Ekşi Duyuru

2016 olan o programlarda verimli olur mu bilmiyorum ama 6 yıllık laptop'a 6 bin lira verilmez diye düşünüyorum macbook bile olsa.

İşlemci modellerini öğrenip birebir kıyaslama yapmak lazım ama muhtemelen performansları yakındır. Ram konusu önemli, 8 yeterliyse kesinlikle 2016.

Retina olsun da gerisi teferruat... (2012 mbp kullanıyorum)

2013 MacBook sende patlar buyuk ihtimal, son sahibi sen olursun. 2016 alirsan 2-3 sene kullanip satabilirsin. ben olsam yenisini alirim.

ikisi de seni tam anlamiyla tatmin etmez maalesef. islemci olarak bakarsak, model numaralarini bilmeden kesin olarak birsey diyemem ama %90 2016 model i5 islemci(tahminim 6. nesil) en az 2013 model i7(2. nesil?) kadar performansli olur. model numaralarini soyleyebilirsen daha iyi karsilastirabilirim. ram konusuna gelirsek 8gb ram premiere ve photoshop'u ayni anda actigin zamanlarda seni aglatir. en az 16gb ram'in olmali. hatta uzun vadeli dusunuyorsak 32 olmali ama maddi sebeplerden dolayi bunu geciyoruz. hatta bu macbooklar yerine 2018 mac minilerden alsan daha mantikli olabilir. mac mini'nin en dusuk modeli olan 8.nesil i3 islemcisi bile tahmini olarak buldugum 2013 i7 ve 2016 i5 islemcileri ile kafa kafaya. mac mini'nin ram sonradan artilabiliniyor o yuzden ihtiyacina ve butcene gore 16 veya 32 yapabilirsin. mac mini'nin baslangic fiyati 6000tl. butceni zorlayip i7+8gb ram'li konfigurasyon yapabilirsen ileride ihtiyacina gore ram'i artirip gayet uzun vadeli bir bilgisayara sahip olabilirsin.

verginin 0 olduğu eyaletlere göndertmeniz lazım alırken. veya alacağınız ürünü farklı farklı sitelerden bakın (ebay, amazon, newegg vb.) bazıları vergi çıkarmayabilir.

vergi sıfır olan bir eyalet yok. o eyaletin belediyesi nasıl çalışacak sıfır gelirle?

sadece internet üzerinden yollatılan alışverişlerde state tax alınmaz. o da, yollattıgınız eyalette magazası olmaması şartıyla.

eyalet vergi haritası
taxfoundation.org

ek eyalet vergileri var. new york ek vergi alıyor mesela.

Merhaba,

Kasim sonu gidecegin icin guneye gitmeni tavsiye ederim. Mesela Endulus sehirlerini ve Fas'i gorebilirsin. Hem de donmamis olursun.

Soguktan korkmaya gerek yok. Iyi giyindikten sonra viyana da budapeste de korkutmasin. Atki - bere - iyi tutan mont. yeter :)

Viyana-budapesteye bratislava ekleyebilirsiniz. Cesky krumlov ya da ljubljana/zagreb ekleyebilirsiniz. Viyanadan 4-5 saat civari mesafede bu saydigim 3 sehir de. (Viyana budapeste 3 saat civari)
Cok iyi olur cok da guzel olur. Kasim sonu christmas marketlar da acilmis oluyor, cok degisik bir atmosferde gezmis olursunuz, hosunuza gidecegine eminim.

Endülüse git

endülüs +1

Endülüs, Lizbon, Porto, San Sebastian, Stockholm

Kışın daha rahat gezersiniz, özellikle hosteller boş ve daha ucuz oluyor, tavsiyem estonya-letenyo-litvanya hatta estonya'dan sonra helsinki ve stockholm'ü de aradan çıkarabilirsin, deniz yolu ile kolay ulaşılıyor. Tallin'den St. Pettersburg'a da geçebilirsin.

nefes

brew new world.

Ben düz adam olduğum için "Bira" diyorum. Kedime de "Kedi" ismini vermiştim yargılayacaksan ona göre yargıla.

Soguk nevale

Ya da
Cool blond :D (eger sari renkli biraysa tabi)

www.magnificentbastard.com

bence kedi guzel bir isim olabilir. amblemi de kuyrugunu hafif kaldirmis sinsice yuruyen bir kedi...

(bkz: Schraderbräu)

biatch!

barley

ingilizce arpa demek

swindon veya millwall

tiny bear!

brew new world +1

1a

Benim en sevdigim hala soguk nevale de (kendi bulduklarimdan) simdi birkac tane daha dusunuyorum, eglence oldu.

Blondine
Maya


Yasadiginiz sehir/ilce, mesela kadikoyse boga, sari boga vb biseyler olabilir.
Karakoyse "kule bira" falan fisman.

Bira +1. Beyaz kağıda siyah times new roman ile "Bira"

Fırlama bir isim istiyorsan "O Son Bira".

Oturaklı isim istiyorsan "Antik" veya "Sarman".

İngilizce isim istiyorsan "Barley Mesa/Hill". (Mesa hoş ama Hill de gidebilir.)

ayrıca müthiş imrendim, benim de hayalim garajımda bira üretmek.

Bira +1

Bir'az

buz gibi biram

beer, ah...

birra

birol

benim adımı koy be. derya olsun adi :p

beergy (orgy'den :p)

bbff (beer best friend forever)

Beer me

+18 coffee (ya da +18 water)

Drinking Gallagher. Evinin bodrumunda bira yapan frank fucking gallaghera da selam cakmis olursun

ASRPB

Marmara Kazım Ltd. Şti.

"planetterror's brewery" bunu logonun etrafına dönersin ortasına da ismi "ilk mahsül" olsun. deneyimlerini de paylaşırsan süper olur. havalar serinlesin ben de yapacağım.

leyla

breath

anadol
the bira
leyla/kunter/seref/ziya/sefa/bilal/bihter/osman

Ben olsm fabian koyardim

Kozmik bira

neyde karar kıldın?

Direk Planet Terror koydum :)

karaköy tarafına bakabilirsiniz. kapıları virane görünen yerler var. çengel köyde tahir paşa konağı var, o da virane görünüyor ( çok üzülerek söylüyorum )

beykoz kundura fabrikası'nda yapılıyor o işlerin önemli kısmı

her koşulu sağlıyorsun :) hollanda'nın seni almama hakkı var tabi ama çok çok ekstrem durumlar hariç (mesela sizi bombalamaya geldim ehe ehe diye espri yapmazsan) almayacaklarını sanmıyorum.

tekrar üstüne basa basa söylüyorum. schengen aldığın ülkeye ilk girişini yapmışsın multi vizen var ve süren hala varsa almamaları için hiçbir sebep yok.

Kalacak yeri ve dönüş biletini polise gösterirseniz bir sıkıntı çıkacağını sanmıyorum.

Evet.net

Hortlak gayet guzel olur bence.

gulyabani :)

zombili

adını zombi koydum

zombinin suçu ne?

koşan ölüler

valla 6.45 yayıncılıktan izin alabilirseniz, tayflar -yüzük tayfalarına ithafen, bana niyeyse hep zombi gibi gelmişlerdir, hayaletlerden ziyade- ha neden izin alıyorsunuz? çünkü birebir türkçeye çevirisi yüzük hayaletleri olabilecekken, yüzük tayfları gibi enteresan ve orijinal bir çeviri yapmışlar, izin alınması gerekiyordur bu yüzden kullanılması durumunda, diye düşünüyorum.

aynı şekilde yapıkredi yayıncılık ya da sevin okyay'dan izin alabilirseniz, ruh emiciler falan da olabilir, harry potter'ın çevirisinden yola çıkarak. gerçi ruh emiciler biraz daha hayaletimsi bir de içinde ruh kelimesi olduğu için ama olsun :D sonuçta çevirmenlerin ürettiği terimler, yazarların kendi ürettikleri terimler değil, o yüzden olabilir belki, diye düşündüm.

ne bileyim, ruh yutanlar falan da olabilir, o da aklıma yerdeniz büyücüsünden geldi şimdi, ne yalan diyim :D hiç yaratıcı değilim ya..

Türk işi Zombi

hortlamaktan gelior , hortlak +1

Hortlak iyidir

Zombiler Vadisi

Hortlak + 2
Ya da
Boyu devrilenler!

tatlişkolar....

nobrain kasabasında ölüm

yeri yoklar (yatacak yeri olmadıkları için)
tabii böyle zombi dizisine isim lazım abii diyip isim sallamak olmaz ciddi bişi için dizinin konseptini hikayesini de bilmek lazım.

mezarın kabul etmediği hırsız gelin

dirildim de geldim'i görünce, ölüp ölüp dirilenler olabilir bak, komedi olacaksa eğer XD

Gece Çöpe Basanlar veya Baba Bedduası Alanlar (önce geyik o zaman:) ciddi olarak da ; vadi olabilir, ya da Kaçış olabilir

Yerim seni!

otel yerine couchsurfing'e bakabilirsiniz

tam da 17 şubatta venedikte karnaval bitiyor, her şeyin fiyatı maksimumdadır.
floransa ve venedik'e illa ki gidelim diyorsanız bence hemen tren biletlerini alın, yoksa kişi başı 29 eurodan başlıyor fiyatlar. araba kiralamayı düşünebilirsiniz, 3 kişi daha rahat olabilir.

otel yerine airbnb'den çok güzel evler bulabilirsiniz ve sezon dışı olduğu için oldukça uygun olur, bence bi bakın.

roma zaten en az 3 günde gezilir, floransa da öyle, onun yerine belki napoli'ye gitmeyi düşünebilirsiniz.

roma da bisiklet kiralyın(gunluk 11 euro gibi birşeydi) ,gerçek romayı keşfedin.arabaların giremediği ara sokaklarda dolaşın kaybolun,bi an kendinizi vatikanda bulun vs...

vatikan müzelerinin 8 km parkurunu bitirin.

-çok fazla zamanınız var, vatikan müzelerine yer ayırtın bence şimdiden 1 gün için.

-bir günü başka bir şehre ayırın. roma'da şu sıra çok turist yok ama yine de şehir fazla turistik malum, selfie stick satıcılarından falan daralıyorsunuz. ben kesinlikle floransa'ya tekrar giderdim. eğer daha yakın bölgelere gitmek isterseniz napoli, pompei, sorrento turu yapabilirsiniz 1 günlük. o da fazla gelirse roma'ya çok yakın küçük bir şehir olan frascati'ye gidebilirsiniz. şarap ve açıkhava meyhaneleri ile ünlüdür. venedik+floransa yapmayın, fazla gelir. frascati ve napoli biletleri hep ucuz olur, ama floransa'ya falan gidecekseniz şimdiden alın onu da.

-zaten daha önce gelmişsiniz, bir de çok rahat bulabileceğiniz bilgiler olduğu için piazza navona, fontana di trevi yazmıyorum. metro hattıyla açıklamam gerekirse spagna-barberini-cavour-colosseo'dan oluşan tarihi merkez'i (centro storico) yürüyerek gezin. 1 günde biter zaten.

-pazar günü roma'da olacaksanız porta portese denilen bit pazarını ziyaret etmenizi öneriyorum. pazar günü dışındaki diğer günler sabah 8-13:00 arası bu pazarın bir kısmı mercato di via sannio - san giovanni'de via sannio üzerinde oluyor. çok ucuza çeşitli vintage kıyafetler bulabileceğiniz bir yer.

-san lorenzo bölgesi, 19 numaralı tramvay ile termini'den ulaşabilirsiniz. immacolata kilisesi çok meşhurdur ve çoğu kişi bilmez.

-yine çoğu turistin kaçırdığı, ve sürekli turist dolu olmadığı için gezilesi bir katedral: basilica di san giovanni in laterano.

otelleri çok tanımıyorum, ama şehir merkezindeki küçük b&b lar ile yüzyüze görüşürken pazarlık ettiğinizde güzel indirimler yaptıklarını söyleyebilirim.

kapitalizm.

1. tekelleşme+kapitalizm. piyasada üç-dört şirket var, tüm salonlar onlara ait. onlar da politika gereği avm'lere açıyorlar sadece.
2. tüketici alışkanlığı değişti. sokak kültürü azaldı. artık insanlar her şeyin bir arada bulunduğu kapalı, konforlu yerlerde vakit geçiriyorlar.

sinema salonu için yeterli yeri bulmak zor da ondan.

şehir merkezinde sinema yapacak kadar müsait bir bine katı bulamazsınız.

bulsanız da otopark sorunu var, kimse gelmez.

avm ler öyle değil, otoparka girersin mis gibi yanına montunu kabanını almadan bile asansöre biner salona çıkarsın.

yakında düğün salonlarını da avm lere yaparlarsa şaşırmayın.

lan! yoksa süper bir fikir mi ürettim şu an?

tekel yuzunden. birkac sirket var ve en iyi nerede para kazanacaklarsa oraya koyuyorlar perdeyi. avm'ye gelenler hem birseyler almak hem de "gezmek" icin geldikleri icin film posterlerine gozleri ilisiyor ve filme gidiyorlar.

diyelim sen buna atarlandin ve bir girisimci olarak avm yakininda bile olmayan bir sinema salonu actin :) oncelikle hakikaten kaliteli bir yer olmasi lazim (en son teknoloji ses, IMAX falan). lazim ki musteri cekebilsin. bence turkiye'de o bile yetersiz. cunku sinemaya giden kitlenin anca ceyregi belki de daha azi kalite ariyordur. eh, az sayida insan gelince de batar canim sineman.

kulturle alakali bir olay. mesela o tasak gectigimiz bulgaristan'da multiplexler var. yani cok katli bir bina, sirf sinema. hemi de ipe sapa yerde! ama insanlar gene gidiyor. kalite ve kalitenin farkindalar.

çünkü sinema para kazandıran bir iş değil. sinema salonları bütün karı kafeteryadan sağlıyor.

bu kadar degerliyse, bikac ayda bir cok beceriyi elde edebilirsiniz yazilim ile ilgili. kendiniz koymaya baslarsiniz tuglalari.

yani fikirler her yerde ama uygulama olarak uygulanmayan fikir ekonomik anlamda degersizdir.

start up lari degerli kilan fikir adami ile birlikte ayni kisinin uygulama yapmasidir, cünkü adam eforunu, bilgisini, teknik degerini koyar fikirle.

iyi bir fikir olsa idi herkese anlatmam lazım derdin, kimseye anlatmıyım diyorsan o kadar iyi bir fikir değildir merak etme. işimiz gücümüz yok senin fikrini mi çalacaz çalışan bir sürü fikri iş'i buraya uygulamak varken. birde bi site geldi aklıma olm çok acayip bişi diyorsun ya o işler öyle siteyi yaptım ortaya koydum iki günde patladı falan olmuyor pek. siteyi yapmak 1 ay, o işi işler hale getirmek 6 ay. dolayısı ile boşver böyle yersiz endişleri.

Bir yazılımcıya dışarıdan iş yaptırmak çok zodur. İşten anlamıyorsanız ve karşınızdaki düzgün biri değilse çok uğraşırsınız ve çıktı almamanız muhtemel. Referansla birini bulmanızı öneririm. Bir de fikir üstüne yazılım yapacak çok fazla kişi tanımıyorum, işi analiz etmeniz, detaylandırmanız gerekir. Veya en mantıklısı ortak olarak girmeniz.

Refenasla birini bulup belki detaylar öncesinde gavurun NDA dediği gizlilik anlaşmasından imzalayabilirsiniz.

Bir de "Ideas are like children, there are none so wonderful as your own.."

telif mevzuları ile ilgilenen bir avukat büyük ihtimalle istediğiniz her şeyi yanıtlar

yeniden cekmek icin senaryo sahibi ile iletisime gecmek gerekmez mi?

cekilmis filmin simdiki hak sahibi filmin bu haline sahip degil midir? senaryoda hakki var midir?

bence butun is senaryo haklarinda.

old school rose'ların en güzel oturduğu yer el üstü, ayak üstü, bir de ayak bileği oluyor genelde.

ayrıca şu iki yerde de güzel oturuyor 2.bp.blogspot.com

bendeki şurada alttaki gülün olduğu yerde media-cache-ec0.pinimg.com ve gerçekten çok güzel duruyor. tabi buradaki gül realistik ve old school güller varken nedense beğenemiyorum ben bunları.

valla anlamayanı çok oluyor şimdi baksa da o çoğu insan için ''gül''. dövmeden anlayan insan anlıyor, old school seviyorsa seviyor, sevmeyip ''oraya realistik gül yapardım ben'' diyen oluyor. anlamayanlar içinse örnekler; 20li yaşlarındaki akranlarım başta ''uf gül ne ya öyle'' deseler de zamanda sevdiklerini söylediler, yazın çalıştığım bir yerde özellikle kadın pr'cılar kocaman dövmede en çok old school güle hasta olmuştu. gözlemlediklerim bunlar.

bu arada bence old school güllere yapılan eklemeler de çok iyi, gülden çıkan panter falan gibi eğer düşünürsen.

ucuzlamıyor geçen kış bakmıştım adamlar tok satıcı

baya boş oluyo kışın. haftasonları yine bi hareketlilik olurda iki sene önce 21 aralıkta kalmıştım bomboştu

divit + 1
Kışın bile talep çok olduğundan ve ısıtmanın bazısı elektrikle yapıldığından, ısıtma fiyatlarını da bindirdikleri oluyor. Böylelikle fiyat süşmüyor pek. Gezerken tabii ki pek insan olmuyor. Dilburnu'nda ortalama 10 kişi olursa ne ala da, herkes haftasonu kaçamağına gitmeye çalışıyor bir şekilde.

eğer şu aralar kış olarak sayılırsa, oteller genel olarak 100 lira civarı. oturup bişey yiyip içecek mekanlar da kapalı değil. ve araplar sebebiyle artık bomboş da olmuyor.

internet üzerinde ilaç satışı yasak.

eczanemizde.com veya com.tr
tr'li olandan alışveris yapmistim bi kac ay once. sorun cıkmadi. pharmaton almistim baya ucuza geldiydi.

geçen sene yılbaşına kadar yaptırman gerekiyor demişlerdi bana. değiştiyse bilemem.

Bence senin gerçekçi 'bilim-kurgu'dan kastın, minimalist bilim kurgu. Yani fazla maliyetli görsellikler kullanmadan, daha insan unsurlu "The Man from Earth" tarzı bilim kurgu değil mi? Kastın o değilse bile öyle olsun bence. Öbür türlü çuvallarsınız bundan emin ol.

Var benim.

@mountaincat Aynen biraz daha minimalist bir bilim kurgu. Efektler olabildiğince az ve plastik makyaja dayalı olabilir örnek vermek gerekirse. Veya farklı fikirlerin minimal yerlerde görmek gibi. Örneğin Dünya'nın sonu geliyor ama sadece bir köydeki bir grup insanı görüyoruz. Veya hastalık tüm Dünya'yı ele geçiriyor ama küçük bir hastahanede yaşananları görüyoruz.

red geldiyse bir şeyleri değiştirmen şart

bir avukatınız yok mu? bunlar çok teknik ve uzmanlık gerektiren işler.

Marka vekili olarak çalıştım, yardımcı olabilirim.

Size gelen kararın anlamı şu; markanız talepte bulunduğunuz mal ve hizmetlerin bir kısmı için tescile yürüyecek ama mal ve hizmetlerin bir kısmı bakımından reddediliyor. Demek ki aynı mal ve hizmetleri kapsayan ve sizin markanızla aynı olan ya da ayırt edilemeyecek kadar benzer olan bir başka marka aynı/reddedilen mal ve hizmetleri kapsıyor. Kararda zaten karara dayanak markalar belirtilmiştir.

1) Kısmi redde gerekçe gösterilen markalar hangileri, sizin markanız hangisi? Markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olmadıkları şeklinde bir savunmayla karara itiraz etme hakkınız var.

2) Hangi sınıfta hangi mal/hizmetler yönünden red geldi? O mal/hizmetler sizin için vazgeçilmez mi? Eğer öyleyse yeni bir markayla yeni bir başvuru yapmanız lazım. Bu sefer öncesinde aynı/benzer marka tescili var mı o mal ve hizmetler için diye de araştırmalısınız. Araştırmayı yapmak basit, TPE'nin websitesinden yapabilirsiniz.

zabıta&belediye

ibb beyaz masa

beyoğlu belediyesi zabıtayı ara. ilgilenirler. en azından şişli'de hemen ilgilenmişlerdi. ertesi gün polisle birlikte gelip kaldırımdaki bütün araçlara ceza kesmişlerdi.

E hicbirisi.Baska care yoksa 2 tane yagli radyator olur.masa altina fanli isitici olur.ufo olmaz.

Klima en ekonomik

termostatlı fanlı ısıtıcı. belirli bir sıcaklığa gelince otomatik duruyor ve ufo ların aksine odayı gerçekten ısıtıyor.

yağlı radyatör hiç kullanmadım

elektrikli ne takarsan tak pahali olur. gazla ugrasmasi zor. portatif birsey olacaksa radyatörden sasma.

inverter klima diğer elektrikli ısıtıcıların hepsine kıyasla 3 kat daha fazla verimlidir.
ancak dış ortam ısısı eksi derecelere düşüyorsa klima çalışmayabilir.

bu

www.hepsiburada.com

veya diğer konveksiyonlu ısıtıcılar. ama özellikle bu.

uydunet yok mu? varsa hemen kayıt ol!

adil kullanım yüzünden hepsi 3mbit. ucuz olanı al.

civar internet kafelerle konuşmanı öneririm. mekandan mekana değişiyor.

uydunet al. tv+ internet kullanırsın. yalın internette de telefon yok güya ama yine de sabit ücret alıyorlar.

turkcell superonline fiber net aldık eve.ev telefonumuz 0 850 li numara oldu.

artık ayağa düştü rahatlıkla alabilirsin.

linklerdeki modeller hakkında bir fikrim yok baştan söyliyeyim,
ancak iş yerine epson'ın bir projektörünü almışlardı yeni, bu kadar büyük ve net bir görüntü görmemiştim, fiyat farkının direkt görüntüye yansıdığı ürünler bence bunlar, deneme-görme imkanınız varsa öyle alın

Sözlük'ten @akilligelisim zamanında böyle bir sistem edinmişti, entry'de girmişti hakkında ancak sözlükten ayrıldı. Sitesinden veya akilligelisim@gmail.com adresinden ulaşabilirsin, yardımcı olabilir.

90'lar klip ve görsellerine atıf yapılabilir.

nezih ünen - karnaval
bu şarkının girişiyle yanmalı alevli kokteyl görselleri (klibi çağrıştıracak şekilde)

metin arolat - dert değil
bu şarkı fondayken de yoğurt mizanseni benzeyen bi kokteylle falan yapılabilir www.youtube.com

yani bu konsept iyi dedikten sonra onlarca türetilir icabında.
emel'in hovarda klibinin içki şişesine para sıkıştırma muhabbeti, ne bileyim çelik'in ateşteyim klibindeki bacak arası kadrajı, daha eğlenceliler de bulunur.

eger gidip alacak durumunuz varsa gitmeniz daha yararli olacaktir.
ayrica, almanya'dan gelecek kisilerin de getirme olanagi olur ise bu da sizin maliyetlerinizi asagiya cekmenize yardimci olur.
bir cok parcayi tek seferde getirmeye calismaniz, gumrukte sorunlar yaratabilir. bu durumda, mumkunse, bir kac seferde ve "kisisel" kullanim gibi getirmek mantikli olacaktir.

Kiralayacağın için çok zarar görecek o ekipmanlar ve senin garantiye ihtiyacın olacak. Yurtdışından aldığında garantili olmayacaklar. Bir de Amerika'ya gidiş geliş pahalı bir şey. Bunu da üzerine koyup düşün. Hala hesaplı geliyorsa ve garanti konusunda endişen yoksa Amerika'dan alınabilir elbette.

Gümrük konusunda ise biraz şans meselesi. Ben 2 kez Amerika'dan geldiğimde de direk valizi alıp çıktım. Gümrüğe falan takılmadım hiç. Bir arkadaş da 5 tane iPhone götürdü valizde. O da bir sıkıntı yaşamadı. Ayrıca PS4 götüren arkadaşlar da oldu ve onlar da sıkıntı yaşamadılar.

Kiralama sirketi icin kullanilacaksa urunler resmi kanallardan satin alinmali. Garanti ve teknik destek cok onemli, yurtdisindan kendin getirirsen bunlardan yararlanman zor ya da imkansiz olur.

araba kiralayanlarla görüş bakalım nasıl yapıyolarmış. sigorta işini de acente ile görüş.

öyle işler yapıp aletleri çaldıranlar oldu. Evcifilm.com, Filmekipmanlari.com, kiralikfotografmakinesi.com.tr buralara bir bak hatta git konuş bence. (alıcı gibi davranabilirsin istersen :D)

Bazıları parayı başta peşin alıyor, bazıları önce yarısını alıyor, bazıları parayı alıp üstüne depozito da alıyor.

sigorta yaparlar ama poliçesi çok yüksektir. firmalardan teklif alın. ayrıca kilit nokta teminat.. mektup olur çek olur senet olur. ayrıca sigorta masrafını kiracıya verebilirsiniz.

bütçe önemli bu konuda. alternatif olarak medyanet, reklamz, google adwords, affiliate marketing gibi alternatifler mevcut. eğer mekan ise foursquare e de bir bakın

Katılmıyorum, zira Facebook reklamları şu an Google reklamlarından sonra piyasada en etkili ikinci reklam uygulamasıdır. Verim almadığınızı düşünüyorsanız coğrafi ayarları inceleyin, yaş gruplarını ayarlayın, doğru kitleye ve doğru zamanlarda yayınlayın.

Facebook reklamında yaş grubu ayarlarını yapıyorum. İl ayarı ve üzerine yalnızca belli üniversiteleri seçiyorum. Aldığım sayfa beğenilerinde çoğu alakasız kişiler oluyor.

Reklam vermek çok zor bir iştir.
Reklam vermek kolaydır da beklenen geri dönüşü almak zordur.
Vereceğiniz reklam bir mekana aitse öncelikle özelliklerini iyi belirtmeniz gerek (bunları buraya yazmak sizi doğru kanala yönlendirmemizde fayda sağlayacaktır)
Her mekana aynı yerde verilene reklam fayda sağlamaz.
Reklam için Facebook kullanacaksanız cinsiyet, yaş, bölge vs ayarları önemli.
Twitterda fenomenleri takip eden bir güruh var eğer mekanınıza uygunsa burayı tercih edebilirsiniz.
Mekan reklamı için foursquarede beğeniler ve check in'ler önem kazanıyor.
Ayrıca doğru kelimelerle adwords yaparsanız fayda sağlayabilir.
Internet odaklı bir reklam için re-targeting de düşünebilirsiniz.
Facebook beğeni odaklı gidecekseniz öncelikle biraz para verip sayfaya belli sayıda beğeni satın almanızı öneriririm.

200 beğenisi olan bir sayfayı 210 yapmak
20000 beğenisi olan bir sayfayı 20100 yapmaktan daha zor olabilir.

Eskiden reklam işi yapıyordum detayları yazarsanız yardımcı olabilirim diye umuyorum.
Ve başarılar dilerim. (Uzun olduysa özür dilerim)

www.freelancer.com
www.projekurdu.com

unisbul.com vardi. uzantisi org da olabilir.

gündüz bile tamamen karanlık yapabiliyorsan 3000 ansilümen çok fazla bence. daha düşük ansilümen daha yüksek çözünürlük bi şeylere bakabilirsin. bir de almadan önce kesinlikle kaç metre mesafeden kaç metre görüntü oluşturabiliyor ona dikkat et.

en azindan 720p bir sey almak lazim.

benim televizyonum yok. özellikle almıyorum. dört beş yıldır projeksiyon cihazı ile fim vs izliyorum. şu andaki cihazım LG PA70G. Amerika'dan almıştım. Çok da memnunum. Eğer değiştirirsem aynı serinin DLNA/WiFi özelliklisi çıkmış. Onlardan alırdım. Önceden LG HS201G vardı. İkisi de DLP tabanlı LED aydınlatmalı cihazlar. Önceki cihazım 800x600 idi. Filmlerde yeterli gelecektir ama masaüstü (Windows, Web) kullanımı için tabi ki uygun değiller.

Bu cihazlarda zoom (görüntü boyutu ayarlama) özelliği yok. Dolayısıyla görüntü boyutunu, cihaz ile duvar arası mesafeyi değiştirerek ayarlıyorsun. Ben salonda bir duvara (tavana aslında) monte ettim. Karşı duvardan izliyorum. Köşeden köşeye iki buçuk metreye yakın görüntüm.

fiyatların açık olmasını beklerim. çıkarken öpecekler galiba düşüncesi olmasın.

çerez fiyatlarının alkol fiyatlarını geçmemesini beklerim.

cipsi biraz daha bol vermelerini beklerim. 3 gramlık kaselerde getirmesinler mümkünse.

mısır patlatıp bedava verenler var. bak iyi oluyor.

yav hep yemişim ben. içmeyip çerezleri götüren adam gibi göründüm.

bolca bira ve kanepe

odullu yarısmalar mesela..

taksim'de bi yer vardı, hala var mı bilmiyorum. tam da hatırlamıyorum ama, yukarıda pano gibi bi şey vardı. içki fiyatları değişiyodu sürekli gece boyunca. işte atıyorum bomonti bira 4 lira oluyodu bi anda, herkes bomontiye abanıyodu. tekila shot 3 lira oluyo, herkes tekila alıyo alabildiği kadar. o mantıkta çalışan bi yerdi. kalabalık da lazım tabi ona ama hem eğlenceli hem herkes için kârlı.

dekorasyonu güzel yapın.. gidip 5tl'ye yeşilcam ünlülerinin fıyt tıyt resimlerini almayın..biraz el işçiliği yapın..birine çizdirin duvarı boyayın vs..80-90'lar barlarının en büyük problemi dekorasyon..

Yeni biralar denemek isterim ben, varsa imkanınız bunları yapın.

eski 45'likler tarzı bir şey kesinlikle olmamalı.
90'lar ve 2000'ler ortasına kadar olan türkçe rock müzik olmamalı.

ilginç fikirlik bir yön pek olmasa da müziğin çok yüksek sesli olmamasını isterim bir de bedava patlamış mısır servisi ve ucuz bira benim için yeterlidir. çok ucuz olmasın o zaman da acaip eşek doluyor mekan.

O muzikle belki ara sira karaoke gecesi gidebilir.

mekanin sahibi cakallik pesinde kosmasin benim icin yeterli. durust insan her zaman kazanir.

karaoke +1

tuborg gold olsun başka ihsan istemem.

Her bara bir Ali abi lazım

dürüm 7.

bence güzel :)

sarver

www.youtube.com

dürdane

tırbulans - acil lezzet ihtiyacı
dürüye - düt düt düt dürüye
dürdüm - enfes hareket
10 tekerim çok şekerim
tıro
tıroleybüs
tırojen

vs vs

the dürüm theater
dürüm catcher
dürüm mi?

dürümcü şehmuz

drum

müDÜRÜM

dürümtrak

dürüme gel

i have a dürüm.

yolda son dürüm

dürüm komedisi

eti,tavuğu kendin alıp marinesini de kendin hazırlasan?

istersen tarif yollarım pm ile..

çatalca ya yolun düşerse burda eti harikulade kasaplar mevcuttur trakya hayvanları lezzetli oluyor..

Unkapanı'nın orada bir pazar varmış, tavuk et falan satıyorlarmış. Annem oradan kaburga almıştı, inanılmaz nefis oldu. Tavsiye ederim.

tavuk markasi veriyorum: cp pilic. kokmuyor otekiker gibi. mangalda da guzel oluyor. supermarketlerde paketli satiliyor.

okuldan okula değişir.

bizde her günü ayrı ayrı dolduruyorsun, bir iki cümle yeterli oluyor.

Yıllar önce Samsun isimli bir feribot vardı sanki ama yakın zamanda hiç duymadım.

evet kesinilkle al nakito.

interrail türkiye FB grubuna katılmışsındır umarım. nakito hakkında orada yazılanlara bakabilirsin.

www.facebook.com
kendimi de ifşa etmiş oldum=)

İpoddan bildiriyorum.
Maillerinin güncellenme ayarlarına el at.
Uygulamalar için bi ayarları kurcala.
Malum ipod iphone arasında az da olsa fark var.

sms'ler için imessage'ı kapatabilirsin ama kotayı hiç yemiyor gibi bir şey. Tabi 10 MB kotan varsa yine de kapat. indescribable'nin dediği gibi maillerin hesaplarını kapat. Güncelleme otomatik olmasın yani. Onun dışında çok fazla şeye müdahele edemezsin. Yani örneğin appstore illa ki arada bi güncellemeleri kontrol edecektir. Kotandan çok yemez.

1- Bankada tutun genelde. Bankalar, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte yaklaşık 5 lira kesiyorlar çekerken, toptan kaybetmekten iyidir
3- Askeri şeyler satan yerlerde falan vardır. Boyundan askılı cüzdan diye sorabilirsinz. Büyüklerinden alıp bilet ve pasaportlarınızı da oraya koyun.

Benim izlediğim yolu tavsiye ederim.

1) Parayı 4'e böl. 1 haftalık parayı üstünde taşı kalanını bankaya yatır. her 6. günde bankaya git 1 haftalık para çek. Çaldırırsan max 1 haftalık para çaldırırsın böylece. Komisyon için de bahsetmeye değer paralar ödemezsin bankalara.

2) Kullanmadım

3)bel cüzdanı al. istanbuldaysan outdoor mağazalarından ya da mercan yokusundan bulursun. en rahatı o. boyun cüzdanıyla uğraşma hem belli ediyor yerini hem de rahatsız edici

1 aylık bi tatil için kıyafet altına şunu kullandım içine 2 pasaport ve para koydum.
www.outdoor.com.tr

çok doldurursan hafif göbek var gibi gözüküyor ve belli olmuyor. biraz terletebiliyor. aralık ayında pazarlıkla 15-TL'ye aldım. yanılmıyorsun aldığım yerin internet sitesi bu. kadıköy çarşıdaki asker malzemesi satan dükkanlarda bulabilirsin.

interrail yapmadım ama yurtdışında iken paramı şöyle taşırım.

1. paranın çoğu nakit olur. bu parayı bölerim. cüzdana, kıyafetlerimdeki ceplere, kitapların, pasaportun arasına, bavulun çeşitli göz ve gizli bölmelerine koyarım. böylece biri-ikisi kaybolsa bile çok büyük problem olmaz.

2. banka kartımda en azından dönüş parası kadar bir para bulunur ve çok hayati olmadığı sürece bu paraya dokunmam.

3. bu geleneksel yöntem belki de en yararlısıdır. hatırlarım babaannem, paralarını, anahtarlarını boynuna asardı. sanırım bir gözlük kesesi bunun için yeterli olacaktır.

Ben tüm parayı omzuma çapraz bağladığım küçük siyah çantaya koydum. Çantayı istediğim zaman önüme alabiliyordum. Hele üstüne seyahat çantasını sırtına geçirince o çanta oraya kilitleniyor zaten.

Üstüne bazen kapüşonlu giyiyordum, hoodie dediklerinden. Kapüşonlu gibi bir şey giyip çantayı altında bırakabilirsin mesela.

boyundan askılı cüzdanı hac malzemelerinin satıldığı yerlerden alınabilir. deri olanı vardı bende ve ne terletiyor ne de rahatsız ediyordu. dıştan da belli olmuyordu hiç.

parayı da bankada tutun. yanınıza 100-200 euro alın. bittikçe çekersiniz.

zor la bunlar. sakal ve favorisini yillardir sekilden sekilde kendisi makineyle duzelten biri olarak bilemedim simdi :o

Mimkin değil. Yani mimkin de, kasma la. Elin kaysa, gitti gider.

kendin yapamazsın çok zor
mesleki heyecanı sönmemiş genç bir berber bul :) ben öyle yaptım çok memnunum

şayet, farz edelim, varsayalım...
işin aslı öyle değil ama velev ki öyle olsun...

benim çevremde şöyle de kullanılıyor, "velev ki bunu yarına kadar yapmazsan..."

farz edelim ki

diyelim ki öyle

diyelimki öyle, noooğlmuş? anlamı da var devamı gelmeze cümlenin.

cümle içinde kullanmak:
velev ki ibneyiz.

velev ki, varsayım uzerine bir cumle kuracaksın, burada kullanabilirsin.

orn; velev ki başkan secildin, digerlerinden farklı olabilecegini mi sanıyorsun?

linkler bozuk

www.ebay.co.uk

bazı migroslarda sanırım

genelde otellerde falan gördüm sabah kahvaltısında. parakende satılmıyor sanırım.

simit saraylarında filan satılıyor diye hatırlıyorum ama o nutella değil sarella olabilir net hatırlayamadım

ahl duty freede satılıyor. gelen varsa aldırabilirsin.

x/y= 101 çıkmış işte.

y= ehliyetli insan sayısı.
x= herhangi bir gider, ihtiyaç, açık

e o ehliyetler yenilenirken herkes sağlık raporu alacak onuda ekle istersen

gider, ihtiyaç ve ihtiyaçları karşılamanın yolu bizlere mecburi ödemeler çıkarmak olmamalı. hükümetin havaya savurduğu tonla para var ve bunu görmek için illa hükümet karşıtı olmak gerekmiyo sanırım. zaten ehliyeti de gelir kapısı olarak gördüklerinden direksiyon sınavından arabayı kaldıran geçiyo, hocam da aynı şeyi söylemişti. yollar zaten birsürü bi bok bilmeyen şoför kaynıyo. bide böyle şeyler yapmak, ötvyi artırmak, alkole sigaraya zam yapmak mı açığın çözümü?

ayrıca sağlık raporlarımızı da yenilememiz gerekicekse aile hekimlerinden alın, ücretsiz veriliyo.

anlamadığım bişi, ehliyet zaten 101 tl? bi de sağlık raporu (tanlış hatırlamıyorsam 45 yaşından sonra istiyorlar yenilemede)

Olağanüstü seviyedeki sabırlı eşimi, baya saydırırken gördüm. Öyle bir olaya vesile olmuş ve ekonomiyi halktan değerli kağıt diye kakalayarak ekonomiyi düzeltmeye çalışmak enteresan.

Bir sonraki sefere de, nüfus kağıtlarına yaparlar.

Kargo parasi bozuk urunun fiyatinin 35% sinden azsa
Kargo parasi $40 tan azsa.

Diyor. Burdan bir sey anlamadim :)

ürünü geri gönderdiğin zaman kargoya vereceksin doğal olarak. diyelim ki aldığın ürün $100. %35'i $35 eder, kargo parası bundan azsa gönderebilirsin. ama aldığın ürün $200 ise, %35'i $70 eder. kargo parası $50 olursa, %35'inden az olmasına rağmen $40'ı geçtiği için gönderemezsin.

kargo parası ürün değerinin %35'ini aşmayacak ve aynı zamanda $40'ın altında olacak.

incirli'de ömürde vardı heralde apple ürünlerini tamir eden bir yer fakat sağlam girer.

eybakrombi en fiç

docker's olabilir, adidasa da bak.

almira var merkez de ama bilmiyorum

Daha merkezi ve daha geleneksel ve daha butik. www.kitapevi.com.tr

Tam şehrin merkezinde kent otel(4yıldız) var. Fiyat olarak almira'ya(5yıldız) göre uygundur ya da ibiş Hotel var ama şehir merkezinin biraz dışında.

sanal gezi parkı müzesi

www.capul.tv

ilgili kişilerle görüşüp gönüllü muhabir olunabilir.

ya da halk tv için. yanlış bilmiyorsam zaten gönüllü çalışanlardan oluşuyor.

istanbul i-phone'a bir bakın isterseniz. tamir fiyatını öncesinde söylüyorlar.

Doğubank üst katta sağ tarafta bir iphone tamircisi var. Hep orada yaptırırım. Benimde yurt dışından geldi ve bozuldu. Kısa bir süre önce yaptırdım. Sanırım 70 yada 80 TL ödedim. Tam hatırlayamıyorum.

100 mb yeter de artar.

100 mb yeter

10 mb ile ayı çıkarttığımı biliyorum. telefonum nokia e63. sadece whatsaap kullandım, 30 gün sonra netin süresi bitti ama mbler bitmedi.

paket filan alma gittiğin yerden vodafone hat al yüzde doksan her yerde geçer ordan 250 mb gibi bir paket alırsın sana simkart + kredi 15 € felan mal olur. çok uzuca net ve telefon kullanırsın.

telefonum android değilken 100 mb fazlasıyla yetiyor hatta bitmiyordu. fakat android alınca bitmeye başladı.

makul sayida resim alip gondersen dahi 100mb yeter.

akilli telefonlarda sadece vatzap demez kendini gunceller, programi gunceller, ekstra bir veri ceker ona gore de hazirlikli olmalisin ama.

Sigortaların çoğu 3-5 aynı, birkaç euro fark eder en fazla. Ben axa'da yaptırdım. Her yerde 10 dakikalık iş zaten.

tanidik bulursan biraz daha uygun oluyor, yoksa fiyati bos yere sisiriyolar, ben 2011de amerika icin yaptirmistim, 160 tl tutmustu, tanidik yoksa burda duyuru ac birinin tanidigi vardir mutlaka:)
bi de bu sigortalar kagit ustunde 1 yillik olur, ama aktif gecerlilik suresi 3 ay oluyor, aklinda olsun, 3 aydan sonra sakatlanma:)

Akbank'ta 42 TL karşılığında yaptırdım. İngilizce ve Türkçe olarak çıktı aldım.

ağustosun üçüncü haftası 23ü sanırım.

17-18 ağustos haftası başlıyor diye biliyorum.

ucuz modellerde ses kalitesinin düşük olduğunu duymuştum.