insanların yaşını doğru girdiğini varsayman gerekiyor bu durumda

gelmez böyle bir özellik.

Varsayalım ne olacak ki. kayıt olan 10 kişiden 4ü ay ve gün bilgisini kasıtlı yanlış girmiş olsa, 2si yılını da farklı girmiş olsa filtre yıl bazında yine çalışıyor.

birisi eklenti yazmıştı, hatırlayamadım bilen birisi çıkar

ne güzel olurdu gerçekten. sadece 30 yaş üstü entryleri göster diye filtrelemek harika olurdu.

işe yaramaz, insanların gelişimi yaşla doğru orantılı değil ne yazık ki.

platrformlara vatandaşlık numarası ile kayıt olmadıkça bu olayın çözümü yok, her çözümün açığı var.

böyle bir şey olmaz tabi

ama olsa güzel olurdu.
ben 20yaş altındakileri engellerdim. hatta ne 20'si çocuk onlar
25 belki en az 30

yaş kullanılamasa da kayıt tarihi kullanılabilir. bu bilgi profillerde paylaşılıyor zaten. kayıt tarihi yaş hakkında da fikir verir. bu şekilde ortama adapte olup sözlükte uzun süre tutunabilmiş yazarların entryleri filtrelenebilir. yaştan daha işe yarar bir ölçüt bence.

Yukarıda, kuzey koreli duyuru altında küfür kıyamet gidiyor, bunlar 30 yaş civarı, filtreyle falan zor yani..

yer öneremeyeceğim ama montessori yataklarda şöyle bir sıkıntı var. yerden oldukları için tüm toz ve psilik yatağın altına toplanıyor. sürekli yatağı çekerek temizlemek zorunda kalıyorsunuz. inip çıkması çocuk için evet kolay ama zaten bir süre sonra tırmanabilir hake gelen bir çocuk için illa ki yerden yatak almaya gerek yok. bence süpürge girebilen bir yükseklikte yatak alın ya da yaptırın. bir de model olarak çatılı, bir kenarı ev şeklinde vs yaptırmayın. ne kadar detay, o kadar toz demek.

kokla kötü koku gelmediyse sorun olmaz. içinde et yoktur inş

havalar ısındı, ben riske atmazdım. 16 saat dışarıda kalmış.

Hocam duyuruya sorarak bilinmez belki mutfağın serindi belki gece bile 35 dereceydi

Bozuldu mu diye buraya sormayın, tencere yemeklerinin üzeri köpürür köpük yoksa kokla hala anlayamadıysan tadına bak, inan o kadar kötü değil bozuk yemeğin bozuk sütün tadına bakmak bir lokmada zehirlemez

Tavuk nispeten yazın tezgahta kalmışsa daha hızlı bozulur ben olsam onu hiç denemem bile doğrudan atarım

Uzun zamandır daha fazla darlandığım bir şey yok.
Markete gidip bir ürün alıyorum ofise girdiğim an mesaj geliyor, kargom teslim ediliyor mesaj geliyor.
Hadi kargoyu anlayabilirim, çağrı merkezini de anlayabilirim seninle ilgilenen kişiyi puanladığın için en azından çalışan kişiye belki bir faydası olur diye yapıyorum. Kargoyu veren adam özellikle rica ediyor belli ki onun için önemli.
Ama mağaza puanlamak vs. darlıyor insanı.

Hastanın ailesinde TİP 1 şeker hastalığı varmış, TİP 1 diyabet kalıtsal bir hastalık aileden aktarılabiliyor, hasta 1 haftada 9 kilo kaybetmiş, TİP 1 diyabette şeker insülin yokuluğunda hücrelere aktarılamayıp enerji döngüsünde kullanılamadığı için sistem enerji ihtiyacı için şeker yerine hızla vücut yağlarını kullanarak hastayı ketoasidoz evresine sokar ve hızlı bir yağ kaybı olur, tüm bulgular hastanın DKA yani Diyabetik Ketoasidoz döneminde olabieceğini ve acil değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor zira Diyabetik Ketoasidoz müdahale edilmezse ölümcül olabilecek bir komplikasyondur. Sonuç olarak hastanın TIP 1 diyabetli ve şu an Diyabetik Ketoasidoz evrsinde olabileceği şüphesi var. Doktor değilim doktor arkadaşlar daha net açıklama yaparlar.

Arkadasiniz tip 1 diyabetli. Geçmis olsun.

Hocam kaskodan değiş geç. Sigortacıniza sorun veya kasko policesini okuyun, bazı policelerde yılda bir defa olan cam hasarları islemeyebiliyor tramere. Her sene kaskoya dünya kadar para ödeniyor. Aracı satarken de (tramere işlese dahi) camı değişti diye almak istemeyen de almasın.

tramerde cam değişimi olarak geçer diye düşünüyorum, daha önce sorguladığım bazı ilanlarda görmüştüm. firmadan firmaya değişiyor deniyor, bazılarının da tramere yansıtılmamış.
sizin durumunuzda böyle midir bilmiyorum ancak aracın son muayenesinde ön camdaki çatlak belirtilmişse sigorta şirketi ücretsiz değişimi kabul etmiyor olarak öğrendim son kasko yaptırdığımda.
ön cam değişiminden fiyat kıracak kişiyle ticaretimiz olmasa keşke, ama fotoğraflayıp dokümante ederseniz satarken de "böyle böyle, çatlak vardı yürüyordu kaskodan ücretsiz değiştirilmesini istedim" dersiniz.

Evet kaskonuza bakin, yilda bir kez hakkiniz oluyor. Hasarsizlik bozulmuyor ve tramere işlemiyor.

evet kaskodan yaptır. tramere işlemez senede bir hak olur.

neredeyse her kaskonun senede 1 kez ön cam değişim hakkı oluyor ve tramere işlemiyor. burada önemli olan konu camın orjinalliği ve değişim yeri. her camcı kaskodan değişim yapmıyor. o yüzden önce camcıyla konuşup orjinal cam değişimi yapıp yapmadığını sormak. bazen orjinal camın kendilerine ulaşması 2 hafta sürebiliyor bilginiz olsun.

cam hasarı olarak tramer'e işlenecektir, kasko hasarsızlığınız bozulmayacak. araç muayenesinde ön cam ile ilgili bir kayıt varsa şirketler problem çıkarabilir.

Degistir kaskodan. Ama yan orijinal olsun

Yan Sanayi değil orijinal olsun demek istedim:)

bu ingilizce bir tekerleme, türkce olduguna emin misiniz?

X and Y
sitting in a tree
K-I-S-S-I-N-G!
first comes love,
then comes marriage,
then comes baby
in a baby carriage!

anlasilmadiysa x and y kismina isim geliyor. k-i-s-s-i-n-g kismi da kissing diye okunmuyor, spell ediliyor.

@konuşma +1

ben de bunun türkçesini hiç duymadım. Çok internasyonal bir ortamınız varsa belki sizin okulda türkçeye çevrilmiş olabilir ama orijinali ingilizce aşağıdaki gibi. Ya da beyniniz yıllar önce ingilizce duyduğunuz tekerlemeyi türkçe olarak geri çağırmış da olabilir :d

Belki afacan dennis'te falan soyluyorlardir. 402 nolu sinif falan. Fox kids turkce dublajindan aklimda kalmis olabilir. Sinifta da tekrar edilmistir. Orijin olarak ingilizce olabilir dolayisiyla fakat ben turkce'sini daha cok duydum.

bir agacin altinda diye bir satir vardi o beynime kazinmis bir sekilde duruyor hahah ama gerisini hatirlamiyorum turkce olarak.

Mirafiori aklımdakini yazmış. Bu tekerlemeyi birebir the Kids from room 402 de duydum. Birkaç kez yine böyle adını hatırlamadığım yabancı çizgi filmlerde duydum, bizim çocukluktan gelen bir tekerleme değil. Türkçesini daha çok duyduk ve aşinayız çünkü o zamanlar altyazılı ve orijinal dilde izleme şansımız yoktu, dublaj halini duyduk mecburen

Cümle âlem duydu beni
Sen duymadın, vicdansız
Ne oldu, oldu artık
Saklaması imkânsız

Çocuklar bile biliyor
Ali, Ayşe'yi seviyor
Çocuklar bile söylüyor
Ali, Ayşe'yi seviyor
“ali kınık”

Hayir yok.

Otomatikse hem ufak hem sorunsuz Toyota yaris. İkinci el opel pejo vw alınmaz hele ki otomatikse.

Düz vitesse farketmez. Hiç sorun yaşanmaz. Clio da alabilirsiniz.

Dizel ve tüplü almayın.

Toyota Yaris ya da Nissan Micra. "Bagyan" arabasi oldugu icin degil ama
1- japon arabaları az sorun cikartir genellikle.
2- park etmesi trafikte hareket etmesi kolay olur.
3- yakit masrafi az olur.
4- hem sehir icinde hem sehirler arasında konforlu yolculuk yaparsiniz.

temiz bir tane bulursaniz kacirmayin.

Clio, yaris, hyundai i20 genelde bunlara bakıyordum. Ben manuel taraftarıyım ama hep otomatik önerildi otomatik alacağım sanırım.

acemi ve bayansan sikinti. cunku piyasa cakal kayniyor. yaniniza arabadan ve pazarliktan anlayan birini alin.

Klasik otomatik şanzımanlı bir Japon tavsiye ederim.

Alternatif olarak Kore de düşünülebilir.

Arabadan anlamiyorsaniz, arabadan ve ikinci el piyasasindan anlayan biriyle birlikte alin arabayi. Yoksa hem arabayi alirken hem de aldiktan sonra uzulursunuz.

acemi birisi olsam ilk aracım clio olsun derdim. acemiliği atınca da kolayca satılabilecek bir araba.

500-600 bandında otomatik tavsiye etmem, çünkü bu araçlar biraz yaşlı olacaktır. şanzımanla alakalı sorun yaşama ihtimaliz var. manuel ve lpg takılmamış benzinli araçlara bakmanızı öneririm. kadınlar illa küçük araç kullanacak diye bir şey yok. egea da bakabilirsiniz.

dün bende kia picanto baktım. biraz daha bütçe varsa 2020 modelleri 650-750 arası.

yaris ve i20 otomatik bakabilirsiniz illa otomatik olacaksa. otomatik alacaksanız da şanzıman yağının en son ne zaman değiştiğini sormayı unutmayın.

japon oto olması avantaj
az km
önemli yerlerde hasar olmaması şase, podye
bunu tam bilemeyecepiniz için kaputta ve sol çamurlukta boya olmaması iyi olur
airbag açmamış olması

vsvs.

Araba alacak olsanız yazmışım, hem okuması hem anlama becerisi yok. Sen komple toplumdan soyutlan zaten sivrizeka.

kullanıcılarınıza doğrulama kodu göndermek istiyorsanız öncelikle sitenize uygun eklentiyi kurmalı, ardından bir operatörden sms satın almalısınız. örneğin wordpress için sms verification eklentisini kullanabilir ve turkcell firmasından aldığınız smsleri api ile birbirine bağlayarak kullanabilirsiniz. yalnız eklenti ve sms sağlayıcısının birbiri ile entegre olduğuna dikkat edin. markaları kafadan söyledim.

twilio, jetsms ve benzeri servisler var bunun için.

netgsm üzerinden api kullanabiliyorsunuz

maps.app.goo.gl

mukemmel degil ama yine de carsidakilerden iyidir, altta da yazmis zaten arkadas.

Balıkçı lokantasını önermeye gelmiştim ben de. Balıkları taze ve lezzetli ama salata konusunda vasattı ikrammış gibi davranıp parasını alıyorlar bir de.

mercan

böcek larvaları, elektrik süpürgesiyle emcukle

Nereden turemis peki? Kimin lavrasi. Evde 2 kere kelebek gormustum. Su kahverengi olanlardan. Onlarla ilgisi olabilir mi

olabilir güve larvasına benziyor, konunun uzmanı değilim

ne larvası bu bilmiyorum ama bizim evde migrostan aldığımız ceviz güvelenmiş ve mutfağı güve sarmıştı. yani belki evde 200 tane güve vardı. mutfak dolaplarını dip köşe temizlerken güve larvalarını görmüştüm ama bu renk değillerdi ondan eminim.

bu arada elektrik süpürgesiyle emcükledikten sonra hemen çöpe atıp çöpü de dışarı atın evde beklemesin.

güve larvası evet, bizde de olmuştu onlar sarkıt şeklinde ve ayrı ayrıydı. biz sebebini, kapı arkasında kıvrılmış bir yün yolluk olarak bulmuştuk. oraya yuvalanmışlardı. halıyı direkt attık bunları temizledik, her yeri naftalinleyip açıp birkaç gün havalandırdık. bir daha olmadı. sağda solda kalmış, yün eşyalarınızı bir karıştırın bakalım.

bu arada o alanın çevresinde başka yerde de olabilir genel olarak bir karıştırın bakalım.

Bence ev içinde minimum temas en iyisi. Süpürgenin yeni bir alan açma yahut seçilmeyecek boyutta olanları dağıtması riski de var. Bence çamaşır sulu suyla ıslatılmış kağıt havluyu löpçük diye üstlerine yapıştırıp birkaç dk bekledikten sonra silip alıp poşete atıp ağzını bağlamak daha iyi.

Yine çamaşır sulu (ya da kimyasal istemiyorsan kokusu böcekleri kaçıracak şeyler karanfildir limondur tarçındır vs internetten bakmakta yarar var onların katıldığı) suyla geri kalan yerleri de, önünü arkasını falan silmekte yarar var.

Ev istediği kadar temiz olsun, yaz da geldi kapı baca açık bulur bir şey gelir girer yerleşir neticede. Başka yerlerde de olabilir. Sanırım şöyle iyi bir dip köşe temizlik bekliyor :)


Edit: güve larvasını ben de yıkanıp katlandıktan sonra bir kenarda açıkta bırakılmış mikrofiber havlunun çukur yerinde bulmuştum. Tabii evi güve bastıktan sonra :)

Guncelleme: elektrik supurgesi dagitir gibi geldi lazor'un dedigi gibi. Su islak temizlik bezleriyle aldim. Tek seferde geldiler. Her yere baktim. Kartonpiyerin iclerine de. baska yerde goremedim simdilik.

bilindik tüm video editörleri ile işi bilen biri yapabilir herhalde ama muhtemelen bir geo(graphy) plugini ile after effects kullanılmıştır diye tahmin ediyorum.

after effects ile yapilabilir. geo pluginlik bir durum yok cok detayli zoom yok harita gorselini zoom-in / zoom-out yapsan yeter.

Bunu denediniz mi?

=A1&A2&A3&A4

sonra ayırmam zor olur birleşik yapıyor bir de seriyi devam ettiremiyorum

e birleşik istemişsin zaten

=A1&" "&b1&" "&c1.. şeklinde yap
sonra aşağı doğru kopyala
bir yandaki kolona da alt alta 1 2 3 4 yaz o dördünü seçip aşağı doğru kopyala. sonra bu kolona filtre uygula sadece 1 leri seç, göründen satırları başka sayyfaya kopyala
ya da at exceli yapıp geri atalım

a45 a46 a47 a48 =a45 =a46 =a47 =a48
a49 a50 a51 a52 =a49 =a50 =a51 =a52
a53 a54 a55 a56 =a53 =a54 =a55 =a56
a57 a58 a59 a60 =a57 =a58 =a59 =a60
şöyle bir yarı otomatik yol buldum gibi ama sizin formülü de öğreneyim dosyayı atıyorum
çünkü datanın ayrı sutunlara dağılmasını istiyorum

araya " - " gibi bir şey koymak istiyor musun tek seferde yazayım 2 iş olmasın

birde değerler hangi sütunda yazıyor siz yeni veriyi hangi sütuna yazdırmak istiyorsunuz

1 2 3 B de yazıyorsa bunları düzenleyip C ye yazıyor

Sub duyuru()
Application.ScreenUpdating = False
Dim i As Long
Dim outputRow As Long
outputRow = 1
For i = 1 To 1000 Step 4
If Cells(i, 2).Value = "" Then Exit For
Cells(outputRow, 3).Value = Cells(i, 2).Value & Cells(i + 1, 2).Value & Cells(i + 2, 2).Value & Cells(i + 3, 2).Value
outputRow = outputRow + 1
Next i
Application.ScreenUpdating = True
MsgBox "Teşekkürler Pislick0"
End Sub

------------------------------

Velev ki araya " -" de koymak istedin o zaman aşağıdakini kullan

Application.ScreenUpdating = False
Dim i As Long
Dim outputRow As Long
outputRow = 1
For i = 1 To 1000 Step 4
If Cells(i, 2).Value = "" Then Exit For
Cells(outputRow, 3).Value = Cells(i, 2).Value & "-" & Cells(i + 1, 2).Value & "-" & Cells(i + 2, 2).Value & "-" & Cells(i + 3, 2).Value
outputRow = outputRow + 1
Next i
Application.ScreenUpdating = True
MsgBox "Teşekkürler Pislick0"
End Sub


bu nedir nasıl çalışır dersen de şu linkten bakabilirsin : www.youtube.com

1 2 3 4 B C D E sütunlarına yazdırılmak isteniyormuş.

aşağıdaki işinizi görür

Sub duyurucu2()
Application.ScreenUpdating = False
Dim i As Long
Dim rowIndex As Long
Dim colOffset As Long
rowIndex = 1
For i = 1 To 5000 Step 4
For colOffset = 0 To 3
If Cells(i + colOffset, 1).Value <> "" Then
Cells(rowIndex, 2 + colOffset).Value = Cells(i + colOffset, 1).Value
End If
Next colOffset
rowIndex = rowIndex + 1
Next i
Application.ScreenUpdating = True
End Sub

bununla uğraşmak istemezsen aşağıdaki formül ile de yapabilirsin

bunu b2 hücresine yapıştır , 4 birim sağa çek sonra 4 hücreyi işaretle istediğin kadar aşağı çek

=İNDİS($A:$A; (SATIR()-1)*4 + (SÜTUN()-1))

dideral +1 başka bir şeye gerek yok. azcık adrenalin heyecan iyidir.

Bir psikoloğun kitabında okumuştum diyor ki;" hata yapmak, kusurlarınızın olması insanların size sempati duymasını sağlar. Heyecanlıysanız lütfen karşınızdaki insanlara bunu söylemekten çekinmeyin, hatta bu şekilde kendinizi de daha rahat hissedersiniz."

Gerçekten de öyle aslında. Onlar da senin gibi insan. Sen, onların hiç hata yapmadığını mı zannediyorsun? Rahat ol lütfen. Bence hiç dideral almana bile gerek yok. Mutlaka dideral diyorsan da doktora danışmadan alma.

Bu sunumu sizin yapmanızı istediklerine göre konuyu en iyi bilen sizsiniz. Hiyerarşilerden dolayı stres yaşamanız çok normal, ama aslında burada bilgili olan sizsiniz, konuyla ilgili bilgisiz ve size ihtiyacı olanlar da onlar.

Sunumunuzun içeriğini, konusunu bilemem tabi ama öyle ya da böyle uzman sizsiniz. Eğer bu durum sizde ayrıca stres yaratıyorsa (uzman konumunda olduğunuz halde bilmediğiniz konular varsa vb.) bu da çok normal. Kim her zaman her şeyi bilebilir ki? Sunumunuzun, uzmanlığınızın arkasında durun. Bilmediğiniz bir şeye bilmiyorum deme hakkınız her zaman var. Sunumdan sonra öğrenip size döneceğim dersiniz, gerçekten de dönersiniz.

Diderali önermem ama illa alacaksanız ve daha önce hiç almadıysanız bugün de bir tane alın isterseniz. Yarım dideral de yetebilir bu arada.

Başarılar!

Nefes almayı ve nefes vermeyi unutmayın. Bende en çok bu oluyor. Nefes almayı vermeyi bırakıyorum sonra tıkanıyorum.
Başlarda sık sık yapın sonra zaten heyecan azalınca doğal düzene geliyor.

bir hafta sonra başka bir şeye heyecanlaniyor olacaksiniz. Heyecanlanin, heyecanli olduğunuzu kabul edin, hatta bunu dile getirin ama dert etmeyin.

Bir de karsinizdaki insanlari ciplak düşünmek gibi bir yöntem var. (non-sexual consent)

az biraz vodka içmek. çok kaçırmadan.

O sunumun muhteşem geçme ihtimali yok. Bunu kabul eder en az hasarla atlatmaya çalışırdım. İngilizce yaptığım ilk teknik sunumda (online) yarım saat belki kırk dakikanın sonunda sesim içime kaçmıştı. Şanslıydım ki mikrofonumda arıza var zannettiler. Şu an düşünce sunumdan önce birkaç dakika pratik yapmış olsam belki ideal ses tonu ve hızını yakalardım. Online olmasının bir başka dezavantajı anlık geri bildirim alamamaktı ama sen en azından gözünün içine bakınca birinin kafa sallamasını falan sağlayarak ilerlemeni sağlayacak o küçük geri bildirimleri alabilirsin. Sıçıp batırdığın için paniğe kapıldığın anlar olacak, o paniğin sonraki cümleye bölüme sirayet etmemesine çalış.

bol bol pratik

Şey kusura bakmayın ama bunlar çirkin. Alıcı olur mu bilmem.

satış yaparken ürünü değil, aslında duyguyu satarsınız. güzel fotoğraflarla ürünleri satabilirsiniz.

duyguyu satmaktan kastım, kütük parçalarına iple bağlanan kuru çiçekleri almak isteyen sayısı azdır. ama aynı ürünü bir dost sohbetinin geçtiği, üzerinde farklı yiyecek ve içecekler olan masada görünce o cisim kütük olmaktan çıkıp, dost ortamı sıcaklığı ile özdeşleşir. insanlar o duyguyu satın almak isterler.

veya yön tabelası alayı diye etsy'ye çok kişinin girdiğini sanmıyorum. ama okulun piknik organizasyonunda çocukları eğlendirmek için yapılan hazine avı oyununda yönerge olarak konan yön işaretlerinin alıcıları olacaktır. yani mesele ürün değil duygu.

umarım anlatabilmişimdir.

open-meteo.com

wind speed wind direction vs seç en altta reload yap, grafiğin altında excel olarak indir var, tarih aralığını ben 2000 yılından 2025 yaptım kocaman excel indirdi

veya en altta data sources var ordan bütün datayı indirebiliyorsun grib dosyası verecek onu da bununla açarsın
downloads.unidata.ucar.edu

Türkiye için meteoroloji genel müdürlüğü'yle iletişime geçebilirsiniz.
hayvancılık tesisi kuran firmalar buradan bilgileri alır sıcaklık ortalaması rüzgarların yönü ve şiddetine vb. göre maksimumum verimlilik için tesisi tasarlarlar.

www.youtube.com

babamın cenazesinde aklıma gelse gülerim. öyle komik

youtube.com

It's not your fault

Konusmayacaktin anton. Şimdi ağzının yerini biliyorum

Ve KV hiç izlemedim ama "yengeye elif dedin usta"

youtu.be

Yav adam replik demiş, 1,5 saatlik HDfilcehennemi linki veriyosunuz. Yaz gitsin repliği iste

when you have to shoot, shoot don't talk!

www.youtube.com

sinemayla pek aram yok ama yine de cevap vermek istedim.

1- "restine rest ulan" (korkusuz korkak)
2- "frank lucas kimseden korkmaz bebegim" (american gangster)

"İstanbul renkli, hayat dolu bir şehir. Burada yaşamayan tek şey benim. Tek yaptığım hayatta kalmaya çalışmak."

Parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği :)

Konusmayacaktin Anton! Şimdi ağzının yerini biliyorum

Yazmaya gelmiştim ben de :)

"perhaps the only difference between me and other people is that I’ve always demanded more from the sunset. More spectacular colors when the sun hit the horizon. That’s perhaps my only sin."


Bir de theoden "forth eorlingas" dedikten sonra rohirrim savaş borularının sesi bana goosebumps veriyor bunca yıl sonra bile.

I just do things.

Onlara de ki işimizi yapıyorduk

I was perfect. Black Swan’dan büyük replik.

Diziden geliyor; no more half measures, Walter.

youtu.be

Borat: Even though my anus was broken, I knew the rest of our journey would be great success.

www.youtube.com

I wouldn't wrap a dead dog in your gratitude

Sanırım Dogville'deydi, "Biz özgür olduğumuzda kavuşacağız."

bugün karadağda bulunan birilerinin banka işlemlerini yapacağım. yetişirse ben burdan yatırırım siz de onlara elden verirsiniz.

30k'ya yapan da var. Ama mesai saatleri belirsiz. 50'ya da var. Verene göre değişir, biraz daha ayrıntı lazım desem de patrona göre değişiyor bu iş. Araba 7/24 şöfördeyse ama iş sadece mesai saatleri içindeyse bu mesela şöfere artı sayılıyor ortalamanın altı maaş uygun görülüyor. Şöför de mesai dışı arabayı kullanıyor, gibi gibi.

Bursa İnegöl 33 bin alan şoför kovuldu yerine 45 bin e sağlam referanslısı alındı geçenlerde.

Bizim kuzen 95 bin alıyor istanbulda. Baya da eski

hocam ben de mebdeyim aynı düşüncelere çok daldım finalde vazgeçtim meb kilitliyor bizi maalesef. ama kararlıysanız bana kalırsa 2 yıllık sağlıkla ilgili bölümler okuyun bulunduğunuz yerde yüksekokul varsa. hem bitirmesi kolay hem olası alan değişikliğinde iş şansı yüksek

Doktor mühendis avukat dışında hangi meslek için üniversite zorunluluğu var ki?
Sana kapı açmasını istediğin şeyi belirleyip harcayacağın 4-5 seneyi üniversite yerine daha verimli geçirsen daha çok şey öğrenirsin.

Maksat okul okumak mı "altın bilezik" mi?
Zanaat öğreniyim desen, kurs yeter. Seslendirme desen keza kurs.

Çoğu işi yapmak için okulunu okumaya gerek yok, herşey pratikle yoluna giriyor zaten. Ne yapmak istediğinize karar verip YouTube u açın ve parti başlasın.

Üniversite okuyacağıma mavi yaka bir iş düşünürdüm. Elimin yatkın olduğu, hevesim ve becerim olan bir işte kendimi yetiştirirdim, MEB'deki işe devam ederek.

Hamdım, piştim, oldum dedikten sonra da, iyi derecede İngilizce bilen mavi yakalı olarak yurtdışı imkanları kovalardım.

Bu arada ingilizceyi de MEB düzeyinde bırakmamak gerek tabi. Körelir gider yoksa.

muhasebe.

annem babam öğretmen, bütün çocukluğum öğretmen amca ve teyzelerle geçti. bütün eğitim hayatım boyunca okul müdürlerime x amca x teyze diye hitap ettim. hepsinin içinde ticarete atılmakla alakalı bir ukde kalmıştı. hatta şöyle örnek vereyim kallavi bi üniversitenin profesörü bu hafta bana mal ayarlamak için 1 hafta uğraştı, 3-5 bin TL kazanacaktı ama çocuk gibi heyecanlıydı. sana tavsiyem uludağ üniversitesi iibf oku. devam zorunluluğu yok, sınavlara girsen yeter. dil biliyorsun ingilizce yetmez ama yoktan iyidir. meb'ten sıkıldın mı? gir bi firmaya pazarlama elemanı olarak veya dış ticaret elemanı olarak geliştir kendini. hem öğretmen geçmişinden dolayı saygı da görürsün. hem de ileride işi öğrenince o hayalini kurduğun ticaret hayatına girersin :)

sonradan aklıma gelen edit: hatta bir tanesi ilçe milli eğitim müdürü gibi bir şey olmuşken aldı emekliliğini emlakçı oldu.

altin bilezige giden yol cok eskiden okuldan geciyordu, o yol kapandi artik.
mavi yaka derim normalde ama sikinti bir ogretmeni nasil mavi yaka yapacaksin?
zaten hepimizin patladigi nokta da bu..elimizdeki diplomalarin bir degeri kalmadi.

sanirim yerinde olsam tercumanlik falan kovalardim ama sektor ne alemde oralarda su anda bilemiyorum. yurtdisinda donenler call centerlarda falan calisiyor.

yapay zeka pek çok mesleği çağ dışı bırakacak, bence yapay zekanın el atamadığı bir iş deneyin. kodlama vs tarzı bir iş olabilir, ya da oyun teknolojileri üzerine bişey.

herkes pazarlama demiş, ben size dil avantajınızla pazarlamayı birleştireceğiniz nokta atışlı sektör önereyim: Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Programı. Bölümde okuyup ufak bir bahçeyle hatta belki balkon bahçeciliği ile başlayıp yurt dışına ürün pazarlayabilirsiniz.

ikinci önerim daha bire bir insan teması içeren işler: yaşlı bakım. yurt dışında bu işte inanılmaz para var, ben yurt dışına gitmem derseniz bizde de yabancı uyrukluların ve expadların çok olduğu istanbul, izmir, ankara gibi yerlerde veya yerleşik olmasa da uzun süreli konaklama yaptıkları tatil beldelerinde yabancı dil bilen yaşlı bakım uzmanları aranıyor. koca izmirde bir arkadaş için dil bilen bakıcı bulamadık. ama yaşlı bakımı herkesin harcı bir iş değil.

Beklentinize uygun olarak üniversite işe yaramaz +1

Nedeni şu, üniversite mezunları arasında rekabet çok yüksek. İşe alımlar sınırlı. Çünkü çok fazla mezun var. Haliyle deneyimsiz mezunlar için yaş hayli önemli. Öğretmen olarak çalışacak yaşta birinin artık deneyim sahibi olması gerekir.

Ne düşünebilirsiniz? Yakınlarınız arasında size iş verebilecek birileri varsa iş bulabileceğiniz o alanda bir bölüme girebilirsiniz.

Alternatif? Yetenek tabanlı bir kolda özellikle tasarım ağırlıklı bölümlerden birine kayıtlanıp kendi portfolyonuzu oluşturabilirsiniz ancak bu çok uğraş istiyor.

Bakış açısı değişikliği?

1- Mesleki amaçlı değil, ancak kişisel gelişime yönelik bölüm seçebilirsiniz. İlgi alanınıza göre temel bilimler veya sosyal bilimler alanında eğitim uygun olur.

2- Mesleki amaçlı değil, ancak hayatınızda içinde bulunabileceğiniz durumlarda size kişisel yetkinlik sağlayacak bölüm seçebilirsiniz; adalet, iktisat vb.

Bitti o olaylar

borsanın kendisinden alabilirsin, okx %1-2 alıyor.

Merhaba

Ben 3-4 sene önce Uniqueqoop'dan almıştım, güzelce kullanıyorum. Hiç Birkenstock kullanmadım, bu yüzden ikisi arasında karşılaştırma yapamayacağım ama gördüğüm kadarıyla aralarındaki tek fark marka. Birkenstock sevmekle birlikte o kadar para verilmez görüşündeyim. Tabi Uniqueqooo'da 2000TL civarlarında geziniyor, bu fiyat normal mi bilmiyorum ama benim keseme uygun gelmişti. Aldığım zaman çok daha hesaplıydı zaten.

Kullandığım model Oslo, haki renkli deri olan. Su ile teması olan yerlerde (croocks'da havuzda, denizde de giyerdim çekinmeden) kullanmamaya gayret ediyorum ama iç/dış mekanlarda rahatça giydim. Sadece deri kısmını zamanla kirlendikçe temizlemek gerekiyor ki şimdiye kadar 1-2 kez yapma gereği duymuşumdur. Ayak şeklini alma kısmı doğru olmalı çünkü taban makul bir sertlikte ve şimdi tekrar giyip denedim, kalıp gibi oturdu. Zaten formu zaman içinde değişiyordu, demek ki tabanımın şeklini alıyormuş.

www.uniqueqoop.com
www.uniqueqoop.com

Land of Cork'tan almıştım ben.

Risk vardır elbette ama güveniyorum.
Kullanıyorlar, kendimden ve çevremden biliyorum.
Bankalardan sürekli uyarı yazıları gelir, şunları yapın, bunları yapmayın ve uyanık olun diye. O kurallara uymak gerekir. İşlem yaptığım bilgisayara ve telefona abuk sabuk uygulama yüklemem ve gelen telefonlarla asla işlem yapmam mesela. Müşteri temsilcilerimle tanışıyorum. Sesleri tanıdık. Öyle olsa da işlem yapmam. Bilgi alır daha sonra aplikasyondan işlem yaparım.

Kullanmamak, trafik kazası geçirir ölürün diye trafiğe çıkmamakla eş bir davranış bence.

Yüzde yüz güveniyorum.
Kullanıyok.
Ekstra önleme gerek yok, olaylar basit. Uygulamaya gir, parmak izi okut ve banka açılsın. Bu kadar.

Banka uygulamaları güvenlidir. Risksizdir.

Riskli olan, risk de demeyeyim yapılmaması gerekn şey, cihazımıza saçma sapan uygulamalar vs indirmektir. Çok fazla böyle dolandırıcılık var maalesef.

güvenmiyorum ama bırak daha iyi seçeneği alternatifi bile yok.

kredi karti icin:
- fiziksel kartlari internet alisverisi ve mail ordera kapatirim.
- sanal kart limitlerini her zaman sifirda tutar alisveris yapacagim zaman acarim.
- sanal kart bile olsa sanal klavye ile kart bilgilerini girerim.
- her sene sanal kartlari iptal eder tekrar acarim.
- gerekirse 2-3 tane sanal kart acar bazilarini guvenmedigim bir yerde kullanip sonra kapatirim.

normal para icinse milletin surekli agladigi sifre degistirme bu yuzden var zaten, onun disinda bir cok banka duzenli islemler haricinde yuksek miktarda bir transfer vs olunca guvenlik biriminden arayip teyit vs istiyor ben guveniyorum yine de herkes kendi capinda onleminin alabilir tabi.

Bankalardan çok banka uygulamalarına biraz daha güvenilir diyebilirim.
Her ne kadar şifre, kimlik doğrulama güvenlik vb. banka uygulamaları için olmazsa olmaz ise de kullanımda bazı banka uygualamalarının arabirimi ise tasarımı açısında kişiyi yanıltabiliyor.

Örnek olarak, bir bankanın uygulamasının ekranında kişinin vadesiz hesabı ile kredi kartı hesabının birlikte göründüğünü düşünelim.
Normal hesapta tutar
sıfır olmasına rağmen kredi kartı hesabında görünen miktarı normal hesabındaki para zannederek harcama yapabiliyor.
Bu özellikle yaşlılar veya uygulamaya kullanımına yabancı kimsele için sorun demek.
Zamanında müşteri hizmetleri personeli ile konuştuğumda bunu doğrulamış ve bilmeden bankaya borçlanan insanlar olduğunu belirtmişti.
Hal böyleyken o tasarımın değişmesi gerekir.

Ek olarak uygulamaları telefonunda biraz olsun güvende tutmak isteyenler telefon ayarlarından ilgili uygulamayı açmak için özel şifre veya uygulamayı bir
klasörde bulundurarak klasöre
şifre tanımlamayı düşünebilirler.

marka ve modeline göre aratırsan çıkar.

1 milyonculardaki akıllı kumandalar bunları calistiriyordu diye hatırlıyorum.

Ayrıca bir şey sormak istiyorum; tüplü televizyon mu kullanıyorsunuz? Kullanmiyorsaniz neden bu cihazdan var?

Kablo tv den conax modül isteyin (kartı TV'ye bağlayan aparat) ekstra cihaza gerek kalmadan direkt tv nin kendi içinden izleyin kablo tv yi (hem görüntü kalitesi daha iyilesecek, hem ekstra cihazdi kumandaydi kabloydu ugrasmazsiniz)

televizyon tüplü değil. akıllı da değil. tüpsüz eski bir televizyon, söylediğiniz şey bu televizyonda kullanılabilir mi hiçbir fikrim yok.

benim gönderdiğim cihaza bir kart takılıyor ama sizin dediğiniz conax modül olursa kart ona mı takılıyor? conax modül televizyona nasıl bağlanıyor, usb ile mi mesela?

ben televizyon kullanmadığım için genel olarak hiç bilgim yok. televizyon bana ait değil annemlerin ve onlar başka şehirde şu an ama vereceğiniz bilgilerle bir dahaki gidişimde bişeyler deneyebilirim ya da söylediklerinizi kontrol ederim.

Yani söyle söylim, 2007 model samsung TV'de bile çalışıyor bahsettigim sistem.

Gösterdiğiniz Teledünya cihazındaki kart conax module takılıyor, o da kart kadar bir şey zaten onu da yandan TV'ye takıyorsunuz. Sonra kanal kurulumu yapılıyor ve sanki tv ye uydu vs bağlı imis gibi kablolu yayın izliyorsunuz. (Kablo tv kablosu yine tv nin normal anten girişine takılıyor -uydu vs girişi degil-)

Tabii bunların hepsini turksattan gelen adam yapıyor siz hiçbir şeyle ugrasmiyorsunuz.

Conax module u kiraliyorsunuz aylık 5-10 lira gibi bir ücreti vardı.

Conax girişi TV'de kesin vardır ama siz yine de buraya marka model atabilirsiniz isterseniz kontrol ederiz.

sqğ altta neta yazısının altında modeli yazar, flu çıktığı için göremedim.
o model koduyla pazaryeri sitelerinin birinden ucuzunu alın. ben de iki üç defa aldım öyle.

www.hepsiburada.com

Müzik, podcast ve muhakkak ki sağa dönerek uyurum.

Kafamı koyduğum yastıklar dışında bi tane yanımda duran yastığım var, bir keresinde tatile giderken evde unuttuğumu fark edip 200 km yolu geri dönüp almıştım, o yastık olmadan uyuyamayacağıma kendimi inandırdığım için her zaman yanımda olur.

ay uyku saatim gelmiş deyip telefonu kenara koyuyorum ve 3 dakika içinde uyumuş oluyorum. Sabah da uyanıyorum :( Arası yok. uyuma çabası yok. dümdüz.

Bir yandan oyun oynuyorum, bir yandan da X'de space sohbetlerini dinliyorum. Sohbetler bir süre sonra ninni yerine geçiyor.
Genellikle sağa dönerek uyurum.

Duş alıyorum, dişlerimi fırçalıyorum, kremlerini sürüyorum, pijamalarımı giyiyorum, 5-10 sayfa kitap okuyup uyuyorum.

youtube'dan bir video açıp arkaplanda dinlerken, yastık kafayla kol arasında sağa ya da sola yatık şekilde 6 7 dönüşten sonra tam uykuya dalmadan sesi kapatıp öyle dalıyorum. uyumaya çalışırken gerçeklikle hiçbir bağı olmayan bir şeyler düşünmem lazım yoksa ya kızacak bir şey buluyorum ya heyecanlanacak bir şey ve uykum kaçıyor.

Hiç pijama giymedim uyumak için fazla sıcak ve rahatsız edici. Sadece trunk giyerim. Üstüme de yorgan alamam. Pike kışın da ince battaniye. Sağıma yatıyorum. Hiç solda uyumadım. Uykuya geçemem o tarafta. Uyku için yatağa giriyorum. Telefonla uğraşmam. Uyuyamazsam meditasyon yaparım.

Yastığa 10cm kala kafamı koyup sabah alarmıyla uyanırım.

Sesli kitap. Telefon hafızasında ses dosyası. (Uçak modu) Uykum varsa 11, yoksa 27 dk. içinde kapanmaya ayarlıyorum. Senelerdir aynı sesli kitap. Tekrar tekrar. (Uzunluğu 60 saat civarı) Her gece hatırladığım yere dönüp oradan devam ediyorum.

Aşırı kilo ve reflüden ötürü yarı oturur halde uyuyorum.

Tek rutinim dişlerimi fırçalayıp su içmek.
Genelde 5dk olmadan uykuya dalıyorum. Bazen 1-2 dk. Aklım çok doluysa ya da burun deliklerim tıkalıysa eğer max 10dk.

Edit: Aaa ben de pijamın cebi yoksa elimi pijamamın içine cep hizasına koyarım. Ama bu alışkanlığı bırakmak üzereyim.

Birseyler dinleyerek uykuya daliyorum. Sessiz ortamda calisamam ve uyuyamam.

Dişimi fırçalıyorum, yatak giysim günlük giysimden ayrı oluyor ama çok uyku rutini olarak da yapmıyorum bunları. Amacım bu değil en azından. Teknik olarak uyku rutini gerçi evet. :D böyle uyuyorum.

Narkolepsi hastasıyım. Eskiden daha düzenliydim. Dişimi fırçalar, her gün aynı saatte yatağımda okur, başımı yastığa koyunca uyurdum.

Şimdi düzenim kaçtı, pijama giyip yatağa gidebilirsem seviniyorum. Yoksa genele kanepede uyuyakalıyorum. Gece uyanırsam sürünerek yatağa geçiyorum. Uyanamazsam bakıyorum sabah olmuş, ışıklar açık, her yer darma duman toplanmamış. Ders çalışıyorsam masada uyumuşluğum da çok :/

psikiyatristin verdiği cedrina. süper bir şey alışkanlık yaptı. nasıl bırakacağım veya bırakınca nasıl uyurum bilmiyorum.

1- dişlerin fırçalanması
2- su içilmesi
3- zorlanarak kitap okuma
4- podcast açıp uykuya dalma ( 4-5. dk da uyuyorum) (komedi unsuru olanlar daha hızlı uyutuyor)

Sesli kitap veya radyo tiyatrosu dinleyerek.

karanlik saglanir, sesli bir sey acilir ama her sey olabilir cinayet belgeseli veya podcast. son zamanlarda diddynin mahkemesiyle uyuyorum. yastık bağımlısıyım en az 3 adet ortalama 4. biri kafaya biri bacağa biri ayağa biri kola gibi bi liste. bir de uykunirası var onubiraz bırakmaya çalışıyorum ama var öylr bi uykuya 3 saniyede dalma garantisi

uyku birası*

girerim yatağa genelde yan yatarım 5-10 dk içinde ise uykuya dalarım. ses olsun diye de telefondan bir şeyler açarım onu dinlerken bir bakmışım dalmışım.

Bildiğim kadarıyla yeşil alan açma hakkı sadece ana bölümlerde. Aile hekimi açamıyor yani.

hayır olmuyor.

Aile hekimi sevk edemez. Aile hekimi ve “ben bundan anlamam uzmana gidin” daha olası bir senaryo.

Eder etmesine de pratikte karşılığı yok.

direkt dahiliyeciye gidin, aile hekimi ile zaman kaybetmeyin.

Direkt endokrine gitmeniz gerektiğinden emin misiniz? Dahiliye uzmanı dediğimiz kişi de 6 sene tıp üstüne 4 sene uzmanlık eğitimi ile oraya gelmiş biri yani. Şikayetiniz nedir bilemiyorum ama önce bi dahiliyeye görünmek her zaman daha iyi. Hatta ideal bir senaryoda önce aile hekimi, sonra dahiliye ve daha sonra ileri tetkik/değerlendirme gerekirse endokrin uzmanı sırasını izlemek daha da uygun da ülke şartlarında bunu istemek hayal oluyor biraz

Elektriği keserseniz buzdolabı da çalışmaz. İçindekiler bozulup kokmasın???

Komşu ve çilingir yardımıyla hallettik çok şükür. İçim rahatladı, bir sonraki sorum sanırım sensörlü ve güvenli su sebili tavsiyesi olacak sanırım :(

o kadar masrafa gerek yok al bir akıllı priz açar kaparsın ama boşa çalışsa da bir şey olmazdı.

Simart marka kullaniyorum. Epey guzel.

5 güne 3 şehir zor. 2 şehir olarak kopenhag ve stockholm diyorum ben. hamburgu görmedim.

bu ücü arasında berlin ve hamburg. digerlerinde aile ile sefillik cekersiniz.

berlin-hamburg-kopenhag

kop-sto arasi baya mesafe yolda cok zaman gider.

Hamburg'a gidin günübirlik Bremen ve/veya Lübeck yapabilirsiniz.

Hamburg’a henüz gitmedim ama kopenhag ve stockholm arasında aile için stockholm daha uygun. Djurgarden ailece gezilebilecek bir yer, skansen olsun vasa olsun. Kopenhag’a uzak biraz o yüzden stockholm-helsinki-tallinn üçlüsü daha yakın bir rota olurdu.

kopenhag’da ailece belki tivoli keyifli olabilir. billund’a geçer legoland’ı da görürüz derseniz kopenhag-billund-hamburg olabilir.

Kıbrıs

gokceada

tr koşullarında diğer mesleklere göre ve çalışma saatine göre çok aslında. piyasasını bilmiyorum.

Temizlik gorevlisinin sorumlulugu ne olacak?

45 bin tl'nin kendisi hiçbir evrende "çok" para değil ama yaşadığımız distopya şartlarında kesinlikle kötü değil. çünkü ülkenin yarısı haftada 50 saat çalışıp 22 bin lira kazanıyor, resmi ve dini bayramlarda izinleri de olmuyor. haftada tek gün izin kısmı sinir bozucu ama günde altı saat çalışma iyi. türkiye standartlarında MAALESEF üzerine atlanacak iş bu açıkçası.

@deckard yerleri, camları silecek.

Asgari ucret uzeri vermiyo firmalar genelde bu tur vasifsiz islere.

Az bence. 5 çalışma günü olsa tamam da. Yıllık izin de belirtilmediğine göre yok.herhalde. Bu acilardan az.

@encokbenisevinnolur yıllık izin de var tabii. Normalde olması gereken ne varsa var. Mesai de var bayramlarda tam veriliyor.

normal

Olması gereken bir maaş ama asgari ücrete yapacak kişi sayısı da çok ne yazık ki...

Haftada 6 gün çalışıyor. Normal +1

temizlik görevlisinin bugün aldığı maaş 25 bin liradır.

Yıllık izin 30 günden az ise yine de 45 bin az bence. Eğer haftada 6 gün mademki yıllık izin 40 gun falan olması lazım.

Bir de saat aralıkları da önemli. Mesela sabah 6-12 arasiysa bir nebze kabul edilebilir çünkü isterse ek iş yapabileceği zaman kalmış oluyor. Ama aktif saatlerdeyse öğle 12 akşam 6 gibi, kötü.

@encokbenisevinnolur hayalperest misiniz? 30 gün kim yıllık izin kullanıyor? Söyleyin ilk yıl böyle yapan firmayı biz de gidelim.

bence gayet iyi.

abicim izmirde insanlar 80 bin falan alıyor yani iyice öldürmüşsüsünüz 45 nedir yaa.

cok iyi

bazı cevaplar gerçek türkiye'den değil, hayal edilen türkiye'den sanırım ya da bir çeşit türkiye ütopyasından.

bu işi yapan çoğu kişi 30-35 civarında alıyor.
zaten ülkenin vasıfsız çalışanlarının büyük kısmı 1 gün tatil, resmi + dini bayramlar + sgk ile çalışıyor.

yani bahsettiğiniz durum ülke ortalamasında normal, iyi bence.
işin riskli, aşırı beden gücüne dayalı ve yorucu ya da çok pis olmadığını varsaydım.

ülke ortalaması için iyi, izmir belediyesine göre kötü. asgari ücret az veya çok o kısmı geçiyorum ama 2 asgari ücret bu iş için iyi bence.

Bu vesileyle duyuruya cevap verenlerin yarısının boş-beleş hayat gerçeklerinden uzak olduğunu görmüş olduk.

Mesela bir duyurucu burgercide çalışıyor asgari ücrete. 8 saat. Gitmiş bir gün izne laf etmiş.

Bir diğeri 5 gün çalışma yok diye laf etmiş.

Bir diğeri 6 güne normal demiş.

Yıllık izin 30 gün olmalı demiş birisi.

İzmir demiş birisi, şaka olmalı.

"bir kişi altı gün çalışıyorsa altı gün çalışma hakkında olumsuz görüş belirtemez" düşüncesine sahip birisi olarak fazla iddialı konuşuyorsun sanki ya. ben kendi işimden bağımsız olarak insanın yaşama hakkını, özel yaşam-iş dengesini gözeterek yazıyorum, kafanın basmamış olması doğal. senin mantığına göre günde 12 saat, haftada yedi gün çalışan birinin hiçbir şeyden şikayet etme hakkı yok çünkü kendisi öyle çalışıyor.

sormuşsun cevap verdik. aynı anda farklı iki görüş belirten insanın dediğini de beğenmiyorsun. ne istiyorsun söyle onu yazalım o zaman, sana dört gün mü lazım yoksa yedi gün mü istiyorsun? nick'i yanlış seçmişsin sen shephard değil de daha ziyade koyun, sığır filan olması lazımmış.

Yok sizin mantiginizda klasik Türkiyedeki işveren sinsiliği var ama iyiyi oynamaya çalışıyorsunuz. Tam hansel gretel masalindaki ormandaki cikolataci cadı mantigindasiniz da bunun iyi olduğuna siz de inanmissiniz.

Çalışma saatleri kısa olabilir günlük ama işin yapısı böyle, gercekcilikten bahsedeceksek. Her gün gelen biri bir aşamada evde temizleyecek bir şey bulamaması lazım mantıken.

Siz hem 6 gününü kilitliyorsunuz, bu isi yapanların çoğu haftada birkaç yere gidiyor yine gercekcilikten bahsedeceksek, bu imkanı da kilitliyorsunuz.

İlk defa bu isi yapan biri degilse, ya da çok mecbur değilse borç harç vs bunu kabul etmez.

Ha bulursanız sömürgen birine denk geleceksiniz yüksek ihtimal, haberiniz olsun.

Kolaylıklar diliyorum arayışınizda ^^

@encokbenisevinnolur ne sinsiliği ulan? Ne iyiye oynaması? İş var, maaşı bu. Bu kadar olay. Duyurudaki kalite çok düşük lan. 30 gün izin bekleyen hayalperest bir beyaz yakalısın. Piyasa 25-30k bu arada.

hastane türüne göre katılım payının miktarı değişiyor. en düşük pay düz devlet hastanesinde. diğerleri artarak gidiyor.

ilacfiyati.com bu siteden alacağınız ilacın fiyatını, kamuya fiyatını ve kamunun ne kadarını ödediğini görebilirsiniz.

ayrıca e-devlet üstünden reçete sorgusunda detaylı olarak kesintileride görebilirsiniz.

telefonlarınızı SGK bildirimlerine açın. Ödeyeceğiniz ücret bildirim olarak geliyor.

arkadaşımın annesini Uğur Türe ameliyat etmişti ama özelde, Yeditepe Ünv.

Geçmiş olsun

ilave: zaten bilindik bir doktor ama son yorumları da pek iç açıcı değil ve çok para istiyormuş :/

teşekkürler.

Kasko değeri 364 bin. 350 civarına alınabilir.

yani piyasa öyle değil ki. aynı kriterde diğer clio joylar 550-650 arası diriliğine göre.

Hocam burdakilere bakma, ülkede kasko degerine göre araç alan bir kişi var mı, sahibindendeki aynı kriterlere göre bakıp f/p analizi yapmak lazım

piyasa değerini bilmiyorum ama bu fiyata bence iş görür.

kasko değerine falan takılma kimse sallamıyor kasko değerini.

Dolu,boya vs cok onemli değil,değeri dusurulur alınır ama direkte işlem önemli.o araba kapıları aşıp direğe ulaşabilecek bir hasar almış,her ihtimalde arabanın şasesinde,kupasında hatalar var benzer bir kazada aynı direnci gösteremez.bunu bence eleyin.

mümkünse direk boyasının nedenini öğrenip, değilse expertiz yaptırıp alınır.

çok boş taksi gibi ama model güzel, ist ici kullanacaksam manuel almazdim trafikte yoruyor onun disinda ok dir fiyat iyi

@mirty +1 piyasa değeri denen bir şey var. o binilen şahinler 10 bin tl etmez ama piyasa denen şey yüzünden 200 bin tllere satılıyor.

Low carb şart değilse fıstık, ceviz vs ve şerbetle baklava gibi, muhallebiyle (ya da hatta pudingle) güllaç gibi tatlılar yapabilirsiniz.
Örnek: www.thechefoutwest.com
Böyle bir şey varmış: www.emmymade.com
(Bir yandan aklıma gelenleri yazıp bir yandan tarif arıyorum.)

Kıyma yerine mantar, beyaz lahana, havuç vs ile spring roll yapabilirsiniz.
Bu karidesli ama mesela: www.yemektekeyifvar.com
Benim aklımda canlanan şunun gibiydi: cookieandkate.com

nası oluyor börek ben de gördüm onu da lastik gibi oluyor yazmışlar altına

@nahtoderfahrung

Asıl pişmemiş hali lastik gibi bu yufkanın. Islatınca yumuşuyor ve sarıyorsun, pişirince yine biraz çıtırdıyor sertleşiyor. Ben kalem şeklinde sardım, sarma sarar gibi. Çok kalın olmadığı için çıtır bir şeffaf katman içinde kıyma yemiş oldum.

Spring roll olarak birkaç yıl önce dışarda yemiştim bu yufkayı, içinde yeşillik salatalık ve havuç vardı o zaman asıl lastik gibi gelmişti. Aklımda ıslatıp arasına lor koyup, ikiye katlayıp yağsız tavada gözleme yapmak var öyle de hafif çıtırdar ve lastiksi yapısı azalır diye düşünüyorum

Rice paper olayını vietnamlı kardeşlerimiz çözmüş, ben orijinalden devam diyorum: www.wokandkin.com

Mutlaka bu tarife şans verin bence, içinde karides var ne kadar kötü olabilir ki zaten.

Udemy'ye değil bankanıza ulaşsanıza? Chargeback isteyin, aynı miktar üst üste iki kere çekildiği için hata olduğu belli olur zaten, birini iptal ederler.

Pardon, eğitimi göremediğinizi sonradan fark ettim. Siz yine de ödemelerin birinin iptalini isteyin Udemy'ye ulaşma yolunu ararken.

Yardım sayfasındaki tüm makalelerin yanında/altında contact us butonu var ama Firefox'la hem mobilde hem masaüstünde denedim, nedense çalışmadı.

about.udemy.com Ankara ve İstanbul ofisleri varmış.

öyle uygulamalarda film dizi kaynak araması filmi seçince olur muhtemelen o aşamada sürekli güncel hali geliyodur

güncel adresi sen bulup hesap ekleden ekleyeceksin.
diğer hesabı da sil.

olabilir. promosyon bilettir. iptal edilebilir almak gerekirdi

Rotatif kredi çekiyor avukatlar, bankacı tanıdığın olursa çözersin

hamburgu cok severim ben, bence değer. o paraya yurtici yolculuk yapamiyorsun.

Hamburg icin deger

ilginiz varsa ve görmediyseniz hamburger kunsthalle, hele bir de kalıcı serginin yanında ilgi çekici bir geçici sergi de varsa, missss.

her türlü keyifli olur ya, iyi eğlenceler şimdiden :).

Gidilir. Aynı aksam rapabhen'i gezersin

en az 2,5 saatlik uçuş yolculuğu. indisi bindisi 6 saat alır. dönüşü de var. 1 gece için bu çileyi çekmem.

Değmez.
Sabah 9’da Hamburg’da olabilmek için gece 2’de evden çıkacaksınız.
Sonra saat 12-13’e kadar otel check-in saatini bekleyeceksiniz.
Odaya girdiğiniz anda düşüp uyursunuz.
Gece çıkarım dersiniz.
Gece de tek başınıza birkaç mekana girip çıkarsınız. Bitti tatil.

Uçak ucuz ama tatil masrafı sadece uçak değil ki.

bence bu yola girmişken değer. abartıldığı kadarda yorucu olmaz.

gece 2'de evden çıktınız diye otel beklerken düşüp uyuyakalmazsınız. 3 yaşında çocuk değiliz sonuçta.

gidilip güzel bir yürüyerek gezilir, rahat bir akşam yemeği yenip gece takılıp ertesi günde hafif bir kahvaltı sonrası dönüş yolculuğu. yapılmayacak şey değil.

Dönüşünün ertesi günü tatilse yapılır. Çalışılacaksa da yapılır da nasıl bir iş yaptığınıza ve konsantrasyon ihtiyacınıza bağlı. Ben olsam yapardım :)

havalimanında çalışıyorum, işten erken çıkıp binecektim uçağa. Akşam 20’de vardiyam başlıyor, sabah 5’te izin alıp çıkabilirim, uçak 06:30’da. Gece 2-5 arası da arkadaşlarıma yük olmadan biraz uyuyabilirim. Sadece döndüğümün ertesi sabahı yine 12 saatlik vardiyaya gideceğim o biraz yorucu olur, ilk gidişi idare ediyorum bir şekilde. bu şekilde geceden çıkıp, havaş’la çeşme’ye, oradan sakız’a geçmişliğim var, gece dinlenebildiysem çok yıpratmıyor.

aslında 1 ay sonra izin alıp gideceğim bir helsinki-tallinn seyahatim var zaten ama hazır vizem de varken, araya 1 günlük de olsa bir destinasyon sıkıştırayım macera olsun diye düşündüm. gidiş dönüş 15-20k bilet fiyatı olsa hiç uğraşmazdım.

Bence çok güzel bir şehirdi, kısa da olsa keyifli olur diye düşünüyorum. Hem günlerin uzun olması da avantaj. Eğer yürüme turu seviyorsanız Robin and the Tourguides'ın turuna katılmıştım genel bir fikir edinmek için idealdi.

herkese mesajları için teşekkürler. gidiş dönüş biletimi aldım, st.pauli’de merkeze yakın bir yerde de konaklama da ayarladım, robin and the tourguides turuna da rezervasyon yaptım (yürüyüş turlarını severim, yetişebilir miyim bilmiyorum tabii) ama tek günüm olduğu için müze/sergi gezemem sanırım. şehrin ambiyansını biraz hissedebilsem yeter, gitmeseydim bu sıcaklarda evde oturacaktım :)

Aklında olsun gece kulüplerine spor ayakkabıyla almıyorlar. En azından ben öyle biliyorum.
O konuya bir bak.

@michael_knight; bilgi için teşekkürler. gece kulübüne gitmem muhtemelen ya bana göre yerler değil. pub’da biramı alıp içmekten daha çok keyif alıyorum.

Para harcayacağın sosyal etkinliklere katılma. Termos park yürüyüş ve ibb etkinlikleri içerisinde kal.
alışverişi pazardan yap, yemek yap.
bütçe ve yaşantın hakkında daha çok bilgimiz olsa daha net şeyler söylenebilir

Erkek çocuğu gibi yaşıyorum

Sebze ve meyve alışverişi için pazara git ama akşam saatlerinde. Akşam daha uygun oluyor fiyatları. Bir de çıkma sebze ve meyve alabilirsin, onları yarı fiyatına veriyorlar. Bazı marketlerde de son tüketim tarihi yaklaşan ürünleri biraz daha uygun fiyata satıyorlar üzerinde uyarı yazısı oluyor.

Ekmeği de halk ekmek büfelerinden alabilirsin.

sigarayı bırak daha iyi fırsat olamaz. 2025 yılında hala sigara içen cahillerin arasına girme.

Sigarayı karttan al değil de doğrudan sigarayı bırak mesela. Gereksiz bir alışkanlık ve gereksiz bir masraf kalemi

@xu: şu an bir sürü mücadele var hayatımda, bir de sigarayı bırakırsam infilak ederim maalesef

Etmezsin! Öyle gibi gelir ama bir şey olmaz

Market poşeti almak yerine çantada katlanan alışveriş torbalarından bulundur.
Market market dolaşıp, ana gıda ve hijyen maddelerinde indirim takip et, gerekirse stokla.
Yoğurtla beslen çoğunlukla, yoğurt önemli.
Dışarıdan su, kahve, çay alma, su mataran, kahve termosun hep evde dolmuş ve dışarıda yanında olsun.
Evden gerekmedikçe çıkma, dışarıda çalışman gerekirse kütüphanelere git. Sıcakta çıkma, sabah erken saatte veya akşam serinde evden çık. Bir de güneş kremini tazeleyip durmak zorunda kalmazsın. Şapka tak.
Buzdolabı poşeti, yağlı kağıt gibi ürünlere para verme. Balmumlu kağıt keselerin veya silikon fırın matın olsun. Fırını da çok çalıştırma, elenktrik gider.

Psikolojik olarak, temel zevk ve kozmetik konforundan fazla odun vermeyeceğin bir plan yap derim. Yoksa o üç ay üç yıla dönüşür.

Kilo fazlan varsa, üç aylık diyet yapabilirsin, ekmek makarna pilavı kesince aylık 600-1000 lira cepte demektir.

Dışarı çıktığında örneğin kahve içiyorsan çay iç bazen. Dışarı çıkma.sikligina göre buradan da ayda 1000-2000 lira artar.

Yürüme mesafelerini uzatmayı göze al (gündüzleri dikkat et güneş carpmasin). Haftaici her gün işe dönüşü yurusen buradan da bir 600-1000 lira artar.

Toplamda 4-5 bin lira artırdık sanırım.

İnfilak falan etmezsin sigara içmek çok low bişi zaten. Bir kez bırak hayat kaliten artacak inan

Aktüel indirim sayfaları var instagram da. Onları bul takip et, ne nerede ucuz, hangi markette 2 al 1 öde var vs onlara göre yaparsın alışverişini.

Noodle ye ve sadece su iç. Bundan daha fakir olunabilir mi bilmiyorum.

Sigarayı bırakmak lazım cidden :(

özel indirimler dışında ucuzcu marketler hala daha ucuz. indirimleri takip et. temel gıdadan şaşma.

madem bir kaç ay diyorsun, makarnaya ağırlık ver. ucuz ton balığı alabilirsin. pahalısından çok farkı yok. pahalısı daha lezzetli tabi ama ucuzu da yenir. kuruyemiş tüketiyorsan pazardan al. marketten aldığımız paketli cevizin kilosu 1000 küsür. pazarda ince kabuklu cevizin kilosu 250. kırıp içini ayırmak kolay, kabul firesiyle olsun 350-400.
peynir ve süt ürünleri çok pahalı oldu. bir süre uzak dur. bizim kasapta tavuğun fiyatı markettekinin iki katı tam olarak. biri 150yse diğeri 300. bu kadar da olur mu, oluyor. aldığın her şeyin fiyatına dikkat et.

dışarıdan zinhar yeme.
dışarı mümkün mertebe çıkma. adım başına para.
ben marketlerde kaldığım süre ile ödediğim para arasında bir korelasyon görüyorum. son günlerde kaça yükseldi emin değilim ama migrosta durmamın dakikası 40lira civarında.

trendyol go gibi yerleri arada bi kullanıyordum market fiyatları aynı diye.
değilmiş. hem bir sürü getirme ücreti hem de ürün başına ortalama yüzde 20 daha pahalı.

biz pahalılığı kanıksadık bir çok konuda. biraz dikkat edince giren kazığın haddi hesabı olmadığını görüyoruz. halbuki hepimiz 3 kuruşun hesabını yapar gibi yaşamalıyız kazıklanmamak için.

sigarayı bırakmak konusunda bir şey diyemicem ama illa kullanacaksan bari tütün al.

zaten orjinal paket sigaralar içilmeyecek kadar kötü. bazı tütünler bazı marka sigaralardan iyi bile.

ufak ufak sarıp içince hem az içiliyor porsiyon olarak hem de sararken zaten içme ihtiyacının bir kısmı karşılanmış oluyor. bir de ucuz tabi.

migros markalı ürünleri alıyoruz biz genelde. fakirin dibiyken de peyniri süzme peynir alıyorduk örneğin, ekmeği iyilik marka olanlardan alıyorduk. yine migrostan devam edicem :) toplu alışveriş yapanlar için indirimleri oluyor, örneğin bu ay tek seferde en az 1000 liralık 3 alışveriş yapınca 300 liralık indirim veriyor gibi. o yüzden alışverişleri toplu yapmak işe yarayabilir. biraz da alışkanlıklarınızı bilmek gerekiyor, ona göre nereden kısacağınız konusunda fikir gelebilir.

bir de bunu daha çok abur cubur almamak için uyguluyorum gerçi ama, karnım tokken alışverişe çıkıyorum ve o reyonların önünden geçmiyorum alışveriş yaparken.

benzer durumda ben alkolü bırakacağım. sen de sigarayı bırakabilirsin.
bunun dışında gerçekten zorunlu ihtiyacın olmayan şeyleri alma. şampuan, çamaşır deterjanı gibi şeyleri indirimdeyken al stokta dursun. pide'nin ve tiredofwaiting'in önerileri +1.

tam aksine para sikintisi varsa acil olmayan seyleri ihtiyacindan fazla bolca alip stoklamak hata olur. bir de elinde fazla miktarda bulunan seyi insan daha savurgan kullanir.

onun disinda evde yemek yapmak onemli. noodle degil de makarna diyelim biz onun ismine.

sigara degil de asıl mesele alkol olabilir. evde şarap yap şarap mayası alıp, bir süre alkol ihtiyacını giderebilir 5 litrelik falan yapıyorlar maliyet 500-600tl gibi. filtre kahveyle cold brew yapabilirsin evde yine termosla götürmek için. dışarı çıkma etkinliğinde insanların oturmaya da geldiği tarzda bir parkta oturmak, yürüyüş, koşu olabilir özgürlük, maçka, kalamış parkı gibi hem kendini çok soyutlanmış hissetmezsin hem de para harcamak zorunda değilsin. pazardan sebzeyle evde yemek zaten çok iyi paran olsa da yap xd
nacizane eğer param olmasa birilerinden mutlaka bir şey isterdim zaten normalde de istiyorum canın bir şey çekerse isteyebileceğini düşündüğün biri varsa, çekinme.
her erkek gibi sen de excel tablosuna giderlerini not alıp seni aşacağını düşündüğün yerde dur. kısmanın da sınırı yok ki içme suyu bırakıp çeşme suyuna bile dönebilirsin

ekstrem fakirlik için üç ay uzun bi süre. bi şekilde maddi destek alma şansın yok mu? param olsa ben verirdim direkt, aynı yoldan geçtiğim için kimsenin bu kadar uzun süreli fakirlik yaşamasını istemem açıkçası, insan ruhsal olarak hastalanıyor resmen.

en başta sigarayı kartla nakitle almayı geçtim tütüne geç. iğrenç oluyor evet ama bir paket cuvarete 80 lira vereceğin yerde o parayla dört paket hazır sarılmış sigara alabilirsin. ayrıca berbat olduğu için normalde olduğu kadar içmeyebilirsin. ekstrem fakirlikte sigara ciddi masraftır - bunu %75 oranında düşürmek mümkün.

çalışıyorsan işyerinde, öğrenciysen okulda vs. yemiyorsan evde baklagillere ve ucuz yiyeceklere saldır. üç ay idare etmen gerektiğini düşünürsek AŞIRI fakir olmadığını varsayıyorum. salça, ucuzundan tereyağı, bütçeyi çok zorlamazsa zeytinyağı al. nohut, mercimek, fasulye, pirinç, makarna... bayağı götürür.

hayat tarzı ve bünyeye göre değişebilir tabii ki ama AŞIRI FAKİR iken günde bir öğüne dönemk iyidir. imkanın varsa bunu tavsiye ederim. ben günlük iş-güç sürem 4-5 saati aşmadığı için böyle zamanlarda günde 16 saat filan uyurum. çok uyuyunca hem vakit geçiyor hem de aptala döndüğün için pek acıkmıyorsun.

bu normalde sağlıklı yaşam tavsiyedir ama BOL BOL SU İÇ. acıktırmaz.

gerçekten sıkıntılı bi fakirlikten söz ediyosak zaten temel fonksiyonların ötesini pek umursamıyor olman lazım. mental olarak çok zorlayıcı bi şey elbette, insan "bugün fasulye yedim başka da bi şeye ihtiyacım yok" diyemiyo tabii ki ama para yoksa ister istemez katlanıyosun.

ücretsiz ilgi alanları bulmaya çalış bi de faydalı olabilir. dizi-film olur, oyun olur, parkta kuş izlemek olur vs... para harcamadan geçirilecek güzel/keyifli vakit bu süreçte kafayı sağlam tutma açısından faydalı.

ama hepsinin ötesinde sınıf bilinci ve komünizm tavsiye ederim. sen bugün aç gezip yarın toparlarsın ama bizim bugünkü halimizle sürekli yaşayan milyarlarca insan var. bizim de zaten "iyi" sandığımız hal bile başkalarını zengin edip cebimizde iphone olduğu için kendimizi zengin saymaktan ibaret. iş güç sahibi, cebinde parası olan adam bile tatili anca 8 taksitle senede 3-4 gün filan yapabiliyor. çok küçük bir kesim gittikçe zenginleşirken koskoca uluslar, nesiller heba oluyor. millet iyi bi firmaya gireyim de daha çok zengin edeyim, bana da üç kuruş fazla vrsinler diye yarışıyor, bunu yapan "hayırlı evlat" oluyor filan...

dünyada herkese yetecek kadar kaynak var, kimsenin aç ya da fakir gezmesine gerek yok. bunu da düşün derim. zenginleri rahatsız etmek için pilav ve kuru fasulye yeter, "fakirim" diye üzülüp kenara çekilme.

Param yok diyip sigara içen fakir olmaz. Sigaraya para buluyorsan paran vardır. Kumar ve alkol için de aynı şekilde.

Aynı durumdayım kendi yaptıklarımı yazıyorum:
İlk etapta sigarayı bıraktım zor olabilir evet bırak demek istemiyorum o da bir rahatlama ritüeli tam tiryaki değildim bırakabildim sana kalmış.
Etkinliklere ara ver.
Platform üyeliklerini dondur.
Minimum nakitle gez sitelere kart bilgin kayıtlıysa sil bir şey alacağın zaman bilgileri girmen gereksin.
İstediğin değil ihtiyacın olanı almayı alışkanlık haline gerir.
Benim için en önemli kalem dışarıda yemekti. Şimdi baktım en son şubat ayında dışarıdan yemek söylenişim ki ben nazlı bir tipimdir iş yerindeki yemeği beğenmem söylerim, evde kahvaltıya vakit bulamam söylerim… hepsini bıraktım. Çok zaruri durumlar olmadıkça dışarıdan kahve almayı da yemek yemeyi de bıraktım.
Kahvemi evimde yapıp işe götürüyorum. İş yerinde uygun yemek yoksa eve bırakıyorum ya da aşçıdan rica ediyorum bana göre bir şey yapıyor.
Kıyafet alışverişi yapma, dolabını bir dök bir sürü şeyin olduğunu göreceksin kendine bir haftalık kombin hazırla mesela, askıda ertesi gün giyeceğin şeyin hazır olması “kıyafetim yok” düşüncesini bitiriyor.
Kullandığın markaların yerine alternatifler bulmaya çalış hem iyi hem daha uygun bir marka bulunabilir.
Aklıma geldikçe eklerim.

+ Suyunu, kahveni termosla götür iş yerine.
+ İnternetten para kazanabileceğin işlere (chatgpt'ye bununla ilgili fikrini sorabilirsin) yönelebilirsin. Az zamanda minimal gelir getirecek işler bulunabilir.
+ Sahibinden'e/Facebook'a ilan aç, (aylık x ders y lira!)
+ Çalışmadığın günler için random işler bulmaya çalış.

çalışmadığım ve ultra fakir olduğum bir dönemde hakmar'dan paket tavuk döner alıp fırında pişirip yerdim akşam yemeği olarak.

sigarayı tütüne çeviriyoruz.
dışarı çıkmıyoruz.
belediye çorba falan dağıtıyorsa oradan karnımızı doyuruyoruz.
protein tozu alınabilir. ben öyle yapıyordum f/p oluyordu ama sindirim sistemi siki tutuyor.
5 lt su olmuş 15 lira. çeşmeden içiyoruz.
hastalanmıyoruz.
siksok abonelikleri iptal ediyoruz.
donanımhaber sıcak fırsatları mesken belliyoruz.
elde satılabilecek bir şeyler varsa satıyoruz. fiziki olur dijital olur. ben sözlük hesabı satmıştım. o günden beri hep yedek akçe gibi sözlük hesabı tutarım kenarda. kara gün dostu.
eğer durumumuz birkaç aya düzelecekse bankaların harcama sözü kampanyanlarına katılınabilir. bana atıyorum aylık 500 lira harcama sözüne 500 lira puan veriyorlardı zamanında. düşündüm aylık 500 her türlü harcanır. harcamasam bile bana verdiği 500lük puanı 12 ayda parça parça alacaktı. bir nevi faizsiz kredi. alıp 3 5 ay sonra durum düzelince caymıştım vs.

Simdiye kadar yaptiklarimi yaziyorum:

Migrosta son tuketim tarihi yaklasmis urunleri indirimli aliyorsun, onlari takip et.

Cay kahve icin termos.tasimayi.aliskanlik haline getir, disarida cay kahve icme.

Kiyafet alisverisini kisitla, mumkunse hic bir sey alma.

Para harcama aliskanliklari seni zorlayacak arkadaslarinla gorusmeyi aza indir.

Evde satilacak bir seyler varsa, kitap, giysi, kullanmadigin elektronik gibi (mutlaka vardir) onlari internetten sat.

Kendine ufak luksler belirle, ne kadar zorda olursan ol, lukslerinden vazgecme. Sigara olur, haftada bir alkol olur, sinema olur, kendini iyi hissedecegin seylerden vazgecme.

Hepsi geciyor, zaman gelecek, lan parasizliktan neler yapiyormusuz diye dusuneceksin.

yemek evde yapılacak, ancak beslenme kalitesi önemli, haftada bir ton balıklı pilav, makarna vs. gibi bir şey gerekiyor. sebze, mümkünse pişirmeden yiyebildiklerin. eğer ağır fiziksel bir iş yapmıyorsan, günde tek öğün.

sigara için tütün denmiş, olmuyorsa elektronik sigara, hatta diy likitler. 1000 liralık diy likit 3 ay yeter.

bu ikisi zaten genel maliyetleri büyük ölçüde kısıtlıyor. sosyal medya, twitter, instragram mutlaka telefondan silinmeli, reklamlar çok fazla etkiliyor, gereksiz alışverişi körüklüyor. browser için de ublock.

tüm abonelikler iptal. bunlarda küçük küçük ancak bir sürü.

günlük bir harcama limiti belirleyip her şeyi o çerçeveye sığdırmalısın. mesela günlük 300 lira gibi. sigaran, yemeğin, her şeyin bu 300 lira içinde kalmalı. bir kaç gün kolay, sonraki günler zor sonra alışklanlık olur.

Pastörize dost süt bimde 35 Lira. Pastörize Sek süt migrosta 80 Lira aynı lezzet aynı besin değeri. Dost günlük süt süper bir amme hizmeti.

dusa girdiginde su isinana kadar akan suyu bos bir kovada topla. onunla balkon yikar, yer silersin. su masrafin azalir.
hicbir seyi elde yikama (bardak dahi). makinede yikansinlar, gene su tasarrufu saglar.
bir süre ütüye ara ver. ütü cok elektrik ceker.
saclar uzunsa kestir, fön makinesi kullanma süren azalir (ütü gibi en cok elektrik ceken ev aletlerinden biri de fön makinesi), kullandigin sampuan ve su miktari da büyük oranda düser.
beyaz ekmek alma, eksi mayali esmer ekmek al. yemeklerini ekmekle ye. hem doyurucu hem besleyici. ekmekle daha iyi doyacagin icin et ve sebze maliyetin düser.

ek gelir yaratma imkanin var mi? ders vermek gibi, vs?

Her ulkenin vize sartlari farkli. Mesela Arnavutluk'tan Yunanistan'a gecerken tabii ki pasaportuna vizene bakacaklar. Ote yandan Romanya - Bulgaristan arasinda kontrol yok mesela ikisi de schengen oldugu icin.

Vizesizler icin sordum.

Balkan ulkeleri arasinda ozel bir antlasma vs yok. Damga basma isi her halukarda mecburi degil, bazi memurlar basmiyor. Ozel bir tercihiniz varsa soylerseniz yapabilirler.

Elbette.

Karayoluyla gececekseniz arabaya ya da otobüse gümrük kontrolü de yapilir.

Birbirinden bagimsiz ülkeler.

Osmanbey lotus avm'deki lokal tam aradığın yer.

alınmaz uğraşma. 20-30 bin masraf çıkıyor min.

sadece kitap alınabilir.

amazon göndermez bile belki. ticari olarak değerlendirileceği için gümrük müşaviri tutmak zorunda kalırsın.

Masraflar facia. Uçak bileti alıp, gezip gelsen daha ucuza geliyor.

Import fee ödüyorsun zaten 1176 TL.

tekrar bir masraf çıkmaması lazım. Bildiğim kadarıyla amazon senden önden gümrük masraflarını alıp tüm gümrük işlemlerini ayaparak sana teslim ediyor. Hatta gümrüğe takılmadan geçerse 3 ay sonra aldığı import depositi iade ediyor.

Emin olmak için amazon müşt hizmetleri ile görüşebilirsin.

Import Fee eklenmeden 30 euronun altında kalıyorsa sorun olmaz. Aynı ürüne amazon.com.tr'den de baktınız mı? Yurt dışından gönderilen ürünler bazen daha uyguna gelebiliyor.

"Import fee" ödüyorsun diyen arkadaş yanlış biliyor olayı. "Import fee" zaten her ürüne ödeniyor, 27 euro'yu geçen ürünler için ekstralar var. 14-15 bin tl civarı masraf çıkar.

araya amerikapostam'ı eklerseniz çok daha yüksek tutarda bile ürün getirtebilirsiniz

siparişi oluşturmuştum ama yazılanlardan gözüm korkunca iptal ettim:)

@kobuzchu kiz ürünün kendi fiyatı 2.026,75 tl, 30 euroyu geçiyor.
@PoscheN chatgpt ve türevleri de benzer şeyler dedi ama güvenemedim.
@sen de git sen de unut google'da aratınca ürün amerikapostam sitesinde de çıkıyor, amazonda göründüğünden 1500tl daha fazla fiyata. bilmediğim bi site olduğu için pek güvenemedim.

Gerçek İthalat Ücretleri, İthalat Ücretleri'nin ön ödeme tutarından daha fazla ise ne olur?
Asıl Gümrük Vergisi, tahmini Gümrük Vergisi Depozitosu'nu aşarsa ek ücret ödemezsiniz.


amazonun kendi sitesinde bu şekilde bilgi var. Ben ekstra hiç bir maliyet çıkmayacağını düşünüyorum. Geçen sene bu şekilde 130€'ya ayakkabı aldım. Gümrük masraflarını amazon önden senden tahsil ediyor. Yasal bir şekilde tüm vergilerini ödeyerek getiriyor. Sen zaten %50-55 gümrük ödemiş oluyorsun

Değmez.

myminibaby almayanı dövüyorlar.
bizde de ondan var. ikinci tatilde delindi bir yerden. kendi bantıyla idare ediyor. gerçekten delinse bile hızlıca sönmüyor ve içindeki sünger sayesinde batmıyor.

muadil olan ürün aynı şeyleri karşılar mı emin olamadım ama zaten çocuk sürekli gözetiminizde olacaksa bence uygun olan alınabilir.

2017 yılında aldım bizdeki myminibaby kolluğu. Bir çocuk büyüttü şu an küçük kardeş kullanıyor. Hiç patlamadı. Parasını hak ediyor dediğim ender çocuk ürünlerinden.

Termini’de kalmayın. Korkunç bir yer üstelik uzak da. Ben panteon’un yanında bir daire tutmuştum her yere yürüme mesafesindeydi, gece bile cıvıl cıvıldı. Mümkünse oralara bakın. Mesafeyi kestiremiyorum ama panteondan vatikana taksi ile gitmiştim, yürünecek gibi değildi. Vatikan civarında birkaç yapı var sadece biraz şehir merkezine uzak.

Panteondan vatikan yuruyere 20-25 dakika yaklaşık 2 km. O tarafa yururken arada piazza navona ,sant angelo kalesi var.bunlar romaya gittim 101 yerleri.

Termini de kalmayın.panteon,trevi çeşmesinin oralar daha merkezi ama evler daha eski vatikan tarafında daha temiz,yenilenmiş evler bulmak mümkün.

Roma yürüyerek güzel şehirdir.sadece süre kısaysa villa borghese de bi golf arabası kiralanırsa güzel olur.

vatikan nehrin diğer tarafında kalıyor. yakınında kutsal melek kalesi ve yargıtay binası var.
roma'ya 2 defa gittim ikisinde de the romehello'da kaldım. vatikan'a metro ile 20 dk geçebilirsiniz.

yurtdışına çıkacaklara hep aynı şeyi öneriyorum. kalacağınız yer gezeceğiniz yerlere maksimum 1-1.5km uzaklıkta olmalı. dönüşte yorulmayın. toplu taşıma bile kullansanız uzaklık yoruyor.

Malesef Vatikan bölgesinde gezilecek yerler 1 günde bitiyor gibi, toplu taşımayla 5-10 dklık yol da fena değil ancak her yere yürümekten yorulmayacağınız bir bölgeyi tavsiye ederim (nehrin diğer tarafı gibi) ya da gece yarısı dışarda olmaktan zevk alacağınız Trastevere bölgesi gibi yerler daha eğlenceli olabilir konaklama için.

Vatikana yakın yer prati ve metro istasyonu ottaviano ise o bölge çok güzel, sessiz modern bir yer. Kesinlikle tavsiye ederim. Roma'da yürümekten yorulmazsın. Nereye gidersen git yolunun üzerinde gezielcek yerler oluyor, düzgün bir plan programla hem doluı dolu geçirirsin hem de hiçbir yer uzak olmaz, gece uzaktaysan da atlarsın metroya konakladığın yere geri dönersin.

metroya yakınsanız sıkıntı yok, 15 dakikaya gezilecek tüm yerlere ulaşırsınız zaten

@air evet tam oralar. Ottaviano istasyonuna 160 metre falan. bana da düzgün bir yer gibi göründü. Akşam için de uygun olur mu sıkılır mıyız