çok güzel bir konuya parmak basmışsınız.
ilişkide aradığınız şey de önemli bence. ilişkiden beklediği tutku, heyecan filan olan birisi için bu alışkanlık dönemi tam bir kabus olabilirken evcil, bağlılıktan hoşlananlar için alışkanlık güzel olabilir. mesela alışkanlık dönemine girince bağımsızlık kaygısı olan sevgili böyle bir triplere girebilir, kendi başına bir yerlere gitmeler (normalde birlikte gidilebilecekken davet etmeden filan) kendi başına takılmalar filan. alışkanlık döneminin de kendine özgü tripleri oluyor yani.
alışkanlık haline gelip gelmediğini anlamanın yolu da -naçizane görüşümce- buluşacağınız zaman heyecanlanıyor musunuz, bazı şeyleri düşünmeden eliniz mesaj atmaya giderek filan mı yapıyorsunuz yoksa "aa dur bi mesaj atayım" gibi aklınıza geldiğinden mi yapıyorsunuz, eskiden size yaptığı güzellikleri yapmaya devam ediyor mu (gecenin yarısında gidip çiçek alması veya beklemediğiniz bir anda öpmesi, sizi düşünerek ihtiyacınız olduğunda zahmetle yanınıza gelmesi filan gibi), sizin bir hareketiniz hoşuna gittiğinde size aşkla bakıyor mu yoksa artık fark etmiyor mu...
alışkanlık gelince aşk gidecek diye bir şey yok. aşkın gitmediğini alışkanlık oluşmamız bir olay/durumla karşılaşınca anlarsınız, o açıdan eskisi kadar sık bir şekilde aşık olunduğunuzu hissetmeyebilirsiniz artık. aşık olunduğunu hissetmekten hoşlanan biri için bu pek hayırlı bir evre değil tabii, diğer taraftan alışkanlık dönemine girdiğiniz için artık birbirinizi daha iyi tanıyor olduğunuzu varsayarsak neye ne tepki geleceğini bilmek biraz güven duygusu verebilir veya onun gibi şeyler.
alışkanlık haline gelen ilişki bitmeli mi? eğer aradığınız heyecansa ve bu hayatınızı aynı kişiyle geçirme isteğinizin önüne geçiyorsa hiç durmayın. evet, farklı maceralara atılmak iyidir ama mesela 35 yaşından sonra 3 ayda bir yeni maceraya atılmak yorucu ve yıpratıcı gelebilir. şimdi gencim güzelim/yakışıklıyım, o halde neden yeni kızlar/erkeklerle takılmayayım fikri nefsinizdir; ama sizin kalbiniz ve mantığınız da var değil mi? vardır umarım. benim var mesela biraz. ve insanları başka sevgililer bulabilecekken -hatta halihazırda olanından daha güzeli/yakışıklısı,seksisi, daha zarifi ve sairesi- birarada tutan şey sevgidir ve birlikte olduğunuz kişiyle geçmişinize dayanarak yaşadığınız güven duygusu (o iyi günde olduğu kadar kötü günde de benimleydi, zorluklarda beni bırakıp gitmedi, demek ki ilerde daha zor zamanlarımda da bırakıp gitmeyecek, o halde ona güvenebilirim). ayrıca birlikte geçirdiğiniz zamanda o ilişkiyi devam ettirirken harcadığınız emek ve zaman var ortada ki telafisi mümkün değil. o yüzden hem zararın neresinden dönülse kardır, hem de o ilişki o anına kadar sizin birlikte yarattığınız bir eserdir. niye bir yerine kadar geldikten sonra o eseri bozasınız ki daha da güzelleştirmek varken?
insanlar 20-30 yıl birlikte olup birbirlerine gülümseyerek, aşkla bakabiliyorlar. ilişki, aşk deyince aklınıza sakız hanım ve mahur bey mi geliyor yoksa ilk 3 aydaki ilişkinin hareketli günlerinde yaşadığınız heyecanlar mı?
son olarak: sevgi neydi? sevgi emekti.
0