vlc player ile bir dene bakalım, bir de ileri geri yaparsan olabilir ham format olduğu için.

peki kameranın sarsılmadığından emin misiniz çekerken? özellikle tele objektiflerde en ufak bir sarsılma/sallanma bile izlerken rahatsızlık verebilecek boyutlarda olabiliyor.

tamamen kullandığınız uygulama+pcnizin gücü. 1080p çekiyorsanız takılmadan izlemeniz
için bile sağlam bir pcye ihtiyacınız var. gomplayer'da f5 yapıp playback>task priority'yi seçin ve orada "High" seçin. zaten öyle diyosanız o zaman söylendiği gibi vlc deneyin. onunla da kesilmeden izleyemiyorsanız pcniz uygun değildir bu hd videoları izlemeye. normal hd video (torrentten inmiş) falan izleyebiliyorum diyebilirsiniz. o zaman maalesef pcniz tam sınırda. çünkü 550d, 45 mbit(/s) bitrate (+ses ki o da 1.5 mbit/s) ile kaydediyor videoları. zaten o yüzden 1 dakikalık video 330 mb. ancak torrentten indirdiğiniz videolar genelde daha düşük oluyor. bakın avatar full hd (1080p) olarak var pcmde toplamı 10,9 gb. bitrate'i 8171 kbit yani 7,9 kbit. arada 37 mbit fark var. bu da işlenmesi gereken neredeyse 5 kat daha fazla veri anlamına geliyor. maalesef pcniz bunu desteklemiyorsa yapabileceğiniz bir şey yok yeni pc almaktan başka! (not: 550d ile 720p kaydederseniz de kullanılan veri miktarı değişmiyor. o yüzden nasılsa aynı boy dosya olduğundan siz 1080p çekin)

@sustain kamerada o denli bir sarsılma olmadı. olsa dahi aletin kendi önizlemesinde hiçbir sıkıntı yoktu.

çok teşekkürler. ham atılan videoda pc performansından kaynaklı bir problem olduğunu düşünüyorum ben de. kmplayer da zorlana zorlana oynatmayı başardı. 1080p problemi. pc mi 2 senede bir upgrade ederim ama yine geri kaldık zannedersem.

media player classic home cinemayı kullan en verimlisi odur bu konularda

ama dikkat classic home cinema olacak

yaptıramazsın diye biliyorum. ama online check-in yapabilirsin ufak bi ücret karşılığında

thy yapıyor. ama eğer küçük bir havaalanıysa olmayabilir. genelde istanbulda alıyorlar.

online check-in ücretsiz eğer koltuk veya başka bir hizmet almazsanız.
alanda check-in genelde 3-4 saat kala açılır eğer içhat ise. dış hatta ise açılmış olabilir 5 saat kala.

firmadan firmaya degisiyor. thy'de yapilabiliyordu sanirim, zira ortak kontuardan check-in yaptiriyorsun. digerleri genelde ucusa ozel kontuar aciyor ve onun acilmasi da ucagin kalkisindan 2 saat onceden evvel olmuyor. acildiktan sonra yaptirabiliyorsun.

2 kez uçağa bindim ikisinde de uçağın kalkmasına 45 dk kala açtılar check-in i :)

abi yapma etme kendin topla verme hazır bilgisayara para

hic toplamadim pc. hala ayni oneriyi yapar misiniz?

kendin topla demek eline tornavida al topla demek değil. aynı özelliklerdeki pcyi mesela inventus.com.tr gibi bi yerden toplanmış olarak al demek. öyle olunca %30-40 ucuza alırsın.

hah iste o adresin bana amerika versiyonu lazim. tornavidanin aradan cikmasina sevindim. bir de su var biri toplamis satiyor. ne diyorsunuz?
Phenom™ II X4 840 @ 3.5 GHz
Biostar A780L3G Motherboard (6 USB 2.0 Ports; PCIe x16)
8GB DDR3-1600MHz KINGSTON HYPERX Gray SDRAM
500GB 7200RPM HDD
2GB Radeon HD 4870x2 Video
SONY 22x DVD+/-R/RW
LIAN LI Lancool PC-K59 Case
500W PSU
Integrated HD Sound
Windows 7 Professional 64-bit
$589

biliniyor ve yayınlandığı zaman aralığına göre ücretlendiriliyor diye biliyorum. sabah 7'de yayınlanan reklamla prime time reklamının aynı ücretlendirilmesi saçma olur zaten.

televizyondaki yayın kuşaklarının hangisinde oynayacağını seçiyorsunuz, atıyorum prime time vs. ve kanal o saatler arasında reklamınızı yayınlıyor.

Yani dakika olarak 18.41 de yayınlandı değil ama sizin seçtiğiniz yayın kuşağının saatleri arasında yayınlanıyor

radyolarda saniyesi saniyesine bildirildiğini biliyorum. 10 saniye geç girince reklamı, direkt arıyordu ajanslar nooldu bizim reklam diye. tvlerde de büyük ihtimalle öyledir üstad.

genel olarak belli. yani 18:53te yayınlanacak diye değil de mesela akşam saatlerinde(19-22 arası mesela) diye. hatta o kuşakta nerede olacağı da önemli. reklam kuşağının ilk reklamı daha pahalı oluyor tabi. sonra zaman geçtikçe kuşağın ortasına doğru kayıyor o reklamlar. örnek olarak candan erçetin'in çığırdığı coca cola reklamı ramazanın başında programa ara verir vermez zınk! diye başlıyordu. şimdi ortalara kaydı ve reklamı kesip biçtiler.

doğrudur. haftalık, aylık dönemlik veya aktiviteye göre (maç, canlı yayın özel film (mesela hbb tv şu meşhur oliver stone filmini yayınladığında tepe tepe reklam almıştı zamanında) ayrı programları oluyor. veya sizin bir ürününüz var yeni çıkacak. ona göre bir plan yapıyorsunuz ve onlarla oturup "şu gün ve saatlerde daha çok şunlarda daha az" (hani A B AB grubu muhabbeti var ya) diyerek planlıyorsunuz. ona göre onlar da size şu şu şu uyar mı diyorlar. mesela cnbce'de givenchy reklamı görüyorsanız bu reklamı stv'de ruhlar alemi gibi sıçmık bir programa sokmuyorlar. bu şekilde program yapılıyor. ve son halinde liste size veriliyor (bazen aylar öncesinden) siz de mesela 15 eylül'de hangi programda reklamınız çıkacak biliyorsunuz.

Yanitlar icin Tesekkurler ama tam yanitimi alamadim; saniye kesinliginde[burasi onemli] araligi belirtiyorlar mi? Bana haftalik ya da gunluk ornegin "Pazartesi: 18:45:23 - 18:45:52, Sali:xxx-yyyy vs. vs. araliklarinda saniyesi saniyesine [burasi onemli] reklaminiz oynatilacaktir" kesinliginde bilgi veriyorlar mi?

mantik yuruterek, veremezler diyorum.
Mantigim ise basit: malum bir suru tartisma-konusma programinda reklam zamani kayabiliyor. Mesela derin bir konuya daliyorlar, veya tartisma alevleniyor, program sunucusunun araya girip 'reklamlar' demesi gerekiyor vs. Bir de haber programlarinda flash haber olayi var tabi. Zaten genelde program saatleri onceden aciklandigi sekilde baslamaz dikkat edersen.

Yaptığım işler arasında bu da bulunduğundan biliyorum: Reklamın yayınlanacağı kuşağı seçip ona göre para veriyorsun. Söylenilen gibi zaman aralıkları belli. Gerisi kanala kalmış, saniyesini dakikasını filan söylemiyor. Gerisini sen takip ediyorsun. Ya da biraz daha para verip Medya Takip Merkezi'ni kullanıyorsun, onlar sana ne zaman kullanılmış bildiriyorlar.

Radyoda da Televizyonda da reklam kuşağının giriş saati tam olarak dakikası dakikasına belli olsa da, hiçbir zaman zamanında girmez...

Örnepin Radyo için; 15.30 kuşağı diye anılır.Çalan şarkı uzun ise reklamlar 15.33'de başlar.

Canlı yayını saniyesi saniyesine planlayabilmek mümkün değil

geçen gün sokak lambası tamir edildi.yine sarı yanıyor.

ışığın sarı olması lamba içindeki gazdan kaynaklanmakta. ışığıın rengine göre bu daha verimli lambadır demek de tamamen saçmalık.

"tersine o sari lambalar, beyazlara nazaran 50 kat daha fazla elektrik harciyor" yahu ne olur atmayın yahu. led sokak lambası mı olur? akkor telli lambalar kullanımdan kaldırılıyor diye herşey led olacak sanmayın. renk konusundaki yorum tamamen bana ait olmak üzere, kesinlikle nedenler arasında göz yormaması geliyor olmalı. bunun yanında renge neden olan sodyum lambalar düşük enerji ile yüksek ışık üretir. yani 1 tlye 1000 wattlık ışık üretmek yerine sodyum ile 2000w lık ışık üretmek mümkünse "aman beyaz olsun" demek manasız olur. sonuçta bu renk zaten faydalı veya en azından zararsız bir renk. trafikte sisli havalarda da görüşünüze yardımı olur.
ben yıllardır evimde gün ışığı ampuller kullanıyorum. normal ampul kullandğım dönemde ise soft ampuller ile gözümü daha az yorduğuma inanıyorum. üstelik beyaz ışık ile aydınlatılmış (özellikle düz beyaz floresan) bir yere gittiğimde gayet geriliyorum. bana doğrudan soğuk ve sıkıcı ortamları hatırlatıyor. dikkatli bakarsanız tasarımına özen gösterilmiş yerlerde (özel hastaneler vs) gün ışığı kullanılırken, devlet dairesi gibi iç sıkıcı yerlerde düz beyaz kullanılıyor.

lütfen uydurma cevaplar vermeyin artık. ledmiş.. mutfağa 3 metre şerit led aldım. üzerinde 100 kadar led var. bankoyu zor aydınlatıyor. siz sokak aydınlatmasından bahsediyorsunuz.


bu da sorunuzun asıl cevabı: en.wikipedia.org anlarsınız anlamaz mısınız ben karışmam :)

dışardaki lambalar genelde sodyum buharlı lambalar. sarı ve turuncu renk gözü fazla yormuyor diye tercih ediliyor diye biliyorum. ayrıca kamaşma da yapmıyor. beyaz ışık daha çok kamaşma yapacağı için kazalar vs. artar gibime geliyor.

sisli havalarda özellikle sarı ışığın çok yararı olduğunu söylüyorlar.

zor soru. ne ulke belli, ne ulkenin mevzuatini bilen var. ama son soru zor degil, en kotu durum senaryosu bu olur. (yani seni ulkeye izinsiz hayvan sokmaya tesebbusten iceri atmazlarsa).

1. ülkesine göre tüm prosedür değişiyor.
2. birinci maddeye rağmen tüm ülkelerde istenen iki şey var.
a. deri altı çip
b. ankara xx xx bişeyinden (adını unuttum ama tüm veterinerler biliyor) kuduz ile ilgili kan tahlili.
kan tahlili için 8-10 günlük süre ayırın. maliyeti 100-150 tl kadar (tüm masraflar dahil) çip dahil bana 2 kedi için 200-250 tlye hallolur demişti veterinerim.
3. bazı ülkeler çok çok çok katı ve 6 aya kadar karantinaya alıyor. bazısı da a ve b varsa buyurun geçin diyor. gideceğiniz ülkeye göre araştırma yapın. onu neden yazmasınız anlamıyorum gerçi.

let me google that for you demedim sizin için cevabı buldum.
goo.gl
bu da o sayfadaki pdf..
goo.gl

reysaş dan başka birşey gelmiyor aklıma. ha ayrıca koçtaş'ın lojistiğini horoz lojistik yapar. ROZTAŞ diye bir firma mı kurdular acep? sfkjasşldfa :)

eheh yok öyle de değildir herhalde. ben yanlış anlamışım o zaman sanırım adam iki defa söylemiş olmasına rağmen.

la roche posay

sdfklsdf lojistik olduğunu yeni okudum. ibret olsun diye kalsın.

yok ya la roche posay değildir. öyle poze filan demedi. ama neyse böyle bi şirket olduğunu da öğrenmiş olduk.
eheh kalsın tabi.

reysaş bence de..

ne konusuyorsun öyle daha firmasının adını bilmeyen adamlarla anlamadım ki hıh :)
inyaat firması falan gibi adı duyulmamış bir şeydir ya roşroşların taştaşlarıdır ay ne bilim:)

mayıs sonunda bitiyormuş gibi davranın, ne olur ne olmaz

amerikada falan son kullanma tarihi geçen ürünleri bimilyoncularda satıyolar. fakirler yesin nası olsa onlara bişey olmaz diye. şaka bi yana o tarihten sonraki bir ay içerisinde de tüketmekte sakınca yok benim bildiğim. aslında çoğu yiyecek falan zaten bayatlamaktan öteye gitmiyor.

şey'in ne olduğuna bağlı.

belkide hangi gün son olduğu silinmiştir, olamaz mı :)

ne olduğunu söylerseniz belki yardımcı olabiliriz.

@redeath
Üretim tarihi de öyle.

@diğer herkes
Yukarıya da yazdım gerçi ama bir daha yazayım: Lens solüsyonu.

mayıs sonunda at. sormana bile gerek yok bunu riske girme.

bir allahın kulu da bilmiyor mu?

sadece 9 dakika dayanabilmişsiniz sorup cevap almamaya.

yeni frekansları ayarladığınız halde yayın alamayabilirsniz. bunun nedeni anteninizin kalitesi, kurulumu (ayarı) ve kablonuza kadar bir çok şey olabilir. bi de frekansı nereden aldınız? hangi site? bazen "yeni" yazıyor sitede ama bakıyorsunuz ki 3 yıl önceki forum. o yüzden ya türksat sitesinde veya lyngsat.ocm gibi aktif sitelerden alın frekansları.

o latince terimleri anlamıyorum ki.

prospektüsüne bakın. hatta durun durun doktorunuza sorsanız? veya google'da arayın. hah. evet en güzeli bu. google.

reference.medscape.com

adresine giriyosun,

once dideral'in etken maddesi propranolol'u yaziyosun bos kutuya,
sonra diane 35'in etken maddesi estradiol'u yaziyosun

herhangi bir etkilesim bulunamadi manasina "No interactions found" mesaji geliyor. bu iki ilaci beraber kullaniyosun ama gene de tetikte oluyosun, uyumuyosun. parmak izleri nasil kisiye ozelse, metabolizma, gen haritasi ve ilaclara cevap da kisiye ozel. bunun icin uyanik oluyosun, bi terslik var mi diye bakiyosun yani. cok buyuk bi ihtimalle sakata gelmezsin.

merak etmeyin kullanılabilir, herhangi bir etkileşimi yok iki ilacın...

yağmur seviyorsanız karadeniz, tiki kızları seviyorsanız bodrum. bana kalırsa asla ve asla bodrum olamaz. tabii ki karadeniz.

Bodrum tabi kii.. denize falan girmek istemiyormusun? Eylül'de Ege Karadeniz'e göre daha sıcak olur.Ben olsam direkt Bodrum yani hic düsünmezdim.

bodrumda değişik bir şey göremezsiniz. ama tatiliniz yayla festivalleriyle çakışırsa ortaya güzel şeyler çıkabilir.

haziran ve temmuz dışındaki aylar için hiçbir şekilde tavsiye etmemişti karadeniz gezisini iki karadenizli arkadaşım (biri samsunlu, biri trabzonlu)

ben de bu ay gidicektim ama tavsiye üzerine seneye ertelemeye karar verdim.

eylül ayında bodrum nefis olur bunu karşılaştırmak bile hata bence. değişik bir şey göremezsiniz de bence endemik bitki türleri de aramıyorsunuzdur tatile gitmek istediğniz göre

bodrumu tikilerden cıstak cıstaktan ibaret sanan zihniyete şahane deniz, nefis doğa ve dingin atmosferlerden gülüyoruz biz kahkahalarla.

her 2 tarafı da iyi bilirim. şunu sorayım. bodrum ve karadeniz derken? karadeniz de neresi? tur mu? tek bir şehir mi nedir?

kış gelmeden deniz ve güneş eylül muhteşem olur bodrum

ha ben sümela'ya tırmanıcam yağmurda dansedicem sahil boyu ordu giresun arabayla gezicem diyorsan karadeniz.

sen ne istiyorsun? 2 si farklı şeyler vadediyor sana.

bodrum'un neresinde dingin deniz varmış bir bilsek? istanbul gibi bir yer düşünün. hah. bi de üstüne denize girmek için sefalet (evet sefalet) ekleyin üstüne. neden mi? eğer tekneniz falan yoksa denize girmek için kaldığınız yerden denize çeşitli araçlarla gitmeniz gerek. o nedenle dingin deniz varsa bile ve "tikilerden cıstak cıstaktan ibaret" değilse bile buyrun siz gidin bodruma. türkiyede bodrumdan güzel binlerce yer varken deniz için bodruma gidenin kafasına edeyim. (bak gidenin dedim. sizin demedim)

Teşekkürler arkadaşlar hava çok bozmazsa karadeniz yoksa bodrum olur büyük ihtimalle.

kimse bilmiyor :) valla altın da düştü ama sanırı yılbaşına kadar çok ciddi hareket olmayacak başka ciddi bir vukuat olmazsa. zaten aralık girdiği anda dış piyasalar yatay seyreder. (Christmas) o nedenle yapılması gereken tek şey takip etmek. ha ne zaman yükselmeye başlar derseniz bayram sonrası bir hareketlilik olabilir. zaten 2 gün sonra 10 gün kapalı...

yılsonu rallisi olur her yıl :) ufaktan ufaktan alıp koyulabilir bir kenara ...

kediler salak değil vahşidir. köpekler ise değil. o nedenle kediler olması gerektiği gibi yavrularını korumak için salaklık yapıp dokundurtmazlar. dokunabilmeniz için ancak anne kedinin hayatını kurtarmış olmanız gerekir. öyle yemekle olmaz bu iş.

kediler meraklıdır. bunun nedeni kendi gözlemime göre yemek bulmak ve kendi güvenlikleridir. siz sürekli eve girdiğiniz için onlar da görüp gelmek isteyebilirler.

bir daha: kediler salak değil vahşidir.

hayvanların da karakteri olur belki ondandır. şu ana dek sokakta sayısız yavru kedi sevme girişimim oldu. kimi anne yavruyu ellediğimi görünce tısladı, kimisi tam tersi yavşaklık yapıp gelip sürtündü. karakterin yanı sıra ortam koşulları, o annenin yaşadıkları vs. de önemli. çok değişken yani.

şu şehir hayatında görüp görebileceğin en zeki hayvan kedidir bu arada. içeri girmek istiyorlarsa bir bildikleri vardır.

yemeği içerden getirince kaynağa gitmek istiyolardır asdfgs

yavrularına dokundurmama olayı değil sanırım dimi? büyümüş hepsi? kendine dokundurmuyor. huyu öyledir. gaayet de kendini sevdiren bi kedi var apartmanımızda. yavruydu, anneanne bile oldu sırnaşık.

kediler girmek ister. cebe girer, naylon torbanin icine girer, rulo halinin ortasindaki bosluga girer, ambalaj kutusu bulur girer, yatagin altina girer gibi. bu yuzden eve de girmek isteyecektir, cunku cok meraklidir. ayrica kedi "evcil"dir, yani ev sever. sen evde kedi beslerken, onun sana alisik oldugunu sanirsin ama o aslinda seni degil evi tercih ediyodur. eve baska bir insan veya kedi gelince kiskanir mesela. kediyi goturursun birakirsin bi yere, doner gelir, yasadigi yeri bulur. dunya rekoru 1500 mil. bogaz koprusunun olmadigi yillarda, avrupa'dan anadolu yakasina ya da tersi hikayeler anlatilir. simdi bu hayvanlara salak dersen biraz tarafli bir degerlendirme olur.

yavrusunu sevdirmeme olayı oldugunu nerden cıkardınız. ayrıca ordaki kedilerin nerdeyse hepsinin hayatını biz kurtardık. yavrusu oldu dedigim kedi oraya geldiginde ya da bırakıldıgında 1 aylık bile değildi. o da dahil ne yavruları ne de sonradan gelip buraya yerleşen kediler hiçbiri sevdirmiyor kendini. benim icin asalak gibiler en azından sevsek bi şeye benzese. :)

egitilebilir olmadıkları icin kediler sevmiyorum köpek forever :D şu an hala kopegim olsaydı 10 tane kedi bakmak zorunda da kalmazdım :P

kedilerin egitilebilir olmadiklarini nerden cikardin?

www.youtube.com

aldığı yer ile görüşsün.

scanner ile program arasındaki ayarlara bakmalı. sadece driver yetmez. ayrıca ayarları tam ise bile program o scanneri kabul etmiyor olabilir. program ile uyumlu scanner almalı. öyle ise o zaman programdan scanner ayarlarına baksın. kaç bar okuyor vs gibi bi sürü ayarı var. öyle kulaklık takar gibi çalışan bir alet değil o.

kaç tipi var bunun bilmem ama gun tipi olanını kurdum kurdum. alet kabaca ps2 klavye girişine klavye ile bilgisayar arasına bağlanıyodu. yaptığı iş barkodda yazanı sanki klavyeden girmiş gibi bilgisayara göndermekti. birde bu tabancayla birlikte bir kitapçık vardı, oradaki belli barkodları okuyup cihazı programlayabiliyordunuz (mesela her barkod sonrasında entere basssın, basmasın ya da sonuna bilmemne standardına göre bilmemne karakteri koysun gibi)

demem o dur ki, bu tip bir cihazsa açın exceli notepadi, okutun barkodları bir abukluk var mı? yanlış okuma gibi birşeyse o bahsettiğim programlama yarayan kitapçığa bakın ama en temizi aldığınız yere sorun

anlatılan muhtemelen kare kod denilen. yani "kisa"nın anlattığı değil. ayrıca gun dediğiniz şekli sadece "gun" silah gibi yani. ean codelar vardır barkodlarda. karekodda ise iş daha karışık. en güzeli scanner ile program uyumluluğunu araştırmak. bence scannerdan çok program firması ile irtibata geçin.

cihazın desteklediği standartlara baksın, sonra okutmaya çalıştığı barkodun tipini bulsun vs vs. marka model ve okutmaya çalıştığı barkodun fotoğrafını koyarsa boş vakti ve merakı olan bir manyak araştırabilir.

uzun zaman önce bende sormuştum bunu. bana "hayır" demişlerdi. :(

eskiden vardı.

bildiğim kadarıyla mümkün ve de hatta gönderdim bir arkadaşımın böyle bir sayfada ki hesabından. ancak bakındım arkadaş online değil, sayfayı da hiç hatırlamıyorum. araştırmaya devam edin bence, türkçe bir sürü açıklama çıkıyor google da?

www.google.com.tr

iki sene öncesinde göndermiştim. googledan aradım buldum.

cevaplar icin tesekkurler arkadaslar.

bu arada, eskiden gonderip simdi gonderememek de ayri bir tatmis. biz teknolojiyi ilerliyo biliyoduk ama.

bayram esnasinda herkes bambaska yerlerde olabilecegi icin (malum, tatil) erken bayramlasma yapiliyor. bircok kurum, resmi dairelerde falan da bu sekildedir.

geç kalmaktansa erken kutlamak daha değerli oluyor.

arena-tr'de vardi zannederim.

private olmayan yok.

Bir izmirli olarak soru ilk okuyuşta mavi ekran verdirtti. (bkz: gevrek)

her türlü fena acıktırıyor. devasa bir kasede bolca süt ve gevrek yersen bir süre için idare ettiriyor.

mısır veya pirinç gevreği yerine müsli'yi tercih etmenizi tavsiye ederim. mısır gevreğinde faydalı birşey yok, gereksiz fazla şeker yüklemesi yaparsnız, hem de çok hızlı bir şekilde acıkırsınız. müsli yerseniz hem uzun süre tok tutar hem de günlük lif ihtiyacınızın bir kısmını da karşılamış olursunuz.

müsli +1

asla.
kahvaltılık...goo.gl

portakal suyuyla vitalis

yemiyorum, hatta hiç yemedim ve bundan sonra da yemem sanırım.
kahvaltı fazla zaman almıyor, çay-kahve yerine meyve veya meyve suyu tercih ederseniz, yumurta iki dakikada haşlanıyor, o sırada peyniri-zeytini-yağı-balı/reçeli çıkarıp domatesi-biberi doğramak mümkün. taş çatlasa 5 dakika. yemesi de 15 dakika olsa yirmi dakikada işlem tamam. mesele zaman diyilse, o ayrı. arada sandviç de yapılabilir...

yulaf tok tutar ve besleyicidir.
müsli yanında lafı edilmez tabi.

kellogsun cinsel arzuyu azaltmak için üretildiğini biliyor muydunuz?

müsli +1
içine kuru üzüm, kayısı, muz, bal vs koyarsan hem daha doyurucu ve besleyiic oluyor hem de daha yenilenebilir bişey oluyor. diyceksin ki kuru meyveli olanlar var zaten. nedense onların garip bi tadı oluyor.

her gün yenmiyor. acelem varsa yiyorum - tabii süt de varsa. sütü seviyorsanız büyük boy bebe bisküvisi deneyin. o da çabucak bitiyor ama çok güzel :(

südün içine müsli ve biraz da kuru üzüm.

sahurda normal kahvaltıdan sonra bunu yiyorum.

enistene tesekkur et. (einstein'a da et tabii).

www.kenrockwell.com

18-55'e göre (marka bir yana) amatör için daha çok iş görecek bir lens. hem aileni hem karşı balkonda oturan kızları çekebilirsin o lens ile. zaten yeni başlıyorum dediğin için sıkıntı çekmezsin.

makine ile lens vasat tabi fiyatına göre iyidir, 18-200 lens tele olduğundan ilk kez fotoğrafa başlayan biri için makineyi titretmeden tutmayı öğrenene kadar 200mm de her fotoğrafın bulanık çıkması normal hevesin kırılmasın. Bide 550d'ler ufak makine yani ele tam gelmiyor ondan titretme olasılığın artıyor, battery grip kullanmanı tavsiye ederim.

kitap için, yeni başlayanlara

www.idefix.com

kitabı harika bir kaynaktır. aynı kitabın vol:2 ve vol:3 üde var hepsini al güzelce ezberle :)

tabiki makinenin kullanma klavuzunuda iyice ezberlemen gerek.

ilerde lensini değiştirmek istersen ucuz yollu alabileceğin lensler:

tabiki canon 50mm f1.8 olacaktır. Tamron iyidir ama sigma lenslere ilerde bulaşma. Sadece 24-70 ex f2.8 olanını düşünebilirsin sigma lenslerin.

falan filan uzun uzun yazarım bir ara, ilerde soracağım bişey olursa mesaj atabilirsin.

not: kurs v.s gibi yerlere paranı kaptırma bence, internet ve kitaplar en büyük kurs zaten. çok fotoğraf çek kendini geliştir. hafta sonu gezilere katıl 700-800 tane fotoğraf çek. öyle öğrenilir.

kendine internetten bir fotoğraf bul bunun aynısını yapmam lazım de, onu yapmaya çalış makineye hakimiyetin artar bu sayede

lens bir süre idera eder seni. sonuçta ticari bir kaygın yok. kursa gitmeni önermem. kitaplar forumlar çok yardımcı olur öğrenmen için. çok fotoğraf bak gözün gelişsin. alternatif olarak da stumbleupon toolbar'ını yükle fotoğraf seçeneğinde dolaş farklı şeyler öğrenirsin.

lens çok geniş aralıklı bir lens. uzun süre idare edicektir seni. hem mesela bir geziye falan çıktığında seni lens değiştirme derdinden de kurtarıcaktır. ama bu lensler teledeyken hem keksinlikleri düşük oluyor hem de iyicene yavaşlıyor (diyafram miyafram olayları)

her neyse uzun süre götürür sonuçta bu seni. bence de eniştene teşekkür et.

yok canım indir gitsin. program vs olmadığı sürece torrentten virüs zor..

ben balıkesirden istanbula gelirken "ambar" denen sistemi kullanmıştım ankarada da ivedik taraflarında bir ambar olduğunu biliyorum 2 sene önce 50 liraya eşyalarımı vermiştim ambara gelen kamyonlara verdiğin taktirde götürüyolar cazip fiyatlara fakat adrese teslim olmuyo ordan başka bir arac tutup götürmek durumunda kalabilirsin ikinci alternatif ise ptt kargo olabilir büyük eşyalarıda alıyorlar artık hacim hesabına göre hesaplattırdığımda 70 lira gibi bi rakam çıkmıştı buzdolabı için umarım işine yarar..

teşekkürler

ambar.

ptt kargoda'da 50 kg'nin üzerinde eve teslim yok diye biliyorum. gidip şubeye bırakmak ve oradan almak gerekebilir. aklında bulunsun.

hallere veya karpuz kavun satan adamlara söyleyebilirsin. taşıma işini kendi ekibin yaparsa daha ucuza taşınma ihtimalin var.

Nasıl taşıdınız hocam, var mı hesaplı bir yolu?

Mail order'a açık mı kapalı mı banka bilir, bankadan parayı çekemediyse hiç sallamayın, bir şey yapamaz. Ayrıca adam neyin zararına uğramış merak ettim.

bence yalan. amaç korkutup satın almayı tamamlamak.dava açsa ne olur 100+ 250 tl dava masrafı ödersiniz. ama öyle bir şey olamaz sonuçta. kartı kapattıysanız sorun yok. sallayın gitsin.

internet bankacılığından provizyon bekleyen işlemlere ve güncel dönem işlemlerine bakın eğer para çekildiyse bankayla irtibat kurun, onun dışında sallayın gitsin

Para cekilmiş karttan. mail ordera kapalı oldugu banka tarafından onaylandı fakat banka görevlisi işlemin mail orderla değil kartla yapıldıgını söylüyor.

o zaman anneniz çekiniyor olabilir mi? veya gerçekten mail order ise bu durumu bankaya iletin bence. ciddi bir işi ortaya çıkarıyor olabilirsiniz?

annem neden çeknsin ?bankayı aradıgımızda kartın mail ordera kapalı oldugunu ama bu işlemin mail orderla degil kartla yapıldıgını söyledi. annem böyle bi işlem yapmamış. kartı iptal ettirdik şu an.

kartın arkasındaki 3 haneli güvenlik numarası ve son kullanım tarihi gibi bilgiler verilmediyse kartla işlem yapamazlar ancak mail order olur. ayrıca mail order olup olmadığı ekstrede görünür. Eğer sizin isteğiniz dışında gerçekleşmiş bir işlemse ve söz konusu ürün satın alınmamışsa bankaya durumu dolandırıcılık girişimi olarak kesinlikle bildirin. Elinizde ürün yada fatura yokken nereye para çekiyorlar deli oluyorum böyle işlere, geçmiş olsun.

torrentten siliyor olmayasın?

benim de aklıma sadece bu geldi. utorrentteki listeden filmi silince gidermi acaba movie?

delete torrent + data dersen silinir tabi.

diskten de sil dersen hem torrent listesinden hem de diskten silinir pampa

sadece delete tuşu ile sil. shift delete ile diskten de siler.

umrumda değil. ama bence doğru olma ihtimali fazla. artık pislik heryerde çünkü.

aydınlık peki bir yalan haber yapmaz doğru olabilir.

doğru olduğuna inanmak istemiyorum ama şu da var böyle bir şey olsaydı televizyonlarda gazetelerde duyardık hiç olmazsa

www.ntvmsnbc.com

bu düşüşü bekle.

bana sorarsan 1725 civarında görünce al, sonra da yılbaşına kadar elinde tut.

www.bloomberg.com

"Gold typically corrects when it hits psychological important levels, and my guess is $1,900 is a key level.
‘‘The uptrend is still very much intact’’ and bullion will likely reach $2,000 by the end of the year, he said."

parayı fırat pvc pencereye yatırıyoruz gençler. bu devirde daha iyisi var mı?

linki var mı? ben halojen fırın kullandım ama tamamen bilimsel nedenlerle, ev kullanımı için soruyorsanız kısaca pişirme süresini kısaltıyor ve mikrodalga fırınlardaki sorunlarla (yüzeyin pişmemesi, renk değişimi olmaması, vb.) karşılaşmıyorsunuz.

rezistans yerine halojen kullanılıyor. boyutu küçük. bir tavuk sığacak kadar. daha hızlı ve kurutmadan pişirdiği söyleniyor. bir nevi cam tencere görünümünde.

goo.gl

bunda balık filan çok güzel pişiyor, sebzeler de öyle.

teknosa da komik bir fiyata satılan bir alet vardı geçen gördüm. HD mpg kayıt yapıyor. o fiyata (180 tl gibi) eğer iyi iş görüyorsa (atlamadan) sitesinde bulamadım. ona bi bakın. yerli bir marka ama özellikleri güzel göründü bana. media player olarak bakmanız gerek. hatta 2 çeşitvardı biri hd kayıt yapıyopr biri yapmıyordu.

goo.gl bu olması lazım. 1 tb diski var. 1 tb disk ile iyi bir fiyat. orada kayıt yazmıyor ama yaptığına eminim. hatta kayıt formatları içinde mpg hd diyordu. bi karıştırın işte yav.

aha buldum. goo.gl 189$ fiyata aldanma. teknosa da 190 tl falandı. (tl idi eminim. eminim diyorum aaaaa)

dvd kalitesi diyor yaaaaaa öfff. gördüm ben hd olanı ühühüüüü :(

radar
goo.gl
ss ödeyeceksiniz.
51/2b Hız sınırlarını % 30'dan fazla aşmak 15 puan
Geriye doğru 1 yılda aynı kuralı 5 kez ihlal eden sürücünün tespitinde, belgeleri 1 yıl süreyle geri alınır

tsof.org.tr

Tebliğ tarihinden sonraki 15 günlük dönemde öderseniz %25 indirimle 105 lira öder, 35 lira kara geçersiniz. Kötünün iyisi.

bir çene cerrahına görünün. o sizi yönlendirir.

29 yaşına geldim hala çıkmadı 20'lik dişim.. rahat bi 5 senedir, 2-3 ayda bir diş etini yarıp bana acı çektiriyor.. geçiyor sonra da yine..

20 liği çektirmek istemeyen ilk vaka sanırsam :) valla ben 4 yıl düzensiz periyotlarla çektim o lanet acıyı migren gibi ne zaman gelceği ne kadar süreceği belli olmaz. eti bi türlü yaramadı, eti yardılar bu kezde çıkıcam diye diğer dişlere baskı yaptı, bende aldırdım valla.. böyle kurtuldum mutlu huzurluyum :)

hekimden değil çekenden sor demişler..

39 yaşındayım hâlâ çıkıyor.

Yirmilik dişin çıkması yıllarca sürebiliyor. Zaten o yüzden operasyonla alıyorlar; o uzun ve sancılı süreci yok etmek için.

benim anlamadığım bu dişi sık sık ağrı yapptığı için mi alıyorlar yoksa yamuk yumuk çıkıp çevresine zarar verdiği için mi

benim düşüncem üstteki ve yandaki eti hafiften kesseler ağrım geçer diye hayal kuruyorum

dişi kemikten ayırmaktan başka çözüm yolu yok mu yani :(

Her ikisi de. Zaten sağa sola baskı yaptığı için ağrı yapıyor. Diğer dişlerin dizilimini de bozuyor.

Yirmilik diş fonksiyonel değil ki? Resmen evrim artığı. Niye aldırmamak için diretiyorsunuz?

benimkisi zaten çıkmış durumda ama seviyesi diğerlerinden azcık da olsa alçak.

ağrı yapmasının nedeni ise üstünde dişin yarısını kaplayan et var çıkarken onu zorladığını düşünüyorum

çektirmek sorun değil de
diş çektirme olayına dayanamam ben ya ,olm çok acır lan , komple uyutmaları lazım beni

Cekilen yere dikis atiyorlar, gozunu korkutmak gibi olmasin da.

ağrı yapmasının nedeni, çeneye sığamayıp diğer dişlere ve çene kemiğine baskı yapması. uzun vadede çene kemiğinde ve eklemlerinde zarara, diğer dişlerde kaymalara ve şekil bozukluğuna neden olur. dahası ne kadar geç aldırırsan o kadar uzun ve ağrılı olur, çünkü ne kadar beklersen kökü o kadar sağlamlaşıyor ve kemiğe yapışıyor.
en iyisi bir çene röntgeni çektirip en ufak bir risk görünüyorsa hemen aldırmak. çekeceğin 5 günlük şişlik ve 1 gecelik ağrıyla, yıllar sürecek kronik ağrıları karşılaştırırsan aldırmamak mantıksız karar bence.

www.eksiduyuru.com

bütün süreci merak ediyorsan bu duyuruda da ayrıntılı şekilde anlatmıştım.

www.answerbag.com

özet geçeyim: dvd+r'de, boş kalan kısma sonradan tekrar yazabiliyon. ama doldurduğun kısmı silemiyon. ayrıca daha teknolocik.

bir de şu bilgiyi vermişler: www.eksisozluk.com
galiba o da şurada açıklanmış üşendim okumaya: www.myce.com

-r gerçek dvd'dir (bildiğin video dvd) +r ise -r'den türemiş benzer bir medya. hangisi hangisi idi hatırlamıyorum ama bunlardan birinde içten dışa diğerinde dıştan içe (plak gibi) kayıt yapılır. bu da yazma hızını biraz etkiler. okurken her ikisi de dvd okuma kuralına göre okunur ama.
cihazlarınız destekliyorsa - veya + almanın farkı yok. ama desteklemiyorsa sorun çıkar yazdıramazsınız. dikkatli alın.

1. korsan olarak.
2. internetten şifre çözen serverlar ile. oralardan veri alıyor.
3. ihtimal orta, cezası çok. çünkü çete olarak ceza alıyorsunuz. eski bir haberdir ama okumalısınız: goo.gl bunu da diğer linki ararken gördüm: goo.gl
4. önemli olan izlemek istediğiniz yayın. yani ona göre gerekli uyduya dönük olması yeterli. basit masit her türlü olur. ama dreambox 400 + server parası verirken 50-80 tlye bi de özel ve yeni anten alıverin!
5. genelde paket olarak satılıyor. bu arkadaşlar göt korkusu ile yerli kanalları satmıyor mesela. ama fikir versin diye bakın. goo.gl sattıkları da muhtemelen digiturk'un muadaili olan sky falandır (ingiliz)
6. bilgisayar şart değil. internet şart. uydu alıcı arkasında lan girişi var. (buna benzer goo.gl) onu modeme bağlıyorsunuz. işlemler otomatik oluyor. ama ayarları falan en azından ilk aldığınızda yapmanı gerekebilir. uyducular da yapar sizin yerinize.

peki bu paketlere bir kere ücret ödemek yetiyor mu dönem dönem tekrar ödeniyor mu?
bunlar ligtv vs. vermiyorsa onlar nereden sağlanıyor internet üzerinden mi?
yakalanma riskini biraz açsak nice insan kullanmıyor mu bunu? yani mp3 indirmek de yasak böyle bakarsak. nereden nasıl tespit ederler bu haberler dışında yakalanan var mıdır? bu cezalar uygulanır mı?

dl.dropbox.com (2 dk sonra cekmeye basla ama, su an upload oluyor)

zaten mp3 o. doğrudan indirin.
static.alkislarlayasiyorum.com

xttp://static.alkislarlayasiyorum.com//ay/mp3/1648_20080816134414.mp3

izmir'den gönderiyorlar. 100 tl üstüne sipariş kabul ediyorlar. geçen yıl ben 3000 tl'ye yakın ürüne (gardrop ve masa sandalye ve bir çok ıvır zıvır'a) adana için 250-300 kadar ödedim kargo. acele değil derseniz size ne aldığımı ve ne kadar ödediğimi scan edip gönderirim. fikrinizi olur. varan kargo ile geliyor eve teslim ediyorlar. kargo çok ise randevulu geliyorlar. (yani 35 parça kadardı bizimki. onu geldik bulamadık gelin alın diyerek geri gitselerdi herhalde adımı gazetelerde duyardınız!)

bulunduğun şehirde ikea varsa online sipariş veremiyorsun ama mağazaya gidip ödemeni yaptıktan sonra eve kargoyla gönderilmesini isteyebiliyorsun. 48 saat içinde kapında oluyor.

ben geçen sene kapı boyutunda bir masa almıştım, istanbuldan ankaraya geldi. telefonda 30 civarı tutar demişlerdi ama 14tlgibi bişey tuttu kargosu. yurtiçiyle geldi diye hatırlıyorum.

Camstudio-Recorder

sourceforge. çok beğendim. cracklerle uğraşıyordum. bu süper.

snagit iyidir,

sesli de capture yapar,

ama birazcık crackli seriallisini falan bulmanız lazım torrentten falan.

cevap beklerken camstudio yu indirmistim. evet gercekten pek kolay ve zahmetsiz. basit birsey yapacagim icin isimi gorur. tekrar tesekkur ederim!

adam onu anlatmış işte tutorial diyor. bize bi daha mı anlattıracaksın gıcık öğretmenler gibi?

panaroma programıyla...
midem bulandı resimlere bakarken.

Hadi tutorial ne bilmiyosun başlığa baksaydin keşke 360 Reverse Photography

bi dövmediğimiz kalmış :)

ben. ama bende yan etkiler çok az çıkar. istediğim sıklıkla a.depresan bırakabiliyorum.
(ben istediğim zaman sigra bırakabilirim şakası gibi oldu. ama demek istediğim, 1 yı içip 6 ay içmediğim 6 ay içip 2-3 yıl içmediğim zamanlar oldu farklı a.depresanları. bunu demek istedim)
daha da azaltın. kapsül açıp yarım içen duymuştum. doktorunuzla da konuşasanız?

efexor fortu 1 sene kullanıp zart diye bırakıp hiç yan etki etmeyen var. tabi doktorlar tavsiye etmiyor, kendi başına yaptı sıkıldım ilaçlardan diye. durumu uzun süredir iyi. çok düşünmemek lazım diyor tanısı koymuş. sen kendine inan + doktoruna sor.

ya doktorum mersin'de kaldı, ben artık istanbuldayım. 225'ten 37,5'a da yavaş yavaş bıraktım ve yine bu aşamaya kolay gelmedim ama bu son bitiş feci etki yaptı. ne lanet ilaç ya. Ne kadar sürer acaba bu etkileri bu kadar yogunlukta hissetmem diye merak etmiştim ama anladığım kadarıyla göreceliymiş, kişiden kişiye değişebiliyormuş..

her ssri antidepresaninda oldugu gibi birakmasi zaman alacaktir. arastirdigim kadariyla doz zamanlamasi yan etkileri azaltmada onemli deniyor. istanbul'da bir psikiyatri poliklinigine gidip bu durumdan bahsedebilirsiniz, vucuttaki omru efexor'a gore daha uzun olan prozac'a gecirebilir.

1 günde bıraktım,o gün komada gibi yattım ama çok kısa sürede kendime geldim..düşündüğün kadar zor değil bırakmak..sadece bırakmaya kararlı ol...

Right Guard kullanıyorum. Fazlaca başarılı. Terlemeyi önlemiyor (Özellikle şu yaz sıcağında önlemediğini garanti edebilirim) ama hiçbir şekilde koku almıyor, aldırmıyorsunuz.

eczanede.com

images.gittigidiyor.com

ben bundan kullanıyorum harika. rengine göre kokusu değişiyo super marketlerde çeşitleri oluyo bence harika bi ürün. bunu kullandıktan sonr hiç terlemiyorum kimseye de iz bırakmıyo. bu kuruluk testi reklamları gercek oluyo (:

Malum koltuk altı için tonla öğe var ama nedense ben doğru düzgün olanını bulamadım. Roll on sürüldüğü zaman tshirtün koltuk altına yapışıyor ya da benzer şeyler olup tshirtün koltukaltı kısımlarının içine ediyor.

sürünce hemen giymeyin. sorun kalmaz.

karbonat deneyin. duştan sonra koltuk altınız henüz nemliyken, elinize döküp, pudra sürer gibi sürün. gün boyu etkili ve kesinlikle ter kokusu olmuyor. yenebilen bir şey ve doğal, yani hiç bir zararı yok. her gün duş alıyorsanız, sürün işte. etkisi bir gün boyu sürüyor.

hem erkek, hem de kadın tarafından test edilip, onaylandı. terleyen ve koku oluşturabilecek her yerinizde çekinmeden kullanabilirsiniz.

www.eksisozluk.com

roll on sürdükten snra hemen tshirt -gömlek vs giymeuyin, 1-2 dk kurusun ozman yapışmaz.
ayrıca roll-on buzdolabında muhafaza edilirse daha iyi oluyor diye duydum ama test etmedim.
mum olanlardan ziyade likit olanlar daha iyi ayrıca.

likit olanı kullanıyorum, 1-2 dakika değil 5 dakika sonra giysem bile yapışma oluyor

şahsen ben sabun gibi olanlarından kullanıyorum. siyah tişörtler için kabus biraz ama ne yapayım.zerre ıslaklık bilmemne hissedilmiyo, yapışmıyo da.
fakat yukardaki karbonat önerisi aklıma yatmadı değil, onu bi deneyeyim :)

böyle parfümlü pudralı olanlardan değil de daha kokusuz ve iz bırakmayanlarına bakın. dove invisible var mesela, tişörtlerde beyaz leke bırakmıyor. terliyorsunuz yine ama kötü koku olmuyor. bir de nivea black & white da fena değil, ama kokuyu engellemede dove kadar başarılı bulmadım. bu iki deodorant da tişörtüme yapışmıyor.

ses dosyasını ekleyip tvde izleyebilir miyiz peki ?

convert x to dvd kullanın. dvd yapın. sesi türkçe olanı seçin.

cumhuriyet eksp. sakarya eksp. gibi trenlerde var, hızlı tren aktarması yapan ekspler yani. ama bazen çalışmadığı oluyor.

bindiğim tüm tcdd trenlerinde yataklı vagonda vardı, diğer vagonlarda da vardır herhalde.

tcdd trenlerinde bir sıra atlayarak priz oluyor, bu nedenle dizüstü bilgisayarlı diye ayrılıyor bilet satışta koltuklar sanırım.

yataklı vagonlarda var. (adana ist. bindiğimde vardı) bildiğmğ paylaştım.

ekspreslerde yatataklı yataksız hepsinde var

tvs 2000 ve sonrası vagonlarda olur( banliyo için imal edilen yeniler hariç tabii)

valla her türlü trende denk gelmeme ihtimalin var en pahalı trende dandik vagona da denk gelebilirsin en dandik trende cillop gibi vagona da. kısm@..

şehir yazmamışsınız sanki ?

tayland'a gelemem ben. yoksa 3 kedim var. dördüncüye hayır demeyebilirdim. şansınızı kaybettiniz.

Pc'de kayıt yapın, amr.ye dönüştürüp nor olasak gönderin.

pitbull gibi geldi bana. türkiye'de yasak diye biliyorum.

bulldog bu hocam, türkiye de bulabilirsin rahatlıkla. biraz pahalı olabilir.

Ayrıca pitbull yasak değil ülkemizde, gerek de yok.

french buldog değil kesinlikle. onlar yarasa kulak oluyor.

köpek french bulldog' a benziyor, anasını babasını ve 3 kuşağında melez olup olmadığını bilmiyorum secere lazım. ( böyle de manyak teknik bir adamım köpek konusunda)

pitbull kesinlikle değil. bulldog melezlerinden gibi.

O köpeğin bir oyuncu olduğunu unutuyorsunuz. Imdb'ye göre french bulldog. Yönetmenin köpeği. Hangover filmindeki köpek de aynı gibi görünse de o başka bir köpekmış bu arada. (cinsi aynı, şahsiyet olarak farklı.)

bildiğim kadarıyla gözlükçülerde ücretsiz ya da çok cüzi bir miktar ödeyerek alınmak üzere sigortalılar için ayrılmış bir bölüm var. adam aha bunlar sigortanın karşıladıkları diyor, sen bakıyorsun hepsi babaanne gözlüğü, diğer vitrine yöneliyorsun, başka çerçeve seçiyorsun ve sigorta max %20sini ödüyor diye biliyorum ya da şu an yamuluyor olabilirim.

www.besoptik.com(git: )

sosyal güvence olmadığı için herşeye normal para ödeyeceksin. çerçeve + cam. zaten güvencen olsada ilk dandik bir çerçeve karşılanıyordu cam bedavaydı. artık onunda sadece çok az bir miktarını devlet karşılıyor.

git herhangi bir optikçiye çerçeve beğen fiyatına göre. yaptırt.

4 ay önce optikçilerle konuştum çerçeve ve cam için devlet toplamda 45 lira verir dedi. ki adam gibi bi cam çerçeve 150-200 den başlar.

bir de muayane olduktan sonra 1 ay içinde almalısın faydalanmak için

benim bildiğim böyle

cam çerçeve toplam 40 tl veriyorlar diye biliyorumbi daha 3yıl çerçeve 1 yıl cama alamıyyorsun diye biliorum

doktorun size verdigi reçete ve karneyle gözlükçüye gidin. gözlükçü maddi durumunuza ve sigortanın ödedigi limite göre seçenekleri sunar. sigortadan da parasını kendi tahsil eder. eger sigortanın ödedigi limitin atıyorum 50 lira üstüne çıkarsanız sizden o 50 lirayı alır.

tavsiyem kemik çerçeve almanız. hem çok daha hafif ve kolay kullanılır, hem ucuz, hem de şimdi çok moda :)
kemik çerçeve alırsanız camı inceltmeseler de dışardan çok çakılmaz ve cam da ucuza gelir. sürekli takacağınız bir gözlükse "anti-refle" kaplama yaptırırsanız iyi olur (güneş ve pc nin zararlı ışınlarından korur ve camdan yansıyan ışığı kırar)

tavsiyeme uyarsanız 60TL çerçeve, camlar da aşağı yukarı 90 etse, 150TL ye gayet güzel bi gözlük alabilirsiniz.

üniversiteden sağlık karnesi almak nasıl oluyo onu da merak ettim bi yandan :)

@squatterbloat

ya okula kaydolurken doldurulan formlarda sağlık güvencesi ile ilgili bir bölüm vardı. anne, babamın ve benim sağlık güvencemiz olmadığını işaretlemiştim (öyle olduğu için). bu durumda medikososyal diye bir zımbırtı varmış üniversite hastanesinde oradan karne çıkarttırdım. bir nevi devlet desteği yani. tabi okul bitene kadar geçerli. bildiğin karne gibi kullanılabiliyor. detaylı cevap için ayrıca teşekkür ederim.

rica ederim :) vay be öğrenciye karne olayı iyimiş.

çok anlamıyorum bu işlerden ama bence burada yapılır: pixlr.com

www.picnik.com

www.splashup.com

Özellikle örnekteki gibi anime çizgileri eklemek istiyorum.

baba yok mu bir bilen?

anladım, hiç mi katil yok aranızda? ahaha

adli tıp enstitüsünden bilgi alabilirsin ama korktum ya sen böyle sorunca. İyisin değil mi?

kendini iple boğan birinin videosunu izlemiştim. peder zickler'in sözlükte verdiği bir videoydu. intihar edenin sadece başı belli oluyordu. kafası önce morarıyordu. fakat birkaç dakika sonra rengi tekrar eski haline geliyordu. hatta kafaya kan gitmediği için sanırım benzi soluyor gibiydi. kafa için ilk zamanlar böyle diyebilirim.

ingilizce ararsan soruna cevap bulabilirsin. türkçe kaynak dediğin kişiler dışında zor bence.

ingilizcem kaynaklardan istifade edecek düzeyde değil ne yazık ki.

o kadar zor bir şey sormadım bence tıbbiyeli kişiliklerin kolayca bilmesi gerekli ama sanırım ortalıkta yoklar.

eşimin anlattıklarını ve ilgili linkleri aynen aktarıyorum.
"Asfiksi (boğulma-ası)ile ilgili makale için:
www.klinikgelisim.org.tr

algor-livor-rigor mortis ile ayrıntı için:
www.ttb.org.tr

ası yolu intihar ile ilgili powerpoint sunumu için:
web.itu.edu.tr/~ozcanm/kim/bogulma.ppt

ası ile ex olanların giyinik veya çıplak olmasının bir özelliği yoktur. ancak otopsi yapanlarca ölüm sebebi olarak otoerotik asıya dikkat çekilir. bu durum genelde cinsel sapkınlarda görülen bir durumdur. Şerefattin hocanın makalesinde ayrıntısını bulabilirsiniz.

tam asılarda vücudun ve ipin baskısı ile tlem izinden yukarı bölgeye kan akışı kapandığı için surat genel de kansız bir görünümde yani beyazdır. morarma genelde telem izinin aşağı tarafında görülür. morarma ayaklarda yoğun bir şekilde görür.

ancak yarım ası veya tam olmayan asılarda vücudun yere temas eden (genelde diz kısmı) yerlerinde basıya (yer çekimi ve vücud basısı) bağlı morarma olur.

25 derece üzeri kuru ve açık havada açıkta kalan bir ceset zenci başı görünümünde olduğunu görmüştüm. Bekleme süresi 4-6 gündü. 15 derece muhtamelen kapalı ve nemli olan ortamda 5 gün kalan birinde çürüme yoğunolarak görülmez. Koyu kırmızı- gri renk arası bir renge bürünebilir. Ancak ortamda ki nem ve vücudun güneş görüp görmediği önemlidir. Ölen kişinin maruz kaldığı sıcaklık insan vücut sıcaklığına ne kadar yakın olursa çürüme o denli hızlı olur. Yani 36 dereceye yakın veya bu derecenin üzerindeki sıcaklıkta açık havada ölen kişinin 4-6 gün içerisinde vücut dış derisiyle el ve ayaklarında çürüme tam anlamıyla gerçekleşir. El ve ayaklardaki kemikler gözle görülür şekilde çürüyen etten ayrılarak net bir şekilde ayrışabilir. Sizin sorduğunuz kapalı ortamda 15 derecede 5 gün süreyle bekleyen ve tam ası ile intihar eden bir kişide ölü katılığı ve ölü morluğu tam olarak oluşmakla birlikte, el, ayak ve karın bölgesinde çok az çürüme görülebilir. Ancak kurtlanmanın anlattığınız şartlarda 5 gün içinde görülmesi pek beklenmez."

bi link daha buldum resimli falan korkunç :)
www.itf.istanbul.edu.tr/adlitip/slaytlar/13.ppt

çok sağ ol ya acayip faydalı oldu bu bilgiler.

basınçla daha fazla ısıtma filan olabilir gibi geldi.

Bir çeşit ocak bence.

geri dönüşlü ve basınç kontrollü (ki olması şart) filtre. muhtemel oldukça eski model.

ufak bir fırın gibi bi şey. çay çorba kahve içün

buna benzer bir gaz ocağı vardı pompayla hava basılırdı ki gazyağı basınçla deliklerden fışkırıp yanabilsin ondan olabilir. ama bizimkinde manometre yoktu. gavur güvenlik için koymuş olabilir.

ekleme www.nizip.com

open office için tam olarak geçerli mi bilemeyeceğim ama muhtemelen geçerlidir.
primo pdf tarzı yazdırma seçeneklerinde size yazıcı yerine pdf çıktısı alabilme imkanı sunan bir program yüklersiniz ve yazıcı yerine onu kullanırsınız. çıktıyı alırken de dinleyici notları adında bir bölümden(powerpoint için) her çıktı için istediğiniz kadar sayfayı yerleştirebilirsiniz.

kendini yazıcı olarak tanıtan pdf creatorler vardı sanırım. bir bakın isterseniz

open office yüzyıllardır save menüsünde bi yerlerde save as pdf seçeneği bulunduruyordu. bi bakın.

sizin için denedim oldu:
-cutepdf programı var bilgisayarımda,
-open office değil normal power point dosyası oşuşturdumç
-power point'te iken yazdır dediğimde (cute pdf yazıcı olarak tanımlı) pdf olarak kaydetti.

youtube
ingilizceniz varsa sorun yok.
nikon d90 tutorial
dslr tutorial diye bir çok video bulabilirsiniz.

www.bascek.com

Buradaki makaleleri okuyarak baslayin derim.

Makinadan cok terimleri (enstantene, diyafram, iso vs), birbirleri ile olan iliskileri ve fotografa olan etkilerini kavramaya calisin. Bunlari her makinaya uygularsiniz. Yani fotograf makinasini degil fotograf cekmeyi ogrenin. Bascek bu bakimdan cok basarili bir kaynaktir.

bascek.com
blog.fotografium.com

ikisini de hatmetmeye başlayabilirsin.

Devamında youtube.

Bol bol fotoğraf çekmey ihmal etme ;)

fotoğraf çekmeyi biliyor olsanız bile farklı makineler kafanızı karıştırır. başka otomobil kullandığınızda farların (açma kapama) yerini aramak gibi. makinenizi de öğrenin çekmeyi de.

her şeyden önemlisi kompozisyon bilgileri için sabit kalfagil'in kitabını alın.

ayrıca bol bol fotoğraf izleyin. tabi size bir şey katmayacak, alelade fotoğraflardan kaçının. hangi türde çalışmak istiyorsanız, o türde başarılı eser veren sanatçıların işlerini takip edin.

scam

toynağını titretirim senin deseydin sende :) öle şey mi olur, kontrat yapılır para gönderilir.

delphin, evi 2 haftadan kısa bir süre sonrası için (25 ağustos) tutacağımızdan ödemenin tamamını istiyor. genelde baktığım tüm ilanlarda evin tutulacağı tarihten en geç 1 ay öncesine kadar ödeme kapatılmalıdır yazıyordu zaten. önce kontratı yollasa bile gerçek ev sahibi ile görüştüğümü nasıl bileceğim?? bu arada ev sahibi ingiliz ve ingiltere'de yaşıyor.

ben smyrna, gerçek olma ihtimali yok mudur yani??

girmeyin bu işe yazık olur.

blokeli gonder , kontratı alınca , serbest bırakırsın ?

magoria, bunu herhangi bir bankadaki vadesiz hesabımdan yapabiliyor muyum?? yoksa özellikli bir işlem mi??

iş bankasına sordum, gönderdiğim paraya bloke koyamayacağımı söylediler.. :(:(

kontrata "iş bu kira kontratı xxxx hesabına şu kadar yatınca hüküm doğuracaktır" gibi bir ibare yazıp yollasın, sen de kira parası olarak gönder.

evet bu kulağa daha mantıklı geliyor, teşekkür ederim.

öncelikle yardımcı olmaya çalışan herkese teşekkürler..

neler olup bittiğine dair haber vereyim, olur da bir gün kısa süreli ev tutmak isteyen çıkar ve sorun yaşarsa belki işine yarar. öncelikle ev sahibine kendisinin gerçekten bahsedilen evin sahibi olduğunu bana ispatlamasını istedim. o da evin tapusunu scan edip yolladı, ayrıca ev site içinde olduğundan site yönetiminden insanların maillerini ve telefon numaralarını verdi. tripadvisor ve holidaylettings üzerinden senelerdir evini kiraladığını bu sitelerde kendisiyle ilgili bir şikayete rastlayamayacağımı söyledi. Normalde evin kiralanacağı tarihten 6-8 hafta kadar önce, ödemenin 1/3'i yapılır, sözleşme imzalandıktan sonra geri kalanı gönderilir dedi. ama bizim kiralamak istediğimiz tarihle görüştüğümüz tarih arasında yaklaşık 1 hafta olduğundan normal prosedürü uygulayamayacağımızı söyledi. ben de site yönetimi ile görüşüp ev sahibinin mail adresini onaylattım. parayı yolladıktan sonra bana sözleşmeyi mail attı.

Eve vardığımızda da gittik kapıdaki güvenlikten anahtarı aldık. içeride herşey tertemiz ve düzenliydi. herhangi bir sorun yaşamadık, çok uygun bir fiyata çok güzel bir tatil yaptık. herkes bu kadar sorunsuz ev kiralayabilir diyemem, şansımın yaver gittiğine eminim. ama "internetten ev tutmaya kalkarsan kesinlikle dolandırılirsın." savının da doğru olmadığını görmüş oldum. :)şimdi yurtdışına gideceğim birkaç günlüğüne. hostel fiyatına çok güzel evler buldum, üstelik şehir merkezine de çok yakın. yine ev sahibi beni ikna ederse bir sorun yaşamayacağıma, konaklamak için en uygun yöntem yine bu görünüyor. :)

pdfi pdfsam ile bölüp lazım olan kısımları linkleyin.

o aklıma geldi ama diğer taraflar da bakan kişinin işine lazım olabilir türden o nedenle başka bir yol arıyorum. sağol.