oldu. bu süreç benim için okula geri döndüğüm zaman bitmişti. 23 yaşındaydım o ara, aslında hiç beklentim yoktu çünkü bütün sınıf arkadaşlarım 18 yaşında olacak diyordum. hem bölümde kendim gibi ihtiyarlarla tanışıp kaynaştım hem de bazı farklılıklar olsa bile üniversiteye yeni başlamış çocukların kesinlikle arkadaşlık edilemeyecek kadar küçük olmadıklarını fark ettim. "dost" diyebileceğim tek kişi benimle yaşıttı ama ben hayatta dostlar kadar arkadaşların, amiyane tabirle "takılabileceğimiz" kişilerin de çok önemli olduğunu düşünüyorum. sosyallik önemli bir şey, herkes dara düştüğünde yanında olmaz belki ama onların varlığı ve onlarla kurduğun iletişim en başta senin sağlıklı kalmana ve düzgün yaşamana yardımcı olabilir. eyyorlamam bu şekilde.
şu an 31 yaşındayım, netten çalışıyorum. internetten görüştüğüm, uzaklarda yaşayan 2-3 arkadaşım kaldı sadece. sağlığım bozuk, maddi durumum kötü ama beni şu an en çok arkadaşsızlık/yalnızlık/hayatımda hiçbir "yeni" şeyin olmaması üzüyor açıkçası.
bu yaşlardan sonra arkadaş bulmak bir yandan çok zor, bir yandan kolay diye düşünüyorum... zor çünkü doğal olarak bir araya gelebileceğimiz alanlar kalmadı artık. okul, sosyal topluluklar vs. bu işin zirvesi. iş hayatında da çok arkadaş edinilir elbette ama riskli mevzular bunlar sçtımın "kurumsal" düzeninde. bi de sorumluluklar, endişeler artıyor. herkesin ya belli oturmuş bi çevresi oluyor, vakti zaten fazla yok. "agalarla x qeyfi" durumu pek mümkün olmuyor agalar olsa bile. yenisini bulmak daha da zor.
diğer taraftan kolay olan kısmı ise şu: belli yaşlardan sonra çok fazla insan benzer hislere sahip. bu yönde çaba harcayanları bulmak, onlarla iletişim kurmak daha kolay olabilir. mesela 16 yaşındayken bir akranına "merhaba ben çok yalnızım, etrafımda kimse kalmadı, arkadaş olabilir miyiz?" minvalinde teklifte bulunsan kötü bir izlenim uyandırabilirsin. belli bir yaştan sonra bu sosyal bariyer ortadan kalkıyor. pek çok insan aslında o kadar uyumlu olmasa bile herhangi biriyle iki satır sohbet edebilmeyi, bir şeyler paylaşabilmeyi kıymetli sayıyor.
emmilerin kahvelerde (veya daha üretken olmak isteyenlerin farklı şekillerde) toplaşıp boyuna konuşması boşuna değil... ben mesela artık yolda yanıma oturup kafa açan ihtiyarlara da kızamıyorum. adam belki ne hayallerle, ne hikayelerle 60 sene var oldu bu dünyada. ailesi belki hiç olmadı, belki onları kaybetti, eski dostları gitti... koca bir ömür. paylaşacak, anlatacak kimsesi yok. böyle düşününce üzülüyorum, o yüzden ses etmiyorum hiç. içimden dede çenenin yayını zkiyim ama anlat be, gün senin günündür, saldır dede diyorum.
***
velhasıl belli bir yaştan sonra arkadaşsızlık/dostsuzluk bence kaçınılmaz. çok güçlü bağlarınız olsa bile insanlar hayat gailesinde çok farklı yerlere gidebiliyorlar hem manevi hem fiziksel olarak. insanlık hali. ama bunun yarın da aynı olacağının garantisi yok elbette. çünkü konuşma, paylaşma, sosyalleşme ihtiyacı da insanlık hali. en başta bize arkadaşlık/dostluk veren öz kısmen değişmiş olmakla beraber daima orada duruyor. sadece işlemek daha zor.
böyle uzun uzun yazınca da kendimi michael scott gibi hissettim, gideyim de "100 tane çocuk yapıcam böylelikle 100 tane arkadaşım olacak" diye röportaj vereyim
0