[]

Limonlu Kek nasıl muhafaza edilmeli?

Kekin yapımından sonraki bir 6-7 günde daha küflenmeden, kıvamı çok bozulmadan tüketebilmek istiyorum. Daha önceki bir seferde küflenmişliği var.

Nasıl muhafaza etmek lazım? İlk 2, 3 gün sonrasında buzdolabına koysam iyi olur mu?


 
Buzluğa koymak bir çare. Yemeden önce çıkarın ilk günki gibi oluyor


  • meraklitursucu  (17.04.22 14:42:33) 
Soruya cevap değil ama yumurtalı olduğu için o kadar bekletmeseniz daha iyi. Miktarı fazla oluyor diyeyse belki yarım ölçüden yapabilirsiniz.


  • invictae  (17.04.22 18:53:39) 
[]

Tuzu - Tuzu baskın yiyecekleri seviyor musunuz?

Ben sevdiğim şeyleri baskın bir tuzla tüketmeyi epey seviyorum. Tuzsuz yiyeceklerden lezzet alamıyorum, o derece.

Sizlerde durum ne şekilde?


 
Bu sorunun cevabını düşünürken kendi kendime aydınlandım resmen. Tuzu özellikle yağlı gıdalarda arıyorum, yediğim şeye yağ giriyorsa illa tuz da gerekiyor. Yağsız, çiğ, kendi halinde yiyecekleri tuzsuz seviyorum. Demek ki ben yağı tuzlu tüketmeyi seviyorum.

Mesela tuzsuz salata hiç sevmem, az tuzlu salata bile sevmem ama domatesi, marulu, havucu, koçan mısırı vs tek başına öylece yerken tuz istemem. Sadece zeytinyağı ve tuza batırılmış ya da tuzlu tereyağı sürülmüş ekmek müthiş bir şeyken ekmeği dümdüz yağla yiyemem.
  • kobuzchu kiz  (24.03.22 14:48:37) 
ben de geçenlerde şeyi düşünüyordum, insanlar ateşi bulup eti ilk pişirmeye başladıklarında muhtemelen tuz eklemedikleri için şu an bize lezzetli geldiği kadar lezzetli gelmiyordu et. Tuz çok ilginç birşey, yiyeceklerin tadını anında patlatabiliyor. ben orta tuzlu seviyorum herşeyi.


  • yonge and bloor  (24.03.22 15:03:50) 
Kesinlikle hayır. Yiyeceğim şeylerde özellikle de baskın tuz ve ekşi tat o yiyecekten anında vazgeçmemi sağlar ( yemek dışında doritos vs gibi çerezler ya da tuzlu çekirdek, tuzlu fıstık vs..)
ancak baharatları genel anlamda severim ve sevdiğim yemeklerin üzerine pul biber ekleme yatkınlığım var.

  • foolrules  (24.03.22 16:10:55) 
ben de salata gibi ekşili şeylerde tuzu çok severim. tuzlu, ekşili şeyler iştahımı açıyor. yağlı, kremalı yemeklerde de tuz ararım biraz.

yalnız geçen gün "baby tava" dedikleri üründen bulunca çok sevinip 1 kilo aldım. tavuk göğsünün iç tarafında kalan, "lokum" da denen bir kısım. çok güzel bi tavuk baharatı karışımı aldım, kremalı, sarımsaklı falan yapıcaktım. ekmeği kremaya banıp banıp yicem böyle. sarımsak ezmesinin ve aldığım baharat karışımının içinde tuz olduğunu unutup bir de ben bolca tuz attım.

o kadar tuzlu olmuş ki maalesef iğrenerek yarısını anca bitirebildim. bütün hevesim kursağımda kaldı. sabah üstüne yumurta kırıp "oyakodon" tarzı bir şey yapıp bitirdim ama hala aşırı tuzluydu :D

artık biraz daha temkinli yaklaşıyorum hehe.
  • chezidek  (24.03.22 21:50:02) 
[]

Eski bir sevgilinizi özleme atakları size de oluyor mu?

Tamamen akıldan çıkaramamak, sürekli onu düşünüp hep özlemek şeklinde değil kastettiğim şey.

Unutuyorsun, aklına bile gelmiyor uzun süre. Ama aylar sonra olmadık zamanda birden yeniden deli gibi aklına düşüyor, beraber geçirdiğiniz güzel anları düşünüyorsun saatlerce, günlerce. Sonra yine unutuyorsun, bir süre sonra yeniden aklına düşüyor falan.

Bende bu şekilde olan, hayatımda ciddi iz bırakmış bir ex var. Bu durumdan hiç memnun değilim. En son olarak da biriyle takıldığımın ertesi günü aklıma düşmüştü kendisi ilginç şekilde.

Benzer şekilde böyle özlem atakları gelen oluyor mu? Bu duygunun bir sonu yok mu?

 
Olmuyor.


  • j r r tolkien hayrani  (17.03.22 19:06:32) 
geliyor ama zamanla o da geçiyor. 5,5 yıl ilişki sonrası 7-8 ay arkasından ağlamış 39 yaşında adamım :) sonrasında sağlam bir tatil yaptım, hiç masraftan kaçmadım. tüm izinlerimi kullandım. çok fazla insan tanıdım. arkadaşlarım x3-x4 oldu neredeyse ve hepsine zaman emek harcadım şimdi de kanka diyebileceğim bir sürü insan var. yetişemiyorum :)

sonra ağlamalar ayda bire düştü, şimdi ise sadece belli şarkılarda ya da çok özel anıların tekrar yaşandığı durumlarda ama ağlama, kriz gibi değil, aklıma geliyor ve çok üzülmüyorum. eskiden fotoğraflarına, fotoğraflarımıza, yazdıklarımıza bakınca içimi hüzün kaplardı. şimdi baksam bile çok kötü hissettirmiyor. bazen yeni ilişkimde bir şey yaşıyoruz, bunun aynısı olduğunda nasıl davrandığım aklıma geliyor ve keşke falan diyorum. kısacası, her şey geçiyor. asla geçmeyecek herhalde derdim, hayatımı böyle sürdüreceğim. aslında aklım, mantığım geçeceğini bilirdi. vakti geldi ve geçti.
  • gabe h coud  (17.03.22 19:09:31 ~ 19:13:07) 
oluyor bana. hatta ayrilik sonrasi ilk alti ay sadece sonuncuyu degil tum eski sevgililerimi ozluyorum jdkdkd sanirim ayni hisleri yasamak kafamda hepsinin baglantisinin olusmasina yol aciyor. devaminda da oluyor ama. bir keresinde hic unutmuyorum ayriligin ustunden dort yil gecmis, kizin yuzunu hatirlamiyorum ama gece ruyama girdi diye sabah kalkinca hungur hungur aglamistim. cabuk gecmisti ama tabii o. genelde yeni bir iliskim olunca eskilerin etkisi yok oluyor tabii ama sonra bu sefer sonuncuyu ozlemeye basliyorum, yine basa sarmis oluyoruz. birini ozlemeden, dusunmeden gecen gunum yok gibi. bir yil iliski, iki sene ozleme, sonra baska iliski, iki yil da onu ozleme seklinde gidiyor.

ozellikle introvert biriysen cok daha zor olabilir unutmak. bak gabe bissuru arkadas edindim filan yazmis. bende hic oyle seyler olmuyor, aksine daha cok yalnizlasiyorum. sonra bi de ask acisinin ustune ayni zamanda cok iyi bir dostumu kaybettim diye uzulmeye basliyorum.

ayrilali bir sene oldu mesela daha gecen gun bi meme gordum, sadece onun anlayip gulecegi turden, onu paylasamiyor olmak bile uzdu.
  • der meister  (17.03.22 20:05:39 ~ 20:42:17) 
Ayrılalı 10 gün oldu her gün özlüyorum :(


  • Corpsebridee  (17.03.22 20:32:58) 
Tam da şu son 4-5 gündür bana olan bu.
Epey şiddetli hatta mesaj atma derecesinde fln. Zor tutuyorum kendimi.
O yüzden normal diyebiliriz.

Bu arada ilginçtir, @der mesiter in yazdığı eskileri özleme durumuna benzer şeyler de oluyor. Açıkçası bunun arka planını çok merak ediyorum. Neden böyöe oluyor diye.

Çünkü, son ayrıldığlım sevgilimin de, benden ayrıldıktan sonra, benden bir önceki sevgilisi ile iletişime geçmeye çalıştığını biliyorum.
  • saturn  (17.03.22 21:01:09) 
Toksik bir ex ise ilk zamanlar bu ataklar normal
Zamanla köprünün altından çok sular geçtikçe geçiyor ve çivi çiviyi söküyor, kesin bilgi

  • mya  (17.03.22 21:58:45) 
Oluyor, "bazen bana gelir gider seni dert etmeler" şeklinde tam da.


  • south park in kapusonlu uyesi  (17.03.22 22:41:07) 
boşluğa düşmezsen olmaz.


  • orpheus  (17.03.22 22:56:10) 
@orpheus Bu bahsettiğim durum direkt boşlukta olmakla bağlantılı bir hal değil ama. Aksine boşlukta değilken, birileriyle iyi zaman geçirdiğim dönemlerde de gayet aklıma düşebiliyor. Şu şekilde de bir detay paylaşmıştım mesela; "En son olarak da biriyle takıldığımın ertesi günü aklıma düşmüştü kendisi ilginç şekilde."


  • magni  (18.03.22 00:14:04) 
zaten bir adet eski sevgilim var. onun da sohbetini, beraber geçirdiğimiz ilk ayları ve bazı anları özlüyorum bazen. sonra son ayları ve ayrılık sonrası dönemi hatırlayınca o özlem de geçiyor hamdolsun


  • kimwexler  (18.03.22 11:51:18) 
Geçecek diye umuyorum.:(


  • fidelity  (18.03.22 16:21:58) 
Hicbirini ozlemiyorum. Iyi insanlardi ama aklima bile gelmiyorlar desem dogrudur.


  • sopiro  (20.03.22 12:43:13) 
[]

Evde hırsız olduğunu fark etseniz ne yaparsınız?

Merhaba. Geçen hafta evime gece vakti uyurken hırsız girmişti. Ben bazı sesler duyup uyanınca kalkıp salona bir bakmıştım ve o an salonda hırsızı görünce direkt üzerine doğru koşmaya başladım, adam da çok seri bir şekilde kapısı açık olan balkondan atlayıp kaçtı. Zaten hemen dibindeydi.

Telefonlar ve laptoplar gitti ama daha alınabilecek pek çok şey vardı. Tahminimce ben onun işini yarıda kesmiş oldum. Ama olayı eşe dosta anlattığımda hırsıza hamle yaparak ciddi risk aldığımı, adamın üzerinde silah, bıçak gibi bir şeyi varsa ve o an o panik yapmasa canımı tehlikeye atmış olabileceğimi söylediler. E iyi de öbür türlü de evi soyup soğana çevirmesini mi bekleyeceğiz ya. Bilemedim.

Ben anlık karar verip o an böyle yaptım kısacası. Siz evinizde hırsız olduğunu fark etseniz (ama telefonunuz da yanınızda değil, salonda) işini bitirene kadar bekler miydiniz, yoksa bir hamle yapar mıydınız? Daha önce başınıza bu durum gelmişse de ne yapmıştınız?

 
Önce deli gibi çığlık atıp sonra korkudan bayılırdım.

Üstüne koşmak nedir? Bilmiyorum fiziksel olarak kendine güvenen koşar belki ama adam zaten hazirliklidir, siz uykudan yeni uyanmış sersem bir halde, bilemedim yani aşırı gereksiz bir risk.
  • kaptan maydanoz  (11.03.22 16:39:17) 
Sağlıklı düşünürsem hiçbir şey yapmam abi bu bir risk. Sen üzerine koşunca kaçabilir de böğrüne rambo bıçağını da sokabilir, mantıklı düşünürsem bunu göze alamam ama o an adrenalinle ne yapardım bilmiyorum.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (11.03.22 16:44:44) 
Ruhsatlı tabancamı alıp karşısına öyle geçerdim.
Kaçarsa sorun yok, kaçmazsa vay haline.

  • les yeux blanches  (11.03.22 16:45:08) 
@kaptan maydanoz @Kaleci Saçlı Forvet O an koşup herifi yakalamak, saldırmak geçti aklımdan sadece. Yani beynimin bana saniyelik verdiği komut bu oldu. Ama sonradan sizlerin de ve çevremin de dediği şekilde ciddi de bir risk almışım. Beklemediği anda ben karşısında belirip aksiyona geçtiğim için onun panik yaptığını düşünüyorum, o an paniklemese ve yanında bir şey varsa (ki vardır bence) kullanabilirdi. Mantıklı düşününce böyle düşünüyorum şu an.


  • magni  (11.03.22 16:51:39) 
Ben çığlık atarım. Saldırmak bana da mantıklı gelmedi. Ya siz yaralansanız ya adam ölse çok büyük sıkıntı.


  • cilekli krep  (11.03.22 16:55:02) 
Aynen o esnada kaç ya da savaş moduna giriyorsun ister istemez hormonal bir durum bu, tabii aynı moda hırsız da giriyor yani kaçabilir de savaşabilir de, sonuç ne olur bilemiyorsun evin güvenlik tedbirlerini artırmak daha sağlıklı olur herhalde bilemedim.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (11.03.22 16:55:47) 
Ben de sizin yaptığınızı yapardım. Ben hatta sokağa çıkıp arkasından koşardım. Telefon, bilgisayar ucuz şeyler değil. Hayatta beklemem. Evimde hırsız görsem aşırı sinirlenirim. Bir şey çalmamış olsa da senin özel alanına girmiş biri var.


  • dissendium  (11.03.22 16:59:56) 
Valla büyük cesaret. Bir kez başıma geldi onda da yattığım yerden balkon demirinin üstünde kafası gördüm. Göz göze geldik hemen atlayıp kaçtı zaten. Son derece erkek halimle hiç öyle üstüne atlayayım da adalete kendi ellerimle teslim edeyim, yok efendim iki tane vurayımmış ya da çekip kenara konuşayım da belki imana gelir tövbe eder vatanına milletine hayırlı bir evlat olur gibi şeyler geçmedi. Kavuşacağını bilsem belki tükürürdüm yattığım yerden. Ki düşününce mantıklı geldi. Adam pislik çıktı deyip belki hepten vazgeçerdi.

Savaş çıkarsa seni ön cepheye sürsünler. Savaşın akıbetini tarafların en iyi askerleri dövüşerek belirleyecekse eğer o sen olmalısın. Suç ve suçluyla mücadelede güvenin tesisi birimize düşecekse eğer bir gün, o da sen olmalısın.
  • IncredibleMau  (11.03.22 17:02:45) 
kalp krizi geçirmezsem kovalarım.


  • kimwexler  (11.03.22 17:11:38) 
şu an yaşadığım evde mümkün değil ama diyelim ki dışa açık bir apartman dairesinde, 1. kattayım;

hırsız ile arama engel koyarım. sandalye, ayaklı ışık, sehpa aklıma direkt gelenler. alıp bana karşı kullanabileceği bir şeyi ona fırlatmam; i.e. bıçağı alıp adama sallamam. doğruca dış kapıya yönelirim. giderken telefonumu alabiliyorsam alırım, odanın kapısını kapatırım ama kapının kulbundan tutup zorlamam, evde bir başka hırsız varsa arkamdan gelebilir. max 5 snde evin dış kapısına çıkarım. dış kapıyı kapatırım. merdivenlerden zıplaya zıplaya inerken "hırsız vaar" diye bağırırım. apartmandan çıkar çıkmaz güvenli bir yere ışınlanırım ve 155 polisi ararın. böyle durumlarda hızıma çok güveniyorum.

eski ben olsaydım, kaçmaz, hırsızı kovalar, mümkünse yakalamaya çalışırdım. yakalarsam da hastanelik ederdim.
  • gabe h coud  (11.03.22 17:23:22 ~ 17:37:27) 
bazi seyler baglama bakar. alanim ve kuvvetim varsa hamle edebilirim, ben koseye sikisacaksam edemem. bicak varligi ve arkadasin madde tesiri altinda olma ihtimalleri korkutucudur, kucumsenemez.

adam bulundu mu? bulunmuyor mu hala bunlar?

gecmis olsun...
  • e haliyle  (11.03.22 17:33:37) 
biber gazım var onu sıkarım. etkisiz hale gelince hemen ok cihazımla bayıltırım odaya kitlerim ve polisi ararım.

tabi korkudan bayılmazsam
  • Hallegadola  (11.03.22 17:43:12) 
Yazın gece 10 gibi bahçe katı evde salonda oturuyordum, hırsız yatak odasından girmiş ortadaki boşluk alana çıkarken göz göze geldik ben de bağırıp önümdeki cam bardağı girdiği kapıya doğru fırlattım ses olsun diye aynı şekilde girdiği pencereden kaçtı

youtu.be
  • freebird5406_2  (11.03.22 18:18:27 ~ 18:21:29) 
Yatar uyurum. Acayip usengec adamim kimse uykumu bolemez.

Gecen girdi sandim, iceri seslendim ne alacaksa alsin da gitsin diye. Kalkip bakmadim bile.

Zaten sirket laptoplari var, onlar disinda duzgun elektronik cihazim yok. Keske alsa da gitse dedim :D

Bizden biriymis hirsiz degilmis
  • divit  (11.03.22 18:50:03) 
Üstüne atlamam. Ama bağırırdım. Polisi arıyorum diye falan.

Açıkcası hırsızlık suçunun gerçekleşmesi için çok fazla şey gerekiyor. Sizin evde yakalansa, ürünleri götürürken yakalansa, ürünleri çalıp evine koysa ve öyle yakalansa bile hırsızlık suçu tam olarak gerçekleşmiş sayılmıyor. O yüzden polisler hırsızlık konularında kıllarını kıpırdatmıyorlar. Hırsızlık yapmak da hırsızlar için tehlikeli falan olmaktan çıkıyor bu nedenle, hüküm giymesi çok zor çünkü.
Bu nedenlerde dolayı gece gece evinize girecek kadar planlı bi iş yapan hırsızın sizi kendi evinizde yaralayacağını sanmıyorum. Bu durumda çok risksiz ve ceza bile almayacağı konuyu çok büyük bir suç haline getirmiş oluyor. ( aynı şeyi sokaktaki hırsızlar için söyleyemem. Onların madde etkisinde falan olma olasılığı daha fazla. ) bu nedenle bende varlığımı belli edip gitmesini söylerim.
  • zimbirik  (11.03.22 18:50:49) 
Bunu geçen düşündüm. Eve bir silah almayı da düşünüyorum bu sıralar ama hırsız için değil.

Silah kullanmak bana bir şey kazandırmaz durduk yere katil de olabilirim, canımdan da olabilirim. O yüzden önce sesimi çıkarır evde ve ayakta olduğumu belli eder ve blöf yapardım. Polisim arkadaşları aradım da diyebilirim, tüfekle bir dakika içinde odadan çıkacağımı da söyleyebilirim bilmiyorum ama uykudan uyanınca güzel yalan söylüyorum. Maksat bir an önce korksun ve geldiği delikten defolsun gitsin. Kendimi ve eşimi korumak için ise b planım var artık o son çare ama.
  • chicha_v2  (11.03.22 19:53:31) 
Ustune atlasan da atlamasan da karsisina ciktiginda kacacak zaten.


  • stavro  (11.03.22 20:42:17) 
Mutfaktan bıçağı kapıp önce "aldıklarını bırak, sonra yürü git ;) buradan" uyarısı yapardım sanırım. Sonrasında olaylar ne şekilde gelişirse artık. Kendi evimde yabancı bi adamı görmek anlık olarak kendimi dizginleyemeyeceğim bir noktaya getirebilir beni. Ama bu doğru bir hareket mi, değil bence.


  • msb  (11.03.22 20:42:31) 
Kapının önünde kamera var zaten. Şüphelenirsem önce kameraya bakarım biri gelmiş mi ne zaman gelmiş diye.

Odamda biber gazım var. Mesafeyi ayarlayabilirsem biber gazı sıkarım.
  • jazzabel  (11.03.22 20:52:29) 
@e haliyle Teşekkürler. Henüz bir şey yok, 1 haftalık mevzu. Polis gerekli prosedürleri uygulayıp dosyayı savcılığa sevk etti. Bekleyeceğiz artık bir şey çıkar mı diye.


  • magni  (11.03.22 21:00:14) 
Hırsızın kaçış güzergahını kapatmamalı, aniden önüne çıkmamalısınız. Hiç bir şey hayatınızı riske atmaya değmez.

Tamam bunlar adi hırsız, eve canımıza kast etmeye gelmediler, ama siz üzerine hamle yaparsanız o da can havli ile bıçağı takabilir.

İçerden "noluyo lan" diye bağırıp mesafeyi koruyarak onun evde olduğunu anladığınızı hissettirin.

www.cnnturk.com

Allah korusun.
  • John Bloor  (12.03.22 14:36:15) 
genelde yanlarında bıçak oluyor, bazenee silah. bizim işyerine giren haplımıydı neydi kafası milyondu ona atlasan bıçaklanmıştın mesela. büyük risk canını ortaya koymuşsun.

uzaktan polis diye bağırsanda kaçardı çok yaklaşmaya gerek yok adam orda misafir gibi durmıcak ya
  • kurcalamabozarsin  (12.03.22 15:46:22) 
gecmis olsun. okurken inme iniyordu gorsem ne yaparim bilmiyorum.

yalniz yasiyorum. oncelikle gece uyurken bazi sesler duysam kalkip bakmam. iceride biri olduguna inansam o panikle polisi aramak aklima gelir mi bilmiyorum. muhtemelen 3 km otede yasayan arkadasima yazarim.

uzerine atlama? asla. uzaktan ciglik atarim korkup kacmasini beklerim en fazla.

aslinda iyi hatirlattiniz, evde biber gazi vb bulundurmak iyi olur.
  • supergirl  (13.03.22 00:55:28 ~ 00:57:11) 
Daha önce cevaplarda mevzusu geçmişti diye yeni bilgi olarak yazıyorum; hırsızlar yakalandı. Adamlar o kadar rahat ki kısa süre sonra yeniden bizim civarlarda başka evlere hırsızlığa gelmişler ama bu kez enselenmişler.


  • magni  (19.03.22 20:00:28) 
[]

Kimlik bilgisi ve imza taklidiyle sıkıntılı durumlara düşürülmek kolay mı?

Kişinin eksiksiz şekilde kimlik bilgileri ve imzası kötü niyetli kişilerin eline geçmişse, bu bilgilerle başa sıkıntılı işler gelmesi ne derece kolaydır?

Engel olabilmek için yapılabilecek çeşitli hamleler, önlemler var mıdır?


 
bence derhal karakola gidip böyle bir olayın başınıza geldiğini ve adınıza yapılacak işlemlerin hükümsüz olduğunu beyan ederek, isim vermeden de olsa şikayetçi olun.

imzanız nasıl ele geçirildi bilmiyorum ama birebir imza taklit etmek büyük yetenek. aklıma ilk gelenler senet sepet işleri, açık hat çıkarma, dolandırıcılık işleri vs.

e devletten de adınıza şirket kurma işlemlerini kapatırsınız.
  • gottacatchemall  (07.03.22 19:04:14) 
@gottacatchemall Henüz başıma bir iş gelmedi ama ileride gelebilir mi diye endişeliyim şu an. Zira laptop'ım çalındı, içinde kimlik bilgilerim ve evraklarda atılmış imza görsellerim mevcut. Hırsızlık sonrası polise gittim tabii ama ileride başıma bela işler çıkar mı diye sıkıntı yapıyorum.


  • magni  (07.03.22 19:09:38) 
@magni kimlik bilgilerine erişmek artık çok zor bir şey değil. imzazını taklit etmek isteyen zaten farklı yollarla ele geçirip bunu yapabilir. imzanın sizin olmadığını zaten çok kolay yollarla ispatlayabilirsiniz.

uç bir örnek olarak, bir senet ya da sözleşme imzası durumda, mahkeme bilirkişi huzurunda sizden imzanızı alır ve imza karşılaştırması yapar.
  • gottacatchemall  (07.03.22 19:23:29) 
Maalesef normalde mümkün olmaması gerekirken yaşadığımız ülkede mümkün :( biz 2016 yılından beri böyle bir dava ile uğraşıyoruz,düz bir A4 kağıdına zilyet devir teslim tutanağı başlığı atılarak bedelsiz arazi devri yapılmış ve altında babamın imzası taklit edilmiş, dava açtık bilirkişiye gitti kesinlikle ilgilinin imzası değil dedi,adli tıp kurumu imza ilgilinin olabilir dedi, polis kriminal imza şahsın olabilir dedi. Mahkeme karar veremedi hala sürünüyoruz. Babam vefat etti biz devam ettiriyoruz davayı.imzanın size ait olmadığını ispat etmek o kadar da kolay değil


  • delikedidilimiyedi  (07.03.22 19:33:15) 
genel olarak zor, uyap vatandaş üzerinden telefon numaranızı kaydedip tüm sms bildirimlerini açın. bu sayede adınıza yapılan herhangi bir noter, alım-satım işlemi gibi durumlarda ve icra takibinde vs. anında sms gelir. bu tip bir sahtecilik olduğuna inanıyorsanız da 7 gün içinde icraya itiraz edersiniz en azından hiç haberiniz yokken karşınıza çıkmaz.


  • orpheus  (08.03.22 18:28:25 ~ 18:28:36) 
[]

Evimize hırsız girdi !

Ev arkadaşımla yaşadığımız eve hırsız girdi.

Cep telefonlarımız ve bilgisayarlarımız gitmiş durumda. Gidenlerin maddi boyutundan çok içerisindeki özel bilgilerdeyim şu an.

Telefonun mesajlaşmalarında (Whatsapp+Sms), galerimde önemli kişisel verilerim vardı. E-Devlet şifrem, TC kimlik numaram, banka şifre bilgilerim vs. de hep yazılıydı.

Veri güvenliğim için nasıl bir yol izlemeyelim an itibariyle? Aklım durmuş durumda şu an.

EDIT: Telefonumun dört rakamdan oluşan şifreli ekran kilidi vardı. O şifre ekranını kırarak telefonu kullanıma geçebilip bahsettiğim bilgilerime erişim sağlamaları mümkün müdür acaba?

 
Bunlarla uğraşacağını sanmıyorum hırsızın, neticede banka hesabındaki parayı kendine transfer etse izi belli olur, ileri görüşlü çıkıp bitcoin vs alıp kendine atar belki

Bence çoktan hattı kırıp atmıştır

Siz yine de banka müşteri hizmetlerini arayıp içinde hesaplarımın şifrelerinin bulunduğu telefonum çalındı diye sorun, belki bir süre bloke koyarlar ya da başka bir şey yapılacaksa söylerler

E devlet için de başka bir bilgisayardan mail adresiniz ile şifrenizi resetlersiniz
  • freebird5406_2  (05.03.22 06:10:36) 
Telefon ios mu android mi bu çok şeyi değiştirir. PCde Windows varsa ve uğraşmak istenirse her şekilde açarlar o başka. Geçmiş olsun.


  • Karmaşıklık  (05.03.22 07:18:13) 
@Karmaşıklık Teşekkürler. Benimki android, arkadaşımınki ios'tu.


  • magni  (05.03.22 07:26:08) 
Seninkini açmak çok daha kolay olacaktır ama bir de şöyle düşünmek lazım; herhangi bir hırsız neden onu açmakla uğraşsın? Direkt satar herhalde o kadar vizyon sahibi değildir.


  • Karmaşıklık  (05.03.22 07:34:54) 
Başka bir apple cihazda oturum açıp telefonumu bul uygulamasından konumu takip etmeyi denediniz mi?


  • kukuleta  (05.03.22 09:40:51) 
Bankaları arayıp hesapları güvene aldırıp internet bankacılık kullanımını kapatın.

E devlete girip şifre değiştirin (ki zaten şifreyi bilmesi size zarar vermez, sadece gizlilik ihlali olur)

Yeni bir telefon, yeni bir sim kart alana kadar bankanın internet kullanımını kapatmayı unutmayın.

TC numaranız hiç bir işe yaramaz, gizli olması gereken bir şey değil.

Galerilerde müstehcen fotoğraflarınız yoksa korkmanız gereken bir şey yok.

Geçmiş olsun.
  • John Bloor  (05.03.22 10:08:12) 
Apple Türkiye'yi arayıp ios cihazı kilitleyebilirsiniz. Cihazı satsalar bile o saatten sonra çöp olur. Önemli kişisel verileriniz dışında diğer kalan her şey çözülür. İlk yapmanız gereken tüm bankalarınıza bunu bildirmek ve geçici erişim engeli koydurmak. Aklınıza gelen tüm şifreleri değiştirin. Android telefon için brute force yazılımları var. Eğer kafayı takıp açmaya çalışırlarsa çok sürmeden açarlar. Windows bilgisayarlar için bilen adama işler çok daha kolay gibi :(( Çok geçmiş olsun.


  • bir peynir kutusu kibrit  (05.03.22 10:27:32) 
[]

Biontech dozlarını olup da covidi ağır şekilde geçirenler var mı?

Aşının covid olunsa bile hastalığı hafif şekilde geçirmeye imkan sağladığı belirtildi hep.

Biontech aşılı olmasına rağmen covidin ağır şekilde geçirilmesini deneyimleyenler var mı, çevrenizden yakınlarınızdan duydunuz mu?


 
2 doz biontech'liyim 2.doz temmuzda olundu. 10 küsür gün önce kovidi biraz ağır geçirdim. 1 gün çok kötü 2 gün kötü 3 gün hafif geçti. aşısız olsam muhtemelen mahvolmuştum dedim kendime


  • avatar is back  (09.02.22 13:46:01) 
İki arkadaşım üç aşıya rağmen ağır gibi geçirdi. Yani ilk başta söylenen ateş, ağrı, tat kaybı vs. yaşadılar. Tam tersi yaşlı olup nezle öksürük vs. ile atlatan da var galiba. Bu omicron işleri tersine çevirdi aşılı da olsa gençler daha sert atlatıyor gibi geliyor bana.


  • nhk ni youkosu  (09.02.22 14:33:14) 
avatar is back + 1

cevabım birebir aynı
  • bol kepce  (09.02.22 14:45:55) 
Bir calisanim.

1 ay covid gecirdi. Su an hala covid etkileri var; sürekli baş ağrısı, hafizasi biraz kötü, bazi şeyleri anlayamıyor bas agrisindan falan.
  • logisticsmanager  (09.02.22 16:08:57) 
"ağır" derken yine de "hastaneye kaldırılmayı gerektirecek ağırlık"tan bahsedilmiyor sanki cevaplarda. Yanlışsam düzeltin.


  • michael_knight  (09.02.22 16:20:13) 
evde atlatabilmek, ne kadar kisisel zorlanma ve korku yasansa da "agir atlatmak" degil bence, tibbi tanimina da uymuyor. agir atlatma deyince hastane yatisi, zorunlu oksijen destegi, sitokin firtinasi, hatta entubasyon vs. geliyor aklima benim. ve cevremde asili olup boyle geciren yok (sahsen tanidigim) ama internetten tanidigim takip ettigim boyle geciren sanssiz kisiler var nadir de olsa.


  • robokot  (09.02.22 16:24:59) 
yakin arkadasim 2 doz biontechliyken kari koca cok agir gecirdiler. 1 ay atlatamadilar. hastanelik bi durumlari olmadi ama evdekinin en agiri diyebiliriz.


  • eipcack  (09.02.22 18:01:44) 
Üç biontech aşılı ve şu an evde hafif covid geçiren biriyim. evimize gelen doktor, su ana kadar üç doz aşılı oluptda ağır geçiren kimse görmediğini söyledi. Ben onun yalancısıyım.


  • aslil  (09.02.22 19:29:04) 
Ekibimizdeki birisi biontech'le 3 doz oldu. 2 haftadir daha kendine gelemedi :(


  • fakyoras  (09.02.22 20:36:28) 
[]

İştahınız nasıldır?

Ben yemek konusunda aşırı iştahı açık biriyimdir. Öğün atlamam ve her öğünü kıtlıktan çıkmış gibi iştahlı ve zevk alarak yerim.

Kardeşimin ise benle alakası yoktur mesela. O sadece karnını doyurup yaşamını devam ettirmek için iki lokma bir şeyler yiyip devam eder hep. Yemeğe çok özenmez, bir şeyler bulup yer falan. Bana da şaşırır, ben de ona şaşırıyorum :)

Sizin iştah durumlarınız nasıldır peki?

 
İştahım iyi ama fazla yemek yemeye karşıyım. Tıka basa yemek yemem hiçbir zaman. Tam doymadan bırakırım.


  • dissendium  (06.02.22 13:50:54) 
Yemek yerken -fast food değilse- keyif almam açıkcası. Ama günde sadece iki öğün yediğim ve if yaptığım için büyük porsiyonlar tercih ediyorum. Böylelikle üç saat sonra spor yaptığımda da açlık hissi yaşamıyorum. Ama dediğim gibi keyif almıyorum :(


  • ruhen hastayim ben  (06.02.22 13:57:04 ~ 15:17:27) 
Valla senle kardesinin karisimi gibi biseyim. Birileri yemegi hazirliyorsa senin gibiyim oturur deli gibi yerim, yok ben yemegi yapacaksam da 'ne gerek var simdi ugrasmaya' der biseyler atistirir gecerim.


  • j r r tolkien hayrani  (06.02.22 13:57:24) 
futbolla alakan var mı bilmiyorum ama eskiden fenomen ronaldo deyu bir amca vardı (cristiano ronaldo değil, gerçek ronaldo). efsane futbolcuydu. senin benim yaşasak mutfağa gidemeyeceğimiz diz sakatlıklarıyla herif her maç sahaya çıkıp 2-3 gol atardı. bu amca futbolu bıraktıktan sonra öyle bir şişmanladı ki ne zaman fotoğrafına baksak üzülür hale geldik, "olm naptın kendine" dedik... gerçi sanırım tiroid hastalığı vardı, onun da etkisi biraz.

ben işte ronaldo gibiyim. AYI GİBİ yiyorum. 19-20 yaşıma kadar tabanı yanık it gibi koşturduğum, spor yaptığım için bunun normal ve sürdürülebilir olduğunu düşünmüştüm, sonra obez olup çıktım.

iki öğün yerim ben. üç yapsam 600 kilo olurdum çünkü. ikiye rağmen şişkoyum. acı, tatlı, ekşi, tahta, hava, su, toprak... fark etmiyor. mütemadiyen yer ve içerim, büyük keyif alırım.

yemek için aç olmama gerek yok, hatta açıkçası öyle iki saat yemek yemeyince şekeri düşen, kendini halsiz hisseden biri değilim. gerekiyorsa 20 saat yemem, alışığım da öyle şeylere, çok koymaz.

ama yemeyi çok seviyorum işte, o yüzden aman biraz dengeli beslenmeyeyim... hemen bir hafta içinde nerede zararlı, pis şey var ayı gibi yer; vermiş olabileceğim bir kiloyu itinayla geri alırım.

tıp çaresiz, biyologlar sessiz... çözümü yok. cevabımı ünlü filozof sinan engin'in bir sözüyle bitirmek isterim,

"diyetisyenler lahmacunla zayıflama programı yapsın kardeşim. yemeyince ben zaten zayıflıyorum. önemli olan yerken sağlıklı olabilmek."
  • der meister  (06.02.22 14:05:34) 
spor yaparken zirvede
yapmadığım zaman normal/kapalı

  • superb  (06.02.22 14:12:52) 
Yemek yemeyi hiç sevmem, ama kilo almak için günde dört öğün dahi yiyorum, hatta son zamanlarda hiç aciktigimi hatirlamiyorum. Sabah uyandigimda tok hissediyorum yine de kahvaltı yapıyorum. Yatana kadar hiç açlık hissetmeden sürekli yiyorum.


  • sanguine  (06.02.22 14:13:10) 
Ağzıma giren her türlü yiyeceğin içeceğin ince hesabını yaparım. Kötü yemek yersem moralim bozulur, kötü yemek yeme ihtimali bile kızdırmaya yeter. Kötü bir şey yiyeceğime biraz daha aç kalıp iyisini yemeyi tercih ederim.

Bu yüzden atıştırmam, yiyeceksem doğru düzgün yemek yerim. If düzeniyle beslenmeye çalışıyorum 4 senedir, bu anlamda da bana uygun bir düzen. Haliyle çok sık yemiyorum ama yedim mi iyi yiyorum.

İştahım sürekli açık olmasa bile güzel bir şey yenecekse her an hazırımdır yemeye. Yanımda biri yerken ne kadar tok olursam olayım ben de bişiler yerim en kötü kemiririm.

Kendimi dizginlemem gereken tek nokta tatlı oluyor çünkü if'i en çok zorlayan konu o. Onda da 10 günde 1den fazla yememeye çalışıyorum.
  • baba jo  (06.02.22 14:34:30) 
Kitliktan cikmis gibi yemem. Ogun de atlarim. Is yerinde keyifle yemek yeme imkanim olmadigi icin mesela hic yememeyi tercih bile ediyorum. Keyif alma sartiyla, istahim var.

Istahsiz insanlari, yemekle oynayanlari, keyifli masalardan keyif almayanlari sevmem.
  • buf-e kür  (06.02.22 14:34:50) 
sıfır. 42 kiloyum.


  • rose parks  (06.02.22 14:44:37) 
genel olarak çok azdır. tüm gün yemek yemediğim ya da aramadığım olur. spordan sonra sağlıklı yemekleri daha iştahlı yerim. hafta sonu kahvaltısına özenirim. güzel masa hazırlarım. tek başıma ya da kalabalık farketmez.


  • gabe h coud  (06.02.22 15:19:38) 
insanlarin benden beklemedigi kadar istahliyim. Ama dediginiz gibi kitliktan cikmis gibi yemem, fazla yemenin zararli oldugunu biliyorum zira. Ama cok acik degilim yeni seylere. Yani sebze falan denerim de, burada tavuk ayagi falan yeniyor cok, veya yumusak tofu falan, yememem halinde benim ve sevdiklerimin hayati tehlikeye girmeyecegi surece yemem.


  • sopiro  (06.02.22 16:23:02) 
eğer tek başımaysam, kardeşin gibi karnımı en kısa şekilde doyurup yaşamıma devam etmeye bakarım. bir sevdiğim, eşim, dostumlaysam daha çok senin gibiyim. iştahım açılır, yemekten aldığım zevk artar vs.

nedenini ben de bilmiyorum. :)
  • taçsız kral pele  (06.02.22 16:56:14) 
20-30 arası kadar çok değil
önceden öğlen ve akşam ayrı ayrı
çorba, sebze yemeği, et yemeği, patates, tatlı yiyebiliyorudm ve daha düşük kiloydum
  • bir soru sorcam  (06.02.22 17:02:39) 
Ben çok istahli biri degilim genel olarak. Arada bir istahim hayvan gibi acilip yemege saldirdigim oluyor donem donem ama sureklilogo olmuyor genel olarak istahsizim. Senin gibi iştahı acik, zevkle yemek yiyenleri de kiskanirim. İstahli biri olmak isterdim valla, yemek yemek guzel sey.

Senin gibi bir arkadasim var ve ben ona o da bana sasiriyoruz karsilikli. Bana bir kere demisti ki yahu seni anlamiyorum nasil boylesin, ben su gordugun tencerenin tamamini rahatlikla yerim, yemiyor olmamin sebebi cok kilo alirim diye kendimi frenliyor olmam, yoksa tamamini oturup yerom rahatlikla demisti. Ben sasiriyorum tabii.

Ama böyle hayvan gibi yemek isterdim sahsen, cok yemek yediğim istahim acildigi zaman buyuk zevk aliyirum cunku. O zevki her zaman tadabilmek isterdim ve ayrıca hayvan gibi yesem spor salonunda da agirliga hayvam gibi abanirdim ne guzel olurdu. Araca cok yedigim oluyor dediğim gibi, o gunlerde spor salonunda da hayvan gibi abanabiliyurm enerjim oldugundan dolayi. Keske hergun boyle hayvan gibi yiyebilswm.

Kilo almaktan falan da korkmuyorum valla, kilomu kontrol edebilirim, gerektiginde az yerim ben yani yeter ki istediğmde fazla yiyebiliyor olayim:) zaten yedigom kadar spor da yapıyorum, cok yesem cok yaparım.
  • stavro  (06.02.22 20:39:07) 
Sırf hayatı devam ettirebilmek adına yemek yiyen bir tipim çok zayıf da değilim gerçi ama yemek yemeyi bile unutuyorum çok iştahlı yediğim şey çok nadirdir.


  • esinikaybetmiscorap  (06.02.22 22:55:02) 
[]

Annem bilgisi dışında siyasi parti üyesi yapılmış. Ne yapmalıyız?

Annem geçenlerde merak edip de e-devlet'ten siyasi parti üyeliği sorgulaması yaptırdığında, kendilerinden hiç hazzetmediğimiz bir partiye 10 yıldır üye olarak çıkmış, şaştık kaldık.

Ne yapmamız lazım? Kaydı sildirmenin haricinde bu rezilliği bir yerlere şikayet edebiliyor muyuz veya sizce uğraşmaya gerek var mı?


 
Aradan 10 yıl geçmiş, kim nasıl yapmış bulsanız bile muhtemelen zamanaşımına uğrar. Hiç uğraşmayın, canınızı da sıkmayın.

Yamulmuyorsam e-devlet üzerinden sonlandırabiliyorsunuz.
  • kaptankedi  (31.01.22 16:52:57) 
[]

Fazla tatlı yemek, şeker hastası yapar mı?

Tatlı gıdaları fazla tüketmek, şeker hastalığına direkt şekilde yol açabilen, hastalığa imkan sağlayabilen bir şey midir? Yoksa kişide şeker hastalığına yatkınlık yoksa ne kadar yese de bir şey olmuyor mu?




 
İnsülin direncini şeker hastalığından sayarsan yapar ama tip1 tipi dışarıdan insülin almalı şeker hastalığı dersen yapmaz, o genetik.


  • Zaman Tamircisi  (13.01.22 17:06:47) 
yapar.


  • jelly bear  (13.01.22 17:20:21) 
direkt şeker hastalığı da yapsa yine iyi, birçok hastalığa davetiye de çıkarır.


  • çih  (13.01.22 19:53:03) 
[]

Yeni birilerini tanıma evresinden aşırı ötesi sıkılmak

İnsan doğası gereği karşı cinsten yeni birileriyle tanışıp yakınlıklar kurabilmeyi istiyor tabii, bunun için de hepimizin malumu olduğu şekilde dating app'ler revaçta.

Ama birileriyle eşleş, sohbet et -hep de benzer sohbetler-, yöneltilen merak sorularını cevapla, düzenli iletişim yürüt durumlarından gerçekten aşırı sıkılmış durumdayım ve bu "tanıma evresi" için zerre enerji hissetmiyorum kendimde. Birkaç aydır durum bu şekilde.

Hayatımda yeni birileri olsun, takılalım edelim istiyorum ama tanıma evresi için enerji hissetmiyorum kısacası, iki kelime yazışmaya bile inanılmaz üşeniyorum ve buna ayıracağım zaman dilimi gözümde büyüyor. Var mı benimle benzer durumda olanlar? Merak ettim.

 
Aynı durumdayım bu çok can sıkıcı bi olay olmaya başladı artık. Sanıyorum yalnızca sosyal medyada sosyalleşmek gibi bir seçeneğe sıkıştık o yüzden. Alakasız bir yerde alakasız bir zamanda bir şekilde karşılaşacak olsam daha çok heyecanlanacağım sanki


  • olaylar olaylar  (10.01.22 19:01:54) 
Pek çok! Bu yüzden farklı mecralarda kendisini ifade ediyorsa oralardan bilgi edinmek hoşuma gidiyor. Twitter, sözlük vs


  • kaptankedi  (10.01.22 19:03:29) 
+1. Normal bence.


  • hot potato  (10.01.22 19:03:43) 
hep benzer süreçler yaşandığı ve günümüzde biriyle tanışmanın yolları sınırlandığı için monoton sohbetler oluyordur.
sıkılmanız normal.
ancak size farklı gelecek, ezbere konuşmalar yapmadığınız biri olursa heyecanlanırsınız, o zaman da sıkılmazsınız.
  • blatta hiberna  (10.01.22 19:03:51) 
var. asla canim cekmiyor hele cafede falan yabanciyla oturmak oh no... ve app kullandim bilhassa yabancilar vs icin app e ihtiyac duymustum. sadece bir hemcinsimle konusabildim o da evime cok yakin oturuyor ve turkce bilmiyor benim iki yabanci dilim icin iyi olacagini dusundum. onun disinda ilk mesajdan oteye pek gidemedim zaten birinin benle ilgilenmesinden hic hoslanmam......:( sanirim date islerinde yokum gibi tavir olarak


  • ala09  (10.01.22 19:04:36) 
aynı. hatta bu yüzden en son milattan önce falan flörtüm olmuştu.


  • ceylinf  (10.01.22 19:12:03) 
Bi yaştan sonra cidden sıkıyor bu
Aynı durumdayım

  • photo85  (10.01.22 20:46:34) 
Ek: app kullanmıyorum ama normal arkadaşlıklar için bile yeni insan yorucu


  • photo85  (10.01.22 20:48:19) 
online yerine yüzyüze daha iyi oluyor bu işler, en azından mimikler espriler falan eğlenceli geçiyor.


  • selam  (11.01.22 10:21:22) 
[]

30'lu yaşlarında duygusallaşan erkek. Var mı benim gibileri?

Merhaba duyuru ahalisi.

Üniversite zamanlarımda, 20'li yaşların başları-ortaları-sonlarında falan hızlı yaşayan ve rahat bir insandım. O dönemler ciddi türdeki bir ilişkim bittiğinde de fazla takılmazdım, çabuk normalleşirdim. Hemen yakın arkadaşlarıma "Hadi beyler toplanıp iki bira çakalım, haftasonu bir yerlere kaçalım, birileriyle tanışırız" falan demeye başlardım, hedeflediğim her şeyi de rahat yerine getirirdim.

30'lu yaşlarımdan itibaren ise ilişkilerimde "duygusal yoğunluğu" daha fazla yaşadığımı hissedebiliyorum. Ciddi bir ilişkim bittiğinde, yeni hayatıma öyle çabuk adapte olamıyorum artık. Mesela bu yılın yazında ayrıldığım kız arkadaşımı halen özlüyorum, hem de fazlasıyla özlüyorum. Aklıma geldikçe üzülüyorum. Geçen gece yatakta uyumaya çalışırken yine aklıma geldi, beraber yaşadığımız güzel anları düşündüm ve gözlerim doldu. Tabii artık o noktada da kendime "Yuh ulan, sen nasıl bir adama evrildin!?" diye kızar halde buldum kendimi.

Yaşlanmaya başlayınca böyle mi oluyormuş bilmiyorum ama bayağı duygusal bir adam oldum çıktım kısacası :) Sevmiyorum bu yeni durumumu ama elimde değil.

30'larında benim gibi bu şekilde bir değişim yaşayan var mıdır?

 
20 li yaşlarda ben de olabildiğine hızlı yaşayan bir insandım, duygusal ilişkiler de kurdum gelip geçici ilişkiler de simdi ise 30 larında tamamen duygularından arınmış bir adamım


  • apocalipy  (24.12.21 17:07:14) 
ben en baştan beri çok duygusaldım ama yaş aldıkça arttı bu durum.

yalnız kalmamaya bak. bundan sonraki ilişkini de çok doğru seç, rastgele ilişkiye geçme ve ilişkinde hata yapma. İlişkini doyasıya yaşa, boş geçirme, duygularını ifade etmekten çekinme. Geriye baktığında, ne güzel yaşamışım diyebil.

"I wish there was a way to know you're in the good old days before you've actually left them." -Andy Bernard, 'The Office,' Season 9, Episode 27

Adamım Andy Bernard.
  • gabe h coud  (24.12.21 17:53:35 ~ 17:57:35) 
Benzer bir durumun içindeyim, sanırım sizin kadın versiyonunuza çok yakınım. Yıllar geçtikçe mantıksal zekamın düştüğünü, akılcılıktan uzaklaştığımı hatta ve hatta zekamın düştüğünü hissediyorum. Bu duruma canım sıkılıyor, kendimi güçsüz ve saldırıya açık hissediyorum.


  • ruhen hastayim ben  (24.12.21 19:06:42) 
30 yaşından sonra konfor alanından çıkmak güçleşiyo. Konfor alanından çıksanda bunu atlatması güçleşiyor. 20 yaşındayken zaten neyin konfor alanı her şeyi denemek, kanatlanmak istiyorduk beaa


  • crepuscular ray  (24.12.21 20:21:09) 
ben otuz yaştan itibaren daha duygusuz oldum. içsel bir duygusallık olabilir ama insanlara karşı yok.


  • tabudeviren  (27.12.21 01:05:54) 
[]

MSN Messenger'ın bitme sebebi neydi?

MSN gül gibiydi, ne hatıralar ne hatıralar :(

WhatsApp o tadı asla vermiyor şahsen, MSN bir başkaydı.

Bu kadar iyi bir sohbet/iletişim aracı neden bitirildi zamanında, bilen var mı? WhatsApp lobisi falan mı?

 
Facebook'un çıkışına denk gelir.


  • put it in your appropriate place  (18.12.21 16:47:14) 
Küresel medya neyi meşhur ederse diğerinin modası bitiyor.
Bir de tabi şu var: Biz büyüdük ve kirlendi dünya..

  • Erva  (18.12.21 16:53:21) 
Facebook bitirdi.
Keza forum sitelerini de bitiren facebook oldu.

  • neverletyougodown  (18.12.21 17:01:44) 
Facebook chat cikardi, gomdu.
ustune mobil dunyaya entegre olamadi. Telefonlara gelseydi oradan devam ederdik.

Bir de yazilim olarak cok dandikti, icq varken meshur olmasi bile garipti.
  • divit  (18.12.21 17:05:48) 
O dönemde herkes birbirini facebook'tan bulup ekliyordu, yani çoğu insanın msn'inde olan kişilerden daha fazlası facebook'ta ekliydi.

Facebook aynı zamanda bugünkü bildiğimiz sosyal medya anlamında tam oturmuş ilk örnek, ne kadar tutulduğunu biliyorsunuz. O dönemde internet kullanıcısı yaş ortalaması oldukça düşük ve facebook tamamen bu kitlenin istediği her şeyi sunuyordu. (Stalk alanı, mesajlaşma özelliği, duvar ve kişisel mesajlar, farmville gibi çeşitli oyunlar, widgedlar)

Paralel olarak yeni tanışmalarda msn adresi sormak yerine facebook'tan ekleşmek daha popüler oldu. Esasen msn'i bitiren en büyük şey bu alandaki kayma. Msn messenger yakın arkadaşlar arasında izole bir ortam olarak, alışkanlık olduğu üzere devam etti ancak hayatımıza yeni giren herkes facebookta birikiyordu.

İnsanlar liselerden, üniversitelerden mezun olup dağıldıkça da eski bağların kopmasıyla değişim tamamen gerçekleşti.

Aynı zamanda facebook bu kadar çekiciyken msn messenger giderek hantallaştı. Windows live messenger sürümleri kesinlikle memnuniyetsizlik yaratıyordu, bunun da hızlandırıcı bir etkisi oldu.
  • akhenaten  (18.12.21 17:16:06) 
Wa dan o tadı alamamanin sebebi eskiden anında mesajlaşma için pc başında olman gerekiyordu ve insanlar bilgisayarla o kadar da vakit geçiriyordu, kısıtlı zamanda kısıtlı muhabbetler dönüyordu şimdi ise 7/24 mesaj atıp birilerine ulasabiliyorsun zorluğun tadını kolaylık veremez


  • selam  (18.12.21 17:36:19) 
facebook bir cep telefonları iki

msn, facebook'un olmadığı ortamda milletten haber almana yarıyordu ve cep telefonlarında imkansız olan sınırsız mesajlaşma imkanı sunuyordu

önce facebook vurdu. anlık etkileşimin önünü açtı

telefonlar akıllanında herkes 30.000 sms'i simit parasına alır oldu
sonra doğal olarak gerek kalmadı zaten.

o tat dediğin şey zaten o zamanlar tek çare oydu.

mcdonalds'da yediğin ilk hamburger gibi yani.
  • duyurukullanıcısı  (18.12.21 18:27:04) 
Herkes Facebook demiş ama ben mi yanlış hatırlıyorum MSN zaten Facebook çıkmadan önce ölüm yoluna girmişti. İlk çıktığında çok basit bir programken, son zamanlarında bir sürü özellik ekleyip, arabirimi saçma bir hale getirip hantal bir programı önümüze koymuşlardır.

Yaptığın programı çok kurcalamayacaksın.
  • boray eris  (18.12.21 19:29:58) 
boray eris+1

microsoft msn'e hiçbir zaman büyük bir kıymet vermedi. hatta adeta üvey evlat muamelesi gördü diyebiliriz. evet facebook'un geldiği nokta ile son nefesini verdi ama öncesinde zaten beyin ölümü gerçekleşmişti. msn'e gerekli özeni ve geliştirmeyi sunmadılar. salakça yeni arayüzler eklediler. ama asla kabul görmedi. özellikle son yayınlanan versiyon/sürümler fecaat idi. windosws live messenger (8.0) çıktığında lanet okuyordum microsoft'a. destek çekilene kadar uzun süre 7-7.5 kullanmıştım hatta ben.

bence en iyi sürüm msn messenger 7.5 idi.
hey gidi günler!!
  • debian  (19.12.21 00:12:08) 
msn bitmedi ki, mahkeme kararıyla kapatıldı.

bir firma microsofta messengeri tekel oluşturmakla dava etmiş ve davayı kazanmıştı.

tüm aramalarda skype geçti diyor ama o zamanlar boy boy haberler çıkmıştı mahkeme kararıyla kapatılıyor diye.

aol ile kanlı bıçaklıydı aol'nin mahkemeyi kazanmış olması olasıdır.

ha tabi mahkema kararı kısıtlayıcı bi karar olup, microsoftun msn messengeri kapatmasına da sebebiyet verebilir.
  • killerbee  (19.12.21 01:19:12 ~ 01:42:42) 
[]

Aşk olmadan sevgililik

Biriyle düzenli sevgililik ilişkisi yürütmek için kafaca iyi anlaşmanız, uyumlu olmanız, cinsel çekim hissedebilmeniz gibi durumlar yeterli midir, yoksa aşık olmadan olmaz mı?

Yorumlarda tercihen cinsiyet de belirtebilirseniz çok daha iyi olur.


 
güzel soru. yaş 37, e. bir daha aşık olacağımı düşünmüyorum. aramıyorum da. yani yeterli diyorum.

i.pinimg.com
  • gabe h coud  (15.12.21 15:39:22) 
Bi yaştan sonra aşk istesen de olmuyor zaten. 36e


  • antihero  (15.12.21 15:40:02) 
Gözardı ettiğiniz nokta, aşk subjektif bir tanımlama. Böyle söyleyince klişe oluyor ama mesela siz "yoksa aşık olmadan olmaz mı?" yazana kadar ben zaten aşktan bahsettiğinizi düşünüyordum.

Şaka bir tarafa, aşk cidden subjektif bir tanımlama. Hayattan ne beklediğiniz önemli, eğer bu saydıklarınızı yetersiz görüyorsanız sizin aşk dediğiniz şeye ben tahammül edemezdim muhtemelen.

Aşık olmadan bir ilişkiye başlayamam, bu aşk da daha ziyade sizin saydığınız uyum ve cinsel çekimin bir arada olması gibi şeyleri içeriyor.

29e
  • akhenaten  (15.12.21 15:55:24 ~ 17:54:43) 
" iyi anlaşmanız, uyumlu olmanız, cinsel çekim hissedebilmeniz gibi durumlar "

zaten bunları arıyor insanlar

kafana sürekli takılacak bir kusur bulmamak önemli bana göre
  • bir soru sorcam  (15.12.21 16:10:17) 
Aşka bakış herkes için aynı değil. Hoşlantı, beraber olunca iyi hissetme, o sevgiyi ve aidiyeti hissetmek mesela benim için aşk denen sağlıksız bağlanma halinden daha önemli.

Cinsel, mantıksal ve etkinliksel uyum her zaman yetmez, eğer sorduğun buysa. Bir insana hayat arkadaşı olarak "katlanmak" için bundan fazlası lazım.
  • Bruce  (15.12.21 16:23:10) 
Benim için aşk zaten cinsel çekim, beraber mutlu olma, yanındayken güvende hissetme, iyi anlaşma, ortada buluşma vs.

Ve bunlar ilişki için yeterli.
  • zimbirik  (15.12.21 16:32:43) 
yeterlidir. sevgili olmak için aşık olmaya gerek yok. saydıklarınız başlı başına aşık olmak demek değil bence. aşkın içinde bunlar da olabilir tabii ama aşık olmadan da bunlar olabilir. ki genelde öyle olur sanırım. aşk meşk çok nadir olaylar, şans işi. milyonda bir oluyordur. 28 k


  • erenderk  (15.12.21 17:09:50) 
sesini duyunca gülümseyeceksiniz, konuşmak rahatlatacak, cinsel çekim yüksek olacak.
"yeterli mi?" diye sorduğunuz şeyleri bu saydıklarım karşılıyor zaten.

önemli olan bunlar.
gerisi yükselerk ve artarak gelirse aşık da olursunuz.
gelmezse de gayet güzel sever, mis gibi ilişki yaşarsınız.

bir yaştan sonra aşkın olmadığı fikrine asla katılmıyorum bu arada.
aksine, ileriki yaşlarda yaşadığınız aşkta gençlikteki gibi kör ve aptal aşık olmazsınız, çok daha nitelikli ve gerçek bir aşk yaşarsınız.

36 k.
  • blatta hiberna  (15.12.21 17:26:51 ~ 17:31:13) 
Bir sure sonra ask falan filan kalmiyor zaten, normal bir sekilde sevgili olmaya devam ediyorsun. ozellikle cinsel cekim varsa gerisini kurcalamaya hic gerek yok.


  • hot potato  (15.12.21 17:49:12) 
Biriyle sadece iyi anlaşmak, cinsel çekim hissetmek ile aşık olmak başka seviyeler bence.

Cinsel çekim hissedip iyi anlaştığın biriyle tamamen seks odaklı bir şey de yaşayabiliyorsun neticede... "Aşık olmak" başka bir şey.
  • norules  (16.12.21 16:39:56) 
[]

Eski ilişkideki hatalarınız yüzünden cezalandırıldığınızı hiç düşündünüz mü

Beni samimiyetle seven, benim de aynı şekilde onu sevdiğim eski bir kız arkadaşım vardı.

Uzun bir süre ilişkimiz karşılıklı çok güzel bir çizgide gitti. İlişkimizin bitmesine yakın dönemlerinde ise şımarıklıklar yaptım, bencilce hareket ettiğim konular oldu. Allah var, o pek çok konuda alttan aldı, toparlayıcı olmaya çalıştı. O zamanlar yanlış yaptığımı göremiyordum tabii, ona kızıyordum. Ama aradan zaman geçip de kendi fotoğrafına baktığında, net bir yüzleşme yaşıyorsun.

O kızdan sonra hayatımda pek çok denemem oldu. Onun ardından, hep en ufak bir sıkıntı baş gösterdiğinde çizgisini çeken, istediği olmayınca anında uzaklaşma yolunu tercih eden insanlara denk geldim. "Eski kız arkadaşım melekmiş meğer" düşüncesi defalarca aklımdan geçti bu süreçte.

Sanki geçmişte ona yaptığım hatalar yüzünden hayat beni cezalandırıyor gibi hissetmeye başladım, hiç böyle bir kafaya girdiğiniz oldu mu sizin de? "Ben onun değerini bilemedim ve hayat artık karşıma bu tür insanları çıkararak bedel ödetiyor" falan gibi bir şey yani?

 
adına karma diyoruz
sonsuza kadar sürmez

  • bir soru sorcam  (07.12.21 13:37:26) 
Yok öyle bir şey. Tamamen algıda seçicilik. Hiç kimse mükemmel değildir, bence vicdan azabı çekmene gerek yok. Bu ilk zorlukta uzama olayı genelde yaşla alakalı bir şey, kafana takma.


  • roket adam  (07.12.21 13:46:39) 
Hayır hiç olmadı. Eski sevgiliye şımarıklık yapmış olmak hayatının devamında bedel ödemeni gerektirecek kadar evil bir şey değil. Bu rasyonel bir şey de değil zaten. Pişmanlık belki seni o yönde düşünmeye itiyor. Psikolojide vardır mutlaka karşılığı.


  • IncredibleMau  (07.12.21 13:52:03) 
benzerini yaşattım yaşadım. çok uzun süre bu yüzden lanetlendiğimi düşündüm ama bence yeterince burnum sürttü.


  • lcha  (07.12.21 13:55:20) 
sanki var gibi böyle bir şey. algıda seçicilik olduğu büyük ihtimal de, böyle bir şeyin olması ihtimali hayatı daha anlamlı kılmıyor mu?

tam tersini düşün. sürüm sürüm sürünsün istemez misin :)
  • gabe h coud  (07.12.21 14:02:55 ~ 14:10:31) 
Böyle şeyler daha ziyade yeni tanıştığınız insanları eski sevgilinizle kıyaslamanızdan kaynaklanıyor. Eğer kendinizin de hatalı olduğuna inanmışsanız bu da tuzu biberi oluyor.

Kendinizde gördüğünüz hataları yapmamaya çalışın, yeni tanıştığınız insanları da eski sevgilinizle kıyaslamayın. Her soruna herkes aynı şekilde yaklaşmaz. Siz eski sevgilinize ayarlı bir sorun çözme dürtüsüne sahip olabilirsiniz. Bu başka biriyle bu sorunları çözemeyeceğiniz anlamına gelmiyor, sadece başka yolları denemelisiniz.
  • akhenaten  (07.12.21 18:57:15) 
Düşünmedim.


  • j r r tolkien hayrani  (07.12.21 19:16:43) 
Hayır. Kader/karma/ilahi adalet inanmam.


  • jazzabel  (07.12.21 21:09:36) 
Varsa karmanın bile bir ekonomisi olsa gerek. Haksızlık yaptığınız bir ilişkiye karşılık sizin haksızlığa uğradığınız bir ilişki. Bütün ilişkileriniz kötü gidecek diye düşünmemek lazım...


  • the thrill of the chase  (07.12.21 21:13:10) 
Ben karmaya inanıyorum. Eden bulur.


  • geçerkenugradım  (08.12.21 13:07:11) 
yanlış anlamayın eskiden ben de aynı şekilde düşünüyordum. ancak şu bir gerçek ki eski kız arkadaşınızın sizden tamamen ayrıldıktan sonra hayatınızı yönetebilmek gibi gizli güçleri olsaydı emin olun sizle hiç uğraşmazdı kendi devletini kurar kraliçe olurdu :)

muhtemelen daha farklı bir şehire/ortama girdiğiniz için arkadaş çevreniz değişmiş ve insanların ilişki anlamında daha rekabetçi olduğu bir ortama girmişsiniz.(belki istanbul bilemem tabi) bir de tabi boşluğa düşmüş gibi hissediyorsunuz beklentiniz karşılanmayınca. Bunlar doğaldır ve eski kız arkadaşınızla diğer potansiyel kız arkadaşlarınız arasında korrealasyon kurmanız sadece hepsinin cinsiyetinden kaynaklanıyor tek ortak noktaları bu.

Hayat devam ediyor, geçmiş eski bir tiyatro sahnesi, perdeyi aralasanız bile artık cansız. Bunları düşünmektense anın akışına bırakın kendinizi. En azından değiştirebilme şansınız var bazı şeyleri.

Ayrıca bu dünyada adalet yoktur.
  • stavroqin  (12.12.21 16:56:26) 
[]

Netflix'te izlenebilecek yeni kaliteli suç dizileri arıyorum

Breaking Bad, Better Call Saul, Narcos, You, Unbelievable, The Serpent izlediklerim. Bunlar harici arayıştayım şu an.

Yine suç dizisi formatında, kaliteli önerileriniz var mıdır acaba?


 
The fall


  • deer hunter  (19.11.21 16:40:33) 
ozark?


  • drako  (19.11.21 16:52:11) 
Netflix'te yok ama Fargo'yu tavsiye ederim, netflix içinse sherlock.


  • iwasbornonamountainside  (19.11.21 16:54:16) 
Mindhunter.


  • Amaranta ursula  (19.11.21 16:58:36) 
Belgesel dizi formatında Making A Murderer'i öneririm.


  • ultranil07  (19.11.21 17:22:58) 
The Chestnut man


  • congratulationsyouwon  (19.11.21 17:55:47) 
Top of the Lake


  • kaset  (19.11.21 22:37:53) 
[]

Gıda Mühendisi'nin 30.000 TL maaş kazanması mümkün müdür?

Yaşı 30 üstü olan, sektörde iş deneyimi fazla olan, şu anda da iyi bir şirkette çalışan bir gıda mühendisinin 30.000 TL maaş kazanması mümkün müdür?

Kendi işim harici maaş piyasasına hiç hakim biri değilimdir de, acaba laf arasında ben mi yanlış anlam çıkardım diye merak ettim, sorulmaz da tabii.


 
Brüt ise müdür, net ise direktör falansa kazanır. Gayet normal.


  • himmet dayi  (16.11.21 13:47:18) 
kazaniyordur, zamaninda kiracim icin evsahibi hem kiracidan hem esinden bordro almis, bana vermisti, orada gordugum rakam bayagi bayagi iyiydi o yila gore


  • sweetoffice  (16.11.21 14:00:55) 
Mümkün. Tecrübe 10 yıldan fazlaysa kıdemli olarak işe alabiliyorlar. Yaşı 40 50 arasıysa da senior olabilir.


  • dissendium  (16.11.21 14:00:57 ~ 14:01:49) 
Bir tanıdığımın tanıdığı, öylesine başka şirkete başvuruyor, normalde 4bin tl maaş alırken, ne kadar istiyorsunuz diye sorunca 30bin tl diyor. Kabul ediyorlar.


  • do you remember me  (16.11.21 15:35:19) 
Cok net ruyasinda gorur.

Kendi isi degilse, direktor falan degilse kimse 30bin maas vermez.
Ios yazilimcisina vermiyorlar o parayi
  • divit  (16.11.21 17:12:44) 
buyuk bit sirkette kidemli mudur veya direktor seviyesindeyse evet mumkun.

cok buyuk bir ekip ve butce yonetiyor olmasi, kritik kararlar aliyor olmasi lazim.

uzman, sef seviyesinde mumkun degil.
  • la lykia  (16.11.21 17:36:18) 
hiç de normal değil. mümkün de değil.


  • nothing in my way  (16.11.21 19:34:04) 
Gıda sektörü ile iç içe çalışan birisi olarak bildiriyorum. Büyük gıda şirketlerinde, Direktör, Ar-Ge Yöneticisi, üretim müdürü gibi seviyelerinde mümkün ve alıyorlar. Ama tabi ancak büyük olanlarda.


  • yeninesiltupcu  (16.11.21 20:26:25) 
[]

Dating App - Görüşme öncesi yürütülen "iletişim dönemi" hakkında...

Selam. Bir konuda fikirlerinizi öğrenebilmek istiyorum.

Dating app'lerden eşleşip konuştuğum kişilerle whatsapp'a geçiyoruz ve bir süre de oradan iletişim halini devam ettiriyoruz. Sonrasında görüşüp durumlara bakıyoruz, nedir ne değildir diye.

Benim eşleşip de iletişim yürüttüğüm kadınların tamamı, görüşme öncesindeki o iletişim sürecinde hiç renk vermek istemiyorlar. Temkinliler, söylediğim güzel şeylere "Yüz yüze görüşülmeden belli olmaz" şeklinde cevaplar veriyorlar. Mesela arada seksi bir detay paylaştığımda frenleniyorum falan. Görüşme öncesi süreçte düz sohbet etmek istiyorlar sadece.

Bende durumlar bu şekildeyken, geçen gün bir arkadaşımla buluştuk. Sohbette Tinder, OkCupid mevzuları döndü. Arkadaş bana oradan konuştuğu birkaç hatunla olan sohbetlerini gösterdi. Henüz hiç görüşmemişler ama sanırsın ki 10. kez görüşecek kadar "sıcaklar". Görüşme sonrası evde yapacakları aksiyonlara kadar derin sohbetler falan...

Anlamadım valla. Bana denk gelen insanlar nasıl hep bu derece soğuk ve mesafeli olabiliyor da ona denk gelenler bu kadar sıcak olabiliyor.

Sizlerin dating app görüşmeleri öncesindeki sohbetleri genelde ne seviyede gelişiyor peki? Benimki gibi mi, yoksa arkadaşımınki gibi "daha sıcak" sohbetler mi?

 
O iş değişiyor ya çok sıcak samimi olduğunda da işler yürümeyebiliyor.bi bakmışsın ghosting. Dating appler bizim ülkemizde işe yaramıyor


  • olaylar olaylar  (06.11.21 14:40:19) 
kişiden kişiye göre değişir bu işin standartı yok. önemli olan yüz yüze görüştükten sonrası.


  • kelepir  (06.11.21 15:00:32) 
Çok fazla şey etkili olabilir. Örneğin senin sohbet etme tarzın daha muhafazakar kalıyordur, karşındaki kişi kendisini sınanıyormuş gibi hissedip çekimser kalıyordur. Tam tersi, çok rahatsındır önce seni tanıyıp ısınmak istiyorlardır. Belki sebep sen değil karşındakidir, insanın tipi öyle ya da böyle karakterini de yansıtır, belki de hoşlandığın tip kişiler hep benzer bir sosyal çevreye tekabül ediyordur?

Ya da sadece böyle denk gelmiştir. Kesinlikle bir cevabı yok bu sorunun.
  • akhenaten  (06.11.21 20:38:22) 
konuuğun kadınlar o sırada 938 tane daha erkek arasından seçim yapmaya çalışıyordur


  • bir soru sorcam  (06.11.21 22:09:29) 
senin konuşma biçiminden kaynaklı aslında denk gelmekle alakası yok, aynı kişilerin numarasını o arkadaşlarına ver o kadınları yine aynı sıcak hale getirirler. bu arada benimde seninki gibi. bu biraz konuşurken kelimeleri nasıl seçtiğin veya karşı tarafın kelimelerini nasıl yorumladığın ile alakalı. üstü kapalı bir şekilde cinsellikten bahsetmeli, emojilerin nasıl kullanıldığını iyi analiz etmelisin. ben yüzmyüze daha iyiyim bu konuda mimikler vs. daha faydalı oluyor yazılı iletişimden bu nedenle dating app kullanmıyorum.

mesela aşağıda bir dialog var, videonun sonlarına doğru, kelimelerin nasıl çarpıtılığına dikkat et.

www.youtube.com
  • selam  (07.11.21 12:16:02) 
@bir soru sorcam Ama başlıkta bahsettiğim arkadaşımla konuşan kadınlar da sadece onunla konuşmuyordur bence :/


  • magni  (08.11.21 13:46:22) 
sen bir tık daha kalitelisin belki, ciddi ilişki isteyenler geliyor.
arkadasın daha ilk cümleden belli ediyordur niyetini onun gibilerde ona geliyordur.

valla tinderde her gun baskasıyla yatan kızda evlenmek istiyor, ben anlamıyorum o kızları da. o yuzden muhtemelen senin ciddi ilişki potansiyelin daha yuksek olabilir.
  • hopp  (12.11.21 22:57:36 ~ 22:58:45) 
Kadınım, görüşme öncesi telefon vermek falan asla yani.
Ama konuşma içeriği kişiden kişiye ve beklentiden beklentiye değişir. Dirty talkingle başlayan veya bunu seven de var, normal düz sohbet edip sonra daha samimiyete geçildiği de oluyor veya düz başlayıp buluşunca çok daha yakınlık kurulduğu da olabiliyor. Olay etki tepkiyi iyi analiz etmek. Hem kendi istediğiniz modu iyi aktarmak hem de karşı tarafın tepkisini anlayabilmek yani. Sırf eşleşmeyi kaldırmasın diye hoşlanmadığınız biçimde ilerlemek de mantıklı değil bence.

  • rewlack  (12.11.21 23:16:21) 
[]

Jeneriklerde adının önüne "Ve" konan oyuncular

Dizilerde falan jeneriklerde bazı oyuncuların isimlerinin önüne "Ve" konulduğu yıllardır dikkatimi çeker.

Bazı oyunculara konan bu ve ilavesi, hangi kriterden dolayı tercih ediliyor acaba? Saygıdan yaşı fazla olanlara mı, X yıllık tiyatroculara mı? Nedir yani, bilen var mı?

Yalan Dünya'nın jeneriğinde de Hümeyra ve Gönül Ülkü için "ve" var mesela:
www.youtube.com

 
Kariyer bakımından hepsinden öndedirler ama isimleri başta geçecek kadar da baştolleri yoktur ama alelade bir isim gibi de jeneriğin herhangi bir yerinde isimlerini geçirmek saygısızlık gibi olur, o nedenle böyle ayrıcalıklı bir hava yaratılır.


  • Zaman Tamircisi  (31.10.21 13:18:58) 
Zaman tamircisi +1


  • invictae  (31.10.21 14:35:30) 
en.wikipedia.org/wiki/Billing_(performing_arts)#Last_billing


  • bugungityaringel  (31.10.21 15:22:33 ~ 15:23:49) 
[]

Kimseyle "Onunla olduğu gibi" olmuyorsa ne yapmalı?

Hayatınızın ilişki anlamında zirve seviyelerini görüp yaşadığınız bir ilişkiden çıkmışsınız. Kafaların uyumu, hayata dair bakış açıları, mizah anlayışı, seks hayatı vs. Tabii acı olan da şu ki, bazı şeyler ne kadar iyi olursa olsun, bir ilişkiyi devam ettirmeye yetemeyebiliyor, başka şeyler çıkıyor. Her neyse.

O ilişkinin sonrasında pek çok kadınla flört etmişsiniz ama kimseye dair heyecanlanamadığınızı, yanındayken sıkıldığınızı falan fark ediyorsunuz. Beyniniz adeta otomatik bir şekilde herkesi "onunla" kıyaslıyor, olmuyor.

Bu noktada bence yapılacak üç şey var;

1. Kimseyle bir daha o seviye bir şey yakalanamayacağını kabullenip, daha az tatminkar türde ilişkilerle yola devam edileceğini düşünmek.

2. Zaman içerisinde hayatın benzer seviyede şeyler hissettirecek bir insanı yeniden karşına çıkarabilme ihtimaline inancı kaybetmemek ve bu düşüncenin doğrultusunda denemelere devam etmek.

3. Onunla yeniden işleri yoluna koymaya yönelik hamlelerde bulunmak. (Neredeyse ayrılalı 4 ay olacak, sıfır iletişimdeyiz.)

Ne dersiniz?

 
tabii ki 2.

biri asla düşünmeyin. her zaman daha iyisi vardır.

3 anca gereksiz bir sebepten ilişki bitirilmişse olabilir. düzelemeyecek bi şeyse 3ü de eleyin.
  • jelly bear  (26.10.21 14:29:33) 
Önce 3. Gerisi gelir zaten.


  • pispinti  (26.10.21 14:32:37) 
4. senin düşündüğün kadar iyiyse bitmezdi diye düşünmek


  • bir soru sorcam  (26.10.21 14:54:05) 
How I Met Your Mother'ın bir bölümünde şöyle bir deyiş vardı: "Everyone has their own Robin - the person that you loved very much, but you cannot be with. And whoever you'll meet, whatever you'll do, nothing will be like it would be with Robin."

Açıkçası ben de uzun süredir aynı durumdayım. İlişkinin sonrası geçen diyalogsuz 3 senenin üstüne dayanamayıp yeniden iletişim kurmuş ve onun bensiz de "çok iyi" olduğunu görünce hayal kırıklığımı ikiye katlamıştım. Sonrasında denemeye yeltendiğim her ilişkide hep onu aradım ve bu durumun karşı taraf için büyük bir haksızlık olduğuna kanaat getirdiğim için de sürdürmedim. Başlamadım bile denebilir. Ne yazık ki hâlâ aklımı ondan alamıyorum. Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi'nin ilk cümlesinde söylediği gibi "Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum." Ben hayatın bir yerde onu karşıma çıkaracağını bilseydim kendimi farklı yetiştirirdim. Ancak hayatın içinde pişmanlıklar da var. Bunu böyle kabul etmeyi öğrendim artık. Bu acımı azaltmıyor, hiçbir şeyi düzeltmiyor fakat en azından kendimi daha az suçlamama yardımcı oluyor.

Pinhani'nin bir şarkısında da geçtiği gibi:

"Güzel günlerimizin bittiğini sanma, belki bir daha öylesi olmaz ama her bir gün de güzel aslında..."
  • ultranil07  (26.10.21 15:40:35 ~ 15:41:18) 
Önce 3
3’ün olmayacağından aşırı emin olduktan sonra 2

  • megalomaniac  (26.10.21 16:13:03) 
zaman geçtikte sen insan olarak değişeceksin. beğenilerin isteklerin farklılaşacak. dizi karakteri değilsin :). (bence değişmiyorsa asıl bu sıkıntı). duygusal olarak uzaklaştıkça da daha objektif bakabileceksin geçmişteki ilişkine. bitmesinin bir sebebi var sonuçta.

kendini böyle kutulara sıkıştırma onun gibi olur olmaz diye. milyon tane insan var. elbette ki karşına başka insanlar çıkacak.

kısacası, yaşamaya devam et. beklentilerini askıya al derim. romantik ilişki bir insanın hayattaki tek tatmin aracı yani hayat amacı olmamalı bence. işinin arkadaşlarının hobilerinin tadını çıkar. yeni hedefler koy.
  • curious mind  (26.10.21 16:19:11) 
2


  • guitarissimo  (26.10.21 19:30:21) 
4 ay cok az süre. Iletisime geçme. Işine bak


  • westblack  (26.10.21 19:39:41) 
4 ayda mi ondan daha iyisi olmayacagini anladin?

tebrikler, gul gibi saplantiniz olmus :D

kimse vazgecilmez degildir
  • foster  (26.10.21 19:43:04) 
Valla ben hicbiri diyorum. Tum secenekler direkt gecmise yas tutma ile alakali, farkli gorunen ikinci secenek bile yine gecmise bisekil takintili olma durumuyla ilgili. Bittiyse bitmistir, 'yok baskasi sunun gibi olacak mi' vs diye dusunup isi bisekil yarisa cevirmeye de gerek yok. Unut gitsin, direkt onune bak.


  • j r r tolkien hayrani  (26.10.21 20:02:47) 
aynisini yasiyorum yillardir.

ben ilk zamanlar 2ydim. artik 1im.

benimkinde yillar oldu. artik olmaz ama sana tavsiyem 3.

bu arada 4 ay olmus ve pekcok flort mu? bu kisim biraz garip
  • Kittie  (26.10.21 20:42:35) 
@foster @Kittie Süre 4 ay, oturup bekleyene bu çok aşırı uzun bir zaman değil tabi ama ben boş durmadım, dating app'lerden tanıştığım kişiler oldu. Aklım ve hislerim başka birine kaysın istedim. Ama pek başarılı olduğumu söyleyemem.


  • magni  (26.10.21 21:05:31) 
o çoktan yeni bir ilişkiye başladı bile, dolayısı ile 3 bir seçenek değil. seninleyken yaptıklarını başkaları ile yapıyor ve halinden oldukça da memnun.

atlatamayan sensin ve onunda atlatamayacağını düşünüuyorsun ancak bu doğru değil, 3 ncü haftadan sonra kadınlar yeni bir ilişkiye hazırlardır. 4 ncü haftada birini bulur, çivi çiviyi söker deyimi de buradan gelir. kadınların hayatta kalma içgüdüleri bu şekilde gelişmiştir. savaşta erkeği ölen kadın yıllarca ağlayarak vakit kaybetmez, o çiftliği, o işi idare edebilecek birini bulur. günümüzde bu çok daha hızlı, instagram, tinder, okcupid saolsun.

dolayısı ile öncelikle onunla olan onunla güzeldi diyeceksin, başkalarında başka güzellikler bulacaksın ve hayatına devam edeceksin.
  • selam  (26.10.21 22:36:29) 
[]

Instagram'dan mesajlaştığım kızın amacı?

Instagram'da tesadüfen birine denk geldim, hoşuma gitti. Biyografisinde yazdıklarından bir bahane yaratarak mesaj attım, mesajıma döndü.

Ardından genel bir sohbete başladık. Biraz goygoy, biraz kişisel hayatlardan bahsetmece... Bir müddet sonra da ben Instagram DM'den düzenli iletişim sürdürmeyi seven biri olmadığım için Whatsapp önerisi yaptım.

Kendisi ise sevgilisinin olduğunu, numarasını paylaşamayacağını ama Instagram'dan takipleşip laflayabileceğimizi söyledi.

Ben mesela bir erkek olarak sevgilim varken tanımadığım birinden gelen mesaja da dönmem, ilerletip sohbet de etmem, "Sevgilim var, numaramı veremem ama buradan takipleşelim" de demem. Bu ablanın amacı nedir acaba?

 
Yedekte tutmak. Ama açık sözlüymüş, sevgilisi olduğunu saklayabilirdi.


  • GoodMorningTeacher  (13.10.21 19:17:12) 
hemen anlatiyorum kizin olayini..

muhabettin hosuna gitmis kizin bu kadar basit.

kizin senin gibi kiz arkadaslari vardir, karsi cins olunca hemen sevgili mi olmasi lazim.
sen de oyle biri olabilirsin kizin gozunde.

watsap vermemesi zaten sevgili olmayi dusunmedigi anlamina geliyor iste. arada konusalim rastladikca hesabi...

bu yedekte tutmak degil ama bunu ben de ne zaman yapmaya calissam birisi yanlis anliyor. her erkekle sevgili mi olunacak illa ahahah
  • Kittie  (13.10.21 19:37:07) 
Kittie +1
İnanması zor ama kadınlar mesaj attıkları her erkeği potansiyel partner olarak görmüyorlar.

  • kobuzchu kiz  (13.10.21 19:54:32) 
[]

Whatsapp'ta engel kaldırılınca, engelliyken atılan mesajlar ulaşıyor mu?

Birini Whatsapp'tan engellemiştiniz diyelim.

O kişinin engelini kaldırdığınızda, kendisi şayet engelli dönemindeyken size mesaj göndermişse, engelini kaldırdığınız anda o mesajlar size teslim ediliyor mu? Whatsapp'ın o şekilde engelliyken "mesaj bekletme" gibi bir sistemi var mı yani?


 
hayır


  • do you remember me  (08.10.21 14:04:50) 
yok


  • xdenizx  (08.10.21 14:06:28) 
[]

Kendinden daha kısa boylu bir erkekle ilişki yaşayan kadınlar

Aramızda bu durumu deneyimlemiş olan kadınlar varsa, şu an cevabını merak ettiğim iki sorum olacak;

- Boy takıntınız olmadığı için mi bunu sorun etmediniz?

- Esasında boy farkı mevzusunu önemsemenize rağmen, diğer özelliklerinden çok baskın bir şekilde etkilendiğiniz için mi sorun etmediniz?

 
sevince önemi kalmamıştı. sonradan içimden ara ara "uzun olsaydı keşke" diye geçti. ama ayrılma sebebimiz de boyunun kısalığı değildi. Özetle, illa bir şeye kendini ikna etmeye gerek yok, bazen öyle oluveriyor.


  • lcha  (04.10.21 13:54:52) 
Ben degil ama boyu 175 olan bi arkadas var. Hep kendinden kisa ya da kendi boylarinda erkeklerle sevgili oluyordu. Sebebini sordum "kanka uzun cikmiyo ki karsima" dedi :))


  • matilda  (04.10.21 19:24:44) 
irice oldugum icin boy takintim var, fakat eski erkek arkadasim cok karizmaydi boyu kisa diye aklima gelmiyordu.


  • durgunfoton  (04.10.21 20:51:38) 
Ben bunlardan biriyim. Yaklaşık 2 yıldır birlikteyiz. Ben 1.80'im aramızda yaklaşık 10 santim fark var.
Aşık olacağınız kişinin uyluk kemiğinin uzunluğunu sipariş edemiyorsunuz, bu tamamen tesadüf. Boy farkını ciddi bir sorun olarak görüp çok fazla şey kaçırabilirsiniz. Bu takıntı yapılacak bir şey olmamalı, fiziksel görünümün payı elbette önemli ama sonuçta ilişkiyi bir cetvelle yaşamayacaksınız.
Pek çok konuda uyum varsa, sohbet ederken dünyayı unutabiliyorsanız, güvenilir bir insan olduğunu size defaatle kanıtlamışsa metrik sistemi boşverin. Her an kapsama alanında olan bir boyun cabası. (:
  • yercekimsiztosbaga  (06.10.21 02:02:42) 
[]

Her Doğum Günü'nde kendini hüzünlü/keyifsiz hisseden bir ben miyim?

30'umdan itibaren doğum günü kutlaması hiç yapmadım. Bir noktadan sonra içimden gelmez oldu o tür organizasyonlar.

Artık doğum günlerinin bana tek hissettirdiği; ömürden bir yılın ve yaşın daha akıp gittiği gerçeği. Asla geri gelmeyecek bir yıl daha... O günlerin sabahında uyandığım andan itibaren de hep bu realite aklımda oluyor ve enerjisi düşük, hüzünlü bir gün oluyor benim için.

Bir ben miyim? Var mı benim gibiler aramızda? Merak ettim de...

 
+1


  • freebird5406_2  (01.10.21 18:49:59) 
28 yaşındayım. 20'lerin başları bittiğinden beri (21, 22, 23) stresli şekilde geçiriyorum doğum günlerimi. Bir an önce bitsin istiyorum. Keyifsiz geçiyor.


  • dissendium  (01.10.21 18:50:50 ~ 19:07:04) 
eskiden iyi bir şeydi, artık geri sayım gibi geliyor di mi, bende de öyle. Kasım'da 31 olacağım.

Bir yandan "artık bu yıl şunları şunları değiştirmeliyim" diyorum ama bakınca arkamda gayet boş geçen bir yıl görüyorum. Hayırlısı.
  • nhk ni youkosu  (01.10.21 18:55:11) 
Sadece doğum günlerimde değil kışın yaklaştığı bu dönemlerde de bir yılın daha geçmesinin hüznüyle doluyorum. Üzülüyorum ama sonra bunun hayatın bir gerçeği, fizik kurallarının hayatımıza yansıması ve önlenemez/değiştirilemez oluşu ile teselli bulmaya çalışıyorum. Yıllarımı bazı insanlar kadar dolu dolu ve verimli geçirmiş olmayabilirim ama bazı insanlardan da daha dolu geçirdim.

Adse'nin yazdığı düşünce bana göre mantıklı gelmedi, 30lardayım ama en azından daha 40 olamadım dediğinizde 40'ları daha kötü bir durum olarak anlamlandırıyorsunuz ama 40 olmanız da kaçınılmaz. O zaman nasıl yüzleşeceksiniz? Bence şunu düşünün, yaş ve tarih sadece birer sayı. 60 olduğumuzda 40 gibi hissetmek ve 40 gibi sağlıklı olmak tamamen olmasa da kısmen bizim elimizde ve bunun için yapılabilecek birşeyler var. Yıllara meydan okumak dedikleri bu olsa gerek. Takvime kapılıp gitmektense ruh ve beden sağlığını stabil ve takvimden bağımsız tutmaya çalışmak bence daha önemli.
  • curukturpkokusu  (01.10.21 19:24:49) 
Valla benim icin cok bi onem ifade etmiyor. Insanlarin boyle zamani ayrik biseymis gibi degerlendirmesi de garip geliyor bana. Zaman dedigin sey sureklidir, ayrik degildir. Yani sanki dogum gunlerinden once hic zaman akmiyor da dogum gunlerinde birden 1 yili deviriyormusuz gibi ruh haline burunmek anlamsiz bence. Dogum gununun aslinda kendisinden bir onceki haftadan ya da aydan pek farki yok, o zamanlarda da neredeyse bir yili gecirmis oluyordun. Hatta 365 gun 6 saat hesabiyla bazen dogum gununun yil donumu aslinda kutladigin gun bile olmayabilir.

Demek istedigim dogum gunune boyle ozel anlamalar yuklememek gerek bence. Cok bir farki yok oteki gunlerinden. Haa dersen ki 'ben kotu hissetmek istiyorum, dogum gunu bahane' o zaman baska. Tabii bunun icin de dogum gunune ihtiyacin yok. Her gecen gun, saat, dakika zaten geri gelmeyecek, yani ona istedigin zaman uzulebilirsin. Dogum gununu beklemen sart degil eger istedigin sadece uzgun hissetmekse.
  • j r r tolkien hayrani  (01.10.21 20:00:54) 
+1 de benden :)


  • elma  (01.10.21 20:12:55) 
Ben de böyleyim. Çok büyük bir yaşlanma fobim var ve 22-23 yaşından falan sonra tamamen üzücü gelmeye başladı doğum günlerm. Şimdi de 30’a çok yakınım ve o tam 30’a girme gününü kaldıramazmışım gibi geliyor :D


  • ms brownstone  (01.10.21 20:34:54) 
24 yaşındayım, kendimi bildim bileli 18-19 dan sonra doğum günlerini hiç sevemedim. hatta genel olarak özel günleri pek sevemiyorum ama dogum gununu hic sevemiyorum, birşeyler yapma zorundalığı hissi beni çok yoruyor. doğum günümden 1 gün sonra inanılmaz rahatlıyorum mesela.


  • garavel  (01.10.21 22:37:39) 
ben yaklaştıkça geriliyorum. son 2 yıldır da 1 gün öncesinden kampa gidip orda geçirdim.


  • onemoremile  (02.10.21 08:29:17) 
18 yaşından beri doğum günü kutlamıyorum. Kim icat etmiş bu zımbırtıyı bilmiyorum ama korkunç bir şey. Ben de aynısını hissediyorum.


  • pudra  (02.10.21 12:23:04) 
ben bayadan beri kutlamıyorum kendimin. nadiren kendime bir şeyler alırım hani. hüzün olmuyor, belki geçmiş yılları nasıl geçirdim, neler yaptım ? gibi bir muhasebe oluyor kısaca.


  • evimin paspasi  (02.10.21 12:59:47) 
Hiç düşünmüyorum. Birkaç senedir aynı.


  • perfectlysplendid  (02.10.21 21:34:59) 
[]

Aşık olduğunuz kişiyle ayrılınca, size aldığı hediyeleri ne yapıyorsunuz?

Ayakkabı, gömlek türü şeyleri ben tutmuyorum şahsen, apartman görevlisine falan veriyorum. Zira bunları gördükçe her seferinde onu anımsamak, sevmediğim bir duygu. Tam anlamıyla unutabilmeyi, akıldan çıkarabilmeyi engelleyici türde bir duygu.

Siz ne yapıyorsunuz?


 
Gerçek profesyoneller atmaz, kullanır. Onu anımsatsa nolur bi yere kadar. Sonra hiçbir anlamı kalmayacaktır emin ol.


  • olaylar olaylar  (24.09.21 18:52:31) 
“Eskiden” aşık olduğumuz yani?
Atıyorum, hediye ediyorum başkasına.. kurtuluyorum çoğunlukla.

  • rewlack  (24.09.21 18:55:49) 
İyi de olsa kötü de olsa eskiyle barışık yaşamayı öğrendiğimizde, bişey yapmıyoruz duruyorlar. Çok üzerine düşünmedikçe de hatırlatmıyorlar. O seviyeye gelmek lazım. Olayın siniriyle bazen attıklarım oluyor ama dururlar genelde. Hatırlatsa bile 0 etki yani.


  • ananiyimioguz  (24.09.21 19:15:05) 
kullanıyorum ben.


  • jelly bear  (24.09.21 19:16:41) 
İşe yarar şeyleri hiç atmadım, ama sırf hediye almak için alanlarınkini attım çünkü zaten bi işime yaramıyorlardı. Sırf göremezlerse üzülürler diye tutuyodum bi yerde. Mantıklı düşün, kullandığın, lazım olan şeyi niye atıyosun ya :)


  • e mice  (24.09.21 19:34:08) 
kullanıyorum. kullanıyoruz, sorarsa da söylüyorum eşime şu şu hediye etmişti bunu diye.


  • engelbert humperdinck  (26.09.21 03:28:55) 
hala onu özlüyorsun terörüne maruz kalmamak için elden çıkartıyoruz


  • bir soru sorcam  (27.09.21 15:29:30) 
[]

Görüşme öncesindeki gece, planın türünde değişim isteyen hatun

Bir süredir flört ettiğim biri vardı. Aramız çok iyi, enerjimiz ve iletişimimiz üst düzeydi. Kendisiyle birden fazla kez dışarıda çeşitli görüşmeler gerçekleştirmiştik, hepsi de çok keyifli geçmişti.

Geçen hafta başında, ayın 28'i cumartesi günü için, kendisine evimde akşam yemeği davetinde bulunmuştum. Memnuniyetle karşıladı, hatta haftaiçi iletişiminde ara sıra cumartesinin üzerine mevzular da döndürdük.

Nihayetinde o haftaiçini yine gayet keyifli bir iletişimle geçirdik ve cuma gününe geldik. Ama birden ne olduysa, cuma gecenin bir vakti whatsapp'tan "Evde değil de yine dışarıda buluşsak olur mu?" ile geldi bana. Ben bu duruma bayağı bozuldum açıkçası. Hem böyle bir şey son anda söylenmez diye düşünüyorum hem de ben o 5 günü, cumartesimizin heyecanını, hevesini içimde her an yaşayarak geçirmiştim. Beraber ev ortamında "ilk kez" baş başa kalacaktık, anlarsınız...

Bu ani ve anlam veremediğim karar değişikliği, ciddi anlamda modumu düşürdü ve o geceki sohbetimiz, görüşmeyi komple iptal ettirecek tarzda bir noktaya evrildi. Nitekim cumartesi görüşmedik.

Siz bu tarz bir durumda karşı tarafın karar değişikliği ile geldiğini görseniz, nasıl bir tavır takınırdınız? Bozulur musunuz, yoksa "Tamam, öyle yapalım o zaman" mı dersiniz?

Ve tabi buradaki en hassas nokta; böyle bir talebin görüşme öncesindeki "son gecede" dile getirilmiş olması.

(Not: Kendisi 32 yaşında bir kadın.)

 
Çok normal. İnsanlık hali belki sizinle paylaşamadığı bir şey oldu evde buluşmak istemedi ya da sırf keyfi istemediği için sizinle evde yalnız kalmak istemedi. Yani kadın büyük ihtimal artık onunla görüşmenizin tek derdinin onunla evde yalnız kalmak olduğunu düşünüp, sizden soğumuştur. Haklı da. Kaba bir dille de bunu dile getirmemiş.


  • GoodMorningTeacher  (02.09.21 18:58:47) 
Ee tamam öyle yapalım o zaman derim, ne olacak. Bence gereksiz bir tepki olmuş.


  • roket adam  (02.09.21 19:01:10) 
belki normalinden erken regl oldu ve evde baş başa kalmak istemedi sekse evrilebilir diye? ya da kendisini son anda rahat hissedemeyeceği bir şey oldu? bu son dakika haber verme olayı bir rutin olsaydı o zaman bu kadar büyük tepki vermeniz anlaşılabilirdi ama bu durumda seks yoksa ben de yokum aga gibi bi his yarattınız muhtemelen onda.


  • Phoebe  (02.09.21 19:06:00) 
@Phoebe regl mevzusu olmadığını biliyorum. mevzusu geçmişti bir vesileyle, o yüzden :)

teklif pazartesi, belirlenen gün cumartesi, bu "evde olmasın" çıkışı ise cuma gecesi. ve o ana dek tek bir negatif bir diyalog olmadı aramızda. cumayı gayet güzel bir iletişimle geçirdikten sonra tam yatmak üzereydim. yani sebep bulamıyorum gerçekten.
  • magni  (02.09.21 19:12:21) 
Özet olarak seks yapmayı kazandığınız bir hak olarak gördünüz ve kadın kişisi istemeyince kızdınız yani. Normal olmayan tek şey bu.


  • aguen  (02.09.21 19:16:16) 
bu talebi en son ne zaman dile getirmesi gerekiyordu?
en geç yedi iş günü önceden mi?

kadın kendini rahat hissetmemiş, belki hazır olmadığını düşündü, belki regl oldu, belki başka bir şey var.
söz verdi, program yaptı diye ne sizin evinize gelmek zorunda ne de sizinle özel bir şey yaşamak zorunda.
eve gelseydi ve ilk kez baş başa kaldığınızda yapmayı planladığınız şeyi yapmaya yanaşmasaydı da, "önceden haberini vermedi" diye bozulacak mıydınız?
bozulacakmışsınız belli ki gerçi.

bu prensip meselesi olacak bir konu değil.
kadın gayet uygun bir dille konuşmuş.
bu istek üzerine bu kadar olay çıkarttığınız için de "iyi ki evine gitmedim" dedirtmişsinizdir zaten.

"sebep bulamıyorum" diyorsunuz da, sizin bir sebep bulmanıza gerek yok.
emin olamamıştır, biraz daha zamana ihtiyaç duymuştur, bunun hesabını vermek zorunda değil ki.
  • blatta hiberna  (02.09.21 19:17:38 ~ 19:18:46) 
Evine gidersen seks baskisi yapacakmissin gibi dusunmus ve disarida bulusmak istemis. Bu degisiklik isteginin son anda gelmesi de cok normal bir sey. Butun hafta dusunmus ve icine sinmemis, rahat hissetmemis demek ki.


  • hot potato  (02.09.21 19:19:59 ~ 19:20:42) 
Aslında başlığın temel sorusu şu:

"Siz bu tarz bir durumda karşı tarafın karar değişikliği ile geldiğini görseniz, nasıl bir tavır takınırdınız? Bozulur musunuz, yoksa "Tamam, öyle yapalım o zaman" mı dersiniz?"

Ama nedense bazı arkadaşlar, durumu direkt benim üzerimden yorumlamayı tercih etmişler. Seks baskısı, seks yapma hakkı falan.

Karşıdaki insanın "Bu teklifi hiç yapmayacaksın sanmıştım :)" ile başlayan ve hafta boyu laflarken hınzır hınzır zarflar attığını (ima değil, DİREKT) biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz elbette. O zaman geçelim bir zahmet.

Ben "Böyle bir durumda tavrınız ne olurdu?" kısmındayım tamamen.
  • magni  (02.09.21 19:37:03) 
Kankisi vazgeçirmiş net şekilde


  • basond  (02.09.21 19:41:25) 
Böyle bir durumda tavrım eğer karşımdaki insana ilgim varsa, beğendiğim biriyse durumu olduğu gibi kabul eder ikimize uygun, güzel zaman geçireceğimiz yeni bir plan yapardım. Çünkü boş yere gerginliğe ne gerek var diye düşünüyorum. Ha beğenmediğim biriyse bem haftasonu işim çıktı derim, buluşmayı iptal eder, konuşmayı azaltır, iletişimi keserim. Böyle şeyler öyle moral düşürecek şeyler değilki.


  • GoodMorningTeacher  (02.09.21 19:47:39) 
hınzır laflar atmakla kalmayıp her bir santimetre karesinin piksel piksel fotoğrafını göndermiş, sizi nasıl istediğine dair paragraflarca şiir de yazmış olabilir.

daha önce de yazdığım gibi, bunlara rağmen geldiğinde o anda orada da fikri değişebilirdi.
o anda da hazır olmadığını düşünebilirdi, çekinebilirdi vb.
bu işlerin prensibi, "söz vermiştin"i olmaz.
rahat hissetmediyse hissetmemiştir, kendine göre bir mazereti var elbet ve bunun sizin için mantıklı olması gibi bir zorunluluk olamaz.

"tabii, sen nasıl istersen" diyerek geçseydiniz, hiçbir sorun olmayacaktı ve sadece seks istediğinizi de düşünmeyecekti.

bir kadın için seks konusunda en ufak aksilik çıktığında veya olumsuzluk olduğunda ortamda gerginlik yaratan erkek kadar rahatsız edici, bazen de ürkütücü başka bir şey yoktur.
  • blatta hiberna  (02.09.21 19:53:32) 
regl olmuştur diyorum. zaman ver.


  • sana bir sarki yazdim fernando  (02.09.21 21:29:15) 
Ciddi bir ilişki/evlilik düşünüyorsa
Bence denendin
Dışardan eve geçme ihtimalini de kaybettin

Atarla trip arası bi şey yapacaktın senin gerçek hedefine göre
Onu da biz bilemeyiz
  • bir soru sorcam  (02.09.21 21:43:48) 
Son anda plan değişikliği hayatta en sevmediğim şeylerden biri. Çok hoşnut olduğum bir özelliğim değil, değiştirmeye de çalışıyorum (epey gelişme var), ama böyle bi durum da var yani. Herkes son anda planların değişmesinden çok hoşnut olmak zorunda değil.

Bu tarz bir şey başıma geldiğinde "neden" diye soruyorum. Açık ve samimi bir cevap verirse, cevaba göre tolere edebiliyorum. Vermezse bloğu basıyorum. Ruh hali günü gününü tutmayan, plansız, tutarsız ve dengesiz insanlardan hoşlanmıyorum çünkü. Hele 32 yaşındaysa ne isteyip ne istemediğini bilmesini beklerim, 20 olsa neyse.

Yani karşıdakinin kendini hazır hissetmemesi / istememesi okey bi durum, ama bunu düzgünce bir iletişim kurarak ifade etmemesine / edememesine gıcık olmak da okey. Hatta "sadece seks için" bi kadınla iletişim kurmak da normal bir davranış. Millet niye bu kadar trigger'lanmış anlamadım.

Kadın da burada "sadece seks mi, yoksa bana ilgisi de var mı" shit test'i yapmış. Testten kalmışsınız. Amacınız sadece seks bile olsa kadının böyle düşündüğünü anlayıp ona göre tavır alabilirdiniz. Yani kadın 32 ise siz de 30+ yaşlardasınız diye düşünüyorum, artık öğrenin böyle şeyleri.
  • plutongezegendegilmi  (02.09.21 21:48:36 ~ 21:58:39) 
ben 1-2 sorardım neden diye, sonra tamam öyle yapalım derdim.

muhtemelen çok düşündü ya da fikri değişti, o günlük eve konusunda isteksizdi büyütmeye gerek yok. tekrar aynısını yaparsa bu sefer yol verirdiniz.
  • jelly bear  (02.09.21 22:25:12) 
Dışarıda görüşür, tatlı tatlı hissettiklerimi ifade eder, sonunda uzaklaşma isteği bile olsa anlayışla karşılayacağımı hissettirir bir sorun olup olmadığını kendisine sorardım.

belki duyguları değişmiştir, belki sizin bu gibi durumlarda nasıl davranacağınızı tartıyordur kim bilir, cazırtı yaparsanız tavrını haklı çıkartırsınız, yeni ilişkilerde olur böyle şeyler büyütmeseydiniz keşke.
  • arph  (03.09.21 02:46:39) 
Tavrım şu olurdu;

Peki der bozulduğumu belli etmez ve dışarıda, öncekiler gibi zaman geçirirdim. Anlıyorum heves kursakta kalması çok kötü ama biraz da siyasetci olmak lazım.

O buluşmada hiç bozuntuya vermeden günü geçirir ve ertesi günlerdeki mesajlaşma sohbetlerini de devam ettirirdim.

Ama bir daha da o istemeden eve çağırmazdım, çünkü bu durumdan sonra bir kapalı alanda baş başa kalma teklifi karşı taraftan gelmeli.
  • John Bloor  (03.09.21 11:40:14) 
Bundan sonraki tavrından niyetini okuyacak.
Ciddi ilişki mi sekizli flört mü olayınız. İşte bunu anlamak istiyor

  • photo85  (03.09.21 16:54:29) 
Disarda bulusmak isteyip eve gelmek istememesi fiziksel yakinlik kurmak istemedigini net gosteriyor, onceden ne konustugunuzun bir onemi yok. Sevismekten vazgectiginde evinize de gelmek istememesi bence asil takilmaniz gereken nokta. Artik nasil bir izlenim biraktiniz bilmiyorum ama evinize gelip sevismeye yanasmamasinin sikinti olacagini hissettirdiginizden dogrudan disarida bulusalim demis. Yoksa birkac kez disarida gorustuyseniz evde de gayet normal vakit gecirebilirsiniz.


  • pike  (03.09.21 19:02:23) 
[]

Tinder'da karşı taraf hesabını mı sildi/eşleşmeyi mi kaldırdı ayrımı?

OkCupid'de şu an halen öyle mi bilmiyorum ama biri hesabını sildiğinde sohbetiniz arşiv kısmına düşüyordu ve bunu anlayabiliyordunuz. Eşleşme kaldırıldığında ise arşivlik bir durum olmuyordu.

Ama Tinder için karşı taraf hesabını mı sildi, yoksa eşleşmeyi mi kaldırdı ayrımını yapabileceğimiz bir yöntem yok sanırım, yanılıyor muyum?


 
[]

Saç ekimi için en doğru zaman, ne zaman?

Merhaba. Saçlarımın ön ve üst tarafları epeydir fena gidiyor, bu gidişle de gelecekte güzel kelleşecek oralar.

Saç ekimine girmek için o bölgelerin yoğun şekilde dökülmesinin "tamamlanmasını" mı beklemeliyim, yoksa daha bölgeler komple kelleşmemişken ekime girmek daha mı iyi olur?

Olaya hakim olanlar ne düşünür?

 
saç dökülmesini önleyen tedaviler de var. ekim düşünmeden önce onları uygulayabilirsiniz.
ayrıca saçı en çok döken şey şampuandır. bunu da buraya bırakayım.

  • brakgn  (19.08.21 14:00:35) 
ben bir ara yoğunlaşmıştım bu işe. hatta ekim için randevu bile alıp son akşam vazgeçmiştim.
yetkili kişiye bu soruyu sordum. tamamının dökülmesini beklemene gerek yok. bu işin sonu yok zaten kaç yıl bekleyeceksin? dedi. dökülmekte olan saçları güçlendirip geri kalanların da dökülmesine engel oluyor dedi saç ekimi.(bilmiyorum doğru mu belki de salladı)

neden vazgeçtin diye soracak olursan, ekimi yapacak uzmanın kel olması, instagram sayfalarında en ufak bir öncesi/sonrası foto/video olmaması beni endişelendirdi ve vazgeçtim. aslen estetik merkeziydi bir sürü botoks motoks videoları vardı ama saç ekimiyle ilgili hiçbir referansları yoktu.

bahsettiğim yer british estetik nişantaşı.
  • yazar yazmaz yazan yazar  (19.08.21 14:17:47) 
dökülmenin tamamlanması diye bir şey tam olarak var mı bilmiyorum sonuçta az çok ölene kadar devam eden bir süreç bu ama biraz stabilleşmesini beklemek lazım evet. ekilen saçlar eğer tutarsa ömür boyu dökülmüyor ancak bazı erken saç ektiren insanlarda diğer tarafların seyrekleşmesi ekilen yerlerin gür kalması sonucu saç adaları gibi şeyler oluşuyor kafada, hoş değil. o yüzden biraz stabilleşmesini bekleyin bence sabırsız olmayın. kaç yaşındasınız bilmiyorum ama stabilliğinden çok çok emin değilseniz hiç değilse 30'ları beklemekte yarar var. hali hazırda 30+'ysanız da birkaç sene gidişata bakın. bu arada kalan saçlarınızı korumak için bi şeyler yapabilirsiniz tabi.

ayrıca saç ekiminin kafadaki diğer saçları güçlendirdiğini ilk kez duydum yukardaki arkadaşın bahsettiği doktor biraz sallamış gibi geldi bana. ekimle birlikte bir tedavi serum vs uygulanıyorsa ayrı ama o tarz işleri zaten ektirmeden de yapabilirsiniz.
  • semaforo de medianoche  (19.08.21 14:38:43 ~ 14:58:15) 
[]

Pozitif çıkan herkes, filyasyonun getirdiği ilacı "mutlaka" kullanmalı mı?

PCR'da pozitif çıkan ama nefes darlığı, öksürük, ateş türünde ciddi semptomları olmayan biri, filyasyon ekibinin getirdiği o ilacı kullanmayıp da yalnızca karantinada kalarak sürecini tamamlasa, yanlış bir şey yapmış oluyor mu?

O ilaçlar tek başına hayati bir önem teşkil ediyor mu?


 
ben 2020 aralık'ta geçirdim hastalığı. 2 gün koku kaybı hariç sıfır semptom yaşadım. yani ne halsizlik, ne öksürük, ne ateş ne başka bir şey. normal sağlıklı insan gibiydim. yine de kullandım açıkçası. erken teşhiste ilerlemesini önlediğini söylüyorlar. ben de ne aşamada olduğumu bilmediğim için kullandım. öyle yüksek yüzdeyle zararlı olduğu kesin olan bir ilacı da vermezler eşek değillerse diye düşünüyorum.


  • pilavmaker  (16.08.21 13:11:32) 
Nisan 2021'de geçirdim hastalığı, o dönem emzirdiğim için kullanmadım doktorumun önerisiyle. Annem biraz daha ağır geçirdi (evde) o kullandı. Ama eşimde fazla semptom yoktu, kullanmak istemedi.


  • snd88  (16.08.21 13:25:35) 
Ben de emzirdiğim için kullanmadım. 8 ay kadar önce pozitif çıkmıştım.


  • deartheodosia  (16.08.21 13:43:34) 
yakalandığımda sadece ateş ve baş ağrısı oldu. aile hekimine danışınca hafif geçirdiğimi ve ilaç kullanmama gerek olmadığını söylemişti. kullanmadım da.


  • lazpalle  (16.08.21 13:43:56) 
[]

Whatsapp'tan engellediğiniz ex'in engellememesi/silmemesi, ne düşündürür?

Kız arkadaşınızla ipleri koparacak düzeyde sert bir tartışma yaşıyorsunuz ve ilişki bitiyor, karşılıklı son ayrılık sözleri söyleniyor. Sonra da bir daha hiçbir şekilde iletişim kurmak istemeyeceğinizin net mesajını vermek için hemen o gün Whatsapp'tan onu engelliyorsunuz.

Aradan 1 ay geçiyor ama kendisi ise sizi ne engellemiş ne de rehberinden silmiş. Çünkü profil fotoğrafı halen görünür halde.

Böyle bir durumda şu 2 ihtimalden hangisini düşünürsünüz;

1. O "Belki bir gün engelimi kaldırır da yazar" umut kapısını tamamen kapatmak istemiyor.

2. Engelleme/silme işleriyle uğraşmıyor.

 
şöyle avaz avaz 2 diye bağırmak istiyorum. hayır, bitti, yazma vs. bunlardan anlamayıp başka şeylerden garip garip anlamlar çıkarmak takıntı belirtisi bence.

ayrıca, profil fotoğrafını herkese görünür yapmış olabilir. yani aslında rehberinde bile olmayabilirsiniz.
  • kimberly  (14.08.21 11:37:58) 
@kimberly Yok, herkese görünür değil şu an. O konudaki merakımı giderdim :)


  • magni  (14.08.21 11:39:04) 
2, şimdiye kadar kimseyi engellediğimi hatırlamıyorum.


  • plutongezegendegilmi  (14.08.21 11:40:19) 
2 tabii ki
yav zaten 1 ay gecmis

  • ala09  (14.08.21 11:43:06) 
cevap: 2.

hala bu kadar merak ediyorsunuz madem neden ayrılır ayrılmaz engelliyorsunuz acaba :/
  • amugochi  (14.08.21 11:48:23) 
2 kesinlikle. biri beni ısrarla taciz etmiyorsa uyardığım halde asla engellemem. gereksiz egoist bi hareket bence.


  • jelly bear  (14.08.21 11:56:15) 
2


  • westblack  (14.08.21 12:08:26) 
2. insanların birbirini engellemeye gerek duymasını anlayamıyorum, darlamıyorsa taciz etmiyorsa kimseyi engellemem. bu kadar 2 diye haykıran cevabı görünce mutlu oldum love you guys.


  • pegi  (14.08.21 13:00:59) 
2 tabi ki


  • suicides underground  (14.08.21 13:31:19) 
Şu ana kadar fikir paylaşan herkese teşekkür ederim.

Ezici şekilde 2 cevapları gelmiş, benim kafamda o derece bir keskinlik yoktu açıkçası.

Başlık içinde yeni bir soru da sormuş olayım o zaman;

Söz konusu olan kişi, 34 yaşında bir kadın. Genel tavır itibariyle rehberden kişi silme/engelleme gibi işlerle uğraşmıyor olsun, peki. E bu yaşa kadar bir sürü vesileyle, bir sürü insan eklenmiştir o rehbere, iletişiminin sonlandığı kimseyi silmiyor mu yani? Gerekli/gereksiz sayısız kişinin bulunduğu bir telefon rehberiyle mi takılıyor bu durumda? Bu kısım da benim kafamda çok oturmuyor şu an.
  • magni  (14.08.21 13:44:08) 
düşündüğünüzden çok daha yaygın bir durum numara silmemek. ben numaraları da sık sık temizlerim ve benimle iletişime geçmesini istemediğim bir insanı kesinkes her yerden engellerim ancak genel bakış açısı bu.

bu arada 3. cevabı da vermiş olalım: numaranızı sırf yarın bir gün aradığınızda numarayı tanıyıp açmamak için de silmiyor olabilir.
  • amugochi  (14.08.21 13:46:58) 
Merhaba, 37 yaşında ve evli bir kadınım. İşi tacize vardıran bir eski sevgilimden başka kimseyi engellemedim, numara sildiğim de çok nadirdir. Herkes haklı.


  • kobuzchu kiz  (14.08.21 15:03:59) 
engellememiş ve silmemiş.

çünkü neden engellesin ve silsin.

bunlar bu kadar düşünülecek şeyler değil. ben de engellemem ve silmem. çocukça geliyor bana.
  • dafuq  (14.08.21 15:49:39) 
2. Taciz edilmediğim sürece engellemem. Ne gerek var şimdi engelli listesinde çok önemli bir insanmış gibi eklemeye filan. Rehberimde kim var kim yok onu da önemsemiyorum silmek, açıp bakmak aklıma gelmiyor.


  • Gradient_tabanlı_mor  (14.08.21 20:34:02) 
[]

Öksürük yoluyla Covid bulaşması hakkında

Selamlar.

Akşamları ferah oluyor diye yatana kadar evimin balkonunda oluyorum, 2 kat aşağımızdaki komşu da öyle yapıyor.

Şöyle bir durum var; adam balkonda takılırken sık aralıklarla ciğerleri dışarı çıkıyormuşçasına öksürüp duran biri. Sıradan da öksürmüyor yani, çok şiddetli.

Farz edelim ki kendisi bu dönem covid pozitif olsa, hava yoluyla, esen hafif rüzgar yoluyla öksürdüğü anlarda ağzından çıkan parçaların üstteki bana ulaşıp da solunum yoluyla beni enfekte edebilme ihtimali olabilir mi? Yoksa o şekilde yukarı ivmelenme falan gibi bir olasılık mümkün olmuyor mu?

 
milyonda 1


  • birmilyonunvarmi  (10.08.21 13:03:41) 
covid damlacik harici aerosoller ile de bulasiyor (yani pozitif birinin bulundugu kapali bir alanda o gittikten sonra bile havada asili kalan aerosollerle bulasma ihtimali var). Yani, komsu sigara icse dumani bana gelir mi gibi dusunmek lazim. Gelebilir ama acik havada cook dagilir. balkonda beraber olsaniz bence kayda deger bir risk ama iki kat asagidaki biri, teoride mumkun olsa da zor. hele aşılıysanız hadi oldu diyelim viral yuk cok az olacaktir, endiselenmezdim.


  • robokot  (10.08.21 13:13:41) 
[]

Asık suratlı, az konuşan bir doktoru tercih ediyor musunuz?

Bir sağlık sıkıntısıyla ilgili doktora gideceğim, doktor araştırıyorum.

Gözüme kestirdiğim doktorlardan birine bir sitedeki hasta yorumlarında "Asık suratlıdır, her an sinirli gibi görünür, çok ciddidir, fazla konuşmayı sevmez ama işinde çok iyi bir hekimdir. Kendisine hastalığımı iyileştirdiği için çok teşekkür ederim" yazılmış.

Ben konuşan, konuşabileceğim, soru sorup cevaplar alabileceğim, güler yüzle endişelerimi giderici ve güven duygusu veren doktorlara kendimi emanet edince iyi hissediyorum şahsen.

İlk profildeki doktor tipini siz tercih ediyor musunuz peki? "İşinde iyi olsun da o yeterli ve en mühim olanı da bu zaten" diye düşünür müsünüz?

 
Hastalığım ciddiyse tercih edebilirim. Ciddi değil de her yerde derman bulabileceğim sıradan bir şeyse iyi iletişim kurmayı beklerim


  • abuzer  (07.08.21 14:50:16) 
3. paragrafınızda doktora değil de daha çok psikologa ihtiyacınız var gibi anlatmışsınız. hangi branşta işiniz var doktorla? ben şahsen yüzüme gülüp işinde iyi olmayan birindense gerekirse küfür etsin(abartı) ama işimi-sağlığımı en iyi şekilde halletsin diyen taraftayım.
psikolog- psikiyatri alanlarındaysa rahatsızlığınız bilemeyeceğim tabii. o zaman güler yüz isterdim sanırım.

  • fff02561  (07.08.21 14:54:28) 
Sorunum çözülsün yeter, diğer şeyler önemli değil.


  • hayirsiz  (07.08.21 14:55:09) 
Rahat rahat soru soramayacağım doktora gitmem. Sağlık önce kafada başlıyor.


  • dissendium  (07.08.21 14:56:00 ~ 14:56:11) 
@fff02561 Psikolog- psikiyatri değil.

Kimi doktora endişelerini paylaşıp soru soruyorsun, sana insan gibi tane tane anlatıyor.

Kimi de "Testlerin normal işte, daha ne" çekiyor.

Fark bu.
  • magni  (07.08.21 14:57:43) 
Doktorum şakalar komiklikler yapacağına ciddi olsun, sorduğum sorulara da ciddiyetle cevap versin, bence gayet olumlu.

Bir de o hastanın tecrübesiyle sizin tecrübeniz, doktorla kuracağınız iletişim aynı olmaz. Benim gittiğim psikiyatrist için de epey sevimsiz bir yorum vardı ama biz adamla çok iyi anlaştık.

Edit: ciddi olması illa ki insan gibi tane tane anlatmayacağı anlamına gelmez.
  • kobuzchu kiz  (07.08.21 14:58:20 ~ 14:59:13) 
Ciddi olup olmama değil de ilgi ve insana değer veriyor olmak benim için önemli; ama bu biraz da kültürel bir şey. Şöyle ki nişanlım aşı olurken hastanede yanında gittim iki seferinde de; ismini okudular, aşıyı koluna yaptılar, pamukla tutturup gönderdiler. Ne bir açıklama, ne bir soru sorma. Ben İsviçre'de oldum aşımı. Özel alanlar oluşturulmustu; beş ayrı kişi ilgilendi benimle etap etap. Her seferinde açıklamalar yaptılar, rahatlattilar ve güler yuzlulerdi. Bekleme odasında on beş dakika beklerken iki kere ziyaret edip su içmek ister misiniz diye sordular mesela, bu bile önemlidir.

Yukarıda verdiğim örnek küçücük bir örnek. Ben sırf bu yüzden kolay kolay Türkiye'de hastaneye, doktora gitmiyorum. Çünkü alışkın olduğum düzen yukarda anlattığım düzen, Türkiye'de olan şey bana çok enteresan geliyor. Ve bir Psikolog olarak böyle mesleklerde bağ kurmanın önemine inanıyorum. Evet, Türkiye'de sağlık çalışanları zor sartlarda çalışıyor, bunun etkisi yadsınamaz ama şeker gibi de bir aile hekimimiz varmış mesela; sırf onyargim yüzünden kadınla dört senedir tanismamisim. O da aynı şartlarda çalışıyor bakıldığında.

Velhasıl bu konu benim dolu ve hassas olduğum bir konu, o yüzden tercih etmem.
  • fraise  (07.08.21 15:06:45 ~ 15:07:49) 
İnsan psikolojisinden anlamayan doktor iyi doktor değildir
Herkes herkese saygılı olmalı.

  • photo85  (07.08.21 17:15:22) 
ben de tercih etmem.
hem bilgili hem guler yuzlu olani bulmayi hedeflerim.
hastanede olmak zaten kotu bir sey, bir de bilgili diye beni iyice gerecek birini istemem.

parasi yuksek de gelse hep ozel hastane tercih etmemdeki nedenlerden biridir bu hatta
  • Kittie  (07.08.21 20:35:22) 
Tercih etmem normalde. Ama bilen bilir Ali Ayhan diye bir onkolog jinekolog doktor var, kendisi annem kayınvalidem halam annemin halası annemin kuzeni arkadaşımın annesi vs bilimum insanı tedavi etmiştir. Asık suratlı değil ama çooook az konuşur. Anneme nesi olduğunu bile tam söylemedi korkmasın diye ve şu an aşırı iyi. Çok yaşlı adam ama Allah uzun ömür verir inş kendisine.


  • Hallegadola  (07.08.21 21:55:35) 
[]

Kız arkadaşa iltifat

Özellikle kadınların fikirlerini merak ediyorum.

Sevgilinizin size sık sık güzel iltifatlarda bulunması hoşunuza gidiyor mu?

Duyduğunuz yüksek iltifatlar "Bu kadar iyiysem, neden daha iyilerine layık olmayayım" türü düşüncelere sevk olmanıza sebep oldu mu hiç?

 
Bu beni begeniyorsa kadindan anlamiyor ne isim var bununla diyorum


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (06.08.21 19:59:55) 
genel olarak iltifat almayı seven biri değilim, sevgilim de sık sık iltifat eder, genelde kayıtsız kalırım ve dedğiniz gibi bir fikre kapılmam.

bu kadar iltifat etmesindense bana dikkat ettiğini/önemsediğini gösteren bir şeyi duymayı tercih ederim.
  • south park in kapusonlu uyesi  (06.08.21 20:08:56) 
Sık sık iltifat almayı sevmiyorum, yapmacık hissettiriyor bana. İltifat aldığımda bahsettiğiniz tarzda düşüncelerim olmuyor, genelde şakaya vuruyorum veya tatlı bir iki kelime söyleyip geçiştiriyorum sadece.

Ayrıca ''bu kadar iltifat etmesindense bana dikkat ettiğini/önemsediğini gösteren bir şeyi duymayı tercih ederim'' +1. Kendim karşımdakine iltifat etmeyi çok severim bu arada, onu da söylemiş olayım.
  • vestasy  (06.08.21 20:17:19 ~ 20:23:08) 
Aşırı çok hoşuma gidiyor


  • Hallegadola  (06.08.21 21:52:57) 
bence cok guzel bir sey hem iltifat hem onemsendigini hissetitecek ne varsa. asla daha iyisine layigim falan demem bu sadece aramizdaki iliskiyi guclendirir beni begendigini bilmek cok mutlu eder

daha iyisine layik mevzusu bambaska bir sey ya
  • ala09  (06.08.21 22:20:39) 
Hiçbir iltifatı olduğu gibi kabul edemiyprum, değersizlik saplantım var. Ayrıca aşırı derecede terk edilme şemasıyla yaşadığım için sürekli gidecek beklentisi içindeyim, en ufak bir yamuğunda ilişiği kesebiliyorum. Yani partnerimin gazına gelme gibi bir durumum hiç olmadı, olamaz da.

Sen içinden geleni samimiyetle yap. Giderse ettiğini muhakkak çekecek, onu bil. Ama bu kadar gidecek korkusu içinde de olma, kendimden bildiğim için söylüyorum,insan dikiş tutturamıyor. Travma varsa veya benim gibi çok ağır bir terk edilme şemasıyla yaşamışsan bunu lütfen acilen şifalandırmaya çalış, terapi al bişey yap. Cidden çekilmiyor çünkü.
  • 1bir1bir1  (07.08.21 00:13:42) 
Doğru olduğunu bildiğim bir iltifat alıyorsam hoşuma gidiyor, samimiyetsiz buluyorsam kafamın içinden "sie lan", sesli olarak "teşekkürler" diyorum.

Örnek: benim burnum şu an estetikli, eski hali gerçekten kötüydü. O dönem takıldığım biri "güzel burunlum" demişti, güvenilirliğini kaybetmişti. Sonrasında söylediği hiçbir şeyi samimi bulamadığım için tatlı tatlı uzadık.

Çok yüksek iltifatı da güvenilir bulmuyorum. Daha iyisine layık olmak değil de, yalan geliyor bana. İltifatı hareketlere yansıtmak daha çok hoşuma gidiyor. Örnek: dışarı çıkarken kıyafetime özendiysem "çok güzel olmuşsun"dan ziyade uzun uzun bakıp gülümsemesini tercih ederim.
  • galileo figaro magnifico o o o o  (07.08.21 16:05:28) 
[]

Bu duygumun kalıcı olmasından çok korkuyorum. Geçer değil mi?

Merhabalar. Bu Temmuz başında çok sevdiğim kız arkadaşımla ayrıldık. Ayrılmayı istedi, tamam dedim. Ayrıldık. İlk günlerde bayağı üzülsem de gün geçtikçe durumu kabullendim ve yeni hayatıma odaklanma kararı aldım.

Ufak ufak hayatıma bir takım yenilikler katabilmek için girişimlere de başladım tabi. Dating app'lerde kadınlarla eşleşiyorum, konuşuyorum ama içimde zerre ilgi ve heyecan duygusu yok...

Elimde olmayan bir şekilde her konuştuğum kişiyi, ayrıldığımız son kız arkadaşımla kıyaslıyorum. Onunla ilk andan itibaren kolaylıkla fark edilebilir düzeydeki çok güçlü iletişimimizi, yazışırken/konuşurken üst seviyede eğlenebilmemizi mizahımızı, onun fiziksel olarak çekiciliğini her konuştuğum kişide beynim otomatik olarak arıyor; olmuyor.

Kısacası şu an sohbet ettiğim kadınlara dair hiçbir "tanıma motivasyonu" hissedemiyorum. Yani elbette ki yazışırken aşık olayım falan gibi aptalca bir şeyi kastetmiyorum. Karşımdaki insana dair hiçbir heyecan ve ilgi duygusu içimde canlanmıyor bile, sıkılıyorum, bunu kastediyorum.

Böyle kalırım diye çok korkuyorum. Geçecek değil mi? Ne zamana geçer? Nasıl geçer?

 
Herkesle o iletişimi ya da yakınlığı yakalayabilmek imkansız zaten. Bütün olay o "enerjiyi" bir kez daha başkasında bulabilmekte. En azından arıyormuşsunuz, doğru kişiyle tekrar heyecanlanırsınız bence.


  • inawen  (03.08.21 13:30:39) 
Geçiyor ya. 1 sene olur 2 sene olur 3 sene olur. Ama her türlü geçiyor.


  • westblack  (03.08.21 13:36:06) 
hala henüz yeni bir ayrılık sayılır. tabii ki geçecek.

zamanın gücüne güvenin, sonrasında yeni heyecanlara, mutluluklara, deneyimlere hazır olun :)
  • elma  (03.08.21 13:44:00) 
Gecer ama yabancilarin closure dedigi o seyi yasamaniz, yani o defteri kapatmaniz gerekiyor. “Cok seviyodum, ayrilmak istedi, tamam dedim, kabullendim” seklinde tarif ettiginiz durum o defteri kisa zamanda kapatmak icin yeterli olmayabilir. Hatta zaman gectikce eski sevgilinizin eksi yönlerini unutup o iliskiyi daha da idealize etmeye baslayabilirsiniz ve öngördügünüzden daha uzun sürebilir bu sürec. Eski sevgilinizin ayrilma istegine yol acan sebepleri iyice anlayip onun sizin icin dogru insan olmadigina ikna olmaniz gerekiyor. Bunun da nasil olacagini en iyi siz bilebilirsiniz. Sizi ve eski sevgilinizi yakindan taniyan ve akli basinda bir kisi bu konuda size yardimci olabilir.


  • catgroove  (03.08.21 13:59:47) 
Geciyor+1. Eskisi gibi heyecan hissedemediginiz icin ya da hissedemeyeceginizi dusundugunuz icin paniklemeyin, cunku bazen hissetmek bazen de hissetmemek normal. Hicbir duygu durumunda sonsuza kadar kalinmiyor, illa ki degisiyor.


  • logic  (03.08.21 14:01:00) 
Geçiyor. Bunun için gez dolaş tanış eğlen..inan ondan iyileri var


  • photo85  (03.08.21 19:45:26) 
bir ay geçmeden dating app kurup milletle flörtleşmeye başlamışsın zaten, daha ne kadar kolay olmasını bekliyordun ki? ayrılığın ertesi günü başkalarına karşı aynı hisleri duyacak halin yok. o iş bazen yıllar alıyor da ayrılır ayrılmaz dating peşinde koşan insanların "çok acı çekiyorum" tribini hiçbir zaman anlamadım, kusura bakma. yaptığını yargılamıyorum asla. sadece fikir olarak tuhaf geliyor. birine aşıksın, tüm hislerinin hala onunla ilgili olduğunun farkındasın, üzerinden öyle 2-3 ay da değil en fazla bir ay geçmiş, şimdiden dating peşinde koşuyorsun. ilginç bir denklem.


  • alevli deniz sortu  (03.08.21 19:56:24) 
@alevli deniz sortu başka biri aklıma girsin de onu bir an önce unutayım istiyorum, o yüzden dating app.. ama bu noktada da başlıkta bahsettiğim durum karşıma çıkıyor. kısacası şu an öyle de olmuyor, böyle de olmuyor.


  • magni  (03.08.21 20:06:42) 
12   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.