e doktora gitsin. belki stres vs gibi bi kaynağı vardır..

saç dökülmesinin erkeklik hormonunun normalden daha çok salgılanması ile alakalı olduğunu söylersen birazcıkta olsa psikolojisi düzelir sanırım. =)

ve evet bu bilgi doğru.

kendisi kesinlikle yalnız değil zaten, çok erken yaşta saçlarını kaybeden sürüyle delikanlı var maalesef. ama kader böyleymiş diye oturmak yerine doktora danışmak daha mantıklı. kökler ölüp gitmeden bir yolu yordamı bulunabilir.

@mahnita doktordan kasıt bir psikiyatrist ise yönlendirmek konusunda kararsızım sonuçta ben kız arkadaşıyım ben iyiyim deyip kendisini yer bitirir bana da hiçbir şey anlatmaz diye korkuyorum zaten bu durumun stresten kaynaklanabileceğini de sürekli söyliyorum ben kendisine.. :)

@bu nick tam yirmi alti karakter onu da söyledim daha önce çünkü biz kadınlarda bu durum görülmüyor ve erkeklerin de ortak problemlerinden biri saç dökülmesi de ben bunu ona söylediğimde ailesinde kelliğin genetik olduğunu kendisinin de bir anda öyle olacağını zannediyor:)

@saatgeceninonikisi ilk başlarda bir dermatoloğa gitti hatta bir süredir ilaç da kullanıyor ama pek etkisi olmadığını düşünüyorum farklı bir dermatoloğa da yönlendirebilirim aslında haklısınız bir doktora danışmak daha mantıklı

genetikse durum ciddi olabilir. bir doktora görünmekte fayda var. çünkü ailede görülüyorsa çok büyük bir olasılıkla onda da görülecektir. acı ama gerçek.

lie to me olabilir hem british hem amerikan aksağnı var dizide,

alias,two and a half men,two guy and a girl,seinfeld.

(bkz: friends)

scrubs :)

it's always sunny in philadelhpia

ne olur it crowd demesin birisi.

benim önerim friends ve black books. coupling belki.

the sopranos. ingilizce için de birebir. öyle bir ilerletirsin ki sorma gitsin.

Tek tek bakıyorum önerilen dizilere hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim tarzım olanlar var sanki :)

lost'u beğendiysen fringe beğenirsin

(bkz: the young ones)

skins?

entourage

black books

ben de sizinle aynı dizileri takip ediyormuşum. hatta amerika'da yayınlanır yayınlanmaz torrente düşüyor. indiriyorum. altyazıyı yazan arkadaş bile yatagında mışıl mışıl uyurken ingilizce izliyorum. ardından altyazı çıkınca bir de türkçe altyazılı izliyorum. tabi ki lost bitti diğer ikisini indiriyordum fakat bu aralar scrubs indiriyorum. 3. sezona geldim kesinlikle tavsiye ederim.

ayrıca dizismart'tan takip ettiğim bazı diziler var onlar da güzel.
grounded for life
rita rocks
black books
rodney (aşırı sevemedim ama fena degil)
two and a half men ( scrubs'tan sonra indirecegim ilk dizidir)

diziler için teşekkürler hepinize tekrardan baya dizim oldu sayenizde :)

bunu nereden temin edebilirim acaba?

dogal bir yöntem istersen biraz karbonata bi kaç damla limon suyu damlat arada uygula...tecrübe edilmiş ve faydası görülmüştür..

diş hekimim aşırı sarı olmadığı sürece diş beyazlatmayı hiç tavsiye etmediğini söyledi. maddi durumunuz iyiyse laminate vaneer yaptırabilirsiniz belki.

ben vakti zamanında kosla vanish ile cıkarmıstım.pantolonun lekeli kısmını leğene koyup üstüne kosla dökün beklesin biraz sonra yıkayın o kısmını.çıkması lazım,ben yaptım..

@saleen beyaz leke yapabiliyor onlar en son çare olarak denerim ama teşekkürler

evet yapabilir haklısınız.ben pembe renkli olanını kullanmıstım,kotun rengi de cok koyu değildi ama bi sorun olmadı.rica ederim.

saleen+1 kesinlikle birebir, beyazlatmıyor da korkmadan kullanabilirsiniz :)

yaşayacağımız ülke hakkında detaylı bilgimiz olmalı. orada yaşamadan şuraya yaşamak isterdim demek zor olur. hem ülkenin bile şehirleri arasında uçurum olabiliyor. çok parametre var. zor bi soru

avrupa(hollanda yada almanya) yada japonya(neden? kiraz agaçları en basitinden) şimdilik.ama tabii önce istanbul :)
şartlara gelince ne olsa şukela olur?ortalama bi maaş,belki bi studyo daire,(hem ev hem ofis:D)belki bi küçük araba.

İrlanda da isterdim. Hem tarihi dokusu hem doğası(yeşili havası suyu) hem yüksek yaşam standartları vs.

Singapurda yaşamak isterdim eğitim seviyesi yüksek,zeki,temiz bir ülke,milli geliri yüksek ee ekonomisi deseniz dünyanın sayılı dış borcu olmayan ülkelerinden muntazam bir ülke oturmuş bir işleyiş söz konusu her yerinde adamlar işini biliyorlar çok ülke gördüm singapur başka ya onun için singapuz diyorum

İngiltere - Londra.

Konuşulan dilin ingilizce olmasının avantajları büyük bi kere. Olası bir ayakta kalamayıp geri dönme durumunda boşa zaman kaybı olmaz orada geçen zaman böylelikle. Yani güzelleşmiş bir ingilizce her halükarda avantaj olur. İster orada kal ister Türkiye dahil başka ülkeye geç. İngilizcenin 2. avantajı da zaten bir nebze bilmen, ve öğrenmenin kolay olması.

Olayı Londra'ya özellersek, Londra'da ortalama ingilizce intermediate falan. O da konuşmada. Yazmada pre-intermediate falan çıkar ortalaması. Yani bi sürü yabancı var, göçmen turist falan var. Bu hem her türden adam bulmanı hem de ortalama bir ingilizceyle herkesle anlaşmanı sağlıyor. Kimse senden süper ingilizce beklemiyor. Bu bağlamda bir ayrımcılığa da maruz kalmıyosun. 20 kelime ingilizce bilmeyen ve hayatını idame ettiren bi sürü insan gördüm orada.

Multi kültürel olması can sıkıntısı, kafaya göre adam bulamama, yeni şeylerle (kültür,müzik) tanışamama ihtimalini ortadan kaldırıyor.

Türkiye'ye yakınlık da çok önemlidir bu mevzularda. Kardeşim Avustralya'da yaşıyor, inanılmaz farklı Avrupa'da yaşamakla. Londra'dan ya da Almanya'dan şimdi karar versen gidiş dönüş 300-400 lira bilet parası verip yarın gelebilme ihtimalin var. Çok acil bişey olsa sabah biner akşam burada olursun. Bunu bilmek bunun farkında olmak bile çok büyük avantaj oluyor psikolojik olarak. Avustralya'yı düşün, en ucuz gidiş dönüş bileti 2500 lira. Ve yolda 3 günün gidiyo. Ayrıca orta ve uzun vadede sevdiklerinin seni ziyaret etmesinin de hem ucuz hem de kolay olması da cazip kılıyor Avrupa ülkelerini. Bilhassa da uçuş imkanları bakımından Almanya ve Londra'yı.

Bunun dışında hizmet sektörü (restaurant, bar vs) çok ağırlıklı olduğu için geçici işler bulmak kolay oluyor Londra'da. Gerçi iş, maaş, ev verilse demişsin, o yüzden burayı geçiyorum.

İngiltere son 20 senede çok geri gitti demelerine rağmen hala bireysel özgürlükler konusunda türkiyeyle ya da başka bir ülkeyle kıyaslanamayacak kadar ilerde. Kimse kimseye karışmaz ve herkes de karışamayacağını bilir. Çocuk yetiştirme konusunda ahlaki çöküntü ve çeteler gibi sebeplerden riskli olsa da eğitim, sosyal güvenlik gibi mevzulardan kurtarıyor. Özellikle eğitimden.

Şehir içi ulaşımı muazzam Londranın. Gece sabaha kadar otobüs. Ve çok yaygın bir metro ağı. Bu çok önemli bi faktör.

Ayrıca dünya'nın her yerine ucak kalkan tek şehir, ya da new yorkla 2 diyelim. Yani gezme imkanları da yüksek. Paris'e de trenle 4 saat manş tünelinden. Ayrıca ingiltere vatandaşına vize uygulayan ülke yok neredeyse. Maliyetlerde ucuz. Örneğin bir İspanya'ya turla ya da bireysel olarak uçakla tr'den gidenlerden çok daha uygun fiyatlara gidersin.

Bi de Londra politik görüşüne, hobine, ilgi alanına göre cidden en rafine tipleri, organizasyonları bulabileceğin yer. Bi gidip gelsen acaip özlersin.
Büyük grupların konserleri, futbol, tiyatro, müzikal gibi mevzularda zaten avrupa'nın merkezi. Akademik anlamda da çok önde. Bahçe gübreleme konusunda bile 2 tane profesör bulursun. Her yaşta bir eğitime başlayabilirsin herhangi bir branşta. Devlet yardımcı oluyor o konuda. 2 sene okuyup 40 yaşında elektrik mühendisi olan ve şu an deli para kazanan kuzenimden biliyorum.

Kişi hakları, bireysel haklar mevzusunda bireyin devlete karşı en güçlü olduğu ülkedir belki dünyada. He bu dediğimi bayaa törpülediler terör saldırılarını bahane ederek. Ama hala öndeler.

Tarihsel bi şehir bi de londra. Herşey eski, ya da eski görünümlü.

O boktan bulutlu havasına rağmen bu kadar övdüğüme de inanamıyorum.

İyi oldu, sayende hatırladım oraları. Bi ara gitmem şart.

Öyle kendi penceremden kafama estiği gibi yazdım. Yardımcı olabilmişimdir umarım. Kolay gelsin.

norveç olurdu.
bikere yaşam standartları çok yüksek, sağlık hizmetleri babalar gibi, güneş yakmıyo abi bundan güzel bişey yok. ve evet, kızlar da güzel..

Yazmak istediğim ve aklımdan geçen her şeyi fazlasıyla @dogumdansancili yazmış.

Benim de oyum Londra'ya.

avustralya, kocaman ülke havalarda o kadar değişken değil. her milletten insanlar var çok kozmopolit. üniversal eğitim, öyle ki avustralyalı bilim adamları isveçli bilim adamlarından sonra gelir. sıkıldığında alır başına çöle kaçarsın, istediğinde medeniyete geri dönersin, keşfedilcek çok çeşit canlılar var. kanguru var lan düşün birtek o bile yeter, öyle keseli meseli.

Kanada.

- Dünya'nın en gelişmiş ülkelerinden biri.
- ABD'ye komşu, ondan daha az nüfüslu ve daha büyük.
- Vatandaşlarına imkanları çok geniş, devlet sistemi çok iyi işliyor.
- İki resmi dili var. İngilizce ve Fransızca. Ve bence çok avantajlı.
- Yaşam standartları yüksek. İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda'ya benzer ama daha iyi bence.
- Kurallar sıkı ve kurallara uyulan bir yer. Ama aynı zamanda özgürlüğün yüksek olduğu bir ülke.
- Doğası ve keşfedecek yerleri o kadar fazla ki gez gez bitmez. Dünyanın en büyük ikinci ülkesi ve çok farklı coğrafyalar var.
- Bu ülkeden diğer ülkelere seyahat çok rahat, ve vatandaşı olursan nerdeyse hiçbir ülkeye vize gerekmiyor.
- İş imkanları fazla. ABD'de iş bulma imkanı veriyor. Gelir ve gelir dağılımı iyi.

- Tek kötü yanı olabilecek şey kışın soğuk olması ki önlemini aldıktan sonra o da pek dert değil. Zaten ısıtma sistemleri çok iyi ve karda kışta hayat durmuyor orda...

edit: Şehir olarak da Toronto derim. Kanada'nın en büyük şehri. Çok güzel şehirlere yakın. İstanbul'a uçak var. :)

monaco.
orda normal bi vatandaş olarak altımdaki araba porsche evimde ufaktan bi şato olurdu heralde.

İspanya..

Deniz, güneş, sıcakkanlı insanlar, futbol tutkusu, yemekler.

japonya
-çekik gözlü insanlar
-olduğu gibi kültürleri
-teknolojinin bizimle alakasız bir noktada olması
-okyanus okyanus okyanus

1) derler ki öğle zamanı insanın en verimli olduğu zamandır. senin nasıl hissettiğine bağlı bu tabii...

1- ben sabahin korunde daha kolay ezberliyordum bazi seyleri. 6-7 gibi. ama tabi gece cok gec yatmamak kaydiyla. bunyeye gore degisiyordur belki.

3- salsa, latin danslari vs. videolari ve dvd leri var. bir yandan onlari ogrenirken bir yandan spor da yapmis olabilirsiniz, bir alternatif olarak dursun.

1. uyuma plani 12-8 bence. insanin konsantrasyonu sabahlari cok yuksek oluyor. ama katiliyorum, kisiden kisiye degisir. ama benim fikrim gun isiginda calismanin daha iyi oldugu.

2. vans ?

3. www.lucozade.com

1)Ben hep gece çalışırım 10 gibi başlarım mesela uykumun geldiği zamana kadar
2)Converse in postacı çantası gibi çantaları mevcut bende kullanıyorum çok da kullanışlı biraz pahallıdır ama değer uzun süre kullanabilirsin

1- ikinci öğretim okuyorum. sınav zamanı gece çalışıyorum, hiç uyumuyorum, sınava giriyorum. girdikten sonra yatıp uyuyorum. akşam tekrar kalkıp yine sabaha kadar çalışıyorum. sınav zamanı bu böyle. gece daha çok verim alıyorum çalışmalardan. uyumadan sınava mı girilir diyene de kafam girsin.

önce sabunla yıkıyorum sonra dercos sampuanla her gun 1 defa.

kızlar kirli sakal sever 3 günlük sakal. cunku onlarin gozunde daha serseri daha cekici erkeksi bir imaj uyandırıyormus. bu arada bugun iddia sormuon hacı. kupon yapmıyozmu:)

haha yok baba bugün maç kalmadı dün ve salı oynadım burada belirttiğim maçlara. maçları programa yaymayı tercih ediyorum genelde. cumartesi pazar sorarım büyük ihtimalle:)

Ailemde herkesin saçları kıvırcıktır benimkiler dalgalı sana tavsiye verebilecek kadar çok kıvırcık saç gördüm şöyle yap sana saç kremi şart öncelikle head&shoulders classic bu saçın için gereken şampuan neden bu diye sorarsan sen erkeksin ve saçların kepeklenebilir şu da var bu markanın üzerine şampuan yoktur denilebilir saç kremi içinse rejoıce un çok hoş saç kremleri var onun ballı olanından kullanabilirsin eğer saçın dökülüyorsa şampuanının içine biraz aktardan badem yağı alıp dökebilirsin eğer saçların dediğin gibi çok uzunsa 2 ayda bir en azından saç maskesi kullanman lazım ya gidip aktardan kendine doğal maske yaptır ya da lorealin saç maskeleri var saç tipine uygun bir tane seçip içerisine de bepantene ampülleri satılıyor eczanelerde onlardan al o maskenin içine koy onu önerilen zaman kadar saçında tut daha sonra durula sakal konusuna gelince de eğer 3 numara saç yakışıyorsa yüzüne(kestir demiyorum dikkat et)kesinlikle sakal bırakmalısın zira diğer yanda kırolar gibi gezersin benden söylemesi

maç ntv'de sanırım, ntv spor'da değil.

Tamam da video şeklinde yok radyo şeklinde açılıyor ben seyretmek istiyorum mümkünse

olmuyor :(

(bkz: sipru)

ingilizce ama boşver
atdhe.net

www.livesoccerhd.com

deodorant mi parfum mu istedigini anlamadim ama bvlgari aqva ilk kokladigim andan beri en sevdigim parfumdur.. ama oyle parfumler hakkinda cok da bilgim yok..

@buzzlightyear ikisini de yazdım ne önerirseniz ona bakıcam.

axe africa nın deo+duş jeli migrosta 12lira mı ne, kokusu bence süper, bi dene istersen?

Head and shoulders classic bu şampuan Givenchy Pi ve Channel N5 bu da iki erkek parfümü bunları beğenmeyecek kişi tanımıyorum deodorant olarak bi fikrim yok

@stephen dedalus çikolatalı gibi olandan bahsediyorsun sanırım. denedim sevmedim hiç onu.

@anastra çok pahalı bunlar ya.

adidasın setleri var tavsiye ederim.
duj jeli , parfum , deodorant , roll on , after shave tarzında kokular aynı olduğundan kalıcılığı da artırıyor fiyatı da çok bişey değil internetten bi arastır istersen. ben lacivert veya turuncu olanı tavsiye ediyorum.

head and shoulders menthol

bvlgari

çikolatalı değil, çok daha eskidir africa. gidince bir kokla bence.

strawberryden zirh ikon veya jil sander man al. fiyatları bu ara uygun, güzel kokular.

Korkutmak istemem de mühim bir mesela acilen iyi bir üniversite hastanesine götürülmeli benden söylemesi ayrıca çok geçmiş olsun bu aziz mübarek günlerde allah babana sağlık versin inşallah

doktor değilim ama mantıken;

mr ile beyin zarının nerden yırtıldığı bulunamıyor mu ? bulunamaz mı ?

burundan geldiğine göre sinus boşluğuna ulaşacak bir yerde olması gerekmez mi ?

evet biliyorum cevaptan çok soru sordum ama....

s ile başlayan bir şey söylemişlerdi. onunla tam olarak yırtık yer belirlenebilirmiş. ameliyat öncesi tespit edilecekmiş, ona göre burundan ameliyat veya kafatası kesilerek ameliyat yapılacakmış.

devlet hastanesinde yatıyorsnuz anladığım kadarıyla. mutlaka bi üni hasanesine gidin. sintigrafi demişlerdir muhtemelen bu da bildiğim üni hastanelerinde olur.

akıntı 10. günde aniden tamamiyle kesildi ve cerrahi müdaheleye gerekli kalmadı.

(bkz: gen)
(bkz: dabbe)
(bkz: okul)

şeytan'ın türk yapımı var ama adını hatırlayamadım dostum.

gen ve musallat tavsiyemdir.

şeytan'ın türk yapımının adı şeytan
www.imdb.com

Yerli korku-gerilim filmleri arasında 2000 yılından sonra çıkan bütün filmlerden uzak durmanı öneririm.. Benim için Türkiye'de gelmiş geçmiş en iyi iki korku-gerilim filmi şunlardır.. Bu filmleri bir yerlerden bulup seyretmeni mutlaka öneririm..

Yönetmenliğini Nevzat Pesen'in yaptığı 1963 yapımı Kötü Tohum (birçok araştırmaya göre gelmiş geçmiş en iyi Türk gerilim filmidir) Küçük bir kız çocuğunun arkadaşını bir madalyon yüzünden kıskançlık krizine girerek gölde boğmasıyla gelişen olayları anlatan film üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen ilk günkü gibi gerilimi yaşatıyor..

www.sinematurk.com

Bir diğeri ise yönetmenliğini Yılmaz Duru'nun yaptığı 1986 yapımı Kuşatma .. Küçük bir çocuğun cinayeti görmesi üzerine onun peşine düşen katille arasındaki kovalamacayı anlatan sıkı bir gerilim filmidir..

www.sinematurk.com

Musallat diyorum zaten ötesi yok bana göre(korku ve gerilim filmlerinden etkilenmeyen biriyim musallattan sonra aylarca kenime gelemedim diyebilirim yazarken bile kötü oldum)

kabloyu kontrol etmişsinizdir herhalde? bir yerinde zayıflık olabilir mi hatta takılan yerde? fişi açıp baktınız mı?

hatta bağlanan fişte olabilir sorun mesela. birkaç telle dayanıyor olabilir. bu da yetersiz kalıyor gidip gelmesine yol açıyor bazen.

kabloda problem yok, daha doğrusu öyle oynaklık temassızlık yok . başka fişle denedim yine problem devam etti.

Ttnet servisi arasaydınız size de arızadan dolayı bu durumda olduğumuzu ve en kısa zamanda düzelteceklerini söylerlerdi

@anastra: yazdığımı okumadınız sanırsam, defalarca arıza kaydı bıraktım.

yok okudum da ben de aradım aynı şekilde düzeleceğini söylediler genel sorunmuş onu diyorum herkes aynı durumda

cem yılmazvari olcak ama, aynısı bende de var. bire bir tarif ettiğiniz sorun. modem'imden şüpheleniyodum bende.

işin ilginç yanı şu, online oyun oynuyorum. oyun hiç kesintiye ugramıyor. yani internet hiç kesilmiyor ama internet sayfalarının hiçbirini açmıyor. torrent download kesilmiyor. allah ttnet'in belasını versin.

uydunet, kablonet öneren var mı arkadaşlar?

çok ilginç ya evet bire bir bende de durum böyle, insanı sinir hastası yapacak şekilde.
@anastra: sizin yaşadığınız bölgede böyle bir durum vardır belki ancak burada böyle bir genel arıza belirtilmediği gibi arkadaşlarımda öyle bir problem bulunmamakta.

yüzerseniz sırt kaslarınız gelişir. belki yardımcı olru

kafada kitapla dolanmak gibi klişe yöntemler var. klişe ama ne yapalım.

(bkz: pilates topu)

saat başı yapılacak 60 snlik bir hareket var. ayağa kalkıyorsunuz, bacaklar çok az açık, omuzlar dik şekilde karnı içeri çekerek kalçayı sıkmak ve 60 sn saymak...sırt ve beli rahatlatan bir harekettir. doktor önerisi üstümde denenmiştir..

Şöyle bir tavsiye vereyim bende ve kuzenimde çok faydalı oldu teyzem sağolsun bir gün bizim yeterince dik durmadığımızı farkettiğinde bize 5 santim kısa gözüküyorsunuz sanki mankenler bi de kambur gibi yapıyorlar kendilerini dedi ve kahkaha attı biz o gün bu gündür dimdik yürüyoruz oturuyoruz.

sırt çantası metodu.
eğer bu senin için cidden önemliyse -dik durmak yani- başında taşıman gereken kitabı, yapman gereken egzersizleri, kambur durmaktan duyduğun sıkıntıyı, hiç usanmadan hatırlaman gereken dik dur duk dur dak dur duk dir şeklinde kendi kendine verdiğin şartlanmaları sırtında sanal bir sırt çantasına doldurduğunu düşün. epey ağırlaşsın bu ve bu sırt çantasını sırtına al. omuzlarını geri çek ve taşı onu.
anımsadığın sürece dik duracaksın.

3lü koltukların kol dayamak icin yanda kısımları olur, ayaklarınınız koltukta uzanmıs beliniz tam bu dayanma kısmında baş kısmınızda boşlukta olacak şekilde gün içinde ara ara yatmanı sırt kaslarını güçlendirip dik durmanızı saglayacaktır.. (Umarım anlata bilmişimdir pozisyonu)

Ancak yürüken, otururken vs.. farkında olmadan kamburlaşıyorsanız bir spor salonuna yazılın biraz sırt - omuz kaslarınız güçlensin 1 ay sonra zaten istesenizde kambur duramazsınız...

uzun sevgili bul. bende işe yaramıştı :)

yer ve ya top üzerinde yapılan her türlü hyper extension.

misal;

www.exrx.net

sırtüstü yüzmek

axe

rexona men cobalt pudrasız. leke bırakmayacaktır. şiddetle tavsiye ediyorum.

axe'ın tüm çeşitlerini kullanmış biri olarak tavsiye ederim leke falan görmedim bugüne kadar. leke istemiyosanız alacağınız deodorantın pudrasız olmasına dikkat edin ozaman.

nivea silver protect dışındaki tüm deodrantlar sizi sadece daha beter kokutur. Kişi kendi kokusunu alamazya neyse.

axe

axe africa vardı eskiden. pek şahneydi. galiba artık pek bulunamıyormuş..

pudrasız kullanman lazım leke sorunu için

kesinlikle nivea pudrasız.

nivea silver protect fiyat performans olarak mükemmel

im juli, wristcutters a love story...

(bkz: love actually)
(bkz: amelie)

little miss sunshine

the back up plan

500 days of summer. tam sonunda morali düzeltiyor. :D

çok teşekkürler

gebereceksin gebere jackson.. adamın canına kastetmesene..

ne alaka?

@ yazım yanına ismini nikini artık neyse onu yazarsanız dm gönderirsiniz

bilmiyorum satışa çıktı mı ama, dünya kupası topu olabilir.

Ne yapmayı seviyorsa onunla ilgili bir şey. Bilgisayar başından kalkmıyorsa PS3 mesela.

tabi ki fotoğraf makinesi

böyle ikinizin çıkacağı bir tatil de olabilir bence. çok sevinir.
ya da kol saati.

okuması varsa hayati önemde bir öykü yahut roman cuk oturur. kitap hem fiziken, hem zihnen var olur, icabında ömür boyu...

bu devirde olmayan çocuk yok ama gene de boş geçmiyim. cep telefonu olabilir.
+1 saat ve birlikte tatil

zenith marka veya cannon ae1 tam manuel mekanik bir fotoğraf makinesi.

ömrünün sonuna kadar saklayabileceği bir hediyedir.

alındı da biliyoruz :)

ipod veya fotograf makinasi

cevaplar için çok çok teşekkür ederim, bu kadar cevap gelmesini beklememiştim :)

ps3 güzel hediye olurdu fekat yurtdışından dönüşümde getirmiştim onu. o mevcut yani.. fotoğraf makinası da var çok profesyonel bir şey değil ama onunla idare ediyor, çok ilgisi de yok şimdilik.. birlikte tatil çok güzel olabilirdi, ama ne yazık ki bu yaz iznim yok, bunu da elemek zorunda kaldım.. telefonu da babam aldı hediye olarak kendisine.. ve evet ipodu da var. düşündüm de çok şımartmışız keratayı :)

neyse, sanırım kol saati üzerinde duracağım, şöyle güzelinden filan.. haftasonu çıkıp bakmak lazım öyleyse.. çok teşekkür ederim tekrar yorumlarınız için. oldukça işime yaradı :)

Bir müzik aleti de alabilirsiniz. Yazın da kursuna kaydettirirsiniz, hem alet çalmayı öğrenir hem de sosyalleşir.

Benim o yaşta o kadar teknolojik aletim olsaydı kol saatine bakmazdım :) Akustik bir müzik aleti ise çok farklı o teknolojik oyuncaklardan.

www.webrazzi.com

ayrıca (bkz: 28 haziran 2010 inci sözlük facebook saldırısı)

teşekkürler az önce gördüm ben de ekşi de :)

geçmiş olsun öncelikle.

annemde de vardı ilk gazi yaşargile göründü. türkiye de ve dünyada en iyi beyin cerrahlarından biridir. ankarada da çok iyi bir doktor vardı adını unuttum şu an. neyse ameliyatını da amerikada al mefty diye bir doktor yapmıştı. ama tümör annemin hipofiz bezlerindeydi. ö yüzden gazi yaşargil yapmamıştı ameliyatı. ben isim öğrenirsem başka haber veririm size.

teşekkür ederim ilginiz için Gazi Yaşagil e sanırım yurt dıında yaşıyor ona nasıl ulaşılabilir ki türkiyeden nasıl bağlantı kurabiliriz

tek isim tek adres

necmettin pamir,acıbadem istanbul

geçmiş olsun

geçmiş olsun, kötü huylu olmamasını dilerim.

ablamın hipofiz bezinde iyi huylu tümör vardı. akromegaliye yol açıyordu. tümörün konuşlandığı nokta açısından riskli bir operasyondu, söylendiğine göre %98 başarı elde edildi, hekim florence nightingale'den cengiz kuday idi. önerim ise üniversite hastaneleri olacak naçizane. bulunduğunuz kenti bilmiyorum, istanbul'da mesela cerrahpaşa.

eğer hastalık benzer ise, başarılı bir ameliyat da akromegaliyi durdurmaya yetmiyor, uzun süre, bazan ömür boyu hormon iğneleri kullanılmak zorunda kalınabiliyor.

İsimleri tek tek not ettim ilginize çok teşekkür ederim.

var.tekila çayı yada absolut özü, veya afyon yaprağı olmadı eroin aroması.

o değilde bir günde melisa çayının bütün vicudunu esaret altına alabileceğini düşünüyorsan bence çaya, maya gerek yok.katkı maddesizde o kafayı bulabilme kabiliyetin var gibi:)

eczaneden bi passiflora al mis gibi gelir :)

passiflora konusunda katılmaktayım vaktinde çok kullandığım zamanlar oldu işe yarıyor

Lipton: Huzur

Melisa çayı korkulcak gibi değil, hatta ben de hiçbir etki göstermedi diyebilirim.
İşe yarar bişeyler bulursan, bana da sevabına haber edersen sevinirim :)

@cruex
eroin aroması mı?yok ya ben öyle şeyler almayayım.zararlı olmasını istemiyorum kullanacağım şeyin.
@dessy en kısa zamanda deneyip onaylayınca sana da haber vermeye çalışırım tabi
ilk liptın huzuru olmazsa son çare passiflorayı kullanacağım çok teşekkürler yardım için.

(bkz: takva)

(bkz: devrim arabaları)

fatih akın izleyiniz. i'm juli, soul kitchen.

(bkz: kosmos)
(bkz: beş şehir)
(bkz: bornova bornova)
(bkz: min dit)
(bkz: hayat var)
(bkz: pandora'nın kutusu)
(bkz: pazar: bir ticaret masalı)
süt, yumurta, bal üçlemesi
(bkz: yaşamın kıyısında)
(bkz: mutluluk)
(bkz: eve dönüş)
(bkz: iklimler)
(bkz: 11'e 10 kala)
(bkz: adem'in trenleri)
(bkz: polis)

ve onlarcası...

ulak

zeynep'in sekiz günü, ali'nin sekiz günü, dilber'in sekiz günü üçlüsü var. ben sadece sonuncusunu izledim, güzeldi.

ayrıca kosmos +1

pandora'nın kutusu

(git: 65981)

(bkz: veda )
(bkz: musallat)
(bkz: ejder kapanı)
(bkz: başka dilde aşk),
(bkz: 11 e 10 kala)(bkz: ademin trenleri )(bkz: son ders )(bkz: propaganda)(bkz: şans kapıyı kırınca )(bkz: pardon )(bkz: gecenin kanatları )(bkz: kirpi )

kader,masumiyet ve kıskanmak.

"o dediğimde"
oktay kaynarca nın bir filmi. ben çok beğenmiştim

yerli sayilip sayilmadigindan emin degilim ama ferzan ozpetek filmlerini izlemek gerek.

zeki demirkubuz filmleri diyerek kısa ama net bir yanıt da verilebilir. toplamda 8 filmi var sanırım.

(bkz: gölgesizler)

öncesinde kitabını okumak daha güzel tabi

www.aylinineczanesi.com bu markanın ürünlerinden çok memnun kalmıştım. özellikle yüz için olan koruyucusundan.

@neyseneiste: 50 faktör mü? sen naaptın yaw? bebeklere sürüyolar onu. eğer 50 faktör krem kullanılırsa güneşlenmeden evvelki halinden daha beyaz olur insan. :))

nerden alırsın bilmiyorum ama 13-15 faktör bişiler yeterli olur. ben de açık tenliyim ve bu tip krem kullanırım.

Ne kremi arkadas al havuc,kapucinolu bir yag sure komple yat gunesin altina 6 saat, bak ertesi gune ne guzel yaniyorsun, tarafimdan gecen hafta denedi super de oldu ne 50 si ne 15 i arkadas sanki eskiden krem vardi amk

Gunese niye cikiyor o zaman korunmak icin evde otursun

güneş faydalı bir şey değil o kadar, hele beyaz tenliysen. bu cehaletle bir de "amk" diye ortalıkta geziniyorsunuz ya, pes.

@neyseneiste: hiç ama hiç yanmadan güneşlenmek arzusunda ise dediğin doğrudur ama amaç 3. derece yanık olmadan, gece rahat uyuyabilcek halde olup da bronzlaşabilmek ise 15 faktör yeterli bence. kendim denedim, bu sebeple diyorum.

50 faktör kremler o kadar yoğun ki vücuda sürüldüğü zaman beyaz beyaz iz kalıyor. vücut kremi emmiyor bile. bildiğin polyester kaplanmış gibi oluyosun. :))

kişinin cildinin özelliklerine göre değişir o. ben sokağa çıkarken bile 50+ korumalı koruyucu krem sürüyorum yine de dönerci ustaları gibi kızardığım oluyor. bildiğimiz gibi yönlendirmeyelim insanları. bence dermokozmetik satan bir eczaneye uğra, orda ilgilenen kişiler seni yönlendirir ne kullanman gerektiğiyle ilgili.

Yıllardır kullanırım 30 faktördür beyaz tenliler için 50 faktörün bir faydası yoktur boşa para verirsin senin cildin bebek cildi gibi hassas değil 50 faktör gereksiz sonuçta Eveline nin"SPF 30"unu alabilirsin bu yüz için bir de vücut için "30 SPF UVA+UBV" bu da güneş sütü tavsiye ederim yıllardır kullanıyorum ve memnunum

nıvea 50 faktör al doktora gitmezsin çünki bende hastanelik oluyorum o yuzden 3 yıldır bunu kullanıyorum

sorunu netliğe kavuşturalım önce.sen üni'nin bağlantısını sömürmeye mi karar verdin yoksa kendi wirelessına mı bağlanamıyosun?

sömürmeye karar verdim :) ne fark eder okulda da giremiyorum nete herkes kullanıyor okulunkini internete benden başka para veren yok sömürme olarak almayalım kullanılmamasını isteseler şifre konulur okulun netine şifresiz olduğu için problem de yok

usb'den bağlanan wireless adaptörler var, çekim alanı en iyi olanlardan seç, harici antenli falan bir şey olsun.

eğer bilgisayarında wireless varsa ve ağı görebiliyorsan bilgisayarınla bağlanırsın. ya da etrata kullananlar nasılını nedirini sorsan rahat etsen.

laptop mu kullanıyorsun?
eğer öyleyse imtermete giren birine söyle senin makineyi bağlasın ve o ağı kaydetsin. sonra ne zaman çekim alanına girsen otomatik bağlanır.

@kimlanbu peki iyi bir marka biliyorsan söyler misin
@tulkas pcimde wireless olup olmadığını bilmiyorum ama bağlanmadığına göre yok.
@etna evet laptop kullanıyorum şöyle ki ben yurt dışındayım ve kimse kimseye kullandığını söylemiyor nedenini hala kavramış değilim ama öyle bunun için bir türk olarak ben de söylemeyi düşünmüyorum bazen lazım oluyor başka odaya gitmek gerekiyor mecbur küçücük odada kalakalıyorum şöyle bişey daha var ki bazen okula götürmek istiyorum ders araları baya uzun oluyor ee yine götüremiyorum bunun içinde lazım:)

beraber aglayin.

ben hala agliyorum.

(bkz: babayi ozlemek/@compadrito)

Şimdi hislerinizi bilmiyorum ama ben de dedemi kaybettim babamdan daha çok severdim elinde büyümüştüm falan onun için babalar gününde onun sıkıca elini tutup hafif ağlamaklı gözlerle ona son nefesime kadar bu eli hiç bırakmayacağım benim annem de babamda sen olacaksın ben de senin yeri gelecek annen baban olacağım bu günlerde geçecek birlikte acını birlikte atlatacağız diyebilirsin kesinlikle acısı hafifler kendimden biliyorum fakat yapmayı istemek sana kalmış

babasız çocukları ziyaret edin, onlara abilik/ablalık yapsın biraz.
valla ben de çok detay bilemiyorum ama biraz araştırırsanız çocuk bakımevleri bulabilirsiniz. internette telefon ve adreslere ulaşabilirsiniz sanıyorum. olmadı sosyal hizmetlere danışabilirsiniz. ya da bu etkinlikleri düzenleyenler vardır onlardan yardım isteyebilirsiniz. ziyaretlerin nasıl yapılabildiğini de öğrenirsiniz, neler götürebileceğinizi filan.

hem onlar yalnız bir babalar günü geçirmemiş olur. babasızlıklarını biraz unutur.
hem de arkadaşınız kendinden daha zor şartları görünce haline bir nebze şükreder, kendini iyi hisseder, böylece rahmetli babası da huzurlu olur. :) ataları üzüntü ile değil gurur ve şükranla anmak lazım gelir. en azından benim çocuklarım beni öyle ansın isterim.

@compadrito; o kaçınılmaz...

@kediebesi; nasıl olur o iş biraz daha bilgi versen ya. nereye gidiliyor, nedir olay (inan bilmiyorum)

Babalar Günü ben de aynı hüznü yaşayacağım. Gönderemesem de, onun ve onun okuduğunu düşünüp mektup yazacağım. Hem de iki tane. İçimden gelen ne varsa anlatacağım. Bir küçük tesellisi de olacak. Belki bu kadar açıkça söyleyemezdim diyerek, azıcık da olsa kendimi daha iyi hissedeceğim. Kimbilir?

@kediebesi

valla sana hayranlık duyuyorum. herkese elinden geldiğince, gayet de tutarlı fikirlerle yardımcı olmaya çalışıyorsun. Sen neden hala yazar değilsin yahu?

not: tamamen insani duygularla yazılmış, içinde asla asılmak vs. tarzı fikirler barındırmayan samimi düşüncelerimdir.

insanlar reklamcı tuttum sanacak yav yapma :)
lütfen şikayetleri bana, övgüleri duyuruya şeyedin hehehe :P
aklıma geleni yazıyorum ben, özel bi numaram yok, insanları seviyorum, hoşuma gidiyo yardımcı olabilince.
(duyurunuzun altına özel muhabbete girdik, kusura kalmayın.)

ingilizce bilen arkadaşlara documentaryheaven.com belgeselini şiddetle tavsiye ediyorum. yaşam ve ölümle ilgili düşünmediğiniz bir çok özel nokta görebilirsiniz. gizli casper arkadaşın ingilizce biliyorsa o gün onunla bu belgeseli de izleyebilirsiniz. :)

emedur iyi gelir bulantıya..

Anti-em bayağı ucuzdu, bir deneyin eğer denemediyseniz.

mümkünse ayaklarını havaya kaldır yani yatış pozisyonu alıp bunu yapacaksın

Evde karanfil varsa 1 - 2 tane çiğnerseniz mide bulantısını keser.

Bende işe yarıyor bu yöntem.

www.bellaonline.com

zencefil

ekmek yi geçer

Kekik suyu. Tadı irenç ama kesin çözüm.

bir çay kaşığı türk kahvesine limon sık ve bi hamlede atıver ağzına...
yapamam diyosan sadece limon yemek bile bulantıyı geçirebiliyor(kendimden biliyorum)

hayır ne yazık ki

geçmiş olsun.

mail servis sağlayıcına bağlı.
ama imkansız, geçmiş olsun.

mail bomber/flooder var hacı..mail boxunu binlerce maille doldurursun o'da görmez.iyi birşey değil tabii ama seçim senin

Ya nasıl bir insaım ben ya yurt dışında okuyorum bi ödevimiz vardı herkes aynı ödevi gönderekti hocaya bana da arkadaş gönderecekti mail adresim türkçe açamamış falan direk dosyayı gönderdi dedi ki sen gnder ben de hiç bakmadan gönderdim dedi bi bakayım ne yazmış diye başta kocaman harflerle onun adı ve fakülte numarası yazıyor şoklardayım

ya bahane bulacaksın, kıvıracaksın başka yolu yok, kafanı çalıştır bişi bul.

imgur.com

exchange server'a bağlı bir outlook kullanılıyorsa (2 kişi de) mümkündür.

belki işini görür.

www.sahibinden.com

peki bunların boyutlarını nasıl anlayacağız

internetten alacaksanız mutlaka önce normal mağazalardan elinize alıp bakıp karşılaştırmasını yapın, internetteki resimlerde görğünüz çok güzel şey eve gelince öyle güzel durmuyor. ben o kadar özenerek aldım iğrenç duruyo şimdi :( para verdiğim için, çıkarıp atmayı da gururuma yediremiyorum :)

işte ben de o yüzden mağaza adı arıyorum , bu arada verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim

istanbul için bir şey söyleyemem ama d&r da güzel stickerlar vardı en son. boyut için de zaten üstlerinde hangi bilgisayarlara uygun olacakları yazıyor fakat bilgisayarın modeli de önemli güzel durması için. benimkinin kötü durmasının sebebi kapağın modeli yüzünden stickerın küçük gelmesi.

www.pclaunches.com

kapak öne doğru bombeli geldiği için güzel durmuyor. ekleyeceğim bir başka şey ise şu; ben alırken arkadaşıma da aldım onun bilgisayarı benimkininden çok daha küçük aynı model ama fakat beceriksizliği yüzünden yapıştırdıktan sonra kesmeye çalıştı ve kapak çizildi :) o yüzden ölçüp biçmeyi yapıştırmadan önce yapın.

son olarak bunlar sanırım keskin kenarlı bilgisayarlarda daha güzel duruyor.

img03.blogcu.com

pm ile ulaştım ama tekrar veriyim.

www.gelaskinsturkiye.com

siteden de alışveriş var ama isteyene GG'den özel sipariş açılıyor.

programlama öğrenme açısından yeni bir dil öğrenmek ile yeni bir düşünme şekli öğrenmek arasında birşey bence. dolayısıyla en iyi çalışma şekli "kullanarak" öğrenmedir. oturup program yaz. seviyene göre önce basit şeylerden başlayabilirsin, ortalama hesaplama, ekrana şekiller basma: üçgen, daire, vb., not kayıt, öğrenci kayıt, bankamatik, vs... takip ettiğin bir kitap varsa ordaki örnek soruları uygulamaya çalış.

buraya girebiliyorsan zaten bilgisayara ulaşma sorunun yok demektir. üşenme yaz, ne kadar kullanırsan o kadar iyi öğrenirsin, hem algoritma mantığını hemde sözdizimi ve fonksiyonları.

kesinlikle ama kesinlikle ezberleme, 1 sıçrarsın, 2 sıçrarsın, 3üncüde...

ilk önce algoritma kurmayı öğrenmen lazım. eğer algoritma kurabiliyorsan programlama dillerinde sadece syntax değişir.

Bilmen gereken belli başlı konular var aklıma gelenleri yazayım :

1) Değişken tipleri
2) Döngü tipleri (for, while vs)
3) Karşılaştırma tipleri (if, case vs)

daha sonra kütüphanedeki hazır fonksiyonları kullana kullana aşina olman lazım, atıyorum sinüs, cosinüs vs

bu temel konuları bildikten sonra kontrollerin kullanımını öğrenirsiniz, text box, list box vs.

Daha sonra biraz daha ileri düzey kontrollere bakarsınız, treeview, listview vs.

En son dosyalama konusuna geçersiniz. Text, random acces, database kullanmayı öğrenirsiniz.

Ondan sonra yardır gitsin, tek sınır hayal gücü, google sağolsun kitap kullanmaya gerek bırakmıyor.

valla basitten git, biraz mantk ara nicketr in dediği gibi 1 2 de kesin, ama üçüncü de bakmışsın ki ohooo anlamışsın.

edit: bir şeyine yaramayacak ileride.

Bir C++ programı indirdim dün okulda öğrendiklerimi ona yazıyorum ya şöyle bişey var kitaplardan yararlanamıyorum hiç matematiksel programlar yazdığımız için midir bilmiyorum ama sanırım elimdeki kitaplar informatik öğrencileri için bizim yaptığımız programlarla alakası yok hiçbirinin çok zor geliyor bana hayattan soğuyorum ilgi alanım değil belki ondandır belki sevdirebilecek bi hoca çıkmamıştır artık ne anlıyorsanız , dediklerinizi uygulamaya çalışacağım teşekkürler:)

Yazılmış bir programı alıp anlamaya çalışın. Nasıl çalıştığını anladıktan sonra o program üzerinde değişiklikler yapın.

amacınız dersi geçmekse çalışıp ihtiyacınız kadar öğrenebilirsiniz. ama ben algoritmaya hakim olacağım diyorsanız "karel the robot" kullanmanızı tavsiye ederim. özellikle java öğrenirken çok faydasını göreceksiniz. c++ syntax olarak o kadar zorluk çıkarmaz zaten. Stanford'da bile öğretiyorlar mübarek robotu.

Amacım programlama derslerini öğrenmek değil zaten programlama derslerinde gördüklerimizin arkadaşın da dediği gibi işime yaramayacağını düşünüyorum elbette faydası olur ama benim ilgi alamnım hiç değil amacım yüksek bir notla şu bir kaç programlama dersinden kurtulmak evet kurtulmak diyorum çünkü bana gerçekten çok zor geliyor(işkence desenizde olur) sayfalarca katlı integral çözerim hiç sorun değil ama gerçekten programlama dersleri ilgi alalımın çok dışında sadece kurtulmam lazım :)

eskiden kullandığın nikinle giremezsin.

ben sozluk adresini browser'a yazınca direk şu ekranla karşılaşıyorum hiçbi şekilde giremiyorum.

www.resimupload.com

önceden beni hatırla seçeneği ile giriş yapıyordunuz sanırım, o yüzden sözlük cookie'lere bakıyor direk, cache'i silin , cookieleri temizleyin, öyle öyle giriş yapmayı deneyin.

bi de bana yedekler yollandı ama bu benim ne işime yaricak? çaylakken yedeklerimi yükleyebiliyor muyum? yedek entrylerin aynısını yazdığımda da komple entrylerim silinmesine rağmen aynısı yazılmış zaten bunun diye gözükmekte?

o zaman şifremi hatırla tarzı bişey demişsinizdir. sayfayı açtığınızda da hep eski kullanıcı adı ve şifrenizi kullanarak açmaya çalıştığından giremiyorsunuzdur. browser'dan kayıtlı sözlükle ilgili kayıtlı hesap ve şifrenizi silerseniz hatta cookie'leri filan kaldırırsanz düzelmesi laızm.

işte o kadar yazmışsın en azından elinde bulunsn diye gönderiyorlar. şu anda çaylak da değilsin zaten eğer yeniden kaydolmadıysan. yeniden kayıt olup çaylak konumuna geldiysen de entry'lerini başka yerden yayınlamadıysan aynılarını yazabilirsin.

"yedek entrylerin aynısını yazdığımda da komple entrylerim silinmesine rağmen aynısı yazılmış zaten bunun diye gözükmekte?"

bunu da anlamadım doğrusu. aynısı yazılmış nerde diyor?

emraah'ın uyarmasıyla fark ettim ki başlık altında yazılmış bir entry'nin birebir aynısını yazarsan "zaten aynısı yazılmış bunun" diyip kabul etmiyormuş. eskiden böyle değildi. yazardın aynısı varsa daha önce yazılmış zaten diye ispiyonlanıp silinirdi mesela.

senin durumunla alakası ise uçan yazarların entry'leri aslında silinmiyor. sadece görünmez hale geliyor. ve sen yeni hesap açıp çaylak halinle bire bir aynısını yazmaya çalışınca o uyarıyı veriyor demek. evet, böyle.

@tepedeki psychedelic adam: sözlük performans sorunları yaşarken aynı entry 2-3 kere giriliyordu bazen, onu engellemek için yapılmış olabilir.

"yedek entrylerin aynısını yazdığımda da komple entrylerim silinmesine rağmen aynısı yazılmış zaten bunun diye gözükmekte?"

bug olmali, duzeltirler bunu.

sözlük bug 'i...
galadnikov yazmis hatta..
(bkz: #17994674)

üzgünüm ki evet :(