Ekşi Duyuru

fatura abonelikleri senin üzerineyse onları kapattır ve aynı il ya da ilçe her neyse aynı firmayla devam edilecekse oraya geçmek istediğini, oluyorsa geçirtmek istediğini söyle. ( faturaları üzerine alacaksan, mesai bitmeden o ildeki kurumları arayıp ne kadar depozito ödemen gerektiğini öğrenip ona göre parayla başvurabilirsin.)

ikametinizi de gideceğiniz ev, resmi olarak boş görünüyorsa ev sahibiyle yapacağınız sözleşme ile nüfusa giderek aldırabilirsiniz.

ikametgah taşımak "zorunda"sın aslında, cezası varmış bilmem kaç lira. ilk x günde hemde. ama ben aylar sonra taşıdım bir sıkıntı çıkmadı.

fatura aboneliklerini açtırırken kira kontratın lazım olacak sadece.

kısayoldan halledebilecek işleri bilmiyorum.

su ve doğalgaza e-devletten veya kendi sitelerinden başvurabilirsin. ailen aynı şehirdeyse ikameti taşımanın bir önemi yok, farklı şehirdeyse suyu açmıyor iski. ayrıca şehir farklıysa devlet memurlarında memuriyet mahalli diye bir olay var ona bakman gerekir izin, tayin ve rapor işleri için. özel sektör için bir önemi yok. şeçimlerde de eski mahallende oy kullanman gerekir.

İstanbul da isen geçen gün bizim dükkanın elektriğini suyunu internetini yarım günde halletim akşamüstü elektrik ve internet ertesi günde su açılmıştı.
Aile evinde kalabilir sıkıntı değil ikametgah

Ankara'da ikametgah olmadan tüm faturalari actirdim. Hiç bir yerde ikamet belgesi istemediler. Kira sözleşmesi olduktan sonra napacaklar zaten

ben yorgan kullanmıyorum. battaniye daha güzel bişey bence.

yani yorganın ikamesi değildir benim için ama evde salonda televizyon karşısındaysam battaniyem net yanımdadır. Şarapçı ya da öğrenci değilim:) ama battaniyesiz bir dünya gerçekten garip olurdu benim için.

Yılda toplam 4 5 ay battaniyeyle uyuyorum niye gereksiz anlamadım.

yumuşacık battaniyeler var. kedim bile yorgandan çok battaniyeyle muhattap oluyor. bence babanne battaniyesi gibi ağır, kalın, kırçıllı değilse battaniye daha güzel.

kışın yorgan + battaniye

Yatakta yorgan, tv karşısında film izlerken veya kanepede kitap okurken falan battaniye.

Bir de geçiş dönemleri oluyor, yorgan için fazla sıcak, pike için fazla soğuk, o aralarda yatarken de battaniye kullanıyorum.

Kışın yorgan kullanmam hiç. Battaniye yeter.

Kışın yorgan+ battaniye bende de.

Salonda da şu koltuk örtüsü tarzı battaniyelerden kullanıyorum. Battaniye güzeldir.
Ama öyle apağır, kaşındıran, keçiye sarılmışsınız havası veren battaniyeleri sevmiyorum.
Soruya cevap: Özdilek'te var.

battaniye uyku ve yatak dışında da kullanılıyor, oturma odasında tv karşısında üşündüğü durumlarda mesela. böyle durumlarda yorganı yataktan dışarı çıkarmayı tercih etmiyorum ben, hijyenik gelmiyor. gerçi battaniyeden kişisel olarak hiç hoşlanmadığım için başka çözümler buluyorum ama battaniyenin genel kullanım amacı da var.

muhtemelen battaniye diyince senin aklında şu beliriyor:
mobile.donanimhaber.com
ama modern halde şu şekilde olan da var:
image.altincicadde.com

ilkinin bıraktığı intiba konusunda sana katılıyorum ama ikincisi gibi olanları da kullanan var.

Tv karsisinda battaniye, yatakta yorgan +1

Guzel bir yun battaniye insani nasil iyi isitiyor <3 yumusacik ve dogal ve hafif.

Ya da yine guzel bir pamuk-yun karisimi battaniye <3

Polar/polyester battaniye hic sevmem, elektriklenir ve hissiyati da kotudur :/

Battaniyeyi çok severim.

English homedan aldım bayılıyorum kendisine.

Basliksiz cok kotu duruyor ve beni rahatsiz ediyor.

Hocam yastıklarla filan tutabilirsin ama bence olmasında bir zarar yok. Hatta ben çok kolumu çarptığımdan iyi oluyo olması :D

ben senelerdir başlıksız kullanıyorum rahatsız eden bi kısmı yok

Ben kitap okurken sırtımı yaslamayı sevdiğim için başlık kullanıyorum. Ama böyle bir kullanımınız yoksa, sadece görüntü için aldıysanız iade edebilirsiniz belki.

Duvardan soğuk gelir, kafan üşütmesin.

Kafa yaglari duvara bulasiyormus basliksiz. Arkadasimin annesi soylemisti :D

ben başlık sevmiyorum, birincisi ekstra yer kaplıyor odada. büyük ve hantal duruyor. ikincisi de dediğin gibi gereksiz masraf. onun yerine iki uzun yastık alıp yatağın baş tarafına koysan daha güzel ve modern durur. hem daha kullanışlı.
şunun gibi
3.bp.blogspot.com

Çok gerekli değil, çanak çömlek kadar hiç değil. İade et.
Daha ekonomik altarnatifler de var sonra elin erince şık bişey de ayarlayabilirsin. Hem sana özel olur hem bazılar daha kullanışlı bile oluyorlar. Yatak başlığı yapmak zor bişey değil. Çok fazla sayıda ve ekonomik yelpazede seçenek var.
mesela;
www.homify.com.tr

tv yi salla. çamaşır makinesini sıfır al. buzdolabını minilerden al.

çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, buzdolabı, kıyafet dolabı, mini fırın, ocak, kettle, actifry, ayakkabılık, ayna

tv'yi salla, çamaşır ve bulaşık makinesi öncelikli sonradan buzdolabı gelir bence.

basit 4 ayaklı masa, çalışma sandalyesi, yatak, mutfak malzemeleri (tava, tencere, kaşık, çatal, bardak, çaydanlık, kettle)

öncelik böyle, kalanları ihtiyaç duydukça zamanla alırsın

yatak sıfırsa tamam. gerisini ikinci el alsanda farketmez.

gidipte hiçbir şeyi mini alma. hele bulaşık makinesini falan. ikinci ellerde tüm makineler nerdeyse yarı fiyatına ve kaliteli bulabilirsin. evlenince hepsini sıfırlican zaten.

çamaşır kurutma makinesi hayat kalitesini baya arttıran bişi. tv koltuğu, şu ayakları açılan geriye yatanlardan, aşırı güzel icat.

bunun dışında temel şeyler yazdığın gibi işte; yatak, gardırop, ayna, ayakkabılık, buzdolabı, çamaşır-bulaşık makineleri, tv ve altlığı, bir iki yan sehpa veya ortaya ufak sehpa, yemek masası ve sandalyesi, 3lü kanepe, halı, perde, tencere, tava vs gibi ıvır zıvır şeyler.

Ayna ve sehpa kesin Al.

yemek yemeyecek, çay neyim içmeyecek misin? ocak tabii ki. üçlü veya dörtlü ocak al. ikinci el temiz bulursan al.

bu arada ne için çıkıyorsun? yani öğrenci misin? bir yere mi atandın, çalışıyor musun? ona göre tavsiye verelim.

ha bir de çamaşır makinesinden ziyade bulaşık makinesi daha ok iş görür. çamaşırı dışarda yıkatıp ütületebilirsin, var böyle yerler ama bulaşığına kimse el atmaz.

Yeni yatak
Calisma masasi ve rahat bir sandalye
Banyo ekipmani
Ocakli firin
Tabak bardak
Ayna
Yorgan
Ketıl

tost makinası. elektrikli battaniyeden sonra en sevdiğim eşya.

- kettle veya çaycı türü su ısıtıcı
- ızgaralı mikrodalga
- tost makinası

bu üçlü bekar adamın mutfakta kurtarıcısıdır.

bizim tamirci ikinci el beyaz eşya satıyor. temizliyor onarıyor sıfır gibi yapıp 1 yıl da garanti veriyor. (yıllardır bir çok kişiye tavsiye ettim hiç olumsuz bir şey duymadım)
dolayısı ile böyle birisini bulursanız ikinci el alın beyazeşyaları derim (istersenizistanbul için telefonunu verebilirim)
yatağı sıfır alın
bence tv gereksiz ama alınacaksa illa o da ikinci el olabilir.

bekarim, calisanim. evlenmeyi dusunmuyorum.

TV alma

önce sağlık, sağlık için deliksiz uyku, bunun için de mis gibi bir yatak, pufidikli battaniye, yorgan, yumuşacık yastık. iyi geceler

sıfır 4k smart tv alma kafasındaysan öncelikle çamaşır makinesi, bulaşık makinesi ve buzdolabı al sıfır. bulaşık makinesi kesinlikle al, tek yaşayacağım bulaşığım çıkmaz diye düşünme; tavana uzanıyor sonra. tv'yi sonra alırsın ilk etapta gereksiz.

halı al güzelinden. halı fark ettiriyor.

sağlam bir elektrikli süpürge al, iyi olsun yani. ayaklı süpürgelerden alma güzel anne süpürgesi gibi bir şey bulup al.

blender, rondo, fritöz vs. bunlardan kafana göre olanı al, hangisini çok kullanıyorsan başlangıçta onu al.

et yiyorsan ve et yemenin keyfine varmak istiyorsan döküm tava al.

portmanto bir de, bunu ikinci el alabilirsin sanırım.

tv yi salla ocak al bulaşıkmakinesi al en ucuzlarından ama bulaşık makinesi sıfır olsun.

(bkz: wifi adaptör)

Yönlü wifi antenlerinden al. Hem bilgisayara hem de modeme.

Kesinlikle.

Sosyal hayat için lokasyon İstanbul'da önemini yitirdi bence.
Ev - iş arası 12 dk sürünce hayat kaliten inanılmaz yükseliyor.

bizim millet biraz gösteris ve havayi sever.

ise yakin ev sizin haftada 4-5 gün isine göre 5-6 gün her gün cekeceginiz yolu kisaltir.

hayat kaliteniz artar.

ise yakin ev candir.

Asla derdim. Eğer evlenmeyecekseniz, yerleşik bir düzen arzulamıyorsanız ve işinize de aşık değilseniz çok zorlanırsınız. Ben zorlandım ve ne pahasına olursa olsun merkezde yaşıyorum.

bence işin eve yakınlığı her durumda iyidir. dışarı çıkmaya her zaman enerjiniz olur ama uzak bir iş yerine gitmeye motivasyonunuz her zaman olmayabilir.

en önemli kriter : evli bekar ? ve çocuk ?

Bu parametreler çok ciddi etkiler vereceğin kararı.

bekarim evlenmeyi düşünmüyorum. öyle çok gece Hayatı olan biri değilim. cuma cumartesi falan çıkarim.

çoluk çocuk için merkezi lokasyon.

bence taşınma. pişman olursun. eğer evli değilsen merkezi yer iyi. ama evlenince işe yakın yer iyidir. bekar adam her zaman merkezi yere yakın olmalı.

akşam işten çıkıp gezmeye gitsen, sonra eve dönmeyi kafanda büyütmezsin evin merkezi yerde olsa.

ama ev de iş de merkezden uzak olunca hafta sonu bile çıkasın gelmeyebilir.

o yüzden bırak uzak kalsın diyorum. işi eve yakınlaştırmaya çalış derim ben. ben yaptım, mükemmel oluyor :D

işe yakın ev her zaman 2-0 öndedir.
sonraki parametrelere göre ev seçilir(evin durumu, kirası, ulaşım vs vs vs)

aynı şey değil ama ankara'da okula yakın yerde ev tuttum. okul dağ başında, haliyle ev de dağ başında. şimdilik çok memnunum. yürüyerek 15-20 dakikada sınıftayım. trafik yok bi şey yok, kafam rahat. gördüğüm insanların çoğu öğrenci. sosyal hayat diyosan arkadaşlarının da çoğu zaten bu çevrede, bar yok ama ev var, kafeler var vs. yine bi şekilde idare ediyosun. ben şu an merkezde olmayı asla istemezdim mesela. hem kiralar yüksek, hem her gün nerdeyse iki saat yol. çekilecek dert değil.

tabii ben seneye burada olmayacağım için rahatım biraz, yoksa 4 sene burada çalışacak olsam 4 sene dağ başında yaşamak ister miydim işe yakın diye, ondan emin değilim.

çünkü yogun talep var. gönül isterdi ki sinema gibi bir sürü salonu olsun ama yok..

saçma değil. gayet güzel oyunlar var. ben bu oyunları izlemek için planlar yaparım. benim gibi de yüzlerce insan var ve bir şekilde tatlı rekabet var aramızda. son dakika nereye öyle elini kolunu sallayarak gidebiliyorsun? sinemada bile bilet bulamayabiliyorsun.

e sen bir konsere kafana göre gidebiliyor musun? biletlerin satışa çıktığı gün belli, yer kaldıysa biletini alır gidersin. devlet tiyatrolarında da aynı sistem işliyor.

herkes bilet almak için senin keyfini mi beklesin? önce gelen bileti kapar, bu kadar basit...

arkadaşların dediği gibi talep çok fazla haliyle son gün bile satışa çıkarsalar senin alma olasılığın çok düşük yine.

online bilet satışında aldığın bileti son güne kadar iptal edebiliyorsun, iptal ettiğinde paran biletivada kalıyor sonra tekrar onu kullanabiliyorsun.

ben gitmeyecek olsam bile her hafta bilet alıyorum. o gün yaklaştığında eğer programım uygunsa gidiyorum, gidemeyeceksem iptal ediyorum.

Iyi de bunun uygulamayla ne alakasi var? Durun kardesim hemen bilet almayin bitiyor baskalarina kalmiyor sonra mi desinler?

sen tiyatroyu canın sıkıldığında gidilecek bir etkinlik olarak görüyor olabilirsin. insanlar bu şekilde görmüyor ve bunun için emek vermeye razı oluyorlar. günler, haftalar öncesinden planlarını yapıp biletlerini alıyorlar. eğlenmek istiyorsan bilet bulunabilen diğer oyunlardan birine gidersin.

hadi 13 gün öncesinden çıkartır anlarım. talep çok oluyor zaten çıktığı gibi de bitiyor.

anlamadığım şey ise hafta içi 18:00'a oyun koymaları.

yahu devlet memuru bile olsan işten çıkışın 5-6 falan o saatte nereye gidiyorsun ki bu işin bir de özel sektörü var.

devlet tiyatrosu 2 yıldır bilet bulamadığım oyuna bilet buluyorum ama mesai saatleri uymuyor diye gidemiyorum.

yap şunu hafta içi 20:30 falan misler gibi.

Bu problemin cozumu daha fazla tiyatronun insa edilmesi. Bu arada ozel tiyatrolarda da bilet satilmiyor. Bircok tiyatro kapaniyor.

eeb +1

geçen sene profesyonel'e bilet bulucaz diye bilgisayar başından ayrılmadık. keza sessizlik için de öyleydi. ciddi anlamda çok güzel oyunlar var ve haliyle bitiyor. mesela şu sıralar hamlet için kasıyorum ama ona da bulamadım.

Yukaridaki arkadasa katilmiyorum. Tiyatro canin sikildiginda gidilecek kadar basit bir etkinlik degil diye tiyatroya gidebilmek icin bir tarafimizi yirtmak zorunda olmamamiz lazim. Tiyatro ust duzey bir olaysa bile boyle olusu onun icin bir tarafimizi yirtiyor olusumuza bir ozur degil.
AYrica neden canin sikildiginda gidemeyesin ki? Tiyatro insanlar icin.

Problem yok. Ben şehir dışındayım ankaraya gelmeden plan program yapıp internetten almak zorundayim ve bilgisayar basinda bekleyip alıyorum. Bu düşünürseniz gayet adil. Problem tiyatro uygulamasında değil sistemdeki sahne sayısındaki azliktan. Eger o sehirdeyseniz zaten saat10da gişeden alabilirsiniz. Salon sayısı bu kadar. Ve elimizdeki salonlar da tehlike altında. Okumussunuzudur sinasi ve akün icin dusunulenleri. Irfan şahinbaş'in basina gelenleri. Keske 20 30 tane sahne olsa.

@Eeb: Anlara için saat 18:30de sadece bir sahnede oyun var. Diger tüm oyunlar aksam saat8'de. Haftasonu cumartesi ise iki kez sahnelenen oyunlar var saat 15 ve 20'de. Bilmeden atmayalım.

@karaciğer

zaten bütün oyunları saat 18:00'a koyuyorlar yazmadım. eğer okuduğumuzu doğru anlarsak bilmeden atmayalım demeyiz.

mevzu bahis oyun ise;

www.biletiva.com

bakın bakalım dediğiniz gibi hafta sonu 15:00 ve 18:00'da da oynanıyor muymuş yoksa sadece cumartesi günü 15:00'da mı oynanıyormuş.

kadehlere fazla vurmuşsunuz belli ki :)

Dostum yazdıklarımı iyi oku. "Ankara icin" yazmışım. 18de oyun yok. 18:30 oyun var tek sahnede. Digerleri 20de. "Cumartesi 2 kez sahnelenen oyunlar var." yazmışım.
Sikayet eden sensin 18de oyun var diye.

Farkli şehirlerden bahsetmişiz. Yine de kusura bakma.

@karaciğer

evet şikayet eden de benim, şikayetimde haklı olan da.

ben ankar'da bile olsam sizin belirttiğiniz 18:30'daki oyuna gitmek istesem yine aynı problemi yaşayacaktım.

hafta sonu oyun iki defa sahneleniyor ve bu oyunlara hafta sonu olması sebebiyle talep çok oluyorsa hafta içi daha makul bir saatte oynanması ile herkesin faydalanması sağlanabilirdi.

hafta içi büyük şehirlerin hiçbirinde hangi oyun olursa olsun 18:00/18:30 gibi saatlere oyun konmamalı.

insanlar işten ya çıkmamış ya da yeni çıkmış koştura koştura salona gitmeye çalışmamalı.

Bence haklı değilsin. Kendince olabilirsin. Herkes o saatlerde çalışmıyor o zaman ne olacak? Uzatalım mi bu konuyu? Bir sürü farkli saatte çalışan insan var. Kaldi ki, "farkli şehirlerden bahsettik kusura bakma." yazmışım hala uzatıyorsun. Ankara'daki tek 18:30daki oyun da oda tiyatrosu ve en küçük sahne. Ankara için abartilacak bir durum yok. Istanbul icin kendince hakli olabilirsin. Bunu benle tartışma. "Farklı şehir." dedim zaten baştan.

@karaciğer

bu ülkede her şey genel olarak çalışma ve dinlenme süreleri ne ise ona göre hazırlanıyor.

o zaman gidin bir avm açın. akşam 22:00 sabah da 10:00 arası çalışın. ne de olsa vardiyalı çalışan insanlar var değil mi? onlar gün içerisinde avm ye falan gidemezler.

banka açın mesela siz. akşam 18:00 da açıp sabaha karşı 03:00 gibi de kapatın.

bu konu böyle uzar gider...

benim zaten derdim seninle değil. şikayetimi de sana yapmadım.

aynı şehirlerden bile bahsediyor olsaydık o saate oyun koymak yanlış dedim.

kusura bakma demeni gerektirecek bir durum yoktu. kusura bakma deyince de konuşma biter diye bir kural da yok. dedim ya kavgam, şikayetim size değil.

Ankarada 400bin memur var. Geneli düşünürsek 5te mesai bitiyor. Bence de uzatmayalım. :) Kaldi ki ankara için oda sahnesi(50 kisilik ufacik sahne) dışında bütün oyunların saat8de olmasi gayet makul.

değindiğin noktayla burada bahsedilenlerin büyük çoğunluğu arasında alaka bile yok. insanlar sadece konuşmuş olmak için konuşuyor.

evet, bu kadar önceden satışa çıkmasının hiçbir mantıklı açıklaması yok, hatta dediğin üzere, neredeyse iki hafta sonrasına plan yapamayacak insanların dezavantajına.

bu kadar önceden satışa çıkması neden mantıksız oluyormuş ben de onu anlamıyorum. ne kadar önce satışa çıkarsa sürekli oynanan oyun için tarih tercihi daha yüksek olacaktır. yarın oynanacak oyunun bileti bugün satışa çıkarsa seyredin curcunayı. kaldı ki ben bundan 13 gün sonra için de gayet tiyatro planı/programı yapabilirim? bunda garip olan ne var?

aksaray, sultanahmet; kabatas; tophane heryer olabilir.

Kocamustafa paşa olur mu

gerçek rakamlar üzerinden konuşalım istersen maaşın 1500 tl ise para biriktirmek istiyorsan evet 500 tl kira ile(ev arkadaşlarının olduğunu varsaydım) zor biriktirirsin ama biriktirirsin bu senin hayatından ne kadar ödün verdiğine bağlı. elektrik su doğalgaz telefon internet faturaları yediğin içtiğini düşüp hiç sosyal aktiviten olmadığını var sayarsak birikebilir.

iğneli epilasyon.

iğneli.

Nasıl daha kötü oldu ya merak ettim :D benim de hep sakal yanaklar

lazer, gozlemledigim kadariyla once kalin killari yok ettigi icin ve cok homojen calismayabilecegi icin, tercih edilmemeli. yani, lazere basladiktan sonra, bitene kadar sakal filan birakilamaz bence, cunku kume kume olacak killar ve kotu gorunecek. bir de, bazen ince killar koyulasiyor. astari yuzunden pahali hale gelebilir.

bir de, mesela kil kokleri yandiktan sonra haftalarca killarin dokulmesini beklemek lazim. yuz olunca sorun: tras olmadan nasil beklenebilir ki...

igneli epilasyon da zordur bence, cunku ben sordugumda bitene kadar sen hic dokunmamalisin, demislerdi. yani, tras olamayabiliriz. fena...

tras olmaktan mi sikiliyorsunuz? tam olarak sorun ne? evde sicak agda yapsaniz?

ev sahipleri derken ? ev mi burası dükkan mı ? ayrıca çay satarak para kazanmak boş adamların işidir, biraz hayal gücünü kullanmalısın.

sahip olmadığın hizmetleri satarak başla.

çok gürültü olur giriş kat, pek güvenlikli olmaz.

tapuda mesken mi yoksa dükkan mı olarak kayıtlı olmasına göre, apartman sakinlerinin onayının alınması, sadece bazı meslek gruplarında bunun kanuni olması gibi gibi detaylar var bildiğim kadarıyla. aynı şey tam tersi durum içinde geçerli. mesken olarak kayıtlı yerde home ofis ticari faaliyetin kanunen tanımları ve sınırlamaları var.

Evi dukkan yapsan sikinti da dukkand yatmana kimse karismaz, kime ne yani. Bi arkadasim ailesiyle oturuyodu, karsi apartmanda bos bi dukkan vardi kiralamjsti, gun ici rahat kitap okuma, arkadaslarini davet etme, sanatsal islerini yapma filan icin. Hava sicak oldugunda gece yattigi da oluyordu, (isinmasi problem olabiliyordu sanirim) yani.
He ama isinma deyincw su geldi aklima, bizim apartmanda dukkanlar bizden dusuk aidat oduyor, gerci o metrekareden kaynakli oluyor olabilir. Neyse sorun olmaz gibjme geliyor asfhj

Ben de bir ara ev ararken, bostanci civarinda (ara sokaklar)dukkan kiralarinin, ev kiralarindan ucuz oldugunu fark ettim. Bir dukkan buldum, fiyati uygun. Wc/dus da var. On cephesi tamamen cam oldugu icin olmadi.

Bence iyi fikir. Cay kahve de cok kotu değil. Ev olarak da kullanacaginiz düşünülürse, kârlı da oluyor zaten. Ki cay kahve de şart degil.

kadıköy'de çok var öyle. hem atölye olarak kullanıyor hem ev. cafesinde yatan çok adam da biliyorum.

Gerekli seyleri tutman gerekli

Son 2-3 aydir kullanmadigin her seyi at. Yaz sezonu esyalarini ayirmis llursun. 1 yil biyunca her sezon somu yap bence bu isi.

İnternette deneyenlerin, uygulayanların paylaşımları var epeyce. Çoğu ingilizce, dilin varsa bakmak faydalı olur.

Liste yapmadan alışverişe çıkmamak, gerekmeyen hiç bir şeyi almamakla başlanıyor olması lazım.
Ben şimdiye dek "lazım olursa"cı olduğum için daha fazla bişe demiyeyim. Yeni yeni o yola giriyorum, cevaplar bana da lazım olacak yani.
kolay gelsin, güzel karar.

the Minimalist diye bir ikili var, onların websitelerinden başlayabilirsiniz.
James Wallman'ın kitabı - Stuffocation ve Marie Kondo'nun The Life Changing Magic of Tidying Up kitabı ise takip eden okumalar olabilir. Veya Dominique Loreau'nın Simplicite kitabını da deneyebilirsiniz de bana biraz sinir bozucu gelmişti, onu da söylemek isterim.

Ekstreme bazı yöntemler var: mesela, eviniz uygunsa sahip olduğunuz her şeyi (her şeyi!) tek bir odada toplamak ve sadece bir şeye ihtiyacınız olduğunda girip oradan almak. Bu egzersizi bir ay devam ettiriyorsunuz ve bir ayın sonunda girip almadığınız her şeyi elden çıkarıyorsunuz. Dönemsel şeyler (kaban, çizme gibi) dahil edilmeyebilir. Bu kadar geniş kapsamlı yapamazsanız, örneğin giysilerinizden başlayabilirsiniz. Bütün giysilerinizi tek bir yerde tutup sadece ihtiyac duyduklarınızı alıp geri kalanı elden çıkarmak gibi. Ne kadar büyük başlamak istediğinize bağlı yani. Mutfak eşyalarından da başlayabilirsiniz.

Sonra organizasyon gerekiyor; "bir gün lazım olur" diye elinizde tuttuğunuz şeyler eğer sentimental şeylerse tavsiye edilen fotoğraflarını çekip kendisini atmanız. Çocuğunuzun ilkokulda çizdiği bir resim mesela. Ya da üç yıl önce New York gezinizde aldığınız bir süs vs. Bu uzun zaman alan organizasyondan sonra kitapçık, telefon numaraları vs gibi şeyler online olarak geçirilebiliyor. (Bir tamirci broşürü, kahve makinasının kullanma kılavuzu vs)

Organizasyon için her şeyin bir yeri olması gerekiyor. İdeal olanı kullanılanın hemen yerine kaldırılması, ama öyle bir lüksünüz yoksa, bir kutu/yer atayıp, kullandığınız ıvır zıvırları orada biriktirip gün sonunda yatmadan önce evi dolaşıp kutudaki şeyleri olması gereken yere koyabilirsiniz.

Alışveriş listesi yapmak, gardrobunuzu eşleştirmek (hep benzer veya uyumlu renklerde giyinmek gibi) tarzı şeyler de işinizi kolaylaştıracak. Dönemsel olarak kiralayabileceğiniz şeyleri elde tutup tutmamaya karar verebilirsiniz. Mesela, her iki üç yılda bir ancak kullandığınız bir kayak takımı varsa gerçekten evinizde olması gerekli mi, gibi.

Atmayı öğrenmek ve nesnelerle gereksiz duygusal bağlar kurmamaya çalışmak önemli. Yani, işlevsel ve ruhunuzu besleyen, gerçekten sevdiğiniz nesnelere sahip olmak... Onu da yavaş yavaş öğreniyorsunuz.

beni bu konuda en çok zorlayan şeylerden biri şu oluyor: tamam gereksizleri ayırdık atacağız ama nereye atacağız? çünkü çöpe atmak çok israf ve yazık günah gibi geliyor.

yaşadığın yerin belediyesiyle konuşup kıyafet, kitap, mobilya gibi şeyleri alıp almadıklarını sorabilirsin. kadıköy belediyesi ne versen alıyor mesela sağolsun ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor. atılacak elektronik şeyleri de uygun bir şekilde atıyorlar.

mobilyalarını sahibinden ve letgo'da da satabilirsin. satıp eline üç beş kuruş para geçince insan mutlu oluyor. bir de boşu boşuna mobilyanı taşımamış oluyorsun, gelen taşıyıp götürüyor. kıyafetler için ise aynı şeyi söyleyemem çünkü 2.el kıyafet siteleri bence pek iyi değil. koyduğun ürünler aylarca satılmayabiliyorlar. kıyafetleri direk ihtiyaç sahiplerine ulaştır bence.

kendi fikrim şu; kıyafet dolabını sadeleştirmek en zoru. kalan şeyler, ıvır zıvırlar, hatıralar, yazılar vs atması daha kolay şeyler çünkü bir işe yaramıyorlar. ama, "şu tişörtü de aldığımdan beri hiç giymedim gerçi de belki giyerim" düşüncesiyle başa çıkmak çok zor.

Yakında ben de temizliğe girişeceğim o yüzden takipteyim.

ben en çok anıları atma fikrinde zorlanıyordum. fotoğraflarını çekmek güzel fikirmiş.
yalnız fotoğraflanmayacak olanlar da var, kasetler, flopy disketler, hard diskler.. müzelik oldular artık, 30 yıllık mazisi olan şeyler. 80 mb hard disk var nasıl atayım ben onu. daktilomu verdim hala zaman zaman pişmanlık duyuyorum.

bir de arada derede kullandığımız şeyler var. kiralanacak şeyler de değiller. mesela uyku tulumu, çadır, kar botları vs. kiralanmaz ki bunlar.

kıyafet en kolayı, onu denedim. bu yazı çok az kıyafetle geçirdim, valla mis gibi oldu. meğer ne gereksizmiş boş yere ağırlık yapıyormuşum kendime. şimdi giymediğim her şeyi verebilirim veya atarım.

Kullanmadığım her elektroniği sattım ben ama keşke yedek olarak bir telefon tutsaydım.

Daha etiketini çıkarmadığım ayakkabılar kıyafetler vardı. Belediye eğer çok fazla eşya varsa kapına gelip alıyor. Yıkayıp ütüleyip verdik. Yanında dolap, elektrikli soba falan da verdik kapıdan aldılar.

@kuehles blondes gibi her sezon ayırıyorum kıyafetleri daha kolay oluyor.

En önemlisi bir şeyler alma kısmı. Benim kriterim şu ana kadar bunsuz idare edebildim mi, sonrasında idare edebilir miyim diye kendime sorup çoğu şeyi bırakıyorum.

Ben hatıralara pek önem verip saklamam. Hepsi kafamda işte. Çöpe fırlatmanın hazzı daha güzel.

3 yil once bir arkadasimin yeni tasindigim evime gelip salonda soyle bir tur atip bir kac parca esyayi ativermesiyle baslayan seruven bu ve harika gidiyor. o gun cok guzel tatli tatli ikna etti beni.
-jimicikcim, bak bu ne?
-rafta duran kirik bir mumluk
-atalim bunu tatlim, kirik bu. zaten yakmamissin hic.
-:(
-peki bu ne jimicim?
-anahtarlik
-peki, bu niye rafta? bir islevi varsa o islevine gore kullanalim.

hop, takiverdi kapiya bir anda. oyle oyle 10 dakikada salon ferahladi. sonra bi koyverdim, simdi dunya umrumda degil. gecen gun ask mektuplari buldum. hoop atttim gitti, eskiden olsa hayatta atmazdim. yazani da sonradan hatirladim bir de o derece manasiz. boyle seyler agirlik yapiyor insanda. evinizin bir kosesinde gormuyor olsaniz da, alakasiz bir insanin duygularini tasiyan seyler olmasin.

o esyaya bakarken ne hissediyorsunuz? bu bir kriter. guzel bir vazodur, pahalidir, ama bakinca uff bu ne be slk diyorsan hoop letgo! veya ver es dosta komsuya.

arkadasim demisti ki, yeniye yer acman lazim. eski giysiler mesela, ver gitsin. yeni bir sey al, yeni guzel duygularla. tabi bu alisveris manyagi olalim demek degil. abartmadan. ama giysi icin kriter su; dolaplardan tasmayacagiz. giysiler dolapta ferah ferah duracak. fazlalar paylasilacak. koltuklarin, yataklarin alti bos olacak. bkz. feng shui

bir de cok kiyamadiginiz seyleri baska bir esyaya donusturebilirsiniz. bkz. pinterest ve diy. gecen gun dart tahtasindan sehpa yaptim cok guzel oldu. ustune de cicek koydum miss.

disket var demis mesela filozof hanim, iki tanesini ayirin, bardak alti olsun onlar ve diger tum disketleri temsil ettiklerini dusunun :)

her gun bir birim ufalin. eve her gelisinizde herhangi bir fazlaliktan kurtulun, rutine donsun bu.

evinizde yuruyun arada. gozunuze neler batiyor? illa ki bir kac parca seye sinir oluyorsunuzdur, ilk onlardan baslayin. ve hacmi buyuklerden. mesela fazlalik masa, koltuk, tv gibi.

dusunun ki aksam deprem olcak, iki uc saat zamaniniz var, ne alirdiniz yaniniza evi terketmeden?

kirik esyalar, kurumus cicekler, yirtikli delikli seyler ilk kurtulacaklarimizdan olsun.

@tig, linkteki yazıyı yazan melisa kardeş minimalizmi anlamamış.

minimalizm atmak, fazlalıklardan kurtulmak değil. hele tarihi geçmiş şeyleri bozuk, yırtık şeyleri atmak hiç değil. onlar zaten yapılagelen şeyler.
minimalizm bi yaşam tarzı yaşam felsefesi. gerekmeyen, olmasa da olurları hayatına almamak, varsa/olursa çıkarmak sana ağırlık yapan hayatı anlamlı yaşamana engel olan unsurlara vakit, emek, güç vs harcamak yerine, öz olana, fonksiyonel olana, hayatını anlamlandıracak olgulara vs. yönelmek.

hayır. size en fazla bu logo, bu slogan, bu görsel burada vurucu olmadı, öne çıkartmadı, göze çarpmadı diye gelebilirler.

onun haricinde sizi ilgilendirmez.

sana yollayana neden geri yollamıyorsun o kısmı anlamadım.

luka rocco magnotta

Çok kötü semtlerde, çok kötü evlerde mümkün.

Bağcılarda ısıtması olmayan bir evde mümkün mesela

gecekondu standardında bazı evler için şansın olabilir. ya da aşırı ücra semtlere bakman gerekiyor.

üsküdara bakabilirsin. bir arkadaşım 1000 liraya ev tuttular, iki kişi 500+500 ödüyorlar mesela.

Üsküdarda 1000 liralık evden akrep çıkar. Ben yazın 1300 e ahır gördüm

2-3 kisi eve cikip her seyi bolusursen olur.

Arkadasim halkalida yasiyor. 800 lira kira 1+1 havuzlu falan site.

Beylikdüzü, Bahçeşehir taraflarında uygun evler oluyor, İstanbl'un göbeğine uzak olduğu için. 2 kişi bir evde oturabilirsiniz. 1000 TL ile halledersiniz herşeyi

Amaç sadece İstanbul'da hayatta kalmaksa mümkün. İş yok mu, okul yok mu, evden bir yere gidilmeyecek mi? Evin konumu önemli değil mi? Tek göz odalar var, bir kişi temiz temiz rahatlıkla yaşayabilir ama misafir ağırlayamaz. Apart değil, bildiğin ev.

iş başı kağıdı deniyor. danışmada oluyor genelde bazı doktorlar ofisinde tutuyor. doktora sorarsan yönlendirir. işe geri döneceğin saati yazdırıyosun.

hala geçerli mi? evet geçerli. çalıştığın yere bağlı. bizim şirket istiyor

Tamamen ev sahibi ve apartmanla ilgili bir durum.

Bir suru evi olan, cogu evini hic gormemis bir ev sahibi ve residance tarzi kimsenin kimseyi sallamadigi bir apartmansa gayet yapilir.

Ama surekli evini merak eden kira bir gun gecikince arayip soran, apartmanda esi dostu akrabasi olan birine aitse bas agritir.

Yasal değildir. Bunu bilin yeter.



.

sözleşmelerde genelde kiralayan kişi başkasına kiraya veremez maddesi vardır.
yasal değildir.
ama ev sahibi tamam derse çok da sıkıntı olmaz

parklarda yatarız

Comarsiz bir yerde yasa.

yakında ankara'ya 200 tane bir binada bulunan tek odalı kapsüllerden yapıcam. interneti eşyası elektriği suyu her şeyi içinde ister aylık ister 2 ister 5 aylık tutabileceksiniz. Kendimden ve çevremden biliyorum, böyle yerlere çok ihtiyaç var. özellikle büyük şehirlerde millet 2 aylık kurslara gidiyor ya da manitanın yanına gidiyor, sertifika programlarına katılıyor evden ayrılıyor yeni ev bulma sürecine giriyor, yurttan ayrılıyor ev aramak için zaman gerekiyor vs. otel parası başa çıkabilecek gibi değil, e 2 ay için koca ev tutulmaz. Benimki kişiye ait kapısı ayrı tek başına bi yatak bi dolap bi banyo yaşayabileceği cüzi miktarlarda olacak. Yatırımcı olmak isteyen varsa mesaj atsın :)

15 bine karavan dolu memleket. al bi tane takıl kafana göre.

(bkz: ben smyrna)

want2die, compadrito,ermanen..... aslında gözüme çarpan birkaç kişi daha var ama şu an hatırlayamadım. bunların cevapları gayet tatmin edici.

roket adam var o da iyi.

ermanen. sadece bildiklerini cevaplamakla yetinmeyip bilmedikleri hakkında araştırma yapıp linkler veriyor filan.

eskiden assert h vardi.

en beğendiğim mi bilmiyorum ama benaaymi.
bir müsaid olsam musiki makamlarını nasıl ayırt edeceğimi öğretecek.

kibritsuyu

eskilerden ruonini gibi bir kullanıcı adına sahip arkadaşımız vardı. herkesin en çok aradığı döneminde bana 80630 davetiyesi göndermişti. sevgiler burdan ona.

(bkz: kediebesi )

oha lan kimse de beni yazmamış. biz de bilmediğimiz arıyoruz yeri geliyor. her şeyi biliyor değilim ya :)) neyse napalım ühühühüaühaü

kediebesi
kibrit suyu
blatta hiberna
female demon

edit: bi de birisi vardı beni çok güldüren ama hatırlayamadım şimdi :/

kediebesi ;) çok beğeniorum <3

(bkz: glori)

6 alttaki duyuru var, olmaz mı o?

ailenle vakit geçir

Biri zirve felan düzenlesin.

Yazar burada organizatörlere sesleniyor.

Ailen yok mu senin?
Bayramlarda zaten arkadaşlarla takılınılmaz aile ile burlikte olunur büyükler ve her ne kadar sıkıcı olsa da akrabalar ziyaret edilip bol bol baklava hüpletilir filan.

400 tl ye ıphone 4 beyaz verebilirim ama kayıtdışı

abi gündem var orada bas işte ona.

ben de sorucaktım bunu.

@benjaminlinus gündemdekiler o günkü en fazla entry olan başlıklar anladığım kadarıyla.

(git: eksisozluk.com)

o zaman şuradan kanallar gözüksün derseniz senkronize olur dandik siteyle diye düşünüyorum.

gençler arasında çok yaygın. fakat iş ortamına girdiklerinde bırakıyor çoğu. bırakamayanlar da streslerini sigaradan çıkarıp kötü kokularla yaşamlarına devam ediyorlar.

sigara zamlarından sonra deli gibi tütüne yöneldi belli bir yaş grubu

katılmıyorum,
aksine içenlerin sayısı hiç azımsanmayacak gibi,
bırakalı 1 yıl oldu sanki herkes sigara içiyormuş gibi geliyor bana.
lise çıkışları, sokakta, barda, kafede millet ne içiyor arkadaş diye şaşırıyorum.
millet kaçak sigara ve tütüne feci yükleniyo bu aralar.
otlakçılık gırla.
bırakmış olmaktan hep mutlu oldum.

lise çağındaki gençlerde içmeyen görmedim desem yeridir. hepsi içiyor abi. artık gizli saklı da değil. hepsi ellerinde sigaralarla, kahve & sigara yaptıkları fotoğraflarla facebook'ta kol gezdiriyorlar. aileleri de biliyor. bir de kapalı alanda sigara yasağı geldikten sonra, öğretmenler okulun içinde sigara odalarında içemedikleri için okulun kapısının önünde içtiklerinden dolayı hocalarıyla birlikte aynı ortamda içiyorlar. yasaktan sonra böyle saçma sapan bir görüntü ortaya çıktı.
üniversitelerde de keza aynı durum söz konusu. içmeyen çok nadir. fakat üniversitede şöyle bir şey var. tütün kullananlar baya fazlalaştı. liseliler winston'a, marlboro touch'a devam.

gayet herkes içiyor bence..

@buenosdias, evet epey azalacak. örneğin araştırma yapılsa zannediyorum yerleşkelerdeki sigara satışı yasağının sigara kullanımını düşürdüğü sonucuna ulaşılır.

2 metre x 2 metre yi photoshop ile yaptım oldu.

Vektörel çizim yapılabilen herşey ile olur.
(bkz: adobe illustrator)

kullanilan yazilimdan ziyade tasarimin nasil yapildigi onemli.

demek istedigim, hangi yazilimi kullanirsaniz kullanin bir cep telefonundan cektiginiz resmi 2m x 2m basmaya calismak iyi sonuc vermeyecektir. bunun yaninda 10kb boyutundaki vektorel bir cizimi isterseniz 100m basin, isterseniz 10cm basin, ayni sonucu alirsiniz.

word ile powerpoint ile cok guzel tasarimlar hazirlayip brosur/kitap vs olarak basanlar biliyorum. sonucta kullanmayi bildiginiz yazilim, kullanmayi bilmediginiz yazilimdan daha iyi sonuc verecektir.

vektorel cizimler kullanip, duzgun fotograflar kullanirsaniz 2m x 2m bir baskinin problem cikaracagini zannetmiyorum. yine baskiya gondereceginiz dosyanin pdf gibi bilgisayardan bilgisayara farklilik gostermeyen bir formatta olmasina dikkat edin ancak nitropdf vs gibi sacmaliklarla degil adobe'un orijinal acrobat programi ile pdf olusturun.

bence tramvay büyük rahatlık. ama o dediğiniz aktarmada biraz yürümeniz gerekebilir belki tam bilmiyorum. tramvaylarda anons geçiyor hep havalimanına gidecek bagajlı yolcularımız zeytinburnundan aktarma yapabilirler diye.

tramvay ile zeytinburnu'ndan aktarma yap metroya bin..

ben turk esnafinin herseyi pahaliya satmasindan dolayi hicbir seyi haketmedigini dusunuyorum, onlar kazanacagina baskasi kazansin

dealextreme den al

ve 1. yi al
bence en slk ve guzel olani o

kitap gibi olani eger 30yas civari ve ustuysen gereksiz ayrica

her sekilde 1.

japoncada bir karşılığı vardır muhtemelen.

etkili perspektif
en.wikipedia.org

www.ivy.fm

muhtesem , bi suru kanal var , sarkı degıstırebılıyosun.

joyfm.karnaval.com

ileri geri bile alabiliyorsunuz dinlerken :)

www.tunein.com dünyadaki neredeyse bütün radyolar var.

www.radyovoyage.com çalan şarkıyı ve geçmiş çalanları görebiliyorsunuz.

www.sky.fm çok güzel kanallar mevcut. aynı şekilde parça isimlerine ulaşmak mümkün.

www.google.com (google trends)

edit: istatistiklerden bahsediyorsunuz sandım. google.pt, google.es, google.fr'ye girip arama yapabilirsiniz.

Aramayı yaptıktan sonra adres satırından .com.tr yerine .fr, .es yazarak..

ondan önce simpsons'da da var ona bakarsan. aslında genel olarak amerikan sitcom kültüründe olan bir tarz. arak olması için esprilerin birebir alınması gerekir.

south park "simpsons did it" tadında bir bölüm yapmıştı. Detay bilgi için izlemenizi tavsie ederim.

Ben.

işsizlikten bir haber misiniz acaba? ayrıca haftasonları kuyuya mı düştü? bir de zenginlik var tabii

herkes işten donmuyor o avmler hınca hınc dolu hafta içleride. yemek yiip evlerine donuyor evli çiftler gorduğum kadarı ile yemekten sonrada bi mağazaara goz atıorlar

her ne kadar scengenle vize işlemlerine bi standart geldiyse de davet mektubunda hala bazı değişiklikler oluyor. en garantisi gideceğiniz yerin elçiliğini veya konsolosluğunu arayıp sormak.
www.portugalembassy.org.tr

neden dropbox'ı araya koyuyorsunuz ki, web arayüzü ile masaüstü arayüzü aynı veritabanını kullansın.

anadoluyu gezen satis elemanlari internet olmadigi icin siparisi dizustunde lokalden girebilecegi icin. her gun aksami internete baglandiginda otomatik guncellenir diye dusunmustum.

her gün akşam senin veritabanında güncellensin. dropbox'u karıştırmaya gerek yok.

:) haklisin. duzeltiyorum.

eğer bu şekilde gerçek galatasaraylı olacağını düşünüyorsan hemen şimdi vazgeç.

neden?

peki neden üye olmayı düşünüyorsun sen?
seni cezbeden ne?

edit: neyse kardeşim sen ol üye. kolay gelsin.

cunku galatasarayi seviyorum.

fenerbahceli'yim. gerek kendi takimimin, gerek baska takimlarin taraftarlarinin yazdiklari bir noktadan sonra nesnelliklerini yitiriyor, bu sebeple de okumuyorum.

ancak bunlari site site takip etmek yerine twitter uzerinden takip etmek daha dogru geliyor. mesela fenerbahce icin unifeb, gencfb, antu gibi olusumlar takip edilebilir.

fenerbahçeliyim.
antu.com baya büyük bi site olduğu için her türlü adam bulabilirsin. ama ben fenerbahçeli bile olarak gerilebiliyorum girdiğimde. inanılmaz bağnaz, salak adamlar olabiliyor. yine de her kesimden insan olduğu için takip edilebilecek bi oluşum.
antu'ya alternatif olarak 12numara.org açıldı. forumu da var. antuya göre daha iyi, sakin ve aklı başında bi oluşum. orada da yine mallar çıkabilir ama.
bir de vamosbien var. vamosbien.org adresinden ulaşabilirsin. diğer ikisine göre baya baya daha aklı başında insanlar yazar ama pek büyük değildir.

fenerbahçeliyim.
papazinçayiri'nı takip ederim.

blogidmanyurdu.com

Fenerbahceli'yim bahsettiklerinizi tek catı altından takip ediyorum Twitter.

sevdiğiniz kişiyi beğendiğiniz biri için terk etmeyin çünkü beğendiğiniz kişi de sizi sevdiği kişi için terk edecek.

yenikapıdan yalova feribotuna atla, git yalovada gez dolaş, sonra akşam yine gel

Trenle herekeye git. Gezdikten sonra vapurla karamursele geç.