[]

Bazı gıda ürünleri toplu alımı için tavsiye istiyorum. Şöyle ki…

beni utandırmayacak bazı ürünlere ihtiyacım var. toplu alım yapacağım. belki duyuruda bunlardan birinin ya da bazılarının satışını yapan da vardır. tavsiyesi olan yazabilir mi?

- avokado
- kırmalık zeytin
- taşköprü sarımsağı
- isabella üzümü (ya da ona yakın lezzette bir üzüm)

şimdiden teşekkür ederim.

 
[]

Çözümsüz kaldım, imdat.

Bir yetişkin erkek golden retriever sahibiyim.

Her ay, ayda iki defa, 2’şer günlüğüne Mudanya’dan İstanbul’a geçmem gerekiyor. Evde yalnı bırakamam ve ne yapacağımı bilemiyorum;

• Bursa’da kimseyi tanımıyorum,
• Arabam yok ve kesinlikle kiralayamıyorum,
• 35 kg’lık canavarımı sadece İDO feribot alıyor, zaten alsa da İstanbul’da onunla birlikte toplu taşımayı kullanamıyorum,
• İDO kesinlikle taşıma kabı olmadan çocuğu kabul etmiyor. Buranın taksileri köpek kabul etmiyor. Taşıma kabı benden büyük, yürümek mümkün olmuyor,
• Diyelim ki İstanbul’a kadar gelebildim ve taksiyle bir yere bıraktım, bu defa da yetişmem gereken yere yetişemiyorum.

Kara kara düşünüyorum, çare bulamadım. Aklıma anahtarımı köpeği olan birileriyle tanışıp, onlara bırakmak geldi ama o kişilerin de hem köpeğimin, hem evimin sorumluluğunu alması pek mümkün görünmüyor. Ben de deli cesareti göstereceğim tabii...

Belki benim aklıma gelmeyen, parlak bir fikir ürer diye bir de buraya yazmak istedim.

Şimdiden teşekkür ederim.

 
ideal degil tabii ama, kopek oteli?


  • robokot  (31.08.21 21:20:52) 
pet oteli var mıdır acaba bursa'da?


  • etna  (31.08.21 21:23:50) 
Mudanya’da köpek oteli var mı? Bilmiyordum. Varsa neden olmasın?


  • the she ronin  (31.08.21 21:25:01) 
Bursa’da varsa da kendileri mi alacak? Toplu taşıma asla kabul etmez. İstanbul’da her yol bulunurdu da Bursa fena...


  • the she ronin  (31.08.21 21:26:24) 
armut.com
ücret karşılığı yapanlar da varmış.

  • etna  (31.08.21 21:29:29 ~ 21:29:46) 
Açtım bir ilan. Umarım vardır. Teşekkür ederim.


  • the she ronin  (31.08.21 21:36:52) 
Mudanyada veteriner varsa ona da bir sorun, belki otel hizmeti verir ya da köpekle ilgilenebilecek birini önerebilir, tabi bir yaptırımı olmaz ama veteriner üzerinden birine ulaşmak daha güvenli olabilir


  • freebird5406_2  (31.08.21 21:40:05) 
Taksici ile ek 20 tl öderim falan diye pazarlık etseniz kabul ederler bence. Yaşadığınız mahallenin facebook grupları kesin vardır. Ücreti mukabilinde böyle bir yardım rica ediyorum yazsanız korsan taksilerden de mesaj alırsınız. Şehir içi taşıma işi bence çok zorlamadan çözülür.


  • baal  (31.08.21 22:45:49) 
@baal burası şehir dışı sayılıyor. Korsan taksi olmadığı gibi tek bir durak var. Asla köpek almıyorlar. Öyle parayla falan olacak gibi değil de zaten sorun, onunla çözülmüyor. Bulunduğumuz ilçe şehir merkezine 40 km uzaklıkta. Bu bölgede bildiğim otel yok. Ben yine şansımı denemek için ilan açtım gerçi ama bakalım… göreceğiz. Teşekkür ederim.


  • the she ronin  (01.09.21 00:11:10) 
  • baal  (01.09.21 00:30:43) 
@baal bunları sizce bu kadar çaresiz durumda kalıp bunu araştırmamış olabilir miyim? Israrla link vermişsiniz ama bakmamışsınız o link’e sanırım.

Bu önerdiğiniz pettaksi. Yerleri İstanbul/Pendik’te. Şehirlerarası taşımacılık yapıyorlar. Yani Bursa/Mudanya’daki evimden alacaklar/İstanbul’da kalacağı yere götürecekler. O da belirli günlerde. Derdim o değil de diyelim ki öyle çözdüm. Şu anda İstanbul’da kaldığı yer günlük 200 lira alıyor. O da uzun süreli olduğu için. Bu taşımacılık türü için tek yön 500 TL. (500-1250 lira arası teklif veriyorlar ben min. söylüyorum).Yani ayda 4 defa gidip gelecek = 2000 TL sadece taşıma işi. 4 gün otelde kalacak = 800 TL. Bu şartlarda taksitle araba alır insan ya da İstanbul’da boş ev kiralar feribotun yanaştığı bölgede.

Ben şehir içi normal taksi durağından bahsediyorum. Burası Bursa merkeze 40 km uzaklıkta. İlçeye bağlı tek bir taksi durağı var. Ve köpek kabul etmiyorlar.

Kaldı ki Sadece taşımacılık benim sorunumu çözmüyor. Ben, her ay, ayda 2 defadan toplam 4 gün evde olmayacağım, köpeğimi nereye/ne şekilde teslim ederim kısmını araştırıyorum.
  • the she ronin  (01.09.21 09:15:04) 
Köpeği her ay oradan oraya sürüklemek yerine daha önce de söylendiği gibi pet otel arayabilirsiniz çünkü hayvan da devamlı seyahat edince bunalıma girip garip işeme havlama huyları geliştirebiliyor.

Otel fikri iyi ama onların da fiyatları genelde uçuk oluyor. Aşılar vs için devamlı gittiğiniz bi vet varsa günleri önceden belirtip senelik anlaşabilirsiniz belki öyle daha ucuza gelir. Ben bikaç defa vet’e bırakmıştım elbette öyle sizin gibi ilgi alaka gösterip park bahçe gezdirmezler ama en azından aç susuz kalmaz, bilmediği ortam olmaz.

Son olarak bilmediğiniz birini facebook ya da armut gibi yerlerden bulup emanet etmenizi önermem daha önce bi arkadaşımın köpeğini cinsi pahalı diye habersiz çiftleştirmeye kalkan oldu, bunda bile acayiplikte başı çeken milletiz aman dikkat.
  • kulaktan dolma biber  (01.09.21 15:52:58) 
Arkadaşlar fikir üreten herkese teşekkür ederim ancak bu çaresizlik devam ediyor.

Bulunduğum ilçede köpek ağırlayan otel olmadığı gibi, ilçenin sahip olduğu iki klinik de misafir kabul etmiyor. Taksi duraklarıyla yeniden yaptığım görüşme sonucu köpek de kesinlikle almıyorlar. Bu durumda aracım da olmadığına göre benim köpeğimi 40 km ötedeki bir otele götürmem neredeyse imkansızlaşıyor. Armut’tan açtığım ilana da tek bir dönüş oldu, o da şehir içinden otel olmayan bir kişi. Her halükarda bir gece yalnız bırakmaktan başka çarem kalmıyor gibi görünüyor.
  • the she ronin  (04.09.21 09:42:34) 
yeni fikir: sehir icinden kopek kabul eden bir taksi istasyonu / taksiciyle anlasilir. istanbul'a gecilecek gun (veya onceki gun, cok erken olmasi gerekiyorsa ve otel o kadar erken almiyorsa) taksici sehirden evine gelir, ikinizi alir, sehirde bulunan bir pet oteline birakir. oglani otele birakir eve geri donersin (onceki gun ise) veya direk istanbul'a gidersin (ayni gun ise). donuste once otele ugrar oglani alir, yine sehir icinden kopek kabul eden bir aracla eve geri donersin.


  • robokot  (04.09.21 11:28:58) 
ben olsam mudanyadaki hayvan sahiplendirme ilanlarına bakardım ve ilanlardaki numaraları arayıp güvenilir pansiyon sorardım. sahipsiz hayvanları tedavi ettiren sahiplendiren insanların önerdiği yerler daha güvenilir oluyor, çünkü onlar da hayvansever oluyor. bu insanlar yuva arayan geçici yere ihtiyacı olan hayvanları da bu tür yerlere bırakıyor yuva bulana kadar. o yüzden deneyin derim.


  • pide  (04.09.21 12:14:05) 
[]

Doğru avukatı bulmak… İşin içinden çıkamıyorum.

içinde bulunduğum zorlu süreçte karşımıza çıkan fantastik avukatlarla tanışmam neticesinde merak ettiğim birkaç konu var;

• bir avukatın güvenilirliği nasıl ölçülür?
• bir avukatın başarı ya da başarısızlıklarını takip etmek/araştırmak mümkün müdür?
“doğru” avukat nasıl seçilir?

belki birileri akıl hocalığı yapma inceliğini gösterir.

Duyuru dışı iletişim için the.she.ronin et gmail

 
genelde tavsiye ile gidiyor bu işler. etrafımda çok avukat olmasına rağmen güvendiğim, büyük işler yapmış birisi var, ona danışırım ben genelde.
tam olarak sorulara cevap olamsa da 3. maddeye yardımı olabilir.

  • kisa  (23.08.21 12:19:53 ~ 12:20:36) 
iyi avukatı referansla bulabilirsiniz, fakat bu bence yeterli bir kriter değil. benim gözlemlerim:

1. avukatınız çok iyi takip yapıyor olacak. benim 5 başka kişi ile birlikte sanık olduğum davada, uyap'tan baktığımda sadece benim avukat tebligatları açıp okuyor. diğerleri için süresi geçtiği için otomatikman okundu ibaresi yazıyor. yani avukat tebligatı bile takip etmiyor, düşünün.

2. siz de hazırlanan ve mahkemeye sunulacak dosyaları inceleyeceksiniz. siz de elinizden geldiğince dosyaya katkıda bulunacaksınız. yani avukata olayı anlatıp, iki belge sunup, tamam gerisini o halleder derseniz işiniz yaş.

3. hukuk çevreniz olacak. derdinizi gerekiyorsa bir şekilde dinletebileceksiniz. mahkemede hakim sizi dinlemiyor, zaten o kadar çok dava var ki hakimlerin ne zamanı, ne de kaldıracak sinirleri var. sizin değil de avukatın hukuk çevresi varsa o zaten pahalıya patlıyor.

tüm bunlara rağmen hukuku 2+2=4 gibi de düşünmeyin. mesela, eski davaların kararları örnek gösterilip sizin aleyhinize karar çıkabilir. siz elinizden geldiği kadar çabalayacaksınız, olmuyorsa da olmuyor.
  • malheiros  (23.08.21 12:50:13) 
Cevap değil ama benim yaptığım hataya düşmeyin diye yazayım
Bazı konularda ünlenmiş avukatlar olur. Sakın ha sakın en iyisi budur diye varı yoğu dökmeyin önüne benim gibi.
2 senelik maaşımı verdim yeter ki bu dava beni daha germesin diye. Ne dosyayı açıp bir okudu, ne telefonlarımı açıyor, ne duruşmaya giriyor. Tüm muhattabım sekreteri, şaka gibi.
Almış yığınla dosyayı vermiş yeni mezun avukatlara ucuzdan namının parasını yiyiyor.
  • cilekli pasta  (23.08.21 13:32:41) 
avukata referans ile gidin. memnun olan memnun olduğu için önersin size. birinin eşi dostu olduğu için gitmeyin.
2.si ben genç avukattan ziyade orta yaşlı tecrübeli avukatı tercih ederim. çok dosya görmüş avukat çok okuyandan daha iyidir.

bir de mesele avukatın başarısı kadar müvekkilin dosyaya ne kadar hazırlıklı olduğu ile de alakalıdır. avukat sadece elindeki doneler ile hareket eder. bir delilin lehe olduğuna kanaat getirir ise sunar, yoksa sunmaz.
  • kestane gürgen palamut  (23.08.21 14:24:09) 
bir avukatın başarısını ya da başarısızlığını müvekkil adayı ya da müvekkili olarak siz asla ölçemezsiniz. bunu ancak onu çok yakından tanıyan meslektaşları değerlendirebilir. sebebi de şudur; avukatlık sonuç değil süreç odaklı bir meslektir. sonuca baktığınızda siz bazen aa avukat davayı kaybetmiş dersiniz ama o aleyhe gibi görünen dosyada dahi müvekkilinin haklarını avukat aslında gözetmiş, işini layıkı ile yapmış ve müvekkili çok daha büyük zararlara uğramaktan korumuş olabilir. Bunu dışarıdan ölçmek imkansızdır. Öte yandan her dava illa olumlu sonuçlanmayabilir; sonuçta kararı veren avukat değil hakim. Bana sorarsanız bir avukatın başarısı ve güvenilirliği önüne gelen dava için alırız kesin kazanırız vs diye yüksek vaadlerde bulunmadan açık ve dürüst bir şekilde siz tüm olasılıkları ve sonuçlarını açıklamasında yatar. Bazı hastalıkların çaresi yoktur; bu noktada avukat önüne gelen işte sizin talebiniz ölüyü diriltmek ise, bu hasta çoktan ölmüş, sadece morga kaldırın diyebilmelidir. Bazı hastalıklarda kalıcı tedavi yoktur, kısmi çözümler vardır; avukat bu ihtimalleri de genel hatları ile size anlatmalıdır. Hukukta yüzde yüz kesinlik de yoktur. Ve bazen de siz göz cerrahına gitmişsinizdir ama size beyin cerrahı gerekir; bu noktada da avukatın dürüstçe sizi beyin cerrahına yönlendirmesi gerekir. Günümüzde genç avukatlar da oldukça başarılı. Siz tavsiyem 30lu yaşlarındaki genç, dinamik, bilgileri taze ve sistemin yeniliklerine uyumlu çalışan avukatlardan çekinmeyiniz. Tecrübe elbette önemlidir ancak kişinin bilgi ve tecrübesi yaşında değil, iş pratiğinde saklıdır. Günümüzde avukatlık artık genç yaştaki kişilerin mesleğe hakim olduğu bir hal almaktadır. Farklı yaşlardan avukatların oranları açıklanır ise genç avukat sayısı meslekte çok daha fazladır. Öte yandan doğru avukat sizi önemseyen ve ulaşılmaz olmayan avukattır. Örneğin 9 tane asistan ve sekreter aştıktan sonra kendisine zar zor ulaşıyorsanız muhtemelen o avukat sizin için doğru olmayacaktır. Kuşkusuz ki bu cümleden gece 12de avukatıma mesaj atarım, pazar günü ararım, randevu almadan ofisine giderim, para ödedim avukatı satın aldım anlamı da çıkmaz. bir avukat her zaman randevulu ve iş saatlerine saygılı çalışmalıdır. Bu durum o avukatın size olduğu kadar diğer işlerine olan saygısını da gösterir. Ünlü avukat, internet fenomeni avukat, sosyetik avukat bu kavramlardan lütfen medet ummayın. Her insan için doğru avukat tanımı farklıdır çünkü herkesin doğrusu farklıdır. Ancak gerçek avukat tanımı isterseniz ülkedeki tüm hukukçulara sorun , bence değişmeyecektir. Gerçek avukat, işini bizzat ve birlikte iş yaptığı meslektaşları ile birlikte takip eden; adliye koridorlarında bulunmayı bilen, müvekkiline verdiği randevu saatine sadık, araştıran ve ettiği yeminin gereği olan ilkelerden sapmadan mesleğini yapan avukattır. Ben onu tanıyorum, bunla çay içiyorum, şurda şu işi size çözerim gibi vaatler hukuk dışıdır. bu hukuk dışı vaatlerden her zaman uzak durun, zira onlar gerçek avukatlar değildir. çoğu müvekkil çok zengin avukatın çok para kazanan ve çok başarılı avukat olduğunu zanneder. oysa ki bu meslekte para ve başarı arasında hiçbir bağ yoktur. evet yoktur. çok para kazanıp dilekçe yazmayı bile bilmeyen avukatlar da vardır, bu tamamen çevre meselesi. adam yurtdışında holding sahiplerinin çocukları ile kanka olmuş ise elbette çok yüksek paralarla iş yapacak. arabasının markası, çantası, kol saati, ofisinin bir plazada vs olması ya da olmaması bir avukatın başarısını asla göstermez. Çoğu müvekkil ne yazık ki bu hataya düşerek avukat seçer. size tavsiyem bir avukatın size karşı dürüstlüğüne bakın. her ihtimali açıklıyor mu? yoksa sadece işi almak için size tutamayacağı sözler mi veriyor? öte yandan diyelim ki burun estetik ameliyatı olacaksınız. 4 doktor seçeneğiniz var. 1.doktor 500 TLye burun estetiği yaparım dedi. düşündünüz, yahu 500 TL hastanedeki anestezi malzemesinin parası bile değil. 2.doktor 1500 TLye yaparım dedi. Düşündünüz, hastanedeki masraf ve vergileri hesaplayınca doktora çok az bir para kalıyor bu durumda. 3.doktor 1.250.000TL istedi. oha dediniz, bu paraya burun estetiği mi olur? 4.doktor ise 30.000 TL istedi. sizce hangisini seçmek makul olur? en pahalısını seçecekseniz, para sizin, tercih sizin. 1.ve 2.seçeneklerdeki çok düşük bedeller isteyen doktorları seçecekseniz, sağlık sizin, burun da sizin. O nedenle siz siz olun yaptığı işin zorluğunu göz önüne alarak 4.seçenekteki gibi olması gereken bedeli isteyen doktordan şaşmayın ve asla davayı şimdi bedelsiz alırım ya da çok ucuza alırım diyen avukatları da tercih etmeyin, avukatınıza olması gereken emeğin karşılığını verin ve sizden olması gereken meblağları talep edenlerin aslında hakiki avukatlar olduğunu unutmayın. ve not: evet ben de bir avukatım.


  • photo85  (23.08.21 19:02:16) 
Yazacaktım ama photo85 +1 diyorum.

Bir de malheiros'un "1. avukatınız çok iyi takip yapıyor olacak. benim 5 başka kişi ile birlikte sanık olduğum davada, uyap'tan baktığımda sadece benim avukat tebligatları açıp okuyor. diğerleri için süresi geçtiği için otomatikman okundu ibaresi yazıyor. yani avukat tebligatı bile takip etmiyor, düşünün."

İfadesine bir açıklık getirmek istiyorum, eloktronik tebligat muhataba iletildiği andan itibaren açılmaz ise 5 gün içerisinde tebliğ edilmiş sayılır, gelir gelmez açılır ise o anda tebliğ edilmiş sayılır ve yasal süreler işlemeye başlar. Tebligatı açmıyor olmamız sürelerden 5 gün kazanmak içindir ve bu tebligatın içeriğini bilmediğimiz anlamına gelmez açıp uyaptan ilgili evraka bakarız içeriği öğreniriz ya da gider dosyadan bakarız. Eskiden e tebligat yokken posta memurunu 2 hafta oyaladığımız oluyordu tebligatı almamak için, karşı taraf tebligatı alıp atıyorum 15 günlük sürede itirazlarını, beyanlarını sunarken biz +15 gün daha kazanarak karşı yanın itirazlarını beyanlarını vermiş olduğu dilekçeden öğrenip çok daha gerekçeli bir dilekçeyle karşılık veriyorduk bu bizi daima öne geçiren bir durumdur.
  • apocalipy  (24.08.21 00:15:04) 
Herkese teşekkür ederim.


  • the she ronin  (27.08.21 09:10:13) 
Hocam tebligatı okusanız da, okumasanız da aynı maksimum süre göz önüne alınıyor zaten.

Tebliğ mazbatalarına bakarsanız, bugün gelen tebligatı bugün açarsanız dahi, bugün okundu bilgisi eklemiyor. O bahsettiğiniz 5 günlük maksimum süre sonra okundu bilgisini ekliyor. Yani ister açın ister açmayın, süre değişmiyor.

Yani bu yıllardır böyle. Avukatlar böyle düşünüp tebligatları açmıyorlar ve okumuyorlarsa bence çok daha garip.
  • malheiros  (27.08.21 12:18:18 ~ 12:18:54) 
[]

Soğutmayan buzdolabını ne yapayım?

Elimde 2012 model LG inox buzdolabı var. Bir sebeple eve gelemediğim için elektrik idaresi kesinti yapınca buzdolabı da soğutmaz duruma gelmiş. Dolaptan çalışma sesi geliyor, dijital ekran ve iç aydınlatma çalışıyor fakat soğutmuyor.

Önce hurdaya vereyim diye düşündüm, sonra da aklıma yedek parça olarak satmak geldi, belki de yaptırıp kullanmaya devam etmeliyim.

Tamir ettirmenin astarı yüzünden pahalıya gelecekse elbette yeni bir buzdolabı alacağım, yedek parçalar bana maddi destek sağlar mı emin olamadım.

Fikri olanlardan yardım bekliyorum.

Duyuru dışı iletişim için; the.she.ronin et gmail

 
belki gazı bitmiştir gaz bastırmayı deneyin


  • basond  (15.08.21 20:28:02) 
Buzdolabi dedigin en az 30 sene calisir, bozulacak parcasi yok ki 1 tane kompresorden olusuyor.

Tamirci halleder
  • divit  (15.08.21 20:29:41) 
Çalışırken pancar motoru gibi ses çıkarmıyorsa gazı bitmiştir. Gaz bastır kullanmaya devam.


  • sumuklurakun  (15.08.21 20:49:20) 
elektrik kesintisi sonrası olduysa kompresör kendini korumaya da almış olabilir. usta çağırın güvenilir birisi olsun halledecektir.


  • daktilosunu satan yazar  (16.08.21 08:56:25) 
ya gazi bitmistir, ya kompresor gitmistir ya da elektronik karti var o gidiktir. Ses yapmiyorsa buyuk ihtimal kompresor saglamdir. Buzdolabinin degerine bagli, ucuz birseyse gaz basmak icin deger, diger parcalari degistirmek icin degmez. Pahali ise parca degistirmeye deger.


  • cooperr  (16.08.21 09:14:31) 
[]

Bu işverene ne tür dava açılır, nasıl hareket edilir?

1. İşveren maaşı elden veriyor, sonrasında büyük kısmını ödemiyor, bugün/yarın oyalıyor,
2. İşveren SGK’ya maaşın altında bildirim yapıyor,
3. Finalde de işveren çalışanı istifa etmiş göstererek bilgisi dışında işten çıkartıyor. Şimdi çalışan işsizlik maaşını alamıyor.

Soru başlıkta. Şimdiden teşekkürler. Duyuru dışı iletişim için thesheronin et gmail

 
Çıkış yapıldıktan sonra süreç nasıl ilerliyor tam bilmiyorum ama sgk'nın bu gibi durumlarda işverenin ümüğünü sıktığını biliyorum.

Yapılacak ilk iş bir avukat tutmak. İhtar çekmek, sgk'ya eksik bildirimden şikayette bulunmak, işe iade davası açmak, arabulucuya gitmek şeklinde devam edecektir bu. Dava biraz uzun sürer ama mutlaka işçinin lehine sonuçlanır.
  • IncredibleMau  (07.08.21 01:06:41) 
[]

Golden'ların üşüme noktası nedir?

İstanbul için konuşalım. Denize 500 metre kadar mesafede, yaklaşık 150 metre rakımda oturuyorum.

Çevre evlerdeki köpeklere bakıyorum sürekli bahçedeler ama Golden değiller. Biliyorum Golden'lar kış şartlarına uygun köpekler ama hangi noktada üşür, bunu öğrenmek istiyorum. Detaylar şöyle;

Evet bahçenin önünde baktığım 9 sokak köpeği var ama onlar hep sokaktaydı. Benim çocuk,kış bebeği ancak 2 aylıktan itibaren sürekli yerden ısıtmalı evde yaşadı. Gece birlikte uyuyoruz. Şu an 14 aylık.

Deniz kenarına indiğimizde ben koşarken o da denize giriyor. Zaman zaman çıkmak bilmediğinde denize girip onu çıkarmak zorunda kaldığım çok oldu. Geri kalan tüm zamanda kah bahçede kah evin içinde vakit geçiriyor. Uykusu gelirse verandadaki koltuklarda uyuyor. Zaman zaman taşta yattığını görüyorum. Gece bazen dışarıda vakit geçirmek istiyor. Dün gece hissedilen sıcaklık 3 dereceydi, telefona göre. Bugün 5 derece. Hırkayla bahçede 5 dakikadan fazla dursam üşüyorum.

Şimdiden teşekkür ederim.

 
Yanlış hatırlamıyorsam, buz tutan göle bile dalıp balık avlayan bir türdü Goldenlar.


  • John Bloor  (17.01.20 17:38:37) 
@John Bloor, yabancı makalelerde "sadece buz tutma derecesinde içeri alın" yazıyor. Ama benim bu sorudaki niyetim duruma ve lokasyona göre değerlendirmek.

Yani ben onu sıcağa çok alıştırıp, kuş tüylerinde fazla sarıp sarmalamış olsam da o yine gece saat 02:00'de üşümeden bahçede durabilir mi?
  • the she ronin  (17.01.20 17:51:27) 
onlar zaten kus kopegi gole dusen kuslari alip getirsin diye turetilmis postu su tutmaz ayaklari perdeli vs vs.
yattigi yer kuru olsun yeter bir sey olmaz. tavsiyem ise eve hayvaninizi pek alistirmayin.

  • turbo sadık  (17.01.20 18:58:06) 
@turbo sadik, Soğuk köpeği olduğunu biliyorum. Benim sorunum mevcut durumu değerlendirmek. Neticede bu hayvan sürekli sıcak, üstelik de yerlerin sıcak olduğu bir evde büyüdü. Ilk defa bu ay bu kadar geceye bırakmaya başladım.

Bu şey gibi örneğin; Antalya'dan dışarı çıkmamış bir kişinin Ankara'ya kış aylarında gelişi ve büyük olasılıkla üşütmesi gibi...

Acaba köpeklerde de aynı etki oluyor mudur...
  • the she ronin  (18.01.20 22:06:21) 
[]

Anoreksiya böyle mi başlar?

Çok uzun süredir iyice iştahsızım. Dün özellikle açken 5M Migros’a girdim, amaç; canımın bir şeyler çekmesi... Sonuç; en zahmetsiz abur cubur reyonundan dahi içim kalkarak çıkmam... Her ne olursa olsun, herhangi bir yiyeceğe baktığımda içim kalkıyor. Asla kusmuyorum. Blumik olmak gibi bir korkum yok.

Dördüncü seneye girerken ketojenik OMAD besleniyorum. İş ve aktivite programım yoğun. Günlük maksimum 500 kalori alabiliyorum, o da kendimi çok zorlarsam... Günlük karbonhidrat alımım %5’i geçmiyor. Son zamanlarda her ne kadar düşük karbonhidratlı beslenmeye geçmeye çalışsam da içim kaldırmıyor. Tek karbonhidrat açısından zengin 200 ml kadar bir süt tüketiyordum, o bile artık içimi kaldırıyor. Sadece karbonhidratlı yiyecekleri değil, protein zengini besinleri ve hatta yeşillikleri dahi midem almıyor.

İşin kötüsü açlık hissetmiyorum. “Buna tek öğün sebep oldu” desem, neredeyse 4 sene olacak, şimdiye kadar olmadı da şimdi mi oldu? Sağlıksız da hissetmiyorum. Yorgun da değilim. Aksine gayet hareketliyim.

Bu konuda fikri olan var mı?
Teşekkürler...

 
anoreksiya psikolojik bir bozukluk, seni yemek yemeden alıkoyan düşünceler üzerine yoğunlaşır ve bunların seni nasıl etkilediğinin üzerine düşünürsen anlarsın diye düşünüyorum. midem almıyor yeterli bir açıklama değil, neden almıyor olabilir. kilo almakla ilgili mi endişelerin var, yemekleri pis mi buluyorsun, ketonejik omad seni fazla mı kısıtlıyor, yemek yedikçe kendini suçlu mu hissediyorsun; gibi gibi sorular sor kendine. cevaba ulaşamıyor isen profesyonel destek alabilirsin.


  • Bruce  (04.01.20 15:12:44 ~ 15:12:55) 
@Bruce, @Coyote; bu soruları kendime çok defa sordum. Sonuca ulaşamadım.

167 cm/53 kg ve yaş 40. Vücut yağ oranım %21. Haftanın 6 günü her sabah 1 saat yoga flow, bu 6 günün 3 günü 1 saat pilates, diğer 3 günü de 12 km yürüyüşüm var. Bunun dışında gün içerisinde de aktifim. Kilo alma korkumdan ziyade kilo verme korkum var.

Diyet değil de bir beslenme düzeni olarak başlamıştım ve evet, ketojenik OMAD aşırı kısıtlayıcı ama artık kısıt istemesem de yiyemiyorum. Evvelce güzel bir avokado sosuyla 200 gramlık somon yerdim ve bu beni mutlu ederdi. Bugün bir avuç fındık ve bir adet muzu ite kaka yedim. O da bir şey yemek zorunda hissettiğim için... Şu an yazarken bile içim kalkıyor.

Bu durumda sanırım en doğrusu profesyonel destek olacak... :(
  • the she ronin  (04.01.20 15:47:36) 
500 kalori alıyor olamazsın. bahsettiğin boy,kilo,yaş ile bazal metabolizmanın yaktığı kalori bile bundan çok daha fazla.

167-53kg ve %21 yağ gayet normal değerler. hatta yağ değerlerin az sayılmaz. o bünye ile 500 kalori alıyor olsan ayda yaklaşık 3 kilo kaybederdin. birde üstüne haftada 3 defa 1 saat pilates diyorsun mümkün değil çok ciddi bir hesap hatan var.
  • orpheus  (05.01.20 05:47:29 ~ 05:50:01) 
500 kalori çok az, bu kadar kaloriyle çok kilo kaybederdiniz (yağ değil kas erimesi hatta) çevrenizden tepki alırdınız, regl düzensizlikleri ya da regl olmama gibi bir durum başlardı, fiziksel belirtiler olurdu, belki oluyor ve gözardı ediyorsunuz ama kilonuz da normal gibi, belki de hesapta bir yanlışlık var.

Belki başındasınız ve zamanla bu söylediklerim olacak. Anoreksiya değilse de sağlıksız bir durum olduğu ortada. Geç olmadan destek almanızda fayda var.
  • hair freak  (05.01.20 10:08:10) 
@orpheus, @hair freak,

Bundan 2 ay kadar önce bir akşam şekerimin aşırı düştüğü, elimin ayağımın titrediğiyle alakalı bir soru başlığı açmıştım.

Kilo sorunum olmadığı için tartıya da ihtiyaç duymuyorum, doğal olarak. Birkaç sohbet/diyalog sonrası ertesi gün tartıya çıktığımda mevcut kilomdan 3,5 kilo verdigimi gördüm. Ne ara verdiğimi anlayamadım. Issız bir yerde yabani bir yaşam sürdüğümden durumumu fark edecek kimse de yok. Araştırdım, günlük 200 mg Lustral'in şekerimi o denli düşürdüğünü okudum. Son iki aydır da 5 kilo kaybettim, bu arada da aldım tabii. Direndim. Yani 70 kilolardan düşüş yok bu hikâyede. Sürekli 51-57 arası bir oynama var. Lustral'i 75 mg'a dahi çıkarsam şekerim düşüyor şu an. O nedenle 50 mg'a indim.

O günden sonra bir aralık karbonhidrata yüklenmek istedim. Fakat bu defa da "steatore" başladı. 1 günde 1,5 kilo verdim. Sonra yeniden %5 karbonhidratıma geri döndüm.

Bu soru başlığını açtığım gün banyodan sonra aynada kendime baktım çünkü öncesinde giydiğim bir taytın bollaştığını fark ettim. Aynada kaburgalarımın üniversite zamanındaki gibi sayıldığını fark ettim. Bu zamana kadar hiç önemsememişim bu durumu, onu gördüm ve korktum.

Geçtiğimiz hafta oldukça çok destek mesajı ve tavsiye de aldım. Başa çıkamadığım bir durum var belli ki. Mutlaka profesyonel destek alacağım.

Tekrar teşekkür ederim.
  • the she ronin  (15.01.20 13:41:26) 
Son yazdıklarınızı yeni gördüm. Önce bir doktora gitmeniz faydalı olabilir. Bu şeker düşmesi, steatore vs için, kan değerlerinize baktırmanız faydalı olabilir. Duruma göre fiziksel mi psikolojik mi bir sorun söz konusu onu saptarsınız.


  • hair freak  (07.02.20 17:04:18) 
[]

Ketojenik OMAD beslenme tarzıyla ilgili bir soru...

Önce soru (detaylar aşağıda);

Bu öğle saatlerindeki süt/oat meal alışkanlığımdan vaz mı geçmeliyim yoksa bana mutluluk veren bu alışkanlığı sürdürmeli miyim?

.

Kilo sorunum yok. Daha önceden ketojenik besleniyordum zaten ancak son 3 senedir OMAD şeklinde devam ediyorum.

Öğünümü en geç 16:00'da tüketmiş oluyorum. 16:00'dan sonra belki maden suyu veya bitkisel çay içiyorum. Fakat;

Sabah 06:00 gibi uyanmış (alışkanlık) olduğumdan gün benim için erken başlıyor. Saat 09:30'a kadar bir bardak su, ardından bir maden suyu ve (elbette) şekersiz triple türk kahvesi içerek vakit geçiyorum.

Asıl sorum şurada başlıyor. Acıktığım için değil ama beni mutlu ettiği için, saat 11:30-12:00 civarı 200 ml süt ısıtıp, filtre kahveyle içiyorum. Ya da nadiren yine 200 ml'ye denk gelecek belki 1 kaşık yulafla hazırlanmış, yoğurtlu, içine minik bir mevsim mevyesi karıştırdığım oat meal yiyorum.

Biliyorum ketojenik beslenirken bu kadar süt içmek uygun değil ama gün içerisinde neredeyse başka hiçbir şeyden karbonhidrat almadığım için bunu es geçiyorum. Oat meal yersem de OMAD'a uygun beslenmiyor oluyorum.

Peki sizce?

 
Aldığın toplam kaloriyi hesaplayıp %5'i kadar karbonhidratın kaç grama denk geldiğini bul sonra da aldığın günlük karbonhidratı hesapla, alman gereken sınırlar içindeysen sorun yok demektir. Fakat en önemlisi ve en atlanan detay, alman gereken %75'lik yağı alıyor musun almıyor musun, yaptığın diyeti ketojenikle low carb'dan ayıran detay bu. Bu miktarda yağ alabiliyorsun anlattığın miktardaki karbonhidrat çok sıkıntı yaratmaz fakat yine de matematiğini dikkatli yapman lazım.


  • angelus  (20.11.19 11:32:39) 
yulaf ve berry disinda meyvelerde ketojenik degil? hatta ilk baslarda yogurtta ketojenik degil.

bence siz ketojenik degilde low carb besleniyorum deseniz daha iyi olur.

omad yapiyorsaniz kalori iceren hic bir sey tuketmememiz lazim.

sabahtan ogune kadar kalorisiz sivi, ogun ve kapanis. yatana kadar gene kalorisiz sivi.

sizin soylediginiz beslenme duzeni if+low carb oluyor.
  • cairo  (20.11.19 11:34:25) 
[]

Mandalina ile ne yapılır, tavsiyesi olan?

Bahçemde 2 tane mandalina ağacım var ve hasat zamanı da geldi. İnternetten biraz baktım ama belki buradan farklı bir tavsiyeyle gelen olur umuduyla yazıyorum.

- bir kısmını dilimleyip, kışlık çaylar için kurutacağım,
- bir kısmı ile likör yapacağım,
- bir kısmı ile reçel yapacağım,

Mandalina buzluğa atılır mı mesela? Başka ne yapmalı?

 
bana gönder ben de likör yapayım :(
www.taste.com.au

  • kablelvuku  (18.10.19 10:31:18) 
Buzluğa atılmaz. içinde su olduğu için su kısmı donar tadı gider.
Reçel yap bol bol. Bozulmadan taze halde koruyabilirsin.

yazın sade dondurmanın üstüne de dökebilirsin mesela.
  • kitik  (18.10.19 10:38:36) 
mandalina suyundan şarap yapabilirsin. ben bayılıyorum.

az çok şöyle fermantasyonaski.blogspot.com
  • babilbaligi  (18.10.19 11:06:12) 
marmelati guzel oluyor.


  • turbo sadık  (18.10.19 11:16:54) 
dilimleyip fırında kurutabilirsin. kışın abur cubur niyetine yersin.


  • sir gawain  (18.10.19 11:29:46) 
komuslarina ver tadimlik, goz hakki

bir kismiyla marmelat yap tarifi vardir youtube'da
  • exlibris  (18.10.19 11:31:37) 
mandalina suyu


  • insan opusen hayvandir  (18.10.19 11:51:07) 
Kabuğunu ayrıca reçel yapmak çok iyi fikir olabilir. Ya da bütün işin bittiğinde biriktirdiğin tüm kabuğu soğuk press'e yollayıp yağ elde edebilirsin. Kıymetlidir.


  • Etanglement  (18.10.19 12:24:29) 
- @kablelvuku, ne demek, aramızda 1-2 kg mandalinanın lafı olmaz, adresini yaz göndereyim:) Link için teşekkürler.

- @kitik, dondurma üzeri kulağa harika geliyor. Teşekkür ederim.

- @babilbaligi, bir ay önce üzümlerimle deneylememiştim şarap yapmayı ama bu hiç aklıma gelmemişti. Umarım yüzüme gözüme bulaştırmam. Teşekkür ederim.

- @turbo sadık, teşekkürler, mutlaka deneyeceğim.

- @sir gawain, bu abur cubur fikrine bayıldım. Mutlaka yapacağım. Teşekkür ederim.

- @exlibris, varolan tek komşuma da 2 kg kadar olanlarından verdim. Bakıyorum, bazen arabayla gelip geçenler de dışarı sarkan dallardan topluyorlar ama ben tek başımayım ve yine de kilolarca mandalinam var :| Marmelat mutlaka deneyeceğim. Teşekkür ederim.

- @insan opusen hayvandir, tabii yaparım. Teşekkürler.

- @Etanglement, soğuk press harika fikirmiş, derhal araştırıp, yapacağım bunu. Kabukları mutlaka ayrıca değerlendireceğim. Teşekkür ederim.
  • the she ronin  (18.10.19 19:33:18) 
[]

Kenelerden kurtulamıyorum, çok çaresizim, çıldırmak üzereyim.

Büyük bahçeli bir evde oturuyorum. Uzatmadan sorayım, dileyen okusun; nasıl kurtulurum, bana gelirler mi? Saçıma yerleşme ihtimalleri var mı? "Kıyamıyorum" falan demeyip saçlarımı kazıtmayı düşünüyorum.

Bahçe bir defa evle birlikte 3 ay önce profesyonel ilaçlandı fakat çevredeki arazilerin başıboş. Bir Golden'ım, iki de kedim var. Golden bütün gün dışarıda, canı isterse içeride takılıyor. Bebekliğinden beri benimle uyumaya alışık. Üçünün de parazitlerini düzenli olarak yaptırıyorum. Veteriner hekim geldiğinde, "sizin bu pire, kene olayından kurtulmanızın tek şartı bu bahçede tavuk beslemek" dedi.

Buraya kadar tamam.

Üçüyle birlikte uyuduğum, oturduğum yerlerde sürekli bebek keneler bulmaya başladım. Köpeğimin üzerinden döküldüklerini gözlemledim. Düzenli tarıyorum, büyük kene yok.

Bu bebek keneler her yerde. Çıldırmak üzereyim.

 
half life 1 senaryosu gibi hayatın var.

i2.wp.com

bu işin de elbet formülü vardır, kene türü şeyler kireçten nefret eder mesela, sen bahçeyi ilaçlatıp çepe çevre kireç serpsen kene falan gelmez girmez içeri.

kene bahçene 2 şekilde gelebilir, kedi köpek üstünde ve yürüyerek, kenenin kanatları yok, zıpladığını da görmedim hiç ama belki zıplıyodur.

dışardan içeri girişi engelledin, içerdekileri de sen ilaçla, ilaçlatmak 100 200 tutacaksa, 1 sefer ilaç alsan, sulandır sulandır belki aynı paraya 20 defa ilaçlama yaparsın. tabi güvenlik önlemlerini alarak.

kedi köpek için dış parazit damlası haricinde pudra gibi toz haşere kovucular var veterinerde satılan, kedinin köpeğin yatağının altına serpiyorsun, kedi köpek üzerinde bit pire kene varsa kaçıp gidiyor.
  • hem şişko hem deli  (05.10.19 09:43:46 ~ 09:46:35) 
Kükürt belki çözüm olur. Biz köyde falan genelde akrep vs için evin çevresine kükürt dökeriz. Ama büyük bahçeli evin varsa zaten kesin tavuk besle. İnanılmaz keyif verir, yumurta verir ve akrepmis, yılanmis, ciyanmis dusunmezsin.

Bütün yörükler dağda tavuk besler, hem temizler hem protein.
  • westblack  (05.10.19 09:54:37) 
Bulabilirseniz bahçede sülün ya da keklik besleyin.

Edit: Kedi olduğunu unuttum. Başka çaresi yok.
  • komando kani var bende  (05.10.19 10:24:50 ~ 10:25:17) 
@hem şişko hem deli, büyük bir olasılıkla bahçeye atlayan kedi, köpek bırakıyor. Kene zıplamıyor ama yürüyerek girmesi çok muhtemel. Rüzgâr da savurabilir. Köpeğime üzülüyorum, yatak odama alamadığım için sürekli ağlayıp, hmpff'layıp uyuyakalıyor. Şu toz kovucuyu da hemen araştırıyorum. Teşekkür ederim.

@westblack, keçi kılından urgan bile düşündüm. Güney ve Doğu Anadolu'da çok görmüştüm. Tavuklardan nefret ediyorum, bana çok pis geliyorlar ama sanırım en pratik ve kesin çözüm de o. Bir de bahçeye cane corso gelecek o tavuklara ne yapar bilemiyorum, artık ona da bir çözümler düşüneceğim. Teşekkür ederim.
  • the she ronin  (05.10.19 10:25:01) 
@komando kani var bende, evet keklik edinebilirim tabii. Artık onları kedilerden ve köpeklerden ayrı tutup, korumanın bir yöntemini de geliştireceğim, mecburen. Teşekkür ederim.


  • the she ronin  (05.10.19 10:27:31) 
10-15 tavuk alin. koy tavugu. bahceye salin. onlar halleder.


  • Leonardo~Da~Vinci  (05.10.19 10:42:49 ~ 10:43:22) 
bu toz kovucuyu tüy diplerine uygulayıp masaj yapınca da çok işe yarıyor. şimdi bi sürü markası modeli vardır, bizimki hem yattığı yere serpiliyordu hem tüy aralarına, hoş da bir kokusu vardı bebek pudrası gibi.

bu sefer köpeğe kediye de haşere gelmez, gelen de atlar gider.
  • hem şişko hem deli  (05.10.19 10:51:47 ~ 10:52:21) 
Başlığı görür görmez tavuk yazmak için açtım, ama zaten yeteri kadar tavuk denilmiş.

Çözümü çok uzaklarda aramaya gerek yok, bahçe varsa tavuk olmalı, hele kedi köpek varsa tavuk kesin olmalı.

Akrep, çekirge, hamam böceği, kene vs ne kadar zararlı varsa karın tokluğuna çalışıyor kızlar daha ne yapsınlar.

Üstüne bir de yumurta yersin organik, öyle çok olmasına gerek yok, 3-4 tane alsan yeter sanırım. Gerçi bahçenin büyüklüğünü bilmiyoruz.
  • John Bloor  (05.10.19 11:17:45) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.