Giriş
(8)

kredi kartı sorusu

diffarentiationation
Kredi kartından harcama yapıp ertesi gün ödemek istiyorum yani borç kalmasın hiç. Bunu hangi gün yapabilirim? Yani borcun göründüğü tarihten bir gün önce harcama yapsam ertesi gün görünür mü? Hangi gün bu?
Kredi kartından harcama yapıp ertesi gün ödemek istiyorum yani borç kalmasın hiç. Bunu hangi gün yapabilirim? Yani borcun göründüğü tarihten bir gün önce harcama yapsam ertesi gün görünür mü? Hangi gün bu?
0
diffarentiationation
(26.07.21)
istediğin gün yaparsın,istersen önden para yatırıp gidip alışveriş yaparsın o bakiyeden düşer.
0
duptıs
(26.07.21)
borç olarak görünmez aslında ekstre kesilene kadar ama toplam bakiyenden takip edersin borcunu toplam-mevcut=borç olacak şeklinde.

edit: ama bunun için banka kartı daha mantıklı değil mi? niye uğraşasın bu kadar?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(26.07.21)
çok saçma soru olmuş bu. harcama yaparsın, genelde anında bazen 1-2 gün sonra borç gözükür. ödersin öyle. istediğin zaman ödeyebilirsin ama. istersen harca 2 dk sonra öde farketmez. yansımasına gerek yok. limitten düşer zaten.
0
jelly bear
(26.07.21)
Aninda yapabilirsin. Sen harcama yapinca kredi kartinin limitinden hemen dusuluyor zaten o tutar. Parayi hemen yatirirsan hemen eskiye doner limit, dolayisiyla borcun kalmaz.
0
ardt
(26.07.21)
madem para var. doğrudan banka kartı ile harcama yapın, kredi kartı ile uğraşmayın
0
co2s2
(26.07.21)
istediğiniz zaman yapabilirsiniz.

banka kartı denmiş ama kredi kartının puan avantajı da var. ek olarak, banka kartını kaptırırsanız sizin paranız gider. kredi kartını kaptırırsanız bankanın parası gider. banka kartı yerine ön ödemeli kart da düşünebilirsiniz.
0
inheritance
(26.07.21)
Co2s2 banka kartı ile ödeme kabul etmeyen yerler var hiç denk gelmediniz mi?
0
🌸diffarentiationation
(26.07.21)
@ diffarentiationation : banka kartı kullanmadığım için denk gelmedim. doğrudur, olabilir.
0
co2s2
(26.07.21)
(3)

içimdeki bitmeyen gaz

ardt
1 haftadır her gün saatlerce gaz çıkarıyorum. bunların %90'ı yukarıdan. bıraksanız 24 saat çıkarırım muhtemelen ama sanırım bazen oturuş-yatış pozisyonumdan dolayı gaz çıkışı duruyor. çünkü o zamanlarda bile pozisyon değiştirince hemen gaz çıkıyor.gerçekten hiç anlamadım ben bu işi. bu kadar gaz çık
1 haftadır her gün saatlerce gaz çıkarıyorum. bunların %90'ı yukarıdan. bıraksanız 24 saat çıkarırım muhtemelen ama sanırım bazen oturuş-yatış pozisyonumdan dolayı gaz çıkışı duruyor. çünkü o zamanlarda bile pozisyon değiştirince hemen gaz çıkıyor.

gerçekten hiç anlamadım ben bu işi. bu kadar gaz çıkıyorsa, bir süre sonra rahatlamam lazım, bir süre sonra bitmesi lazım içerideki gaz ama bitmiyor maalesef.

birkaç ay önce daha hafifti bu durumum, dahiliye doktoruna gittim, röntgen çektirdi, "evet, gaz bulutları gözüküyor ama beklediğimden az" dedi, gaz çıkartıcı ilaç verdi. sonra gaz çıkarmam kolaylaştı evet ama şimdi gaz yeniden başladı ve bitmiyor gaz çıkarmalarım.

o ilacı 1-2 ay önce bırakmıştım, şu an biraz var aslında ama gerek görmüyorum gaz çıkarabildiğim için. dahiliyeye tekrar gideceğim ama randevu da bulamıyorum.

sizce neden olabilir? ne yapacağım ben böyle? sıkıldım gerçekten. not: hafif göbek dışında kilolu biri değilim. hipoglisemi var bir tek. başka da bildiğim bir rahatsızlığım yok.
0
ardt
(24.07.21)
öyle pek lif de tüketmiyorum aslında. sorun başka bir şey mi acaba?
0
🌸ardt
(24.07.21)
Bende de sinovac 1. Dozdan sonra böyle olmuş gibi hissediyorum
0
Kahir ekseriyet
(24.07.21)
@kahir ekseriyet: aa aşıdan olabilir mi acaba? ben biontech oldum gerçi.

her şeyi de aşıya yormak ne kadar doğru bilmiyorum ama :)
0
🌸ardt
(24.07.21)
(4)

Bogazdan cikan garip sey

ardt
Dun aksamdan sonra bir seyler yedim, birkac saat sonra yattim. Bir sikinti yok bu zamana kadar. Gece tuvalete kalktim, yattim, yan doneyim dedim, aniden bogazima bir sey geldi, hemen tuvalete kostum, öğürdüm, neyse ki cabuk cikti, boyle misket buyuklugunde, beyaz, yuvarlaga benzeyen ama tabii tam yu
Dun aksamdan sonra bir seyler yedim, birkac saat sonra yattim. Bir sikinti yok bu zamana kadar. Gece tuvalete kalktim, yattim, yan doneyim dedim, aniden bogazima bir sey geldi, hemen tuvalete kostum, öğürdüm, neyse ki cabuk cikti, boyle misket buyuklugunde, beyaz, yuvarlaga benzeyen ama tabii tam yuvarlak degil, sacma bir sey. Lavabodan da gecmedi, aldim cope attim.

Bu igrenc sey nedir? Bogazimda bir seyler birikti birikti de disari mi cikti, yoksa baska bir yerimden mi cikti geldi bogazima?

Tahmini olan var mi? :/
0
ardt
(20.07.21)
bademcik taşı olabilir mi?
google görsellerde aratın
0
summatinyourteeth
(20.07.21)
Offf olabilir evet. Cok kotu.
0
🌸ardt
(20.07.21)
Bademcik taşı diye geçiyor ve iğrenç kokuyor, elinizden de kolay kolay çıkmaz kokusu. O kadar büyük çıkması şaşırttı beni ama bende çok daha küçük oluyor zaman zaman.
0
Fusha
(20.07.21)
yok, peçeteyle attım, o yüzden sıkıntı olmaz ama bir tane daha düşecek gibi, boğazıma değiyor. çok kötü ya off.

bunun oluşumunu engellemek için diş fırçalamak dışında bir şey yapmak gerekiyor mu? :(

bir de hadi bu kolay oldu ama bundan sonraki çıkarken boğazıma takılmasın, öldürmesin beni?
0
🌸ardt
(20.07.21)
(4)

Yimahsepeti saçmalığı

Karmaşıklık
Yemek sipariş ettim 2 saat geçti gelmeyince iptal ettim. İptal ederken de bayağı şikayetçi konuştum, restorant siparişi görmemiş de bilmem ne bahane söylediler. Neyse iptal edildi. 20dk sonra yemek geldi, bende sandım ki müşteri memnuniyeti için. Yemeği yedik, 30dk sonra kurye tekrar geldi siparişi
Yemek sipariş ettim 2 saat geçti gelmeyince iptal ettim.
İptal ederken de bayağı şikayetçi konuştum, restorant siparişi görmemiş de bilmem ne bahane söylediler.
Neyse iptal edildi.
20dk sonra yemek geldi, bende sandım ki müşteri memnuniyeti için.
Yemeği yedik, 30dk sonra kurye tekrar geldi siparişi iptal etmişsiniz parasını almaya geldim diye. Hayda ben zaten iptal etmiştim siz getirdiniz dedim bilmiyorum dedi. Ok dedim kartı verdim pos yok. Neyse yolunuz düşerse verirsiniz dedi.

Ödemeyi düşünmüyorum da kuryeden mi kesilmiştir bu para ona göre yarın ödeyebilirin
0
Karmaşıklık
(04.07.21)
Yok yahu niye kuryeden kesilsin. Oyle bir sey oldugunu sanmiyorum. Zaten oyle olsa kurye o kadar rahat davranmazdi.
0
hlot
(04.07.21)
Niye ödemiyorsunuz, restoran size hediye etmemiş sonuçta.
0
ceketimi alip cikcam
(04.07.21)
Bence de kuryeden kesilmez.

Ödemez, ödemez. 2,5 saat sonra gelen yemeğin nesini ödesin? Bırakalım bu 'çok ahlaklıyız' triplerini.
0
ardt
(04.07.21)
Valla belli olmaz bence kesebilirler. Isletmeye bagli, normalde kesin kesilmez denilmesi gerekirdi ancak ulkede oyle standartlar yok.

Bu arada odemez odemez diye bir olay da yok, buna itiraz etmenin de oyle 'ahlakliyiz' tribiyle alakasi yok. Kisi 2.5 saat sonra gelen yemegi istemiyorsa o zaman 'kardesim yoruldun o kadar ancak ben siparisi iptal ettim o yuzden almayacagim' deyip almamasi gerekirdi. Gec yemek getirmeye verilecek tepki gelen yemegi bedava yemek degildir, yemegi kabul etmemektir.
0
j r r tolkien hayrani
(04.07.21)
(2)

3. Doz aşı

neysene
Kime yapıyorlar bunu? İsteyen herkese mi yoksa önceki aşıları sinovac olanlara mı?
Kime yapıyorlar bunu? İsteyen herkese mi yoksa önceki aşıları sinovac olanlara mı?
0
neysene
(03.07.21)
İsteyen herkese.
0
himmet dayi
(03.07.21)
50+ yaşlara, bir de sağlık çalışanlarına sanırım.
0
ardt
(03.07.21)
(6)

kaygı azaltımı için bir günlük xanax kullanımı

roket adam
gittiği doktor eşime bir günlük bir işlem için kaygısı azalması amacıyla xanax verdi. doktora güveniyorum tabii ki ama bu tarz bir ilacın bir günlük kullanımı nasıl olur bilemedim. hiç bu tarz ilaç kullanmamış biri bir gün tek doz xanax kullansa ruh haline nasıl bir etkisi oluyor?
gittiği doktor eşime bir günlük bir işlem için kaygısı azalması amacıyla xanax verdi. doktora güveniyorum tabii ki ama bu tarz bir ilacın bir günlük kullanımı nasıl olur bilemedim.

hiç bu tarz ilaç kullanmamış biri bir gün tek doz xanax kullansa ruh haline nasıl bir etkisi oluyor?
0
roket adam
(06.06.21)
mr'a girmekten korkuyorum diye bana da xanax vermişti doktor. hiçbir işe yaramadı. bir yan etkisi de olmadı. 0 etki. bence korkacak bir şey yok.
0
levybroo
(06.06.21)
dideral verseymiş daha mantıklıymış.
0
candide
(06.06.21)
mükemmel bir ilaç.

ilk olarak lisedeyken psikiyatristime "tüm sınıfın önünde sunum yapmam lazım, nasıl yapacağım ben" diye ağlamıştım. o da "sana bir ilaç yazacağım, çok rahat yaparsın" demişti. sunumdan 1 saat önce yarım xanax + dideral vermişti (bir xanax kullanırsan uykun gelir demişti) ve çok rahat sunumlar yaptım bu sayede ama bence dideral'e gerek yok.

sonrasında üniversitede de çok işime yaradı. 2 senede bir yazdırıp lazım oldukça (genelde 2 senede 3-5 defa) kullanıyorum, çok iyi oluyor ama bazen yarım yerine bir xanax aldığım da oldu sanırım. xanax almıyorken elim ayağıma dolaşırken, alıp da sunum yapmaya kalktığımda gayet rahat biçimde sunum yapıyordum.

bu ilacın hayatımı kurtardığı çok oldu.
0
ardt
(06.06.21)
Doktor olduğuna emin misiniz? Bence bir diplomasının sorgulanması lazım. Antidepresan veya antipsikotik grubu ilaçların 1 günde etki vermesi mümkün değil. Eğer bir etki olsa bile bu kötü yönde olacaktır. Burada kullanılması en mantıklı ilaç dideral olmalıydı. Sanırım arkadaş diploamayı tıp fakültesinden değil kasaptan almış.
0
bare gud dømmer meg
(06.06.21)
Hiçbir şey olmaz. Beni uyutmuştu. Yükseklik korkusu olduğu için uçağa binerken almıştım, uyuyup geçmiştim çok da güzel olmuştu.
0
noluyo yaa
(07.06.21)
Kız abartısız 24 saattir uyku halinde, uyanıkken de inanılmaz dalgın ve çok huzursuz, karamsar ve ağlamaklı. Demek ki böyle ağır ilaçları bi günde kullanmamak lazım ama doktor neden verdi gerçekten anlayamadım.
0
🌸roket adam
(07.06.21)
(13)

türkiye'de neden yabancı okullar var?

ardt
türkiye'de (aslında sanırım sadece istanbul'da) amerikan okulları var mı bilmiyorum ama bir sürü alman ve fransız liseleri var (en çok da fransız, sürüyle).bu okullar dini misyonerlik okulları mı? öyleyse, misyonerliği bırakmak zorunda kaldıktan sonra neden varlıklarına devam etmişler?bunların varol
türkiye'de (aslında sanırım sadece istanbul'da) amerikan okulları var mı bilmiyorum ama bir sürü alman ve fransız liseleri var (en çok da fransız, sürüyle).

bu okullar dini misyonerlik okulları mı? öyleyse, misyonerliği bırakmak zorunda kaldıktan sonra neden varlıklarına devam etmişler?

bunların varolma sebebi osmanlı'nın bir zamanlar sömürgemsi bir devlet olmasından mı kaynaklanıyor? öyleyse, bu okulların ülkemizde bulunması bizim için bir utanç kaynağı değil mi?

sorumsu bir cümle: herhalde almanya, fransa, ispanya gibi yerlerde başka ülkelerin okulları bulunmuyordur?
0
ardt
(06.06.21)
Pek çok ülkenin pek çok ülkede okulları var.

Evet misyonerlik amacı var ancak utanç kaynağı da değil.

Bu ülkenin en eski Amerikan okullarından biri Tarsus’ta.

Bunlar üşkenin zenginliği olarak görülmeli. Şunu da kabul etmek gerekiyor bu ülkede cidd bir entelektüel baskınlığı var kolej mezunlarının. Bu da kötü demek değil.

Türkiye’nin de başka ülkelerde okulları var aynı şekilde.

Ayrıca bizimkiler de misyoner okulları.
0
tessera
(06.06.21)
@tessera: "Pek çok ülkenin pek çok ülkede okulları var."

gelişmiş ülkelerin, gelişmiş ülkelerde okulları var mı?

milliyetçi bir insan değilim ama bir fransız lisesinde, fransa'nın kültürünü ve değerlerini, önemli kişiliklerini bizim türk çocuklara öğretmek bana oldukça saçma geliyor. sanki biz medeniyet görmemişiz de fransızlar bizi medeniyetle tanıştırıyormuş gibi geliyor.
0
🌸ardt
(06.06.21)
saçma geliyorsa gönderme çocuğunu o okula, öğrenmesin? ben almanca okudum okulu ss subayı olmadım.
0
nahtoderfahrung
(06.06.21)
tessera +1

Hollanda ve Almanya'da Amerikan okulları var örneğin. Google'da bulabilirsiniz detaylarını.
0
fotrsapka
(06.06.21)
Gelismis ulkelerde de var.
Los angeles'ta, berlin'de fransiz liseleri var.

Fransa'da yaşadığım şehirde Amerikan lisesi var.
Kısacası tahmininiz yanlış.
0
logisticsmanager
(06.06.21)
fisna.org Kuzey Amerika kıtasındaki Fransız okulları
www.internationalschoolparent.com Birleşik Krallık'taki Fransız liseleri
www.completefrance.com Fransa'daki uluslararası okullar
en.wikipedia.org/wiki/Category:British_international_schools_in_Germany Almanya'daki İngiliz okulları
vesaire vesaire.

Gelişmiş ülkelerin gelişmiş ülkelerde okulları var evet, aşağılık kompleksi yapılacak bir mevzu değil.

Edit: Wiki linki tuhaf çıktı, alternatif olarak Almanya'daki uluslararası okullar linki:
www.expatica.com
0
kobuzchu kiz
(06.06.21)
Hemen hemen her yerde italyan fransız okulları var.

Mesela diplomatlar ve benzeri işlerdeki insanlar çocuklarını fransız okullarına yollar. Neden derseniz birkaç nedeni var. Birincisi bakalorya veriyorlar ki her yerde lise eğitimi geçerli olsun diye. İkincisi her ülkede o eğitim aynı seviyede ya da yakın seviyede. Ülke değiştirmek zorunda kaldıklarında çocuklarınon problem yaşamasını önlüyor. Tabi bi de uluslar arası ilişkiler dünyasında fransızca değerli bir dil, statü gibi biraz da.

Her ülkenin her yerde yok ama çoğu gelişmiş ülkenin çok fazla yerde var.
0
tessera
(06.06.21)
Fransizlar cok eski.
misyonerlik amacli acilmistir italyadan fransaya falan gecmistir.
Misyonerlik deyince osmanliyi batirmak icin degil kendi aralarindaki kavgadan da dolayi var. Papayla falan kavgalari barismalari vs.. cok degisik tarihleri vardir.
Bundan cikanlar turkcu falan olur fransizlardan nefret eder.
Mezunlardan cogu elci konsolos falan olurdu eskiden.

Amerika okullari sonradan acilmis, 1. Dunya savasi oncesi osmaliyi parcalamak icin.
Savastan sonra cogu kapatilmis.

Kalanlar amerikan aski pompalar. Ogrenciler amerikayi cok sever.

Aha bunlar yabanci o zaman dusmandir diye tek potaya koymamak lazim hepsinin amaci kulturu falan farkli.

Zaten kanunlari yonetmelikleri falan ayri, tarih dersini gidip yabanci dilde vermeleri yasak falan.
0
divit
(06.06.21)
Şu anda en iyi eğitimi bu okullar veriyor. Adam devşirme kısmı bence de var. Aileler genellikle de yurt dışına gidiş olanağı için çocuklarını gönderiyor.
Rahatsız olan göndermez.
Yerli ve milli okullarımız var ne de olsa.
0
pro9it9is9
(06.06.21)
Bu arada eski derken gercekten eski, istanbul'un fethinden daha once acmislar okulu.
0
divit
(06.06.21)
Türkiye'nin de yurt dışında okulları var. Hatta kurulduğu zaman cumhurbaskani ziyaret ediyor. Umarım Türkiye'ye de başka ülkelerin iyi okulları gelir, Türkiye de iyi okullar açar. Örneğin Japonya bir lise açıp iyi bir mühendislik dersi verebilir.
0
howfaristhesky
(06.06.21)
Yabanci okul mezunuyum.
Hic de o ulkenin degerlerini, onemli kisiliklerini, tarihini filan ogrenmedik.
Turk dili ve edebiyati dersimiz vardi, tarih ve cografya da turkceydi ve turk müfredatina goreydi. Milli guvenlik dersimiz de vardi, ordudan emekli birisi geliyordu hatta.

Alman dili ve edebiyati dersimiz vardi, okulun asil diliydi sonucta. orada tabi ki onlarin onemli yazarlarini, edebi donemlerini vs ogrendik, bunda yanlis bir sey gormuyorum.
Matematik, fizik gibi derslerde konular turk mufredatindan farkliydi, o yuzden yurtdisina hazirladiklari bir gercek. Turkiye’de okumayi isteyen öss’ye iyi hazirlayan, son senesinde raporla okula gitmeyecegi yerli ve milli bir okula gitmeli zaten, bu okullar bunun icin yanlis yerler ama mezunlarinin cogu da turkiye’nin en iyi universitelerine girmeyi basarabiliyorlar her seye ragmen.

Gelismis ulkelerin gelismis ulkelerde okullari var, evet.
0
kuehles blondes
(06.06.21)
Okullar kültür emperyalizminin önemli bir parçasıdır. Mesela ispanyollar da esmer, türkler de. Ama ispanyollar bundan gocunmuyor hatta avrupa'da oldukça yakışıklı / güzel bulunurken, türkler kendilerini sarışın ve renkli gözlü yapmak için deliriyor.

Acaba neden?

Batı ülkeleri birbirilerinin sınırları içinde okullar açıyorlar. Almanya fransa'da, fransa amerika'da. Ama bu daha çok kültürel bir dayanışmanın ve ekonomik işbirliklerinin bir parçası. Bir diğer amaç da o ülkede kendi çıkarlarına uyacak insanlar da yetiştirmek. ATıyorum abd'deki fransız şirketlerinin ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek de bu okulların misyonu. Tabii yine kendi içlerinde ufak istihbarat faaliyetleri de yürütüyorlardır bu okulları paravan olarak kullanarak.

Ama dediğim gibi batı ülkelerinin birbirleri içinde okul açması daha çok kültürel dayanışmanın bir parçası.

Asıl mevzu, batı ülkelerinin gelişmekte olan ülkelerde açtıkları okullar. Özellikle 18-20 yüzyılda bu okulların bir çoğu misyonerlik ve emperyalist faaliyetler için kuruldu.

Bu tarz faaliyetlere yumuşak güç denir. Elbette kimse gelip de öğrencilere hadi ülkenizden nefret edin demiyor. Tam tersine, okulu kuran ülke kendi değerlerini sevdirmeye ve sempati toplama gayretinde oluyor. Kitle iletişim kuramlarında fikir ekme gibi bir teori vardır. Muazzam bir yöntemdir. Sempati toplayarak, telkinlerle ya da farklı tekniklerle insanların bir fikri benimsemesini sağlarsınız. Örneğin batı medeniyetinin üstünlüğünü orta okul çağında aldığınız çocuklar üniversiteye gelene kadar tatlı tatlı benimsetebilirsiniz. Burada bahsettiğim teknik ya da ekonomik üstünlük değil.

Mesela Osmanlı'nın son dönemlerinde, cumhuriyet döneminin neredeyse tamamında batılı insan tipi epey yüceltilmiştir. İnsanlar bir alman, fransız, ingiliz karşısında kendini daha yetersiz hissediyor. Güzellik algımız bile böyle şekillenmiş. Ülkenin yarısının sarışın renkli gözlü olmak istemesi tuhaf değil mi? Yukarıda bahsettiğim gibi, ispanyollar bizimle benzer fiziksel özelliklere sahip olmalarına rağmen bundan gocunmuyorlar. Çünkü bizim kadar kültürel emperyalizme maruz kalmadılar.

Bunda osmanlı entelektüellerinin ve ilk dönem cumhuriyet entelektüellerinin önemli bölümünün dönemin yabancı okullarında okumuş olmasının etkisi büyük bence. 1. dünya savaşı'ndan sonra ülkedeki tüm gazetecilerin, yazarların, bürokratların okudukları lisenin bağlı olduğu ülkenin mandasına girmeyi savunması tesadüf olmasa gerek.

Dediğim gibi kimse bu insanlara gidip de "bizim için çalışın" demiyor. Ama propaganda öyle güçlü bir silah ki, insanlar farkında olmadan kendilerine dayatılan düşünceyi büyük bir istekle kendi fikirleri gibi benimseyebiliyorlar.

Fransız okullarından mezun çok arkadaşım var. Birçoğu farkında olmadan fransızlara benzemeye çalışıyor. "parissienne" görünmeye çalışıyorlar. Tarif etmesi çok garip bir psikoloji bu. ama ne demek istediğimi anlatabildiğimi sanıyorum. Sürekli "ben fransız kültürüyle büyüdüm" imasında bulunuyor çünkü o kültürü daha üstün görüyor bilinçaltında. gibi gibi...

Ha türkiye de bunu yapıyor farklı ülkelerde okullar açarak elbette. JAponlar da... Ama batı medeniyeti daha yayılmacı bir politika izlediği için bu daha ilginç noktalara varabiliyor.

Bu arada "yeni kültürler tanımaktan ne çıkar" algısı da gelişmekte olan ülkelere öğretilen bir tavır. Elbette yeni kültürlere açık olmak çok değerli. Ama siz fransa'da
müfredatının türkler tarafından belirlendiği, türk kültürünün baskın olduğu bir okul açabilir misiniz bir düşünün:) Bir türk olarak okul açabilirsiniz. Ama türk kültürünün baskın olduğu bir okul fransa'da türkiye'deki fransız okullarından daha fazla baskı görür.

Şu bir gerçek ki, milliyetçiliğin ve patriotismin modası geçti anlayışı sadece nedense gelişmekte olan ülkelerde oldukça yaygın. Batı medeniyeti kendi sınırları içinde son derece patritotic, milliyetçi ve muhafazakar olabiliyor. Yabancı dil öğrenmek için bizim kadar gereksinim duymuyorlar mesela.
0
anten
(07.06.21)
(9)

Ölüm nedeni nasil sorulur / sorulur mu?

polopan
26-27 yaslarinda bunda 2 yil evvel yanimda 1 sene boyunca stajyerlik yapmis ve zamanla arkadasim olmus, sonradan baska bir ülkeye yerlesmis birisinin hayatini kaybettigini ögrendim ve cok üzüldüm. Ölüm nedenini merak ediyorum. Kendisinin tanimadigim yakin bir arkadasi (ya da bir süredir sevgilisi ol
26-27 yaslarinda bunda 2 yil evvel yanimda 1 sene boyunca stajyerlik yapmis ve zamanla arkadasim olmus, sonradan baska bir ülkeye yerlesmis birisinin hayatini kaybettigini ögrendim ve cok üzüldüm. Ölüm nedenini merak ediyorum. Kendisinin tanimadigim yakin bir arkadasi (ya da bir süredir sevgilisi olan birisi) bir sekilde bana ulasip ölüm haberini verdi, birkac kez karsilikli mesajlastik ama kendisi dogal olarak ölüm nedenini ben sormadan söylemiyor. Böyle birsey sorulur mu?
0
polopan
(06.06.21)
Niye sorulmasın sorulur. Annesi, babası olsa belki sorulmazdı ama arkadaşıymış. Ben olsam sorardım.
0
anarsika
(06.06.21)
"Bir rahatsızlığı mı vardı?"
0
ryhmer
(06.06.21)
Ben de olsam sorardım açıkcası, hatta pek tereddüt etmezdim sorarken.
0
a perfect lie
(06.06.21)
haklisiniz, ben belki gereksiz duyar yapiyorum. icgüdülerim intihar olabilecegini söylüyor nedense (en son is yerinden ayrilirken özel hayatinda sikintilar yasiyor gibiydi), belki de o yüzden hassaslasiyorum. tesekkürler.
0
🌸polopan
(06.06.21)
açıkçası annem öldüğünde hatırlıyorum, başsağlığı için arayan arkadaşlarımdan ikisi "nesi vardı?", "rahatsızlığı neydi?" gibi sorularla meraklarını gidermişlerdi. şahsen, soran kişilere karşı kötü bir şey, bir rahatsızlık da hissetmedim açıkçası ama tabii herkes farklı. ek olarak da intihar ise insan daha bir üzgün hissedebilir. farklı trajik bir olay çünkü intihar.
0
ardt
(06.06.21)
Sorulur ama cok disdiklemeden. Ararsin ya cok ızuldum, sevdigim bir arkadasimdi allah sabir versin diye giris yapip, nasil oldu(öldü değil oldu) cok ani bir durum galiba diye arada sorarsan karsi taraf da basitce anltir zaten

Basiniz sagolsun
0
exlibris
(06.06.21)
Bence bunu sormamak lazim. Nasil olmussa olmus. Ne yapabilirsiniz ogrenince? Sordugunuz kisi sinir olabilir. Uzerinden vakit gecmesini bekleyin.
Abimi kaybettigimizde "neyi vardi?" "Hasta miydi" "evli miydi" "cocugu var miydi" sorularini soranlardan gina gelmisti.
0
nax
(06.06.21)
@nax: Basiniz sagolsun. Beklenmedik bir ölüm oldugu icin merak ediyorum, durumu kabullenebilmek icin biraz daha bilgiye ihtiyacim var gibi hissediyorum, kaza miydi, hastalandi mi, bir anda mi oldu, cani yandi mi... Insan bilmek istiyor. Dedigim gibi benim ögrencimdi, 1 sene boyunca dip dibe calistik, bildigim herseyi ögretmeye calistim, o da sag olsun cok iyi ögrendi, bir sürü güzel is yaptik beraber, zamaninda cok vakit gecirdik :(
0
🌸polopan
(06.06.21)
Valla bence sorulabilir. Hatta simdi direkt corona olaylarina gonderme yaparsin. Yani 'coronadan dolayi mi?' seklinde de sorabilirsin.
0
j r r tolkien hayrani
(06.06.21)
(5)

Bu bir numara mı? (Uber)

ardt
2 hafta once uber'e bindigimde surucu taksimetreyi actigini unuttugunu soyledi, "sizde ne yaziyor" diye sordu, ben de* oradaki minimum tutari verdim. Gerci bununki dogal gibiydi, "bugun bu kacinci acmayisim, birinden dayak yicem herhalde, sizden onceki kavga etti vermemek icin" vs dedi ama bugun yin
2 hafta once uber'e bindigimde surucu taksimetreyi actigini unuttugunu soyledi, "sizde ne yaziyor" diye sordu, ben de* oradaki minimum tutari verdim. Gerci bununki dogal gibiydi, "bugun bu kacinci acmayisim, birinden dayak yicem herhalde, sizden onceki kavga etti vermemek icin" vs dedi ama bugun yine uber'e bindim, yolun ortasinda yine acmayi unuttum dedi. Bende de 31-41 lira arasi gosteriyordu, 35 verdim, sonra mail geldi, yolculugunuz 24,50 lira tuttu diye.

Ne yapiyorlar, aradaki farki cebe mi atiyorlar, yoksa tamamen tesaduf mu?

* Linc gelmesin diye mobilden iki saat ugrasip de'yi ayirdim :)
0
ardt
(01.04.21)
über'e düşük giriyorlar ücreti aradaki fakrın komisyonundan kurtarıyorlar sanırım.
0
reanarchy
(01.04.21)
Sadece komisyondan kurtarmaz ki. Aradaki farki da cebe atar o zaman. Sonucta uber'in sisteminde 24,5 gozukuyor.

Normal taksi sistemine gore calismiyor sanirim uber. Ne kadar kazanirsan ondan pay aliyor. Normal taksi sistemi atiyorum "gunluk 500 bana getir, gerisi senin" seklinde.
0
🌸ardt
(01.04.21)
Keske 30 verseydim, son anda 35 verdim.
0
🌸ardt
(01.04.21)
Uygulamadan yazdim, hemen cevap verdiler. Yolculugunuzu inceledik, aradaki farki uber kredisi olarak yatiriyoruz dediler. Belki iade de ederlerdi ama nakit vermistim, kredi kartim da tanimli degil.
0
🌸ardt
(01.04.21)
Bende de %30 indirim vardı geçen ay, sabahın 6'sında kullandım. Taksimetredeki tutarı ödedim yolculuk sonunda, aslında adamın uygulamadaki tutarı söylemesi gerekiyordu. Standart fiyattan ödemiş oldum, kartla ödesem böyle bir şey olmayacaktı tabi direkt düşecekti indirim.

Kısa mesafe olduğu için peşine düşmedim ama taksici milletinden her şeyi beklerim o yüzden iyi yapmışsınız desteğe yazarak.
0
chicha_v2
(01.04.21)
(4)

Atatürk'ü, Kurtuluş Savaşı'ndan önce Anadolu halkı tanıyor muydu?

ardt
Sanirim bunun tersini iddia eden tarihciler var ama ben -aslinda pek de guvenilir olmayan bir yerde- Ataturk'un, Canakkale Savasi'ndaki zaferinden dolayi "Anadolu halki" (halk kelimesinin altini ciziyorum, tabi erleri de eklememiz lazom buraya) tarafindan tanindigini, sevildigini ve Kurtulus Savasi
Sanirim bunun tersini iddia eden tarihciler var ama ben -aslinda pek de guvenilir olmayan bir yerde- Ataturk'un, Canakkale Savasi'ndaki zaferinden dolayi "Anadolu halki" (halk kelimesinin altini ciziyorum, tabi erleri de eklememiz lazom buraya) tarafindan tanindigini, sevildigini ve Kurtulus Savasi icin halki orgutlemeye basladiginda karsilarinda kendisini gorduklerinde heyecanlandiklarini iddia ediyor.

Konu hakkinda uzman olan? Bilgisi olan?
0
ardt
(19.03.21)
1. dünya savaşı cephelerinden osmanlı'nın sınırları içerisinde olan az sayıda cepheden biriydi, çanakkale. ayrıca zafer ile ayrılınan az sayıda cepheden de biriydi. hem anadoluda olunca hem de zaferle çıkılınca orayı komuta eden kişinin (ki bu da Atatürk oluyor) şanının yürümesi akla gayet yakın. Özellikle de çanakkale cephesinin, kurtuluş savaşı'ndaki türk-yunan muharebelerinin gerçekleştiği ege bölgesinde olması eminim bu etkiyi artırmıştır, o yöredeki halkın düşünceleri üzerinde.

(uzman değilim, hobi olarak ilgileniyorum)
0
helena
(19.03.21)
Peki acaba ankara'da, ankara'nin civarinda yasayanlarda durum nedir?
0
🌸ardt
(19.03.21)
Akla yatkınlık ile açıklanacak bir şey yok tarihi gerçekler var. Mustafa Kemal Paşa yarbay ilen tümen, albayken kolordu yönetmiştir ve Çanakkale sonrasında "Anartfatalar Kahramanı" olarak anılmıştır. Enver paşa ile olan rekabetine rağmen gazetelerde resmi basılmış ve payitahtı kurtaran adam olarak hürmet görmüştür. Enver Paşa Edirne'yi kurtaran adamken Kemal Paşa İstanbul'u kurtaran adamdır. Ayrıca diğer cephelerde (suriye ve özellikle doğuda (muş-bingöl-bitlis) yaptıkları ile yenilmezliğini perçinlemiştir.) Bu tanınmışlık ve karizma olmasa ne temsilci toplar, ne askerlerin emri altına girdiği bir komutan olur, ne de padişaha karşı Anadolu'da barınabilirdi.

Bu arada, Kurtuluş savaşı öncesi namı almış yürümüş bir de Hamidiye Kahramanı Rauf Orbay vardır. Ancak Mondros'u imzalamıştır maalesef.
0
renegade
(19.03.21)
@renegade: bir keresinde meclis baskanligi icin ataturk'un karsisinda aday olan da rauf orbay'di sanirim?
0
🌸ardt
(19.03.21)
(6)

Nutuk'u hangi yayınevinden okumalı?

ardt
Bir milyon tane farkli baskisi var.
Bir milyon tane farkli baskisi var.
0
ardt
(17.03.21)
Emre Kongar'in iyi, sadelestirilmis, dili de uygun. Ne nutuklar gordum almancadan daha zor idi:)
0
neverletyougodown
(17.03.21)
Anıtkabir derneği sitesinde Türkiye iş Bankası yayınları var. Bir göz atman faydalı olabilir.
0
prole
(17.03.21)
İs bankasi guzel. Tam metin.

Emre Kongar'in kitabi Nutuk'un icinden kendi sectigi bolumlerden olusturmus, tam metin istiyorsan gitmez. Ama cok iyibir kitap, okunmali!
0
invictae
(17.03.21)
Niye sadece anitkabir dernegi sitesinde satiliyor onu da anlamadim ama baktim, "gencler icin fotograflarla" demis. Neden gencler icin? "Dili sadelestirilmistir" anlaminda mi? Kisaltilmamistir herhalde?

"Ogrenciler icin", "gencler icin" ifadelerini gorunce kitap bana dandik gibi geliyor ama bilemedim. 599 sayfaymis bu arada.
0
🌸ardt
(17.03.21)
İş bankası tam metin ama güncel Türkçe ile yazıldığı için gençler için ibaresi var.

Kaynak yayınları'nın iki ciltli kutulu bir edisyonu var bulabilirseniz o oldukça güzel. Tam ve orijinal metin.
0
nickimin hakkini veremedim
(18.03.21)
@nickimin hakkini veremedim: orijinal metin de sikinti aslinda ya. Yeni bir dil ogrenmek gibi bir sey oluyor cunku.

Gencler icin olan iyiymis o zaman.
0
🌸ardt
(18.03.21)
(5)

Ördek deneyi

ardt
Yillar once tv'de izlemistim, simdi bulamiyorum. Deney şuydu: bir kisi, yeni dogmus yavru ordeklere (sanirim ordekti) cift turuncu cizgili beyaz bir cubuk tutuyordu ve butun ordekler onu anneleri zannedip cubugun basina ususuyorlardi ama tek cizgili tuttugunda ordekler orali olmuyordu. Turkce ve ing
Yillar once tv'de izlemistim, simdi bulamiyorum. Deney şuydu: bir kisi, yeni dogmus yavru ordeklere (sanirim ordekti) cift turuncu cizgili beyaz bir cubuk tutuyordu ve butun ordekler onu anneleri zannedip cubugun basina ususuyorlardi ama tek cizgili tuttugunda ordekler orali olmuyordu.

Turkce ve ingilizce arattim ama bulamadim. Yardimci olabilecek var midir?
0
ardt
(07.03.21)
belki? - www.youtube.com
0
celeron 300a
(07.03.21)
Yok bu degil. Bu kadar eski degildi zaten ama bu da guzelmis.
0
🌸ardt
(07.03.21)
soruya cevap değil ama, konuya ilginiz var ise okuma yapmak için konrad lorenz - basılanma diye arama ve okuma yapabilirsiniz.
0
solitude ov the lonliest star
(07.03.21)
Ördek değil martıydı onlar :) Vilayanur Ramachandran araştırırsınız.

www.imdb.com
0
arph
(07.03.21)
@arph: iste bu :) tesekkurler. 1. bolumde geciyor.

Olay ilgincmis, basindan itibaren bir izliyim, sadece o deneyi yakalamistim cunku tv'de.
0
🌸ardt
(07.03.21)
(5)

Fox News muhabiri Israil Savunma bakaninin karsisinda ne bicim oturuyor?

speedy
Adam Savunma bakani ustelik Netenyahu'dan koltugu devralacak yakin zamanda bir de. Amerikan rahatligi mi guc gosterisi, bilincli bir sey mi sizce?Kaynak: https://www.foxnews.com/world/israel-strike-plan-iranian-nuclear-sites-defense-minister-interview
Adam Savunma bakani ustelik Netenyahu'dan koltugu devralacak yakin zamanda bir de. Amerikan rahatligi mi guc gosterisi, bilincli bir sey mi sizce?

Kaynak: www.foxnews.com
0
speedy
(05.03.21)
bunlar kültürel konular. Biz çok takılırız ama bazı kültürler umursamaz.
Mesela hiç "baban geldi lan toplan" diyen amerikan babası görme ihtimaliniz, bu cümleyi kuracak türk baba görme ihtimalinden daha düşük.
0
anten
(05.03.21)
yahu ben de çok değişik bir şey sandım. şimdiki kuşağa "babanın (ya da büyüklerin) karşısında bacak bacak üstüne atılmaz" lafı nasıl saçma geliyorsa bu başlıktaki durumu garip karşılamak da aynı şekilde saçma bence.
0
ardt
(05.03.21)
Kesinlikle normal degil. Biden'in en son aradigi liderlerden biri Netenyahu idi. Bidenlar Gantzci. Trump-Fox avanesi Netenyahucu. Bunlar Gantz'i buldular akillarinca karsisinda artislik yapiyorlar. Israil ici guc cekismeleri Amerika'da da yasaniyor haliylee
0
neverletyougodown
(05.03.21)
Bürokrasi hastalığına tutulmuşsunuz hiç sorun yok bence. Dediğimi rahmetli çok güzel açıklamış.

youtu.be
0
Hallegadola
(05.03.21)
ben bir sorun göremiyorum. bacak bacak üstüne atma olayına bu kadar takıntılı insanlar kaldı mı hala? hele bir amerikalıdan bu konuda özen beklemek saçma.
0
dafuq
(05.03.21)
(13)

Ne için yaşıyoruz?

ayakkokususeveninsan
MerhabalarDaha önce buna benzer bir soru sormuştum ve cevaplar beni tatmin etmemişti.26 yaşında evli, düzgün işi gücü olan, maddi sıkıntıları yaşamayan birisiyim. Herhangi bir inancım yok. Çevremdeki insanlarla aram hep iyi olmuştur hep sevilen biri oldum. Kendi çapımda başarılarımda var. Klarnet ça
Merhabalar
Daha önce buna benzer bir soru sormuştum ve cevaplar beni tatmin etmemişti.
26 yaşında evli, düzgün işi gücü olan, maddi sıkıntıları yaşamayan birisiyim. Herhangi bir inancım yok. Çevremdeki insanlarla aram hep iyi olmuştur hep sevilen biri oldum. Kendi çapımda başarılarımda var. Klarnet çalmak, resim yapmak, bisiklete binmek, bitkilerle uğraşmak, çeşitli hayvanlar(tarantula muhabbet kuşu hamster vb) beslemek gibi çeşitli hobilerim var. Ama düzenli bir şekilde "neden ne için yaşıyoruz" boşluğuna düşüyorum. Bu konuda yalnız mıyım? Etrafımdaki insanlarla bu tarz konuşmalar açınca gülüp geçiyorlar saçmalıyorsun diyorlar. Bu zor sorunun cevabını bilen var mı veya kendine has amaçlarınız neler? Tabi öbür dünyaya inanıyorsanız bu hayat amaç değil sadece bir araçtır sizler için ama benim için öyle değil.
0
ayakkokususeveninsan
(04.03.21)
İnançsız 38 yaşında adamım. Eğer dinlerin söylemediği ama gerçekte olan bir amaç arıyorsan bunu bulamazsın. Çünkü amaç niyetten doğar. Niyet ise ancak farkındalık sahibi bir yaratıcı gerektirir. Buna inanmıyorsan aslında olasılıklar denizinde savrulduğumuzu kabullenmen gerekir. Amaçsızlık içinde en başarılının soyunu sürdürdüğü bir düzen var. Bu düzende başarılı olmana rağmen beyninin, empati yeteneğinin gelişkinliği nedeniyle üstüne koyacak bir şeyler arıyorsan bunun cevabı zaten yine hormonlarımızda. Dünya üzerindeki gereksiz acıları azaltmayı ana ilke olarak benimseyebilirsin. Çünkü hayatta en büyük tatminin bu yoldan geçtiğini göreceksin. "İsteyerek bir yükün altına girip onu taşımak ve bu vesile ile acıları azaltmak" Cennet için değil aklınla bunun en onurlu tavır olduğunu bulmak çok zor değil.
0
twelfth
(04.03.21)
Bence "it's not about the destinaon, it's about the journey" yaşamak için yaşıyoruz. İlla dünya sonrası yaşam ya da dünyada büyük bir iz bırakmak gerekmiyor. Hayat diye bir düzen var, var oluyoruz ve sonra ölüyoruz. Amaç bu bence.
0
cometome
(04.03.21)
finansal bagimsizligimi sagladiktan sonra dunyadaki butun muzikleri dinlemek, filmleri izlemek, oyunlari oynamak ve kitaplari okumak istiyorum. tamam hepsi degil ama olabildigince cogunu, haha.
0
baldur2
(04.03.21)
Hiçbir şey için yaşamıyoruz. Tesadüfen dünyaya geldik, anlamsız hayatlarımızı yaşayıp toprakta böceklere yem olacağız. Doğanın döngüsüne karışacağız.

Bunu kabullenemeyen intihar ediyor, bu minicik ve anlamsız yaşamdan bi şekilde keyif almayı başaranlar mutlu şekilde yaşıyor, hem kabullenemeyip hem de ölmeyi götü yemeyenlerse ekşi itiraf başlığında ağlıyor asfsf.

Hobileriniz, sevmek sevilmek, güzel bir şarkıya denk gelmek... İsteyen en ufak şeyde mutluluğu bulabilir ama anlam? Anlam yok.

Seviyoruz çünkü sevebiliyoruz ve oksitosin, seratonin filan salgılayıp mutlu oluyoruz bi süreliğine. Ockham'ın usturası güzel bir araç genel olarak. Bir şeyi en basit haliyle düşünmeliyiz. Karmaşık hale getirip cevabı olmayan sorularda boğulmanın ne yararı var? (Filozof olma hayaliniz varsa bilemeyeceğim lol)
0
inawen
(04.03.21)
Oncelikle 40 yasindayim bu tip muhabbetler acildiginda gulup gececek, soyleyecek iki cift lafi olmayacak tiynetle insanla 1 dakika daha uzatmam ve arkadasligi keserim yavastan.

Inancli biri olmama ragmen hayati tamamen bos buluyorum. Kalu bela derler o zaman ruhumuzun bu yasami istedigine inanilir, bir secim yaparak gelmisiz yani fakat tamamen bos beles cennette takilmaktan kaynakli bir ruh zirvalamasi olarak goruyorum dunyaya gidelim isteginde bulunmayi kendi inancim cercevesinde.

inancli biri olmama, burada oturup benim dunya gorusum hayatin isleyisinin nasil olduguna dair gorusum budur desem cok tuhaf karsilanacak bir hayat gorusum olmasina ragmen zerre spiritualist degilim. inancli olusum tamamen kendi icimde ikna oldugum Allahin varliginin kesinliginden geliyor bu hayati cennet sevdasiyla yasayan sofilerden degilim.

Cennet anlayisimi da black mirror'un bir bolumu cok guzel vermisti.

Neyse hayat bos, bir manasi yok. Insan olma deneyimini yasamak icin burdayiz sadece.
0
2oda1salon
(04.03.21)
İnançsız bir insan mutlu olmak için yaşar. Mutluluğu başka bir dünyaya bırakmaz, bu dünyada yakalamaya çalışır. Klişe olabilir belki ama sabah kalkınca ilk aklına ne geliyorsa onun için yaşıyorsun. Aklına hiçbir şey gelmiyorsa hayatta basarabileceğin küçük hedefler koy, finansal yönden sıkıntın varsa onu düzelt, yoksa parayı kullanarak en çok mutluluğu nasıl yakalarım bunu düşün, gez toz ne bileyim. Arkadaş mı bulamıyorsun? Yeni arkadaş edin. İnsanları sevmiyorum diyorsan yapacak bir şey yok, o zaman bunalıma merhaba de.
0
smurfsmurfsmurf
(04.03.21)
güzel bir hayat yaşamak, keyif yapmak için, mutlu olmak ve insanları mutlu etmek için yaşıyoruz. öyle kendime has amaçlarım falan yok, kendime ayrılan süreyi güzel harcamaya çalışıyorum.
0
roket adam
(04.03.21)
Bu sorunun cok degerli bir soru olmadigini dusunuyorum.

Ortaokul yillarimda "Insan Neyle Yasar?"i okumustum ve bu sorunun cok daha ustunde kafa yorulmasi gerekilen bir soru olduguna o vakitten beri ikna olmus durumdayim. Tolstoy ile yollarimi ayirdim, onun o hikayedeki degerleri benim degerlerim degil artik ama odagimda o soru hep var oldu. Neyle yasarim, neyle yasamaliyim?
0
buf-e kür
(04.03.21)
Neden bu dünyada doğuyoruz? Neden ve nasıl öleceğiz? Sonunda gittiğimizde yanımıza hiçbir şey alamadığımız halde, kavradığımız her şey neden nihayetinde bize kalıcı mutluluk vermekte başarısız oluyor? "Mezarın cebi yok."

Her insanın bu sorusu vardır. Her din bu durumdan bahseder. Ve her felsefe ve inancın bu ikilem için bir açıklaması vardır.

Ancak hiçbir felsefe ya da din, insan bilincinin doğası, varoluşun temel doğası, doğum ve ölüm meselesi hakkında herkes için kabul edilebilir tam bir yanıt vermemiştir. Büyük teknolojik ve maddi ilerlemeye ve binlerce yıllık dogmatik dine rağmen, insanlar sadece şu soruyla kalır: "Evet‚ ama ... Ben neyim? "

Ilgini cekti mi? Bu sayfadan alinti,

www.mirrorofzen.com

Bu soruya dusunerek cevap yok. tatminsizligin sonu yok, ancak butun inanc ve dusuncelerin otesinde, eksik olmayan, dogum ve olumun otesinde, kimligin, varolusun, var olmayisin otesinde ne var diye merak ediyorsan, budizm ve zen, bunu kesfetmek icin var.

Facebookta bir damla zen diye ararsan haftada 2 kere bulusup zen pratigi ve muhabbet oluyor, katilabilirsin.
0
JohnOakley
(04.03.21)
açıkçası ben de neden bulamıyorum. yalnız değilsiniz bu konuda. hiçbir zaman da bulamayacağımızı düşünüyorum. bence yaşamaya değecek şeyler birkaç güzel andan ibaret. birini sevmek, merak edilen bir yere seyahat etmek gibi. insan farkında değil, ama mutluluk üstüne yaşıyor. bunlardan biri gün içinde başıma gelsin de mutlu olayım diye bekliyor. bunun dışında hiçbir sebep yok sabah uyanmak için. bunlar da olmuyorsa zaten insan depresifleşiyor iyice.

bana eskiden çok saçma gelirdi ama tesadüfi bir şekilde burada varolduğumuzu düşünmeye başladım. yani burada olmamız için özel bir sebep yok, asla da olmayacak. yolculuk, hedefe varma şeyleri zırvalık bile olabilir duruma göre. bir anlam yüklemeye çalışmak çok zor. beklenti içerisine girerseniz de üzülüyorsunuz. kısacası boş küme gibi geliyor bana bu sorunun cevabı. yalnızca ölüm günü gelsin diye bekliyormuşuz gibi.
0
sivilceli ergen
(04.03.21)
Gülüp dalga geçenler de garipmiş, anlamadım. Her insanın zaman zaman aklına takılır böyle şeyler.

Dünyaya gelmemizin bir amacı yok. Hepimizin ortak bir amacının olması için bizden üstün bir varlığın bizi yaratıp "Sizi şunun için yarattım." demesi gerekirdi. O zaman insanlık olarak tek bir amaç uğruna hep beraber çalışırdık ama böyle bir şey yok. Kendine bir amaç yaratabilirsin ama onu da sırf bir amacım olsun diye yaparsan o da bir kanadı kırık kalır.

Dünyanın en zor sorularından birisine burada yanıt bulamazsın.

Ayrıca genç yaşta düzenini kurduğun için biraz boşluğa düşmüş olman normal. Ben mesela ne kadar bu konuları düşünsem de senin kadar boşlukta değilim çünkü düzenimi kuramadım :)

Kısa vadeli (birkaç yıllık) hedefler de koyabilirsin kendine.

Camus de okuyabilirsin, tavsiye ederim.
0
ardt
(04.03.21)
29 yaşındayım
deistim
stranger in a strange land pozisyonunda yalnızım
istesem bir senede biriktirdiğim parayla 10 senelik bir eli yüzü düzgün araba alırım
bu sene hiç izin kullanmadım
yeri geldi haftasonu da çalıştım (ekstra para veriyorlar iyi oluyor)
ot gibi yaşıyorum
ama günler geçiyor, öyle geçinip gidiyoruz, bazen hüzünlü ve bazen mutlu, karışık
yalnız işimi iyi yapıyorsam, sorunları çat çat çözüyorsam, işimde en iyi isem, benden iyisi yok bu aralar
0
rain when i die
(04.03.21)
Ne desek bildik lafları tekrarlamanın ilerisine gidemeyeceğiz. Ya "farkında olsak da olmasak da, sınırlı benliklerimizin ötesine geçen, varlığın en derin temellerine kök salmış aşkın bir anlam var" diyeceğiz ya da "temeller"e ilişkin metafizik kurgulara dalmayı boşuna bir çaba sayıp "burada bulunuşumuzun nesnel bir anlamı yok, öylece bırakıldık dünyaya, onu nasıl anlamlandıracağımız da bize bağlı" diyerek işin içinden sıyrılacağız. Soruna nereden yaklaşırsak yaklaşalım, insan denilen organizmanın sadece yeyip içmeyle ayakta durmadığı kuşku götürmez bir gerçek. Yapıp ettiklerinin bir şeye değdiğini hissetmek istiyor insan. Sabahın ayazında yatağından fırlayıp, maddi uygarlığın vecibelerini yerine getirmek üzere sokakları dolduran çılgın kaynaşmaya bir köşesinden dahil olmak için bir yaşama nedenine ihtiyaç duyuyor. Bazıları bu "neden"lere dair net bir görüşe sahip ya da öyleymiş gibi davranıyorlar. Banka hesaplarındaki birikimleri mi, ahrette ulaşmayı umdukları ilahi mükafat mı ya da canları kadar sevdikleri başka biri mi?.. Çoğunluğu oluşturan diğerlerimiz ise henüz uğruna yaşanacak şeyin eksiksiz bir resmini çizmemiş kafasında, belki de öyle bir resim hiç olmayacak; daha önünde görülecek güzel günlerin olduğunu fısıldayan belli belirsiz bir umudun peşinden sürüklenerek hayatına devam ediyor sadece.

Kutsal Kitap'ta "Vaiz" diye bir bölüm var, tam da bu konuları işliyor. Hazır sırası gelmişken oradan sevdiğim bir pasajı paylaşmazsam çatlarım :D

Buyurun:

"Git, sevinçle ekmeğini ye, neşeyle şarabını iç. Çünkü yaptıkların baştan beri Tanrı'nın hoşuna gitti. Giysilerin hep ak olsun. Başından zeytinyağı eksilmesin. Güneşin altında Tanrı'nın sana verdiği boş ömrün bütün günlerini, bütün anlamsız günlerini sevdiğin karınla güzel güzel yaşayarak geçir. Çünkü hayattan ve güneşin altında harcadığın emekten payına düşecek olan budur. Çalışmak için eline ne geçerse, var gücünle çalış. Çünkü gitmekte olduğun ölüler diyarında iş, tasarı, bilgi ve bilgelik yoktur."
0
huçi kuçi
(05.03.21)
(2)

excel'i wordpress'e gömmek

ardt
drive aracılığıyla gömdüm ama çok küçük bir kutu olarak gözüküyor sitede. bu kutunun genişliğini nasıl ayarlayabilirim?
drive aracılığıyla gömdüm ama çok küçük bir kutu olarak gözüküyor sitede. bu kutunun genişliğini nasıl ayarlayabilirim?
0
ardt
(18.02.21)
google spreadsheet'te açın dosyayı. üstte file kısmından publish to web seçin. açılan pencerede embed seçip yayınlayın. sonra size siteye gömme kodunu verecek. o şekilde yapabilirsiniz.
0
winston
(18.02.21)
@winston: Artik mesajlar okunmadan, sadece basliga bakarak mi cevaplar veriliyor yahu? Cok garip cidden. Embed ettim demisim zaten mesajimda.
0
🌸ardt
(19.02.21)
(9)

Çalışma sandalyesi

turk kizi
Evden çalışmaya geçtiğimizden beri normal sandalyedeyim, çok bi ağrı sızı olmuyor spor-pilates yaptığım için bence fakat yine de çalışma sandalyesi alsam çok fark yaratır mı? Fiyatlar 500-1000 gibi hep, değer mi?Bi de ürün tavsiye ederseniz sevinirim. İkeada varsa direkt bugün almayı düşünüyorum.
Evden çalışmaya geçtiğimizden beri normal sandalyedeyim, çok bi ağrı sızı olmuyor spor-pilates yaptığım için bence fakat yine de çalışma sandalyesi alsam çok fark yaratır mı? Fiyatlar 500-1000 gibi hep, değer mi?
Bi de ürün tavsiye ederseniz sevinirim. İkeada varsa direkt bugün almayı düşünüyorum.
0
turk kizi
(12.02.21)
Bence fark eder. Ofise gittiğim zamanlarda 10 saat aralıksız otursam da evdeki gibi kıçımın ağrıdığı olmuyordu.

Şimdi yeni bir işe gireceğim yakın zamanda. Evden çalıma yoğun şu anda. O yüzden şu linkini verdiğim koltuktan almayı düşünüyorum.

www.ikea.com.tr

Ancak sanırım iş yerinde ergonomi desteği olacak. Direkt koltuk mu alırlar, bir kısmını mı karşılarlar bilmiyorum. Ona göre alacağım.
0
himmet dayi
(12.02.21)
Ben de yoga ve pilates yaptığım için sağlam kalırım zannediyordum ama neredeyse 1 yılın sonunda bittim. 4 gündür sırtıma bıçak batıyormuş gibi bir ağrım var. Ağrıdan ağlıyorum, eğilip doğrulamıyorum. Dün gece apar topar hastaneye gidip 1300 lira da para verince anladım ergonomik çalışma sandalyesinin kıymetini. Zamanında alsaydım, dün bu sıkıntıyı çekmeyecektim.
Ben de aşağı linkini verdiğim sandalyeyi almaya karar verdim araştırmalarım sonucunda. Kendini seviyorsan rahat bir çalışma ortamı yarat kendine.

www.ikea.com.tr
0
irene
(12.02.21)
şunu alsam yeterli olur mu acaba www.ikea.com.tr
bin lirayı geçmek istemedim
0
🌸turk kizi
(12.02.21)
Şimdi bütçe yoksa yoktur da hastane mevzusunu şu sebepten anlattım, ben de pahalı geldiği için almamıştım ancak aynı parayı hastaneye verdim. Do the math...
Ben buna benzer bir modeli denedim mağazada, çok rahat olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca bu modeli ikeadan başka yerlerde daha ucuza bulabilirsin. Boşuna 800 küsür tl verme madem buna.
Ekşi’de benim ve himmet dayı’nın önerdiği sandalyelerin karşılaştırmalı entryleri var. Bence bir bak. 500 tl daha az vermek için fayda sağlamayacak bir şey alma bence.
0
irene
(12.02.21)
ben ikea dan ucuz bir tane var, mağazalarında da onu gösteriyorlar hep, onu almıştım. sırt kısmı iyi ama oturma kısmı iyi olmadığı için ince bir minder kullanıyorum.

ama böyle uzun süre evden çalışacağımı bilseydim daha konforlu bir şey alırdım. bir de minder ve sırtlık da alırdım. hatta ayak için yükseklik de alınabilir. bir de laptop için yükseltici de olabilir.
0
silver apple
(12.02.21)
bu gönderdiğiniz beyazdan var bizim ofiste, rahat ama şahsen bence en önemlisi boynunuzu yaslayabilmeniz. kafa boşta olunca sorun yaşıyorum ben.

benimki şu, tavsiye ederim: www.ikea.com.tr

ben ofistekini eve getirdim bu arada, öyle bir imkanınız olsa keşke. fiyatlar uçmuş. 750 liraya mı ne almıştık biz bunu.
0
bir garip melek
(12.02.21)
Uzun süredir evden çalışıyorum ve linki verilen "İKEA beyaz" denen JARVFJALLETi geçen sene eve aldım, hiç memnun değilim. Görünüşü güzel ancak o kadar, özellikle oturma yeri 1 saat kadar bile oturduktan sonra inanılmaz rahatsız, demir gibi. Bel desteği ve oturma desteği de denedim, hiçbir şey işe yaramıyor. Görsellik dışında F/P açısından oldukça vasat bence. 10 yıllık da garantisi var:)
0
Bluesque
(12.02.21)
Evdeki oyuncu koltuğunu satıp ikea Markus aldım,boynumu dayayabilirim diye ancak 1.87 boya kafi gelmedi Markus...Boynum yine boşta.Oyuncu koltuğundan sonra biraz da konforsuz geldi.
Ayarlanabilir kafalıklı koltuklara bakmanızı öneririm ,ayrıca laptopu ya da masaüstü pc ise monitörü yükseltmek şart.
0
arenas
(12.02.21)
bence hiçbir sandalye almadan önce bel desteği ve oturma simidi alıp evdeki koltuğunuzu bir deneyin.

oturma desteğini koyduktan sonra koltuğunuzun zemini yumuşak mı değil mi pek bir önemi kalmıyor zaten. bu ikisiyle belinizi koruyabilirsiniz. ama ileride sırtınız ve boynunuz ağrırsa yukarıdaki pahalı koltuklardan almanız gerekir muhtemelen.

www.medikalsat.com

www.trendyol.com
0
ardt
(12.02.21)
(16)

the last of us 1-2 (oyun)

ardt
soru 1: 1'i oynamadan 2'yi oynayayım mı?soru 2: 1. oyun 2013 yılında yapılmış, grafikler ve oynanış kötü mü gelir acaba?
soru 1: 1'i oynamadan 2'yi oynayayım mı?
soru 2: 1. oyun 2013 yılında yapılmış, grafikler ve oynanış kötü mü gelir acaba?
0
ardt
(08.02.21)
Playstation'da 1'in Remastered versiyonu var. Yani grafikleri iyileştirildi.

2'yi oynamadım ama 1'i oynamamak büyük kayıp.
0
himmet dayi
(08.02.21)
1'den başla. Grafikler güzel hikaye efsane. Keşke unutup tekrar oynasam
0
Take it away honey
(08.02.21)
cevap 1: hayır
cevap 2: remastered versiyonu var.

muhteşem bir hikayesi var.
0
uuth
(08.02.21)
1- Kesinlikle hayır. Çünkü 2. oyunda olanlar seni tam olarak etkilemez. Oyun genel olarak hikaye tarafından etkileme üzerine kurulu.

2- Ps4 için olan yenilenmiş versiyonu var.
0
eazy
(08.02.21)
bilgisayarda oynayacağım ama sıkıntı olmaz sanırım?

hikayeli oyunları çok severim ya çok iyi oldu hikayesinin güzel olması.

edit: yaa sadece ps için var diyor? :((
0
🌸ardt
(08.02.21)
bilgisayarda oynayamazsınuz çünkü ps exclusive oyunu.

sorulara cevap 1 hayır
2 grafikleri iyi 1’in
0
garavel
(08.02.21)
Evet Playstation Exclusive bi oyun maalesef.
0
himmet dayi
(08.02.21)
:(

Hikayeli bilgisayar oyunu onerisi olan?
0
🌸ardt
(08.02.21)
oynamadıysan Mafia (Definitive Edition)
0
himmet dayi
(08.02.21)
Oynamadim, bir bakayim.
0
🌸ardt
(09.02.21)
Mass effect serisi(Remaster'i geliyor. Grafik sıkıntı değil dersen direk başla) aşırı güzel.

Assassian's Creed de güzel. Fakat ayrı olarak Black Flag oyununu öneririm.
0
inte17
(09.02.21)
Deus ex: human revolution'i oynamistim yillar once. Cok hosuma gitmisti. 5 sene once devam oyunu niteliginde deus ex: mankind divided cikmis. Onu oynamayi dusunuyorum. Oynayan var mi acaba?
0
🌸ardt
(09.02.21)
seyler.eksisozluk.com

güzel liste.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(09.02.21)
Hikayesi güzel oyun deyince, The Last of Us oynayamayacaksanız, ilk aklıma gelen Bioshock olur. Bioshock Collection zaman zaman ciddi indirime giriyor, takip ederseniz uygun fiyata bulabilirsiniz.
0
ultranil07
(09.02.21)
ilkinden başla derim. 2.nin konusunu daha iyi anlarsın
0
KidLazer
(09.02.21)
hikayesi güzel pc oyunu deyince aklıma portal ve portal 2 den başka bir şey gelmiyor.
0
uuth
(09.02.21)
(2)

fidel vs. che

ardt
devrimin önderinin fidel castro olmasına rağmen oradaki -önemli- komutanlardan biri olan che guevara'nın fidel'den çok daha fazla popüler olması ve sevilmesinin sebebi sizce nedir?che'nin ölmesinin bunda etkili olduğunu düşünüyorum. erkenden ölmeseydi bu kadar sevilip romantikleştirilmezdi sanırım.
devrimin önderinin fidel castro olmasına rağmen oradaki -önemli- komutanlardan biri olan che guevara'nın fidel'den çok daha fazla popüler olması ve sevilmesinin sebebi sizce nedir?

che'nin ölmesinin bunda etkili olduğunu düşünüyorum. erkenden ölmeseydi bu kadar sevilip romantikleştirilmezdi sanırım. tabii ki tek başına afrika'ya, bolivya'ya gidip başka ülkelerde devrim yapmaya çalışması da bu popülerliğinde bir etkendir ama yine de bence ölmemiş olsaydı bu kadar popüler olmazdı, devrimin başı olarak fidel daha popüler olabilirdi diye düşünüyorum. sonuçta küba'daki devrimi kim yaptı, kim yönetti, kim taktikleri belirledi? fidel castro değil mi? che de onun emrindeki askerlerden biriydi.

siz ne düşünüyorsunuz?
0
ardt
(07.02.21)
kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur
0
hayaletimsi
(07.02.21)
@hayaletimsi: yani iyi güzel de biraz daha gerekçelendirerek anlatan biri olursa biz de öğreniriz, iyi olur :)
0
🌸ardt
(07.02.21)
(17)

bir kadının eşini kurtarmak gibi bir sorumluluğu var mıdır sizce?

denizince
selamlar,bugün böyle hareketsiz adamlardan çok başlık açıldı, ben de derdimi açayım. evet sorum başlıkla... yani hayattan duygusal olarak beklentisini tüketmiş, zaruri ihtiyaçları dışında bilgisayarın başından kalkmayan, konuştuğunda ya sarkazm yapan ya da ümitsiz gelecekten bahseden, 2 ayda bir art
selamlar,

bugün böyle hareketsiz adamlardan çok başlık açıldı, ben de derdimi açayım. evet sorum başlıkla... yani hayattan duygusal olarak beklentisini tüketmiş, zaruri ihtiyaçları dışında bilgisayarın başından kalkmayan, konuştuğunda ya sarkazm yapan ya da ümitsiz gelecekten bahseden, 2 ayda bir artık durumundan sıkılıp hareketlenen sonra eski haline geri dönen, tasarruf yapmak için keyif alacağı aktivitelere bahane bulan bir adamı kurtarmak gibi bir vazifem var mı? "iyi günde kötü günde"deki kötü gün bu mu, yani onun depresif halini tolere etmek mi? şahsen aile bütünlüğümüz bozulacak olsa bile (boşanmaktan bahsetMİyorum) ben kendi yolumu çizmeliyim gibi hissediyorum. zira ömür geçiyor ve ben 5 yılımı yüzümü ona dönerek, kendimi dış dünyaya kapatarak geçirdim. benim yapım da içedönük ama bu kadarı fazla geliyor.
0
denizince
(21.01.21)
İtfaiye misin sen yoksa psikiyatr mı. Senin adam hayattan emekli olmuş. TV kumandası gibi düşün. İki tane dandik pil alırsın hemen biter. Sonra birini atar yerine Duracell takarsın. Kumanda bir tane bitik pil ve bir tane Duracell pille canavar gibi çalışır. Sen bu ilişkideki Duracell'sin.

Kendi hayatını kurtar önce.
0
pass
(21.01.21)
evlenmeden önce durum neydi? geçici bir durumsa, işsiz vs kalmış bunalıma girmişse ilerde toparlayabilir, destek olunabilir. ama kadınların erkeklere bakışı çok farklı. karşı tarafa saygıyı yitirdikten sonra toparlaması zor oluyor oldukça. ki ben öyle algıladım. yetersiz görüyorsun eşini.
0
benim adim kerim hepinizi severim
(21.01.21)
@benim adim kerim
evlenmeden önce de ağırbaşlı bir yapısı vardı ama bu kadar kötümser değildi. ülkenin hali malum, sadece memlekette olan biteni takip etmek bile insanın ruhunu yıpratıyor. iş yerinde beklediği değeri göremiyor, işini iyi yapsa da sosyal olmamaktan kaybediyor. ayrıca finansal olarak da zamanla geriye gittik. bütün bunlar birikince bu noktaya geldi. ama bence bunlar bahane olmamalı, insanın içinde yaşama hevesi varsa yine bu duruma gelmez. aslında ilk zamanlarımızı düşününce baştan beri böyle bir kara delik varmış içinde ama ben iyimser bakmışım hep, görmezden gelmişim.
0
🌸denizince
(21.01.21)
Böyle bir sorumluluğun yok tabi ki. 5 yıl uzun süre. Umut kalmamış. Yola başka şekilde devam etmelisin belli ki.
0
elorelia
(21.01.21)
Evet eş kurtarılmayı istiyor mu acaba?
Siz neden böyle bir rol üstlenmeye çalışıyorsunuz ayrıca? Belki de iğneyi kendinize batırarak başlayabilirsiniz.
0
sevenay
(21.01.21)
sanki benim esim yazmis gibi geldi biraz. ben de sanirim boyleyim. telefon/bilgisayar ile internette takilmak disinda bir sey yapmiyorum, kendimi gelistirmiyorum, bir aktivite uretmiyorum, ot gibi yasiyorum. arada bir ufak gaza gelsem de hemen geciyor. ozellikle son donemde cok depresifim. maddi olarak ileri gidiyoruz sadece ama esimin gerisinde kaliyorum artik.

cevap olarak:
kurtarmak gibi bir vazifen yok tabi ki. kendi yolunu cizmek istiyorsan cizmende bir sakinca yok ama bosanmadan da bunu yapamazmissin gibi anliyorum yazdiklarindan, cunku 5 yilda zaten yapmamissin. muhtemelen sikilmissin esinden, ortak bir gelecek de gormuyorsan zorlamaya gerek yok. hem evli kalip hem kendi yolunu cizmek mumkun mu bilmiyorum, o evlilik olur mu ondan da emin degilim. ama bi ihtimal sen kendi yolunu cizerken esin sana uyum gosterebilir (once bunu deneyebilir, olmazsa ayrilabilirsin de). kendi yolunu cizmek baskalariyla birlikte olmak vs. degilse tabi.
0
lemmiwinks
(21.01.21)
Bence var, ama bu kişisel bir şey, evlilikten ne anladığınıza göre değişiyor. Başkası yok der, doğrusu odur falan.

Bahsettiğiniz durum depresyon gibi görünüyor. Sonuçta bir hastalık. Siz hasta olsanız ve o sizi kendi halinize bıraksa ne hissederdiniz, onu düşünebilirsiniz.
0
plutongezegendegilmi
(21.01.21)
kurtarılmak isteyen insan kurtarılır.
talep edilmemiş yardımın altında da büyük bir ego yatar.
zaten ortada bir depresyon olmakla birlikte, kurtarılacak bir şey de yok bence.
yani konuyu o açıdan ele almak bence biraz dönüp kendinizi sorgulamanız gereken bir konu.
anlamaya çalışmaktan çok, beklentili ve yargılayan bir durumunuz varmış gibi geldi bana.
zaman içinde buna dönüşmüş de olabilirsiniz tabii.

ama insan hayatının da evliliklerin de inişleri ve çıkışları oluyor.
eşiniz sizde bir yılgınlık yaratmış olabilir.
bunu konuşup bazı çözümler getirmeniz lazım.
terapiye mi gidilecek, sosyal hayat mı canlandırılacak, artık duruma göre onları siz belirleyeceksiniz.
buna da yanaşmıyorsa, birlikte bir hareket planı yapamıyorsanız, o zaman kendi planlarınızı yaparsınız.
0
blatta hiberna
(21.01.21)
Eşinizi "iyileştiremezsiniz", eğer kurtarmaktan kastınız buysa. Ama iletişim kurmaya çalışabilirsiniz, terapiye yönlendirebilirsiniz, birlikte üretken olmayı ve bir şeyler paylaşmayı önerebilirsiniz.

Eşim bu durumda olsa sırtımı dönüp "ben kurtaramam bu adamı" diyemem. Ama eşime yüzümü döneceğim derken kendime sırtımı dönersem hem kendimi, hem de ilişkiyi tüketirim. Dolayısıyla dengeyi sağlamaya çalışmak gerekiyor. Ve evet "hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde" tam olarak bu.

Edit: Yani eşinizin kalp hastalığı olsa, kalp hastalığını siz iyileştiremezsiniz, doktordan yardım almanız gerekir. Ama bakımına, beslenmesine yardım eder, yürüyüşe yönlendirirsiniz. Bunun gibi düşünebilirsiniz.
0
gmzo
(21.01.21)
e bu şey değil mi ya? evlilik?
0
nuisance
(21.01.21)
seviyorsan var, sevmiyorsan yok. her şey sana bağlı. ben erkeğim, evli değilim ama mesela gerçekten seviyorsam eşimi, zorluk yaşadığında da, bir batağa saplandığında da onu oradan kurtarmaya çalışırım, hatta kurtarmaktan keyif de alırım. gerçi bende biraz kahraman olma hevesi de var ama.

ama tabii kişiyi döndüremeyeceğiniz bir nokta da olabilir. o noktada da o iş biter.

ama ufak bir zorlukta kaçan birinden de hazzetmem.

gerçi siz hala boşanmayı düşünmüyorsunuz. o halde çizin kendi yolunuzu bence.

çok çelişkili şeyler yazdım ama olay detaylarda çok değişkenlik gösterdiği için ve geçen 5 senenizi bilmediğimiz için böyle konuşabiliyorum ancak.
0
ardt
(21.01.21)
@kıyıya vuran dildolar

biraz hızlı ve argo bir giriş ama doğru tespit bravo, bende de pasif agresiflik vardı. gerçi çeşitli delirmeler sonucunda fark ettim ve aştığımı düşünüyorum.
0
🌸denizince
(21.01.21)
cevaplarınız için çok teşekkürler...

açıkçası bırakıp kaçma gibi bir niyetim yok. kendisini seviyorum da, bunun yanında saygı duyduğum pek çok özelliği de var. örneğin, fiziksel olarak ne kadar hantalsa zihni o kadar hareketlidir, keyfi yerinde olunca çok güzel muhabbet ederiz. dünyaya karşı umursamaz olduğu için kaygılı zamanlarımda bana farklı bakış açısı sunar, rahatlarım. çoğu şeyi düşünmüş ve kafasında bir yere oturtmuştur, bu halini seviyorum.

ben bu noktaya kadar onun hayatımdaki varlığını öncelik sıralamasında en üste koydum, şimdi artık önceliği kendime verip, o bana uyum sağlasın diye düşünerek hareket etmek istiyorum. böyle bir hamle yapmamın ilişkimize de iyi geleceğini seziyorum, ama emin değilim. belki de kopmaya sebep olur.
0
🌸denizince
(21.01.21)
"""iyi günde kötü günde"deki kötü gün bu mu""

Değil. O yapı itibariyle böyle. Bu kötü gün değil. Uyuşamıyorsanız ve böyle cidden huzur bulamıyorsan boşanman gerekir.
0
1bir1bir1
(22.01.21)
Birlikte spor yapın. Birlikte video oyunları oynayın. Yeni sohbet topicleri bulun. Cinselliğe yeni fanteziler ekleyin. Sarılın.
0
hasmetizm 2046
(22.01.21)
bence bir ilişkideki en önemli konulardan biri de yaşam enerjisi ve keyfi ile ilgili aradaki makasın aşırı açılması. daha durağan yaşayan çoğunlukla hiç değişmiyor çevreden gözlemlediğim kadarıyla. diğer taraf ya kendinden vazgeçiyor ama içinde bunun yanlış olduğunu bildiği için aşırı mutsuz oluyor. ya da kendini seçiyor ki bu da ilişkinin bitmesine neden oluyor.

iyi günde kötü günde bence tam olarak bu değil zira aynı şey diğer taraf içinde geçerli. o da sizin bu durumlardan etkilendiğiniz için kötü gün kısmında olduğunuzun farkında değil mi? farkında. şayet yine de hayatından memnunsa ve adım atmaya yanaşmıyorsa o zaman bu sizi aşar ve ömür boyu mutsuz olursunuz. ama o da sizin kötü günde olduğunuzun sorumluluğuyla somut ve devamlılığı olan adımlar atacaksa, mesela bir uzmanla görüşecekse, kendisine çekidüzen verecekse, o zaman elbette yanında olmaya devam edersiniz.
0
Phoebe
(22.01.21)
Sorumluluğunuz yok bana kalırsa. Ama birşeyler yapayım diyorsanız şu kitabı tavsiye ederim.
www.kitapyurdu.com
Bu kitapta evliler için bir bölüm var.
0
Anthony McCarten
(23.01.21)
(9)

gereksiz "d" kullananlar beni kızdırıyor

sutcuyumbensutcu
ya çok açık köylülük ve türkçe katliamı değil mi? adam gitdi yazıyor ya da öpdü ya da kesdi vs. ve bunu herkes yapıyor. gereksiz yumuşamaya gerek var mı!!??
ya çok açık köylülük ve türkçe katliamı değil mi?

adam gitdi yazıyor ya da öpdü ya da kesdi vs.

ve bunu herkes yapıyor. gereksiz yumuşamaya gerek var mı!!??
0
sutcuyumbensutcu
(19.01.21)
Haklısın. Ben sert olması gereken ekleri yumuşak ünsüz olarak yazanlara da takığım.
1985'de... gibi. Doğrusu 1985'te.
0
himmet dayi
(19.01.21)
yapacam
edecem

gibi kullanımlar da buna benzer bir etki yaratıyor bence
0
owaki
(19.01.21)
gereksiz d kullanımı değil ki bu, yanlış d kullanımı. komik olduğunu falan mı düşünüyorlar acaba?
0
ardt
(19.01.21)
Yani evet temel eğitimden yoksun olduğunu gösteriyor karşımdakinin.

Dayım falan böyle yazıyor whatsapp grubunda mesela ve gözüm seyiriyor ama yapabileceğim bi şey de yok.

Siz de uyarabileceğinizi uyarın, uyaramadığınıza yutkunun hayat bu tarz şeylere takılınca çekilmiyor pek.
0
chicha_v2
(19.01.21)
araplasmis tipler yapiyor genelde. bazilari bilerek yapiyor.
0
baldur2
(19.01.21)
yok.
ama artık yazmayı geçtim; konuşulanı anlayamayan insanlar var. ana dilini anlamıyor veya konuşamıyor falan.
0
rewlack
(19.01.21)
yemek dadsız, duzsuz ve bişmemiş. her gün fox'un özeti.
0
duyurukullanıcısı
(19.01.21)
eğer verdiğiniz örnekler gibiyse, evet ben de sinir oluyorum ve gözümde bağlan olan de'nin bitişik yazılması, "ğ" yerine "y" yazılması kadar itici ve yanlış. rakamlardan/sayılardan sonra da millet takmıyor pek. "saat beşde/5'de", "eskisi kadar tad yok", "herkesde bir tuhaflık var" gibi kısacası fıstıkçı şahap olayından habersizler.

ama köylülük durumundan rahatsız olmuyorum. yani "dadsız duzsuz", "picamayla", "arabaya doğru goştu" gibi, bir köylünün bazı ifadeleri yerel ağızla telaffuz edişinde herhangi bir iğrençlik ya da yanlışlık göremiyorum.
0
m e b
(19.01.21)
Ona gelene kadar günlük konuşma yazışma esnasında çok lüzumsuz İngilizce kullananlar var. Çok gereksiz Arapça lafşar kullanmaya çalışanlar var. Amaçlarının saygıdeğer bir şekilde anlaşılmak değil kendini ispat edecek yer yaratmak olduğunu düşündürüyorlar, işin anadil saygısı tarafının umurlarına çok çok uzak olduğundan eminim.
0
1bir1bir1
(19.01.21)
(2)

bir cümlelik çeviri

ardt
"Don’t make excuses to justify any lapses that occur and accept responsibility for your actions."translate'teki şu çeviri doğru mu: "Meydana gelen herhangi bir hatayı haklı çıkarmak için mazeret üretmeyin ve eylemlerinizin sorumluluğunu üstlenmeyin.""eylemlerinizin sorumluluğunu üstlenin" mi "üstlen
"Don’t make excuses to justify any lapses that occur and accept responsibility for your actions."

translate'teki şu çeviri doğru mu: "Meydana gelen herhangi bir hatayı haklı çıkarmak için mazeret üretmeyin ve eylemlerinizin sorumluluğunu üstlenmeyin."

"eylemlerinizin sorumluluğunu üstlenin" mi "üstlenmeyin" mi?
0
ardt
(18.01.21)
hahaha translate yavrumun kafası karışmış baştaki don't yüzünden. belki virgül olsa daha iyi olurdu.

ikinci söylediğin. "hataları hoş görmek için mazeret üretmeyin ve eylemlerinizin sorumluluğunu alın" demek istiyor. "hataları hoş görmek için mazeret üretmek yerine eylemlerinizin sorumluluğunu alın" tarzı bir çeviri türkçede daha hoş durabilir.
0
der meister
(18.01.21)
ben de "translate bayağı gelişmiş galiba ya, bir öyle okuyayım bakayım" dedim ama arada kontrol ede ede gittim, bu cümle de garip, hatalı geldi. sorayım dedim. hala tam olmamış demek ki :)
0
🌸ardt
(18.01.21)
(8)

istemsiz olarak sinirli bakmak

ardt
önce biraz ağlamak istiyorum: çok uzun yıllardır istemsiz insanlara sinirli bakıyorum. yolda yürürken kaşlarım çatık yürüdüğüm çok olur. dahası, mesela bir arkadaş ortamında normal normal oturuyorum, biri bana bir şey diyor, ilk bakışım sert oluyor. bunu dolaylı olarak, karşı tarafın tepkisinden anl
önce biraz ağlamak istiyorum: çok uzun yıllardır istemsiz insanlara sinirli bakıyorum. yolda yürürken kaşlarım çatık yürüdüğüm çok olur. dahası, mesela bir arkadaş ortamında normal normal oturuyorum, biri bana bir şey diyor, ilk bakışım sert oluyor. bunu dolaylı olarak, karşı tarafın tepkisinden anlıyorum. şimdi hatırladığım bir olay var mesela, mcdonalds'ta sıradayım, yanıma bir çift geldi, kız tarafı bana "pardon" deyip bir şey soracaktı, döndüm, ters ters bakmışım demek ki, geyik yapıp adamın arkasına geçip eğildi :) ben de güldüm, sonra adam sordu bana soruyu. böyle onlarca olay yaşadım. bu önemli değil ama arkadaş arasında olması kötü. yani son 10 senede kimbilir sırf bu yüzden kaç insan beni yanlış anladı, belki bunun da etkisiyle bana yaklaşmak istemediler, kimbilir kaç arkadaş kaybettim? ya da bazı kişilerle daha yakın olacakken sırf bu yüzden ("şu salak da bana sürekli tip tip bakıyor" dedikleri için) muhabbetim pek ilerlemedi. halbuki onlara böyle ters ters bakmak istemiyordum, onlara sinirlenmiyordum o an.

bir keresinde ise biri bana direkt olarak bu konuyu yazdı whatsapp'tan. karşı taraf çok hassas biriydi, çok takan biriydi ama mesela "beni sevmediğini düşünüyorum, geçen gün senden bir şey istediğimde sinirli sinirli baktın" demişti mesela direkt (o an da "kızdın mı" gibi bir şey demişti zaten). halbuki gerçekten, bir şey istedi diye sinirlenmemiştim. böyle böyle belki de insanlar uzaklaşıyor benden.

son bir olay daha anlatayım. topluca tatile gittik. ben biraz fazla yandım, biri gelip omzuma dokundu "coss" dedi esprisine, ben bir şey demeden yine ters ters bakmışım demek ki, "acıdı mı kiii" dedi. ben de sonrasında (her zaman değil ama) durumu düzeltmek için bazen gülümseyerek "yoo" falan diyorum.

bu durumun sebeplerine gelir isek de. bu bir semptom olabilir. hayatıma ve kendime olan kızgınlığımdan dolayı sürekli kaşlarım çatık geziyor ve gayet güzel güzel oturuyorken bile biri bir şey dediğinde istemsiz olarak sinirli bakıyor olabilirim. bilmiyorum bu ne kadar doğru ama böyle olabilir. neyse, sonuçta birdenbire kendime bakışım 180 derece değişmeyeceğine göre öncelikle bu semptomu düzeltmem lazım.

bu durumu nasıl düzelteceğim ya? kim bilir ne kadar kaybım oldu bu yüzden. yani düşünün mesela gidiyorsunuz birine espri olsun diye "coss" diye dokunuyorsunuz, o size sinirli sinirli bakıyor, acıdı da ondan baktı sanıyorsunuz ama acımadı da. yani o insana karşı ne kadar rahat olup ne kadar yaklaşabilirsiniz ki? :/ er kişiyim bu arada bilmiyorum bu bilginin bir faydası olur mu :)

bir fikri olan var mı? ayrıca, bu durumun insanlarla olan ilişkilerime etkisini de değerlendirirseniz sevinirim. "ben de olsam size gıcık olurdum" gibi veya tam tersi.
0
ardt
(13.01.21)
Ilginc bir şey ama herkes az da olsa yaşayabilir galiba bu durumu. Benim de çalıştığım ofise işbirliği yaptığımız bir adam gelmişti. oturup konuşuyordu diğer kişiyle, ben de kendi işimi yapıyorum masada. Bi ara kafamı kaldırıp adama bir baktım ama farkındayım kesecek gibi baktığımın. Sonra da gülümsemek yerine önüme dönünce adamın sesini duydum birkaç dk sonra konuşurken 'kim bu ya ne iş yapıyor' vs :) halbuki hafif bir gülümsemeyle yanlış anlamanın önüne geçilebilir belki. Benim tavsiyem farkına vardığınızda hafif bir tebessüm edin.
0
havadakarada
(13.01.21)
İngilizce kaynak olur mu?
www.scienceofpeople.com

Edit: ¯\_(ツ)_/¯
0
kobuzchu kiz
(13.01.21)
@kobuzchu kiz: olur. teşekkürler.

edit: bitch mi? :))

videodaki

Are you angry?
Is something wrong?
Did I say something to offend you?
Why don’t you smile more?


bu laflardan ilk üçünü duydum sanırım. yani bu anlama gelebilecek tepkiler aldım. yoksa sadece üçüncü lafı duydum, yukarıda da anlattığım gibi. ama durup dururken sinirli gözükmüyorum. onun yerine biri bir şey dediği zaman ona bakma refleksim bu surat oluyor niyeyse.
0
🌸ardt
(13.01.21)
ben de öyleyim tamamen yüz yapımla alakalı değişeceğini de sanmıyorum. yapacak bir şey yok.
0
kestane gürgen palamut
(13.01.21)
Hocam benim alerjik açık ten yapı renkli göz kombinasyonum var ben de çatarım kaşları. Ama güneşe çıkmayı sevmem hiç o yüzden problem olmuyor. En kısık ışıkta telefonumu kimse kullanamaz. Hatta kuzenim aynı şekilde o çık çıkar güneşe göz kenearları kırıştı adamın genç yaşta. Bu konu sizin için önemliyse göz estetiği bölümleri var bazı göz hastanelerinde ben ankarada gördüm. Bakışınızı cerrahi olmayan yöntemlerle örneğin botox(1 yıl idare ediyor) düzeltiyorlar. Kaşlara da yaptırısınız bi işlem çözülüyor
0
gatherer
(13.01.21)
Yüz yapını nasıl değiştiricen? Konuşmaya başladığında mimiklerin düzeliyor zaten, bırak insanlar azcık korksunlar senden. Ben bir kadın olarak bahsettiğin "sorun"un ekmeğini çok yerim çünkü doğal koruma kalkanı oluyor bana (çok güzelim çünkü. Hohahahahahah)

Bence kendinle daha derinlikli konularda ilgilenmelisin, kendini sevmeyi daha incelikli şekilde öğrenmelisin. Bu sorduğun soru aslında psikolojinin senden bile çok uzak kaldığını, seni çok özlediğini gösteriyor.
0
1bir1bir1
(13.01.21)
catik kaş icin botoks yaptirabilirsin. gene benzer bir sekilde kaşlarini sekillendirmek (tabi uzman birine gitmek lazim) de yuz ifadende onemli degisiklik yaratabilir.
0
hot potato
(13.01.21)
Bir an ben mi açtım duyuruyu diye düşündüm :) Bir de benim kaşlarım da çatık. Ben de çok fazla bu konuda yorum alıyorum. Bugün daha insanlar sana yaklaşmaya korkuyordur yorumu aldım. Kaş alma ihtiyacım olmamasına rağmen ifademi yumuşatmak için aldırdım. Onun dışında kendime sürekli gülümsemem gerektiğini hatırlatıyorum ve sıkça parmaklarımla kaşlarımı düzeltiyorum ifademi yumuşatmak için. İnsan ilişkilerini etkiliyor maalesef. Soru sorulacaksa insan biraz yumuşak bakan birini tercih eder, dert anlatmak çare aramak istediğinde yine aynı şekilde.
0
skywalker.anakinn
(13.01.21)
(47)

Milyonlarca dolarlik hastaliklar.

müptezel dostoyevski
Devletin tek bir kisi icin milyonlarca dolar ilac parasi odemesi dogru mu?Bu sahislar iyilesse bile dunyada gozle gorulur bir degisiklik yaratma ihtimalleri sifir olmasa bile sifira yakin.Hayirseverlerin bagis yapmasindan bahsetmiyorumOzgur iradeleri.Sosyal devlet olmak zorunda miyiz sizce?Sakin cal
Devletin tek bir kisi icin milyonlarca dolar ilac parasi odemesi dogru mu?
Bu sahislar iyilesse bile dunyada gozle gorulur bir degisiklik yaratma ihtimalleri sifir olmasa bile sifira yakin.
Hayirseverlerin bagis yapmasindan bahsetmiyorum
Ozgur iradeleri.
Sosyal devlet olmak zorunda miyiz sizce?
Sakin calacaklarina boyle kullanilsin demeyin
Bambaska konular.
Daha yetiskin bile olmamis cocuklar icin milyonlarca dolar ilac parasi odemesini devletin destekliyor musunuz?
0
müptezel dostoyevski
(25.12.20)
tek bir çocuk dediğiniz çocuk sizin çocuğunuz, kardeşiniz hatta yalnızca akrabanız olsaydı bu soruya vereceğiniz cevabı tekrar düşünün bence. tek bir çocuk nasılsa yenisini yaparım diye mi düşünürdünüz acaba?
0
amugochi
(25.12.20)
bence devletin varoluş amacı budur zaten. bana lazım olduğunda işimi yapmayacaksa ben ona neden bağlı kalayım? saçma sapan iş adamlarına vergi indirimi/muafiyeti yapacaklarına keşke hep ihtiyaç sahiplerine yada tedavi olabilecek hastalara dağıtsalar paraları.

insanı yaşat ki devlet yaşasın.
0
trajikomix
(25.12.20)
amugochi- cevabi dusundum basligi acmadan tabi. devletin bu isleme zorunlulugu olmadigina kanaat getirdim. devlet ayri, hayirseverlerin yardimci olmasi ayri olay. vergilerin tek bir cocugun milyonlarca dolarlik ilac parasi icin kullanilmasi gerektigini dusunmuyorum sonuc olarak, kaanaatim bu yonde oldu

trajikomix - hukumetler degisebilir bu durum da degisir, bunu sadece su an ki hukumet icin ele almayalim, kesin olmamakla beraber abd de sosyal devlet anlayisi olmadigina yonelik cokca yazi goruyoruz, ozel saglik sigortan olsa bile belli noktalarda destek sagliyor, abd bu noktada tek bir kisi icin milyonlarca dolar odemeyip hata mi ediyor? bana kalirsa yaptiklari bir hata yok ortada.

potansiyeli ve yetenegi cok yuksek bir cocuk kesfedilir, onun icin 100 milyon dolar harcanir, dunyayi degistirecegi tahmin ediliyordur, ama hicbir yetenegi daha ortaya cikmamis birileri icin, tum halkin vergisini riske atmak, akil alir gibi gelmiyor
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
Anlayamadım ben, devlet hayrına mı yapıyor? Net ve brüt maaşınız arasındaki farkı bir karşılaştırın. İşçi/memur her ay kötü günler için zaten devlete ödeme yapıyor.
0
kojonotsuki
(25.12.20)
kojonotsuki - zaten buna yonelik hastane ihtiyaclarini karsiliyor devlet, milyon dolarlik ilaclari listesine almiyor. almamakla iyi de yapiyor bana kalirsa. ama surekli instagram ve twitterda buna yonelik algi operasyonu yapiliyor, devlet bu ilaclari listesine alsin diye. devlet bir hayir kurumu mudur? halkin vergisini referandum yapmadan kafasina gore dagitabilir mi?

referanduma gidilip, bir birey icin maksimum hastane saglik harcamalari ust limiti ne kadar olmalidir? gibi bir toplum gorusu alinmak zorunda degil midir ya da ekonomistlerden bu yonde feedback alip karar vermesi gerekmez mi, seffaf ve dogruluk adina.

ben xxxx birim vergi odemisken x birim vergi odeyen biri benim milyonlarca kat daha fazla oranimda saglik harcamasi yapma hakkini nasil kazanabilir? esitlik ilkesine uygun mudur, bence toplum olarak duygusal bakiyoruz bu konuya gibi geliyor
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
her insanın yaşama hakkı vardır, gerçekten aşırı temel bir haktan bahsediyoruz. bakış açınız ableism'e kayıyor. herhangi bir sağlık problemi olmayan çocuğa bile devlet eliyle bir sürü sağlık ödemesi yapılıyordur mesela. bu çocuk ilerde sizin tabirinizle "potansiyeli ve geleceği" olmayan bir insan olacaksa bu para da mı boşuna gitmiş oluyor? samimi bir meraktan soruyorum gerçekten bakış açınızı anlamak için yanlış anlamayın. o zaman bu devlet neden var? (hükümet değil, devlet)

@ala09 size de bir sorum olacak. hadi bu hastalık gerçekten de öyle oluyor diyelim. dünyaya ne annesini, ne babasını, ne onların akrabalığını ne de hastalığını seçerek gelen hasta çocuğun bir kuruş bile almayı hak etmeyecek günahı nedir bu noktada?
0
amugochi
(25.12.20)
Milyon dolarlık ilaçlar, nadir görülen hastalıklar için. Toplam bütçe içindeki yeri minimal.
Bir de, sigortanın mantığı zaten budur, riskin dağıtımı. Milyonlarca insan milyarlarca tl prim öder, kimi doğru düzgün sağlık harcaması yapmadan yaşar gider, başka biri kronik hastalığa yakalanır uzun yıllar tedavi/ilaç harcaması oluşturur.
Sosyal devlet olmak da budur zaten. Aksi, devlet bu iştem neredeyse tamamen elini çeksin, sgk primi almasın, özel sağlık sigortası sistemine geçilsin, ödediğin prim kadar risk kapsamı geniş olsun demek.

Bu konu hakkında değerlendirme yaparken, bakkal hesabı yapmak yerine, sağlık ekonomisi, geri ödeme, nadir hastalıklar gibi konular hakkında bilgi sahibi olup sonra değerlendirme yapmak daha iyi olur.
0
efx
(25.12.20)
Sağlık bir insan hakkıdır ve bu hak, diğer tüm haklar gibi yüzlerce yıllık toplumsal mücadeleler sonucu kazanılmıştır. Bir insanın sağlık hakkına erişebilmesi için illa dünya üzerinde gözle görülür bir değişim yaratma ihtimali olması gerekmez. Sadece insan olması yeterli. Bu tedavilerin neden milyon dolar maliyeti olduğunu sorgularsan daha doğru bir kapı açmış olursun kendine. Hak ve özgürlükler oylamaya tabi değildir, referandumla emeklilik de kaldırılsın mesela, olur mu? Olur dersen şaşırmam tabi.

Hoş xxx vergi ödeyenin x ödeyenden daha fazla sağlık hakkı olduğunu düşünen birine laf anlatmanın beyhude olduğunu düşünüyorum ama umut biz x vergi ödeyenlerin ekmeği işte.

Yurttaşlık kavramı ve bilinci öyle bir erozyona uğradı ki son yıllarda, devleti yönetenlerin ve büyük burjuvazinin hayalini kurduğu ama açıktan diyemediği ne varsa onları dile getiren "ortalama vatandaş" her yerde peydah olmaya başladı.
0
temasettin
(25.12.20)
bakanlığın tek bir kişi için, gerek ameliyat olur gerek tedavi olur milyonlarca lira harcaması doğru. sistemin temel mantığı bu zaten.

ama soruyu sma hastaları için soruyorsan, orada durmak lazım. bakanlık bu konuda resmi olmayan açıklamalar da, ödeme kapsamına almayı çok istiyoruz ama ilaç şirketleri hastaları çok manipüle ediyor, bir çok çocukta ilaçlar yaş kilo vs'den dolayı etki etmediği halde umut vadediyorlar, ve bazı tedavi yöntemleri de faydasız demişti.

bunun gibi bazı nadir ve milyon dolarlık ilaçlarda dönüyor maalesef bu manipülasyon durumu.
0
avatar is back
(25.12.20)
Evet, devlet ödemeli. Kişilerin yaşam hakkı “zenginlerin” vicdanına bırakılmamalı. Ancak devlet önleyici sağlık hizmetlerine de yatırım yapmalı. Nüfus planlamasının din dışı bulunup askıya alındığı, akraba evliliklerinin sözümona din alimleri tarafından özendirildiği bir ülkede yaşıyoruz maalesef.
0
auroraaurora
(25.12.20)
efx- sosyal devlet anlayisini halk benimsemek zorunda mi peki? evet bu ulke vatandasiyiz, ama ileride medeni bir duruma gelirse bu ulke, halkin goruslerine gore sekillenmesi gerektigini dusunuyorum bircok harcama kaleminin. egemenligimiz noktasinda kusku yaratmayacak tum konular, seffaflik ile halkla paylasilmali.
ama sosyal devlet analyisini benimsemene saygi duyuyorum tabi ki
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
amugochi - devlet vatandaslari icin var, osmanli zihniyeti gibi, halk sefalet icinde olsun, devlet ayatka kalsin dusuncesinde degilim. halkimiz refah icinde olmali. egemenligimizi korumali, muasir medeniyetler seviyesinde tutmali. ama toplumun dusuncesini kaideye almali.
sosyal devlet anlayisini benimsemek zorunda degil diye dusunuyorum bu halk.
bu konuyu sizce vakiflara devredemez mi? bircok hayir sever bu vakiflari yonetiyor, halihazirda.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
r evolution - evet guzel cevap, teknolojiye ve bilime yapilacak her turlu yatirimi destekliyorum.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
avatar is back - icinde milyon dolar ilac ucreti olan her hastaligi katiyorum konuya, devlet baskidan oturu mecburen ekliyor cogu ilaci. dediginiz durumlar ayri konular tabi, ilac sirketleri kazanc elde etmek icin, yasama umudu pazarliyor.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
auroraaurora , sunu soracagim, neden destek olmak istemedigim biri icin, vergilerimden o kisiye para gitmesini kabul etmek zorundayim ? medeni bir ulkede her sey seffaf ve halkin onayi alinarak yapilmaz mi? devletin sosyal devlet anlayisi yarin degisebilir, bu degisimi istiyorum, destek olacagim.
dediginiz nufus planlamasi konusunda destekliyorum sizi, nufus planlamasi sart.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
şu anki devlet yapımızda diğer israflar bitsin sağlık karşılansın evet. Çünkü devlet sürekli alıyor, bize verebildiği nadir şeylerden biri sağlık. (güvenlik bile veremiyor diyebiliriz bak)

Bence vermemesi de makul ama o zaman çalışma hayatında ve aldığımız her üründen bu kadar vergi alınmamalı, herkes paşa paşa özel sigortasını yaptırmalı, yaptırmayan da ölür veya çok borçlanır. Bu sisteme geçersek herkes kendi bacağından asılır ama Türkiye'nin bu düzene gelmesi imkansız gibi (en azından bizim ömrümüz içinde).
0
nhk ni youkosu
(25.12.20)
Türkiye’de sosyal devlet yok ki. O ilaçların ücretinin karşılanması da popülizm sadece. Sizin zihniyetiniz hakim zaten, merak etmeyin. Güvenlik hariç, o da şüpheli, ücretini ödemediğim hiçbir hizmet almıyorum ben bu devletten. Bordroma bakınca hafakanlar basıyor.
0
auroraaurora
(25.12.20)
yani sizin bakış açınıza göre amerika gibi sağlık harcamaları özel sağlık sigortaları kapsamında olmalı, devlet eliyle yönetilmemeli gibi anladım ben. bu durumda devletin benim maaşımdan aldığı vergiyi bana geri vermesi lazım.

devlet buna yanaşmaz, bizden aldığı vergiler oraya harcadıkları paranın yanında gerçekten bir hiç kalıyor. asıl bu vergiler kimin cebine gidiyor onu sorgulamak gerekiyor.
0
bigcaptain
(25.12.20)
Ben de müptezel dostoyevski gibi düşünüyorum. Tedavi kararı farklı sosyal statüler göz önünde bulunularak verilmeli. Geçende 4 çocuğunun 2'si sma hastası olan birinin bir çocuk daha doğurup onun da sma hastası olması gibi bir durum vardı mesela. Bilimsel ve genetik olarak o çiftin belli bir riski varsa ve bu riski aileler üstleniyorsa devletin böyle bir durumda milyonlarca doları 2 çocuğu kurtarmak bile değil daha rahat yaşatmak için harcaması bana adil gelmiyor.

Farklı şirketlerin vergi kaçırıyor olması bambaşka bir konu - onlar vergi kaçırmasa da artan parayla yapılabilecek yine binlerce şey bulunabilir zaten genetik sorunu olduğu belli olan bir ailenin bile bile lades dediği yeni çocukları tedavi etmektense. Toplum olarak bu riski herkes karşılamak zorunda mı?

Zaten bu sma konusunun kesinlikle ilginç şekilde birden gündeme geldiğini düşünüyorum, yani böyle bi hastalık mı yoktu, ilacı mı yoktu bilmiyorum ama acayip karlı bi iş gerçekten.

Edit: yine başka bir örnekle mesela sigara içenlerin ya da alkoliklerin kanser masrafını toplumun geneli ödemek zorunda olmamalı. Bunlar bile bile alınan riskler, ben sağlıklı yaşamaya çalışan biri olarak neden sorumsuz yaşayan insanların masrafını üstlenmeliyim? Ha amenna adamın başına hiç önleyemeyeceği bir şey gelir, o konuda tabii ki devlet baba yardım elini uzatacak. Ama bile bile lades dedin mi orada bence dürüst vergi verenlerin hakkı yeniliyor.
0
roket adam
(25.12.20)
Aynı mantıkla asker polis de olmasın? Savunma sanayi de olmasın? Ne yani teröristler gelip sınırda 3 4 kişiyi öldürecek diye milyonlarca dolarlık harcama yapılıyor? Ne olur biri sokakta seni kurşunlasa? Amaaan güvenlik de neymiş... devletin amacı insanların güvenliğini, sağlığını korumak ve insanı yaşatmak degil midir? Devlet it köpek tayfasına para yedirirken milyar dolarlık vergilerini silerken sesi cikmayan insanlar sma hastarina harcanacak paraya laf ediyor. Burada sizi kastetmiyorum, yalnız değilsiniz. ayni kafada cok sahis var ne yazik ki.
0
sen de git sen de unut
(25.12.20)
Ulusal güvenlik ile bireylerin güvenliği ayrı şeyler. Sınır sorunu bir ulusal güvenlik sorunudur, bireysel bir durum yok yani ortada. Keza sokakta milletin birbirini vurması da bireysel bir sorundan ziyade toplumsal güvenliği tehdit ediyor.

Keza ite köpeğe para yedirilmesini de kimse savunmuyor. Ancak ite köpeğe para yedirilmese bile, artan parayla tüm risklerin farkında olarak halen 3. çocuğu sma hastası olan bir çifte milyon dolar yatırılmasını mantıksız buluyorum. Bir milyon dolar ile bir sürü fakire iş fırsatı doğurabilirsiniz mesela, ya da doğum kontrol kampanyası yapılabilir.

Türkiye'nin bu durumda olmasının sebebi biraz da "aşırı sosyal devlet" olma kasıntısı maalesef, burada böyle bir kaynak yok bu kadar basit. Mesela devlet toki eliyle ucuz konut yapıyor, ucuz konutu alan dar gelirli istanbulda yaşamaya devam ediyor, dar gelirli olduğu için aç kalıyor, bu sefer halk ekmek yoluyla ucuz ekmek veriyorsun, bu sefer iş bulamıyor memur ve belediye kadrolarını şişirip bir sürü insana boş yere para veriyorsun. Bu bir döngü yani. Halbuki toki olmasa, istanbulda yaşayacak kadar para kazanamayan adam başka yerde yaşayacaktı, ne bu kadar darlık olacaktı, ne bu kadar sosyal yardım gerekecekti. Tarım yapması gereken adam köyünde tarım yapacaktı, şehirde iş yapması gereken şehirde yaşayacaktı. Devletin serbest piyasaya çomak soktuğu her alan ekonomiyi alt üst ediyor kısacası. Ben tam liberalizmi desteklemiyorum (sağlık tarafı amerika gibi oluyor çünkü) ama sağlık hizmetlerinin %100 devlet tarafından finanse edildiği bir sistem de türkiyede olduğu gibi özel hastane ve ilaç şirketlerini aşırı zengin yapmana rağmen, sağlıksız bir halk yaratıyor. Para boşa gidiyor kısacası.
0
roket adam
(25.12.20)
Devlet sevmem, ama sağlık için devlet tarafından para harcanmasına/toplanmasına genel olarak karşı değilim (eğitimin devlet tekelinde olmasına karşıyım mesela), hele çocuğa harcanmasına hiç karşı değilim. 80 yaşındaki adam 3 yıl yaşasın diye milyon liralar harcanıyor, çocuğun en azından büyüyüp çalışıp kendini amorti etme ihtimali var.

Onun haricinde bu "fine-tuning" çabası çok riskli. Yani devlet olarak ya ayrım gözetmeden herkesi karşılarsın ya da kimseyi karşılamazsın. İşin içine potansiyel, genetik, zeka şu bu karıştırdığın zaman o iş yarın öbür gün "kürt/alevi çocuklarını tedavi etmeyelim, zaten vatana millete hayırlı olmayacaklar" noktasına iki günde gelir. Kaldı ki potansiyel ölçülecekse bile kim ölçecek? Bunun otoritesini başkasına niye bırakayım?

Aynı şey sigara/alkol tüketimi için de geçerli. Kanser riskinin çoğu genetik, ailesinde kanser geçmişi olanların çocuk yapmasını yasaklayalım, yaparlarsa da "riski biliyordunuz, sizin sorununuz" diyip yardım etmeyelim. Olacak şey değil. Yani olur da nasyonal sosyalist olmamız lazım onun için, olmasak daha iyi bence. Kaldı ki bunun beslenmesi var, hava kalitesi var, milletin götüne analiz cihazı takıp "kızartma yemeseydin sen de, damarlarının yağlanması senin suçun" diyemeyeceğimiz için pratikte de anlamsız bir istek bu.

Onun haricinde bence teoride en güzeli ilaç şirketlerinin, özel hastanelerin çok ağır denetlendiği, ama devlete bağlı olmadığı bir model. Ama onda da adamların senden çok parası oluyor, devleti satın alıyor, kabak yine sana patlıyor, çözemiyorsun. Teorisi güzel de pratiği tatsız.
0
plutongezegendegilmi
(25.12.20)
Plutongezegeni, kesinlikle haklısın. Zaten şu an ideal dünyadan bahsediyoruz. Ancak bir noktada çok hemfikir değilim - bazı genetik hastalıkların riski gerçekten siyah ve beyaz denebilecek kadar net bir şekilde tespit edilebiliyor. Hem toplum sağlığı, hem kısıtlı kaynakların kötüye kullanılmaması açısından bence genetik hastalıklarda bu konuşulabilir. Lakin tabii sigara ve alkol konusu çok ekstrem örnekler, dediğin gibi onları tam olarak belirlemek çok zor.

Mesela bi örnek vereyim, amerika'da bazı sigorta şirketleri abonelerine ücretsiz akıllı saat (apple watch tarzı) veriyor. Gönüllü olarak veri paylaşırsan ve spor yaptığın, aktif bir yaşam sürdüğün tespit edilirse daha düşük sigorta primi ödüyorsun riskin düştüğü için. Aynısı araç kaskosunda da oluyor, bir cihaz yardımıyla araba sürüş profilini çıkartıp, agresif kullanıyorsan çok, sakin kullanıyorsan az prim ödemeni sağlayabiliyorlar ve bu çok mantıklı. Bir birey olarak da %100 desteklerim bunu yani. Bu fine-tuning işini piyasaya bırakıp, devlet mekanizması ile denetleyebilirsen sonuçlar süper çıkabilir. Amma velakin pratikte türkiye gibi bi ülkede bunu yapmak mümkün değil çünkü "sosyal yardımlar" ile yaşayan onlarca milyon "oy" var bu ülkede, yani devlet eliyle dilenci yapılmış milyonlar var maalesef.
0
roket adam
(25.12.20)
roket adam- "sosyal yardımlar" ile yaşayan onlarca milyon "oy" var bu ülkede, yani devlet eliyle dilenci yapılmış milyonlar var maalesef.

mis gibi cevap gercekten cogu duruma.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
@müptezel dostoyevski zaten sgk, ilaç vs yapılan harcamaları paylaşıyor, gdp'ye kıyasla, gelişmiş bir çok ülkeye kıyasla sağlığa az oranda kaynak aktarılıyor. Ülkenin önemli bir kısmının işsiz, asgari ücretle geçinen insanlar olduğunu düşündüğünde, halka gidip "artık sağlık güvencesi vermeyelim, sağlık sistemini tamamen özelleştirelim" diye sorarsan alacağın cevabın ne olacağını tahmin edersin sanırım.
Artık tüm vatandaşlara belirli bir miktar vatandaşlık maaşının verilmesinin tartışıldığı bir dünyada, sağlık harcamalarının toplam gdp'nin %4.7'sini oluşturduğu Türkiye'nin sağlıkla ve bütçeyle ilgili en önemli konusu bu diyen varsa bir zahmet vizyonunu genişletsin.
0
efx
(25.12.20)
Bahsettiginiz heralde zolgensma.

Bir kere burada sunu atlıyor olabilirsiniz; sosyal devlet olan ülkelerde bu hastaligin bir tedavisi kesinlikle karsilanmali, tedavisi karsilanmayan hastalik sosyal devlete aykırı.

Yalniz şöyle bir olay var; zolgensma pahalı ama spinraza (devletler tarafindan karsilanan) hayat sonuna kadar kullaniliyor, cocuk sürekli hastaneye gidiyor (masraf), ilk yil 600bin dolar kadar sonra her yıl 300bin dolar civari.

Simdi böyle hesaplayinca zolgensma daha ucuza geliyor.

Fransa'da bu zolgensma doktor onay verirse karsilaniyor. Ki tahminim EU yakında alım gücü olayiyla fiyatini falan iyice düşürür.

Neyse, devletin ben bu tedaviyi karşılaşılamiyorum ölün banane demesi kadar saçma bir şey olamaz.
Ha tabi Türkiye'de zolgensma karşilanmasini görmek çok zor bence. Böyle insanlari millete dilenmeye yöneltmek varken.
0
logisticsmanager
(25.12.20)
"Bu sahislar iyilesse bile dunyada gozle gorulur bir degisiklik yaratma ihtimalleri sifir olmasa bile sifira yakin."

"potansiyeli ve yetenegi cok yuksek bir cocuk kesfedilir, onun icin 100 milyon dolar harcanir, dunyayi degistirecegi tahmin ediliyordur, ama hicbir yetenegi daha ortaya cikmamis birileri icin, tum halkin vergisini riske atmak, akil alir gibi gelmiyor"

Kimin yaşayıp kimin yaşamayacağına karar vermek istiyorsunuz yani? Yani devlet bakacak "Lan salak sen daha üniversiteyi kazanamamışsın sen yaşama, sen kazanmışsın da 5 sene olmuş hala bitirememişsin senden de bir bok olmaz, sen de yaşama. Sen zeki çocuğum gel yaşa bakayım."

Bu faşistliğe giriyor olabilir ama emin değilim.

Bir de yani 8 milyar insandan kaç kişi dünyayı değiştirmiş? Hitler'i çocukken çok zeki olarak algılarsak ne yapacağız mesela?

Bakış açını değiştirmen lazım. İnsanlığın amacı evreni fethetmek için her şeyi yapmak olsaydı o zaman bütün insanlık uğruna bu amaç için çalışırdık. Bütün kaynaklarımızı bu amaç için harcardık. Dolayısıyla ayak bağı(!) olacak, kaynaklarımızı sömürecek(!) insanları öldürürdük(!) en kısa zamanda evreni fethetmeye çalışırdık.

Ama bizim böyle bir amacımız yok (belki 2-3 kişinin vardır). Amacımız bu dünyada mutlu mesut yaşamak. Her insanın da yaşama hakkı var. Bütün sözleşmelerde bu hak güvence altına alınmıştır. Kimin yaşayıp kimin yaşamayacağına karar veremezsin.

Bir de eğer iş buralara gelirse sistem daha da karmaşıklaşır. Mesela bütün gün götünün üstünde oturup internete yorum yazan insanlara devlet ağrı kesici bile vermez. Salaklara ekstra salaklık vergisi koyar. Zekilere ise her şey bedava olur vs. vs.

Güzel distopya romanı olur bundan he.
0
ardt
(25.12.20)
j r r tolkien hayrani , cevabniz guzel, iyi bakis acisi, ama devletin olmama olayini halk bireysel sekilde kapatamaz, guvenlik vb cok fazla detay var, devletin olmamasi imkansiz duruyor gunumuz sartlarinda, dunyadaki herkesin iyi niyetli, kotulugun olmadigi vb bir durum olmali ki devletler ortadan kalksin, ki bu da hayal gibi
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
ardt, vergilerimin nerelerde harcanagi noktasinda soz hakki sahibi olmak istemem fasistlik mi? zorunda miyim sizce buna? bize baski yapmis olmuyor musunuz sizce, bi degerlendirmenizi rica ediyorum, bana zorla, odedigin vergi bu kisilere gidecek demis oluyorsunuz su an, istemiyorum ki bunu
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
logisticsmanager , neden olamaz ki, devlet saglik sektorunde soz sahibi olmak zorunda mi? ya da sosyal devlet olmak zorunda miyiz sizce? abd, sosyal devlet degil ornek olarak
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
efx, sizce her birey vergisinin nerelerde harcandigini gormek istemekte ozgur degil mi? ben bu noktalarda hizmet almak istemeyip, baskasinin da benim vergimden bu noktada destek almasini istemiyorsam, bu fona param gitsin istemedigimde bu ozgurluge sahip neden olamiyim sizce, halki buna zorlamak dogru mu
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
"ardt, vergilerimin nerelerde harcanagi noktasinda soz hakki sahibi olmak istemem fasistlik mi?"

Ofansif olmak istemiyorum aslinda ama daha yumusak ifade etmem mumkun degil: eger kimin yasayip kimin yasamayacagina karar vermek istiyorsan ve de kisilerin zekasina bakarak buna karar veriyorsan, kusura bakma ama evet bu fasistligin âlâsıdır. Bakis acini degistirmen lazim acilen.

Yoksa senin fikrine gore şoyle yapmamiz lazim: Vatandaslar IQ derecesine gore vergi versinler. IQ azaldikca vergi artsin. Toplanan vergiler de belli bir IQ'nun ustundeki, yani dunyayi degistirme ihtimali olan kisilere verilsin.

Senin mantigini oturttugumuz zaman gelecek duzenlemelerden sadece biri bu.

Oyle "para benim, nasil harcayacagima ben karar veririm" demekle olmuyor. "Bu cocuk benim" deyip cocugumu öldürebilir miyim ben mesela?
0
ardt
(25.12.20)
bence ikinizin orta noktası şu şekilde bulunabilir: müptezel arkadaşımız ben devletin sağladığı sağlık hizmetlerinden faydalanmayacağım kardeşim, bunun parasını da ödemiyorum diyebiliyor olmalı. böylece şuna buna yardım ediyorum demek zorunda kalmaz, kendi başının çaresine bakar. bunun bir light versiyonu avrupa ülkelerinde (bkz: kirchensteuer) olarak yapılıyor, hristiyan değilsen adam senden kilise vergisi almıyor mesela, bunun gibi seçimler yapılabiliyor olmalı "en azından".

keza emeklilik konusu da aynı şekilde, ben kendim birikim yapabilecek finansal okur yazarlık ve zekaya sahibim kardeşim, devlet bana maaş falan bağlamasın benden sgk primi de kesmesin diyebilsem, eminim ki devletin bana ayıracağı dandik emekli maaşından çok daha yüksek bir para ile emekli olurum. ama şu anda böyle bir seçim sunulamıyor, çünkü devlet kendi ayağına sıkmış olacak, devlet politikası şu anda tamamen "iyi kazanan" beyaz yakalıların sırtından, dar gelirlileri sürdürülemeyecek şekilde sübvanse etmek üzerinden yürüyor. bize bu imkanı tanısa paramın diyanete, tokiye falan gitmesine imkan verir miyim?

ancak bunlar dışında, atıyorum gelir vergisi, kdv vesaire bunların nereye harcanacağı konusunda maalesef o kadar granüler bir seçim şansı sunmak realistik görünmüyor.
0
roket adam
(25.12.20)
"sağlık hizmetlerinden faydalanmayacağım kardeşim, bunun parasını da ödemiyorum diyebiliyor olmalı"

Yani şu durumda x kisisi, devletin ufacik bir parcasi. Devlet iyi almiyorum senden vergi dese, bunun bir karsiligi yok. Yani sistemden tek tek kisiler halinde cikamazsin. Devlet, senin hastanelere giden parani hesaplayip o parayi sana iade edemez.

Kilise ve vergi konusunu bilmiyorum ama orada da cok ozgur bir secim yoktur. Eger hristiyan olarak geciyorsan otomatikman vergi sistemine dahil oluyorsundur ya da sistemde hristiyan gozukmuyorsan dahil olmuyorsundur. Belki hristiyan olup da parasinin kiliselere gitmesini istemeyenler var, bu da olabilir. Kaldi ki o insanlar hala kilisenin kararlarinda soz sahibi olamiyor mesela. Soz sahibi olacak kisileri cok dolayli yoldan seciyorlar.

Bir not: nazilerin sakatlari ve beyin ozurlulerini katletmesinin konumuzla alakasini dusununuz.
0
ardt
(25.12.20)
"Nasil cikamiyor? Turkiyede bile oluyordu bu durum, mesela bireysel emeklilik sistemi vardi. Herkes direkt dahil edilmisti ancak sonradan isteyen cikabiliyordu yani cok zor degil o sistemden cikmak."

Hayir, onu biliyorum tabii ki ama benim kastettigim, benim cebimden cikip da hastane yapimina, saglik calisanlarina giden paranin bana iade edilmesi gibi bir sey yok. Boyle bir sey de gelmeyecek.

"Yani olumlu anlamda gorus bildirrmek bile o yonde bir karar vermeye calisma demek oluyor. 'Bu durumdaki herkes tedavi olsun, kisi secilmezsin' desen bile yine bisekilde 'kimin yasayip yasamayacagina' karar vermeye calismis oluyorsun."

Hocam iste sen burada lafi carpitiyorsun. Evet, belki devletin yasasinda "herkesin tedavisini karsilama zorunlulugu" diye bir sey yazmiyor ama arkadasin bahsettigi ornekte buna sen karar vermis oluyorsun. Arkadas diyor ki, atiyorum mesela bir odada 3 kisi var ölüm doseginde, ayni ilacla duzelecek bunlar ama bu ilaclarin her biri 100 milyon. Devletin kasasinda da bolca para var ama sen odaya giriyorsun ve diyorsun ki "salak olan 2 kisiye bu ilactan vermeyin, sadece zeki olani yasatin"

İste burada kimin yasayip kimin yasamadigina tam olarak sen karar vermia oluyorsun.
0
ardt
(26.12.20)
Ben kimseye kendi goruslerimi empoze etmeyw calismiyorum.

Sozum meclisten disari ama mesela nazileri, onlarin goruslerinden caydirmaya calissam bu da mi fasizme girecek?
0
ardt
(26.12.20)
"Onu gectim klasik 'denize dusse x i mi Y yi mi kurtarirsin' sorusunda bile o secimi yapiyorsun bisekilde"

Orada bir tanesini kurtarabiliyorsun ama. İkisini kurtarman mumkun olmadigi icin o mu bu mu diye soruyor. Bizim olayda ise devletin yeteri kadar parasi var ama "hayir, bu parayi salaklari kurtarmak icin harcamayalim" diyorsun.

Bu ustteki lafi gonul rahatligiyla telaffuz edebilecek biri icin de dusuncelerimi belirttim.
0
ardt
(26.12.20)
ardt - olayimin fasistlik ile uzaktan yakindan alakasi yok ki, fasistlik olgusu bambaska bir sey, yukaridaki arkadas acikladigi icin ekstradan tekrar aciklama yapmayacagim, demagoji yapilacak bir konu degil benimkisi, sadece ozgurluk noktasinda ozgur olma, kazandigim parayi kendim yonetme istegim var, ve bunu istemiyorum diye, toplum tarafindan, senin demin yaptigin gibi, yeterli para var ve bunu niye harcamiyoruz, bir cocugun olmesine goz mu yumacaksin, tepkisi yemis oluyorum, bu bir cocuk iki cocuk olayi degil.

ben gelecegi degistirme olayini sundan dolayi belirttim, gelecegi goruyor olsak, o cocuk dunyayi degistirecek cocuk olsa, harcama yaparsin. ama zaten kimin gelecegi degistirecegini bilme imkanimiz yok. iq su cocukken cok yuksek cikmis insanlar ileride toplumu degistirecek olaylar yapiyor diye bi garanti yok.

ama tabi ki, yetenekleri cok bariz olan kisilere, ozel imtiyazlar taninmali. ama bu imtiyazlarin icerisine, torpil karismamali. kendi cocugunu o imtiyazlarin icine sokacak insanlar olmamali.benim isteklerim gunumuz sartlarinda biraz imkansiza kacabiliyor, bundan dolayi cok yalin sekilde, parami istedigim sekilde kullanma ozgurlugune bagladim olayi.

benim param, ben secmeliyim, devlet veya hukumet, bize bu ozgurlugu getirmeli. umarim bu ozgurluge kavusuruz ileride.
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
j r r tolkien hayrani - bireysellik ve devlet konusunda durum su, devlet olmadigi zaman, yerine baska otoriye koyabiliriz ya da koymayabiliriz. koymadigimizi farzedelim. 5 milyon nufuslu bir ulkeyiz, dunyada diger ulkeler olmaya devam ederken, biz ulke olmaktan vazgecersek nasil bir sey ile karsi karsiya kalacagiz ? 1 gecede bu duzenin degisme imkani yok, sinirlari nasil koruyacagiz ? ornek veriyorum 5 milyon kisi her konuda fikir belirtme ozgurlugune sahip olalim

gunde milyonlarca karar vermemiz gereken sey olacak, 5 milyon kisi surekli olarak fikir belirtemez

ama bizim goruslerimize en yakin kisileri sectigimizde hukumet partileri oluyor.

buna devlet veya hukumet demeyelim.

ama fikirlerimize en yakin kisileri secmis oluyoruz.

sonucta bize en yakin kisiler, idareyi saglasin diye isbirligi yapiyoruz

dunyada tamamen ulkeler ve sinirlar kalkacak derseniz, bu noktada uyusabiliriz, sinirlara inanmiyorum, iyi veya kotuye inaniyorum.

keske tum toplumlar baris icinde yasasak

olay biraz karisiyor bu konuda.

isteklerim var, ama bu isteklerimin pratige donusmesi cok zor.

devlet ortadan kalkinca, direkt bireysel kalicaz diye bi durumda yok tabi.

ama sonucta adina devlet demesek bile bi mekanizma olusacak.

5 milyon nufuslu bir ulke, ulke olmaktan vazgecti, kabile sistemi diyecegim bir sisteme gecti diyelim, ahmet isimli sahis bos gordugu butun topraklara ev dikmeye kalkti, dunya benim dedi, topraklar hepimize ait dedi, herkes bos buldugu yeri sahiplensin dedi ornegin, ben sizin kabilenize de katilmiyorum dedi, otoritenizi tanimiyorum dedi, burada sinirlari nasil cizebiliriz ki ?

o zaman sen kendi uzerinde bir guc istiyorsun, durum oyle diyebilirsin, ama sanirim mutlak bir gucun olmasi gerekiyor duzen saglanmasi adina. bu mutlak gucun, seffaf, liyakata uygun, durust ve guvenilir olmasini istiyorum. lakin bir toplumu yonetmekte tamamen durust sekilde olamiyor, karisik biraz durum. basit gormuyorum acikcasi, biraz konu allanip budaklaniyor, konu konuyu aciyor.

su an ki sartlara gore istegime gelirsek, devlet duzenine karsi degilim, ama devlet bireyler icin var, ama bireylere ozgurluk tanimlamasi yapmali. devletin kisitlamalari maksimum duzeyde degil, toplumu ayakta tutacagi kadar olmali. radikallikten uzak olmali ve toplumun genel cikarlari icin calismali.

maksimum ozgurluk ve maksimum secim imkani tanimlamasi yapmali.
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
"that escalated quickly" diyorum ama @muptezel; devlet sosyal devlet olmak zorunda değil, ben sosyal devlet açısından konusuyorum.
Açıkçası su an Fransa gibi sosyal devletin üstlerinde olan bir yerde mutluyum, disten göz doktoruna hepsi karsilaniyor. Issiz kalirsam 3 yila kadar maas var, covid dönemi yüzde 100 maas karsilamasi yapildi vs.

Bunlari devlet yapmak zorunda değil ama sosyal devlet yapmak zorunda.

Siz temel liberal devlet diyorsunuz; evet devletin polis gibi temel güvenlik dışında hicbir şeyle ugrasmamasi lazım. Misal ev sahibi seni evden mi atacak? Kendi sorunun. Ama Fransa'da misal seni kışın evden atamaz.
Işveren istedigini isten atar. Fransa'da atamaz.
Devlet sagligi karsilamaz, hele 1 milyon euroluk ilaci. Fransa'da karsilar.
Devlet vergi az alir (ki Amerika'da vergiler az değil), Fransa'da daha fazla alir.

Ben sosyal devlet tarafından yasiyorum, siz liberal devletin metro yapmaya bile katilmadigi, vatandasi herhangi bir sekilde isverene karsi falan korumadigi sistem istiyorsunuz, saygı duyarim.
0
logisticsmanager
(26.12.20)
'Birisi gelsin benim sorunumu cozsun, gucunu gostersin baskalarini korkutsun. Ben ona itaat edeyim o da beni korusun'

durum boyle degil

tak diye 1 gecede tum dunyada devletleti yikmak mumkun degil.

kendi icinde bulundugumuz toplumdaki mevcut kosullari, kademe kademe iyilestirip, en mutlak dogruyu deneme yanilma yontemiyle bulmaliyiz.

ben ortaya tek basima cikip tum dunyada sinirlar kalksin, devlet kalmasin, mutlu mesut yasayalim diye ortaya cikip kosturmaya kalksam, bir anlami olmaz.

ama icinde bulundugum toplumda, kisa surede gerceklestirebilecegim, ozgurluk adina yeniliklere yogunlasirsam bunu gerceklestirme imkanim var yasadigim surecte. olaya bu sekilde odaklaniyorum. siz ise genel bir hedefiniz var, olmasini istiyorsunuz, ama o hedefi gerceklestirme ihtimalimiz yok gibi, sadece soylemde kalma durumu daha yuksek degil mi sizce? hayal gibi biraz
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
j r r tolkien hayran, soylediklerinizi bir yerden yakalayip ele almak gerekiyor, aklinizdaki fikirleri faaliyete donusturmek adina bir cabaniz var mi bilmiyorum, burada fikir paylasiyoruz, muhabbet amacli

benim size sorum su olur, fikir yurutmemi istemiyorsaniz

Benim düşünceme göre ise en başından devlet şeklindeki bir yapının olması yanlış.

bu cumleye karsilik sizden uzun uzun, ulkemiz veya genel dunya adina, devletlerin yikilis surecini ele almanizi rica eder, bunu dinlemek isterdim, bir planiniz var mi,dusundunuz mu buna yonelik daha once, kendim fikir yurutmek yerine, direkt size sorayim, ama bunu eksi duyuru uzerinden konusmak biraz zor olacaktir muhtemelen, sizin bu surec ile alakali aklinizdaki her detayi ogrenmek gerek, milyonlarca milyarlarca sorulacak soru olacak bu buyuk surec ile alakali
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
Yalniz zolgensma tedavisinden ron swanson gibi libertarian yapiya nereden gelinmis. Devlet yikilsin yerine avm yapilsin.m!

Bence bu konunun devlet olmalı mi diye konusulmasi lazim, iyice konudan uzaklasilmis.

Gecenlerde komedyen yannis pappasin bir şovu vardi; para kazanamazken allahim obama care super lütfen bana yardim edin derdim, simdi para kazanirken baskan kim mi olacak? En az vergi alan, istedigin politikayi yürüt yeterki benden az vergi al diyorum derdi.
Bu da oyle. Ben su an Fransa'da ortalama maas alan biri olarak sosyal devlet haklarindan memnunum ama yilda 100-150 bin euro kazanmam yeni vergi dilimlerine girecegimden allah belasini versin böyle sistemin diyecegim :)
0
logisticsmanager
(26.12.20)
logisticsmanager , biraz degisti konular, ama tabi benim nihai sorum basliktaki konu

Neyse, devletin ben bu tedaviyi karşılaşılamiyorum ölün banane demesi kadar saçma bir şey olamaz.


boyle demissiniz, bunu sosyal devlet anlayisini benimsemis ulkeler icin soyluyorsunuz sanirim, ama bu anlayisi devlet bize dikte ediyor.

lakin referanduma gidilse bi dostun dedigi gibi, ulkenin cogu fakir oldugu icin, bu anlayisi kabul edicek muhtemelen.

al sana yeni bi referandum konusu daha

bireylerin vergilerinin nereye gidecegini secme ozgurlugu olmali mi?

bu referandumu da medya nasil lansederse ona gore sonuc sekillenicek.

ama objektif lansedilirse, yine ayni kitle, vergilerinin nereye gittigini secmek isteyecektir.

ama bu referandum da herkese bu ozgurlugu tanirsak, sizin cocuklarinizi tedavi edecegimiz fonlarimiz azalicak diye lansedilirse, yine ayni halk bu ozgurlugu istemeyip devlet denilen olgunun iradesine birakicak, olaylar guc kimdeyse ona gore sekilleniyor, karisiklasiyor.
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
ardt +1000
0
eksimeksi
(26.12.20)
mevcut türkiye şartlarında bu konuda bir referanduma zaten gidilemez. çünkü halkın büyük kısmının geliri yine devlet harcamalarına dayanıyor. ya memur, ya memur ailesi, ya devlet yatırımlarında çalışıyor, ya devlet iştiraklerinde çalışıyor, ya da gelirinin büyük kısmı devletten gelen şirketlerde çalışıyor. bu sorunun sorulabilmesi için gerekli sağlıklı ortam, ancak devletin piyasadan mümkün olduğunca çekildiği, ekonomiyi özel iştiraklerin ağırlıklı olarak yürüttüğü, ve insanların da ödedikleri verginin farkında olduğu (brüt maaş alıp vergiyi kendi ödediği gibi) bir ortamda gerçekleşebilir.

atıyorum Imamoğlu istanbulu kazandı evet ama bu başarıda "tapu sorunu çözülmesi", "halk ekmek", "suya zam yapmama" gibi kamu yararının aksine gerçekleşen bir çok propagandanın büyük etkisi var. yapmasın demiyorum ama halkın oy verirkenki kriterlerleri "özgürlük" falan değil, "ekmek" olduğu sürece böyle bir karar verme sürecinden bahsedilemez bence. şimdi sen bu adama sorsan diyecek ki halk ekmekten 1 tiye ekmek alıyordum noldu şimdi alamayacak mıyım diyecek. halbuki biz seni daha düşük vergilerle uno ekmek yiyecek bir gelir seviyesine çıkaracağınız dediğinde buna yanaşmayacak, havadan para indirim ve yardım gelmesine alışmış çünkü.
0
roket adam
(26.12.20)
tartışmayı okumadım ama kendi düşüncem türkiye gibi bir ülkede hayır, karşılamamalı. milyonlarca doları iyileşip iyileşmemesi belli olmayacak tek bir kaynağa bağlamak yerine binlerce başka çocuğun hayat standartları yükseltilebilir.
0
anais
(26.12.20)
(5)

sahibinden'de çakallık yapmak

duyurukullanıcısı
bir ürün var ara sıra sahibindende düşüyor ürün 5000tl ise sahibinden'e arasıra geldiği içi 15k-20k gibi fiyat koyuyorlar.ben şimdi 4-5 tane fake hesap açsam hepsine yurtdışından fotolar bulup 5kTL bandına çeksem ürünüyeni ürün koyan adamda bende bu fiyattan koyayım der mi?
bir ürün var ara sıra sahibindende düşüyor ürün 5000tl ise sahibinden'e arasıra geldiği içi 15k-20k gibi fiyat koyuyorlar.

ben şimdi 4-5 tane fake hesap açsam hepsine yurtdışından fotolar bulup 5kTL bandına çeksem ürünü

yeni ürün koyan adamda bende bu fiyattan koyayım der mi?
0
duyurukullanıcısı
(13.12.20)
4-5 fake hesap icin telefon no lazim
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(13.12.20)
Urunun 5000tl olduguyla ilgili algi nereden geliyor? Her malin fiyati arz / talep dengesine gore belirlenir - talep cok arz azsa fiyati yuksek olur haliyle. Ara sira o fiyata gelip sonra kayboluyorsa o fiyata alici buluyor demektir. Dedigin yontem arzin daha cok oldugunu gosterip gercek urunu koyacak saticinin gozunu biraz korkutabilir bence ama fiyati 1/4 yapacagini hic sanmiyorum. Hatta 15/20k gibi fiyatlara gidiyorsa muhtemelen senden o fiyata almak isteyecekler cikacaktir.
0
robokot
(13.12.20)
Sen olsan böyle bir şeye düşer misin :)
0
roket adam
(13.12.20)
ürününü satın almak isteyenlere ne diyeceksin?
0
ardt
(13.12.20)
Bunu yapan whatsapp grupları var.

Piyasada az bulunan otomobil modellerinin fan kulüpleri oluyor ya. Atıyorum "Kia Pro Ceed GT". Whatsapp'tan aracını satacak adam gruba mesaj atıyor. Fiyatı adam 140 bin liraya satmak istiyor diyelim. 10-12 kişi 150-160 bin aralığında aracı için ilan oluşturuyor. Satacak adam da ederinden daha fazlaya satabiliyor böylece. Sonra o sattığı adamın numarasını isteyip gruba ekliyorlar.
0
himmet dayi
(13.12.20)
(2)

şifre değiştirme sorusu

ardt
yani diyelim ki önceki başlıkta da belirttiğim gibi (http://eksiduyu.ru/1454847) benim üye olduğum bir siteye saldırı düzenlenip şifreler çalınmış. benim oradaki şifrem asd123 diyelim. ben onu Asd123 yaparsam olur mu, yoksa bambaşka bir şey mi yapmam lazım?yani botlara "çaldığımız şifreleri değiştir
yani diyelim ki önceki başlıkta da belirttiğim gibi (eksiduyu.ru) benim üye olduğum bir siteye saldırı düzenlenip şifreler çalınmış. benim oradaki şifrem asd123 diyelim. ben onu Asd123 yaparsam olur mu, yoksa bambaşka bir şey mi yapmam lazım?

yani botlara "çaldığımız şifreleri değiştirirlerse bir de bunların ilk harflerini büyük yapıp deneyin" diyorlar mıdır?
0
ardt
(28.11.20)
Tamamen yeni bir şifre oluşturman gerekiyor.
0
hayirsiz
(28.11.20)
neden peki? merak ettim.
0
🌸ardt
(28.11.20)
(7)

Veri ihlali nedeniyle sifreniz ifsa oldu

ardt
Android'de chrome bu sekilde uyariyor. Gecen haftalarda da 3-4 sifremi degistirdim bu yuzden. Acaba bu uyari dogru mudur, coddiye almak lazim mi? Yoksa bir google sacmalamasi olabilir mi?
Android'de chrome bu sekilde uyariyor. Gecen haftalarda da 3-4 sifremi degistirdim bu yuzden.

Acaba bu uyari dogru mudur, coddiye almak lazim mi? Yoksa bir google sacmalamasi olabilir mi?
0
ardt
(24.11.20)
O şifreyi kullandığın sitelerden biri patlamış. Şifren başkalarının eline geçmiş olabilir. Risk var. Eğer önemli yerlerde kullandığın şifre ise değiştir.
0
himmet dayi
(24.11.20)
bana da hiç gelmezdi bir haftadır gelmeye başladı. 30 adet şifreniz tehlikede falan diyor.
0
bohr atom modeli
(24.11.20)
@himmet dayi: peki diyelim xyz.com'da da bu sifreyi kullaniyorum ama oraya telefondan hic girmedim. xyz.com'daki sifremi de degistirmem gerekiyor mu?
0
🌸ardt
(24.11.20)
Veya oradaki kullanici adim farkli diyelim.
0
🌸ardt
(24.11.20)
Telefondan girip girmemek mesele değil. Artık şifren ve e-posta adresin sızmış. xyz.com ile beraber eğer varsa o şifreyi kullandığın tüm sitelerdeki şifrelerini değiştirmelisin.
0
battal gemalmaz
(24.11.20)
haveibeenpwned.com
şuraya mailini yazıp çıkan sitelerdeki şifrelerini değiştir.
0
neira
(24.11.20)
Bu verdiğiniz linkte siteler nerde çıkıyor ben göremiyorum? @neira
0
adivar
(24.11.20)
(4)

çapa ile cerrahpaşa iü'ye mi ait?

ardt
çapa ile cerrahpaşa tıp fakülteleri istanbul üniversiteleri'ne ait değil mi?peki iki fakülte arasında ne farklar var?
çapa ile cerrahpaşa tıp fakülteleri istanbul üniversiteleri'ne ait değil mi?

peki iki fakülte arasında ne farklar var?
0
ardt
(01.11.20)
cerrahpaşa artık kendi farklı bir üniversite oldu iü den ayrılıp

ismi de istanbul üniversitesi cerrahpaşa oldu iüc yani

çapada yata yata geçersin cerrahpaşa daha zordur derler.
0
NightBringer
(01.11.20)
neden ayrıldı ki? özel olmadı değil mi?

tıpta yata yata geçmek diye bir şey var mıdır ya?
0
🌸ardt
(01.11.20)
yani tıplara göre yata yata diyeyim hiç bir tıpta yata yata geçilmez herhalde de.

ben iü mezunu ve topluluklarda aktif bulunmuş olduğum için hem çapa hem cerrahpaşada arkadaşım vardı onların yaptığı muhabbetlerden ve birbirlerine sataşmalarından biliyorum :)

yok özel olmadı iü ikiye bölündü cerrahpaşa başta olmak üzere bazı fakülteler(ağırlıklı avcılar kampüsündeki fakülteler) iüc oldu beyazıt-laleli ağırlıklı fakülteler(avcılarda ki işletme de dahil) iü de kaldı.
0
NightBringer
(01.11.20)
böl ve yönet mantığıyla hareket edilerek iü ve iüc olarak ayrıldı.
hiç alakası olmayan fakülteler, yüksek okul bir araya getirildi filan.
tayyip amca böyle uygun gördüğü için böyle oldu.
0
d e j i n
(02.11.20)
(2)

İstanbul'daki en iyi diş hastanesi

perrin
Bezmialem nasıldır? Oligodonti gibi bir hastalık için kapsamlı bir tedavi süreci gerekiyor. Burada bir diş hekimi varsa umarım yardımcı olur.
Bezmialem nasıldır? Oligodonti gibi bir hastalık için kapsamlı bir tedavi süreci gerekiyor. Burada bir diş hekimi varsa umarım yardımcı olur.
0
perrin
(25.09.20)
en iyi olup olmadığını bilemem ama ortodonti ve gömülü diş çekimi için dentapolitan bostancı ya gitmiştim, memnun kaldım.
0
evritinkizsamtinghepind
(27.09.20)
okmeydanı ağız ve diş hastanesi
0
ardt
(28.11.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.