Ekşi Duyuru

ntv de "gerçek orada bir yerde" isimli bir program vardı eskiden.
gündüz vassaf, şerif mardin ve murat belge bir konu üzerinde konuşurdu.
ntv'nin web sayfası değişmiş eskiden derli toplu biçimde vardı da şimdi baktım bulamadım. belki youtube fln üzerinden bulabilirsin.

ekleme: www.facebook.com

okuryazar.tv

www.edebiyathaber.net

www.sabitfikir.com

dexterın kalitesi düştü muhabbetleri var. timberlande bak bence. bi de lidyanadan almak gibi bir hataya düşme.

Kahverengisi çok hoş bnce. Zamansız bi ayakkabı.

güzel.

bence bunlar farklı durumlardaki aileler
şuna benziyor insan annesini de sever babasını da sever karısını da sever çocuğunuda sever köfteyi de sever ancak hepsini farklı farklı sever
doğduğumuzda bize aile olan aile ile büyüdüğümüzde kendi kurduğumuz aile bence birbirinden farklı olan aileler sınıflandrma yapmak doğru olur mu bilemiyorum.

bence sınıflandırma yapmak tam da basond'un dediginden dolayı dogru olur gıbı geldi bana da. Ama bunun dogrusu yanlısı olur mu onu da bılemedım. kafam cok karısık :/

Ben de böyle sınıflandırıyorum.

eğer bunu tezinde yazacaksan mutlaka literatür ile destekle. sonra jüride sen bu sınıflandırmayı neye göre yaptın derler. buna verecek cevabın olsun.

Lise Sosyoloji kitaplarına bakabilirsin.

Dekalog'u nereden buldunuz acaba?

kütüphanede okumak keyifli ve motive edici. evdeysen de mümkünse birlikte kitap oku birileriyle. yoksa telefonu kapat, sessiz bir odada oku.

kendimi veya tanıdığım insanları karakerin yerine koyarım bazı kitaplarda. hem eğlenceli hem de akılda kalıcı oluyor. deneyebilirsin bunu.

valla ben kitap okurken zaten transa geçerim başka bir şeyi düşünmem, çok da üzerine kafa yormamak lazım rahat bir pozisyon alıp sadece okumak.

Soruyu anladım mı emin değilim ama neler yapıyorum anlatayım. Kitaplar için kullandığım bir defterim var. Bilim-tarih kitapları okurken oraya notlar alıyorum. Roman okurken isimleri aklımda tutmakta zorlanırım bazen, o zaman da yine deftere karakterlerin isimlerini ve kim olduklarını yazıyorum. Bir de roman okurken hızlı okumaya çalışırsan kendini kitaba tam kaptıramayabilirsin. Okuduklarını beyninde canlandırabilecek hızda okumak en iyisi.

Bir kitap okumaya başladığımda 30-60 dakika sonra dikkatim aşama aşama azalmaya başlıyor, tüm gün bilgisayara baktığım için gözler yoruluyor. Öyle olduğunu fark ettiğim anda en az bir 5-15 dakika ara veriyorum.

betimlemeli şeyleri direkt hayal ediyorum ana karakter benim gibi falan.
(özellikle gerilim/macera/polisiye kitaplarında)


klasiklerde direkt hayal etme o dönemi göz önüne getirme var ana karakter ben değilim :D

arka fona minik sesli müzik olabilir tercihen klasik.

sessizlik mühim şey. ilgisi dagınık dikkat eksikliği olan biriyim:D

ha bi de kitap okurken oturduğum yerde rahat ediyorsam bitene kadar kalkmam

(bkz: spritz)

learnenglish.britishcouncil.org

bu site iyi baya. ama en önemlisi. düzenli, istikrarlı bir şekilde o sitedeki her şeyi tıklayıp sindirmen gerekiyor. başka site yokmuş gibi tek seçeneğin gibi bir sitede vakit geçir. yoksa internet derya deniz ama siteler arası gezip en kolayı aramaktan hiç bir şey öğrenilmiyor.

engvid.com, all lessons kısmı epey faydalı.

eksisozluk.com

www.englishbaby.com

kuru üzüm, fındık, ceviz, su, kahve, sakız falan depoluyorum masama, her dakika kalkmayayım diye.
telefonu sessize alıp uzağa koyuyorum.
ihtiyaç duyabileceğim tüm kitapları, kağıt kalemleri masaya çalışmaya başlamadan önce getiriyorum

kendimi odullendiriyorum verimli calistiysam.

Sadece calismak icin gittigim yerlere gidiyorum. Yeri geldiginde kutuphaneler, yeri geldiginde Starbucks gibi yerlere gidiyorum.

O kadar yol tepip bir yere gidince insan ister istemez calisiyor :) Haliyle verim de artiyor. Hayatimda yazdigim kodlarin cogunu Moda Starbucks'ta yazmisimdir.

karadenize kıyısı olan herhangi bir şehir ülke

Çanakkale ya da kendi memleketimde. Çanakkale'de zeytincilik yapardım. Şarap da olabilir. Memleketimde de elma, kiraz vb meyveleri yetiştirirdim.. Küçük, müstakil bi ev bana yeter de artar bile..

izmit.hem doğup büyüdüğüm şehir hem yaşaması kolay hem de istanbula yakın

Bursa'da kuruyorum.

Antalya veya Çanakkale hayalim. Deniz kenarı, yaşaması rahat memleketler. İzmir'liyim, ama İzmir defterini kafamda kapattım, orada yeni bir hayat ağır geliyor ama bu şehirlerden birinde taptaze bir başlangıç yapabilirim.

Muğla ilçelerinden tabii ki. Iklim, doğa, turizm. Geçinecek bir şey illa ki bulur, üstüne bir de deli gibi spor ve temiz havaya doyardım.

izmir, antalya. hem deniz hem sosyal ortam var hem istediğini bulabileceğin istanbulu aratmayacak şehirler. karı kız değil sosyal ortamdan kasıt bayanım.

Izmir - Muğla ikilisinden birini tercih ederdim. Havası, insanı, sakinliği gibi sebepler dolayısıyla.

klasiktir, ege'de bir kasaba. muhtemelen datca, marmaris, ya da gokova olabilir.

eskişehir, çünkü büyük şehir gibi de aslında küçük şehir (ikisinin de bazı olumlu özelliklerine sahip yani). ankara, istanbul, bursa'ya yakın. görece kiralar daha düşük. sosyal hayat (gece gezmesi, tiyatro, konser vb) diğer anadolu şehirlerine göre çok gelişmiş. ayazı fena ama.

kırklareli taşağıl köyü
ya da
urla falan.

er geç dönülecek memleketim; izmir...
öyle olmasaydı muğla, edirne, çanakkale, bursa, balıkesir'in kıyı ilçeleri olabilirdi. bir de hiç görmesem de eskişehir:)

yalovayi secebilir insan en uzak yeri 15 dk , koy , plaj , termal , gece hayati , yayla , selale aklina ne gelebiliyorsa 15 dakikada ulasabilirsin . Nufus dusuk kaliteli.

dalga

başka semtin çocukları

www.barnesandnoble.com

dünün dünyası - stefan zweig.
yeterince geriden başladığından emin olmak istedim.

why nations fail

Leo Huberman
Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla

Cok okuyan mi cok gezen mi?

Murat Belge'nin başka kentler başka denizler serisi var. Ama içindekileri incelemelisin. Amerika falan da var seride. Avrupa olanlara bakabilirsin.

Proust oku.

jale parla - babalar ve oğullar: tanzimat romanının epistemolojik temelleri

çok ilgili olduğum bir alan değil, o sebeple bildiğim tek örnek bu.

Olgun gündüz'ün likedin hesabına bakmak işine yarar. Olgun hocanın Kemal Tahir'i, Tanpınar'ı incelediğini diye hatırlıyorum.

Cümle düşük oldu :o :)

asperger sendromundan muzdarip olanlar?

death note
ghost rider

(bkz: Faces of death) belgeseli.

(bkz: palermo shooting)

dizi - dead like me
film - before I disappear (intiharla ilgili)

(bkz: six feet under)
(bkz: pushing daisies)

god on trial

(bkz: Stay)

www.imdb.com

(bkz: Martyrs)

The book of life

Fearless - Jeff bridges oynuyor

mikail başkanla ilgili şöyle bir şey buldum gugıl'da,

www.risaleinurenstitusu.org

mikail arkadaşımız ilgileniyor. kimseyle hırgürü olmayan kendi halinde bi melektir.

aslında hepsi doğayla öyle ya da böyle alakalı.
ama doğanın, bitkilerin, hayvanların başmeleği ariel.
aurası pembe.
simgesi de genel olarak aslanlar diyebiliriz.
aynı zamanda bereketi ve cesareti de temsil ediyor.

bunun dışında mikail'in anlamı allah gibi olan demek.
rengi koyu/morumsu lacivert.
nazar boncuğunun renginin o yüzden mavi olduğu söylenir.

anlatacak çok şey var da, derin bir konu olduğu için nereden tutacağımı bilemedim.

gömüldü

Inside Llewyn Davis

melankoli

children of men

Tarihte bilinen ilk yazar kimse o'dur bence.

(bkz: hipponaks)

mary & max
forrest gump
into the wild

ve en damarı:
hachiko

hepsinde yeter miktarda yalnız kalma ve izole olma durumu var.

inside llewyn davis : www.imdb.com

merhaba. ağlatacağını sanmıyorum ama 3. sayfa, yer altı belki bu ağlatır. www.imdb.com

masturbate tagı ile bulunabilir

www.imdb.com

ağlama kısmı sana bağlı.

sidewalls (medianeras)

www.imdb.com

nuri bilge ceylan- uzak.
o filmde de bahsettiğine benzer bir tat almıştım.

jagten (toplumdan dışlanma var)

detachment.

arsiv.indigodergisi.com

(git: www.aktifhaber.com )

bu görseldeki sembolik anlam ne ise, o da onun laciverti.

Cima

Bilgi, mantık ya da seks olarak yorumlayanlar var.

Hıristiyan felsefesine göre bilgelik, mutlak bilgiye sahip olma anlamlarına gelir.

Yahudi anlatılarına göre cinsel ilişkidir.

İslamda yok.

adem babamız ve havva anamızın aynı anda "gelmesi".

islamda bunun manası yok diye kestirip atmak çok saçma. anlamı o kadar açık ve islama dair ki..


elmanın sadece cinsel ilişki veya bilgelik simgelemesi kadar sığ bir açıklama da olamaz zaten. Kaldı ki Hz. Adem'e eşyanın adı öğretilmişti yani kendi zamanından dünyanın sonuna dek gelip geçecek her şeyin bilgisini öğrenmişti. mutlak bilgeliğe zaten sahipti.

elma insanın bizatihi kendi nefsidir. nefsine yenik düşüşünün hikayesinin özetidir. o elmayı yemeye şeytan tarafından ikna edilmek, bunun bir kadın eliyle olması.. hepsi insanın nefsani duygularıyla vermesi gereken imtihanı işaret eder. hikaye orada bitmiş gibi gözükür cennetten atılmakla ama aslında hikaye tam da orada başlamaktadır.

bu arada islam dinini hz. muhammed'le sınırlama sığlığındaki teist/ateist saçmalıklarından da gına geldi. islam dini ilk insanla bu dünyaya indi. hz. muhammed ve kuran-ı kerim'le kemale erdirildi (Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım, din olarak sizin için İslam'ı beğendim. maide 3) . önceki peygamberler de islam peygamberiydi. dolayısıyla tek bir doğrunun olduğu yerde yoldan sapıp hikayenin özünü unutup, yarım yamalak hatırladıklarıyla başka hikayeler uydurup başka putlar edinenlerin aynı sembolleri kullanması çok doğal.

"bu arada islam dinini hz. muhammed'le sınırlama sığlığındaki teist/ateist saçmalıklarından da gına geldi. islam dini ilk insanla bu dünyaya indi."

bunu sadece müslümanlar iddia eder. kurandan ayet çekip döngüsel nedenleme yapmanın manası yok.

İnto the wild iste...

Into the Wild +1
Tracks
127 Hours
The Beach

huckleberry finn'in maceraları.

Into the wild bir ben dememişim, diyim bari.

Bird people in china.

Kitap: Henry David Thoreau - Walden
www.idefix.com

The new world de olabilir ucundan.

le jaguar olabilir. En sonlarda o tarz şeyler oluyor. ASlında en baştan itibaren. Biraz sıradışı film.

(bkz: the way back) 2010 yılı yapımı olan.

Walden + 1
Wild Harbour

into the wild benim de listemde en başta tabi ki ama izlerken inanılmaz keyif aldığım castaway on the moon vardı. onu da şiddetle öneriyorum.

samsun-amasya-sivas-kayseri-ankara turu yaptım 4-5 günlük. yataklı vagonla gideceksen odanın anahtarı var, çıkarken kilitleyebiliyorsun, bu yüzden sorun olacağını düşünmüyorum. pulmanlı vagonla (koltuklu) gideceksen yine otobüsten daha konforlu olur çünkü istediğin zaman kalkıp yürüme şansın var. her sette bir tuvalet olur. yemekli vagonda wireless var ama çekmiyordu genelde. tren hareket halindeyken uyumak da şahane, sesi ninni gibi geliyor, hafif hafif de sallıyor beşik gibi. tavsiye eder miyim, tabi ki ederim.

uepuey +1 özellikle de ninni kısmına tamamen katılıyorum.

zorlukları yok bence. ya da ben hiç karşılaşmadım.

gece lokomotif değiştirdiklerinde falan uyanabilirsin. aşırı karanlık olur yıldızları görürsün. biraz cam açıp havalandırırsın ortamı. mis. vur kafayı bi daha. güneşle uyanırsın.

izmirden ankaraya gittim trenle. trende sigara içemiyorsun, çok sıkıntı oldu benim için. rahatlık olarak da otobüsten pek artısını göremedim. ayrıca bir tek tuvalette priz var, telefonun şarjı bittiğinde oraya koyup da başında beklemek zorundasın. ayrıca otobüsün 8 saatte gittiği yolu 17 saatte aldım, yani benim için pek güzel bir deneyim olmadı.

süre sıkıntın yoksa süper bir deneyim,bide viski çukulatan varsa yanında uubeybiii..

İzmir-Ankara arası yaptım 2 kere, 3-4 kerede Balıkesir-Ankara.
Sigaranı tuvalette içersin,prizli vagonlara denk gelirsen güzel olur fakat internet yok.Söylenildiği gibi süre sıkıntısı yoksa güzel deneyim olur, koltuklar zaten geniş rahatsız olmazsın pek, eskiden bir de restorant vagonu vardı alkollü falan, geceden içiyordun orada sonra koltuğuna gidip sızıyorsun, sabah güneş vuruyor yüzüne uyanıyorsun, tren tıngır mıngır giderken sen penceresinden manzaraya bakıp kahvaltını yapıyorsun. Güzel bir yolculuktu benim için.

kara tren zamanlarından kalma deneyimlerim var.
tek eksisi cam açıkken tünele girersen kapkara olmaktı. başkaca eksisini görmedim. aslında o da şimdi gülümsettiği için eksi değil artıymış.

zorlukları şunlar olabilir:
uzun tur düşünüyorsan aktarma yaparsın, inip binme olur. binmeyi planladığın tren tehir edebilir. bir ara çok oluyordu belki düzelmiştir şimdi tam bilmemiyorum da hazırlıklı olmakta fayda var. para hesabını kıtı kıtına yapma, tehir payı ayır.
gece kalacak yer bulamazsan (kadınsan ve teksen riskli olabilir, o risk otelde de olabilir gerçi) garların istasyonların bekleme salonlarında da bekleyebilirsin, koltuklar rahattır.

benim ölmeden önce yapılacak listemin başında trenle tüm anadolu'da hatta mümkün olursa tüm eski hatlarda yolculuk yapmak var. kıskanayım mı ben şimdi seni:)

fotoğraf çek emi, bütün istasyonların fotoğrafını çek.

erzurum-ankara gittim. 22 saatti. yani tek olacaksan biraz sıkıcı olabilir. arkadaş varsa eğlenceli olur. trenlerin koltukları geniş olur. yataklı bölümleri biraz iç karartıcı buluyorum. o yüzden normal vagonlar tercih edilebilir.

benim hatırladığım en net sıkıntı. trenin duracağı/kalkacağı saat yer önceden kestirilemiyor. bu yüzden yanında su ve biraz yiyecek, belki içi görünmeyen bir pet şişeyle alkol vs. bulundurulabilir. bir de sigara içiyorsan onu uzun yolculukta nasıl ayarlarsın bilmiyorum.

O bağ senin içinde olmalı yoksa sadece bir et parçası olursun gibi geliyor bana.
O bağ aynı zamanda seni başkalarına başka değerlere de dolaylı olarak bağlayan bağ.

Bence bu öyle bir şey ki anlatılmayan ama hissedilen bir şey. Bir kez hissettin mi böyle soru soranlara üzülüyorsun neden hissedemiyor diye.

Umarım benim hissettiğim gibi hisseder, karanlıktan korkmazsın.

şüphesiz hiçbir şey kendine delil olamaz.
vahyin sübutu tevatürdür. (dahası için bkz. sünneti muhammediye, haberi sadık ilh.)
vesselam

İstediğiniz bu tarz bir şey mi bilmiyorum ama: www.idefix.com

call of the wild- jack london

işini görür sanırım

her evrimsel biyoloji kitabı, popüler bilim sınıfındaysa bu tanıma uyar.
sargun tont'un kitapları vardır. zaten kendisi de thoreau atıfı yapar sürekli.
doğadan kasıt yeşillikse uymayabilir. sonuçta nötrinolar da doğa, süpernovalar da doğa, okyanus tabanındaki jeotermal ağızlar da doğa.

eksisozluk.com

çok geniş bir soru olmuş bu.
benim önerim müzik tarihine göz atman.
rönesanstan itibaren günümüze kadar dönemleri incelemen, ve her dönemin en ünlü eserlerini dinlemen.
en kaba haliyle klasik müzik kültürü edinmiş olabilirsin.

o ayki içeriğine göre notos

Benim de Notos. Kitap-lık aldığım da oluyor.

Notos'un her sayısı. O ayki içeriğine göre Kitap-lık bazen de Varlık.

varlık

edebiyat ne la

roman kahramanları, bazen notos ve kitap-lık

Özdemir Asaf- lavinia
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme Lavinia

Özdemir Asaf şiirleri..
En sevdiğim;

(Denizin Delisi)
Unutmak mı, delisin,
Gitmesem de bekler orada deniz.
Gelirsem, bilmelisin
Benim beklememdir burada deniz.

Gitmek gibi geleceğim
Denizin delisine.
Delinin denizi gibi
O ne kadar giderse.

üçüncü şahsın şiiri.

tam da şiirdekine benzer bir durum içerisindeyken görmüştüm ilk kez. kamyon çarpsa o kadar dağıtmazdı herhalde. aşırı etkilenmiştim. felaketim olmuştu ağlamıştım. öyle ki şu an tekrar açıp okumaktan çekiniyorum yine it gibi ağlarım, akşamımın keyfi kaçar diye.

eksisozluk.com

not:artis değilim, gerçekten güzel şiir bu.

DAVET
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim....

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Nazım Hikmet

ismet özel - amentü (bazı kısımları hariç şiirin geneli fevkalade)
arkadaş zekai özger - içinde "ağlamak acıların en yontulmuş biçimidir" geçen şiiri
ece ayhan - meçhul öğrenci anıtı
bukowski - them and us
emily dickinson - tell all the truth, but tell it slant
robert frost'un hemen hemen her şiiri
sergey yesenin - do svidaniya drug moy
sergey yesenin - ustal ya jit v rodnom krayu
arseniy tarkovski - pervıye svidaniya
allan ginsberg - america
allan ginsberg - howl
kavafis - ithaka


ithaka hariç hepsi orjinal dilinden okununca güzel oluyor. özellikle rusça çeviriler çok anlamsız ve yavan kalıyor.

dün gece rüyama girdin
dizimin dibinde oturuyormuşun.
başını kaldırdın, kocaman, sarı gözlerini bana çevirdin.
bir şeyler soruyormuşun.
ıslak dudakların kapanıp açılıyor,
sesini duymuyorum ama.

gecenin içinde bir yerlerde aydınlık bir haber gibi saat çalıyor.
havada fısıltısı başsızlığın ve sonsuzluğun.
kırmızı kafesinde, kanaryamın : « memo »mun türküsü,
sürülmüş bir tarlada toprağı itip yükselen tohumların çıtırdısı
ve bir kalabalığın haklı ve muzaffer uğultusu geliyor kulağıma.
senin ıslak dudakların hep öyle açılıp kapanıyor
sesini duymuyorum ama…

kahrederek uyandım.
kitabın üstünde uyuyakalmışım meğer.
düşünüyorum :
yoksa senin miydi bütün o sesler?

nazım hikmet

güzel kız;sen küçüklüğümde
bahçemizdeki erik ağacının
en yüksek dalına kurduğum
öksenin üstünde dolaşan
saka kuşu kadar
sevimli değilsin!

orhan veli.

bununla beraber orhan veli'nin yazdığı her şey.

ben ruhi bey nasılım - cansever
tel cambazının tel üstündeki durumunu anlatır şiirdir - uyar
amentü - özel

daha muhtelif cansever, uyar, özel şiirlerini ve bazı asaf şiirlerini de severim, tek kte yazamadım. ece ayhan'ın, sezai karakoç'unkiler de böyle.

Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.

necip fazıl - sakarya (çok uzun olduğu için kopyalamıyorum)

bunun haricinde sevdiğim şairler var. tüm şiirlerini sevdiğim;

nazım hikmet
cemal süreya
necip fazıl

Novalis-"Geceye Övgüler"den

ötelere yuvarlanıyorum,
ve her acı
günün birinde
dönüşecek şehvetin dikenine.
az zaman kaldı,
sonra kurtulacağım,
ve sarhoş, uzanacağım
aşkın kucağına.
sonsuz yaşam
dalgalanıyor içimde tüm gücüyle,
yukarıdan aşağılara bakıyorum,
oralardaki sana.
o tepede
sönüp gikmekte parıltın
bir gölge taşımakta,
serinlik veren çelengi.
ah! tüket beni ey sevgili,
sonuna kadar tüket ki,
uykuya dalayım
ve sevebileyim.
hissediyorum ölümün
gençleştirici akışını, kanım
merheme ve uzama dönüşmekte -
yaşıyorum gündüz vakitlerinde
inanç ve cesaretle
geceleri ise
kutsal ateşte ölüyorum.

Hasretinden Prangalar Eskittim - Ahmed Arif

desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
sende tattım yemişlerin cümlesini.

desem ki sen benim için,
hava kadar lazım,
ekmek kadar mübarek,
su gibi aziz bir şeysin;
nimettensin, nimettensin!
desem ki...
inan bana sevgilim inan,
evimde şenliksin, bahçemde bahar;
ve soframda en eski şarap.
ben sende yaşıyorum,
sen bende hüküm sürmektesin.
bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
günlerden sonra bir gün,
şayet sesimi farkedemezsen,
rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
bil ki ölmüşüm.
fakat yine üzülme, müsterih ol;
kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
ve neden sonra
tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
hatırla ki mahşer günüdür
ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

Had i the heavens embroidered cloths
Enwrought with golden and silver light
The blue and the dim and the dark cloths
Of night and light and the half-light
I would spread the cloths under your feet
But i, being poor, have only my dreams
I have spread my dreams under your feet
Tread softly because you tread on my dreams.

Ben bu şiire tam anlamıyla ölüyorum. Bir imparatorun ölümü ve her şeyini yitirişi ancak bu kadar güzel anlatılabilir. Kavafis'in şiiri.


Tanrı Antonius'u Bırakıyor

Gece yarısı ansızın duyarsan
eşsiz ezgilerle, naralarla
görünmeyen bir alayın geçtiğini
boş yere ağlama talihin döndü,
hiçbir iş başaramadın, her düşün
boş çıktı diye.

Nicedir hazırmış gibi, bir yiğit gibi,
Hele kendini aldatmaya kalkma, deme ki
bir düştü bu, belki yanlış duydum;
böyle boş umutlara kapılacak kadar alçalma,

Nicedir hazırmış gibi, bir yiğit gibi,
böyle bir şehre layık olan sana yaraşırcasına,
kararlı adımlarla yaklaş pencereye;
duygulanarak dinle, ama korkakların
yanıp yakılmalarıyla değil,
son bir kez doya doya dinle o sesleri,
o gizli alayın eşsiz çalgılarını,
sonra veda et ona, yitirdiğin İskenderiye'ye.

(bkz: geri gelen mektup/@oztokyolu)

üvercinka - cemal süreya

keşke yalnız bunun için sevseydim seni

sevgilerde +1

nasil piyano calabilsin ki
yasamimin chopin'i kolsuz

ilk aklima gelen bu oldu, peter laugesen'den.

ilk insan diyeti; ana konusu olmasa da ilk insan gruplarının beslenme ve egzersiz rutinlerini (daha doğrusu ne kadar spontane olduğunu) anlatıyor. kitabın kendisi akademik vs. kapsayıcılıkta olmasa da kaynakçası iş görür sanırım. (dr arthur de vany, ntv yayınları)

yeni telefonumu yere dusurdum, arkadasta ustune basti.. caminin amkondu...

Babam öldü.

90'da gol oldu tek maçtan yattım.

- annemin ölümü
-babamın ölümü

Anneannemin ölümü,
Arkadaşımın ölümü.

Dedem ve babannemin 3 gün arayla ölmesi.

terörle tanışmak.

kız kardeşimin okulunu(lise) bırakıp evlenmesi...

çocuk gelin olması.

not:türkiyenin batısında yaşıyor bizimkiler.kürt yada da yobaz da değiller.

Dusundumde cok sukur en aci olay diye birsey hatirlayamadim.

ilk bilgi benden:

görünmezlermiş.

bütün ortadoğu dinlerindeki kaynağı için bknz: Zerdüştlüğün kutsal kitabı "Amesha Spenta "

Hristiyan dünyası için bkz: Book of Tobit

Yahudilik için bknz: Book of Enoch

www.dinimizislam.com

olumlu etkileyen mi olumsuz etkileyen mi?

stres olumsuz etkiliyor mesela.

edit: olumluyu soruyormuşsun. bana kalırsa, sağlıklı beslenme, düzenli uyku ile sağlanan açık algılar yaratıcılığı etkileyen en temel faktör. sonra ilgili alanda kendini eğitmek, o alanda yapılacak okumalar ve izlenecek şeyler. gezip görmek.

ben bunalımın iyi geldiğini düşünüyorum. ölüm/ayrılık vs gibi durumlarda ilk şok sonrası insan daha depresif ve yaratıcı oluyor. sıkıntı bastıkça yazmaya başlamak vs gibi..ya da bilmiyorum beste yapabilirsin. ben resim yapardım. gibi gibi..

edit: mesela şimdi bir sıkıntım yok oturup hayat koşturmacasından başka bir şey düşünmüyorum. ne oturup yazı yazarım, ne resim yaparım.

imkansızlıklar olduğunu düşünüyorum

huzur.

Aşk sanat yaratıcılığını bence çok güzel besliyor. Ancak karşılıksız aşk.

www.ted.com

Burada konu ile ilgili videolar var.

Özgürlük

yumurtanın kapıya dayanması çok besleyici bence

tembellik

açlık

www.dusuncetarihi.com

Doyurucu bir kaynak. Tam metinlere erişilemiyor ama içeriğe dair bir fikir sahibi olabilirsin.

www.idefix.com

benim drive'ıma sotelediğim bir sürü o türden de şeyler bulabileceğin bir sürü pdf kitap var. isterim dersen mesajla beni.

campbell'in power of myth kitabi hıristiyanlık açısından açıklıyor

zeitgeist 1

2. bitti. memnun muyum evet. pişman mıyım kısmen... ilkini bıraktığım için pişman mıyım asla.

Değilim. İstediğin şeyi yapmak, hayalini gerçekleştirmek olarak bakabilirsin. O işi de yapmana gerek yok mesela içinde hep felsefe okumak istemişsindir. Ama şartlar elvermemiştir. Güzel Sanatlar okumak istemişsindir olmamıştır. İçinde kalacağına oku. Sonrasına sonra bakarsın.

var. bıraktığım bölüme devam etseydim iyi maaaşlı bir işim olurdu fakat sevmiyordum işkence gibiydi :D şimdi güzel sanatlar fakültesinde okuyorum türkiye'de gsf mezunlarının durumu belli aç gezicem belki uzun bir bir süre ama sevdiğim sanat dalıyla uğraşıcam ömrüm boyunca :D pişman değilim.

seneye görücem bunu. umarım aynı bölümü kazanmam yine:)

eğer sorun 2 üniversite okumak değil de ilkini bırakıp 2.yi okumak ise kesinlikle pişman değilim. sorunlu bir aileden kaçmak için denk gelen yerleştirmeyle direkt evden çıktım kimya bölümü okudum 2 sene. okulla işi beraber götürüp kafama koyduğum gibi sonrasında okulu bırakıp güzel sanatlar fakültesine girdim. hatta erasmus falan yaptım oh olsun. okulum bitti, 7 sene üniversite öğrenciliği yaptım 2 senedir de bir şirkette şahane bir işim var güzel sanatlardan bölümümle ilgili. yine olsa yine istemediğim bölümü yarıda bırakırım. eski bölümümden birsürü arkadaşım ben 2.yi bitirirken istemedikleri bir bölüm okuduklarından hala okulu uzatma derdindeydi, mal mal işler yapıyorlardı. insanlar üniversiteye girerken maalesef yeterince bilinçli olmuyor bizde. keza aileler de öyle. nereden para gelir, nereden boşta kalmaz ona bakıyorlar. ama istemedikleri işi yapıp emekli olana kadar 40 küsür yıl çalışmak var sığır gibi, kafalar sebzeye dönmüş şekilde küfrede küfrede geçirilmez bir ömür. gerekirse zaman zaman aç da kalırım, işimden alakasız yerlerde çalışıp karnımı doyuracak parayı kazanırım ama istediğim işle ilgili bölüm okumayı tercih ederim. eğer işiniz illa üniversitede bölümü okumayı gerektirecek bir şey değilse oh ne ala. daha da iyi. secilmis uyenin dediği gibi de olabilir her ne kadar güzel sanatlarla uğraşsam da sosyoloji veya felsefe okumak isterdim üniversitede, ilgimi çekiyor neticede. ama bunu yapmak için de gsfyi bırakmazdım. daha saçmalarım ben. neticede eğer ikinciyi okumak gibi bir fikrin varsa kafanda iyi değerlendir ne istediğini, ikincisini istiyorsan düşünmeden bırak.

takimlarin web sitelerinden?

arsenal burda mesela

arsenaldirect.arsenal.com

aliexpress

www.worldsoccershop.com

tayyip tarafından yönetilmekten daha büyük ceza var mı?

oy kullanmanın cezası sadece kağıt üzerinde. ailemde çoğunluk oy kullanmaz, ben para ödeyen görmedim.

İki seçimdir oy kullanmıyorum. Ceza ödemedim.. ödenseydi bile muhtemelen vergi dairesi veznelerinden olurdu.

geçen seçimde kullanamadım ikametgah muhabbetine. ceza gelmedi henüz.

vergi dairesi. genelde notere dolayısıyla tapuya falan işin düşerse karşına çıkar zaten borç.

Bos da olsa oy kullanin. Bu cok onemli.

oy kullanmayan biri neden cezasını ödemeye tenezzül etsin ki?

oy kullanın, n'olur :( ülkenin geleceği çok karanlık gözüküyor, karanlık güçleri daha da güçlendirmemek için n'olur oy kullanın :( hala oy kullanma hakkınız varken bu hakkınızı kullanın, n'olur!

not: yazdıklarımda samimiyim, ironi yok.

@fever boş kullanmakla - kullanmamak arasında bir fark yok.

www.youtube.com

isterseniz sapan yapan biri var :)

Youtubeda primitive bow making gibi bir şey yazınca çıkan bir abi var. 3 partlik videosu var, ağacı gidip ormandan keserek başlıyor. Tavsiye ederim.

gitmez bence kanka.

tarza bağlı ama genel olarak çirkin bence.

şortla kotla giymezsen gider.

yanında da liseli zihniyetinde arkadaşların olmazsa gider.

Is ortami falan tamam, onun disinda pek gitmez 20 yasa.
Ona gore giyinmen lazim

Bu arada hangi marka bu?

ona uygun pantolon ceket gömlek giyersen gider ama çok sikindirik bir tarz.

sicilyada mafya ise gider.

yoksa gitmez.

bowling de giyeceksen gider, yoksa gitmez

mavi

mavi

mavisi

blue

Mavi

kahve. stan smith'ten daha güzel bir model o, bu renk de en çok yakışanından.

mavi daha güzel ama biraz eskiyince aynı keyifle giymeyeceksin bence. o yüzden kahverengi (eskiyince daha da güzelleşiyor bu tarz ve renk ayakkabılar)

mavi

bana göre mavi tiki ayakkabısı, kahve halk adamı ayakkabısı. o yüzden kahve :))

kahve.

mavinin taban olmamış.

kahve

kahve

kahve bence tarzıyla fark atar

www.youtube.com

Vivaldi - Four Seasons (Winter 3/3)
www.youtube.com

Şu klasik sayılır mı bilmiyorum ama:
Wim Mertens www.youtube.com

schubert : www.youtube.com
scarlatti : www.youtube.com
bach-busoni : www.youtube.com

Vivaldi - Vedro con mio diletto

www.youtube.com

ayrıca bu adama dikkat : Philippe Jaroussky

çok severdim :)

www.youtube.com

www.youtube.com

Recuerdos de la alhambra: www.youtube.com
Prelude from Lute Suite No. 4 in E Major: www.youtube.com
La Catedral: www.youtube.com
Una Limosna por el Amor de Dios: www.youtube.com

Rumba Improvisada: www.youtube.com
Koyunbaba: www.youtube.com

edit: nasıl unutmuşum:
Capricho Arabe www.youtube.com

Mozart - Flute and harp Concerto K.299 (Andantino):
www.youtube.com

Pachelbel's Canon in D Major:
www.youtube.com

Shostakovich - Waltz No. 2:
www.youtube.com

ohh yaşasın entellik!
çaykovski rulez yea babe!
www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
Ayrica Carmina burana'nin tum parcalari

yollarız

dinlemeler doyamadığım
www.youtube.com

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

şal mı o? ben şal takmam ama renkler güzelmiş

şal mı? erkekte o şalı kullanan görmedim


kazak ve şort iyi ayakkabıyı beğenmedim

23,f.

kazak ne alaka mevsimsel olarak anlamadım? ayrıca erkekte v yaka sevmiyoum ben :/

hee şalı hiç söylemiyorum bile.

ayakkabı ve şort çok güzelmiş bu arada.

ayakkabı güzelde 300 lira çok, espadril altı üstü götü başı çabuk dağılır.

"espadril sevmem ama bunlar çok sevimliymiş. al gitsin" diyecektim ki fiyatı gördüm. gerçekten çok fazla o fiyat altı üstü keten ayakkabı için. sürekli bu tarz ve fiyat aralıpında giyinen bir ortamınız yoksa gereksiz pahalı.

şort da güzel ama çok pahalı yine. beden bulma sorunu yaşayan biri değilseniz (xxs veya xxxl gibi) başka yerlere de bakın derim.

kazak ve fular ancak kışın kullanılabilir. hadi fuların içindeki lacivertler maviler bir yere kadar kurtarıyor ama kazak hepten düz renk. yani kahverengi. klasik saç örgülü kazak. hem yakası şal yaka olsa daha güzel olurdu hem de renk felaket. almayın bence. yaşınız çok genç; kahverengiden mümkün olduğu kadar uzak durun

fular güzel.

pek beğenmedim. sene olmuş 2014 hala "yırtıklı" kot var ya hu. gerçi yine aralarında en iyisi şort olabilir. tabii alternatif olarak ben homofobik de olabilirim. bilemedim.

Begendim hepsini. Yaratmaya calistiginiz tarza uygunlar. Kazagin rengi de cogzelmis. Kazagi simdilerdr giyemeyecekseniz yerine ayni renk kircilli v yaka tshirt alabilirsiniz. -derin v yaka degil kazagin yakasi kadar-
Ayakkabilari tekrar gozden gecirebilirsiniz.

şal hoşmuş.
kazağın modelini sevmedim.

Ayakkabıyı beğenmedim. Ben de erkekte espadril sevmiyorum. Ayakkabı olarak bunun alma.
Ama kazak, allahım o kazak! Kazak muhteşem.

o ayakkabi 300 lira mi? eskiden pazarlarda satilirdi espadril ve 5 tl ye almayani dovuyorlardi. simdi moda olmus 300 lira para istiyorlar

kazak guzelce

mesaj attım duyuruyu silme