptop'a bu kadar para verilmez.

i7 bile olmayan bi alet 4000 dolardan fazla etmez. pahali. ABD'den gelen birine daha iyisini aldirirsin SSD'li... hatta ben Dell USA'den en pahali config'de Alienware build edeyim dedim:

17 inch WUXGA
i7 920XM
dual 1gb ATI HD 4870
8 gb ddr3 1333mhz
256 GB SSD
Bluray burner
=
$4600

etmez ölü yatırım,

dx11 olmayan bi karta para yatırmak olu yatırım, core i7-i5 serisi cıkmısken baska bi islemciye para yatırmak olu yatırım.

etmesine eder ancak o 9k lira ile ps3, wii, ati 5850hd ve phenom II x4 lü bir masaüstü pc, atom işlemcili bir netbook ve bunları bağlayacak bir lcd tv/geniş ekran hd monitör almak daha mantık olmaz mı acaba diye düşündüm şimdi.

bahsettiğiniz iki siteye de türkiye'den giriş yasak bildiğim kadarıyla. yasak derken hesap açtırmıyor site. öyle dns ile falan çözülecek iş değil yani.

türkiye'de değilim şu anda.pardon bahsetmemişim duyuruda.

bwin icin konusuyorum, kazandigin parayi cekerken zorluyorlar diye bisey yok. kimlik suretini istiyolar sadece, onun da yanlis bilgilerle üye olmadiysan sorun teskil etmemesi lazim. bi de para yatirma isleminde hangi metodu kullandiysan ayni sekilde para cekebiliyorsun. mesela a'nin paypal hesabindan, b'nin kredi karti, c'nin moneybookers hesabindan vs. para yatirip, kendi paypal hesabina/kredi kartina vs. para cekemiyorsun.
yoksa bwin iyidir, güvenlidir.

ben de yurtdisindayim bwin'e moneybookers'tan para gonderemedim, kredi karti zaten kabul etmiyorlar, beceririsen bana da haber et nasil yaptigini lutfen.

valla avrupadaki şu uçak krizi nedeniyle ben euro'nun önümüzdeki günlerde biraz değer kaybedeceğini sonrada yeniden eski haline döneceğini düşünüyorum.

dolara çevir , pariteler arasında sorf yap :) beklentı dusecegı yonunde.. henuz ıspanya ve ıngıltere kartları surulmedı pıyasaya dolara karsı daha da deger kaybeder dıye dusunuyorum..

bekle kaptan. son dönemde euro nun 2 den aşağı düştüğnü kaç kere gördün? bi ay beklemen gerekse de, tabi kaçtan aldın ne zaman aldın bunlar da lazım ama, benim tavsiyem
1. bankalara bozdurma, bi de o denyolar kazanmasın
2. 2.08-2.10 bandına çekilmesini bekle, küçük bi döviz bürosuyla anlaşıp atıyorum o gün 2.0965 ise 2.0950 ye falan ver ki rahatlıkla verirsin

valla 5 ay önce yurt dışına giderken 2.20 seviyesindeydi ve sürekli düştü. şimdi sürünüyor. umarım daha da düşmez. beklemen hayrına olur. ama elden satış yapabilirsen daha karlı bir hal alabilir olaylar. yani burada ilan ver mesela döviz almak isteyen benden alsın diye. hatta yükselse bile aynısını yap. yurtdışında arkadaşın varsa onlara yolla, onlar sana dijital yollasın, onları sat madem o kadar paran var:D
ya da bana ver. bi 1000lik işimi görür:D

memlekette ani bir kriz patlamazsa yunanistan krizden cikana kadar (ki cikamayacak o da ayri konu) euro 1.95-2.10 arasi takilir haci. bence su anda bozdurup yarisini mevduat (yada repo) ceyregini borsa ceyregini dolar yapsan daha iyi ve mevduat dolayisiyla daha garanti getirir.

bir forum klasigiyle bitireyim: yatirim tavsiyesi degildir. tamamen salladim, batarsan mesuliyet kabul etmem.

euro'nun uluslarası bir rezerv parası olup olamayacağı yönündeki açıklamaları incele. kırılganlığını anlamada ve yatırım aracı olarak uzun süre elde tutup tutulamayacağını görmende de yardımcı olabilir. keza o nakti elde tutmanın maliyeti de var, piyasadaki euro faizi ile bu euro'nun çeşitli getiri araçlarına yatırılması arasındaki riski gözetlemek de iyidir.

mesela bazı emtia (hiç de hazzetmem bu kelimeden hani) dalgalanmalarından karlı çıkmak veya trendi yakalayıp 3 aylık pozisyonlar almak iyi olabilir.

fiyatı dramatik dalgalanmalar yaşamayacak gayrimenkul projelerine yatırım yapmak veya ileride hibe/kredi/destekleme türü şeyler ile bir iş yapabileceğin bir arazi üzerine yoğunlaşmak da 1 yıldan uzun süreli yatırım için düşünülmesi gereken noktalar olabilir.

bok gibi zarar ettim lan :((

(bkz: sleepless in seattle)

bana şunu hatırlattı:
www.imdb.com

çok zor bir soru sormuşsunuz.

albüm olarak seventh son of a seventh son'dan başlayabilirsiniz sanırım, bilmiyorum ben ondan başlamıştım da :))

diskografi edinip karışık modda çalmaya bırakın ya da , en iyisi..

the number of the beast'ten fear of the dark'a kadar efsanedir. arada bir tek no prayer for the dying'i sevmem. onun dışında bence the number of the beast, powerslave, seventh son of a seventh son'dan biriyle başlayabilirsiniz.

ama iyisi mi powerslave'le başlayın.

öncelikle hiçbir zaman maiden'la tanışmak için geç değildir. ama bir efsaneden bahsettiğimiz için, süreci bir ritüel gibi yaşamakta fayda var. şahsen maiden'ın grup tarihine bir göz gezdirmek şartıyla, ilk albümden başlamanızı öneririm. neden tarihçe şart? çünkü maiden'ın kurulduğu dönemin heavy metal sahnesini bilmek, müziklerini anlamaya yardımcı olacak. nwobhm denilen akımın en büyük temsilcisi iron maiden'ın müziği dönemin sinerjisinin etkisiyle şekillenmiştir. ayrıca albümler ilerledikçe, grupta başta vokal olmak üzere önemli eleman değişiklikleri olacak. buları da bilmek ve müziğe etkilerini görmek için kronolojik takip daha da önem kazanıyor. (vokalde paul dianno'yu ve blaze bayley'i sevsem de bruce dickinson'lı iron maiden kanımca bambaşkadır. hele adrian smith'in geri dönmesi ve üç gitarlı kadronun kurulmasıyla ortaya çıkan ahenk anlatılmaz, dinlenir.) kısacası kronolojik stüdyo albümü sırasını öneriyor, ara ara da best of niteliğindeki albümleri ve konser kayıtlarını tavsiye ediyorum. size iyi yolculuklar dilerim.

(hamiş: iron maiden fan bu soruyu görmez inşallah. yoksa "maiden'ın yaptığı her şey iyidir, kıyas kabul edilmez" derdi :) )

ben de 7th son derim, daha sonraki albumler o kadar basarili degildir kanaatimce. killers, iron maiden filan da guzeldir de onlara gecmeden arada number of the beast, powerslave filan dinlemek daha guzel olabilir. konser albumu olan live after death de superdir aslinda, 7th son'la birlikte dinlenirse populer sarkilarin epey bir kismini dinlemis olursunuz.

sevdiğim şarkılarını yazayım büyük bir fanı olarak

-the trooper
-afraid to shoot strangers
-hallowed be thy name
-fear of the dark
-number of the beast
-phantom of the opera
-the clairvoyant
-the evil that men do
-wrathchild
-strange world
-aces high

şarkıları tek tek indiriyosan bunlarla başlayabilirsin. Yok ben albüm indiririm dersen "number of the beast" albümüyle başla bence. Invaders, childen of the damned, the prisoner, number of the beast, run to the hills gibi bomba şarkılar var. Iron maideni efsane yapan albümdür. Daha sonra "piece of mind" albümü baştan sona tüm şarkıları güzel olan albümlerden biri. Bir de kişisel favorilerimden "brave new world" albümü süperdir.

hallowed be thy name ve run to the hills ile baslayacaksin muhtemelen. gerisi kendi gelecek.

son 3 album (brave new world, dance of death ve a matter of life and death) cok cok acaip albumler. bunlarin oncesindeklerde album basina gercekten vurucu anca 2-3 sarki vardir ama bu son 3 bastan sona olumcul. rock in rio ve death on the road dvd'lerini cesitli kaynaklarda bulabilirsin, onlari izlemen de cok gaz verici olabilir.

imba bi albümden başlamamak için bu soruyla her karşılaştığımda powerslave albümünü öneririm ben, hem progresif öğeler hem de klasik heavy metal yapısına sahiptir.

wasted years diye bir şarkıları vardı..hocam o sana yeter, hatta ömür boyu yeter..bir rock metal muzik bu kadar güzel olabilir ancak !

evet yetişemediler, bence o şepirtın işi idi. çünkü birinci oyunda zakayev bir tane patlatmıştı. hatırlarsanız helikopter düştü, ayıldık bayıldık filan..

price füzelerin kalkışını iptal edemeyince havada patlatıyor füzeleri. binlerce insanın hayatını kurtarıyor lakin patlamadan dolayı oluşan emp elektronik donanımı çökertiyor. general bizi makarov için çalışmakla suçluyordu sanırım. savaşın başlaması için gereken her şeyi shepard tezgahlamış, bizi vatan haini ilan ediyor falan filan işte.

bence bomba zaten emp bombasi, price bilerek ve isteyerek yolluyor fuzeyi, bu sayede olayin ciddiyetinin anlasilip sert onlemler alinmasini saglamak icin.

yok artik falan yok aha wikideki plot:

Plot
Modern Warfare 2 is set five years after the conclusion of Call of Duty 4. Despite the efforts of United States Marine Corps and the SAS, the Ultranationalists ultimately seize control of Russia and declare Imran Zakhaev a hero and martyr, erecting a statue of him in the heart of Red Square. Meanwhile, Vladimir Makarov, one of Zakhaev's former lieutenants, begins a campaign against Europe by committing numerous acts of terrorism.[33]

The game begins in Afghanistan, where U.S. Army Ranger Private First Class Joseph Allen assists in the taking of a city from insurgents. Impressed by Allen's combat abilities, Lieutenant General Shepherd recruits him into Task Force 141, an elite, multi-national counter-terrorist unit under Shepherd's command. Meanwhile, two other members of Task Force 141, Captain John "Soap" MacTavish and Sergeant Gary "Roach" Sanderson infiltrate a Russian airbase in the Tian Shan mountains in order to retrieve a downed ACS module. Allen is later sent on an undercover mission in Russia for the CIA under the alias of "Alexei Borodin." Allen joins Makarov in a massacre of civilians at the Zakhaev International Airport in Moscow. It is soon revealed at the conclusion of the attack that Makarov is aware of Allen's true identity and, before leaving, kills him to expose his identity as an American, leading the Russian police to believe that America was responsible for the attack.[33]


Riding a snowmobile in "Cliffhanger."Angered by what was believed to be an American-supported terrorist attack, Russia retaliates with a massive surprise attack on the United States after bypassing its early warning system, revealing that the ACS module MacTavish and Sanderson recovered had already been compromised before its retrieval. Sergeant Foley leads his squad of U.S. Army Rangers, including Private James Ramirez, in the defense of a suburb in northeastern Virginia against the Russian attack. They then proceed towards a war-torn Washington, D.C., where more U.S. forces are fighting a desperate battle against the Russians for control of the capital city.[33]

Meanwhile, Task Force 141 begins its search for evidence that would implicate Makarov as the true mastermind behind the airport massacre. Intelligence leads it to Rio de Janeiro, where the Task Force investigates leads on Makarov's contact, weapons dealer Alejandro Rojas. They find out that Makarov's worst enemy, known as Prisoner 627, is locked up in a Russian gulag east of Petropavlovsk on the Kamchatka Peninsula. Task Force 141 assaults the prison and manages to free Prisoner 627, who turns out to be Captain Price. Price agrees to aid Task Force 141 and General Shepherd in tracking down Makarov. Price however, temporarily goes rogue, and leads Task Force 141 to raid a Russian port and gain control of a nuclear submarine. Price uses the submarine to launch an SLBM towards Washington D.C. However, he sets the warhead to detonate in the upper atmosphere, which destroys the International Space Station, but not the city. The resulting electromagnetic pulse cripples the vehicles and electronic equipment of both the U.S. and Russian forces in the city. Back on the ground, Ramirez and his squad, after avoiding the aircraft falling from the sky, head to the White House. There, they receive a transmission informing them that the Air Force is preparing to launch an airstrike against Washington D.C. unless they see green flares on the rooftop of the White House and other important buildings that are currently under Russian control. Ramirez and his squad fight their way to the roof of the White House and manage to set off flares in the nick of time, averting an airstrike. Green flares are lit on the rooftops of other D.C. landmarks, signifying that the city is in American hands. Following this, they discuss plans for a counter-attack against Moscow.[33]

Narrowing down Makarov's hiding place to two separate locations, Task Force 141 decides to split up. Captains Price and MacTavish travel to an aircraft boneyard in Afghanistan, while Roach and Ghost raid Makarov's safehouse in the Caucasus Mountains. At the safehouse, Sanderson and his team manage to obtain vital intelligence from enemy equipment. However, as Roach and Ghost reach the extraction point, Shepherd betrays and kills them, before retrieving the intelligence and taking it with him. Meanwhile, Price and MacTavish quickly learn of Shepherd's betrayal and escape a battle between Shepherd and Makarov's men with the help of Nikolai. After managing to contact Makarov and learning of Shepherd's location, Price and MacTavish decide to take revenge on Shepherd in one final, bloody suicide mission. During the infiltration, Shepherd tries to escape and a long boat pursuit ensues.[33]

Shepherd appears to have escaped when he drives his boat into the back of a hovering MH-53 helicopter. However, Price manages to shoot the helicopter down just before the boat he and MacTavish are on tumbles over a waterfall. After recovering from the fall, a heavily-injured MacTavish attempts to kill Shepherd with his knife, but Shepherd blocks the attack and in turn stabs MacTavish. As MacTavish lies on the ground, Shepherd prepares to execute him with his revolver, but before he can, Price attacks him and knocks the revolver away. Soap tries to grab the revolver but Shepherd kicks it away and kicks Soap in the head. Price and Shepherd then engage in an extended fist fight while MacTavish struggles to pull the knife out of his own chest. Finally managing to do so, he throws the knife at Shepherd, killing him. Price attends to MacTavish's wounds as Nikolai arrives in a helicopter to extract them. Nikolai warns the two that they will be pursued, but Price insists that MacTavish receive medical attention; Nikolai mentions that he knows a safe place to go to.[33]

diyorki ortalarda price kisa bir sureligine kendi basina is yapar, nukleer denizaltindan bir SLBM yollar ama yuksekte patlatir.

uzun sure esaret altinda kalan cpt. price mw2de muhakeme yetenegini hafif yitirmistir ve extreme onlemlere yonelmektedir. inanmayan ilgili bolumu bir daha oynasin ve konusmalara dikkat etsin.

ilaca ne gerek var yahu. içmeye başlamadan önce yarım çay bardağı zeytinyağını dikin kafaya, bütün akşam sarhoş olmadan sünger gibi gezersiniz.

yok abi oyle degil bu. suursuz icmeden bahsediyorum, zeytinyagiyla falan olacak bisey degil, klasik dogal yontemleri ben de biliyorum.

cehaletimi bağışlayın.ama sarhoş olunmayacaksa neden alkol tüketilir ki?yoksa kastedilen, litrelerce içip kontrolu kaybetmeden leyla olmak mıdır?

damak tadi denen birsey var. viski dedigin seye doyamiyorum ama yarim litrenin uzerinde iptal oluyorum. ama ben zaten bunu ogreneyim de kullanayim diye degil, sadece arkadaslarla yaw beyle de bisey vardi ama neydi diye aklimiza geldigi icin soruyorum.

ethylex, naltrakson. alkolizm ve opioid bagimliligi (erion) tedavisinde kullanilir. bu soylediklerim tedavi icin uretilipte basarisiz olan ilaclardir. vucudun alkol ve opiod emilimini neredeyse 0 lar yani alkol ve uyusturucu etkisini gosteremez alindiginda. kisacasi sarhos olamazsiniz. ama alkol ve uyusturucu istegini engellemez. zira bu yuzden basarisiz olmuslardir.

ilaclar alindiktan 30 dakika ila 180 dakika arasinda vucuttaki endorfin gizlenmeye baslar. gayet mutsuzlasirsiniz. intihara meyilli olma katsayiniz x3 e cikar. ki bu ciddi bir rakamdir. bok gibi iceyim ama derbeder olayim diyorsaniz deneyebilirsiniz. nasil uygulamaniz gerektigini anlatirim merak ederseniz.

limit artirmadan girilemez.

express limit

girilir yaw, taksit limiti normal limit x 3 idi bi ara fortis'te, sanirim world kartta da oyle.

o degerler cok dusuk, 7.9 uzerinden puanliyor windows 7.
bu saatten sonra zaten p4 islemcili bir sistemi upgrade etsen ne kadar edebilirsin ki? hic ugrasmadan, dual core ya da quad core islemcili bir sisteme terfi edin.
o bilgisayara da tekrar windows xp kurmanizi oneririm.

ekran kartini degistirsen bile alacagin deger yine 4-4,5 ayarinda olacaktir ki bu da olu yatirim bana kalirsa. paran varsa yenile sistemi.

bende seninkine cok benzer bir sistem var, tek fark ekran kartim. peste takilma olmuyor ama baska bir sey oynamak isteyince sicislardayim. param olsa hic dusunmem yenilerim sistemi.

grafik kartindan iyade islemcin yuzunden o takilmalar. hd decoding cpu gucu ister. sen aleti komple yenile. anakart+islemci+ram+orta seviye ekran karti olarak.

alienware mx 17, custom yaptıgın seylere göre 4-5 bin usd yi buluyor. her kurusunu hakediyor tabi.

www.vatanbilgisayar.com

(bkz: casper)
pek önerilmez. malzemeleri tırt olur çünkü casper'ın. adam akıllı ses çıkmaz, lcdsi koftidir derler. bu ikisi olmazsa da ne anladım ben oyundan. bir de üstüne bozulur.
belki oyun bilgisayarı diye özen göstermiştir casper, bir yerlerde deneme şansınız varsa deneyin.

oyun laptopu demek ekran kartı iyi olan laptop demek. öncelikle intellerden kaçınmak gerek. sonra ise www.notebookcheck.net adresindeki listeye göre ve cebinizdeki paraya göre seçim yaparsınız. tabi marka da önemli. acer, casper, datron önerilmez.

ha bir de monster var tabi. www.fokusbilgisayar.com

www.monsternotebook.com.tr

tragamin'in onerdigi bilgisayardaki ekran karti gt 240 pek saglam bi kart degil. yeni oyunlari anca mediumda oynatir. su anda dx11 destekleyen tek mobil cip ati'nin mobility radeon 5xxx serisi. o da henuz memleketteki laptoplara dusmedi. az daha bekleyip dx11 kart al bu saatten sonra dx10.1 kartli bir alet almak cok buyuk hata olur. nvidia'nin dx11 cipi gt4xx serisi henuz daha desktoplara yeni cikti, onun laptoplara gelmesi ise oldukca zaman alir, onu bekleyemesen de en azindan ati'lerin gelmesini bekle, cok zaman almaz onlar yakinda damlar.

edit: linkteki casper full hd bile degil, aman uzak dur...

bütçeni eklersen daha iyi yardımcı olunur

jupiterianvibe;
aga dövseydin bide:))

şaka bi yana bana da yardımcı oldun, bende o makinayı almayı düşünüyordum oyun ve internet icin vazgeçtim.

tşkler:)

ilk zamanlaqr boyledir bu isler. paraciklar suyunu ceksin fellik fellik esnaf lokantasi ararsiniz zaten. ama cok rahatsiz ediyorsa ben baska yerde yiyecegim diyerek gruptan ayrilabilirsiniz.

Konuşmak, orta bi mekan bulmak en azından, esnaf olmasa da... Yani konuşarak, Nişantaşı'nda yemek yiyen adam esnaf lokantasına gitmez, ancak biraz daha uygun bir yer bulabilirsiniz sanki...

ilk gün siz gidin ben gelmiycem bugün deyin
ikinci gün işim uzadı biraz yetişirim ben size deyin
üçüncü gün telefonla konuşun tam öğle vakti gidin siz gidini hareketlerle anlatın.
dördüncü gün yemeğe giderken yanınıza bile uğramazlar uğramamaları lazım. :D

konuşmak lazım. size göre pahalı olduğunu söyleyin gittiğiniz yerin. ya da ben samimi yerler seviyorum hesabı istediğiniz yere götürün arkadaşlarınızı.

yalnız öğle yemeği yabanilik değildir. akşam yemeklerini yalnız yiyorsan yalnızsın demektir :)

o arkadaşlarına neden daha uygun fiyatlı yemekler yemediğinizi sor
herkes doğuştan zengin doğmadığını o kadar çalışmanın karşılığının nişantaşında yemek olmadığını söyleyebilirsin.

ayrıca sizin sodexonuz veya şirket yemeğiniz felan yokmudur?

haci ayni departmandasiniz, 3 asagi 5 yukari yakindir maaslar. herkes de yeni ya, artistlik yapiyorlar cok elitiz diye. aslinda icten ice hepsi senin gibi dusunuyordur eminim. yakinda samimiyet artinca bi la bugun kokorec yiyelim de, kosa kosa gelirler sonra rahat edersiniz zaten. simdilik ya su yakinlarda iyi bi pideci var falan diye baslayabilirsin kokorec cok asiri kaciyorsa. yok bizi bozar derlerse kendin takil haci, hergun nisantasinda ogle yemegi + taksi parasi cuzdan mi dayanir. butun maas oraya gider karin tokluguna calisiyomus gibi olur valla.

kendin için gidilen yerlerin pahalı olduğunu o arkadaşlara söylemek çok mu zor ya da ayıp? anlayamadım.. ne olacak? onlarla nişantaşında yemek yemediğin için yeni başlayan mecburi iş arkadaşlığı mı bitecek? rahat ol bence.. istediğin yere kafana göre git.. kimseye açıklama yapmak zorunda değilsin hem..

oranın yemekleri bana dokunuyor diyebilirsiniz.

siz,gittiğiniz yer kadar pahalı olmayan ama eli yüzü düzgün,yemekleri süper bi yer bulun.garsonlarla da aranızı iyi tutun ki size tanıdık muamelesi yapsınlar.orayı ısrarla tavsiye edin ve öğle yemeklerinde arkadaşlarınızı oraya sürüklerin.işe yararsa sürekli o lokantaya gidersiniz.onlar da rahata alışınca öyle nişantaşına falan gitmeye üşenirler.
aklıma gelen tek sinsi plan bu şu anda.
ben böyle şeylerle uğraşamam diyorsan biraz sabret,onlarla samimiyeti ilerletince zaten her istediğini yaptırısın