tahsin sutcuoglu
hd filmler için uygun ve büyük bir monitörüm var, ancak masaüstüm çok eski, hd filmleri takıla takıla çalıştırıyor. laptop'da izleyebiliyorum ama onun da ekranı çok küçük. laptop'u bu monitöre bağlamanın bir yolu var mıdır? varsa nasıldır?bonus soru: nba'de sezona başlamak için minimum oyuncu sayısı
hd filmler için uygun ve büyük bir monitörüm var, ancak masaüstüm çok eski, hd filmleri takıla takıla çalıştırıyor. laptop'da izleyebiliyorum ama onun da ekranı çok küçük. laptop'u bu monitöre bağlamanın bir yolu var mıdır? varsa nasıldır?
bonus soru: nba'de sezona başlamak için minimum oyuncu sayısı gibi bir kural var mıdır? varsa kaçtır?
teşekkürler.
bonus soru: nba'de sezona başlamak için minimum oyuncu sayısı gibi bir kural var mıdır? varsa kaçtır?
teşekkürler.
0
laptop'un ekran ayarlarında biraz ayrıntı verseniz? nereden seçeceğim?
0
efendim laptopta fn butonu var ya. fn ile birlikte f7'ye basarsanız olur sanıyorum.
f8 de olabilir.
f8 de olabilir.
0
merak eden olursa diye; f6 imiş efendim, teşekkürler.
ona bastığımda ekranı kapanıyor laptopun, herhalde o, şimdi deneyeceğim.
ona bastığımda ekranı kapanıyor laptopun, herhalde o, şimdi deneyeceğim.
0
o da olabilir
bbc planet earth , south park , lösd ,şu bir zeman kanal d'de yayınlanan full house'un full bölümlerini ankara'da satın alabileceğim en münasip yer neresidir?ortalama neğadar bir fiyata bunların sabısı olabilirim.
bbc planet earth , south park , lösd ,şu bir zeman kanal d'de yayınlanan full house'un full bölümlerini ankara'da satın alabileceğim en münasip yer neresidir?
ortalama neğadar bir fiyata bunların sabısı olabilirim.
ortalama neğadar bir fiyata bunların sabısı olabilirim.
0
limon bazaar'da 3 tane falan filmci var. dizi de satıyor oralar. 1 sezon 10 lira falan. dünya bazaar'da da var. hepsini birden alırsanız bir de pazarlık yaparsanız indirirler.
0
sly cooper
yıllar boyunca türlü türlü rekabete giren bu 2 abimizle ilgili bir şey okumuştum bir kaç sene önce. artık yaş kemale ermiş, (jordan wizardsta orası kesin de, malone utah'ta mı la'de mi emin değilim) bu arkdaşlarımız bir maçta yine karşı karşıya gelmişler. ama bir hücuma katılmayıp diğer yarı sahada
yıllar boyunca türlü türlü rekabete giren bu 2 abimizle ilgili bir şey okumuştum bir kaç sene önce. artık yaş kemale ermiş, (jordan wizardsta orası kesin de, malone utah'ta mı la'de mi emin değilim) bu arkdaşlarımız bir maçta yine karşı karşıya gelmişler. ama bir hücuma katılmayıp diğer yarı sahada muhabbet ede ede yavaş yavaş yürümüşler ve hakem ikisine de teknik faul çalmış. basketbolun güzelliğini ve nostalji kraliçeliğini bir arada yaşayabileceğimiz bu görüntlerin linkini bulabilen olur mu ki? ben bi tek jordan malone technical falan yazdım çıkmadı tabi (:
0
ben de baktım bulamadım ama sana şöyle bişey diyeyim. bundan 4-5 yıl önce ne zaman kafama nba ile ilgili bir soru takılsa direkt kaan kural'a mail atardım:) hatırlıyorum da şimdi baya uzun uzun da cevap yazardı sorularıma:) eğer burdan bir cevap çıkmazsa şu sorunu aynen ona iletebilirsin, büyük ihtimalle cevap verir. ben ona mail attığım zamanlarda bu kadar yaygın değildi nba türkiyede, belki sıkılmıştır şimdi ama son çare olarak ona sorabilirsin.
0
o s c a r
Yardımsever ekşi duyuru ahalisi,Sözlükte bir entry de (bkz: #13840092) aslında Neil ve Vincent'in kardeş olduğundan bahsediliyor, yok böyle bir şey değil mi?! Ya da altyazısız izlediğimden tam kavrayamadım.Şimdiden teşekkürler.
Yardımsever ekşi duyuru ahalisi,
Sözlükte bir entry de (bkz: #13840092) aslında Neil ve Vincent'in kardeş olduğundan bahsediliyor, yok böyle bir şey değil mi?! Ya da altyazısız izlediğimden tam kavrayamadım.
Şimdiden teşekkürler.
Sözlükte bir entry de (bkz: #13840092) aslında Neil ve Vincent'in kardeş olduğundan bahsediliyor, yok böyle bir şey değil mi?! Ya da altyazısız izlediğimden tam kavrayamadım.
Şimdiden teşekkürler.
0
yok yahu hiç sanmıyorum, hatırlamıyorum öyle birşey şahsen. ayrıca godfather'da da yanyana gelmemişlerdi. bu filmde de aynı karade oldukları sahne yok. bu arada spoiler mpoiler hak getire..
0
emcedeltate
bir top vardı. plastik. çocukluğum o top ile geçti. üzerinde 6 kat gibi birşey yazdığını hatırlıyorum. sozlukte başlığı da vardı. daha küresel ısınmanın konuşulmadığı zamanlar bunlar. ismi de m ile başlıyordu. ancak mikasa değil sanırım. emin de değilim tabi. i need help.
bir top vardı. plastik. çocukluğum o top ile geçti. üzerinde 6 kat gibi birşey yazdığını hatırlıyorum. sozlukte başlığı da vardı. daha küresel ısınmanın konuşulmadığı zamanlar bunlar. ismi de m ile başlıyordu. ancak mikasa değil sanırım. emin de değilim tabi. i need help.
0
evet kames ,benim bir akrabam üretimini yapıyordu.sıvı haldeki plastikleri ufak yuvarlak bir kürenin içine koyuyorlar daha sonra yuksek ateşte fırına veriyorlar hızlıca fırının içinde donduruyorlar.merkezkaç kuvvetinin etkisi ile kürenin içine yapışan plastikler fırından cıkınca katılaşıyor plastik top halini alıyor sonrada şişirip subop takıyorlardı.cocuklugumdan hatırladıgım kadarıyla.
0
türk kelekom
Abiler.Ablalar.Kardeşler.Size sorum şu.Samimiyim bu sorumda.NEDIR bu kitaplardaki karakteri kızlara bu kadar bağlayan şey. Allahım. Kızlar ağlıyor zırlıyor. Filmini 15 kere izleyen var. Nedir bu? Geçici bir heves olsa 7 aydır sürer mi tasası. Anlamıyorum yani. O Edward nedir yani? Ne yapmışta bu kad
Abiler.Ablalar.Kardeşler.
Size sorum şu.Samimiyim bu sorumda.NEDIR bu kitaplardaki karakteri kızlara bu kadar bağlayan şey. Allahım. Kızlar ağlıyor zırlıyor. Filmini 15 kere izleyen var. Nedir bu? Geçici bir heves olsa 7 aydır sürer mi tasası. Anlamıyorum yani. O Edward nedir yani? Ne yapmışta bu kadar sevildi? Hani kro erkekler daha çekici geliyordu kızlara? Hani serseriler güzel kızları kapıyordu? Noldu lan şimdi romantik edward büyüledi hepsini? Yok çok romantikmişte,yok öyleymişte,ısırmamış,şuymuş buymuş. Yemeyin beni. Bişi var bu kitapta ve kimse mantıklı bir açıklama yapamıyor. Kesin burada mantıklı şeyler söylenecektir. Cevaplarınızı bekliyorum.
Size sorum şu.Samimiyim bu sorumda.NEDIR bu kitaplardaki karakteri kızlara bu kadar bağlayan şey. Allahım. Kızlar ağlıyor zırlıyor. Filmini 15 kere izleyen var. Nedir bu? Geçici bir heves olsa 7 aydır sürer mi tasası. Anlamıyorum yani. O Edward nedir yani? Ne yapmışta bu kadar sevildi? Hani kro erkekler daha çekici geliyordu kızlara? Hani serseriler güzel kızları kapıyordu? Noldu lan şimdi romantik edward büyüledi hepsini? Yok çok romantikmişte,yok öyleymişte,ısırmamış,şuymuş buymuş. Yemeyin beni. Bişi var bu kitapta ve kimse mantıklı bir açıklama yapamıyor. Kesin burada mantıklı şeyler söylenecektir. Cevaplarınızı bekliyorum.
0
ben bir bağyan olarak hiç etkilenmedim filmden (kitabı okumadım okumayı da düşünmüyorum.) fakat cidden güzel bir soru ne var bunda bu kadar sevilecek kızlar edward'a erkekler bella mıdır nedir ona aşık, vampirleri ben de severim ama bu kadar eften püften bir kitabı nasıl seviyorsunuz yahu? belki vampir hikayesinin günümüze uyarlanmışı olduğundan olabilir, yani insanlar kendilerini karakterlerle bağdaştırıyor olabilirler, transilvanya'da kocaman bir şatoda yaşayan korkunç iblisler yerine böyle bir dünya onların daha çok ilgisini çekmiş olabilir gibi geldi bana.
0
edward aslında romantik, iyi çocuk değil, soğuk, yabancı birisi ve aynı zamanda da kan içen bir vampir, bildiğin canavar yani. ama kızı seviyor, ona kimseye davranmadığı gibi davranıyor, yani kız onun için özel. işte kızlarımızın sevdiği de bu, o kız olabilme ihtimali, bir erkek için istisna olmak da diyebiliriz, anlatabildim mi bilmem.
bence bu olsa gerek sebebi, çocugun kaşları olacak değil herhalde :)
bence bu olsa gerek sebebi, çocugun kaşları olacak değil herhalde :)
0
Kendini dizi, film vs' ye adamış, 'tam beni anlatıyo,aynı ben, volkan da böyle olsa ya' gibi ifadeler kullanan bayan ve türevlerinden uzak durmak lazım.
0
Sahiplenme falan filan diyorlardı geçende.
Ciddi anlamda, bu karaktere aşık olup, " böyle birini istiyorum, böyle bir erkek ancak vampir olurdu zaten -vampirle alakası olmasa ve aslında vampirlere küfür gibi bir "şey" den bahsediyor olsalar bile-" diyenler var. Takılma derim ben. Sevenlerin büyük bir kısmı 14-15 yaşındaki kızlar. Atlatırlar bir zaman.
Ha eşek kadar olup bayılıyoruz edvırda diyen tiplere de -ki var- akıl fikir ikilisini öneriyoruz.
Vampir değil ulan o, vampirler çok farklı şey deyince, modernize vampir bunlar da diyen çıkar, aldırış etmeyin. Anlatamazsınız vampir gibi şeylerin modernize hali ancak parodilerde geçer, geçmeli diye.
Ha bir de, ısırmama meselesine ancak sekter lan diyebilirim. Vampir dediğin ısırır.
Ciddi anlamda, bu karaktere aşık olup, " böyle birini istiyorum, böyle bir erkek ancak vampir olurdu zaten -vampirle alakası olmasa ve aslında vampirlere küfür gibi bir "şey" den bahsediyor olsalar bile-" diyenler var. Takılma derim ben. Sevenlerin büyük bir kısmı 14-15 yaşındaki kızlar. Atlatırlar bir zaman.
Ha eşek kadar olup bayılıyoruz edvırda diyen tiplere de -ki var- akıl fikir ikilisini öneriyoruz.
Vampir değil ulan o, vampirler çok farklı şey deyince, modernize vampir bunlar da diyen çıkar, aldırış etmeyin. Anlatamazsınız vampir gibi şeylerin modernize hali ancak parodilerde geçer, geçmeli diye.
Ha bir de, ısırmama meselesine ancak sekter lan diyebilirim. Vampir dediğin ısırır.
0
değil mi ya? vampir dedğin koparır hart diye. aşktan bahsediyorlar. hadi 2 vampir olsa neyse , allahın vampiri kalkıcak pasaklı bi kıza abayı yakıcak..yok ya? beklersiniz siz o "edwoooardd"'ı ..bekleyin bekleyin..
0
kahrolası kitap butun kızlarda var. kızların sevmesinin tek nedeni bence vampir - insan ilişkisine ait gariplikler felan falan. o salaklarda sanıyor ilk defa böyle bir film-kitap var amanda aman .
ben şahsen angel-buffy nin torunu olarak ne filmi izleyerek nede kitabı okuyarak onlara herhangi bir yamukluk yapmadım
ben şahsen angel-buffy nin torunu olarak ne filmi izleyerek nede kitabı okuyarak onlara herhangi bir yamukluk yapmadım
0
valla geek bir kiz olarak edwarda kafam girsin diyorum. kitapta ya da filmde iki sumuklu teenagerin sumsuk asklarindan baska bisi yok. herif kizi sirtina alip kosturuyor diyeyse bu kadar hayran kitlesi yuh diyorum. o neydi hakkaten oyle ya.
0
açıkçası benim filmi izleme nededim sadece buydu..allahım herkes hasta, bayılıyo msnde fotolar..facebook'da statusler..dedim nedir bu..izledim..
şimdi vampir filmleri uzmanı değilim ama bu film vampir filmi falan değildi yani açıkçası..tahminim o ki kitap yazılırken hedef kitle belirlenmiş ve hedef kitleye çok güzel ulaşılmış..
benim asıl canımı sıkan yıllar sonra facebookda bulduğum ilk aşkım olan hatun kişininde edwardcı çıkması..bilseydim ben yıllar evvel böyle takılırdım..kader..
şimdi vampir filmleri uzmanı değilim ama bu film vampir filmi falan değildi yani açıkçası..tahminim o ki kitap yazılırken hedef kitle belirlenmiş ve hedef kitleye çok güzel ulaşılmış..
benim asıl canımı sıkan yıllar sonra facebookda bulduğum ilk aşkım olan hatun kişininde edwardcı çıkması..bilseydim ben yıllar evvel böyle takılırdım..kader..
0
sarsakdahi
ben şimdi bu torrent olaylarına yeni dahil oldum, daha 1 saat bile olmadı, o kadar çaylağız yani..neyse azareus u yükledim. iyi güzel hoş da, burda gönderilen ve alınan byte lar 0 gözüküyo. napmam lazım?çok teneke kafayım bu konularda, bi yardım eli allah rızası için
ben şimdi bu torrent olaylarına yeni dahil oldum, daha 1 saat bile olmadı, o kadar çaylağız yani..
neyse azareus u yükledim. iyi güzel hoş da, burda gönderilen ve alınan byte lar 0 gözüküyo. napmam lazım?
çok teneke kafayım bu konularda, bi yardım eli allah rızası için
neyse azareus u yükledim. iyi güzel hoş da, burda gönderilen ve alınan byte lar 0 gözüküyo. napmam lazım?
çok teneke kafayım bu konularda, bi yardım eli allah rızası için
0
utorrenti yükle. modemde uttorrente yazan portları aç. sonrası allah kerim:)
0
emraah
kredi kartı kullanmıyorum, sadece iş banktan bankamatik kartım var. sabah msj geldi, kartınızdan 150 liralık alışveriş yapın 10 tl maxi puan kazanın diye. bu maxi puan maximum kartlara özgü birşey değil mi. ayrıca aklıma geldi, ne zaman bankamatik kartımla d&r'dan veya böyle cafcaflı mağazalardan al
kredi kartı kullanmıyorum, sadece iş banktan bankamatik kartım var. sabah msj geldi, kartınızdan 150 liralık alışveriş yapın 10 tl maxi puan kazanın diye. bu maxi puan maximum kartlara özgü birşey değil mi. ayrıca aklıma geldi, ne zaman bankamatik kartımla d&r'dan veya böyle cafcaflı mağazalardan alışveriş yapsam aldığım fişin altında şu kadar maxi puan kazandınız yazıyodu. ne ki bu olay? bana faydası var mı, gerçi kaç para faydası olcak ama merak ettim.
0
evet, x liralık alışveriş yapın y liralık maxipuan kazanın olayı kredi kartına özgüdür.
bir de kredi kartı olmasa bile atm kartıyla yaptığınız alışverişlerde belli bir puan kazanırsınız. size faydası ise, dilediğiniz gibi harcarsınız.
bir de kredi kartı olmasa bile atm kartıyla yaptığınız alışverişlerde belli bir puan kazanırsınız. size faydası ise, dilediğiniz gibi harcarsınız.
0
hayır işte, ben göremiyorum ki kazandığım puanları, görebiliyorum mu ki? hesaba mı ekleniyo yoksa onlar?
0
size verilen slipte yazar. yazmıyorsa bile kullandığınız mağazaya sorabilirsiniz, kartınızı pos cihazına taktığında o da görür kullanılabilir puanı.
0
sezercik yavrum benim
Selamlar... "Yapısalcılık ve Türk Edebiyatındaki Yansımaları" konusunda bi makale arıyorum. Genel olarak akımdan bahsetmesi, sonlara doğru da azıcık Türk Edebiyatına değinmesi gerekiyor... Baya bi acil...(Sözlükteki makale aranıyor duyurularında hep nokta atışı yapıyor haylazlar, benimki öyle değil,
Selamlar... "Yapısalcılık ve Türk Edebiyatındaki Yansımaları" konusunda bi makale arıyorum. Genel olarak akımdan bahsetmesi, sonlara doğru da azıcık Türk Edebiyatına değinmesi gerekiyor... Baya bi acil...
(Sözlükteki makale aranıyor duyurularında hep nokta atışı yapıyor haylazlar, benimki öyle değil, ondan buraya yazdım. ama derseniz ki oraya da yazabilirsin, gerekeni yaparız icabında...)
Kokulu öpücükler...
(Sözlükteki makale aranıyor duyurularında hep nokta atışı yapıyor haylazlar, benimki öyle değil, ondan buraya yazdım. ama derseniz ki oraya da yazabilirsin, gerekeni yaparız icabında...)
Kokulu öpücükler...
0
tahsin sutcuoglu
ben bu pupil olayını anlamadım arkadaş. linki veriyorlar, girince dövüşüyoruz. ne pupili? bilen biri anlatsın lütfen. ha oynadığımdan değil de,(bkz: ata'mıza pupil olalım kampanyası)
ben bu pupil olayını anlamadım arkadaş. linki veriyorlar, girince dövüşüyoruz. ne pupili? bilen biri anlatsın lütfen. ha oynadığımdan değil de,
(bkz: ata'mıza pupil olalım kampanyası)
(bkz: ata'mıza pupil olalım kampanyası)
0
latoneus
arada bir şakasına 'evlensek şöyle olurdu böyle olurdu' muhabbeti yapan çok yakın arkadaş olan iki kişiden şu an sevgilisi olan (ve onunla sıkıntılar yaşasa da mutlu olan), diğerine 'ben seni ilk gördüğümde beğenmiştim' deyip ardından telaşla 'ama böyle bazı insanlar vardır bunu söyleyince hemen hal
arada bir şakasına 'evlensek şöyle olurdu böyle olurdu' muhabbeti yapan çok yakın arkadaş olan iki kişiden şu an sevgilisi olan (ve onunla sıkıntılar yaşasa da mutlu olan), diğerine 'ben seni ilk gördüğümde beğenmiştim' deyip ardından telaşla 'ama böyle bazı insanlar vardır bunu söyleyince hemen hala beğendiğimi düşünür, sen de öyle sanmıyorsun değil mi?' diye soruyorsa bunu bir şeye yormak gerekir mi?
p.s. dışarıya kapalı
p.s. dışarıya kapalı
0
sevgilisinden ayrılmadığı sürece, hiçbir şeye yormamak gerekir. sakın!
yaşadığı şey, sevgilisiyle sizi kıyaslıyor olması ama unutmayın, beraber olduğu kişi siz değilsiniz.
yaşadığı şey, sevgilisiyle sizi kıyaslıyor olması ama unutmayın, beraber olduğu kişi siz değilsiniz.
0
valla sevgilisi varsa bu tür muhabbetlere girmesinde bir anlam aramamak da mümkün değil.
eheh şifreli konuştum zannımca.
eheh şifreli konuştum zannımca.
0
götümde patlama olasılığı yüksek bir teoriyle geliyorum:)
sen ondan en baştan beri hoşlanıyorsun. ama açılamadın, doğru zamanı bulamadın. zamanla iyi arkadaş oldunuz, gitgide yakınlaştınız. yakınlaştıkça birbirinizi daha çok sevmeye başladınız. lan çok iyi biri yahu bu, çok seviyorum dediniz içinizden birbiriniz hakkında. ama sevgili olamayacak kadar arkadaş (garip oldu evet) oldunuz siz. sizin bu arkadaşlığınızdan bir sevgililik doğmayacağı için farklı sulara yelken açtınız, veya o yelkenler açıktı belki önceden, geri dönüş olamadı. işte böyle birşeylere geç kalınca, birşeyleri yaşayamayınca içinde kalıyo insanın. öyleymiş gibi davranıyo kimi zaman, veya öyleymiş gibi hayaller kuruyorsunuz konuşuyorsunuz fln. hep siz "siz" olamadığınız için sanırım. son sorusu da bu arkadaşlığı korumak adına sanırım. oha ya ne yazdım:)
sen ondan en baştan beri hoşlanıyorsun. ama açılamadın, doğru zamanı bulamadın. zamanla iyi arkadaş oldunuz, gitgide yakınlaştınız. yakınlaştıkça birbirinizi daha çok sevmeye başladınız. lan çok iyi biri yahu bu, çok seviyorum dediniz içinizden birbiriniz hakkında. ama sevgili olamayacak kadar arkadaş (garip oldu evet) oldunuz siz. sizin bu arkadaşlığınızdan bir sevgililik doğmayacağı için farklı sulara yelken açtınız, veya o yelkenler açıktı belki önceden, geri dönüş olamadı. işte böyle birşeylere geç kalınca, birşeyleri yaşayamayınca içinde kalıyo insanın. öyleymiş gibi davranıyo kimi zaman, veya öyleymiş gibi hayaller kuruyorsunuz konuşuyorsunuz fln. hep siz "siz" olamadığınız için sanırım. son sorusu da bu arkadaşlığı korumak adına sanırım. oha ya ne yazdım:)
0
Bu laflar karşı taraf tarafından size mi edildi? Öyleyse, yorabilirsiniz birşeylere, normal bir ilişkisi olan insan öyle laflar etmez.
0
emraah
sevgili şikagolular, son zamanlarda torrent soruları coştu madem, ben de bi tane sorayım. bu serinin 6. maçını kaçırdım. indirmek istiyorum. ama torrent sitelerine baktım sadece 4.3gb'lık oha versiyonu mevcut. o kadar büyük dosyayı indirmek istemiyorum. yok mu şunun insani boyutta olanı. veya bekles
sevgili şikagolular, son zamanlarda torrent soruları coştu madem, ben de bi tane sorayım. bu serinin 6. maçını kaçırdım. indirmek istiyorum. ama torrent sitelerine baktım sadece 4.3gb'lık oha versiyonu mevcut. o kadar büyük dosyayı indirmek istemiyorum. yok mu şunun insani boyutta olanı. veya beklesek çıkar mı? diğer maçların 1-2 gb arası versiyonları mevcut, ama bunun yok. yada torrent dışında nasıl indirenilirim bu maçı?
0
rapidshare:
www.mixmakers.net
yalnız ekleyeyim. bence 4.3lük versiyonu indir. bu bizim verdiğimiz linklerdekileri izlemek maça hakaret. tam ekran yapınca adamaların yüzleri filan gözükmüyor. ben de bu linkini verdiğim versiyonda izledim, pişmanım..
www.mixmakers.net
yalnız ekleyeyim. bence 4.3lük versiyonu indir. bu bizim verdiğimiz linklerdekileri izlemek maça hakaret. tam ekran yapınca adamaların yüzleri filan gözükmüyor. ben de bu linkini verdiğim versiyonda izledim, pişmanım..
0
@sourz: verdiğin link çalışmadı yahu. "Açılmaya çalışılan konum hiçbir zaman sonlanmayacak bir yönlendirme döngüsüne girdi." hatası veriyo. acaba duyuru verdiğin linki kısalttığı için mi yoksa ben o siteye üye olmadığım için mi?
@dambil: ya iyi diyosun da, 4.3 gb da çok yahu. c'de yer açmam lazım, ayrıca çok uzun sürcek.. bilemedim şimdi napsam..
çok teşekkürler ikinize de.
@dambil: ya iyi diyosun da, 4.3 gb da çok yahu. c'de yer açmam lazım, ayrıca çok uzun sürcek.. bilemedim şimdi napsam..
çok teşekkürler ikinize de.
0
noise
bu soru akademik kariyer hakkında bilgisi olanlara ve bu işin içinde bulunanlara geliyor.üniversitenin ilk yılında sınıfta kalan bir öğrenci, önündeki yıllar boyunca çok çalışsa ve ortalamasını yüksek tutsa yine master-doktora yapma şansı olur mu? yani diyelim ki yurdışında çeşitli üniversitelere ba
bu soru akademik kariyer hakkında bilgisi olanlara ve bu işin içinde bulunanlara geliyor.
üniversitenin ilk yılında sınıfta kalan bir öğrenci, önündeki yıllar boyunca çok çalışsa ve ortalamasını yüksek tutsa yine master-doktora yapma şansı olur mu? yani diyelim ki yurdışında çeşitli üniversitelere başvurdu. "senin ortalaman iyi ama sen bir yıl kaybetmişsin. seni almayız." derler mi?
önemli olan mezuniyet ortalaması mı, yoksa dört değil de beş senede okulu bitirmek bir dezavantaj olarak ilerde o kişiye döner mi?
üniversitenin ilk yılında sınıfta kalan bir öğrenci, önündeki yıllar boyunca çok çalışsa ve ortalamasını yüksek tutsa yine master-doktora yapma şansı olur mu? yani diyelim ki yurdışında çeşitli üniversitelere başvurdu. "senin ortalaman iyi ama sen bir yıl kaybetmişsin. seni almayız." derler mi?
önemli olan mezuniyet ortalaması mı, yoksa dört değil de beş senede okulu bitirmek bir dezavantaj olarak ilerde o kişiye döner mi?
0
odtü en fazla dokuz dönemde okulu bitirmiş olma şartını arıyor mesela, ama pek yaygın değil bu şart.
0
önemli olan son ortalama ve yaptığınız çalışmalar. eğer ilk yıl kaldıysanız, başvuru esnasında statement of purpose'da durumu açıklarsınız; bazı problemler zorluklar oldu ama gördüğünüz gibi üstünden geldim ve iyi bir ortalama tutturdum dersiniz. özellikle abd'deki hocalar çok makul insanlardır, bu tür durumları anlayışla karşılarlar.
çok kafaya takmayın, düzelttiğiniz sürece problem olmaz.
çok kafaya takmayın, düzelttiğiniz sürece problem olmaz.
0
Okulu uzatmak master başvurusunda sorun yapmaz. 4 yerine 5 senede bitirdiğinizi supplement'lerinizden fark ederlerse (ki bu zor bir olasılık) üniversite masraflarını karşılamak için okula ara verip 1 yıl bir işte çalıştım gibi bir yalan söylersin.
0
logoss
selam.başlıktan da anlaşılacaı üzere romantik ama sonu kötü,acıklı bitmeyen filmler arıorum.eski yeni farketmez.romantik komedi de olabilir.tavsiyelrnizi bekliorum
selam.başlıktan da anlaşılacaı üzere romantik ama sonu kötü,acıklı bitmeyen filmler arıorum.eski yeni farketmez.romantik komedi de olabilir.tavsiyelrnizi bekliorum
0
My Sassy Girl, The Beast and The Beauty, The Art Of Seduction, Naesarang Ssagaji, My Little Bride.
Ortak noktaları kore sineması olmaları ve hepsinin sonunun iyi bitmesi.
Ortak noktaları kore sineması olmaları ve hepsinin sonunun iyi bitmesi.
0
romantik komedi tarzi filmlerin cogu boyle zaten. dram tarzi filmlerin sonu kotu biter genelde.
0
elizabethtown
down to you
p.s i love you
music and lyrics
yes man ( kasarsak belki :D )
down to you
p.s i love you
music and lyrics
yes man ( kasarsak belki :D )
0
ısrarla aşk tutulması. 5defa mı izledim ne..artık sahnelerini ezberledim ...
0
Eternal Sunshine of The spotless mind(türkçeye sil baştan diye çevirdiler sanırım)
Zengin avcısı-Aslında fransızcadır ama hoş filmdir Audrey Tautou(bötle mi yazılıyodu?) oynuyor,değişik bir tadı vardır.
onun dışında chick flick diye anılan her türlü filmi önerebilirim.
Eğer klasik filmlerden tercih ederseniz Julia Robberts'ın bir çok filminin yanı sıra pretty woman,kaçak gelin gibi filmlerini veya iyice geriye gidersek Audrey Hepburn un "Sabrina"(bu film bir istanbul masalı dizisinin esinlenildiği filmdir) filmini de beğenebilirsiniz.Ben çok sevmiştim.
Zengin avcısı-Aslında fransızcadır ama hoş filmdir Audrey Tautou(bötle mi yazılıyodu?) oynuyor,değişik bir tadı vardır.
onun dışında chick flick diye anılan her türlü filmi önerebilirim.
Eğer klasik filmlerden tercih ederseniz Julia Robberts'ın bir çok filminin yanı sıra pretty woman,kaçak gelin gibi filmlerini veya iyice geriye gidersek Audrey Hepburn un "Sabrina"(bu film bir istanbul masalı dizisinin esinlenildiği filmdir) filmini de beğenebilirsiniz.Ben çok sevmiştim.
0
pass
Merhaba, iki sorum var.TTNet'İn modem kampanyalı aboneliğini kullanıyorum.Fakat şimdi taşınmak durumundayım. Telefon başkasının adına.1-Bu kampanya abonelikleri nakil olur mu?2-Bu kampanya abonelikleri devir olur mu?Teşekkür ederim.
Merhaba, iki sorum var.
TTNet'İn modem kampanyalı aboneliğini kullanıyorum.
Fakat şimdi taşınmak durumundayım. Telefon başkasının adına.
1-Bu kampanya abonelikleri nakil olur mu?
2-Bu kampanya abonelikleri devir olur mu?
Teşekkür ederim.
TTNet'İn modem kampanyalı aboneliğini kullanıyorum.
Fakat şimdi taşınmak durumundayım. Telefon başkasının adına.
1-Bu kampanya abonelikleri nakil olur mu?
2-Bu kampanya abonelikleri devir olur mu?
Teşekkür ederim.
0
devir olmaz aynı şahsın hattına nakil olur.
yani telefon hatlarının ikiside aynı şahıs adına olması gerekli.
6 ay öncesi yaptım.arada başka bir düzenleme olmadıysa son durum bu şekil.
yani telefon hatlarının ikiside aynı şahıs adına olması gerekli.
6 ay öncesi yaptım.arada başka bir düzenleme olmadıysa son durum bu şekil.
0
nakil oluyor aynı haklarla. ben yaptırdım eylülde. ama başkasının adınaysa gidip uğraşacaksın o başkasını bulup yaptırmaya falan. tanıdık biriyse sorun yok ki kampanyaya üye olunduğuna göre tanıdık birisi.
0
karaktersiz
1996-2000 arasinda cikmi$ bir video idi bu. trt, futbol programlarinin aralarinda gosterirdi bunu.bir adam vardi ve almanya, fransa, ispanya, hollanda, ingiltere gibi ulkelerdeki buyuk stadyumlarda, taraftarlarin pozisyonlara verdikleri toplu tepkiyi, eli ve agzini kullanarak aynen taklit ederdi. bu
1996-2000 arasinda cikmi$ bir video idi bu. trt, futbol programlarinin aralarinda gosterirdi bunu.
bir adam vardi ve almanya, fransa, ispanya, hollanda, ingiltere gibi ulkelerdeki buyuk stadyumlarda, taraftarlarin pozisyonlara verdikleri toplu tepkiyi, eli ve agzini kullanarak aynen taklit ederdi. bu videoyu goren, duyan birilerini ariyorum. video $art degil, halusinasyon gorup gormedigimi merak ettim. hatirlayan var midir? ama video olursa, sizin guzelliginiz olur yani. sagolun.
bir adam vardi ve almanya, fransa, ispanya, hollanda, ingiltere gibi ulkelerdeki buyuk stadyumlarda, taraftarlarin pozisyonlara verdikleri toplu tepkiyi, eli ve agzini kullanarak aynen taklit ederdi. bu videoyu goren, duyan birilerini ariyorum. video $art degil, halusinasyon gorup gormedigimi merak ettim. hatirlayan var midir? ama video olursa, sizin guzelliginiz olur yani. sagolun.
0
rurouni
absolut teması çalışmıyor ben de ne oldu buna ? siz de de sorun var mı? onu sectigimde her zamanki cıkıyor.
absolut teması çalışmıyor ben de ne oldu buna ? siz de de sorun var mı? onu sectigimde her zamanki cıkıyor.
0
iki gün önce de her zamanki çalışmıyordu. ne zaman ona bassam çokpis geliyordu karşıma. belki alakalı olabilir.
0
bahar_cn
ahah korkmayın yahu öyle akademik bir başlık atayım bi şey var sanın dedim. neyse lafı uzatmadan söyleyelim bakalım: birinden (iş bu insanevladına çocuk diyeceğiz.) evet bir çocuktan hoşlanıyordum, bariz şekilde belli ettim veeee şu veya bu sebeplerden reddedildim. elbet bi yerde uymayan, yanlış ol
ahah korkmayın yahu öyle akademik bir başlık atayım bi şey var sanın dedim. neyse lafı uzatmadan söyleyelim bakalım: birinden (iş bu insanevladına çocuk diyeceğiz.) evet bir çocuktan hoşlanıyordum, bariz şekilde belli ettim veeee şu veya bu sebeplerden reddedildim. elbet bi yerde uymayan, yanlış olan bir şey vardı ama hala takıntı şeklinde 'belki' diye bekliyorum. ayrıca ilk zamanlarda kendimi küçük düşmüş, incinmiş hissettim. sanki herkes hislerime karşılık vermek zorundaymış gibi.. ne zormuş arkadaş 'adım' atmak filan. siz erkekler nasıl katlanıyorsunuz bunu ağırlığına?! (anlatıyor mudur acaba ''aabi bu hatun yazdı bana baya uzun bi süre de işte yüz vermedim ben'' diye. ehe ben olsam anlatırdım sanırım. hepimiz duygusuzuz evet.)
neyse, ikinci bölüme geliyorum.
doğru düzgün ilişkim olmadı benim! 19 yaşındayım 3 kişi girdi çıktı hayatıma hiçbiri uzun süreli değildi ve sadece onlardan bir şeyler geldiği için başladı. ben şimdiye kadar birine aşık bile olmadım! erkeklerle iletişim problemim yok; sayıca çok erkek arkdaşım var ve enseye tokat olmadan da seviyeli muhabbetler çevirebilirim :) (duyurucu burda erkeklere selam etmiş.)
bir yerlerde hata yapıyorum, farkındayım. ya beğendiğim (beğendim bana bunu al dercesine. <<beğendiğin>>. de get ya! neyse.) hiç kimse beni beğenmiyor olabilir diyeceğim ama ben sanırım ilk defa birine bir şeyler hissedip adım attım. attım da ne oldu? bi daha zor cesaret toplarım ben.
yine de yanlış var bir yerlerde. sanırım sorunumuz şu: ben son 6-7 ayda şehir değiştirip ankara'da üniversite ortamlarına akmış olmama rağmen bir elin parmakları kadar ademevladıyla tanıştım. çevre yapmakla filan uğraştım vaktim de yoktu, ondan. (yalan ya. sosyalleşmedim bildiğin. 2-3 kız tayfası bulup onlarla takıldım işte.)
ama ama yine de saçma değil mi 19 yaşına gelmiş bi insanın hiç aşık olmaması, doğru düzgün bir şeyler yaşamaması filan? (ortaokuldaki platonik aşklarıma da el sallıyorum burdan.)
neyse quasimodo'nun yandan yemişi filan da değilim aslında. garip.
neyse, ikinci bölüme geliyorum.
doğru düzgün ilişkim olmadı benim! 19 yaşındayım 3 kişi girdi çıktı hayatıma hiçbiri uzun süreli değildi ve sadece onlardan bir şeyler geldiği için başladı. ben şimdiye kadar birine aşık bile olmadım! erkeklerle iletişim problemim yok; sayıca çok erkek arkdaşım var ve enseye tokat olmadan da seviyeli muhabbetler çevirebilirim :) (duyurucu burda erkeklere selam etmiş.)
bir yerlerde hata yapıyorum, farkındayım. ya beğendiğim (beğendim bana bunu al dercesine. <<beğendiğin>>. de get ya! neyse.) hiç kimse beni beğenmiyor olabilir diyeceğim ama ben sanırım ilk defa birine bir şeyler hissedip adım attım. attım da ne oldu? bi daha zor cesaret toplarım ben.
yine de yanlış var bir yerlerde. sanırım sorunumuz şu: ben son 6-7 ayda şehir değiştirip ankara'da üniversite ortamlarına akmış olmama rağmen bir elin parmakları kadar ademevladıyla tanıştım. çevre yapmakla filan uğraştım vaktim de yoktu, ondan. (yalan ya. sosyalleşmedim bildiğin. 2-3 kız tayfası bulup onlarla takıldım işte.)
ama ama yine de saçma değil mi 19 yaşına gelmiş bi insanın hiç aşık olmaması, doğru düzgün bir şeyler yaşamaması filan? (ortaokuldaki platonik aşklarıma da el sallıyorum burdan.)
neyse quasimodo'nun yandan yemişi filan da değilim aslında. garip.
0
cevap veriyorum,
ergenlik cağındasın ne bu erkek derdin..okulun yok mu? sana tavsiyem adam akıllı dersine çalış başka konulara odaklan olucağı zaman olur. eminim arkadaşların gelıp anlatıyor, ''şöyle yaptık, şuraya gittik v.s'' sende kıskanıyorsun tabi acele etme geç olsun güç olması daha yaşın 19.
böyle sorular için asıl yer dermatik.net
düzeltme: ''ergenlik çağındasın'' derken ergenlikten çıkamamışsın'ı kast ettim.
ergenlik cağındasın ne bu erkek derdin..okulun yok mu? sana tavsiyem adam akıllı dersine çalış başka konulara odaklan olucağı zaman olur. eminim arkadaşların gelıp anlatıyor, ''şöyle yaptık, şuraya gittik v.s'' sende kıskanıyorsun tabi acele etme geç olsun güç olması daha yaşın 19.
böyle sorular için asıl yer dermatik.net
düzeltme: ''ergenlik çağındasın'' derken ergenlikten çıkamamışsın'ı kast ettim.
0
vallahi derdinin caresi nedir bilemeyecegim. ama canini sikma delikli tas yerde kalmaz... ne diye yaziyorum buraya @blackdog a selam ederim. cook uzaklardan o guzel karikaturu hatirlattigi icin. dene bunu bi dert tasa kalmaz. daha universitedesin mis. olmadi al kalpli kupani giy bileksiz coraplarini. gerisi gelir.
0
amatör bir yazarın bu konu hakkında bir tezi vardır kendisince. Kendi yaşadıklarına dayanır bu tezin dayanakları hatta.
www.yasinbekaroglu.com
www.yasinbekaroglu.com
0
(bkz: trol başlığı) hatta çelişki timsali olarak kendimi de dahil ediyorum.
0
hayatının en güzel zamanları, erkekler tabi ki derdin olcak. hayat böyle güzel. çok da kafaya takma, ilk sene fln olur öyle, zamanla yaşarsın bazı şeyleri..
0
nazarlık olur bişi olmaz ondan. olur arada öyle.
ayrıca; (bkz: welcome to the real world)
ayrıca; (bkz: welcome to the real world)
0
ouv, tanısalım tanıstıralım madem diyecektim ki ankaradaymıssın; [email protected]
hah simdi, mevzuya gelirsek, iyi olmus en az bi kere sktir yemek iyi gelir bunyeye. ilkinden osnrası da muhımdeigldir genelde. isterse adriana lima olsun. illki sancılıdır ama. erkek olarak ilk sktiri cok daha erken yaslarda yedigimiz için(mısal komsunun kızından 12 yasında gibi) arada kaynıyor.
19 yasında askı gec yasamadıgın pek cok sey varken olmayan bi naneye bu kadar takmanın da bi alemı yok. ay asık mıyım nıye olmadım ask neymıs fln bos bu isler.
dogru duzgun biseyler yasamak derken de romantik komedi film klişelerini kafandan sil bi an once.
ha dersine calıs diyenlere de katılmıyorum, gunun tadını cıkar, sonra cok arayacaksın bu diriligini, libidonu vs vs.
hah simdi, mevzuya gelirsek, iyi olmus en az bi kere sktir yemek iyi gelir bunyeye. ilkinden osnrası da muhımdeigldir genelde. isterse adriana lima olsun. illki sancılıdır ama. erkek olarak ilk sktiri cok daha erken yaslarda yedigimiz için(mısal komsunun kızından 12 yasında gibi) arada kaynıyor.
19 yasında askı gec yasamadıgın pek cok sey varken olmayan bi naneye bu kadar takmanın da bi alemı yok. ay asık mıyım nıye olmadım ask neymıs fln bos bu isler.
dogru duzgun biseyler yasamak derken de romantik komedi film klişelerini kafandan sil bi an once.
ha dersine calıs diyenlere de katılmıyorum, gunun tadını cıkar, sonra cok arayacaksın bu diriligini, libidonu vs vs.
0
karşınızda bir birey olmuş kişi var hala çocuk muamelesi yapmayın arkadaşlar. yaş 19'ken yediğiniz haltları düşünmenizi ve ona göre tavsiye vermenizi öneririm. ben 19 yaşımdayken yediğim boklar izmir körfezini doldurmuştu. arkadaşım, canını sıkma ben 27 yaşında bir erkeğim bundan önce sevdiğim ve aşık olduğumu sandığım insanlar oldu çoğu iyi insanlardı bir kaç çürük yumurta da vardı tabi ki içlerinde. teklif eden de oldu ettiğim de... şunu bil ki ben hayatımın aşkıyla 25 yaşımdayken tanıştım şu anda onunla nişanlıyım ve evleneceğim. yaşın küçük değil ama niye niye allahım niyeeeeee diye arabesk olmayacak kadar da genç. yapman gereken tek şey kendine dikkat etmek ve kötü alışkanlıklar edinmemek. sevgiler.
0
balikci filozof
Yazar olup çaylak olanların da içinde yer aldığı "mevcut çaylaklık bekleme sırası"nın size çifte ceza olarak geri döndüğünü biliyor musunuz? `Ekşi Sözlük`te yazardınız. Ve bir hata yaptınız ve çaylak oldunuz. Eyvallah. Çaylaklıktan çıkıp yeniden yazar olmak için kurallara uygun 10 entry girip, bekle
Yazar olup çaylak olanların da içinde yer aldığı "mevcut çaylaklık bekleme sırası"nın size çifte ceza olarak geri döndüğünü biliyor musunuz?
Ekşi Sözlükte yazardınız. Ve bir hata yaptınız ve çaylak oldunuz. Eyvallah.
Çaylaklıktan çıkıp yeniden yazar olmak için kurallara uygun 10 entry girip, beklemeye başladınız. Eyvallah.
Ve öğrendiniz ki onbinleri bulan bir sıradasınız. Olsun dediniz, madem bir hata ettik cezamızı çekeğiz. Eyvallah.
Ama bir baktınız ki, sıranız yukarı çıkacağına aşağıya düşüyor. Eyvallah, der misiniz?
Öncelikli not: Aşağıda yazanlar, teknik sistem eleştirisidir, sözlüğün değil.
İşte Durum.
Nisan ayının hemen başında (9-10 Nisan olabilir), benim henüz anlayamadığım ama itiraz da etmediğim, hatalarım yüzünden 9.Nesil Çaylak oldum. Hemen 10 entry girip beklemeye başladım. Lanetin 12 Nisan'da kalkacağı mesajı ile 'Ekşi Sözlük'ün büyük bri şey olduğunu yeniden öğrendim. Efendim onay bekleyen çaylak olarak aldığım sıra no: 13277.
Doğal olarak heyecanla, sıramın ne kadar yükseldiğine baktım. Baktım ki bir kaç ay süreceği belli olan çaylaklığımın bitişini tahminen hesaplamak.
Ama bu sıra takibi, teknik olarak doğru olsa bile mantık olarak tutarsız bir durumu ortaya çıkardı.
Şöyle ki, önümdeki kişiler azaldıkça benim sıramım yukarılara doğru yükselmesi gerekirken, benim sıram aşağıya doğru gidiyordu. 14 Nisan'da sırasıyla 13282- 13283-13286. sıraya geriledim. Bu birer birer geriye gidiş için laf edilir mi, diye soracaksınız. Ama 23 Nisan'da dibe vurdum, 13347.sıra. Yani 12 gün içinde 70.sıra geriye gittim.
Düz mantık olarak sıranın yükselmesi gerekirken, neden aşağıya gittiğini, moderatör galadnikov'a sordum. Mail ile Gelen cevap aynen şöyledir. "eğer o sırada sizden önce kaydolmuş biri çaylak olur ve onay bekleyen çaylak konumuna geçerse sizin önünüzde yer alır yine. onaylanan çaylak sayısı da çaylak yapılıp da önünüze geçenlerden az ise sıra gerileyebilir."
Açıkçası işin teknik mantığını anladığımda dumura uğradım.
a) Eğer bir yazar sizden önce yazar olmuş ise, sizden sonra çaylak olursa bekleme süresinde önünüze geçer.
b) Önce yazar olup da çaylak olana değil, ilk defa yazar olup da onay bekleyen çaylağa bakılıyor. (Eğer doğru anladıysam).
Şimdi bu durumu, herkesin anlayacağı mantıksal olarak bir örneğe aktartıp, teknik olarak doğru olsa bile, mantık olarak yanlış olduğunu hem galadnikov'a hem de ssg'ye yazdım. Ancak henüz cevap alamadım.
Olayın özü şu. Öğretmensiniz ve konuşan öğrencilere ceza vereceksiniz.
a) öğrencinin (yazarın) birisi gürültü yaptı tahtada tek ayak üstüne 10 dakika durma (çaylaklık )cezası verdiniz. Bir başka öğrenciyi de (yazara da) 5 dakika sonra aynı gerekçe ile tahtaya 10 dakika tek ayak üstünde durma cezası (çaylaklık) verdiniz. Şimdi mantıklı olan 5 dakika sonra ilk ceza alanın 10. dakikası tamamlandığı için yerine oturması gerekirken, öğretmen olarak şuna karar veriyorsunuz; ilk öğrencinin okul numarası 345, ikinci öğrencinin öğrenci numarası ise 251. tahtada ayakta durma cezası verdiğiniz ilk öğrenciye diyorsunuz ki: sen okula geç kayıt olduğun için, senden önce kayıt olanın ceza süresi olan 10 dakikası bittikten sonra cezanı affedeceğim. Bu mantığa göre birinci öğrenci 10 dakika değil 15 dakika ceza (çaylaklık süresi) yemiş olmaz mı ?
b) 345 numaralı öğrenciye (yazara )10 dakika tahtada durma cezası (çaylaklık) vemiştiniz. Tam bu sırada içeri bir öğrenci (yazar olamamış onay bekleyen çaylak) girdi ve dedi ki: "Hocam ben okula yeni kayıt yaptırdım. Okul numaram da 1305". Siz kendi onayınızı göstermek için onu sıraya değil tahtada 10 dakika durmasını istediniz. ve dönüp 5 dakikadır cezalı olana dediniz ki; "bu arkadaş yeni öğrenci onun 10 dakikalık bekleme süresi bitince senin süren de bitecek." Şimdi bu durumda da 345 numaralı öğrenci 10 dakika değil 15 dakika ceza yermiş olmaz mı?
c )Her iki durum a/b olayları aynı anda gerçekleşirse, ilk cezalandırılan 345numaralı öğrencinin (çaylak yapılan yazarın) ceazsı olan sürenin 10 dakikadan çok fazla olacağı açıktır.
Sorular...
1- Şimdi ekşi sözlükteki mevcut "çaylak bekleme sırası"na ait sistem adil midir, değil midir? Bir tür cezalandırma olan çaylaklık sisteminin Mehtaran Takımı gibi iki adım ileri bir adım geri gitmesinin önüne nasıl geçilebilir? BU mantık ikinci bir cezalandırma değil midir?
2- İster teknik olarak ister yönetimin kararı olarak bu sistemin değişip değişmeyeceğine dair bir açıklama beklemek, yerinde midir, değil midir?
Olayı kanıtları aşağıdadır:
Not: İlk resimlere ait tarihler "dosyanın kayıt tarihi"ne göre yazılmıştır.
14 Nisan 1 img410.imageshack.us
14 Nisan 2 img410.imageshack.us
14 Nisan 3 img410.imageshack.us
15 Nisan img410.imageshack.us
22 Nisan img410.imageshack.us
23 Nisan img410.imageshack.us
25 Nisan img410.imageshack.us
26 Nisan 1 img410.imageshack.us
26 Nisan 2 img410.imageshack.us
İstatistik için :
rs615.rapidshare.com
Ekşi Sözlükte yazardınız. Ve bir hata yaptınız ve çaylak oldunuz. Eyvallah.
Çaylaklıktan çıkıp yeniden yazar olmak için kurallara uygun 10 entry girip, beklemeye başladınız. Eyvallah.
Ve öğrendiniz ki onbinleri bulan bir sıradasınız. Olsun dediniz, madem bir hata ettik cezamızı çekeğiz. Eyvallah.
Ama bir baktınız ki, sıranız yukarı çıkacağına aşağıya düşüyor. Eyvallah, der misiniz?
Öncelikli not: Aşağıda yazanlar, teknik sistem eleştirisidir, sözlüğün değil.
İşte Durum.
Nisan ayının hemen başında (9-10 Nisan olabilir), benim henüz anlayamadığım ama itiraz da etmediğim, hatalarım yüzünden 9.Nesil Çaylak oldum. Hemen 10 entry girip beklemeye başladım. Lanetin 12 Nisan'da kalkacağı mesajı ile 'Ekşi Sözlük'ün büyük bri şey olduğunu yeniden öğrendim. Efendim onay bekleyen çaylak olarak aldığım sıra no: 13277.
Doğal olarak heyecanla, sıramın ne kadar yükseldiğine baktım. Baktım ki bir kaç ay süreceği belli olan çaylaklığımın bitişini tahminen hesaplamak.
Ama bu sıra takibi, teknik olarak doğru olsa bile mantık olarak tutarsız bir durumu ortaya çıkardı.
Şöyle ki, önümdeki kişiler azaldıkça benim sıramım yukarılara doğru yükselmesi gerekirken, benim sıram aşağıya doğru gidiyordu. 14 Nisan'da sırasıyla 13282- 13283-13286. sıraya geriledim. Bu birer birer geriye gidiş için laf edilir mi, diye soracaksınız. Ama 23 Nisan'da dibe vurdum, 13347.sıra. Yani 12 gün içinde 70.sıra geriye gittim.
Düz mantık olarak sıranın yükselmesi gerekirken, neden aşağıya gittiğini, moderatör galadnikov'a sordum. Mail ile Gelen cevap aynen şöyledir. "eğer o sırada sizden önce kaydolmuş biri çaylak olur ve onay bekleyen çaylak konumuna geçerse sizin önünüzde yer alır yine. onaylanan çaylak sayısı da çaylak yapılıp da önünüze geçenlerden az ise sıra gerileyebilir."
Açıkçası işin teknik mantığını anladığımda dumura uğradım.
a) Eğer bir yazar sizden önce yazar olmuş ise, sizden sonra çaylak olursa bekleme süresinde önünüze geçer.
b) Önce yazar olup da çaylak olana değil, ilk defa yazar olup da onay bekleyen çaylağa bakılıyor. (Eğer doğru anladıysam).
Şimdi bu durumu, herkesin anlayacağı mantıksal olarak bir örneğe aktartıp, teknik olarak doğru olsa bile, mantık olarak yanlış olduğunu hem galadnikov'a hem de ssg'ye yazdım. Ancak henüz cevap alamadım.
Olayın özü şu. Öğretmensiniz ve konuşan öğrencilere ceza vereceksiniz.
a) öğrencinin (yazarın) birisi gürültü yaptı tahtada tek ayak üstüne 10 dakika durma (çaylaklık )cezası verdiniz. Bir başka öğrenciyi de (yazara da) 5 dakika sonra aynı gerekçe ile tahtaya 10 dakika tek ayak üstünde durma cezası (çaylaklık) verdiniz. Şimdi mantıklı olan 5 dakika sonra ilk ceza alanın 10. dakikası tamamlandığı için yerine oturması gerekirken, öğretmen olarak şuna karar veriyorsunuz; ilk öğrencinin okul numarası 345, ikinci öğrencinin öğrenci numarası ise 251. tahtada ayakta durma cezası verdiğiniz ilk öğrenciye diyorsunuz ki: sen okula geç kayıt olduğun için, senden önce kayıt olanın ceza süresi olan 10 dakikası bittikten sonra cezanı affedeceğim. Bu mantığa göre birinci öğrenci 10 dakika değil 15 dakika ceza (çaylaklık süresi) yemiş olmaz mı ?
b) 345 numaralı öğrenciye (yazara )10 dakika tahtada durma cezası (çaylaklık) vemiştiniz. Tam bu sırada içeri bir öğrenci (yazar olamamış onay bekleyen çaylak) girdi ve dedi ki: "Hocam ben okula yeni kayıt yaptırdım. Okul numaram da 1305". Siz kendi onayınızı göstermek için onu sıraya değil tahtada 10 dakika durmasını istediniz. ve dönüp 5 dakikadır cezalı olana dediniz ki; "bu arkadaş yeni öğrenci onun 10 dakikalık bekleme süresi bitince senin süren de bitecek." Şimdi bu durumda da 345 numaralı öğrenci 10 dakika değil 15 dakika ceza yermiş olmaz mı?
c )Her iki durum a/b olayları aynı anda gerçekleşirse, ilk cezalandırılan 345numaralı öğrencinin (çaylak yapılan yazarın) ceazsı olan sürenin 10 dakikadan çok fazla olacağı açıktır.
Sorular...
1- Şimdi ekşi sözlükteki mevcut "çaylak bekleme sırası"na ait sistem adil midir, değil midir? Bir tür cezalandırma olan çaylaklık sisteminin Mehtaran Takımı gibi iki adım ileri bir adım geri gitmesinin önüne nasıl geçilebilir? BU mantık ikinci bir cezalandırma değil midir?
2- İster teknik olarak ister yönetimin kararı olarak bu sistemin değişip değişmeyeceğine dair bir açıklama beklemek, yerinde midir, değil midir?
Olayı kanıtları aşağıdadır:
Not: İlk resimlere ait tarihler "dosyanın kayıt tarihi"ne göre yazılmıştır.
14 Nisan 1 img410.imageshack.us
14 Nisan 2 img410.imageshack.us
14 Nisan 3 img410.imageshack.us
15 Nisan img410.imageshack.us
22 Nisan img410.imageshack.us
23 Nisan img410.imageshack.us
25 Nisan img410.imageshack.us
26 Nisan 1 img410.imageshack.us
26 Nisan 2 img410.imageshack.us
İstatistik için :
rs615.rapidshare.com
0
aynı soru bin kere geldi, aramaya inanıp cevapları bulabilirsin, sana mantıklı gelir gelmez orasını bilmem. fakat senin durumda bi gariplik var, anlayamadım. sen 9. nesil sabırtaşı çaylak değilsin. yani sabırtaşı aksiyonundan bağımsız olarak sıran gelmiş de yazar olmuşsun. şimdi çaylaklığa dönünce onay bekleyen çaylak sıran nasıl 13binlerde oluyo, nasıl önünde o kadar kişi oluyo onu anlamadım.
0
Bu soru bin defa soruldu ve bin defa cevaplandı demiş emraah çok haklı ama işin komik bir tarafı var onu da belirtmezsem şişecem. Şimdi bu yazarken çaylak olan ve burada feryat eden arkadaşlara soruyorum, buraya yazdığınıza göre böyle bir yer olduğunu biliyorsunuz demektir. Yani geçmişte geldiniz, başlıklara baktınız belki cevap felan da yazdınız ok mi? Peki birader bu konu bin defa açılırken ve sizlerde yazarken niye bir defa cevap verme ve hakkaten haksızlık, adaletsizlik vs.var, olurmu böyle, cık cık ayıp yahu gibi bir yorumda bulunmaya bile tenezzül etmediniz. Çünkü o zaman yazardınız ve sözlük semalarında fink atmakla meşguldunuz, aşağıda neler oluyor umurunuzda bile değildi. Ne zamanki kanatlarınız koparıldı ve biz fanilerin dünyasına tepe üstü çakıldınız o zaman haksızlık,adaletsizlik diye bağırmaya başladınız. Tipik Türk insanı işte ancak kuyruğuna basılınca ses çıkarıyor. Zamanında yapsaydın bir kampanya ve çaylaklara haksızlık yapılıyor diye ses verseydin ya kardeşim.
0
Açıkçası verilmeye çalışılan ayarları anlayamadım.
1) Duyuru sitesini bilmek ile duyuruları takip etmek arasında fark vardır. Eklenen bir duyurunun hızla gözden kaybolduğu gerçek bir durumken, çaylakların böyle bir sıkıntısı olduğunu nasıl öğrenebileceğimi(z) açıklanırsa, yapılan eleştiriyi kabul ederim.
2) Ayrıca konu ile ilgili duyurularda benim sunduğum mantığın cevaplamasını göremedim ben. "onun sebebi şu: nesil olarak sizden daha eski olan yazarlar çaylak olurlarsa veya 10 entry'sini henüz doldurmamış bir sürü yazar var; bunlar arasında da yine sözlüğe sizden daha önce kaydolmuş olanlar 10. entry'lerini girdiklerinde sıralamada sizin önünüze geçerler" cümlesi mevcut sistemin "kendi mantığını" açıklıyor, o sistemin "mantıklı" olduğunu değil? Sanırım aradaki uçurumu yukarıda uzun uzun anlattım.
3- Hem ssg hem de galadnikov sistemin mantıksız ve adaletsiz yanına dair düşüncelerime cevap vermediler ya da veremediler.
Tekrar etmek zorundayım, şu an ki çaylak sırasına dair sistemin mantığını anladım, ama bunu mantıklı ve adil bulmuyorum.
1) Duyuru sitesini bilmek ile duyuruları takip etmek arasında fark vardır. Eklenen bir duyurunun hızla gözden kaybolduğu gerçek bir durumken, çaylakların böyle bir sıkıntısı olduğunu nasıl öğrenebileceğimi(z) açıklanırsa, yapılan eleştiriyi kabul ederim.
2) Ayrıca konu ile ilgili duyurularda benim sunduğum mantığın cevaplamasını göremedim ben. "onun sebebi şu: nesil olarak sizden daha eski olan yazarlar çaylak olurlarsa veya 10 entry'sini henüz doldurmamış bir sürü yazar var; bunlar arasında da yine sözlüğe sizden daha önce kaydolmuş olanlar 10. entry'lerini girdiklerinde sıralamada sizin önünüze geçerler" cümlesi mevcut sistemin "kendi mantığını" açıklıyor, o sistemin "mantıklı" olduğunu değil? Sanırım aradaki uçurumu yukarıda uzun uzun anlattım.
3- Hem ssg hem de galadnikov sistemin mantıksız ve adaletsiz yanına dair düşüncelerime cevap vermediler ya da veremediler.
Tekrar etmek zorundayım, şu an ki çaylak sırasına dair sistemin mantığını anladım, ama bunu mantıklı ve adil bulmuyorum.
0
sorularınızı cevaplayan diğer arkadaşları bilmiyorum ama benim verdiğim iki adet gidiniz link'i ayar vermek amacından çok bahsettiğiniz konuların sıklıkla burada tartışılmaya çalışıldığına ve herhangi bir tarafın tamamıyla tatmin olduğu bir cevabın alınmadığına dair ufak bir hatırlatmaydı. burayı sıklıkla ziyaret etmiyor ya da aramanıza rağmen sorularınıza cevap bulamıyorsanız size yardımcı olmak için verdiğim referans noktalarıydı.
bu adalet konusunda şahsi fikrime gelince. öncelikle biliyorum ki en azından galadnikov duyuru'yu sıklıkla takip eden ve elinden geldiğince sorulara cevap veren bir moderatör. eğer ki bunca soruya verdiği cevaplar (ki yine link'lediğim duyurularda vardı kendisinin cevabı) sizin sorularınızı tam olarak yanıtlamıyorsa bunu bir sebebi vardır. tek başlarına sistemin adaletli olup olmadığına dair kararı verebileceklerini zannetmiyorum. ama daha önceki uygulamalardan tahmin edebiliyorum ki birçok çaylağın bu konudaki düşüncelerini de kulak ardı etmektense moderatörler kendi aralarında bir değişikliğe gidilip gidilmeyeceğine dair fikir beyanı yapıyorlardır. eğer ki şu ana kadar bir değişiklik olmadıysa bu sadece boşverdiklerini değil, üzerine düşünüp başka bir çözüme ulaşamadıkları ya da şu an itibariyle bunun üzerine bir çalışma yaptıklarını gösteriyor olabilir. daha somut bir zemine oturmadan da açıklama yapma gereği duymuyor da olabilirler. unutmayınız ki bütün bunlar benim kendi fikrim.
sizden önce de bu çağrıyı yapanlara verilen cevapların belki size bir fikir verebileceğini düşünerek o duyuruları yazmıştım cevap olarak. ayar olabilecek kadar keskin cevaplar olduklarını da düşünmüyorum. fikrinize uymayan her yanıtın da ayar olduğunu hiç sanmıyorum.
bu adalet konusunda şahsi fikrime gelince. öncelikle biliyorum ki en azından galadnikov duyuru'yu sıklıkla takip eden ve elinden geldiğince sorulara cevap veren bir moderatör. eğer ki bunca soruya verdiği cevaplar (ki yine link'lediğim duyurularda vardı kendisinin cevabı) sizin sorularınızı tam olarak yanıtlamıyorsa bunu bir sebebi vardır. tek başlarına sistemin adaletli olup olmadığına dair kararı verebileceklerini zannetmiyorum. ama daha önceki uygulamalardan tahmin edebiliyorum ki birçok çaylağın bu konudaki düşüncelerini de kulak ardı etmektense moderatörler kendi aralarında bir değişikliğe gidilip gidilmeyeceğine dair fikir beyanı yapıyorlardır. eğer ki şu ana kadar bir değişiklik olmadıysa bu sadece boşverdiklerini değil, üzerine düşünüp başka bir çözüme ulaşamadıkları ya da şu an itibariyle bunun üzerine bir çalışma yaptıklarını gösteriyor olabilir. daha somut bir zemine oturmadan da açıklama yapma gereği duymuyor da olabilirler. unutmayınız ki bütün bunlar benim kendi fikrim.
sizden önce de bu çağrıyı yapanlara verilen cevapların belki size bir fikir verebileceğini düşünerek o duyuruları yazmıştım cevap olarak. ayar olabilecek kadar keskin cevaplar olduklarını da düşünmüyorum. fikrinize uymayan her yanıtın da ayar olduğunu hiç sanmıyorum.
0
demcan öncelikle senden özür dilerim. Ayar verdiğini düşündüğüm kişiyi, tepkimin kaynağını yani hasanikisalakosmandörtolduğunu yazmalıydım. Cidden özür dilerim.
9.nesil yazarım. Sabır taşı değil.
9.nesil yazarım. Sabır taşı değil.
0
aa bana da değilmiş iyi o zaman:) sana bi soru sordum, kaynadı arada. onu cevaplayabilir misin, yada biliyor musun cevabı. sürtünme kuvvetiyle onu konuşuyoduk demin. sabırtaşı değilsin. yani senin sıran gelmiş de yazar olmşsun. nasıl oluyo da önüne 13000 kişi geçiyo. bunun cevabını merak ettin mi.
0
evet 7000-8000 falan olmanız lazım sıralamada.
ama asıl sorun bu değil tabi..
ben de yazmıştım benzer şeyler.
ama asıl sorun bu değil tabi..
ben de yazmıştım benzer şeyler.
0
sabırtaşı olmadığını "kimdir nedir"den görebiliyoruz. merak ettiğimiz nokta sıralamada 13000'de olma sebebin sabırtaşı yazarlardan sonra sözlüğe dahil olman mı?
0
1- Hayır. Sabırtaşı yazarladan önce yazar oldum. Sabır taşı yazarlardan sonra yazar olabilmem için 10.nesil olmam gerekmiyor mu?
2- @emraah.nasıl önümde 13000 kişinin olduğunu sormadım. Çünkü zaten "normal"dir diye düşünüyordum.
3- partizan'a katılıyorum. Sorun sıralamada kaçıncı olunduğu değil. Sıralamanın mantıksız (ve de adaletsiz) biçimde değişken olması. Ve bu durumla ilgili cevap bekliyorum daha çok.
4- adaletsizliğe vurgum, çaylak olma nedenlerimi sorgulamak değildir. Teknik anlamda hatalı entry kurallarında duruma göre kural ya da işleyiş olduğunu bilmeme rağmen, çaylak olduysam bildikleri vardır diyor ve bu çaylaklık cezasını zaten kabul ediyorum. İtiraz ettiğim ise sıralamanın aşağıya doğru tamamen mantıksız biçimde olması. Bu nedenle daha önce yazılan ve sıralamanın mantığını açıklayan ifadeleri anlıyorum. Ama bunun mantıksız olduğunu söylüyorum. yani bir şeyin işleyişinin mantığı onun mantıksız olmadığı anlamına gelmiyor, diyorum.
2- @emraah.nasıl önümde 13000 kişinin olduğunu sormadım. Çünkü zaten "normal"dir diye düşünüyordum.
3- partizan'a katılıyorum. Sorun sıralamada kaçıncı olunduğu değil. Sıralamanın mantıksız (ve de adaletsiz) biçimde değişken olması. Ve bu durumla ilgili cevap bekliyorum daha çok.
4- adaletsizliğe vurgum, çaylak olma nedenlerimi sorgulamak değildir. Teknik anlamda hatalı entry kurallarında duruma göre kural ya da işleyiş olduğunu bilmeme rağmen, çaylak olduysam bildikleri vardır diyor ve bu çaylaklık cezasını zaten kabul ediyorum. İtiraz ettiğim ise sıralamanın aşağıya doğru tamamen mantıksız biçimde olması. Bu nedenle daha önce yazılan ve sıralamanın mantığını açıklayan ifadeleri anlıyorum. Ama bunun mantıksız olduğunu söylüyorum. yani bir şeyin işleyişinin mantığı onun mantıksız olmadığı anlamına gelmiyor, diyorum.
0
1) hayır nesil kayıt olduğun zamana bağlı. mesela ben 9. nesilim ama sabırtaşı aksiyonundan 3 ay sonra yazar oldum.
2) sorman lazım çünkü çok garip. sıralama kayıt olduğun zamana göre yapılıyor. e senin önündekiler kim? modlardan biri sırası geleni okuyoz, ya yazar oluyo ya da uçuyo demişti. o 13000 kişinin senden evvel değerlendirilmiş olması gerekiyo, ya yazar ya da uçmuş olması gerekiyo. önünde ancak sabırtaşı çaylaklar olabilir ama sabırtaşı çaylak sayısı da 1000 - 2000 civarı..
2) sorman lazım çünkü çok garip. sıralama kayıt olduğun zamana göre yapılıyor. e senin önündekiler kim? modlardan biri sırası geleni okuyoz, ya yazar oluyo ya da uçuyo demişti. o 13000 kişinin senden evvel değerlendirilmiş olması gerekiyo, ya yazar ya da uçmuş olması gerekiyo. önünde ancak sabırtaşı çaylaklar olabilir ama sabırtaşı çaylak sayısı da 1000 - 2000 civarı..
0
"emraah": "modlardan biri sırası geleni okuyoz, ya yazar oluyo ya da uçuyo demişti."
bu tam olarak böyle değil sanırım. uçurmak istemedikleri de olabiliyor. bazen sırası gelmiş ama daha pişmemiş ve uçmak için de bir sebebi olmayan yazarlar olabiliyor ve bunlar yine daha sonraya ertelenebiliyor(muş). yani sıranız geldiğinde uçmayı haketmeyen ama çaylaklığınızın kalkmasını da haketmeyen bir yazarsanız, yani hala hatalarınız varsa çaylaklığınız devam edebiliyor. eski entrylerinize bakın (hayvan ara kısmından), çaylaklık entrylerinizi düzeltin, kendinize bir çekin düzen verin yani :)
ayrıca 10dan çok daha fazla entry girdiyse de ertelenebiliyor(muş). moderatör o an sizinle uğraşmak istemeyebiliyor ki burda da haklı çünki sizin 20-30 tane çaylaklık entrynizle uğraşacağına başka 3-4 yazarın 10ar tane çaylaklık entrysini okuyup onaylayabilir ve bu ona hız kazandırır bla bla..
ayrıca çaylakken başka entryleriniz de ispiyonlanabilir, bunlar çok olağan şeyler :) bu nedenle de uzayabilir süreç. siz bu durumda yine eski entrylerinizi bi gözden geçirin.
yine, 13bininci sıradayım diye düşünüyorsunuz ama bu sizden önceki 13bin kişinin hepsi de on tane çaylaklık entrysi girip yazar olmayı bekleyen insanlar değil, en az yarısı entrylerini tamamlamamış ve hatta sözlüğe girmeyen kişiler muhtemelen (atıyor da olabilirim), bu nedenle gözünüzde fazla büyütmeyin.
..son nesillere neden sabır taşı dendiğini bu vesileyle bir kez görmüş olduk. kolay gelsin ne diyim :)
ayrıca burada adalaletsizlik diyebileceğiniz tek nokta, kaydolma tarihi önce olan yazarın çaylaklık sırasında öne geçmesi ki bence bu da adaletsizlik değil pek. sonuçta o sizden daha uzun süredir yazar.
bu tam olarak böyle değil sanırım. uçurmak istemedikleri de olabiliyor. bazen sırası gelmiş ama daha pişmemiş ve uçmak için de bir sebebi olmayan yazarlar olabiliyor ve bunlar yine daha sonraya ertelenebiliyor(muş). yani sıranız geldiğinde uçmayı haketmeyen ama çaylaklığınızın kalkmasını da haketmeyen bir yazarsanız, yani hala hatalarınız varsa çaylaklığınız devam edebiliyor. eski entrylerinize bakın (hayvan ara kısmından), çaylaklık entrylerinizi düzeltin, kendinize bir çekin düzen verin yani :)
ayrıca 10dan çok daha fazla entry girdiyse de ertelenebiliyor(muş). moderatör o an sizinle uğraşmak istemeyebiliyor ki burda da haklı çünki sizin 20-30 tane çaylaklık entrynizle uğraşacağına başka 3-4 yazarın 10ar tane çaylaklık entrysini okuyup onaylayabilir ve bu ona hız kazandırır bla bla..
ayrıca çaylakken başka entryleriniz de ispiyonlanabilir, bunlar çok olağan şeyler :) bu nedenle de uzayabilir süreç. siz bu durumda yine eski entrylerinizi bi gözden geçirin.
yine, 13bininci sıradayım diye düşünüyorsunuz ama bu sizden önceki 13bin kişinin hepsi de on tane çaylaklık entrysi girip yazar olmayı bekleyen insanlar değil, en az yarısı entrylerini tamamlamamış ve hatta sözlüğe girmeyen kişiler muhtemelen (atıyor da olabilirim), bu nedenle gözünüzde fazla büyütmeyin.
..son nesillere neden sabır taşı dendiğini bu vesileyle bir kez görmüş olduk. kolay gelsin ne diyim :)
ayrıca burada adalaletsizlik diyebileceğiniz tek nokta, kaydolma tarihi önce olan yazarın çaylaklık sırasında öne geçmesi ki bence bu da adaletsizlik değil pek. sonuçta o sizden daha uzun süredir yazar.
0
@aithra; evet, pas geçilenler var ama göz ardı ettim onu. o kadar önemli bir sayı olmadığını düşünüyorum onların.
"bu sizden önceki 13bin kişinin hepsi de on tane çaylaklık entrysi girip yazar olmayı bekleyen insanlar değil, en az yarısı entrylerini tamamlamamış ve hatta sözlüğe girmeyen kişiler muhtemelen" demişsin ama öyle değil, onay bekleyen çaylaklar onlar yani 10 entryi tamamlayanlar.
"ayrıca burada adalaletsizlik diyebileceğiniz tek nokta, kaydolma tarihi önce olan yazarın çaylaklık sırasında öne geçmesi ki bence bu da adaletsizlik değil pek. sonuçta o sizden daha uzun süredir yazar." demişsin ama soruyu soran arkadaş büyük ihtimalle referansla sözlüğe yazar olmuş. çünkü 9. nesil 13binlere henüz sıra gelmedi, kendisi 1 ay fln geç kaydolsa 10. nesil olacakmış. çok geride yani sıralaması. bence kendisi değerlendirme sıralamasının (çaylak onay listesinin)adaletli olup olmadığını tartışacak son insanlardan.. umarım kimsenin günahını almıyorumdur ama görünen bu..
edit: entryleri o an göze çarpanlar da yazar yapılabiliniyomuş. sori
"bu sizden önceki 13bin kişinin hepsi de on tane çaylaklık entrysi girip yazar olmayı bekleyen insanlar değil, en az yarısı entrylerini tamamlamamış ve hatta sözlüğe girmeyen kişiler muhtemelen" demişsin ama öyle değil, onay bekleyen çaylaklar onlar yani 10 entryi tamamlayanlar.
"ayrıca burada adalaletsizlik diyebileceğiniz tek nokta, kaydolma tarihi önce olan yazarın çaylaklık sırasında öne geçmesi ki bence bu da adaletsizlik değil pek. sonuçta o sizden daha uzun süredir yazar." demişsin ama soruyu soran arkadaş büyük ihtimalle referansla sözlüğe yazar olmuş. çünkü 9. nesil 13binlere henüz sıra gelmedi, kendisi 1 ay fln geç kaydolsa 10. nesil olacakmış. çok geride yani sıralaması. bence kendisi değerlendirme sıralamasının (çaylak onay listesinin)adaletli olup olmadığını tartışacak son insanlardan.. umarım kimsenin günahını almıyorumdur ama görünen bu..
edit: entryleri o an göze çarpanlar da yazar yapılabiliniyomuş. sori
0
1-@emraah: referansla yazar olmadım. Yanlış hatırlamıyorsam, 2008 Aralık ayının hemen başında yazar oldum. Sabır Taşı yazarlar ise biliyorsunuz 21 Aralık'ta ssg'nin doğum gününde yazar oldu. yazarlığım için 1 yıllık sıra bekledim. Yani yazarlığımın onayı ile sabır taşı arasında oluşum tamamen şans eseri.
Sanırım "günahımı aldın" emraah. ;)
2- @aithra :"benden önce yazar olmuş olmaları"na dayanaran durumu adil kabul ediyorsun.
Bu adalet mantığını açıkçası anlayamadım.
Bana bir ceza (çaylaklık) veriliyor. Tamam. Ama birisi benden sonra ceza alsa dahi (çaylak olsa dahi), sırf önceen yazar oldu diye benim önüme geçiyor. Buna çifte ceza denir ve adil değildir.
Ya da bu mantığın tersini düşünelim. Benden önce yazar olan kişiye "sen daha önce yazar oldun ama daha yazarlığı öğrenmişsin tu sana" diyerek en dibe atılırsa, nu adil mi olur?
Ben yeni yazarım acemiyim daha fazla ceza çeksin; eski yazar deneyimli, daha az ceza çeksin. Burada elbette ceza hukuku işlemiyor. Ama ceza denen şeyin adil olması bilgisayar mantığına (kayıt tarihine) bağşıysa vay halimize.
3- @aithra demiş ki. "ayrıca çaylakken başka entryleriniz de ispiyonlanabilir, bunlar çok olağan şeyler :) bu nedenle de uzayabilir süreç. siz bu durumda yine eski entrylerinizi bi gözden geçirin."
eğer böyle ise bu daha adaletsiz. Çaylak olduktan sonra, yazarken ispiyonlanan ve sırası gelip okunan entry'im varsa, yapılacak olan tek şey, o entry'i silmektir. Zaten ceza almışken, "bu çaylağı azcık daha bekletelim" demek ceazyı kaylamak demektir, daha da adaletsizliktir. Eğer böyleyse.
Sanırım "günahımı aldın" emraah. ;)
2- @aithra :"benden önce yazar olmuş olmaları"na dayanaran durumu adil kabul ediyorsun.
Bu adalet mantığını açıkçası anlayamadım.
Bana bir ceza (çaylaklık) veriliyor. Tamam. Ama birisi benden sonra ceza alsa dahi (çaylak olsa dahi), sırf önceen yazar oldu diye benim önüme geçiyor. Buna çifte ceza denir ve adil değildir.
Ya da bu mantığın tersini düşünelim. Benden önce yazar olan kişiye "sen daha önce yazar oldun ama daha yazarlığı öğrenmişsin tu sana" diyerek en dibe atılırsa, nu adil mi olur?
Ben yeni yazarım acemiyim daha fazla ceza çeksin; eski yazar deneyimli, daha az ceza çeksin. Burada elbette ceza hukuku işlemiyor. Ama ceza denen şeyin adil olması bilgisayar mantığına (kayıt tarihine) bağşıysa vay halimize.
3- @aithra demiş ki. "ayrıca çaylakken başka entryleriniz de ispiyonlanabilir, bunlar çok olağan şeyler :) bu nedenle de uzayabilir süreç. siz bu durumda yine eski entrylerinizi bi gözden geçirin."
eğer böyle ise bu daha adaletsiz. Çaylak olduktan sonra, yazarken ispiyonlanan ve sırası gelip okunan entry'im varsa, yapılacak olan tek şey, o entry'i silmektir. Zaten ceza almışken, "bu çaylağı azcık daha bekletelim" demek ceazyı kaylamak demektir, daha da adaletsizliktir. Eğer böyleyse.
0
"eğer böyle ise bu daha adaletsiz. Çaylak olduktan sonra, yazarken ispiyonlanan ve sırası gelip okunan entry'im varsa, yapılacak olan tek şey, o entry'i silmektir. Zaten ceza almışken, "bu çaylağı azcık daha bekletelim" demek ceazyı kaylamak demektir, daha da adaletsizliktir. Eğer böyleyse."
bu şekilde olursa zaten çaylaklıktan kurtulamazsınız, düzgün çaylaklık entrysi yazmanız beklenir diye düşünüyorum.
o kısımda anlatmak istediğim, çaylak olmadan önce yazdığınız ve hatası farkedilmemiş entrylerinizdi ve bunların siz çaylakken, yani sonradan farkedilip ispiyonlanması ve buna istinaden sizin çaylaklık sürenizin uzaması gayet de olası ve adil bence.
ayrıca adil madil değil diye mi kendinizi savunmaya çalışıyorsunuz anlamadım, eğer öyleyse bu bir savunma değil saldırı şekli :) önce sakin olun, eğer ortada bir adaletsizlik varsa da düzeltilir.
herkese uygulanan sistem bu. ben de çaylakken bana da bu uygulandı, girdim entrylerimi ve bekledim. aylarca beklediğim zamanlar da oldu merak etmeyin. ben de sordum, bana da bu cevaplar verildi. öyleyse öyledir dedim, gelmiş geçmiş bütün entrylerimi gözden geçirdim bla bla.. dolayısıyla ben de size bunu öneriyorum. işinizi sağlama alın ve sıranızı bekleyin, başka önerebileceğim bir şey yok :)
bu şekilde olursa zaten çaylaklıktan kurtulamazsınız, düzgün çaylaklık entrysi yazmanız beklenir diye düşünüyorum.
o kısımda anlatmak istediğim, çaylak olmadan önce yazdığınız ve hatası farkedilmemiş entrylerinizdi ve bunların siz çaylakken, yani sonradan farkedilip ispiyonlanması ve buna istinaden sizin çaylaklık sürenizin uzaması gayet de olası ve adil bence.
ayrıca adil madil değil diye mi kendinizi savunmaya çalışıyorsunuz anlamadım, eğer öyleyse bu bir savunma değil saldırı şekli :) önce sakin olun, eğer ortada bir adaletsizlik varsa da düzeltilir.
herkese uygulanan sistem bu. ben de çaylakken bana da bu uygulandı, girdim entrylerimi ve bekledim. aylarca beklediğim zamanlar da oldu merak etmeyin. ben de sordum, bana da bu cevaplar verildi. öyleyse öyledir dedim, gelmiş geçmiş bütün entrylerimi gözden geçirdim bla bla.. dolayısıyla ben de size bunu öneriyorum. işinizi sağlama alın ve sıranızı bekleyin, başka önerebileceğim bir şey yok :)
0
@aithra: Bir durumun adil olup olmadığına dair sorgulamak, şahsi bir noktadan yola çıksa bile, savunma sayılmamasını anlayamadım. Tümel olan her durum kendisini tikelde gösterir. Yer çekimi kuvvetinin evrensel olması, onun her tekil maddede geçerli olduğu anlamına gelir.
Bu nedenle kendi durumumdan yola çıkarak (tekilden) , sözlük çaylaklıktan (tümelden) birey olarak etkilenmem ve bunun üzerinden adilliği sorgulamam, saldırı olarak nasıl algılabilir? ;)
Benim öncelikle itiraz ettiğim, çaylak olduktan sonra ortaya çıkan hatalı entrylerimle, çaylaklığımın uzaması değil ki. Bunu açıkça yazdım. benden önce yazar olanın benden sonra çaylak olmasına rağmen, onun değil de benim sıralamada geriye doğru itilmemdir. Adaletsiz olan budur? ben bundan fazlasını söylemedim.
Çaylaklığın uzamasına dair itirazım da, zaten bekleme sırası nedeni ile fiilen uzayan çaylaklık beklemesine, bir de ayrıca bekleme süresi konmasıdır. Adaletsiz olduğunu söylediğim ikinci şey budur. Sence de adil değil mi? (gene tekilden gittim ama :) )
Asıl noktaya gelelim. Senin dediğin "herkese uygulanan sistem bu. ben de çaylakken bana da bu uygulandı, girdim entrylerimi ve bekledim. aylarca beklediğim zamanlar da oldu merak etmeyin" sözünü ben de söylüyorum.
Ama bir farkla, sistem denilen şeyin, kurallar denilen şeyin açıkça söylenmesi şartı ile. Aslında adaletsiz olarak tanımladığım şey, konu olarak açtığım matıksız durum olduğu kadar, bu tür kuralların esnek yapısı. Duruma göre kural üretilmesi. Ha bu da sorun değil. Ama lütfen birisi açıkça "duruma göre kural uygulanır" desin, "ben de neden bu mantıksız", demeyeyim.
Durum senin ayrtınlı biçimde anlattığın gibiyse, bunu bir zahmen ilan etsinler. Yazılan cevapların çoğu " eğer şöyleyse böyle, böyle olursa da böyle olabilir" gibi var olanın tahmini tanımlanmasına dayalı. Çünkü tahmini yapanlarında elinde sözlükte kanıt yok. Olan biten kısmında, bu durumu açıklayan bir bilgi var mı? ben bulamadım. Olmayan durum fiili durum üzerinden fiilen uygulanarak, işletiliyor ve sonra bu kendiliğinden ve de açıklanmadan kurala dönüşüyor. İkinci temel itirazım da bunadır.
Açıklamaların içinde sağol ayrıca.
Bu nedenle kendi durumumdan yola çıkarak (tekilden) , sözlük çaylaklıktan (tümelden) birey olarak etkilenmem ve bunun üzerinden adilliği sorgulamam, saldırı olarak nasıl algılabilir? ;)
Benim öncelikle itiraz ettiğim, çaylak olduktan sonra ortaya çıkan hatalı entrylerimle, çaylaklığımın uzaması değil ki. Bunu açıkça yazdım. benden önce yazar olanın benden sonra çaylak olmasına rağmen, onun değil de benim sıralamada geriye doğru itilmemdir. Adaletsiz olan budur? ben bundan fazlasını söylemedim.
Çaylaklığın uzamasına dair itirazım da, zaten bekleme sırası nedeni ile fiilen uzayan çaylaklık beklemesine, bir de ayrıca bekleme süresi konmasıdır. Adaletsiz olduğunu söylediğim ikinci şey budur. Sence de adil değil mi? (gene tekilden gittim ama :) )
Asıl noktaya gelelim. Senin dediğin "herkese uygulanan sistem bu. ben de çaylakken bana da bu uygulandı, girdim entrylerimi ve bekledim. aylarca beklediğim zamanlar da oldu merak etmeyin" sözünü ben de söylüyorum.
Ama bir farkla, sistem denilen şeyin, kurallar denilen şeyin açıkça söylenmesi şartı ile. Aslında adaletsiz olarak tanımladığım şey, konu olarak açtığım matıksız durum olduğu kadar, bu tür kuralların esnek yapısı. Duruma göre kural üretilmesi. Ha bu da sorun değil. Ama lütfen birisi açıkça "duruma göre kural uygulanır" desin, "ben de neden bu mantıksız", demeyeyim.
Durum senin ayrtınlı biçimde anlattığın gibiyse, bunu bir zahmen ilan etsinler. Yazılan cevapların çoğu " eğer şöyleyse böyle, böyle olursa da böyle olabilir" gibi var olanın tahmini tanımlanmasına dayalı. Çünkü tahmini yapanlarında elinde sözlükte kanıt yok. Olan biten kısmında, bu durumu açıklayan bir bilgi var mı? ben bulamadım. Olmayan durum fiili durum üzerinden fiilen uygulanarak, işletiliyor ve sonra bu kendiliğinden ve de açıklanmadan kurala dönüşüyor. İkinci temel itirazım da bunadır.
Açıklamaların içinde sağol ayrıca.
0
rica ederim de yazdıklarının geneline değil sadece "Çaylaklığın uzamasına dair itirazım da, zaten bekleme sırası nedeni ile fiilen uzayan çaylaklık beklemesine, bir de ayrıca bekleme süresi konmasıdır. Adaletsiz olduğunu söylediğim ikinci şey budur. Sence de (NA)adil değil mi? (gene tekilden gittim ama :) )" bu kısmı yanlış anladığın için açıklama yapmıştım.
çaylekken, bir çaylak olma nedeni olan entryin daha siliniyor bu durumda işte, çaylaklık süren uzuyor ister istemez. çaylaklık entrylerinden değil, yazarken (daha önce) yazdığın entrylerden bla bla.. gayet de adil yani. normalde çaylak olmamış olsan, 2. ispiyon nedeniyle çaylak olmuş olacaktın, ama şuanda zaten çaylak olduğun için sadece süren uzamış oldu..
tek anlatmak istediğim nokta buydu 2. postumda.
ilk yorumumda da birçok nedeni olabilir, kesin sebepleri yok demeye çalıştım. herneyse..
sabır diliyorum :P
*çaylak olduktan sonra da birkaç entryin ispiyonlanmış, biri silinmiş bla bla.. (modlog)
bu arada söylediklerim benim şahsi fikrim, modluk işim olmadığı için yazdıklarım doğru olmayabilir de.
çaylekken, bir çaylak olma nedeni olan entryin daha siliniyor bu durumda işte, çaylaklık süren uzuyor ister istemez. çaylaklık entrylerinden değil, yazarken (daha önce) yazdığın entrylerden bla bla.. gayet de adil yani. normalde çaylak olmamış olsan, 2. ispiyon nedeniyle çaylak olmuş olacaktın, ama şuanda zaten çaylak olduğun için sadece süren uzamış oldu..
tek anlatmak istediğim nokta buydu 2. postumda.
ilk yorumumda da birçok nedeni olabilir, kesin sebepleri yok demeye çalıştım. herneyse..
sabır diliyorum :P
*çaylak olduktan sonra da birkaç entryin ispiyonlanmış, biri silinmiş bla bla.. (modlog)
bu arada söylediklerim benim şahsi fikrim, modluk işim olmadığı için yazdıklarım doğru olmayabilir de.
0
9.nesil ve normal sıralamada yazar olmama rağmen bu nesilden çaylak sayısı da hayli fazla olduğu için beklemem uzun sürecekmiş.
ancak benden önce yazar olanın çaylak olduğunda benim önüne geçişine dair ve bunun adil olmadığına dair fikrimi değiştirecek pek bir şey olmadı.
Bekleyeceğiz.
İlgiye teşekkürler.
ancak benden önce yazar olanın çaylak olduğunda benim önüne geçişine dair ve bunun adil olmadığına dair fikrimi değiştirecek pek bir şey olmadı.
Bekleyeceğiz.
İlgiye teşekkürler.
0
kahlan amnell
Dün akşam Show TV'de küçük esnafa - istemedikleri - krediler verileceğine ilişkin haberin ardından "Suudi Prens'e Kocaeli'de ultralüks yat" haberi vardı. Sırf bu kanala mı özgüdür bu durum, yoksa bütün kanallar mı bizi enayi yerine koymak için yarışıyorlar?
Dün akşam Show TV'de küçük esnafa - istemedikleri - krediler verileceğine ilişkin haberin ardından "Suudi Prens'e Kocaeli'de ultralüks yat" haberi vardı. Sırf bu kanala mı özgüdür bu durum, yoksa bütün kanallar mı bizi enayi yerine koymak için yarışıyorlar?
0
ssg'nin bi entrysi geldi aklıma (bkz: #9871846), soruna yanıt mı bilmiyorum ama haber bültenlerinin kamuoyunu yönlendirme ve aptallaştırma gibi amaçları var. enayiler kapılır buna, enayi olmayanlar da bizi enayi yerine mi koyuyolar diye düşünür. bahsettiğin haberleri izlemedim bilmiyorum ama..
0
mustee
2007 kasım ayında sözlükte çaylak olarak yazmaya başladım. girmiş olduğum pek çok entry ile birlikte, çaylaklığımın sona ermesini beklerken, çaylaklık döneminden kurtulmak için, 10 civarında entry'si olanların daha çabul yazar olma ihtimalini düşünerek pek çok entry'mi kendim sildim. hiç bir entry'm
2007 kasım ayında sözlükte çaylak olarak yazmaya başladım. girmiş olduğum pek çok entry ile birlikte, çaylaklığımın sona ermesini beklerken, çaylaklık döneminden kurtulmak için, 10 civarında entry'si olanların daha çabul yazar olma ihtimalini düşünerek pek çok entry'mi kendim sildim. hiç bir entry'm moderasyon tarafından silinmedi diye biliyorum. hiç bir uyarı mesajı almadım. toplu yazar alımlarında istenen bütün kriterlere uyduğum halde sabırtaşı yazar olarak sözlüğe alınmadım. açıkçası üzülmedim desem yalan olur. çünkü bende bişeyler yazmak istiyordum. bende sesimi duyurmak istiyordum. şu an ise onay bekleyen çaylak sıralamasında 9. nesil olarak ve 2200 civarında sıralarda sürünüp duruyorum. modlog'dan sabırtaşı yazar alımında benim neden alınmadığım konusunda bilgi verecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
0
sabırtaşı alırken son bir hafta içinde ya da son bir ay içinde online olma şartı vardı. belki ondandır.
0
@ayiadam, son 6 aydı o kriter.
@mustee, her türlü şartı sağlamıyorsunuzdur muhtemelen. yoksa adamların sana özel bir gıcığı olduğundan almıyor değiller.
@mustee, her türlü şartı sağlamıyorsunuzdur muhtemelen. yoksa adamların sana özel bir gıcığı olduğundan almıyor değiller.
0
son bir ayda login olmalı, 6 aydan eski olmalı
(bkz: #14654533)
bu kriterlere uyuyor musun bak bi mustee
modlog da öyle süpersonik birşey değil ne yazık ki, göremiyoruz niye yazar olmadığını
(bkz: #14654533)
bu kriterlere uyuyor musun bak bi mustee
modlog da öyle süpersonik birşey değil ne yazık ki, göremiyoruz niye yazar olmadığını
0
gıcıkları olduğu için falan olduğunu bende zannetmem de, acaba sistem tamamen hatasız mı yoksa bilgisayar hatası olabilir mi diye düşünüyorum. çünkü çaylak olarak yazabilmeye başladğımdan beri online olmadığım hafta yok. hatta neredeyse her gün online olmuşumdur diyebilirim. aklıma takılan "acaba sistem hatası olabilir mi?" çünkü alımlar manuel olarak yapılmadı bildiğim kadarıyla. bu konu hakkında özellikle moderatör arkadaşlardan biri beni aydınlatabilirse çok sevinirim. eğer benden kaynaklanan bir sebepten alınmadıysam elbette beklerim bir kaç ay daha sorun değil.
0
sıranız gelmiş de pas geçilmiş olabilirsiniz. bu da sabırtaşı alımlarıyla yazar olamama nedenlerinden biri.
0
kibritsuyu;
benim asıl merak ettiğim konu sistem hatası konusunda aslında. yani ben sabırtaşı alımlarında yazar olma kriterlerine uyduğum halde alınmamış olabilir miyim? çünkü gerçekten kriterlere uyduğum konusunda teredddüt yaşamıyorum. ama eğer bana biri çıkıp derse ki "kardeşim şu sebepten dolayı seni sabırtaşı alımlarında almadık." inan çok rahatlıycam ve 2100 kişilik sırada beklemek bu kadar zor olmayacak. ama yazarlık hak ettiğim bişeyse ve ben örneğin bir sistem hatası yüzünden alınmadıysam, bu durumun düzeltilmesi için kimseye yazamıyorum maalesef. bu konuda bana yardımcı olabilirsen sevinirim. kurtlar vadisi hakkındaki tüm yazılarını okudum. bu haftaki bölüm yazını bekliyorum. teşekkürler.
benim asıl merak ettiğim konu sistem hatası konusunda aslında. yani ben sabırtaşı alımlarında yazar olma kriterlerine uyduğum halde alınmamış olabilir miyim? çünkü gerçekten kriterlere uyduğum konusunda teredddüt yaşamıyorum. ama eğer bana biri çıkıp derse ki "kardeşim şu sebepten dolayı seni sabırtaşı alımlarında almadık." inan çok rahatlıycam ve 2100 kişilik sırada beklemek bu kadar zor olmayacak. ama yazarlık hak ettiğim bişeyse ve ben örneğin bir sistem hatası yüzünden alınmadıysam, bu durumun düzeltilmesi için kimseye yazamıyorum maalesef. bu konuda bana yardımcı olabilirsen sevinirim. kurtlar vadisi hakkındaki tüm yazılarını okudum. bu haftaki bölüm yazını bekliyorum. teşekkürler.
0
2007 kasim ayindaysan pas gecildigini pek dusunmuyorum. cunku bir arkadasimda 2007 kasiminda kayit olup sabirtasi olmustu. hatta onun bir tane entryside silinmisti. ama neden o pas gecilenler kategorisine girmedi anlayamadik. sistematik bir hata olasiligida var tabi. ama emin ol modlardan biri bu duyuruyu gorup durumunu kontrol eder bir kac gun icinde.
0
ali87
poğaça alabileceğim 5,30 gibi açılan fırın bilen var mı ankarada???
poğaça alabileceğim 5,30 gibi açılan fırın bilen var mı ankarada???
0
nerde olduğunuzu bilmiyorum ama emek'te hazine müsteşarlığının arkasında 2 tane pastane- fırın var bunlar 24 saat açık.
0
keşke nerede olduğunuzu tam olarak yazsaydınız. incesu kolejdeki açık, ben 6da gitmiştim ama. ama poaça daha çıkmadı derler büyük ihtimalle
0
pasli_hancer
ekşisözlükteki nickim camasir suyu. 3 saat önce çaylak oldum. neden çaylak olduğuma bakıyım dedim. çöp kutumda silinen bir entryim yok. genel bilgilerimde de daha önce göte girme ihtimali ihtimali ile silinmiş entryim dışında silinmiş entryim yok. anladığım kadarıyla entryim silinip çaylak edilmedim
ekşisözlükteki nickim camasir suyu. 3 saat önce çaylak oldum. neden çaylak olduğuma bakıyım dedim. çöp kutumda silinen bir entryim yok. genel bilgilerimde de daha önce göte girme ihtimali ihtimali ile silinmiş entryim dışında silinmiş entryim yok. anladığım kadarıyla entryim silinip çaylak edilmedim. dün sabah bir kez ispiyonlanmıştım. ispiyonlanma ihtimali olan (göte girebilir) entryleri kendim sildim. daha önceki ispiyonlanmalarda da böyle yapıyordum. toplam son ispiyonlanmayla birlikte 7 defa ispiyonlanmışım. bunlardan daha önce bir defa göte girme ihtimali üzerine entryim silinde. şimdi çaylak oldum ama başka entryim silinmemiş. birşey anlamadım. niye çaylak oldum ben? cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.
0
göte girebilecek entriler girip silmeniz birilerinin dikkatini çekmiştir belki?
0
evet, daha tecrübeli veya yetkili olanlar bi cevap vericktir ama duyurudan okuduğum bildiğim kadarıyla ispiyonlandıktan sonra silinen veya değiştirilen entryler yazarın tarihçesine not olarak düşülüyo.
zaten ispiyonların geri dönüşü çok uzun zaman alabiliyo. isteyen istediğine küfür edip, 1-2 saat sonra silerse ne hale gelir sözlük. hem modlar tetikte bekleyemiyolar öyle saatlerce.
verdiğim örnek olma ihtimali olan uç bi örnek ama gayet mümkün birşey. yanlış anlama, seni biliyorum, iyi yazıyodun, yazık olmuş, umarım dönersin en kısa zamanda.
zaten ispiyonların geri dönüşü çok uzun zaman alabiliyo. isteyen istediğine küfür edip, 1-2 saat sonra silerse ne hale gelir sözlük. hem modlar tetikte bekleyemiyolar öyle saatlerce.
verdiğim örnek olma ihtimali olan uç bi örnek ama gayet mümkün birşey. yanlış anlama, seni biliyorum, iyi yazıyodun, yazık olmuş, umarım dönersin en kısa zamanda.
0
son entryin de bakınız fasilitesiyle diyalog şeklinde. bu bardağı taşırmış olabilir veya burdan yola çıkıp demin bahsettiğimiz mevzuya varılmış olabilir senin geçmişine bakılıp da.
0
hocam öncelikle dönmem için yaptığınız dilekleriniz için sağolun. önümde 17 bin kişi var. bir 3 ay dönemem herhalde. ya dediğiniz gibi bkz'den çaylak edilmiş olsam ilgili entry silinmiş olurdu. silinen entry'de yok. ispiyonlanma konusunda haklısınız, ispiyonun geri dönüşü uzun zaman alıyor. herkes birbirine küfredebilir. ama benim göte girme ihtimali olan entrylerimde bile tam göte girme ihtimali yok. bir tek göte girmesinden silinen entry im var o entryde de vakit gazetesi hakkında 'kağıt kalitesi güzel.ben bunu tuvalet kağıdı olarak kullanıyorum' demişim ve o entry silinmiş. buraya bu entryi yazabiliyorum çünkü aynı başlık altında hala vakit gazetesinin tuvalet kağıdı olarak itham eden entryler var. ben ise törpülerek sadece kağıt kalitesi güzel diye tuvalet kağıdı olarak kullanılmasını kastetmişim.(ticari itbari zedelenebilir diye silinmiş bu entry) sözün özü göte girme ihitmali olan entrylerde de böyle törpüleme yapıyorum. en son ispiyonlandığım entryde de tahmin ediyorum; phileas otobüslerinin kaldırılması üzerine bu otobüslerin kadirsever kişilerin biryerlerine monte edilmesi lazım demişim. insanlara otobüs monte etmek herhalde hukuksal açıdan sakıncalı. nereye monte edilmeli organ ismide vermemişim ki. belki o otobüslerin kadirseverlere montelenip çöpe atılmasını savunuyorum.(etiket hesabı) bunda göte girecek ne durum var ki. ben yinede moderasyona iş bırakmadan sildim bu entryi. çoğu entryimde de götü giren kısımlar bu türden şeyler. neyse çaylak olduk. en az bir 3 ay görüşmemek üzere :)
0
"otobüslerin kadirsever kişilerin biryerlerine monte edilmesi lazım demişim. insanlara otobüs monte etmek herhalde hukuksal açıdan sakıncalı. nereye monte edilmeli organ ismide vermemişim ki."
ekşi sözlük'ün gg konusunda hassas olduğunu biliyorsunuz, bu tür bir söylem de bu kapsamda gayet gg olur. gg entry'ler yazıp silmeniz çaylak olmanıza engel değil, çünkü belki moderatör çoktan o entry ile karşılaşmış ve preator'a yollamıştır. preator da inceleyip kararını verecektir. dolayısıyla siz tam bu esnada entry'i silmiş olsanız bile çaylak olmaktan kurtulamamışsınızdır.
bi de tabii üstüne bkz fasiliteleriyle diyalog var. o da tuz biber olmuştur.
ekşi sözlük'ün gg konusunda hassas olduğunu biliyorsunuz, bu tür bir söylem de bu kapsamda gayet gg olur. gg entry'ler yazıp silmeniz çaylak olmanıza engel değil, çünkü belki moderatör çoktan o entry ile karşılaşmış ve preator'a yollamıştır. preator da inceleyip kararını verecektir. dolayısıyla siz tam bu esnada entry'i silmiş olsanız bile çaylak olmaktan kurtulamamışsınızdır.
bi de tabii üstüne bkz fasiliteleriyle diyalog var. o da tuz biber olmuştur.
0
bu tür teknik bi konuya uzmanları varken 3. cevabım olucak kusura bakılmasın ama bi sabırtaşı çaylak haykırmadan ben söyliyeyim istiyorum: 3 ay ne lan 3 ay ne! ayda 10 sıra ilerliyo lan o liste!
evet durum ne yazık ki böyle, umarım sabırtaşı çaylaklar için birşeyler düşünüyolardır. kötü bi durum çünkü.
evet durum ne yazık ki böyle, umarım sabırtaşı çaylaklar için birşeyler düşünüyolardır. kötü bi durum çünkü.
0
su soyleyeceklerimin hepsi farazidir, once bunu ifade edeyim:
aslinda daha 100 entry falan girmissiniz ama neredeyse hep tartismalarla alakali entryler yazmissiniz, bkz fasilitesi ile diyalog, bi de gote girebilir entry yazdiysaniz bunu silseniz bile dikkat cekmis olabilir. sozlukte sizden daha sert uslup kullanan ve bir ton tartismaya giren yazarlar var ama onlar bilmem kac yildir sozlukte olduklarindan ve biraz ne oldugu belli insanlar olduklarindan bu tartismac entryleri sorun yaratmazken(ki son ornekte goruldugu uzere yaratabiliyor da), siz cok yeni oldugunuz icin "potansiyel trol" olarak gorulmus ve bu sebepten daha sert muamele gormus olabilirsiniz. bence yeni yazar olarak ilk 50- 100 entrynizin daha temiz olmasina dikkat ederseniz silinen entrylerinize ragmen ilerde caylak olma ve ucurulma ihtimalinizi azaltabilirsiniz. tabii bu muhtemelen sart degildir ama gereksiz bir onlem de olmasa gerek. en azindan sunu soyleyeyim sizinle benzer tarzda yazan arkadaslar basit bi nedenden de olsa entryleri silindikten sonra bi kac ay caylak olarak bekletilip sonra ucurulmuslardi. o bakimdan yeni yazarlarin sozlukten ucurulmaktan korkup bir sure etliye sutluye bulasmayan kitap, muzik, film, gezilen yer, gidilen okul, yasanilan yer, ugrasilan alanla ilgili konularda bilgi iceren entryler girmelerinin sozluk omurlerini uzatabilecegini dusunuyorum. ne bileyim, bence tartisma konularindaki uslup, dahi anlamindaki de'lerin ayrilmasi, turkceyi dogru kullanmak, imlaya dikkat bile -en azindan yeni yazarlar acisindan- onemli olabilir.
bunlar olmazsa olmaz seyler degillerdir ama dikkat edilmesinin faydasi vardir muhtemelen, okuyorlar cunku entrylerinizi... siz nasil entrylerden yazarlara asina oluyosaniz onlar da oluyorlardir diye tahmin ediyorum. bilemiyorum cok mu tirsak geldi yazdiklarim ama bunlari sadece ben de soylemiyorum, kendileri de yeri gelince uyariyorlar.
sonuc olarak her ne sebepten caylak olduysaniz, yeni yazarlarin hatalari kolay kabul edilmiyor, muhtemelen bir dahaki hatanizda diger 50-60 entrynize de bir goz atip ne yapacaklarina karar verecekler, o sebepten dondugunuzde daha dikkatli olmanizi oneririm. valla bakin yabana da atmayin bunlari, benim "dikkat et" dedigim arkadaslar uctular bir bir... bence mesele sadece hatali entry girmeleri degildi, arkadaslarin diger entryleri legal olsa da kendilerini sozlukte tutmaya yetmedi(muhtemelen).
sozluk yetkilisi falan olmadigim icin de su dediklerimin hic bir degeri yoktur, bunu tekrar belirteyim. belki sozluk yazarligina fazlasiyla deger verdim ve muhtemelen su anda da veriyorum, 3-4 sene gecmis hala sozluge her login olusumda tema degisene kadar "uctum mu" diye bi endise duydugum oluyor. ilan-i ask gibi oldu lan...
caylaklik suresi isleri su an nasi donuyo bilmiyorum, 2-3 kez caylak oldum da oyle uzun surmedi hicbiri, sadece gote girebilirde en az 1 hafta bekledigimi hatirliyorum. siz de 10 entrynizi yazin bekleyin artik.
aslinda daha 100 entry falan girmissiniz ama neredeyse hep tartismalarla alakali entryler yazmissiniz, bkz fasilitesi ile diyalog, bi de gote girebilir entry yazdiysaniz bunu silseniz bile dikkat cekmis olabilir. sozlukte sizden daha sert uslup kullanan ve bir ton tartismaya giren yazarlar var ama onlar bilmem kac yildir sozlukte olduklarindan ve biraz ne oldugu belli insanlar olduklarindan bu tartismac entryleri sorun yaratmazken(ki son ornekte goruldugu uzere yaratabiliyor da), siz cok yeni oldugunuz icin "potansiyel trol" olarak gorulmus ve bu sebepten daha sert muamele gormus olabilirsiniz. bence yeni yazar olarak ilk 50- 100 entrynizin daha temiz olmasina dikkat ederseniz silinen entrylerinize ragmen ilerde caylak olma ve ucurulma ihtimalinizi azaltabilirsiniz. tabii bu muhtemelen sart degildir ama gereksiz bir onlem de olmasa gerek. en azindan sunu soyleyeyim sizinle benzer tarzda yazan arkadaslar basit bi nedenden de olsa entryleri silindikten sonra bi kac ay caylak olarak bekletilip sonra ucurulmuslardi. o bakimdan yeni yazarlarin sozlukten ucurulmaktan korkup bir sure etliye sutluye bulasmayan kitap, muzik, film, gezilen yer, gidilen okul, yasanilan yer, ugrasilan alanla ilgili konularda bilgi iceren entryler girmelerinin sozluk omurlerini uzatabilecegini dusunuyorum. ne bileyim, bence tartisma konularindaki uslup, dahi anlamindaki de'lerin ayrilmasi, turkceyi dogru kullanmak, imlaya dikkat bile -en azindan yeni yazarlar acisindan- onemli olabilir.
bunlar olmazsa olmaz seyler degillerdir ama dikkat edilmesinin faydasi vardir muhtemelen, okuyorlar cunku entrylerinizi... siz nasil entrylerden yazarlara asina oluyosaniz onlar da oluyorlardir diye tahmin ediyorum. bilemiyorum cok mu tirsak geldi yazdiklarim ama bunlari sadece ben de soylemiyorum, kendileri de yeri gelince uyariyorlar.
sonuc olarak her ne sebepten caylak olduysaniz, yeni yazarlarin hatalari kolay kabul edilmiyor, muhtemelen bir dahaki hatanizda diger 50-60 entrynize de bir goz atip ne yapacaklarina karar verecekler, o sebepten dondugunuzde daha dikkatli olmanizi oneririm. valla bakin yabana da atmayin bunlari, benim "dikkat et" dedigim arkadaslar uctular bir bir... bence mesele sadece hatali entry girmeleri degildi, arkadaslarin diger entryleri legal olsa da kendilerini sozlukte tutmaya yetmedi(muhtemelen).
sozluk yetkilisi falan olmadigim icin de su dediklerimin hic bir degeri yoktur, bunu tekrar belirteyim. belki sozluk yazarligina fazlasiyla deger verdim ve muhtemelen su anda da veriyorum, 3-4 sene gecmis hala sozluge her login olusumda tema degisene kadar "uctum mu" diye bi endise duydugum oluyor. ilan-i ask gibi oldu lan...
caylaklik suresi isleri su an nasi donuyo bilmiyorum, 2-3 kez caylak oldum da oyle uzun surmedi hicbiri, sadece gote girebilirde en az 1 hafta bekledigimi hatirliyorum. siz de 10 entrynizi yazin bekleyin artik.
0
entry'nizi sildiğinizde tamamen yok etmiyorsunuz. daha önce de yazmıştım bunu. entry'nin silinmeden önceki hali, editlendiyse kaç defa editlernirse editlensin her hali moderatörler tarafından görülebilir. 7 defa ispiyonlandıysanız ve her defasında riskli entry'lerinizi sildiyseniz bu bir moderatörün dikkatini çekmiş olabilir.
0
arkadaşlar cevaplarınız için teşekkürler. uzun zaman çaylak bekleyecem anlaşıldı. kedifelix daha 50 entry girmiştim. sildiğim entry sayısıs ise 150. hepsi sözlük kurallarına uyumsuz diye de silmedim. bazılarını beğenmediğim için kendim sildim. (günde 1000 çaylağın entrysini okusalar 17. günün sonunda yazarım. olacak inşaallah olacak.)
0
carcass
Yarına teslim edilmesi gereken İngilizce bir kısa öykünün çevirisi üzerine eleştiri/yorum yazmam gerekiyor. Elimde Akşit Göktürk'in Çeviri: Dillerin Dili adlı kitap mevcut. Kitaba ilk defa bu gün göz attığım kadarıyla, akademik olarak kabul görmüş standart bir çeviri eleştirisi kuramı mevcut değil s
Yarına teslim edilmesi gereken İngilizce bir kısa öykünün çevirisi üzerine eleştiri/yorum yazmam gerekiyor. Elimde Akşit Göktürk'in Çeviri: Dillerin Dili adlı kitap mevcut. Kitaba ilk defa bu gün göz attığım kadarıyla, akademik olarak kabul görmüş standart bir çeviri eleştirisi kuramı mevcut değil sanırım. Sadece eşdeğerliliğin bir takım ölçütlerinden söz etmiş, yananlamsal, düzanlamsal vb. gibi.
Yine de iş pratiğe gelince, bir öykünün çevirisinin eleştirisi nasıl yapılmalı, bu konuda kafamda pek birşey netleştiremedim. Makalem için bir kaç bin kelimeyi nasıl doldurmalıyım, hangi noktalara değinmeliyim? Sadece çevirmenin hatalarını bulup çıkarmaktan ibaret midir bu iş?
Öyle bir kaç cümlelik cevabı olan bir soru değil sanırım, ama son gün vize sancısıyla kafamdaki bulanıklığı döküvereyim dedim. Aslında çok kolay olduğunun farkındayım, ama bu kolaylık sadece ortada net bir metodun olmayışından kaynaklanıyor, ki, beni en rahatsız eden durum da bu. Yaz gitsin, saçmala birşeyler diyemiyorum. Hep bu bahaneyle de okul uzuyor anasını satayım.
Bahsi geçen taşşaklı kısa öykü, H. P. Lovecraft, "The Outsider", Türkçe çevirisi de Dost Kitabevi Yay. "H. P. Lovecraft: Toplu Eserleri 3".
Yine de iş pratiğe gelince, bir öykünün çevirisinin eleştirisi nasıl yapılmalı, bu konuda kafamda pek birşey netleştiremedim. Makalem için bir kaç bin kelimeyi nasıl doldurmalıyım, hangi noktalara değinmeliyim? Sadece çevirmenin hatalarını bulup çıkarmaktan ibaret midir bu iş?
Öyle bir kaç cümlelik cevabı olan bir soru değil sanırım, ama son gün vize sancısıyla kafamdaki bulanıklığı döküvereyim dedim. Aslında çok kolay olduğunun farkındayım, ama bu kolaylık sadece ortada net bir metodun olmayışından kaynaklanıyor, ki, beni en rahatsız eden durum da bu. Yaz gitsin, saçmala birşeyler diyemiyorum. Hep bu bahaneyle de okul uzuyor anasını satayım.
Bahsi geçen taşşaklı kısa öykü, H. P. Lovecraft, "The Outsider", Türkçe çevirisi de Dost Kitabevi Yay. "H. P. Lovecraft: Toplu Eserleri 3".
0
hocalar genelde çeviri kuramı derslerinde gördüğünüz kavramları kullanarak ödev yazmanızı ve böylece elinizdeki çeviri metninin analizini bu kavramlar ışığında yapıp yapamadığınızı görmek isterler. çeviri kuramı dersi alıyorsanız derslerde gördüğünüz kavram ve teorilere değinmeniz ve bağlantı kurmanız önemli olacaktır. çeviri kuramıyla alakamız yok çeviriyle ilgili tek bir ders alıyorum diyorsanız da o halde yine ders notlarınıza dönüp hocanın nelerin üstünde durduğuna bakın. yani hedef metinde çeviri hatası avcılığı yapmaktansa çevirmenin neden öyle çevirmeyi tercih ettiği üzerinden gitmek daha iyi. örneğin eski çevirilerde çevirinin yapıldığı tarihteki şartlara bakılır. başka bir örnekse bazı durumlarda yayınevinin ideolojisi, duruşu çevirinin şeklini doğrudan etkileyebilir.
çeviride kısaltmalar yapılmış mı, atlanan yerler veya sözcükler var mı, çevirmen bazı şeyleri farklı söylemeyi tercih etmiş mi bunlara da bakın. ve bu tercihlerin olası nedenleri ile (eğer lazımsa) kuramsal bağlantıları üzerinde durun. öykünün başlığı türkçeye nasıl çevrilmiş ona da bir yorum yapın. çok şey var da şimdilik aklıma bunlar geldi.
çeviride kısaltmalar yapılmış mı, atlanan yerler veya sözcükler var mı, çevirmen bazı şeyleri farklı söylemeyi tercih etmiş mi bunlara da bakın. ve bu tercihlerin olası nedenleri ile (eğer lazımsa) kuramsal bağlantıları üzerinde durun. öykünün başlığı türkçeye nasıl çevrilmiş ona da bir yorum yapın. çok şey var da şimdilik aklıma bunlar geldi.
0
dur aklıma geldi; mesela öyküde şiveli konuşma vardır, onlar türkçeye nasıl aktarılmıştır, veya yazar bilinç akışı vb. bir edebi teknik kullanıyordur cümleleri upuzundur veya tam tersi kısa kısadır. bunları çevirmen aynen korumaya, "sadık" çeviri yapmaya mı çalışmış yoksa kendisi yeniden mi yorumlamış, veya hiç özenilmeden dan dun çevrildiği izlenimi veren bir metinle mi karşı karşıyasınız? yer isimleri nasıl verilmiş, türkçe okunuşa mı uydurulmuş, orijinali mi verilmiş? fikir olsun diye yazıyorum bunları umarım bir şeyler çıkarabilirsiniz, ödev de yarınaymış. daha aklıma gelirse yine yazarım :)
0
Sağol gerçekten, çok bereketli oldu yorumların. Dediğin gibi çeviriyle ilgili tek bir ders alıyorum ve derslere de pek uğramayışımdan sanırım kuramsal pek bir bilgim yok. Dediğin noktalara değinerek kotarmaya çalışıcam şu işi.
0
eleştiri tarihi ve karşılaştırmalı edebiyat derslerini almıştım. ama çeviri eleştirise rastlamadım hiç. kitaplarıma da baktım bulamadım. gerçi siz bakmışsınızdır heralde ama iki link buldum.
www edebiyatdergisi hacettepe edu tr/2001182BerrinAksoy pdf
www sosyalbil selcuk edu tr/sos_mak/makaleler%5C%C5%9Eerife%20YILDIZ%5C375-386 pdf
suat karantay ve muharrem tosun'un direkt bu konuyla ilgili kitapları da varmış ama sizin için geç sanırım artık, olsun gelecekte aramaya inanan biri çıkar belki.
kofti bi edebiyatçı olarak tavsiyelerimi yazayım. binlerce kelimeden bahsediyosunuz, metinlerden örneklerle aha orijinalde böyle çeviride böyle demiştirler yapmanız gerek. kafanızda kategorilendirmeye gitmelisiniz. ayrı ayrı başlıklar halinde dilin kullanımı, tasvirler, atasözü ve deyimlerin karşılıklarını, kültürel öğelerin yansıması, orijinal metnin hangi edebi akımdan etkilendiği, çeviride aynı etki sözkonusu mu? çevirmen orijinale tamamen sadık kalmış mı. çeviri birebir cümle cümle mi, yoksa cümle çevirisinden ziyade aynı olayı daha az veya daha fazla cümleyle mi aktarmış? hikayeyi bilmiyorum da öznel-nesnel tutumun boyutu ne durumda yazarlar arasında.
çevirmen iki dile de iki kültüre de tamamen hakim olmak zorunda, derste öğreniğimize göre. çeviri eleştirisi yazcak adamın işi çok daha zor çevirmene göre bu durumda.
çok saçmaladım belki ama işine yarayan bşyler bulursun umarım:)
edit: ben yazarken kitaba notlara daldım, quasiromantic yazmış biçok şeyi:)
edit2: noktaları kaldırdım linkteki.
www edebiyatdergisi hacettepe edu tr/2001182BerrinAksoy pdf
www sosyalbil selcuk edu tr/sos_mak/makaleler%5C%C5%9Eerife%20YILDIZ%5C375-386 pdf
suat karantay ve muharrem tosun'un direkt bu konuyla ilgili kitapları da varmış ama sizin için geç sanırım artık, olsun gelecekte aramaya inanan biri çıkar belki.
kofti bi edebiyatçı olarak tavsiyelerimi yazayım. binlerce kelimeden bahsediyosunuz, metinlerden örneklerle aha orijinalde böyle çeviride böyle demiştirler yapmanız gerek. kafanızda kategorilendirmeye gitmelisiniz. ayrı ayrı başlıklar halinde dilin kullanımı, tasvirler, atasözü ve deyimlerin karşılıklarını, kültürel öğelerin yansıması, orijinal metnin hangi edebi akımdan etkilendiği, çeviride aynı etki sözkonusu mu? çevirmen orijinale tamamen sadık kalmış mı. çeviri birebir cümle cümle mi, yoksa cümle çevirisinden ziyade aynı olayı daha az veya daha fazla cümleyle mi aktarmış? hikayeyi bilmiyorum da öznel-nesnel tutumun boyutu ne durumda yazarlar arasında.
çevirmen iki dile de iki kültüre de tamamen hakim olmak zorunda, derste öğreniğimize göre. çeviri eleştirisi yazcak adamın işi çok daha zor çevirmene göre bu durumda.
çok saçmaladım belki ama işine yarayan bşyler bulursun umarım:)
edit: ben yazarken kitaba notlara daldım, quasiromantic yazmış biçok şeyi:)
edit2: noktaları kaldırdım linkteki.
0
emcedeltate
merhabalar maya astrofizikçileri,(tüm sorular `age of empires 2 conquerers ile ilgili oldu` ile ilgilidir)geçen cuma arkadaş grubumla anlaşıp bir internet cafeye aoe oynamaya gittik. karşı takım persleri`:persian` aldı. biz de turks olduk. onlar bize göre daha çok military geliştikleri için onlar at
merhabalar maya astrofizikçileri,
(tüm sorular age of empires 2 conquerers ile ilgili oldu ile ilgilidir)
geçen cuma arkadaş grubumla anlaşıp bir internet cafeye aoe oynamaya gittik. karşı takım persleri* aldı. biz de turks olduk. onlar bize göre daha çok military geliştikleri için onlar atak yaptı. biz de malum defans yapmaya çalıştık. age of empires i iyi bildiğimi sanıyordum ancak pers filleri bütün ok atan kalelerimi top atan kulelerimi surlarımı 3 dk da parçaladı. zaten ordumu söylemiyorum bile. bu cuma yine yapıyoruz.
savunma yapmak için en iyi ülke hangisidir. (trebucket falan olabilir)
ben savunma için ne gibi teknikler uygulayabilirim?
eğer deniz kenarına düşersem neler yapayım.
monklar fillere karşı hızlı etki ediyor ancak 4 tanesi falan yanyana gelince. o da 400 gold. pii. monk kullanmayı düşünmüyorum.
açılacak harita ada haritası değil büyük ihtimalle basit bir mediterrenean haritası olacak.
ne yapar ne eder de bu şerefsiz filleri , pers camellerini ve jannissarylerini püskürtürüm?
lütfen aklııza gelen en küçük şeyi bile esirgemeyin.
gadanızı yerim.
(tüm sorular age of empires 2 conquerers ile ilgili oldu ile ilgilidir)
geçen cuma arkadaş grubumla anlaşıp bir internet cafeye aoe oynamaya gittik. karşı takım persleri* aldı. biz de turks olduk. onlar bize göre daha çok military geliştikleri için onlar atak yaptı. biz de malum defans yapmaya çalıştık. age of empires i iyi bildiğimi sanıyordum ancak pers filleri bütün ok atan kalelerimi top atan kulelerimi surlarımı 3 dk da parçaladı. zaten ordumu söylemiyorum bile. bu cuma yine yapıyoruz.
savunma yapmak için en iyi ülke hangisidir. (trebucket falan olabilir)
ben savunma için ne gibi teknikler uygulayabilirim?
eğer deniz kenarına düşersem neler yapayım.
monklar fillere karşı hızlı etki ediyor ancak 4 tanesi falan yanyana gelince. o da 400 gold. pii. monk kullanmayı düşünmüyorum.
açılacak harita ada haritası değil büyük ihtimalle basit bir mediterrenean haritası olacak.
ne yapar ne eder de bu şerefsiz filleri , pers camellerini ve jannissarylerini püskürtürüm?
lütfen aklııza gelen en küçük şeyi bile esirgemeyin.
gadanızı yerim.
0
saracens'i al. pikeman ve saracen'İn özel unit'ini bas.(adını unuttum şimdi) gönder pikeman'leri fillerin üstüne onlar keser zaten fileri. diğerlerini de özel unit'le almaya çalışırsın.
0
evvela kings değil de conquerors oynasanıza.
fillere cevap pikeman! 4 tanesi bi fili yiyodu hatırladığım kadarıyla, çok ekonomik oluyo karşı tarafa göre. conq oynarsan da halberdier diye bi üst modeli var, onlar daha felaket. atlılara fillere karşı birebir.
file ok çare değil, tabiki öyle olur.
deniz kıyısına düşersen, deniz hakimiyeti önemli, daha çok gemi, daha etkili gemi yapmalı transportlara saldırmalısın.
savunma yapma ya, bırak onlar düşünsün:) daha çok zevk alırsın.
rakibi alt etmek için sana çok basit taktikler vereyim yine aynı ülke olcaklarsa.
bol işçi. bol tahta, gelen tahtalarla bol tarla. arkadaşlarınla trade! ekonomiyi sağlam tut.
iki çeşit asker yapıcan. ha pardon, sana önerim britons ol. barrackstan pikeman, kaleden longbowmon bas. 8 yılımı verdim bu oyuna, longbowmon tek anti üniti olmayan savaşçı. range'i ile baş etmek imkansız kale bile yıkıyosun.
iki çeşit asker bi kural gibi bişey. bi kılıçlı, bi oklu, veya bir hızlı bir yavaş kombinasyonu. benim önerim de çok ekonomik zaten. bissürü castle yap, barracks yap, deli gibi adam bas. onların ekonomisi senden çok önce çökücek. yıkıma da allahın izniyle 5-6 mancınıkla gidersin kaleden çıkan.
filler veya atlılar gelicek, fillere dediğim gibi pikemanlarla önden girişçen. arkadan da longbowmanlar sikçek. bu kadar basit. rakibin eli kolu bağlı olcak.
çok eğlendim ya yazarken. bşy olursa sor, bayıla bayıla cevaplarm, tartışırız. ama brit ol, neye uğradıklarını şaşırcaklar.
fillere cevap pikeman! 4 tanesi bi fili yiyodu hatırladığım kadarıyla, çok ekonomik oluyo karşı tarafa göre. conq oynarsan da halberdier diye bi üst modeli var, onlar daha felaket. atlılara fillere karşı birebir.
file ok çare değil, tabiki öyle olur.
deniz kıyısına düşersen, deniz hakimiyeti önemli, daha çok gemi, daha etkili gemi yapmalı transportlara saldırmalısın.
savunma yapma ya, bırak onlar düşünsün:) daha çok zevk alırsın.
rakibi alt etmek için sana çok basit taktikler vereyim yine aynı ülke olcaklarsa.
bol işçi. bol tahta, gelen tahtalarla bol tarla. arkadaşlarınla trade! ekonomiyi sağlam tut.
iki çeşit asker yapıcan. ha pardon, sana önerim britons ol. barrackstan pikeman, kaleden longbowmon bas. 8 yılımı verdim bu oyuna, longbowmon tek anti üniti olmayan savaşçı. range'i ile baş etmek imkansız kale bile yıkıyosun.
iki çeşit asker bi kural gibi bişey. bi kılıçlı, bi oklu, veya bir hızlı bir yavaş kombinasyonu. benim önerim de çok ekonomik zaten. bissürü castle yap, barracks yap, deli gibi adam bas. onların ekonomisi senden çok önce çökücek. yıkıma da allahın izniyle 5-6 mancınıkla gidersin kaleden çıkan.
filler veya atlılar gelicek, fillere dediğim gibi pikemanlarla önden girişçen. arkadan da longbowmanlar sikçek. bu kadar basit. rakibin eli kolu bağlı olcak.
çok eğlendim ya yazarken. bşy olursa sor, bayıla bayıla cevaplarm, tartışırız. ama brit ol, neye uğradıklarını şaşırcaklar.
0
eğer rakipte pers, türk birlikte varsa en iyi çözüm bizans ve saraacen gibi duruyor.
bizans zaten defans için baya sağlam bir ırk. kale askerlerini sonuna kadar geliştirirsen ne pikeman, ne başka bir şey işliyor. develerini ve pikemanlarını fillere karşı, atlılarını da yeniçeriye karşı kullanabilirsin. ayrıca topçu kulesi var ve binaları diğer milletlere göre daha dayanıklı. altını ticaret yoluyla halletmeye çalış.
saracen'de baya iyi hatta belki daha iyi olur ama çok sağlam ekonomi yapman lazım. hayvani şekilde altın ihtiyacın olacak o yüzden dostlarınla ticaret olayını abartman lazım ama eğer bunu başarırsan altın ihtiyacını çok rahat karşılayabilirsin. özel askerleri atlılara karşı etkili bu da demektir ki fillere karşı da etkili ki zaten kendileri oyunun en psikopat askerlerinden biridir her türlü orduyu dağıtabilme kapasitesine sahipler. siege onager, topçu gibi üniteler yeniçerilere karşı çok etkilidir hatta filler yavaş yürüdüğü için onlara karşı da etkili olabilirler ve saracenlerde ikisi de mevcut.
son olarak eğer birkaç kişilik bir takımınız varsa belki biriniz briton olarak yeniçerilerin en büyük düşmanı olan ingiliz okçularını yapıp direk türkleri devre dışı bırakabilir, ki az bir kaynakla üretilen özel okçular ve pikeman gayet etkili olabiliyor. diğerleri de üstteki ırklardan biriyle işi bitirir.
sonuç olarak saracen sizin aradığınız şey gibi duruyor. altın konusuna dikkat. özel asker, siege, pikeman, topçu aradan isterseniz develi ile oyun biter.
edit: age of kings'te bizans özel askerleri biraz daha güçsüzdü, şimdi hatırladım. anti ünitesi yoktu yeni versiyonda ama eski versiyonda pike ve develere karşı güçsüz kalabilir.
bizans zaten defans için baya sağlam bir ırk. kale askerlerini sonuna kadar geliştirirsen ne pikeman, ne başka bir şey işliyor. develerini ve pikemanlarını fillere karşı, atlılarını da yeniçeriye karşı kullanabilirsin. ayrıca topçu kulesi var ve binaları diğer milletlere göre daha dayanıklı. altını ticaret yoluyla halletmeye çalış.
saracen'de baya iyi hatta belki daha iyi olur ama çok sağlam ekonomi yapman lazım. hayvani şekilde altın ihtiyacın olacak o yüzden dostlarınla ticaret olayını abartman lazım ama eğer bunu başarırsan altın ihtiyacını çok rahat karşılayabilirsin. özel askerleri atlılara karşı etkili bu da demektir ki fillere karşı da etkili ki zaten kendileri oyunun en psikopat askerlerinden biridir her türlü orduyu dağıtabilme kapasitesine sahipler. siege onager, topçu gibi üniteler yeniçerilere karşı çok etkilidir hatta filler yavaş yürüdüğü için onlara karşı da etkili olabilirler ve saracenlerde ikisi de mevcut.
son olarak eğer birkaç kişilik bir takımınız varsa belki biriniz briton olarak yeniçerilerin en büyük düşmanı olan ingiliz okçularını yapıp direk türkleri devre dışı bırakabilir, ki az bir kaynakla üretilen özel okçular ve pikeman gayet etkili olabiliyor. diğerleri de üstteki ırklardan biriyle işi bitirir.
sonuç olarak saracen sizin aradığınız şey gibi duruyor. altın konusuna dikkat. özel asker, siege, pikeman, topçu aradan isterseniz develi ile oyun biter.
edit: age of kings'te bizans özel askerleri biraz daha güçsüzdü, şimdi hatırladım. anti ünitesi yoktu yeni versiyonda ama eski versiyonda pike ve develere karşı güçsüz kalabilir.
0
@ emraah, insantaklidi , tepe
gerçekten çok yardımcı oldunuz. bir tek sorum kaldı. hani age of unitlerini gosteren bir tablo var ya. şu ırkta şundan var. şunda şu var. age of un kendi tablosu. o tabloya nerden erişeblirim ben? internette yani.
gerçekten çok yardımcı oldunuz. bir tek sorum kaldı. hani age of unitlerini gosteren bir tablo var ya. şu ırkta şundan var. şunda şu var. age of un kendi tablosu. o tabloya nerden erişeblirim ben? internette yani.
0
fillere karşı söylendiğigibi pikemanların bonusu vardı.
ama aok'de en hayvan iki birim 1. scorpion: tabii 3 upgrade'i de yapılacak heavy scorpion alınacak. ve ayrıca ırk olarak Keltler seçilecek. zira kendilerinin siege shop'tan basılan ürünlere tam hatırlamıyorum rakamı ama %30 saldırı bonusu var. Celts seçip 50 tane scorpion üretip yiyemeceğiniz ünite yok. çok hızlı ateş ediyor ve maximum damage'i çok yüksek.
2.samurai: bu abilerin de ilginç şekilde "düşmanın unique birimlerine karşı" bonusu var. gayet de ekonomik. fiyat/performans oranı şahane bi birim. ayrıcaçok hızlı hareket ediyor ve saldırıyor. fillerin karşısına 2+ katı miktarda bi samuray ordusu yollarsanız katır kutur doğrayacaktır. fillerinbir hortum attığı sürede samuray 3 kılıç darbesi vuracaktır.
ama aok'de en hayvan iki birim 1. scorpion: tabii 3 upgrade'i de yapılacak heavy scorpion alınacak. ve ayrıca ırk olarak Keltler seçilecek. zira kendilerinin siege shop'tan basılan ürünlere tam hatırlamıyorum rakamı ama %30 saldırı bonusu var. Celts seçip 50 tane scorpion üretip yiyemeceğiniz ünite yok. çok hızlı ateş ediyor ve maximum damage'i çok yüksek.
2.samurai: bu abilerin de ilginç şekilde "düşmanın unique birimlerine karşı" bonusu var. gayet de ekonomik. fiyat/performans oranı şahane bi birim. ayrıcaçok hızlı hareket ediyor ve saldırıyor. fillerin karşısına 2+ katı miktarda bi samuray ordusu yollarsanız katır kutur doğrayacaktır. fillerinbir hortum attığı sürede samuray 3 kılıç darbesi vuracaktır.
0
tepedeki psychedelic adam'ın söylediği basit çözüm, hatırladığım kadarıyla, zaten aoe'nin olayı idi. yani, bence de söylediği yeter de artar bile asıl sıkıntı için.
ha diyorsanız ki söyleyin söyleyin nasıl deli savunma yaparım?
-bi' kere, öyle surlarla savunma olmuyor. savunma dediğin şey, ucuz ve doğru asker ile oluyor. pikeman gibi. ha, keyifli geliyorsa öyle yapısal savunma, bir iki kule atarsanız, ortalık şenlenir. okçu kuleleri her savaşta zaman kazandırır. topçu kuleleri ise filleri devirmenizde gayet etkili olur.
lan özlemişim be.
ha diyorsanız ki söyleyin söyleyin nasıl deli savunma yaparım?
-bi' kere, öyle surlarla savunma olmuyor. savunma dediğin şey, ucuz ve doğru asker ile oluyor. pikeman gibi. ha, keyifli geliyorsa öyle yapısal savunma, bir iki kule atarsanız, ortalık şenlenir. okçu kuleleri her savaşta zaman kazandırır. topçu kuleleri ise filleri devirmenizde gayet etkili olur.
lan özlemişim be.
0
oynamayalı çok oldu da o ırkları filan seçerken sağ altta mı solt atta mı bi tuş vardı sanki o gösteriyordu. ama emin değilim. bi de bu özel unitler castle'dan çıkıyor. saracenler'in özel unit'i bıçak atan develer özetle. range'leri düşük. adı mameluke. briton'ların işte daha önce de dendiği gibi okçuları var. hiç kimsede olmayan bi range'e sahipler. adını hatırlamıyorum.
0
o tablomsu yere ırkları seçtiğiniz ekrana geldiğinizde altta ''I'm Ready'' ile aynı hizada olması lazım, bir buton var üzerinde soy ağacı gibi bir şekil var, oradan ulaşabilirsiniz.
özel askerler kaleden çıkıyor. kale surların olduğu menüye geldiğinizde en alt satırda zaten görürsünüz butonun üstündeki resimden tanırsınız.
siz az biliyorsunuz anladığım kadarıyla. en büyük tüyolardan birisi de sürekli işçi basmaktır. 2-3 tane şehir merkezi yapıp hayvani sayıda işçi çıkartın, belinizi doğrultunca ordu yapmak için öldürürsünüz:). şehir merkezi'de ev yaptığınız ekranda en alt satırda, bir kadın ve bir erkek resmi var butonun üstünde.
özel askerler kaleden çıkıyor. kale surların olduğu menüye geldiğinizde en alt satırda zaten görürsünüz butonun üstündeki resimden tanırsınız.
siz az biliyorsunuz anladığım kadarıyla. en büyük tüyolardan birisi de sürekli işçi basmaktır. 2-3 tane şehir merkezi yapıp hayvani sayıda işçi çıkartın, belinizi doğrultunca ordu yapmak için öldürürsünüz:). şehir merkezi'de ev yaptığınız ekranda en alt satırda, bir kadın ve bir erkek resmi var butonun üstünde.
0
kore de tavsiye edilir. siege onagerler (mangonelin full upgrade hali) özellikle hayvani şeylerdir. bir tanesi bir düzine yeniçeriyi secde ettirir. rangeleri de uzun. camellerin armor çok boktan zaten onlara da giydirir. fillere de kök söktürüyor olmaları gerek.
0
tepedeki psychedelic adam
"bir kelimeyle, cümleyle farklı insanların farklı şeyleri anlamasını sağlamak ve bu anlaşılan şeylerin hepsinin de doğru olması"nın bir adı var mı? şöyle bir örnek veriyim: mesela bir kişi yanında olmayan birine "yağmur yağıyor" diyor. ve karşısındaki de "hmm yağmur yağıyor demek ki onun olduğu yerd
"bir kelimeyle, cümleyle farklı insanların farklı şeyleri anlamasını sağlamak ve bu anlaşılan şeylerin hepsinin de doğru olması"nın bir adı var mı? şöyle bir örnek veriyim: mesela bir kişi yanında olmayan birine "yağmur yağıyor" diyor. ve karşısındaki de "hmm yağmur yağıyor demek ki onun olduğu yerde" diye düşünüyor. bir başkasına yine yağmur yağıyor diyor. o da düşünüyor ki "ağladığında hep böyle derdi. ağlıyor demek ki". ve bunların ikisi de doğru hem yağmur yağıyor hem de ağlıyor. soru veya örnek saçma mı bilmiyorum artık ama böyleyken böyle.
0
Merhaba,
Sizin dediğiniz gibi bir sanat ya da kavram, benim bildiğim, yok. Söylediğinize benzer şeyler var ama, sizin söylediğiniz şey çok başka ve kavram ile değil de bir kavrama kişinin kendi yüklediği anlamla alâkalı bir şey. Benim "üzüm"e "ölüm" anlamını yüklememle başkasının "meyve" anlamını yüklemesi edebiyatta özel bir kavramla değil de "anlama" ya da "anlamlar yükleme" ile açıklanabilir.
Yine de söylediklerinizle alâkalı olabilecek birkaç sanat sıralayayım ben:
kinaye: Bir şeyi hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanmak; ince alay.
tevriye: Birden fazla anlamı olan kelimenin iki anlama gelecek şekilde kullanılması.
cinas: Yazılışları aynı, anlamları farklı sözcükleri kullanma.
mecaz: Bir sözü gerçek anlamı dışında kullanma.
tariz: Anlaşılabilecek mananın tam tersini vurgulamak.
Umarım işinize yarar. Kolay gelsin.
Sizin dediğiniz gibi bir sanat ya da kavram, benim bildiğim, yok. Söylediğinize benzer şeyler var ama, sizin söylediğiniz şey çok başka ve kavram ile değil de bir kavrama kişinin kendi yüklediği anlamla alâkalı bir şey. Benim "üzüm"e "ölüm" anlamını yüklememle başkasının "meyve" anlamını yüklemesi edebiyatta özel bir kavramla değil de "anlama" ya da "anlamlar yükleme" ile açıklanabilir.
Yine de söylediklerinizle alâkalı olabilecek birkaç sanat sıralayayım ben:
kinaye: Bir şeyi hem gerçek hem de mecaz anlama gelecek şekilde kullanmak; ince alay.
tevriye: Birden fazla anlamı olan kelimenin iki anlama gelecek şekilde kullanılması.
cinas: Yazılışları aynı, anlamları farklı sözcükleri kullanma.
mecaz: Bir sözü gerçek anlamı dışında kullanma.
tariz: Anlaşılabilecek mananın tam tersini vurgulamak.
Umarım işinize yarar. Kolay gelsin.
0
ingilizcede bir kelime vardı. birkaç haftadır düşünmeme rağmen aklıma gelmiyor. thesaurus'tan falan da bulamadım. "bilmemkimin oğlu bilmemkimin sözleri gibi iki anlamlı" şeklinde açıklamışlardı kelimenin anlamını. buradaki bilmemkimler mitolojik karakterlerdi. mitolojiyle çok aram olmadığı için ne onları ne de kelimeyi bulabiliyorum. ama kabaca özetlersem kelime ambiguous gibiydi ama daha edebi bir anlam içeriyordu sanırım.
bilemiyorum bir yardımı olur mu cevabımın ama eğer kelimeyi bulursam buraya da yazarım.
bilemiyorum bir yardımı olur mu cevabımın ama eğer kelimeyi bulursam buraya da yazarım.
0
@aithra yok onlar da değil. o kadar düz bişey değil sornaya çalıştığım.
ayrıca o kadar da önemli değil. sadece merak ettiğim için sormuştum. söyliyim dedim.
ayrıca o kadar da önemli değil. sadece merak ettiğim için sormuştum. söyliyim dedim.
0
türk kelekom
Arkadaşlar sizinde bildiğiniz gibi ÖSS'de Sosyal-2 gibi illet bir bölüm var.Türk ve Osmanlı tarihinin en incik,boncuğunu soruyorlar.Ezber kısacsı.Yok efendim kazasker ne yapardı yok efendim yeniçerileri kim kaldırdı.Bu sorulara yanıtlar arıyorum internet üzerinde.Net tabanlı Sosyal-2 bölümüne fayda
Arkadaşlar sizinde bildiğiniz gibi ÖSS'de Sosyal-2 gibi illet bir bölüm var.Türk ve Osmanlı tarihinin en incik,boncuğunu soruyorlar.Ezber kısacsı.Yok efendim kazasker ne yapardı yok efendim yeniçerileri kim kaldırdı.Bu sorulara yanıtlar arıyorum internet üzerinde.Net tabanlı Sosyal-2 bölümüne fayda sağlayan kaynaklar biliyor musunuz?Ayrıca normal konu anlatım şeklinde Sosyal-2 konu anlatım kitap tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
kpss genel kültür kitaplarından çalışın. kpss'deki sorularla çok yakın oluyor bildiğim kadarıyla.
0
incik boncuk diyosun da o kadar da abartmıyolar ya. ben de senin gibi düşünüp konu anlatımana kasayım demiştim sonra da ehhh demiştim, çok yorucaktı beni öylesi. sınav'ındı galiba içinde 60 tane tarih2 testi olan bi kitap vardı. onu çözmüştüm çok faydalı oldu. sorabilecekleri bir iki orijinal soru dışında muhakkak çözdüklerin gibi gelir.
yine de sen bilirsin ama internetten uzak dur, faydalı olacağını düşünmüyorum ben. dediğim gibi sos2nin sorular kısa zaten, çöz cevaba bak, öyle öyle yerleşir aklına.
yine de sen bilirsin ama internetten uzak dur, faydalı olacağını düşünmüyorum ben. dediğim gibi sos2nin sorular kısa zaten, çöz cevaba bak, öyle öyle yerleşir aklına.
0
ataturkiye
Merhaba arkadaşlar;dün akşam saat 18:00 sularında kapalı olan avea hattımı +280082xy numaralı bir telefon aramış. Şimdi dolandırıcılık olayları malum biliyorsunuz. O yüzden geri dönmedim. Acep kim ola ki bu numara? Nereden aranmış olabilirim?
Merhaba arkadaşlar;
dün akşam saat 18:00 sularında kapalı olan avea hattımı +280082xy numaralı bir telefon aramış. Şimdi dolandırıcılık olayları malum biliyorsunuz. O yüzden geri dönmedim. Acep kim ola ki bu numara? Nereden aranmış olabilirim?
dün akşam saat 18:00 sularında kapalı olan avea hattımı +280082xy numaralı bir telefon aramış. Şimdi dolandırıcılık olayları malum biliyorsunuz. O yüzden geri dönmedim. Acep kim ola ki bu numara? Nereden aranmış olabilirim?
0
Valla ben de merak etmekteyim. Dönüp dönmemekte kararsızım. Şimdi aramak ve berbat ingilizcemizle rezil olmak da var işin içinde. Kimse bir daha arasın yahu :)
0
Çağrı bıraksaydınız en azından. Bazı telefonlar gelen çağrıları gösteriyor.
0
Yok arayabilirim de dediğim gibi karşıma bir ingiliz dükü çıkıp muazzam aksanıyla ingilizce konuşmaya başlarsa ne yaparım diye merak ediyorum.
0
fake olma ihtimali var. +2 yada +280 diye başlayan kod yok +28 ise wikipedia'da unassigned olarak bahsedilmiş.
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
0
banada +38 li gelmişti, geri dönmedim, galiba geri dönünce saniyede bilmem kaç lira geçiriyorlar, en iyisi unutmak.
0
beni birak saraba bak dayi
15 mart 2009 galatasaray tranzonspor maçında hüseyin cimşir yerdeki topa kafa atmaya çalışmıştı. rüyalarıma giriyor. arıyorum mamafih görüntülerini bulamıyorum. bi buldurun be
15 mart 2009 galatasaray tranzonspor maçında hüseyin cimşir yerdeki topa kafa atmaya çalışmıştı. rüyalarıma giriyor. arıyorum mamafih görüntülerini bulamıyorum. bi buldurun be
0
maçın kanallara dağıtılan 3dklık görüntülerinde var mıydı o şahane an? varsa bulunur yoksa digiturkten istemek lazım:)
0
rentts1
daha önce bu işi yapmış olan kimse var mıdır? varsa buraya nasıl işe başvurduklarını ve iş tanımıyla ilgili bilgilerini paylaşırlarsa çok makbule geçer.
daha önce bu işi yapmış olan kimse var mıdır? varsa buraya nasıl işe başvurduklarını ve iş tanımıyla ilgili bilgilerini paylaşırlarsa çok makbule geçer.
0
ücretli öğretmenlik oluyor diğer adı sanırım.
bulunduğunuz yerin il/ilçe milli eğitim müdürlüğüne başvuruyorsunuz, evrakları hazırlamanızı söylüyorlar. sonra uygun bir yer oldu mu çağırıyorlar. ama garantiniz yok, yani okulunuza sizin branşınızda bir atama oldu mu, sizi alabiliyorlar ordan.
bulunduğunuz yerin il/ilçe milli eğitim müdürlüğüne başvuruyorsunuz, evrakları hazırlamanızı söylüyorlar. sonra uygun bir yer oldu mu çağırıyorlar. ama garantiniz yok, yani okulunuza sizin branşınızda bir atama oldu mu, sizi alabiliyorlar ordan.
0
rectoa'nın dediği gibiyse eğer... üniversite mezunlarının idareten yapacakları bir iş aslında. ders saatine göre ücret alınıyor. 700 lira civarı oluyor maaş. mesela türk dili ve edebiyatı mezunu bir arkadaş başvurmuştu öyle, hamile bir öğretmen izne gitmiş onun yerine şuan 6. 7. 8. sınıf türkçe derslerine giriyor. ziraat mühendisliği mezunu bir arkadaşım da memleketi ağrıda ingilizce öğretmenliği yapıyor. garip ama evet var öyle birşey. dediğim gibi maaş az oluyo ama.
0
ayrıca afedersiniz köpek gibi çalışıp sizinle aynı saat derse giren bir öğretmenin yarısı kadar maaş alırsınız. en azından ing. öğretmenliğinde böyle.
0
@stillsoon, sadece ingilizce değil, diğerlerinde de öyle maalesef. hatta bazı okullarda ikinci sınıf muamelesi görür. sınavlarda filan görev çıkmaz, uyuzluk yaparlar. ufak bir geliri olur, para lazımsa yapılır. başka imkan varsa hiç bulaşılmasa daha güzel olur, kafa rahat eder.
0
emraah
sevgili bilgisayar severler;benim bilgisayarım şuan bebek gibi çalışıyo, sayfaları takır takır açıyo. ama ev arkadaşımın bilgisayarında bi sıkıntı var. bi gogıl açılyo, bazen imdb, diğer sayfalar açılmıyo ya da canı isterse açılıyo ama çok seyrek. başka tarayıcı da denedik, aynı.. msn gayet güzel ça
sevgili bilgisayar severler;
benim bilgisayarım şuan bebek gibi çalışıyo, sayfaları takır takır açıyo. ama ev arkadaşımın bilgisayarında bi sıkıntı var. bi gogıl açılyo, bazen imdb, diğer sayfalar açılmıyo ya da canı isterse açılıyo ama çok seyrek. başka tarayıcı da denedik, aynı.. msn gayet güzel çalışıyo. aynı wireless modemden giriyoruz ama ona niye öyle oldu ki? şu an ağlıyo lan çocuk, görüş belirtebilcek olanınız var mı? virüs mü ki acaba?
benim bilgisayarım şuan bebek gibi çalışıyo, sayfaları takır takır açıyo. ama ev arkadaşımın bilgisayarında bi sıkıntı var. bi gogıl açılyo, bazen imdb, diğer sayfalar açılmıyo ya da canı isterse açılıyo ama çok seyrek. başka tarayıcı da denedik, aynı.. msn gayet güzel çalışıyo. aynı wireless modemden giriyoruz ama ona niye öyle oldu ki? şu an ağlıyo lan çocuk, görüş belirtebilcek olanınız var mı? virüs mü ki acaba?
0
aynı dns'i kullanıyoruz, öyle bişey düşünmedim de bu dnsten aklıma geldi. ben buna dün youtube jacker kurmuştum, ondan olabilir mi ki? artık sabah denicez bunları da
0
tavsan hummasi
Merhaba. Mohsen Amiryoussefi'nin 2004 tarihli Khab-e talkh (bitter dream) adlı filminin torrent'ini aradım, bulamadım. Var mıdır yardım edebilecek?
Merhaba. Mohsen Amiryoussefi'nin 2004 tarihli Khab-e talkh (bitter dream) adlı filminin torrent'ini aradım, bulamadım. Var mıdır yardım edebilecek?
0
emraah
sözlükteki mesajlaşmalarla ilgili gizlilik hakları ne alemdedir? nerede bulacağımı bilemedim.aklıma takılan; biri bana küfretse veya hakaret etse napıcam, moderasyona şikayet etmem gerek herhalde dmi? sonrasında noluyo? uçar, çaylak olur, uyarı?biri bana çok öküz bi mesaj gönderdi mesela, gidip onun
sözlükteki mesajlaşmalarla ilgili gizlilik hakları ne alemdedir? nerede bulacağımı bilemedim.
aklıma takılan; biri bana küfretse veya hakaret etse napıcam, moderasyona şikayet etmem gerek herhalde dmi? sonrasında noluyo? uçar, çaylak olur, uyarı?
biri bana çok öküz bi mesaj gönderdi mesela, gidip onun başlığına aha bu hıyar bana böyle böyle dedi copy paste yapabilir miyim? yada aynı şekilde benim ona samimiyetle paylaştığım bişeyi ben istemezken dünya aleme ilan etse?
aklıma takılan; biri bana küfretse veya hakaret etse napıcam, moderasyona şikayet etmem gerek herhalde dmi? sonrasında noluyo? uçar, çaylak olur, uyarı?
biri bana çok öküz bi mesaj gönderdi mesela, gidip onun başlığına aha bu hıyar bana böyle böyle dedi copy paste yapabilir miyim? yada aynı şekilde benim ona samimiyetle paylaştığım bişeyi ben istemezken dünya aleme ilan etse?
0
moderasyon uzunca suredir mesajlara mudahale etmiyor (mesaj* kufur* seklinde bir arama yaparsan bulabilirsin ilgili basligi)
oyle bir durumda mesaji arsivine at, illa hakkini aramak istiyorsan savciliga basvur. gerekirse mahkeme yoneticilerden yazarin bilgilerini istiyor zaten. gerisi de mahkemede halloluyor.
oyle bir durumda mesaji arsivine at, illa hakkini aramak istiyorsan savciliga basvur. gerekirse mahkeme yoneticilerden yazarin bilgilerini istiyor zaten. gerisi de mahkemede halloluyor.
0
cozuluyordu, artik cozulmuyor.
birinci agizdan aciklamasi da sudur: #9952540.
birinci agizdan aciklamasi da sudur: #9952540.
0
çok önemli bir şey atlanmış.
eğer bir yazarın sana yazdığı mesajı o yazarın nikinin başlığında veya başka bir yerde copy-paste yayınlar açık edersen bu tck'ya göre haberleşme özgürlüğü ile ilgili bir maddeye giriyormuş. (avukat değilim tam nedir bilmiyorum nedir)
böyle bir açık etme yasak yani. sakın yapma.
başkasının mesajlarını açık eder, sözlükte yazarsan bu direkt çaylak edilmen veya uçurulman demek.
aynen bir arkadaşın da başına geldi.
eğer bir yazarın sana yazdığı mesajı o yazarın nikinin başlığında veya başka bir yerde copy-paste yayınlar açık edersen bu tck'ya göre haberleşme özgürlüğü ile ilgili bir maddeye giriyormuş. (avukat değilim tam nedir bilmiyorum nedir)
böyle bir açık etme yasak yani. sakın yapma.
başkasının mesajlarını açık eder, sözlükte yazarsan bu direkt çaylak edilmen veya uçurulman demek.
aynen bir arkadaşın da başına geldi.
0
nhl
ilişkinizin belli bir süre sonra alışkanlık haline gelip gelmediğini nasıl anlarsınız?peki alışkanlık iyi bişi mi?ilişki alışkanlık haline gelmişse aşktan da söz etmek mümkün müdür?alışkanlık haline gelen ilişki bitmeli midir?
ilişkinizin belli bir süre sonra alışkanlık haline gelip gelmediğini nasıl anlarsınız?peki alışkanlık iyi bişi mi?ilişki alışkanlık haline gelmişse aşktan da söz etmek mümkün müdür?alışkanlık haline gelen ilişki bitmeli midir?
0
(bkz: alışkanlık bir ilişkinin olgunlaşma sürecidir), diye bir baslik acmis birisi. belki anlatiyordur bir bakin.
0
şu alışkanlık kelimesini sevmiyorum. babam 20 yıldır aynı baba, alıştım sana hadi yürü git mi diyeyim adama ya da o mu bana desin.
alışkanlık kelimesinden bağımsız olarak şunu diyebilirim, aşk zaten soyut bi kavram, yüklediğimiz anlamlarla kıymetli bir hal alıyo. beraberken mutluysan gülüyosan tamam. aşktır, alışkanlıktır hepsi tırıvırı. kelimelere, kavramlara takılma bence. yoruyo üzüyo sadece. çok odun bi bakış açısı oldu ama öyle düşünüyorum bu aralar.
alışkanlık kelimesinden bağımsız olarak şunu diyebilirim, aşk zaten soyut bi kavram, yüklediğimiz anlamlarla kıymetli bir hal alıyo. beraberken mutluysan gülüyosan tamam. aşktır, alışkanlıktır hepsi tırıvırı. kelimelere, kavramlara takılma bence. yoruyo üzüyo sadece. çok odun bi bakış açısı oldu ama öyle düşünüyorum bu aralar.
0
çok güzel bir konuya parmak basmışsınız.
ilişkide aradığınız şey de önemli bence. ilişkiden beklediği tutku, heyecan filan olan birisi için bu alışkanlık dönemi tam bir kabus olabilirken evcil, bağlılıktan hoşlananlar için alışkanlık güzel olabilir. mesela alışkanlık dönemine girince bağımsızlık kaygısı olan sevgili böyle bir triplere girebilir, kendi başına bir yerlere gitmeler (normalde birlikte gidilebilecekken davet etmeden filan) kendi başına takılmalar filan. alışkanlık döneminin de kendine özgü tripleri oluyor yani.
alışkanlık haline gelip gelmediğini anlamanın yolu da -naçizane görüşümce- buluşacağınız zaman heyecanlanıyor musunuz, bazı şeyleri düşünmeden eliniz mesaj atmaya giderek filan mı yapıyorsunuz yoksa "aa dur bi mesaj atayım" gibi aklınıza geldiğinden mi yapıyorsunuz, eskiden size yaptığı güzellikleri yapmaya devam ediyor mu (gecenin yarısında gidip çiçek alması veya beklemediğiniz bir anda öpmesi, sizi düşünerek ihtiyacınız olduğunda zahmetle yanınıza gelmesi filan gibi), sizin bir hareketiniz hoşuna gittiğinde size aşkla bakıyor mu yoksa artık fark etmiyor mu...
alışkanlık gelince aşk gidecek diye bir şey yok. aşkın gitmediğini alışkanlık oluşmamız bir olay/durumla karşılaşınca anlarsınız, o açıdan eskisi kadar sık bir şekilde aşık olunduğunuzu hissetmeyebilirsiniz artık. aşık olunduğunu hissetmekten hoşlanan biri için bu pek hayırlı bir evre değil tabii, diğer taraftan alışkanlık dönemine girdiğiniz için artık birbirinizi daha iyi tanıyor olduğunuzu varsayarsak neye ne tepki geleceğini bilmek biraz güven duygusu verebilir veya onun gibi şeyler.
alışkanlık haline gelen ilişki bitmeli mi? eğer aradığınız heyecansa ve bu hayatınızı aynı kişiyle geçirme isteğinizin önüne geçiyorsa hiç durmayın. evet, farklı maceralara atılmak iyidir ama mesela 35 yaşından sonra 3 ayda bir yeni maceraya atılmak yorucu ve yıpratıcı gelebilir. şimdi gencim güzelim/yakışıklıyım, o halde neden yeni kızlar/erkeklerle takılmayayım fikri nefsinizdir; ama sizin kalbiniz ve mantığınız da var değil mi? vardır umarım. benim var mesela biraz. ve insanları başka sevgililer bulabilecekken -hatta halihazırda olanından daha güzeli/yakışıklısı,seksisi, daha zarifi ve sairesi- birarada tutan şey sevgidir ve birlikte olduğunuz kişiyle geçmişinize dayanarak yaşadığınız güven duygusu (o iyi günde olduğu kadar kötü günde de benimleydi, zorluklarda beni bırakıp gitmedi, demek ki ilerde daha zor zamanlarımda da bırakıp gitmeyecek, o halde ona güvenebilirim). ayrıca birlikte geçirdiğiniz zamanda o ilişkiyi devam ettirirken harcadığınız emek ve zaman var ortada ki telafisi mümkün değil. o yüzden hem zararın neresinden dönülse kardır, hem de o ilişki o anına kadar sizin birlikte yarattığınız bir eserdir. niye bir yerine kadar geldikten sonra o eseri bozasınız ki daha da güzelleştirmek varken?
insanlar 20-30 yıl birlikte olup birbirlerine gülümseyerek, aşkla bakabiliyorlar. ilişki, aşk deyince aklınıza sakız hanım ve mahur bey mi geliyor yoksa ilk 3 aydaki ilişkinin hareketli günlerinde yaşadığınız heyecanlar mı?
son olarak: sevgi neydi? sevgi emekti.
ilişkide aradığınız şey de önemli bence. ilişkiden beklediği tutku, heyecan filan olan birisi için bu alışkanlık dönemi tam bir kabus olabilirken evcil, bağlılıktan hoşlananlar için alışkanlık güzel olabilir. mesela alışkanlık dönemine girince bağımsızlık kaygısı olan sevgili böyle bir triplere girebilir, kendi başına bir yerlere gitmeler (normalde birlikte gidilebilecekken davet etmeden filan) kendi başına takılmalar filan. alışkanlık döneminin de kendine özgü tripleri oluyor yani.
alışkanlık haline gelip gelmediğini anlamanın yolu da -naçizane görüşümce- buluşacağınız zaman heyecanlanıyor musunuz, bazı şeyleri düşünmeden eliniz mesaj atmaya giderek filan mı yapıyorsunuz yoksa "aa dur bi mesaj atayım" gibi aklınıza geldiğinden mi yapıyorsunuz, eskiden size yaptığı güzellikleri yapmaya devam ediyor mu (gecenin yarısında gidip çiçek alması veya beklemediğiniz bir anda öpmesi, sizi düşünerek ihtiyacınız olduğunda zahmetle yanınıza gelmesi filan gibi), sizin bir hareketiniz hoşuna gittiğinde size aşkla bakıyor mu yoksa artık fark etmiyor mu...
alışkanlık gelince aşk gidecek diye bir şey yok. aşkın gitmediğini alışkanlık oluşmamız bir olay/durumla karşılaşınca anlarsınız, o açıdan eskisi kadar sık bir şekilde aşık olunduğunuzu hissetmeyebilirsiniz artık. aşık olunduğunu hissetmekten hoşlanan biri için bu pek hayırlı bir evre değil tabii, diğer taraftan alışkanlık dönemine girdiğiniz için artık birbirinizi daha iyi tanıyor olduğunuzu varsayarsak neye ne tepki geleceğini bilmek biraz güven duygusu verebilir veya onun gibi şeyler.
alışkanlık haline gelen ilişki bitmeli mi? eğer aradığınız heyecansa ve bu hayatınızı aynı kişiyle geçirme isteğinizin önüne geçiyorsa hiç durmayın. evet, farklı maceralara atılmak iyidir ama mesela 35 yaşından sonra 3 ayda bir yeni maceraya atılmak yorucu ve yıpratıcı gelebilir. şimdi gencim güzelim/yakışıklıyım, o halde neden yeni kızlar/erkeklerle takılmayayım fikri nefsinizdir; ama sizin kalbiniz ve mantığınız da var değil mi? vardır umarım. benim var mesela biraz. ve insanları başka sevgililer bulabilecekken -hatta halihazırda olanından daha güzeli/yakışıklısı,seksisi, daha zarifi ve sairesi- birarada tutan şey sevgidir ve birlikte olduğunuz kişiyle geçmişinize dayanarak yaşadığınız güven duygusu (o iyi günde olduğu kadar kötü günde de benimleydi, zorluklarda beni bırakıp gitmedi, demek ki ilerde daha zor zamanlarımda da bırakıp gitmeyecek, o halde ona güvenebilirim). ayrıca birlikte geçirdiğiniz zamanda o ilişkiyi devam ettirirken harcadığınız emek ve zaman var ortada ki telafisi mümkün değil. o yüzden hem zararın neresinden dönülse kardır, hem de o ilişki o anına kadar sizin birlikte yarattığınız bir eserdir. niye bir yerine kadar geldikten sonra o eseri bozasınız ki daha da güzelleştirmek varken?
insanlar 20-30 yıl birlikte olup birbirlerine gülümseyerek, aşkla bakabiliyorlar. ilişki, aşk deyince aklınıza sakız hanım ve mahur bey mi geliyor yoksa ilk 3 aydaki ilişkinin hareketli günlerinde yaşadığınız heyecanlar mı?
son olarak: sevgi neydi? sevgi emekti.
0
emraah
bazen aklım duruyo bu ip meselelerinde. rapid için modemi açıp kapamaktan başka ip ile alakalı işim bilgim pek yok.şimdi durum şöyle. ev arkadaşım sadece okur. evde wireless modem ve iki laptop var. şimdi bizim iplerimiz aynı mı farklı mı. bak lan senin çıplak fotoğraflarını koydum sözlüğe demeye ko
bazen aklım duruyo bu ip meselelerinde. rapid için modemi açıp kapamaktan başka ip ile alakalı işim bilgim pek yok.
şimdi durum şöyle. ev arkadaşım sadece okur. evde wireless modem ve iki laptop var. şimdi bizim iplerimiz aynı mı farklı mı. bak lan senin çıplak fotoğraflarını koydum sözlüğe demeye korkuyorum yahu, girip beni oylicak diye.
cahilliğime gülüp geçiniz lütfen ama bok yoluna da gitmek kötü olur yani. hadi içimi rahatlatın.
şimdi durum şöyle. ev arkadaşım sadece okur. evde wireless modem ve iki laptop var. şimdi bizim iplerimiz aynı mı farklı mı. bak lan senin çıplak fotoğraflarını koydum sözlüğe demeye korkuyorum yahu, girip beni oylicak diye.
cahilliğime gülüp geçiniz lütfen ama bok yoluna da gitmek kötü olur yani. hadi içimi rahatlatın.
0
rapidteki yöntemi sözlükte de kullanabilirsiniz sanırım. modemi her kapayıp açışta ip değişiyor nasılsa. biriniz çıkmadan diğeriniz girmeyin. girmeden önce de modemi kapayıp açmayı unutmayın. neden olmasın bak benim aklıma yattı.
0
hımm demek öyle sağolun. ssg artık bunla aynı bilgisayardan giriyoz mesajı atmayın, artık not almıyoz, daha mistik yöntemler kullancaz dediydi, ne ola ki bu mistik yöntemler, bizim durumu algılayabilir mi ki?
0
mistik derken kastettiği aynı ipden iki kullanıcıyı yakaladıklarında, uçurup uçurmayacaklarına kendi düşünceleriyle yargıya varacaklarıdır, yanlış anlamadıysam eğer.
0
oylama olayının abuse edilmesine bakarlar diye tahmin ediyorum. yoksa sözlükte aynı evden/ip'den girdiğini belirten bir sürü kullanıcı var. bunu ayırt etmeye çalışırlar herhalde. farklı kullanıcı olup aynı ip'den giriş yapanları uçurmak acımasızca olurdu. tabi bunların hepsi dedikodu. kimse bilemiyor hangi yöntemlerin kullanıldığını.
0
ency
Sevgili güzin ablalar, gülşen abiler.Yaklaşık 8 hafta önce facebooktan gelen bi mesaj üzerine tanıştık. Tanımadıklarını eklemediği halde beni eklediğini söyledi. Aramızda yaş farkı olduğu için (5 yaş)ve sanal ortamda aşklarına inanmadığım için hep ağırdan aldım ta ki 4 hafta öncesine kadar. Buluşma
Sevgili güzin ablalar, gülşen abiler.
Yaklaşık 8 hafta önce facebooktan gelen bi mesaj üzerine tanıştık. Tanımadıklarını eklemediği halde beni eklediğini söyledi. Aramızda yaş farkı olduğu için (5 yaş)ve sanal ortamda aşklarına inanmadığım için hep ağırdan aldım ta ki 4 hafta öncesine kadar. Buluşma teklif ettim, ne olacaksa olsun diye. Pek de beklentim yoktu açıkçası ama ilk görüşmede bişeyler olacağını hissettim.
Yaklaşık 1 hafta sonra tekrar buluştuk herşey harikaydı. İyi vakit geçirdik, herşey hızlı ilerledi ve sonraki hafta çıkıyorduk artık.
Bir hafta sonra, hızlı ilerlediğimizi, düşünmek istediğini, biraz sabredip beklemem gerektiğini söyledi. Herşey mükemmelken böyle bir şeyi beklemiyordum. Bağlanmaya başlamıştım artık. Çok üzdü bu beni. Sorunu anlatmasını istedim ama bilmediğini söyledi durdu.
Buluştuğumuzda her şey yolunda görünmesine rağmen akşam olunca aramız garip bir şekilde soğuyor şu an. Dün aklıma geldi "Doğru kişi olduğumdan mı emin olamıyorsun" dedim, "evet" dedi. Sürekli süre isteyip duruyor. Ben ise bu isteği anlamsız buluyorum. Çünkü bunu anlamak bana göre anlamsız.
Şimdi fikirleriniz nedir? Ne yapayım, bekleyeyim mi. Arada "çok ümitlenme" fln diyor. Ne güzel yalnız devam ediyordum hayata. Şu an karmakarışık oldu her şey.
Yaklaşık 8 hafta önce facebooktan gelen bi mesaj üzerine tanıştık. Tanımadıklarını eklemediği halde beni eklediğini söyledi. Aramızda yaş farkı olduğu için (5 yaş)ve sanal ortamda aşklarına inanmadığım için hep ağırdan aldım ta ki 4 hafta öncesine kadar. Buluşma teklif ettim, ne olacaksa olsun diye. Pek de beklentim yoktu açıkçası ama ilk görüşmede bişeyler olacağını hissettim.
Yaklaşık 1 hafta sonra tekrar buluştuk herşey harikaydı. İyi vakit geçirdik, herşey hızlı ilerledi ve sonraki hafta çıkıyorduk artık.
Bir hafta sonra, hızlı ilerlediğimizi, düşünmek istediğini, biraz sabredip beklemem gerektiğini söyledi. Herşey mükemmelken böyle bir şeyi beklemiyordum. Bağlanmaya başlamıştım artık. Çok üzdü bu beni. Sorunu anlatmasını istedim ama bilmediğini söyledi durdu.
Buluştuğumuzda her şey yolunda görünmesine rağmen akşam olunca aramız garip bir şekilde soğuyor şu an. Dün aklıma geldi "Doğru kişi olduğumdan mı emin olamıyorsun" dedim, "evet" dedi. Sürekli süre isteyip duruyor. Ben ise bu isteği anlamsız buluyorum. Çünkü bunu anlamak bana göre anlamsız.
Şimdi fikirleriniz nedir? Ne yapayım, bekleyeyim mi. Arada "çok ümitlenme" fln diyor. Ne güzel yalnız devam ediyordum hayata. Şu an karmakarışık oldu her şey.
0
o iş bitmiş. ne daha fazla beklenti içine girip kendini bunalt ne de karşındakini.
0
Karmaşık bir şey yok. Seni sevmiyor artık. Belki hiçbir zaman sevmedi zaten. Onu geç, hayatına devam et.
0
dünyada en korkulacak şey "bilmiyorum" diyen kızdır, atıcağın her adım seni daha çok üzer bu durumda, kendini yormamaya bak. hayat verdiğini alıyor ne yazık ki, şu an karmakarışık olan halin, o kızın seni mutlu ettiği zamanların karşılığı=(
0
süre istemesi sizden daha uyugn olduğunu düşünüdüğü 2. bir kişiyle netleşmeyen bir şeyler olduğunun işareti olabilir. diğer bir deyişle o olmazsa size dönebilmek için kapıyı tam kapatmıyor.. ne yapılması gerektiğine bu durumda yine siz karar verin, beklemek de bir tercihtir gözardı etmeyin derim..
0
Aslına bakarsanız başka birisine karşı platonik bişeyler de olduğunu ama o kişiyle artık görüşmediğini söyledi. Bu detayı atlamışım. Dün gece "gidersem beni tekrar kazanmak için bir şey yapar mısın?" diye mesaj attı. "giden sen olduğuna göre sen beni kazanmak zorunda kalacaksın" dedim. Henüz bir cevap gelmedi.
Ona ayrılalım da dedim zaten ama hep duymamazlıktan geldi bunu. Haklısınız belki de en iyisi hiç uzatmamak. Zaten hiç hoş olmayan bir hal aldı.
Ona ayrılalım da dedim zaten ama hep duymamazlıktan geldi bunu. Haklısınız belki de en iyisi hiç uzatmamak. Zaten hiç hoş olmayan bir hal aldı.
0
"giden sen olduğuna göre sen beni kazanmak zorunda kalacaksın"
en son bu cevabı verdiysen güzel yapmışsın. bunun üzerine bişey yapma, o bir adım atarsa gelişme bölümüne girer ilişkiniz, gelmezse uğruna üzüleceğin birisi değildir zaten.
en son bu cevabı verdiysen güzel yapmışsın. bunun üzerine bişey yapma, o bir adım atarsa gelişme bölümüne girer ilişkiniz, gelmezse uğruna üzüleceğin birisi değildir zaten.
0
-gidersem beni kazanmak icin bir sey yapar misin?
mi dedi?
meali sey olmasin sakin bunun:
-bak ency`cim, baska biri var, su an onun olmasini istiyorum, lakin seni de bi taraftan cepte tutmak istiyorum, hani senden gidersem ama o da bana gelmezse, sana tekrar ugrarim, ne dersin?
mi dedi?
meali sey olmasin sakin bunun:
-bak ency`cim, baska biri var, su an onun olmasini istiyorum, lakin seni de bi taraftan cepte tutmak istiyorum, hani senden gidersem ama o da bana gelmezse, sana tekrar ugrarim, ne dersin?
0
@la traviata
Bu da aklıma geldi benim. Sordum bu soruyu ona. Birisini mi seçeceksin bu iki kişiden diye. Öyle olmadığını tek istediğiniz zaman olduğunu söyledi. Beklemek sorun değil de, bu kadar bekledikten sonra çekip giderse o zaman çok kötü olur.
Bu aşk işleri adamı bozuyor. Boşuna uzak durmuyordum bu güne kadar.
Bu da aklıma geldi benim. Sordum bu soruyu ona. Birisini mi seçeceksin bu iki kişiden diye. Öyle olmadığını tek istediğiniz zaman olduğunu söyledi. Beklemek sorun değil de, bu kadar bekledikten sonra çekip giderse o zaman çok kötü olur.
Bu aşk işleri adamı bozuyor. Boşuna uzak durmuyordum bu güne kadar.
0
bak guzel kardesim, bu hanım kızımız kesinlikle ve kesinlikle emin olmalısın ki başka birisini de istiyor ya da halen görüşüyor. yani senin anlayacağın bir ayran gönüllülük sözkonusu. "gidersem eğer..." diye başlayan tehditvari söz tamamen bunun kanıtı. lakin diğer arkadaşların da dediği gibi, son cevabı iyi yapıştırmışsın. walla ne yalan söyleyeyim kamyon arkası yazısı gibi:)
sözün özü, bence bırak gitsin, geri dönerse....*
sözün özü, bence bırak gitsin, geri dönerse....*
0
