Devranın döneceğine inananlardanım. Babam hep 'Bu dünya Büyük İskender'e kalmamış, kime kalsın' der. Bİr gün bildiğimiz her şeyin tepetaklak olacağına inanıyorum ama o günü göreceğime inanmıyorum.
İran'ı ele alsak, kaç bin yıllık Pers kültürü; Greklerle, Mısırlılarla birlikte eski dünyanın sahipleri, kültür fışkırıyor topraklarından. Son 30 seneleri ile İran'ı değerlendirmek veya İran kültürüne yüklenmek büyük ayıp olur. Onların da günü gelecek devranı dönecek ama yavaş yavaş. Birkaç nesil arada heşlenecek belli ki.
Keza İspanya'nın Franco rejimine bakalım. Devran öyle bir dönmüş ki, özgürlükler bize göre tavan. Hatta özgürlükleri ile ünlü ülkelerden biraz daha özgürler bence, ekonomi batmış, o ayrı ama Franco dönemindeki birine bugünkü İspanya'yı anlatsan yüreğine iner. Franco 36-37 yıl yönetimde kalmış. Aradaki nesiller heşlenen nesiller olmuş.
Ben bizde de öyle olacağına inanıyorum; bir 5-6 nesil heşlendikten sonra kendine gelecek. 'Benden sonra geleni ben ne yapayım. Dünyaya bir kere gelmişim, o da buna denk geldi' diyebilirsin, haklı da sayılırsın ama nasıl ki Franco zamanında harcanan nesil ya da geçmişte başka nesillerde ezilen kişiler bireysel olarak şu anın Türkiye'si için hiçbir şey ifade etmiyor, ileride de biz kimse için bir şey ifade etmeyeceğiz zaten bireysel olarak. Önümüzdeki seçeneklerden tercih yapacağız ve yapacağımız tercihler bizim kaderimiz olacak. Sadece bizim kaderimiz olmayacak, ülkenin de kaderi olacak.
Açıkçası tarihin geneline baktığımızda (son 15-20 yıl değil), biraz Avrupalı biraz Orta Doğulu olmak da isterim ben. Beyrut'un Doğu'nun Paris'i olduğu zamanlar, Halep'in o kültürü; şu son dönemde sömürülene kadar, ne kadar gurur duyulası bir güzellikmiş. Bırakmamışlar ki insanlar o güzelliği yaşasın. Bildiğimiz çukur olmuş, bataklık olmuş.
0