banka soyle yapiyor. kendi alis kuru var. senin elinde ne varsa ona gore fiyat biciyor ve once tlye ceviriyor. sonra altin hessbi aciyor. yine kendi kurundan senin tl ni gram aktina ceviriyor.

ben baya bir miktar altını geçen sene bankada bozdurdum. çeyrek tam tarzı yastık altı altınlar 22 ayar oluyor genelde. o altının gramını 24e böl 22 ile çarp ve kaç gram 24 ayar altın olduğunu bul. daha sonra bankanın 24 ayar altın fiyatıyla çarp kaç para edeceğini bul. kuyumcu da birebir aynı işlemi yapıyor. hem bankada para taşıma işleri falan olmuyor, ya da para ayarlama işleri falan. temiz iş oluyor banka. ama kafana çok yatmıyorsa aynı miktar altın için hem banka hem kuyumcudan fiyat alıyor insanlar, üşenmeyenler için. aklında olsun her kuyumcu farklı fiyat verir. banka sabit olur. iyi kuyumcu bul bozduracaksan kuyumcuda.

@exlib sanırım sorumu yanlış anladın, ya da ben seni tam anlayamadım.

@condo kuyumcu aynı hesabı yaparken sanırım bir de buna işçilik adı altında bir oran ekliyor, banka da bu yok galiba. hesaplama senin dediğin gibiyse bankadan yapmak biraz daha mantıklı geliyor.

Kuyumcu satarken işçilik koyuyor. Alırken işçilik koymaz hurda fiyatına alır hurda derken gramı neyse ona göre aliyalıyor. Önce saf altına çeviriyor ayarını. Saf altın ayarı 1000' Mesela yüzükler 585 oluyor genelde. Yani 1000de585 iyi saf altın. Ona göre ceviriyor. Condospree anlatmış. Ayar tablosu da şu
4 Ayar = 1000 Milyem
22 Ayar = 916 Milyem
21 Ayar = 875 Milyem
18 Ayar = 750 Milyem
14 Ayar = 585 Milyem
10 Ayar = 417 Milyem
9 Ayar = 375 Milyem
8 Ayar = 333 Milyem

Bankayla arasında sadece alış kuru farkı vardır

1000 de 585 i olacaktı. Mobilden yazıyorum hatali oldu

ahaha. o iş olmaz.

hadi ya :( büyük boyunu bulma ihtimali olan var mı?

google image işe yaramadı.

Resmi buyutmekteki amaciniz okumaksa makalenin buyuk kismi surada var: www.2023.gen.tr

aslına bana o kısmı lazım zaten. o ilk sayfası. tezimde dipnot olarak kullandım. danışmanım da tüm dipnotların fotokopilerini istedi. peki o sayfayı sanki dergiden fotokopi çektirmiş gibi yapabilir miyim bir şekilde?

dergi bulunmuyor mu yav?

makalenin yazarını aradım, onda yokmuş. milli kütüphanede de bulamadım. 2023'ü aramak lazım ama sevmiyorum oradakileri. küsüm hepsine.

www.2023.gen.tr

resim küçülünce veri kaybı olur, tekrardan büyümez.

Evet, öyle iş yaptırıyor ve fikir topluyorlar. Eşek gibi beyin teri dökerek bir şeyler ortaya koymaya kasacağınızı biliyorlar.

neden böyle yapıyorlar :(
çok ayıp ediyorlar

ihtimal var fakat, ben de isveren olsam sececegim adami yapacagi ise göre secerdim.

sonucta ise girmek icin kasip yapicaksin, sonucta bir cok ise alim sürecinden daha efektif ve daha iyi.

kötüye kullanabilirler elbette, büyük firma ise yapmaz ama.

bende daha boyle bi işe girdim. tema verdiler yaptım bikaç kisi begendi öyle firmaya girebildim.

çok emin olamadım ki işte.
çok üzdüler beni böyle böyle.
www.youtube.com

çok kafanı takma, rahat olmak lazım. kötü yaparsan zaten işlerine yaramayacak, emeğini çalamamış olacaklar. ama iyi yapıyorsan senin gibi elemanı işe almak isteyeceklerdir. sürekli işlerini böyle iş görüşmesine gelen adamlara yaptırma olasılıkları düşük, işlerin çoğu çöp çıkar, sana denk gelirse de böyle bir şey şansına, böyle bir şeyi hiç bir zaman bilemezsin:) sen iş olasılığı varsa yap gitsin, iş fırsatını tepme diğer şartlar tamamsa.

evet ben de öyle bi karar verdim en sonunda.
benim şanssızlıklarım dillere destandır normalde. öyle bişey olursa çok da şeyapmam.
bi bakayım belki olur.

ikinci el alım satımı ile ilgili yaşadıklarımdan ötürü önerim şudur. toplumda genel bakış açısı da şudur: her araba alınır satılır, yeter ki fiyat tamam olsun. senin için olabilir geliyorsa, beğeniyorsan; bu arabaya kaç para verirsin bunu belirle ve o fiyatı öner. mesela 33 bin veririm de işine gelirse adamın, al. (28 veririm diyorsan alma:) sana göre değil) 36 deyince o fiyata alma sakın, özellikle piyasası az olan lancer'ı. sen de satarken göreceksin, istediğin paraya en fazla 2-3 bin falan yaklaşırlar saf biri çıkmazsa:) tek sıkıntı bu tip arabalarda alım satım süreleri çok uzundur, talep az çünkü. buna da razıysan al. dolayısıyla alırken elin güçlü, satarken çok zayıf olacak. buna razıysan teklifini yap, bekle, olursa olur, olmazsa her taraf araba dolu başkasını alırsın.

mitsubishi sağlam araba ama ikinci eli zor.
condospree +1
satarken beklerim diyorsan al ama sabırsız biriysen alma.

tamamdır.cevaplar için teşekkürler :)

"fransız arabası güvenlik açısından kötüdür" klişesiyle gelip corolla'yı övecektim ama 308'in ondan kalır yanı yok gibi güvenlik açısından. euro ncap 5 yıldızı çakmış.

fiyat performans tüketim açısından 308 bir adım önde görünüyor fakat şunu araştırın: hangisi daha az sorun çıkarıyor. mesela toyota, honda, mazda vs japon arabaları sorunsuzluklarıyla ön plana çıkar. "yağını suyunu eksik etme yıllarca kullan" derler japon arabaları için. tabi söylentiyle olmaz araştırmak lazım. ben olsam en sorunsuzunu alırdım, çünkü aralarında uçurum yok.

octavianın bagajıda çok geniş.

bu üçlü arasında tercihim corolla.

fakat eğer yeni 308'i beğendiyseniz, bir de citröen c4'e bakın derim. peugeot yerine öneririm. fiyatı da corolla ve jettaya göre daha iyi. dizel otomatik modelleri de gayet başarılı.

Satmak için alıyoaan jetta. Yıllarca sorunsuz kullanmak için corolla. Tam aile arabası olsun, çok az yaksın diyosan 308.

Gecen hafta corolla aldım. Dizel manuel. Cok cok memnunum. Ama sana donanımhaber forumundan bir copy pasteyle cevap vericem.

Lpg takacaksan corolla
Değil de 1.2 ile arasındaki 1 litre benzin farkına kafayı takacaksan vw.
Bagaj istşyorsan 5 kişi kasmadan yol gidelim diyorsan corolla.Bagaj lazım degil hb seviorum ortadaki şaft tüneli varsın olsun ben zaten 4 kişiden fazla binmem diyorsan golf.
200 bin km de de satabilmek istiyorsan corolla, 100 bini geçtikten sonra turbonun sağlığı için dua etmek istiyorsan tsi.
Hiç özenmeden dağa taşa corolla, asfalta volksvagen
Araç içi seslere kafayı takmam diyorsan corolla, sessizlik takıntın varsa golf.
Plastik kalitesine özeniyorsan golf, takır tukur plastik olsun nemli bezle bile siler geçerim diyorsan corolla.
Arabanın nazını çekmek istiyorsan arabaya aşık olmak istiyorsan golf, ister vurur ister döver ister at ister eşşek muamelesi yaparım yine de bana hep sadık kalsın hiç üzmesin benim için tıkır tıkır çalışsın diyorsan corolla.Corolla aldınmı nazarlığa ihtiyacın olmaz.Golf e at nalı assan yine de birinin gözü kalır.Çünkü dünyanın en çok satan sedanı COROLLA.


Bu mesajdaki golf yerine jettayı koy. Ve bence 308 e hic bakma bile. Ayrıca saat leon u oneririm.

jetta ve corollanın son kasalarını kullandım. ikisi de çok güzel araba ve yakıt olarak da ekonomikler. hangisini beğeniyorsan bakınca, hoşuna gidiyorsa pişman olmazsın, istediğini al. peugeot konusuna gelince de 308 değil ama önceki arabam 307'ydi. türk insanının peugeot'ya bakışını gördüm satarken, tavsiye etmem satış kısmı için:) ben beğeniyordum ama insanlar beğenmiyor hep burun kıvırıyorlar. 308'i ben de beğeniyordum ve almayı ben de düşündüm ama çok ilginç hiç satılmıyor bu araba, ya da ben görmüyorum, denk gelmiyor. korkup alamadım:) 70 bin paran varsa bence vw, toyota, ford vs. gibi insanların ön yargısının olmadığı markaları tercih et.

hgsde okumama sorunu hiç yaşamadım. Şuan en iyi okuma hgsde die biliyorum. OGS kalktı zaten ogs veriyorlarmı halen?

Peki hgs ile yavas mi gecmek gerekiyor. Yuksek hizda mi sıkıntı oluyor acaba. Ogs yi ben de bilmiyorum satiliyor mu. Satiliyorsa ogs alacagim, kafam rahat olsun.

evet alınıyor. her ay faturanda bulunacak. delikanlı gibi telefonunu da al sen:)

vücut ısısı

sinir sistemindeki elektrik iletimi bozulabilir,
aşırı ısı oluşup hücre-> doku-> organ yapıları bozulabilir...

kalp elektrik tetiklemesiyle çalışıyor. kalbin ritmi bozuluyor ya da tamamen duruyor olabilir.

sinir sistemindeki hücreler arası bilgi alışverişi elektrokimyasal bir yolla gerçekleşiyor demişti lisedeki biyolojici. e vücuttaki heryerde sinir hücreleri vardır sanırım, her organın her yapının etkilenmesi bozulması normal gibi. sadece benim düşüncelerim, asıl olay bambaşkadır belki.

Birincil nedeni kalp krizi ve solunum yetmezliğidir.

bildiğim kadarıyla sinir hücrelerimiz o kadar yoğun elektriği taşıyamıyor ve pert oluyor ama arkadaşın dediği gibi 1. sebep kalp sanırım, sonuçta elektrikle çalışıyor.

Bu da Tübitak'tan gelsin:
www.biltek.tubitak.gov.tr

kimse amper dememiş, ben diyim bari, amper! insanı öldüren şey amperdir. bir yerde okumuştum 10 mA (mili amper) insanı öldürebilirmiş, tabii direkt olarak kalbe uygulanırsa. amperi çok düşük 10,000 volt saçlarını filan kaldırımış. fuarlarda filan yapıyorlar ya, hah işte o.

onun dışında elektrik her şeye zarar verir. demir-çelik fabrikalarında elektrik kullanılarak, tonlarca soğuk demiri eritirler.

çok önemli: (bkz: tesla coil)

Kalbin varsa dokunur.

il anda ölmediyseniz;
(bkz: akut tübüler nekroz)
(bkz: akut böbrek yetmezliği)

aritmiye sokar, ayrıc ayanıklar hipotermiden ve dehidratasyondan götürür valla.

1 sene çalıştığın yerine askere gidip geldikten sonra dönemeyeceksen ve yeni bir iş arayacaksan eğer ben askere git derim. şurada aralık'a 1 ay kaldı zaten. 2 dönem bakaya kalmak pek de iyi değildir herhalde.

şu ana kadar tezini bitirememişsen, bakaya kalınca da bitirememe olasılığın var unutma. sonra hem bakaya kalıp hem tezin ortada kalmasın da:) kafana koyacaksan tezim bitecek diye bekle, gidip gelince ekstradan bir azim gerekecek yüksek lisansı bitirmek için.

yüz kere dünyaya gelsem yüzünde de senaryo A yı seçerdim. bak kardeş sana senaryo B nin devamını yazayım:

- işimde tecrübe kazanayım dersin iş yerin sana reddedemeyeceğin bir teklif sunar ertelersin
- tezini bitirirsin, dur lan askerlik kısalacakmış bir de doktora yapayım dersin ertelersin

haaa gidip döndükten sonra "ne iyi etmişim ekşiduyuru dan fatihdr yi dinlemişim" diye bizlere dua etmeyi de unutma
- hayatına bir hatun girer, ciddi düşünürsün ertelersin.
sonuç ne olur biliyor musun?
30 yaşında götü göbeği salmış, spor yaparken dünyası kararan, 23 yaşında ağzı süt kokan teğmenlerin astsubayların masaya çitledikleri çekirdekleri temizleyen, subay bebelerine özel ders veren ya da g.tveren bir komutanın postalığı adı altında eşekliğini yapan kazık kadar bir herif olarak askerlik yapmaya çalışırsın Mardin gibi naif bir memlekette. sivil arkadaşlarını düşünüp "şimdiye kadar gitmeyen kafamı s....m" dersin her gün. terhis olduğun gün "bu muydu lan? senelerdir bunun mu kaygısını yaşamışım?" dersin. git kurtul kardeşim o kaygıyla yaşanmaz. bugün dilekçe ver yarın git.

bence askere git, dönüşte tezi halledersin o sorun olmaz. iş için de belki döndüğünde de bu seferki yere başlayabilirsin, olmazsa da başka iş bakarsın. ama bakaya kalırsan bir sürü problem olabilir, 1 yıllık iş deneyimine değmez bence.

not: iş öyle bulunmayacak bir hint kumaşı ise, durum değişebilir :)

SENARYO A. çok net.

fatihdr +1 senaryo A tartışmasız.

her yöntem hafiften diş minesinden de götürüyor diye biliyorum. emin değilim. sadece kirleri temizleyecek kadar iyi birşey var mı bilmiyorum. her türlü mineden biraz fedakarlık yapacaksın.

daha önce de yazmıştım. yine yazıyorum. kuvvetle muhtemel daha da yazıcam.
diş beyazlatma olayında teknolojinin şu anda geldiği son nokta -uzun yıllardır-H2O2(Hidrojen peroksit). bu da diş minesine ciddi zararları olan bi bileşik. öyle ki demire bile H2O2 ekleyip bekleseniz demiri bile bi miktar beyazlatır. değil diş minesi yani...
fakat italyada yeni bi teknoloji çıkmış, sadece bi çeşit ışın kullanarak dişler beyazlatılabiliyormuş. piyasaya sürülmesi an meselesiymiş. dedi bursada bir diş deposu sahibi. fakat yayacağı radyasyonun zararı hakkında bi bilgisi vermedi. ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyorum.
ben derim 1 sene daha bekle. çıkmassa yaptırma.

lazer teknolojiyle türkiyede de diş beyazlatmak mümkün. ama dişte dolgular varsa onlarında değişmesini gerektiren bir durum oluşuyor. diş klinikleriyle görüşülmesinde fayda var. onun dışında eczanede satılan jellere filan kanmayın, işe yaramadığı gibi dudak filan uçuklatıo çoğu.

hidrojen peroksit ya da carbamit peroksit kullanılır. ofis ve ev tipi olarak ikiye ayrılır. en etkilisi ofis ve ev tipinin beraber yapıldığı türdür.
Kimyasal bir uygulamadır ama dişe herhangi bir zarar verdiği kanıtlanmamıştır. Uygulama sonrasında kısa süreli hassasiyet görülebilir. İşlem esnasında diş etlerinin korunması gereklidir. Bu yüzden diş hekimi gözetiminde yapılması önemlidir.

sahibinden.com ?

sahibinden, araba.com

fiyatlara aldanma yalnız, internet fiyatları çok yüksek olur. örneğin 16.000 liralık arabaya en az 17-18 bin yazarlar. utanmayıp 21-22'ye kadar da yazıyorlar. fiyatlar aldatıcı olur her zaman internette. ya bir enayi çıkarsa diye insanlar yüksek yazıyor. ortam bozuk dikkat et. fiyatlarını öğren normal piyasada bir şekilde. kazıklanmamaya dikkat et.

ankarada beyaz bilmemne diye bir açık artırma var. Enişte her cuma bakar. Sende bir bak istersen
edit beyaz sistem miş ww.beyazsistem.com

www.autoscout24.de

www.samsung.com

37'' olanını aldım gayet iyi.

usb'den video oynatma konusunda en iyisi samsung'dur.en çok formatı da o destekliyor. lg de 2. sırada, ama samsung 1 numara bu konuda. 40 inch örnek için:

www.hepsiburada.com

sigorta var mı bilmiyorum ama doktora ögrencileri 1200 tl alıyorlardı sanırım ama burs adı altında yattıgından sigortası oldgunu sanmuyırum)

sigorta yok, 1500'e yükseldi galiba...

sigorta yok, burs gibi. ben 2008'de master yaparken 1250 alıyordum, 1500 olacak söylentisi vardı ama oldu mu bilmiyorum. 2008'de doktora 1500'dü, şimdi o da artmış mıdır bilmiyorum.

not again!?

türkçesi ne? otobüs gibi birşeyin hangi seferi olduğunu mu soruyorsun, bu kaçıncı defa mı demek istiyorsun?

örnek vereyim ;
- abi bugün baya araba yıkadık
- bu kaçıncı araba?

mevzu kaçıncı yani sayısal bazda

"how many cars we have washed so far?" dersin mesela.

how many times diye de başlarsın o zaman. ben sitemli bir soru sandıydım.

nispeten doğru olsada , birde şu şekilde sorayım aklımda kalmasın ;

misal 10 tane araba geçiyor ve birinde tarkan var.

- tarkan kaçıncı arabada ?


bu nasıl çevirilir ?


diyebilirmiyiz bunu

what post did you go?

which many

(bkz: #13097760)nun yalancısıyım

ingilizcede öyle bişi yok.
which diye sorarsın.
how manieth da varmış amma onu ingiliz bile anlamayabilir söylesen.

ingilizce'de bizim gibi tek kelimeyle bu soruyu soramıyorsun. yani ingilizce'de "kaçıncı" kelimesinin formal olarak karşılığı yok. ama informal olarak "how manyth" veya "how manieth" kullanılabiliyor.

what is the count da denebilir ama pek yaygın değil. gramer olarak kulağa garip geliyor doğru olsa da...

what is the count of cars we have washed until this one?

how many cars mantıklı

Arkadaslar "how manieth" Shakspeare Ingilizcesi de denilen eski Ingilizce'ye girer ve 80 yillik yasaminizi Oxford, Cambridge veya Windsor Kalesi'nde gecirseniz dahi denk gelemeyeceginiz bir ifadedir. "How many" kafi gelecektir.

how many this journey

vurgusu iyi ayarlanacak şekilde ve hafifce höykürerek "a-gain?!" ünlemi de bu anlamda sarfedilmiş olunabilinir.

- abi bugün baya araba yıkadık
- bu kaçıncı araba?

- quite a work huh?
- yup, umpteenth car! [ I don't know - wasn't counting! ]

bu nasıl mümkün olabilir ki. yani bir program türkçe karakteri de olan bir harfi hangi anlamda kullandığınızı bilemez ki. ben çevireyim bakın.

"türkçe karakterşiz metni türkçe karakterliye çeviren bir şite var mıdır açaba, işi düşen öldü mü hiç? örneğin büraya yazdığım yazıyı verşem ötömatik ölarak türkçe karakterli hale çevirşe."

tersini isterseniz var öyle siteler.

zor biraz. öyle bir program yazmak baya bir kastırıcı olurdu diye düşünüyorum. kimse yazmamıştır gibi geliyor. elle çevirmen gerekiyor gibi geliyor bana.

öyle bir şeyin olup olmadığı bilmiyorum ama şöyle bir fikrim var; türkçe yazmadığın kelimeleri "bul-değiştir" yöntemiyle düzeltmen. mesela, bul:turkce, düzelt:türkçe. yani harf harf değil kelime kelime değiştirmen.

Yapılmaya çalışılıyordu bir ara ama başarılı olması çok zor. Diyelim ki kelime kökünü filan buldu, çevirdi. Çevirdiği şeyin doğru olduğu ne malum? Mesela "sık" ve "şık" sözcüklerini doğru çevirebilmesi için cümleyi bir Türk gibi anlaması da lazım programın.

itü sözlükte var öyle bir özellik. ne kadar çalışır bilmiyorum.

sizinkini böyle çevirdi:
Türkçe karaktersiz metni Türkçe karakterliye çeviren bir site var midir acaba, işi düşen oldu mu hiç? Örneğin buraya yazdığım yazıyı versem, otomatik olarak turkce karakterli hale çevirse.

çalışıyor gibi

Özgür bir doğal dil işlemleme yazılımı olan Zemberek bu işi de yapabiliyor. Webden denemek için zemberek-web.appspot.com adresini kullanabilirsiniz.

duyuruda linki verilmisti bu sitenin, ben de sabanco universitesi diye hatirliyorum.

kelime kullanim istatistiklerine gore ceviri yapiyordu. linki bulursam editlerim.

edit: daha once verilen link buydu: ama calismiyor.
www.hlst.sabanciuniv.edu

tr.wikipedia.org

ayni veya benzeri bir sistem zemberek sitesinde kullaniliyor.

www.deasciifier.com

Gece bulamazsın ama gündüzleri saat başı sivas kayseri arabaları çalışıyor.

doğu firmalarının arabaları geçmez mi peki kayseri üzerinden sivas istikametine akşam 10-11 gibi?

kesinlikle boğaziçi. pişman olmayaaksın guven bna

binalarinin kacak olmasinin size ne zarari var ki? belediye yikar falan diye korkuyorsaniz, abartmayin :)

ayni bolumu bir bogazi, bir de koc'da okuma imkani olsa koc derim. ogrenim sirasindaki olanaklar ve sonrasindaki firsatlar bile koc'u tercih etmem icin yeterli sebep.

boğaziçine girip burs alırsan yurt-yemekhane sorununu da halletmiş olursun. seçmek istediğin bölümü ve sıralamanı söylersen burs imkanı konusunda da bir şeyler söyleyebilirdim ama büyük ihtimal alırsın heralde.

cevap veren arkadaşlara teşekkür ederim :D mf4te 863.oldum elektrik elektronik bölümünü istiyorum.koçun tutma ihtimali %100 olmasa da yazmayı düşünüyorum ne olur ne olmaz :D
burs almak için gereken koşulları da söylerseniz sevinirim :D

mf4te ilk bindesin ve gelmiş buraya mı danışıyorsun. istediğin dersanenin rehberliğine git yardımcı olurlar.

birincisi, tabi ki boğaziçi ya.

ama daha önemlisi boğaziçi elek-elok bölümü hakkında pek iyi şeyler söylenmiyor, bizzat bölüm başkanıyla konuştuk (çok ciddiyim) sözlükte de bakarsan anlarsın ne demek istediğimi. ayrıca sıralaman da tam yetiyor mu emin değilim. ilk 500'ü alıyor diye hatırlıyorum.

burs, yurt vs için ünivertsite tercihi yapmayın, ileride pişman olursunuz. hiç düşünmeden bü yazardım ben olsam. puan yetmiyorsa ve istanbul şart değilse de odtü ve bilkent'i düşünürdüm.

Boğaziçinde bi numara yok.Koçu yaz rahat rahat takılırsın.İs bulma imkanın daha kolay.

Boğaziçi'nde mühendislik eğitimi İTÜ ve ODTÜ'den çok daha kötüdür ama adı vardır. Adı için seçecekseniz Boğaziçi Koç'tan çok daha prestijlidir.

boğaziçi hiç düşünmeden.

boğaziçi. 4 sene sonra yurt vs.yi hiç düşünmüyor olacaksın, ama elinde sana hayat boyu kapı açacak bir etiketin olacak. bü mezunu bir insan olarak söylüyorum.

koç diyenler saçmalamasın. boğaziçi mezunuyum demek nerede, koç mezunuyum demek nerede. sen zeki çocuksun, yaz boğaziçini kendin gibi zeki adamlarla oku.

simdii koc"u geciyorum en basta. ben odtu genetik mezunu bir insanim, sevgilim de bogazici insaat"tan mezundu. iki okulun muhendislige bakis acilari bence soyle, odtu"de hayvan gibi oturup is yetistirecek, sirkette vs is yapacak muhendis yetistiriyorlar, bogazici"nde kendi isini kuracak patron adayi yetistiriyorlar. istanbul"un avantajlari cok fazla is piyasasinda ama elektrik elektronik mezunu olup da tai/roketsan/aselsan gibi yerlerde calismak istiyorsan rahatlikla odtu yazabilirsin, oralarda calisan bilgisayar/havacilik/elektronik mezunu bir suru arkadasim var. koc isletme belki yazilabilir ama koc"ta muhendislik okuyup da ne yurt disina mastera giden ne de saydigim yerlerde calisan duymadim.
öss ya da lgs her neyse, zekayi belirlemiyor, bogazici"nde de odtu"de de mal gibi adamlarla karsilasma olanagin cok fazla, ama iste arada az da olsa kafa dengi birileri cikiyor.

ben namaz kılmak isteyip de kılamayanı görmedim, gittiğin yerde kılanları göreceksin zaten, onlarla beraber kılarsın. böyle seccade olduğu direk belli olan birşey yerine düz birşey götür seccade olarak. sıkıntı çekme olasılığın yok gibi. insanların o kadar özeline karışmazlar genelde. kolay gelsin..

gittiğin yere bağlı. askeri okulda yapıyorsan askerliği mesela, ya da genelkurmay, vs. sıkar biraz...

kimse bir şey demez merak etmeyin. askeriyeyi nasıl hayal ediyorsunuz bilmiyorum fakat o duyduğunuz şeylerin büyük çoğunluğu dincilerin uyduduğu zırvalardan ibaret. gata'da bile -ki normal birliklerden farklı olarak genelde üst rütbeli subayların olduğu bir yerdir- öğrenciliğimiz sırasında kimse karışmazdı kimsenin namazına falan. hatta oruç konusunu da dillendirir bu zihniyet. ama işin aslı öyle değildir. hergün, iftar akşam yemeği saatine denk gelmiyorsa ya akşam yemeği saatini iftara göre ayarlarlar ya da ayrıca iftar yemeği çıkarırlardı. ayrıca sahur için de yemek çıkarılırdı. bu kadar sıkmayın kendinizi. komutanlarınıza sormaktan da çekinmeyin, kimse sizi fişlemekle falan uğraşmaz orada, kaldı ki fişlenecek bir durum da yok. ( sadece ibadetinizi yaptığınız sürece ).

çok rahat kılarsınız, seccadenizi götürün yanınızda isterseniz.

mevzidede kılarsın üst bölgede de koğuştada. yeter ki zaman olsun kimse karışmaz kimsenin gözünede batmaz. büyük yerlerde örneğin tuzla piyade okulunda cami bilem var. sorun olmaz hemde hiç olmaz.
ama sen nöbette g3 ü duvara yaslayıp parkayıda yere serip nöbete namaza durursan ve bir komutan seni o halde görürse işte asıl ibadet o zaman başlar.
(ben namaz kılacağım diye nöbetten veya eğitimden kaçamazsın)
allah kabul etsin

kendi başına takılırsan genelde bir sorun olmaz.
acemi birliğinde mescit vardı, ramazan ayına denk geldiği için teravih namazına da izin veriyorlardı.

tabii olarak askerdeki en önemli unsur nasıl bir komutana/birliğe denk geldiğindir

otomatik vites mi?

307'nin otomatik viteslileri ocak söndürecek kadar çok yakıyor, 8.7 abartılı değil.

manuel ise, evet biraz fazla yakıyor. aynı segmentteki araçlarla dikkatli kullanımla 8 litre'nin altına inmek pek zor değil.

düzeltme: HDI'ı görmemişim, hocam o ne öyle, benzinli olsa o kadar yakmaz.

soyle birsey gordum
Model Yakıt Tüketimi (lt/100km) Şehir Dışı/Şehir İçi/Karma
307 1.6 HDi 90 hp------------------- 4.3 ---/ 6.1 ----/ 4.9
407 1.6 HDi 110 hp------------------ 4.6 ---/ 7.0 ----/ 5.5

buna bakinca otomatik ve 110hp bile olsa 8.7 cok fazla HDI icin bence de..yalniz yol bilgisayarindaki degere bakma sen zira fransiz arabalari beni iskillendiriyor o konuda biraz.

bir dahaki seferde depoyu tumuyle doldurt, 2. kez benzin almaya gittiginde 1.den itibaren kac km yaptigina bir bak (ilk dolumda da yol bilgisayarindan resetleyebilyosun nasilsa alinan yolu) deponun dolmasina ne kadar para verdigine bak oyle hesapla en temizi:) dizel 3tl olarak hesaplasan, bence km basina 20-21 kurus falan yakar en fazla sehir icin..o da zaten 7lt'ye denk geliyor 100 km icin. senin aracin su an 27 kurus falan yakiyor ki benim benzinli 1.6 307 o kadar yakiyordu benzinin fiyatina vurdugun zaman.

Motor yagini degistir. Hava filtrelerini elden gecirt.

otomatik değilse, çok ama çok fazla. arabada bir sorun olabilir. 6,5 7,0 falan olması lazım.

aklina ilk gelmesi gereken, satmak..

araç manual vites. depoyu fulledikten sonra 575 kilometre yaptım ve tekrar fullemek için 50 litre yakıt aldım. 8.7 litre yapıyor bu da. tek aklıma gelen çok fazla yokuşlu yollarda kullanmaktan kaynaklanıyor olabilir. yağ ve filtreler değişti 1 ay önce. ben enjektörleri de kontrol ettireyim diyorum, belki oradan birşey çıkar, ne dersiniz?

bence de hatalı kullanım.

kayseri'de duydum bu kullanimi. muhtemelen yoresel (belki ic anadolu bolgesine ozgu). kullanmayana cok ters tabii. sorun sende degil ama kullananlar da bunu cok benimsemis vaziyetteler. kullanmasan bile idare edip anliyacan artik. mesela "Ayse coktan gitti bile" yerine "Ayse gitti ki" diye bi kullanim var. (izmirlilerde oluyo galiba bu). bu da bana cok ters geliyo ama katlaniyoruz iletisim askina.

hiç duymadım, ekşi kullanımı bağlantısı var mı?

@desdinova, sayısız kere gördüm kullanıldığını ama hatırlamıyorum şimdi. sadece bugün gördüğümü paylaşabilirim:

(bkz: #19024326)

o halde son paragrafın ilk cümlesine bakın sadece sonra hemen kapatın :p

hayatımda ilk kez duydum ve verdiğin linkte ilk kez şahit oldum böyle bir kullanıma. başka yöresel kullanımlar kulak tırmalasa da genelde anlaşılır oluyor. ama biri bana böyle bir şey söylese hayatta anlamazdım ne demek istediğini.

evet bizzat bizde var bu kullanım. akdeniz'de de yaygın bir kullanım biçimi. tam da "hakkında" anlamına geliyor. aslında yanlış kullanım ama alışkanlık haline gelmiş.

ayşe için şöyle dediler
ayşeden şöyle bahsettiler

bu ikisini karıştırıp: ayşe'den için şöyşe dediler
diyorlar. benim kulağım alışık olduğundan normal geliyor bana:)

15-20 dkyı bulur diye tahmin ediyorum

atıyorum ama ağrı kesiciler yarım saatte etki göstermeye başlıyor. herhalde o da en geç yarım saat civarında kana karışmaya başlar...

sütün kana karışmadan midede sindirilmesi gerekir. ağrı kesiciler ağrıyı hızlı kessin diye yapıtaşı halinde veriliyordur herhalde ki sindirilmeden kana geçsin.

şırıngayla doğrudan verirsen 1 saniye sürmez. ama içtiğin sütün kana karışmasından bahsediyorsan öyle bir şey mümkün değil. kana süt karışmaz, süt önce ağızda biraz sindirilir, sonra midede sindirilir, sonra yağı, proteini filan nereye gerekiyorsa oraya gider. süt kana karışmaz yani, kana sütteki protein, kalsiyum filan karışabilir bir ihtimal. süt ne kadar sürede hazmedilir demeliydin belki de.

sutteki protein acisindan konusursak; casein denilen protein cinsi icermekte ve bu protein uzun surede sindirilmekte. mesela vucut gelistirme yapanlar yatmadan once tavuk ya da ton baligi degil de casein proteini iceren sutlu gidalardan ki ozellikle de sut tuketiriler ki gece boyunca kaslari proteinsiz kalmasin, o protein salinsin dursun tum gece boyunca beslesin vucudu

bence kocaeli'de olması gerekir.mesela tunceli'nde değil tunceli'de gibi.

normalde kocaeli'de olması gerekir diye düşünüyorum fakat. trt nin türkçenin düzgün kullanılmasına dikkat ettiğini düşünerek aşağıdaki haberde doğru yazıldığını düşünmekteyim.

www.trt.net.tr

edit: biraz daha araştırınca aşaıdaki haberi de buldum :D

www.trt.net.tr

trt artık o tür şeylere dikkat edemiyo boşversene...
doğrusu kocaeli'de... "el" ile alakalı bi kelime olmadığı için cümlenin sonuna öyleymiş gibi bi ek getiremeyiz.

"sabri sarıoğlu'na" olmaz, "sabri sarıoğlu'ya" olur.

konuyla ilgili taa ne zamanın editi uludağdan...
www.uludagsozluk.com

kocaeli'de (kocaeli'nde değil)
bakırköy'de (bakırköy'ünde değil)
topkapı'da (topkapı'sında değil)

eminönü'ye
kuşburnuyu
çayeli'de
vs.

doğru kullanımlar bu şekilde ama kimsenin konuşurken böyle kullandığını görmedim. sadece yazı dilinde geçerli sanırım.

"aitlik" kelimesi anahtar kelimedir gerçekten. kimsenin kocaeli'si değil sonuçta. kocaeli'de olur..

Hakkı Devrim'in, "Eminönü'nde, Zeytinburnu'na" vb. kullanımların doğru olduğunu yazdığı bi yazısını okuduğumu hatırlıyorum. Akşamları da Beyoğlu'na gidersiniz di mi? Beyoğlu'ya değil ;)

tam değil ama

-bu ne kardeşim bunu niye ortalık yere koyuyorsunuz yani çarpmamak için başka bir eve mi gidelim.

gibi

eve girerken çiçeklerin bulunduğu kovaya takılıyor, yolu neden çiçeklerin üzerinden geçiriyorsunuz kardeşim gibi birşeyler söylüyordu...

kardeşim bunu yolun ortasına niye koyuyorsunuz, yol bu çiçeğin tam üstünden geçiyor. yani çiçeğe çarpmamak için başka bir eve mi gideyim yani

Bazı kalıplar var what's more,in other words,however falan filan diye gider bu.Bunlari kullanmaya calis kullanılış şekillerine filan bak.Farklı yazıcam diye kelimelerin eşanlamlılarını sürekli kullanma her zaman her cümleye uymayabiliyorlar.Basit ama anlaşılır cümleler yazsan yeter.Süslü süslü kelimeler kullanıp göz boyamak mantıksız önemli olan anlam.Essay türlerini iyi öğren.Daha vardır da aklıma gelirse yazarım seviyeni filan bilmiyorum çünkü.

eyvallah, teşekkürler. toefl ibt'den 96 aldım. writing 22. essay türlerini biliyorum ama bilmem gereken başka şeyler var mı?

Teoride yok ama tavsiyem bir ay boyunca yazmaya çalış en az 5*6 tane.Bir de netten örnek essayler oku.Ilık süt iç filan.Yaparsın merak etme.

Toefl TWE'den 22 aldıysan geçersin sınavdan. Kalıp olarak aynı zaten TWE ile ama en sona kaldığı için performans düşüyor Toefl'da.

Hocam bu yazma sınavının amacı senişn dilbilgini de ölçmek aslında o yüzden buna dikkat et. if clause falan yazıyosan doğru kullanmaya çalış.

enteresan şeyler anlatmaya, bir düşünceyi tam anlamıyla yansıtmaya, kısacası film yapmaya çalışma. düz, kurallara uygun şekilde konuyla ilgili basit şeyler yaz. grammar düzgün olsun, basit grammar hatası olmasın. kalıp kullanırsan hata yapma olasılığın düşer, kullanmak zorunda değilsin. grammar hatası yapmadan konunun dışına çıkmadan sayfayı doldurursan geçersin, bu kadar aslında. ama bunu da becermek çok kolay olmayabilir. 9 sene önceki tecrübelerim:) kolay gelsin...

soruna verilen her cevapta "kalıp" kelimesi mutlaka geçecektir çünkü buept writing'in olmazsa olmazı o kalıplar. yukarda da dedikleri gibi kasıntı cümleler kurma, suya sabuna pek dokunmadan, şöyle bir cümle doğru olur mu acaba demeden, sade cümlelerle yaz essay'lerini. ben berbattım Achievement'larda Quarter'larda (writing kısmında). ödüm kopuyordu writing'den geçemeyeceğim diye. sınavdan 20 gün önce falan, evde peşpeşe ve dakika tutarak essay'ler yazdım hep. hatta sınav gibi olsun diye 80 dakikada 2 essay yazmaya çalıştım. o yazmaların çok büyük faydasını gördüm. alışkanlık kazandırıyor kesinlikle. ve o kalıpları da aralara serpiştirdin mi geçiyorsun işte c ile de olsa. çok büyük stres. başarılar.

teşekkürler, sağolun. durumu anladım. başka tavsiyesi olan var mı?

şifre ekranı gelmemesi o bilgisayarda tivibu üyeliğinin olup olmamasıyla alakalı değil. eklenti eksik olabilir. ben de başka makinaya kurdum, şifre ekranı geldi ama şifreyi girdikten sonra görüntü gelmedi. iş yerinde olduğundan izin vermiyor olabilir gerçi benimki. ama şifre ekranı da gelmiyorsa bu tivibu'yla alakalı değil. kurulu olmayan birşeyler vardır. önce o aşamayı geçmeye çalış istersen...

silverlight da kurulmuyor bu bilgisayara :) niye ki?

Sorun muhtemelen Microsoft Silverlight yüklü olmamasındandır.

www.microsoft.com

şu linkten hatayı düzelttim.
www.depresif.net

sonra tekrar kurdum silverlight'ı, ekran geldi. şifremi girdim, tivibu'ya da girdi. kendi şifrenizle başka pc'den de izlenebiliniyormuş öğrendik. teşekkürler yardım edenlere..

kimse kimseyi almıyor rahat ol ..
ben sene güya kaçak gezdim okul bitirmek için falan filan . daha sonra askere gittim komser yardımcısı asker arkadaşlarım oldu .
açıklama şu ; polis artık gbt denen arama motorunda asker kaçağı sorgulamıyor ..

okuldan atılmadığın sürece kimse seni askere alamaz, yaş önemli değil. sen devam et okuluna. askeriyeye de gidersin birşey olmaz. ama atılırsan ya da mezun olursan artık gitme vaktin geliyor doğal olarak.

ben de bilgisayar mühendisiyim. kariyer.net gibi siteler veya tanıdık dışında iş bulunması çok zordur. tecrübeli deseler de sen başvur, yoksa herkes ister tecrübeli adamı ama bulursa tabii. onlar herşeyi ister. 1-2 yıllık deneyimlileri de dene. alabilirler, hiç belli olmaz. başarılar diliyorum...