[]

bu şarkının türkçe coverı filan var mıydı?

www.youtube.com

rastgele youtube önerisiyle karşıma çıktı ve melodisi çok tanıdık geldi. bunu türkçe coverlayan biri oldu mu? varsa neydi o şarkı?

aynı adamın başka şarkıları da coverlanmış mesela, ben adını bile ilk kez duydum :D

mesela bu hakan peker'in bir efsane şarkısının orijinali www.youtube.com

ama ela min argis tanıdık gelse de nereden hatırladığımı bulamadım.

 
[]

nasıl olmuş?

imgur.com

salondaki aydınlatmayı tesisattan ayırıp dışarıdan hat çektim. şimdi fiş ile ups'e bağlı :) anlamayıp ne işe yarayacak diyen varsa, elektrik kesildiğinde ışıklar sönmeyecek işte. jeneratör de aldım kısa bir süre önce, ups'in şarjı bitmeden önce jeneratörü devreye almam yeterli.

jeneratör yokken ups'in daha uzun süre yetmesi için tüketimi minimumda tutmaya çalışıyordum o yüzden yapmamıştım bu değişikliği. şimdi 30w tüketimin pek bi önemi kalmadı.

alttan kablo bağlayıp duvardaki anahtarla kontrol edilebilecek şekilde ayarladım, eskisi gibi yine kapatıp açabiliyorum da aydınlatmayı. tek sıkıntı o kablo yüzünden duvara sıfır monte edemedik biraz aralık kalıyor çerçevesi.

daha önce böyle harici aydınlatma ile idare ediyordum i.imgur.com

 
güzel
ev seninse, tavandaki plastik kanal yerine aluminyum boru kanallardan al, özel bi ismi var
ya da siyah plastik kanal al
internet kutusunu da ups e bağla, yeni çelınc
  • lambırcek  (02.02.24 09:56:58) 
@lambır kira. ve çok masrafa girmek istemiyorum. işlevsellik ön planda benim için ^^ maliyet yaratmadan daha iyi görüntü sağlayabilecek olsam ok ama sadece görsellik için masraf anlamsız geliyor biraz :D ki burada biraz kablo karmaşası oldu tamam ama zaten her tarafım kablo dolu. 5+1 ses sistemi+1100w müzik seti bağlı 2 tane ups çift monitör şu bu derken :D totalde bu değişimin yarattığı ek kalabalık 5% filan anca

internet kutusu derken? gpon terminali ve router var işte, fiber internet. fiber kabloyu pcnin yanına kadar çektirdim kurulum yapılırken. internet kurulumundan önce kablo kanallarını filan ayarlamıştım onlar zaten 4-5 yıldır ilk günden beri ups'e bağlı.

bu arada tavandaki o kablo kanalı zaten vardı. bu iş için yeni çekmedim. gölge monitöre düşüyordu diye biraz geriye çekmiştim, bu fotoğrafın perspektifine göre sağa yani.
  • konetsu  (02.02.24 10:09:08 ~ 10:11:09) 
@lambır siyah kanal derken, tavantan aşağı indiği kanal siyah i.imgur.com bu aslında beyazdı da duvarları boyarken bunu da boyamıştım. pc için çektiğim elektrik hattı için vardı bu kanal zaten. onu kullandım aydınlatma için de.


  • konetsu  (02.02.24 10:15:58 ~ 10:21:40) 
tesisattan ayırıp dışarıdan hat çekmek yerine ups'i lambanın buatından direkt olarak labyaya bağlasak olmaz mıydı?


  • kibritsuyu  (02.02.24 13:30:15) 
Ev müstakil öyleyse, gpon terminali -1’de siz de 3. Katta bir dairede oturuyorsanız internet işi sökmez diyecektim. Ama mahallede elektrik gidince fiber her türlü gidiyor, bakır kablo olayı gibi değil.


  • herp  (02.02.24 15:29:38) 
@kibrit jeneratörü tüm eve bağlamıyorum, ev tesisatından tamamen ayrı kullanıyorum.

bu lambayı her türlü tesisattan ayıracaktım yani. buattan yapsaydım bu işlemi dışarıdan buata kablo çekecektim sonuçta ve buat anahtardan daha uzak yani açıkta daha fazla kablo kalacaktı.

ama sonuçta da elde edeceğim tek şey lambanın anahtarına dışarıdan kablo çekmek yerine buata dışarıdan kablo çekmek olacak. onu şuan da yapabilirim kabloyu buata verip buattan anahtarın oraya indirebilirdim. dediğim gibi açıkta daha fazla kablo olur ama.

duvarda da tavanda da o kablo kanalları zaten vardı. lambanın pozisyonunu değiştirmek için tavana, bu duvarda priz olmadığından da pc için duvara kablo kanalı yapmıştım.

görsel olarak en temizi jeneratörü eve bağlamak ama o da ayrı problem. interlock kit veya transfer switch olmadığında backfeeding riski var hata yaparsan. male to male kablo gerekli. "suicide cord" olarak bilinir kendisi :D güvenli değil. bir de her seferinde buzdolabının vs. sigortalarını kapatmak lazım jeneratör küçük olduğundan, tabi bir de boşa benzin yakmamak için. bana en ideal çözüm yaptığım sistem gibi geldi.
  • konetsu  (02.02.24 21:00:58) 
@herp değil? apartmandayım 28 dairelik :D fttb ise dediğin gibi elektrik gidince binanın interneti gider sen routerı aktif tutsan da. ama ftth altyapıda gpon terminal dairende. saha dolabından terminale kadar olan bağlantı pasif fiber. saha dolabında da backup power oluyor. tüm mahallede elektrik gitse de internetim kesilmiyor.


  • konetsu  (02.02.24 21:02:18) 
[]

türkiyede jeneratör kullanımı neden yaygın değil ve garipseniyor?

avrupadan amerikadan daha sık kesinti yaşanıyor, altyapı kötü ve rüzgardan bile kesinti olabiliyor bazen... bu durumda jeneratör kullanımının daha yaygın olması beklenmez miydi türkiye gibi bir ülkede? apartmanlara ortak jeneratör konsa hem daire başı maliyet çok çok büyük olmazdı hem otomatik devreye girecek bir sistem yapılabilirdi mesela. ayrıca çoğu büyük yerleşim yerinde doğalgaz var, doğalgazlı bir jeneratör ile yakıt maliyeti de çok olmazdı.

hadi ortağı geçtim, bireysel olarak da neredeyse kimsede jeneratör yok. onu da geçtim alanlara şaşırılıyor. yeni jeneratör aldım mesela, alacağımı söyleyince annem de garipsedi :D benzinlikten jeneratöre benzin alırken pompacı bile şaşırdı. kampta filan mı kullanacaksın diyor, evde kullanmak için jeneratör almak sanki çok değişik bir olaymış gibi...

sizde veya çevrenizde evinde jeneratörü olan var mı merak ettim? varsa size verilen tepkiler de bu yönde mi? sizde jeneratör yoksa da evde jeneratör kullanmak o kadar garip mi sizce? kapalı alanda çalıştırılamıyor evet egzos dumanı zehirli ama balkon var sonuçta. bugün ilk kez cihazı test etmek için çalıştırdım 4-5 saat kullandım bi sıkıntı olmadı. hatta üst komşuya da sordum sesi rahatsız ediyor mu diye, duymamışlar bile. öyle çevreye çok gürültü yapacak kadar yüksek ses çıkarmıyor bu aletler eğer kabinli inverter bi jeneratörse.

 
Bence kullanmak garip evet. Ve aşırı gereksiz. Yani solunum cihazına bağlı ve her an elektriğe muhtaç değilsen tabi ki.

Elektrik kesintisi dediğin şey 3 4 ayda bir max yarım saat bir saat olan şey. Benzinlikten benzin taşımaya üşenir insan. İki dakika otur evde gelir elektrik.
Ankara’da yaşıyorum en son 8 9 ay önce kesilmişti 15 dakikalık.
  • Gradient_tabanlı_mor  (18.01.24 23:58:32 ~ 23:59:36) 
Jeneratöre ihtiyaç duyuracak kadar uzun bir kesinti hatırlamıyorum. Maliyet hesabı yapınca bu yüzden gereksiz geliyor olabilir. Çevremde kimsede yok, bahsi de hiç geçmedi açıkçası. Evde kullanmak için jeneratör almak bana ‘değişik’ geldi :)

Hadi plansız bir kesinti oldu diyelim, 5 saat. Buzdolabı hala soğuk kalır, ev de soğumaz 5 saatte, evin içinde ışık lazım desek her evde birçok akıllı telefon var (flaş), cep telefonu varsa çok yüksek ihtimalle birden fazla powerbank vardır, şarj ve iletişim/internet/eğlence sorunu da yok. Ha anormal bir durum olur, 15 saat elektrik gelmez anlarım da, hiç hatırlamıyorum böyle bir durum.

Jeneratörün bulunmasının bir zararı yok elbette ama dediğim gibi, kırk yılda bir ihtiyaç duyma olasılığı için o maliyete, yakıt bulundurmaya, dumana, gürültüye değer mi, bilemedim.

Taşınabilir kocaman güç kaynakları var, o daha basit ve verimli olabilir. Örnek;
www.anker.com
  • orient blue  (19.01.24 00:04:06) 
@gradient kesinti sıklığı bölgeden bölgeye değişiyor ya burada sizin söylediğinizden daha sık yaşanıyor. 3-4 ayda 1 demişsin burada kış dönemi haftada 3-4 kere kesildiği oluyor. kesintiler tamam çok uzun değil 1-1.5 saat kadar ama can sıkıyor bıktırıyor. annemler de aynı şehirde ama farklı mahallede, bende elektrik yok arayıp soruyorum onlarda var. sokakta bakıyorum ön caddede aydınlatmalar gitmiş, arka sokakta var. karşı binaya bakıyorum kesilmiş, yan blokta var. farklı bi trafoya bağlı galiba bizim blok ve aynı bölgedeki diğer bloklardan bile daha sık kesiliyor.

kalkmışım kahvemi yapmışım dizi film keyfi yapacağım hop elektrik gidiyor mesela. veya oyun oynuyorum dereceli maçtayım vs.
bazen planlı kesinti oluyor hop 4-5 saat yapacak hiçbir şey yok.

yakıt taşımaya üşenme kısmı kesinti sıklığıyla ters orantılı. az kesilirse az alman gerekiyor sonuçta :D ha çok kesiliyorsa da ihtiyaç oluyor o zaman yakıt taşıma zahmetine değiyor jeneratör sahibi olmak? ha alternatif olarak ileride yurtdışından kit getirtip doğalgaz veya tüp dönüşümü yapabilirim illaki benzinle çalışacak diye bi şart yok. daha yeni aldım ama benzin olayı çok can sıkarsa seçenek var.

@orient kesintisiz güç kaynağı var bende de 2 tane. ama yetmiyor sistemin güç tüketimi yüksek olunca. 7900xtx'li sistem. 2 tane monitor vs. laptop kullanmıyorum ki :D telefonla filan da oyalanamam. küçük ekranda içerik tüketmeyi hiç sevemedim. sadece bilgisayarda izliyorum izlediğimi. sadece büyük ekran da değil tabi mesele, ses kalitesi de bi o kadar önemli.


ben üniversitede 4 yıl otelde kaldım orada alıştım biraz sanırım :D eve geçtiğimden beri özlüyordum elektrik kesintisi yaşamamayı. jeneratör vardı otelde :) hiç kesinti yaşamadığın ortamdan çevredeki diğer bloklardan bile sık kesinti yaşanan bir yere geçince ekstra etkiledi galiba.

maliyet dediğin $400 filan bi alet. yakıt taşımak dediğin birkaç ayda bir yapabileceğin iş(benzin birkaç ay sonra bayatladığından yıllık filan depolayamıyorsun) ama dönüştürürsen gazla çalıştırırsan o sıkıntı da yok. dumanı sesi balkonda kalıyor içeride sıkıntı olmuyor.

jeneratörü çalıştırdığım balkona bitişik salonda jeneratörün sesini neredeyse hiç duyamıyorum. pcnin sesini tamamen kapatıp odaklanırsam duyuluyor biraz.
  • konetsu  (19.01.24 00:13:10 ~ 00:20:26) 
Bildim bileli babamin evinde jenerator var. Is yerinde de hem jenerator hem de batarya sistemi var. Bence olmamasi anormal, Turkiye'de yasasam eve hem batarya hem jenerator takardim, bataryayi da ekstradan gunes enerjisine de baglardim.


  • sertac akin  (19.01.24 00:20:32 ~ 00:20:50) 
Apartmanda bireysel jeneratör fikri garip geliyor, müstakil ev olsa daha normal gelir bence. Apartmana ortak jeneratör takılsa, tüm apartmana yeten baya büyük bişeydir herhalde. Ben bireysel olarak UPS aldım o bence şart, o bile çoğu kişinin kullanmadığı bir şey.

Mesela bir ara İstanbul'da gece 2-3 gibi hep elektrik gidiyordu, en fazla yarım saat bi saat gidiyordu ama UPS beni o sırada kurtarıyordu.

7900xtx ne kadar tüketiyor bilmem ama elektrik gittiğinde ekran kartına yüklenecek iş yapmak lüks bence :D Ha tam iş yaparken render alırken elektrik giderse yetmeyebilir tabii. Ama 1KVA'lık UPS bile i7 8700k ve gtx1080'li sistemi 40-50dk idare ediyordu. (tek 27" ekran, ama zaten led IPS'ler o kadar tüketmiyor)
  • nhk ni youkosu  (19.01.24 00:37:20 ~ 00:37:46) 
@nhk 2000va ups sadece kasa için 850va ups de diğer ekipman için. yükte değilken kısa kesintilerde iş görüyor ama oyunda yakalanırsan gg :D şuanki halinde ama atıyorum lol filan oynuyorum, öldüğümde respawn olana kadar gidip jeneratörü çalıştırıp dönebilirim.

ben mi zamanın ötesindeyim acaba? 2006 yılında başlamıştım ups kullanmaya o zaman ups de neredeyse kimsede yoktu garipseniyordu şimdi o biraz normalleşmeye başladı.

klasik open frame jeneratörler evet çok sesliler hele 2 zamanlı motoru olanlar... ama kabinli inverterler bence apartmanda bireysel kullanıma uygun. dediğim gibi bitişik duvarlı salonda neredeyse hiç duymuyorum, üst komşu da hiç duymamış... mutfak balkonunda jeneratör çalışırken mutfakta telefon görüşmesi yapıyorum karşı tarafa sesi gitmiyor mesela arada sadece bi pvc kapı var. ha mutfakta kendim duyabiliyorum tabi ama sesimi bastıracak kadar değil.

@aman çok büyük bişey değil yer kaplıyor denmez ya. 3+1 evde tek yaşıyorum bir de yer problemim yok benim :P ama gerçekten küçük bence
alet bu i.imgur.com çanta tipi

ilk deneme için 4-5 saat çalıştırırken yarım depodan az yaktı. yani 10 saat gideri var. bidonda ekstra benzin varsa biraz soğumasını beklerken upsden idare edip tekrar benzin doldurup devam da edebilirsin. ama tek seferde 10 saat üzeri kesinti zaten düşük ihtimal. her kesintiye yeter gibi deposu
  • konetsu  (19.01.24 00:43:17 ~ 00:49:33) 
Bizim burada benim hatırladığım 5 yılda yani evet bir defa kesilmişti uzun. 4 saat felan sürmüştü Sinir olmuştum internet bağlantısı felan sorun olmuştu. Evet yani alınabilir.


  • Tina  (19.01.24 00:56:02) 
eskiden sık sık kesinti olurdu ama son yıllarda ayda yılda bir oluyor. olan da uzun süreli olmuyor. yani şehir merkezinde, apartmanda yaşayan biri için gereksiz buluyorum bende. üstelik elektriğe bağlı bir cihazın sürekli açık kalmasını gerektirir bir faaliyet de yok evde.


  • paintov  (19.01.24 01:00:40) 
Kuzey Amerikada'yim evde dizel jenerator var. Burda iklim sert, kislar uzun, kar firtinalarinin ardi arkasi kesilmiyor, ruzgar hizi 100-140 km/h ye ciktiginda zaten eksilerdeki soguk hava iki kat daha soguyor . Elektrik agi kirilgan, kirilan agac dallari, freezing rain(yuzeye carptiginda donan yagmur) vs. insanlari basinin caresine bakmaya zorluyor.

Evlerde tipki turkiyedeki supermarketlerdeki gigi derin dondurucularimiz var. Ici et dolu. Uzun sureli elektrik kesintilerinde kayip binlerce dolari rahatlikla bulabiliyor.

Evlerde yalitim iyi olsa da hava sicakligi birden -40'lara duserse su borulari donuyor. Boru patladiginda olusacak masraf duruma gore on binlerce dolar maliyete sebep olabiliyor. Ayrica yine asiri yagislarda bodrum katlarindaki sump pump dedigimiz su pompalarinin da calismasi hayati derecede onemli olabiliyor.

Benim evdeki jeneratorun markasi genesis 4-5 yil once $15000 civarina satin almistim. Gurultulu calisiyor.

Turkiye'nin buyuk bolumunde yukarida yazdigim gibi riskler yok. Dolayisi ile jeneratore gerek de yok. Ayrica sizin aldiginiz kucuk jenerator birkac seyi ayni anda calistirabilir fakat 50 daireli bir binaniz olsun, bu bina icin gerekli jenerator muhtemelen bir mustakil ev kadar yer yaplar. Asiri derecede $$ dizel harcar ve kirlilige sebep olur.
  • thetruenorthstrongandfree  (19.01.24 03:14:55) 
bazı yorumlar daha çok "olmasa da olur" modunda gibi algıladım ama asıl soru saçma/garip mi?

mesela thetruenorthstrongandfree 15k usd vermiş kendi ihtiyaçları için ve onun için mantıklı. benim daha az ihtiyacım var ve "olmasa da olur" denebilir belki. ama benim verdiğim para $400
yani 3%'ünden bile az bir masraf etmişim. bana sağlayacağı yarar thetruenorthstrongandfree'ye sağlayacağı yararın 3%'ü bile değil mi? imkan varsa kenarda durması ihtiyaç olmasa bile insanın kafasını rahatlatır yani.

"olmasa da olur" olduğunu biliyorum yıllardır bende de yoktu ve jeneratörsüz yaşadım sonuçta da $400 çok büyük bi para mı? genelde maliyete odaklanılmış. ses desen dediğim gibi ne beni ne komşuları rahatsız edecek seviyede değil. küçük sadece bilgisayarı ve aydınlatmayı çalıştıracak bi cihaz. yer de kaplamıyor çanta tipi taşınabilir bi model.

ha dolaptaki et meselesine gelirsek de carnivore diet uygulayan biriyim ve dolabımda her zaman bol bol et bulunur. dolabın yalıtımının yetmeyeceği kadar uzun kesintiler pek sık görülmese de bir kez bile öyle bir kesinti yaşansa zaten jeneratör parasını çıkaracak. o riski elimine etmesi bile verilen paraya değmez mi?
  • konetsu  (19.01.24 03:28:42) 
@konetsu

Sendeki bu sekilde mi? encrypted-tbn0.gstatic.com

Yoksa bu sekilde mi? encrypted-tbn0.gstatic.com
  • thetruenorthstrongandfree  (19.01.24 03:39:18) 
@thetruenorthstrongandfree birkaç cevap önce fotoğrafını atmıştım zaten. çanta tipi 2. fotoğraftaki gibi. 3kva
i.imgur.com

  • konetsu  (19.01.24 03:40:27 ~ 03:40:53) 
@konetsu, onceki cevaplari okumamistim. Ben normal jenerator sandim. Biz buna inverter diyoruz. Bunlar dedigin gibi sessiz calisiyor. Bu inverterlerden temiz elektrik aliniyor. Yani elektronik aletlerini bozacak sekilde ani voltaj dalgalanmalari olmuyor. Kamp icin, kesinti icin faydali olabilir ayrica kucuk olmasi da iyi ama 80 saatte bir yag degisimi, buji degisimi falan gerekebilir. Karburatorun de temizlenmesi gerek... Gule gule kulannin.


  • thetruenorthstrongandfree  (19.01.24 04:01:56) 
"inverter generator" deniyor da sadece "inverter" denmez o ayrı bişey. bu jeneratörlerde önce üretilen ac elektrik dc'ye sonra o dc tekrar ac'ye çevriliyor işte. inverter sistemi bu dc'den ac'ye dönüşümü yapan kısım sadece. güneş panelli sistemlerde vs. mesela aküye enerji depolarsın, o aküdeki dc akımı ac'ye çeviren sistem de inverter.

dediğim gibi temel olarak da bilgisayar için kullanma amacıyla aldım. ama öyle çoook uzun kesinti olursa buzdolabını da bağlarım yani etler bozulmasın diye.

cevapları geçtim duyurunun sonunda bile belirttim inverter olduğunu :D

"öyle çevreye çok gürültü yapacak kadar yüksek ses çıkarmıyor bu aletler eğer kabinli inverter bi jeneratörse" diye


ethanollü benzin karbüratörün düşmanı ama türkiyede etanolsüz benzin yok. ben de bu durumda önerildiği gibi motoru direkt durdurmak yerine benzini kesip motorun kendi kendine durmasını sağlayarak kullanacağım. yani karbüratörde benzin kalmayacak kullanım sonrası.

yağ değişimi de genelde 50-100 saat arası öneriliyor, kaynaktan kaynağa değişiyor. ama genel olarak kesintiler daha kısa kısa olduğundan aralıksız uzun süre çalışmayacak, yağ çok ısınıp ömrünü kısaltmayacaktır. bir de full synthetic yağ kullanıyorum. 100 saatte bir değişim yeter diye düşünüyorum.
  • konetsu  (19.01.24 04:06:36 ~ 04:13:52) 
beylikdüzündeyiz ve jenaratörlü burdaki çoğu ev, geçen hafta 2 tam gün bakım için elektrik kesildi. random günlerde de çokça kesiliyor.

ayrıca şişlide çalışıyorum burada da her hafta en az 1 kere elektrik kesiliyor.

banada jenaratörsüz apartman garip geldi, herkes ev içinden bahsetmiş ama bunun asansörü var 10 katlı binada olan adam ne yapacak daha öncede farklı semtte sitedeydim onda da jeneratör vardı. yaşam şartları ile alakalı sanırım garip gelip gelmemesi.
  • eja  (19.01.24 07:53:06 ~ 07:55:20) 
Garip bulur muyum? Yani sürekli kesiliyorsa anlarım da hayatımda öyle bir yerde ulaşamadığım için garip bulurum.

Buna ek olarak apartmanda full olmaması normal. Üç kuruş aidati ödemiyor insanlar. Kimse bilmem kaç yüz bin liraya 10 katlı apartmana enerji sağlayacak jeneratör alıp bir de onun yakiti tamiriyle uğraşmaz. Bundan ancak bireysel olur.
  • logisticsmanager  (19.01.24 10:02:44) 
Kullanım sıklığıyla çok ilişkili sanırım. Ben jeneratör alsam gerçekten lazım olduğu zaman muhtemelen boş boş durmaktan bir eksik, gedik, arıza çıkarmış olur. Kullanım dışı periyotlarda da onun bakımıyla, yakıtıyla vs uğraşmak istemem sanırım.

Dertsiz başa dert resmen düşününce. :D Ancak hayatı etkileyecek kadar sık ve yoğun kesintiler olsa ve mecburi bir ihtiyaç haline gelse alınır tabi.
  • akhenaten  (19.01.24 11:00:22) 
@akhenaten uzun süre kullanmayınca sıkıntı yaşatabilecek temel problemler benzinin bayatlıyor oluşu ve benzindeki etanolün karbüratöre zarar vermesi. yoksa cihazın kalan kısmında bi sorun olmaz sadece yattığı için. motor yağı da yıllarca dayanabilir kullanılmadığı sürece sanırım. o yüzden önceki cevaplarda da bahsettiğim gibi doğalgaz veya tüp ile çalışacak şekilde dönüşüm yapmak mantıklı olabilir. yurtdışında direkt dual fuel veya tri fuel jeneratörler de var fabrika çıkışlı. bunları al koy kenara istediği kadar yatsın(depoda benzin bırakmadığın sürece) ihtiyacın olunca bağla gazı veya tüpü çalıştır.

ben garanti süresinde dokunmama niyetindeyim şimdilik ama sonrasında doğalgaza çeviririm herhalde. yani şuan bile istesem redneck şekilde doğalgazla çalıştırabilirim ama güvenli olmaz regülatör filan kullanmadan, hiç bulaşmam o işlere :D youtube'da var yapanlar :D

şuan haftada 1 gibi birkaç dk çalıştırmayı planlıyorum. zaten taşınabilir jeneratör olduğundan balkona götürüp bi çalıştırmam birkaç saniyelik iş. birkaç dk çalıştırıp kapatsam haftada 5dk zamanımı alır kesinti olmadığında.

denerken baktım artık kolay çalışmıyor veya çalışsa da motorun tepkisi normal değil, benzin bayatlamaya başlamış vs. benzini boşaltıp yeni benzin alma zamanı derim. bu da 5-6 ayda 1 yaşanabilecek bi olay herhalde. yurtdışında bunun için de kolay bulunan bi çözüm var. sta-bil diye bi ürün benzinin bayatlamasını yavaşlatıyor ama türkiyede o da pek bulunmuyor :D jeneratör kullanımı ülke genelinde yaygın olsa hem dönüşüm kitleri hem bu benzin stabilizatörleri vs. kolayca bulunurdu temel zorlukları çözmek de basit olurdu.

@logisticsmanager otelde kalırken bi kez neredeyse tüm gün elektrik kesilmişti, 20 saatten uzundu sanırım kesinti. o süreçte camdan bakınca dışarısı kapkaranlıkken hayatına aynen devam edebilmek çok güzeldi :D otelin spor salonunu bile kullanabiliyordum bütün şehir karanlıktayken. dediğim gibi belki de beni jeneratör almaya iten sebep 4 yıl boyunca jeneratörlü bir yerde yaşamam sonucu o konfora alışmamdı. ama çok büyük bir lüks veya abartı derecede bir masraf yok gibi. $400 bi yatırım sadece aldığım cihaz. ki bir doğal afet durumunda da jeneratörün ne kadar önemli olabildiğini gördük ülkecek aslında... benim bina sağlam, tünel kalıp vs. ama şehir geneli uzun süreli kesintiler yaşanabilir bir deprem ile. bu tarz ihtimallere karşı da hazırlıklı olmak bence verdiğim paraya değer.
  • konetsu  (19.01.24 20:49:22) 
yine elektrikler kesildi ve şuan jeneratör çalışıyor ^^


  • konetsu  (21.01.24 11:46:52) 
[]

hyundai jeneratörleri nasıl bilirsiniz?

www.hepsiburada.com

şundan alayım diyorum.

inverter jeneratörler daha iyi tabi ama fiyatları da daha yüksek. bende zaten voltaj regülasyonunu halledecek kesintisiz güç kaynağı olduğundan çok gerekli olmaz bu da işimi görür diye düşünüyorum. sistemi direkt jeneratöre bağlamayacağım arada ups olacak. voltaj dalgalanmalarında inputu kesip kesintisiz güç kaynağı devreye girerek bilgisayarı koruyacaktır.
marş motorlular da aynı markada aynı güçte 3000tl+ fiyat farkına sahip o da değmez gibi geldi, bir de onun aküsünü takip et uzun süre kullanılmaz da akü boşalırsa çalıştırama vs.
adını bildiğim seçenekler arasında en uygunu hyundai gibi göründü.


daha önce de iş yerinde aydınlatma ve tvler için şundan kullanmıştık www.hepsiburada.com bi problem yaşatmamıştı. ama taşınırken kaybettik güzelim jeneratörü :D zaten 650w yetmezdi bilgisayar yükteyken.

 
açık tipler gerçekten çok gürültülü 96db diyor. yanında büyük bir iş makinasının çalışmasına denk. hyundai sanırım sadece markasını kullanıyor ve bir yere fason yaptırıyor bu aletleri.

jeneratör konusunda honda ve yamaha hala bir numara. servisi, yedek parçası da daha yaygındır. arada ciddi fiyat farkı yoksa honda tercih ederim.
  • orpheus  (08.01.24 22:24:10) 
@orpheus hem kapalı tip hem inverterlı şu var uygun www.n11.com

honda'da en yakın güce sahip model 3.2kwa ve 75000tl...

iş görür mü bu sence?
  • konetsu  (12.01.24 16:59:45) 
[]

bu pc kaça gider?

gpu: evga gtx 980ti classified
cpu: amd fx 8350
psu: 750w seasonic full modular 80+ bronze
mobo: msi 970 gaming
ram: 24gb 1866mhz ddr3
ssd: 120gb
hdd: 1tb
kasa: zalman z12 plus
soğutucu: hyper 212x
+4 adet kasa fanı.

psuda zamanında ucuza kaçmadığım için ikinci elde satmak zor olacak gibi. bakıyorum şuan sıfır seasonic 750w güç kaynakları 5k civarından başlıyor. hadi onlar 80+ gold buna 4k de, eskiyen de bi parça değil. şimdi satsam ileride ikinci bi kasa toplayacak olsam edeceğim masraf 4-5k sadece psu için haliyle gidip everest rampage psulu sistemler gibi ucuza bırakamam benzer performansa sahip diğer sistemlerden bi 2-2.5k fazla istemem lazım. sıfır ederi 4k desek 3k'dan sayalım.

boş kasalara bakıyorum kullanılabilir kasalar 1k'dan başlıyor. yine eskiyen bi parça değil.

hyper212 veya benzeri soğutucular yine 1-1.5k

fanlara 500tl diyelim

ekran kartı aslında daha fazla eder ama 3k civarına 980ti bulunuyor. bu classified edition en iyilerindendi.

hdd+ssd toplam 1k diyelim.

ramlere 1-1.5k

cpu+mobo 2k desek

12500tl donanımlar fiyatları minimumdan alırsak...

windows 10 pro lisansı var anakarta işli. windows 7'den yükseltilerek alındı korsan değil.

yanında gtav hediye edeceğim bir de...


yanında monitör klavye mouse filan da verip 15k'dan ilan açsam mı mesela?

aldığım fiyatlara bakınca kaça satarsam satayım çok ucuza gitmiş gibi olacak ama teknolojik ürünlerin kaçınılmaz gerçeği işte :/ sadece ekran kartına yaklaşık $850 vermiştim mesela. şimdi tüm sistemi ekran kartına verdiğim paranın yarısına satmayı düşünüyorum neredeyse... şimdi de mesela 7900xtx aldım 35k filan sadece ekran kartı. tek parçayı aldığım fiyata komple sistem satamıyorum :D

 
eskiyi düşünmeyeceksin. Bu pc'yi genç biri alsa oyun bile pek oynayamaz sanki.

Ben gtx1080, 32gb ram, i7 8700k işlemcili (+Noctua fan) pc'mi 9000'e verdim bu yıl. İlanı 12-13'e açmıştım.

980ti'lar geçmişte 850 dolara mı satıldı hatırlamıyorum ama mesela ben amazon abd'den 1080'i 450 dolara getirtmiştim. Tüm pc'ye 1300 dolar civarı bişey vermiştim sanırım. Çeyreğine mi gitti tam hatırlamıyorum 9000 lira işte.
www.eksiduyuru.com

edit: biliyorum kıyamıyorsun, ama yeni pc alacak birinin gözünden bak. Benim pc seninkinden iyiydi hala kurgu da yapıyordum oyun da oynuyordum ama artık elden çıkarmak istiyordum. Yüksek fiyattan koyunca 3-4 ay öyle bekledi sonra düzgün bi teklife sattım gitti. Mesela millet şimdi rtx3060'lı bi pc buluyor işlemcisi ram'i düşük bile olsa 20 bine onu buluyorsa bilmemkaç düşüğüne eski pc almak istemiyor.

edit2: benimkine 9000tl dedim ama seçim öncesi sattım ben. Dolar ile oradan bi endekslemek lazım. Fakat Ocak'ta ilan açıp Mayıs'ta satabildim onu da söyliyim :D
  • nhk ni youkosu  (16.10.23 13:40:57 ~ 13:51:30) 
@nhk $650 liste fiyatıydı. classified edition $700'dü bunlar amerika fiyatları tabi. amazondan aldım kargo ve gümrük masrafı derken $850'yi buldu. ama türkiyede fiyatlar daha da yüksekti. sc gibi alt tier modeller bile daha pahalıydı türkiyede benim bunu amazondan getirttiğim fiyata kıyasla.

980ti ile oynanamayacak oyunlar az ya. tripple a oyunların çoğunu yine bi 60fpsle oynatır ayarları kısarsan. esports için ise fazlasıyla yeterli. en popüler oyunlar bunlar zaten, valorant lol vs. ikisinde de 300-400fpsleri görüyorum. 3060 demişsin evet daha iyi. ama işin içine ray tracing girmeyince öyle 2'ye 3'e filan katlamıyor 980ti'ı bu da. döneminin kralıydı. gtx titan'dan yüksek oyun performansı vardı. yani 9-10k'ya satacağıma kenarda yedek dursun derim. ana sistemimde bir problem olursa yeni parça gelene kadar işimi görür.

fsr yaygınlaştıkça ömrüne ömür de katabilir hala. amd tüm kartlarda kullanılabilir şekilde çıkardığından 980ti da yararlanabiliyor upscaling işinden. çöp olmasına daha çooooook var.

6500xt'li sistemler var mesela 18-20k bandında. 980ti daha güçlü. hala sıfır olarak alabileceğin güncel kartlarla yarışacak güçte. rtx3050'den de çok geri kalmıyor ray tracing'i saymazsan. ama ray tracingi saymanın anlamı yok zaten 3050 ile de oynanabilir seviyede fps alamıyorsun zaten açınca :D

1080'li sistemi o fiyata satmak senin kararın tabi ama dediğim gibi ölü fiyata vereceğime yedek tutmak daha mantıklı kalır. satılsın gitsin diye fiyat kıramam eğer çok ucuza gidecekse.
  • konetsu  (16.10.23 14:08:31 ~ 14:18:59) 
anladım o zaman ilan koyup beklemek mantıklı. Ben minimum 1 yıl yurtdışındayım o sebeple elden çıkardım macbook pro aldım, diğer türlü hala iş görürdü ona katılıyorum. Fakat bizim gibi düzgün pc toplayıp 5-6 yıl kullanan kişiler için ikinci el satış kötü gerçekten. Ya birkaç yılda bir parçaları satıp güncellemek lazım ya da koleksiyoner gibi elde tutmak lazım sanki.


  • nhk ni youkosu  (16.10.23 14:41:55) 
Her parçanın ikinci el değeri aynı oranda düşmüyor. Mesela kasalar çok hızlı düşüyor, ikonik bir model değilse ikinci elde çok bir değeri yok.

Bu nedenle, aynı ya da eş değer parçaların ikinci el değerlerini göz önünde bulundurarak fiyat belirleyin. Parçalara tek tek bakarsanız, siz toplu satacağınızdan dolayı bir miktar daha indirim yapmanız gerekebilir.
  • ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar  (16.10.23 15:19:37) 
[]

kapı kilidi değişimi, hangi kilit uygun?

imgur.com

bakıyorum dış kapı kilitleri genelde 45mm diyor ama burada neyi belirtiyor anlamadım. 45mm kilit dili mi çıkıyor? benim kilit 65mm gibi kapının içinde kalan kısmına bakarsak uzun tarafı da 175-180mm gibi

mesela şu aynı ölçülerde midir? bunlar standart mı oluyor? www.n11.com

bu 40mm www.hepsiburada.com

bu 35mm www.hepsiburada.com

 
45 mm dediği içerisindeki silindirin uzunluğu ( yani kilit göbeği, anahtarı taktığınız mekanizma ) , diğer ölçüleri standart olması gerekiyor.


  • Rao  (09.10.23 21:07:39 ~ 21:09:12) 
mezurayı düzgün tutamamışsın ama seninki 35 mm galiba.
deliğin ortasından metal kısma olan mesafeyi ölç bakalım. 3.5 cm mi 4 cm mi?

  • etna  (09.10.23 22:10:14) 
@tnz +1

kili ölçüleri kilidin aynasından (dışındaki parlak demir) kol deliğinin merkezine kadar olan mesafe ile sınıflandırılır.

35-40-45-50 mm gibi ölçüleri vardır. sizinki ya 35 ya da 40 mm, daha düzgün ölçün lütfen kol deliğinin merkez alarak.
  • John Bloor  (10.10.23 11:29:34) 
35lik aldım geldi taktım. mezurayı düzgün tutmuşum bence niye öyle dediniz anlamadım ama :D gayet net emin oldum 35 olduğuna tekrar çıkarıp ölçmeden verdim siparişi.


  • konetsu  (14.10.23 15:54:33) 
[]

kedi sahiplenmede süreç nasıl işleyecek? çip varsa/çip yoksa...

2 gün önce sokakta bir ankara kedisi buldum. ilk günü bende geçirdi sonra anneme götürdüm. veterinere gidecek birkaç güne kadar ama çipliyse/çipsizse önümüzde nasıl bir süreç bekliyor bizi?

çip varsa mutlaka sahibine geri mi teslim edilecek? bulduğumdaki duyuruda da söylenen beni de endişelendiren temel durum sahiplerinin kediyi istememesi ve ceza yememek için teslim aldıktan sonra yine bırakmaları. çünkü arayabildiğim kadar kayıp ilanı aradım ve bu kediyi arayan kimseye rastlamadım. zaten öyle kaçacak huyda bir hayvan değil, bana sahipleri terk etmiş gibi geldi.

çip yoksa yetişkin kediye çip taktırırken illaki ceza mı ödeniyor artık? biz daha 2 gün önce aldık eve, bizden kaynaklı bir gecikme yok...

bir de aşı durumu ne olacak? çip yoksa aşılı mı aşısız mı bilemeyeceğiz, zaten yapılmış aşılar tekrar yapılırsa sağlık problemi yaratır mı kendisine?

annem ilk günden bağlandı ve ben kontrol edilmesi için veterinere götürmesi konusunda ısrar ediyorum ama o çipliyse ayrılmak zorunda kalabileceğini düşündüğünden yanaşmıyor gibi geldi biraz. bi kere aradı tanıdığı bi veterineri telefonu açmadı ama üstelemedi tekrar aramadı.

kedi de hemen alıştı. daha ilk günden yatağına çıkmış yanına yatmış mesela. evde de yabancı bir ortamda gibi değil sanki yıllardır orada yaşıyormuş gibi rahat, masada koltukta sandalyede filan uzanıp yatıyor yayılıyor :) şöyle bi şapşik kendisi i.imgur.com

ayrıca çipli olup olmadığını veterinere götürmeden kendimiz tespit edebiliyor muyuz bir şekilde?

ben en kısa sürede veterinere götürmesi için baskılıyorum. sonuçta kaçış yok... illaki gidilecek bir gün. geciktirmenin kimseye bi faydası yok.

 
Sorularınızın birçoğuna cevabım yok ama benim gittiğim veteriner 6 aydan büyük kedilere çip takamadıklarını söyledi. Ceza ödeyerek de mümkün değilmiş. Belediyenin takması gerekiyormuş. Hatta orada bulunan bir görevli mesai saati dışında arayın ki ilçe değil il belediyesi baksın demişti.


  • peki madem  (11.08.23 16:15:42 ~ 16:18:46) 
çipli olup eski sahibine ulaşabilirseniz geri kabul etmezlerse veterinerde sahiplik değişimi yapabildiklerini söylemişti veterinerim, sadece karşı tarafın bilgileri olmalı ve kayıtlı telefonuna bir mesaj onayı geliyor ve devir sağlanıyormuş.

parazit için götürün mutlaka veterinere, parazit insana geçebiliyor çocuk sokakta kaldıysa oluşmuş olabilir.
Bazı vetler yapıyor çipsiz işlem ama eninde sonunda tarım ormana gitmeniz gerekecek çip için ordada ceza almıyorlar sokaktan sahiplenilen kediye

ps. çok tatlıymış sıpa
  • eja  (11.08.23 16:39:08) 
çipli olduğunu kendiniz tespit edemezsiniz. sahibi varsa arıyordur kontrol etmek en sağlıklısı. bu hayvan uzun süredir sokakta olamaz.

malesef sokaktan gelen veya 6 aydan büyük kediye çip taktırmak büyük sıkıntı. saçma bir sistem var. kedi çok yaşlı değilse ve tanıdık vet. varsa kediyi 6 aylık olarak işleyip çip takabiliyorlar.

iç-dış paraziti damla olarak alıp kendiniz yapabilirsiniz. bu işlem için çip-kayıt vs gerekmiyor.
  • orpheus  (12.08.23 18:54:34) 
@orpheus 15-20 gündür dışarıdaymış komşulardan duyduğum kadarıyla. ben de kedi sesi duyuyordum ama yan komşudan filan geliyordur diyip çıkıp bakmamıştım hiç. zamanın çoğunu bizim binanın içinde geçirmiş geceleri dışarıda değilmiş yani. bodrumda filan saklanıyordu galiba. ben ilk karşılaştığımda da hemen binaya girip bodruma koşmuştu. yemeyi içmeyi nasıl halletti birileri mi besledi yoksa çöpten mi yedi bu süreçte bir fikrim yok. ama birkaç gün değil birkaç hafta dayanmış. akıllı bayağı zaten :) hem de uslu. kedi taşımalık çanta siparişi verdik vete götürmek için. çanta gelince ziyaret edeceğiz bakalım...


  • konetsu  (12.08.23 19:44:32) 
Sürekli başımıza geliyor. Daha birkaç gün önce çipsiz British aldım sokaktan. 10 gün kadar sahibini aradım. Zaten sahibi arıyor olsaydı illa bana ulaşırdı. Sonra kızdım çipledim hayvanı. Üzerine kısırlaştırdım da.

Sahibi gelip almak isterse cezası var o hayvanın çipsiz olmasının. Ben hayvanı sokaktan aldığım için sorunsuz çipledim. Sahibinin hak iddia etmesini istemedim. O çocuk 8-10 gün sokakta yapamayacak bir can. Bu cana bakamayacak insana teslim/iade etmem.

Şimdi sahiplendirme sürecindeyiz. O süreçte şöyle işliyor. Bulunduğunuz kentin veteriner hekimler birliği/Odası'nın web sitesinde çip devir sözleşmesi var. İndirip karşılıklı imzalıyorsunuz. AVHO sitesinden örnek form: www.avho.org.tr

Kediyi görmek isteyenler de instagram.com/ayrancipatikurtarma
  • one minute  (16.08.23 15:42:03) 
bugün gidildi vete, çip yokmuş.


  • konetsu  (17.08.23 15:48:14) 
[]

bu kedi cins mi?

i.imgur.com

sokak kedisi gibi değil ama dışarıdaydı. binadan birinin de değil sanırım birkaç komşuya sordum tanıyan yok. bizim binanın dışında duruyordu öyle şuan köpekler saldırmasın diye içeri aldım ama kedi bakmayı düşünmüyorum. napılır?


 
Ev kedisi givi duruyor yazık. Hatta tıraş edilmiş olabilir kuyruğun ucundaki tüyler dahq uzun


  • playing star again  (09.08.23 12:57:02) 
bi komşu 2-3 haftadır buralarda dedi ben yeni görüyorum ama bir süredir dışarıdaymış yani. ya kaçtı ya sahibi bıraktı bilemiyorum ama... sahibini bulmak mümkün değil sanırım bu kadar zamandır dışarıdaysa... kuyruğu tıraşlı evet.


  • konetsu  (09.08.23 13:09:49) 
Veterinere götürüp çip kontrolu yapılabilir. Traştan dolayı dışarı kedisi gibi durmuyor. Bence sahiplenin.


  • jazzabel  (09.08.23 13:14:29) 
kuyruk traşı bir iki aylık gibi duruyor belki sahibi çip falan taktırmıştır, üstünde çip varsa veteriner sahibini bulur.


  • Sir Anthony Hopkins  (09.08.23 13:14:57) 
Ankara kedisi diyebiliriz. Evcil ise sahiplenin ya da sahiplendirin. Kolay sahiplenilir. Öncesinde veterinere götürün, belki evden kaçmıştır. Çip varsa görünür.


  • prole  (09.08.23 14:22:29) 
Ankara kedisi. Bizim de var dunyanin en minnos ev arkadasi <3


  • instant crush  (09.08.23 19:22:56) 
bir süredir dışarıda yaşayabildiğini öğrenince başta geri saldım kapıyı açınca kendi çıktı ama sesini duyunca kapıyı açtığımda koşarak geri geldi... bu sefer çıkmak istemiyor gibi. anneme vereceğim ayarlayabilirsem, veteriner tanıdığı da var çip var mı yok mu baktırırız. mama ve kum aldım şimdilik, su ve yastık da koydum. muhtemelen uyuyor sesi çıkmıyor şuan ^^ umarım sabahın köründe veya gece yarısı uyandırmaz :D

binaya girme konusunda çok hevesliydi hemen içeri daldı dış kapıyı açtığımda ama başta bodruma kaçmıştı. sonra bizim kata çıkıp miyavlamaya başladı kapıyı açınca içeri geldi yine kendi isteğiyle. meraklı bir de, kapısını açtığım odaya hemen girmeye çalışıyor ama huyunu bilmediğimden kendi odama almadım şimdilik. herhangi bi agresifliği yok, tısslaması tırmalaması vs. gibi. ilk aldığımda durmadan miyavlıyordu ama mamasını yiyince sesi kesildi karnı açtı herhalde. mutfakta kapı olmadığından bi odaya kapatmak zorunda kaldım şimdilik, devamlı mutfağa giriyor çünkü. her gün et veya tavuk tükettiğimden sinen koku çekiyor sanırım :D bende kalıcı olmayacağından 1-2 gün idare edecek artık. ayarlayabilirsem yarın sabahtan ilk fırsatta götüreceğim annemlere.

umarım çiplidir de sahibi bulunur, herkes için en iyi sonuç bu olur sanırım. ama çip yoksa muhtemelen annem sahiplenir veya isteyen birini bulana kadar geçici olarak bakar enazından. teyzemin de ankara kedisi vardı onu çok sevmişti çünkü.
  • konetsu  (09.08.23 20:22:27) 
ver annene arkadaş olsun. yazık yapamaz dışarıda bu.


  • deranzo1  (09.08.23 20:57:59) 
odadan çıktığım an peşime takılıyor hep ayağımın dibinde :D bi kahve yapana kadar bile bacağıma sarılıp bırakmıyor bi zıplamayla yerden mutfak tezgahına kadar çıkabiliyor vs. kahvemi yaptım odama geçeceğim hop odama koşuyor benle. elimdeki kahve dökülecek diye korktum mecbur içeri girmesine engel olamayıp sonra çıkardım odadan ^^ uyurken ses etmedi ama sesimi duyunca burada olduğumu anlayınca yalnız kalmak istemiyor hep yanımda olmaya çalışıyor gibi ^^ annemi ikna ettim götüreceğim bugün umarım onu da sever böyle. götürene kadar huysuzlanmaz umarım. kutuda götüreceğim mecbur birkaç dk kapalı kalacak. çok uzun sürmesin diye taksiyle gideceğim. bana çok meraklı gibi geldi kahveyi yemek istemiyor ama ne yaptığımı görmeye çalışıyor, bi odanın kapısını açarsam hemen içeri girmeye çalışıyor filan. ama koyduğum yastığı filan parçalamadı saldırmadı tırmalamadı. hareketli ama uysal gibi ^^ yeni bi ortam olduğundan meraklıdır herhalde kalıcı evine gidince birkaç güne sakinleşir


  • konetsu  (10.08.23 06:03:00) 
çok sevindim çok iyi yapmışsınız:)


  • playing star again  (10.08.23 13:50:32) 
annemlere yerleştirdim bugün :) orada daha rahat gibiydi. bende gezebileceği alan kısıtlıydı. tek yaşadığımdan 2 oda depo gibi bi oda da çamaşır kurutmalığının filan olduğu yerdi salon aktif kullandığım odam ve buraya da almıyordum. tabi ben kendim sahiplensem alır alışırdım o ayrı ^^

yani sadece bomboş hiçbir şey olmayan koridor, mutfak ve tuvalet bölgesinde gezebiliyordu. eşya da az olunca oyalanamıyordu. buralarda önüne geçip dışarıyı izleyeceği pencere de yoktu.

şimdi annemlerde odadan odaya geziyor. arada çıkıp masaya yatıyor, arada camdan dışarı bakıyor. öyle her anını ayağımın dibinde geçirmek yerine kendi kendine oyalanabiliyor sıkılmadan. en son evden çıkarken bile bi kafasını kaldırıp baktı ama öyle takip edip benimle çıkmaya çalışmadı.

tabi bunda giderken yolda çok enerji harcamasının da etkisi olabilir. taksideyken kutuda sıkıldı durmadan miyavlayıp çıkmaya çalışıyordu. ama eve varıp çıkardığımızda bi kızgınlığı tribi filan olmadı geldi yine sevdirdi kendini :) küsmedi beni niye kutuya hapsettin diye.

anneme de sevdiriyor kendini ona da alıştı hemen. hiç bu insan yabancı diyip kaçmadı. yolculuk sırasındaki sıkıntısını saymazsak gördüğüm en uysal kedi olabilir. dışarıda kalıp o kadar sıkıntı çektiği halde hiç ürkekliği olmaması şaşırtıcı. birkaç dakikada hemen yıllardır yaşadığı ev gibi rahat rahat uzanıp yatmaya başladı ^^ alışma süreci diye bişey yok bu kedi için resmen.

i.imgur.com
  • konetsu  (10.08.23 18:49:54 ~ 19:57:45) 
Umarım sorunsuz, mutlu devam edersiniz.


  • prole  (12.08.23 08:00:35) 
[]

terziye gitsem mousepadden bilek desteği yapar mı?

istediğim şey basit. 450x400x3mm mousepad var elimde, steelseries qck+ limited edition.
kenarındaki dikişli bölgeyi kesip 4 parçaya bölüp üst üste stack ederek diksek yaklaşık 110x390x12mm ölçülerinde filan bir bilek desteği ortaya çıkar. klavyenin yanında gelen destek fazla yüksek ve yazarken rahat sayılsa da oyun oynarken rahatsız ediyor. ayrıca deri olduğundan terletiyor. sadece klavyeyi aldığım gün denedim bir daha kullanmadım. (razer huntsman v2 analog)

bu mousepad'in yüzeyi bana rahat geliyor, heat-treated bi yüzey olduğundan bayağı pürüzsüz ve cildi tahriş etmiyor klasik qck pad gibi. standart qck padi de denedim aldığım gün iade ettim berbattı mesela...

1.2cm gibi bir kalınlık yeterli olacaktır. şuanda da o yüksekliklerde küçük bir kitap kullanıyorum aynı amaçla. ama haliyle çabuk yıpranıyor kenarları buruşmaya başladı ve masada kayıyor.

mousepad bana tam bu iş için uygun materyal gibi geldi. altı da kaydırmaz kauçuk olduğundan... terzideki dikiş makinesi 4 kat mousepad dikebilir mi ama?

 
diker. evde sen de yaparsın gerçi. 4 eşit parçaya böl, uygun yapıştırıcı ile yapıştır.


  • jelly bear  (29.07.23 10:01:49 ~ 10:04:27) 
kitap değil havlu kullanacan hocam, küçük bir el havlusunu istediğin yükseklikte katla, hem rahat oluyor, hem terletmiyor, yıpranmıyor, arada yıkarsın


  • freebird5406_2  (29.07.23 10:01:56) 
freebird pürüzlü kumaşlar her türlü rahatsız ediyor beni ya. duştan sonra bile havlu kullanmıyorum eski tişörtlerimi vs. havlu niyetine kullanıyorum ben. ki kayma meselesi var dediğim gibi. mousepad özellikle kauçuk zemine sahip tam bu işe uygun.


  • konetsu  (29.07.23 10:30:18) 
[]

şu iki tuz arasında ne fark var tam olarak?

ikisi de rafine edilmemiş yıkama yöntemiyle üretilen deniz tuzu, fiyatları yakın biri 3kg biri 500gr. yani 6 kat pahalı sofra tuzu olan.

www.migros.com.tr
www.migros.com.tr

ben salamura olandan kullanıyorum mesela yediğim etlerde hem iyot eklenmemiş daha saf bir tuz olduğundan hem de fiyatı daha uygun kaldığından. paket farkı dışında bi olayı var mı sofra tuzu olanın?

 
Salamuralık tuzu değirmene koyarsan, değirmen iki günde elinde kalabilir.
Salamuralık tuzda yabancı maddeler olabilir ve dişine iyi gelmez.
Sofralık tuzda iyot olması bildiğim kadarıyla yasal zorunluluk.
  • Mirket  (19.07.23 11:14:02) 
Tuzun iyotlu olması önemli bir olay. Türkiye tiroid hastalıklarının sık görüldüğü bi ülke, iyot bu açıdan önemli.

Abi salamuralık tuz adı üstünde işte turşu falan yaparken kullanırsın ama yemeklik tuz değil. Billur tuzun daha dümdüz paketli sofra tuzları da var onlar daha ucuzdu sanki.
  • nundu  (19.07.23 11:32:44) 
sofra tuzu olanında da özellikle yazıyor iyot ilave edilmemiştir diye. bu iki tuz da rafine edilmemiş iyot eklenmemiş iri taneli deniz tuzu işte.


  • konetsu  (20.07.23 03:38:55) 
[]

ayakkabıya puan?

nasıl sizce? 10 üzerinden puanlarsanız... www.adidas.com.tr

burada numarası yok ama başka bir yerden bulabildim. 1000tl+ indirimdeyken zamlar da gelmeden almak mantıklı geldi.


 
tasarimi guzel degil. ama bunu da gunluk hayatta giymeyeceksin. o yuzden rahatsa alirim spor icin. ucuk bir tutar da degil maalesef bu fiyatlar ayakkabi icin.
baska yer kismina dikkat ederdim ama bu kadar para veriyorsam orijinalligi garanti olan bir yeri tercih ederdim. adidas.con disinda bir yer icime sinmiyor benim.

  • Kittie  (30.06.23 13:00:40) 
@kittie yeni bir model olduğundan daha sahtesi düşmemiştir diye umuyorum açıkçası :D satıcı puanı da iyi. numara bulunmadığı için başka şansım yok. bu arada gayet günlük hayatta giyeceğim :) 10+ yıldır günlük olarak koşu ayakkabısı kullanıyorum.


  • konetsu  (30.06.23 13:02:36) 
o zaman alma diye cevabimi degistiriyorum :D


  • Kittie  (30.06.23 13:10:25) 
Beğenmedim. Benzerini incelemiştim. Karmaşık gelmişti.


  • dissendium  (30.06.23 13:13:43) 
7/10


  • fakat  (30.06.23 13:14:40) 
koşmak için alıyorsanız dış görünümü o kadar önemli olmamalı.


  • useless  (30.06.23 13:33:15) 
Iflah olmaz bir adidas’ciyim ama bu ayakkabi bir tuhaf. Kosu icinse performansina bakmak lazim. Kosu icin degilse 2/10 diyorum.


  • mor oje  (30.06.23 13:52:17) 
mağazada deneiysen iyi bir şeye benziyor
ben dümdüz siyahını beğendim

  • bir soru sorcam  (30.06.23 14:03:20) 
Koşu içinse görünüm önemli değil ancak günlük de giyilecekse, her tarafı siyah olan iyi.


  • pro9it9is9  (30.06.23 16:05:11) 
bu ayakkabıyı giyecek kişi mavi saçlı filan öyle diyeyim :D çok sade olsun sırıtmasın diye bi derdim yok. şuanki ayakkabım koyu renkli ama $150'lık ayakkabıyı €45'ya denk getirdim diye aldım renk seçeneği yoktu. enazından turuncu accentleri filan var şuankinin de. dümdüz siyah olanı zaten indirimde değil ama olsaydı da tercih etmezdim. illaki daha sade bişey almak istesem alacağım en sadesi bu olurdu yine sarı/gri accent var. i.imgur.com

ama beyaz/turuncu olandan aldım.
  • konetsu  (30.06.23 16:28:46) 
mavi sacla ilgisi yok bunun. zaten marj bir model, renk de degil. tasarimi kotu. bir de bazi kosu ayakkabilari gunluk de oluyor ama bu onlardan degil. ben renklere takilmamistim. spor ayakkabida siyah hic tercih etmem ben de. cok begenseydin buraya sormazdin. kendini ikna etmeye calisiyorsun gibi sen de. cok da indirim yok bosver en iyisi :)


  • Kittie  (30.06.23 17:51:16) 
[]

türkiye'de US layout steelseries apex pro satan bir yer var mı?

her yerde uk layout var. amerika'dan sipariş edip kargo gümrük de ödeyerek alacağım mecburen eğer yoksa... türkiyede bulunan UK layout klavye 4300tl, yurt dışından alırsam 6-7k gibi bir fiyata gelecek. sadece layout farkı için biraz saçma bir fark ama uzun yıllar kullanacağım bi ürün için de değer gibi geliyor bi yandan.




 
eger steelseries yazilimi vs varsa ve tus atamasi yapabiliyorsan (razer'da var) tr uk ne varsa alip amazon'da satilan janti keycaps'leri alabilirsin

www.amazon.com.tr
www.amazon.com.tr

ama burada da soyle bir sorun var. linkteki urunun paketinde uk layout yaziyor ancak koyduklari klavye gorseli us layout. garantiye almak icin amazon us'tan alabilirsin

www.amazon.com

yurtdisindan biri getirmedigi surece edinmen zor, daha pahaliya patlar
  • nibba  (20.06.23 16:34:53 ~ 16:35:02) 
nibba fiziksel olarak farklı klavyeler :D biri 104 tuş biri 105 tuş. aradaki farklı tuşların switchlerinin konumları da farklı. öyle keycap alayım layout değiştireyim diye bi olay yok. keycap ile uk klavyeyi tr klavye yapabilirsin mesela ikisi de iso layout. ama uk to us olmuyor


  • konetsu  (20.06.23 17:34:55) 
[]

tamir sonrası şebekeye bağlanamayan telefon?

sebebi ne olabilir? şarj portu kırılmıştı sadece aynı board üzerinde micro usb portu değişti başka bir değişim yok. gözle görülür bi hasar, çizik vs. yok pcb üzerinde. anten kablosu filan takılı.

telefon sim kartı okuyabiliyor, operatörün hangisi olduğu görülüyor, manual olarak girip available networks kısmına bakınca turkcell vodafone vs. görülüyor yani baz istasyonlarıyla da bağlantısı var ama çalışmıyor. tamire verdiğimiz yer port değişimi için aldığı ücreti iade etti ama telefon kullanılmaz hale geldikten sonra neye yarar? mini android tablet gibi kullanılabilir en fazla e telefon varken bunu o şekilde kullanmanın da anlamı yok, direkt çöp. custom rom ile kullanıyordum acaba yazılımsal bir problem olmuş olabilir mi, kurcalamışlar mıdır diyip stock roma döndüm problem aynen devam ediyor yazılımsal bir durum değil yani. umudu kesmeli mi komple? telefonu açınca etraftaki speakerlara parazit yapıp o klasik sesi de yapıyor yani bi sinyal var ama niyeyse arama yapamıyor.


 
Imei'sini kurcalamış olabilirler mi? Eski imei bir yerlerde yazılıysa (telefon kutusu?) şu an üzerindeki numara ile bi karşılaştırın.


  • synesthesia  (10.04.23 01:29:40) 
*#06# girince orijinal imei görülüyor bu telefonda bi değişim yok yani ama bunun imeisini başka cihaza klonladılarsa ve imei kapatıldıysa erişim engeli bahsettiğim şekilde mi oluyor? böyle bir durum olup olmadığını nasıl kesin olarak öğrenebiliriz?

bu telefon tamirdeyken yeni cihaz alındığından yedekte duruyordu 1 aydan uzun süre hat takmamıştık. sadece port değişti şarj oluyor tamam diyip kenara atmıştık. kullanmak gerekince farkettik durumu. yani bak imein klonlanmış şunu şunu yap diyen bi uyarı mesajı almadık hiç. ama telefon çift simli ve iki slotta da durum aynı. ikisini de klonlayacaklar da ikisi de kapanacak vs. çok düşük ihtimal gibi.
  • konetsu  (10.04.23 03:09:40) 
Çok emin olmamakla birlikte bir zamanlar btk'nın sitesinden, sonra e-devlet üzerinden sorgulatılabiliyordu. Burada telefonun beyaz, gri ya da kara listede yer alıp almadığına bakılabilir. muhtemelen imei klonlama sebepli blokeler de burada görülür.

Donanımsal olarak önereceğim her şeyi zaten yazmışsın, ama bunları detaylıca kontrol ettin mi anlayamadım. Dışarıdaki hoparlöre parazit yaptırması antenin düzgün çalıştığı anlamına gelmez her zaman. Anten soketi düzgün takılmamış olabilir, anten kablosunda kırık-esik olabilir, söküp takarken kartı esnetmiş ve kılcal çatlaklara sebep olmuş olabilirler. Bu gibi durumlarda uzak mesafe iletişimi sağlanamasa da dibindeki hoparlörde parazit yaratabilir.

Düşük bir ihtimal de olsa lehimleme veya sıcak hava uygulama esnasında başka bir parçaya hasar vermiş olabilirler. Bunlar sadece ihtimal.
  • seen sea  (10.04.23 11:56:14) 
işlem yapılan parça bu i.imgur.com anten kablosu filan da buna bağlı.

100tl civarı bi fiyata yenisi alınabiliyor. eğer hasar bu parçadaki işlemden kaynaklıysa sanırım değişim yeterli olur? denemeye değer mi acaba? anakartta bir arıza yoksa sorunu çözmesi lazım gibi geliyor ama...
  • konetsu  (10.04.23 12:51:56) 
anakart ve şarj soketi vs. bulunan board'u izopropil alkol banyosu yapıp diş fırçasıyla iyice temizleyip kuruttum şuan çalışıyor. board'un anakarta bağlandığı soketleri anten soketlerini vs. de temizledim. bi yerinde ya bi temassızlık ya bi kısa devre vs. vardı herhalde?

günlerce bu micro usb port değişimine verdiğimiz servis de çözemedi sonrasında ben de 2 kez tekrar topladım telefonu anten kablosuna özellikle dikkat ettim, ilk seferinde kontrol ettim ikincide söküp tekrar taktım vs. sorun yoktu bağlantıda. garip ama şuan problem yok gibi. umarım tekrarlamaz ^^
  • konetsu  (11.04.23 01:08:56) 
[]

poco c40 sizce nasıl?

adını duymadığımız bi soc üreticisini tercih etmesi düşündürse de giriş seviye cihaz sonuçta, pek bi performans beklentisi yok haliyle. vulkan problemi varmış software renderer kullanıyormuş ama bu da günlük basit kullanımda bariz bir sorun yaşatmaz diye düşünüyorum? 3150tl 3gb ram 32gb depolama mevcut piyasada idare eder gibi... annelik telefon olacak bi candy crush filan oynanır bir de sosyal medya, youtube insta whatsapp vs. 6000mah batarya bulunması güzel.

bir de yine kim olduğunu bilmediğimiz n11 hepsiburada vs. sitelerdeki 3. parti satıcılar yerine direkt migrostan alma şansı var şuan www.migros.com.tr

beklenti düşük olduğu için yeterli gibi geldi ama bu kadarını bile karşılamaz mı yoksa? piyasaya 4k üzeri fiyatla çıkmış sonradan düşmüş o yüzden genelde inceleyenler bunu alacağınıza şunu alın diyor hep ama şimdi bakınca 3k'lık telefon yerine bunu alın dedikleri cihazlar 6-8k civarında dolaşıyor.

redmi 9c gibi mediatek kullanan bir telefon da tercih edilebilir belki ama 64gb olan bi tık daha pahalı, 32 olanda da 2gb ram var. aradaki performans farkı çok büyük olamaz sonuçta o da giriş seviye ve bahsettiğim güvenilir satıcıdan alamama problemi var. üstüne 2020 model olduğundan yazılım desteği de daha çabuk bitecek. gerçek kullanımda sanki bi tık iyi soc olacağına 1000mah büyük batarya olması daha avantajlı olur gibi basit kullanım için.

 
[]

Safety Razor'a geçmeyi denesem mi?

şu modeli denemek aklıma yattı gibi i.imgur.com

şimdi kaliteli ve metal olanlar pahalı, ucuz ve metal olanlara da güvenmek zor... paslanma vs. olmasın. plastik olmasını bi artı olarak görüyorum o açıdan.

birkaç videoda baktım, bunların agresif olanı varmış olmayanı varmış vs. bu agresif olmayanlardanmış başlangıç için deneyimsiz olanlara iyiymiş vs.

ben garip bi şekilde mach3'den nefret eden blue3 kullanan biriyim. sensitive de turbo da normal de denedim mach3 aşırı tahriş ediyordu, blue3 lise döneminden beri kullandığım tek tıraş bıçağı desem yanlış sayılmaz. mach3 ile toplasan 10 kere tıraş olmuşumdur, bir de çok ucuzdu diye denk gelince 3 bıçaklı derby aldım bir kere kullandım, çoklu paketin kalanlarına dokunmadım bile. philips 9000 series makine de aldım, şu seriden i.imgur.com o da blue3'den çok daha fazla tahriş etti. piyasanın en pahalı ve sözde en hassas makinelerinden olması lazım aslında.

genelde duşta tıraş oluyorum sakallar yumuşamış oluyor, ekstra tıraş jeli/köpüğü filan kullanmıyorum. eskiden seboreik dermatit problemi vardı ve jeller, köpükler vs. yakıyordu. bir sürü farklı ürün denedim zamanında, sonunda hiç kullanmamak en iyi sonucu verdi. şimdi dermatitten kurtulsam da bu şekilde devam ediyorum. bu safety razorlar bu şekilde kullanıma uygun mudur? klasik tıraş zevk işi filan diyor millet de tıraştan zevk alacak kadar garip biri değilim :D blue3 fiyatları artık çok yüksek geliyor sadece. blue3'ü kullandığım şekilde kullanabileceğim pas derdi olmayacak uygun fiyatlı bi çözüm bakıyorum.

blue3'leri yıllardır hep duşta bırakıyorum o kadar ıslanmaya neme buhara rağmen daha bi tanesi bile paslanmadı, aynı şartlarda derby birkaç günde bariz pas yaptı mesela... çok kalitesizdi gillette'e kıyasla. bu safety razorlarda kullanılan bıçaklarda paslanma durumu nasıl? tıraştan sonra kurulamak filan gerekli mi?

 
ben de ilk ondan almıştım, ama bir süre sonra üzerinde çok fazla sabun lekesi falan belli etmeye başladı, bir de plastik tamamen, sıkıldım ve attım. zaten şekil olarak da metal makineler aklını çeliyor.

duşta köpüksüz tıraş olamazsın bence, zaten iki-üç pass yapacaksın yüzünü köpükleyip, duşta ayna olacak kontrol edeceksin, tam almadığı yerleri tekrar edeceksin falan. yani bilemiyorum, akıp giden suya da yazık olur, bir de üşürsün.

derby'nin jiletleri gerçekten kalitesiz. ben ucuz diye 100'lü paket yaprak jilet aldım. her jilet ayrı keskinlikte neredeyse, bazıları kör gibi, bazıları katana gibi ve dediğin gibi paslanıyor. yanlış bilmiyorsam çin'den getirtiyor zaten o jiletleri ve kötüler. (benzer şekilde a101 ve bim'in normal tıraş bıçakları da çin ve onlar da çabuk paslanıyor.)

başka bir kaç başlığa da yazdım, bence bu safety razor işi herkese göre değil, ama denemeden de bilemezsin. ben geçtiğimiz 6-7ay safety ile tıraş olduktan sonra, normal 3 bıçaklı makine ile olmaya başladım, dünya varmış diyorum. sonra yine elimdeki derby'leri tüketmek için safety'e döneceğim ama zorunluluktan gibi işte. (hevesimi aldım)

bence çok pahalı olmayan çin malı bir makine al. razorus'ta var, yaqi falan diye. onların dizaynları da böyle modern ve mühle falan gibi cep yakmıyor.

onun dışında mutlaka tıraş kasesi ve fırçası al. fırçayı da porsuk veya sentetik alma, hakiki domuz kılı fırça al, ilk başlarda biraz domuz kokuyor (veya hayvan kokuyor işte), sert oluyor falan ama sonra pamuk gibi fırçaya dönüşüyor. normal bıçakla tıraş oluyorsan bile kase ve fırça hazr tıraş köpüğüne göre daha rahat tıraş sunuyor.
  • malheiros  (01.01.23 10:12:32 ~ 10:13:39) 
Anlık bir gazla ben de mach 3 turbo bıçaklarının fiyatını görünce jilet makinesi aldım, bir de jilet aldım. Açıkçası jilet o kadar ucuza geliyor ki 1-2 traş sonrası atarım dedim bıçakları.

İnatla bir süre öyle traş oldum, sonra geçen 6 aylık mach 3 turbo bıçakla traş oldum gerçekten dünya varmış dedim. Çekilecek dert değil, fanatikleri vs var ama hiç de konforlu bir traş değil.

Benim yeni gözdem philips one blade. Neredeyse sinekkaydı traş yapıyor ve duşta yıkanırken traş oluyorum. Alet bir haftalık sakalı bir kaç hamle ile alıyor.
  • denizgonen  (01.01.23 10:22:14) 
Ben başladığımda linkini attığınız aleti satın aldım fakat kullanamadım. Sakallarım sert ve yatık. Bu yüzden bu makine çok yumuşak kalıyor. Sizin için belki iş görür ama yukarıda arkadaşın bahsettiği gibi makine çabuk leke tutuyor ve kaliteli değil. Onun yerine uygun fiyatlı modellere bakmanızı tavsiye ederim. Rimei ve yuma marka makineleri tavsiye ediyorlar başlangıç için. Çok bir şey beklememek lazım fakat fikir edinmeniz için yeterli olur.
Duşta traş olma işi benim için imkansız. Zaten düzgün traş olabilmek için düzgünce köpük hazırlamak ve yüzü hazırlamak gerekiyor. Ayna karşısında rahat hareket edebileceğim bir yerde olmayı tercih ederim. Sizin için farklı olabilir. Bu işte genel geçer doğrular yok. Makineler, jiletler, fırçalar hepsi kişinin ihtiyaçları doğrultusunda değişiyor. Wilkinsonla traş olamayınca gözümü karartıp çok agresif olduğu söylenen r41 satın alıp kullandım. Çok daha tahrişsiz ve daha temiz traş olmaya başladım r41 ile.Agresiflik ve yumuşaklıkta tek başına yeterli seçim kriteri değil. Aynı jileti farklı makinelerde verimli kullanamıyorsunuz mesela. Sizin için uyumlu kombinasyonu yakalamanız gerekiyor.
Ben gilette marka traş bıçaklarıyla traş olamıyordum. Düzgün sakal traşı olamadığım için elektrikli makine ile kısaltıyordum. Geleneksel traşa başladığımdan beri 3-4 günde bir traş oluyorum.
  • Depik  (01.01.23 10:31:02) 
Köpüksüz olmaz +1

Duştan sonra olması en ideali ama illa duşa girmeye gerek yok.
Ben yaklasik 7 senedir falan safety razor ile oluyorum. Askerlik vs dışında mach kullanmadim. Hayatta mach vs dönmem misal bence alakası yok.

Bende edward jagger seti var. Firca proraso. Sabun birkaç çeşit var, tras öncesi de proraso, tras sonrası alum bloku ve hassas cilt krem var.

Bende de seboreik var.

Benim anladığım siz duşta hızlıca olayım vs diye ürün bakiyorsunuz, bunlar öyle şeyler değil. Duşta bırakayım, köpük kullanmayayim vs bu ürünle alakası yok.
  • logisticsmanager  (01.01.23 12:15:41) 
saniye durma. safety razor benim canim. bebisim bi tanem benim.


  • alperz  (01.01.23 14:52:49) 
bu cok super bir makine degil. ben de bununla baslamistim. biraz daha butce ayirip edwin jagger alabilirsin.

kopuksuz olmaz. sabun alirsan belki cildine iyi bile gelir.

paslanma olmadi bende su ana kadar ama o bicaklari cok uzun kullanamiyorsun zaten koreliyor.
  • antikadimag  (01.01.23 14:54:53 ~ 14:56:44) 
bu arada bıçak demişken üstteki beyefendi ben de ekleyeyim: bu bıçaklar ilk tıraşta biraz kör gibi gelebilir. ikinci ve üçüncü tıraşta tam performans veriyor. benim berberin iddiasına göre bir kaplaması varmış üstünde jiletlerin ve tıraşla o gidiyormuş. o yüzden ikinci ve üçüncü tıraşta daha iyi kesiyormuş.

ben dört tıraştan sonra değiştiriyorum. derby usta kullanıyorum.
  • alperz  (01.01.23 18:12:50) 
duşta hızlıca tıraş olayımdan çok mecburiydi başta işte. dermatit varken yüzüme köpük veya jel süremiyordum yakıp kıpkırmızı yapıyordu bütün cildim kuruyup pullanıyordu hatta çatlayıp kanamaya kadar gidiyordu...

2 yıldır beslenmemi değiştirdiğimden beri cilt problemim yok şuan teknik olarak köpük kullanmamın bi sakıncası olmaz ama duşta tıraş olurken köpüğe ihtiyaç duymadım hiç ve blue3 tarzı tıraş bıçakları da normalde böyle kullanmıyor :D haliyle safety razor'ı köpüksüz denememiş ve bilmiyor olmanız normal tabi :D deneyip görmek gerekecek gibi.

10 seneyi geçiyor bu şekilde tıraş oluyorum şimdi işin içine sabun fırça filan katabileceğimi sanmam :D maliyete katlanıp blue3 ile devam ederim eğer köpüksüz kullanamazsam sanırım. yarın bi markete bakarım varsa alırım, yoksa online sipariş geçerim... o grafiğe bakarsak wilkinson'ın kendi bıçakları da fena değil gibi sanki?
  • konetsu  (01.01.23 22:02:44) 
dusta sicak su ile tiras oluyorsun sanirim. oyle denenebilir. bence olur. ama daha once hic kullanmadiysan cok dikkatli olman lazim. kavisli yerlerde kendini cok kolay kesersin. gillette'in guvenli sistemi gibi dusunme. bicak acisini tutturmayi ve kavisli yerlerden donerken aci degistirmeyi zamanla ogreneceksin.


  • antikadimag  (02.01.23 01:59:21) 
2 haftayı geçiyor alalı. wilkinson var mı diye çevrede ararken yuma diye bişey buldum 10 liraya, pek beğenmesem de denemek için aldım. orada tek seçenek de permasharptı alıp geçtim. jileti değiştirmeden 5 kere filan kullandım daha gideri var gibi. duşta bıraktım paslanma da olmadı... tıraş sabunu/köpüğü/jeli kullanmadan da tıraş olabildim.

bugün wilkinson siparişimi verdim umarım daha iyidir. bu yuma marka alette en beğenediğim şey yanları açık, o risk oluşturuyor. burnumun altını ağzımın etrafını keserken filan rahat olamıyorum. wilkinsonda yanlar kapalı. daha güvenlidir sanırım o. alakasız bi şekilde kolumu kestim mesela jiletin yanda açıkta kalan kısmıyla :D tıraşın kendisinde pek sorun yok gibi, ama blue3 kadar güvenli hissettirmiyor tabi.
  • konetsu  (20.01.23 16:49:00) 
[]

kasaplar etleri donduruyor mu? yoksa bu kasap mı problemli?

ben hep kasaplarda satılan etler öncesinde dondurulmaz, aldıktan sonra istersek biz dondurup saklayabiliriz sanıyordum ama geçen gün dondurulmuş ürün sattı biri. ve dondurduğunu gizlemeye çalışıyordu sanırım.

ürün piliç kelebek, telefonla arayıp sorduk var mı diye, hazırlayabileceğim 5kg kadar var dedi. biz de tamam 5kg olsun yarımşar kiloluk paketlere ayırın dedik. yakın olduğundan adrese getiriyor genelde bekledik bi türlü gelmiyor, tekrar arayıp sorduk yarım saate filan dedi ben beklemeyip gidip kendim alayım dedim... gittiğimde hazırdı ama paketler 1'er kg dedi. niye diye sordum, donuk olduğu için ayrılmıyorlar diye cevap verdi :D yani donuk tavuğu kesip hazırlamadığına göre zaten hazır paketli olarak elinde vardı bu ürünler, bize 5kg hazırda var ama donuk demek yerine 5kg hazırlayabilirim diyor... yarımşar kiloluk paket isteyince, 1kglik pakette donuk şekilde var ayıramam demiyor. bildiğin tezgaha çıkarmış çözünmesini bekliyordu gittiğimde. e ben bunu tek başıma tüketeceğim eve götürünce donduracağım, donup çözülmüş eti dondurmak olmaz dedim bişey olmaz diyor vs.

bu normal bi durum mu? ben bir daha o kasaptan alışveriş yapmayı düşünmüyorum şahsen ama genelinde durum bu şekilde mi ki? ne olursa olsun açık açık söyleyip bilgilendirmek yerine çakallık yapmaya çalıştığı için bile nefret ettim. adam gibi donuk ürün var dese zaten yine alacağım niye yalan?

 
soğuk zinciri kırmak tavuk için en kötü şey. hiç normal bir şey değil.


  • Acil kan  (05.12.22 16:31:03) 
Beyaz et üreticilerinin donmuş ürün satışı da vardır ama. Müşteriye donmuş olarak ulaştırılıp soğuk zincirinin muhafaza edilmesi lazım.

Tavuk şakaya gelmeyen bir ürün. Donmuş çözülmüş ürün tekrar dondurulmaz.

O kasapla ilişiği kesmeni ve hatta şikayet etmeni öneririm.
  • Mirket  (05.12.22 19:36:55) 
bazıları normal eti bile donduruyor satabileceğinden fazlaysa bayatlamaması için

sonraki hafta satış için çıkardığında
bunu müşteriye belirtmesi, fiyatını düşükten vermesi gerekir
  • bir soru sorcam  (05.12.22 20:14:21) 
kasap değişikliği şart. zincir marketlerden de almak istemiyorum ne zaman görsem palet ortada sütler tavuklar ortada duruyor saatlerce


  • gatherer  (05.12.22 22:05:35) 
Bunu genellikle bozulmak üzere olan tavuklar zehirlemesin diye yaparlar, dondurulmuş tavuk çözündüğünde bakteriyolojik olarak herhangi bir risk taşımaz ama tabi ki tadı da bozulur.


  • babafingo  (06.12.22 01:34:12) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.