Ekşi Duyuru

çiya iyiydi iftarda

aslında şunu beğendim ama boyundan inen şey biraz abartı geldi :)

www.zara.com

bu tarz bir şey arıyorum desen olsun, yapısı olsun..

illa desenli olsun demiyorsan bunun rengi yılbaşı için çok güzel:
www.beyyoglu.com

alternatif olarak siyah tişörtle giymelik:
www.hipicon.com

bu da joggerla fena olmaz: www.fashfed.com

erken ödeme vs tam bilmiyorum ama kendim düştüğüm bir hataya dikkat çekmek isterim. benim gibi düşünürseniz hesaplamalarınız sıkıntılı olabilir.
yapı kredi'nin 3 ay ertelemeli kredisinde tüm taksitler 3 ay ileri kaymıyor. 3 ay taksit ödemeyip 4. ay 4 taksit birden ödüyorsunuz, diğer aylar kendi tarihlerinde ödeniyor. nakit akışınızı buna göre planlayın.

bankaların menüsünde seyahat saglik sigortası diye bölüm var ben oradan yaptırıp çıktı alıp belgelerin içine koyuyorum

orada yapılıyor. Hatta direk orda yaptırın. Başka poliçelerde mühür imza vs eksik diye sıkıntı çıkarabiliyorlar. (Kendi sigortalarını satmak için taktik de olabilir bu ama risk etmeye değmez bence)

@nuevo yakın zamanda gittiyseniz ücreti nedir hocam?

ben son 8 ayda iki kez fiba emeklilikten yaptırdım. uygundu fiyatı diğer yerlere göre. kalacağınız gün sayısına göre değişiyor fiyat. bu arada gideceğiniz tarihten bir gün önce ve döneceğiniz tarihten bir gün sonra şeklinde yaptırmanız gerekiyor.

isterseniz müşteri hizmetlerini arayıp ıslak imzalı olarak göndermelerini de isteyebilirsiniz. 3-4 gün içinde geliyor.

çok sık yurtdışına giden biriyim. avrupa için gerekli gereksiz bilgiler mevcut. idata çok kalabalık olabiliyor ve orada tamamlamaya kalkınca işiniz çok uzuyor.banka hesabınızdan online olarak anında yapabiliyorsunuz. uzun yıllardır bu şekilde yapıyorum. idata ya bırakmayın işi. ben geçen hafta 6 euroya bir haftalık bir seyahat sigortası yaptırdım. bu kadar ucuz olmasa da yine de çok az oluyor sigorta ücretleri. belgeleriniz tam gidin, uğraşmayın orada.

idata'ya hep pdf çıktısı götürdüm sıkıntı olmadı.

@pilavmaker
Kusura bakmayın yeni gördüm mesajınızı. Bana şubat ayında 8 günlük poliçeyi 233 TL (11 EUR) ya yapmış idata. Generali sigorta ile çalışıyorlar.

keza apartmanın belki de bu yarıklardan dolayı su aldığını düşünüyorum çünkü apartmanın içi sürekli rutubet kokuyor. apartmanın kapısını açık bırakmamıza rağmen geçmiyor. genel olarak bir firmayla anlaşalım ve tüm bu sorunları tespit edip gidersin istiyorum. var mı kolay bir yolu? yoksa her sorun için ayrı ayrı birilerini mi bulmak gerekiyor?

Su an kac insan öldü, kac bina yikildi henüz tam sayi vermek mümkün degil, dolayisiyla bu binalarin kacinin 2001 sonrasi oldugunu söyleyebilmek icin cok erken.

bir bakan %95'i 99 öncesi demiş de unuttum hangi bakan olduğunu.

çevre şehircilik imiş.

tr.euronews.com

binaların zaten yarıdan fazlası 2001 sonrası. yıkılanlar içinde böyle bir oran görmüştüm.

twitter.com %58

proplan yavru maması iyidir, tadını da seviyorlar biraz yağlı bir mama olduğu için.

virbac kullanıyoruz, 1.5kg paketi 400tl civarı. ucuz sayılmaz ama fiyatına göre kalitesi iyidir. mama konusunda çok seçici davranmak lazım çünkü bu hayvanlar ileride ciddi saplık sıkıntıları yaşayabiliyorlar ve kaliteli mama gerçekten ömürlerini uzatıyor.

s20fe 11.500 civarı

Samsung a52 kullanıyorum. Kamerası çok iyi bence. Çok memnunum telefondan. A53 çıktı daha sonra, fiyat tutuyorsa o da olabilir.

S20fe sanpdragon. 11bin küsüre 256gb var. Su geçirmez optik zum, 865 işlemci, 120hz ekran.android 13 güncellemesi aldı. Geçen hafta sepette indirim vardı hepsiburadada hanıma aldım 10700tl'ye.
A52s veya a73 de bakabilirsiniz.

S20 Fe snapdragon +1. 2 sene öncesinin telefonu ama õn kamerasi biraz cacık, arka kamerası iyi baya.

shop.samsung.com

www.hepsiburada.com

Aydos Tepesi, 537 metrelik rakımı ile İstanbul'un en yüksek noktasıdır. Kartal, Pendik, Sultanbeyli ve Sancaktepe ilçelerinde bulunan Aydos Tepesi (Dağı), adını Roma ve Bizans döneminde bugünkü Sultanbeyli İlçesi sınırları içinde kalan Aydos Kalesi'nden almıştır.

Uzakdoğu ögeleri içermese de Full Metal Alchemist öyle köy köy gezilen bir animeydi. Hikayesi de güzeldi izlenir buluyorum.

royal canin kitten ile devam edebilirsiniz.

virbac baby hpm iyidir.

royal canin kitten kuru mama kullanıyorum, yaş mama olarak da aynı markanın yaş mamasını kullanıyorum. ikisinden de çok memnunum.

Biz de Weaning'ten sonra Kitten ile devam ettik. Sokaktan sahiplendiğimizde 300 gramdı şimdi 1 yaşına geldi 5 kilo oldu.

Kısırlaştırdıktan sonra da Royal Canin Sterilised kullanıyoruz.

Yaş mama çok nadir veriyoruz.

veri oldugu icin evet.
ama cikarim olsaydi. mesela bu urunu seven sunlari da sever.
o zaman isin icine machine learning, ai falan giriyor.

buenosdias +1

Hiç yapmadım ama bence excel ile gayet güzel yapılır.

excel'i bilemem ama anahtar kelime olarak association analysis, collaborative filtering gibi seylere bakabilirsin.

Valla excel bilmediğim için onunla yapılır mı bilmiyorum ama tahminim yapılabileceğıiyönünde. Ama öyle veriyi attım bana sonuç versin, magic olsun olayı yok, mantığını biraz anlamanız lazım.

Şimdi bunu alan şunu da aldı olayı zaten düz veri. Yani elinde o bilgi varsa tak tak diye görebilirsin. Onu gördükten sonra şunu alan bunu da alır diye tahmin etme işi var (asıl bunu sorduğunu düşünüyorum), o da şöyle oluyor:

Temelde 2 yöntem var.

1- Ürünlerin arasındaki ilişkiyi biliyorsun. Mesela birisi plaj terliği alıyorsa, demek ki denize gidecek, ona mayo ya da güneş kremi de önerebilirsin. Çünkü bunlar alakalı ürünler. Veya hep korku filmi izlediyse yine korku filmi öneriyorsun, çünkü sevdiği tür filmler onlar.

2- Ürünler arasındaki ilişkiyi bilmiyorsun, ama kullanıcıların uzun soluklu satın alma verisi var. Oradan da şunu çıkarıyorsun, 100 kişi gidip A ürününü aldıktan sonra B ürününü de almış. Yeni gelen eleman A ürününe bakıyorsa, yan tarafda B ürünün de gösterebilirsin, çünkü önceki veri sana bunu söylüyor.

Genelde bu öneri sistemleri bu iki yöntemin karışımı bir strateji uyguluyorlar, herkesin yaptığı biraz daha farklı.

İkinci yöntemde en basit yaklaşım da şu: şimdi diyelim elinde 10 tane ürün var, her kullanıcının da bu ürünleri kaç kere aldığını biliyorsun. O zaman aslında elinde her kullanıcı için 10 boyutlu bir vektör oluyor. Şimdi yeni bi kullanıcın var, kosinüs benzerliğinden (satın alma bilgisini vektör yapmıştık ya) o kullanıcıya en benzer kullanıcıları buluyorsun, sonra en benzer kullanıcıların satın aldığı, ama yeni elemanın henüz almadığı ürünleri ona önermeye başlıyorsun.

İşte bunlardan sonra bütçedir, kampanyadır şudur budur elinde ne bilgi varsa üstüne ekleyip süreci test ederek daha da optimize etmen mümkün.

Piyasada bundan çok daha karışık öneri sistemleri kullanılıyor tabi, ama ben bunu yaptım ve genelde çalışıyor gibiydi. Benim işimi gördü yani. Bişeyi test edeceksen, fazla data science bilgin olmadan, düz matematikle az da olsa ilerleyebiliyorsun.

(bkz: correlation matrix)
www.datasciencemadesimple.com

Hocam elindeki data nin şeklini şemalini bilmiyoruz ki.

Pivot'a uygun dataysa oradan 1 şeyler çıkartılır ama.

belki kerpe taraflarını düşünebilirsiniz. kerpe'de nokta atış bir yer öneremem ama nispeten tuzlaya yakın sayılır ve müsilaj endişesi yaşamazsınız.
edit: aşağıda başka bir duyuruda karadeniz'de vibrio bakterisi var gibi haberler paylaşmışlar. siz deniz temizliği durumunu iyice öğrenmeden girmeyin :) iki tane yarım ada üzerine kurulmuş şehirde denize girecek yer kalmadığı gerçeği de yüzümüze bir kez daha çarptı :/
(git: www.arnavutkoyden.com)
tr.sputniknews.com

ben baykuş plajına gittim kilyosta. deniz de kum da muhteşemdi. giriş ücretli olduğu için kekolar falan yoktu. sadece dalga fazla, ki karadeniz olduğu için normal.

ayvalık - cunda
assos (3-4 gün sıkabilir)

www.eksiduyuru.com

burada verdiğim cevabı bu sorunuza cevap olarak alabilirsiniz.

Canakkale Assos-ayvacik taraflari

eklemeyi unuttum bu arada 2 gün önce biontech aşısı vuruldum. ama sadece kafamın çarptığım kısmını ağrıtmaz herhalde?

mide bulantısı, kusma, baş dönmesi, konuşmada bozukluk vs vs hiçbir belirti yok bu arada.

Buradan kimse net bişey söyleyemez. Bir doktora git bence. Duruma göre tomografi falan isterler ya da direkt gönderirler.

altı gün geçmiş hiçbir şeyiniz yok merak etmeyin.

ben yarın arkadaşımın nikahına gidiyorum.

Nikah serbest ama düğün yasak.

Ben de nikah şahitleri hsonu yasağında evlendirme dairesine gitmek için izin almalı mı diye soracaktım? Haftaya cts evleneceğim inşallah

Genelgede nikah başvuruları yapılacak fakat Nikah yasak yazıyor

Kas'i cok seviyorum ben. Payam otel haziran basinda 5 gunluk 2200 gozukuyor. Kahvalti dahil, butik bir otel. Kahvaltisi efsaneydi.

Tekne turu, dalis, guzel plajlar, guzel mekanlar hepsi bir arada.

Çıralı- Villa Lukka

Semanın Yeri / Patara
www.tripadvisor.com.tr

sana göre bana göre hiçbir mantıklı açıklaması yok.

yasaklayanlara göre "alkol covid'in bulaşmasını, yayılmasını hızlandırüyür. alkol zararlı, covid'li hasta alkol içerse ölüyür.

Sözlükte sanki şöyle bir şey okumuştum haftasonu tekellerin kapalı olması ve alkolün sadece marketlerden satılması eşitsizlik mi ne yaratıyormuş.

Ama bence de mantıklı bir açıklaması yok. Eskiden akşam 10'dan sonra yasaklıyorlardı bu da onun gibi.

ne alaka! kim demiş ölüyor diye
tahminim şu: alkol = partilemek, kalabalık, içiçelik, dipdibelik vs

Yasak varken temel gıda maddelerine erişim serbestisi var. Alkol ise Temel gıda maddesi değil

hastanelerde olusacak alkolle iliskili yogunlugu (alkol zehirlenmesi, alkollu yapilan kaza vs..) azaltmak icin yapiliyor. tabi sadece bu degildir. sosyallesmeyi onleme, hukumetin alkole bakis acisi vs.. de vardir. sadece biz degiliz bu arada.birkac ulke daha yapiyor.

bbc yazmisti.

Haftasonu alkol yasağı normal pandemi güvenliği şartlarında bana mantıklı geliyor, bu olay türkiyede geçmesin de anamaria diye hayali bir ülkede olalım mesela

Alkol ister istemez sosyalleşmeyi teşvik ediyor, büyük etkinlikler olmasa da evlerde arkadaş toplantıları vs

Ulaşım, eğitim, sağlık, kamu düzeni gibi alanlarda bütüncül bir eylem planına ek olarak olasılıkları düşürebilecek ek önlemler bana mantıklı geliyor

Fakat türkiye'de bu önleme kadar ihmal edilen bir sürü önlem, düzenleme, yaklaşım vardı

resmi gerekce, uzayli arkadasin yazdiklari..
tekel bayisi diyormus ki (yersen) "abi benim dukkan kapali ama adam migrostan aliyor ben zarar giriyom"..
ulkemizde hersey hakkkaniyetli oldugu icin..

Resmi ağızlardan yapılan açıklamalar bir kenara, kulak misafiri olduğum ihtiyar meclislerinde dolaşan bir söylentiye göre alkol satışının yasaklanmasının ardında kısıtlama başlamadan hemen önceki gün vatandaşların alkol reyonlarına hücum etmesini sağlayarak vergi gelirlerini artırmak gibi cin fikirli bir akıl yatıyormuş. Bilemedim...

Cumartesi insanlar bir poşet birayla 2 alt sokaktaki arkqdaşının kapısını çalıp sosyalleşmesinler diye

ben laptopu hdmi kablosuyla televizyona bağlayıp kablosuz oyun koluyla oynayabiliyorum. kabloluyla da olur tabii ki ama fazla uzaklaşamazsınız

PlayStation'a özel oyunları oynamak istiyorsanız cevap: Hayır. Bunun dışında Google'nin Stadia'sını bir inceleyin derim.

matilda +1

Emülatörler var ama PS2 veya en iyi ihtimalle PS3 oyunlarını oynatır.

O da doğrudan televizyondan olmaz, emülatör bilgisayarda çalışır, bilgisayar televizyona bağlanır ancak öyle. 10+ senelik oyunlar için değer mi veya ne kadar keyifli olur ayrı bir konu.

geforce now şu an için en iyi streaming oyun platformu. ama ps oyunları diyorsanız öyle bir şey yok henüz. sadece kendi kütüphanesindeki oyunları oynayabilirsiniz.

kuduzda kediyi takip ediyorsun 10 günde yaşıyorsa sorun yok da tetanozla ilgili böyle bir bilgi görmedim. kediyi takip edip rahatlatabilir miyim kendimi?

"Neredeyse bütün tetanoz vakaları ya hiç aşılanmamış bireylerde veya 10 yıllık pekiştirme aşılarını uygulamayan bireylerde görülür."

Benim de bazı tanıdıklarım benzer durumda kuduz yaptırdı sadece, bir şey olmadı. Ben hiç yaptırmadım halen yaşıyorum. Çok telaş edeceksen git yine aşı yaptır ama bir şey kapmış olsan 8 günde belirti gösterirdin heralde.

kedide tetanos oluşma riski insanlara göre bile daha az.
evham yapmanıza gerek yok.

peki bu hayvan tetanozsa bir belirti gösterir mi? bu şekilde anlayabilir miyim aynı kuduz gibi?

covid olduğunuz halde hastaneye gidip kuduz aşısı yaptırdınız anladığım kadarıyla.
gerçekten inanılır gibi değil. insanların bu hastalığın ne olup ne olmadığına dair bilinçlendirilmesi gerekiyor. kuduz şehirlerde öyle denk gelebileceğiniz bir hastalık değil, yedirip içirdiğiniz bir hayvanın kuduz olma olasılığı zaten yok...

@not dark yet, hocam birden fazla doktor tanıdığımla konuştum hepsi ben olsam yaptırırdım ne olur ne olmaz dedi. buna katılıyorum.

konumuz da kuduz değil, tetanoz. kuduz konusunda bir endişem yok şu an. ama yakalandığı takdirde inanılmaz ölümcül hastalıklar bunlar. anlamanı beklerim.

kusura bakmayın olmayan bir risk olduğu için ve sizin gibi onlarca insan bu soruyu sorduğu için yazdım. ufak bir araştırmanızda zaten kuduzun en son görülme tarihini ve kuduz bir hayvanın ne derece normalden uzak görüneceğini zaten görebilirsiniz. benim tanıdığım doktorlar ve veterinerler de bu şekilde düşünüyor.
tetanoz canlılar arası bulaşmaz yani kedi enfekte değil bu durumda. kedinin ağzında kontamine toprak, toz, gübre olması gerekiyor ki kedi ağzında nasıl bunu barındıracak?iğneden, çividen falan geçer genelde o hastalık derine batar çünkü bu objeler. onların da hasta olamayacağını takdir edersiniz.

doktor tanıdıklar der.
hastaneye gittiğinizde de kuduz aşısı istediğinizde yaparlar çünkü başınıza bir şey gelirse risk almak istemezler.
ülkede kuduz vakası yok şu anda.
tek bir kuduz vakası çeşitli karantinalara falan sebep oluyor.
kuduz kedi görseniz anlarsınız zaten, merak etmeyin.

tetanos da kapmazsınız, üstelik bir hafta olmuş zaten artık daha ne tetanosu?
pudra'nın dediği gibi tetanos aşısı yaptıramazsınız böyle bir şeyle zaten, daha yeni olmuşsunuz.
endişelenmenizi gerektirecek bir durum yok.

Askerde tetanos aşısı yapılıyor zaten ve 5 yıl koruyuculuğu var.

kuduz aşıları bitmediyse aşıya gittiğinizde söyleyin yaparlar. önceki tekrarlardan emin değilseniz askerdeki aşının bir hükmü yok muhtemelen. kuduz bittiyse aile hekimine gidin durumu anlatın onlar aşı yaparlar. sürekli bağ bahçe ile uğraşıyorum aşı takvimini tamamlamak istiyorum diyin karne alın. ilk tetanosdan 4 hafta sonra ikinci, ikinciden 6 ay sonra üçüncü, sonra 1 yıl arayla 4. ve 5. tekrarları var. böylelikle kesin koruma sağlarsınız. sonra sanırım 5 yılda bir yapılan hatırlatma dozları ile tam koruma devam ediyor.

balkondan sürekli beslediğiniz kedi için kuduz aşısı falan olmayın lütfen. çizik için tetanoza da gerek yok. ama koruma olsun diyorsanız siz bilirsiniz.
salgın döneminde gereksiz evhamlar.

ebat bilgisi de vermeniz iyi olur.
ayrıca panel tipi de önemli eğer sizin için önemli ise bazı panel tipleri pencereden yansıma yapabiliyor vs. buna göre öneri gelir.

shop.samsung.com

Yakın zamanda bunu aldım, 7000 serisi için gitmiştim inceleyince 6600 tl'ye aldım. Bizim için özellik ve görüntü şahane. Mutlaka mağazasında inceleyin derim. Bir üstü qled'miş , eleman ısrarla onu alın dedi , ekran yanığı çok oluyormuş dedim , aslaaaa qled'lerde olamaz dedi. Açarım ürün inceleme ve yorumları 1 tane şikayet varsa 2 bin tl indirim yaparsınız dedim. Baktığım modelin müthiş iyi olduğu kanısında ortak karar aldık :)

led, tv, smart + boyut diye arat, en uygununu seç. bu paraya oled alamazsınız zaten.

lg tavsiye etmem şuan ekranım mavi-mor şekilde izliyorum. ekran ledleri yanıyor kısa sürede. smart özelliği iyidir ama yavaş oluyor genelde.

philips tvleri beğeniyorum genel olarak ancak onda da en son digiturkplay smart tv uygulaması yoktu-belki şuan gelmiştir-

bence almadan önce belirlediğiniz ürünü mağazada inceleyin. smart tv için hız önemli kasma donma yapınca pencereden aşağı atasınız gelir.

5. Günün önemli olduğunu duymuştum. Ne kadar bilimsel bilmiyorum. Şu anda ben de covid tedavisi alıyorum ve 5. Günde ciğer ve kan sonuçlarına bakıp taburculuğa karar vereceğini söyledi doktor

İlk 1 hafta-10 gün civarj önemli. O kısım ağır geçiyor.

Benim de doktor arkadaşım 5. gün belirtiler kendini göstermeye başlıyor demişti.

Genel olarak’tan kastım herkeste genel olarak değildi yav bi laf sokmadan yaşamaya çalışın :) hastalığı ciddi geçiren insanlarda genel olarak kaçıncı gün ciddileşmeye başlıyor demiştim.

Bir de belirtiler ne zaman göstermeye başlıyor değil, belirtiler kendini gösterdi diyelim. Eğer durumun kötüye gidecekse kaçıncı gün belirtiler ciddileşiyor demek istedim.

5 ile 11 gün diyorlar.

Yatarak covid tedavisi aldım. Oradaki hekimin demesi, virüs vücuda girdikten 2-5 gün sonra belirti veriyor. Sekizinci günü onemsiyorlar, eğer tablo bozulacaksa bu genelde 8 ila 11 gün içinde oluyor. Ancak tabii bu günleri hiçbir zaman olarak tespit edemiyorlar aslında..

İlaç yazmak için tanı gerekiyor. Örneğin doktorun size verdiği alerji için kullandığınız ilaç muhtemelen astım tanısı olmazsa size verilemiyor.

Bebeğim sarılık olduğunda verdikleri ilaç epilepsi tanısı ile yazılabiliyordu. Yoksa alamıyorum eczaneden.
Kısacası tanıya takılmayın, astımınız olsa söylerdi zaten.

sigarasız 1 haftayı doldur ciğer kapasitenin artmaya başladığını göreceksin, 1 ay 2 ay sonra çok daha muhteşem hissedeceksin.

hastalığınla ilgili bilgim yok ne yazık ki.

yok mu bir daktır maktır? hastaneye gitmeye çekiniyorum böyle bir dönemde.

doktorlar sana hiç bişey diyemez ki, tahlil isterler, rontgen isterler, belki başka bi film isterler.

bunlar olmadan fiziki muayene etmeden ancak sana hastaneye git diyebilirler.

Kolestrol, reflü, gaz sıkışması, damar sertliği/ tıkanıklığı, panik atak hepsi olabilir.

Nefes açlığı bunun adı, bende de var aynısı. Ben de sigaraya suç bulmuştum, sigarayı bıraktım bu yüzden, hiç bir artısı olmadı. Göğüs hastalıklarına gittim hiç bişey yok ciğerlerinde psikolojik dedi, diğer ihtimalim de burnumda bir şey olması ama kulak burun boğaza gidemedim henüz.

hastaneye gitmeye çekinmeyin. derhal gidin.
ufak şikayetler sonucu gidip, alerji tablosunun %90'una alerjim olduğunu, yıllarca bu alerjilerin etkisiyle astım olduğumu öğrendim, 3 yıldır ilaç kullanarak normal ve yaşamanın ne olduğunu öğrendim.
ertelemeyin.

ben bu sıkıntıdan dolayı 3 kere hastaneye gittim kendimi covid kaptım sanıp. üç tetkikte de bt çekildi ve hep temiz çıktım. sürekli anksiyete dediler bana. en son bi kere de kalp için doktora gittim. beta bloker bir ilaç verildi ve bu his (nefes açlığı) geçti.

dahiliye ya da bi kalp doktoruna görünün derim bence.

Allah akıl fikir versin derim ben, avukatım sürünüyorum. Diplomanın o kadar bir kıymeti yok ki yurtdışına dahi gidemiyorum.

Üni sınavı olarak ise artık hukuk kazanmak çok kolay, bir de muhendissiniz. Şu anki sınav sistemi lehinize. İlk temel yetenek sınavını zaten yaparsınız. Alan sınavlarında ise mat ve edebiyat-cog çözmeniz gerekiyor. Mati halledeceginizi dusunursek, edebiyat coğrafya çalışmanız yeterli.

@flexner teşekkürler ama gerçekten 3 aylık yaşam şeklime göre yüksek. nedenini anlayamayacağım galiba :)

Bilgisayar windows işletim sistemine mi sahip? Aynı sorun bende de var da iphone7 için. 5s giriyorken 7 girmiyor ama mac-os da wifii ile girebiliyorum sorun yok. Windows tabanlılarda sadece usb kabloyla girebiliyorum. Öyle denedin mi?

evet windows tabanlı ama dediğim gibi bilgisayar kaynaklı olduğunu düşünmüyorum çünkü bir diğer telefonuma bağlamak istediğimde o telefona da bağlayamıyorum interneti. usb kabloyla da denedim bu arada onla da olmadı.

saçma ama bende de benzer bi sıkıntı olmuştu hotspot şifresini değiştirince bağlanabilmiştim :)

bir de hat kaynaklı bi kısıtlama ile karşılaşmıştım. bir de operatörünüzle görüşün.

1- iPhone 6 yaziliminiz guncel mi? evet ise;
2- Operatorunuz hotspota izin veriyor mu? (ayni sim kart baska telefondan internet paylasabiliyor mu?) evet ise;
3- Hotspot ayarlarindan sifreyi degstirmeyi deneyin. hala olmadiysa;
4- ag ayarlarini sifirlama? (en son yapin, veri kaybetmezsiniz ama yine de) buraya bir bakin kaybettiklerinizi gormek icin support.apple.com

ben tonlamalara ve vurgulara dikkat ediyorum.

tonlama ve vurguda neye dikkat ediyorsun peki?

Konuşurken kompozisyonun düzgün olması. Hazır bir metni oluyor gibi konuşmaya hakim olabilmek.

Türkçeyi düzgün kullanması. Kelimeleri yuvarlamaması. Vurguları doğru yerde yapabilmesi. İlla spiker gibi konuşmasına gerek yok bunun için. Vurguyu kelimede nerede cümlede nerede yapacağına dikkat etmesi.

Göz teması kurması ve konuşurken kendinden emin olması.

Bunları yapan bir insan ne anlatsa çok güzel, doğru, mantıklı bir şey anlatıyormuş gibi görünür.

hızlı konuşması dikkatimi arttırıyor aynen dediğin gibi. yavaş konuşan birini dinleyince baygınlık geçiriyorum.

bi kez söylediği şeyi sürekli tekrar etmemesi, etse bile farklı kelimelerle farklı şekilde anlatması lazım yukarıda yazılanlara ek olarak.

Evet ondandır. Yaş fazlaysa spor esnasında/sebebiyle ölmeniz muhtemel. 180 nabız nabız değildir.

Egzersizin ağırlığından bağımsız her zaman ısınma yapılmalı ki vücut, "aha düşman geldi hemen kaç, adrenalin bas bas bas" moduna girmesin.

Ha yinede normal tabi, ama bana sorarsan, biraz tıbbi terminoloji ile;
periferik vasküler rezistans, sedanter bir yaşamda en üst seviyede oluyor, kalbin bu uzaktaki kaslara yeterli oksijeni sağlayabilmesi için normalden fazla çalışması gerekmiştir. O yüzden önce bu direnci azaltmak lazım, psikolojik ve fiziksel ısınma şart.

Edt: 20'li yaşlar ise i, nabzın 200'e kadar yolu var sıkıntı yok.

yaş 26. maksimum nabza(194) ulaşmıyorum bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum da. neden bu kadar hızlı bir şekilde yükseliyor onu anlamaya çalışıyorum. yani hani 10 dk egzersiz yapsam 8-9. dakikada yükselse ok. 30 saniye yapınca anında yükseliyor.

bir süre sadece kardiyo yap bence. onu da minimum süreden başlayarak yap. işte ilk günler 15 dk sonra yavaş yavaş arttır gibi. akciğer kapasiten artsın ki daha dayanıklı ol.

normali nedir peki bunun? ısınmasız falan direkt kalktım yaptım. bunu aynen denettiğim arkadaşlarım var, 120 ölçüyorlar. aradaki fark inanılmaz.

1) 220-yaş formülüyle hesaplanan maksimum nabız değerinde ciddi bir hata payı vardır. örneğin 26 yaşında biri için 194 demi? değil işte. 26 yaşında birinin maksimum nabzı 180 de olabilir, 210-220 de olabilir. ikisi de tek başına bakıldığında anormal değildir, bir problem teşkil etmemektedir.

2) muhtemelen bilekten optik bir şekilde ölçen bir akıllı saat kullanıyorsun. bilekten ölçüm yapan optik sensörlerin doğruluğu çok iyi sayılmaz. ciddi spike yani atlamalar yapabilirler, anlık olarak nabzı kaybedip coşabilirler. ölçebildikleri zaman bile geriden gelirler, hatta elektrotlu sensörlerle arasında sabit bir offset mevcut olabilir.

özetle, vücudunda yanlış bir şey hissetmiyorsan buna takılma bu kadar. saatindeki sayıya değil hissiyatına güven.

sağlık uzmanı değilim ama uzun yıllardır spor yapan ve nabız saati kullanan birisiyim. 180 nabız ancak allah ne verdiyse yüklendiğim zamanlarda ulaştığım bir nabız. şimdiye kadar hareketsiz bir hayat sürdürmüş olmanız büyük bir etken muhtemelen ama ufak bir egzersizde bu nabızlara ulaşıyorsanız sıkıntı yok devam et denilip geçilecek bir durum değil bence.

yerinizde olsam spor adına bir on gün sadece 40-45 dakika hafif tempolu yürüyüşler yapar, kalp alışana kadar herhangi yoğun bir egzersizden kaçınırdım. zamanla kondüsyon kazandıkça aynı eforu gösterirken nabzınız daha düşük atması yani kalbiniz daha az çalışarak daha fazla kan pompalamayı başarması beklenir.

@mate soul: uzun yıllardır spor yapan biri nabzın, maksimum ve minimum nabzın ve benzer parametlerin kişiden kişiye oldukça değişken olduğunu bilir. lütfen yanıltıcı bilgi vermeyin.

doktora gittim bu arada, kardiyolojiye. ekg, efor, eko hepsine bakıldı. doktor bir sorun olmadığını söyledi. sadece çok garip geliyor birden bu kadar yükselmesi.

eforu da tamamlayamadım bu arada :) son etabın son 10 saniyesinde falan nabız 197 olunca korkup durdurdum.

@nabrukk: tabi ki de kişiden kişiye değişecek. ronaldo'nun dinlenik-minimum-maksimum nabzıyla benimkisi bir olmayacak tabi ki.

ama kişiden kişiye değişmesi basit bir egzersiz ile nabzın 180'e ulaşmasını normalleştirmez. bir müddet kondüsyon kazanılana kadar izlenmesi gerekir.

esas yanlış yönlendirme bişey yok deyip devam et demek olur.

yaş 33. dinlenik nabzım 52. maksimum 201 gördüm. 175 185 arası spor yapabiliyorum sıkıntısız şekilde. yaklaşık 20 senedir aktif spor yapıyorum. koşuda 180 sabit bisiklette ise 170 181 arası sabit nabızla devam ediyorum. nabız kişiye göre değişir. 220 - annenizin kızlık soyadının 2. harfi formülü tamamen atmasyon.

kilo, kolestrol, sigara ve aile büyüklerinde kalp sorunu hikayesi varsa zaten en yüksek risk grubunda oluyorsunuz. ailede kalp sorunu yaşayan oldu ise böyle giderseniz kaçınılmaz durumla yüz yüze kalacaksınız demektir. ekg yi geç zaten, eko ve efor un temiz çıkması çok iyi ancak rahata kapılmayın o damarlar illaki tıkanmaya başlamıştır. özellikle 40 yaşını geçince risk artıyor. ben de efor testini başarı ile geçmiştim ancak 2 yıl sonra 2 stent takılacak duruma geldim ve neredeyse gidiyordum. o yüzden ihmal etmeyin. yeme içme alışkanlıklarınızı düzeltin, tempolu yürüyüş gibi basit sporlarınızı yapın, ufak ufak kilo verin. mümkünse her yıl kardiyolog a gidin. bu işin kesin tanısı anjiyo dur ancak eko ve efor ile zaten gerekli teşhisi kardiyologlar koyar ve gerek duyarsa anjiyo yapar. bu noktaya gelmemek için yukarıdaki önlemleri alınız. bir de tansiyonu da takip etmekte fayda var.

apn ayarlarında hotspot ayarı var, o gitmiş olabilir. öperatörünüzün iphone için apn ayarlarını araştırıp eklemeniz lazım.

pivot ile yapabilirsiniz

@veritas peki ama nasıl? :(

Örnek dosyanızı mesaj olarak atın yardımcı olmaya çalışayım

Özelden atma

Bize de öğret @veritaslibertas

@pilavmaker girdin mi işe?

@poschen 1 ay oldu :)

İlk olduğu için olabilir.

Görüşmelerin karşılıklı olduğu gerçeğini anladığında daha az stres yapacaksın.

Bundan kastım adam sana iş vererek lütufta bulunmuş olmuyor. Sen de ona bilgini, emeğini verip para kazanmasını sağlıyorsun. Bu işler karşılıklı. Onlar seni beğenecek de sen onları beğenecek misin bakalım?

İnsanlar yüzünden oluyor bence. Benim bir aylık staj için gittiğim görüşme ortamında bile 7 kişi vardı. Dışarıdan baktığın zaman ben tek siz hepiniz tablosu ortaya çıkıyor. Bu da insanı geriyor. Normalde günlük konuşma diline alışıksın, bir şirketin kapısından girdiğinde sana ait olmayan kurumsal bir dili kullanmaya başlıyorsun. Kıyafetlerin bile günlük yaşantında giydiklerinden farklı. Bu yabancılaşma yüzünden kendine olan güvenin kayboluyor.

yani nasıl söyleyeyim, sanki görüşme sırasında bana işe alınmadınız deseler şu andan daha rahat hissedermişim gibi geliyor

değil ancak beginner seviyesini hızlıca atlatmak için iyi bir seviyede. dual olduğu için de iş görür beginner için.

İspanyolca bilmiyorum ama İngilizcesine bakınca bence de bildiğimiz beginner seviyesinden bi tık ileri.

Yalnız şu sayfalarına bakınca Absolute Beginner diye bir alt seviyeleri var, yani o zaman mantıklı.

www.learnpracticalspanishonline.com

ahahaha oha:

"Me gustaría casarme de nuevo para que mis hijos tuvieran un padre."

beginner falan değil abi bu cümle naptınız

işte bana göre de absolute beginner metinleri aslında beginner. tamam metinlerin içinde bazı cümleler beginner ama @reavelyn'in de örnek verdiği gibi hiç de bütün olarak öyle beginner değil bence. neyse içim rahatladı.

b2 seviyesinde birisi olarak bu metnin a2-b1 arası bir yerde olduğunu düşünüyorum. sayabildiğim kadarıyla 4 tane zaman kipi kullanılmış, kelimeler de öyle beginner kelimeler falan değil

bence beginner değil. ayrıca bu nasıl sayko metin ya, "eşim beni fitnısçı garı için bıraktı, umarım evlenirim de çocuklarım babasız kalmaz" falan ahaajsjfsk

kendine bir iş alanı belirle. ne olacaksın?

SAP danışmanlık
Lojistik/tedarik zinciri uzmanı
Finansal analist
Üretim Mühendisi
İş analisti
IK uzmanı
network yönetimi / ağ bilişim uzmanı
Strateji / risk yönetimi uzmanı
proje yönetimi / proje mühendisi
Ürün Yönetimi

gibi gibi.
Bu başlıktaki kariyer net uzman ilanlarına bak, qualifications neler istenmiş onlara bak, o qualificationslarda oku et, udemy üzerinden kurs al. Excel makro öğren. vsvs

Ben makineciyim ama üretim planlamada birkaç gün takılmıştım staj yaparken. Öncelikle Excel için +1 diyorum. SAP eğitimi alırsan da şansın bayağı artar.

İş güvenliği üzerine çalışabilirsin.

Cumhuriyet ve demokrasi farkli seyler. Ben demokrasi istiyorum. Ingiltere gibi kralicemiz olacaksa ve demokrasimiz de olacaksa hic itiraz etmem.

türkiye'nin sorunu koyu bir cahilliğe batmış olması. sadece sağcısını da demiyorum bak,solcusu şusu busu ben sen hepimiz aynı durumdayız. bu nitelikte insan topluluğunun üzerine ne koyarsa koy boka sarar.

kölelik yaşanmamış bu topraklarda, ben tarihsel kırılmayı ona bağlıyorum açıkçası.

önemli olan yönetim şekli değil.
adaletin kendisidir
her anlamda ama. mahkemedeki adalet değil sadece
ülke kaynaklarının doğru kullanılması vs vs

aslında tüm yönetim biçimleri özünde iyidir.
sorun onların doğru kullanılmamasıdır.

ip man filminden alıntı yapayım: dövüş sanatları önemli değildir. önemli olan onu uygulayandır
iyi uygulayan kazanır

ulkenin cumhurbaskani, baskani, basbakani veya kralinin yargilanabilecegi, adalet onunde normal bir vatandas gibi hesap verebilecegi seffaf bir yonetim olsun da adinin ne oldugu onemli degil. cumhuriyet turkiye icin yetersiz.

Traveller + 1
Daha ne kadar aynısını söyleyebilirim bilmiyorum.

Bize uygun bir sistem değil dışarda olgunlaşıp gelmiş üstümüze olmamış

cumhuriyet için demokrasi gerekir ama demokrasi için cumhuriyet gerekmez. Ben demokratik cumhuriyetten yanayım, nasıl bir şeyse

Cumhuriyet için demokrasi gerekmez. Bu SSCB'de de böyleydi, Cin'de de böyle, Kuzey Kore'de de. Demokrasi için de cumhuriyet gerekmez. Batı Avrupa ülkelerinin en az yarısı krallık. Demokrasi ve kuvvetler ayrılığıdir o ülkeleri yaşanır kılan.

genel olarak istediğim cevabı alamamışım. arkadaşlar, isme takılmayın. demek istediğim, seçim yapılan bölgede(ülke, şehir artık neyse) bulunan bütün vatandaşların oy kullanarak her şeye karar verdiği bir sistem iyi bir yönetim biçimi midir?

çoğunluğun fikri ne olursa olsun vasat altı oluyor çünkü. bunu sağ veya sol adına söylemiyorum ikisi için de geçerli. çoğunluktan aykırı şeyler göremezsiniz. çoğunluk gelenekselcidir, tutucudur vs. vs.

O halde soru şu "demokrasi iyi bir yönetim biçimi mi?". Yıllar önce Churchill cevap vermişti bu soruya. “Democracy is the worst form of government, except for all the others.”

Nöroloji uyku polikliniğine gidebilirsiniz, narkolepsi gibi durmuyor ama yine de tetkik edilsin. Geçmiş olsun.

@lal narkolepsiyle karşılaştım araştırırken ama gece uykusuzluktan ve gün içi uyku halinden bahsediyor. bizimkinde gece uykusuzluk yok ve uyku hali gece-gündüz var. teşekkürler.

şeker ölçüm cihazı alıp düzenli ölçsün şekerini.70-80 tl bişi .

lisans mezunuysan ağustos celbi değilsen bağlı olduğun kütüğe göre değişir.

@bewd lisans mezunuyum. kısa dönem istiyorum ama uzun çıkma riski nedir?

tıp, hukuk, diş gibi bölümlerde %100. mühendisliklerde %50 diğerlerinde %50'den az.

yandık desene

golddan alışveriş yapmak bu ara mantıklı değil, firmanın yarın ne olacağı belirsiz

garantisi apple türkiye ise alınır, yok değilse alınmaz

kayyum atanmış ama bu güveni artırır mı?

Apple garantili ise alınır. ama webden almayın, fiziken alma şansınız varsa öyle alın.

bölüm?

mühendislik ise; itü, odtü, boğaziçi gibileri 1. sınıfa koysam, istanbul marmara ytü 2. sınıf olsa, 3. sınıf derim kocaeli için. kocaeli, sakarya, uludağ gibiler 3. sınıf olur.

yanılmıyorsam iletişim fakültesi kaliteli diyorlardı. ne kadar doğrudur bilemem.

boğaziçi,bilkent,odtü vs den sonra 2.sınıf üniv kategorsinde benim gözümde. sakarya üniv gibi geliyor bana kocaeli.

4. sınıf,ise yaramayan bi üni.

Yazacagimi yazmis @playing star again +1

Hiç de 4. Sınıf kötü bir üniversite değil, mühendislik alanında istanbuldaki işverenler için itü, odtü, boğaziçi, yıldız'dan sonra gelen anadoludaki ilk üniversite kocaeli. Çoğu zaman kocaeli de tercih edilen üniversitelere yazılıyor. Ben de kocaeli mezunuyum, hiç kötü bir yerde çalışan arkadaşım yok. Çoğu itüden, boğaziçi'nden yüksek lisans kabulu aldılar, kendim de itüde doktora yapıyorum. Sakarya, anadolu, osmangazi denmiş mühendislik alanında kimse bunlar olsun demez, hepsinden de iyidir. Ankara'ya giderseniz hacettepe ve odtü (bunu zaten saydım) önüne geçebilir sadece o kadar. Ankara üniversitesiyle eşdeğer diyebiliriz.

benim algıma göre şöyle;

boğaziçi, odtü, yıldız, marmara vs..... kocaeli, sakarya, anadolu, osmangazi....

Kocaeli Üniversitesi'nde iki yıl okudum. Bana göre 3. sınıf bir üniversite ama fakülteden fakülteye değişir bu. Tıp fakültesi 2. sınıftır örneğin.

Edit: Bu arada Sakarya'ya haksızlık yapmayalım. Anadolu ve Osmangazi'yi mühendislikte kimse aramaz ama Sakarya gayet de aranır. Sakarya mezunu fabrika müdürü tanıyorum. Ayrıca 1970 yılında kurulmuş bir üniversite. Bugüne bugün 47 yıllık üniversite.

1. odtü, boğaziçi, sabancı, koç, itü, gsü
2. bilkent, ankara, hacettepe, ytü, ege, anadolu, akdeniz, dokuz eylül
3. istanbul üniversitesi, gazi, atatürk, marmara, kocaeli, osmangazi, ktü
4. anadolu şehirlerindeki geri kalan devlet üniversiteleri içinde en iyiler, ama aklıma direkt adları gelmeyecek kadar geride kalanlar.

bu arada sınıflar içindeki sıralamalarına göre yazdım. o sınıfa dahiller ama bu sıralamalarla, benim gözümde tabi.

Yıldız Teknik'ten hemen sonra geliyor benim için mühendislikte. Tıpları kendi içinde değerlendiriyorum. Geri kalan bölümlerini bilmem.

2. Sınıf. Koü mezunuyum. Devlet uni mezunu iseniz ve bogazici odtu itu degilse okulunuz yine de saygı goruyorsunuz. Özeller patates.

Kocaeli Müh fakültesinden mezun oldum. İstanbul'da güzel bir şirkette çalıştım. Eğer İng olarak kendinizi geliştirdiyseniz eğitim kalitesi açısından bir eksiklik hissetmedim. Göğsümü gere gere de üniversitemin adını söyledim. O dediğimiz 1. Sınıf üniversitelerin en büyük artısı İngilizce bilen öğrenciler yetiştirmesi.

mühendislik eğitiminde iyi diye duydum, algısı iyi bende. büyük şehirlerdeki iyi üniversitelerin hemen ardında diyorum.

sakaryayı övüp kocaeliyi gömmek trajik olmuş.

kocaeli'de okuyan en tembel öğrenciyi koyun sakaryada takır takır ders geçer.

Bölüm ayıramadan benim gözümde sıralama şöyle:

1- Galatasaray, Sabancı , Boğaziçi, Odtü, Koç, Bilkent, Mimarsinan
2- İtü
3-Ytü, Katü(malesef, gıcığım ben normalde katü'ye)
4-Marmara, Gazi, Ankara ü, İstanbul ü, Ege, Deü, Anadolu
5-Kocaeli, osmangazi, atatürk, uludağ, istanbulda'ki üniversiteler(okan mokan), Çukurova; (bana kalsa KATÜ burada olmalıydı)
6-ve diğerleri
713- şeyh edebali ü

Mühendislik bölümlerinin çoğu Anadolu Üniversitesilerinin çoğunu tokatlar. En azından 5-10 sene önceki durum böyleydi.
Sınıfını bilmem.

Kocaeli'deki en tembel öğrencinin Sakarya'da takır takır ders geçmesi? Kocaeli'de okumamış olsak inanacağız ya. Sallıyorsunuz bari destekli sallayın. Vize ve final sorularını defterden soran hocalar var Kocaeli'de. Kadının biri nasıl olsa emekli olacağım diye öğrencinin yüzüne bakmadan tahtayla konuşarak ders anlatıyordu. Geçme notuna 65 derler, hocalar çeke çeke 45'e indirir notları. Sanki çok zormuş gibi anlatırlar. KTÜ de son yıllarda oldukça bozmuş bir okuldur. KTÜ'den Sakarya'ya yatay geçiş yapmış 10 kişi tanıyorum ve hepsi Sakarya'da zorluk çekiyorlar. Adı teknik üniversite diye popüler olmuş saçma bir okul KTÜ. Kocaeli sadece batıda olduğu için şanslı. Yoksa çoğu bölümünün içi boş olduğu bir üniversite.

mühendislik anlamında ilk 5'te yer alır özellikle elektrik ile ilgili bölümlerden mezun olanlar piyasa da çok iyi yerlerdedir,tabi bu dediklerim 2008 ve öncesi için geçerli son yıllarda ne durumdadır pek bir bilgim yok.
odtü
itü
ytü
kocaeli
diyebilirim.

Sallıyoruz ?

bazı arkadaşlar kendilerini referans alarak bizim de o minvalde cevap verdiğimizi zannediyorlar ama yanılıyorlar.

2 yıl kocaeli'de okumuş ama kadının birisi(?) emekli olacağım diye tahtayla konuşuyormuş(!)
geçme notuna 65 diyorlarmış da 45'e çekiyorlarmış ?
Sakarya aranıyormuş(trajikomik) ve goldenshot geliyor, sakarya mezunu fabrika müdürü tanıyormuş (lükse bak :))

tek tek cevap veresim hiç yok ama teknik olarak salladığına(senin davranışın) değineyim. senin yaşın yetmiyordur belki ama geçme notu 65 değil, bologna öncesi 50idi (50 al geç geyikleri dönerdi okulda), senin o 45'e çekiyorlar dediğin şey bolognaya tabi olanlarda cc'(geçme değil cc(2.0) harf notunun) 65'e çıkarılması üzerine soru kalitesinin değişmediği (hem bologna hem de eski sistem öğrencilerinin aynı kağıttan sınav olduğu) çoğunluk sınavlarında uygulanan harf notunu başarı sapmasıyla 15 puan çekme olayıdır (-ki gno ile 2.0'ın altında kalanlar için çapraz dönem sıkıntısı yaşatmasın sebeplerindendir) Hocanın yetki ve isteği dahilinde olabilecek birşeydir(bu yaklaşımla 35 ile de geçebilirsin). Sana çok daha şaşıracağın tez konusu vereyim; geçme notuna 70 diyip çan uygulayan okul sistemleri var ki, sanırım bundan daha da bi' habersindir.


sakarya'nın arandığı ve tanıdık müdür olması seni adına şahane gelişmeler mezun olunca torpil yaptırabileceğin bir fabrika var :))


onun dışında sakarya üniversitesinde git gez dolaş biraz, sana anlatsınlar puan sistemlerini ve bazı sınavlarda neden sakaryanın tercih edildiğini ? bazı öğrencilerin neden kocaeliden sakaryaya okumaya gittiğini ders dilinin ve sınav uygulama sisteminin olaylarını sakaryadan kocaeline gelip de geri dönen öğrencilerini.

aklını açarken bir tiyo vererek hutbemi sonlandıracağım; eğer 2 okul arasında öss puanı yüksek olup da dgs puanı düşük olan bir durum varsa, bu dgs puanı düşük olan üniversitenin zorluğundan kaynaklanıyordur. çünkü dgs öğrencisinin yaşı büyüktür ve çoğunlukla işi gücü olan kişilerdir. bu kişilerde ellerinden geldiğince kolay ve içinde bulundukları sistemi bozmadan hızlıca okullardan mezun olmayı tercih ederler. bu durum odtü itü mimarsinan ayrımında da yaşanıyor, sıradan anadolu üniversitesi ayrımında da.

şimdi top derken, bilkent bogazici odtüdür. koç, sabancı,itü vs.yi bence 2. kocaeli de bi altta.

ama aralardaki fark bence cok az, yurtdısı icin fazla ama tr icin dusuk farklar.
enteresan sekilde piyasada calısan kocaeli unili arkadaslarımın cogu okulda asırı salmış, iş hayatında cok basarılı olmus tiplerdi.

y.lisans öğrencisiyim burada. lisansım başka okuldan.
bence türkiye' nin en abartılmış üniversitesi. mühendislikteki hocaları da biliyorum fen edebiyattakileri de. mühendislikteki bikaç pik noktadaki çok çok değerli hoca dışında hepsi vasat. hepisi. anladığım kadarıyla belli bi kesme yakın değillerse onları da aşağı çekmeye çalışıyolar.

ve burda işler adamına göre yürüyo, resmi olarak çok zor işinizi yapıyorlar.

anlamadığım bir şey daha var sınav haftasının öncesi çalışsınlar diye tatil, sınav haftası tatil, sonraki hafta kimse gelmiyo diye yine tatil.
bizde böyle bişey yoktu dersten, sınava giderdik.
özele indirgeyip kendi bölümüm için konuşursam buranın bölüm birincisi yüksek lisans nükleerde ama standart modelle, atom modeli arasındaki farkı bile bilmiyo.

sanayi bölgesinde olmasına şükretsin kocaeli üni. oradan hocalara iş gelmese bu kadar isimli olamazlardı.
konum, imkan vs. olarak burdur niğde gibi küçük illerde olan üniversitelerden daha iyi olmasına rağmen onlar kadar bile verimli mi bilmiyorum. ama hocalarına sorsan miten farkı yoktur okullarının.

3 ya da 4. Yoklukta bile gitmez.

çekilin kocaeli mezunu var,
evet zirveye oynamaz ama fena da değildir,
playing star again ' in yazdığı liste bence doğru bir yaklaşım,
gündelik hayatta 1.sınıf üniv. dışında bir yer bitirdiysen çok farketmiyor aslında, iş sende bitiyor,
benim çalıştığım pozisyona benden önce boğaziçi mezunu birini almışlar, 3 ay sonra kendi bırakmış yapamıyorum diye, ben 7 yıldır çalışıyorum,

okul değil, öğrenci ve öğrencinin kendini pazarlaması önemlidir. kocaeli'den sağlam ortalama ile mezun olan bir arkadaşım şu an amerika'da (meslektaşım ve makina mühendisi). ben göreceli olarak daha iyi bir üniversiteden mezun oldum, pek mesleğimi sevmiyorum diyebilirim, işsizim ve pek piyasayı da takmıyorum.

sanayiye yakın olması kocaeli ve uludağ'ın elini çok güçlendiriyor. bizim izmir üniversitelerinden adam çıkarsa (ege, 9 eylül, iyte) mühendislikte, büyük oranda okulun değil öğrencinin bireysel başarısıdır zaten.

1. kategori diamond circle: Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, Bilkent, Koç...
2. kategori golden circle: YTÜ, Marmara, İstanbul, Ankara
3. kategori ayakta: Uludağ, Sakarya, Kocaeli, Anadolu

Benim sıralamam bu şekilde. Yalnız YTÜ ile Kocaeli'yi aynı kefeye koymak gerçekten saçmalık, YTÜ teknik bir üniversite en başta ve iş hayatında özellikle mühendislik alanında hatrı sayılır bir yeri var. Büyük üniversiteler sadece İngilizce öğretiyor zaten demiş biri de asdfghj Boğaziçililer ağlıyor şu an :(

şimdi hangisi hangisinde yazamayacağım ama ünivesiteler benim gözümde aşağıdaki gibi:

1.sınıf
2.sınıf
3.sınıf
4.sınıf
çop sınıf

kocaeli'ye de 3. sınıf derim.

Robert Graves'ten Ben Claudius ve Tanrı Claudius romanları.

çok daha kapsamsız ama eğlenceli bir alternatifi için 2 sezonluk rome dizisini, bir yandan karakterleri ve olayları wikipedia'dan falan takip ederek izleyebilirsin.

mesela başa augustus geçtiği zaman diziyi durdurup naapmış lan bu augustus diye araştırabilirsin. ya da senatodaki main figure'leri. kaliteli tarihi dizi artı canlı "aslı neymiş" takibi bence harika bir kombinasyon.

bbc nin senaryo seklinde anlattigi harika bir belgesel serisi var. kesin izlemelisin

(bkz: bbc ancient rome)

bu devranın dönmesi ya da en dibe batıp, sonra yüzeye çıkma süreci birkaç yıl olabileceği gibi, onlarca yıl da sürebilir.

hiçbir şey aynı kalmaz.
ümitsizliğe kapılmanın anlamı yok.
bu da bir dengeden ibaret.
kaosun sonrası yükseliştir genelde.
bekleyip göreceğiz.

donmeyecek bence de. daha kotu olacagini dusunuyorum. gencligimin boyle bir ulkede gececegini kabullendim. kenara doviz de ayirmaya basladik. iyice boka sararsa ben kacar! hatta asagidaki duyuruyu da bu sebepten acmistim :D

@blatta neyleyim ben 60 yaşındayken dönen devranı :) ki şu önümüzdeki 5-7 yıl böyle devam ederse imkanı yok 50 yıldan önce değişen bir şey olmaz.

Sanirim cografyadan dolayi kaderimiz bu. Ne Avrupali olabilivez ne de Orta Dogulu. Ara bolgedeyiz iste. Ukrayna'da da ayni sorun var ornegin. Ne Rusya olabiliyorlar ne de Avrupa.

Bizim sorunumuz cok eskiye dayali. Yeni bir sey degil. Hazerfen Ahmet Celebi'yi surgun eden zihniyet bugun Tubitak'ta. II. Mahmut'un reformlarina karsi cikan kitle o zaman Osmanli'nin modernlesmesine karsiydi bugun Turkiye'nin cagdaslasmasina karsi. Bugun gericiler guclu sonra belki demokrasi guclenecek belki ardindan yine gericiler donecek. 1923'ten 2002'ye kadar 80 yil gecti. Belki yine bir 80 yil gecmesi gerekli.

Devranın döneceğine inananlardanım. Babam hep 'Bu dünya Büyük İskender'e kalmamış, kime kalsın' der. Bİr gün bildiğimiz her şeyin tepetaklak olacağına inanıyorum ama o günü göreceğime inanmıyorum.

İran'ı ele alsak, kaç bin yıllık Pers kültürü; Greklerle, Mısırlılarla birlikte eski dünyanın sahipleri, kültür fışkırıyor topraklarından. Son 30 seneleri ile İran'ı değerlendirmek veya İran kültürüne yüklenmek büyük ayıp olur. Onların da günü gelecek devranı dönecek ama yavaş yavaş. Birkaç nesil arada heşlenecek belli ki.

Keza İspanya'nın Franco rejimine bakalım. Devran öyle bir dönmüş ki, özgürlükler bize göre tavan. Hatta özgürlükleri ile ünlü ülkelerden biraz daha özgürler bence, ekonomi batmış, o ayrı ama Franco dönemindeki birine bugünkü İspanya'yı anlatsan yüreğine iner. Franco 36-37 yıl yönetimde kalmış. Aradaki nesiller heşlenen nesiller olmuş.

Ben bizde de öyle olacağına inanıyorum; bir 5-6 nesil heşlendikten sonra kendine gelecek. 'Benden sonra geleni ben ne yapayım. Dünyaya bir kere gelmişim, o da buna denk geldi' diyebilirsin, haklı da sayılırsın ama nasıl ki Franco zamanında harcanan nesil ya da geçmişte başka nesillerde ezilen kişiler bireysel olarak şu anın Türkiye'si için hiçbir şey ifade etmiyor, ileride de biz kimse için bir şey ifade etmeyeceğiz zaten bireysel olarak. Önümüzdeki seçeneklerden tercih yapacağız ve yapacağımız tercihler bizim kaderimiz olacak. Sadece bizim kaderimiz olmayacak, ülkenin de kaderi olacak.

Açıkçası tarihin geneline baktığımızda (son 15-20 yıl değil), biraz Avrupalı biraz Orta Doğulu olmak da isterim ben. Beyrut'un Doğu'nun Paris'i olduğu zamanlar, Halep'in o kültürü; şu son dönemde sömürülene kadar, ne kadar gurur duyulası bir güzellikmiş. Bırakmamışlar ki insanlar o güzelliği yaşasın. Bildiğimiz çukur olmuş, bataklık olmuş.

valla ortaçağ avrupası saçmalığın dibine vurup sonra da aydınlanma çağı yaşamıştı 300 küsür yıl önce.

anadolu ve orta doğu coğrafyasının artık nasıl bir dip anlayışı varsa hala vuramadık o dibe :) bir vurabilirsek biz de aydınlanacağız ama artık bu yüzyılda mı olur, gelecek bin yılda mı olur, kısfmet.

@vegas inanın cemaatin tüm üyeleri, en az bulaşanı bile sınırdışı edilse umrumda olmaz, sevinirim hatta. ama bir kere akp'nin cemaatle mücadelesine inanmıyorum(siyasi kanada dokunulmaması vs. bunlar sayfalar sürecek konular).
benim bahsettiğim de o değil zaten. resmen akp seçmeni %50'nin karşıdaki %50'ye ezici bir tahakküm kurması, bu %50'nin hayatın her alanında ezilmesi, devletten dışlanması, medyadan dışlanması, her gün tüm devlet adamlarınca aşağılanması, ağzını açamayacak hale gelmesi vesaire vesaire.
üstüne kavgalı olmadığımız ülkenin kalmaması, giderek yalnızlaşıyor olmamız, rusya'nın aç bir ayı gibi bunu dört gözle beklemesi, yani bilmiyorum ben mi abartıyorum, sizce ülkenin tüm problemi fetöden dolayı yaşadığımız kaos mu?

devran dönecekmiş.
iran'dakiler de düşünüyorlardı heralde devran dönecek diye ama
bir türlü dönemedi o devran :)

zeka, beyni fayda sağlayacak şekilde kullanma yeteneğidir bana göre. beyin herkeste var ama bazı insanlar, belki yaşadıkları, belki başka nedenler neticesinde farklı bir düşünce gücünde oluyorlar. mesela sen bir bilgiyi öğrenip hafızanın bir köşesine yazıyorken, diğeri öğrendiği an nerelerde kullanabileceğinin hayaline dalıyor. bu bir farktır ve önceki hatıralarla şekillenmiş olan bir tekniktir. zeka, bu teknikleri de içerisinde barındırır. ayrıca tıpkı benim gibi kim ki bu soruya yanıt verirse, düşüncelerini tamamen anlatamayacaktır. düşünceleri, zekasından çıkacak ve zekanın ne olduğunu değerlendirecek. bir paradoks gibi.

çözüm üretebilen insan.

tam zekanın tanımını yapamam yarın değiştirmem gerekebilir. sürekli mutsuz adam ya çok zekidir ya aptaldır diyebilirim. zeka değerlendirilebilecek bir şey değil bence yani sürekli mutsuz adam için bakarsak mesela çok bildiği için bazı şeylerin yoksunluğunu çektiğinden mutsuz denilebilir. (hiç havyar yememiş birinin canı havyar çekmez mesela) ama farklı bir şeyde düşünülebilir. şartları kendine göre değiştiremediği içinde aptal yorumu yapılabilir. benim için mutluluk zekanın sınırından başlar.

Darwin. Zamanında bilim emekleme aşamasında, jeoloji yalan yanlış, kalıtım ile ilgili hiçbir müspet veri yok ve adam gözlemi yapıp evrimi kusursuza yakın açıklıyor.
Galileo. Kilise adam yakıyor, bilen kişi bilgiyi kendine saklıyor. Bu celileli dayı düşünce deneyleriyle dinamiğin temellerini atıyor.
En iyi iki örnek bence bunlar.
Zeka ilk defa karşılaştığın problemi çözebilme yeteneğindir. Üstün zeka tamamen yanlış tanımlanmış problemleri dahi çözebilme yeteneğidir.

Çok relatif, geçerli sistemin standartlarının amaçlar doğrultusunda üzerinde olmak zeki yapar sanırım insanı. Çok farklı bir gerçeklikte veya zamanda çok daha farklı bir düzen olabilirdi. (bak yukarıda çözüm odaklı olma örneği verilmiş, farklı düzene sisteme uç örnek vereyim: saykedeli).

Ha bu düzende sizce nedir diyorsan, onun standartları da artık epey belli zaten.

olguları ve olayları salt bilgi olarak değil. aralarındaki bağ ve çalışma mekanizmalarını da görerek anlayabilmek.

başarılı olmak
çalışkan olmak
zeki olmak bunlar farklı olgular.

tesla, aziz sancar gibi bilim insanları yüksek zekanın yanında çok da çalışkan insanlar bunların yanında sadece yüksek zekaya sahip olup yeterli motivasyon imkanı olmadan çürüyüp giden bir çok insan olmuştur.

tanımsal olarak zeki insan çözüm üretebilen insandır +1 diyorum.

olaylar, durumlar, sebepler, sonuçlar arasında bağ kurabilmek zekanın ölçütüdür bence.

doğru diyorlar. çift yıllarda giriyo mühendisler kendi kadroları için.

mühendisler de girebilir bu sınava.

dokuman.osym.gov.tr

2015 kpss'ye girenlere buradan bakabilirsiniz. boğaiçi okuyan bu insanlar salak değildi herhalde?

örnek olarak 7 aralık 2016'da tse 54 tane uzman yardımcısı almak istedi ve bunun için ilana çıktı ve başvurma şartı olarak

7) TSE Uzman Yardımcılığı ve Avukatlık kadroları için Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından 04-05 Temmuz 2015 veya 22-29 Mayıs 2016 tarihlerinde yapılan Kamu Personel Seçme Sınavlarında (KPSS), Tabloda belirtilen puan türlerinden en az 70 (yetmiş) puan almış olmak zorunludur.

ibaresi vardı. tekli yıllarda girenlerde olabilir demektir bu.

bu tip ilanlarda yds şartı da olmaktadır.

fakat bu tip ilanlar çok çıkmaz ayrıca merkezi atamalara da tekli yıllarda girilen sınav puanlarıyla başvuramazsınız.

blue eye ın dediği gibi merkezi alım dışında alımlara başvuru yapmayı düşünüyorsan bu sene girmen iyi olur. Merkezi alımlara başvuru yapamazsın ama bu sene puanınla

ne muhendisisin keşke onuda yazsaymıssın.