çarşamba-perşembe-cuma akşamı bisikletçileri gibi gruplar var, facebooktan bulabilirsiniz oradan organize olup çıkıyorlar.

facebook kullanmayalı 15 yıl oluyor ya. Teşekkürler

instagramda da var benzer gruplar.

strava uygulamasında da bisiklet topluluklarının grupları var

carlos latuff mu?

carlos latuff değil :(

internet download manager ve flashget gibi programların faydası az da olsa oluyo.

www.videoaccelerator.com diye bi olay var bi ara kullanmıştım, çok büyük fark yaratmasa da artık psikolojik miydi neydi bilmem ama daha hızlı yükleniyordu videolar ki bu bahsettiğim 2 yıl kadar önce eminim bu süre içerisinde geliştirmişlerdir programı. bir dene derim.

normal hizin ustune cikma diyorsaniz hayir. 1 mbit icin saniyede max pratik hiz 1024 / 8 = 128 kb x yuzde kayiplari (adsl icin) 0,9 =+- 115 kb/sn dir.
ha bu hizda yuklenmiyorsa baglantinizda problem olabilir. modem arayuzunuzden girip kacla baglandiginiza bakin. sayet 8 mbit'e kadar olan baglantilardan baglaniyorsaniz kacla baglandiginiza her halukarda bakin. ttnet iseniz ugrasi verip baglantinizin son hizini aldiginizdan emin olun.

bunun disinda olabilenin ustunde hiz gibi hayalci seylere takilmayin. genelde beles hizmet veren yerler sizden bagimsiz olarak sunucu yetersizliginden agir gonderebilir. yani siz isterseniz 100 mbit olun karsi taraf size gonderemiyorsa, sinirlayici etken onlarin hizi olur.
demem o ki genel hizinizda bir problem yoksa izlediginiz yeri degistirin.

internet download manager falan online indirmeye fayda sağlamaz ama şunu deneyebilirsin ben öyle yapıyorum. Video oynamaya çıkınca İDM'nin ikonu çıkıyor indir diyorum, çok çok kısa sürede son sürat indiriyor, ardından pc'den oynatıyorum, işin bitince de sil. Hem kendi playerından izlemek daha güzel... ayrıca şu video accelrator kurup denersen yorumlarını duymak isterim.

IDM yi kullandım haliyle bi daha kuramıyorum ama denicem şimdi accelerator ı yazarım

Bir daha kuramıyorum, derken? IDM yi kuramıyor musun?

here we go sağolasın işe yarıyo millet indirebilirsiniz

ya bir ay süreli ya ondan diyorum ama diğeri işimi gördüm tamam teşekkürler ettim

tutulur. tutulmazsa yabışır.

süzdükten sonra yı kast ediyorsun sanırım.
ben tutatrım azcık; helmeli su iyice aksın diye... bişe olmaz...

Tutulmaz, tadı kaçar. Hiç de bile yapışmaz :)

direk pilav gibi hiç süzmeden yapan da var. mineralleri neyim ölmuüyomuş, sonuçta tamamen sizin damak tadınıza ve alışkanlıklarınıza kalır.

ben süzdükten sonra tencereye alıp içine parça tereyağlar atarak karıştırmayı severim misal...

bende tutuyorum da işte makarnaya su tutmak makarnayı katletmektir demişti aşçıvari biri tv de ondan soruyorum

bak gene çelişkili cevaplar :D anonimyususer bende sen gibi yapıyorum

pişmiş aşa su katılır mi?

peki tutulunca ne oluyo tutulmayınca ne oluyo aradaki fark nedir sayın guru nasıl anlıyorsun hem de

makarnayı süzmeden evvel içine iki su bardağı kadar soğuk su koyun, karıştırdıktan sonra süzün. ben böyle yapıyorum.

Tutmanın hiçbir faydası yok...
Aksine soğuk suya tutunca yapışıyor karıştırması daha zor oluyor :) öğrencilik tecrübesiyle sabittir :)

bu cevaplardan tutmamaya karar vermiş bulunmaktayım :D

tv de bi aşçı makarnayı suya tutmak makarnaya tecavüz etmek demektir demişti ondan beri tutmuyorum

makarnanın süzüldükten sora soğuk sudan geçirilmesinin sebebi olduğundan daha fazla pişmesini engellemektir. ancak bunun da çaresi elbetteki var. makarna haşlanırken aynı anda sosu yapılırsa ve makarna hafif diriyken süzülüp hemen sosun içine dökülüp karıştırılırsa hem sosu içine iyice çeker, hem yapışmaz hem de o kalan hafif dirilik gider ancak hamur gibi de olmaz. ancak eğer sossuz yiyecekseniz ya da yoğurtlu falan o zaman yine tam pişmeden önce altını kapatıp içine birkaç bardak soğuk su döküp, karıştırıp ondan sonra süzebilirsiniz.
ayrıca püf noktası verirsek; sosunu pişirirken makarnanın haşlanma suyundan az bişi içine katarsak sosumuz daha lezzetli olacaktır.

"makarnayı direk pilav gibi süzmeden yapan da var"ın mantığı da şudur:
makarnayı haşlarken suda çözünen vitaminler (b ve c) ve mineraller suyuna karışır. süzünce de suyuyla birlikte akıp gider lavabodan. O nedenle TV'de izlediğim bir aşçı makarnayı süzmeden yapın demişti fakat o zaman da su miktarını öyle ayarlamak gerekiyor ki hamur olmadan tam zamanında suyu bitsin.

Soğuk suya tutma meselesinde bence de suya tutunca tadı kaçıyor, tutulmamalı.

ben kullandım. ilaçların yan etkilerinden fazla etkilenmeyen, orada burada yazanlara kulak asmayan bir insanım. depresyon, intihar düşüncesini tetiklediği filan söylenir ama bence tam tersi durumlara yol açıyor, çok güzel temizliyor insanın yüzünü ve gittikçe kendini iyi hissediyorsun. kemik ağrısı yapıyor çok fena, dudak ve burun kuruluğuna sebep oluyor, tenin inanılmaz inceliyor. onun dışında bir yan etkisi yok. bir de sürekli kan değerlerine bakılması gerekiyor, kolesterolü yükseltebiliyor çünkü. doktorun uygun görürse kullan bence. ama o bahsettiğin konulardan da bahset doktoruna mutlaka. en iyi o bilir.

ben aknetrent kullandım senin gibi çok yoktu çünkü sivilcelerim ve daha hafif accutane dan iki hafta derin soyuluyo pul pul filan geçio o sonra dudakların çatlıcak bişeyler sürcen habire öle 4 ay sonunda pırıl pırıl olucan ve bi daha çıkmadı bende sivilce

-ilaç kullanımı bittikten 1-2 hafta sonra herşey normale dönecek. istersen bütün vücuduna yaptırabilirsin.
-cildinin aşırı yağlılığı geçmişte kalacak.
-ameliyat durumlarını doktor bilir.
-sivilcelerinden eser kalmayacak. hatta siyah noktalardan bile. sivilcelerinin aşırılığına bağlı olarak iz kalabilir.
-eklem ağrısı çok yapıyor evet ama tam olarak tok karnına alarak biraz biraz önüne geçebilirsin.
-en ufak bi sırıtışında dudakların kızıldeniz gibi yarılacak ama bepanten ile çok güzel bi şekilde önüne geçebiliosun. hatta bepanteni inceden yüzüne de sürebilirsin.
-kullanımın ilk aylarında sivilcelerin patlama yapacak. normal bu.
-sen kullanmak istediğini söyleyeceksin ama bir takım kan testlerinden sonra buna doktor karar verecek. hatta boyunun uzaması devam ediyorsa bile doktor önermiyor.

intihar gibi psikolojik şeyler yaşayacağını sanmıyorum. hayırlı olsun.

hemen kullan sonra da başkasına öner.

5 sene önce kullandım. şimdiye kadar iyiydi de, yeniden çıkmaya başladılar.

evet herkesin farklı ya normal ttnet gibi farkı yok yani öle biliyorum

evet öyle.

istediğiniz zaman ip adresinizi değiştiremiyorsunuz. birkaç günde bir değişiyor.

naruto ya deli gibi severim güzeldir :D azıcık çocukça ama gene candır benim için yani

de'ler ayrı.

death note u tek gecerimm...

death note.. her yerden de izlenebilir. 37 bölüm zaten.
hastası olacaksınız.. :)

vampirli (gay vampir değil , harbici vampir) kanlı güzel anime: hellsing
her telden olsun, uzun olsun, severek izliyim: naruto ve akabinde naruto shippuden
bu sarmadı gibi ama aynı kategori? : bleach
bunlar çok uzun şöyle 100 bölüm falan olsun: d.gray man ( başları az sıkabilir , ama sonra hepsine koyar)
entelim dantelim, böyle düşüneyim: serial experiments lain , bonus ; texhnolyze
bunlar az karamsar, daha karamsarı için: ergo proxy
huzur dolu güzel anime, her bölüm birbirinden alakasız: mushishi
polisiye - dedektiflik: death note (nefret ediyorum senden deathnote, ama ilk izleyenler hep sevdiği için önerdim burda)

Death Note, Elfen Lied,Pokemon,Hayao Miyazaki serisi.

elfen lied, death note ve özellikle one outs izleme bağımlılık yapıyor.

lain

imdb veya iyi bir sinema sitesinde Hayao Miyazaki yaz ve animelerine bir göz gezdir.

hatta şunları mümkünse indir. hepsinin türkçe/ingilizce altyazılarını çok rahat bulacaksın:

2004 Howl's Moving Castle

2001 Spirited Away

1997 Mononoke-hime

1992 Porco Rosso

1984 Nausicaä of the Valley of the Wind

(bkz: Vampire Hunter D)

Ghost in the Shell

resmi belgelerin geçerlilik süreleri sınırlıdır ve üzerlerinde yazar bak eğer dolmuşsa ki bu zamana kadar dolmuştur yenilerini al trafiğe gideceksin müracaat için nerde olduğu farketmez ha bu arada gitmeden önce randevu filan alabiliyosun netten bi araştır mağdur olma sağlık raporunu da sağlık ocağından ücretsiz alabilirsin...

yenilicez yani bunları sağlık raporunu sağlık ocağından alabiliyo muyum ya biz sürücü kursuna onun için para verdik bi dünya be bide öğrenci belgesinin de mi sürasi var oda 2009 da

gideceğin yer trafik tescil şubesi, sağlık raporunu sağlık ocağından alabilirsin, evet.

Selim
Fatih

görkem

levent
çağkan

ps. bahtı güzel olsun.

abi allanı seversen yusuf koyma. tanıdığım tüm yusuflar elemli, kederli tipler oluyodu.

ben efe koymayı düşünüyorumda yanına uyucak güzel bir ismi arıyorum arkaşlar. mesela atakan efe nasıl olur

iki isimli olmayan biri olarak da tavsiyem iki isim koymamanızdır. gerçekten resmi işlemlerde, okulda, her yerde sorun oluyor. atakan efe'yi kimisi a. efe, kimisi atakan e. diye kısaltıyor. kimisi kısaltmayıp birini hiç yazmıyor. çocuğu ilkokul arkadaşları atakan diye tanırken, lise arkadaşları efe diye tanıyor. çocujkluk arkadaşları bahsederken birini kullanıyor, öteki kimden bahsedildiğini anlamıyor.

gürkan.

poyraz , cem , bora 2 isim koymasan çokta güzel olur. erkek arkadaşımın 2 ismi var bir haylide uzun soyadı var. ayrıca 2 ismide bir hayli uzun kredi kartınada açarak yazzmışlar hiç kısaltma olmadan... maşallah visa yazısının üzerine gelecen kadar harf yazıyor oralarda...

Levent

tşkler :)

rüzgar derim ben

ewet aslında rüzgar ismide hoş

Emir?

kutsal

rüzgar biraz at ismi gibi değil mi ya?

bilmem :)

berat

at asil hayvandır iyidir :D

gözlerinin içine bak.

heyecan yapma

direk git konuş mal mal bak bak bi halt olmaz yani

vay arkadaş, bu muydu ya. gittim işe 12 saat çalıştım geldim, 1 haftadır da düşünüyodum nasıl bir girişim yapabilirim bu masum kıza diye. hiçbir şey gelmiodu aklıma doğru düzgün. neyse artık yarın doğaçlama yapmaya çalışayım bari.

bir arkadaş 3 dersten kaldığında kesilmişti. en azından bana öyle söyledi. 12 kredi edeceğini sanmam toplamda.

universiteye gore degisiyor galiba. benim, tek donemde 3 derten fazla kalmasina ragmen kesilmemisti zamaninda bursum.

hadi ya dokuz eylül benim o zaman onu da belirteyim

panpa başbakanlık bursuysa merak etme onu krediye çeviriyorlar. zart diye kesmiyorlar yani. ilerde ödeyecek şekle çeviriyorlar.

üniversiteye göre değişir fakat genelde ders sayısı uzerınden işlem yapılır,
kocaeli univ. 3 ders sınır, 4. ders kaldıgında burs krediye cevrılıyor, eski kartını verıp yenı bır kart alıyorsun, kaldıgın yerden devam edıyorsun..

ben krediye çevrilsin istemiyorum işte kesilmesin istiyorum of of ekşi bunalımlardayım çok borcum var

krediye çevrilirse sıçtın zaten. kesilene kadar aldığın tüm burslarıda borçlanmış oluyorsun. yani bursu güzel güzel yerken krediye çevrildiğinde çok fena bi durum oluşuyor :D

oha ya nası yediklerimi de mi ödicem bittiğim andır

maalesef öyle :)

herkes neden converse giyiyo aynı terane güzel arkadaş güzel yani globelleşmekten ölücez ama güzel

Kesinlikle fan boyu falan değilim ama sağlam ürünler yaptıklarını düşünüyorum. Öyleki hala 2. jenerasyon ipod nano kullanan arkadaşım var lisede aldığı aleti hala hergün kullanıyor üniversite son sınıfa geçicek. Bunun dışında kendimde ipodumdan çok memnunum sorunsuz bi alet 3 tane minton philips falan bozup yenisini alacağıma kullanıyorum taş gibi. Böylesi bana daha mantıklı ve kolay geliyor. Bununla birlikte bütün ürünleri deneme fırsatım olmadığı için basit bi seçim aslında örneğin creative mp3 playerlara oldukça iyi derler ama bildiğim güvendiğim ipod dururken almayı tercih etmiyorum buda marka değeriyle ilgili olsa gerek. Ama belkide creative gerçekten iyidir ipoddan sadece benim tercihim yüzünden haberim yoktur bu ihtimalde mümkün.

1. nesil ipod shuffle'ım var, rahat bir 5 senedir kullanıyorum, hala çalışıyor. bir adet 2. nesil ipod touch'ım var, yeni oyunlarda grafik sorunları dışında bir sorunu yok. apple'ın yaptığı aletlerde donanım sorunu çok az oluyor bildiğim kadarıyla.

ben ilk iphone'u görünce başladım apple hayranlığına. sonra imac'lerin şekline şemaline hasta oldum falan fişmekan. apple'ın kötü yönleri yok mu? var tabii ki.

98 falandı sanırım, o zamanlara göre iyi konfigürasyonlu bir pc kullanıyorum işletim sistemi win98. billboard tasarım çalışmam gerekiyor 3,5'a 2m gibi bir ölçü.

-pc bu çalışma için boş dökümanı 10dakikaya yakın bi sürede açar
-açtıktan sonra defalarca her mouse hareketi için bekletir
-win98 hata vermesin diye sürekli save etmek gerekir ki bu da nerden baksan en az 10dk
böyle karın ağrıları çekerken bi arkadaş(allahrazıolsun) mac diye bir sistem var ne donuyor ne yavaşlıyor bi bak dedi. baktım denedim aldım hala da bırakmadım

10 küsür senedir hiç tamamen donmadı, çok nadir donuyor ve öyle kalmıyor kendine geliyor, hiç bi iş ortada patlamadı, hiç hata vermedi, hiç virüs girmedi vs vs

bununda 2 sırrı var, ilki mac os x. ikinciside biçok kişiye göre steve jobs u manyak durumuna düşüren 'ben bu bilgisayarı böyle yaptım bu kasa açılmaz değiştirilemez, yükseltilemez' tribi 'idi'. mac'ler açılamazdı, ama artık öyle değil işlemcileri intel üretiyor ve her mac açılıp upgrade yapılıyor bundan olsa gerek artık mac ler de patlıyor.

edit: 10 sene önceki mac i hala hiç bi upgrade etmeden biçok işte kullanabiliyorum

2006'da alınma nanom var. daha bu güne kadar teklemedi. param olsa iphone da alırım mac de. bir kere tarzı çok güzel aletlerin ve sorun çıkarımıyorlar hiç. arıza için aynısı toshiba içinde geçerli mesela. 5. senesini doldurmuş laptop'um var sadece ram'i arttırdım tıkır tıkır işliyor. toshiba harici var sayısız kez bir metreden yere düştü daha ne kafa attı ne içi açılmadı. bazı markalar var marka olmanın hakkını veriyor. apple da bunlardan biri.

1.nesil nano var hala daha taş gibi değiştirirsem bir tek 5.nesil nano ile değiştiririm çünkü çok güzelleştirmişler. 1 adet macbook um var aldığım günden beri hakkını verdim resmen aletin hala daha sorunsuzca çalışabiliyor.

Onun dışında genel olarak harikulade tasarımları var,kullanıcı dostu,virüs derdi yok ki bence en önemli özelliklerinden birisi bu,kullanmaya başladığın andan itibaren aranda bir bağ oluşuyor ki bu bana çok saçma geliyordu ama başıma geline anladım,açılış ve kapanış hızları inanılmaz yüksek bunun dışında windowsta ki gibi aptal aptal donma takılma vb. sorunları yok. 5 senedir 1 kere dahi çökmedi sistemi ya da herhangi bi programı kullanırken yüzüstü bırakmadı.

Açıkçası bundan sonra da apple ile devam etmeyi düşünüyorum geri kalan hayatıma, hele bir de Bilkom aradan çekilirse tadından yenmeyecek.

zamaninda abim ipod classic 30 gb almisti hediye olarak.. cok severek kullandim..

sonra iphone cikti.. 3gs yeni ciktiginda 2. el bi 3g 16gb aldim.. halen cok severek kullaniyorum.. olur da degistirmek istersem yine bi iphone'la degistiririm muhtemelen..

bilgisayarim bozulmustu gecenlerde.. bu yaz bilgisayar alayim diyordum.. abimin macbook'unu kullandim birkac gun.. dedim iyiymis bana da alalim bi tane.. 13" macbook pro aldim..

bunlarin hepsini de turkiye'deki fahis fiyatlardan degil gayet uygun fiyatlara aldim.. soyle ki:
ipod'u 200 dolar civarina almisti abim yanlis hatirlamiyorsam..
iphone'u yine 200 dolara aldim..
macbook pro'yu 1050 dolara aldim..

emsallerine gore yuksek degildi fiyatlari yani.. oyle işte..

(bkz: lovemark)

@buzzlightyear; nası ki, sözlükte de okudum tr fiyatlarını protesto eden bir blog da vardı. orda abd ve tr fiyatları arasındaki uçurum da gözüküyordu hatta. yani fiyatları fahiş değil derken yalnızca o ürünler mi, genelde mi? yoksa yakın zamanda büyük bir indirim filan bir şeyler mi döndü?

edit: bilkomprotesto.blogspot.com imişti.

turkiyedeki fiyatlara gore amerika'da baya ucuz.. ayrica apple, calisanlarina %10 civari bi indirim yapiyor.. abimin bi arkadasina aldirmistim ben macbook pro'yu.. 1199+tax idi yani fiyat.. indirimle 1050 civarina gelmisti..

intel tabanlı bilgisayara mac os x yukleyince basladı...tabi maddi sıkıntılar burada dur dedi..daha ilersi yok..ama mac os x sistem yani macbook lar, gerek kendi çakma macbook umda gerek denediğim diğerlerinde, gayet hoş, şık, stabil, guvenilir calışıyor..windows gibi şişmiyor...
eh tabiki marka şişirmesi söz konusu ama bir cok şeyi de hakkıyla yapıyor...
tabi bence fiyata değmez...
orta düşük sosyoekonomideniz bircogumuz...

Kullanımlarını bir kenara bırakırsak bence apple ürünlerinin en güzel yanı hem sağlam hem de çok ince detaylara özen gösteren mühendisliklerinin olması.

Şöyle düşünün, onlarca milyar para verdiğiniz bir arabanın 3 liralık bir marş dinamosu kömürü yüzünden çalışmaması ya da arıza çıkarması insanı deliye döndürür. Mac-Win karşılaştırmasında bu ayrım çok bariz ortaya çıkıyor. Windows yüklü pcnizi ne kadar stabil tutmaya özen gösterseniz de sürekli ufak tefek ama can sıkan sorunlarla karşılaşıyorsunuz. Macde bu böyle değil, kullanıcının keyfini kaçıracak pek birşey olmuyor.

Bir de şöyle birşey var. Amerikadan aldığım bir macbook pro kullanıyorum. O fiyata çok daha yüksek ramli yahut daha iyi işlemcili -mesela i7li-bir laptop alabilirdim,. Ama geçen gün kapağı açık halde sandalyeye bıraktığım macbook pronun üzerine oturduğum gibi o laptopun üzerine otursaydım anında mefta olmuştu. Yahut ayağım takıldığında magnetli şarj soketinin ayrılmasıyla aleti düşmekten kurtaran bir mekanizma laptoplarda olmadığından bu gibi durumlarda laptop mefta olacaktı. Bunlar gerçekten çok ince düşünülmüş detaylar.

(şimdi yaşım ortaya çıkabilir ama)
91 yılından beri mac kullanıyorum ben. o kutu gibi bej macintosh'lardan (mac plus'tı galiba adı) olan bir eve değişim öğrencisi olarak gitmiştim. 20 yıl olmuş. o zaman internet yoktu!! o kadar eski yani. çevremde benimle zamanında dalga geçmiş olan herkesin elinde birer ipod, imac, macbook filan gördüğümde de kıllık yapmıyorum, onların adına seviniyorum.

şöyle ki, lise 1'den 3e kadar o mac plus'ı kullandım, üniversite 1'den 4'e mac classic, mezun olunca bir arkadaşıma satıp, çalıştığım ajansta power mac kullandım, viewsonic ekran ve lexmark yazıcıyla (sırf ekranı 3,000 dolardı!!, makinanın fiyatını bilmiyorum, ajansta çalışan herkese bundan veriyolardı özellikle grafik çalışanlara), sonra yeni evliyken kocam bana bir doğum günü hediyesi powerbook getirdi, siyah, klavyesi bakır renkli, sonra macbook aldım londra'dan, ilk oğlum 1 yaşındayken, sonra türkiye'den şimdi kullandığım imac'i.

işin komiği, bütün bu saydığım makinalar hala çalışıyor, o bej mac plus bile hala o ailenin evinde garajda duruyor ve fişe takınca system 7 mıydı neydi, o açılıyor.

işte o yüzden mac.

okumadim cevaplari hic, kusura bakilmaya. benim icin: uzun sure baska teknolojilerle vakit kaybettikten sonra sunduklari tecrubeyi gordugumde kaybettigim senelere acidim. malesef bir apple urunun yasattigi "tecrube" (experience)'in emsali yok, ne kadar para verirseniz verin. yani mp3 calan daha ucuz cihaz bunun bir emsali olmuyor. veya hayvan islemcili windows laptop, mac os calistiran bir macbook pro'nun emsali olmuyor. hatta bunu uzun sure pc laptop'ta mac os x kullanmis biri olarak soyluyorum.

her neyse, soyle bir kac ay bahsettigin urunlerden birini kullanmadan ne dedigimin tam olarak anlasilmasi kolay degil sanirim.

he ben apple urunlerini cok severim, emsallerinin piyasada olmadigini da bilirim, ancak neyden bahsettigini bilmeden "aynisini su kadara aliyom haci daha ucuz, sonucta ayni isi yapiyor" diyenlere de uzun uzadiya izahat vermem. bunu cogu kisi yapar, cunku apple'in pazarlama stratejisi ve psikolojik yonlendirmesi evangelizm'e dayanir. insanlari kutuplastirip arada cikan arbededen reklamini yapma meselesi yani. guy kawasaki arastirilasi bir isim bu konuda, apple'in ilk macintosh zamanlarindan marketing kararlarini alan adam, konu hakkinda da kitaplari vardir. en.wikipedia.org

bu carka apple fanboyu dedigin kisiler kadar apple haterlar da esit derecede hizmet ederler. oyleyken oyle iste.

unutulmuş sanırım ; user interface i deli olan alet, kullanımınızı kolaylaştırmak için 36 takla atar . tüm apple ürünleri genelde öyledir . severek takip ediyoruz

üniden hocalar bahsederdi eskiden bi mac almak için insanlar arabasını satardı diye, artık öyle abartı durumlarda yok. ben 17"macbookpro mu geçen sene yanında bir ipodnano ile birlikte 1060ytl verip almıştım. bilkom garaj sale yapmıştı, 12 saat geçen senenin kar yağışlı bi aralığında sokakta beklemiştim.

yok ne kefili git direk veriyolar şahsen iş bankasından ve yapıkredıden kartım var tecrubeyle sabit yani form doldur sonra iki hafta içinde geliyo ve limiti 500 kadar herhalde en fazla

iş bankası, hsbc, yapı kredi bunlar istemiyor. finansbank evi arayıp teyit alacağım demişti ama aramadı.

öğrenciler için hemen hemen her bankanın var kefilsiz kredi kartları, birine uğrayın 10 dakika sürer işiniz

öğrenci belgesiyle giderseniz kefilsiz düşük limitli kredi kartı veriyorlar.

uzak mesafe ilişkisini irdeleyen going the distance var. drew barrymore oynuyor.

ben romantik komedi sevmeyen biri olarak öeh dediysem sevebilirsiniz.

(bkz: the ugly truth)

holiday
nothing hiil

başka var mı izledim ben bunları:D

(bkz: love actually) ?

when harry met sally

the holiday, lastkiss, definitely maybe, 500 days of summer,

türk yapımı "romantik komedi" filmi de eğlencelidir, ilginizi çekebilir...

(bkz: romantik komedi)

Just Like Heaven hemen izle bunu

(bkz: leap year)

filmde de dediği üzre efenim:
Boy meets girl. Boy falls in love. Girl doesn't.
budur bu kadardır kız aşık olmamıştır

Bu bir his, anlatması zor işte.
Tam olarak aşk ile sevgi arasında ama aslında ikisinin birlikte oluşturduğu birşey.

Summer değil ama tom yerine düşmüş insanlar anlayabiliyor bunu.(bkz: kendimden biliyorum )

üstelik bir ilişkide summer gibi insanı bir anda evliliğe sürükleyip sonradan kaybedilebiliyor da (bkz: boşanma ).

her sabah uyandığında aynı insanı görmeyi herşeyden çok istemeni sağlayan bir tür duygu.

Olmadığı değil de hissetmediği demişti. Daha önceden de varolduğuna inanmadığı bir şeydi.
Aşk.

bana sanki tom'u evlenilecek değilde eğlenilecek adam olarak gördü gibi geldi. daha çocuksu eğlenceli falan ama sorumluluk sahibi değil cart curt.

ayrıca filmin sonlarına doğru görülüyor ki eleman kızı sevdiği için sadece anıların güzel kısımlarını hatırlıyor. oysa çokça kavga da ediyorlar ve hatta kız ilişkide mutlu olmadığına dair sinyaller de gönderiyor ama eleman anlamıyor

evet anladığım kadarıyla gerçekten bir karasevdaymış tom'unki öyle mi. ah hayat. filmi sırf mutlu olmak için, gerçeklik duygularından biraz olsun kurtulabilmek için izlemiştim ama tam tersiymiş meğer. çok teşekkürler arkadaşlar. fatmagüllerin devri bitti tom'ların devri başladı. hakikaten öyle. ah

dana sığır mığır değil mi onların etleri ya domuz değil benim bildiğim ama

Almanlar da baska milletler gibi cesitli hayvanlarin etlerini yerler. Bunlarin baslicalar dana, tavuk ve domuzdur. Tavuk ismarlarsan tavuk, dana ismarlarsan dana, domuz ismarlarsan domuz gelir. Emin olmak istersen iki cumle Almanca ogrenip (hatta Ingilizce bile cogu yerde isini gorur) her ismarladigin yemegin hangi eti icerdigi sorabilirsin.

Korkacak hicbir sey yok.

Mcdonalds Big Mac'in %100 beef oldugunu soyluyor. Burger kingte ise sabah kahvaltilari tamamen domuzdur. Sausage, Ham, Bacon bunlardan uzak dur. Steakhouse, Whopper gibi ürünlerinde domuz eti kullanmadıklarını söylüyorlar. (3 ay amerikada burgerda calistim) ancak yine de gittigin yerde bir sor derim

domuz eti daha pahalı bildigim kadarı ile o yüzden dana dediklerinde danadır. dana diyip domuz satmak onlarında işine gelmez :)

"mc,burger gibi yerlerin bile etlerinin" derken en iyi ihtimalle karışım vardır. Sorsanda oradaki çalışan çok emin olmasa bile yok diyebilir(hollandada başımıza geldi). Birde şunu arattır "Gammelfleischskandal".
edit: domuz eti pahalı falan değil. Hatta maliyet düşürmek adına karışım yapılıyor.

bir sürü dükkanın tabelasında hallal, hatta almanya'da direk helal yazar. oralardan yiyerek mutlu mesut yaşayabilirsiniz.

bu arada benim gittiğim al a cart menu olan yerlerin hemen hemen tamamında menüde tavuk-domuz-dana şeklinde bir ayrım mevcuttu.

www.vatanbilgisayar.com

bende bu var nası memnunum anlatamam sıfır ısınma problemi harika hız, ses çıkmıyo ama onuda küçücük bi hoparlörle halledebiliyosun sorun olmadı bende yani ama ben oyun oynamıyorum tabi o var nası kullancağına bağlı pc yi

www.teknosa.com
bide buna bak istersen ama asus al bence kesinlikle

ipad al.

böceksever'in paylaştığı asus bilgisayarı tavsiye ederim 2 hafta önce kardeşime aldım. on numaradır.

www.vatanbilgisayar.com

acer 3820tg veya dvd'li olsun dersen acer 4820tg

i5 işlemci, 3gb ram, harici ekran kartı, led ekran.

acer alma arkadaş cayır cayır ısınıyo kim aldıysa pişman ben uyarıyım da

bu güzel bi bak istersen dell iyi ben memnunum.

www.teknosa.com

ACER Aspire 6930G kullanıyorum 1 yıldan fazla süredir;

16'' ekran,
ATI Radeon HD 4650 1GB Ekran Kartı
2x2 GB Dual Ram
DVD-RW
Intel Core2Duo 3.0 GHZ

Pili çabuk bitiyor malum 16'' ekran falan, onun dışında hiç bir sorununu görmedim. Ben 1100 liraya almıştım.

önümüzdeki yıllarda usb 3.0 önem arzedecek gibi duruyor; e-satayı gümbürtüye götürmüşler die duydum asus :

www.pcdepo.com

kesin çözüm değil ama tek tük çıkan sivilceler için çay ağacı yağı kullanabilirsin.işe yarıyor

roaccutane. tek kesin çözüm bence. 6-7 ay kadar kullandım ve 2 yıldır birtek sivilcem bile yok.

ben aknetrent kullandım 4 ay on numara oldu cildim ve ne yersem yiyim tek bi sivilce bile çıkmadı roaccutane ın biraz daha hafif versiyonu bu

roaccutanela 4. ayımı bitirdim..sağ yanağımda hiçbişey kalmadı sol yanağımda pembelikler var..tdavinin son 2 ayı..çok rahatsız zor bir süreç ama sabredersen gerçekten arkadaşlarının sana babyface kıvamına geldiğini söylediklerini göreceksin =)

evinizde senin odan ile diğer odalar arasında banyo vardır umarım. yani odandan salona gitmek istersen banyonun önünden geçiyorsan eğer (bizim öyleydi) her önünden geçişimde yüzümü sabunlar yıkardım. çok fazla zamanını almıyor. 15 saniye filan. tabi sabunu da iyi seçmek lazım. hatta bazen sırf yüzümü sabunlamak için mutfağa gidip bir şey yapmadan geri dönüyordum.

uygun dersen(fiyat bakımından) işin içine çin malı olanlar girer. güzel dersen yamaha rulaz.

ya yeni başlıcağım için çok pahalı birseye gerek duymuyorum profesyonel değilim sonuçta ama adam gibi de ses çıksın dandik olmasın yamahalar biraz pahalı :D

selmer iyimiş diye okudum şimdi bilgisi olan var mı?

J.Michael iyidir. en ucuz alet 200 lira falan. onlardan alıp da tiksinme yeni başlıyosan. bu dediğim iyi, fox iyi, selmer de bunlardan az pahalıydı. 400- 500 arası fiyatlar. musaitsen öyle bir şey al.

kesinlikle çin malı almamanı öneririm, özellikle helena miadan uzak dur. tünelin orada bir sürü dükkan var, oraları git bi dolaş bakalım. ismi bilinmeyen ama aslında yamaha kadar güzel ses çıkaran başka markalar da var. mesela benim flüdüm "king" markalı bir fransız flüdü. 5 yıldır sapasağlam duruyor. :)

wisemann

varşova teknoloji üniversitesi iyi bi üniversitedir ve aşırı sayıda türk öğrencisi var. ama senin beklentilerin neler erasmus'tan bunu bilmeden seni yönlendirmek bence doğru olmaz :)

açıkçası gezmek,görmek,yeni insanlar,yeni yerler tanımak benim istediğim.
teknik açıdan pek bi beklentim yok hani üniversite iyi olmalı gibi ki zaten burdaki üniversitemde çok iyi değil zaten:)

fransa veya almanya'da abuk sabuk bir yere düşeceğine (ki muhtemelen öyle olacak) varşova daha mantıklı görünüyor, zaten düzgün vize alırsan dediğin yerleri de gezebilirsin nasılsa.

Benim arkdaşım polonyada şu an gününü gün ediyor geziyor dolaşıyor bence kaçırma polonya yı erasmuslu öğrenciler için bir sürü program yapmışlar

ya polonya erasmus için iyi bi ülke tecrübe eden arkadaşlarıma göre ve varşova teknoloji üni. ise saygınlığı olan bi üniversite.

polonya'dan alacağın vize d tipi schengen olacak yani oturma izinli schengen'in olacak avrupayı gezebileceksin :)

ben erasmus için bi şey demiyim ama burada okuyorum ve mutluyum bi hayli :) dillerini öğreniyim hevesin varsa üzgünüm lehçe aşırı zor bi dil :P

bence gelmelisin o zaman. varşova insanı yardımsever(özellikle couchsurfing'le surf yapıp ambassador bulursan baya eğlenirsin ilk günlerinde eğitimin yanında güzel bi artı olarak)

(bkz: lsd)

tabi ki doğuştan o
senin şu saatten itibaren bu seviyeye ulaşman imkansız

Deli gibi meşhur olduktan (ama öyle böyle değil) sonra o günleri geri getirmeye çalışın, çalıştıkça makara malzemesi olun. Çocuğunuz da ölürse tam böyle bir kafanız olur.

yıllar yılı kafasının üstünde taşıdığı ölü porsuk yüzünden olabilir. kafa havasız kalmış.

www.swfcabin.com

zaytung haberi gibi valla. ben de oyumu aşırı doz lsd'den yana kullanıyorum.

hac dönüşü bara gidin ama takke kafada olsun.

hep çiptenmiş bide sesim güzel diye yemiş milleti çipini sök öyle gel