Ekşi Duyuru

sitede oturum açmış gözüküyorsan elbette sayılıyor. yalnız şansa gel. herifin önündek 23 bin küsür kişi o gün login olmamış.

vallahi ben onlayn oldum ama olmadı sanırım :(

bazen oluyor öyle. önbelleği falan temizle. şuan trt1 1200k izleniyor bende...

söyleyecek birşeylerinin olması lazım. buna seni seviyorum , senden hoşlanıyorum sana ilgim var benim için çok değerli gibi kelimeler ekleyerek süslüyorsun sonra söylüyorsun.hissetikleri söyle işte panpa.

konusmadan yakınlasmayı dene. aksam mesaj at uzun uzun konusun. sonra o sana mesaj atsın falan. dışarı çıkın başbaşa eğlenin, yanında mutlu olsun kız.

önce belli et, laf arasında da hiçbir şey yokmuş gibi söyle. sıkıştır adeta lafın arasına "...ben de senden hoşlandığım için..." gibi.
bak farklı bi yol.

dudaklar sadece konuşmak için değildir. en uygun anda minik bir öpücük zaten her şeyi halleder.

becersen de beceremesen de konus. kız gerçekten iyi niyetle yaklastığını görürse, bir de değer bilen bir kızsa karsılğını alma ihtimalin var.

açık açık söyle. ama dürüst ol içten ol. kızarsan da konus. kendine biraz güven ama. bu tür seylerde baslangıcı pek iyi yapamadığını ama fırsat verirse zaman içinde ne demek istediğini daha iyi anlatabileceğini söyle.

çok da kırılgan olma, erkek gibi dur. Zamanla deneyim ettikçe ne yapman gerektiğinin farkına varırsın zaten.

bir kağıda "pipi" yaz ve ona ver.

Kendi sidisinden.

yapman gerekeni degil de yapmaman gereken sey kasmak. gidip 1-2 saat konustuysan bir kizla facebookta eklemenin stalkerlikla alakasi olmaz. rahat ol, bi yerlere cagir bi kahve icin, bira icin filan. yuru buradan iste, sikintili bi durum yok.

gel akşam bi şeyler yapalım şeklinde deme tabi.
şugün şurda şöyle bir şey varmış gitmek ister misin gibisinden sor

@lady montana, direkt bişeyler yapmak şeklinde desem yanlış mı olur ki?

ben hoş karşılamıyorum. hadi bi şeyler yapalım. ee napalım dicek. o sen de bilmem ki diceksin büyük ihtimal. buna fırsat vermeden direk şuraya gidelim yada şunu yapalım de.

bir şeyler yapalım deme, akşam şunu yaparız diye düşündüm sen ne dersin ya da başka fikrin var mı diye sor gerisi gelir.

ya aktivite tadında değil de, akşam bir şeyler içelim mi şuraya gidip derim dersem, panpa gel takılak demeyeceğim herhalde :).

bu da mı yanlış (cidden soruyorum ha)

en basitinden tavla oynamaya davet et :)
bilmiyosa da ben öğretirim sana de evet bu süper fikir :)

büyük bir denyoluk etmezsen bu iş büyük ihtimalle olur gibi görünüyor. kız mesela tiyatroyu seviyorsa, birlikte tiyatroya gitmeyi teklif et. veya sevdiği ne varsa onunla alakalı bir etkinlik bul. ve oraya davet et. yani şunu diyorum; kız sevdiği bir şeyi yaparken sen de o an kızla birlikte olduğun için, kız kafasında seni keyif aldığı bir anla ilişkilendirecek ve kıza daha sempatik görüneceksin. şansın şu an %70 ise %85'e çıkarıcaksın.

yanlış değil fakat akşam xxxx te oturup birşeyler içeriz diye düşündüm sen ne dersin diye sorarsan daha şık durur

tavla dersem olmaz, öyle bi kız değil.

@henrychinaski tiyatro aklımda, hatta oyun bile aklımda, ama bilet bulması vs 1 ay maalesef

@alchipron, ortak arkadaşımız yok maalesef.

abi reçeteni yazıyorum, en güzeli de bu zaten.

bol bol muhabbet ediceksin, bu muhabbet arasında geçen sinema, tiyatro, yürüyüş, gezi, konser vs aklına ne gelirse mevzularına denk gelince davet ediceksin. veya atıyorum yemeklerden konuşuyosunuz aa şurda çok güzel yapıyolar falan diye giriceksin olaya. ya da küçük bi şey üzerine birasına, sinemasına iddiaya giriceksin.

Olacak bu iş.

das leben der anderen veya good bye lenin labilir

(bkz: spur der steine)

sonnenallee var:

www.imdb.com
en.wikipedia.org
de.wikipedia.org

aklımdan geçenler şunlar;

Kayserispor - Mersin İY
Maç Sonucu: 0
Skor: 0-0

MP Antalyaspor - Gaziantepspor
Maç Sonucu: 0
Skor: 1-1

Bursaspor - Sivasspor
Maç Sonucu: 1
Skor: 2-1

Kasımpaşa - Trabzonspor
Maç Sonucu: 1
Skor: 2-0

357 nijmegen-feyenoord 4-6 gol
359 antalya-gaziantep 2-3 gol
387 brest-lyon 2
408 hoffenheim-münich handikap 2

lyon a handikap ver. psg 10 kişi kalan reimse yenildi. lyon saldıracak.

fener çok ağır banko.
at. madrid iyi oranlı denenir. bi de bayern münih kg yok.

ben sana izleme demiyorum hobi olarak yine izle

izle

izle

durman hata. go.

İzlediğim en saçma filmlerden biri. İzleyeceksen de mantık arama filmde.

seyret

izleme, gereksiz.

zekice bir film. izlemesi de çok keyifli.

izle

İzlemekle yetinme, hakkında yazılanları da oku. Güzel olduğu ancak bittikten sonra anlaşılabilen bir film.

çok ergen filmi be.

cok kotu olm izleme(ergen degilsen)

ucuz bilet sayılı mesela atıyorum 200 kişilik uçakta sadece 30 tanesini 99 euroya satıyorlar. ve o 30u çoktan tükenmiş oluyor. 850 olmasının sebebi bu hangi uçuşlar 99muş onu gösteren bi zımbırtı olsa hakikaten çok güzel olur.

sitede değil de thy'yi arayıp sorun yardımcı olurlar belki?

Tarih ile aramayacakın, sitede sağ altta promosyonlu uçak bileti yazıyor oradan yapacaksın işlemini. Mart-haziran arası çıkıyor atıyorum.

Haha, aynısını sorduk, dediler ki biletler bitiyormuş o fiyata ama iade edenler falan olur da yeniden açılır diye siteden kaldırmıyorlarmış promosyonları. Aferin dedik.

alan ne , üniversite ne, hangi alan isteniyo bissürü parametre var.

www.eksisozluk.com

boğaziçi ekonomi'de okuyorum, pazarlama satş vs istiyorum daha çok.

(bkz: fmcg) a bak bi.

Bence hiç risk etme, Paris'e gezmeye gidersin.

paris pahali haci, brukseli bilmiyorum ama cok birikmisin yoksa parise gitme, ben ucuz sehre gittim yurt parasi yeme icme bedavaya yakindi, biriktirdiklerimle araba kiraladik italyada 20 sehir gezdim o bitti fransa ispanya polonya sardunya adasin turu yaptim. yurda hayvan gibi para verecegine o parayla gez eglen.

hec, şu dünyanın en iyi business school'u olan ise, bence bir dene derim.

@ fotrsapka, mümkün.

@golgi, brüksel de ucuz değil abi, tabii paris ayrı bir dünya.

@secilmis uye, evet o hec, ama bi arkadaşım da yazacak sanıyorum, ortalaması benden yüksek, tek kontenjanı var :/

paris brüksel çok yakın paris hem çok pahalı hem de şansın daha az. sonra pişman olursun. ayrıca brüksel merkezi bi yer sayılabilir gezme açısından. o yüzden brüksel iyidir paran da artar gezersin.

yildiz.tv

ücretli bu?

1 saat ücretsiz izleyebiliyorsun?

louie ck in lucky louie var ama o daha farklı tarz olarak

curb your enthusiasm

onu bilmem de an american girl in paris güzeldir, tavsiye ederim.

ellili yılların müzikallerini severseniz izleyin. konu biraz havada kalan cinsten ama sanat tasarımı çok çok iyi.

(bkz: le petit robert)

kitap mı, yoksa bilgisayar programı mı?

le petit robert ya da petit robert micro.yu kullanabilirsin kitap olarak. kitapçılarda ve dr gibi yerlerde bulabilirsin, zor bulunan bi sözlük değil.

bilgisayarda kullanacaksan lingoes.e dictonaire de l'academie française ya da dictonnaire de la langue française.i kurabilirsin.

aslıhan pasajındaki sahaflardan. petit robert var zaten herkesin kullandığı.

Hepsini izledim, elinde neler var söyle hangilerini nasıl izleyeceğini anlatayım.

Aslında her spin off başlı başına bir evren, yani orjinal seriyi seyredebilirsin, sonra the next generation var ama bunlar diğer Voyager, DS9 dizilerini bağımsız seyretmen için şart değil. Ben şahsen TNG seviyorum, orjinale kitaplar haricinde bulaşmadım.

@harzem elimde bir şey yok ama indirmesi kolay.

Orijinal Seri:
Herşeyi başlatan dizi, ama 40 yıl önce çekildiği için şimdi çok saçma gelen yerleri var. Vaktin varsa hepsini izle, yoksa top 10 gibi bir listeyi izleyip fikir edinebilirsin. Mesela şunlar: www.ign.com www.csmonitor.com
Orijinal seri, star trek'in en acemi olduğu yıllar, bilimsellik veya tutarlı bir konu akışı eksiği fark edebilirsin.

The Next Generation:
Bunu izlemeden star trek izlemiş olmazsın. İstersen bu seriden başla, veya orijinal seriden sonra izle, ama tamamını izlemenin şart olduğu seri budur.

Deep Space Nine:
Konu olarak daha karanlık, çetrefilli ve birbirine bağlantılı konular içerir. Siyaset, din, tarih konularına el atar. baya uzun süren savaşlar falan vardır. İlk iki sezonu sıkıcı gibi başlayabilir ama "dominion"dır kilit kelime. Dominion'lar ulaşana kadar izle, sonrasında zaten bırakamazsın.

Voyager:
Deep space nine'a göre daha hafif bir seridir. Bilimsellik daha fazladır, izlemesi kolaydır. Doktor denen süper karakter bu seridedir.

Enterpise:
Bu seri en son çekilen seri. Eski dizilere oranla çok daha modern bir yaklaşımı var. Eski dizileri sevenler arasında en çok kötülenen seri budur. Ayrı bir dizi gibi düşünürsen oldukça kalitelidir, ama star trek dünyasından farklı olduğu için pek sevilmez. Son iki sezonu ilk iki sezonundan daha iyidir. Genelin aksine ben bu seriyi çok severim.

Filmler:
11 tane var zaten, hepsini izle. Orijinal seri ve The Next generation dizilerini izledikten sonra izlemen lazım bunları, çünkü o konulara devam ediyorlar.

Olmaz. Allah belasını versin o takımın. Küme düşerler inşallah.

amin diyor başka bir şey demiyorum.

Bakırköy tramvay istasyonu içindeki belbim de hallederler gibime geliyor. Bozuk albümleri orada onariyorlardi kırık istanbul kart i da halpederler herhalde.

online başvuru vs var diyorlardı?

hayır onu sorumuyorum, mesela je ne mange pas de bananas oluyor. orada de kullanıyoruz, ama sanki bazı yerlerde le la da kullanıyorduk, onu hatırlamıyorum.

orada bahsettiğin kullanım olumsuzdan ziyade de'nin kullanımı ile ilgili.
pas de bananas derken genel olarak muz yemiyorum diyorsun, belli bir muzdan bahsetmiyorsun. bu arada ben de yeni öğreniyorum sallamış olabilirim.

evet genel olarak muz yemiyorum demek, ama çoğul olmasına rağmen des yerine de kullanıyoruz mesela, bunun tam kurallarını hatırlayamıyor ve bulamıyorum..

çünkü pas des bananes= pas de les bananes.
ama senin demek istediğin şey genel olarak muz yemem, o muzları (les bananes) yemem degil. dolayısıyla ben genelde muz yemem derken pas de bananes oluyor

bunlara article partitif deniyor ve bir miktar belirtiyorlar o yüzden olumsuz yapılırken hepsi de ye dönüşüyor.

Hayır, yok.

demirciler çarşısı cinayeti üçleme dendi ama ikinci kitapta kaldı.

www.turkcealtyazi.org
www.divxplanet.com

bu ikisinde yoksa zaten yoktur. dizimag bazen bunlardan önce çeviriyor bazı dizileri ama modern family dizisini komple kaldırmışlar siteden telif hakkı nedeniyle.

yahu bölüm yayınlanalı daha 8 saat oldu, ne acele bu?

bu akşam veya yarın sabah divxplanet'a da, turkcealtyazi.org'a da koyulur hem türkçe hem ingilizce altyazıları.

(bkz: man from earth)
(bkz: moon)
(bkz: kpax)

(bkz: a single man)

www.imdb.com

dil dile değmeden dil öğrenilmez.

daha rahat olması için frankofon bir erkekle yatman lazım.

iphone ipad varsa declan software flashcardları var tavsiye ederim.
edit: windows versiyonu da varmış 10 dolar.

www.francaisfacile.com

kelime kartlarından al güzel oluyor.

yanlış hatırlamıyorsam bilgisayarda media playerde felan yabancı dilleri okuyan bi bayan arkadaş var. kelimeleri ona okutup, record edip mp3e uploadlayıp yol üstü dinlemek iyi gelir. hem pronounce için hem de kelime ezberlerinden.

basit hikayeleri de unutmamak gerek. bilmedigin kelimelerin tahmin yoluyla hızlandırabilirsin.

www.eksisozluk.com

1.9'dan itibaren başlatmışlar artık listeyi. cc ise 1.6 ya kadar düşmüş.

o listeye dahi giremiyor yani özetlemek gerekirse.

aslında filmin sayfasına girdiğinizde 1. gösteriyor. normalde o 1.9 olan film 1.6 ydı önceden.

"1.9'a başlatmışlar" olatı tahmini bir bilgi galiba, kaynağı nere?

muhtemelen yapım şirketi durumu açıklayan bi bilgi gönderdi, imdb'de kontrol etti ve manipülasyon olduğuna kanaat getirip listeden çıkrattı diye tahmin ediyorum ben.

bir açıklama yapmıştı şahan.imdb'ye bildirmişler onlarda listeyi ona göre düzenlemiş tarzında..

liste 1.9'a çekilmiş. zira puanı 1.9dan düşük bir sürü film var imdb'de. celal ile ceren'e özgü bir durum değil bu.hatta başka türk filmi bile var, puanı 1.1: www.imdb.com

Olay manuplasyon oldugu icin imdb buna izin vermedi, insana komik geliyor - sahsen benim filmim olsa girgira vururdum, bu hazimsizlik Sahan G in mizah kalitesi hakkinda bilgi veriyor- ama bottom yuz bir ta.ak gecme yeri olmadigindan olayi engellediler durum bu, benim merak ettigim kullanicilara bir uyari gelip gelmedigi

Bilgisayar kasası olduğunu belirtmessek konumuz yanlış yerlere gidebilir.

Kasadan bali kokusu gelmesi beklenemez çünkü bali uçucu bir maddedir ve uçar gider, sürekli bir koku yaratmaz, benzer bir koku yarattığını düşünüyorsanız kasayı açıp, bakmak değil midir en mantıklısı ?

2.5 yıldır açmadıysan bali de kokar, motorin de.

(bkz: format factory)

Bildiğim kadarıyla en son Colin Kazım

kazım ve caner

kazım'dabonservis falan yok, fener serbest bıraktıktan sonra galatasaray alıyor, caner de galatasaray futbolcusu değil, sadece kiralık. fener cska'dan transfer ediyor..

bonservis ödenerek yapılan tek transfer tanju çolak olması lazım. daha eskileri bilemem.

hırsızlık.

zamanında müzik şirketleri youtube'a yüklenen kliplere savaş açmışlardı. şimdi kendileri seve seve! yüklüyor. yakın bir zamanda mp3 içinde aynısı olacak merak etme bir gün anlayacaklar; parayı cd satmaktan artık kazanamayacaklarını

hırsızlık mı bence çağımızın getirdikleri yüzünden değil, yasal olarak bilemem

hırsızlık felan değil bence.

ben karşıyım, mümkün olduğunca satın alırım.

ama "param yok indiriyorum" diyene "neden?" diye sormam. parası olunca satın almaya başlar umarım diye geçiririm içimden.

öğrenci adam falan indiriyorsa dediğim gibi, hırsızlık falan olarak kesinlikle görmem bunu.

mad men.
donald draper amcama selam söyle. az içsin.

mad men

Adam breaking bad sıktı demiş,mad men demişsiniz.Bb sıkıtıysa mad men onun bi ileri aşaması öyle düşün.White collar'ı bilmiyorum ama mad men de seni sıkacaktır,emin ol.

vallahi breaking bad'de karakterler çok sıkıcı ve aptaldı(walt hariç, ama o da sıkıcıydı), diyaloglar çok sıradandı hiçbir özelliği yoktu, senaryo da çok akıl dolu değildi sıktı doğal olarak.

oha breaking bad nasil sikar lan. neyse ustreki yoruma katiliyorum. breaking bad siktiysa mad men daha beter yapar...friends izle

@trt2deki ressam, friends falan çoktan izledim..

suits tarzı dizi arıyorum aslında, mad men daha iyisi diyorlardı..

white collar suits'in tarzına yakın bir dizi. onu sevdiyseniz bu da eğlenceli gelir bence.

fringe nokta net.

Breaking Bad sıktıysa izleyeceğin en son dizi Mad Men olur.

white collar olabilir, the mentalist olabilir.

1. sezonu beğenmediysen heyecan yapmadıysa bırak bence

bırakma sakın. birinci sezonda sıkılıp sonra hastası olan çok insan var.

hakikaten birinci sezon kesmediyse izleme, ilerisi de süper gelmeyecektir sana.

ben 1. sezonun ilk 3 bölümünü izlemiş sıkılmıştım.
1 sene sonra yeniden başladım ısrar üzerine ve 1 hafta hepsini bitirdim(5 sezon)
yani 1. sezondan kastın 1-2 bölümse sıkılman normal.
ya yok hepsini izlediysen ve beğenmediysen vazgeç bu işten.

sıradanlık diziye gerçekçilik katıyor, öyle düşün. sonraki sezonlarda heyecandan götünü düşüreceğini sana garanti ediyorum. ama aksiyon görmek için izleyeceksen bence de şimdiden bırak.

Kesinlikle bırak.Heyecan için izlencek bi dizi değil,yani bi lost bi fringe bi prison break değil bu dizi.Bu dizi oyunculuklarıyla ve anafikriyle olay yarattı zaten.Bryan cranston'ın ödülleri de bunu belli ediyor zaten.

hareket aramıyorum, lost prison break gibi dizileri izleyemem bile(denedim gitmediler), dizide daha çok akılcılık arıyorum ancak bu olmuyor. yani karakterler çok aptal gibi, gözünün önünde dönen şeyleri bile pek algılamıyorlar, en başta bu kadar iyi bir kimyagerin neden lise hocası olduğu bile muallak, diyaloglar çok sıradan, iki erkeğin de oyunculukları iyi ama hakkını yememeliyim.

ders aşamasında lisans ve yüksek lisanstaki gibi derslerde çok sıkmıyorlar, daha fazla esneklik gösteriyorlar.

ayrıca danışmanın iyi olursa severek yaparsın, danışmana bağlı

öğrenciysen hiç sorun yok, ama ne zaman onların arasına girip çalışmaya başlarsan gerçek yüzlerini gösteriyorlar. bazı şeyleri iyi yapıyorsan, sömürülmeye de başlıyorsun. derslerini hayran hayran dinlediğin kişinin aslında ne kadar da fesat ya da akademik anlamda ne kadar da boş olduğunu görüyorsun.

bir de danışmanın çok önemli, anlaşabiliyorsan ve seni destekliyorsa yine sorun yok, ama bazıları kendi bildiklerinden şaşmıyor, ya da saçma sapan karpisleriyle uğraşmak zorunda kalıyorsun.

tabi herkes böyle değil, aralarında hem akademik anlamda hem de insaniyet anlamında çok iyi olan insanlar da var.

60. Üniversiteden üniversiteye değişiyor olabilir ama.

her üniversitede farklı. hatta lisans/yüksek lisans için bile farklı
öğrenci işlerinin falan sayfasında olmalı.

60'sa yandım :).

öğrenci işlerinin sitesinde de bir şey bulamadım maalesef..

hocaya bağlı o.

e okulun adını yazıver o zaman da belki bilen biri çıkar.

üniversiteyi bırak derse göre bile değişir.

O dönemin filmi mi kostüm vs, yoksa o filmin renklerinde mi

@sadegazoz, daha o çok film tarzında. kostüm vs değil..

Ben anlamıyorum tarzı diyince
İlk aklıma renk geliyor
Konu desen koku ile mi ilgili yoksa izole hayatlar üzerine mi suç üzerine mi
O dönemin filmi mi yoksa konuyu işleyiş tarzı mı,
Yakalayamadım sorunu.
Quills iyidir evet

ajanspor'da sol üstte global diye bir bölüm var ona tıkla.

lincoln gördüm en son.
kundun olabilir
gandhi olabilir
belgesel beğenirsen das netz olabilir. ama türkçe altyazı bulaman.
shine
hillary and jackie
frida
fear and loathing in las vegas :P
bir de american pop u çok öneririm.
bir deee ernest hemingwayli vardı
tina yı da beğenmiştim
bir de kinsey
hatırladıkça ekleme yapabilirim.

a beautiful mind.
en sevdiğim film aynı zamanda.

Schindler's List
www.imdb.com

Into the Wild
www.imdb.com

A Beautiful Mind
www.imdb.com

Amadeus
www.imdb.com

The Elephant Man
www.imdb.com

The King's Speech
www.imdb.com

The Social Network
www.imdb.com

The Pianist
www.imdb.com

A Dangerous Method
www.imdb.com

The Basketball Diaries
www.imdb.com

Der Untergang
www.imdb.com

Out of Africa
www.imdb.com

www.imdb.com
shine 1996 (Geoffrey rush) es geçme derim.

genel hava eski filmlerin beğenilmemesi olduğu için viva zapata, i want to live, andrey rublev, bonnie and clyde veya isadoa gibi filmleri eleyerek yetmiş (1970) sonrası biyografileri seçersem;

tarihi-politik:
marry, quinn of scots
aguirre, the wrath of god
papillion
serpico
lady sings blues
lenny
mahler
the story of adele h.
the elephant man
raging bull
coal miner's daughter
mommie dearest
reds
gandhi
francess
amadeus
mephisto
colonel redl
hannusen
dance with a stranger
sweet dreams
sid and nancy
cry freedom
la bamba
the last emperor
camille claudel
a cry in the dark
gorillas in the mist
my left foot
vincent and theo
the doors
hoffa
malcolm x
in the name of the father
tina: what's love got to do with it?
ed wood
farinelli
immortal beloved
carrington
dead man walking
shine
surviving picasso
elizabeth
elizabeth the golden age
hillary and jackie
boys don't cry
before night falls
erin brokovich
milk
iris
frida
the pianist
monster
down fall
beyond the sea
hotel rwanda
kinsey
something the lord made
you don't know jack
gia
mrs. henderson presents
the queen
la vie en rose
bronson
che
bright star
grey gardens
the last king of scottland
the last station
julie and julia

proxy vpn provate browsing tor bundle hepsini acip oyle giriyorum ben bir sey olmadi daha. ama icerisi acayip bi girip bak. ne ararsan var. hersey illegal tabi ben legal bir sey hatirlamiyorum.

şimdi merak saldım, tehlikeli bir yermiş
girilmemesi tavsiye ediliyor

img.chan4chan.com

Psikolojiyi başarıyla bozan, internetin en tuhaf kısmı.
İçim daralsın hayattan nefret edeyim, herkese tuhaf bakayım, bir çocuk gördüğümde aklıma deep webde gördüğüm iğrenç şeyler gelsin, kıyamet geçti ama yeniden gelsin diye dua edeyim diyorsa bir insan bulaşsın.
Yoksa normal hayata devam etsin, evde bir mutfak vardır, yemek yaparsın güzel kokular iştahını açar, bir de tuvalet vardır b*k yaparsın, pis kokular etrafa çıkar. Deep web b*ku seviyorsan idealdir...

big lebowski?

bence izlemediysen izleyebilirsin lebowski'yi. gerci kendisi sarkastik ve elestirel degildir pek, hatta birak sevmemeyi normal hayatta tanisam birlikte eve cikmak isterdim :)

üsküdar minibüsü ile son durağa git, oradan yürürsün, en kötü taksiye binersin.

maastricht'de bir halt yok.

1 sene erasmus ve 3 aylık erasmus stajı tecrübeme dayanarak şunu söyleyebilirim ki; sizin bakış açınız önemli, derslerden de geçmek istiyorum deseydiniz bu ülkeler arasında bi slav ülkesi olsa orayı önerebilirdim. ama erasmus ruhu açısından ben eğlenmek, gezmekte isyiorum dersen sıralamam:
1. italya
2. hollanda
3. belçika
4. isveç
5. norveç
olurdu. Norveç hariç diğer yazdığın ülkeleri gördüm.

1.italya
2.hollanda
3.belçika


isveç
norveç(çok soğuk ve pahalı üstelik atlayp trene uçağa zırt pırt oraya buraya da gezemeyeceksin..)

brüksel iyidir. hem trenle amsterdam, paris vs. hem ryanair'in merkezlerinden biri olması sebebiyle uçakla çok çok iyi gezersin. şehir de iyidir. isveç ve norveç güzel olabilir ama çok pahalı.

Floransa, Bruksel, Roma,...

Ben Gent istemiştim, olmadı, sonra Madrid imkanı doğdu ve orada yaptım. 2 dönem kaldım. Büyük şehirde Erasmus yapmak güzel oluyor. Ama bir yandan da hayat pahalı tabii, ev kirası vesaire. Gideceğin okulun yurt imkanı tanıyor olması önemli. Amacının ne olduğunu söylersen ona göre cevaplayalım. Eğlenmek için gidiyorsan Utrecht fena durmuyor, Hollanda sonuçta :)

yalnız "oraya buraya gezme" olayı için maddi durumu da göz önünde bulundur. sanırsın herkes ayda 2000 öyroyla erasmus yapıyor. he, roma'ya gidersen zaten bir hafta bologna'da, sonrakinde siena'da, 3 ay venedik'te, 4 ay floransa'dasın.

yine de ben olsam, sadece verilecek hibeyi göz önünde bulundurarak, kesinlikle roma'yı tercih ederdim. gent, utrecht, maastricht, tilburg, oslo, vesteros, napcan buralarda? ha hiçbirini görmedim de, roma her türlü skertir gibime geliyor yaşanabilecek hadiseler, efendime söyleyeyim okul, sanat, bilmem ne. bissürü şey.

Şunu da eklemek gerekir ki büyük şehirlerin üniversitelerindeki ESN kulüpleri çok daha büyük organizasyonlara girişebiliyor. Örneğin sen Tilburg'da "heeey hadi bira içelim hehe" organizasyonuna katılırken Brüksel ya da Roma'da bir üniversitenin Erasmus kulübü, öğrencilerini otobüsle başka bir şehire partiye götürüyor olabilir, mesela bir festivale... Bunlar hep önemli şeyler.

ya amacım daha çok eğlenmek ve farklı bir kültürü yakından tanımak. bu yüzden aslında kuzey ülkelerini daha çok istiyor gibiyim. roma'yı da sadece roma diye istiyorum aslında. Yani kafamdaki asıl yer Brüksel'di şu ana kadar, ancak şunu okuyunca beta.eksisozluk.com resmen tırstım..

Keşke bir Polonya şehri olsaydı listende.

@noluyo yaa o entry'i okuyup çekindiysen aynı başlıkta bi tane de benim entry'm var onu da oku istersen. brüksel'e büyük haksızlık yapıyorlar.

floransa ve roma acayip güzel bir şehir. 1 ay avrupa'yı gezdim en çok aklımda bu iki şehir kaldı. bir daha gitmek için can atıyorum fakat doğrusunu söylemek gerekirse pek bi eğlence hayatına rastlamadım. mutlaka vardır fakat ben rastlayamadım.

ama brüksel her ne kadar güzel değil deselerde erasmus yapcak olsam brüksel tercih ederdim. delirium'daki yüzlerce birayı sadece bir kere içsen bile bi dönemin anca yeter. bence pub'larıda güzeldi. pahalıda değil kuzey ülkeleri gibi. ayrıca hollanda'ya fransa'ya almanya'ya da yakın bi lokasyonu var. o yüzden brüksel derim. ama bi yandan da 10 gün roma'da 1 hafta da floransa2da kalmanı öneririm erasmus sürecince.

kuzey ülkeleri hakkıdna pek bilgim yok ama pahalı sonuçta. bence kıta avrupa'sı iyidir. gene gidersin kuzeye.

@bugunku antremanda goz dolduran futbolcu, abi okudum biraz daha rahatladım. Türklerin az olması iyi, çok çok az olacağı şehir aramıyor değilim ama :))

@barut, ben de isterdim vallahi polonya'yı..

Country Date
Russia 14 February 2013
Portugal 7 March 2013
Ireland 5 April 2013
UK 5 April 2013


hiç sanmıyorum hocam. genelde burda oluyor girme ihtimali varsa.

orayı gördüm tabi ama, belki yazmıyorlardır veya daha belli olmamıştır diye düşündüm..

yok yok genelde yazıyorlar.

tish-o da yaptırsan?

gerisi gelmiyor derken? ortak ödemeye yanaşmıyor mu yani? sana mı ödetiyor? gerçekten böyle kadınlardan çok var mı ya? aklım almıyor.

cevabım: uzak dur o kadınlardan. cinsiyetini, aklını buna kullanan insandan olmaz.

Yapmayın gençler :)

Ben Amsterdam'da "date" yapıyorum, yine ben ödüyorum hesabı. İlk tanışmada erkek öder, bu her yerde böyle, ne zannediyorsunuz?

Bir kezbanlıktır tutturulmuş, "chivalry is dead" mi dedirteceksiniz illa?

Ha "ben kadınım, hesap ödettiririm, bana bakacak beni taşıyacak adam arıyorum" diyen kızlarla işiniz olmasın. Kız teklif etsin, yine de siz ödeyin.

Üçün beşin hesabını yapmayın.

İlk kez buluşmaya gidildiğinde kız teklif etse dahi erkek öder, bu genel geçer bir kuraldır.

Kızlarda bunu yapmadığını farkedince daha işin abece'sinden habersiz biriyle takılmaz istemez haliyle.

Arkadaşım olsan ben bile seninle bi yere gitmek istemem lan, 10 lira hesap ödemeyi birini satın almak olarak görüyorsan demekki on liralık adamsın derim.

bir kadın olarak, sırf hesabı ortak ödemek istedin diye sende uzaklaşmaları saçma.

ama aynı zamanda bir kadın olarak bu ortak ödemek de pek hoşuma gitmez. üç ben öderim, iki sen ödersin falan, umrumda olmaz, yani bence para mevzu bahis olmamalı çünkü.

ha ilk buluşmada hesap istendiğinde, bırak ben ödeyeyim, bu benden olsan bi sonraki senden olur falan derim ve ödetmem de, adamın ısrarına da bağlı tabi ama o anda karşı taraf bunu ödüyorsa ikincisini ben öderim. dengede tutarım yani bunu.

ilişki ilerledikçe de umrumda olmaz hangimizin ödediği.

sonuç: uzak dur o kadınlardan zaten.

yaptığında yanlış yok. ama şöyle bir gerçek var ki böyle şeyleri hiç önemsemem diyen hatunlarda bile ilk görüşmede yaptığın için bir soru işareti oluşuyordur, benim genelde gördüğüm bu.

yani şöyle düşünüyor "ilk görüşmede bile para istedi benden, demek ki o kadar önemli değilim onun için" bu düşünceyi de onlara aşılayanlar klasik türk erkekleri. onlar para ödetmeyip bunu onları önemsedikleri için yaptıklarını ve ödemezlerse rahatsız olacaklarını söyleyerek yapıyorlar. dolayısıyla bu hangi tip kız olursa olsun bilinç altına işliyor.

ha tabi bir de bu işi bilerek yapanlar var onlara değinmiyorum bile.

not: ben yazana kadar herkes bir benzerini yazmış.

kadın erkek ilişkilerinde (ya da romantik ilişkilerde diyelim) ilk kez bir kızı yemeğe çıkardığı zaman hesabı erkek öder.

aynı şekilde birini (kadın-erkek fark etmez) bir yere yemeğe davet ederseniz, ona hesap ödetmezsiniz. arkadaşınız dahi olsa. bu gerçi artık pek geçerli olmuyor, ama yine öyledir yani.

bu bütün dünyada böyle.

kimse de kimseyi bir yemek ısmarlamakla satın falan alamaz.
bu konunun medeniyetle, görgü kurallarıyla falan ilgisi var.
2., 3. ve sonraki buluşmalar ayrı.
o kişilere, durumlara, maddi imkanlara vb. göre değişir.

ilk buluşmada davet eden (ki genelde erkek davet eder), yemeği ya da sinemayı işte ne yapılacaksa, onu karşı tarafa ısmarlar.

her şeyin bir yolu yordamı var.
karşındakine saygını kaybediyor olman bence senin ilişkileri algılamanda bir sorun olduğunu gösteriyor.

edit: efrasiyab87 çok haklı. ben de yol yordam bilmeyen biri olduğunu düşünürüm. çok hoşlanıyorsam ayrılmam da, takibe alır gözlem yaparım ve hoşuma da gitmez.
çünkü bu başka birçok şeyin göstergesidir.

ohoooooo..
işin var senin.
olm hatun kısmı para ödemez.
alman hesabı mı var lan bu devirde.
haa sevgilin ise ödemez.
ufak tefek şeyse hesap 15-20 tl ise yine ödemez.
paran yoksa gitmeyeceksin.
5 kere sen ödeyeceksin 1 kere hatun ödeyecek.
bu işler böyle.

ya gerisi gelmiyor derken soğuyabiliyorlar. satın almak derken, arkadaşlarımın hesabını öderken olmuyor bu, yeni tanıdığım birine karşı oluyor, 1 aydır birlikte olduğum birinin hesabını ödemekten hiç çekinmem yani, zaten 2 taraf da o zamana kadar umursamaz(en azından ben umursamam). Ama bu yeni buluştuğum birine, tanımak istediğim birine para vermem bana çok sahte geliyor ve o ilişkiden hayır gelmeyeceğine inanıyorum sürekli.

(26 yaşında- kadınn)
yaşa, konuma bağlı bence biraz da. öğrenciyken genelde ortaktır mesela ama sonra biraz daha büyüyüp iş hayatına girince, genelde daha bi erkeğin ödemesi şeklinde gelişiyor roller.
bence de ilk buluşmada erkek öder, alıştığımız gördüğümüz bildiğimiz budur. pek bir nedeni yok aslında, belki buluşmayı genelde erkeğin teklif etmesindendir, hani davet eden öder hesabı.
çalışan insanlar arasında bu kadar para mevzuu olmaz ya bi de, geçenlerde de vardı benzer soru, çok dert olmamalı bence. zaten ilişki ilerledikçe o yakınlık oıuştukça ortak ödenir ama sıra mıra çok itici bence. bu kadar hesap kitaplı olunmaz.
efrasiyab87'ye de katılıyorum, satın aldığını hissetmek ilginçmiş, nedir yani bi yemek altıüstü!

aerosvit'ten kiev aktarmalı gittim ben petersburg'a ama kötü bir deneyimdi.
bir de aeroflot var ki farklı olduğunu sanmıyorum.

rusya'nın neresine istiyorsun uçak biletini ve nerdesin?

skyscanner.com

ya moskova ya da petersburg'a gideceğiz(aslında ikisine de gideceğiz, ama önce birine sonra diğerine), istanbul'dayım.

skyscanner.com
oradan taradığınızda %90 size aeroflot.com diyecektir.
moskova aktarmalı peter gidin bence. aktarma arasını uzun tutarsanız moskovayı gezme şansınız da olur. moskovada çok bişey yok zaten. kızıl meydan ve civarı, kremlin, kurtarıcı isa katedrali, gideriz derseniz nazımın mezarı, bolshoi binası ve meydanı, ...
bu arada st.peter-moskova arası hızlı trenler de var. 4 saat sürüyordu galiba. etrafı görerek gitmek eğlenceli olabilir.
not: planlarınızı yaparken oralarda havanın türkiyeye göre daha erken karardığını unutmayın.

moi cesar olması lazım.

www.allocine.fr

Usta yalnız ben bu filmi indirdim 3 sene evvel bi yerlerden, altyazı falan bulamadım sonra. İngilizce olsa yine bi nebze de fr olduğundan izlenmiyo da.

yok sinirlenmiyorum . anormal gelenler ise tahminimce milliyetçi duyguları ırkçılığa kaçanlarda olabilir diye düşünüyorum. böyle kişilerde contantinapolis denildiğinde bizzans haçlılar vs aklına geliyor ve sinirlenirdur tahminimce

hayır sinirlenmiyorum.

ama diğer dillerde yaygın karşılığının istanbul olduğunu sanıyorum. constantinapolis ise tarihi bi anlam ifade ediyor sanırım. bizans dönemine ait, hıristiyanlığın başkenti olarak. bu durumda sanki istanbul türklerinken cons avrupalıların gibi bi şey oluyor.

sinirlenmiyorum da bir zahmet istanbul deyiversinler.

london'a londra demek türkçeyle alakalı. başka dillerde de london'a benzeyen başka bi söyleyiş şekli vardır. konstantinopolis ise istanbul'un eski isimlerinden biri. ve böyle söylenince sinirlenmiyorum. isteyen istediğini söyleyebilir. konstantinopolis cumhuriyetin kuruluşuna dek kullanılan bi isimdi. bizim salakların iddia ettiği gibi "istanbul since 1453!!!!!!" olayı yok yani. sonuçta istanbul kelimesi de konstantinopolis'ten geliyor.

Resmi dilinde constantinapolis kullanan sadece yunanistan var o da anlaşılır birşey, çıkıp bizden kimse tessaloniki demiyor selanik diyoruz çünkü türkçede o şehrin adı selanik, yunancada da adı konstantinapol. Buna takılan da gerizekalıdır hele hele istanbul since 1453 diyenler tarih bilmeyen ekstra gerizekalıdır. Cumhuriyete kadar istanbulun resmi olarak tek bir adı yoktur.

yok sinirlenmiyorum.

sinirlenmiyorum. ben nasıl skopje'ye üsküp diyorsam, o da konstantinopolis diyor.

istanbul zaten eis ten polinden geliyor, kızacak bişi yok hepsi yunanca

guzel izle.

orjinalini diyosan güzel. amerikan versiyonunu bilmiyorum.

psikolojik gerilimin en güzel örneklerinden. nice film izledim de buna dayanadım hafız.

ben izledim sonra shif+delete ile sildim. sıradan filmlere böyle davranıyorum.
izlemeye değecek bir şey yok.

Upstairs Downstairs
www.youtube.com

Adil kullanım kotası var ya,kotanı doldurunca hızın büyük ölçüde düşüyor.Benim 50 gb'tan sonra 20 den 5 e düşüyor hızım,bu da torrentimi etkiliyor tabiki

@birbilsem, abi şu an speedtestte hız 66 mbit gözüküyor. kotayı aşmış olma ihtimalim de yok henüz bu ay..

o zaman benden bu kadar:) diğer arkadaşlar bilir belki sorunun cevabını

Bana da olmuştu bir kere aynısı 7000 seeder'ı olan dosya 300'le falan iniyordu. İnternetim 20MBit, genelde 2.5 MB/sn ile indiriyorum. Arada oluyor öyle diyebilirim.

şööyle birşey deneyebilirsin; internet download manager ile bir dosya indir bakalım maksimum kaç ile indirecek. eğer idm ile 4 5 mb hızla indiriyorsa torrent programını değiştir veya temiz kurulum yap. yok idm ile de 200 250 diyorsa modemi kontrol et.

sanırım bu so'ın biz müşterilere attığı son kazık oluyo. şöyle ki; ben de aynı sorunu yaşıyorum. private trackerlardan download yaptığım için seeder ve leecher ile alakalı bi' sorun olması ihtimalini eledim direkt.(tabi yine de farklı farklı dosyalar ve sunucular denedim) port açtım olmadı, ayarları yüksek verim alabilecek şekilde düzenledim olmadı (utorrent kullanıyorum). sonra modem değiştirdim olmadı. herşeyi deneyince geriye servis sağlayıcısından kaynaklı sorun olma ihtimali kaldı tabi. onu da test etmek için yan dairenin ttnet'inden bağlanıp internete aynı dosyayı yüksek hızla indirebildiğimi gördüm :) bütün superonline kullanıcılarında var mı diye aynı torrenti başka superonline hatta denedim; yine yüksek hız :) müşteri hizmetlerini aradım ve bütün bu saydıklarımı operatöre de anlattım. aldığım cevap ''anlıyorum ama ona bakamıyoruz''. yani anlayacağın superonline böyle bi' yaptırım uygulamaya başlamış ve yavaş yavaş yayılacak muhtemelen.

tv'de izliyorum da, abi sürekli o da olmaz ki..