ev taşımak o kadar kolay değil ama. maddi manevi o da göçertiyor insanı.
sizi çok iyi anlıyorum valla, iki seneden beri aynı sorun, aynı çocuk olayı, aynı dert. sabah namazına kalkarlar, biz kalkarız. terlik değil takunya ile yürüyorlar. kibarca bir mektup bile yazdık. sadece tek ricamız gece 10'dan sonra ve sabah erken saatlerde biraz daha dikkatli olmanız dedik. dinlemediler. tüm apartman onların sanki. kaç kere sinirlerim bozuldu ağladım. bir gece 3te uyandım, vıdı vıdı konuşuyorlar, danayamayıp polis çağırdım. evde tektim, panik atak geçirdim resmen. gerizekalı kadın 'ama bizim çocuğumuz vaaaar, utanmazlar ben onları biliyorum kim olduğunuuu' diye anırıyordu apartmanda gecenin o vakti. polis gittikten sonra güm güm ayaklarını vurdu, bağırmalar, çağrışmalar. halbuki o ses sadece iki kadın sesiydi, çocukları bile değildi ses çıkaran o akşam. apartman yöneticisi, kapıcı, kim varsa konuştuk olmadı. çünkü biz evde yaşayan iki bayan, onlar ise kapalı, güya namazında nimazında insanlar. bir de arkamızdan 'fahişe' diye laf çıkarmışlar ama inan ona değil, en çok sese üzülüyorum çünkü koca bir hafta bir tarafımızı yırtarak çalışıp, akşam eve ölü beyinle gelen bizleriz, onlar ise sadece ev hanımı, çocuk ve kendi işinde olan bir adam. en kötüsü de ev onlarınmış.
çok şanslısınız çünkü sizin arkanızda olan komşularınız var. ben artık dayanamayıp evi taşımayı bile düşünüyorum. bazı hayvanlar apartman gibi yerlerde başkalarına saygı duyarak yaşamak ne demek, bilmiyolar maalesef.
rahatsız olan komşularla görüşüp, topluca kapılarını nezaket gereği çalabilirsiniz. rahatsızlık duyan tek olmadığınızı bilmeleeri için. geçici olarak evet kulak tıpaçları bir nebze işe yarar.
0