[]

facebook sorusu - 2

facebook'da kimin bizi arattığını
kimin arkadaşlarımızı incelediğini falan görebiliyor muyuz?



 
hayir. (kesin cevap)


  • guru  (11.04.09 15:29:29) 
[]

ali ekber çiçek

ali ekber çiçek'in çaldığı sazın türü nedir?




 
(bkz: divan sazı)


  • ermanen  (09.10.07 17:03:42) 
[]

facebook sorusu

facebook arama sonuçlarında biri profilimize bakarken "view friends" kısmının kapalı olmasını (görünmemesi) nasıl, nereden yaparız?




 
Sağ üstte privacy'ye bas.Açılan sayfada "Search" e bas. En altta arama sonuçlarında neler aktif neler pasif olsun seçenekleri var. Ordan view your friends listin yanındaki tiki kaldırırsın.


  • 3200  (08.10.07 19:40:47) 
[]

saçlarımı boyayacam

boyayı kendim seçip evde kendim boyayacağım. ama kafama takılan bir nokta var. kaçları ve kirpikleri ne yapacağım? boyamak istediğim renkle biraz ters düşüyorlar :)




 
konu ile alakasiz olacak ama sac boyalari mesane kanseri yapiyor.Annanem düzenli olarak sacini boyardi mesane kanseri oldu dikkat et derim.Sonra bir arastirmada ortaya cikti kanser yapan madde.


  • erentun  (28.09.07 23:12:01) 
1- Kirpik boyanmaz! Boya kimyasal bir maddedir malum, goze kacar uf olur.
2- Kaslarini boyayabilirsin ama cilde degdirmemen gerekir ve normalde kaslar sac renginden daha koyudur ve senin bu tonu ( yani dogal gozukmesini istedigin kas rengini) tutturman zor olur. Sorularindan acemi bir boyaci oldugun belli, o yuzden onerilerim soyle:
- Sacini kendin boya,kaslarini boyama ( sari sac siyah kas)
- Sacini kendin boya, kaslarin icin unisex bir kuafore git.
- Isiklari kim kapatti travmasindan uzak durmak icin, kirpiklerden de uzak duruyoruz. Bilgine
  • pyro clustic flow  (28.09.07 23:53:56) 
kirpiklere gerçekten dokunulmaz da, kaş için şöyle bir şey önereyim:

önce kaşının etrafına vazelin sür (hatta bunu kafanda boyanmasını istemediğin diğer yerlere de yap - misal tam saç dipleri alın kısmı kulaktır şudur budur)

sonra bir yerlerden bir adet rimel fırçası bul, saçını boyadıktan sonra kalan boyayı rimel fırçasıyla kaşlarına sür

yıkarken de haliyle gözlerinin kaşlarından yukarıda olmasını sağla, sonra niye kör oldum diye geliyosunuz.

bir de rengi bilmiyorum ama eğer olaya uygunsa kaşları direkt olarak boyama, renk açıcı kremlerle (direkt oryal değil, milletin kolunu falan açtığı, sesu marka falan olan) rengini aç. ama özellikle bu yöntemi kullanırsan inanılmaz dikkatli ol, hakkaten kör eder.
  • myriamonde  (29.09.07 00:15:45) 
hipernefroma da yapar.


  • hlathguth  (29.09.07 01:38:47) 
kafayı kazıtmanın yakışıp yakışmayacağını da öncededen bir düşün. en iyisi bir kuaföre git. bak biz pişman olduk gitmeince :p nerden aklımıza geldiyse hey allam

--
ek: "gitmeince" kelimesi doğru yazılmıştı ama klavyeyi sökerek komple yıkama yağlama yaptığım için bazı harfler bazen basmıyor işte. klavye sökmeyi düşünenler tekrar düşünsün.
  • can see  (29.09.07 03:01:00) 
[]

messenger kurma

şirkette messenger kurmam gerekiyor. c'ye kuramıyorum. erişim yasak. ama kurulum aşamasında kurulum adresi belirlenebilen (gözat ile) başka programları d'ye kurabiliyorum. messenger kurulum adresi önerilmeden direk kuruluyor, bu yüzden kuramıyorum d'ye.

nasıl messenger kurabilirim?

(not: webmessenger ile işim olmaz)

 
regedit e girebiliyorsan ;
d de Programlarım adında klasor ac..
regedit'i aç
"HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Windows \Cur rentVersion"
"ProgramFilesDir" ve "ProgramFilesPath" 'in değerlerini "D:\Programlarım" olarak değiştir.

Değişiklikten önceki değerler

"ProgramFilesDir"C:\Program Files
"ProgramFilesPath"%ProgramFiles%

Değişiklikten sonraki değerler

"ProgramFilesDir" D:\Programlarım
"ProgramFilesPath" D:\Programlarım

diğer programlarda da işine yarar...
  • neuromanger  (09.08.07 17:16:09) 
sole bişi de buldum...
YÜKLEMEDE YÜKLEME YERİNİ GÖSTERME
Başlat/çalıştır komutuna "Regedit" yaz HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Windows\Curr entVersion\Setup aç SourcePath a c:\win v.s yaz
  • neuromanger  (09.08.07 17:26:23) 
kullanıcının c ye erişimi yoksa regedit, msconfig gibi uygulamalara erişimi hiç yoktur. cosysop un dediği gibi portable programlardan başka alternatif yok, hem onları flash diske atıp bile kullanabiliyorsunuz.

hafif illegal bir yöntem var admin olarak giriş yapmak, şifrenin nasıl resetleneceği ekşi duyuru da var.
  • kimlanbu  (10.08.07 00:43:00) 
[]

ölü piksel

bir bilgisayarcıya gittik. lcd ekran alacağız. bunda ölü piksel olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? sadece bakmakla anlaşılabilir mi acaba? gözden kaçırılabilir mi?




 
Adam test ettiriyorsa zaten gözden kaçmayacaktır. Fakat test ettirmesi için aletin açılıp kurulması falan gerektiğinden genelde test ettirmezler. Firmanın belli bir sayıda ölü piksele kadar garantisi olabilir.


  • fredi  (08.08.07 19:33:12) 
Denetmiyorsa bile fatura verdigi icin ölü piksel oldugunda 1 ay icinde degistirmesi lazim. En azindan Bimeks ole yapti.


  • polifonik osuruk  (08.08.07 20:19:03) 
ölü piksel kontrol eden programlar var. ekrana çeşitli renkler çıkartan varsa bir laptopla gidip satın alma sırasında deneyebilirsin. yada mekandan denemelerini isteyebilirsin. kabul etmezlerse o mekandan alma ürünü. hoş alırsan da 15 gün iade hakkın var. hiç bir şey diyemezler geri verirsen ama kavga etmen gerekebilir bu iş için.


  • darknum  (08.08.07 21:41:13) 
yanında 3,5 tane bmp dosyası götür

kırmızı, yeşil, mavi, siyah, beyaz. bunları tam ekran aç, ölü piksel varsa sırıtacaktır.
  • kimlanbu  (08.08.07 23:02:35) 
abi monitore dikkatli bak, siradan bi masaustu ve siyah olmayan bi background ile 10 saniye icinde kabak gibi belli olur.


  • jack o lantern  (08.08.07 23:54:34) 
[]

elimdeki harici hard diski şifrelemem lazım

harici hard diske şifre koymak istiyorum. benden başka kimse içindekileri açamasın, göremesin.

nasıl yapabilirim?


 
truecrypt candir.
www.truecrypt.org buradan edinilebilir.

  • cosysop  (08.08.07 20:13:56) 
ben de teşekkür edeyim. işime yarayabilir bu. işyerinde bağladığım her diski yedeklemek isteyen bir it departmanı var. canımı sıkıyordu.


  • ozdek  (08.08.07 22:10:21) 
[]

Acil - Msn şifresi

şirketteki bilgisayarda kullanıcı adı ve msn şifresi bir şekilde kaydedilmiş. otomatik olarak açılıyor. silemiyorum da.. denetim masası/kullanıcı hesaplarından bakamadım orada da böyle bir seçenek yok. diyeceğim o ki bir şekilde bu hesabı nasıl silebilirim? komutlarla falan, bir şekilde silmem lazım?

not: msn live messenger değil, eski bir şey.


 
Basaramadim dersen hotmail sifreni degistir.


  • badseed  (07.08.07 12:02:44) 
eger yeni $eye gecmediyse;

denetim masasi--kullanicilar--aktif olan kullanici(tikla)--(soldaki menuden)ag parolalarimi yonet
burda kayitli olmasi gerekir. secip silebilirsin.
  • sourlemonade  (07.08.07 12:16:13) 
messenger login olurken iptal et baglanmasini, altta 3 secenek var bi tanesi beni tani tanima bi tanesi parolami animsa bi tanesi otomatik baglan. unclick yapman yeterli.


  • notorious  (07.08.07 19:02:39) 
[]

bilgisayar soğutucusu

bilgisayarın kasasını açtım da, takarken soğutucuyu nasıl takacağımı bilemedim.

soğutucu kasanın yan (sol) tarafında ve anakarta doğru üflüyor.
denedim, her iki tarafına da üflüyormuş gibi geldi, emin olamadım size sorayım dedim.

şöyle bir şey:

altareu.com.tr

ne tarafı içeriye ya da dışarıya gelmeli?

 
yaninda ok vardir onun.
ufledigi yonu gosterir o. dikkatli bak yanlara.

  • sourlemonade  (04.08.07 15:04:29) 
aaa evet gördüm. yanında ona dik bir ok daha var. o neki acaba? diklik mi?


  • sorusoranadam  (04.08.07 15:19:03) 
o okun yukari bakmasi lazim


  • sourlemonade  (04.08.07 15:28:30) 
işlemcinin üzerine gelen noktada bir fan varsa (-ki yeni kasalarda vardır genelde) o içeri üfleyecek. diğer fanları ise en iyi havalandırmanın nasıl olabileceğini tahmin ederek içeri veya dışarı üfleme şeklinde siz ayarlayacaksınız. yani illa hepsi içeri ya da hepsi dışarı üfleyecek diye birşey yok.

hatta cpu üzerine takılan cpu-fanlarının bile ne tarafa üflemesi gerektiği konusunda farklı tartışmalar var. mesela kimileri ters yönde üfletiyor.
  • can see  (04.08.07 17:45:50) 
fotoğrafa bakan yüzü iç tarafa gelsin, siktret gerisini:))


  • sakingitarist  (04.08.07 19:19:42) 
[]

anlayamamak, öğrenememek, yapamamak...

bir şeye başlarken (ders olsun, öğrenilebilecek bir konu olsun)
o işi yapamayacağıma dair çok çok güçlü bir inanç besliyorum.
bu zeka meselesi değil. birçok boş kafalı bile yaptığı halde ben yapamıyorum.
kendime güvensizim. ne yaparsam yapayım anlayamayacağım, yapamayacağım gibi geliyor ve yapamıyorum.
özellikle okulda dersleri başaramama gibi bir problemim var. dönemin başında dersin ilk saatinde "boşver olm nasıl olsa bunu yapmazsın" diye düşünüyorum ve bırakıyorum kendimi.
herkes bu işi başarınca da kahroluyorum.
eskiden böyle değildim ben. elimi neye atsam zehir gibi öğrenirdim.

tekrar eski halime nasıl dönebilirim? neler yapabilirim?

 
Anladığım kadarıyla özgüvenin sarsılmış. Benim tavsiyem çevrende kanını emen insanlar var ise uzak dur. Psikolog olmadığım için tam olarak "şunu yap özgüvenin gelir" diyemiyorum fekat kendi tavsiyem budur.


  • deckard  (03.08.07 10:36:14) 
Tahminim ve kendi tecrübelerimden anladığım; bir geçiş süreci yaşıyorsun. Şu anda ne kadar kassanda daha önce kolaylıkla yapabildiğin ve aslında halen yapabilecek olduğun konulardaki kapasiten biraz rafa kaldırılmış. Başka mevzular var aklında, ya da bir yenilik yapılacağı için bu kısımlar tadilatta. İster tadilatta olduğu halde buraları zorlarsın, ister başka şeylere yönelerek düzelmesini bekler kendini yormazsın. Body building buna örnek olabilir, ama benim önereceğim bir şey değil. Çünki bunu yaptıktan sonra "kendine güven" dediğin şeyi kazandığını zannedip aslında tamamen kaybetmiş olduğunun farkında olamamak gibi bir durum oluşma ihtimali var. Etrafında "badi" çalışan varsa bir bak, anlarsın. Tanıdığın yoksa bile taksim'e falan çık, barlarda kendi kasları ve hatunlar dışında başka bir şeye odaklanamayan tiplere bak, yine anlarsın. Tabii ille böyle olacak diye bir kaide yok.
"Kendine güvenmek", "kompleksli olmak", "kompleksli olmamak (böyle bir şey yok tabii ki)", "kompleks" gibi kavramlar bir şekilde kişinin hayatında dikkat çekecek kadar bir yer tuttuğu anda bunlarla ilgili bugüne dek sıkıntı yaşamamış bünye "acaba...?"larla başlayıp kendi kendisinin mmmna koymaya başlar. Uzun da sürebilir, kısa da.
Klasik "kendini sev" önerisi güzel bir öneridir, yapılabildiğinde işe yarar. Ama buna gereksinim duymak için de kişinin kendini sevememesi gibi bir durum gereklidir. Yani aslında zaten kendini seviyorsan bu konuya da el atmana gerek yok. Sana "kendini sev, önemse kendini, kibirli ol,..." falan gibi şeyler söyleniyorsa, yani/ya da böyle olmadığın düşünülüyorsa, buna inanmadan önce çakmakla elini yakmaya kalk, ya da "madem kendimi sevmiyorum sevgilimi terk edeyim de kendime bir ipnelik yapayım." diye düşünerek sevgilini terk et (onun suçu ne di mi, kötü örnek di mi?). Seviyorsan ve yapamıyorsan demek ki kendini seviyorsun, yani yalan söylüyorlar sevmediğin konusunda.
Bir de kendine "gereken" değeri vermiyor olma ihtimali var. Bunu da gözden geçir. Savaşma kendinle ve ama aklına gelen her şeyi sor, merak etme yorulmazsın.
Yaşamayı sevmeyi unutma, daha önce mutlu olduğun zamanları ya da şeyleri unutma. Yeryüzündeki tek güzel zaman dilimlerinin o anlardan ibaret olamayacağını belle -dünya senin için dönmüyor, ama bunun tadını çıkarmayacaksın diye de bir zorunluluk (yahut sorunluluk) yok, olmasın.
Daha uzar... Uzatayım mı?
"Yapamayacağım." demek, bir işi yapmak için gereken altyapıdan yemektir. Bellekten, şevkten, zevkten, istekten, akıldan yemektir. Yapabileceğin halde bir şeyleri yapamıyor olma nedenin "yapmak için gereken iş gücü"nü bu safsatalara yormandandır.
Bence kibirli olmak, insanlardan üstünüm aslında falan demene falan gerek yok. Ne isen osundur ve evet geliştirebilirsin de, batırabilirsin de. Çok mutlu da olabilirsin, kendini de asabilirsin. Çizeceğin yol sana kalmış. Sktimin dünyasına bir kere gelecen, böyle şeylerle günlerini, senelerini harcama; git çiçek al sevgiline sonra da kafayı çek, "Ben nasıl böyle skim şeylere kafayı takıyorum ya" diye efkar yap. Birilerine durup dururken iyilik yap, sevmediğin birine bağıra çağıra küfür edip kaç, kaybol, ayakların götüne vursun kaçarken.
Geçer, geçsin de zaten. Keşke bana da anlatacak birileri olsaydı. Ama olmadığı halde geçiyor merak etme.
Lan gün ortasında bira açtırdın bana, bahane oldu muydu efkar yapmaz mıyız hiç? Arabeskle büyüdük hiç duymasak minibüslerde, ske ske etkilenecez.
Affola...
  • laugh  (03.08.07 15:53:48) 
anladığım kadarıyla bu sorunu daha çok derslerde yani gerçekten yapmak istemediğiniz şeylerde yaşıyorsunuz. "eskiden elimi neye atsam öğrenirdim" demenizden kendi isteğinizle yaptığınız işlerde daha başarılı olduğunuz sonucunu çıkarıyorum. belki derslere karşı bu isteksizlik ve üstüste gelen düşük notlar sizde genel olarak herşeye karşı bir hevessizlik, bezginlik hali yaratmış olabilir. hedef belirleyin. belki o dersi geçmenin sizin için bir anlamı yoktur, anlam kazandırın. okulumu sağlam notlarla bitirmeliyim, bu sayede sağlam bir işe girebilirim ya da biraz dişimi sıkıp şu dersleri vereyim sonra rahat eder keyfime bakarım gibi. o dersi geçmek amacınız olmasın, hedefe giden yolda bir araç, geçilmesi gereken bir durak olsun. ve bu çok önemli, hedefe ulaşınca mutlaka yeni bir hedef belirleyin. yoksa yine aynı ruh haline geri dönersiniz. öğrenmeniz, yapmanız gereken neyse hemen başlayın, hazırlıksız da hissetseniz dalın, ertelemeyin, işin içine girip hedefe kilitlenince nasılsa bir şekilde bitireceksiniz. kasmayın, önemli olan en iyi olmak değil elinizden geleni yapıp başladığınız işi bitirmek. eleventh'ın dediği gibi başlangıçta küçük hedefler oluşturmanız sizi şevklendirebilir, bir işi bitirmenin verdiği huzur ve özgüven gibisi yoktur.


  • zen spider  (04.08.07 19:02:35) 
[]

laptop alacam ama...

alamıyorum. çünkü internetten bakıyorum. birinin ak dediğine diğeri ..k diyor. biri birine "çok ısınıyor" diyor, biri diğerine "çok ses çıkarıyor" diyor. hangi markayı alacağımı şaşırdım. toshibe mı, dell mi, hp mi, fujitsu siemens mi? aklımda konfigürasyon var ama marka yok. fiyatı çok da önemli değil ama ortalama 1500 ytl civarında olursa iyi olur. beni 2 sene götürsün yeter.

ayrıca autocad, solidworks, catia gibi programları rahat çalıştırsın..

genelde toshiba övülmüş internette.
ama ben fujitsu siemens laptolarını soracağım? nasıl oluyor bunlar?

bir de internetten almak ne kadar doğru? ölü piksel, arızalı parça vb.. gibi şeylerin yaşanması olabilir değil mi? böyle bir şey olsa geri göndermek olsun, garanti olsun çok kastırır herhalde.

 
buraya bir bak: www.cbox.com.tr
almak istersen de şuraya bakıp telefonlarını alıp bir ara, (benim tecrübem) iyi adamlar: www.soylubilgisayar.com

not: Cbox'ların süsü püsü pek yok, ama fiyatları ile donanımlarını diğer markalarla kıyasla. Bildiğim kadarıyla ufacık bir problem dahi yaşadığında ürünü değiştiriyorlar.
  • laugh  (02.08.07 16:48:13) 
toshiba'sı olan 3-4 arkadaşımın hepsi birden fandan illallah diyor bilmem tesadüf mü?bok atmak gibi olmasın ama :) birisi tövbe dedi artık, servis falan da sorun halloldu diyor ama nafile.açılmıyo bile laptop 10 dakkada fıs.şimdi tesadüf mü bunların hepsi yoksa cidden var mı toshibalarda böyle bi olay?

bu arada ben dell kullanıyorum, tavsiye ederim.çok sessiz.
  • vampyria  (02.08.07 16:54:30) 
abi ne berbat bir şey. karar veremiyorum. herkes bir şeyi övüyor, diğerini yerden yere vuruyor :)


  • sorusoranadam  (02.08.07 17:06:44) 
1.5 yıldır 256mb(bağımsız)geforce ekran kartına sahip asus kullanıyorum.gerçekten çok memnunum.geçen bayramda kardeşime asus almaya gittik.hızlı sistemde istediğimiz modeller kalmamıştı.bu durumda kardeşim kafayı hp'ye takmış olduğu için çift çekirdekli bir hp pavillion aldık.kasası çok hoş bir modeldi.cihaz daha ilk ay pil sorunu yaşadı.stand by konumunda pili 45dakka ancak gidiyordu.servise götürdük laptopu herkes şikayetçi.internette de bi sürü şikayet var.hatta ilk aldığımızda dvd sürücünün sağ tarafta olduğunu görünce çok garipsemiştim.fareyi ilk önce sağa çekiyosun dvd'yi takıp tekrar eski yerine.böyle bir firma bu ufak ayrıntıyı nasıl düşünemiyor ilginç doğrusu.kardeşim şimdi yemin etti hp almam diye.gerçi elektronik cihaz bu bozulabilir ama biraz da insanlara kulak vermek gerekiyor.ben ilk alırken forumdonanımhaber,forumdarkhardware gibi kaliteli forumlarda çok araştırdım.o süreçte elene elene asustan başka birşey kalmamıştı alacak.autocad 2007 ve 3dmax programlarını çok rahat bir şekilde kullandım.bence orda bi sorun çıkmaz ama profesyonel grafik,tasarım diyosan o zaman ekran kartını önemseyeceksin.benim hoşuma giden bir marka da packard bell.incelemedim ama bu cihazı da merak ediyorum açıkçası.fujitsu almanı kesinlikle tavsiye etmiyorum.siemenste çalışan arkadaşlarım bile siemens almadılar.bir de dolar çok uçuyor.sen iki ay önce fizibiliteye başlasaydın $=1.25'ken canavar gibi asusu 1700lere kapatmıştın 2hafta önce.2hafta sonra aynı cihaz 2000mi olur üstümü olur bilmem.bugün çıktı bi ara ve 1.28de durdu.1.5 olursa çok zarar edersin.bir de 4çekirdekli yeni bir platform çıkacak diyorlar.gerçi onların çekirdeği de platformu da bitmez beklemek nereye kadar.

ek: her yazılan yazıya sataşan tipler umarım bu yazıya da sataşmazlar.çok geriliyorum çünkü.burası forum değil sonuçta.umarım bu cevap sana faydalı olmuştur sorusoranadam.
  • hepi kro  (02.08.07 21:29:38) 
valla millet kotu motu demis ama 4 aydir core2duo t5600 (1.83 ghz), 1 gb ram, 256 mb geforce go 7600 ekran karti ve 17 inc monitoru olan bir fujitsu siemens kullaniyorum. oyun oynayabilecegim bisey olsun diye almistim ve delicesine memnunum. hatta kendisine asigim bile diyebilirim. her bi boku var, bi kizilotesi yok o da olsun o kadar. tabi daha cok yeni ileride bozulur mu eder mi bilemem ama dedigim isinma problemi butun diger laptoplar arasinda ortalama hatta dusuk degerlerde diyebilirim. bu sicakta hayvan gibi oyunlar oynayip hem islemciyi hem ekran kartini saatlerce zorluyorum herhangi bir cok isinma sonucu sacmalama yada kapanma yapmiyor. ekrani nefis parlakligi var, renkleri guzel. arada sirada ekranin tepki suresinin biraz yavas kaldigini hissetigim oluyor ama rahatsizlik verici dereede degil. tek sorun pil takiliyken aleti prizden calistirirsan ekran parlakliginda dusus oluyor neden bilmiyorum. butun fujitsu siemensler boyle. ben de alet elektrige bagliyken pili cikartiyorum o yuzden.


  • jupiterianvibe  (02.08.07 22:50:32) 
derdinizi çok iyi anlıyorum. ben de yılbaşından itibaren laptopları araştırmaya başlamış mart ayı gibi artık sinir krizleri geçirmeye başlamıştım. sonunda DELL' de karar verdim(hem de hiçkimsede olmayan spesifik bir model). yaklaşık 4 aydır kullanıyorum, hiçbir problem yaşamadım gayet memnunum. darkhardware, donanimhaber gibi forumlara uğrayabilirsiniz, orda belli başlı model sahiplerinin kurduğu sözde dernekler var. herkes birbirine çok yardımcı oluyor.
neyse konuyu saptırmayayım, DELL markasını da göz önünde bulundurun derim naçizane.
bir de son olarak 9-lion bataryalar bir tek DELL de var diye biliyorum ben. 4saat kafadan gidiyor. başka sorularınız olursa yardımcı olmaya çalışırım.
  • indeed  (02.08.07 23:14:55) 
  • kezman  (03.08.07 00:01:19) 
genel kanının aksine 1.5 yıl fujitsu siemens'in bir modelini kullandım ve bana problem çıkartmadı. işin ilginci yenileyeceğim diye sattığım arkadaşta da bir problem çıkarmadı hala ki tam 2 yıla tekabül ediyor bu zaman dilimi. neyse diyeceğim o ki kimsenin lafına kanma git gözünü karart al bir tane. toşiba iyidir ama fan sesi yüksektir. dell iyidir ama ısınıyor diyorlar ben kullanmadım ve kasası hantal gözüküyor gözüme. hep aklımda asus var benim böyle kaliteli ve sorunsuz notebooklar görmedim. kim sorarsa sorsun tavsiyelerimde hep gözünü karart beğendiğin bir şeyi al diyorum. ben alacak olsam asus alırım ama zevkler ve renkler tartışılmaz. sonuçta alacağın ürün elektronik illaki belli bir zaman sonra sorun çıkaracaktır. önemli olan ürünle beraber geçirdiğin zamanı en etkin olarak kullanabileceğin bir ürün.

monster'i çok övüyorlar bir incele istersen. asus gayet iyi bir marka, sony tuzlu ama çok estetik ve kullananlar memnun, dell de yılların notebook markasıdır yani. hp'ye gelecek olursak ben hiç sevmiyorum kasasını da dizaynını da ağır traktör gibiler ve forumlarda kullanıcılar pek iyi yorumlar yapmıyorlar.
  • atrin  (03.08.07 13:20:44) 
[]

sadece bana ait makinede hosting

hosting almak istiyorum...

yurt içinde hem iyi, hem ucuz olan
yurt dışında hem iyi, hem ucuz olan

ve müşteri desteği iyi olan bir firmadan almak istiyorum.
hangilerini tvsiye edersiniz?

asıl soruya gelirsek,
sadece bana ait bir hosting'i hangi firmalar verir? yani kasa komple benim olacak, içinde başka site barınmayacak.

(not: hosting tavsiyesi yukardakinden (sadece bana ait olması) bağımsızdır.)

 
o daha cok server kiralama ve/veya reseller olarak gecer.

edit: reseller alirsan ba$kalarina da satabilirsin. o avantaji var.
  • sourlemonade  (01.08.07 14:43:05) 
Aradığınız şeyin adı dedicated hosting veya dedicated server. Yurtiçi yurtdışından daha pahalı ama ping süresi avantajı var. Bir de Türkiye'den alacaksanız server'ın Türkiye'de olduğundan emin olun, çoğu şirket yurtdışından dedicated alıp Türkiye'de üstüne kar koyarak satıyor. O zaman da Türkiye'den almanın bir avantajı kalmıyor server yurtdışında olduğundan. Ben zamanında yurtdışından www.theplanet.com 'dan almıştım dedicated server, ping süresi dışında memnun kaldım. Ama server Türkiye'de olmadığı sürece nereden alırsanız alın aynı sorun olur.


  • crown  (01.08.07 14:52:38) 
ping süresi nedir?


  • sorusoranadam  (01.08.07 14:59:08) 
(bkz: #3251552)


  • sourlemonade  (01.08.07 15:00:55) 
Dedicated pahalı gelirse (ki pahalı gelir genelde), VPS de alabilirsin. VPS dedikleri, makine aslında sana özel değil, ama kendi sunucu alanın sana özel. Sunucu işletim sistemini sen belirlersin, istediğin ayarı yaparsın, sunucuyu restart atarsın. Bir ana makina birden fazla VPS'e bölünür. VPS'ler birbirinden bağımsızdır (iyi bir yerden alırsan).

İlle dedicated alacağım dersen şunlara dikkat et
1. makina gücü (paraya bakar)
2. bağlantı yeri (hangi ülkede nerde olduğu)
3. kontrol paneli (cPanel veya Plesk mesela)
4. yönetim firması (her firma sana destek vermez, verse de az verir, sunucun iki günde bir hacklenir).

Yönetim firmaları yabancılarda iyi. Aylık 30-50 dolara makineni sürekli güncel ve güvenli tutuyorlar. eğer en incesine kadar linux bilmiyorsan mutlaka bunlardan birinden alman gerek.

Ben de hosting satıyorum (dedicated satmıyorum ama). Benden ayrıntılı bilgi istersen www.forumsunucu.com dan bana ulaşabilirsin. Bütçene göre dedicated veya VPS firması buluruz. Ben üstüne kar koyacağım demiyorum, sadece sana yer gösteririm. Kendin alırsın ordan. İngilizcen iyidir umarım.
  • harzem  (01.08.07 15:43:24) 
[]

bilgisayarın ekranı kaç inch?

önümde duran bir laptop var ve ben bunun ekranının kaç inch olduğunu merak ediyorum.

-modelini bilmiyorum.
-bilgisayarım/özelliklerden bir şey görünmüyor.

nasıl öğrenebilirim?

 
Bir kenarından diğerine kadar(çaprazdaki) olan uzunluğu metre ile ölç, 2,54'e böl.


  • sathaner  (25.07.07 11:04:49) 
bunu yapabilecek durumda değilim.


  • sorusoranadam  (25.07.07 11:05:24) 
ölçmekten başka yok yok. kenardan kenara ölçmeyeceksiniz, köşegen boyunu ölçüp 2,54'e böleceksiniz. yardımcı olursa bir cd'nin çapı 12 cm'dir. yakınlarda cetvel yoksa referans olabilir.


  • kibritsuyu  (25.07.07 11:16:45) 
a4 kağıt al ve kaç kağıt boyu gittiğine bak. a4 kağıtlar yaklaşık olarak 20x30cm boyutlarındadırlar. yaklaşık bir değer çıkarabilirsin.


  • jesters cap  (25.07.07 11:17:28) 
sistem ozellikleri'ne baktin mi?


  • alpinsamuray  (25.07.07 11:27:55) 
markasını ve modeline bak notebook'u ters çevirip. sonra www.google.com sayfasını aç. orada gördüğün kutucuğa yaz marka ve modeli. çıkan sonuçlarda yazar kaç inch olduğu.


  • atrin  (25.07.07 12:42:25) 
ekran dikdörtgen ve fazla büyük değilse 15.4" çok büyükse 17" büyüklüğündedir.kareye benziyosa 14".notebook için 3. bir olasılık varsa beri gelsin.


  • hepi kro  (25.07.07 12:58:15) 
bir a4 sayfası kadarsa 12.1 inç flndır.


  • lunatic witch  (25.07.07 13:42:55) 
Benimde soleyeceklerim var:
Olasilik olarak 14'1 olma sansida var ustte belirtilen olasiliklarin yaninda. Saginda solunda ulasabilecegin bir mekanda baska laptop yok mu kiyaslama yapabilecegin?

Aslinda cok komplike bisi dusundum ama suan beyan etmiyorum daha kolay bi yolu olsa gerek.
  • badseed  (25.07.07 13:52:49) 
a4 kağıdı uzun kenarı aşağıya gelecek şekilde ekranın dibine ve kısa kenarı sola değecek şekilde yerleştirdiğimde sağ tarafta bir baş parmak büyüklüğünde, üstte ise 5-8 mm civarında bir boşluk kaldı.


  • sorusoranadam  (25.07.07 14:31:05) 
aslinda en iyi yontemi atrin soylemis ama a4 kagidina gore verdigin olculerden yaptigim hesaplara gore 15" monitorun, hayirli ugurlu olsun.


  • alpinsamuray  (25.07.07 14:47:08) 
eheh ben bile stres yapmiştim.hayırlısı olsun sonunda bulundu demek


  • x factor  (25.07.07 19:17:13) 
[]

üniversitede istenmeyen bir bölümde okumak

bir hata yaptım, üniversite sınavı sonrasında pek de istemediğim bir bölüm yazdım.
bu bölümün bana uygun olmadığını anlamam çok kısa bir zaman sürdü.
öss'ye girip başka bir yere geçmek için çabalasam da, artık geçebilecek durumda değilim.
artık bir şekilde bu okulu bitirmek mecburiyetindeyim.

sorun şu ki, bölümü hâlâ içime sindiremediğim için ders çalışmakta çok zorlanıyorum.
bir şey öğrenemiyorum. dersler pek ilgimi çekmiyor. konsantre olamıyorum, dersi öğrenmek istemiyorum.
ne yaptıysam olmadı. artık bir çare olarak burayı düşündüm.

derslere nasıl yaklaşmalıyım? nasıl düşünmeliyim?
neler yapmalıyım?

fikirlerinizi bekliyorum.

 
Üniversite öğrencisi olan kişilerin %50'den çok daha fazlasının senin durumunda olduğu gerçeğini düşünmek işine yarayabilir. O noktaya nasıl gelindiği kişiden kişiye az buçuk değişebilir, ama bir bölümü istemeden okumak tersinden daha çok görülen bir durumdur.


  • delikan76  (21.07.07 23:15:51) 
eğer aklından ÖSS'yi tamamen çıkardıysan ne yap ne et bu bölümden diplomanı al. derslerine çalış kısacası. Çalışmayıp hem okulu uzatacağına hem de sürünüeceğine en azından elinde diploma notun olur.

Şahsen ben, okuduğum yere ilk girdiğimde deliler gibi mutluydum (Uzay bilimleri). Derslere baktıkça heyecanlanıyordum (güneş fiziği, yer dışı yaşam araştırmaları, yıldızların yapısı fln) ama sonra okumaya bir başladım, meğerse o dersler son 2 seneymiş. ilk 2 sene matematik bölümünde okuyacakmışız (aynı dersleri alıyoruz). Şimdi sırf bu yüzden bölümü değiştirmeyi düşünen yaklaşık 50 arkadaşım var (çeşitli senelerden). onlar da ilk sene bölüm değiştirmeyi düşündü, sonuç : ilk sene kaldılar, ikinci sene öss'ye kastılar ama istedikleri yere giremediler ve okulu salladıkları için de yine sınıfta kaldılar, üçüncü sene ise mecburen derslere çalıştılar)

biraz uzun oldu ama inşallah fikir verebilmişimdir
  • deckard  (21.07.07 23:20:53) 
Ayrıca meraktan çatlayacağım, okuduğun bölüm neresi ?


  • deckard  (21.07.07 23:21:37) 
eğer "bir şekilde" oluru var ise istediğin şeyi okumak için çaba göster. Bugün kaybetmeyi göze alamadığın 2 sene bütün hayatını çekilmez kılabilir. (göze alamamaktan başka bir engelin olmadığını varsayıyorum, ve işkembeden sallamıyorum aynısını yaptım şimdi çok mutluyum 2 sene kaybettim ama inan umrumda değil)


  • kurukafa  (21.07.07 23:39:36) 
öss ya da yatay geçiş şansınız varsa kullanın, 2 sene filan bir şey değil gerçekten. yok bu konuda ümidiniz yoksa, bölümden kopmadan en kısa sürede bitirmek için çaba sarfetmeye başlayın. eğer arkadaş çevresinden kopar, hocalarla ilişkileri bozar, en kötüsü de son motivasyonu da kaybederseniz işiniz çok zorlaşır. ama çaba gösterirseniz yapamayacağınız şey yok, üniversitede okuduğunuz bölüm de her şey değil; ben bunu gördüm.


  • lykos  (21.07.07 23:47:44) 
5 sene once iktisat okurken ayni durumdaydim. mesela hukuk derslerini veremiyodum, icimden gelmiyodu, tum derslerden nefret ediyodum. sonra yazlikta bir gun, hukuk'u eglenerek, hikaye kitabi gibi okumayi-sevmeyi denedim ve o sekilde butunlemede gecmistim.
diger cok kazik iktisat derslerinde de durum boyleydi.

ama okulu bitirmedim, 4uncu senemde oss ye girip baska bir okulu ve sevdigim seyi kazaninca orayi biraktim.

simdi bu noktada, insanin sevdigi-ilgi duydugu seyi yapmasi cok onemli,
ama ote yandan da senelerine de yazik, o diplomayi kesinlikle al.
bak mesela ben kalan iktisat derslerimi aöf ile tamamlayamiyorum zira adamlar "bastan okumaniz gerek, derslerinizi kabul edemeyiz vermis gibi" gibi salakca seyler soyluyolar.


tekrar soruna geleyim,
derslere nasil yaklasmaliyim?
cevap : biraz severek anlamaya calis, hikaye gibi oku, sanki not almicaksin da ondan hayata dair guzel bisiler ogrencekmissin gibi dusun.

derim.
  • la traviata  (21.07.07 23:59:17) 
ben de bir süre iktisat da okumuştum. eğer iki seneyi tamamladınızsa çoğu okul ön lisans diploması veriyor, normalde dersleri tamamlama olmasa da önlisans diplomanız varsa aöf 3. sınıftan başlayabiliyorsunuz bildiğim kadarıyla.


  • lykos  (22.07.07 00:13:45) 
bence eger gercekten okuyamayacagina inaniyorsan; yani tum zorlamalarina, cevreni degi$tirmene, hocalarla konu$mana ragmen hicbir $ey degi$miyor ve gunden gune kotuye gidiyorsa hemen birak.

"okul birakmak" genelde herkes tarafindan tuuu! kotu! kaka! olarak addedilir fakat ya$ayan bilir.

4. sinifta okudugum bolumu birakip ikinci universite hakkiyla iktisada devam eden biri olarak soyluyorum bunu. kacinci sinifta oldugunu yazmami$sin ama aslinda bunun cok da onemi yok. $u an iktisat 2. siniftayim.(aof) memleketimdeyim. sevdigim i$i yapiyorum. kisacasi kafam rahat.

ha ailemle sorun ya$arim cevreye ne derim gibi du$unceler olabilir. bunlarin icinden bir tek aile konusunu onemse ve onlari kar$ina alip guzelce konu$. cok olsa bir iki hafta surat yapiyorlar, uzuluyorlar ama senin icin dogru olani yaptigina ikna edersen bu uzun surmuyor.

yalniz dikkat etmen gereken husus okudugun bolumun gercekten bitirmek istemiyorsan birak. yani $oyle du$un. bu okulu bitirmek fikrinden bile nefret ediyorsan, yani sonrasinda mezunu olmaktan bile kacacaksan birak. yoksa okul bitmez diye bir$ey yok. o sinavi kazandiysan o okulu da bitirebilirsin demektir.

ama okul birakmanin da dunyanin sonu olmadigini unutma. ister geci$ yap, ister oss'ye tekrar gir, ister acikogretime gec; kararini sen ver. ve bir kere verdikten sonra da kararinin arkasinda dur.

kaybolup gideceginden korkan, siradan bir lise mezunu olarak omrunu tamamlayacagindan korkan insanlara (yanli$ anla$ilmasin siradan bir lise mezunu olmak kotu degildir. kabul etsek de etmesek de universite mezunu olmak toplum icindeki yerimizi etkiler) istedigini yapabilecegini ispatla ki onlari da sevindir.
biraktiginda ilk 1 yil inan cok zor gececek. (anti-sosyallige itebilir) buna hazir ol. sonralari ise duzeliyor. ve insanlar sen yeni seciminde ba$arili oldukca saygi duymaya ba$liyor. (ho$ bu ne kadar kafaya takilmalidir bilmiyorum. ki$iden ki$iye degi$ir. ben birakirkan cevre hic sikimde degildi. hala da degil)

yani once kendine inan. secimin ne olursa olsun yapabilecegine inandigin anda hareket etmekten korkma. cunku $u an devam ettigin bolumu bitirmeye karar vermezsen daha da kotuye gidecektir. biriken dersler, uzayan okul, bir cevap bekleyen aile/sevgili vs.
en iyisi kararini ver ve uygula. bu senin hayatin.
  • experience  (22.07.07 01:10:58) 
universite insana meslek degil hayat goru$u kazandirir. cogumuz istemedigimiz bolumler okuduk. ben bilgi'de burslu reklamciliga giriyordum elimi kolumu sallaya sallaya. hep reklamci olayim istedim. sonra babam iktisat okuttu. ama bitiyor bi $ekilde okul. azicik kas sonra ne istersen o i$i yaparsin. kac ki$i egitimini gordugu i$i yapiyorki bu ulkede anasini satayim.


  • 0v3rm1nd  (22.07.07 02:20:41) 
üniversite öğrencilerinin %10'dan fazlasının "tam istediği bölümde" okuduğunu sanmıyorum.


  • can see  (22.07.07 05:10:48) 
Ben elektronik müh. okuyorum şu anda. 3 ile 4 arası bir yerdeyim.
Bizim bölüme puanım yüksek geldi de burayı yazdım işi çok gücü çok diye girip de girdiğine lanet eden sürüyle adam biliyorum. bir çoğu da ben müh. olmayacağım işletme, bankacılık vb.ye kayacağım diyor.

ben de özel sektör mühendisi olarak çalışmayı düşünmüyorum mesela, belki ee mühendisi de olmam kim bilir. (bölümü ot insanına, başarı odaklı hocalarına rağmen de seviyorum yalnız)

burada nolduğunu falan sorgulamayacağım. ben öncelikle zaman kaybolması gibi olaylardan korkma derim bölüm 4 senede bitecek sonra askerlik/master dönüşte iş evlilik(örnek) gibi sıkıştırılmış yaşamaya gerek yok. tabii elinde olmayan durumlar vardır geri dönemez.

bağlamak gerekirse bizim bölümde verilen dersler matematik odaklı çalışmalarda da başarılı olmamızı sağlıyor. sizin bölüm de sana mezuniyetten sonra böyle kapılar açabilir, derslere bu açıdan yaklaşmaya çalış, kendini de sevdiğin konular üzerine geliştirmeye bak. böylece istediklerini yapabilirsin belki.
  • s renovation  (22.07.07 12:34:06) 
[]

acil - excel sorunu

bir sürü sayfadan oluşan excel dosyasındaki metinleri biçimlendirmek istiyorum. hepsinin ilk harfinin büyük olmasını istiyorum. nasıl olabilir bu?




 
metinler ne sekilde. Her noktadan sonra buyuk hafle mi baslaman lazim yoksa sadece 1 cumle ya da 1 kelime mi var.

galiba proper diye bi fonksiyon vardi tum kelimelerin ilk harfini buyuk yapiyodu eger bi kelime varsa bu isini gorurur. Eger bi cumle varsa sadece biraz daha ugrasarak yapabilirsin. once trim edersin sonra ilk harfi buyuk olarak yazdirirsin =upper(left(A1,1)) bunu direk kafadan uydurdum turkce bi excel var bende ama fonksiyonlara girerek bulabilirsin, geri kalan harfleride tam tersi sekilde kucultup yeni bi hucreye yazdirabilirsin. geri kalan harfler icin =lower(right(A1, len(A1)-1)) gibi bisi kullanabilirsin. lower ve upper yerine fonksiyon isimleri ucase, lcase olabilir bu arada.
  • badseed  (20.07.07 16:15:13) 
bedava bi uygulama var bi buton ekliyor tam o işi yapacak şekilde. adı neydi hatırlamıyorum gerçi. butona basıyosun text değişiyor falan anında.


  • ozdek  (20.07.07 19:42:06) 
dosyayı görme imkanı olursa yardımcı olmaya çalışayım ben de...gönderilebilecek birşey ise yani..


  • haunan  (21.07.07 09:50:03) 
[]

proje I

üniversitelerde proje I olur. en azından bizim bölümde. yapamadım, uğraşamadım. ama başka üniversiteden başka birinin yıllar önce yaptığı aynı konunun projesini buldum (internette). bunu kendim yapmış gibi versem ne olur? başkasının olduğu anlaşılırsa cezai yaptırımı var mıdır? mezun olduğumda falan diploma iptal edilebilir mi? sicile işlenebilir mi? ne olur?




 
Oyarlar. Cidden. Ama şu kural geçerlidir: Yakalanırsan!


  • ozdek  (06.06.07 10:29:55) 
isterse hoca disipline verebilir. bu durumda da bir dönem uzaklaştırma alırsın muhtemelen. ama pek sanmıyorum, iyice yıkayıp yağlayıp sonra da kabul etmez gibime geliyor benim, dersten de bırakır tabi. büyük bir ihtimalle de anlamaz. ama yine de sen iyice oku anla vereceğin şeyi, ufak tefek değişiklikler yap, konuyla alakalı birşey sorarsa cevap verebil en azından.


  • metox  (06.06.07 11:00:29) 
google a "hede hödö projesi" yazdığında çıkan sonuca hocanın da aynı şekilde ulaşabileceğini aklından çıkarma. ayrıca namussuz google ödevden bir kaç cümle yazınca şak diye ödevin olduğu yeri bulabiliyor, yani copy paste yaparsan ve hoca kontrol etme huyuna sahipse yakalanma ihtimalin %99.

yaptırımı hocayla muhabbetine bakar. sana kılsa 1 dönemini yakar, çok seviyorsa git bidaha yap gel der, sevmiyor ama iyi niyetliyse sadece dersten bırakır.
  • kimlanbu  (06.06.07 12:22:07) 
hoca eger senin yapmadigini anlarsa bulmasi kolay. bu sebeple risk e girmeyi kabullenmen lazim. ben olsam disipline vermez dogrudan sınıfta birakirdim mesela. eger ayni hocadan baska ders alacak olursan o dersten de gecmen kolay olmayabilir.

ama herseyden öte ayip birsey, yapmamak lazim. kendin yap ama kötü olsun, ondan sıyırmak daha kolay bence.
  • atmacaged  (06.06.07 17:12:20) 
Okulun plagiarism politikasına ve ciddiyetine göre değişir. Geçen dönem bizim okulda bi öğrenci programlama ödevini internetten bulup verdiği için bir dönem uzaklaştırma aldı.


  • crown  (06.06.07 20:03:20) 
[]

resmi küçültmek

elimdeki bir resmi küçültmek istiyorum. ama resim küçülürken renginin, içeriğinin birbirine girmesini, dağılmasını istemiyorum. resim nasılsa öyle küçülsün istiyorum. bunu hangi programla nasıl yapabilirim?




 
picasa 2
en kolay sorunsuz en süperi bence

  • demlikposet  (28.04.07 12:29:38) 
high quality photo resizer adında bi program mevcut. bu işi yapmaya odaklanmış.


  • pispinti  (28.04.07 13:22:03) 
çok daha basit ve küçük programlar elbette bir dolu var, lakin resmin contrast brightness gibi ayarlarıyla oynarım diyorsan, az biraz bir şeyler daha değiştirmeyi düşünüyorsan paint shop pro'yu indir derim, dursun bir köşede. işine yarar yarar...


  • mortifera  (28.04.07 14:12:22) 
irfanview'ü tek geçerim.


  • fredi  (28.04.07 15:38:43) 
adobe photoshop cs3 fazla abarti olur herhalde.


  • compumaster  (29.04.07 06:22:19) 
Image resizerd powertoy gibi bi mikrosof urunu de var bu isi bedavaya yapan. (bircok dosyayi ayni anda da kucultebiliyor)


  • kurulananfok  (29.04.07 11:43:51) 
[]

boşaltım sistemi hastalıkları

evet, soracağım şey başlıktaki şey, yani boşaltım sistemi hastalıkları. nedir bunlar?




 
çook genel bir soru olmuş, burada cevap bulmak zor.
üriner sistem hastalıkları, böbrek, üreter, mesane, üretra, kidney vs vs şeklinde aratırsan mutlaka bir sonuca ulaşırsın, ama dediğin konunun toplamı robbins denen kitapta 40 sayfadan baslar ki anlat anlat bitmez.

  • anatomik durus  (27.04.07 13:12:54) 
idrar yolları enfeksiyonu diye bir örnek vereyim mesela.


  • kimlanbu  (27.04.07 14:08:03) 
safi böbrek üzerine sayfalarca hastalık olduğunu düşündüğüm vakit, bu senin sorduğun soruyu herhangi bir hoca bana sorsa direk çıkardım sınavdan.


  • gxix  (27.04.07 15:53:49) 
[]

bedava site

şimdi benim bir sitem olsun istiyorum. içine kendim şiir yazayım ekleyeyim. şiirin ismini ve kendisini girerek yani. sonra arama kutusu olsun, şiir içeriklerinde ve başlıklarında arama yapılabilsin. google tarafından taranabilen bir site olsun. var mı böyle kendim için kullanabileceğim hazır bir site?




 
ee blogger felan i$te. daha ne olsun ki ?


  • sourlemonade  (24.04.07 10:35:00) 
Ya da wordpress. Daha ne olsun ki?


  • sui  (24.04.07 14:12:38) 
hayır bu siteler olmaz. bu sitelerde hesap ele geçirilir ve tüm yazılar silinirse ortada bomboş kalırım. veritabanı benim olabilsin. yedekleme falan yapabileyim.


  • sorusoranadam  (24.04.07 17:42:46) 
notepad.exe var gayet guzel bi yedekleme araci bu bir.
kendine ait olsun istiyorsan indirirsin wordpress, alirsin domain, host, yuklersin dosyalari kurarsin dbase'i. bu da iki.
evet.
  • sourlemonade  (24.04.07 17:54:58) 
wordpressi kendi hostunua kuaqbilirsin mesela. bedava host lazım yine tabii.


  • kofteburger  (24.04.07 18:02:55) 
"indirirsin wordpress?" bu wordpress nasıl bir şey, nasıl kullanılır?
indirdim kurdum yaptım diyelim. güvenlik meselesi?
bu site metin içerikli olacak. resimsiz. ne kadar bandwidth yer, aylık ne kadara mal olur?
kusura bakmayın pek anlamıyorum bu işlerden :)
  • sorusoranadam  (24.04.07 18:34:49) 
TiddlyWiki 'ye bir bakin derim. tabi ayrica bir host almaniz da lazim. hosting icin de godaddy'yi oneririm.


  • papado  (24.04.07 18:56:25) 
[]

kadınlarla ilgili kitaplar

içeriği kızların-kadınların aşk-sevgililik-seks gibi konulardaki yazılarından, hatıralarından, düşüncelerinden vb.. oluşan bir kitap arıyorum.
seda kaya güler'in "aşk, seks ve kadınlara dair" (*) kitabını biliyorum. bundan başka bilen varsa yazsın.
kitabın hayal ürünü bir şey değil de yaşanmışlıkları barındırmasını istiyorum.
(*)

www.gittigidiyor.com

 
füsun erbulak' ın "niçin geç kaldım?" kitabı hatıralar konusunda epey başarılı. bulabilirsen sevecegini düşünüyorum

ayrıca simone de beauvoir' ın "genç kızlık çağı: bir genç kızın anıları", "evlilik çağı" şeklinde hem kadın psikolojisi ve yaşantısı hakkındaki araştırmalara yer verdiği hem de çeşitli kişilerle yaptığı röportajlarının öyküleştirilmiş metinlerinin yer aldığı bir serisi var. ilgini çekecektir.
  • bordeaux  (18.04.07 15:07:47) 
[]

matematik kitabı tavsiye edin...

yüksek fonksiyonlar ve grafikleri, diferansiyel hesap, türev - integral, bir eğrinin yay uzunluğunun, altındaki alanın, dönel cisimlerin hacimlerinin hesabı, seriler ve benzeri konuları üniversite düzeyinde anlatan, ama gerizekalıların bile anlayacağı şekilde anlatan bir matematik kitabı tavsiye etmenizi istiyorum.




 
Matematiği hele üniversite matematiğini gerizekalıların pek anlayabileceğinin sanmamakla beraber Yüksek Matematik 1 ve 2 adlı soyadı karadeniz idi sanırım yazarın kitaplarını tavsiye edebilirim.Ben onlardan çalıştım ve A- ve A ile geçtim diye hatırlıyorum. Türkçe ise böyle tabi. İngilizce ise muadili Calculus olması lazım bir bakınınız. imho : Üniversite eğitiminin esas amacının da bilgiye bir şekilde kendi kendinize ulaşmak/ulaşabilmek becerisini kazandırmak olduğunu hatırlatır üniversite kütüphanenize başvurmanızı ısrarla öneririm.


  • ozdek  (17.04.07 10:54:28) 
ahmet a karadeniz in dediğiniz kitabı her ne kadar eşsiz olsa da, bence türev integral bilgisi gerektiriyordur. temelsiz anlayamazsınız. diferansiyel hesapla kastettiğiniz diferansiyel denklemlerse, bahsettiğiniz içeriğe sahip bir kitap yoktur. onların hepsini anlamanız için , lineer denklemler,calculus-ya da analiz- ve diferansiyel denklemler için ayrı ayrı 3 tane kitap hatmetmeniz gerekir. ayrıca, hiç bir ders tek bir kaynaktan öğrenilmez, illa ki ek kaynaklara ya da hocaya ihtiyaç vardır.


  • comptrol  (17.04.07 11:00:16) 
schaum's outline series uygundur.


  • marido  (17.04.07 11:34:47) 
@comptrol
katılıyorum. Diferansiyeli görmemişim hatta o zaten ayrı bir uzmanlık alanı olduğundan (bkz. diferansiyel denklemler) keskin bir zeka, iyi bir hoca ve öngörüye ihtiyaç duyar. zaten bu düzeyde matematik öğrenecek adamın gerizekalı olması ihtimali ya da temelinin olmamasını düşünemiyorum. Ben bile fen bölümü mezunu olarak yüksek ve aşmış matematikte zorlanıyordum hala da çözemediğim denklemler vardır yani. Ama yüksek mat 1 ve 2 kapsamına giren ve zorunlu olan dersleri geçmemek için de bir nedenim yoktu. İyi çalışan ve çok soru çözen herkesin de geçmemesi için bir neden göremiyorum (hoca etkisi ihmal edilmiştir bir ülkü örnek hoca vardır mesela ytü de aman diyim)

  • ozdek  (17.04.07 11:50:38) 
(bkz: thomas' calculus) kitabı yeterince iyi. Türkçe arıyorum diyorsan, "Genel Matematik" adında güzel bir kitap var. Kümelerden fonksiyonlara, türev-integralden serilere kadar anlatılıyor.


  • fredi  (17.04.07 11:58:04) 
12   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.