[]

yemeklik zeytinyağını kahvaltıda yemek

www.komilizeytinyagi.com.tr

kahvaltılarda bir senedir komili'nin kahvaltıda yenmeye daha uygun bir zeytinyağından yiyordum (yukarıdaki görseldekilerden biri ama hangisiydi tam dikkat etmedim), bitti o. yakın zamanda da yemekler için kullanmak için yine görseldeki ikinci sıradakini almıştım, komili riviera yani. "kızartmalar ve tencere yemekleri için ideal" yazıyor açıklamasında, ama önceki bitince kahvaltıda da bundan tüketmeye başladım.

çok bilgim yok zeytinyağı konusunda ve denk geldiğim kadarıyla genel olarak komili falan da pek önerilmiyordu zaten de, orayı geçerek soruyorum: kahvaltı için ayrı bir zeytinyağı alasım gelmedi ve bu riviera ile kahvaltıda tüketmek için daha uygun olanlar arasında büyük bir fark oluyor mu (fayda bakımından, veya "riviera'nın kahvaltılık -banarak- tüketimde bir zararı olur mu" bakımından), bunu merak ettim kısacası. bilen varsa, aydınlatırsa çok memnun olurum, çok teşekkürler. (kahvaltı, salata vesaire için kesin bunu al kullan dediğiniz bir marka falan varsa öyle tavsiyeleri de alabilirim bu arada)

 
Riviera çok kötü bir yağ. Bilgisi olan bir kaşık bile kullanmaz. Ne kahvaltıda ne de yemekte.

Ama damak da sağlık da sizin. Sonuçta sigara bile içiyoruz.
Bence en kısa zamanda kahvaltı için "sızma" zeytinağı alın.
  • michael_knight  (05.05.24 11:51:41 ~ 11:51:52) 
yemekte kullanmak için ne önerirsiniz?

görseldeki komili'nin "natürel sızma"ları da mı kötü; hem yemek hem kahvaltı için onlardan birini kullanamaz mıyım acaba, merak ettim.
  • beklenen buyuk istanbul depremi  (05.05.24 12:05:55 ~ 12:06:09) 
Zeytin yağı zeytin yağı değil midir, yemeklik kahvaltılık diye ayrılıyor mu ?


  • jülsezar  (05.05.24 12:19:55) 
@jülsezar Çoğu insan (ben de) daha lezzetli olanı kahvaltıda, salatada, ekmek banmak için kullanıyoruz. Lezzeti biraz daha düşük olanları da yemek yaparken kullanıyoruz.

@beklenen Ben yemekler için de sızma kullanıyorum. Bütçenizi zorlamayacaksa size de öyle yapmanızı öneririm.
  • michael_knight  (05.05.24 12:25:22) 
Çiğ olarak tüketmek için sızma zeytinyağı alın. Onu da plastik ve veya şeffaf ambalajda satandan almayın. Evde cam yağdanlığa falan koyacaksanız dolap içi falan gibi karanlık bir yerde muhafaza edin.

Haşlama tipi bir yemek yaparsanız biraz soğuyunca üzerine o yağdan dökün. O yağı pişirmeyin.

Yemeklik diye satılan ve yemek pişerken yemeğin içine konan veya kızartmalarda kullanılan zeytinyağlarını pek de zeytinyağı gibi görmeyin.
Bence.
  • Mirket  (05.05.24 12:26:32) 
o zaman cevaplardan anladıklarım şunlar:

- tüm çeşitleri plastik/pet şişede satan bir marka olduğu için komili'nin sızma zeytinyağını almamak gerek (cam yağdanlığa koyuyor olsam bile)
- kahvaltı için kesin sızma zeytinyağı; yemek için de yine sızma olsa iyi olur
  • beklenen buyuk istanbul depremi  (05.05.24 13:54:23 ~ 13:54:43) 
riviera biz de kullanmıyoruz. saklama koşulları da çok önemli. ışık görmemeli ve serin yerde saklanmalı.


  • paintov  (05.05.24 14:30:10) 
Süpermarketten almak zorundaysam ben Komili alıyorum. Diğer markalara göre bana daha çok güven veriyor.


  • michael_knight  (05.05.24 15:08:48) 
bir zaman incelemiştim komili yağlarını, içlerinden en iyisi "banmalık" versiyonu.
rivieraya verdiğiniz paraya yazık. eğer maddi olarak değil de kolay geldiği için market yağlarına yöneliyorsanız banmalık alın. yok internetten söylerim gelsin derseniz de yemekler için 0,5, 0.8 asit oranlarına sahip yağlar yeterli. komilinin görece iyi zeytinyağları da 0.8lik diye hatırlıyorum. genelde ise iyi firmalar 0.5lik ürün çıkarıyor. onları hem yemekte hem kahvaltıda kullanıyoruz biz. fakat biraz daha tadını çıkaracağım derseniz 0.2-0.3 asit oranıyla enfes yağlar var ülkemizde. (özem-kisthene, oleamea gibi) hem içersiniz hem kahvaltıda kullanırsınız.
özem zeytinyağları çok güzeldir. olgun hasatları da var onların, onu yemeklere kullanıp erken hasat yağları kahvaltılık yapabilirsiniz. ben de normalde erken hasat kullanırdım ama olgun hasatını alıp yemeklerde kullanacağım.
özem'in ay sonlarında indirimi oluyor, takip ederseniz biraz daha uyguna alırsınız. bi de şu var, son hasat zamanında yani 2023 sonunda rekolte düştüğü için genel olarak firmalar zeytinyağının fiyatını çok yükselttiler ama her zamanki satışlara ulaşılamadığı için önümüzdeki zamanlarda iyi kampanyalar gelebileceği söyleniyor.
nermin hanım çiftliği de çok zam yaptı ama onların da yağını seviyorum. onlar da dönem dönem %15 indirim yapıyor.
başka markalar da sayarım ama genel olarak yüksek fiyatlar işte..
  • suyin  (05.05.24 17:46:55) 
Söylediklerimi teyid eder bir yazı şurada

-Sızma'nın 93 dereceden fazla ısıtılması sakıncalı
-Diğerleri kimyasal işlem görmüş

www.milliyet.com.tr
  • Mirket  (05.05.24 19:48:13) 
çok teşekkürler cevaplar için, çok faydalı oldular.

marketten almamın nedeni de, bir tane daha almakla uğraşmak istemememin nedeni de kolaya kaçmaktı, yoksa iyi/kaliteli/sağlıklı bir marka bildiğim durumda alırım ondan, elimdeki bitince de öyle yaparım muhtemelen. @suyin'in önerdiği markalara göz atayım.

@Mirket öyleyse tüm yemekler için, soğan bilmem ne kavururken vesaire, ayçiçek yağı kullanmak gerekiyor gibi (bir önceki mesajda bahsettiğiniz gibi haşlama + zeytinyağını soğuyunca üzerine dökme tercihini bir yana bırakırsak). ben önceleri zeytinyağı kızartmaya uygun diye okumuştum gerçi ama tekrar bir araştırayım yine de, teşekkürler.
  • beklenen buyuk istanbul depremi  (05.05.24 23:48:23 ~ 23:50:12) 
[]

hatırlanması imkansız gibi duran eski çizgi dizi veya anime

hatırlayamadığım bir yapım var şu özelliklerde,

- öncelikle, paralı kanallarda değildi (bizim tv'de yoktular çünkü o kanallar): ya yumurcak tv (evet) ya trt çocuk'taydı. bu bulunmasını zorlaştıracak madde muhtemelen, o yüzden en başa yazdım eleyici olsun diye

- en fazla 7-8-9 yaşlarında olan, ilkokul seviyesinde kızlar/çocuklar vardı (ki muhtemelen ilkokulda geçiyodu tüm yapım); bazılarının (veya birinin/birkaçının) metafizik güçleri (ya da güç olmasa da, bir çeşit ruhaniliği) falan vardı. okul bahçesini hatırlıyorum bir kare olarak. çizimleri anime çizimi değildi diye hatırlıyorum, dolayısıyla amerikan yapımı vesaire de olabilir. yapımın çok tatlı bir havası olmakla beraber ruhani bir havası da vardı (ilgimi çekmesinin, hatırımda kalmasının nedeni de bu zaten). ruhanilik yanıltmasın: karanlık bir hava asla yok gibiydi yapımda, aksine mesela bahsettiğim okul bahçesi karesi aydınlık, yeşil, iç açan bir kare gayet. ne kadar derin bir yapım olduğunu ise hiç hatırlamıyorum bu arada: yalnızca çocuklara yönelik olan gayet basit bir yapım da olabilir, ama çizimleri falan her ne kadar tatlı olsa da sanki artık o ruhaniliğiyle mi bilmiyorum, aynı kanallardaki diğer çizgi filmlerden vesaire farkını belli etmişti, ilgimi çekmişti

- 2005-2010 arası bir dönemde bahsettiğim kanallarda yayınlanmış olması muhtemel

- 10-13 bölüm civarı kısa bir yapımdı diye hatırlıyorum. o dönem bir kez internetten aratıp bulmuştum, daha sonra unuttum yine tamamen.

ara ara aklıma geliyor bu aralar, o yüzden bir sorayım dedim burada, çok zor da olsa belki benim gibi denk gelip izlemiş olan çıkar. teşekkürler

 
"Recess" gibi geldi bana bikac sezonu varmis:
en.m.wikipedia.org(TV_series)

  • ermanen  (05.05.24 11:09:56) 
O dönemki çizgi filmlere baya hakimim ama "ruhani"den kastınız ne anlamadım. Hikayesi mi ruhlarla ilgiliydi sizde bıraktığı his mi öyle? Sizde bıraktığı hisse göre bulmamız zor olabilir çünkü :)


  • nundu  (05.05.24 11:14:55) 
@ermanen

yok hiç değil. sözlükte de sormuştum, oradan hemen cevap geldi "gakuen alice" diye, doğru düzgün hiç hatırlayamadığım için tam emin de olamadım henüz ama çok büyük olasılıkla o :-) başka bir tahmini olan varsa onlara da bir baksam iyi olur ama.

@nundu

ruhaniden kastım bana bıraktığı his ile alakalıydı ama özel gücü de vardı karakterlerin (yani çocukların) muhtemelen. yalnızca 1-2 bölümü hayal meyal hatırladığım için emin olamamıştım gerçekten güçleri var mıydı diye; şimdi biri gakuen alice olabilir dedi ve onda her karakterin "alice" adında bir gücü varmış mesela, izlediniz mi bilmiyorum ama muhtemelen o. bahsettiğim kanallarda olmasa da kanal 7'de yayınlanmış o da o dönem.
  • beklenen buyuk istanbul depremi  (05.05.24 11:16:46 ~ 11:19:50) 
Kanal 7'deyse izlememişimdir, bizim evde pek sevilmez o kanal :d


  • nundu  (05.05.24 11:56:00) 
[]

kadıköy - söğütlüçeşme yht civarında sessiz sakin mekan önerisi

pazar günü üniversiteden uzun süredir görüşmediğim bir hocam ile buluşacağız, kendisi 19:00'da söğütlüçeşme'den yht ile konya'ya gidecek (yazdım artık, kalsın bu gereksiz bilgi de). kadıköy'ü pek bilmiyorum ve genelde hareketli olarak biliyorum: yht'ye yakın (15-20 dakika yürüme mesafesinde işte), 14:00 - 18:00 aralığında oturup sessiz sakin şekilde sohbet edebileceğimiz, çay/kahve içebileceğimiz mütevazı bir kafe/mekan var mı bildiğiniz? (kadıköy'ün işlek bir yerinde bir içerisinde kitap da satılan, kütüphanemsi bir kahveci vardı seneler önce gittiğimiz ama hatırlayamam asla neresi olduğunu, onu bilen varsa ve hala açıksa o iyi olabilir mesela, adını bilen varsa. teşekkürler)




 
Merhaba, internetten kadıköy yeldeğirmeni ndeki kafelere bakın. (Rasimpaşa mah.) çok yakın yht'ye.

O civardaki halitağa caddesinde de çok mekan var. Ama sakinlik için yeldeğirmeninin ara sokaklarındaki kafeler olabilir.
  • gadlemler  (27.04.24 01:25:35) 
yeldeğirmeni ara sokaklar bence de sakin olur, gazhane'ye gidip beltur'da da oturabilirsiniz. bir de yoğurtçu parkı'nın oralarda kafeler var, buralar da söğütlüçeşme'ye hemen hemen 110-15 dk yürüme mesafesinde, harita daha uzun gösteriyor ama, Pazar Yolu Sokak'ı takip edip sokağın bittiği yerde sağ tarafınızdaki alt geçitten geçerseniz hemen tren istasyonunun oraya çıkarsınız. Morn mesela. Buralar sakinlik arayışınızı biraz daha karşılayabilir. Ama her halükarda inanılmaz sakin bir ortam bulmanız zor.

nereden gideceksiniz oraya bilmiyorum, ama pazar günü birçok yol hem yarı maraton, hem de bisiklet turu sebebiyle kapalı. bisiklet turunun olacağı bölgeler yaya trafiğine de kapatılmış gibi duruyor. planlamanızı yaparken bunları da kontrol edin.
  • bi mekan  (27.04.24 01:50:40) 
gazhaneye git kardeşim içinde 2 tane belediye işletmesi çok güzel kafe var.yeldeğirmeni ne 1 km ye yakın yokuş tırmanman gerekecek.yoğurtçu parkı da yaya olarak uzak kalır.
gazhane iyidir.
aha buda güzergah
maps.app.goo.gl
  • jamswety  (27.04.24 18:44:30) 
Sign Bakery'ye gidilebilir.


  • silverleaf  (27.04.24 20:56:41) 
gazhane'ye gidelim derken yolda sessiz sakin çay ocağımsı bi yer bulup orada oturduk ama çok teşekkürler, faydalı oldu tüm yorumlar.


  • beklenen buyuk istanbul depremi  (28.04.24 23:54:52) 
[]

hangi tahliller düzenli olarak yapılmalı?

son tahlil sonucumda çok sayıda değer sınırın üzerinde veya altında çıktığı için bundan sonra düzenli aralıklarla tahlil yaptırayım diyorum. tahlil için 4 tüp kan alınmıştı; bunların biyokimya, üç aylık kan şekeri, hemogram ve hormon testleri için olduğunu söyledi doktor. bir de idrar tahlili var, toplamda beş tahlil yani.

merak ettiğim şu: altı aylık, senelik rutin tahlilllerde bu beşi dışında herhangi bir şeye baktırmam gerekir mi? bu tahlillerle ilgili değerleri e-nabız'da normal olarak gördüğüm durumda tamamen sağlıklıyım diye düşünebilir miyim?


 
Bir belirti (şikayet) yoksa, tarama amaçlı, hormon grubundan tsh -ve 50 yaşını geçince ek olarak psa- yeter. Biyokimya grubu olarak da açlık kan şekeri, üre, kreatinin, ast, alt, ggt, ürik asit, kalsiyum, trigliserit, kolesterol, hdl kolesterol yeter.
3 aylık glikozu gösterene gerek olmayabilir bile.
Yani, bahsettiğiniz 5'li gayet yeterli, tatminkar. İçerikleri bahsettiğim kadar olsa da yeter.
  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (29.03.24 05:04:19) 
aşağıdakileri yaptırıyor doktor 3 aylık olarak annneme belki fikir verir ama zaten sağlık ocağına gitseniz doktor otomatik yazıyor çoğunu

Kolesterol, total
HDL - Kolesterol
LDL- Kolesterol
Trigliserid
Albumin
Glukoz,Açlık
Aspartat aminotransferaz (AST, SGOT
Alanin aminotransferaz (ALT) (SGPT)
Gamma glutamil transferaz (GGT)
Alkalen fosfataz (ALP)
Üre nitrojeni, kan (BUN)
Kreatinin
Sodyum
Potasyum
Kalsiyum
Fosfor
Magnezyum
Demir
Demir bağlama kapasitesi
Serbest T3, serbest triiyodotironin
Serbest T4, serbest tiroksin
Tiroid stimulan hormon (TSH)
Ferritin
Vitamin B-12 (Kobalamin)
Folik asit
Protein,total
Vitamin D Total (25-Hidroksivitamin
C reaktif protein(CRP),kantitatif
Kan sayımı (Tam kan)(en az 18 param
MCV
MCH
Nötrofil (%)
Lenfosit (%)
Monosit (%)
Eozinofil (%)
Bazofil (%)
Hemoglobin A1C(Glukohemoglobin HPLC
RDW
MPV
PCT
PDW
Eritrosit sayımı
Hematokrit
Hemoglobin
MCHC
Lökosit sayımı
Trombosit sayımı
Lökosit formül
Paratrioid Hormon, intakt, Hızlı (P
Hemoglobin A1C
Nötrofil (uL)
Lenfosit (uL)
Monosit (uL)
Eozınofil (uL)
Bazofil (uL)
eGFR
  • eja  (29.03.24 07:59:46) 
Kendine sağlıklı diyebilmek için tahliller yeterli değildir. Yaşa, cinsiyete ve aile geçmişine göre değişen kapsamda ve sıklıkta check up'tan geçmen gerekmektedir.

Özel hastanelerin internet sayfalarından ceeck up paketlerini inceleyebilirsin.
  • Mirket  (29.03.24 09:00:06) 
[]

peeling'e gerek var mı?

(galiba bir önemi olmayan not: erkeğim)

şimdiye dek cilt bakımı nedir bilmeyen biri olarak "bu kadar yaşlı gözükmemem lazım" diyerek bir günlük araştırmayla gerekli ürünleri aldım (yüz temizleyici, tonik, kil maskesi, serum, nemlendirici). çıkarımlarıma göre yüzüm için tamamlanması gereken adımlar şöyle:

- ölü cilt hücrelerinin temizlenmesi
- gözeneklerin sıkılaşması
- sivilce ve siyah noktaların temizlenmesi

aldığım ürünlerin bunların tümüne çare olacağını düşünürken, bugün "peeling"i duydum (önceden de duydum elbette de, ürünleri aldığım süreçte hiç aklıma gelmedi kendisi), bu peeling işlemi de ölü hücreleri temizlemek içinmiş.

sorum şu: şu klasik cilt bakım ürünleri ölü cilt hücrelerinin tamamen temizlenmesinde yardımcı olmuyor mu, illa peeling de gerekli mi? hiç peeling'le uğraşmadan da, yani -daha uzun vade de olsa- ilgili ürünlerin her gün kullanılmasıyla ölü ciltlerden tamamen arınılabiliyor mu?

not: aldığım ürünleri içeriklerinde ilgili bileşenlerin bulunmasına dikkat ederek aldım: ginseng, hyaluronik asit, salisilik asit, niacinamide ne ararsam var. mesela salisilik asidin de ölü derileri temizleme özelliği olduğu söyleniyor, dolayısıyla ek olarak peeling gibi bir işleme gerek var mı, bunu merak ediyorum.

teşekkürler.

 
Aslında hepsini bırakıp nemlendirici ve peeling kullansanız zaten çok belirgin, tanımlanmış bir problem yoksa her şey için yeterli. Nemlendirici ciltle ilgili her şeyin başı, arasından sadece tek bir şey kullanmanız gerekecekse nemlendirici olmalı. Peeling de fiziksel olarak ölü deriyi temizlemek için bir araç yine somut faydası çok yüksek.

Ancak tonik, yüz temizleyici vs gibi ürünler özellikle erkekler için gereksiz. Bunlar daha çok makyaj için yüzü hazırlama ve sonrasında temizleme aşamasında faydalı.

Bence bu kadar kompleks hale getirmeyin günlük nemlendirici ve haftalık belli günlerde peeling rutini hem basit ve sürdürülebilir hem de etkili. Tabi gözle görünür bir sonuç almak için birkaç yıl devam etmeniz lazım, yoksa sadece iyi vakit geçirdiğinizle kalırsınız. Eğer siz etkili bir başlangıç yapmak istiyorsanız bir dermatoloğa gidin eğer cidden hızlı bir peeling ihtiyacınız varsa evde uygulayacağınız hafif bir kimyasal peeling yazar salisilik asitle, doktorun yazdığı orana göre eczanede hazırlıyorlar.

edit: bu arada diğer sorunuza cevap yazılmıyor ilginç şekilde. Orada kokusu olgunlaşıncaya kadar demek istiyor, yani çiğ kokmamalı. İçeri biri girince "oo ne pişiyor" diye soracak gibi kokmalı.
  • akhenaten  (30.08.23 15:44:57 ~ 15:51:40) 
Kadınım ve bunların hiçbirini kullanmıyorum. Cilt ve yaşlanma emareleri genetik.

Bu tür ürünlerle haşır neşir olup da cildi güzel olan bir insan görmedim. Benimse yüzümde en son lisede sivilce çıkmıştır.

Bence bir cildiyeciye gidin ve güneş kremi kullanmayı ihmal etmeyin hocam.
  • ruhen hastayim ben  (30.08.23 16:10:51 ~ 16:11:50) 
gunes kremi eksik bu denklemde, gunes kremi olmadan ne yapsaniz bos gibi bir sey. ben yuzumu cok iyi bir zeytinyagli sabun ile yikiyorum, temizleyici kullanmiyorum. tonik yerine dogal su kullaniyorum simyevi ve badecanlar gibi markalarin, nemlendirici yerine de yine benzer markalardan yag. kadinim. bence kil maskesini haftada bir 10 gunde bir yapsaniz yeter.
ayrica yuz yogasi.

  • kassiopeia  (30.08.23 16:15:02) 
Gözeneklerin büyüklügünü degistiremezsiniz, görünümlerini gecici olarak degistirebilirsiniz. Niacidamine kullanacaksınız.

Fiziksel peeling kullanmayalı cok oluyor. Kimsayasal peeling candir.

Hem slow aging hem de iyi temizleme icin kimyasal peeling diyorum. Bu ürünleri her gün kullanmıyorsunuz zaten. Özellikle baslarken, haftada bir ya da on günde bir gibi araliklarla kullanin.

Fiziksel peelingi hicbir sekilde kullanmiyorum. AHAli ürünleri koluma bacagima da sürüyorum. Ordinary'nin kirmizi AHAsi cok güclü bir peeling mesela, yüze kullanmiyorum onu. İyi bir günes koruma hepsinde gerekli tabii ki.

Hayir, salisilik kullanirken üstüne fiziksel peeling yapmaya gerek yok.
  • buf-e kür  (30.08.23 16:18:53 ~ 16:20:28) 
çok teşekkürler cevaplar için. güneş kremini eklemeyi unutmuşum. kil maskesini de her gün yapmayacağım tabii, onu da belirtmemişim.

@akhenaten: bilmeden gereksiz zorlaştırmış olabilirim, ama aldığım ürünleri muhtemelen en azından bir süre kullanırım boşa almış olmayayım diye :ı

@buf-e kür: teşekkürler, salisilik asit kullanılırken kimyasal peeling'e gerek var mı peki? aldığım ürünlerden içeriğinde salisilik asit bulunanlar şunlar:

www.trendyol.com
www.trendyol.com
  • beklenen buyuk istanbul depremi  (30.08.23 16:48:23 ~ 16:48:49) 
1. Salisilik asit kullaniyorsan bence yeter.
2. Olu tabakayi sokup atmak temizlemek falan o kadar gerekli bir sey degil. Arac kaportasi gibi degil yani.
3. Cildin iyiyse iyidir. Peeling sana normalde sahip olmadigin bir cilt vermez. Faydasi duz gorunumde bir fark yaratmaktan ziyade cildi daha purussuz hale getirmesi, oyle olunca da uzerine makyaj daha iyi gidiyor. Onu da sen yapmiyorsun sanirim.
4. Peeling yaparsan/yaptirirsan cildin gunese daha hassas hale gelir. Cok disiplinli bir sekilde gunesten korunmuyorsan (ki %90 korunmuyorsun) cildinde daha fazla leke vs olusabilir, bu da 1 adim ileri 3 adim geri bir durum.
5. Nemlendirici ciltle ilgili her şeyin başı +1
  • hot potato  (30.08.23 17:37:28 ~ 17:38:27) 
Siyah nokta için fiddy methoduna bakın. Bir de yaşlanma hususunda genetik şans önemli ama en en önemlisi güneşten korunma.


  • yazdonumu  (30.08.23 19:00:40) 
[]

"kokusu çıkana kadar" kavurmak

"sarımsakları ekleyip biraz kızartın, sonra salçayı da ekleyip kokusu çıkana kadar kavurun"

salçanın kokusu bana gelene kadar mı, yoksa salça kokusu geldikten sonra koku sönümlenene kadar mı demek bu "kokusu çıkana kadar"?


 
Salçayı tavaya koyunca kendine has bir kokusu çıkar. O koku gidene kadar işte.
Yemek yapma tecrübeniz varsa koku almaya gerek yok, bilirsiniz.
Ek olarak küçük bir tüyo vereyim, içine salça ve veya domates koyduğunuz her şeye bir tutam şeker atarsanız hem o salça ve domatesin ekşiliğini alır hem Keskin kokusunu bertaraf eder hem de güzel bir tat katar.
  • etna  (30.08.23 18:55:03) 
[]

poşe yumurta yaparken streç film kullanmak zararlı mı

kahvaltılarda poşe yumurta yaparken aşağıdaki videoda kullanıldığı gibi streç film kullanmaya başladım,

www.youtube.com

videoda 2:48'de şöyle deniyor,

"streç kullanmaktan çekiniyorsanız, net söyleyebilirim ki bütün restoran mutfaklarında streç film ısıyı muhafaza etmek için benzeri şekillerde kullanılır, o yüzden hiç sorun yok"

ama restoranlarda kullanılıyor olması zararsız olduğu anlamına gelmiyor sanki. streç filmi bu şekilde kullanmanın bilinen bir zararı var mı, yoksa gönül rahatlığıyla kullanabilir miyim?

 
Hayır restoranlarda kullanılıyor olması zararsız olduğu anlamına gelmiyor. Bu tarz ürünler yüksek ısıda gıdaya doğrudan temas etmek için üretilmiyorlar.

Restoranlarda trans yağlar da çok kullanılıyor ama zararsız diyebilir miyiz? Elbette tel sefer yaptınız diye hastanelik olmazsınız ama alışkanlık haline getirmeyin bence. Zaten bu el alışkanlığıyla ilgili bir şey, eğer poşe yumurta seviyorsanız yapa yapa zamanla eliniz alışır ihtiyaç duymazsınız.

Yüksek ısıda gıdaya temas edebilecek malzemeler buna uygun hazırlanıyor.
  • akhenaten  (15.08.23 13:56:36) 
Pose yumurta (poached egg) yapmak icin ozel tavalar var, severek kullaniyoruz. Turkiye'de satiliyor mu bilgim yok ama aklinizda olsun. "poached egg pan" diye aratirsaniz fikir verir.


  • sertac akin  (15.08.23 14:35:47) 
Streç film yerine yumurtayı kepçeye kırarak da poşe yumurta yapabilirsiniz (kepçenin iç yüzeyini hafif yağlayın).
www.youtube.com

  • kobuzchu kiz  (15.08.23 16:15:48) 
[]

evinizdeki nem oranı

istanbul pendik'teyim, google'dan hava durumuna baktığımda şu an nem oranını %71 gösteriyor. evdeki xiaomi nem ölçere baktığımda %75 gösteriyor şu an, iki üç haftadır da %70'in altına pek inmiyor.

merak ettiğim şu: evdeki nem oranının bu genel nem oranıyla benzer oranda seyretmesi doğal olan mıdır, sizin evinizde de bu civarlarda mı nem oranı? ne bileyim, evin içerisinde belki dışarıya göre nem oranı daha az olabiliyordur da, belki benim evin havalandırmasında vesaire bir ihtimal bir problem vardır diye soruyorum bu soruyu.

not: nemi azaltmak adına herhangi bir aksiyonun alınmadığı evleri merak ediyorum. benim evimde klima vesaire yok.

 
Evin durumuna ve havalandırmasına da bağlı.

Benim evde bitki çok mesela, sulayıp duruyorum dışarıya göre daha nemli oluyor. Sabah %80 gösteriyordu ölümcül :D

Rutubetli bir evde daha da yüksek olur, esinti çıkarsa daha düşük oluyor. Elektrikli süpürge bile düşürüyor bazen.

Ama evet, dışarıyla arasında devasa bir fark olmuyor, eğer pemcereler açıksa. Pencereler kapalıysa çok değişken.
  • akhenaten  (15.08.23 13:48:55) 
evde bol bitki var, sırf o yüzden nem ölçer de var. bitkilerin en kalabalık bulunduğu odada şu an nem %71, sabah %80'di. kışın bu oda bol bitkiye rağmen %37'lere düşüyo. şu an normalden daha fazla bi nem var istanbul'da o net.


  • a7x  (15.08.23 17:47:43 ~ 17:49:06) 
[]

"vitrin değeri" kullanımı

zaman zaman bu ifadeyi kullanıyorum, mesela,

"kişinin sosyal medyadaki takipçi sayısından, bilinirliğinden ziyade ne kadar erdemli olduğu önemli olan"

yerine,

"kişinin sosyal medyadaki vitrin değerinden ziyade ne kadar erdemli olduğu önemli olan"

şeklinde. ama bir google'layayım dedim ve hiç böyle bir kullanım görmedim. "asıl değer" yerine "görünürdeki değer" anlamında çokça kullanılan bir ifade değil miydi bu, yoksa ben bir noktada uydurdum ve kendi kendime kullanmaya devam mı ediyorum?

 
Şahsen hiç duymadım


  • salihdt  (27.04.23 15:10:32) 
ben son zamanlarda çok duymaya başladım. belki tescilli bir kullanım değil de günlük konuşma arasında yaygınlaşan bir tabir olduğu için google da bulamamış olabilirsiniz.


  • serbest gezen koala  (27.04.23 15:25:04) 
[]

hava nemlendirici sık temizlenmezse zararlı olur mu?

www.amazon.com.tr

göz kuruluğu için bu hava nemlendiriciden mevcut elimde ve kullanım kılavuzundaki temizlik talimatlarında üç gün kullanılmadığı durumda temizlenmesi gerektiği vesaire yazıyor.

www.hizliresim.com
www.hizliresim.com

bu temizlik talimatlarına uyduğumda ben hava nemlendiriciyi değil de hava nemlendirici beni satın almış gibi hissederim muhtemelen. birkaç sene önce bunu alırken bir yerlerde böyle nemlendiricilerin temizlenmediği durumda göz sağlığı için zararlı olduğunu okumuştum, bu kadar ince elenip sık dokunan bir temizliğe gerek var mı gerçekten? mesela iki ay kullanmayıp daha sonra ihtiyaç duyduğum durumda direkt takıp kullanmak istiyorum temizlikle falan uğraşmadan.

 
Temizlik önemli, hele ki, nemli kalıyorsa.

Sürekli kullanırsan belirli aralıklar ile kireç temizliği yapman gerekecek. Ara sıra da genel temizlik.

Arada kullanmayı bırakırsan da, eğer makinanın su şişesi vs söküp içindeki suyu boşaltıp kurumasını sağlarsan, içerisindeki bakteriyel üremeyi oldukça azaltır, kullanmadan önce tozunu alıp güzelce alkol/sirke ile silip kullanmaya başlayabilirsin.

Bu arada, ben alerjim için kullanıyorum ve bünyem de biraz daha hassas. Eğer bir süre kenarda bırakıp sonra açarsak, hem eşim hem ben sabah daha fena kalkıyorduk. Ama sonra farkettik ki temizliğe dikkat edince böyle bir durum ile karşılaşmıyoruz. O günden beri de temizliğini hep yapmaya çalışırım.

Ancak, 2-3 yıldır kullanıp, sadece su koymak için makinayı açan, kireç oluşunca da mecburen temizleyen arkadaşım da var ve onlarda hiç bir kötü tecrübe olmadı. Tabi makinayı sık kullanıyorlar.
  • yeninesiltupcu  (03.04.23 11:17:28) 
[]

tavuğun derisi soyulmalı mı

mutfakta tamamen acemiyim,

tavuk sote yapmak için tavuk göğsü alıyorum ve üzerinde ilk iki fotoğraftaki gibi, hoş gözükmeyen ve pek ince de olmayan (kızartılmış tavuktaki deri bu kadar kalın olmuyor, o deri bu deri ile aynı deri mi emin olamadım) bir zar/göğüs oluyor. soyayım diyorum, soyulması da vakit alıyor. soyulmalı mı bu?

www.hizliresim.com
www.hizliresim.com

www.hizliresim.com (soyulmuş hali)

 
30 yasimdayim böyle bir şey yapan ne duydum ne gördüm. Günde 350 gr tavuk göğsü yerim.


  • logisticsmanager  (02.04.23 22:40:24) 
eklediğiniz fotoğrafta soyulması/atılması gereken herhangi bir tavuk bileşeni bulunmuyor.


  • tss  (02.04.23 22:42:13) 
acemiyim demiştim, teşekkürler.


  • beklenen buyuk istanbul depremi  (02.04.23 22:44:19) 
Neden t.eti kedi tirmalamis gibi


  • Slynmaster  (02.04.23 23:05:15) 
Deri yok ki orada. bak bunda da deri yok mesela: www.kevserinmutfagi.com tavuk göğsü böyle satılıyor zaten.

derilisi böyle: hilalgefluegel.de bilmem bizde böyle satılır mı. yani hazır o banvitlerden falan alırsan böyle bulamazsın.
  • alperz  (03.04.23 07:54:09) 
Yukarıdakiler +1, Olmayan deriyi soymaya çalışıp, tavuğun etini çöpe atmışsın.


  • yeninesiltupcu  (03.04.23 11:24:24) 
bu dış kısım -dokusu itibarıyla- çok tüketildiği takdirde nedense sağlığa zarar verecek gibi geliyordu ama neyse, bu psikolojiden de kurtulacağız artık bir şekilde, teşekkürler tekrar.


  • beklenen buyuk istanbul depremi  (03.04.23 17:57:06) 
[]

çay çöpü ile mutfak lavabosunun tıkanma ihtimali

aslında başlık tam olarak anlatmaya yetmedi, tümüyle bir cehalet sorusu. şöyle:

su gideri borusunun sadece duvara kadar uzadığını bildiğimden çay çöpünü direkt olarak çaydanlıktan mutfak lavabosuna döküyorum. çünkü bir kar-zarar hesabı yapıyorum ve olur da lavanonun gider borusu tıkanırsa, boruyu değiştirmenin çok daha kolay olacağını düşünüyorum. her gün üç kere çay demlenen bir evde olduğum için, çay çöpüyle vakit öldürmek yerine (bu arada, demlik poşet gibi öneriler de nafile) ayda yılda bir tıkanacak boruyu değiştirme yolu daha makul geliyor.

gelelim cehalet kısmına,

bunlarla beraber, duvarın arkasındaki tesisatın nasıl olduğuna dair hiçbir fikrim yok. kiracıyım; tesisatçı gider borusunu takarken sanki giderin açıldığı kısmı asla tıkanmayacak bir lağımımsı yer gibi algıladım (illa ki borular olmalı herhalde, ama bu boruların çapı, çay çöpü ile tıkanma ihtimali hakkında hiçbir fikrim yok) ve bu yüzden çay çöpünü lavaboya dökmeye başladım. ama tesisatta ileriye dönük problem yaratacak bir tıkanma yaratmak istemiyorum, özellikle kiracı olduğumdan.

özetle sorum: böyle sadece çay çöpü ile, duvar arkasında olan biten her ne ise böyle bir tıkanıklık oluşur mu, böyle bir ihtimal mevcut mudur, mevcutsa ne kadardır?

 
Tıkanır abi. Bunu damarlarda biriken plaka gibi düşün nasıl ki onlar da birer ikişer oraya yapışıp kalıyor birikiyor zamanı gelince de çat diye krize neden oluyor çay da aynı öyle yapışır kalır birikir zamanı gelince de çat diye krize neden olur. Olur yani.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (17.01.23 15:28:31) 
oluşur yaptığın büyük saçmalık. aradaki boru da ucuz değil. çayı geçtim yemek artıkları bile tıkanıklığı sebep oluyorken sen gidip çay çöpü döküyorsun.

çayın suyunu süzüp, demliktekileri bi kaşıkla almak zor değil. buna ek olarak demlik içine konulabilen çay hazneleri var. onu temizlemek daha da kolay.

aradaki boruyu halledersin de duvardaki tıkanırsa sıkıntı. ara ara lavabo açacağı dök bol sıcak suyla.
  • jelly bear  (17.01.23 15:28:46) 
Daha önce bizzat başına gelmiş biri olarak, evet tıkanır, hem de hayvan gibi tıkanır.
Ayrıca çaya da gerek yok. Çok limon sıkılan bir evde limonun posası ve çekirdeği bile tıkar zamanla. Çay dünden tıkar.

  • gallienus  (17.01.23 15:41:47) 
çay çöpü derken demden bahsediyorsunuz sanirim, ben bazen klozete dokerken bile klozetin tikanacagina inaniyorum, ikince kez dusunuyorum :D. mutfak lavobasi haydi haydi tikanir yine iyi bile dayanmis.


  • gule gule  (17.01.23 15:45:09) 
encrypted-tbn0.gstatic.com

şöyle bir süzgeç kullanıyorum gerek çay çöpü gerek french press te çöken kahve için
  • freebird5406_2  (17.01.23 15:46:34) 
şu tip kağıt filtrelerden kullanıyorum. İstediğim karışım ile kendi demlik poşetimi yapmış oluyorum.

www.amazon.com.tr

www.rossmann.com.tr
  • faithless  (17.01.23 15:56:09) 
duvarın içi aşağı yukarı şunun gibi: www.ugurtesisat.com.tr

ince olanlar temiz su girişi, biraz daha kalın olanlar pis su gideri.

elbette tıkanır o boruların için zamanla yağ bağlıyor. çaylar da bunlara takıla takıla tesisatı tıkıyor.

ha açılır mı, pompalamayla sökebilirsiniz, olmadı sudkostik (lavabo aç) ile eritip açabilirsiniz, hiç olmadı, lağımcı gelir kılavuzla açar.

ama ne gerek var bunlara? kabasını çöpe dökün, olsa olsa demliğin içine yapışanları çalkalarsınız.
  • kibritsuyu  (17.01.23 17:07:41) 
www.ofix.com

soyle bi alet var caydanliga takiliyor. hic cay yapragiyla ugrasmadan caydanligin icinden butun demi toplayabiliyorsunuz. lavaboyu tikarsaniz ugrasirsiniz tesisatciyla ustayla. hic yoktan sinir sahibi olursunuz.
  • in vino veritas  (17.01.23 19:22:34) 
Hocam boru değişimi falan naptınız bir şişe asit dökerseniz her şeyi temizler zaten. Daha bu hafta duşakabindeki problemi bu şekilde çözdüm.


  • ruhen hastayim ben  (17.01.23 19:24:21) 
yok bütün binanın tesisatını değiştirirsiniz...

naptınız abi ya. tesisat değiştirme boru sökme filan. tıkarsa bir tane lavabo aç dökersin açılır.

vallaha ben 12 yıldır döküyorum sadece 1 kere tıkandı. onda da lavabo aç döktüm bitti gitti.
  • teritori  (17.01.23 21:05:21) 
@teritori

çay çöpü mü döküyosunuz siz de hocam benim gibi? emin olmak adına sorayım yine. tam bu kadar yorumdan sonra tamam, dökmem bir daha derken o inanmak istediğim yorum geldi.

diğer öneriler için de teşekkürler, çay çöpüyle uğraşmak nefretlik bir iş benim için nedense, çöpe o ıslaklığın gelmesi, çöp torbası dolu dolu değilse çöp torbasından yere damlama ihtimali falan... filtre de kullandım daha önceden ama onu doldurmak da bir iş, çöpe atmadan alıp elle suyunu sıkmak da (el ıslanıyor, gereksiz el yıkamak zorunda kalıyorsun falan) ayrı bir iş. çok meşakkatli şeyler değiller elbette ama benim yaptığım diğer her yönteme nazaran inanılmaz pratik olduğundan, ucunda büyük bir risk de yoksa neden böyle yapmayayım ki deyip lavaboya dökmeye başlamıştım. yorumları dikkate alıp bir şey düşüneceğim ama artık, bakalım.
  • beklenen buyuk istanbul depremi  (18.01.23 18:02:23 ~ 18:04:03) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.