kısa süreli etki gösterecek ve seni uyuşturmayacak reçetesiz bir mucize henüz yok malesef..
Hafiften alkole vurabilirsin belki...

votka desem..

Valerian root. bitkiseldir stresi yatistirir sakinlestirir. kapsul olarak var gncde.

(bkz: tevekkül)

istediğim cevabı bulamadım sanırım, ama gene de sağolun arkadaşlar.

kpss p37 puanından en az 75 puan almak. Alınacak kaymakam sayısının 20 katı kadar aday en yüksek paundan başlayarak aşağıya doğru sıralanır ve yazılı sınava girmeye hak kazanır. Ardından bu yazılı sınavdan kadro sayısının 4 katı kadar aday en yüksek puandan başlayarak aşağı sıralanır ve sözlü sınava alınır. Sözlü sınavdan da geçince kaymakam adayı olarak atanırsın. Sonraki süreçte bu adaylığı başarı ile tamamlayanlar kaymakam olarak atanır.

diğer şartları sağlıyor musunuz. yaş, mezun olunan bölüm falan..

1-öncelikle iibf, sbf, yada hukuk fakültesi mezunu olmak gerekiyor.
2-kpss a grubu p 37 puan türünden en az 85 civarı bir puan almalısın. bu şu anlama geliyor. her sene yaklaşık olarak 50 kaymakam adayı alır içişleri bakanlığı. yani senin o sene elli bin kişinin içinden ilk bine girip kaymakam adaylığı sınavına girebilmen gerekli.
bunun için yapılacak netler
genel kültür- genel yetenek 120 soruda 100
iktisat, maliye, hukuk,kamu yönetimi. her birinden 40ar soru gelir ve her birinden en az 25 er net gerekli

-ilk aşamayı geçtikten sonra kaymakam adaylığı sınavına girip 160 kol gibi sorundan yaklaşık 130 net yapıp bin kişinin içinden ilk 200 e girmelisin.

3. aşamaya geldikten sonra çok sağlam bir dayı bulmalısın. bakan olursa daha iyi olur. milletvekili kesmeyebilir.
kolay gelsin

(bkz: You Don't Know Jack)

You Don't Know Jack
www.imdb.com

bi de (bkz: mar adentro) var.

bahsettiğiniz film değil ama otonazi ile ilgili şu müthiş filmi tavsiye ederim.

(bkz: mar adentro)

otonazi nasıl yazılıyor diye bakarken suicides benden 30sn önce davranmış. benden çok yaşıycaksın vesselam :)

izmir caddesi'nde amerikan pasajına bakın. bir de yine izmir caddesi'nde moda çarşı girişinde bir hediyelikçi var. fiyatları uygundur diye tahmin ediyorum, çakma olduğunu da sanmıyorum.

cepa'daki nezih'te var.

ayakkabı dünyasının hemen 3-4 dükkan altında var bir tane. bir sürü de çeşit var. gidiyorsun benimkinin içini değiştirelim diyorsun tamam abi deyip hemen değiştiriyorlar. ayakkabı dünyası kızılay'da var ya bir tane. hangi cadde olduğunu bilmiom walla.

ankamall ün en üst katında tobacco shop var orda artı ankamall d&r

aynen bende de oluyor diyelim hukukla, yasalarla ilgili bir metin okuyorum kezban hatemi'nin sesi yankılanıyor kulağımda

normal normal tırsmayın

bende niye olmuyo ya. şöyle hafiten eko ile birlikte nihat doğan iyi giderdi.

ata iskender. ata kebap olarak da bilinir.

hd iskender üstüne tanımam

@ ctrlaltdel :)

tunazade sofrası

armada da var bir tane, sanırım adı uludağ kebap.güzel o.

amerikan elçiliği, yargıtay ve bir tane daha devlet kurumunun olduğu caddede meşhur iskenderci var. kalitesi güzel de fiyatı pek güzel olmayabilir :)

iskender kebap konusunda uludağ kebap ankara'da 1 numaradır. merkezine gidin, ulus'ta deniciler caddesi'nde. armada'daki onun şubesi.

zaten acıkmıştım oldu mu şimdi bu soru? :)

hd iyidir çok pahalı da değildir, sakarya ve meşrutiyette bulabilirisniz

konya yolu üzerindeki baklavacı hacıbaba

Düveroğlu da seçeneklerin arasında olabilir fiyatıda kalitesiyle orantılıdır.

Yer olarak yüksekden sakaryaya geçilen meşhur üst geçitten geç çiçekçiler sağında kalacak şekilde yürü fantasy land'i geç hemen sağ tarafında kalıcaktır.

Künefesinide öneririm.

kebap 49 tunalı da. yeni mahallede ki şan iskender.

hiç tartışmasız ankara'nın en iyi kebapçısı açık ara hacı arif bey'dir. güniz sokakta, demirel'in evinin karşısındadır. gidin, yiyin, yemekten sonra ikram edilen meyve, badem ve türk kahvesini götürürken bana teşekkür edeceksiniz:

www.eksisozluk.com

sonraki en iyisi de kebap 49'dur. afiyet olsun.

Ankara Kalesi, kapıdan içeri gir. 20 mt. sonra sağda bir dönerci. Adını unuttum. Ankara'nın en eskisi ve en iyisi. 13.00 te döner kalmayabilir. :-)

Uludag

Bi' de simdi var mi bilmiyorum Milli Piyango'nun oradaki yer vardi adini unuttum orasi da guzel yapiyordu... :)

valla uçan sincabın bahsettigi eger bursadaki uludag kebapçısının subesi falansa gözünü kapat ve git. (tabi bursadakinin subesiyse) hatta garanti veriyorum dünya üzerinde yiyebilecegin en iyisi. tabi bursadakinin subesi falansa tekrarlayim

hd ne ya hd ne ya!

karacaoglu, uludag varken hd sakarya'daki gozlemecidir ya.

www.krc-group.com.tr

@exodia: ankara uludag bursa uludag'dan farkli hocam. santral garaj'daki uludag nireee benim saydiklarim ve su yukarida sayilanlar nireee.

@kibritsuyu +1

hd iskender diyen arkadaşlara gerçekten hayret ediyorum.

turcino + 1 . meşhur iskender süperdir. bilkent'te de yerleri var.

En doğru bilgiyi almak açısından ankara patent diye bir firma var onlarla iletişime geçebilirsin.
Benim bildiğim kadarı ile fikrini bir kağıda yaz ve onun sana ait olduğunu noter'e tasdiklet ya da kenine postala fikri onlara açmadan önce. Bu sayede fikrin ilk defa senin aklına resmi olarak ne zaman geldiği ortaya çıkmış olur.

noterden tastikletebilirsin.
tasarım adedi tek ise fiyatlar normaldir.

müşteriye sunarken de tasarımların haklarını aldığını belirt ki kullanmaya çekinsinler.

tasarım ise, Türk Patent Enstitüsüne tasarım tescili yaptırman lazım.
www.tpe.gov.tr

uzman aracılığıyla tescil ettirmek istersen de yardımcı olabilirim. marka-patent ofisinde çalışıyorum. özelden mesaj atman yeterli.

1- telif haklarını almak istiyorsan,en kolay yol şu;

tasarımı bi yere bas, bi çıktısını al. bir zarfa koy. kapağını zımbala ve kendine iadeli taahhütlü gönder. zarfı açma.

ileriki bir tarihte telif hakkı mevzuu olursa, zarfı olduğu gibi (gönderi kağıdı ile beraber) hakime götür. yeterli.

2- tasarım ise, telifle korunmaz, tasarım tescili ile korunur. onu istersen ben de yaparım sana, ama en iyi yapan adam ankara patent bürosu'nda çalışıyor. paran varsa link aşağıda.

www.ankarapatent.com

www.4m.com.tr

ankara ve istanbulda ofisleri var. gayet profesyoneller tavsiye ederim.

Çok teşekkür ederim cevaplar için.

www.tasdix.com

2) bir kamu kurumu tarafindan degil ancak baska bir kurum tarafindan mulakat sirasinda bana okulu neden uzattigim soruldu. ben de maddi kisisel problemler vs demistim sanirim ki yalan da sayilmazdi, okulu sevmiyordum ve para yetmiyordu hergun kahvede king hesabi odemekten. sonucta almislardi ise. yani adamin alacagi varsa hic takmaz, arastirmaz. ancak kamu kurulusu demissiniz, birinin yakinini almayi dusunuyorlarsa eften puften bahanelerle size problem cikarabilirler, uzatmanizi ya da uzatmaniza neden olan sebepleri arastirmak isteyebilirler.

ek: mulakati yapan kamu kurumuna benzer bir kurumdu bu arada. o yuzden seyttim.

Yalan beyanattan, altını imzalıyorsanız nitelikli dolandırıcılıktan filan bile ceza yiyebilirsiniz.

sınav yahut mulakat döneminde gerçeğe aykırı bilgi verildiği takdirde anlaşıldığı zaman kişi otomatikman elenir.ayrıca niteliğine göre hukuki süreç başlatılır. eğer verilen yanlış bilgi işe başladıktan sonra tespit edilirse kişi işinden uzaklaştırılır. tazminat hakkı da olmaz.
aslında bir iki ilandan, yönetmelikten direk metin kopyalıyacaktım ama şimdi bulamadım. ki sanıyorum sizde bunu biliyosunuzdur. bunlara rağmen yanlış bilgi vermekte ısrar ederseniz bilemem.

araştırma mevzusuna gelirsek. bu biraz kurumun ve mesleğin niteliğine göre değişir. örneğin hesap uzman yardımcılığı çok geniş kapsamlı araştırma yapıyor. aileden , okuldan ciddi istihbarat topluyor. kamu bankalarıda aynı şekilde.

anladığım kadarı ile okulu uzatmanız nedeniyle mülakattan elenmekten korkuyosunuz. dediğim gibi kurumun niteliğine göre değişmekle birlikte bana kalırsa okul uzatma mevzusuna çok da takılmazlar. daha spesifik bilgi verirseniz yardım olmaya çalışırım

tanıdığın yoksa kamu kurumunun kapısına bile yanaşma.
öyle şeyler duydum ve şahit oldum ki yok artık dedim.

alacakları varsa ( torpil ) alırlar.
gerisi teferruat.

torpil yok arkadaşlar. yazılı sınavdan ilk 3'e girip, mülakatta elendim. hepinizin tahmin edebileceği gibi:)

açıkçası ben de okul uzatmanın önemli bir faktör olmadığını düşünüyorum. fakat araştırma yapıyorlar mı diye merak etmiştim. sorunun sorulma sebebi buydu.

tabi ki derim. ama durumu kollayarak yaklaşmak lazım, belki dalmaya çalışmıyordur da bir şey bakıp kaçacaktır. evet klasik laf bu ama. yine de önce "pardon, sıra var, farkında mısınız?" gibi bir girizgah yapıp tepkiye göre ses yükseltmek lazım. o kim oluyor da geçiyor canım önüme?!

Yerine bağlı. Karman çorman bir hal almış otobüs durağıysa ayı gibi itmezse boşveririm, ama ekmek, tüp kuyruğu olsun, alışveriş olsun geçerse höst derim kibarca. Çok kıl bir tipi yoksa "kaynak yok eki eki", kılsa "kaynak yok gardaş" derim.

ben genelde arıza yapıyorum...izin istemeden geçerse.izin isterse seve seve sıra veririm.

önüme geçen birinin gerçekten ihtiyacı olduğunu (acele etmesi gerek, ayakta duramıyor durumda ise vs.) görmezden gelirim.ama aksi durumda arıza çıkarırım.çıkardım.çıkaracağım.

izin istesin ciğerimi yesin.

dalgınlıktan sıra olduğunu bile fark etmemiş olabilir, kibarca uyarırım.

Uyanıklıktan yaptığı belliyse epey bir uğraşırım kendisiyle, yazık ona.

geçenlerde böyle bir şey başıma geldi. öğle arasında bankanın açılmasını bekliyordum. çok afedersiniz yavşağın biri geldi bankanın açılmasına yakın önüme geçti. ''napıyosun kardeşim sende iyi biliyosun ki ben senden önce burdaydım'' dedim. herif pişkin pişkin güldü. hiç cevap vermedi. bende sabır çekip beklemeye devam ettim ama acayip sinirlendim. neyse banka açıldı millet içeri hücüm etti. bu yavşak gişe numarası için makineye hamlesini yaptı, düğmeye bastı, numara çıkar çıkmaz kağıdı ben aldım. ama normalde asla böyle bişey yapmam. sırf bişey desinde dalıyım diye yaptım ama hiç bişey demedi. keşke deseydi.

uyarırım, tepkisine göre de gelişir ama hatırlatmakta fayda var değil mi?

sıranın bende olduğunu açıklayıp, cevap beklemeden önüne geçerim.

Geçenlerde yurtdışında piyangoda adam büyük ikramiyeyi önüne geçen kadına yer verdiği için kazandı, kadın oraya geçmeyip adamın arkasında sıraya girseydi, parayı kadın kazanacaktı :)

mal mal bakarım... (yazmasam içimde kalacaktı)

puzzle

Nasıl bir hayat yaşamayı hayal ediyorsunuz? Hobiler genelde o hayata en çok yaklaştığınız uğraşılarınız olmalı. Mesela yoğun iş temposu olan ama sükûnet isteyen biri ebrû yapabilir, her gün gidip akşama kadar masasında oturan ama kanı kaynayan biri doğa sporlarına ya da elektrogitara merak sarabilir :)

snowboard tüm kışımı kaplayan hobim , 8 ay ızdırap çektiriyo orası ayrı ama kışın goz acıp kapayıncaya kadar geçmesini saglıyor.. kendı kendıme ogrendım aldım elıme boardu kaya kaya ogrendım ..

bunların dısında fınans pıyasalarını takıp ederım , modelleme benım ıcın bır keyıf .. yer ve zaman yok bos kaldıgım anda ılgılendıgım bır konu ..

yılın gerı kalanını da etkın bır sekılde doldurmak ıcın yenı hobılere de ıhtıyacım var.. arastırmalar devam edıyor..

valla naısl bir hobi yapmak istedigini söylesen daha iyi olur.
şimdi spor tarzımı yok ben evde olacagım öyle bir hobi mi ? önce onları bir kararlaştırman gerek.

Bir de ne kadar para ayırabileceksiniz? Şimdi gidin arp çalmaya başlayın desem arp pahalı alet mesela.

satranç oynayın efendim. daha keyiflisi yok.

Mesela benkıytırık makineyle fotoğraf çekmekten zevk alıyordum zamanla bu hobim oldu. Hobiler böyle ediniliyor, zorlamayla bişey yapmaya kalkmayın düşünün bakalım küçüklükten beri severek yaptığınız neler var. O şeyler hobinizdir zaten.

sırf hobi edinmek için edinilen hobiden hayır gelmez efendim. yani daha önce hiç ilginizi çekmemiş yahut ilk defa duyduğunuz bir şeyi tavsiyeler üzerine ''hobi'' edinmek istikrarlı ve keyifli olmaz. o yüzden ilgi duyduğunuz şeyleri analiz edip bu doğrultuda gitmekte yarar var.

puzzle forever.

kac para harcamayı dusunuyorsun panpa?

300-400 arası birşey olabilir

nokia x3-02 touch and type

hem tuşlu hem dokunmatik,tuşları büyük mesaj yazması rahat, youtube da ilgili çoğu videoyu izledim, tüm videolarda tasarımını eldeki malzeme hissini inceliğini beğenmişler,

5mp kamerası çok çok kaliteli değilmiş sanırım sensörü küçükmüş diğer bazı 3.2 mp li nokia telefonlarına göre, flaşı yok fakat dış mekan çekimleri iyi, en azından beni tatmin etti gördüğüm fotoğraflar.

telefonun dışına ses veren hoparlörü çok başarılı bulmuşlar fakat ben daha çok kulaklıkla mp3 çalar olarak kalitsini merak ediyordum fakat onunla ilgili bi yorum yok videolarda değerlendirmelerde, gerçi x serisi olduğu için başarılıdır diye düşünüyorum bu konuda.

16gb'a kadar micro sd desteği olması iyi, wifi çekimi iyiymiş, internette dolaşmak içinde gelen opera browser'ı ile rahat, youtube videoları izlenebiliyor, keşke telefonu yan çevirince ekran da dönseydi daha rahat olurdu, dokunmatik ekranı da genel olarak başarılıymış, sadece menüleri aşağıya doğru kaydırırken çok başlık, klasör varsa biraz rahatsızlık veriyormuş.

fiyatı 450 lira civarı, geçen hafta darty ve teknosa'da %20 indirimle 340 liraya satılıyordu, yılbaşı vs kampanyalarıyla fiyatının tekrar düşmesini beklemek mantıklı

mynokiablog.com

Özür dilerim tuş istemediğimi yazmayı unutmuşum . Tuşlar çok kötü gösteriyor. O telefonu araştırmıştım bi ara ama sanırım bana göre değil :)Teşekkür ederim yinede

5230a hiç bulaşmayın derim ben.5800 ile aynı boyutta hemen hemen.
kaba olmasını önemsemeyecekseniz en mantıklı telefon 5800'dır bence.
ikna edemedim mi?
şöyle bişey verelim o zaman; tinyurl.com

etrafımda 5800 kullanan çok kişi var ve hepsi hiç memnun değilim diyor. 5800 bnm için pek iyi bir seçm dğl dmştm kaba (ki benim için mesaj yazsın 0.faceden face e girsin hiç özelliği olmasın yeter ki dışı güzel olsun ) ve pahalı :) 5230 5800'Dan az özelliğe sahip olsada daha güzel gibi .
Link için tşkkür ederim ama o telefonun görntüsü ım biraz şeyy :)

lg optımus

lg optimus olabilir ama biraz pahalı değl mi hepsiburadada 499 ki bnm imknlrımı çok aşar :)

-nokia
-300-400 tl
-dokunmatik
-5230, 5800 ve benzerleri hariç

malesef arama kriterlerinize uygun ürün bulunamadı.

illa nokia olması gerekmiyorki :D Kendi telefonumu kendim tasarlamalıyım bunu anladm ama yapamcğma göre sanırım 5230'a geri dönüyorum :) teşekkürlrr

o istediklerini dogru duzgun sunan en ucuz telefon o. htc hero legend fln da olabilir.

tavsiyem ankara kalesi. çok güzel otantik eşya satan yerler var. ama biraz pahalı olabilir.

ucuz diyosan tabi ki itfaiye pazarı.

50 mi? Aynı nargile istanbul da 100-110 a satılıyor yahu.

@jacksor işte otantik eşya olarak satanlar çok pahalıya satıyor

istanbul'da 30'a da var o kafe nargilelerinden.

kızılay atatürk caddesi üzerinde kök çarşısının alt katında nargilenin membası var. cafeler çoğunlukla ordan alıyor. tütün, kömür, nargile, sipsi gibi malzemelerin hepsi var orda.

Teşekkürler kök çarşısını biliyorum yarın bakacağım.

ulus konya sokakta iki dükkan var.

alabilirsin.

bir de geri ve iadeyi peşpeşe kullanma bi daha :)

(bkz: geri iade)

geçen hafta aynı şey bana oldu. genelde çok fazla sipariş verilmeyen ürünlerde olabiliyor böyle durumlar. benimki 6 günde falan tedarik edildi. ama tabi iptal edip etmemek sana kalmış.
iptal edersen elbette paranı sorunsuz bir şekilde alabilirsin. en fazla 10 iş günü içinde paranı iade ederler

hepsiburada her zaman böyledir :)

iptal ettikten sonra size mail atacaklar hediye çekine dönüştürdük diye. o linke tıklayıp istemiyorum çek mek paramı geri yatırın kısmını seçmek lazım. mail'ler junk'a falan düşebiliyor haberiniz olsun.

hepsiburadadan 27 gün ürün beklediğimi bilirim, üstelik stokta falan varken...

100. yıl, ayrancı, çiğdem, balgat, bahçelievler, kızılay aklıma gelenler bunlar ilk etapta.

emek-bahçelievler iyidir.

emek bahceli superdir.

emek-bahçeli pahalıdır. eli yüzü düzgünse kiralar 900-1000'e dayanıveriyor.
eryaman uzak, kilometre hesabıyla çok yol.

odtü-aşti'ye en yakın eli yüzü düzgün semt yüzüncüyıl-çiğdem. tek sorun, öğrencilerin de tercih ettiği semt olmasından ötürü kötü evleri yüksek fiyata kakalamaya çalışmaları. benim bu semtleri sevmeme sebebim ise mahalle havasının olmaması. keza eryamanda da yoktur. keza balgat bana hep gecekondudan bozma gelmiştir.

mahalle havası olan alternatif ayrancı'dır. emek-bahçeli'den bir derece (100 lira kadar) daha ucuzdur, aynı kalitedir.

diğer alternatif dikmen'in yukarıları değil aşağılarını tercih edin. ankara'ya ilk geldiğimde dikmen-ilker'de ev tuttum, üç sene buz dansıyla geçti :(( ucuz ve kaliteliler polis evi civarındadır, ayrıca buralar da ayrancı gibi kızılay'a yürüme mesafesi. bir de dikmen-öveçler'de yeni evler var, onlar da güzel.

100.yıl'da 7 yıl yaşadım. odtüye yakın, kızılay'a aştiye yakın. ( tek vasıta )
bir çok ihtiyacınızı karsılamak ıcın uzaga gitmeye gerek kalmayacak sayıda ve nitelikte dükkan var. pazarı, çarşısı, postanesi vs. hepsi birbirine yakın. ama siz kiralık evde oturacağınızdan 100.yılı pek tavsiye etmem çünkü 100.yıldaki ev sahiplerinin bir kısmı gecekonduları dolayısıyla mülk sahibi olduklarından belli bir kültür seviyesinin altındalar. 100.yıldan ev tutacaksanız öncelikle ev sahibi ve komşu faktörüne dikkat etmek lazım. ikincisi 100.yıl öğrenci semti olduğundan ve siz çalışan olduğunuzdan altınızda üstünüzde 12'de sonra gürültü yapması muhtemel insanların olması yüksek bi ihtimal.
bahçeli bana göre daha iyi. merkezi yerlere yakınlık bakımından 100.yılla pek bi farkı yok. ayrıca milli kütüphane de bahçelide. bence ev tutmadan önce adı geçen semtleri bi gezin derim.

odtü eksenli konuşacaksak 100.yıl iyi ama tavsiyeleri göz önünde bulundurup bahçeliden tutarsanız, kolay ulaşım için 1. cadde ve 3. cadde nin üst taraflarında yani milli kütüphaneye yakın yerlerde kalmanız sizin için iyi olur. emek te güzeldir hatta bence bahçeliden daha güzeldir. bahçelide öğrenci ve emekli memurlardan oluşan ilginç bir kitle var o yüzden emek daha tercih edilebilir. emekten tutarsanız emek 8. cadde yada konya yoluna yakın bir muhitte tutmanızda fayda var. balgatta olabilir ama eskişehir yoluna yakın olması gerekli .

rahat ulaşım derken toplu taşıma mı yoksa araç mı denmemiş ama öveçler 2. ve 4. caddeye bakın derim.

beyler adam 3+1 istemiş zaten. 100. yılda çok katlıları at başta. sonra 5 katlılarda olmaz. aileye uygun değil. pazarın karşısında, yıldız bloklarının arkasında flan çok güzel evler var 100. yılda kiraları da genelde 750 falan. öğrenci falan yaşamıyor oralarda. 100. yılı silme sen yine de. bir git bak oralara.

çukurambar iyidir, odtü ve aşti'ye yakın ama kira fiyatları hakkında bilgim yok.

ok verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.

emek bahçeli tarafına baktım, genelde asansörsüz 120 m2 civarı daireler 800-900 civarı bulunabiliyor. sağlık problemi nedeniyle merdiven inip çıkma bir kat bile olsa uygun değildi eşim için. bu sebeple asansörlü site içinde dairelere baktık onlar da merkezi yerlerde oldukça pahalıydı.

çukurambar tarafında internetten çok fazla ev bulamadım ve emlakçı komisyonu da lükstü benim için.

araç olduğu için eskişehir yolunda yaşamkent tarafına baktım. başkent ünv. dibindeki sitelerden 700 liraya içime sinen 160 m2 4+1 denk geldi ve oraya taşınıyorum.

ben üniversitedeyken aynı şekilde ptesi günü 3 günlük rapor almıştım. o günkü sınava girmedim. raporu okula verdim. bu durumda diğer iki gün sınavım varsa onlara da giremeyeceğim söylendi. yasal olarak 3 gün raporlu göründüğüm için o günlerdeki sınavlara girersem geçersiz sayılacağını söylediler. daha sonra mazeret sınavı yapıldı onlara girdim tümü için. yani kurallar okuldan okula değişir mi bilmiyorum ama eğer o gün raporlu görünüyorsanız girdiğiniz sınav kabul edilmiyor demişlerdi bana.

direkt iptal edeceksin hepsini başka yolu yok

okulun yönetmeliğini okumanda fayda var. raporun onaylatılması , öğrenci işlerine verilmesi için belirli süreler ve prosedürler olabiliyor. bunlara dikkat et. her okulda farklı işlem ve muameleler gerekebilir. amam genellikle şöyle olması gerekli.
1-raporu okulun medikosunun başhekimine onaylatma
2-vize engel sınavına girmek istediğine dair bir dilekçe doldurma(hangi dersler , kodları,tarihi vs)
3- raporu ve dilekçeyi fakültenin haberleşme birime götürüp kayıt ettirme
4-daha sonra nushaları öğrenci işlerine götürme.

belirli bir süre geçtikten sonra raporun onaylandığı yada onaylanmadığına dair sana bir belge verirler. onaylanırsa ki büyük bir ihtimal onaylanır vize engel sınav tarihleri sınav programında verilecektir. bu doğrultuda vize engel sınavından bir saat önce hocanın yanına gidip yahut bir gün önce falan hocaya mail atarak hocaya hatırlatmanda fayda var. hocayı bulamazsan asistanı ile sınav saatinden önce mutlaka görüş.

ama dediğim gibi en kısa zamanda bu mevzu ile ilgili yönetmeliği oku!!!

bizde once raporun, mazeret dilekcen ve sinav programin ile dekanliga basvuruyordun. yonetim kurulu toplantisina gidiyordu. daha sonra oradan olumlu karar alinirsa dersin hocasina gidip soyluyorduk onlarda kendilerine uyan bir vakitte mazeret sinavi yapiyordu.
karar olumlu cikarsa hocalar sinav yapmak zorunda ama ornegin bir hocamiz mazeret sinavinda asiri zor sorup sifira yakin almayi sagliyordu.

Okulunuzda vizelerin mazereti var mı, onu öğrenin. Hocanıza giderseniz yok gösterir. O yol göstermezse öğrenci işleri büronuza gidin.

hangi sınavlara hazırlanıyorsun_? onu söylersen daha çok yardım alırsın. banka sınavı mı, kurum sınavı mı açıköğretim sınavı mı, okulun dersinin sınavı mı_?

öncelikle genel muhasebeyi tam bir yerleştir kafana muhasebe mantığını iyice bi anla.
sonrasında en sınavlarda en çok karşına çıkan konulara yönel.
islam çankaya mı nedir bir adam var onun kitaplarını tavsiye ederler alma bence.
en iyisi açık öğretim muhasebe kitapları.
ince ince anlatır bazen sıkar ama her bir şey yazar.
veya yargı murat gibi yayınevlerinin açıköğretim için hazırladıkları yardımcı muhasebe kitaplarını al.

açıköğretim kitaplarından çalışıyor çoğu insan ya da kendi okul kitaplarından.

finansal muhasebe, maliyet muhasebesi en çok da muhasebe standartlarından sorarlar diye tahmin ediyorum.

finansal muhasebeyi oturtursan kafanda diğerlerini anlaman çok daha kolay olur. muhasebenin çoğu hesapların balansının hangi tarafta olduğu bilmek. bir de hesapların hangi tabloya yazıldığı. sonrası çorap söküğü gibi geliyor. ilk bir iki konuyu iyi anla.

ben can şımga muğan'ın kendisinden ve kitabından öğrendim. sağolsun iyi öğretti. kitabı hgayet iyi ama ingilizce. bir de odtü dışında biryerde satılmıyor galiba. maillerde bir yerde can hocanın bana tavsiye ettiği kitaplar olacaktı bulursam sana mesaj atarım sözlükten.

Orhan SEVİLENGÜL - genel muhasebe
piyasadaki anlatımı, kapsamı en kaliteli kitaptır. kurum ve banka sınavları bu kitaptan geçer.

bu kitabı al ve çalış bu kadar basit.

Orhan SEVİLENGÜL - genel muhasebe +1
okulda silah zoru ile almak zorunda kaldım ve memnun kaldığım bir kitaptır.

not:silah hocanın elindeydi.

hangi fiyat aralığında bakıyorsun?

fiyat aralığın nedir?
ne tarz müzik yapmak istiyorsun?
gitar çalma seviyeni nasıl tanımlıyorsun?(yeni başlayan veya başlayacak / orta / iyi)

yeni başlıyorum...fiyat olarak cok uçmak istemiyorum orta düzey bişi olsa yeter..500 e kadar cıkabilirim..2. el olarak 500

bence çok iyi bir şey almana gerek yok. çünkü bir süre sonra sıkılabilirsin.
ayrıca kuvvetle muhtemel gitarın orasını burasını kurcalarken bir yerine zarar verebilirsin.

2.el güvenmediğin kişiden alma. yeni başlayacaksın diye kakalamaya çalışabilirler.

tarzını belirtmediğin için değişik ton aralıklarında gitarları koyuyorum.

www.mydukkan.com bu gitar güzeldir. sert tonlar elde edebilirsin. rock ve daha sert müziklerde iyi gider.

www.mydukkan.com bu gitar ise daha çok clean tonlara hakimdir. blues'dan hard rock'a kadar iyi bir ton elde edebilirsin. ama metal için istediğin sertliği yakalayamayabilirsin.

ben ibanez dışındaki diğer markalarda pek bilgi sahibi değilim. ama zaten ibanez ve cort yeni başlayan biri için idealdir. tabi washburn ve ltd de iyi markalar. ama o konuda ben sana yardımcı olamayacağım çünkü o gitarları hiç kullanmadım.


dostum bir de amfi ve prosesör'e ihtiyacın var. 10-15 wattlık amfilerde prosesör kullanacaksan amfinin markası çok önemli değil. bende crafter var mesela. canavar gibi. 4 senedir kullanıyorum. marshall'ın 10 wattlık amfisiyle arasındaki tek fark üzerindeki overdrive seçeneğinin marshall'dan daha kötü olması. fiyata gelince crafter 80 lira marshall 180 lira. değmez bence.

prosesör seçimini iyi yapmalısın.

www.mydukkan.com bu prosesör ucuz ve hakkını veren bir prosesördür.


ayrıca parana kıy. kendine softcase al. dandik kılıflar yağmur bile yağsa insanı yarı yolda bırakıverir. 50-60 tlye kendine yeterli bir softcase bulabilirsin.

son olarak aletlerine iyi bak. bir yere vurmamaya, temiz kullanmaya özen göster. özellikle prosesörünü şeffaf bir poşetin içine geçir; adaptör ve jak girişlerine delikler aç. prosesör hep poşetin içinde kalsın. çünkü ayağınla kullanacaksın. pislenmesin, kaka olmasın. ayrıca aletlerini kimseye verme.

eywlah kardeşim teşşkür ederim...2.el almayı düşünüyorum yanmda bilen birini getiririm zaten..bu arada ibanez rg370dx model gitaraa ne dersinz ?

bu yola yeni baş koyan herkesin ikinci el gitar alması taraftarıyım. enstruman çalmak meşekatli bir iştir. herkesin sabır göstermesi beklenemez. bir heves dahi olsa makul fiyatlara alınmış bir gitar bütçeyi sarsımıyacaktır ayrıca yaklaşık olarak alındığı fiyata satılma imkanı vardır.
ikinci ihtimal olarak, bu yolda ilerlemeye devam edecek kadar sebat gösterildiği takdirde ileride zaten o orta halli gitar kişiyi tatmin etmiyeceği için kolay değiştirme imkanı verdır. bu yüzden özellikle ankara istanbul gibi şehirlerde yaşıyosan yada gitme imkanın varsa ikinci el gitar almanı tavsiye ederim.
seçilecek gitar hususunda ise karakteristik gitarlardan uzak durulması taraftarıyım. yani daha versatil gitarlar tercih edilmeli. özellikle metal müzik çalma sevdasıdaki arkadaşlar bu hataya düşüyorlar. unutulmamalıdır ki metal gitaristinden önce gitarist olmak gerekmektedir. hatta en önce müzisyen olmakta fayda var.
daha spesifik tavsiyelerde bulunmak gerekirse bütçeye bağlı olarak ibanez rg serisi yada eğer bulunabilirse meksika fender tavsiye edebilirim.

nasıl bağlamaya çalışıyorsunuz?
usb gitar, processor,gt 2 vs?

Normal, jackı 3,5 mm ye dönüştürerek. Mikrofon girişinden.

ses ayarlarını aç, laptoplarda mikrofon girişi 5.1 sistemler için çıkış olarak da kullanılabiliyor.

Ses kartının arayüzünden mikrofon girişi olarak belirtmen lazım bağlamaya çalıştığın 3.5mm lik yuvayı.

Şunu da ekleyeyim, seyahat ettiğim otobüs firmasında her zaman cep telefonları kapattırılır ama muavin veya şoför bürolarıyla konuşmak için cep telefonlarını kullanır. Bu nasıl iştir?

anons sırasında "fren sistemimizi etkilediği için" diyorlar ama, doğrusunu uzmanlar bilir.

bazıları da fren sistemini değil, klima sistemini etkilediğini söylüyor.

otobüslerde önceden, "fren sistemine zarar verdiği için cep telefonları kapalı tutmalısınız" gibi bir uyarı vardı şimdilerde ise " rahatınız için cep telefonlarını kapalı tutmanız rica olunur" tarzı bir uyarı var. yani öncelerde bir efsaneyle milleti alıştırıyolar, otobüs içinde cep telefonlarıyla konuşmasınlar diye sonra da gerçeği söyler gibi oluyorlar.
fren mekanik bir sisteme dayanmıyor mu bir kere? yoksa manyetik dalgalarla falan mı tekerlekler kilitleniyor da cep telefonlarının kapalı tutulması isteniyor? efsaneden başka bir şey değil otobüsün içindekiler etkiliyor da dışındakiler etkilemiyor mu sanki. neyse çok sinirlendim galiba bu kadar bile açıklama yapmamam gerekirdi:)

bildiğim kadarıyla abs sadece gerektiğinde devreye giren bir sistem. ani fren kızaklaması dışında fren tamamiyle mekanik diye biliyorum ben. ama büyük ihtimalle modelden modele değişen bir şeydir bu da.

bence külliyen yalan, 900 mhz dalga boyundaki bir sinyalden bahsediyoruz. Tutup 100 watt çıkış yapsa neyse de miliwatlar ile konuşuyoruz bir girişimden bahsedebilmek için uzaklığın santim falan olması lazım.

Ayrıca, bilgisayar sistemi dediğimiz en baba alet bilgisayarın kendisi değilmidir. Al işte yıllardır cep telefonum laptop ile yapışık ikiz gibi, sürekli yan yana, mesaj gelir mms gelir çalar eder hatta bilgisayara BT ila baalayıp nete girerim, olsa buna lurdu yahu. Var mı etrafınızda cep telefonu yüzünden bilgisayarı bozulan.

Neymiş aracımız bilgisayar donanımına sahip olduğundan cep telleri kullanılmasın. 403 otobüs şehirlerarası olunca cepten etkileniyo bilkent servisi olunca manyetik kalkanla mı kaplanıyor?

kızdım yahu

klima sistemine zarar verdiğini biliyorum. hatta bunu bizzat bir firma sahibinden duydum.anons sırasında ''klimalarımızızn zarar görmemesi için cep telefonlarınızı kapatınız''deseler insanlar pek de umursamaz sanırım.o yuzden kaza korkusu vererek cep telefonarının kapatılmasını sağlıyorlar sanırım.aksi taktirde otobus kalkmadan önce şiddetle fren sistemine zarar verdiği için telefonların kapatılmasını soyleyip, yolculuk anında şöförler telefonla konuşmazlardı sanırım.

bir başka boyutu daha var.bazı firmalar cep telefonun kullanılmasına birşey demiyorlar.sonuç çok rahatsız edici oluyor.asmalı konak melodili telefonlar bas bas bağırıyor.amcalar teyzeler hiç çekinmeden telefonla konuşup rahatsız edebiliyrlar.

otobüs gibi kısıtlı hacimli metalden yapılma kapalı alanlarda çok sayıda telefon açık olunca manyetik dalgadan mikrodalga fırına döner içerisi. trenlerde durum daha da vahim.

eski model bir setra araçta başıma gelmişliği var aracın ısıtma sistemini rezil ediyor ve yanmıştık kış günü olsa da atletle kalacaktık neredeyse otobüste muavinin söylediğine göre kapatılmayan bir telefon yüzünden.
ama bu aracın bozukluğunu bir sebebe bağlama çabası da olabilir de sonradan yolda düzelmişti birden yani muhtemel birşey cep telefonu yüzünden olması.

(bkz: abs ve cep telefonu)

philips hs8040 kullanıyorum hemen hemen dört beş aydır. ilk başta alışmak zor olsa da 1 haftadan sonra gayet rahat ediliyor. Belirtmeden geçmek istemem, traş makinesi kullanacaksan verim alabilmek için hergün kullnmak gerekiyor, tecrübe ile sabittir. her pazartesi sabahı eski alışkanlıklara dönüp traş bıçağı ve fırça kullanmazsam o gün kaşınıtdan duramıyorum. bu arada kesinlikle ıslak da traş edebilenlerden almanı öneririm.

yaklaşık 3 yıldır philips philishave cool skin hq7762 kullanıyorum.gayet memnunum.yalnız hassas bir cilde sahipsen yada sakalların düzensiz çıkıyorsa hergün traş olmak yüzün tahriş olmasına sebep olabiliyor.
kesinlikle philips tavsiye ederim.su ve krem ile traş olanağı sağlıyor.tavsiye edebileceğim model ise philips in yeni çıkarmış olduğu cool skin serisi.bir onceki cool skin serisine göre daha ucuz ve kremini temin etmek daha kolay.
ankarada mağazalar arasında çok fark olacağını sanmıyorum.özellikle izmir caddesinde daha pahalı olabilir.hepsiburada.com u tavsiye edebilirim indirimde olan bir kaç model var onlara bakabilirsin

ben braun cruzer 3 mü ne kullanmıştım. benim sakallarımı almıyor, alamıyor nedense. huzuru tek bıçaklı permatik'te buldum.

hem philips olanları, hem de braun olanları denedim bir kaç model. olmuyor olamıyor. tam anlamıyla almıyor. hele hele çene altındaki nispeten yumuşak sakalları almıyor. gillette mach 3 gibisi yok. fusion için bir şey diyemem..

bu arada traş makinesi ile şekil vermek pratik olarak imkansızdır.

yumuşak sakal sahibi biri olarak hiç bir işime yaramıyorlar. 1 saat uğraşıyorsun ama almıyorlar. öyle diyim.

adam gibi bir traş için o aleti yüzünde çim biçme makinası gibi gezdirmen gerekiyor. gezdir allah gezdir sonra bakıyorsun yüzün gözün yanıyor.
en temizi her sabah duşa elinde bir ayna ve mach 3 le girmek. 5 harekette bitirirsin olayı. zerre tahriş yok. duş alamadığın sabahlar da sıcak suyla yüzünü iyice yumuşatırsın. iki günde bir de makineyle faulleri düzeltirsin. mis...

10 seneden fazladır Braun kullanıyorum, en ufak bir şikayetim ya da sorunum olmadı. Tabi arada model yenilemelerim oldu, 10 senedir aynı makine değil :)

Tıraş makinesi arayan herkese Panasonic'in 8000 serisini öneririm. Diğer markalar kalite ve performans olarak yanına bile yaklaşamazlar. Panasonic diğer makinelerden memnun kalmayıp, internetten okudukları inanılmaz yorumlara dayanarak ve son çare olarak yüksek fiyatına rağmen başvurulan markadır ve ondan sonrası şimdilik yoktur. Ben de yorumlara inanamamış, hatta "Panasonic'in de makinesi mi varmış" diye şaşırmıştım. Ancak önceki hafta gözümü kararttım ve 8807 modelini 350TL'ye aldım. yüksek fiyatı tereddüte düşürse de ilk kullanımdan itibaren verdiğim parayı son kuruşuna kadar hak ettiğini görerek helal ettim.

boyun 1.90 olması da yeterli değil. 99'da bütün kızlar omuzlara alındığı için (yurtdışı konserlerde olduğu gibi değil de ordu düzeninde düşünün) sadece kıç silüeti izleyebilmiştim. bi de konser boyunca önlere ilerlemeye çalışıp dikkat dağıtan insanlar vardı. iğrençti ya. umarım kitle biraz akıllanmıştır. (son cümle pek inandırıcı gelmedi.)

Saha içi daha bir karambol oluyor tabi ama bence konserin asıl keyfi o. Boyun da 1.75ti, omuzlara da alınmadım ama gayet yetti bana gördüklerim, epey de eğlendim. Kapalıdan bin kat iyidir bana sorarsanız. CSO konseri değil ki bu Metallica konseri.

her ne kadar stadyum konseri tecrubem olmasada büyük grupların konserlerine gittim.şunu soyleyebilirmki bizim millet bu konser konusunda aç.muthiş bir izdiham yaratıyorlar.
sahneye uzak olan bölgelerde bile korkunç bir sıkışma oluyor.öyleki cebinizden bir şey çıkarmak bile mümkün olmuyor.bu onlarca metre uzağınızdaki yapılan pogo yada her hangi bir hareketlenme sonucunda dalglanmalara sebep oluyor.sağa sola savruluyosunuz.(bkz: 21 haziran 2005 megadeth istanbul konseri).
ben 27 temmuzda saha içini düşünmek bile istemiyorum.
ikincisi.çevrenizde duymuşsunuzdur yada forumlarda yazılıp çiziliyor.millet iki gün öncede kamp yapmayı düşünüyor.bunu tahmin etmek zor olmasa gerek.99 konserinde de böyle böyle oldu.bundan dolayı saha içi girişinde çok büyük bir kuyruk olacak.kamp kurmayan yada o kuyruğa geç giren insanlar çok gerilerde kalıcak hiç bir şey göremiyecekler. youtube da saha içi çekimleri var bakabilirsiniz.
saha içinin bu zahmetini çekmek istemiyenler.tribünlere yöneliyor pek tabi.daha rahat girip daha rahat izlemek için.
ha o zaman millet neden saha içi alıyor.tabi ki saha içinin kendine has bir kültürü ,heyacanı çoşkusu var orası ayrı

Tam oranını bilmesem de genel tecrübeden söyleyeyim: çok acıklı olabilir.

ve ayrıca, 2100$'lık gitar denenmeden alınmaz, her fender de bir değildir(genel kanının aksine). Ha arkadaşın sadece fenderim var diye mutlu olacak ise sorun yok, ama gitar konusunda ciddi ise, denemeden almayı düşünmemeli.

Yanında getirebilecek ve almadan deneyebilecek, gitardan anlayan biri ile sorunu daha mantıklı bir şekilde çözebilirsiniz sanıyorum.

Kolay gelsin

Sayın @kurukafa :)
Bu arkadaşımın abisinde ken smith bsr6mw elite var ondan öncede 5 telli ken smith vardı
Gitarı alıcak olan arkadaşımda bir tane telecaster 1 tanede malmsteen signature var.
Bu alacağı gitarda custom shop bir adet fender.
Hepsini yurt dışından getirdiler.sap ayarı dışında bir problemle karşılaşmadılar.
Fakat vahim olan 1500 dolarlık gitara 600 dolar gümrük verdikleri bile oldu.İşte bizimde problemimiz bu.
Ayrıca ben amerikadan son derece pahalı bir adet kontrabas aldım. ödediğim gümrük 2000 küsür dolardı.ama hadi aletin genel fiyatına fatura fiyatına bakınca değer de.
1500 dolarık gitarada 600 dolar gümrük vermek çok gereksiz.
İşte kanuni olarak bu işin yani gümrüğün yüzde kaç olduğunu öğrenirsek.belki diyorum düdüklenmeyiz.
ayrıca arkadaşımın 2 tane fenderi var ama bir tane de custom shop olursa mutlu olur fenderi var diye :)
valla bernart işini bilir diyorum gitar seçme konusunda ve şuda var abi.aslına bakarsan gitar diş fırçası gibi çok şahsi bişey.tüm enstrumanlarda olduğu gibi.senin hiç beğenmediğin gitarı birisi aşk ile uzun seneler kullanabilir.ee şimdi 765 euroda uçak biletine verilmez abi.

eğer direk olarak elden birine getirtmeyi düşünmüyo olsanız bile kargo yoluylada pek tabi gümrük ücreti ödemeden amerikadan bir şeyler getirtilebiliyor.tabi ordan alıp ve yolluyacak kişinin bu işin yolunu yordamını bilmesi lazım.kısaca hediye adı altında gönderildiği zaman küçük de olsa bir risk ile gümrüksüz halledilebilir.risk in boyutu ordan yolluyacak kişinin gerekli formaliteleri yerine getirmesine bağlı.
turkrock.com/forum alım satım dada bu işlerle uğraşan insanlar var.onlara danışabilirsin.veya açılan başlıklarda açıklamalar var onlara bir bakmanı tavsiye edebilirim

bir arkadaşım ingiltere'ye gitti, o da ordan almayı düşünüyordu hatta evet, fender american standard strata...
gitar gibi satılması garanti olmayan şeylerde problem olmuyormuş. hediye aldım filan hesabı.

sayın @suti [ek$i sözlük yazari]
arkadaşımla irtibata geçip en kısa zamanda size dönücem.Ayrıca tüm cevaplar için teşekkürler.

@supergirl :)

amerikada standart american staratocaster ebay da 600-700 dolar fakat burada 2100 dolar
yani diyebileceğim şu abi 700 dolara al 1500 e satmak iste.hemen şu gün satarsın. :D
gümrükçülerde uyandı güzel kardeşim :)

bir de pdf dosyası oluyor böyle eğitim cd'lerinin. şimdi emule'den baktım bunun da var, orda yazar eğer bir şarkıya aitse. eğer eğitimle alakalı değil de öylesine başlangıçta çalınıyorsa o parça, pdf'de yer almaz tabi.

www.youtube.com bu videodan bahsediyosun sanırım.

şarkını ismi technical difficulties .aynı isimli albumde yer alıyor şarkı

analog var analog var diye yola çıkarsak, BOSS un aslında analog dünyasında orta sınıf sayılabileceğini söyleyebiliriz.. Eğer çok sağlam distortion tonları istiyorsan (metalik olduğunu görüyorum) Radial Engineering önerebilirim. Çüş lan çok pahalı dersen MXR Doubleshot distortion da olur. aslında metalik olduğundan distortion'ın önemli olduğunu düşünüp distortion ile ilgili bişeyler yazdım. ben şahsen senin yerinde olsam o kadar pedal kablo adaptör uğraşmazdım, AVT150 alırdım, içinde yok yok, ileride wah / volume pedal bişey alırsın, tadından yenmez. zira bu amfi kısık seslerde bile çok kaliteli ton veriyor. Gerek clean/acoustic gerek overdrive distortion. içinde evde hatta sahnede seni götürecek efektler de mevcut. açıkcası çok pedal, processor ve amfi ile oynadım kurcaladım, kesinlikle avt150 tatminkar bir amfidir..

tam olarak ne istediğinizi burdan kestirmek zor.o yuzden temkinli bir şekilde nacizane fikrimi sunacağım.oncelikle çok geniş kapsamlı bir analog setup kurmak hayal kırıklıpına neden olacaktır.setup a eklenen her pedalın ciddi sinyal kayıplarına neden olaması bunun en büyük sepebidir.bu yüzden mükün mertebe setupın kapsamını daraltmak daha tatmin edici olucaktır.yani setup kurarken ihtiyaca yönelik hareket etmek mantıklı bir yaklaışm olur.
ne istediğinizi bu şekilde kestirmem zor olduğu için model tavsiyesi yapmayı doğru bulmuyorum.sonuçlardan memnun kalmayıp küfredebilirsiniz.ama şunu söyleyebilirim ki setup içinde birden fazla boss un olması mantıksız olur.
setup ı kurarken abi gidiyim bir mağzaya her efectlerden birer tane alıyım demek bu işten kişinin soğmasına sebep olabilir.o yuzden sahip olduğunuz gitar, amfi,ve müzik zevki doğrultusunda pedalları deneme yanılma yöntemiyle seçmek doğru olucaktır.bir over drive pedal la başlayabilirsiniz.sonra wah ,sonra delay veya reverb.
analog işine ilk defa giriyorsanız baştan soyleyim stresli bir olay.hayalinizdeki sounda kavuşmak zaman ve çaba isteyebilir.
anladığım kadarıyla maddiyat ayırabilirsiniz bu işe.eğer gitar(manyetik) ve amfiniz iyi değilse analog dan once bunları değiştirmekle başlayabilirsiniz.(özellikle amfi)

jacksor'a katılmama kelde değil. her gitarist "analog yürüyorum hocam bu sefer" deyip bir "boss çöplüğü" oluşturup o yolun yol olmadığını bir kere anlamıştır. bence bunu tecrübe etmeden akıldan çıkartmak gerek. burada "boss çöplüğü" derken boss pedallarının kötü olması ile ilgili bir şey söylemiyorum, bilakis yaptıkları efekti tanımlayan süper pedalları vardır ama analog olan her şeyde olduğu gibi dijital bir mantıkla bunları peş peşe koyduğunuz zaman ortaya çıkan şey facia oluyor. bu pedalların çoğu true-bypass olmadığı için zincire eklediğiniz her pedal gitarınızın sesini biraz daha sömürecektir(kapalı haldeyken bile) ve sonuç olarak üst frekansları tamamen tıraşlanmış kötü bir gitar sesine "o kadar para verdik analog aldık" diye düşünerek alışmaya çalışacaksınız. :)

eğer böyle "bol efekt olsun her şeyi yapabileyim" diye bir amacınız var ise çözüm kesinlikle dijital sistemlerdir. veya özel yöntemlerle birleştirilmiş analog düzenekler de iş görebilir. unutulmaması gereken, true bypass pedalları bile peş peşe bağlamanın sinyali çamur edeceğidir. david gilmour'un analog rigi için bir sistem dizayn eden amcanın sayfasına yönlendiriyorum:
www.petecornish.co.uk

abi şöyle lambalı sistemlerin içine diziyor pedalları ve pedallar arası sinyal kaybını ortadan kaldıracak kendi sistemini kullanıyor:
www.petecornish.co.uk

tabi clientları dünya starları falan, ama cidden belirli bir sayıdan fazla analog pedalı "direk" birbirine bağlamak psikolojik tatmin harici hiç bir şey sağlamayacaktır.

simdi benim oyle pro bir durumum yok, yani gidip de bu pedallari sahneye falan dizmeyecem. dedigim gibi oyuncak olsun diye istiyorum, evimde takilicam kendim, ona basicam, buna basicam, takilicam iste. oyle ozel bir "ben soyle soyle isler yapacam, ona gore kuruyorum" degil. benim genel dusuncem "olsun her birinden birer tane anuna koyim, para var huzur var" seklindeydi. genel olarak 3 dist 2 overdrive (bunlari beraber calsitiracak kadar salak degilim, korkmayin) digerlerinden de 1er koyup (aha bunlari beraber calistiracaktim) 12-13 pedallik bir seri dusunuyordum. su durumda soylediklerinize ve ozellikle linklerde yazilanlara baktiktan sonra simdilik biraz daha arastirayim ben o zaman diyorum.

cornish abimiz de yardirmis, herifin calistigi adamlara bak oha. queen mi istersin, sting mi, dave murray mi dersin, paul mccartney mi who mu? isi biliyor belli ama tonlari bizi sarmaz, zaten tr dealer'i yok, almak istesen nasil alacan.

analogdan cayarsak, iyice bir processor olarak ne bakmak gerekir su durumda? genel olarak bir gt8 furyasi var gibi goruluyor ama alternatifler nelerdir?

GT8 alternatifi line6 pod xt live veya kanımca daha başarılısı VOX tone lab LE'dir. zoom un g9 2tt modeli var ki zoom a karşı alerjim var benim, üzerine 3 tane daha 12ax7 koysalar da laylaylom'dan mal almam zaten. korg'un da toneworks ax3000G modelleri var fikrim yok yeterliliği hakkında..

yamulmuyosam bi g3 konserinde malmsteen kırmıstı sevgili darknumcum,ama malmsteen'i virtüöz kategorisine sokar mısın bilemem : )

Üstadların hazinesi gibidir enstrumanı, o yüzden çoğunluğu kırmaz sanırım. Yani hiç denk gelmedim diye hatırlıyorum. Mesela Paco gidip de gitarını kıracak ha? Olmaz öyle şey.

jimi hendrix bir videoda gitarin uzerine biseyler dokup (alkol sanirim) atese veriyor daha naapsin. ayrica dunya capinda her unlu gitaristin birkac gitar kirma olayi vardir diye tahmin ediyorum, ne de olsa seyirciyi de gaza getiren bisey, sahne sovu olarak gormek lazim...

enstrumanini parcalayan sanatcidan hayir gelmez derim ben nacizane.
yani bu tarafta bisi olmadiysa bile,
oteki tarafta kovalar o gitar o insani.

h.c. orter gitari kiramamistir bu arada, canagi kirmistir.

Çoğu gitarsit ünlü olmadıkları zamanlarda kendi paralarıyla aldıkları gitarları kırmaz zaten. Konserlerde çalmaları için gitar firmalarının sponsor oldukları gitarları kırarlar gönül rahatlığıyla. Fender, Ibanez vs bana da konser başına 4 gitar verse ben de kırarım şov için :)

#1980246 no.lu entarimde de belirtmiş olduğum üzere kurt cobain zamanında şöyle buyurmuş:
"gitarları kırmaya alışmıştım çünkü yeterince verim alamaz ve sinirlenirdim ama şimdi iyi aletlerle çalışıyoruz ve onları kırmak istemiyorum"

Malmsteen de bu olayı iyi yapar.

jimi yaktı, blackmore da kırdı, hatta kırıkken çalmaya devam etti. blackmore hatta amfilerini filan da yakmayı seven bir insan görünümündedir..

kantri bi şarkı vardı bunu kınayan da adını unuttum. cobain kırdıydı mesela, ama power akoruyla kariyer yapmış adam kırsa noolur kırmasa noolur. ne kadar komplike o kadar az kırma dökme gibi bir ölçüt vardır bence. speedcileri katmıyom ama bu kategoriye.

malmsteen yapar bunu.hatta parcalarinida seyircilere atar. buralara gelsede guzelim fenderinin sapini,manyetigini kafama atsa keske.

o diil de udunu kıran bir udi vardı. meslektaşlarından çok tepki almıştı