Giriş
(8)

Anahtarı deliğe düşürdünüz mü?

michael_knight
Ev/araba anahtarını veya önemli bir şeyi sokaktaki yağmur gideri veya benzer bir yere düşürdüğünüz hiç oldu mu? Geri alabildiniz mi?Bundan korkuyorum bazen ama milyonda bir olan bir olaysa korkmayı bırakayım.
Ev/araba anahtarını veya önemli bir şeyi sokaktaki yağmur gideri veya benzer bir yere düşürdüğünüz hiç oldu mu? Geri alabildiniz mi?

Bundan korkuyorum bazen ama milyonda bir olan bir olaysa korkmayı bırakayım.
0
michael_knight
(18.10.25)
Başıma bir defa aşiri saçma bir şey gelmişti. Üniversitede sınav günüydü. Duvarın dibbindeki sırada oturuyorum. Yanlış hatırlamıyorsam sınav esnasında çantamın fermuarini açik unutmuşum çantamdan telefonum yere düştü. Tam duvarın dibinde o kadar ince bir boşluk var ki. Telefonumun ekranı ikiye ayrılıp ekran gitti oraya. Tüm sınav bunun stresiyle geçti. Görevli birini buldum aşagilara gitti bı yerleri açtı vs nihayet buldu getirdi. Tabii artık çalışmaz haldeydi ama yani demem o ki gerçekten ne zaman nerede neyi dusurecegimiz hiç belli olmuyor :s
+3
egerbiryolcu
(18.10.25)
Korkmayı bıraksan daha iyi değil mi?

Ben de her gün hatta günde 2 kere kedilerin üstüne kaynar su dökmekten korkuyorum. Çünkü kendilerini inaan veya bizi kedi sanıyorlar ve bizim kurallarımızı uygulamaları gerektiğine inanıp her sofrada muhakkak boş bir sandalye/tabure yakalayıp oturuyorlar. Çayı sofraya koyarken mutlaka üstlerinden geçmek gerekiyor ve ben her seferinde zihnimde hayalen onları koruyorum, her seferinde.

Benim de bu korkuyu bırakmam gerekiyor ama nasıl bırakılır bilemiyorum 🥹
0
muhayyer divan
(18.10.25)
Hayır düşürmedim ama düşürsem de çilingir ya da yol yardım çağırmak o anahtarı kanalizasyondan çıkarmak daha kolay gelir bana, o yüzden düşse de dünyanın sonu değil.
0
titanic kemancısı
(18.10.25)
dik bir yokuştan çıkıyordum, kaldırım da düz değil uzun basamaklı merdiven şeklinde (pxhere.com şöyle). airpods var kulağımda ama sol tekinin şarjı çabuk bitiyor, tam ordan çıkarken şarjı bitti. cebimden kutusunu çıkarıp kutusuna koydum ve kutu yere düşüp aşağı doğru yuvarlanmaya başladı. biraz sövüp peşinden indim ama bu merdiven basamağının oralarda bakımsızlıktan çukur oluşmuş oraya düştü. ama küçük bir şey değil, kara delik gibi dipsiz kuyu. telefonun ışığıyla baktım hiçbir şey gözükmüyor. neyse yapacak bir şey yok diye yürümeye devam ettim. sağ kulağımda airpods'un teki, eve gidene kadar müzik dinledim. kutusu olmadığı için son kullanışımdı, hala duruyor öyle...
+1
duguit
(18.10.25)
düşürdüm ama alabileceğim bir yerdi. ama alamayacağım yerlere düşürmekten çok korkuyorum. özellikle araba anahtarımı.
0
co2s2
(18.10.25)
sokaktaki bir deliğe değil ama asansör kapısının arasından aşağı düşmüştü. çok absürt bir düşüştü. bir milyon kere denesem olmayacak şey bir anda oldu. anahtarlık elimden kaçıp yerden sekip asansörün kapı aralığından aşağı düştü. kapıcıyla zemin kattan girip aldık.

böyle bir korkun varsa evinin yedek bir anahtarını ev olmayan bir yere koy. okulda, öğrenci yurdunda, iş yerinde.. artık neresi müsaitse... böylece başına en kötü şey gelse bile için rahat olur.
0
tabudeviren
(18.10.25)
Başıma gelmedi. Ama düşürürsem mıknatısı ipe bağlayıp çözmeye çalışırım sorunu.
0
twelfth
(18.10.25)
@tabudeviren, evin anahtarı kopyalanamıyor, güvenlik vs. Ev sahibinden istemek gerekiyor. O yüzden bir kopya daha yapamıyorum.
Araba anahtarı zaten fena bir bela.

En bi korktuğum bir senaryo da mesela on saniye sonra gideceğim diye arabayı bir şeyleri engelleyecek bir yere bırakmışken anahtarı düşürmek.
0
🌸michael_knight
(18.10.25)
(2)

kış lastiği

siyah gece
2020 corsa aracıma kış lastiği alacağım, internette daha uygun fiyatlar görüyorum, güvenilir olur mu sizce? üretim yılı 2024 ama sıfır durumda lastiğin dezavantajı var mıdır? internetten alırsam lastikçiye kendim gidip mi taktırmam gerek? teşekkürler
2020 corsa aracıma kış lastiği alacağım, internette daha uygun fiyatlar görüyorum, güvenilir olur mu sizce? üretim yılı 2024 ama sıfır durumda lastiğin dezavantajı var mıdır? internetten alırsam lastikçiye kendim gidip mi taktırmam gerek?
teşekkürler
0
siyah gece
(12.10.25)
iyi bir yerden alırsan güvenli olur. bişi olmaz.

zamanla lastik sertleşip çatlıyor. 2024 modelden bişi olmaz. 2025ler daha pahalı olur.
bazı sitelerin anlaşmalı yerleri oluyor. oralarda ücretli ya da ücretsiz taktırabilirsin.
hepsiburadanın kapıda lastik değişimi bile vardı. herhangi bir lastikçiye değiştirmek de bi çözüm tabii. ben netten alıp öyle yaptım. satın aldığım sitenin anlaşmalı olduğu lastikçi daha pahalıydı
+1
glamdr1ng
(12.10.25)
satıcının yorumları iyiyse internetten de alınır ama lastikte internetten almaya pek gerek yok bence hem kargo derdi oluyor hem de zaten 1000 lira taktırmaya para verince aradaki fark kapanıyor. gidip elden alınca bedavaya takıyorlar zaten. bu arada kış lastiğinde en günceli öneririm, zaten 4-5 yıla sertleşiyor, 2025 daha uzun ömürlü olur.
0
duguit
(12.10.25)
(2)

Bu iki araç arasında hangisi mantıklı ?

olaylar olaylar
https://shbd.io/s/ET1gR3N0https://shbd.io/s/U5Iu14Fc
0
olaylar olaylar
(07.09.25)
2012 1.3 multijet neredeyse hatasız 430 bin tl
2008 1.4 benzin&lpg tavan dahil birçok parçası boyalı 415 bin tl.

Yani kıyaslanacak herhangi bir şey göremiyorum ben. 1.4 olan 350 bin tl olsa bi oturur düşünürdüm ama onun dışında elbette 2012 1.3 multijet. Tüm şartlar eşit olsa sadece motor farklı olsa bile 1.3 multijet, 1.4 fire'a göre 25-30bin tl fazla vermeye değer. 1.4 fire 77 hp punto kullandım araba gitmiyor inanılmaz güçsüz bir motor.
0
duguit
(07.09.25)
beyaz olan.

tavanı boyalı arabaya bakış geneleve düşmüş x kişisine bakıştan farksız ülkemizde.
0
gurur
(07.09.25)
(15)

ehliyette manuel mi otomatik mi?

mark greg sputnik
iyi akşamlar,diğer soruyu görünce aklıma geldi. 31 yaşındayım, ehliyetim yok ama ilk fırsatta almayı istiyorum. araç kullanamadan ölürsem üzülürüm. gerçekte sürüş deneyimim kısıtlı olsa da arabalara uzak birisi sayılmam. bir yanım diyor ki manuel al. zaten acelen yok yani bu yaşa kadar almadın gerek
iyi akşamlar,

diğer soruyu görünce aklıma geldi. 31 yaşındayım, ehliyetim yok ama ilk fırsatta almayı istiyorum. araç kullanamadan ölürsem üzülürüm. gerçekte sürüş deneyimim kısıtlı olsa da arabalara uzak birisi sayılmam.

bir yanım diyor ki manuel al. zaten acelen yok yani bu yaşa kadar almadın gerekirse tekrar deneyip alırsın ne olacak. manuel alırsan her türlü arabayı sürersin, zaten muhtemelen kendine ait araban hiçbir zaman olmayacak, başkalarınınkini kullanırken daha fazla esneklik sağlar. atıyorum yarın bi gün ihtiyaç olur, arkadaşına soracak olursun, arabası manuel çıkar vs...

diğer yanım da hiç amelelik yapma manuel mi kaldı al otomatiği bak dalgana diyor.

şu noktada siz ne dersiniz? dediğim gibi önümüzdeki en az beş yıl içerisinde araç sahibi olacağımı öngörmüyorum, mevcut ekonomide aylık gelirim 200 bin lirayı geçmediği sürece (söylerken bile gülme geldi) araba filan da almam zaten. ben daha ziyade işte ihtiyaç olursa sürebileyim, herhangi bir tanıdığın arabasına gta'daki gibi enter'a basmak suretiyle şoförü aşağı atabileyim, benzinli tekerlekli kapılar açılsın derdindeyim.

avantaj/dezavantaj olarak değerlendirseniz şu aşamada hangisini önerirsiniz? 2026-2027 senesinde manuel ehliyet almak lüzumsuz bir "hipster" girişimi mi olur yoksa "la sen zaten fakirsin en fazla lada samara'ya binersin, ona da otomatik olmaz, manuelden devam" mı dersiniz?
0
mark greg sputnik
(17.06.25)
İmkanınız varsa manuel vites araç kullanmayı öğrenin. Ehliyeti ise hangisinden alırsanız alın bence.
0
yadigar
(17.06.25)
@yadigar, hocam ayrıca araç kullanımı konusunda tecrübe edinme şansım yok maalesef. düşünüyorum bana arabasını kim verir diye, onlar da zaten meşhur otomatik faresi. yani eğer "manuel vites araç kullanmayı öğrenin" diyorsanız bunu kursta yapmam gerekir. soruyu biraz da ondan sordum zaten. etrafımda ne kadar arabası olan varsa woke oldu, hepsi otomatik kullanıyor. manuel için kurs şart. dediğim gibi ehliyeti alma konusunda acelem yok, gerçi mevzuatı bilmiyorum ama hani bir geçemem iki geçemem üçüncüde geçtiğim sürece çok sorun değil, ben bilerek ve hakkıyla almak istiyorum sadece.
0
🌸mark greg sputnik
(17.06.25)
Manuel öğren. Otomatik kolay ama manuel öğrenirsen otomatik zaten cepte. Hatta eski bir manuelde öğren tofaş falan gibi.
0
runaway
(17.06.25)
Manuel araç üretmeyi bırakan markalar var artık manuel araç tabusunun yıkılması lazım bence otomatik al geç, ben ilk aracım dışında hep otomatik araç aldım çevremde herkes otomatik kullanıyor şirket araçları bile otomatik, bugün ehliyet alsam otomatik alırdım insanlar neden ehliyetin manuel olması konusunda ısrarcı anlamak çok zor, benim duyduğum en enteresan argüman "abi ya lazım olursa" şeklinde, neye lazım olacak o da belli değil birinden arabasını alacak olsam herkesin aracı otomatik araba kiralayacak olsam kiralık araçlar otomatik, neye lazım olacak bu manuel bilemiyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(17.06.25)
Yüz yıldır manuel kullaniyorum; otomatik al geç, manuel gereksiz
0
abuzer
(17.06.25)
Cevabınıza binaen ekliyorum:

Manuel vites için kursta öğrendiğiniz asla yetmeyecek. Düzenli kullanmadan oturtamıyorsunuz. O yüzden "otomatik alın, geçin" diyorum.
0
yadigar
(17.06.25)
Türkiye'de otomatik araba kullanırsın tahminen. Avrupa'da manuel de aşırı yaygın.(Ucuzluk, sağlamlık, eski araba kullanma sebepleriyle)

Modern manueller süper. Kursta tahminen yeni bir hyunda i20 vardır ve yokuş kalkış desteği olan bi manuel ile zorluk yaşamazsın zor diyen falan olursa dinleme. Tek sıkıntı yokuş, o da yeni arabalarda çözüldü.
0
nhk ni youkosu
(17.06.25)
manuel arabalar daha ucuz. araba almayı planlıyorsanız aradaki fark sizin için belirleyici olabilir. ama uzun süre araba almayacaksanız ve çevrenizdeki otomatiklerle, kiralık otomatiklerle vs. devam edecekseniz manuel almanın anlamı hiç yok, bu senaryoda zaten kısa sürede körelecek manuel kullanma beceriniz.
0
matlii
(17.06.25)
Manuelden ehliyet, otomatik araç almaktan yanayım.
0
ekimoloji
(17.06.25)
Biir gün 3 metre bile olsa manuel sürmeniz gerekirse manuel ehliyeti almak daha mantıklı. Belli olmaz biri gelip "şu arabayı bi çekebilir misin" dese en azından kaldırırsınız arabayı. Otomatik ehliyet alırsanız manuelle ilgili hiçbir fikriniz olmaz.
Bence en azından fikrinin olması açısından manuel ehliyet almak daha mantıklı. Ama araba alınacaksa da tabi ki otomatik.
0
anatomik
(17.06.25)
Kesinlikle manuel ehliyet alın. Belki iş değişikliği olur şirket aracı kullanmak durumunda kalırsın
0
duyuruuser
(17.06.25)
otomatik ehliyetim var. 8 sene once falan bir kez ehliyet almadan once manuel kullanmayi denemistim kullanmistim ama o zamandan beri de ihtiyacim olmadi haliyle. normal sartlarda artik otomatik kullanmamanin hicbir sebebi yok.

> işte ihtiyaç olursa sürebileyim, herhangi bir tanıdığın arabasına gta'daki gibi enter'a basmak suretiyle şoförü aşağı atabileyim

ama araba kullanmaniz gereken bir is vs olacaksa manual almak daha mantikli olabilir.
0
aguen
(17.06.25)
Manuel elbette. Hayatın ne getireceğini bilemeyiz.
0
duguit
(18.06.25)
manuel ehliyet otomatik arac +1

ayrica manuel ogrendikten sonra unutulan birsey degil, bisiklete binmeyi bilen adam 10 sene binmese bir daha binemiyor mu?
0
cooperr
(18.06.25)
trafik tecrübesi anlamında manuel/otomatik çok farketmiyor.
elbette dur, kalk, yarım debriyaj, yavaş gitmek, geri kaçırmamak gibi şeyler var ve bunlar çoğunlukla manuel'i ilgilendiren şeyler ancak otomatik de alsanız manuel de bu bahsettiğim teknik şeyler dışında trafik ve yol tecrübesi edinmeniz gerekecek.

bu saydığım şeyleri öğrenmek ise o kadar da zor değil. özellikle genç ve temiz bir manuel araçta söylediğim çoğu şey problem değil.

manuel araba kullanabilen otomatik de kullanır bu doğru. ben biraz pimpirikliyim, ilk otomatik araba kullanacağım zaman sürücü kursundan bi ya da iki saatlik ders almıştım. hem trafik tecrübesi, hem park hem diğer şeyleri çalışmak için. sandım ki öğrenene dek biraz zaman geçecek. ben diyeyim 15 siz deyin 25dk içinde manuel/otomatik arasında bir fark kalmadı sürüşte. manuelden otomatiğe geçmek yalnızca yarım saat tuttu yani.

ben emanet/kiralık bir sürü araba kullandım. tercihim otomatik ama hep olmuyor. mesela bir yerde araba kiralayacaktım mevcut otomatik, manuelin neredeyse iki katıydı (kiralık arabalarda çoğunlukla manueller ucuzdur ama fark büyük değildir)

bir kaç kez başıma geldi araç sürebilen var mı, şuraya gitmesi gerekiyor şeklinde sürebilenler vardı ama ben dışında otomatik biliyorlardı.

bence manuel ehliyet alın. sürebileceğiniz araba sayısı iki katına çıksın.

kendi aracınız olsaydı o zaman zaten başka araçları sürmeniz gerekmeyecekti. o yüzden manuelle uğraşmaya gerek yok derdik ama sizin aracınız yok.

bir de, her ne kadar otomatik araba kullanmak rahat ve konforlu olsa da, bazen (sıklıkla) manuel araba kullanımını özlüyorum.
0
biseysorcaktim
(18.06.25)
(3)

tez- bir başka tezden bir başlığın içeriğini komple almak

fildirfildir
bir başlık var, çok beğendim, tam söylemek istediğim şeyler, tüm atıfları vererek, cümleleri değiştirerek, asla çarpma çırpma olaylarına girmeden tabi ki, o içeriği alsam, turnitin buna intihal diyor mu
bir başlık var, çok beğendim, tam söylemek istediğim şeyler, tüm atıfları vererek, cümleleri değiştirerek, asla çarpma çırpma olaylarına girmeden tabi ki, o içeriği alsam, turnitin buna intihal diyor mu
0
fildirfildir
(11.06.25)
e herhalde. bu intihal zaten.
0
deartheodosia
(11.06.25)
Turnitin'i bir şekilde kandırabilirsiniz o çok önemli değil de anlattığınız şey intihal. O kişinin o başlıkta yazdığı şeylere ekleyeceğiniz bir şey yoksa cümleleri değiştirip neden yazıyorsunuz? Okuyucuyu o eserde o başlığın olduğu sayfa aralığına yönlendirmeniz gerekir.
0
duguit
(12.06.25)
Bu yaptığınız çok açık şekilde intihal oluyor, verdiğiniz atıf da o intihalin kolay tespit edilmesini sağlar.

Eğer okunmasını gerekli görüyorsanız açıklayıcı ufak bir dipnotla ilgili yere referans verirsiniz.

Ayrıca sizin tasviriniz turnitin'in intihal değil, benzerlik raporu ürettiğini açıklarken iyi bir örnek olmuş. Turnitin hiçbir şeye intihal demiyor, bu yayın ile şu yayın arasında şu oranda benzerlik var diyor. Sonra insanlar gidip bakıyor benzerlik neymiş diye. Sizin durumunuzda benzerliğin gerçekten de intihalden kaynaklı olduğu görülür. Eğer kopyaladığınız (çünkü tarif ettiğiniz şey bu oluyor) yazıyı yeterince değiştirirseniz turnitin benzerliği düşük bulabilir ancak bu intihal yapmadığınız ve kimsenin bunu anlamayacağı anlamına gelmez.
0
akhenaten
(12.06.25)
(18)

Akademideki korkunç biçim takıntısı

silverleaf
Malum tez için tekrar revizyon geldi... Revizyona bakar mısınız:"4. ve 5. derece başlıklarınızda özel isim yoksa sadece ilk kelime büyük harf olacak,başlık 2 ile 2.1 arasında boş bir satır olacak,tablo devam başlıklarınızda sadece tablo numarası devam yazacak, tablo başlığı tekrar etmeyecek.başlık 4
Malum tez için tekrar revizyon geldi... Revizyona bakar mısınız:

"4. ve 5. derece başlıklarınızda özel isim yoksa sadece ilk kelime büyük harf olacak,
başlık 2 ile 2.1 arasında boş bir satır olacak,
tablo devam başlıklarınızda sadece tablo numarası devam yazacak, tablo başlığı tekrar etmeyecek.
başlık 4.5’ten önceki boş satır kaldırılacak,
bir de paragraflarınızın önce ve sonra boşluğu 6 nk olmalı."

Bu kadarına gerek var mı gerçekten? Benim anlamadığım nasıl bir hikmet var bu işte? Gerçekten o kadar sinirlerim bozuldu ki. Çok yoğun bir işte çalışıyorum, tükendim gibi hissediyorum bu süreçte. Biraz motivasyon, güç kuvvet moral atın üzerime ne olur ya.
0
silverleaf
(28.05.25)
@arbre Bir yeri yapıyorum diğer taraf bozuluyor. Sonu gelmeyen bir döngü içindeyim. Keşke parasını versem birisi yapsa ve sonsuza dek bu işlerden kurtulsam ya.
0
🌸silverleaf
(28.05.25)
@teyze Amiiinn! Cansın teyze!
0
🌸silverleaf
(28.05.25)
ayın başında mezun olmuş taze bir yüksek lisans mezunuyum ben de. o kadar hak veriyorum ki size. tez yazmak zaten başlı başına yorucu bir süreç. bir de biçimsele takılıp ordan bir boşluk satır burdan bir buçuk 6nk 12nk tablolar iç başlık tablo ismi bitiminde nokta var şekilde yok vs derken benimde son düzlükte bilgisayarı duvara fırlatasım geldi kaç kez. ama yüzüp kuyruğuna gelmişsiniz. denizi geçip derede boğulmak yok. enstitünüzün yayınladığı bir klavuz vardır. onu indirin. adım adım düzeltmelerinizi yapın. sonra zaten eliniz alışacak emin olun. ben de 2 kez düzeltme aldım. sonra yöktezde aynı enstitüden mezun öğrencilerin tezlerine baktım. benim için baya faydalı olmuştu. kontrol eden kişi danışmanıma baya iyiydi biçimseli demiş kim bilir nelerle karşılaşıyorlar. bir akşam bilemediniz iki akşamınızı alır. ha gayret. mezun olunca yazın buraya tebrik edelim :)
0
dedim ben sana
(28.05.25)
akademide bulunmak istiyorsaniz durum boyle. sadece tezde degil, ayni zamanda etik kuruldan izin alirken, bir fon icin arastirma onerisi yazarken, konferans sunumlarinda, dergide yayinlatirken vs. hepsinde farkli bir sablon oluyor ve o sablona uymak zorundasindasiniz.

bunun nedenlerinden biri anlasilabilir olmak, eger belirtildigi gibi yazmazsaniz hangi konunun hangi konunun icinde oldugu anlasilmaz. yani bu bunun alt basligi mi yoksa baskasinin alt basligi mi yoksa yeni konuya mi gectik vs, bunu belirlemek icin bunlar sart. aslinda genelde tez yazanlar donem odevi gibi yazdigini dusundugunden cok onemsemiyor. fakat sunu dusunun, yazdiginiz tez basilacak, yayinlanacak, insanlar okuyacak. boyle aralarda bosluklarin oldugu, paragraflarin duzgun olmadigi, sayfa numaralarinin karismis oldugu, standardi olmayan (en azindan hatalarin oldugu) bir metinle insanlarin onune cikmak hos mu? simdi diyebilirsiniz ki banane ya, bitsin de kurtulalim iste. okuyucu oldugunuzu dusunun, bir kitap aliyorsunuz ve bununla karsilasiyorsunuz, ne kadar zor olur okumak. ikincisi ise bir standart olusturma. o tez sizin oldugu kadar universitenin de ayni zamanda. daha cok var ama cikmam lazim.
0
Sour
(28.05.25)
hayatinda cok az seyde soz sahibi, kontrol sahibi olan insanlarin eline imkan gecince boyle ufak seylerle bu acliklarini gidermeye calisiyor.
0
buenosdias
(28.05.25)
Akademi vs. bir bağlantım yok ama özellikle kabaca 5 yıldır olan bitene bakıyorum da bir meslek edinseydik zamanla kendi dükkanımızı açsaydık daha iyi olurdu.

Bizde büyük oranda uluslararası alanda yazı makale vs. çalışmalar yerlerde. Neredeyse hiç yok.
Üniversitelerin çeşitli alanlarda da sıralamanın altlarında veya sıralamaya hiç girmemeleri de ayrı konu.
Bizzat işin içinde olanlar istatistik/grafiklerle açıklıyorlar. Üretim, ar-ge, proje hazırlama doğru dürüst bir şey de ortada yok.

Durum böyleyken, tez adı altında sayfada 2 mm sağa, başlıklar arası 3.1 mm aşşağı, özel isim varsa 2² cm yana.. eziyetten başka bir şey değil.

Parayı değerlendirme konusunda sorunu da yoksa kişinin kendi işini kurması, başka yerlerde müdürlük CEOluk hayali kurmaması yapılacak en doğru şeylerden biri.

Motivasyon, güç atamadım üstüne kusura bakma.
0
diyecevaplandı
(28.05.25)
Bu kadar dikkatli bir danışmana sahip olduğunuz için şanslısınız. Ufak şeyler deyip geçmemek lazım, belli bir format var ve uymak gerekiyor. Artık sonuna yaklaşmışsınız bence, az daha sabır...
0
duguit
(28.05.25)
Bu devirde akademisyen olmak gibi bir gaflete düserek zaten bastan hatayi yapmissin.
0
feastofthedamned
(28.05.25)
Sizde de öyle mi bilmiyorum ama bizde her seferinde ciltletip vermek de gerekiyordu, yapılan masraf, kesilen ağaçlar, tam bir felaket.

Büdüt: Şimdi aklıma geldi bir de her kontrole gittiğinde imzalı sayfa olması gerekiyordu o nedenle tez jürisine 10 kopya imzalatmışımdır sanki boş senede imza alıyormuşçasına. Valla saçma sapan işler yine sinirlendim. Size de kolaylıklar dilerim.
0
peki madem
(28.05.25)
"Bu kadarına gerek var mı gerçekten?"

Evet var. Bilimsel bilgi belli bir formatta ve düzende sunulur. Yazdıklarınız kalıcı olacak. Minicik hatalar için bile defalarca revizyon gelmesi gayet doğaldır.


"Benim anlamadığım nasıl bir hikmet var bu işte?"

Anlayamamissiniz hikmeti dogru ama suc biraz da danisman hocanizda. Mantigini aciklamis olsaydi size zaten bu kadar basit sekilsel hatalariniz olmazdi. Ayrica tez yazim kilavuzlari bu yuzden var.

Keske parasini versem biri benim yerime yapsa demişsiniz redaksiyon hizmeti sunanlar da var.

Ayh onca isimin arasinda tez yaziyorum cok yogunum bunlarla mi uğraşicam kafasi da gizliden kendini övme iceriyor. Akademik bir seyler yapiyorum ben bakin nasil da zor... Hadi beni motive edin, övün. Hic tahammul edemiyorum bu tarz ogrenciye sahsen. Kimse zorla akademiye girin demedi herhalde. Lisansüstü eğitim istege tabidir. Zor geliyorsa ya da isin incelikleri sacma geliyorsa yapmazsiniz olur biter.
0
buzbebek
(29.05.25)
Akademik bir doküman hatırlayacaksınız az biraz vakit harcayıp LaTex öğrenin, Word de bilimsel makale mi hazırlanır abi
0
nahtoderfahrung
(29.05.25)
buzbebek +1

böyle yapılmasının amacı bir kurumdan çıkan tezlerin hepsinin aynı formatta ve düzgün olmasıdır. bir kurumdan çıkmasa bile bir şey yazıldığı zaman metnin kendi içinde de tutarlı olması önemlidir. evet gerek var.
0
jülsezar
(29.05.25)
@buzbebek Olayı bu kadar kişiselleştirmiş olmanıza şaşırdım. Çok hızlı akan bir alanda çalışıyorum ve konu ben yoğunum ayakları yapmak değil, bu kadar incik cincik şeye takılırsam gerçek hayatta hiçbir iş yapamam, kimse yapamaz. Buna alıştıktan sonra bu camianın bir paragraf girintisinin 1,77 değil de 1,33 olmasını kriz hale getirmesine insanın yoğun çalıştığı bir günde takılmaması da zor. Akademisyenlik hedefim de yok, uzmanlık hedefim var.

İnternette kimin motivasyon isteyip istemeyeceğine, kimin dertlenip aynı yoldan geçmiş birilerini arayıp aramayacağına siz mi karar vereceksiniz ayrıca? İstersem övülme de isterim, yerilme de.
0
🌸silverleaf
(29.05.25)
Yıllardır akademideyim, asla anlamadım bu olayı. Arada hak verenler olmuş da mesele şablon belirlenmesi değil. Bazı okullarda cetvelle ölçüm yapıyorlar, bu artık şov ve dostlar alışverişte görsün meselesi. Düzgün bir akışı olsun, genel olarak şablona uysun yeter. Bu arada her yerde böyle, fon başvurusu vs denmiş ama aslında değil. Hepsinin kendine göre şablonları var ama milim milim bakmıyor kimse.

Amacınız zaten uzmanlıkmış. Yormayın kendinizi, çok sürmeden halledersiniz. Takıldığınız yerde dm atın, bakalım.
0
evrim halkasi
(29.05.25)
okulun içindeki fotokopiciler bu hizmeti veriyor çoğu yerde ücreti karşılığında, zaten o okulda oldukları için ezbere biliyorlar bakan adam neye takılıyor vb.
0
bobinhoo
(29.05.25)
okulun içindeki fotokopiciler bu hizmeti veriyor çoğu yerde ücreti karşılığında, zaten o okulda oldukları için ezbere biliyorlar bakan adam neye takılıyor vb.
0
bobinhoo
(29.05.25)
Bıktığınız için zor gelmiş, aslında o kadar bunalacak bir şey yok. Eğitimin bir parçası da bu. Bunu öğrenmeniz gereken bir noktadasınız.

Şekil çalışmanın içeriği için önemli değil elbette, ama ciddiyeti açısından önemli. Yapılmış olsun diye yapılan bir işi, ciddi bir işten ayıran en önemli şeylerden birisi.

Öyle dertleşirken ederken insan içini dökmek için genelde burun kıvırıyor bu tarz şeylere ama dizayn ve tasarım konusu gerçekten çöpü düzgün bir işten ayırırken bilinçsizce bile olsa dikkati çeken bir şey.

Ayrıca tez için değil ama basılacak yazıların editörlük ve baskıya hazırlama aşaması için de yazının şekilsel kurallara uygun hazırlanmış olması önemli. Bu açıdan, doğru şekilde yazmayı zaten okulda, tezinizi yazarken öğrenmiş olmanız lazım. Yoksa kimse size bunun dersini vermeyecek. Şunu sorun kendinize, eğer bir önemi olmasa neden dünya genelinde insanlar manyak gibi belirli bir kalıp oturtmak için yıllar boyu çalışsın? Amerikan psikoloji birliğinin standardı örneğin, deli mi bu insanlar bu kadar kişi toplanıp her sene, her sene revize ederek bu yazım kurallarını belirliyorlar? Bunun gibi bir sürü var.

Kendinize yük olarak görmeyin, savaştıkça bunalırsınız. Aldığınız eğitimin bir parçası bu. Ek iş değil, gerçekten benimsemeye odaklanın.
0
akhenaten
(29.05.25)
@akhenaten Çok çok teşekkür ederim müthiş cevabınız için. Keşke elli tane tik koyabilseydim.
0
🌸silverleaf
(29.05.25)
(7)

Sedan araçlar niye piyasada az?

basubadelmevt
Genel olarak sedan araçlar pek sevilmiyor gibi. İlanlar hep hatchback.Ben ise sedanciyim. Diger araçlar ilgimi çekmiyor. Sedanlarin sevilmemesinin nedenleri nelerdir?Park olayına bir süre sonra alışıyorsun.
Genel olarak sedan araçlar pek sevilmiyor gibi. İlanlar hep hatchback.

Ben ise sedanciyim. Diger araçlar ilgimi çekmiyor. Sedanlarin sevilmemesinin nedenleri nelerdir?

Park olayına bir süre sonra alışıyorsun.
0
basubadelmevt
(10.05.25)
Fabrika ne kadar büyük araç üretirse o kadar çok para kazanıyor. Herkesin manda büyüklüğünde ciplerle gezmesinin sebebi bu. Arz bu şekilde yapılıyor. Aileler küçülüyor ama arabalar büyüyor. Yakında konsept modeller dışında a b tipi arac bile kalmayacak.
0
luluki
(10.05.25)
türkiye garip bir ülke, avrupada genelde sedan ve station wagonlar daha fazlayken türkiyede hatchback çılgınlığı var. bizde araba statü imgesi olduğu için spor görünüme daha çok önem veriliyor.
0
mikahakkinen
(10.05.25)
İlanlar hep hatchback ise, millet sedan aracını satmıyor çünkü kullanıyor diye düşünsek olmaz mı?
0
etna
(11.05.25)
Benim nazarımda sedan kadar tipsiz ve kullanışsız bir başka kasa tipi yok. Bilakis Türkiye'de sedan araç statü göstergesi olduğu için tercih sebebi.
0
mirty
(11.05.25)
Sedan araçlar az değil. Türkiye uzun bir süre sedan pazarıydı, hatchback kadınlara, acemilere, sedana parası yetmemiş kişilere yakıştırılırdı.

Son 10 yılda tüm sektör SUV'a döndü, sedan üretimi azaldı ve SUV pazarı olduk. B ve c segmenti birçok hatchback yükseltildi, sedanlar üretimden kalktı vs. Ancak halen Türkiye'de en çok satılan ilk 10 araba içinde üç sedan var: Renault Megane, Toyota Corolla, Fiat Egea sedan. Bizim millet sedan sever ama SUV'u sedandan daha çok sevdi. İkinci tercih halen hatchback değil sedan.
0
duguit
(11.05.25)
ailelerde suv gençlerde hatchback sevdası var ne yazık ki.

bazı üreticiler sedanı bıraktı bile. ben de en çok sedan seviyorum halbuki.
0
jelly bear
(11.05.25)
SUV sevdası var. Yüksek olunca psikolojik olarak iyi hissettiriyor galiba. Ben hatta geçen buraya soracaktım madem bu başlığa sormuş olayım, milletin aldığı suvlar B-C sınıfı küçük arabalardan bozma SUV'lar. Şimdi bunlar mı daha konforlu yoksa eski usül D sınıfı sedanlar mı? Bana sedan daha konforlu ve rahat olurmuş gibi geliyor ama bu kadar insan yanılıyor olabilir mi diyorum, sonra Türkiye'yi düşünüp evet yanılıyor olabilirler diyorum :D İkisini de kullanmış olanlar cevap yazsa da öğrensek.
0
nhk ni youkosu
(11.05.25)
(5)

Kabin bagajini buyuk bavulla birlikte vermenin avantaji ne?

speedy
Gecen Pegasus, ucusum oncesi mail atmisti, hala gulerim: Surprise Baggage OfferDear guest, to make your trip more comfortable, we have a baggage offer exclusively for this flight.You can spend your time freely at the airport and speed up your boarding process by handing over your cabin baggage at ou
Gecen Pegasus, ucusum oncesi mail atmisti, hala gulerim:

Surprise Baggage Offer
Dear guest, to make your trip more comfortable, we have a baggage offer exclusively for this flight.
You can spend your time freely at the airport and speed up your boarding process by handing over your cabin baggage at our counters, free of charge. Click for details about our baggage check-in terms and conditions.

Havalimaninda ucusu beklerken kabin bagajimi yanimda tutmamin ne zarari olsun ya. Asagi verirsin Kaybolur bir sey olursa al basina belayi, daha gecen yaz jet2 ucusumda bavullari yuklemeyi unutmuslar, millet 3-4 saat bavul beklemisti Stansted'de. Kabin bagaji sonucta icinde laptopun olur, suyun, yiyecegin, kitabin, hirkan olur. Kabin bagajini isteyerek asagiya veren var midir ciddi ciddi?
0
speedy
(07.05.25)
Taşıma zahmetinden kurtarıyor. 1 büyük boy valiz 1 kabin boy valiz ve 1 sırt çantası ile gidince laptop, kitap, yiyecek vs sırt çantasında oluyor, kabin valizini vermek mantıklı oluyor bu durumda. Kaybolma riski var elbette onu göze almak lazım.
0
duguit
(07.05.25)
Kain bagajı yolcuların kabine yerleşmesini geciktiren bir şey. Planlama sürecinde insan hatası çok yüksek.
0
en bi orijinal
(07.05.25)
Pegasus için avantajlari:

Uçuş gecikme riskini azaltmak.
O uçuşta çok fazla kabin bagajı satın alan varsa yer bulamama sorunundan dolayı müşteri memnuniyetini düşürmemek.

Müşteri için avantaj:

Sıvı tasima özgürlüğü
Pasaport sonrası daha rahat dolaşmak


Tek dezavantajı indikten sonra bagajı beklemek
0
Mcfly
(07.05.25)
son pegasus y.disi ucusumda 2 parca kabin bagajina izin veriyordu pegasus: 8 kg kabin bagaji + 3 kg koltuk alti seklinde. Diger ucuz havayollari gibi tek parca kabin bagaji diye diretmiyor, kotu bir offer degil bence ama ucak altina verilen hersey risktir tabi, kayip, damage bilmemne ben gozumun onunde olsun isterim, onemli seyleri de kabin bagajima atarim
0
freedonia
(08.05.25)
Gecenlerde sadece kabin bagaji hakkim varken cakimi yanimda unuttugum icin kabul etmeleri cok iyi oldu. Ayrica bazen cok fazla kabin bagaji oluyor ve hepsi ucak icine gitse kesinlikle sigmayacak durumlar oluyor. Boyle durumlarda sonradan ucak altina kabin bagaji gonderme durumlarina sahit oldum, bu da zaman kaybina yol aciyor.
0
mbond
(08.05.25)
(7)

Araç için 1 yılda 14 bin km yol yapmak normal mi?

dedeminhirkasi
Sb AzÇokNormal
Sb
Az
Çok
Normal
0
dedeminhirkasi
(28.04.25)
Ben 14 bin kilometreyi 2 ayda yapıyorum.
Cevap; ne için kullandığına bağlı olarak değişir.
0
etna
(28.04.25)
normal.

<10.000 az
10.000 - 15.000 normal
>15.000 çok
0
duguit
(28.04.25)
İş harici, çoğunlukla gezmeyi kapsıyorsa normal sayılmaz.

İş gibi zaruret nedenli ise bu soruyu sormak zaten anlamsız.
0
diyecevaplandı
(28.04.25)
Arac satisinda yilda 10-15bin km normal karsilanir.

Burdan hareketle duguit+1
0
brkylmz
(28.04.25)
20000 ye kadar yolu var.
0
deckard
(28.04.25)
20bin e kadar normal bence
0
mirty
(29.04.25)
az ile normal arası
0
gabe h coud
(29.04.25)
(5)

Ayın 10’unda ekstre kesim tarihini 6’sı yaparsam, borç 1 ay ertelenir mi?

avatar is back
2 kartımın da ekstresi her ayın 10’unda kesiliyor. Ben ayın 9’unda ekstre kesim tarihini 5-6 gibi bişey seçersem o dönemki borçlar 25 gün sonraya aktarılıyor mu? Net bilgisi olan cevaplarsa ona göre hareket edeceğim
2 kartımın da ekstresi her ayın 10’unda kesiliyor. Ben ayın 9’unda ekstre kesim tarihini 5-6 gibi bişey seçersem o dönemki borçlar 25 gün sonraya aktarılıyor mu?

Net bilgisi olan cevaplarsa ona göre hareket edeceğim
0
avatar is back
(26.04.25)
Bankadan bankaya değişebilir ama ben Enpara'da benzer bir şey yaptığımda o ay yine aynı günde kesilmişti, sonraki ay değişmişti.

Yani normalde 10 mayısta kesilecekse, 9 mayısta ekstre tarihini her ayın 6'sı yaparsanız; 10 mayısta yine ekstre kesilir, sonraki ekstre tarihi 6 haziran olur. Öteki türlü kolaylıkla kötüye kullanılabilir zaten.
0
duguit
(26.04.25)
Bankadan bankaya değişiyor o.
Kendi bankanızın şartlarına bakın. Örnek; garanti bu ay değil sonraki ayı değiştiriyor yani sizin yöntem olmuyor.
0
logisticsmanager
(26.04.25)
Eğer devam eden taksitleriniz varsa iş bankası değiştirmiyor. Ben ayın 10 undam 29 una aldım aynı ay içerisinde 2 ekstre ödedim.
0
durbidakka
(27.04.25)
geriye alınan tarihte ay değişimi oluyor mu emin değilim.

ileri bir tarih seçerseniz garanti'de ekstre atlatmak mümkün.
0
thugster
(27.04.25)
garanti'de ekstre kesimine 2 gün kala değişirseniz 25 gün öteliyor borcu. (yılda 1 kere yapma hakkı var).

değişmeden önce yeni kesim tarihini ve ödeme tarihini gösteriyor ekranda.
0
brkylmz
(27.04.25)
(5)

Bu araç alınır mı, alınsa sonra satılır mı?

hadi ya la
6 aylık bir araç ihtiyacım var. Bu araç sizce pazarlıkla 350'ye düşer mi, değer mi, 6 ay sonra kolayca satabilir miyim?https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-nissan-sahibinden-gercek-biniciye-dusuk-km-aile-araci-tertemiz-micra-1240091086/detayalternatifleri de ekleyeyim:2 numara:https://www
6 aylık bir araç ihtiyacım var. Bu araç sizce pazarlıkla 350'ye düşer mi, değer mi, 6 ay sonra kolayca satabilir miyim?

www.sahibinden.com

alternatifleri de ekleyeyim:

2 numara:
www.sahibinden.com
0
hadi ya la
(18.04.25)
6 ay sonra kolayca satamazsın. micra çok tutulan bir araç değil.
0
mikahakkinen
(18.04.25)
manuel micraları bilmiyorum ama otomatik olanları çok tutuyor.

6 ay sonra kolayca satılır mı ya gelecek olursak, uyguna koydun mu çok hızlı da satabilirsin.
0
avatar is back
(18.04.25)
araç sahibi olmak masraftir,
gercekten lazim degilse birikimin cebinde dursun,
türk lirası aylik %5-10 değer kaybediyor.
0
designer
(18.04.25)
Tüm özellikleri aynı ama otomatik olsa yanıt değişirdi ama Micra özelinde manuel - otomatik arasında dağlar kadar fark var. Yani genel olarak zaten manuel arabaların piyasası çok yavaşladı ama Micra'lar tipten "kadın arabası" damgası yediği için erkekler tercih etmiyor, kadınların da birçoğu manuel tercih etmiyor. Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranır yani manuel Micra... Polo, fiesta falan farklı mesela bunlar herkese hitap eden araçlar.
0
duguit
(19.04.25)
uygun fiyat verirsen tabiki satılır ama biraz zarar etmeyi göze alacaksın. piyasasını tam bilmiyorum ama aynı yaşlarda fiesta veya punto da bakılabilir.

fiesta veya puntonun düz vitesini satmak daha kolay olacaktır.
0
orpheus
(19.04.25)
(4)

Arabacılar Bakabilir mi, Kaça Satabilirim?

ete summera
arabalardan anlamıyorum ve i20 1.2 troy start 150binde benzinli olan aracımı satmaya niyetlendim. herkes 150de triger değiştirirsin ağır bakım yaptırırsın falan demişti 2 yıl önce aldığımda. yakın zamanda bir ustaya gösterdim ve v kayışı ile trigerin değişmesi gerektiğini ağır bakım olarak toplam 20
arabalardan anlamıyorum ve i20 1.2 troy start 150binde benzinli olan aracımı satmaya niyetlendim. herkes 150de triger değiştirirsin ağır bakım yaptırırsın falan demişti 2 yıl önce aldığımda. yakın zamanda bir ustaya gösterdim ve v kayışı ile trigerin değişmesi gerektiğini ağır bakım olarak toplam 20bin tutacağını ( ayaküstü tahminen ) söyledi.

ben aracımı yaptırıp mı satayım yaptırmadan mı satayım? kaça satabilirim? malum sitede benimkinin modelde 5 ilan görünüyor ama onların km yüksek ve/veya benzin-lpg yakıtlı. aracımda sağ çamurluk harici değişen yok. kaput tavan sol kapı orijinal, kalanı boyalı.


www.sahibinden.com
0
ete summera
(04.04.25)
Yaptırıp satardım ben olsam.

İlanlara bakmayın, yani fikir almak için bakın tabii ama oradaki fiyatların tamamına yakını ‘ya tutarsa/benim arabam daha temiz/bir enayi buluruz” kafasıyla belirleniyor. Basit finansal matematik, fırsat maliyeti falan da bilmiyorlar. O yüzden ciddiye almayın.

Ben olsam aracın kasko değerini referans alırdım. 2011 modeli 340 bin görünüyor. Hasar/boya olduğuna göre bakımı yapıldıktan sonra olsa olsa maks 300 diyorum ben. Yani alıcı olsam maksimum teklifim bu olurdu. Bu şekilde fiyat belirlerseniz aynı araca 430 isteyen uyanıkları atlatıp çok daha hızlı satarsınız. İlan açıklamasını düzgün yazmak kaydıyla tabii.
0
orient blue
(04.04.25)
5 ilanla ortalama fiyat belirlemek kolay olmadığından 1.2 motorlu tüm i20 troy'lara baktım. yılı yazmamışsın ama 2011-2012 modeller var sadece. km 100k-200k aralığı yaptım, ağır hasar kayıtlı olmayanları listeledim. benzin veya benzin&lpg çok önemi yok hatta bu fiyat bandında lpg olması daha iyi.

bu filtrelerde toplam 64 ilan çıktı tüm donanım paketlerinde. en düşük fiyat 389.000 tl. ortalama 470-480 bin civarı duruyor ama senin motor dohc motor değil ve donanımı düşük olduğu için en düşüğe bakmak lazım. ben olsam 430'dan koyardım 2-3 gün içinde satamazsam 400'lere doğru indirirdim. son çare 375'lere kadar düşülebilir bence.

ağır bakımı yaptırıp satmak doğru olanı ama alıcıların hiçbiri "sen bunun ağır bakımına 20k vermişsin" deyip sana fazladan 20k vermeyecek. tamamen havaya gidecek o para. o yüzden ben olsam yaptırmayıp o ağır bakımları pazarlıkta indirim için kullanırdım. "triger, v kayışı değişecek 15-20bin düşeyim" derim, alıcı da kendi ustasına yaptırır daha güvenle biner. 400 bine satılan arabaların herhangi birini alınca zaten trigeri değiştirmek gerekiyor.

@orient blue'nun fikrine saygı duyuyorum, haklı olduğu noktalar var ama kasko değeri ikinci el araç piyasasında referans alınacak bir değer değil. özellikle düşük fiyat bandında kasko değerinin çok üzerinde piyasa değerleri var. 300 bin tl'ye 2011 model 150.000 km'de araç bulmak imkansız, 1999-2000 model araç veriyorlar o paralara.
0
duguit
(04.04.25)
@duguit araç 2011 model ruhsat ve sigortada "i20 troy 1.2 dohc start"" yazıyor. kaskoda " i20 troy 1.2 start(y) " yazıyor. sitede dohc olanlara baktığımda start paketi görünmüyordu acaba ruhsat yazımı mı baştan yanlış olmuş olabilir. dohc motorlu olması bir anlam ifade eder mi, motorun dohc olup olmadığını her usta bilir mi?
0
🌸ete summera
(04.04.25)
@ete modelle ilgili çok bilgim yok açıkçası ama dohc olanlar 84 beygir gibi anladım, dohc olmayanlar 70 beygir falan sanırım. dohc ise daha iyi.
0
duguit
(04.04.25)
(6)

Kavrama noktasını görmeden gaza basılıyor muydu?

ya ben lan neyse
debriyaja sonuna kadar basılıyken ayağı yavaş yavaş kaldırdığımızda kavrama noktasında araba titriyordu ya. o kavrama noktasına gelmeden önce gaza biraz basılıyor muydu? yoksa araba illa ki biraz hareket edecek, sonra mı gaza basılıyordu?edit: düz yolda.
debriyaja sonuna kadar basılıyken ayağı yavaş yavaş kaldırdığımızda kavrama noktasında araba titriyordu ya. o kavrama noktasına gelmeden önce gaza biraz basılıyor muydu?

yoksa araba illa ki biraz hareket edecek, sonra mı gaza basılıyordu?

edit: düz yolda.
0
ya ben lan neyse
(31.03.25)
Eş zamanlı olarak sol ayağı debriyajdan çekmeye başlarken çok hafif gaz verilir, kavramaya gelince zaten araba hareket eder. Gaz vermeden sadece yarım kavramayla arabayı hareket ettirmek zararlı olabilir bence.
0
duguit
(31.03.25)
duz yolda hafif gaz versen yeter. zaten dumduz yolda gaz vermeden de debriyaj ayarini iyi yapabilirsen araci kaldirabilirsin..

ne kadar ve ne noktada gaz vermen gerektigi araca ve debriyaja gore degisir, araci kullanmadan soylemek imkansiz. her arac farkli.
0
cooperr
(31.03.25)
Akülü arabasını anlatmis biri de xd

Kimse söylememis yine; hafiften gaz vermeye baslayabilirsin. Zaten zamanla otomatiklesecek merakma
0
abuzer
(31.03.25)
Debriyajdan tamamen çekince gaz vereceksek teknik olarak debriyaja basmamıza da gerek yok diyebiliriz direkt gaza basalım bakalım gidiyor mu araba; debriyajdan çekerken orantılı olarak gaza basarsın gaza basmazsan motoru beslemediğin için kavramayı geçtikten sonra araba stop eder.
0
kizil karga
(31.03.25)
aracına göre değişir o iş ama gaz vermekte fayda var hatta bunu alışkanlık edinmek lazım.
bazı hatta çoğu dizel araç eğimsiz yerde sadece debriyajla kalkar mesela.
0
lazpalle
(01.04.25)
araca gore, yolun egimine gore, aracin motor bakim durumuna gore degisir. hatta hava sicakligine gore de degisir. deneme yanilma, arac sesine titremesine gore bir sure sonra refleks haline gelir.
0
emrahday
(01.04.25)
(9)

Eko başkan içerdeyken seçilirse nasıl olacak

condom kurşunu
Yani içerdeyken seçilebiliyor öu, diploması da iptal oldu nasıl olucak?
Yani içerdeyken seçilebiliyor öu, diploması da iptal oldu nasıl olucak?
0
condom kurşunu
(24.03.25)
Hüküm giymediği durumda aday olup, seçilebilirdi (Selahattin Demirtaş da Cumhurbaşkanı adayı olmuştu) fakat burada temel sorun diploma iptali. Diplomasi olmadan aday olamaz zaten.
0
fraise
(24.03.25)
diploma yokken aday olamaz. idare mahkemesinden yürütmenin durdurulması veya iptal kararı gelmesi lazım. bu olursa ve hakkında adaylığı engelleyen kesinleşmiş mahkumiyet yoksa aday olup seçilebilir. seçilirse çıkması gerekir (önceden birçok milletvekili adayı bu şekilde milletvekili olup tahliye oldular). ama hayal alemi işte. seçimler bitene kadar çıkma ihtimali çok düşük.
0
duguit
(24.03.25)
merhaba. türkiye yeni yeni benzersiz seyler yasadığı, ceza hukuku falan yalan edildiği için seçilemez. geçmişten günümüze ulaşan elimizde benzer canlı bir örnek var "can atalay". şu durumuyla kafanızda nasıl bir seçim yarattınız bilmiyorum ama bi seçim olsa ve %99 halk oy verse bile içeride diye seçilemez. yarattıkları "hukuki süreç izin vermiyor" diyerek anayasayı kalkan olarak kullanırlar. emsal karar seçilmişin tayyip evet demedikçe seçilemeyeceğini gösteriyor.
0
libertine
(24.03.25)
şu şekil yasa bilmeyeceksin

Suçu kesinleşirse zaten siyasi yasak gelir ve seçilemez

Şu an karar verilmedi, davası görülecek ve dolayısıyla adaylığına engel durum yok.

Diplomasına gelince, bence de döner bu karar ama oldu ki dönmedi ve iptali kesinleşti; aday olamaz. Diploma şart.
0
baldan kaymak
(25.03.25)
diploma iptali için anayasa mahkemesinin kararı gerekli. şu an aday olabilir ama ceza alırsa olamıyor galiba.

asıl olay reis aday olamaz ama oraya saldıran yok.
0
mikahakkinen
(25.03.25)
tüm cevaplar, ekrem başkanın henüz hüküm giymediğini, o yüzden seçilebileceğini söylüyor (lise diploması ayrı bir konu) ama akp, can atalay meselesinden dersini almıştır. eğer seçimlere kadar ekrem başkan içeride kalırsa, akp seçimlerden hemen önce bir ceza uydurur ve seçimlere girmesini engeller.

diploma meselesi de aynı şekilde. istediğiniz kadar itiraz edin, akp bu diplomayı geçersiz saymak/saydırmak için elinden geleni yapacak.
0
co2s2
(25.03.25)
Bu sene sınavlara girip 2 senelik bi' yer yazsa.
0
kumandanim
(25.03.25)
Açıkçası gelen cevaplar ne kadar haklı olsa da hepsini çok nahif buluyorum. Ne olacak? Diploma iptali kararına yürütmeyi durdurma gelse "ahmak" davasından siyasi yasak çıkaracaklar. O kararı Anayasa Mahkemesi iptal etse şu an hakkındaki soruşturmalardan hüküm giyecek. O olmazsa yine başka bir şey bulacaklar. Sırf adamı aday yapmamak için 25-30 milyar dolar yaktılar 3 günde. Sizce aday olabileceği bir senaryo mümkün mü?

Bu saatten sonra CHP ve diğer gerçek muhalifler (gelecek, deva, refah, saadet gibi siyasal islamcı, fetö uzantısı partiler hariç) B, C, D planlarına odaklanmalı. CHP tek başına da kazanabileceğini gösterdi. O yüzden Ekrem ve Mansur dışında hangi planları varsa ona odaklansalar daha iyi olacak. Sanıyorum ki Mansur'un da önünü tıkayacaklar. Muhtemelen bir gölge aday çıkartılır ve seçtirilir. Akabinde Ekrem'in üstündeki siyasi yasak kaldırılır ve yeniden seçime gidilerek CB yaptırılır. Bana günümüz şartlarında en mantıklı senaryo bu gibi geliyor.
0
himmet dayi
(25.03.25)
@himmet dayı ekodan mansurdan vazgeçersen seçimi kaybedersin. onların istedikleri de bu. ekoyu aday yapmazlarsa reis de aday olamaz 2 dönem şartı var.
0
mikahakkinen
(25.03.25)
(7)

Ankara örnek mahallesi

gakgul
Nasıl bir yer? Google bilgisiyle Çinçin diye anılan mahalleye çok yakın olduğu çıkıyor. Kiralari uygun. Kesinlikle oturulmaz mi?
Nasıl bir yer? Google bilgisiyle Çinçin diye anılan mahalleye çok yakın olduğu çıkıyor. Kiralari uygun. Kesinlikle oturulmaz mi?
0
gakgul
(03.03.25)
böyle mahallelerde oturulur mu oturulmaz mı sorusu başka bir soru, "ankara'ya taşınacağım buradan ev tutayım mı?" başka bir soru bence. orayı bilen, orada büyümüş biri için oturulabilir bir yer olabilir ama bu tarz adı çıkmış mahallelere 2-3 bin tl az kira vereceğim diye sonradan taşınmanın hiçbir mantığı yok bana kalırsa. kiraları uçuk olmayan ama merkeze de çok uzak olmayan semt olarak abidinpaşa-tuzluçayır daha mantıklı, daha güvenli.
0
duguit
(03.03.25)
Eskişehir yolu üzerinde uygun fiyat arıyorsanız Toki Turkuaz'a bakın.
0
bilge rusty james
(03.03.25)
Kesinlikle oturulmaz diyemeyiz tabii sonuçta oturanlar var. Ama çok tercih edilen bir muhit değildir doğrusu.
0
primetime
(04.03.25)
örnek çiçinin yan mahallesi. sıkıntılı bölge. istanbul tarlabaşının yan semti olarak düşün.
0
mikahakkinen
(04.03.25)
bugun bir iş icin örnek mahallesine gittim. oturmak isteyeceginiz bir muhit degil.
0
deckard
(05.03.25)
asla oturulmaz. aman diyim.

az çok böyle bir mahalle; www.ntv.com.tr
0
babilfish
(05.03.25)
kesinlikle oturulmaz. bi taksici abi bana örnek mahallesine müşteri götürmek zorunda kalırsa onu bırakınca oradan birini almadığını, en kısa sürede çıkmaya baktığını söylemişti. o belki abartmıştır ama başka hiçbir insandan da olumlu veya normal sayılabilecek bi şey duymadım mahalle hakkında.
0
mark greg sputnik
(05.03.25)
(4)

Vize başvurusu görev belgesi

dedeminhirkasi
Vfs global bunun İngilizce halini istiyor. İmzalı ve kaşeli. Kamu personeli olduğum için kurum da böyle bir evrak hazırlamıyor doğal olarak. Hazırlayıp versem imzalamiyorlar. Nasil olacak bu iş. Yeminli tercüman dünyanın parası...?
Vfs global bunun İngilizce halini istiyor. İmzalı ve kaşeli. Kamu personeli olduğum için kurum da böyle bir evrak hazırlamıyor doğal olarak. Hazırlayıp versem imzalamiyorlar. Nasil olacak bu iş. Yeminli tercüman dünyanın parası...?
0
dedeminhirkasi
(10.02.25)
bu kurumda çalıştığınıza dair görev belgesi mi ?

üniversitelerde gayet de ingilizce hazırlıyorlar. sizin kurumun sıkıntısı sanırım o. bu durumda tercüme ettirmekten başka çareniz yok.
0
jülsezar
(10.02.25)
vfs kabul eder gayet türkçe belgeyi. çoğu belge türkçe oluyor zaten
0
jelly bear
(10.02.25)
xx kurumunda çalışır belgesinin yanında ülkeye göre dğeişmek ile beraber genellikle vurguluyorlar ingilizce olmasını . türkçe gitme riskini almazdım ben olsam
0
jülsezar
(10.02.25)
Biri devlet biri vakıf üniversitesinde personel işleri "siz word'e İngilizce olarak yazın bize yollayın, biz antetli kağıda çıktı alıp dekan hocaya imzalatalım" dediler. Sizin personel işleri yan çiziyor bence.
0
duguit
(11.02.25)
(5)

Kısa mesafelerde dizel araba

nhk ni youkosu
Reddit'te "Ayda birkaç kere uzun yol yaparsan filtre vs kendine gelir sorun olmaz" diyorlar. Doğru mu sizce?Günde sabah akşam 3-5km yol gidecek, bazen haftasonu uzun yol yapılacak arabayı dizel almak sıkıntı olur mu sizce?Uzun yolda baya az yakıyor galiba o da artısı olur.Bu arada Türkiyede değilim,
Reddit'te "Ayda birkaç kere uzun yol yaparsan filtre vs kendine gelir sorun olmaz" diyorlar. Doğru mu sizce?

Günde sabah akşam 3-5km yol gidecek, bazen haftasonu uzun yol yapılacak arabayı dizel almak sıkıntı olur mu sizce?

Uzun yolda baya az yakıyor galiba o da artısı olur.
Bu arada Türkiyede değilim, arabayı görece ucuza almış olucam ama bakım masrafları pahalı öyle düşünelim. (ingiltere'de mini cooper bakıyorum hep petrol bakmıştım ama güzel dizel ilanlar da var kafama takıldı. Hem manuel kullanırken dizel daha rahat oluyordu debriyajı hissetmek vs daha rahattı bunda da öyle olmalı diye düşünüyorum)

edit: gören olur mu bilmiyorum ama petrol Mini Cooper aldım :)
0
nhk ni youkosu
(05.02.25)
Bence sıkıntı ya o kadar kısa mesafede dizel. Hatta yeni nesil benzinliler bile sıkıntı çıkarabiliyor kısa mesafe devirsiz sürünce.

Elektrikli alsan en temizi olur aslında ama şarj imkanı bütçe var mı bilemedim tabi.
0
chicha_v2
(05.02.25)
Sıkıntı çıkar o mesafelerde. Bakımı pahalı. Ulez kurallarına uyuyor mu hocam bu arada? Arkadaş aldıktan sonra Ulez katılaştı, araba çoğu yere giremiyor :D Satmaya kalsanız çok daha ucuza gider
0
glamdr1ng
(05.02.25)
@glamdr1ng, uyuyor hocam baktım ona. Euro6 standardında olması gerekiyormuş bunlar öyle.

Cevaplarınız için teşekkürler.
0
🌸nhk ni youkosu
(05.02.25)
Ben yılda 10.000 km yapıyorum dizel aldım diye pişman oldum. Enjektörü dizel partikül filtresi sesi vs. bunlara değmesi için yılda 20-25 bin km yapmak gerekiyormuş aldıktan sonra anladım. Şehir içinde kısa mesafe kullanmaya uygun değil bence de.
0
duguit
(06.02.25)
hocam en az iki haftada bir tek seferde kesintisiz 250+ km veya aynı şekilde ayda bir kesintisiz 750+ km yol yapabiliyorsan dizel kullanılır. Yoksa devamlı şehir içi dur kalk trafikte 5 km altında mesafelerde kullanırsan DPF falan onlar sıkıntı çıkartır.
0
joooper
(06.02.25)
(8)

Neye göre “doları tutuyorlar” diyorlar?

avatar is back
Nebati ve kavcı döneminde deli gibi rezerv satılıyordu haftalık mb raporlarında görülüyordu doların tutulduğu. Ama hala söyleniyor bu. 2023 mayısta net döviz rezervi -60 milyar dolar ile rekor dipteydi, şimdi +35 milyar dolara çıkmışDaha önemlisi 2023’te cari açık -33 milyar$ civarıydı (2022’de -48
Nebati ve kavcı döneminde deli gibi rezerv satılıyordu haftalık mb raporlarında görülüyordu doların tutulduğu. Ama hala söyleniyor bu.

2023 mayısta net döviz rezervi -60 milyar dolar ile rekor dipteydi, şimdi +35 milyar dolara çıkmış
Daha önemlisi 2023’te cari açık -33 milyar$ civarıydı (2022’de -48 falandı) bu sene ise -10 milyar $ açık var.

Hem döviz toplanıyor hem de cari açık çok sert düşmüş durumda. Ama hala doları tutuyorlar doları baskılıyorlar diyen 50-100k izlenen youtube ekonomistleri var. Cidden anlamıyorum, tamamen hatalı söylem ama dayanakları nedir bunların?
0
avatar is back
(03.01.25)
Dolarin alim gücü mevcut enflasyonun altinda.

Döviz her zaman enflasyonun üstünde seyreder ama iki yildir çok tuhaf seyler dönüyor.

Bu bile tek basina dayanaktir.
0
feastofthedamned
(03.01.25)
Asgari ücret 625 dolar. 2017'lerde falan 800 dolar civarı maaş alan arkadaşlarım yıllar içinde maaşlarını sabit tutabilmişlerdi ama şimdi 1300 dolar kazanıyorlar.Ne oldu 2020'lerden sonra Türkiye çok mu zenginleşti? Bir de bu dolarlar Türkiyede para etmiyor, 1300 doların alım gücü Türkiyede çok düşük Avrupaya tatile gitse çok daha yüksek. Bir sürü saçmalık var.
0
nhk ni youkosu
(03.01.25)
tuik mi açıklıyor rezervleri?

eğer bu rakamlar doğruysa tek bir ihtimal kalıyor, mb dolar basıyor. :d
0
emfuzi
(03.01.25)
doları tutuyorlar" tabiriyle ilgili bir yorumum yok, umurumda da değil; ki zaten vatandaş olarak bunların umurumuzda olmaması lazım. x milyar dolar, y milyar milyon dolar...senelerdir ortada veriler dönüyor, cari açıklar, milli hasılalar, açıklamalar yapılıyor falan ama bu bilgilerin güvenirliğini komik derecede zayıf bir hale geldi :) 7den 70e, bilgisi olanı olmayanı herkes döviz rezervi, dolar, euro falan konuşuyor bambaşka şeyler konuşması, düşünmesi gerekirken. burada asıl sorun olumlu olarak yansıtılan verilerin ekonomik olarak insanlarda en ufak bir yansımasının olmaması. hal böyle olunca uzmanıyla, kolpacısıyla influencerlar kitlesini pohpohluyor tabi.
0
lüzumsuz adam
(03.01.25)
Carry trade sayesinde dolar tutuluyor.
0
rodeocu
(03.01.25)
cevabi cok basit. Normalde dolarin yillik artis oraninin (USDTRY) TL faiz ile USD faiz farki kadar olmasi beklenir.Hesaplarsaniz USDTRY bundan cok daha az artti son donemde
0
turkuaz
(03.01.25)
Hocam USDTRY grafiğine bakın. Böyle serbest/dalgalı kur grafiği olur mu? i.ibb.co

Ayrıca bizzat Cevdet Akçay'ın kendi ifadesi var:
www.ekonomim.com

Son seçim sonrası gerçekten ülkeye döviz girişi oldu. TCMB dolar almasa daha da düşerdi dolar. Orda haklılık payı var. Ama şu an böyle bir durum yok.
0
synesthesia
(03.01.25)
Bunu ben de çözemiyorum. 2024 Mart seçimleri öncesi çok fazla döviz talebi geldi o ara satarak müdahale etti diye hatırlıyorum. Seçim sonrası çok döviz girmeye başladı ve MB döviz toplamasa 27 28'lere düşer deniyordu, MB alarak 32 civarı tutuyordu. Sonrasında da stabil gidiyor da stabil gitmesi sürekli müdahale ettiğini göstermiyor bence. Faizler bu seviyedeyken zaten dövize talep az olduğundan ciddi müdahale gerektiğini sanmıyorum. Gören diyecek halk akın akın döviz alıyor da MB satarak tutuyor.
0
duguit
(03.01.25)
(22)

Isi birakmak ve aile parasi yemek hakkinda bir soru

Sebastian
Aylik 6k dolar net maas. Ozel sektor, stresli is.150k dolar birikimAilem aylik bana net 3k dolar veriyor. Paralari var. Bunu kesmeyecekler de, hep devam edecek oyle dusunun.Ev, araba var.Coluk cocuk es yok. Olmasi da pek mumkun gozukmuyor.Konum istanbul.Yas 32 erkek istanbulBu durumda isi birakip sa
Aylik 6k dolar net maas. Ozel sektor, stresli is.
150k dolar birikim
Ailem aylik bana net 3k dolar veriyor. Paralari var. Bunu kesmeyecekler de, hep devam edecek oyle dusunun.
Ev, araba var.
Coluk cocuk es yok. Olmasi da pek mumkun gozukmuyor.
Konum istanbul.
Yas 32 erkek istanbul

Bu durumda isi birakip sadece ailemden aldigim aylik parayla, uc bes hobiyle zaman gecirmek istiyorum. Isimden bunaldim, yorucu bir is. Guzel para kazaniyorum, iyi bir sektor kariyer yapiyorum falan filan ama sonu yok gibi geliyor. Bundan onceki 10 yilda da ayni seyi diyordum sanki hep bir seyleri basarmak icin omrumu yiyormusum hissiyati gelmeye basladi. Yok iyi okul yok prestijli is yok iyi maas. Sonunda kara toprak:) bu durumda isi birakip biraz nadasa cekilmek sizce nasil bir fikir?
0
Sebastian
(13.12.24)
Yatırım yapmaya uygun bir maaşınız var. Birikiminizin üzerine ekleyerek düzenli gelir oluşturacak bir yatırım yapın. Emlak vb. Ailenizin verdiği paraya ek bir geliriniz daha olsun mutlaka bence. Ne olur ne olmaz belli bir yaştan sonra hadi işe döneyim desen dönülmüyor. Ufak da olsa bir de sabit gelir eklerseniz ben olsam ben de işi bırakırdım :)
0
alaimisema
(13.12.24)
Birikiminiz az, Fire subredditini okuyup mantıklı bir finansal özgürlük yolu çıkartabilirsiniz kendinize. Tek gelir kaynağının aile olması aileye karşı çıkamamak anlamına da gelebilir, buna hazır mısınız? Allah korusun vefat durumunda yine zor durumda kalabilirsiniz. Diğer yorumda söylendiği gibi birkaç yıl ara verip işe dönmek de hiç kolay değil. Ben olsam mantıklı bir Fire planı oluşturup o noktaya gelince bırakırdım işi, böylece aile yanında kendi düzenli geliriniz de olur. 40 yaşında emeklilik bile müthiş bir plan.
0
montreal
(13.12.24)
150k dolar birikimim olsa 1 saniye bile çalışmam. çoluğum çocuğum da olsa ki senin yok aşırı rahat bir hayat yaşatırım o parayla hepsine. senin hiç kesilmeyecek ekstra gelirin de var. yani daha ne olması lazım kölelikten kurtulman için?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(13.12.24)
Hobiyle sporla gezmekle günün 10 da 1 i gecer. Kısa vadade bıkarsın zaten. İş şart. Oyalanacak bişey lazım. Aynı dertteyim. Çıkış bulamıyorum.
0
luluki
(13.12.24)
ne kadara şanslı insanlar var demeye geldim. kıskanmıyorum ama derdinde böylesini isterdim.
0
mikahakkinen
(13.12.24)
yalan dünya başlıklarda bugün.

bunların yarısı gerçekse yenilikçi bir iş fikriyle startup kurup globale açıl. tatmin olursun.
0
kveldulv
(13.12.24)
işteki sorumluluklarını azalt, gerekirse rolantiye al devam et.
0
nuisance2
(13.12.24)
bu sartlarda ayda $3k pasif gelir, aileden varlik varsa neden istemedigin isi yapiyorsun ki?

evin varsa 3k dolar da varsa zaten milletin emeklilik icin ulasmaya calistigi sartlar. sen yaslaninca miras da gelir hicbir sekilde maddi kaygin olmaz.
0
antikadimag
(13.12.24)
Biraz nadasa çekildiğinde hareketsizlik çabasızlığa alışmak ve bir daha çalışamamak ihtimali var. Hazıra dağ dayanmaz, memleketin durumu ortada, ne kadar param var da desen onu yok hükmüne getirebilirler her an.

Bence madem paran var, kendine daha stressiz ve daha anlamlı bulduğun bir iş kurabilirsin. Portföyünü oluşturmak için de o parayı kullanabilirsin. Ailenin parası varsa bu 3000 doları sana 5000 dolar yapsınlar bir süre için. Destek anlamında. Sonra devam edersin yine.

Meşhur bir hikaye var, İsveç mi nerede bir yerde devlet halka demiş ki, bugünden itibaren 2 yıl boyunca hiç kimse çalışmasa da çoookk rahatlıkla yetecek kadar paramız var, isterseniz çalışmayabilirsiniz. Halk bunu reddetmiş, çalışmayı bırakırsak tembelliğe alışır hayat standartlarımızdan oluruz, çalışmak isteriz demişler.

Ülke neresiyle tam emin değilim, bu tarz bir yer. Çöplerini bile yok etmiş dışarıdan çöp kabul ederken para da alan bir ülkeden bahsediyorum.

Sosyal sorumluluk projelerinin gerçekleşmesine destek olacak bir iş de kurabilirsin mesela. Bu çöp lafı aklıma geldi oradan ilhamla söyledim. Evet çalışmaktan ve iş stresinden çok yorulmuşsundur haklısın ama kontrolü bırakmamak lazım diye düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(13.12.24)
çalışmak zorunda olmayan biri neden çalışsın ben destekliyorum çalışmamayı
0
9kuyruklukedi
(13.12.24)
Kendinize yabancı birine uzaktan bakar gibi baktığınızda kendinizi begeniyorsaniz işi bırakabilirsiniz. Kafanızı toplar ne istediğinize daha iyi karar verebilirsiniz. Öncelikle işinizi sürdürürken hobilerinizi yapamiyorsaniz şunun cevabını verin. Zamanınızı iyi kullanıp disipline ettiğinizde yapamayacak misiniz?? Acaba mesele iş değil de kendiniz misiniz? Çünkü genç yaşta ülke yöneten başbakanlar bile var. Herkes yapabiliyorsa neden siz yapamayasiniz? Bir de kendinize uazktan baktiginizda bana parası ile yaşayan birini gördüğünüzde onun hakkında ne düşünüyorsunuz? Çünkü toplum sizi öyle görünce öyle de davranacak ve belki sizi çok dikkate almayacak. Bu size sorun olur mu? İşi biraktiginizda daha verimli ve donanımlı biri olacak mısınız? Size kazanımı ne olacak? Yani ben kendime bunları sorardım. Birinin sizi biraz zorlaması gerekiyor sanki.
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(13.12.24)
nihai bir karar vermek zorunda değilsiniz neticede. bana bu kısmı hep rahatlatıcı geliyor yeni kararlar verirken. örneğin 6 aylık 1 senelik bir deneme gibi düşünürdüm ben. bu şekilde mutlu oluyor muyum, yeni üretimler istiyor muyum, kendimi güvende ve rahat hissediyor muyum, zamanımı kendim için faydalı bir şekilde geçirebiliyor muyum, kendimi eğlendirebiliyor muyum, yoksa yeni korkular ediniyor muyum vs. ondan sonra da sonraki süreç için buna göre yönümü çizerdim. keşke yapıyor olsaymışım:))
0
red g
(13.12.24)
Kardeş lazım mı?
0
Kahvedesu
(13.12.24)
canın sıkılır, 3-5 hobi ile uğraşmak bir iş değil, adı üstünde hobi, istemezsen yapmazsın, niye yapmıyorsun diyene canım istemiyor diyerek susturursun. asalak bir hayata geçiş gibi geldi bana bu dediğin.

şunu diyebiliyorsan o ayrı, kendi işimi yapmak istiyorum, bir tekel açayım, bir market açayım, bir macera yaşayayım tam destek, ancak işten ayrılayım yan gelip yatayım iyi bir şey değil. amacın yoksa olduğun yerde kalırsın.

işinin stressini azaltmaya çalışabilirsin, 6K usd maaşın varsa 2K si ile stressini azaltacak birini çalıştırabilirsin.

yatırımcı arıyorum, yatırımcım ol :D
0
selam
(13.12.24)
bence sen isten bunalmissin sadece. daha stressiz sekilde calis. psikolojini yönet yani. ayrica firsatini buldugunda hep izin al. eger sirkette toksik bir yapi varsa sirketini degistir. ama sadece is stresliyse buna yapacak bir sey yok. meslegin böyle yani.

isini birakma. kirada ev falan yok mu? bunu hedefleyebilirsin. su an giderin de fazla gibi geldi. 150k usd bankada vaadede mi duruyor?

nadasa cekilme. evlen cocuk yap. o zaman cekil nadasa. su an calisma zamani.
0
sonsuz
(13.12.24)
ben de marttan beri issizim duzenli gelirim yok. birikimden yiyorum huzurluyum. yine erken uyaniyorum bosa vaktim yok. ev duzenleme araba temizleme vs cok sey var daha yapamadigim. benim tekrar ise girmem lazim cunku birikim 5 yili gormeden bitecek ama huzurluyum. 10 milyon tl civari birikime ulassam birakirim her seyi
0
ShadowOfMoon
(13.12.24)
ev araba varken 3k dolar şahane geçinilir.
tabi sizin aylık harcamanız nedir, lükse alıştıysanız yetmeyebilir ama minimalist bir yaşam ile ortalamanın üstünde bir refah ile yaşanır o para ile.

bence siz işi bırakın, başka bir iş bulun.
aileden gelen 3k üstüne, çok strese girmeden çalışacağınız 3k dolar ile fevkalade yaşanır. iş bulun deme sebebim aylaklık insanı üzer. sıkılınca basıp gidebilme imkanına sahip olmak çok büyük rahatlık.

kenardaki 150k'yı da yatırıma yönlendirin farklı sepetlerle. o da güvenlik sübabı olsun.
0
biseysorcaktim
(13.12.24)
Maddi olarak sorun yok ama sadece para için çalıştığımızı düşünmüyorum. Hobiler, gezmek vs iyidir ama nereye kadar idare edecek? İnsan hayatta belli ölçüde zorluklar yaşayıp çözmeye çalışmalı bence. İş hayatı iyi kötü bunu sağlıyor. Günde 15 saat çalışıp kendimizi tüketelim demiyorum ama dengeyi bulmak lazım bence. Teoman da geçenlerde benzer bir şey demişti: "Çalışmak manasız geliyor. Çalışmayınca da insan çok sıkılıyor. Arasını bulmak lazım."

Milyonlarca hatta milyar dolar serveti olan insanlar bile çalışıp bir şeyler kovalıyor. Parayla elde edilecek şeylerin sınırı var.
0
duguit
(13.12.24)
Ne iş yapıyorsun çok merak ettim
0
turuncu tonlarda
(13.12.24)
3000 USD pasif gelir iyi para. Dünyanın her yeri için iyi para. Bir idealin yoksa çalışma.
Ayrıca o pasif gelir ev evli çocuklu biri için bile fena değil. Türkiye'de çoğu kişi 20k maaşla tek maaş yaşayıp kira falan ödüyor
0
wd40
(13.12.24)
karakter meselesi. bazı insanın hırsları yoktur, uğraşmayı sevmez, azla yetinir. ama sen azla yetinen bir insan olsaydın 6k dolarlık maaş kazanacak kadar yükselmezdin diye düşünüyorum. o yüzden 40a kadar devam, sonrasına bakarsın diyorum.
0
titanyum22
(13.12.24)
kendim için söylersem para için çalışmıyorum. benim konumumdaki insanların aldığı ücretlerin yarısı gibi bi ücret almama rağmen ve emekli olmama rağmen (eyt) çalışıyorum. ve planım ölene kadar çalışmak sağlığım müsaade ederse. işim rahat pozisyonum güzel saygın bir pozisyon. kendi işim gibi izin almadan çıkıp gidip geliyorum. sosyal olmak yaşlanmayı yavaşlatmak ve en önemlisi işe yaradığını bilmek paradan önemli.

ben daha az stresli bir işte düzenli çalışma taraftarıyım. önerim de bu yönde olurdu.
0
naksidil
(13.12.24)
(10)

Ankara semt önerisi

asteriks
Emekli, yaşı olan bir aile dostumuz Ankara'ya taşınmak istiyor. Araba kullanmadığı için şehirden, hastaneden uzak bir yer olsun istemiyor. Bir yandan da daha sakin, yürüyüşler yapabileceği nezih bir semtte yaşamak istiyor. Bu isteklere uyan semt, mahalle önerisi olan var mı?
Emekli, yaşı olan bir aile dostumuz Ankara'ya taşınmak istiyor. Araba kullanmadığı için şehirden, hastaneden uzak bir yer olsun istemiyor. Bir yandan da daha sakin, yürüyüşler yapabileceği nezih bir semtte yaşamak istiyor. Bu isteklere uyan semt, mahalle önerisi olan var mı?
0
asteriks
(07.12.24)
cebeci
0
obscure
(07.12.24)
Ayrancı olabilir ama metro olmadığı için sık sık taksi kullanması gerekebilir. Metro olsun şehrin içinde olsun az biraz nezih olsun dersek Emek.
0
duguit
(07.12.24)
Batıkent - Eryaman...
0
feastofthedamned
(07.12.24)
buradaki yorumla yardımcı olabilir belki.

l24.im
0
walter white kilikli
(07.12.24)
aradığınız yer bana çayyolu/ümitköy gibi görünüyor.

bahçeli/emek şehir içi, çok merkezi, metrosu var, nezih. ama yakınlarda hastane yok.

çayyolu/ümitköy o kadar şehir içi ve merkezi değil, ama nezih, eğlenceli, çok şehir göbeği olmasa da şehir sayılabilecek kadar kalabalık, metrosu ulaşımı var. ebesinin nikahındaki siteler gibi değil. bilkent şehir hastanesine de yakın sayılır.
0
kibritsuyu
(07.12.24)
Bahçeli 4 7 8. Caddeler gayet emeklilere uygun.
0
mikahakkinen
(07.12.24)
Çayyolu ümitköy +1

1 sene kadar yaşadım Ankara'da mecburiyetten. Her yerinden nefret ettim. Sadece oturduğum muhiti seviyordum yani çayyolu'nu.
0
kullanicadi
(07.12.24)
Yap desem yapmazsın he +1
Araba kullanmadığı için metroya yakın olsa iyi olur. Şehir merkezine bir işi düşse metro kolaylık sağlar. Koru mantıklı. Ama o tarafları iyi bilen biri olarak hastane çevrede yok diye biliyorum.
Bilkent taraflarına da bakabilir. Oralarda nezih ve şehir hastanesine de yakın.
0
kedidir o kedi
(07.12.24)
Koru, Çayyolu, Ümitköy tarafları güzel ama metroya yakın olması lazım. Otobüsle ulaşımları kısıtlı ve çok kalabalık oluyor.

Özel hastaneler mevcut civarlarında ama en yakınları Bilkent Şehir Hastanesi ve Koru metrodan otobüsle gidebileceği Beytepe Murat Erdi Eker Hastanesi ama eski ve bakımsız bir hastane.
0
black holes in the sky
(07.12.24)
arabasiz cayyolunda yasanmaz. hic yurunebilir bir yer degil. nezih semttir ama sizin durumunuza uymuyor.

araba kullanmadan sehir icinde yasayacaksa ayranci, cebeci (hastanelere yakin), maltepe, bahceli, emek falan olur.

bahceli-emek anitkabir'den asti'ye kadar koccaman bir mahalle. gurultulu olan caddeleri bellidir oralardan uzakta oturursa hicbir sey olmaz.
0
antikadimag
(08.12.24)
(4)

Playstation 5 - CD'li versiyon

cek
Genel olarak teknolojiyi sıkı takip ederim ancak oyun oynamadığım için playstationla aram yok. Şimdi baktığımda, örneğin PS5 için, "Dijital sürüm" ve "CD'li sürüm" gibi iki sürüm var. CD li olanı haliyle daha pahalı. CD li olmasının vatandaş için artısı nedir? İkinci el oyun oynanabildiği için mi?
Genel olarak teknolojiyi sıkı takip ederim ancak oyun oynamadığım için playstationla aram yok. Şimdi baktığımda, örneğin PS5 için, "Dijital sürüm" ve "CD'li sürüm" gibi iki sürüm var. CD li olanı haliyle daha pahalı.

CD li olmasının vatandaş için artısı nedir? İkinci el oyun oynanabildiği için mi? Yoksa bir şekilde ilaçlı oyunlar da mı oynanıyor o versiyonda? Nedir olayı?

Bir soru da ek yapayım, Alamanyadan aldığım bir model TR'de çalışır mı?
0
cek
(07.12.24)
Aynen öyle ikinci el ekonomisi. cd alışverişi yapabileceğin ortam, arkadaş, satıcı varsa avantajlı.

çoğunluk dijital hesapları iki kişi ortak alıyor. oyun bitince satıyor donanımhaber forumlarında.
0
unalub
(07.12.24)
Tek olayı CD sürücüsü olması.

Aslında konsollarda böyle bir ayrım yoktu ama konsolların iyice PC/Steamlaşması ve her oyunun, içeriğin dijital olarak satın alınabilir olması, konsol üreticilerini böyle "gereksiz" bir yola itti.

TR'de kutulu oyun satılmıyor, olsa bile yetersiz ve çok pahalı. Yurt dışından da getirtemezsin, yasak.

Senin ayarında bir oyuncu için dijital sürüm daha uygun. Hem dijital oyunlar bazen çok ucuz olabiliyor ama ben şahsen dijitali tercih etmem hiç bir anlamda. Hem senin eski oyun arşivin(ps4) de yokmuş o yüzden senin için tercih edilebilir bir şey.

Almanya da bizim gibi EU zone'da yani 220'lik AC girişi var evet gayet normal şekilde alıp kullanabilirsin.
0
feastofthedamned
(07.12.24)
Almanya'dan alınan model TR'de çalışır sorun yok.

CD'li olmasının kişiye göre avantajı olabilir de olmayabilir de. Benim için olmadığı için tercih etmiyorum. İnternet hızı düşükse 100 gb'ı aşan oyunları indirmek yerine cd'den kurmak avantajlı, cd'li oyun alıp ikinci elde neredeyse hiç değer kaybetmeden satma olanağı var, birkaç kişi ortak cd alıp dönme olanağı var ya da geçmişten gelen cd koleksiyonu varsa (ps4 oyunları da ps5'te çalışıyor) onları kullanmak için cd'li versiyon tercih edebilir. Bana ps plus aboneliği yettiği için dijital aldım mesela.
0
duguit
(07.12.24)
hicbir avantaji yok. sony'nin eski kafali uretim zihniyeti. blu-rayi cok zorladilar ama herkes internetten hallediyor filmleri, oyunlari. bende cd'li var bir kere bile kullanmadim.
0
antikadimag
(08.12.24)
(3)

ikinci el araç hasar kaydı

tabudeviren
ERP-Çarpma 40.000 şeklinde kaydı olan bir arabanın değişen parçasının olmadığı yazılmış. nasıl oluyor bu iş?
ERP-Çarpma 40.000 şeklinde kaydı olan bir arabanın değişen parçasının olmadığı yazılmış.

nasıl oluyor bu iş?
0
tabudeviren
(24.11.24)
Parça değişmeden doğrultma+boya ile kurtarmışlar anlıyorum ben. Ekspertiz daha iyi rapor verir.
0
HellKeePer
(24.11.24)
Erp demek ekspertiz raporu var demek, raporu inceleyebilirsiniz
0
mirty
(24.11.24)
hocam bu 40.000 hangi yıldan? 2023-2024 falansa çok bir para değil, bir tane far değişse 40.000 tutuyor zaten neredeyse. kaporta parçası olmadığı için de değişensiz denir. ERP raporunda yazar neye masraf yapıldığı.
0
duguit
(24.11.24)
(4)

Faizler dusmeye baslarsa emlak piyasasi ne olur

optimistbakunin
Sb. Aralik ya da ocak gibi dusurmeye baslarlarsa ev fiyatlari zamlanir mi? Yani bana hala bile kredi oranlari yuksek geliyor cok etki etmez gibi dusunuyorum ama sizler, piyasa ne der buna
Sb. Aralik ya da ocak gibi dusurmeye baslarlarsa ev fiyatlari zamlanir mi? Yani bana hala bile kredi oranlari yuksek geliyor cok etki etmez gibi dusunuyorum ama sizler, piyasa ne der buna
0
optimistbakunin
(24.11.24)
Bazı yorumcular, faizler birden ve çok aşağılara düşecekmişcesine piyasaların canlanacağı şeklinde bir algı yaratıyorlar. Halbuki ayda 2,5 puanlık düşüşler hiçbir ani değişiklik yapmaz.

Ancak bu algıdan etkilenen ve konut almak için fırsat kollayan az bir miktar yatırımcı, piyasada geçici bir hareketlilik yarata bilir diye düşünmekteyim.
0
Mirket
(24.11.24)
Mirket +1

yani önemli olan şey faizin düşürülüp artırılmasından çok "reel faiz" denilen, enflasyonla faiz (sanırım bileşik faiz) arasındaki fark. enflasyonun 30'lara düştüğü yerde faizi 50'den 40'a "kademeli" olarak indirmenin çok bir etkisi olmaması lazım. faizler düşürülecek denince bizim millet nebati-kavcıoğlu dönemini hatırlıyor, enflasyon 60-70'lerdeyken faiz %10 civarlarındaydı.

bir anda çok büyük indirim olursa paniğe kapılabilir insanlar ama merkez bankası epey temkinli gidiyor, türkiye'de hiçbir şey kesin değil elbette ama yerel seçimden sonraki gibi giderse öyle büyük bir şok olmayacak gibi görünüyor. faiz indiriminin konut fiyatlarına etkisi bu şartlarda sınırlı kalır gibi.

bir de genelde izlediğim ekonomistlerin ortak kanısı şu: içinde oturulacak eve çok fazla yatırım gözüyle bakmamak gerek, kafaya yatan fiyatta ve şartlarda bulunca almak lazım.
0
duguit
(24.11.24)
iki gram aklı olan bir devlet, ev fiyatlarının yükselmemesi için elinden geleni yapar.
0
co2s2
(24.11.24)
ben geçtiğimiz aylarda banka banka dolaşıp konut kredisi aramıştım.
bankalar nasıl kredi verilir bilmiyordu, 2-3 ayda bir kredi veriyorlarmış iyi ihtimalle, hiç kredi vermemiş olan bankacı vardı.

neyse; evler satılmıyor, faizler yüksek, insanlar para bulamıyor, bulsa krediye cesaret edemiyorlar dedi tüm bankacılar. evi satan müteahhit de ev satışını kolaylaştırmak için bana ödemede yardımcı oldu, çünkü satışlar peynir ekmek gibi değildi.

sözün özü, faizler düşmeye başlayınca insanlar kredi çekip ev almaya talep arttırdıkça evlerin fiyatının yükselmesi kaçınılmaz.

ama bu ne kadar etkili olur, ne kadar sürer ya da ne kadarlık bi faizle bu durum tetiklenir bilmiyorum.

şahsi kanaatim fiyatlarda aşırı bi harekete sebep olacak kadar faiz indirimi yapılmaz.
0
biseysorcaktim
(24.11.24)
(21)

bu beslenme kötü mü

robert bosch
bugün iyi beslendigimi düsünüyorum. boyum 1.62, 29K, düzensiz ve kardiyo agirlikli egzersiz yapan biriyim.chatgpt'ye sordum gicik gicik konustu. bir de size soruyim. bu beslenme nasil? sabah- 2 bardak sade filtre kahve ve bir avuc yaban mersiniöglen - 1 bardak sade filtre kahve, biberli domatesli o
bugün iyi beslendigimi düsünüyorum. boyum 1.62, 29K, düzensiz ve kardiyo agirlikli egzersiz yapan biriyim.
chatgpt'ye sordum gicik gicik konustu.
bir de size soruyim. bu beslenme nasil?

sabah- 2 bardak sade filtre kahve ve bir avuc yaban mersini
öglen - 1 bardak sade filtre kahve, biberli domatesli omlet, iki dilim ekmek, biraz peynir 7-8 tane siyah zeytin, 2 ceviz
ögleden sonra - 5 tane mandalina
aksam yemegi - 1 avokado (ezilmis, limonlu ve yagli), bir dilim ekmek, birazcik peynir ve 5-6 tane siyah zeytin, bol yesillikli salata, üstüne bir tane muffin
0
robert bosch
(23.11.24)
Kalori miktarı ve makro dağılımı normal bir insanın sadece sağ bacağı için yeterli olur gibi.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(23.11.24)
azıcık da et yeseymişsin :) iyi ama hem yeterli kalori hem de çeşitli kaliteli yiyecekler. bence. keyif almışsındır.
0
gabe h coud
(23.11.24)
@kaleci, nasil yani?

@gabe, her gün et yenmez :P
0
🌸robert bosch
(23.11.24)
chatgpt hakli. protein yok. gun boyunca kahvalti yapiyorsunuz gibi geldi bana :)
0
antikadimag
(23.11.24)
Omlet kaç yumurtalı? Protein miktarı ona bağlı biraz ama 5-6 yumurtalı değilse (ki öyleyse bile olmayabilir de) protein alımı çok düşük değil mi? Hadi her gün et yenmez diyelim de bari bakliyat olsaydı.

Genel kalori toplamında şeker çok gibi 5 mandalina ile. Onun dışında da hiçbir şey yememişsiniz zaten. Tüm gün yedikleriniz normal kahvaltı olarak geçebilecek bir kalori neredeyse mandalinalar hariç. Hem az hem sağlıksız geldi bana
0
nundu
(23.11.24)
Ha bence her gün et (tavuk ve balık dahil) yenir ayrıca. Protein alımı önemli
0
nundu
(23.11.24)
Yetersiz bir içerik. Yani yanlış anlama ofansif bir cevap değil bu ama instagram'da pazar sabahları paylaşılan "ben çok sağlıklı besleniyorum ve mutluyum" havasında bir menü bu doğru düzgün protein yok karbonhidrat yok, biraz sağlıklı yağdan zengin o kadar. Beslenmesine özel olarak dikkat eden birisi en kötü durumda kilosu kadar protein almıyorsa o beslenme kötüdür. Ha içerik kötü değil ama yetersiz; 2 yumurta dediğin 10-12 gram protein, yumurtadan gelen 10 gram protein ve birkaç dilim ekmekten gelen karbonhidrat hem sürdürülebilir bir rutin değil hem de sağlıklı değil ama dediğim gibi içerik kötü değil ama eksik ve yetersiz, gerçi birkaç kez daha okusam içeriğin de kötü olduğuna ikna olabilirim ama o kadarını yapmıyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(23.11.24)
Böyle beslenmeye devam edersen yakın zamanda demir eksikliği anemisi yapar bu.
0
Mirket
(23.11.24)
buna kötü diyenler bugün ne yediniz paylasir misiniz?
ben yiyecek yemek bulamiyorum
0
🌸robert bosch
(23.11.24)
et olur, baklagil olur. 'yemek' diyebilecegimiz bir sey yok sizin menude. ekmegi cikarsak tarim oncesi avci toplayici menusu valla :)

mercimek corbasi yapin, fasulye yapin, pilav yapin. et yiyin.
et icin tercihen yagli ve agir metal orani dusuk baliklar idealdir somon, hamsi, istavrit gibi.
ya da sakatat ciger, kokorec gibi.
0
antikadimag
(23.11.24)
Sabah
100 gr kızarmış ekmek ile iki haşlanmuş yumurta, 10-12 tane yeşil zeytin, çay

Öğlen
Bezelye yemeği
Mercimek çorbası
Yeşil salata
3-4 kaşık zeytinyağlı pırasa

Akşam
80gr mantı
Yeşil salata
Yarım kase yoğurt
Bezelye yemeği

Öğleden sonra da çayla bir mandalina büyüklüğünde kabak tatlısı yemiştim
0
grimavi
(23.11.24)
@grimavi, yemekhanede mi yedin? :) hangi evde normal sartlarda 3-4 cesit course yemek cikiyor please
0
🌸robert bosch
(24.11.24)
Izgara tavuk, fırında balık, köfte vs döndürüp döndürüp yapılabilecek et çeşitleri var. Hadi et olmasın dersen bakliyatla yapilabilecek yine zibilyon çeşit yemek var.

Side dish olarak pilav, makarna, bulgur pilavı yine çeşitleriyle beraber döner.

Salata/haşlanmış sebze/yoğurt/cacık/turşu gibi soğuk kısmı yine alternatif açısından zengin.

Ben çok aramam ama çorba konusunda da çeşit çok. Bazı günler ana yemek, bazı günler side dish tarzı çorba yapılabilir.

Bu yemeklerin çoğu önden yapılıp gün gün tüketilebilir, bir gün yapılıp ikinci gün yenebilir.

3-4 çeşit course'a gerek yok. Sizin menüdeki kahvaltı ve öğle yemeğini tek öğünde birleştirip, akşam da tavuk-makarna-salata ya da bakliyat-pilav-cacık gibi alternatifler yapılarak mis gibi beslenme çıkar.

Hepsini yapmaya üşeniyorsanız, migrostan hazır köfte airfryerda, yayla hazır makarna mikrodalgada pişirip biraz yeşillikle yenir yani ki ben bu son yazdığımı yapıyorum genelde :d yine de yiyecek yemek bulamıyorum denmez pek
0
nundu
(24.11.24)
Hic tavuk et balik fast food bir sey yok mu. Oyuncu manken vs gibi hayatsiz falan degilsen no no. Muhtemelen de 50 55 kilo bir seysin. Biraz protein bakliyat nerede sart
0
optimistbakunin
(24.11.24)
rober sokağa çıkarken cebine taş tuğla falan koy. ben bu kadarcık yesem gece açlıktan uyuyamam aw

yemekleri çok yapıp parçalar halinde buzluğa at, sonra istediğin zaman 10dkda ısıt ye. redditte mailprepsunday subına göz at
0
titanyum22
(24.11.24)
çoğu sağlıklı kaynaktan olsa da şeker oranı yüksek geldi bana. minimum dokunuşla kendime göre ayarlarsam şöyle yapardım ben:

sabah- 200-250 gr yoğurt - 30-35 gr yulaf ezmesi/müsli vb.
öglen - biberli domatesli omlet, iki dilim ekmek, biraz peynir 15 tane siyah zeytin, 5 ceviz
ögleden sonra - 3 tane mandalina
aksam yemegi - et içeren herhangi bir gerçek yemek, iki-üç dilim ekmek (ya da pilav/makarna), bol yesillikli salata

bana bu daha dengeli geliyor. evde olduğumda öğle yemeğini kahvaltı gibi yapmayı severim ama sizin akşam yemeği de kahvaltı gibi olmuş.
0
duguit
(24.11.24)
Yemekhanede yemedim valla benim evde çıkıyor kendim yapıyorum :)
r.resimlink.com
r.resimlink.com

3-4 çeşit mevsim sebzesi öğren (ıspanak, brokoli, pırasa, kereviz, karnıbahar)
3-4 tane çorba çeşidi öğren (yayla, domates, mercimek, tarhana, şehriye, tavuk)
3-4 farklı bakliyat yemeği (yeşil mercimek, nohut, fasulye, barbunya )

Yancı olarak pilav bulgur makarna
bazen turşu bazen yeşil salata

Her satırdan bir tane seçip bunları kendi içinde döndürmeye alışınca ne yiyecem derdin azalıyor, her akşam 4 farklı şeye de gerek yok, içlerinden 2 tane seçsen bile düzgün bir döngü tutturabilirsin
0
grimavi
(24.11.24)
şöyle yapsanız bence daha iyi olurdu:

sabah : çay - yumurta - peynir - zeytin - yaban mersini - ekmek
öğlen : bol salata - köfte ya da tavuk göğsü ya da balık - az ekmek
öğleden sonra : meyve - ceviz
akşam : avokado + salata + peynir + çok az ekmek

ben öğlen sucuklu yumurta ve peynir yedim. akşam üzerinde de köfte ve domates yedim. ekmeksiz.
0
co2s2
(24.11.24)
yemek tarifleri bekliyoruz sinem apla.

karnabahar fikri güzelmis.
0
🌸robert bosch
(24.11.24)
Güne hem de 2 bardak kahveyle başlamak seni gergin, endişeli, huzursuz, uykularını da kalitesiz ve az hale getirir. Güne illa sıcak bir sıvıyla başlamak istersen bence siyah çay ile başla, hem antioksidan alırsın hem uyandırır. Kahve kullanımını tehlikeli buldum...
0
muhayyer divan
(24.11.24)
lifli gıdalar, sebzeler, ettavukbalık eksik
0
bir soru sorcam
(24.11.24)
(2)

Mtv tarihi hesaplanirken sadece yıla mı bakılıyor yoksa alınan tarihe mi

ananiyimioguz
Yani şöyle, diyelim ki arac alacagim 1-4 yaş için 10bin tl yillik vergisi var, 5-7 yasinda araç için 5bin.Baktığım araç da 2020 model.Aracı ocakta alacagim. Direkt yıl hesabina bakilip bu araç 5 yasinda denilip 5-7 lik dilime mi girer yoksa bu arac 2020 model ama 2020 aralik ayinda alinmis o guzden
Yani şöyle, diyelim ki arac alacagim 1-4 yaş için 10bin tl yillik vergisi var, 5-7 yasinda araç için 5bin.

Baktığım araç da 2020 model.

Aracı ocakta alacagim. Direkt yıl hesabina bakilip bu araç 5 yasinda denilip 5-7 lik dilime mi girer yoksa bu arac 2020 model ama 2020 aralik ayinda alinmis o guzden 5 yasinda olabilmesi icin 2025 aralik ayini gecmesi lazim mi denilir?
0
ananiyimioguz
(23.11.24)
"Yaş: Motorlu taşıtlarda model yılına göre geçen süredir. Bu süre takvim yılı itibarıyla tespit edilir."

"Taşıtların tescil belgesinde yazılı olan model yılında bir yaşında olduğu kabul edilir."

MTV kanununda böyle yazıyor. Benim şu ana kadarki deneyimim de bu şekilde, vatandaşın az vergi ödeyeceği şekilde uygulanıyor. 2020 model araba aralıkta dahi tescil olsa 2025'te 5 yaşında kabul edilir yani.

Hatta düşündüm de 6 bile olabilir. 2020'de 1 yaşındaysa 2021'de 2, 2022'de 3 ... 2025'te 6 yaşında kabul ediliyor :)
0
duguit
(23.11.24)
arabanın yaşına göre.
model yılı 1 sayılıyor.
ona göre hesaplanır.

2020 model araç bu sene 5 yaş.
0
nuisance2
(23.11.24)
(7)

Byd nasıl bu kadar pahalı fiyatlarla lansman yaptı ?

avatar is back
%50 çin vergisi ve %10 elektrikli ötv’si varken atto 3 modelini 1,590’a satıyorlardı. Şimdi teşvik belgesi aldılar %50 çin vergisinden muaflar ama yeni fiyat 1,490 olmuş. Nasıl iş bu anlamadım. Devlet demez mi kanka ben 400-500 vergi alıyordum, ondan feragat ettim ama sen sadece 100 kağıt düşürmüşsü
%50 çin vergisi ve %10 elektrikli ötv’si varken atto 3 modelini 1,590’a satıyorlardı. Şimdi teşvik belgesi aldılar %50 çin vergisinden muaflar ama yeni fiyat 1,490 olmuş. Nasıl iş bu anlamadım. Devlet demez mi kanka ben 400-500 vergi alıyordum, ondan feragat ettim ama sen sadece 100 kağıt düşürmüşsün fiyatı diye.

Bilgilendirenlere teşekkürü borç bilirim
0
avatar is back
(15.11.24)
togg varken byd'ye ucuza araba sattırırlar mı sence ?
0
orpheus
(15.11.24)
togg varken byd'ye teşvik belgesi de vermesinler o zaman
0
🌸avatar is back
(15.11.24)
Byd kazanacak, devlet kazanacak, togg kazanacak guzel kardesim. Win-win. Kaybeden kimse onun problemi.
0
osssy
(15.11.24)
yönetici doğuş otodan aldılar, distrübütör zaten kan emici. devletin düşürdüğü miktarı biz cep edelim vatandaşa yansıtmayalım dediler.
0
f02561
(15.11.24)
tesvigi cebe atmislar demek ki :) tesvik gibi tesvik
0
robert bosch
(15.11.24)
çünkü o indirimlere karnımız togg
0
baldan kaymak
(15.11.24)
diğer modelleri bilmiyorum ama ilk kez satışa sunulan dolphin'in avrupa fiyatlarıyla kıyaslayınca makul geldi bana. millet giriş modellerine, kısa menziline mi bakıyor bilmiyorum. çin fiyatlarıyla kıyaslayanları ciddiye alamıyorum zaten. adamlar uzun menzil 60 kwh ve full donanım getirmişler 1.280'den satıyorlar, avrupa fiyatları zaten 35.000 euro civarı. yani başlangıç fiyatlarına bakıyorlarsa 44 kwh ve boş paketler 25.000 euro civarı, onlar bile 1 milyona yaklaşıyor. 800.000 tl'ye c hatchback satılacağına inanmak çok iyimser.

türkiye'de satılan en ucuz elektrikli standart arabalardan biri corsa, o bile b hatchback, 350 km menzili ve orta donanımla (gs) 1.200 civarına satılıyor. 5-6 aya renault 5 gelecek 52 kwh 405 km menzille o da 1.200'lerden satılacak muhtemelen. dolphin'in donanım paketinden emin değilim sitesine giremiyorum ama 60 kwh olduğu kesin, bir de full paketle geldiği de doğruysa fiyat normal.

atto 3'e gelirsek: çin vergisiyle 1.590'a satılıyordu şimdi teşviğe rağmen 1.490 olmasının nedeni önceden piyasaya girebilmek için karlarını minimumda tutmaları olabilir. artık buna ihtiyaç kalmadı. bunu sadece byd yapmıyor diğer markalar da yapıyor. yani %80 ötv ile sattıkları benzinli araçla %10 ötv ile sattıkları elektrikli araçlar arasında kar marjlarının fark etmesi normal, benzinlilerde kar marjlarını düşük tutuyorlar ki rekabet edebilsinler.

keşke daha ucuz olsaydı rekabet artardı ama bu fiyatlardan da özellikle kredi kampanyası olursa ciddi satacaklarını düşünüyorum. millet çok ütopik beklentilere girmişti. ne demişti demirkubuz? "bu ülkeye ve bu hayata dair hiçbir şeyin, hiçbir zaman benim dilediğim gibi olmayacağını biliyor, artık bundan acı duymuyorum."
0
duguit
(16.11.24)
(6)

euro ya da dolar ile maaş ödemesi

green eyed penguin
çalıştığınız şirket size bırakıyor tercihi. hangisini seçerdiniz?
çalıştığınız şirket size bırakıyor tercihi. hangisini seçerdiniz?
0
green eyed penguin
(11.11.24)
ab mi abd mi?

bence abd.
0
nuisance2
(11.11.24)
$
0
Mirket
(11.11.24)
dolar daha güçlü gidebilir gibi.
0
awlmi
(11.11.24)
ben trump seçildiği için dolar seçerdim ama bana seçim şansı sunulmuyor elbette :)
0
duguit
(12.11.24)
bu ara euro düşüyor nedense. dolar seçerdim.
0
jelly bear
(12.11.24)
ben uzun sure euro ile aldim, bu sure icerisinde eur/usd 1,25'i de gordu 0,96'yi da gordu. ha hic arbitraj yaptin mi diye sorsan hayir yapmadim. biraz da o parayi kullanma yeriyle de alakali. avrupadasin seyahate gittin falan euro elinde surekli kafan rahat. bi yandan secim oncesi ve sonrasi dolar guclendi biraz daha da guclenecek gibi duruyor ama bu kadar makro analizle ugrasamam dersen icin hangisiyle rahat edecekse onla git. ama tabi su da var euro bir birligin parasi, dolar super guc amerikanin :)
0
bay b
(12.11.24)
(7)

eski arabalar ne oluyor

biseysorcaktim
ailemin 2007 model bir arabası var. teknik bi problemi yok, her şeyi düzgün bi araç. düşük model ve doğası gereği eskidi. piyasa değeri 250 - 300 arasında sanırım şuan. satmak yerine biz kullanmaya devam edelim diyorum ancak babam bir kaç sene daha geçerse hiç satılmaz hurdaya ayrılmak zorunda kalı
ailemin 2007 model bir arabası var. teknik bi problemi yok, her şeyi düzgün bi araç. düşük model ve doğası gereği eskidi. piyasa değeri 250 - 300 arasında sanırım şuan. satmak yerine biz kullanmaya devam edelim diyorum ancak babam bir kaç sene daha geçerse hiç satılmaz hurdaya ayrılmak zorunda kalır diyor. gerçi yollarda 30+ yaşında bile arabalar varken bu bana gerçekçi gelmiyor ama babamın düşüncesi bu.

sorum şu; eski arabalar ne oluyor? hurdaya çıkınca kaça gidiyor, mesela şuan 300bin ise değeri o durumda sadece metal olarak mı satılıyor. yani 20-30bin lira civarına mı düşüyor?

bana ayda yılda bir araba lazım oluyor. o yüzden satın alıp yüksek sigortası, vergisi, otoparkı ile uğraşmak istemiyorum. acaba babamın bu eski arabasını ben mi sahiplensem. masrafları daha az olacağı için beni yormaz.

satalım mı son sahibi biz mi olalım? renault clio, klimasız. (ailemin başka arabası var, ben ailemden ayrı bi şehirde yaşıyorum)
0
biseysorcaktim
(11.11.24)
Çok erken düşünmüyor musun hurda zamanlarını.

Daha 1972 likler var trafikte

www.sahibinden.com

Al kullan bence.
0
Mirket
(11.11.24)
Arabayı 16 yaşından sonra hurdaya çıkartabilirsin. Mesela büyük bir arıza çıkardığında tamir ettirmek yerine hurdaya çıkartırsın. Bu işlemden sonra araç ruhsatı iptal olur ve trafiğe çıkamaz. Bu hurda demir fiyatına gidecek anlamına gelmiyor. Üzerinde başka araçlarda değerlendirilebilecek bir sürü parça var. Ona göre bir fiyatı oluyor.

Hurdanın haricinde son sahibi olmak diye bir tabir vardır. İkinci elde para etmediği için satamazsın elinde kalır manasında. Clio çok tercih edilen bir araç olduğu için kolayına o duruma düşmez.
0
zombi
(11.11.24)
parası lazım değilse neden satıyorsun, almanyada, amerikada yaşamıyoruz o araç en az 10-15 sene daha hurdaya ayrılmalık duruma gelmez.

türkiyede yürüyen, motoru sağlam araba öyle 20-30 bine düşemez. hatta motoru gitse bile yarı fiyatına satılır çünkü tüm kaportası, elektronik aksamı vs. yedek parça olarak değerlendirilir. 1990 model orta durumdaki toros 150-200k ediyor hala.

geçmişini bildiğin arabayı biraz toparlatıp binmek her zaman en sağlıklı tercihtir.
0
orpheus
(11.11.24)
Türkiye'de oto sanayi çok gelişmiş, özellikle clio gibi piyasada çok bulunan arabaların ustası da parçası da bitmez. Eski arabaların vergisi düşük, parçaları çok daha ucuz, kasko derdi yok, bir de millet lpg takıp geziyor yakıtı da ucuz oluyor o yüzden ekonomik olarak değerlerini çok uzun süre koruyorlar. 1998-1999 renault twingo'lar, vw polo'lar 250bin tl civarına halen alıcı bulabiliyor, 2007 model araba uzun süre kullanılabilir.

Baba "kimse almaz, hurdaya çıkarmak zorunda kalırız" derken haksız ama klimasız arabayla da nereye kadar? Ayda yılda bir lazım oluyorsa bu araba sizin için iyi olabilir. Dediğim gibi eski arabaları yürütmek masrafsız oluyor Türkiye'de.
0
duguit
(11.11.24)
O araba işinizi rahat 20 sene daha görür :)
0
mirty
(11.11.24)
Geçenlerde bir tamirci ustayı dinledim YouTube da.
Video oldukça uzundu araç marka model, motor türü ve arıza yapma oranlarını ve diğer bilgiler veriyordu.
özellikle dediği şey ise 2006 ve öncesi modellerin "metal yorgunlukları sebebiyle " artık geri dönüşüme verilmeleri gerektiğiydi.
Bu açıdan bakıldığında sizin araç modeline az km yaptıysa önemli kazası vs yoksa, bakımları düzenli yapıldıysa 5 seneden belki biraz daha fazla gider diye düşünüyorum.

Piyasası da varsa zaten hurdaya da gitmez satarbilirsiniz .
0
diyecevaplandı
(11.11.24)
mantikli olan babanizin dedigi. turkiye'de arabalar deger kaybetmedigi icin surekli satip az farkla daha yenisini alarak guzel arabalara binebilirsiniz.
0
antikadimag
(11.11.24)
(28)

Rakı sever misiniz?

Bir ben var benden şurada
Ben hiç alışamadım, siz?
Ben hiç alışamadım, siz?
0
Bir ben var benden şurada
(06.11.24)
Bi yaşa kadar pek sevmiyodum. Acı da gelmiyodu aksine fazla tatlı geliyordu. Şimdi seviyorum
0
nundu
(06.11.24)
Mecburen içmeye başladım.
Bir süre sonra her yemeğin yanında ister oldum.
Evet bir ege sahil kasabasına damat gittim ve herkes bizim ayran içtiğimiz gibi rakı iciyorken ben de mecburen içmeye başladım.
0
etna
(06.11.24)
Ben genel olarak içki içmesini seven bir insan değilim ama mecbur kalsam kafama silah dayayıp birinden birini seçmemi isteseler rakı yerine kolonya içmeyi tercih ederdim en azından kokusu güzel.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(06.11.24)
sevemedim. baskın bir tadı var. ferahlatıcı içkiler vardır kokusuyla falan haz verir tekila gibi, cin gibi... alkol sağlığa zararlıdır...
0
exlibris
(06.11.24)
zaten artık içki içmiyorum da içtiğim zamanlarda da bi daha içersem siksinler beni demiştim. kokusundan bile hoşlanmıyorum geçtim tadını
0
high hopes of the sozluk
(06.11.24)
İçki içtiğim dönemde bira, viski ve rakı içerdim yalnızca. Rakı en son tercihimdi ama canımı da sıkmıyordu.
0
hedep
(06.11.24)
1- küçük yudum al sonra bekle sohbet koy yavas yavas iç acele etme muhabbeti koy cok tatlanıcak o masada

2- meze koyman lazım ozellıkle peynır olmalı baslangıc olarak 1 yudum rakıdan sonra cok az kucucuk peynırden al agzın alıssın acısını alacak peynır yavas yavas devam

3- rakı içerken ozellıkle masadaki insanlarda cok onemlı eger cok sevdıklerın ve sohbet guzel olmazsa da ıcılmez
0
Zetnikov
(06.11.24)
cok severim özellikle yazin karpuz peynir ile.

tekirdag gold, beylerbeyi göbek icimi daha rahattir. yeni raki kötü.
0
robert bosch
(06.11.24)
Sevmem.
0
rock n roll
(06.11.24)
Eskiden epey severdim. Artık sevmiyorum. Adabı var muhabbetini, ikinci kadehte yamulanları, rakı içilen mekanları, üçüncü kadehte bağırarak konuşmaya başlayanları ve bangır bangır müziği ile kültürünü de sevmiyorum. İçtiğim zamanda da arkadaşlarla evde içmeyi severdim. Dili uyuşturduğu için yoğun tatları olanlar ve ısı dışında yediğinden tat olarak bir şey anlamıyorsun zaten. Tadı da ertesi günü de kötü.
0
nawar
(06.11.24)
hastasıyım. 2002den beri keyifle rakı içerim. özellikle yemek yaparken içmeyi severim. yanıma kadehimi koyup, takılır(d)ım.
eskiden kulüp rakıdan başkasını içmezdim. şimdi maalesef ne bulduysam onu içer oldum.
malum, pahalılık.
0
strawberry first
(06.11.24)
Sevmiyorum, lezzetini sevmediğim içkiyi içemiyorum, rakıyı da hiç sevemedim.
0
mutekebbir
(06.11.24)
Muhabbet, eş dost ve mezeyle gidiyor. Bir de şalgam
0
yuvarlanantencereninkapagi
(06.11.24)
Liseden beri icmeme rağmen benim de bünyem alışmadi hiçbir zaman. 3-4 kadehi geçtiğim anda o gecenjn sonunda ya da sabahında kesin kusarim. (Ancak 5-6 kadehle zaten kafa hoslasiyor)

Ancak seneler sonra fark ettim ki benim sorunum meğerse reflu imiş (liseden beri) ve Benim içkim viski imis. (Refluyu harekete geçirmiyor rakı ya da şarap gibi)

Bu sebeple rakı sevmiyorum ama lise arkadaşları ile bir araya gelince bir şekilde içiyorum, o masada etil alkol olsa içersin zaten :)
0
makbur
(06.11.24)
bayılıyorum. olsa da içsek
0
abelardo
(06.11.24)
Minik minik, gıdım gıdım içersen seviyorum. Gerçi bir ara biri bana lıkır lıkır içirmişti ve kafam epey güzelleşmişti ama onun gibi içirebilen olmadı. Kendim öyle içebilecek biri değilim. Severim, ayrı.
0
muhayyer divan
(06.11.24)
Çok severim
0
mirty
(06.11.24)
nefret ediyorum. zaten tadı güzel olsa o kadar meze hazırlanmazdı derler ya, hak veriyorum. fransa'da "aha aynı rakıya benziyor" diye ricard diye bir şey denettiler, meraktan bir kadeh içeyim dedim ondan da nefret ettim. alkole bayılmasam bile bira, şarap, cin, tekila çok severim. viski, vodka da içerim.
0
duguit
(07.11.24)
Her içkiyi eşlik etmek için azar azar içebilirim rakı hariç. Leş gibi kokuyor

Kaleci +1
0
kullanicadi
(07.11.24)
hiç sevmedim. bir tanesi biraz şekerli gibi ondan zorda kalınca içtim. toplamda 5-6 kadeh içmemişimdir ömrü hayatımda. iğrenç bir şey.
0
gabe h coud
(07.11.24)
rakının marka ve yapılışına göre değişen bir şey. sevmediğim şey yoğun ve baskın anason kokusu. ve son dönemde aşırı tatlandırılması. baskın anason kokulu ve yoğun şeker tatlı rakıları içemiyorum.
0
phonex
(07.11.24)
sevmem, alisamadim.
anason hosuma giden bisey degil, millet neden bu kadar bayilip ayiliyor onu da anlamis degilim.
sarap candir, olmadi craft bira.
0
cooperr
(07.11.24)
yaklaşık 30 senedir içiyorum diyebilirim, son 5-6 senesi haftada 4-5 gün ortalama. rakıyı heralde hayatımda 10 defa falan içmişimdir. En son da heralde 20-25 sene önce flndı. Öyle sevmiyorum yani, memleketimi söylesem şaşar kalırsınız :)))
0
kumandanim
(07.11.24)
Severim. Sofrası güzel oluyor.
0
auroraaurora
(07.11.24)
@nundu +1 cin tonik, viski vb. denemelerim oldu ama rakıya döndüm geri.
0
mikahakkinen
(07.11.24)
Sofrası güzel oluyor diye alıştım ben de.
0
ruhen hastayim ben
(07.11.24)
Ben seviyorum, nedeni yok :D Alkollü içecekler görece geç yaşlarda tüketilmeye başladığından damak zevki çoktan yerleşmiş oluyor. Haliyle 20lerin başında bir şeyler içenler zaten genelde tat için değil yarattığı etkiler nedeniyle içiyorlar. Ancak zaman içinde bir damak tadı gelişiyor. Size uymamıştır demek ki, çok da üstüne düşünmeyin bence.
0
akhenaten
(07.11.24)
Rakının markası ve çeşidi inanılmaz fark ediyor. Rakıyı çok sevmeme rağmen beni öldürseniz mesela yeni rakı içmem, içemem. Bir de yanında su değil şalgam, mümkünse acılı (acılı yiyemem normalde ama şalgam acılı olduğu zaman o rahatsız edici koku ya da tadı 0'lıyor). Araya da çay (çay da hiç sevmem ama rakıyı o da 0'lıyor hhahah).
0
charbiel
(07.11.24)
(2)

apple watch se 2.nesil vs watch series 10 mu?

chanandler bong
selamlar. apple watch almaya karar verdim. ultra modeline kadar çıkma niyetim yok hem fiyat hem tip olarak. ama se nin 2023 modeli ile series 10 arasında kaldım.şöyle ki açık açık series 10 un özellikleri daha yüksek se modelden onda okayim ama sormak istediğim gerçekten hayır se alma series 10 al d
selamlar. apple watch almaya karar verdim. ultra modeline kadar çıkma niyetim yok hem fiyat hem tip olarak. ama se nin 2023 modeli ile series 10 arasında kaldım.

şöyle ki açık açık series 10 un özellikleri daha yüksek se modelden onda okayim ama sormak istediğim gerçekten hayır se alma series 10 al diyebiliyo musunuz? :)

video, karşılaştırma yazıları falan baktım ama hani birinin bana açık ara şu daha iyi hiç düşünme demesine ihtiyacım var :D kullanan ya da bilen birileri bilgi verirse süper olur. (se nin en eksi yanı diğerlerinden daha çabuk şarjının bitmesi gibi gördüm sanki??? ama onaya muhtaç bi bilgi yine)

şimdiden teşekkürler
0
chanandler bong
(04.11.24)
bende 9 var. se al derim. ekstra özellikleri öyle aman aman degil. o paraya degmez.
0
robert bosch
(04.11.24)
Ben de 9 ile se2 arasında kalıp aradaki %100'lük fiyat farkını bir türlü mantıklı görmediğim için se2 aldım, hiç pişman değilim. Ben temel olarak aktivite takibi için kullanıyorum tabii.

Aradaki özellik farklarından hep always on display'e odaklanıyordum, aldıktan sonra hiç gerekli olmadığını fark ettim. Asıl önemli olan hızlı şarjmış, her gün şarja takmak gerektiği için şarj süresi günlük hayatta önemli oluyor. Yine de fiyat farkını vermeye değmez bence.
0
duguit
(04.11.24)
(2)

Fransa da Erasmus yapacak öğrenci aylık harcamasi

sonhakan
Ne kadar olur? Ortalama... Yurt hariç..
Ne kadar olur? Ortalama... Yurt hariç..
0
sonhakan
(03.11.24)
Paris'i bilmiyorum ama kalacak yer hariç yeme içme ulaşım vs. öğrenci standartlarında günlük ortalama 20 euro yeterli oluyor. Marketler hazır (sıcak/soğuk) yemek konusunda çok gelişmiş ve ucuz, 3-4 euroya bir öğün rahat hallediliyor. Sürekli kafe-restoran-bara gidilmez tabi, haftada 1-2 anca.
0
duguit
(03.11.24)
hangi sehir olduguna göre cok degisir ama 600-700 euro'ya idare eder. fransa genel olarak euro zone ortalamasından pahali bir ülke.
0
deckard
(03.11.24)
(12)

araç kullanmadan önce ne kadar alkol alıyorsunuz?

duyurukullanıcısı
normalde araç kullanacaksam alkol kullanmam ama son zamanlarda davet çok oluyor herkes bira içerken senin öyle kös kös oturman olmuyor, bu da bizi beğenmiyor herhalde gibi bir hava oluşuyor.bir 33lük, bir 50lik makul müdür? araç kullanmadan önce içmek? nasıl ayarlıyorsunuz?sonrasında kahve falan mı
normalde araç kullanacaksam alkol kullanmam ama son zamanlarda davet çok oluyor herkes bira içerken senin öyle kös kös oturman olmuyor, bu da bizi beğenmiyor herhalde gibi bir hava oluşuyor.

bir 33lük, bir 50lik makul müdür? araç kullanmadan önce içmek? nasıl ayarlıyorsunuz?

sonrasında kahve falan mı yapıyorsunuz?
0
duyurukullanıcısı
(01.11.24)
hic icmiyoruz. milleti memnun etmek icin niye icelim ki?
0
buenosdias
(01.11.24)
Herhangi bir nedenden dolayı içmediğiniz için trip atacak insanlarla takılmayın.
0
peki madem
(01.11.24)
bir 50lik bira sıkıntı olmaz. ama 2-3te dikkat edin.

ayrıca içmedin diye trip atan insanlarla görüşmeyin. içmemekle kös kös oturmanın ne alakası var. içmeyince muhabbet edilmiyor mu?
0
jelly bear
(01.11.24)
max 2 33lük veya tek 50lik ve biraz bekleme süresi promil için okey oluyor ama reflekslerinizi ve kafanızı siz daha iyi bilirsiniz
0
red g
(01.11.24)
Hiç içmiyorum. İçeceksem arabayla gitmiyorum. Kimsenin beni beğenmediği gibi bir hava oluşmuyor, oluşsa da canımdan ve başkalarının canından kıymetli değil.
0
fotrsapka
(01.11.24)
kısa buluşmalarda içmem. uzun buluşmalarda gecenin başında 1 tane 50lik alırım evire çevire yavaş yavaş içerim üzerine de su içerim. 1 taneden fazla içmemeni öneririm :D
0
theseachange
(01.11.24)
Bulusulan insanlar yeni, sifir insanlar
0
🌸duyurukullanıcısı
(01.11.24)
Mekanda alkolsüz bira varsa onu iç.
0
nhk ni youkosu
(01.11.24)
iki tane 33'lük bira (sonra en az 1 saat boşluk) benim için ideal oluyor. geçenlerde iki tane 50'lik fıçı içtim, yarım saat sonra çevirmeye girdim. ehliyetimin gittiğine emindim ama sınırın altında çıktı. kişiye, cinsiyete, kiloya göre, biraya göre vb. değişiyordur tabii içme tavsiyesi değildir...
0
duguit
(01.11.24)
0.
o riske girmeye cesaret edemem.
içecekler sipariş edilirken çevremdekilere "dönüşte araba kullanacağım, onun için size xxx (soda, limonata vs.) ile eşlik edeceğim" diye açıklama yapıyorum.
geçende çok yakın arkadaşımın düğünü vardı, herkes kadehleri yuvarlarken ben ice tea ile takıldım.
alkollü araba kullanmak çok ciddi bir risk. çünkü sizin hiçbir hatanız olmasa bile gelip biri size çarpsa alkollü çıktığınız an başınız büyük belaya girer, hayatınız bile kayabilir. onun için güvenli limit diye bir şey yoktur.
böyle bir riski elaleme ayıp olmasın diye almak çok anlamsız geliyor.
0
la lykia
(01.11.24)
çok uzun bir eventse ve yemek varsa max 2 33'lük. haricinde max 1 33'lük.
0
awlmi
(01.11.24)
içeceksem taksiyle dönerim, ya da 1 33luktwn başkasını içmem. Suçsuz olduğu halde alkollü olduğu için bir arkadaşımın gözümün önünde hayatı karardı sunan hapiste o yüzden içmeyin.
0
mirty
(01.11.24)
(4)

Alakasız iki araba kıyası

dejame
Bir fırsat geçti elimize ve sadece iki seçenek var.1. 2022 Clio 1.0 SCE2. 2022 Egea Cross 1.4 FireBu kişi için hiçbir kriter yok. Yılda 1000 km anca kullanıyor, performans aramıyor, uzun yol yapmıyor, sadece yazlığa 60 km bir yolu oluyor yazın birkaç kez. Araç bozulmasın, parça sorunu olmasın yeter.
Bir fırsat geçti elimize ve sadece iki seçenek var.

1. 2022 Clio 1.0 SCE
2. 2022 Egea Cross 1.4 Fire

Bu kişi için hiçbir kriter yok. Yılda 1000 km anca kullanıyor, performans aramıyor, uzun yol yapmıyor, sadece yazlığa 60 km bir yolu oluyor yazın birkaç kez. Araç bozulmasın, parça sorunu olmasın yeter.

Tek amaç takas yapıp üstüne bir miktar ekleyerek model yılı yükseltmek.
İkisinin fiyatı benzer sayılır.

Hangisi daha mutlu eder?
0
dejame
(27.10.24)
Otomatik Japon'dan Clio'ya geçen bir tanıdık çok memnun olduğunu söylüyordu. Egea'yı bilmiyorum.
0
prole
(27.10.24)
1.0 Sce baya kötü bir motor, çok düşük beygir, asla yaklaşmazdım. motor farkı ve yüksekliğiyle egea.
0
awlmi
(27.10.24)
1.4 fire motoruyla egea gitmiyor yokuş çıkmıyor ama 1.0 sce gerçekten insanlığa hakaret olarak üretilmiş bir motor. 17.1 saniye 0-100 değeri var. bunun yanında fiat'ın 1.4 fire motoru bile güçlü kalıyor.

1.0 tce olsa clio derdim ama şu şartlarda kesinlikle egea cross.
0
duguit
(27.10.24)
Yani soruya cevap değil ama bu kadar az kullanıllıyorsa model yükseltmeye gerek var mı? Takdir sizin tabii ki.

Sorguya cevap: egea cross
0
mirty
(27.10.24)
(11)

2006 model bir araç alınır mı?

gregor samsa ya donusen bocek
Toyota yaris. 1.0 motor. Km'sini henüz öğrenemedim. 300 bin. Manuel vites. Açıkçası beni götürsün yeter modundayım. Ama arabalardan anladığım da yok. Bu araç beni kaç yıl idare tahminen? Elimde patlamasından korkuyorum sadece. Hasarı, değişeni falan yokmuş bu arada.
Toyota yaris. 1.0 motor. Km'sini henüz öğrenemedim. 300 bin. Manuel vites. Açıkçası beni götürsün yeter modundayım. Ama arabalardan anladığım da yok. Bu araç beni kaç yıl idare tahminen? Elimde patlamasından korkuyorum sadece. Hasarı, değişeni falan yokmuş bu arada.
0
gregor samsa ya donusen bocek
(12.10.24)
çok da bilmem ama internet aleminde ucuza eski bi araba alacağım desen manuel olsun ve Japon olsun derler. Bu yüzden nokta atışı gibi duruyor. Fakat hasar değişen yok olayını iyi bi sorgula. 300 bin km yapan araçta illa bişey vardır. Biri sokakta durduk yere çarpmıştır çizmiştir bişeyler vardır.
0
nhk ni youkosu
(12.10.24)
Toyota olması iyi güzel de küçük hacimli motorlar fazla gitmiyor diye biliyorum km çok yüksek olmasın
0
hebanon
(12.10.24)
2007 honda city satiyorum 1.4 92binde 2019 da paraya ihtiyacım oldu kasko sisirmesi yapıp (amblemlere, vidalara kadar yazdırdım siz düşünün nasıl bir şişirme) kaskodan ciddi para aldım şu anda bu haliyle yetkili servis bile talip araca ama nihai kullanıcıya vereceğim en azından yalan dolanımız yok 2006 ve 300bin km araçta hasar, değişen olmaması imkansız gibi birşey ona kayıtlı hasarı yoktur diyelim
0
apocalipy
(12.10.24)
bakimli ve agir hasari yoksa toyota/honda 500bin rahat goturur..
0
cooperr
(12.10.24)
@apocalipy yalan söylüyor. Kasko keriz mi ederinden fazla ödesin? Bir de yetkili servis talip demiş... 15 yıllık araca servis niye talip olsun? Talipse versene. Gelmiş servise vereceğime kullanıcıya vereceğim diyor. En azından yalan dolanımız yok diyerek herkese dışkı atıyor abimiz, kendisi ise temiz. Böyle diyenden uzak durmalı ticarette.
0
Shepard
(12.10.24)
Şurası yanlış anlaşılmış: Araç 300 bin km değil, fiyatı 300 bin. Kaç kilometrede olduğunu bilmiyorum. Satan kişi de çok yakın bir arkadaşımın eski sevgilisi. Yani özellikle hasar konusunda bana bile bile yalan söyleyeceğini sanmam, zaten emin olmak için ekspertize götürün demiş.
0
🌸gregor samsa ya donusen bocek
(12.10.24)
18 senelik araçta dış cepheden çok kaputun altı önmeli
hortumlar sağlam mı
triger lastikse ne zaman değişmiş
fren diskleri, hidrolik sıvılar ne alemde
önerilen ağır bakımlar yapılmış mı

masraf çıkarsa bunlardan çıkar
0
bir soru sorcam
(12.10.24)
Hem düşük motor hem atmosferik, şehir içi bir şekilde kullanılır zorlaya zorlaya 90-100 km hıza çıkarsın ama sonrası allah kerim, ayrıca yokuşa falan denk gelirsen canını çok sıkar, yakıt masrafı da nispeten yüksek olur, şehirlerarası yolda çok hantal kalır. Ben normalde almam ama sen "bütçem buna yetiyor bi zar atayım" dersen olabilir ama ben almam, düşük motor turbo değilse ölüm gibi bir şey olur ama kimse ölmez ama biraz tat kaçırır.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.10.24)
1.0 turbosuz motor çok hantal kalır.
Onun yerine biraz daha para ekle 1.3 motorlu olanını al.
0
angina pektoris
(12.10.24)
ihtiyacın varsa genellikle şehir içi kullanılacaksa aracı mekanik durumunu araştırıp, doğru fiyattan neden alınmasın.
enflasyonist ortamda en kötü durumda yatırım yapmış olursunuz. Söylediğiniz aracın ikinci el satışlarıda çok hızlıdır.

Ancak, aracın bakımları zamanında yapılmıştı, özellikle , motor durumu , yağ yağma vs. var mı mekanik durumunu araştırıp varsa belirtilmeyen problemleri için tamir masrafı kadar fiyattan düşüp alınabilir.
0
Rao
(12.10.24)
en önemli soru şu, 2006 yaris hem eski kasa var hem yeni kasa. eski kasaysa alınmaz yeni kasaysa alınır bence. eski kasası çok eski duruyor 1999'dan falan kalma sanırım.
0
duguit
(12.10.24)
(15)

Avrupa’da 5 yaş üstü araçlar hurdaya mı gidiyor genelde

the sound and the fury
Türkiye’deki gibi 20 senelik araçlar var mı sokakta yoksa hep yeni mi Avrupadan kastım Alamanya beyleri ile Portekiz’in bahçeleri Bulgaristan değil.
Türkiye’deki gibi 20 senelik araçlar var mı sokakta yoksa hep yeni mi Avrupadan kastım Alamanya beyleri ile Portekiz’in bahçeleri Bulgaristan değil.
0
the sound and the fury
(26.09.24)
Tabiki öyle değil.
Zaten 5 senelik araba eski bir araba değildir, hurda zaten değildir.
Türkiye'deki sorun sokakta olmaması gereken arabaların fakirlikten kullanilmasi. Avrupa'da da eski araba var ama böyle kartal vs kontrolden geçmez.
5 senelik arabayi eski görürdüm ben de Türkiye'de yaşarken, bunun saçma sapan bir düşünce olduğunu burada anladım. Arabam 2019 model, hala yeni bence.
0
logisticsmanager
(26.09.24)
Bu arada düzgün bakarsan 20 sene de ah vah denilecek zaman değil. Misal eski müdürüm 2004 yılında sıfır audi a3 almis. Simdi emekli olunca satacakti ama 20 yıldız aynı araba vardı.

Bence siz 80ler 90lar demek istiyorsunuz. Yoksa araba böyle sürekli değiştirilmesi gereken bir şey değil.
0
logisticsmanager
(26.09.24)
Hollanda için söyleyeyim hayır. Dizelse vergisi daha çok olur.
Ankara'da Hollanda'da gördüğümden daha fazla yeni ve lüks araç görüyorum. Hollandalılar bizim gibi değer vermiyor, küçük elektrikli arabalar ya da leasing ile kiralamayı tercih ediyor çoğu. Ekonomik olmasına bakıyor.
0
marla is in my head
(26.09.24)
Yok daha neler :) ingiltere 2010 Toyota yarisler ülkesi mesela. 2005-2010 arası vw tonla var. Ortalama bi mahallede tr’de ki kadar 2020-24 arası sıfır araç görememe ihtimalin bile var.

Bahsettiğiniz şey zengin körfez ülkelerinde geçerlidir en fazla
0
avatar is back
(26.09.24)
Bugün arkadaşım stuttgart'ta 2011 model polo aldı.
0
HellKeePer
(26.09.24)
almanya'da görgüsüz türkler ve araplar dışında sıfır ya da lüks araba merakı pek yok. sokaklar eski araba dolu. hatta otuz yaş üstü araçlara sonu 'h' ile biten özel bir plaka veriliyor, her yerde görebilirsin bu plakalardan.

bu arada 5 yıllık araba eski bile değil. araba dediğin 15-20 sene sonra eskir.
0
sir gawain
(26.09.24)
5 yasindaki aracin degeri %50 civari duser.
10 yasini gecmis araclarda ise neredeyse sifirlanir ama kullanmaya devam eden cok insan var.
zamanla aracin tamir masraflari (ozellikle arac japon degilse) aracin degerini katlayacagi icin 15 sene sonrasinda cogunlukla cope gidiyor diyebiliriz, japonlar haric.

"gelismis ulkelerde bizim gibi gorsusuzler disinda luks araca binen yok" bu da en cok duydugum atmasyon bilgilerden biri. Evet adamlar surekli mercedes ile gezmiyor olabilir, ama bu adamlarin garajinda ferrari oldugunu degistirmiyor. Adamlar bizim turkiye'de hayalini bile kurmakta zorlandigimiz araclara zaten coktan binmis, heriflerin dedesi 911 ile geziyormus, bizimkinin Massey Ferguson traktoru vardi. Orta dogu insani da arayi kapatmaya calisiyor..

En son tanistigim tassakli bir kanadali abi pasli kamyonet ile geziyordu, ama 25+ araci var ki garajinin bir kismini gordum, herifte 6 tane sifir mustang var posetinde sakliyor. Adamlarin baska bir seviyede ozetle.
0
cooperr
(26.09.24)
Fransa'da orta büyüklükte bir şehre geldim, Türkiye kadar yeni araba kesinlikle yok, arabaların çoğu 2007-2015 aralığında. Daha eskileri de var örneğin eski Twingo'ları falan her yerde görüyorum ama ağırlık 10-15 yaşında a ve b segmenti hatchback araçlar. Türkiye'dekine göre çok fazla a segmenti var mesela.
0
duguit
(26.09.24)
iyi durumda olup avrupada kullananlar da var.
dizel mizelse ve 10 yaşını aşmışsa romanya'da bulgaristan'da yeni hayata başlamış da var.
romanya'nın büyük şehirlerindeki arabaların ortalama yaşı türkiye'deki arabalardan daha genç bence.
bu arada arabam 2019 üretimi ve 2020 trafiğe çıkışlı.
sıfır bir peugeot 3008 mhev 6 ileri çift kavramadan bin kat daha dayanıklı ve uzun ömürlü olacağını biliyorum mekanik olarak.
0
rain when i die
(26.09.24)
Hollanda’da yaşıyorum arabam 2011 model. TR ile Hollanda arasında sokaktaki arabaların yeniliği bakımından çok bir fark olduğunu sanmıyorum.
0
but that was just a dream
(26.09.24)
Hatta istatistik verisi olsun Avrupa ortalama araba yaşları;
tr.euronews.com
Kısacası acayip farklı değil ama Türkiye ortalama daha yaşlı evet.

Bir de Avrupa'da kişi başına düşen araç sayısı Türkiye'ye oranla baya fazla.
tr.euronews.com

Kısacası Avrupa'da daha fazla eski araba görmek normal çünkü çok daha fazla araba var. Ab ortalaması Türkiye'nin 4 katı.
0
logisticsmanager
(26.09.24)
Avrupa'da da insanlar parayı ağaçtan toplamadığı için hayır; değil beş, on beş yıllık araç bile hurdaya gitmiyor.
0
alice in potatoland
(26.09.24)
fransada daha eski kasa 30 senelik pejoların kullanımı var.
0
mikahakkinen
(27.09.24)
Hollanda'dayim, 2000 model bir arac kullaniyorum, hanimda da 2003 model bir arac var. Yeni bir arac alacak parayi bir araya getirmem mevcut dinamiklerde imkansiz. Parasi olup dandik araba kullananlar da vardir ama bircok insan icin tamamen butceyle alakali, sadece adamlar mutevazi ya degil olay. Zamaninda sifiri 8000 euroya satilan Toyota Aygo'lar hala 15 yasindayken 2000-3000 euro civarlarina gidebiliyor.

Sokaklarda degeri nerdeyse sifirlanmis araclardan cokca var. Mesela daihatsu ve daewoo'nun A segmenti arabalarindan bile bol bol goruluyor. Eskisi yenisi her turlusu var. Sokaga cikildiginda boyle araclar da oluyor, mercedes, bmw, porsche vs de oluyor. Turkiye'de sik gorulmeyen mesela VW California da oluyor ki dunyanin parasi eden bir arac.
0
mbond
(27.09.24)
2 arabam da 15 yasinda.

biri 1.5 asgari ucret falandi, digeri 2 asgari ucrete yakin (km dusuk).

ama bi debriyaj istese yarim asgari ucret gidiyor. bakimi servisi ceyrek asgari ucret. en ufak bi sorunla servise gitsen yine ceyrek asgari ucret.

sifir alayim desen 10-15 asgari ucrete alabilirsin. lease yapayim dersen sartlara gore 1/8 asgari ucret odeyerek cok daha iyi arabaya binebilirsin ama senin olmaz.

eski arabanin vergisi de fazla, masrafi da fazla. yeni araba daha ulasilabilir. ama eski araba hurda demek degil. ben arabama iyi bakiyorum, ufak tefek tamirini kendim yapiyorum, alirken dikkatli aliyorum, muhtemelen 20 yasina kadar binerim ciddi sikinti cikarmazsa. sagini solunu bildigim icin de debriyaj falan yaptiririm cekinmem, cunku gerisi saglam. bunun yerine yine 2 asgari ucret verip ikinci el araba alsam onun da ne oldugu tam belli degil vs.
0
icim urperiyor
(27.09.24)
(28)

Deniz Göktaş vs Baturay Özdemir vs Özgür Turhan

Bruce
Farklı mizah tarzları, farklı karakterler...Kime daha çok gülüyorsunuz, neden?Bence bu üçü mevcut Türk stand up sektörünün baş aktörleri. Sizce bunlardan daha iyi dediğiniz birileri var mı?
Farklı mizah tarzları, farklı karakterler...
Kime daha çok gülüyorsunuz, neden?
Bence bu üçü mevcut Türk stand up sektörünün baş aktörleri. Sizce bunlardan daha iyi dediğiniz birileri var mı?
0
Bruce
(24.09.24)
Hayatımda canlı gittiğim tek standup Deniz Göktaş'ın şovu. Selam Selam'ı YouTube'da izledikten sonra yeni gösterisine gitmiştim. Gerçekten muazzamdı. Baturay ve Özgür Turhan'ın full gösterilerini izlemedim. Kesitlerden Özgür Turhan daha komik geliyor. Bi de kamusal mizahı da izlerdim eskiden.
0
nundu
(24.09.24)
Deniz Göktaş'ı canlı izledim ve inanılmaz beğendim. Ama Özgür Turhan komik olmak için doğmuş gibi. Ayrı bir seviye.
0
duguit
(24.09.24)
Stand Up olarak üçü de tırt geliyor ama Özgür Turhan'ın Kamusal Mizah'ına gülüyorum ara ara açıp tekrar izliyorum eski işlerini, Stand Up olarak da son zamanlardaki favorim Özkan Çelik.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.09.24)
@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet, özkan çelik espri başına kahkaha olarak birim mizahta diğerlerini döver. ama stand up'ı bir anlatı olarak gördüğüm için aynı kefeye koyamıyorum. Beton etkisi esprisi mesela, 150 kez izleyip gülmüşümdür. Gülerken çok haklı amk diyip tatmin oluyorum. Ama aynı tempo, peş peşe aynı tarz şakalar, bağlam neredeyse hiç yok; o yüzden listeye eklemedim.
0
🌸Bruce
(24.09.24)
üçünü de canlı izledim.

özgür>deniz>baturay

ben salih tıraş ve nevzat can ünsal'a da baya güldüm. baturay'dan çok. özgür'den daha iyisini görmedim. normalde komik olmayan şeyleri özgür söyleyince bile gülünüyor.
0
jelly bear
(24.09.24)
Abi ben onun tarzını klasik ABD tipi komedi kulüp stand up'çılarına benzetiyorum, bizde mesela belli bir olay örgüsü içinde birbirine bağlantılı geçişlerin olduğu stand up yapılıyor ama bu eleman komedi kulüp stand up'çılarının yaptığı gibi birbiriyle bağlantısı olmayan şakalar yapıyor, ben sanki öyle olunca daha çok gülüyorum çok daha keskin ofansif şakaları var dümdüz gidiyor, ima edeyim de anlasınlar gibi bir derdi yok, bir de 50-60 tane :) psikolojik hastalığı var sanırım istese de hikaye anlatır gibi anlatamıyor kağıttan okuya okuya şaka yapıyor :)
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.09.24)
Ali congun şu sıralar bence en iyisi
0
olaylar olaylar
(24.09.24)
Bu üçüne komik diyecek kadar düşmedim henüz. Kim bunlar ya? Zorlama espriler yapan tipler hepsi
0
Cezcez
(24.09.24)
@Cezcez, kime komik dediğini söyle de mizahtan ne seviyede anlamadığın hakkında fikir sahibi olalım.
0
🌸Bruce
(24.09.24)
Cem Yılmaz a yaklaşabilecek birisi olmadı. Kötüye komik deyip kendimi kandırmam senin gibi.
0
Cezcez
(24.09.24)
🌸Bruce
(24.09.24)
3 u de iyidir. Denizin iq su en yuksek ama o bariz
0
lapaz
(25.09.24)
özgürün evli milf eşiyle videolarını çok severdim ama stand up için big no ikinci yarıda çıktım sahne hakimiyetlerini beğenmediğim için deniz zaten çocuk uyutuyordu o yüzden geç çıktı. ali congun eğlendirdi, hakimiyeti iyi bence ama daha gitmeye gerek yok. baturay gitmedim ama başarılı bence. deniz favori ama nataly aukar olayı çok başka yerlere taşımış onun sonrasında stand up için biraz düşünmem lazım 1.5 saat soluksuz tam bir sahne insanı aşiri iyi. türk belirtmişsin fakat türkiyede sahne aldığı için ekledim ya da hala etkisindeyim diyedir tıstıs

kaan sekbanla ayşe balıbeyin "gömercin kuşları" severek takipteyim
0
ala09
(25.09.24)
bence en zayıfı özgür. Baturay ve Deniz’in tarzı da birbirinden çok farklı. İkisini de iyi buluyorum, keyifle izlerim.
0
awlmi
(25.09.24)
@ala09, 3 gün üst üste sold out yaptı kadın, hakkın var.
0
🌸Bruce
(25.09.24)
Ali Congun'un youtubedaki gösterisine bakayım demiştim ama tam bir ekşici p*ç edasıyla yarısında çıktım ya hiç sarmadı. Köylü kurnazı bir havası var yani bilmiyorum beğenmedim hiç.
0
nundu
(25.09.24)
@nundu, hitap ettiği kitleyi doğru tespit.
0
🌸Bruce
(25.09.24)
Üçünün de Youtube'ta yayınladıkları gösterilerini izledim, en çok Baturay Özdemir'i beğendim, özellikle de ilk gösterisi neşeliydi. Deniz Göktaş da iyiydi; tarzı daha farklı, izlemeye alışık olduğum yabancı standupçılara göre çok daha sakin ama eğlenceliydi. Özgür Turhan'ı da normalde sevmeme rağmen standup gösterisini çok kopuk ve yer yer zorlama buldum.
0
salihdt
(25.09.24)
cem yılmaz yaşadığı sürece stand up işinde parlayabilecek adam yoktur. elit komedyen olmak zor.
0
mikahakkinen
(25.09.24)
deniz göktaş'ın tespitleri ve sakin anlatım tarzı hoşuma gidiyor, canlı izlediğimde de baya gülmüştüm.

özgür turhan doğal komik, adam hiçbir şey anlatmasın sadece gülsün sahnede, ben de gülerim sanırım. tepkileri çok komik.

baturay aralarında canlı izlemediğim tek kişi, youtubedaki standup videolarını eğlenceli buluyorum ama diğer ikisi kadar sarmadı beni.

yani burun farkıyla özgür'ü deniz'in önüne koyarım, baturay üçüncü olur.
0
sabenburak
(25.09.24)
deniz ve özgür'ü canlı da izledim. bence deniz>özgür>baturay
0
brakgn
(25.09.24)
Valla sıralayamadım hepsini seviyorum.

Deniz in zeka sağlam gerçekten, daha başlarda böyleyse ileride daha iyi olabilir. Gerçi insanın üretkenliği her dönem aynı olmuyor ama hayırlısı bakalım. Bir de uzun süre maruz kalınca bayabiliyor.

Özgür Turhan'ı kamusal mizahtan beri takip ediyorum. Kısa videolarını daha başarılı buluyorum. stand-up olarak eğer kendisini seviyorsanız gayet eğlenceli, bazı tespitleri de güzel ancak dışarıdan biri pek sevmeyebilir aşırı tepkileri, hareketleri ve çok güldüğü için.

Baturay ı ben tepkiler, mimikler ve anlatış olarak daha başarılı buluyorum. Bence tepede cem yılmaz var ise ona en yakın baturay olabilir diyebilirim başıma bir şey gelmeyecekse.

O yüzden stand-up için zoraki bir sıralama yapacaksam;

Baturay > Deniz > Özgür derim.

Ama samimiyet, yakınlık hissetmek olarak

Özgür > Deniz > Baturay benim için.
0
ananiyimioguz
(25.09.24)
bu üçlü benim için deniz göktaş>özgür turhan>baturay özdemir. ama farklı tarzları olduğu için de çok da karşılaştırılabilir gelmiyor, benim mizah anlayışımla ne kadar örtüştüklerinin sırası gibi bu.

ali congun'un sürekli kendi şakalarına gülmesini aşırı itici buluyorum. ya bi dur arkadaş, bi sal bizi de biz gülelim gerekirse.

özkan çelik'in 9 dakikalık bir youtube videosunu izledim, birim süre başı amk konusunda abartmış, benim için şakalarını gölgeliyor fazla fazla.

cem yılmaz'ı sevenler için de dün bir cem yılmaz yavrusuna denk geldim: zülfikar sönmez. cem yılmaz'ı zaten çoktan zamanın gerisinde kalmış ve onunla da bağlantılı olarak bugün aşırı cringe buluyorum (2000'lerin başında bayılırdım), bu adam da onun iyi denebilir kötü denebilir ama sonuçta bir taklidi.
0
harfitarif
(25.09.24)
cem yilmaz efsane komik. onu kimse tartisamaz. ama simdi bu adamlarin yaptigi mizah turu ile cem yilmaz'inkiler biraz farkli. bu adamlar biraz daha batimsi, netflix tarzi mizah anlayislari var. o yuzden iki ayri kulvari kiyaslamak hakkaniyetli olmasa bile ben gulmeme bakarim aga diyorsaniz cem yilmaz hepsini tokatlar.
0
baldur2
(25.09.24)
Cem yılmazcılar son gösterisini izledi mi? Üzülerek izledim bittiğini, yaşlandığımı hissettim izlerken. Bir tat bir dokunun cd'lerini saklayan biri olarak söylüyorum, devri bitti adamın, sonraki trene bindik artık.
0
🌸Bruce
(25.09.24)
Cem Yılmaz, Fundamentals'tan sonra düşüşe geçti bence. Yani önceki stand up gösterileri Fundamentalstan kötü demiyorum ama Fundamentals'ta hâlâ işin zirvesindeydi. Elite diamond o seviyeyi yakalayamadı. Ha ama bence de Cem Yılmaz Türkiye'de bu işin üstadıdır. Kendi döneminde ona yakın kimse yoktu. Ata Demirer, Yılmaz Erdoğan ve hele hele Tolga Çevik gibi isimler asla o seviyeye yaklaşamadılar. Tolga Çevik bu isimlerle kıyaslanmayı bile hak etmiyor bence hatta.

Cem Yılmaz'ın sinema/dizi sektöründeki işleri de çok iyi. Bence o alanda devam etmesi çok daha hayırlı kendisi için. Hâlâ çok sevdiğim biri yani ama stand up performansı olarak yeni nesil komedyenler daha etkileyici. Gerçi adam da 3 saat gösteri yaparak gelmiş buralara, şimdikiler 1 saati aşınca oo uzun bir gösterisi var diyoruz
0
nundu
(25.09.24)
deniz göktaş çok iyi
baturay özdemir güldürüyor, biraz eyyamcı
özgür turhan hiç komik değil, bir sıfat kullanırdım ama neyse :)
0
abelardo
(25.09.24)
kadıköy bebesi veya ekşici değilsen Baturay en iyisi. Ben şahsen youtubedan bedavaya izlemenin verdiği keyifle baya baya güldüm. özgürün internete son yüklediği video eh işteydi. karısı ile yaptığı esprileri çok uzattı, hep aynı renkte şakalar. para verip bir dünya yol gidip o gösteriyi canlı izleseydim üzülürdüm. deniz bana hiç hitap etmiyor, bıyıklı gay sevmem.
0
plastic_angel
(25.09.24)
(4)

ekg özellikli hangi apple watch

scudman1
4 serisinden itibaren her modelde ekg özelliği var sanırım. hangisini seçmeli? son çıkan 10'da da varmış ekg özelliği ve fiyatı 19k civarında.
4 serisinden itibaren her modelde ekg özelliği var sanırım. hangisini seçmeli? son çıkan 10'da da varmış ekg özelliği ve fiyatı 19k civarında.
0
scudman1
(24.09.24)
özel bir durumun hastaligin vs yoksa cok gereksiz. SE alirdim ben olsam (bende 9 var)
0
robert bosch
(24.09.24)
aslında özellikle ekg özelliği için almak istiyorum.
0
🌸scudman1
(24.09.24)
se'lerde yok. 10 pahalı geldiyse 9 alın. 8'ler pek bulunmuyordur sıfır olarak.
0
duguit
(24.09.24)
ben de 5 var galiba 4 te olabilir. Net bir şekilde kalp krizini farkedemez diye altını çiziyor. mesele eğer buysa. yeni modellerde de farklı olduğunu düşünmüyorum.
0
wallcan
(24.09.24)
(5)

Ankara - İstanbul YHT bileti

duguit
15 eylül pazar gününe bilet bakıyorum ama geç kalmışım dolmuş hepsi (saat 11-19 arası herhangi biri). 2-3 gündür arada bakıyorum, iptal eden, değiştiren olur da yakalarım diye ama sadece bugün bir boş yer gördüm onu da ben alamadan başkası almıştı. Böyle denemeye değer mi yoksa alternatif mi araştır
15 eylül pazar gününe bilet bakıyorum ama geç kalmışım dolmuş hepsi (saat 11-19 arası herhangi biri). 2-3 gündür arada bakıyorum, iptal eden, değiştiren olur da yakalarım diye ama sadece bugün bir boş yer gördüm onu da ben alamadan başkası almıştı. Böyle denemeye değer mi yoksa alternatif mi araştırayım? Son günlerde çok iptal/değişiklik oluyor mu?
0
duguit
(11.09.24)
denemeye değer yer açılıyor böyle baya sık sık bakmak gerek
0
jelly bear
(11.09.24)
duyuruyu açtıktan 25 dk sonra öylesine bir denememde yer bulabildim. 2-3 gündür deniyordum yeniliyordum şansıma duyuru açtım diye denk geldi heralde :) benzer durumda olanlar görsün diye silmiyorum.
0
🌸duguit
(11.09.24)
kadın yanı al geç
0
merkep gibi adam
(11.09.24)
Yht'nin olayi o. Surekli deneyeceksin. (Kadin yani+1)
0
brkylmz
(12.09.24)
kadın yanı zaten alınabiliyor artık erkek seçseniz bile.
0
jelly bear
(16.09.24)
(4)

Ucuza satılan Iphone 15 pro max

issiz karga
apple sıfırını 90 bine satarken sahibinden üzerinden 2 yıl apple garantili açılmamış kutu olduğunu belirtip 76, 77, 78 bin gibi fiyatlara satan dükkanlar, satıcılar var. nasıl oluyor bu? işin içinde bir şerefsizlik olma ihtimali var mı?
apple sıfırını 90 bine satarken sahibinden üzerinden 2 yıl apple garantili açılmamış kutu olduğunu belirtip 76, 77, 78 bin gibi fiyatlara satan dükkanlar, satıcılar var. nasıl oluyor bu? işin içinde bir şerefsizlik olma ihtimali var mı?
0
issiz karga
(22.08.24)
Yurt dışı kayıtsız 15 pro max'ler 40-42 bandında gidiyor. O fiyata kayıtsız olma ihtimali yok. İthalatçı garantili olabilir ya da Türkiye garantili de olabilir hepsiburada'da bile 81-82 bin tl. Apple'ın kendi sitesindeki fiyatlar piyasa fiyatı olmuyor zaten. Genelde diğer satış kanallarına daha uyguna veriyorlar.
0
duguit
(22.08.24)
çok absürd bir fiyat değil. birkaç ay önce hepsiburadadan alınıyorduk 78e. ya ucuza alıp satıyorlar ya da ithalatçı garantilidir. imei ve seri no sorgulaması yapabilirsin güvenmiyosan. imei sorgulama ile tr cihazı olup olmadığına bakarsın. seri no ile de garantisine bakarsın.
0
jelly bear
(22.08.24)
Bir şekilde taksitli senetli falan alıp satanlar olabilir
0
atom karincanin torunu
(22.08.24)
Şerefsizlik ihtimalini bilmem de zaten ederi o kadar. Apple genelde pahalıya satıyor. Akakçe'de 68 bine satanları görüyorum.
0
michael_knight
(23.08.24)
(2)

B segmenti sıfır araba önerisi.

cazur
Merhaba arkadaşlar. İlk kez araba alıyorum. Galericilerin ikinci el alım satımındaki sevimsizlikleri açıkçası beni irite etti. Sıfır alayım kafam rahat olsun modundayım şu an, 7-8 yaşında arabalara 850 diyorlar, 100 daha koyar 150.000 tl’lik faizsiz kredi kampanyasıyla sıfır alabilirim en azından di
Merhaba arkadaşlar. İlk kez araba alıyorum. Galericilerin ikinci el alım satımındaki sevimsizlikleri açıkçası beni irite etti. Sıfır alayım kafam rahat olsun modundayım şu an, 7-8 yaşında arabalara 850 diyorlar, 100 daha koyar 150.000 tl’lik faizsiz kredi kampanyasıyla sıfır alabilirim en azından diye düşündüm. 2024 clio’yu önerir misiniz? Orta paket olan evolution’ı düşünüyorum ama almışken full olsun en üstünü al mı dersiniz? Çok fazla farkı var mı? Yoksa bu paraya alabileceğim başka “sıfır” seçeneği var mı sizce, hyundai-pego-polo vs gibi. Açıkçası ben çok yakmasın istiyorum, sanayi vs işini de hiç sevmem. Şehir içi kullanacağım genelde, 4-5 yıl beni götürse kâfi. Hyundai i20’lerin de sıfırları nispeten uygunmuş, faizsiz kredi kampanyası onlarda yok ama sanırım. Clio’da beni o biraz cezbetti. Alım satımı da kolay diyorlar, poloyla kıyslayınca kullanım ve konfor açısından çok fark olur mu sizce? 800.000’e 2017 model 1.2 tsi 70.000de polo almak mı daha mantıklı yoksa?
0
cazur
(28.05.24)
Hocam sıfır 2024 model 1.0 life dsg Polo'ları 1.070-1.080'den satıyorlar bayi vs. araştırıp direkt alın derim. 2017 eski kasa Polo'ya 800k verilir mi? Arada 270k fark var.
0
duguit
(28.05.24)
ilk araç olarak 0 i20 aldım, memnunum. i20 seçmemdeki sebep güvenlik donanımlarının tamamının baz pakette bile standart olarak sunulması.

clio'da bunlar yok, ya üst paketlerde ya da opsiyon bunlara dikkat edin.

temmuzdan sonra tüm 0 araçlarda bu özelliklerin standart olması gerekecek, bence bunu sağlamayan markaların araçlarını almayın.
0
barabas
(28.05.24)
(44)

Neden çocuk yapıyorsunuz?

ananiyimioguz
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesel
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesela kendini bildi bileli istemiyormuş, hala istemiyor. Oturup biraz konuştuk, biraz bencil olmak gerekiyor gibi geldi. Pek mantıklı bir sebep bulamadık.

- Olaya ilkel bakamıyoruz. Yani türümüzün devamlılığı gereği doğurmak gerekir falan diye düşünmüyoruz, öyle bir durum söz konusu değil zaten şu an. Hatta nüfus artışı dünyayı felakete sürüklüyor. Millet neden tavşan gibi ürüyor anlamıyoruz.

- Yine ilkel gelen bir görüş, nasıl ki eskilerde "boşanma" gibi bir kavramın olmadığı gibi, "çocuk yapmama" gibi bir bilinç de yokmuş gibi geliyor çoğu insanda.
Yani toplumsal olarak evlenince = çocuk yapılır gibi öğrenilmiş bir kalıplaşmış düşünce var. Kültürel ve dini olarak da bakıyor kimi. Çevre baskısı da had safhada. Bizde böyle şeyler de yok.

- Yine kırsal bir kafayla düşünüp, ya işte çocuk evin neşesidir dolansın ortalıkta, hem bağa bahçeye yardım eder, ne kadar çok çocuk, o kadar iyi. Birlikte büyürler gibi bir olayımız, düşüncemiz de yok. Zaten çok ilkel ve kontrolsüz bir üreme düşüncesi gibi geliyor. Çocuk sayısı arttıkça, çocuklar üzerine düşen refah azalıyor çok çok zengin değilse aile.

- İnsanın anlam arama ihtiyacı. Geçenlerde yaşarken çok boş oyalanmıyor muyuz gibisinden varoluşsal bir soru sormuştum. Öleceğini bilmek ve anlam arayışı zor bir süreç insanoğlu için. Bana çözüm olarak bir kaç kişi çocuk yap demişti. Belki bu bir çözüm olabilir. Fakat bunu yaparsam annelerimiz babalarımızdan ne farkımız kalıyor diye düşünüyorum. Onlar da büyük ihtimalle hayatı yaşamak için bir anlam bulamıyorum bari kendimi çocuğum üzerinden gerçekleştireyim diye düşündüler. Onlar için yaşadılar. Sonra da bişey olsa "yemedim yedirdim içmedim içirdim" diye başlarlar. "Ben kendim yaşamadım sen düzgün yaşa diye" diyerek yakınırlar. Yahu yaşasaydın kardeşim. Biz yaşamayı tercih edenlerdeniz. Bir çocuğa hayat adanması gerekliliğine karşıyız. Asgari düzeyde ayırırsın, ama hayatı kendin için yaşarsın. Ki ben, biz çocuk yapsak bile yine gezeriz tozarız diye düşünüyorum o kadar da paralatmayız kendimizi ama belli de olmaz. Çocuk büyüyüp ailesine dönüp bakınca kendini onun için heba etmiş bir aile görünce mutlu olmuyor ki. Çocuk en başta, birbirini ve hayatı seven ebeveynler görmek istiyorum.

Yani sonuç olarak bencilce bir yaklaşımla, sırf anlam arayışın için çocuk dünyaya getiriyorsan, bu hiç mantıklı gelmiyor. Çocuk sevme ihtiyacı için veya birinin sana bağlanması, sevilme ihtiyacın için vs... Hem belki çocuk sevmeyecek bu dünyayı veya seni.

- "Filmi bırak, peki çocuk olmuş mu?" Çocuk belki senin görüşlerini benimsemeyecek. Benimsemek zorunda değil belki biz özgür yetiştirme taraftarı oluruz ama aşırı aykırı davranacak belki. Hiç istemediğin bir yola sapacak. Sen ne kadar eğitim verirsen ver, görgü öğretirsen öğret dış dünyadan iyice soyutlanacak çocuk. Akran zorbalığına uğrayacak. Herkes aynı eğitim ve bilinç düzeyinde eğitmiyor ki çocuklarını. Sen ne yaparsan yap internet ve arkadaş çevresi sağ olsun beyinleri yıkanacak cocukların. Sana efendiyi oynayacak ama dışarıda bambaşka biri olacak belki. Ama sen kendi çocuğun diye yakıştıramayacaksın onu hep masum ve tatlı çocuğun, güzel kızın, aslan oğlum olarak gibi göreceksin. Ama belki pisliğin teki olacak. Veya aptalın teki olacak. Çocuk istedimiz gibi oluyor mu? Sanki bazen ne yaparsak yapalım olmuyor. Bunlar uç örnekler ama alınan sorumluluğun farkında mısınız?

- Kelebek etkisi. Siz nasıl yetiştirseniz yetiştirin. Yeni gelişen bir canlıya (çocuğa) uyguladığınız en ufak bir yanlışı, çocuk psikolojisiyle ödeyebilir. Başkası, çocuğunuzun büründüğü karakter veya huy yüzünden ödemek zorunda kalabilir. Çocuk, kendine zarar verebilir. İş yerindekilere kötü veya aşırı iyi davranabilir. Eşine ve çocuklarına karşı kötü veya aşırı iyi davranabilir (zarar göreceği düzeyde).

Yani "doğru" çocuk yetiştirmek ne demek? Bence böyle bir şey yok. Nasıl yetiştirirseniz yetiştirin, en ufak bir aktarılan bilginin sonucunu çocuğunuz yüzünden diğer canlılar çekecek. Bu iyi de olabilir kötü de olabilir. Çok iyi yetiştirirseniz kendi zarar görebilir, kötü yetişirse başkaları zarar görebilir. Yani etkisi zincirleme olarak etkileşim kurduğu tüm diğer canlı ve cansız varlıklara aktarılmış olacak. Bunun sorumluluğunu nasıl alabiliyorsunuz?

İşte ben annelik-babalık duygusu tadıcam, çocuk sevicem, ay birisi bana anne veya baba diyecek düşünsene *_* diye bencilce baktığınız bir olayın altındaki sorumluluğun büyüklüğünü görebiliyor musunuz? Bence çok fazla. Çocuk belki dünyayı görünce lanet olsun ne biçim yere geldim diyecek. İntihar edebilir, hassas bir kalbi olabilir sürekli depresif bir halde dolanabilir. Kendi doğrularınızı, kendi dininizi aktardınız diye aslında olabileceğinden, yani potansiyelinden daha kötü şartlarda büyüyüp ölebilir. Veya sizin gerçekliğinizden çıkıp dış dünyayı görünce sizden uzaklaşabilir.

Gerek var mı oyuna bir karakter daha sürmeye?

- Dış dünya tehlikesi. Çocuk her an bir savaşa, virüse, kimyasal bir saldırıya maruz kalabilir. Tecavüz edilebilir, vurulabilir, bıçaklanabilir, psikolojik sorunlar yaşabilir, dayak yiyebilir, veya bunları başka birine uygulayabilir. Dışarısı, aklı başında bir insanın pek de yaşamayı isteyebileceği bir yermiş gibi durmuyor. Ona nasıl koruma garantisi verebiliyorsunuz veya başına bir şey gelse, o sorumluluğu kaldırabilecek güçte misiniz?

Gibi gibi sebepler aklımızda dönüyor...

Edit: İmla.
0
ananiyimioguz
(23.05.24)
Bencilce olabilir. Ama doğal ve insani, bencillik de doğal. Sorumluluk da büyük evet, ama kendi adıma sorumluluk almayı severim. Ya ben bu adamın çocuğumun babası olmasını istiyorum dediğim biriyle tanışsaydım çok net anne olmak isterdim bi 10 sene içinde. Birine o kadar güvenmek bana asıl zor gelen kısım. Neyse nihayetinde bir insan yetiştirmek, beraber büyümek öğrenmek, hayatı deneyimlemek, birini kendinden çok sevmek falan çok fantastik duygular, deneyimler. Yaşamak lazım diye düşünüyorum. Ama hayatın amacı da değil. Çocuk güzel bi lüks bence, fakat ihtiyaç değil. Olsa da olmasa da hayat güzel olabilir, kişiye bağlı.
0
nic cage
(23.05.24)
Yapmiyoruz. Cevremdeki evli ciftlerde de oran yari yariya. Yani yarisi cocuk sahibi oldu ya da olmak istiyor, yarisi hic cocuk istemiyor.
0
sertac akin
(23.05.24)
Mantıklı düşünürsen zaten çocuk işine girmezsin, biraz dürtüsel bir karar. Benim oğlan 2 yaşına geliyor ben daha babalığı yeni anlıyorum. 2 senedir aralıksız ağlıyordum niye yaptık diye ama şimdi uyurken bile özlüyorum, garip bir durum. Mantık aramaman lazım bu işte.
0
mirty
(23.05.24)
Kimse bu kadar düşünerek mantık çerçevesine oturtup çocuk yapmıyor. Bu kadar düşünen yapmaz zaten. Nefes almak, yemek yemek, seks yapmak gibi bir şey çocuk yapmak da. Hayatta kalma içgüdüsünün bir sonucu, kendini çoğaltarak ölümsüz olma çabası. Hatta bu yüzden, mantık çerçevesinde düşünüp çocuk yapmamayı seçmek bir nevi pasif intihar gibi geliyor bana. (Ben de yıllardır antinatalistim)
0
duguit
(23.05.24)
denildiği gibi insanlar istediği için yapıyor direkt bir somut nedeni yok. evlat sahibi olmak anne baba olmak için yapıyorlar.

o kadar düşünen yapmaz zaten +1, yapanlar da o kadar düşünmüyor. sizin için gerek yoksa yoktur. yapana gerek var mıydı diye soramazsınız.

ben de istemiyorum mesela.
0
jülsezar
(23.05.24)
Çocuk sahibi olmak, yeme gibi, içmek gibi biyolojik bir ihtiyaç. Hayatın doğal akışı. Maddi sebeplerle olsun, zamanın modasıyla olsun istenmiyor olabilir. Bu yaşlarda hissedilmiyor olabilir ama travması, yaşam kalitesine olumsuz etkisi, psikolojik sorunları inanın ilerleyen yaşlarda üzerinize çökecektir.
0
Mirket
(23.05.24)
Ekonomik durum iyi değilse cehalet faktörü etkili. Toplum baskısı da var.

Her şey yerindeyse ekonomik durum vb gibi kişisel tercih. Ama evlilik ve çocuk fakiri daha da fakirleştirir.
0
ferenc
(23.05.24)
insanlar cocuk yapiyor cunku bu bizim dogamizda var. boyle hayvansal icguduleri beyaz yakali yaklasimlariyla irdelemek asiri manasiz. cocuk yaparsin ve genlerini aktarirsin cunku bu bizim (dunyada yasayan canlilarin) kodlarimizda var. bu kadar bunun cevabi.
0
bohr atom modeli
(23.05.24)
Ben de şu an 32 yaşındayım ve anne olmak istemiyorum ama çevremde o kadar çok kişi anne olmazsam pişman olacakmışım gibi hissettiriyor ki kabul etmekte zorlansam da etkileniyorum ve bazen "ya sonra keşke dersem" diye düşüncelere gark oluyorum.
istememe nedenim de tamamen sorumluluğundan. kendim kadar çok önemseyeceğim bir varlık kim bilir başına ne dertler açacak hastalanacak üzülecek vs vs seni tasalandıracak diyorum.
Baskın olan hissiyatım yapmamak yönünde. Yaparsam bencilce olsa da merak duygum olabilir.
Ama işin garibi de dışarıda gördüğüm çocuklar olsun kendi yeğenlerim olsun inanılmaz seviyorum ve çoğuyla fazlasıyla ilgileniyorum. Yani anaç yapım yok demiyorum ama kaygılarım ağır basıyor.

çocuk yaptıktan sonra pişman olunca vazgeçebilme hakkımız olsaydı keşke sgjskgksjg
0
Kediyi üzdün
(23.05.24)
@bohr atom modeli, hocam zaten türümüzü diğer hayvanlardan ayıran özellik frontal lobumuzun gelişmiş olması değil mi?

Yani zaten düşünmek ve sorgulamak üzere evrimleşmiyor muyuz?

Hala hayvansal iç güdülerle yaşayacaksak evrimimize haksızlık etmiş olmuyor muyuz?

Tamam ben de hala ilkel olduğumuzu düşünüyorum çoğu yönden ama en azından bir şeyleri yaparken sorgular seviyeye gelmişiz. Kodumuzu aktarıcaz diye düşünmeyelim mi ulan 1dk kodumu aktarıcam ama gerek var mı? İhtiyaç var mı? Herkes kodunu bilinçsiz aktara aktara dünya bu hale geldi zaten demeyelim mi?

O zaman ilkel dürtülerle aile kavramını da hiçe sayalım, birbirimizin üstüne atlayalım. Ne de olsa kodlarımızda vardır o da bir yerlerde.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
Çocuk bakmak aşırı zor bir mesela. Eşini artık çok da sevmiyorsan mesela çocuktaki eşine benzer tarafları görüp çocuktan soguyabiliyorsun bile yer yer. Yeğenimi çok severim normalde, çok da sabırlıýım çocuğa karşı. Ama babasına gıcık olduğum zamanlarda "Baban ne ki sen ne olasın" diye kuruluyorum üç yaşında çocuğa. Bir de ne kadar minyatür bir insan da olsa çocukla frekansınız uymayabiliyor. Sen çok sakinsen hareketli çocuga sinir oluyorsun, ikili diyaloğa giriyorsunuz :p Bir dönem ilkokul öğretmenliği de yapmıştım, oradaki deneyimlerimi de katarak anlatıyorum. Ama günün sonunda sosyopat değilsen ya da çok ciddi bir bunalım geçirmiyorsan barısiyorsunuz, öpüşüp koklasiyorsunuz. Gormediginde özlüyorsun, hayatının merkezine koyuyorsun. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi bu zamanın argümanlariyla işin içinden çıkamıyoruz. Olacağı varsa oluyor, sen de uyum sağlıyorsun duruma.
0
sekizdokuzon
(23.05.24)
Valla ben yazdıklarını okumaya üşendim. 29 yaşındayım. Ekonomik olarak durumları biraz daha toparlayınca 30ların başında falan çocuk yapmayı düşünüyorum yani sağlık sorunu yaşamazsak. Sebebi yok sadece anne olmak istiyorum, karnımda bebek taşımak böyle emzirmek onu büyütmek bir şeyler öğretmek beraber deneyimlemek vs bunları merak ediyorum. Merak duygumu tatmin etmek için çocuk istiyorum. Tabi ki kendi mersk duygum için çocuk yapayım derken onu perişan etmek de istemem tabi ki. Maddi manevi yeterli hissettiğim zaman yaparım bunu.
0
turuncu tonlarda
(23.05.24)
Tam olarak bahsettiğiniz sebeplerden dolayı yapmıyoruz. 32 yaşındayız, 2 yıldır evliyiz ve çocuk fikrine o kadar uzağız ki, uzak kelimesi bile yakın kalır. Zaten şurda kalmış bir bu kadar daha ömrüm, onu da çocuk derdiyle mi geçireceğim zaten? O kadar dertsiz tasasız bir hayatım olursa da çocuk yapmak yerine gezer tozarım. Evde kronik rahatsızlığı olan bir kedimiz var, gözümüz sürekli üstünde. Sırf 1-2 gün uzaklaştığımız zamanlarda aklımız kalmasın diye eve bebek kamerası bile aldım, arada açıp bakıyorum napıyor keyfi yerinde mi diye. Kedinin bile üstüne bu kadar düşerken, hastalandı mı diye gözünün içine bakarken, kendimden olan bir canlıya karşı olan stresimi düşünemiyorum bile. Ülke şartları falan da cabası tabi.

Çevremde "evimi aldım, arabamı aldım, mesleğimi garantiledim. evlenirsem çocuk yaparım çünkü insana hayatta bir amaç lazım" düşüncesinde olan tanıdıklarım da var. Neresinden baksan hastalıklı ve bencil bir düşünce bu bana göre. Sırf kendine amaç olsun, oyuncak olsun, saçma sapan varoluşsal sancılarına derman olsun diye dünyaya bir canlı getirmek büyük bencillik.


Ayrıca "genlerimizde var, üremek için yaşıyoruz" düşüncesi de bu bencilliğe uydurulmuş bir kılıftan başka bir şey değil bana göre. Genlerimizde üremek varsa, kafamızın içinde de beynimiz var. Neyin ne olduğunu sorgulayıp karar verebilme, muhakeme edebilme yeteneğine sahibiz. Şimdi ben çocuk yapmak istemiyorum diye insanlıktan mı çıkıyorum bu durumda yani... Teallam.
0
pianeta
(23.05.24)
Valla ben dünyaya katkım olsun diye yaptım. Çok iyi bir insanım üstelik müthiş zekiyim. Boşa gitmemesi gereken genlerim vardı.
Hep saçma sapan insanlar çocuk yapıp dünyayı daha kötü bir hale getirmesin, ahlaklı düzgün yetişmiş iyi kalpli insanlar da olsun gelecekte diye istedim.

İleride 3 4 tane daha düşünüyorum. Maddi olarak imkanım olursa tabi.
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.05.24)
@Gradient_tabanlı_mor, gen aktarımının öyle cımbızla seçerek olduğunu düşünmüyorum da, diyelim ki oldu ve çok zeki, çok yakışıklı/güzel bir çocuk dünyaya geldi. Gayet aklı başında, efendi, saygılı vs. oldu.

Dünya bu özellikleri mükafatlandıran bir yer mi?

Diyelim ki sıyrıldı, mükafatlandı, soruyu şuradan sorayım, dünya bu çabaya değecek bir yer mi?

Dünyadaki en zekilere baktığımız zaman genelde kullanıldıklarını görüyoruz. Çok azı şanslı oluyor. Sistem kaşıkla verip kepçeyle alıyor.

Ayrıca cahiller, eğitimsizler çok fazla ürüyor böyle gitmesin terazinin diğer tarafına biraz bastıralım diye çocuk yapılınca çocuğa haksızlık olmuyor mu uğraşacağı insanlar, yani kötü diye gösterdiğimiz taraf daha çoğunlukta.

Mesela ben aksine, kendimiz gibi bir toplum veya ortam varsa oraya çocuğu koyarım.

Pakistanın orta yerine zeki ve bilinçli bir çocuk koymam mesela. Ona da yazık. Haksızlık. Ama norveç e koymak isterdim. Tr nin durumu da pek iyiye gitmiyor kötü tarafın doğum hızlarına bakılırsa.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
bu kadar dusunen yapmaz +1

su an 33-37 yaslarindayiz, 6 senedir evliyiz, henuz cocugumuz yok.

insanlar cocugu tamamen hayattan beklenenler o yonde oldugu icin yapiyor. okula git --> is bul/kur --> evlen --> cocuk yap, model bu. kimse cocuk yaparken "insanlik devam etsin, turumuzun devamliligi" gibisinden seyler dusunmuyor. bu kadar dusununce okula gitmek de mantikli olmayabilir mesela.

dediginiz gibi, eskiden tarlada calisacak adam vs gibi is gucu alaninda ise yaramis epeyce cok cocuk sahibi olmak. bugun tarlasi olan az, sehirde yasamin da kendince finansal guclukleri var, hayat kalitesi tartisilir. ancak:

cocuk buyukmek eglenceli keyifli bisey, minicik beyinleryle biseyleri kesfetmeleri, akil etmeleri, oyun oynamalari, sizin hayatta akliniza gelmeyecek sorular sormalari vs epey keyifli. buyumesinde, dunyayi kesfetmesinde, kendini kesfetmesinde destek olmak, yol gostermek guzel seyler. bundan mahrum kalmak istememek gayet gecerli bir sebep.

diger yandan insanlar yaptiklari degil yapmadiklari seylerden daha cok pismanlik duyabiliyor, bu da bir baska sebep. 20-30lu yaslarda cok dert etmiyoruz ama hic 50-60 olmadik, tam olarak bilmiyoruz o yaslarda neye nasil ihtiyac duyabilecegimizi.

ayrica, cocuklar buyudukten sonra onlarin kurdugu ailelerle kalabalik olmak, arada birlikte biseyler yapabilmek, yanliz kalmamak, hastalikta yaslilikta cenazede davalik durumlarda vs samimiyetle siginabileci insanlar olmasi yine bir baska sebep.

zamanin "cocugu" olarak ben bugun ailemden uzakta yasiyorum oyle cok aman aman birlikte biseyler yapmiyoruz ama gercekten bir ihtiyac oldugunda atlayip gidebiliyor olmam, genel olarak varligim ailem icin guven verici bir durum. anneme kalsa en buyuk pismanligi daha cok cocuk yapmamis olmak.

dediginiz riskler elbette var, benim de kisisel olarak cocuk konusundaki en buyuk cekincem "ya buyudugu zaman cok stresli bir hayati olursa, ya anksiyetesi olursa, ya depresyonda olursa, ya intihar etmek isterse, ya kanser olusa, ya yatalak olursa" gibi seyler. tamam sorumluluk da istemiyroum belki ama erken cocukluk sorumluluklari citir cerez kaliyor bunlarin yaninda.

diger yandan bugun yetiskin insanlar olarak hepimizde belli bir olcude depresiflik, ankiyete bozukluklari fln var; cesitli hastaliklarla ugrasiyor, issiz kaliyoruz, sevgilimiz terk ediyor, dolandiriliyoruz, basimiza sacma sapan olaylar geliyor uzuluyoruz vs ama bir sekilde bunlarla basa cikmayi ve yasamayi ogreniyoruz; hayatin bir parcasi aslinda hepsi. ayni sekilde cok guzel yemekler yiyouz, sevdiklerimizle 2 kadeh tokusturuyoruz, konserlerde bagira cagira sarkilar soyluyoruz, gezip egleniyoruz. cesitli tibbi desteklere erisimimiz de gittikce kolaylasiyor. o yuzden biz bugun yetiskinler olarak bir sekilde var olabiliyorsak, hayatimizda biseyler yolunda gidiyorsa ve intihar etmiyorsak demek ki var olmak o kadar da kotu bir sey degil.

sonuc olarak konu gerek olup olmamasi degil, konu sizin bireysel olarak cocuk buyutmek istiyor olup olmamaniz.
0
taurina
(24.05.24)
Çocuk yapma kararı mantıkla verilen bir karar değil, duyguyla verilen bir karar. Mantıklı düşünürseniz evet sorumluluğu, yorgunluğu, özellikle küçük yaşlarda ihtiyacı olan dikkati verebilmek için kendinizi bile kaybetmeniz, vs. birçok olumsuz yanını bulabilirsiniz. 2 yaşında çocuğu olan bir anne olarak da bunların hiçbirini reddetmem. Ama dünyaları verseler de oğlumu değişmem.

Ben hamileliği bile çok sevmiştim. Ki çocuk yapma düşüncesi yapana kadar çok kafamı meşgul etmemişti bile. Karnımda minicik bir mercimek tanesi kadar olan bebemin şimdi bıcır bıcır konuşmasını duymak, karakterinin geliştiğini izlemek, büyümesine tanık olmak inanılmaz bir şey.

Bencil insan çocuk sahibi olmaz bana kalırsa, olursa da çocuğu hakkıyla yetiştiremez. Yemeyip yediren, uyumayıp uyutan bir anne veya baba nasıl bencil olabilir ki?
0
gmzo
(24.05.24)
@ gmzo, pek katılamıyorum. çocuğun kendisi zaten bencilce geliyor. çocuğa bakıyor olmak insanın eksik yanlarını besleyen bir şey, o durumu bencil olmamakla açıklayamayız.

François de La Rochefoucauld ve Sigmund Freud'un savunduğu şöyle bir görüş var;

"İyiliklerimizin çoğu, kötülüklerimizi gizleme sanatıdır." İnsanların yaptığı iyiliklerin bile aslında kendi kötü yönlerini ve çıkarcı doğalarını gizlemek için bir araç olduğunu söylerler.

"İnsanların yaptığı iyiliklerin çoğu, şeref ve erdemden çok gururdan kaynaklanır." İnsanlar güzel şeyler yaparken bile aslında gururlarını tatmin ettiklerini ve kendilerini daha iyi hissettiklerini öne sürerler.

"Narsisizm" Freud, insanların birincil ve ikincil narsisizm olarak adlandırdığı kavramlarla, kişinin kendi benliğine duyduğu sevgiyi ve bu sevginin nasıl dışa vurulduğunu açıklar. Bu bağlamda, birçok iyilik ve yardım davranışının aslında kişinin kendi narsistik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapıldığını öne sürer.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
ben bekarım evlensem de hem ülke şartlarından hem şahsi ekonomik gücümden ötürü yapmak istemem. ancak milyon dolarlık bir topçu, aktör falan olsam en az 5 çocuk falan yapardım herhalde. harika bir kendini tamamlama aracı çocuk, paran çoksa eksilerinden mümkün olduğunca az etkilenirdin artılarını çok daha fazla yaşardın. çok iyi bir hayat yaşatacağın garanti olurdu zaten o yüzden bencillik değil tam tersine sahip olduğun iyi yaşamı paylaşmış olurdun. ülkede yarın bir gün iç savaş çıkıp millet değneklerin ucunda komşusunun kellesiyle gezse bile iyi hayat yaşayacağı garanti olurdu para böyle bir şey maalesef. ama ortalama beyaz yaka olarak türkiye'de çok zor bir kere muhakkak koleje gönderecek paran olmalı şu meb müfredatında çocuk mu yetiştirilir. bu bencillik olur bence de. avrupa'da bir orta sınıf olsaydım da eşle gezme tozma işlerinden sıkılma hissine gelirsek düşünebilirdim yok bizi kesmiyorsa bir türlü gezmek tozmak gene yapmak istemezdim herhalde.
0
semaforo de medianoche
(24.05.24)
bu inanç gibi bişey. Kalbin/beynin neye yatkınsa onu görürsün. Senin dediğin gibi, kendi genlerinden kendine benzeyen bir varlık yaratıp yetiştirmeyi müthiş bencil egoist bir şey olarak da görebilirsin, bir annenin yazdığı gibi 'kendimizi düşünmeyip onu yetiştiriyoruz bu nasıl bencil olabilir' diye de görülebilir.

Bu arada dünyanın gidişatına bakmak vs. yalan. Evet nüfus çok ve dünya kötüye gidiyor ama belki de en barışçıl çağdayız (tabii üçüncü dünya savaşı geliyor olabilir, gelmiyor da olabilir). Ben mesela üreyen ve üremeyen kesimi görünce "biz üremeliyiz yav" diyorum. Dünyayı b*k eden şeylerden biri de bu çünkü. İngiltere'de çocuklara en çok konulan isim Muhammed'miş. Neden acaba :D Türkiye'de de 20-30 yıla kimler iktidarda olacak tahmin etmek zor değil. Bunu sorgulayan insanlar yeterince üremezse hayatını belirleyen kararları hiç sevmediğin insanlar alacak (demokrasi yönetimi kaldığı sürece). Fakat bu da bencil ve "oy içi mi çocuk yapıyoruz yav" dedirtecek bişey. Bence zaten çocuk yapmak saadet zinciri gibi bişey. Sistemin devamı için üremek gerekiyor, yeterince genç olmazsa emeklilik sistemi bile çöküyor :D
0
nhk ni youkosu
(24.05.24)
@ thetruenorthstrongandfree, sizin şartlarınızda çocuk yapmak değil yapmamak ayıp olurmuş, o şartlarda çocuğa iyi bir ortam sunamayacağım diye kaygılanmayız ki. Verebileceğiniz imkanlar ve çevre bu düşüncemizi etkiler tabii ki.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
1 - bayragi ilerde birine devretmek icin

2 - her di$i hayvan mutlaka bir kere dogurmali, buna insan da dahil. annelik duygusunu yasamamis bir kadin yasliliginda sikinti ceker, cevremde gordugum yasini almis ve dogurmamis kadinlar sikintili, yerine kedi kopek kaplumbaga falan koymaya calisiyorlar ama yetmiyor.
0
cooperr
(24.05.24)
Bu kadar detayli dusunmek cok sacma. Hepimizin genlerinde var. Hayvanlar niye uruyor? Onlara ne faydasi var? Zarari bile var ugrasiyorlar ediyorlar gida bulup besliyorlar vs. Insanlarin ureme sebebi de bu kadar basit. Boyle kodlanmisiz.
0
The_Lollok
(24.05.24)
@ The_Lollok, hayvanlar neden ürüyorlar? bölünme, çoğalma, üreme canlılığın temelinde var. evrimsel sürecin başlama nedeni. bu konuda yetenekli olmayanlar tarih sahnesinden elendiği için günümüzdeki hemen her canlı üreme konusunda yetenekli ve iç güdüsel olarak hazır hale evrilmişler.

Fakat biz insanlar şu an neyin neden olduğunu ve nasıl çalıştığını az çok kavrayabiliyoruz.

Aklımızla düşündüğümüzde, insanlığın günümüzde üremesini gerektirecek bir sebep yok ki? Korunma yöntemlerini neden çıkardık, kontrol altına almak için. Veya hiç ürememek için. Soyumuz tehlikede, çoğalmamız lazım gibi sebep de yok.

Mesela hayvan çiftleştirince hayvanseverler hemen kızarlar ya "Sokakta bir sürü hayvan var kardeşim ne diye hayvan çiftleştirip onları alıyorsunuz veya sahiplendiriyorsunuz!!!" diye.

Ama sen niye ürüyorsun bir sürü kimsesiz çocuk var sahiplen dediğinde kalırlar öyle. İşte ama bağ falan... derler. Bencillik yani.

Nüfusu artırmanın kime ne faydası var şu an?

Mirasımı devredicem diyen var. Yahu ben öldükten sonra biri almış, almamış kime ne. Belki hiç edecekler geride kalanlar mirası. Bilemiyorsun ki. Belki birbirlerine düşecekler. Hadi onlar da idare etti diyelim, torunlar? Nereye kadar gidecek, ne kalacak, kime kalacak, herkes göçecek.

Bazı hayvanların da aklı olsa üremezdi veya çok kontrollü ve az ürerlerdi diye düşünüyorum soyları tehlikede değilse.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
Böyle kişisel bir konuda burada uzun uzun yazdığına göre sende fikirlerinde emin değilsin ve teyit edilmek istiyorsun. Ancak bu tamamen kişisel bir karar. Topluca böyle bir konuda mutabakat oluşmasını beklemen çok mantıklı gelmiyor.
0
dreamsandcolours
(24.05.24)
Biri sahane bi laf etmisti yillar once bana. İsin ozeti gibi. Sedat bak demisti... ne çocukla oluyor ne de cocuksuz. Ama cocuklu daha guzel.

5 yil yapmadik. Sonra gule oynaya cocugumuz oldu.
0
halk
(24.05.24)
Bazen ellerime kollarıma bakıp "olm milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüsün. Bu noktaya gelene kadar ataların ne yollardan ne sıkıntılardan geçti ve sonucunda sana kadar ulaşıldı. Bu nasıl bir kibirdir ki 4.5 milyar yıllık yolu bir anda kesip atıyorsun"

Urememenin getirdiği bu kibir yalan yok hoşuma gidiyor.

Bir de çocuğu olan biri bencil olamaz tabirine takıldım yorumlarda. Ben tam tersini düşünüyorum. Doğanın yüklediği "turun devamliliginin kodlandigi" iç guduler o kadar kuvvetlidir ki, kendi yaşamının önüne koyarsin yavrunu = annelik.

Kesin olarak Bencil olamayacağını iddia edebileceğiniz tek insan türü, Çocuk yapma şansı olup yapmayıp evlat edinenler bence.

Tamamen akıl, merhamet ve kendinden olmayan bir şeyi kendi önüne koymak.

Bu insanları çok seviyorum.
0
makbur
(24.05.24)
Her şey söylenmiş zaten. Ozetle

1-turun devami icgudusu (zeki yaratik olarak aklinla bunun yersizligini kesfetsen de milyon yıllık evrimin getirisini hemen alt edemiyorsun, kervana katiliyorsun mejburr bazen; yakında senin de yapacağın gibi ;))

2-uzerine düşünmemek, standardi bu zaten deyip yapmak

Bence çocuk yine anlaşılabilir asıl delilik evlenmek. Ama onu da yaptık meselaam di mi
0
abuzer
(24.05.24)
Ben yapmiyorum (simdilik). Gereksiz bencillik ve sorumluluk gibi geliyor. Evlat edinme durumlari da var, onun tartismasi farkli olabilir.

Ama o cocuk yapma icgudusu tetiklenebiliyor. Tabii hayvanlar gibi ilkel icgudu degil. Daha cok "istek"
gibi. Gelismis beynimiz var sonucta. Cogu kisi toplumdan, etrafindan da etkileniyordur. Ve sonucta senin anne baban da var ve atalarin. Devam ettirme istegi oluyor. Gelecege yatirim gibi de dusunebiliyor insanlar.

Daha duygusal yonleri de var. Ve sartlari iyi bireylerde duygusal yon daha agir basiyor sanirim. Anne baba olmayi deneyimlemek. Sevecegini birini dunyaya getirmek.

Anne babaya da sorulabilir: "beni neden dunyaya getirdiniz"? :)

Ya da birey kendine de sorabilir. Felsefeye girecek ama "Ben neden dunyaya geldim?"
0
ermanen
(24.05.24)
Simdi biz doguyoruz, gozlemliyoruz ve birseylere alisiyoruz. Aslinda bircok sey aliskanliklarin getirdigi birsey bana kalirsa. Yani bir sekilde boyle kodluyoruz zihnimize. Yani ayni sekilde bizim de buyuyup evlenince bu sekilde olacagimizi, cocuklarimizin olacagini dusunuyoruz tum akis boyunca.
Farkli bir acidan yine bakayim, bizim yasayamadiklarimiz, pismanliklarimiz var bu hayatta ve bunlari birisinin yasamasini istiyoruz, planliyoruz. Bu da iste cocugumuz oluyor.
Butun bunlari durumumuz kotu bile olsa planlamiyoruz cunku durumu iyi olanin da kotu olanin da cocuk yapmak icin sebepleri farkli ancak illaki bir sebebi var.

3 yasinda oglu olan bir baba olarak, cocuk yapmadan once bir bebegi gozlemlemek ve vakit gecirmenin en onemli karari almanizi saglayacagini dusunuyorum. Bu durtu gelecek mi, cocukla zaman gecirmeyi ilgilenmeyi sevecek misiniz, yoksa size zor mu gelecek. Ondan sonra bu kadar detayli dusunmeyeceksiniz emin olun.
0
va
(24.05.24)
Karşı argüman üretiyorum diye katı bir şekilde karşıyım anlamı çıkmasın, dediğim gibi ben daha yakınım çocuk konusuna. Sadece mantıklı bir fikir, görüş var mı, insanlar ne düşünüyor veya düşünmüyor onlara bakıyorum.

Bana kalırsa ben sırf "ya bizim birlikteliğimizden doğan çocuk nasıl bir şey olur acaba, iyi kötü o kadar deneyim elde ettik, biraz da biz aktaralım bakalım kullansın onları çocuk, derdiyle dertlenelim, sevinciyle mutlu olalım.." düşüncesiyle bile çocuk yapabilirim gibi. Şimdilik sadece eşimden bağımsız ekonomik sebepler bizi ve ilişkimizi sarstığı için çocuk mantıklı gelmiyor. Ama bu sorunlar zamanlar çözüldükten sonra olabilir diye bakıyorum. Eşim o zamanda bile mantıklı bakamıyor.

Bu düşünce ile çocuk yapmak bencillik diyor. Ay merak ettim dur bi bakalım diye çocuk mu yapılır diyor. Zaten yoğun çalışıyorum, çocuğa nasıl bakıcam diyor. Hadi baktık büyüttük diyelim, iyi bir eğitim nasıl vericez bu topraklarda diyor. Çok deli rakamlar harcamak lazım veya. Kötü yetişecekse veya ortalama yetişecekse de çocuğa haksızlık değil mi diyor. Ona sonra "seni zor şartlarda büyü diye yaptık yavrum" mu diyeceğiz, demez mi çok daha iyi şartlarda dünyaya gelenler var, benim günahım neydi diye. Belki demez sonuçta biz razı olduk bir şekilde ama derse, bu büyük bir sorumluluk.

Ben kötü de olsa iyi de olsa hayatı deneyimlemenin, hiç gelmemektense bir artı olduğunu düşünüyorum. Ama eşim öyle düşünmüyor. Eğer @ thetruenorthstrongandfree ın sağladığı gibi bir şart sağlanmıyorsa çocuğa haksızlık edileceğini düşünüyor.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
vaaaay demek 30+ yaşında bir çiftsiniz ve çocuk istemiyorsunuz, hatta çocuk yapanların neden çocuk yaptığına anlam veremiyorsunuz. ohaaa ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum :D

nedense hep çocuk istemeyenler kendini uzun uzun açıklama ihtiyacı hissediyor. aslında kimse sizin çocuk yapıp yapmamanızla ilgilenmiyor, merak etmeyin. bu kadar çok kafaya takıp sorguladığınıza göre bence siz kararınızdan emin değilsiniz. emin değilseniz kararsızım filan diyebilirsiniz.

çocuk yapmamak eskisi gibi yadırganmıyor zaten emin olun.

bahsettiğiniz -son paragraf - eşinizin başına da gelebilir. o zaman evlenmek de saçma.
hayatta her an her şey olabilir tabi ki insan en çok çocuğu için korkar da sebep olarak yarın bir gün tecavüze uğrar diye bi seçenek dile getirmek çok saçma.

yani bu iş böyle uzun uzun felsefeye dönüşecek tartışmalar yapılacak bir konu değil bence. isteyen yapar istemeyen yapmaz. herkesin kendince haklı sebepleri var. birine gidip neden kedi sahiplenmiyorsun ya da balkondaki saksına neden çiçek dikiyorsun demek gibi bir şey bu.
0
elorelia
(24.05.24)
Heh yani sen eşine sunmalik argüman istiyosun bı noktada...

Öyle harikayim böyle harikayim diye sallayanlari dinleme öncelikle. Kaldı ki sizin durumunuz da fena değil. Ortalama durumdasınız. Sevgi ve huzur ortamında olan bir çocuk için gaaaayet yeterli sartlariniz. Bı de o kadar kontrolcü olmayın (ben de oluom), belki çocuk ileride bohem bı şekilde kulübede yasamaktan keyif alicak ne bilionuz? Sizin planladiginiz yatlarinizi katlarinizi uçaklarinizi (xd) istemicek?

Çocuk ayakkabisini ysl almadiinizi anlamaz meraq etme. Evcil hayvan gibi düşün xdxd sevgini sakınma, gerektiğinde onu koruyacagini belli et, kalanı ileride kendisi halleder zaten o ozguvenle
0
abuzer
(24.05.24)
Cocuk ne ya hem de turkiyede. aklini peynir ekmek gibi yemen veya hayatsiz olman lazim cocuk icin. zaten doguranin yari akli da gidiyo hepten hayatimiz zorlasiyi
0
ala09
(24.05.24)
Benden iyi bir ebeveyn olmaz o nedenle çocuk asla düşünmedim ve düşünmem. Geçen ofiste bütün öğlen yemeği boyunca doğru kişi ile tanışırsan o isterse ne yapacaksın diye sorguya çekildim bir de yani insanlar her bir şeye burunlarını sokma ihtiyacı duyabiliyorlar.

Size gelince daha geçen boşanma masrafı soruyordunuz şimdi biz hiç çocuk düşünemiyoruz diyorsunuz bence de düşünmeyin zaten.
0
peki madem
(24.05.24)
mahalle baskısı bu konuda büyük rol oynuyor. her ne kadar çocuk istesen de, günümüz şartlarında bunun altına girmek oldukça zor. zorumluluk tarafı ayrı.
0
kondansator
(24.05.24)
kedi götünü görmüş yara zannetmiş.
neden çocuk yapmayayım?

evladım olur. severim işte.
0
OgutucuRecep
(24.05.24)
ben bu olaya deneyim olarak baktım ve bu deneyimden neden mahrum kalayım diyerek istedim. sonuç kelimelerle tarif edilemeyecek kadar muazzam bir şey. bu dünyada başka hiç bir şey çocuğunuzun size hisettirdiklerini asla ama asla hisettiremez. başka hiç bir sevgi, aşk, bağ vs vs çocuk-ebeveyn bağına benzemez. bu işin bir yönü.

evet zorluklar da müthiş. zaten ekonomik koşullardan dolayı 2. düşünemiyorum. siz fazla sorgulamışsınız bir de tam tersi hiç sorgulamadan önüne arkasını düşünmeden birden fazla çocuk doğuranlar var. bu ülkedeki kaynaklar ve sistemin bu kadar çok çocuğa olması gerektiği kadar yetmesi imkansız.zaten düşüncesizce doğurup duranlar yukarıda bahsettiğim bağı falan kurmuyor ortaya salıyor ne eğitimi, ne güzel vakit geçirmesi saldım çayıra modunda. o yüzden de bir sürü psikolojisi bozuk insan var toplumda.

öte yandan evrimsel ve insanlığın gelişmesi açısından kaçırdığınız şeyler var. mesela siz hep 30 lu yaşlarda kalmayacaksınız. 90 yaşınıza geldiğinizde kalçanızı kırıp yatalak olup tuvalete gidemediğinizde bir başkasının doğurduğu eğittiği çocuk (hemşire olur hastabakıcı olur) sizinle ilgilenecek ve ona minettar kalacaksınız. herkes sizin gibi çocuk yapmasaydı sizin de muhtaç olduğunuz şeylere erişiminiz olmayacaktı bir de o yönden bakın.
0
iwillsee
(24.05.24)
@ peki madem, evet bize geliyorlar öyle arada pek sağlıklı olmayabilir zaten bizim çocuk yapmamız bir bakıma haklısınız ama

bazı dinamikler var çiftlerin ikisi de bireysel olarak çok iyi insanlar fakat birlikteliklerinde sorun çıkıyor. hal böyle olunca bir de çocuk varsa ayrılmaları daha mantıklı oluyor.

benim de anne babam ayrı mesela. ben hiç sıkıntısını yaşamadım daha güzel bile denilebilir. evde gürültü yok patırdı yok çatışma yok. istediğinde birine gidiyorsun istediğinde öbürüne gidiyorsun kalıyorsun. herkes kendi hayatında vs.

tabii ki en güzeli çocuğa da aile kavramını geçirmek için mutlu bir aile tablosu çizmek ama herkes kendi ilişkisine veya annesine babasına baksın 4/4lük bir hayat mı yaşıyorlar, bazen ayrılık daha mantıklı olabilir. ben ayrılık ile çocuğu engel olarak görmüyorum o yüzden. ülkeden bir sürü insanın annesi babası ayrı. eğer sıkıntı tipler değillerse öyle de sağlıklı çocuk büyütülebilir. ben bir insanla aynı evde yaşamak istemeyebilirim ama çocuğuna bakmak / çocuğumuza bakmak isteyebilirim.

@ iwillsee, teşekkürler deneyiminiz için. fakat yaşlılık konusuna katılmıyorum. ben kimseye yük olmak istemem gerekirse uyutsunlar diye vasiyet bile verebilirim. yaşlanınca kim bakacak diye çocuk mu yapılır bu iyice bencilce bişey. ben tek çocuğum, kardeşim yok bişey yok. eşimle olur da ölene kadar 'evlilik mücadelesini' :D sürdürebilirsek birbirimize bakıcaz işte çocuk olmasa da. en kötü bakım evi qeyf. o da olmadı uyutsunlar dediğim gibi. eşim de olmazsa bir köşede ölür giderim. nedendir bilmiyorum, böyle kaygılarım/korkularım yok.

Çoğu gelişmiş ülkede durum biraz daha farklı, ebeveynler çocuklarını yetiştirdikten sonra köylere kasabalara çiftliklere yerleşiyorlar. Ki kendi hayatlarını yaşasınlar biz yük olmayalım diye. Bizimkiler de gel evime desen gelir. Şimdi diyeceksiniz ki onlar sana o kadar baktı sen onlara bakmıyor musunuz hayırsız evlat. Bence burada kültürel ön yargılar var. Ben öyle bir sorumluluğu kabul etmiyorum ki, onlar da beklemesin. Doğuran bakmakla yükümlü hatta kimi bakmıyor bile. Ama çocuğun ebeveyne bakmakla yükümlü olduğunu düşünmüyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
bu kadar düşünüyorsanız yapmayın zaten. çocuğa da yazık.
0
Whily
(24.05.24)
Tum bunlari sorgulamis ve cocuk istemeyerek 35 yil gecirmis bir insan olarak bu yil bebegim oldu. Butun hepsi bos muhabbetmis ve gereksiz dusuncelermis gibi geliyor su an bu cocuk yapmama gerekceleri ve varolan yeni insan dunyanin en gerekli ve mukemmel seyi oluyor doğduğu andan itibaren. Bir de ben genel olarak bir seyi isteyip istemedigimden cok emin değilsem yapmayarak pisman olma ihtimalini elemek icin yapmayi tercih ederim, cocugumu da iyi ki yapmisim. Akli basinda bunlari sorgulayan insanların bilincli bir sekilde cocuk yapması da insan ve toplum olma deneyimi açısından değerli.
0
instant crush
(24.05.24)
Maddi durumunuz iyiyse çocuğa büyükşehirde üç ev, bir araba veya bir dükkan ve araba filan ve yüklü miktar nakit para bırakabilecekseniz hiç düşünmeden yapın. Fakat kardeşini de 3-4 sene sonra yapın. İleride birbirlerine yoldaş olurlar.

Eğer maddi durumunuz orta direkse çocuklara çok iyi birer eğitim şansı ve hayat mücadelesi ruhu veririm diyorsanız o zaman da yine aynı şekilde en az iki tane yapın.

Fakat en önemlisi de şu. Aile içi huzurunuz fiziksel ve mental sağlığınız yerinde, eşler arası sevginiz muhabbetiniz karşılıklı saygı ve muhabbet sürekli olarak iyi seviyede varsa en önemlisi bu, tüm şartlar okeyse yapın.
0
psmstc
(24.05.24)
Bir de çocuk yapma işi mantıkla olmaz yoksa yapmazsın katılıyorum +1500
0
psmstc
(24.05.24)
Yazdıklarımı anlamamışsınız. Sizin yaptığınız çocuklar size bakar demiyorum. Evrimsel olarak yaşlanınca birileri tarafından yapılmış çocuklara ihtiyacınız olacak diyorum. Şimdi de öyle hiç mi doktora dişçiye gitmiyorsunuz sonuçta onlar da bi annenin doğurup büyüttüğü çocuklar.kimse çocuk yapmasın derseniz mantıksız oluyor
0
iwillsee
(24.05.24)
(4)

Memuriyette baskasinin maasini sorma hakki var mi?

bugunolmadiamayarinkesinolacak
Merhaba 657 ye tabii devlet memuru olarak calisiyorum.performansa dayalı doner sermaye odemsi aliyoruz.calistigim birimdeki bir kadin her ay ek odemede calisan personelden birimideki calisanlarn ne kadar odeme alacagini tek tek sorup öğreniyor.aralarinda ahbap iliskisi var.bu sekilde bilgilerimizi a
Merhaba 657 ye tabii devlet memuru olarak calisiyorum.performansa dayalı doner sermaye odemsi aliyoruz.calistigim birimdeki bir kadin her ay ek odemede calisan personelden birimideki calisanlarn ne kadar odeme alacagini tek tek sorup öğreniyor.aralarinda ahbap iliskisi var.bu sekilde bilgilerimizi alma-verme haklari var midir? Bu durumdan cok rahatsıziz
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(07.05.24)
yok tabii ki
0
jülsezar
(07.05.24)
Memuriyette değil herhangi bir yerde bir insanın başka insanlarin maaşını odemede çalışan personele sorarak öğrenme hakkı tatbiki yok.
0
logisticsmanager
(07.05.24)
Bilgi veren kişiyi KVKK'ya şikayet edin direkt.
0
duguit
(07.05.24)
valla listeyi asan kurumlar bile var.
0
red g
(08.05.24)
(5)

Araba sürme sorusu

ya ben lan neyse
debriyaja bastığımız sol ayağımız ile diğer pedallara bastığımız sağ ayağımızda topuklar hep sabit mi?
debriyaja bastığımız sol ayağımız ile diğer pedallara bastığımız sağ ayağımızda topuklar hep sabit mi?
0
ya ben lan neyse
(06.05.24)
sağ ayakla iki pedal kontrol ediyosun, topuğu sabit tutarsan çok kontrol sağlayamazsın. sol ayakta da topuk sabit olursa pedala basmadığın zamanlarda ayağın ön kısmı sürekli havada olacak, çok yorar. yani her iki ayakta da topuğu sabit tutmak gereksiz ve de zor.
0
mustafakesekci
(06.05.24)
Topukları sabit tutmaktan ziyade mümkün olduğunca topunuzdan destek almaya odaklanın. Topunuzu sabit tutamazsınız. Bu olayın konuşulma nedeni ayağınızı komple serbest şekilde gaz ve frene kaldırıp indirmenizi önlemenin önemini vurgulamak. Gaz ve fren pedalları hassasiyeti yüksek parçalar. Boş bulunup fazla güç uygularsanız ani tepkiler alırsınız. Bu sebeple ayağınızı destekli tutmak önemli. Ancak komple topuğunuzu sabit tutamazsınız zaten.
0
akhenaten
(06.05.24)
Sol ayak için: Benim ayağım çok büyük olmadığından mıdır bilemem ama topuğumu yere koyarsam debriyaja basmam imkansız olur. Kaç tane manuel araba kullandıysam hiçbirinde sol topuğum yerdeyken debriyaja basmamışımdır.

Sağ ayak için: pedallar arası boşluk da önemli ama topuk sabit fren gaz yapmak bana zor geliyor. Frene basılacağı zaman ayağı hafif sola, gaza basılacağı zaman da hafif sağa kaydırmak zor değil.
0
duguit
(06.05.24)
Evet sabit ancak bu ezbere dayalı değil refleks olarak. Belli bir süre sonra alışınca refleks olur illa zemine deymesine gerek yok. Pedallara basarken ayağınızı yukarı çekmenize gerek yok topuk zeminde sabit kalacak şekilde ayağınızı sağa sola oynatabilirsiniz. Debriyaj pedalını çoğunlukla vites değiştirmeden önce kullanacaksınız pedalı kullanmayacağınız zaman ayağınız soldaki ayak dayama yerinde sabit kalacak.
0
doharkoman
(06.05.24)
kurslarda özellikle debriyajdan yavaş yavaş çek diye topuk sabit diye öğretiyorlar.(çekerken öyle, basarken değil) Bence onu duymuşsun. Yani ayağını birden geri çekme, topuk yerdeyken yavaş yavaş bilek hareketiyle kaldır diyorlar ve ben de öyle yapıyordum.
0
nhk ni youkosu
(06.05.24)
(5)

Apple watch 9 alacak olsanız...

lovemyself
Çelik kasa-Milano loop mu tercih edersiniz, alüminyum kasa ve spor loop mu?Bakınca "Way bu daha kaliteli" diyor musunuz, yoksa spor ucuz durmuyor mu?hediye alacağım, aradaki fiyat farkını boşa vermemiş olmak istiyorum. hiç de anlamam bu işlerden. Bi el atsanız ne iyi olur.Bu arada, arada üç karı kad
Çelik kasa-Milano loop mu tercih edersiniz, alüminyum kasa ve spor loop mu?
Bakınca "Way bu daha kaliteli" diyor musunuz, yoksa spor ucuz durmuyor mu?

hediye alacağım, aradaki fiyat farkını boşa vermemiş olmak istiyorum. hiç de anlamam bu işlerden. Bi el atsanız ne iyi olur.

Bu arada, arada üç karı kadar fark var, biri 17, biri 40 lira. ondan merak ettim.
0
lovemyself
(28.04.24)
O kadar farka değmez bence. Spor da ucuz durmuyor. İsterse farklı kordon alıp takar hediyeyi alacak kişi.
0
duguit
(28.04.24)
yani arada o kadar fark varsa görseli de epey fark ediyordur gibi geldi ama... fiyat farkını düşünmeden, siz görseniz çelik kasa bir saati, "Aa pahalı olanı takıyor" diye düşünür müsünüz mesela? Bilinen bir şey mi bu?

bu arada kişisel görüşüm, akıllı saatler bana çocuk saati gibi görünüyor. çelik gözüme biraz daha karizmatik gelmiş olabilir bu yüzden
0
🌸lovemyself
(28.04.24)
Ömrü birkaç sene olacak teknolojik bir alet için bu kadar fazla fark vermem şahsen. Bir de, çelik olanı almak ömür bakımından olumlu bir etki yaratmayacaktır muhtemelen.

Alüminyum alır geçerdim, ister hediye olsun ister kendime alayım.

Ekleme: Eğer kafanızda böyle bir bütçe belirlediyseniz, biraz daha fazla verip Ultra da düşünebilirsiniz, en azından aradaki fiyat farkı gerçekten hissedilen farklılıklar için ödemiş olursunuz. Ha Ultra almaya değer mi o ayrı sorun ama ben olsam ya Alüminyum 9 ya da Ultra alırdım.
0
10551037
(28.04.24)
İkisi aynı saat değil ama. Yani sadece kordon farkı değil o. 40 bin TL dediğiniz GPS + Cellular. O modelde telefonunuz yanınızda olmasa dahi saatinizle gelen çağrılara cevap verebiliyorsunuz. 17.000TL olanda ise saatinizle çağrılara cevap verebilmeniz için telefonun yakınlarda olması gerekiyor.

Cellular'a gerek yok bence. Spor kordonlar da hoş ayrıca.

p.s. bana göre apple watch -özellikle pil performansı açısından- tırt bir cihaz. Ama hediye olarak gelse sevinirdim o ayrı.
0
pispinti
(28.04.24)
alüminyum yeterli. gayet saglam.

se de olabilirmis bu arada hicbir özelligini kullanmiyorum.
0
robert bosch
(28.04.24)
(3)

Araba Garantisi Bozulur Mu?

depresif çocuk
Hafif bir çizik ve göçük için servise gittim ancak bu tarz onarımları yapamadıklarını söyleyip yan sanayiye yönlendirdiler. Tabi bunu ispatlayan bir yazı vs. yok elimde.Ben de bu çizik ve göçüğü sanayide düzelttirdim.Sonradan aklıma takıldı, aracımın garantisi bozulmuş mudur?
Hafif bir çizik ve göçük için servise gittim ancak bu tarz onarımları yapamadıklarını söyleyip yan sanayiye yönlendirdiler. Tabi bunu ispatlayan bir yazı vs. yok elimde.

Ben de bu çizik ve göçüğü sanayide düzelttirdim.
Sonradan aklıma takıldı, aracımın garantisi bozulmuş mudur?
0
depresif çocuk
(28.04.24)
Kaportadaki göçük ya da çizik düzeltmeyi servis nasıl anlayacak ki? Expertiz gibi boya değişen var mı diye bakmıyorlar sonuçta. Bir şey olmaz.
0
duguit
(28.04.24)
Bozulmaz hocam, elektronik aksama müdahale bozar genelde
0
Topalordek
(28.04.24)
bozulmaz.
0
jelly bear
(28.04.24)
(5)

2012 a3ten 2022 i20ye, mantıklı mı?

birmilyonunvarmi
Arkadaşlar selamlar. Aracım 2012 model a3 1.2 tfsi 133 bin km'de. Bu arabamın yerine 2022/23 düşük km'de i20 almayı düşünüyorum. Aşağı yukarı aynı fiyatlardalar. Mantıklı mı sizce?
Arkadaşlar selamlar. Aracım 2012 model a3 1.2 tfsi 133 bin km'de. Bu arabamın yerine 2022/23 düşük km'de i20 almayı düşünüyorum. Aşağı yukarı aynı fiyatlardalar. Mantıklı mı sizce?
0
birmilyonunvarmi
(25.04.24)
I20n yapsaniz?
0
lapaz
(25.04.24)
@lapaz hocam o kadar bütçem yok. Hatta bütçem neredeyse sıfır. 50-100 üstüne koyup yıl yükseltsem mi diyorum
0
🌸birmilyonunvarmi
(25.04.24)
yani 800-900 bin tl'ye bu iki arabadan birini alacağım desen i20 al derdim ama a3'ten inip i20'ye binmek mantıklı olmayabilir. ciddi bir sorunu mu var, km de yüksek sayılmaz. ben audi'den devam ederdim. üstüne 200-300 bin koyabilecek duruma gelince yükseltirdim.
0
duguit
(25.04.24)
Çok tatsız bir geçiş olur bence, i30 olsa hadi diyeceğim ama o kadar yıl farkına rağmen konfor düşer.
0
kimlanbu
(26.04.24)
aynı konumda olsam asla yapmayacağım değişiklik. eğer a3 te ciddi kronik sorun arıza vs yok ise yapmanızı önermem.
0
amonaki
(26.04.24)
(3)

ucuz yollu mug tavsiyesi

gameofannen
böyle bir kaç saat sıcak tutacak çayı kahveyi mug arıyorum. stanley falan para veremem. ucuz olsun iş görsün damlatmasın yeter.thnx
böyle bir kaç saat sıcak tutacak çayı kahveyi mug arıyorum. stanley falan para veremem. ucuz olsun iş görsün damlatmasın yeter.thnx
0
gameofannen
(17.04.24)
Warmshield diye bir marka var, 300 lira civarı, yani stanley gibi akıtmazlığa güvenip gözü kapalı çantaya ters fırlatamazsın ama ev ofis kullanımına uygun
0
grimavi
(17.04.24)
tefal mug'dan memnunum diyecektim ama o da 770 lira olmus.
0
unalub
(17.04.24)
Decathlon'daki quechua termoslar f/p olarak iyiydi, mug'ı da iyidir muhtemelen.
0
duguit
(17.04.24)
(4)

Kaçak telefon almaya değer mi?

bir fincan kahve ile film izlemek
Daha önce hiç kaçak kullanmadım.Xiaomi 14 ultra'ya bakıyorum mesela. 75 bin lira bizdeki resmi fiyatı. Sarı sitede 35-40 bin civarına bulunuyor. Böyle olunca cazip gelmedi değil.Öte yandan 120 gün sonra nasıl olacak? Imei kayıt ücretleri almış başını gitmiş, imei kaydı yaptırınca zaten resmi fiyatın
Daha önce hiç kaçak kullanmadım.
Xiaomi 14 ultra'ya bakıyorum mesela. 75 bin lira bizdeki resmi fiyatı. Sarı sitede 35-40 bin civarına bulunuyor. Böyle olunca cazip gelmedi değil.

Öte yandan 120 gün sonra nasıl olacak? Imei kayıt ücretleri almış başını gitmiş, imei kaydı yaptırınca zaten resmi fiyatına denk gelecek, üstelik elimde garantisiz bir cihaz kalacak.

Ne dersiniz, değer mi? Teşekkürler
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(12.04.24)
iphone dışında kimse imei kayıt ücretini ödemiyor ki. bir şekilde imei atıyorlar o cihazlara, satanlar da imei atılmış satıyordur ya da o hizmeti de veriyorlardır. samsung galaxy s23 ultra'yı bile böyle satıyorlardı, "server kayıtlı" mı ne diyorlar.
0
duguit
(12.04.24)
Yazılım ile IMEI kontrolünü engelliyorlar ancak güncelleme ile ilgili sıkıntı çıkıyor. Yeni yöntem anakartart fiziki müdahale ederek yine IMEI kontrolünü engelleme şeklinde ama uzun vadede ne kadar işe yarıyor bilmiyorum
0
dreamsandcolours
(12.04.24)
O riske değmez. Bir alt modelini al garantili al.
0
rhan
(13.04.24)
Çift sim yuvası varsa her biri 4 ay olmak üzere her yıl sıfırlanarak 8 ay kullanabiliyorsunuz. Ben xiaomi 13 aldığımda 18500 verdim 40000tl faturalı fiyatı idi. İki tane alsam kalan 4 ay diğerini kullansam bile kurtarıyordu.
0
enteg
(13.04.24)
(1)

Milli Kütüphaneyi Bilenlere Bir Soru

stringer
Buranın akademisyenler salonundan faydalanmak için kütüphaneye akademisyen kimliğiyle başvurup yeni bir kimlik mi çıkarmamız lazım, yoksa okulumuzun verdiği kimliği gösterip girebiliyor muyuz içeri?Bir de akademisyenler salonu çok kalabalık oluyor mu?
Buranın akademisyenler salonundan faydalanmak için kütüphaneye akademisyen kimliğiyle başvurup yeni bir kimlik mi çıkarmamız lazım, yoksa okulumuzun verdiği kimliği gösterip girebiliyor muyuz içeri?

Bir de akademisyenler salonu çok kalabalık oluyor mu?
0
stringer
(07.04.24)
Akademik personel kimliğini gösterip girmek mümkün değil. Bu kimlikle başvurup üye olmak gerekiyor önce. Bildiğim kadarıyla hafta içi mesai saatlerinde yapılıyordu bu sadece. Eskiden kütüphane kartı vardı kaldırdılar, TC kimlik kartınızla giriş çıkış yapıyorsunuz artık.
0
duguit
(07.04.24)
(7)

Cok düşük yağ oranı fakat göbekli bir vücut

sabor
36 yas 178 - 70kgyim. Averaj kilom 77 cikiyor kas kutlesi ile almak icin spora basladim fakat kafami kurcalayan bir sorunum var. Ölçüm yaptirdigimda yag oranim kritik seviyenin altinda cikiyor. Vucudumda %8 yag 5kilograma tekabul ediyor ve averajima gore 14 ve alti dusuk sayiliyor. Uzun yillardir al
36 yas 178 - 70kgyim. Averaj kilom 77 cikiyor kas kutlesi ile almak icin spora basladim fakat kafami kurcalayan bir sorunum var. Ölçüm yaptirdigimda yag oranim kritik seviyenin altinda cikiyor. Vucudumda %8 yag 5kilograma tekabul ediyor ve averajima gore 14 ve alti dusuk sayiliyor. Uzun yillardir alkol aliyorum buna bagli olabilecegini dusunuyorum fakat spora baslayip alkolu biraktim simdi kafami kurcalayan kisim ise beslenme tarafi. Gobegimi eritmek icin yag yakmaya calissam zaten yag oranim cok dusuk ote yandan kilom olmasi gerekenden epey asagida. Diger yandan kilo alayim kas kutlesi kazanayim desem bu sefer proteine mi yuklenmek mantikli yoksa karbonhidrata mi? Acmaz bi durumda kaldim, gorustugum bir diyetisyen de dogru duzgun birsey diyemedi malesef. Bu durumda tecrubesi olan var mi?
0
sabor
(07.04.24)
anahtar kelime (bkz: skinny fat)
0
orpheus
(07.04.24)
öncelikle, ölçümü bir biyoelektrik empedans ile yaptırdıysanız yüzde yüz doğru sonucu alamazsınız. bu aletler, çalışma mantığından ötürü birkaç gün sonra bile farklı sonuçlar verebilir. ancak sorunu anladım, ince sayılabilecek bir vücut olmasına rağmen göbeğiniz var. karın bölgenizdeki şişlik tam olarak göbek de olmayabilir. alkol tüketiminden ötürü karaciğer fonksiyon bozuklukları da karın bölgesinde şişlik yapar. önce bir kan testi vermenizi ve doktorunuzun önerilerini dinlemenizi tavsiye ederim.

onun dışında genel kabul görmüş bilgiler ışığında alkolü tamamen bırakarak düzenli egzersiz yapmanızın şart olduğunu hatırlatırım. ödem yapan basit şekerli gıdalar yemeyin, fast food tüketmemeye çalışın. karbonhidratı abartmayın, bol yeşilik yeyin ve protein içerikli gıdalara yönelin. karaciğer sağlığı için enginar suyu tavsiye ederim, sabah aç karnına tükeyin. ayrıca günde 2 kupa karahindiba çayı öneririm. en önemlisi rutininizi asla bozmayın. taşı delen şiddeti değil, sürekliliğidir.
0
motosiklet burclu adam
(07.04.24)
%8 diye ölçüm yapan makineyi, bunu ölçen kişinin kafasına atarak işe başlayabilirsin.
Yanlış ölçüm diyeceğim de 'Yanlış' kelimesi bu konuyu açıklayabilmek için cüce kalır.

Makineyle falan uğraşma. Otur evde kendin hesapla.
vucut-yag-orani.hesaplama.net

İkinci olarak, söylenmiş zaten, Skinny fat konusunu araştır. Beslenme alışkanlığını değiştir. Fast foodu bırak. Çok fazla kalori alımın yok ama makroların düzensiz.
0
Mirket
(07.04.24)
makine bozuk. zaten o makineler genelde doğru ölçmez. sizinki hepten dandikmiş. yüzde 8 olması imkansız. yüzde 8 atletlerin müsabaka öncesi en fit halleri falan. senin yüzde 20den az oldugunu sanmıyorum. yeni spora başlamış, uzun süre alkol alan göbekli birisi yüzden 20den az değildir. sporunu yap geç, makineyi ciddiye alma.
0
benarrivo
(07.04.24)
Makine hatalı. 178'e 70 kilo çok düşük, şöyle bir 2 yıl clean bulk lazım...
0
duguit
(07.04.24)
Tesekkur ederim. Seker hic tuketmiyorum sifir diyebilirim, tek zaafim alkol onu da hallediyorum. Kan tahlillerimi yaptirdim trigliserid biraz yuksek cikti ama diyetisyenim egzersiz, bol su ve sebze ile dusecegini cok asiri yuksek olmadigini belirtti. Geriye tek ihtimalim kaliyor alkole bagli olarak ya karacigerimde yaglanma ya da cihazin normal degerinden oldukca dusuk gostermesi.
0
🌸sabor
(07.04.24)
ölçüm hatalı kesinlikle. aynı vücut tipinde 13-14 oranla benim göbeğim yoktu. tabi spor yapıyordum ben de.
0
paintov
(07.04.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.