çok fazla çeşidi var.gittigidiyor.com da bulabilirsin.

sinemada.

en iyisi televizyonun üreticisinden temin etmek. hiç Türkiye distribütörüyle uğraşmadan kargoyla alabilirsin. Emin ol daha ucuza geliyor.

sinemadan özenle çalabilirsin.. ben sordum ilahiyat profesörlerine.. günahı yokmuş :)) şaka bir yana 3d gözlüğü nede kullanacaksın.. çünkü bir çok çeşidi mevcut .. her 3d gözlük 3d olan bir görüntüyü göstermez..

www.dealextreme.com
oldukça ucuz bedava getiriolar zaten

caddede bi buçuk var
efsane.

www.hurriyet.com.tr

(bkz: Gourmet Burger)
edit: bol patatesi gormemişim, patates vermiyor hatırladığım kadarıyla ama hamburgeri muhteşem, bira da var.

dükkan burger var, yakınlarda kanyonun yanında dogmania'yı keşfettim fena değil

hayatında yiyip yiyebileceğin en güzel hamburgeri Happy Moons'da yersin.. tavsiye ederim..

(git: www.happymoons.com.tr)

hangi şubesinde tamerking

Ben her zaman Kadıköy'de ki yerlerine giderim.. Kadıköy'de Süreyya Operasının karşı sokağındadır.. Sadece Hamburgeri değil bütün yemekleri mükemmeldir.. Özellikle Meksika mutfağı harkuladedir..

2 kişi aynı anda youtube izlemeye çalışırsanız hızınız cücük gibi kalır.

49tl ye 8mbps ye kadar limitsiz var.

tek başınayken de aşırı yavaş.
8mbit sınırsız 15 gb'ın ardından 512ye düşünce hiç hoş olmayan durumlar oluşabilir bi de.

Adil kullanım diye bir zımbırtı var..belki o yüzden oluyor olabilir.. Belirli bir downloadı geçtiğiniz zaman (aylık 15gb) hızınız otomatik olarak düşürülüyor.. Yani limitsizde olsa internetiniz ,hız olarak düşüyor.. sonrasında video izlemek ve dosya indirmek saatler sürüyor.. Eğer çok online film seyrediyor,sürekli birşeyler indiriyorsanız, ttnetin limitsiz ve hız düşmeyen bir paketi var.. ona geçmeniz en mantıklısı olur.. fiyatı en son 99 tl idi.. ama bir kampanyası vardı.. bilmiyorum hala devam ediyormu ama belirli bir süre taahütte bulununca ilk 6 ay 70 küsür bir rakam ödüyorsunuz..

Verdigin numara kime ait ve o hap hangi hap bilmiyorum ama sigara aliskanligini kirmaya yarayan ilaclar var, buyuk ilac firmalari tarafindan uretiliyorlar. Benim arkadasim Pfizer'in ilacini kullanarak sigarayi birakti.

www.7gunsaglik.com

Faydaları :
- Sigara tiksindiricidir.
- Stresi giderir, sakinleştirir.
- Kronik öksürüğü azaltır.
- Göğsü yumuşatır.
- Balgam söktürür.
- Diş eti ve ağız yaralarına iyi gelir.
- Uyku düzenini sağlar.
- Vucüda enerji ve zindelik verir.
- Anjin, boğaz iltihabına iyi gelir.
- Ağız kokusunu giderir.

denmiş. bence şunu deneyin (git: 159957)

bu duyuru cevaplarında bahsi geçen videoyu zaman ayırıp izleyin. bahsettiğiniz hapın içeriğini bilmiyorum ama eğer vücuda nikotine alternatif bir şey vererek sigarayı bıraktırıyorsa bunun kalıcı olması zor.

hapları bilmiyorumda nikotin sakızından kesinlikle uzak durulmalı.. sigarayı bırakayım diye nikotin sakızı kullandım.. Daha sonra nikotin sakızını bırakmak için tekrar sigaraya başladım !!

sigara bırakmanın kişinin kararlılığıyla ilgili olduğunu düşünenlerdenim. annem babam bu nikotin bandıdır, nikotin hapıdır, elektronik sigaradır(sanırım böyle bişeydi, sallamış olabilrim) hepsinden kullandılar. hiçbiri bi işe yaramıyor. bu tür şeylere boşuna para harcama derim.

Kararsiz komutan'in yorumu ile ilgili olarak: benim bildigim ilac "nikotin hapi" degil. O yuzden "nikotin bandi veya hapi ile bu isler olmuyor" demeden once hapin ne oldugunu, nasil isledigini ogrensen iyi edersin.

wpi,
sana yönelik bi yorumda bulunmadım, yazdığını okumamıştım bile. sen cıngar çıkarınca okudum şimdi. sadece soruya göre cevap vermiştim. tabiki dediğinin doğruluk payı vardır. kişisel algılamanı istemem.
not: hapın ne olduğunu biliyorum. yakın zamana kadar tıp öğrencisiydim

cingar degil yahu?
belki mesajin tonu sert gelmis olabilir ama oyle bir sey demek istemedim. hap var hap var, ondan iyice arastirmak gerek demek istedim.

daha dün yatırdığım için söylüyorum: Ziraat bankası. Pasaportu da istiyorlar, yanında götür. Hiç birşey bilmeyen ziraat bankası adamcıkları ile boğuşmaya hazır ol. Ayrıca rivayet ediliyor ki, dış hatlardaki gişeler gayet boş oluyormuş, eğer havaalanında acelen olmayacaksa oradan da yatırabilirsin.

havaalaninda cok kolay, ordaki giseden direk alirsiniz pulunuzu. valla.

bankayla falan uğraşma bence, havaalanında gişede veriyorlar, hiç sıra beklediğimi hatırlamıyorum

Konu açıldığı için buraya salça olsam olur mu?

Benimdün yatırdığımharç, kimlik numaramın bağlı olduğu vergi numarasında evlenmeden önceki soyadım olduğu için o isme yattı. Gerçi şu an da iki soyadımı birden kullanıyorum, yani kimlikteki ismim sui A B, dekonttaki isim sui A? Sizce problem olması ihtimali nedir?

vakıfa da yatabılır

suı, gıcık bırıne gelırsen problem olabılır. sans yanı :)

her an her yerde her şey problem yaratabilir ya ben de yaşadım bu süreçte. ya garanti bankasından yatırılıyormuş diye duydum ama bilginiz var mı? uçağım sabaha karşı zaten, o yüzden hava alanında yatırmak istemedim.

Garanti bankası da alıyor.

uçağın sabah karşıysa çok daha kolay yatırırsın havaalanından.. gece yarısından sonra harç gişelerinin önünde incin top oynuyor.. sıkıntıya girmezsin hiç.. dert etme..

harikasınız, bu bilgi işime yarayacak, teşekkürler....

@sui: dekontta pasaport numarasi olmasi lazim. harc o numaraya istinaden yattigindan evlenmeden kaynakli unutulmus ek soyadinin sorun olmayacagini kanaat getirmekteyim.
iyi ucuslar

açık yöntem en sıkıntılı olanıdır..haftalarca sıkıntısını çekiyorsun.. kesinlikle tavsiye etmem .. flep tekniği ile ertesi gün işbaşı bile yapabilirsin.. ancak şöyle bir problem oluyor bu ameliyattan sonra.. artık muslukculardan çok iyi bildiğimiz çatal bölümün olmayacak kıçında :)) bu ameliyatın %100 başarı oranı yok.. en iyi ihtimalle %80 başarı sağlanıyor.. hangi tekniği olursan ol ilerde nüksetmeme gibi bir durum olmayacaktır..

3 kez kıl dönmesinden ameliyat oldum. ameliyatı erteleme bence. ne kadar erken olursan o kadar iyi olur.

1 - Ege Üniversitesi Hastanesi
2 - Ben geçirdiğim ameliyatların ikisini devlet hastanesinde oldum. üçünsünü is Ege Üniversitesi Hastanesinde oldum. Üniversiteye gitmeni tavsiye ederim.
3 - En iyi yöntemi doktorlar karar verir. minimum 2 hafta, maksimum 1 ay yatalaksın.

öncelikle nası bi ameliyat olursan ol, sıcakların geçmesini bekle mutlaka. sonrasında da açık yöntem iyidir, 3-4 ayı alabiliyo bazı durumlarda ama benimki o kadar sürmedi diye hatırlıyorum (10 sene geçmiş üstünden gerçi). zaten ilk 2 hafta dikişlerin alınmasıdır bilmemnedir geçiyor gidiyor. o zamana kadar pansumanlı, bebek bezli gibi göün kocaman geziyosun etrafta. mümkün olduğunca oturma deniyor, oturacağın zaman da ortopedik simit üstüne oturuyosun. dikişler alındıktan sonraki pansumanla kalma zamanı çok fazla diildi sanırsam. ben hatırlıyorum daha popomun sızlaması dinmeden bara, konsere gitmiştim arkadaşlarla. demek ki çok zaman geçmeden normal yaşama dönebiliyosun. iç iyileşmesi isterse 5 ay sürsün, normal hayatına dönebildikten sonra çok dert etme derim ben.

not: ben özelde olmuştum, ama başhekim dostumuzdu. öle bişi olmasaydı devlette olmaya yanaşır mıydım bilemiyorum. hastaneleri araştır bi. bazı özeller devletten kötü çıkabilir...

ve de geçmiş olsun.

Ne kadar faydalı olur sizde bilemem. Bir yakınım şu formülü uygulamıştıda ameliyattan kurtulmuştu.

"""1/4/2009 - Kıl Dönmesini Önlemek Kolay
Kategori: Hastalık belirtileri ve öneriler
Kıl dönmesi nasıl önlenir ve dönen kıllar nasıl deri dışına çıkarılmalı :

Haftada bir defa tekrarlayacağınız formüldür. 1 kase toz şekeri ve yumurta akını karıştırarak vücudunuza sürün, ovarak çıkarın yani peeling yapın. Duştan sora limon suyu ile masaj yaparak, kuruyunca pudra sürün."""

Umarım sizde de işe yarar, geçmiş olsun.

(bkz: `devrim arabaları`)

(bkz: girdap)

(bkz: pardon)

(bkz: inşaat)

beyaz melek

(bkz: Nefes)

türkiye gerçekleri derken. güneşi gördüm türekiye gerçeklerini mi yansıtıyormuş hayret yeni haberim oldu.

Yol,Sürü,Duvar,Endişe,Midnight Express

40 dvd 95 tl ???? bu konuda kesin bir yanlışlık var.. bence tam bir araştırma yap..

bana da çok ucuz geldi, hepsiburada.com'da 225 lira falan fiyat.

malzeme zaten out of stock gözüküyor, amazon şahsi satıcılara yönlendirmiş.

Filmin adı ''Le Huitième Jour'' yani bizde çıkan adıyla 8.Gün ...

www.imdb.com

down sendromu ve çikolata alerjisi kısmı "Le Huitième Jour" ile tutuyor ama Georges filmin sonunda... ama yok şimdi spoiler olmasın, dimi? yani Georges down sendromu olan bir kızla kaçmıyor filmde. bakımevinden kaçıyor, o da filmin başında. öyle bi kaçma sahnesi vardı da ben mi unuttum yoksa? gerçi çok oldu bütün olarak izleyeli. arada açıp sevdiğim sahnelerini izlerim ama...

neyse sen büyük ihtimalle Le Huitième Jour'dan bahsediyorsundur.

filmin sonunda bir binanın çatı katında bir kutu çikolata yiyor ........ gerisini biliyorsun zaten :)) büyük ihtimalle filmin budur ;)

ben hiç bağlamadım ama scart girişi yok mu?

tv de var ama ps2 de o baglantiyi yapabilecegim kablo yok,sanirim eksik olan o.:S

want2die in dediginden bulamazsan da,
yazicioglundan veya dogubanktan gri ps2 scart kablosu al direk. 10 tl idi o da.

(tv lerdeki kimi ps2 lerin yasattigi siyah beyaz ekran sorununu da cozer bu kablo ayni zamanda)
www.kolayesyam.com

senin tv de Kablo ile bağlana bilme özelliği yok.. o yüzden ekranda görüntü alamıyorsun.. Tv'deki 2 delikli çıkış sadece ses çıkışı.. seninin için tek çözüm yakındaki bir elektrikçiden 3 delikli skart ucu alman.. oda en fazla 3 tldir.. aldığın ucu tv'nin arkasındaki skart girişine takıcaksın.. playstation dan gelen 3 renkli ucuda bu skart girişine bağlayacaksın.. daha sonra tv nin av tuşuna basarak oyun oynamaya başlayabilirsin..

hem fikir verebilirim eğer istanbuldaysada ucuza yaptrabileceğin bir arkadaşım var mesajla ulaşabilirsin bana

sanatçılık işi biraz fazla olur ama harf içinden harf çıkabilir, doğumu temsilen..

kıbrıstayım malesef...

doğum olayı güzelll... :)

cennetten kovulan var sözlükte kendisi sözlük yazarlarına %50 indirim yapıyor üstüne yardımsever de bi insan. kendisine ulaşırsanız sorularınızı cevaplandırabilir kanımca.

baş harfler yanyana geldiğinde "if" oluşuyor, ingilizce anlamı üzerinden yürüyerek çok başarılı işler çıkabilir, eğer siz olmasaydınız minvalinde şeyler... ama bence yazıdan ziyade 3. bir harf daha kullanılarak daha yaratıcı bir çalışma düşünülebilir ki üçüncü harf sizin isminizin baş harfi olur. bilemiyorum irem kızınız ise i harfinden bir melek gövdesi sizin isimlerin baş harflerinde de kanatları yaratmak ilk bakışta aklıma gelen bişey. İstanbul'da yaptırmak isterseniz sadece işçiliği değil yaratıcılık kısmında da sizi memnun edebilecek bir dostum var. güzel olur umarım.

keşke istanbulda yaptırabilmek gibi bir seçeneğim olsaydı, ancak malesef mümkün değil... fikirler için teşekkürler... çok yardımcı oldu. yenilerine de açığım.

google da arama çubuğuna "tattoo font" yazın.. oradan istediğin bütün harf modellerine ve şekillerine ulaşabilirsin.. ben dövmelerimi yaptırırken oralardan beğenmiştim hep..

bi sağ bi sol bileğine takvim yaprağı yaptır.içine de isimleri ve doğum tarihleri olsun.

Antalya'da bir yeri tek geçerim.. Fener Mah. süper bir yerdir.. Falezler, alışveriş merkezleri,barlar kısacası ne ararsan vardır.. saydığın yerlerin dışında bir yer .. ama kesinlikle düşünmelisin..

yazları çok sıcak, gevur şeysi gibi. şu anda bu cevabı kemer'den yazıyorum, saat 04.49 ve hava sıcaklığı 29 santigrat. gece de gündüz de klimasız bir ortamda oturmak imkansıza yakın.

antalya şehir merkezine ise iki kere gittim. istanbulda uzun süredir yaşayan biri olarak pek kesmedi beni, yapay, ruhsuz bir hali var neredeyse tüm anadolu şehirleri gibi. belki de ben az dolaştım bilemiorum ama yerleşmeyi düşünmem açıkçası. ama daha küçük bir yerden geliyorsan gez dolaş beğenirsin belki.

Antalya yaşanabilecek şehirdir. Antalya'ya ruhsuz ve huzursuz denmesi haksızlıktır. Şehir merkezi Eğlence ve kültürel bakımından biraz sıkıntı çekiyor ancak yeni açılacak üniversitelerle bu sorun düzelecektir sanırım. Belediyenin de yoğun çabası var zaten. Kiralar uçuk değildir. Hayat sanıldığının aksine çok pahalı değildir. Konyaaltı orta direk birinin yaşayabileceği en güzel semtlerdendir. tek başına/sevgiliyle yaşanabilecek sayılı şehirlerdendir antalya.

öğretmensin sanırım :) ben mardin'den öğrenim özrüyle antalya'ya geldim şubatta. antalya'yı hiç bilmeden hatta. konyaaltı ve kepez merkez belediyeler. ben kepezdeyim fakat puanın yüksekse en başa konyaaltı'nı yaz. sahildir ve oldukça gelişmiştir, konyaaltında olmak isterdim. kaş antalya merkeze 4 saat uzaklıkta tatil beldesi.fethiye tarafına daha yakın, çok güzel bir yer ancak kışın sıkılabilme ihtimalin var. korkuteli merkeze 1 saat kadar uzaklıkta ormanlık serin bir yer. deniz kıyısı değil, biraz tutucu olabilir. manavgat da bir saat kadar uzaklıkta alanya yolunda. doğal güzellikleri var. diğer ilçelere göre gelişmiş olduğunu zannediyorum. kumluca sahil kasabası, sera merkezi, sıkılabilirsin. akseki bence sakın yazma, doğu şartlarını bulabilirsin orda. demre'yi bilmiyorum.

bol şans.

ilçeleri değil ama merkez (konyaaltı/muratpaşa/lara) her türlü yaşanacak yerdir. birçok tek başına/sevgilisiyle mutlu mesut yaşayan kadın da mevcut.

10 ay öncesine kadar tam 10 yıl Antalya'da yaşadım. Turizm sektörü sebebiyle hareket eksik olmaz, iş alanı geniştir , hele bir de yabancı diliniz varsa. Çeşit çeşit insan vardır. dedeman, lara, kırcami, özgürlük bulvarı, aspendos bulvarı, fener civarında iyi bir araştırmayla ucuz ve temiz bir ev bulabilirsiniz. ben dedeman civarında yaşadım. karışan eden olmaz. bahar ve sonbaharda missssler gibi raftinge gidersiniz (sular yüksek olur, çılgındır hele bir de tanıdığınız bir rafting rehberi olursa, yazın ortasında gitmeyin saf turistler gibi). kaçamak yapabileceğiniz yerler çok yakındır, haftasonu side, incekum , 2 farklı plajda denizinize girer eve dönersiniz.olimposu,kaşı dibinizdedir. benim evime yakın , dedemanın yanından denize giriliyordu, sabah işe denizden sonra gidiyordum misal. sagalassos'a tırmanırsınız, aspendos'ta gösteri izlersiniz. toplu ulaşım nedir ben izmir'e gelince algıladım, meğer antalya'da toplu ulaşım yokmuş. şehir denmekle birlikte birkaç yıl yaşadıktan sonra kasabadan hallice olduğunu anlarsınız. benim tek sıkıntısını çektiğim konu, sosyal-kültürel etkinliklerin eksikliği idi. evet uluslararası opera ve bale festivali var, evet antalya altın portakal var, ama misal tam 3 yıl bekledim tango kursu açılsın diye, bir kaç numune ve kısıtlı yer dışında sahaf v.b. bulamazsınız gibi gibi. şimdi nedir ne değildir,1 yıl içinde değişmiş midir bilemiyorum, ama ben izmir'e taşındım ve burda çok mutluyum. diğer sorunuzla ilişkilendirirsek, karşıyaka bahriye üçok'ta oturuyorum, keyfim yerinde, istediğim saatte evime girip çıkıyorum, karışanım edenim yok,(hoş cüret edeni pişman ederim o da ayrı),erkek arkadaşım istediği gibi gelip gidiyor. ikisi arasında seçim yap derseniz izmir derim naçizane. burda beni hayal kırıklığına uğratan tek konu iş imkanları ve maaşlar oldu, antalyaya göre daha düşük ama ona göre de koşulları var. örneğin ben antalya'da hiç haftasonu tatil olan bir işte çalışamamıştım yıllardır, tersine otelciydim, aylarca izinsiz çalışırdım.

Antalya'da büyüdüm. Şu an da Antalya'da tatildeyim.

Diyebilirim ki Antalya'nın heryerinde çok rahat bir yaşam geçirebilirsiniz. Bir kadının tek başına yaşamasını geçtim; özellikle sahil şeridinde ve yaz aylarında bir kadın gece tek başına dolaşabilir. Ayrıca yine sevgiliyle yaşamak çoğu yerde çok sorun edilmez, tabi ülke standardını unutmamak lazım, yani kimi mahallelerde size musallat olan bir komşu bunlar nikahız yaşıyor gibi dedikodular yayabilir. Bunun ayırdına şöyle varabilirsiniz, Antalya'da denize ne kadar yaklaşırsanız yaşam standardı, rahatlık o kadar artar.


Kepez şehrin kuzeyinde kalan bir merkez ilçe. İlçeye dönüştürüldükten sonra nereleri kapsadığını bilemiyorum, ama bazı varoş mahalleleri de kapsıyor, yani muhitine bağlı olarka pek tercih edilesi olmayabilir.

Korkuteli'nin yanık dondurması meşhur, onun dışında pek bi özelliği yok. Yine şehrin kuzeyine doğru kalan bir ilçe. Biz Antalya'da kavrulurken orası biraz daha serin olabiliyor. Hatta yaylaları buz gibi oluyor. Ama sıkıcı bir yer. Sıradan bir orta-anadolu ilçesinden pek farkı yok.

Kaş, küçük ama oldukça şirin bir yer. İnsanların çoğu hala yerli ve yardımsever. İki teyzem bir yıla yakın yaşadılar, rahat ev buldular. Herhangi bir sorunla karşılaşmadılar. Biraz sakin olması dışında oldukça memnunlardı. Şehre oldukça uzak ve Antalya-Kaş yolu biraz kötü bir yol.

Kumluca'ya birkaç kez gittim baya sıkıcı bir yer, bir esprisini de görmedim.

Akseki'de çok küçük bir çocukken bir süre kaldım, pek hatırlamıyorum. Sonrasında birkaç kez gittim ama baya sıkıcı bir yer, yapacak pek birşey yok.

Manavgat diğer ilçelere göre oldukça gelişmiş bir yer. Çok fazla turist geliyor. Manavgat çayı ilçenin kalbi gibi birşey.

Ben size tüm bu seçeneler içinden Konyaaltı'nı tavsiye ederim. Güzel rahat huzurlu bir hayatınız olur. Trafik, koşturmaca gibi sıkıntılarınız olmaz. Hayatınızda istediğiniz anda hareket olur, yapacak çok şey, gidilecek çok yer var. Bir de dediğim gibi denize ne kadar yakın o kadar iyi. Ayrıca canınız sıkıldığında ya da sabah serinde uyandığızda beş dakikaya denize gidebilmenin nasıl büyük bir nimet olduğunu anlarsınız.

Son olarak Antalya cehennem kadar sıcak bi yer. Ama şöyle birşey var. Eğer temmuz, ağustos gibi şehre gelirseniz gerçekten canınızdan beziyorsunuz ama baharı antalya'da geçirirseniz vücut biraz alışıyo duruma.

antalya il merkezinde sahile yaklaştıkça seviye artar.
kentin yaşam standartları güzeldir ama yazın iklim olarak 40 dereceleri göze alman gerekir.
kaş süperdir. kışın sıkıcı geçer.
kepez, korkuteli, akseki ve manavgatı önermem.
konyaaltı şeridi süperdir.

genel olarak cillop gibi şehir burası. biraz memur düzeni hakim ama öyle gece 10'da hayatın bittiği bir yer de değil. çubuk bildiğin anadolu ilçesi yapacak pek bişi yok. gölbaşı da ankara ama uzak biraz ya. diğerlerini bilmiyorum. ama merkez gölbaşı falan yaşanır buralarda.

gölbaşı'nda gayet güzel yaşanır. ama diğerleri şehir merkezine 80+n kilometre uzaktalar ve akyurt'un ne bileyim sivas'ın şarkışla ilçesinden pek bi farkı yok.

ankara diyorsanız, çankaya, altındağ, mamak, yenimahalle, etimesgut, keçiören ve sincan'ı saymalısınız

Ankara'da yaşayacaksan Konutkent,Ümitköy,G.O.P , Bilkent .. Buraları tek geçerim.. şehir merkezinden biraz uzak ama tam anlamıyla yaşanılası yerlerdir.. Tek başına yaşayacak bir bayan içinde tam ideal yerlerdir..

Ankara (özellikle merkez) dünyanın en lanet kenti. Yapacak hiçbir şey yok. İnsanların tek yaptığı kafelerde, barlarda kıç kıça oturmak.

Ankara'da yaşayacaksanız Kavaklıdere, GOP, Bilkent, Ümitköy gibi yerleri tercih etmek gerekiyor, buralarda yaşam standardı daha yüksek, ama kiralar da bir o kadar...

Size en iyisi Antalya için yazdıklarımı okuyun.

bürokrat, memur ve öğrenci şehri.
araç kullananları faciadır.
bahçelievler ve yakın civarı güzel ayrıca.

sonuçta denize kıyısı olmayan bir kent. bu bakımdan ben tercih etmezdim.

Bunun adını bilmiyorum ama İstanbul'da Bostancı lunaparkında buna benzer bir alet getirdiler.. yuvarlak bir kürenin içerisine iki kişi biniyor.. halatlar iyice geriliyor.. ve birden sapan gibi gökyüzüne son sürat fırlatılıyor.. havada attığı taklalarda cabası.. müthiş eğlenceli,adrenalin bağımlıları için biçilmiş kaftan.. ancak biraz tuzlu olduğunuda söylemeliyim.. 1 kişi 25 tl..

(bkz: gen)
(bkz: dabbe)
(bkz: okul)

şeytan'ın türk yapımı var ama adını hatırlayamadım dostum.

gen ve musallat tavsiyemdir.

şeytan'ın türk yapımının adı şeytan
www.imdb.com

Yerli korku-gerilim filmleri arasında 2000 yılından sonra çıkan bütün filmlerden uzak durmanı öneririm.. Benim için Türkiye'de gelmiş geçmiş en iyi iki korku-gerilim filmi şunlardır.. Bu filmleri bir yerlerden bulup seyretmeni mutlaka öneririm..

Yönetmenliğini Nevzat Pesen'in yaptığı 1963 yapımı Kötü Tohum (birçok araştırmaya göre gelmiş geçmiş en iyi Türk gerilim filmidir) Küçük bir kız çocuğunun arkadaşını bir madalyon yüzünden kıskançlık krizine girerek gölde boğmasıyla gelişen olayları anlatan film üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen ilk günkü gibi gerilimi yaşatıyor..

www.sinematurk.com

Bir diğeri ise yönetmenliğini Yılmaz Duru'nun yaptığı 1986 yapımı Kuşatma .. Küçük bir çocuğun cinayeti görmesi üzerine onun peşine düşen katille arasındaki kovalamacayı anlatan sıkı bir gerilim filmidir..

www.sinematurk.com

Musallat diyorum zaten ötesi yok bana göre(korku ve gerilim filmlerinden etkilenmeyen biriyim musallattan sonra aylarca kenime gelemedim diyebilirim yazarken bile kötü oldum)

eliza testini bedelsiz yapıyorlar diye biliyorum ama, hepatit için en azından hepatit b için ücretsiz mi bilmiyorum.

bir kan merkezinde ücretsiz kan vererek , hepatit vs. kan ile ilgili bütün sonuçlarını ücretsiz yaptırabilirsin.. Böylece bir iyilik yapmış olursun hemde..

öyle bir şüpheniz varsa sadece test yaptırabilmek için kan falan bağışlamak, orospu çocukluğundan başka bir şey değildir. sakın donör formundaki sorulara yanlış cevap verip bu amaçlı kan falan bağışlamayın. ben öyle iyiliğin de, öyle iyilik yapanın da ta amına koyayım. aha o kadar söylüyorum.

@tamerking biraz mallık var sanırım, kuluçka döneminde kan kontrolünde görünmezse ve temiz diye başka bir hastaya verilirse sen mi alacaksın sorumluluğu?

mallık bende değil sizde var sanırım.. yazılanı okuyup anlamadan götünüzü yırtmanızın anlamı yok!!! .. benim söylemiş olduğum kan merkezlerinde kan vererek bedavaya kan testlerinizi yaptıra bileceğiniz!!! gidip formu yalan yanlış doldurun gibi birşey söz konusu değil!! kaldı ki kişi formu yalan yanlış doldurdu diyelim.. Kan verildiği zaman hemen o kan başkasınamı veriliyor sanıyorsunuz?? eski Türk filmlerindeki gibi yan yana yatırıp birbirlerine kanmı aktarıyorlar diye düşünüyorsunuz!!! kan veren kişinin kan testi 10 gün sonra verilir kan merkezlerinde.. donör kan verdikten sonra zaten kanda herhangi birşeye rastlanıldığı zaman telefonla dönülür ve kendisi bilgilendirilir.. eğer bir donör de kan vermeye riskli bir rahatsızlık tespit edilirse o donör GEÇİCİ RED yada SÜREKLİ RED alarak kayıt altına alınırlar.. Türkiye'de Kan veren kişiler TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ KAN PROGRAMI DONÖR SERTİFİKASI alarak kayıt altına alınır ve kendisine bir donör kod numarası verilir.. örneğin benim donör kod numaram 6192 'dir.. bir kişi kan verdikten sonra sistemde kendisiyle ilgili daha önce red edilmiş bir bilgiye rastlanıldığı zaman hiçbir şekilde o kan ile ilgili işlem yapılmaz ve imha edilir!! Bu söylemiş olduklarım acil olmayan durumlarda yapılan standart prosedürlerdir.. Acil kan verme vakalarında kanla ilgili önemli olabilecek bütün testler günümüz teknolojisiyle 2 saate yakın bir sürede yapılabilmektedir!!

Kan vererek kan testlerinizin ücretsiz olarak yapılması Türkiye Kızılay Kan Derneği'nin , kişileri kan vermeye teşvik etmiş olarak yaptığı bir hizmettir.. bunun yanında kan bağışcılarına şeref madalyaları sunmaktadır.. 10 defa kan bağışlayan BRONZ madalya , 25 defa kan bağışlayan GÜMÜŞ madalya , 35 defa kan bağışlayan ALTIN madalya 40 defa kan bağışlayana PLAKET verilmektedir.. Şuan size bunları söyleyen 40 dan fazla kan bağışı yapıp Kızılay'dan Plaket almış birisidir.. Şöyle kaba bir hesapla yılda 4 defa kan verdiğimi düşünürsek 10 yıldan fazla süredir TÜRKİYE KIZILAY DERNEĞİ KAN BAĞIŞCISIYIM.. Yani kan verme prosedürlerini yalayıp yutmuş birisiyim !!! Whoosie "sende mallık var sanırım?" diye sormuş.. Hayır bende mallık yok.. Acaba sende olayları başka yerinden anlama problemi olabilir mi??

@Tamerking
kan bağışlamak için bir kez de çapa yada cerrahpaşa'ya git dostum sen.Belki o zaman günde 1000'lerce şişeyle ve onların testiyle helak olmuş sağlık çalışanlarını görürsün..Evet testlere tabi tutulmadan hastaya verilmiyor donör kanları ancak yazık değil mi onca zamana ve emeğe?

@jai ho kusura bakmada , insanların kansızlıktan ölmesindense , oralarda çalışanların çalışmaktan helak olması nı tercih ederim.. keşke senin demiş olduğun gibi olsa ayrıca durum.. yakın zamanda hiç kan aramadığın çok belli.. İnsanlar başlarına gelmeden bilinçlenmedikleri için kan bankaları bomboş.. az önce tiyatrocu duayenlerimizden Beklan Algan için kan duyurusunda bulundum.. Hemde senin 1000 lerce şişeyle testlerden helak olduğunu söylediğin Cerrahpaşa Hastanesinde yatıyor ne hikmetse!!! O yüzden onca zamana - emeğe kesinlikle yazık değil!! Yeterki insanlar gidip bir şekilde kan versin.. Varsın gitsin , kan sonuçlarını öğrenmek için versin , yada gitsin can sıkıntısından versin.. Kimin ne için kan verdiğinin önemi yok.. Yeterki insanlar bilinçlensin bu konuda !! Böylece burada her gün kan arıyoruz mesajlarının belki bir gün sonu gelir !!!

dostum sen bana değil kendine yazmışsın cevabını :)) ..yolun açık ola..

@tamerking bağışçı ve madalyalı olman çok hoş, ben de bağışçıyım ama sırf bağış yapıp etrafta saçma fikirler vermek yerine biraz da okumak ve ne yaptığın hakkında bilgi sahibi olmak gereklidir.

Kızılayın sitesinden birebir alıntı:
Lütfen (herhangi bir şüpheniz dolayısıyla) test sonucunuzu öğrenmek için kan bağışlamayınız!
www.kanver.org

Yeterli mi daha başka söyleyeceğin bir şey kaldı mı?

@whooise .. söyleyecek birşey yok.. sen haklısın.. Bilgilendirdiğin için sağol..

refüze olursun yani reddedilirsin başka bir eğitim birliğine gidersin. istesen bile belli sağlık koşullarını yerine getiremediğin için refüze edilirsin merak etme.

raporlarını giderken yanında götürmeni öneririm.. Foça Komando okulu Manisa Kırkağaçtan sonra ki en zorlu yerlerden biridir.. Sağlam giden zaten çarpılmış dönüyor.. Sen bu halinle gidersen ellerinde kalma olasılığın yüksek.. o yüzden refüze edilir büyük ihtimallede bitli piyade olarak askerliğini tamamlarsın.. Haa refüze edilmez isen o zaman güneydoğunun iklimine nasıl ayak uydururum diye araştırmalara başla.. Çünkü neredeyse %100 e yakın bir oran oradan güneydoğuya gider.. hayırlı teskereler ola sana..

refüze oldugumuz zaman yedek subaylık durumu ne olmakta? aynı mı kalmakta?

aynı kalır .. dediğim gibi sadece komandoluktan muaf olursun.. olasılıkla piyade olarak askerliğine devam edersin..Foça dışında bir başka yere gönderilmende kuvvetle ihtimal..

şimdi, acemiliği aynı yerde yapmış eski bir asteğmen olarak öncelikle şunu söylemek isterim, refüze olmazsın, olamazsın, olmayacaksın. refüze olmanız için sağlığınızı değil, hayatınızı riske atan bir rahatsızlığınızın olması lazım.
orada ciddi hastalığa sahip olan arkadaşlarım (ever birden fazla) vardı, hastalığının türüne göre bazı eğitimlere çıkarsın, bazılarına çıkmazsın. hiçbir eğitime çıkamayacak durumda olsan bile en aşağı 2 ay hastanelere sevklerle, yolculuklarla geçer.
doktor değilim ama yazdığın hastalığın çürük raporu almana yeteceğini de zannetmiyorum. her halükarda askerliğini asteğmen olarak yapmaya kendini hazırla. komando asteğmen veya jandarma asteğmen orasını bilemiyorum, o da foça'da belli olacak artık.

neredeyse 100 %'ü doğu'ya da gitmiyor, her dönem batı artıyor kurada gitgide.

korkutmayın adamı yahu

Yüksek olasılıkla o hediye modemi sözleşmeli olarak veriyorlardır, yani belirli bir süre o aboneliği devam ettireceğini tahahüt ediyorsun. Hal böyle iken "eğer" tahahütnameli bir kampanya ise o senin işine yaramaz; yok, "al kullan dilediğin gibi" deniyorsa kullan tabi... :-)

Kesinlikle uzak durman gerek !! Benim bu konuda çok canım yandı ve yanmayada devam ediyor.. Bende Vodafone modem kullanıyorum..Alırsan ilerde başına gelecekleri aynen yazayım sana.. ilk satıldığı zaman 5 gb aylık 54 tl di.. aylık 5 gb. kotayı geçince ekstra para yazıyor ve 100 tl de sabitleniyordu.. bende 100 tl de nasılsa sabitleniyor diye hara gürele ne varsa indiriyordum..(daha doğrusu indiremiyordum.. çünkü sürekli kopmalar olması saatlerce bağlanamaması cabası) böyle olunca sarılıyorsun telefona .. Vodafone müşteri Izdıraplarını arıyorsun.. hayatında duyup duyabileceğin en kötü reklam cıngılını şanslıysan 20 dakika , eğer şansızsan abartısız 40 dakika dinliyorsun.. (sende 40 dakika dinleme canım diyenlere bu sözüm... insan artık sövecek birisini bulmak için gurur yapıyor ve sonuna kadar bekliyor) Bu beklemede cep telefonunun şarjda olması önemle hatırlatılır.. çünkü ha şimdi bağlanıcam , ha şimdi bağlandım derken şarjınız bitiyor.. neyse efenim sonunda şanslıysanız ve müşteri temsilcisine bağlandıysanız önce bir güzel sövüyorsunuz.. Onlarda her zamanki gibi "haklısınız şu kadar dakikadır telefonda bekliyorsunuz.. burada görülüyor" diye sözde sizden yana koltuk çıkıyorlar.. Sonra "ben niye bağlanamıyorum kardeşim" diye sorunca gene her zamanki gibi " bulunduğunuz bölgede çalışma var.." eğer mecaliniz kaldıysa birkere daha sövüp telefonu kapatıyorsunuz.. sonra bekleyinki bağlantı gelsin diye sürekli yanıp sönen modem ışığına bakıp onunla konuşmaya başlıyorsunuz..

uzun lafın kısası demem odur ki kesinlikle Vodafone dan uzak dur.. ben iptal ettiremiyorum.. 18 aylık taahütle almıştım.. 12 ay geçti.. 6 ay daha geçsin kurupastalı,limonatalı bir kutlama tertipleyip götürüp iade edeceğim..

Not: son 3 aydır adil kullanım hakkı diye bişey çıkardılar.. 10gb. yüklemeyi geçince 8mps hız 128 kb ye düşüyor.. sanki ay içerisinde çok hızlı kullanabiliyormuşsunuzda birde utanmadan hız düşürülüyor.. oha ki ne oha!!!

yalan yanlış bilgilerden sonra tatil için kısa süreli internet araştırması yapmış olarak cevap vereyim.

vodafone'um bahsettiğiniz kampanyasında taahhüt falan yok. 69 lira verip 3g modem (vodafone buna vodem diye isim takmış) alıyorsunuz. ama bu normal bir 3g modem değil. kontörlü. alet sizin oluyor. aylık 1 gb da internet hediye ediyorlar. o ay o 1 gb'ı bitirdiğinizde internetiniz kesiliyor. gidiyorsunuz vodafone bayiine, saatlik, günlük, haftalık paketleri var (ayrıntılar sitesinde vardır). onlardan satın alıp kullanıyorsunuz. aynı kontörlü telefon gibi.

turkcell 150 lira civarına 3g modem satıyor (vınn diyor bunlar da). yine alet sizin oluyor, yine taahhüt yok, ilk 2 ay, ayda 11 liraya, sonrasında ayda 39 liraya mı ne internet paketi de hediye ediyorlar. ama taahhüt yok: ilk iki ay 11 liradan kullanıp devam etmek istemiyorsanız etmiyorsunuz. ama 150 lira verip aldığınız modem boş boş sizde kalıyor. belki gittigidiyor'dan falan satabilirsiniz.

tabiki after effects efekt icin kurgu icinse adobe premiere.

(bkz: adobe after effects) muhtemelen e-kitaplar ya da tutoriallar bulabilirsiniz.
çok basit efektler için de adobe premiere olabilir belki.

yapmak istediginiz seylere gore degisir ama genel olarak (bkz: adobe after effects)

www.indymogul.com

www.videocopilot.net
www.creativecow.net

Bu iki site şimdilik yeterli.

Kullanacağın programı arkadaşlar yazmışlar.

Yok ben daha züper efektler yapıcam diyorsan Inferno var (:

www.benimsinemalarim.com adresine bir göz at istersen.. orada kısa filmciler için dersler var.. ayrıca en basitinden özel efektleride öğretiyorlar..

Bende o taraflarda bir ev arkadaşı arıyordum.. size mesaj attım özelden.. arkadaşınız yada siz benimle irtibata geçerse sevinirim..

bi iş durumumdan ötürü istanbul'a gidebilirim. makine mühendisiyim. kesin bişey yok ama irtibata geçsek iyi olur.

az önce ev arkadaşı diye ilan bıraktım.. avrupa yakası olsaymış süpermiş :(

Ben de oralardan ev bakıyorum. Hala bulamadıysa görüşmek isterim kendisiyle.

evet.. daireleri ayıra bilirsiniz.. bunun için belediyeden gelip fiziki şartları kontrol ediyorlar.. daha sonra Belediyeden bir yazı alarak daireniz için gerekli fiziki şartları sağlıyorsunuz.. daireler bölündükten sonra belediyeden tekrar kontrole gelip söylenenleri yapıp yapmadığınıza bakıyorlar.. gerekli şartlar yerine getirilmişse kat mülkiyetini alıyorsunuz.. Ama sizin için şöyle bir problem olabilir.. 2 farklı kiracı olarak o evi gösterirseniz geçmişe yönelik cezai işlem uygulana bilir.. Çevre vergisi,çöp vergisi vs... birde merak ettiğim bir konu var.. Ev dubleks gösterilmişse bu evin elektrik-su sayaçları tek sanırım değilmi? Belediyeden izin aldıktan sonra bulunduğunuz ilin elektrik ve su idaresindende gerekli yazıları almanız şart olacak..

Çok doğru söylemiş söyleyen.. Bağkuru olan bir kişiye ssk yapılamaz.. Babanız üzerine olan iş yerini bir başkasına devrederek , yeni girdiği iş yerinde ssk sını yaptıra bilir.. ilerde buradan ayrılırsa , iş yerini tekrar üstüne alarak gün kaybı olmadan bağkurdan devamını sağlaya bilir..

İngilizce Alt Yazılı Türk Filmlerini anca festivallerde seyrede bilirsin.. Bunun dışında Türkiye'de ne yazık ki ingilizce alt yazılı Türk filmi oynamıyor.. En kötüsü vizyondan indikten sonra filmin Dvd sini alman.. Hepsinde ingilizce alt yazı olmasada , fransızca ve almanca alt yazılar neredeyse hepsinde oluyor..

Bu parça Kazakistan üstüne yapılan bir belgeselde çalıyor.. Fransız yapımı olan belgeselin adı "Kazakhstan, naissance d'une nation"