hepsi tam dediğin gibi değil belki ama şunlar var:

ils
eden lake
wolf creek
the collector
splinter
the last house on the left
funny games
the strangers

edit:

daha ilginç bir film olarak (klişe değil ama bu):
martyrs

bi de "the ruins" geldi aklıma. biraz daha değişik diğerlerinden..

teen slasher pek değil gibi ve klişe olmayan ama bu soruda akla gelen şaheser:
the descent

teleferikte kalan tipler var. 2k2e buz gibi hava. kurtarmaya gelecek kimse yok.
neydi filmin adi...

hm buldum! www.imdb.com Frozen

texas chainsaw massacare. çok iyi.

@ermanen söylediklerin arasından wolf creek ve splinter'ı izlememiştim, teşekkürler.

@fauxhumanitas aboo konusu içimi ürpetti valla şu serin istanbul akşamında.

@ayiadam izlemiştim, bence de çok iyiydi. izlemeyenler izlesin.

haklisin oculu degil, ariyorum oculu, imdb denizinde bogulmak uzereyim selamlarkthx.

pesin edit: www.imdb.com buldum!

ben ararken sey izleyebilirsin, 'dunyanin sonu geldi, gecti, insanlarin psikolojisi kalmadi, coktuk' filmi. hah bu: www.imdb.com

gizli not: asiri klise ve salak bir tane var ama, izlenmeyecek derecede crappy.

madem öyle, wolf creek ve Frozen'ı indireyim ben. aklına başka film gelen arkadaşlar da çekinmesin yazsın, ondan sonra ne izleyeceğim diye düşünüyorum. polonski, hitchcock tarzı falan da güzeldir, hayran olunasıdır ama bir grup gençten kurtulamadım bir türlü :(

Tucker and Dale vs Evil
www.imdb.com

Bu arada yeni bir film buldum. Fransız.
Tam aradığın şey bence.
Livid
www.imdb.com

Evil Dead'i biliyorsundur herhalde. Tourist Trap diye bir film izlediydim, konusu ilginçti ama öyle kan revan değildi. Kulübe ve gençler konfigürasyonu var ama. :)

bir tane daha buldum.
bu da alaman nazi tunellerine iniyor gencler.
Urban Explorer
www.imdb.com

resmen bu film sorusu yuzunden hasir hasir korkufilm izlemeye basladim. dadandim, ayiramiyoruz. spesifiklestirmissin ya bir de, ondan gaza geldim herhalde.

frozen, wolf creek ve urban explorer'ı izledim. (sonradan farkına vardım zaten yıllar önce wolf creek'i izlemiştim)

sonradan burayı okuyacak olan "film arayıcıları" için öneri; bence en güzeli urban explorer'dı, 4.9'luk imdb puanına kanmamak lazım, şükela valla. urban explorer'dan sonra frozen geliyor, orijinal ve ürpertici. wolf creek ise bunlar arasında üçüncü sırada ama o da güze bir film. kısacası bu üç film de gönül rahatlığıyla izlenir.

Zafer gazozu iç.

geri donus oranlari, cok dusuk diye biliyorum.
yeni mezun, ogrenci, ayirtedici bir ozelligin yoksa cv de.
kisisel gozlemim.

eğer iş tecrübesi veya mba ıvır zıvır çok iyi olan birisi değilsen kolay kolay geri dönüş olmaz. her yere saldır, 100 tane başvuru yap, anca o zaman elbet geri dönen olur

Sick thread yaw, sıkma canını. Kariyer sitelerinde iş bulanların %85'i satış temsilcisi vs... zaten. Belirlediğin şirketlere elden CV'ni göndersen daha iyi. O siteleri çoğunluk veritabanı niyetine kullanıyor.

pek çok kişi dandik görüyor ama bence şu siteyi dene. dönüş oranları çok çok daha yüksek.

www.elemanonline.com

askerden geldiğimde 11 ay işsiz kaldım. bu süreçte 300'e yakın iş başvurusunda bulundum. 5 tane görüşmeye gittim. sonunda işe girdim.

işe girdikten 3-4 ay sonra ayda bir veritabanından firmalar bulup beni aramaya başladı. 1 sene tecrübeden sonra istifa edip 15 iş başvurusunda bulundum. o 1 ayda 7 işgörüşmesi yaptım. şu anki işime girdim ve firmamdan teklif aldıktan sonra iki farklı firma daha ulaştı bana. bir firma da teklif yaptı.

giriş seviyesindeki pozisyonlara binleri aşan başvurular oluyor. tecrübe artıp uzmanlık gerektiren pozisyonlara geldikçe siz, filtrelere takılmaya başlıyorsunuz. ik çalışanı olarak söyliyim, son iki firmam da kurumsal büyük firmalar ve kariyer.net üzerinden çıkılıyor tüm bir önceki şirketimde yenibiris.com da kullanılsa da ana site hep kariyer.net.

kariyer.net e ısrarla bok atan arkadaşlara duyrulur.

bizim millet aşırıya kaçtığı için gıcık geliyor, dünyanın en güzel sesi olsa hep aynı şeyleri söylerse çekilmez, papaz her gün pilav yemez.

vardır elbet başkaları da. bence güzel ama.

Hatuna, şarkılarına, hatta hatta Jö Vö'ye, Fransızca'ya falan komple gıcığım.

bana da itici geliyor.

allah kahretmesin. aynen öyle ya. zaz nedir amk. karının sesiyle birleşince fransızca da tam bir dallama diline dönüşüyo zaten.

zaz dinleyenin zaz kadar aklı yoktur!11!!

itici

karatahtaya tırnak gibi geliyor.

Kendisinden hiçbir zaman memnun olmadım ve olmayacağım. Ankara'yı gün geçtikçe yaşanmaz hale getiren işler yapıyor. Aynı tornadan çıkma Kadir Topbaş kendisinden 1000 katlı daha iyi.

ENÇOK OYUN KENDİSİNE ÇIKTIĞI KEÇİÖREN İLÇESİNDE YAPILMAYA BAŞLANAN METROYU 15 SENEDE BİTİREMEMİŞ BİR BELEDİYE BAŞKANIDIR DAHA ÖTESİ YOK. KENDİNİ İYİ PAZARLAYAN BİR ADAMDIR AMA İCRAATA GELİNCE SADECE RANT SAĞLANABİLECEK YERLERDE İŞLER HIZLI YÜRÜR DİĞERLERİ BEKLER.

valla benim sikintim sadece asfaltla ilgili. cok sikik yollari var ankara'nin. her taraf cukur, boru dosemek icin boydan boya kesmisler doldurmamislar.

kadir topbaş'ın yanına stajyer olamaz i.melih

neyse la sustum.

hayır değilim.
yaptığı elle tutulur bir şey bulmak istiyorum, bulamıyorum.

memnun değilim.
1- kişilik yapısı saldırgan, tartışmayı kazanmak için her şeyi yapacak biri gibi görünüyor.
2- seçmenlerini sürekli ikiye ayırıyor. ben belediye başkanı olsam bana oy vermeyenlere de hizmet götürürüm, daha da önemlisi onları aşağılamam. Ama bu yıllardır en ufak bir eleştiride "siz cehepelisiniz değil mi" diyerek işi ayrımcılığa götürüyor. belki de böyle gerdiği için öbür taraftan oy alıyor bilemem. kendisine oy vermeyen semtlerin caddeleri delik deşiktir. slalom yaparak araba sürersiniz.
3- alt üst geçitler yaptı biraz, az çevre düzenlemesi yaptı, kenar (dış) semtlere büyük rekreasyon parkları yaptırdı. Kendi seçmenleri için sosyalleşme alanları oldu oralar sanırım. yerli yersiz fıskiyeler dikerdi ilk yıllarında su sıkıntısı olunca onları yok etti.
4- Metro yapamadı. Karayalçın o yıllardaki ekonomik istikrarsızlığa rağmen Ankaraya 5 yılda iki metro hattı yaptı. Bu maalesef 1 metrelik hat bile açamadı.
5- İcraatlerinin sonucudur herhalde; eskiden de İstanbul kadar albenili bulunmayan Ankara şimdi kültürel olarak bir köye döndü. Haftasonları avmlerdeyiz. Niğdeliler de herhalde aynısını yapıyordur. Sosyal hayat, bir ışıltı, bir hareket bir bereket, insan kişiliğini geliştirici bir atmofer yok.

Seçimi nasıl kazanıyor: Geçenlerde akyurt diye bir yere yolum düştü. Bildiğin traktör vs köy hayatı yaşayan yerler, buraları büyükşehir sınırlarına aldılar ve şehir %30 genişledi. Tabii ki o insanların oyu da değerli ama şehrin içinde yaşayan bizlerin başkanını da onlar seçmesin artık.

@firez, cevabımı aldım sanırım.

stockholm sendromu diye teşhis koyacaktım yoksa.

paymelater denen olay da var herhalde. borç veriyor sana falan filaın. direkt kredi kartıyla alışverişi unut. paypal yapacağsın !

billmelater'mış.

BillMeLater var da sadece Amarıga'da geçerli. PayPal dışında alışveriş yapılmıyor, yapılması da tavsiye edilmiyor. Yaparsanız da bir sorun olduğunda eBay pek sizden yana olmas.

30'da ne var ki ? menopoza mı giriyorsun sanki aga. tatlı tatlı yiyeceksin o parayı işte. ruhunu genç tut yeter.

Buban cemaatten değilse, başbakanla panpiş değilse ya da zaten hali hazırda zengin değilse, 30'una kadar 20.000 TL'nin yarısını anca kazanmış olacağından boşver şimdi bunları. 30'dan sonra aylık 20.000 TL kazanırsan da şükret, bana da yollayabilirsin üç-beş kuruş, çok dua ederim. :)

hiç para kazanmayalım o zaman bu nasıl mantık. sen kazan parayı yiyecek yer bulunur merak etme. bu düşünce hastalıkj değildir sonuçta fikirler hastalıklı diye sorgulanmaz ama 21 yaşında bu karamsarlık hastalık olabilir.

bir arkadaşım söylemişti, o da birinden çarpmıştır muhtemelen.

Er kişi 30 yaşına kadar istediği kadar iş değiştirebilir, gezer tozar, sıçar batırır, 30 undan sonra iş hayatını yola koymak zorundadır der.

eğer 25 yaşında evlenmem lazım diyen tiplerden değilsen, 30 unda kazandığın parayla hayatını çekip çevirebilirsin rahatça

ortalıkta zibil gibi hukuk mezunu var, çevren yoksa ve daha şimdiden "30 yaşımdan sonra 20 bin lira mı :(" moduna girdiysen geçmiş olsun, daha yeterince burnun sürtmemiş demek. kendini ülkenin şartlarına alıştırmalısın bence, yoksa mezun olunca çok büyük bir depresyon seni bekliyor.

30 yaş 20bin. ne içtiysen aynısından istiyorum.

30'unda ölüyor muyuz? hayırdır?

- şu cevabı yazmak için ne zahmetlere girdim bilemezsin -

otuz yaşında ayda yirmi bin kazanırsan bu dünyanın komple amına koyarsın.

30 yaşında 20 bin kazanılmaz diyen arkadaşlar şu sorunun cevabını verin : neden her yer zebil gibi hukuk fakültesi doldu? niye avukat sayısı her geçen gün katlanarak artıyor? ben söyleyeyim, avukatların yırtma şansı ve otomatik olarak ayda 20 bin kazanma şansı çok yüksek te ondan. hayal deği yani.

@benim nickim var ya nah bole 40 karakter

mühendisliğinde kontenjanları sürekli artıyor ama çoğu mühendis işsiz ve 800 tlye çalışan mühendisler var. hadi ateyizler bunu da açıklasın. çalışma ekonomisi diye bi bölüm var çeko. en çok mezun veren bölümlerden biri türkiye'de. bak bakayım kaç tanesi iş bulmuş. demem o ki senin dediğin gibi yürümüyor bu ülkede bu işler. doktor, eczacı değilsen aylık 20bini 30 yaşında nickinin de dediği gibi nah görürsün.

Hangi hukuk fakültesindesin çok merak ettim???

@commader 64 istanbul beykent

hiçbir zaman ayda 20.000 kazanamayacaksın zaten..kazanacağın max 5-6 bin gibi olur..bu da çevreye bakar.avukatlığı kendı buronda yaparsan yaz aylarında bile deli gibi çalışman gerekir..devlet işine benzemez..çalıştıgın kadar kazanırsın...ayda 20 bin kazanmak çok çok zor..devlet işine kapak atmaya bak..26-27 gibi ayda 2.500 tl ni otudugun yerden alırsın :)

bugun bir doktor bile ayda 20 000 i kolay kazanamaz.ancak operatör olman yani ameliyat yapman gerekir..hastahenelerde döner sermaye ile birlikte 8-9 bin alırlar..

evlenip cocugun olursa, 30 yaşından sonra kazanılan paranin ne işe yaradigini gorursun.

avukatmissin eger buyuk davalara bakarsan cok buyuk paralar alirsin ayda degil dava basina bile 20 bin alirsin. ama dedigim gibi binlerce avukat var unlenmen gerek kendini yetistir, uluslararasi hukuk masteri yap turkiyedeki cogu avukat kisir durumda dil bilmiyorlar

müze kart fiyatı ile efes'e giriş fiyatı aynı oluyor hep (kısaca en pahalı tarife). o sebeple tüm yerli turistlere girişte kart çıkartılıyor. www.muze.gov.tr
Efes yakınlarında gidilecek klasik olarak şirince vardır. Güzel, şirin bir köy. Meyve şarapları yapıyorlar. Selçuk'tan servisler var. Araçla 7-8 km bir yoldu ama dar, asfalt bir yoldan tırmanılıyor. Ayrıca Meryem Ana Kilisesi var oralarda ama hiç gitmedim.

Selçuk'ta mekan bol. Meryem Ana Evi var, Yüce İsa adına huşu dolabileceğin bir mekan.
Yedi Uyuyanlar Mağarası var ama bakımsız ve kapalı, onun dibinde bir gözlemeci vardı, salaş ama on numara bir yer, orada gözleme yenebilir. Nutellalı bilem yapıyorlar.
Selçuk Kalesi ve St.Jean Bazilikası da görülecek mekanlar.
Artemis Tapınağı da buradaydı bir zamanlar da artık tek kolonlu leylek yuvası, geçiniz.
İsabey Camii'de bazilika ve kaleye yakın konumda, görülebilir.
Yine aynı lokasyonda müze var, Efes'ten vs... çıkarılan çoğu şey orada gösteriliyor, Efes'e gidiyorsanız oraya da uğrayın derim.
Birde eski trenlerin sergilendiği bir açık hava müzesi vardı, ilginizi çekiyorsa gidebilirsiniz.

Opel Astra yaklaşık 20 yıldır bu ülkede tutuluyor. Şu an 2000 Enjoy'lar bile 18-22 bin arası. Ben olsam Astra der idim.

Auris MMT şanzıman ve motor 1.6'dan düşükse bir daha düşünün derim.

opelin satista olan her modelini inceledim. hicbirini begenmedim. astra H'nin J'den daha tercih edilebilir oldugunu düsünmüsümdür.. fiyatinin suanda normalin cok altinda olmasi o araci tercih edilebilir yapan en önemli nokta sanirim..ancak yine de araba alacak olsam muhtemelen opele gidip bakmazdim bile.. bu nedenle auris'i tercih ederdim.. hatta belki jazz..

ihtiyaclarinizi ve önceliklerinizi dogru tespit edip ona göre karar vermeniz lazim..

@faith no more
auris 1.33 manuel. astra 1.6 manuel.

@pollyx:
ikisinin de fiyatı şu anda 37 bin civarı. astra'nın yenisi çıktığı için fiyatı baya düşmüş.

Manuel daha rahat sürüşlü olur herhalde ama bende MMT/1.4 motor Auris var ve cidden hantal araba. Götü kaldırana kadar yıl geçiyor. 1.33 motor da performans olarak hantal olabilir ama en azından MMT şanzımanda olan yokuşta geri kaçma, yığılma, baskı balata ısınınca alarm verme gibi saçma salak sorunlar olmaz.

haziranda sıfır opel astra sedan enjoy plus aldım gayet de memnunum dostum. biraz fazla yakıyor ama zamanla düzeliyor. çok profesyonel kullanıcı değilim sorun varsa cevaplayabilirim.

auris şahane araba. ama astrayı bilmediğimden karşılaştırmam doğru olmaz. yeni nesil multi mode'larda geri kaçırma, yığılma olayı fln da yok.

bu arada esp işi kafama takıldı. yeni aveo 1.4 33500 gibi bir fiyatı var ve esp var. yani 3500-4000 lira daha az verip onu almak mantıklı mı olur?

auristen aveoya gecis yapmayi dusunuyorsaniz ki esp onemli bir donanim dogrudur, bence honda jazz i inceleme listenize alin.. 1.33 luk auristen daha ekonomik, 1.6 115bglik astradan 0-100km hizlanma verisine gore daha seri.. esp ve daha fazlasinin standart donanimda bulundugu kendi sinifinda ve bir ust sinifta daha genis hacimli bir bagaja sahip hatcback rakibi olmayan bi arac.. ya da bir ust sinifta tek arac var sanirim..yol tutusu ve guvenlik seviyesi eski kasaya gore artirilmis, motor gucu arttirilirken yakit tuketimi dusurulmus ve bagaj hacmi de az da olsa artirilmis .. 6 yil 150bin km garantili iyi bir arac.. yakt tuketimi konusunda iddiali bir arac .. bu konuda internette ve sozlukte de bircak yazi bulabilirsiniz.. bi inceleyin bence..

Player Pro ya da Poweramp gibi daha iyi programları deneyebilirsin.

telefonun kendi müzik çalarını kullanırken tuş kilidi kapatınca müzik kesilmemekte. siz bir hata yapmışsınızdır.

gitmen gerekiyor.

Ekim sonuna kadar git, kafan rahat olsun. Otomatik tecil yok, devlet bu, alır ama vermez.

Giderken 4 foto, diploma aslı ve dört fotokopisi ve kimlik fotokopilerin de yanında olsun. Geri göndermesinler sonra. Yazıktır.

mümkünse diplomanı alınca git
çıkış belgesini götürüp tecil edince aslını da getir diyolar
bana öle dediler tekrar gitmek zorunda kaldım

tecil için muayene filan dahi olacaksın. çıkış belgesi ile de yapılır o işlemler değişmediyse. tavsiye alırım diyorsan askerliği git yap derim. hiç tecil ettirme.

babasını vurdu ya.

O karakterin acil sevişmesi lazım.

hangi fragman la o görmek istiyorum nolurrr

hadi canım bubasını vurdu ha,hiç takip edememişim.

osmanın buyuk hali nasıl tipsiz birsey cıkmıs öyleeee...

hangi tableti?

rootlamanın öyle ahım şahım bir olayı yok ki? play storeden bir program indiriyorsun gerisi geliyor zaten. symbian sertifikalamayı görseydiniz kaçardınız

Usta hangi tablet bu ?
marka model yaz, yardımcı olabilirim belki.
ne parası Allah aşkına ?

Androidtelefonlari.net 30liraya rootluyordu sanırım fiyatlar artmadiysa.

Edit: marka model yazarsan bende belki yardımcı olabilirim buradan, kolay iş aslında para falan harcamani gerektirmez.

Tabletin markasını yazmayı unutmuşum..

Nook tablet..Bu arada brickleme durumu sözkonusu olduğu için android kullanmama rağmen uğraşmadım açıkçası...

Firmanın kısıtlamarı ile dolu olduğu için herhangi bir şekilde play store açılmamakta..Dışarıdan sd card ile root lama gerekiyor bu arada...

Gerçekten zaman ve emek isteyen bir işe benziyor...

yardımlarınız için teşekkürler..

Hacı senin ilacın burada: forum.xda-developers.com

Bu sitedekiler alete takla attırır, tur bindirir. Detaylıcana root vs... işleri hakkında bilgi alabilirsin.

Xda'ya bende baktım ama onlarca sayfa yazı ve yöntemin içinden çıkamadım..

Sd card okuyucusu filan derken bayağa bir zamanımı aldı ve cihaz öyle bir köşede kaldı...

İstanbul içinde bu işi kotarabilecek gerçekten güvenilir bir yer bulabilir miyim?

Gideyim elden vereyim , root sonrası cihazı alayım..Temizce kullanayım..

androidtelefonlari.com iyiymiş ama Adapazarında bulunuyor..Bunun dışında var mı ? tanıdık güvenilir bir yer ?

Teşekkürler,

belediye tesislerine gitmeyin güvenlikler gelip alkole karışıyorlar uyarıyorlar filan (yasakmış)

alacaatlı iyidir.

göksu var ama içki var mı bilmem

Göksü Gökçekleştirilmiş bir mekan, alkol olmaz.

Kurtboğazı Barajı'na gidebilirsiniz. maps.google.com

mogan da mangal yasak değil. hatta masaların yanında mangal koyma yerleri dahi var. alkol konusunda ise büyükşehirin elinin değdiği heryerde alkol problemdir. kızılcahamamda soğuksu parkına veya karagole gidebilirsiniz oralar rahattır.

Benim teras var. Ciddiyim.

ahlatlıbel. orada bir restorantta alkol satışı olduğu için içilen alkole bir şey deneceğini sanmıyorum.

Gidip nakit alacaksın. İşsiz olunca devletten ekstra muamele yok. :)

evet.

Yeni yasayla birlikte yaş 29'a kadar uzatabiliyorsunuz diye biliyorum.

Kayıtlar 31 Temmuz öncesinde değilse, ağustos celbini raporla atlatman gerekecek büyük ihtimal. Artık kolay iş, savcılığa falan da sevk etmiyorlar. Sıhıntı olmas.

inanmamak ateizm, reddetmek deizme giriyor, gerçek satanist ne arkadaşım ayrıca laveyan bilmemne muhabbetleri ergenliğin altın kapısıdır.

Gerçek satanist "Non serviam." der geçer. Derine inmez.

@Naw man, deizm degil o. deizm.in tek bi aciklamasi yok lakin genelde tanriya inanip dinlerin ne amacla yazildigini bildigi icin "dinleri reddetmek"tir, tanriyi degil.
bilmedigin konu hakkinda konusmak ergenligin farzlarindan olsa gerek.

non serviam bu anlama gelmiyor mu? sana hizmet etmem, sana iman etmem. oyleyse varligini bildigi halde reddetmektir bu.

oyş özür dilerim basit bir şekilde 'inanmamak ateizm, reddedmek deizme girer' dedim, reddetmek deizmdir demedim, şeytanınız bol olsun ehe mehe :=)

a-teizm: tanrı ve benzerlerine inanmamak, yani ikinci örneğin ateizm falan değil. şeytan da tanrı'nın hikayelerinden çıkma. ya da yine bir deity, kutsallık atfedilmiş yaratık. ateizmde bunların hiçbirine yer yok ve hepsi zırva.

dinlere+peygamberlere inanmamak, tanrının ya da tanrıların evreni yarattığını ama karışmadığını düşünmek: deizm.

tanrının kötücül olduğuna inanıyorsan:
kısmen kötü: dystheism
tamamen kötü: maltheism

maltheism'e aslında zorlasak, hatta belki zorlamasak bile kurandan önceki kitaplar girer. ama özellikle eski ahitte ya da yahudilerin kitabında tanrı cezalandırıcı, acımasız, hatta gaddardır.

gerçek satanistler diye bir şey var. geleneksel satanizm deniyor esasen.
ha şimdi, ateistik ve teistik diye ayırabiliriz. ateistik olan evil-kötü kavramının felsefik sorgusundan, teistik olan da bildiğin şeytan-lucifer'den çıkar. bu geleneksel anlamdaki satanistlerin, teist olanları temel olarak adaletsiz olan tanrının aksine, devrim yapan, karşı çıkan, sömürüye karşı gelen şeytana inanırlar ve saygı duyarlar.

ama gördüğün gibi dinin ve dinsizliğin çok türü var. evet zaten artık aşırı çok din türü var. temel olarak ayrım mantık/felsefik ayrımlar ve iman ayrımları üzerinde gruplanabilir.

felanje.

evet.
ne güzel dünya vallahi.
insan,dünya,güneş,kainat,binlerce hayvan,bitki diyorsun eeee noooolmuş ki diyor?
kim yarattı, nasıl oldu diyorsun sonsuzdan beri vardı ya da bilmiyorum diyor.
lan bunları bir yaratan olmasın? diyorsun "la yok olm" diyor.

ne istiyorsunuz lan?

@ kredi_karti_hesap_ozeti_gelmis_hanim_sen_ne_a mevzunun bu kadar yüzeysel olduğunu düşünmemelisin.

bildiğim kadarıyla satanizm 2 alt türe ayrılıyor, ruhani satanizm ve laveyanlar diye tabir edilen aslen felsefik ama din şeklinde yazılmış bir tür. 'sen kötü bir tanrısın ve sana ibadet etmeyi reddediyorum' dediğin an 2. alt türe dahil olmuş oluyorsun

@adramelekh

sivilce suratını patlatırım senin. konu ile alakasının derdi sana mı düştü.

Ben olsam bilkente giderim.

odtü bence.

odtü mbge mezunu olarak odtü mbge yi tavsiye etmiyorum ben. hatta mbge tavsiye etmiyorum pek. ama odtü candır.

ben olsam odtüye giderdim, ama şu da bir gerçek ki bilkent'te önün çok daha açık. gerek yurtdışı bağlantıları olsun gerek bilkent'in laboratuvar imkanları vesaire olsun. akıl bilkent diyor; gönül odtü. :)

Kampüs olarak doğru, ODTÜ Bilkent'e takar. Bilkent'te 17:30 sonrası hayat durur. İkisinin de tanıtım günlerine gitmeni öneririm, en azından daha iyi fikir oluşur kafanda.

o değilde odtü fena reklam olayına girmiş ne olaki?

moleküler biyoloji ve genetiğe gitme diyorum.

aaa üniversitelere baktım bölüme bakmamışım başka bi muhallebi duyurusu yüzünden mutfaktaydık ayıptır söylemesi:) genetik iyidir niye yazmasım? genetik öğrencisi olarak bilkent diyorum lab koşullarının falan çok iyi olduğunu biliyorum yaz bence.

meslek için, imkanlar için gelecek için bilkent basar, üniversite hayatı için de odtü. odtü'de 4 yıl okunur, bilkent'te de varsa yüksek lisans master vs :)

Bilkent moleküler biyoloji ve genetik mezunuyum
Bizim zamanımızda sadece ilk binden adam alan bir bölümdü, pek çok başka şey de değişmiş olabilir mezun olduktan sonra hiç uğramadım :D
Bilkentte ODTÜ mezunu asistan varken bizde herkes yurt dışındaydı, laboratuvarımız daha iyiydi (ha yurt dışına gidince aslında iyi laboratuvarın ne olduğunu anlıyorsun o başka)
Bilkentin kötü bir yönü devamlılığı olmaması sen başladığında olan hoca bitirirken olmuyor mesela,hoca-öğrenci ilişkimiz çok iyi değildi. Genetik okunur mu diyenlere işimi yapmadığım halde ben hiç pişman olmadım çok yönlü çok gelişime açık bir alan her türlü okunur derim.

Zaten ikisinin de labları gezdim öyle teknik açıdan bir farkları yok. Odtü'de hoca sayısı daha fazla ve daha farklı alanlarda çalışıyorlar bu iyi bir şey, Bilkentte hepsi kanser çalışıyor. Birde bilkentin bursu var, öğrenci için çok iyi bir şey o da.

sabancı sabancıdaki hocalar nature gibi çok ünlü dergilerde yayın yapıyorlar

odtüde hoca çoktur belki ama geçen sene konferans için hoca arıyodum odtünün hoca listesi biyoloji ve genetikte aynıydı sanki, tam anlamadım bi bak onlara iyce.

bölüm kendi içinde nasıldır bilmiyorum ama lab imkanları odtüye göre gelişmiştir eminim.
bir de odtü'nün kampüsü çok güzel nan girdim mi çıkasım gelmiyor bir bilkentli olarak.

METU rules.

1 aylık mezunum.şimdiden keşke yapsaydım dediklerimin listesini yapmaya başladım.iç ses der ki:
1-almanyada erasmus kapılarını zorlamalıydın dostum.
2-antik kuntik deyip geçmemeliydin robotik kurslarını, enazından bi projede ismin geçmeliydi.
3-yazılım dili öğrenmeliydin.
4-labaratuarlı diye mesleki dersleri almamazlık etmemeliydin, teorik derslere bu kadar yönelmemeliydin.
5-geçsem yeter diyen o mantıgını ben senin .......
6-almancayı ilerletmeliydin.


şimdilik bu kadar.dönsem herhalde bu listeyi bi gözden geçirirdim.

hazırlık okumamak, ortalamayı yüksek tutup erasmus vb. faidelerinden yararlanmak.

1. sınıfta dd aldığım fizik1, türk dili-1 gibi salak derslere hiç olmazsa girip dinlerdim de şimdi ortalama diye götümü yırtmazdım mesela. yine aynı şekilde 1. sınıfta BOMBOŞ geçirdiğim o vakitlerde belki bir dil öğrenmeye veya bir enstruman çalmaya falan vakit ayırırdım. kafamı sikeyim ya.

Yaraladı bu konu beni yiğen. Çok yaraladı. Çok uktem var benim. Ben üniversitede okuduğumu son iki senemde idrak edebildimdi. Geç açılmış ama iyi açılmıştım da, yetmedi tabii.

- Kesinlikle daha çok çalışırdım, en azından dizayn dışındaki sözelleri fullerdim. Hep eşekliğim ve çalışmaya gelememem yüzünden kaybettim.
- O ilk senem var ya, kendimi üniversite psikolojisine sokamayıp, tümden boşlamıştım. Türkçe'den bile C+ ile geçtiydim, o seneyi adam akıllı değerlendirirdim.
- Part time bir işte çalışır, en azından detay ve malzeme öğrenmiş şekilde mezun olmuş olurdum. Şimdi adam gibi işte bulamıyoruz çömeziz diye.
- Son sene herkes master için yurtdışına başvururken, "Hele bi mezun olak!" demezdim, başvururdum. Mezun olduktan iki sene sonra anca yüksek lisansa girebildim ve Türkiye'deyim. Halbuki Almanya ve ya İtalya'da olmak istiyordum.
- Hazırlık okurdum. Valla bak. İngilizcem iyi olmasına rağmen.
- Hocalara yalakalanırdım. İsyankarlıktan birşey olmuyor. Hepsinin ne halt olduğunu zaten biliyorsun, daya alttan gazı, işin bitince daha da görmeyeceksin, ne gurur yaparsın ki... Sonra ortalama diye dövünürsün.
- İkinci sene sınıfta kalmışken ve az ders almışken, yabancı dil dersi alırdım. Sonradan program ful oldu, iki kur Almanca zor alabildim.
- Fotoğraf ve plak biriktirme hobilerime okuldayken başlardım.
- İlk iki sene forumlarda takılacağıma biraz daha dışa dönük olmalıydım.
- Ev arkadaşı bulmalıydım. Yalnız kalmayı tercih ettim. Mezun olduktan sonra zaten yalnız kalıyorsun, bunu düşünemeyen kafama ben...

...diye uzar gider bu. Çok uktem var benim. Mezun olduğumu bir sene idrak edememiştim zaten. Öyle içime oturduydu.

(bkz: erasmus)
Şimdiden pişmanım.

-mümkün olduğunca geç bitirmek
-her bölümden farklı arkadaşlar edinmek
-erasmus

Okul şubene mezun olduğunu 30 Haziran'dan sonra haber vermişse tecil etmene gerek yok, ağustos celbinden sonra zaten aralık celbi var. Şubeye gidip, gideceğine dair karar aldırsan yeter, sonra kasımda gidip sarı zarfını alır, aralık başında asker olursun.

Tecil için sekiz tane vesikalık foto, diplomanın aslı ve dört tane fotokopisi, nüfus cüzdanı ve fotokopileri götürmen gerekiyor. İstedikleri miktarlar daha az olabilir de sen ne olur ne olmaz biraz fazla götür.

Tecil için benden 4 adet vesikalık (çok eski olmasın, laf yapıyorlar), diplomanın aslı ve 4 adet fotokopisi ile nüfus cüzdanını istediler. Cüzdan fotokopilerini çektirmiştim ama istemediler. Zaten orada bir fotokopici arkadaş oluyor, hallederler gerekirse.

ben plak işlerinden pek anlamam. ama açık artırmadan anlarım. açık artırmanın bitmesine daha birkaç gün varsa daha açık artırma başlamamış demektir. son gün ve son saatlerde artar o.

eğer ucuza gittiğini düşünürseniz o fiyata satmayın diye düşünüyorum. satılsa bile söyleyin ödemesin.

valla benim gördüğüm 1000 tl üstü tek plak, erkin koray'ın it's so long/bir eylül akşamı 45liğiydi. iyi durumda erkin koray'lar, cem karaca'lar, zeki müren'ler, sınırlı bulunan plaklarsa (misal zeki müren'in grafson tarafından '60larda basılan derlemeleri, pırlanta olanlar değil) 300-450 arası gidiyor. 600-1200 tl falan biraz şişik fiyatlar gibi geldi bana. sizin plak, -2222 adet ile çokta az sayıda basılmamış aslında, 300-500 tane basılanlar da var- 250-300 tl'den az etmemeli, bunu tamamen baskı sayısına göre sallıyorum. :) kondisyonu falan çok iyiyse 350-400'de olur. açık arttırma sitelerinde bazı fiyatlar abartı şişkin. 1000 tl'ye de plak satmak falan biraz abartı bence. çooooook nadide birşey olur, tamam da, önüne gelen parsalıyor fiyatı artık.

benim dediğim fiyatta varsayım ama. gittiğim sahaflardaki fiyatlandırmayı göz önüne tutarak salladım. :)

vardır da fiyatı tuzludur. bu şekilde taramalar yapan yerler var. ayrıca jpg değil tiff tarayın. dpi'ı da yükseltebilirsiniz. bir ço tarayıcı interpolation yapmadan 600 dpi destekliyor. bi araştırın.

ik ben een ster'de var tarayıcı, sordum şimdi, onda epson v330 varmış. 300tl civarı. en ucuzları bu civardaymış. sadece 35mm tarar, orta ve geniş format taramazmış.

detaylı bilgi için sözlükten o da, msj atabilirsin.

onda da 360 var lomo, ama filmin deliklerini de tarıyor muydu onu hatırlamıyorum.

edit: o delikleri de tarıyormuş. ayrıca flickr.com/photos/yasmania burada örnekler var dedi.

Eyvallah dasher. Uygun bir çözüm gibi gözüküyor, ik ben een ster'e de sorarım aklıma gelen olursa. :)

plakları çizmeyecek sertlikte ince kıllı bir fırça veya mikrofiber bezler kullanabilirsin. plak mekanik olarak sesi sakladığından kanallarin içine giren mikro toz parçacıkları ses üzerindeki cızırtılar olarak sana geri döner.

sabunlu suyla.. sonra yumuşak güzel bir bezle kurulayacaksın..

Ekstrem durumlarda ağaç tutkalı ile plağı kaplayıp biraz kuruduktan sonra film gibi çıkararak temizlik yapabilirsin. Vinyl + glue + cleaning diye arat youtube'da çıkar karşına.

Eczaneden izopropil alkol ve distile su al. Sonra üç ölçek distile su, bir ölçek izopropil alkol ve birkaç damla katıksız düz bulaşık deterjanını bir kaba ekle ve makyaj pamuğunu bu karışıma batırarak plaklarını sil. Etkili bir yöntemdir.

"hava nargile" albümünü bulursanız tavsiye ederim.

sizi şu başlığa alalım.
(bkz: hava narghile)

toplama albümleri çok başarılı. bunları nette de bulabilirsiniz sanırım.

düt: 20 sn arayla aynı albüm tavsiyesi.

buldum ben: www.amazon.com

ayrıca erkut taçkın'ın yakın zamanda bir albümü yayınlandı onu da tavsiye ederim.

zafer dilek gerçi ağır bir parçası bu ama çok güzel işleri var. www.youtube.com
mustafa özkent ve orkestrası
Bir de ona bu listeyi yollayın:
rateyourmusic.com

selda bagcan'in bir sarkisini mos def coverlamisti. surada da bir bölüm var, 70ler türkiyesi progressive müzigi falan.

www.psychefolk.com

şimdi hava narghile başlığında "siluetler, kaygisizlar, ter*, ersen, gokcen kaynatan, mogollar, erkin koray*, baris manco*, grup bunalim " denmiş. ben bu isimleri direkt olarak herife veriyorum.

ayrıca adama gönderebileceğim önerebileceğim farklı bir isim var mıdır?

bir de "selda" diye bir grup var dedi, ben "öyle bir grup yok, o bir kadın ismi" dememe rağmen "yok yok var böyle bir grup" dedi. fikri olan var mı?
düzenleme: sanal hayvan'ın verdiği linki kontrol edince bildiğimiz selda bağcan'ın "selda" diye geçtiğini gördüm. :)

sallamış. selda bağcan'dan bahsediyor. oralarda selda diye geçiyor. hatta bu linkini verdiğim listede de görebilirsiniz albümünü.

mars volta'nın youtube'da yaz gazeteci yaz'ı bir radyo programında çaldırdığı ve selda bağcan'dan konuştuğu bir video bile var hatta. bu arada edip akbayram'ın '70ler işleri de gayet dinlenesidir, shadoks'un "edip akbayram" adında 2 cd/lp'lik derlemesi vardı, amerika'da cd olarak kesin bulur ama lp herhalde ancak 2. el çıkar, edip akbayram'ı da ekleyebilirsin.

Türkiye'de yaşıyorum. Peki ben verified olması için onaylamam gereken kısmı onayladım, 3 TL düştü bu kodu nereden görebilirim? En geç pazartesi gününe onaylanmış olur mu?

kodun kart ekstresinde geçmesi gerekiyor diye hatırlıyorum. bu gün onayladıysanız, pazartesiye internette ekstrede paypal*1234 gibi görünmesi gerekir. 1234 dediğim yer kod oluyor.

K-lite codec pack yükleyebilirsin mesela.

splash player 720p ve 1080p videolar için 10 numaradır, tavsiye ederim..

vidyoyu nereden izlediğinizi de yazsaydınız daha güzel olurdu aslında, youtube mu vlc mi gom mu media player mı

filmin kasması için milyon tane sebep var da en bilinenleri şöyle

neyse vlc gom media player üçlüsünden birinden olduğunu tahmin ederek izlediğin filmin de .mkv formatında olduğunu farzederek güncel kodeklere güncel medya oynatıcılara sahip olup olmadığına bir bak, yeni formatladıysan yüklenmemiş sürücün falan var mı bi aygıt yöneticisinden kontrol et, ekran kartının güncel sürücüsünü kullan, aletin çok ısınıyor mu işlemci gpu sıcaklıkları ne durumda bir bak. bunlar da değilse bulmaya çalışacağına dön vistaya falan nebileyim

k-lite codec yüklü gom player kullanıyorum. evet mkv oluyo genelde izlediğim videolar. ama şöyle bi sıkıntım oldu gom playerın 64bit için olanını bulamadım normal indirdim eskiden vardı sanki böyle birşey? alet ısınıyor ısımansına da skyrimi gayet kasmadan oynayabiliyorum ısınsa da. neyse ekran kartına bir daha bi bakıyim. şey program indirmiştim driverları bulan belki ondan sıkıntı olmuştur. splashı da denicem ama gom playera da alıştık bi kere bırakması zor olur.

gom player'ı geçin, toshiro'nun dediği splash player ya da kmplayer kullanın derim. splash'in görüntü kalitesi şahane ötesi 1080p ve 720p için.

splash +1
3 ay önce buna benzer bir soru ben de sormuştum,yine toshiro splash demişti.o günden beri ccc splash ccc

android sürümü nedir? ayarlar/telefon hakkında kısmında yazar.

sürümüm 2.3.3

ikinci bir sd kart kullanıyorsanız benim görüşüm ve deneyimim (6 ay 2. bir mini sd kart ile galaxy s kullandım), bu kartın bozulduğu. onu silip formatlamak çare olabilir.
ikinci bir kart yok, telefonla gelen ve androidin sistem dosyalarının da olduğu tek bir sd kart varsa sade size önerim telefonun fabrika ayarlarına dön gibi bir özelliği var, aldıktan sonra kurduğunuz uygulalmalar, ayarlar bilgiler vs. gidiyor ancak ilk haline bir dönün derim. sorun devam ederse başka bir mini sd kartı birinden ödünç alın formatlayıp takın alete asıl kart yerine. o şekilde fabrika çıkış haline dönünce sorun kalmıyorsa elinizde bozuk bir mini sd kart vardır, bu da garanti kapsamında değişir diye biliyorum.