Giriş
(2)

Çok amaçlı vasıta seçimi

pozzecco
Merhaba,Bir konut projesinde kullanılmak üzere; gerektiğinde kar küreyebilecek, gerektiğinde römork çekebilecek bir araç arayışı içindeyiz. Bu konuda hemen hemen hiç bilgim olmadığı için yardım istiyorum. Çok güçlü bir model aramıyoruz, sadece arazi biraz kodlu olduğu için tepeye tırmanırken düşmeye
Merhaba,

Bir konut projesinde kullanılmak üzere; gerektiğinde kar küreyebilecek, gerektiğinde römork çekebilecek bir araç arayışı içindeyiz. Bu konuda hemen hemen hiç bilgim olmadığı için yardım istiyorum. Çok güçlü bir model aramıyoruz, sadece arazi biraz kodlu olduğu için tepeye tırmanırken düşmeyelim yeter. İşi bana kilitledikleri için araştırıp raporlamam gerek.

Nasıl araçlara bakmalıyım? ATV, UTV, Golf arabası vs.

Ne tür motor kullanılmalı? Benzin, dizel, elektrikli

Tavsiye edebileceğiniz, yönlendirebileceğiniz bir yer var mı?

Yer: Ankara, bütçe 15.000-20.000 arası
0
pozzecco
(18.10.15)
google'da bobcat diye araştır derim.
0
mizikaci cocuk
(19.10.15)
önünde küreme şeysi olan traktör nasıl fikir? bu paralara aklıma o geldi. iyi bi şey alırsanız işinizi her türlü görür.
0
ergenpezeveng
(19.10.15)
(10)

Aşağıdaki otomobillerden hangisini alırdınız?

pozzecco
2011 Polo GTI 180hp2011 Mito QV 170hp2005 A4 TFSI Quattro 200hp2007 EOS TFSI 200hp2011 Giulietta 170hp2010 Insignia 180hp
2011 Polo GTI 180hp
2011 Mito QV 170hp
2005 A4 TFSI Quattro 200hp
2007 EOS TFSI 200hp
2011 Giulietta 170hp
2010 Insignia 180hp
0
pozzecco
(24.05.15)
başka kriter yoksa 2011 polo.
0
bigbadabum
(24.05.15)
polo ile giulietta'nın aynı olduğu bir çelişki bu :/
aile içinse insignia
bekar takılacaksam culyetta
0
teritori
(24.05.15)
Insignia
0
icim urperiyor
(24.05.15)
yaşınız,medeni durumunuz,çevrede intiba bırakmak için mi yoksa pratik ihtiyaçlarınızı karşılamak için mi araç alacağınıza göre değişir.seçeneklerden 27 28 yaşlarında bir erkek olduğunuzu,bekar olduğunuzu düşünüyorum ve cevap veriyorum,benim sıralamam şu olurdu:

1 giulietta
2 mito
3 insignia
4 polo gti
5 a4 ( 2005 oşduğu için bu kadar geride yoksa 1e yaz)
6 eos
0
eksisozlukokuryazari
(24.05.15)
Giulietta
İnsignia
Polo
Mito
A4
Eos

Eğer ikinci elini de düşünüyorsanız polo'yu birinci sıraya koyun.
0
orient blue
(24.05.15)
arabadan anlamam. tamamen tipine göre insignia diyorum.
0
evandro roncatto
(24.05.15)
polo ve guilietta arasındayım
gönlüm mini cooper dan yana. <3 <3 <3
0
indescribable
(24.05.15)
spor olsun diyorsan guiletta ama yok ağırlık göstersin vs diyorsan insignia.

polo mito falan ufacık arabalar bu motorlarla tehlikeli olur elinde :)
0
terlikli cita
(24.05.15)
listede uc farkli sinif var. kabin/bagaj hacmi olarak yeterliyse en optimum secenek polo.
0
nxtrls
(24.05.15)
Polo gti da yag yakma sorunu var uzak durun alfa romeo guiletta alin
0
Take it away honey
(24.05.15)
(6)

Otomobil tavsiyesi

pozzecco
Impreza sti kullanıyorum. Satıp üzerine bir miktar koyup aşağıdaki otomobillerden birini almak istiyorum. Siz olsanız hangisini, niçin tercih ederdiniz?Alfa Brera (2007)Audi S3 (2007)Audi TT (2007 TFSI)BMW 6.45 (2006)BMW Z4 3.0 (2005)Hyundai Genesis Coupe (2010+)Mercedes Benz CLK 55 AMG (2000)Opel G
Impreza sti kullanıyorum. Satıp üzerine bir miktar koyup aşağıdaki otomobillerden birini almak istiyorum. Siz olsanız hangisini, niçin tercih ederdiniz?

Alfa Brera (2007)
Audi S3 (2007)
Audi TT (2007 TFSI)
BMW 6.45 (2006)
BMW Z4 3.0 (2005)
Hyundai Genesis Coupe (2010+)
Mercedes Benz CLK 55 AMG (2000)
Opel GT Roadster (2007)
Porsche 911 Carrera 4 (1998)
Subaru Impreza STI (2005)
Mitsubishi EVO VI TME (2001)
Volkswagen Golf R (2007)
0
pozzecco
(23.04.15)
volkswagen golf seçerdim kesinlikle. Kaliteli ve şık hastasıyım
0
bluebey
(23.04.15)
Honda S2000 diyorum başka da birşey demiyorum.
0
Hitchcock
(23.04.15)
Subaru Impreza STI (2005)
diğer seçenekler sizi pek kesmez gibi geldi.
0
MtKrt
(23.04.15)
Aslında gönlümden geçen araba şu ama.. Türkiye fiyatı 450.000.

youtu.be
0
🌸pozzecco
(23.04.15)
bmw z4 ama 2007 sonrası ve 2.0 olanı
0
angina pektoris
(23.04.15)
ben tomi makinen diyorum. gerçi aşığım o araca o yüzden objektif olamayabilirim :)
0
mattiadestro
(23.04.15)
(1)

Ev sineması için projektör seçimi

pozzecco
Merhaba, projektörler hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Bimeks' te kullanacağım 300 lira civarında bir puanım var ve bunun üzerine biraz ekleyip bir projektör almak istiyorum. Playstation ve televizyon için kullanacağım. http://www.bimeks.com.tr/kategori/1098/projektor.aspxBuradaki modellerden uygun b
Merhaba, projektörler hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Bimeks' te kullanacağım 300 lira civarında bir puanım var ve bunun üzerine biraz ekleyip bir projektör almak istiyorum. Playstation ve televizyon için kullanacağım.

www.bimeks.com.tr

Buradaki modellerden uygun bir şey seçebilir misiniz, siz olsanız fiyat/performans oranına bakıp hangisini alırdınız?
0
pozzecco
(22.04.15)
zaten tavsiyeler gelecektir ama en azından başlangıç olması açısından teknoseyir ve technopat'ın sitelerinden projektör incelemelerine bakabilirsin. ikisi de güvenilir, sevilen sayılan sitedir.
0
orient blue
(22.04.15)
(2)

Geçici dolgu zararlı mıdır?

pozzecco
Merhabalar, 3 ay önce dişime kanal tedavisi yaptırdım ve berbat bir seanstı; doktor anestezi iğnesini muhtemelen sinire sapladığı için dilimde şimşekler çaktı, iki haftada ancak kendime gelebildim ve o sinirden randevuyu falan iptal edip her şeyi unuttum, geçici dolguyla yaşamaya başladım. İşler fal
Merhabalar,

3 ay önce dişime kanal tedavisi yaptırdım ve berbat bir seanstı; doktor anestezi iğnesini muhtemelen sinire sapladığı için dilimde şimşekler çaktı, iki haftada ancak kendime gelebildim ve o sinirden randevuyu falan iptal edip her şeyi unuttum, geçici dolguyla yaşamaya başladım.

İşler falan da yoğundu ve umursamadım.

Sonra sağlığımda abuk subuk şeyler olmaya başladı. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, göğüs ağrıları, mide bulantıları, tansiyonun 18 lere çıkması, görme bozukluğu, halsizlik, baş dönmesi ve ağır bir sinüzit.
Şaka gibi.

Hastalıklarını büyütme eğiliminde olan biri değilimdir ama resmen lanet gibi bir şeydi ve hala devam ediyor. Şöyle diyeyim; şikayetler başladığında doktora gittim, tam kan tahlilinde ferritin ve ALT değerleri normal sınırın 3 katına yakın çıktı. Tansiyon ilacı ve antibiyotik kullanmaya başladım. Semptomatik gittik ama pek bir faydasını göremedim.

Neden sonra dolgu işi aklıma geldi, çünkü bu rahatsızlıkları 2 aydır çekiyorum, yani kanal tedavisinden -geçici dolgudan- 1 ay sonra başladı.

Mantığım şu; bu tür bir sistem yıkımı sözkonusu ise ya bir tümör vardır ya da bir tür zehirlenme. Çünkü bu işler başlayana dek son 10 yılda grip dışında hastalığım olmadı ve normal bir şey olsaydı tüm vücut yıkıma uğramazdı.

Sorum şu; geçici dolgu bir şekilde bu tahribata yol açmış olabilir mi?
0
pozzecco
(12.03.15)
Geçici dolgu böyle bir hasara yol açmaz, yalnız dişin kök ucunda kronik bir enfeksiyon gelişmesine sebep olmuş olursunuz. Çünkü geçici dolgu bir hafta, bilemedin 10 günlük. Daha fazla ağızda bekletildiğinde dolguyla diş arasında sızıntı oluyor, tükürükteki bakteriler kanal yolu açılmış dişin içerisinden kök ucuna siziyor. Ayrıca doktorunuz depulpin denilen sinir öldürücü bir ajan da koymuş olabilir ki bunun da gereğinden fazla kalması çene kemiğinde nekroza yol açar. Kısacası ihmal etmemek lazım, yalnız bu kadar kısa sürede bu derece sistemik bir tahribata yol açmaz. Çürük dişle yaşamanın bir tık üstü diyebiliriz, o halde geçici dolguyu enfeksiyon kaynağı olarak göreceksek dişiniz çürükken de bu semptomları yaşamanız gerekirdi, çünkü çürük diş de bir enfeksiyon kaynağıdır. Ha tabii ağız sağlığı sistemik sağlıktan bağımsızdır demiyorum, sizle ilgili durum için görüşüm budur. Geçmiş olsun.
0
gusano
(12.03.15)
kanal tedavisine başladım ama başka bir şehre gitmem gerekti iki ay gecici dolgu kaldı yazdığın sorunların hiçbirini yaşamadım. bence senin yazdığın sorunların dolgunla alakası yok.

not: doktor veya diş hekimi değilim sadece başıma gelen olaydan çıkarım yaptım.
0
kuzey li
(12.03.15)
(4)

Şu tip posta kutusu nereden alınır?

pozzecco
Kutu şeklindeki posta kutularının yerine, aşağıdaki fotoğraftaki gibi bir posta kutusu koymak istiyoruz. http://thumbs.dreamstime.com/z/empty-mailbox-518125.jpgBunu nerede bulabilirim?
Kutu şeklindeki posta kutularının yerine, aşağıdaki fotoğraftaki gibi bir posta kutusu koymak istiyoruz.

thumbs.dreamstime.com

Bunu nerede bulabilirim?
0
pozzecco
(10.02.15)
özel olarak satılır mı bilmem ama ben olsam 2 seçenekten birini düşünürdüm. 1. seçenek tabela yapan reklamcılar. 2. seçenek aluminyum işi yapan doğramacılar.
0
zam sampiyonu domates
(10.02.15)
Kargo ücretini de hesaba katarsak 70-80 dolar arası şunlar var :
www.ebay.com

www.ebay.com
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(11.02.15)
Özenti olduğum için şundan aldım bir tane. :)

www.ebay.com

bu arada, özenti ürünlerinden olmayan klasik döküm posta kutularından da ucuza geldi.
0
🌸pozzecco
(11.02.15)
İyi günlerde kullanmanız dileğiyle :)
Yine bekleriz :D
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(11.02.15)
(3)

Dildeki his kaybı geçer mi?

pozzecco
Merhaba, 5 gün önce dişhekimine gittim, anestezi iğnesini yaparken muhtemelen sinire denk geldi; bir anda dilimin içinde bir şimşek çaktı.Şu an dilimin yarısını hissetmiyorum, tat alamıyorum ve konuşmam değişti. Berbat bir durum.Dişhekimi "uzun süreli anestezi olabilir" dedi ama pek inandırıcı gelme
Merhaba, 5 gün önce dişhekimine gittim, anestezi iğnesini yaparken muhtemelen sinire denk geldi; bir anda dilimin içinde bir şimşek çaktı.

Şu an dilimin yarısını hissetmiyorum, tat alamıyorum ve konuşmam değişti. Berbat bir durum.

Dişhekimi "uzun süreli anestezi olabilir" dedi ama pek inandırıcı gelmedi. Bunu yaşayan ya da yardımcı olabilecek biri var mı? En önemlisi; geçer mi, yoksa dilimin yarısına veda mı etmeliyim? Malum, sinir sistemi rejenere olmadığı için..
0
pozzecco
(08.01.15)
geçer bekle diyecektim ama 5 gün baya uzun bir zaman 5 saat olsa anlardım.
0
jamswety
(08.01.15)
sen savcılık icin belgeleri hazırla bence en azından 3 kuruş para geçsin eline.
0
jacoba benzer jojuk
(08.01.15)
şöyle söyliyim anestezinin o iğnesi zaten sinir etrafını enjekte ediliyor normali bu ve elektrik çarpması gibi olan o hisde normal yani bunlar rejyonel anestezinin standartları yanlış bişey yapılmamış
ama yinede her şey olabilir ilacın tarihi geçmiş olabilir iğne siniri zedelemiş olabilir vs vs sen yinede bi kontrol et bi şekilde
0
GreyFever
(08.01.15)
(5)

Ankara' da Toshiba Qosmio nereden alınır?

pozzecco
Ben eski kafalı bir adamım ve online alışverişlerde mutlaka bir sıkıntı olur gibi geliyor. Bir de bilgisayarın teşhir ürünü olması ihtimali var tabi. Bu yüzden Ankara' da kapalı kutusu ile toshiba alabileceğim bir yer var mı, bunu merak ediyorum. Teknosa, Bimeks, Vatan ve Mediamarkt' da istediğim mo
Ben eski kafalı bir adamım ve online alışverişlerde mutlaka bir sıkıntı olur gibi geliyor. Bir de bilgisayarın teşhir ürünü olması ihtimali var tabi. Bu yüzden Ankara' da kapalı kutusu ile toshiba alabileceğim bir yer var mı, bunu merak ediyorum.

Teknosa, Bimeks, Vatan ve Mediamarkt' da istediğim model (Qosmio X870-14N) yok.

Ne yapabilirim, nereden alabilirim?
0
pozzecco
(27.12.14)
internetten aldığın bir ürünü gözünün üstünde kaşı var deyip sorgusuz sualsiz 14 gün içerisinde iade edebiliyorsun.

ama eğer mağazadan alırsan yaşadığın bir problemde mağaza mesuliyet kabul etmiyor. teknik servisle muhattap olman gerekiyor.

evet gerçekten eski kafalıymışsın.
0
raskolnikov2
(27.12.14)
soruya cevap değil ama toshiba servisleri rezalettir.önermem.
0
partizan
(27.12.14)
@partizan Bugüne kadar üç kez toshiba satellite aldım ve bir kez bile sorun yaşamadım, o yüzden yine tercih ediyorum. Bir de tasarımlarını beğeniyorum, bana uyuyor.

@raskolnikov internet üzerinden satış yapan mağazaların güvenilir olduğunu düşünmüyorum. Parayı veriyorsunuz ve sonrası ütopya. Peşinde koştur dur sonra. Şu monster bilgisayardan falan bahsediyorum. Parayı verip ürünü alayım düşüncesi daha makul geliyor o yüzden.
0
🌸pozzecco
(27.12.14)
toshiba'nın bayisi yok hatırladığım kadarıyla ankara'da. 4 5 bayisi var onlar da istanbul'daydı sanırım. tekna marketlerde de istediğin modeli bulamıyorsan pek olasılık kalmıyor sanki.

Toshiba'nın servisleri biraz sıkıntılı bu arada. tavsiyem toshiba ile çalışan bilişim şirketlerinden birinde tanıdığın varsa onlara rica etmen ve onlar üzerinden alman olur eğer internetten kattiyen istemiyorum diyorsan. kişi olarak servise göndermek ile firma olarak servise göndermek arasında dağlar kadar fark var toshiba için. eşekten inip ata binmek gibi oluyor.
0
rygard
(27.12.14)
Edit: Daha sonra konuyu aratıp okuyacak kişiler varsa bilgilendireyim; Ankamall Bimeks' ten Qosmio X70 aldım.
0
🌸pozzecco
(12.01.15)
(4)

Dijital karasal yayın hk. / Çanak antenler toplatılacak mı?

pozzecco
Merhaba,Uydu alıcıları konusunda uzmanlaşmış bir arkadaşla konuşurken, "sen artık eve çanak falan alma, 2015 yılında çanak antenleri toplayacaklarmış" dedi. 2015 yılında dijital karasal yayına geçilecekmiş. Hiç duymamıştım; "en kötü ihtimalle Türksat ve Eutelsat' daki Türkçe kanallar çıkmaz" dedim,
Merhaba,

Uydu alıcıları konusunda uzmanlaşmış bir arkadaşla konuşurken, "sen artık eve çanak falan alma, 2015 yılında çanak antenleri toplayacaklarmış" dedi. 2015 yılında dijital karasal yayına geçilecekmiş. Hiç duymamıştım; "en kötü ihtimalle Türksat ve Eutelsat' daki Türkçe kanallar çıkmaz" dedim, israrla artık çanak anten kullanımının yasaklanacağından bahsetti. Pek inanmadım. Size de sormak istedim.

Konuyu araştırınca 2015 yılında dijital karasal yayına geçileceğini öğrendim.

www.rtuk.org.tr

www.hurriyet.com.tr

Sorularım şunlar;

1- Çanak anten kullanımını yasaklayabilirler mi? Kanunen böyle yetki sözkonusu mu?

2- Daha yeni "Türksat' ı fırlattık" konuşmaları yaparken bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

3- Dijital karasal yayın için bir receiver alınması gerekiyor mu?
0
pozzecco
(24.06.14)
bu konu benim bildiğim kadarıyla 2012'den bu yana ertelenip duruyor, bildiğim kadarıyla hala doğru dürüst dijital karasal yayın yok.
1- yasaklanabilir, ama görüntü kirliliği açısından yasaklanabilir muhtemelen, çatılara yasak konması zor gibi. yine de, her halükarda bir geçiş dönemi olacaktır.
2- uydular sadece tv yayınına yaramıyor.
3- set-top-box denen kutular var, uydu alıcısına benzer, şimdi bazı tvlere dahil olarak da geliyor.
0
yalnux
(24.06.14)
toplatılacak ve merkezi sistem olacak diye biliyorum ben de.
0
cemiyetin unlu simasi
(24.06.14)
1930 larda yaşamıyoruz. herhangi bir "yaygın" uygulamanın kaldırılabilmesi öyle kolay değil.

on yıllar gerektirir.
0
kosun lan mevzu var
(24.06.14)
Karasal yayin ihalesi gecenlerde iptal edildi. Eksiklikler neydi bilmiyorum ama yeniden ihale yapilmasi, uyum sureci vs. nedeniyle, 2015 tahmini, bence cok iyimser. Illa gecilecek ama o kadar da yakin bir donemde degil.
0
marcelorios
(24.06.14)
(2)

İç dekorasyon öncelikleri hk.

pozzecco
Merhabalar,Bir ev aldım ve iç dekorasyonunu kendim yaptırmak istiyorum. Daha önce satınalma departmanlarında çalıştığım için işleri yapabilecek olan ustaları bulabilirim diye düşünüyorum. evi yalnızca iç kısımda alçılar yapılmış şekilde teslim aldım, bir de elektrik, su ve kombi tesisatları yapılmış
Merhabalar,

Bir ev aldım ve iç dekorasyonunu kendim yaptırmak istiyorum. Daha önce satınalma departmanlarında çalıştığım için işleri yapabilecek olan ustaları bulabilirim diye düşünüyorum. evi yalnızca iç kısımda alçılar yapılmış şekilde teslim aldım, bir de elektrik, su ve kombi tesisatları yapılmış.

Yapılacak olan işler şu şekilde; boya-alçıpan / iç kapılar / mutfak ve banyo kalebodurları / yer döşemeleri / mutfak dolapları / banyo dolap ve ekipmanları

Bunları hangi sıra ile yapmam gerektiğini bilmiyorum. Örneğin parke cilası belki duvar kağıtlarına zarar verecek ya da kapı yapılırken boyalarda hata oluşacak. Bu işlerin bir öncelik sırası var mıdır, aşağı yukarı dikkat etmem gereken noktalar nelerdir ?

Yardımcı olabilirseniz sevinirim.
0
pozzecco
(26.06.13)
önce yer döşemeleri ve seramiklere bir girişin. zaten evin anası ağlayacak. bu sırada alçıpanları da yaptırın öncesi ya da sonrası farketmez. bunlar pis olan işlerdi.
sonra temizliğini yaptırın güzelce. boyacıyı sokun. 1 kat boyasın ama son katı atmasın. boyanırken yerleri koruyun güzelce biraz masraf yapın.
sonra mutfak dolabını, banyo dolabını sokun. en son da kapıcı gelsin kapıları taksın. bütün malzemeler kapı boşluklarından geçeceği için en çok zararı kapı görebilir o yüzden en sona bırakmaya çalışın. kapı 1 günde takılır çünkü.
bütün her şey tamamlandı son kat ve rötuşlar için boyacıyı tekrar çağırın. mis gibi yapsın ortalığı ondan sonra ince temizlik ve taşınma faslı başlayabilir.
0
ozdek
(26.06.13)
yakın zamanda evini sıfırdan yapan abime sordum, yanıtı şudur:
"Önce gerekiyorsa tesisat için kırım yapılması gerekiyor. Sonra kırılan yerler kapatılmalı ve alçıpanlar yapılmalı. Sonrasında boya var. Sonrasında yer döşemeleri, odalar için. Banyoda ise kalebodurlar. Her türlü mutfak dolabı, banyo dolabı en son takılıyor. Kapı da öyle. Kapılarda özellikle dikkat, yer döşemesi vs yapıldıktan sonra yapılmalı, kapanmama ya da yüksek kalma ihtimali oluyor.
Ayrı ayrı ustalara mı yaptırtacak? Öyleyse dikkatli planlama gerke, ustalar satışçıdır biliyorsun. "
0
whoosie
(26.06.13)
(2)

Sesle arama özelliği olan cep telefonu arıyoruz.

pozzecco
Merhabalar, Görme konusunda sorun yaşayan bir yakınımız için, sesle arama yapabilen ve ekranı; yazı karakterleri büyük olan, tuşlu bir cep telefonu arıyoruz. Dün bir kaç yeri gezdim ama satış elemanları artık bu özellikte bir telefon üretilmediğini söylediler. Ben de içimden "yaa, kesinlike öyledir
Merhabalar,

Görme konusunda sorun yaşayan bir yakınımız için, sesle arama yapabilen ve ekranı; yazı karakterleri büyük olan, tuşlu bir cep telefonu arıyoruz. Dün bir kaç yeri gezdim ama satış elemanları artık bu özellikte bir telefon üretilmediğini söylediler. Ben de içimden "yaa, kesinlike öyledir" falan deyip akşam internetten biraz araştırma yaptım. Hemen hemen hiçbir telefonun özelliklerinde belirtilmemesine rağmen, bir çoğunda olduğunu tahmin ediyordum. Engelliler forumlarında bunu destekler nitelikte yazılar da gördüm ama kimse de oturup spesifik olarak "şu telefon" dememiş.

Aslında çok basit; bir tuşa basınca telefon mikrofonunu aktive edecek ve "X" dediğiniz zaman X kişisini arayacak. Bildiğiniz telefon var mı, yardımcı olabilir misiniz ?
0
pozzecco
(13.01.13)
söyle söyliyeyim benim t610 bile özellik var yani ondan sonra çıkan bir sürü telefonda vardır bu özellik ilginizi çeken telefonu sahibinden.com gibi sitelerde bulabilirsiniz belki

Ek olarak www.emporia.eu

işinize yararsa engelli foruma yazmayı unutmayın :)
0
hitsumo
(13.01.13)
özellikle belirtilmese de pek çok telefonda vardır bence de.

şu anki telefonumda (blackberry 9320) bu özellik var ve telefonun yanındaki kısayol tuşuna basınca ses komutuyla arama yapma özelliği çıkacak şekilde ayarlanabiliyor. eski telefonumda da aynı özellik vardı (blackberry 8520).
0
slackerbitch
(13.01.13)
(17)

Evlilik hakkında... Gerçekten gerekli mi ?

pozzecco
Merhabalar gönül dostlarım... Esasında soruyu başlıkta sordum ama biraz daha açmam gerekli. Son zamanlarda yakın çevremdeki herkes evleniyor ve tahmin edebileceğiniz gibi Facebook' ta boy boy "Evlendik / Mutluyuz / Balayımız için Paris' teyiz / Ay ne kadar heyecanlıyız" temalı fotoğraf albümlerinden
Merhabalar gönül dostlarım... Esasında soruyu başlıkta sordum ama biraz daha açmam gerekli. Son zamanlarda yakın çevremdeki herkes evleniyor ve tahmin edebileceğiniz gibi Facebook' ta boy boy "Evlendik / Mutluyuz / Balayımız için Paris' teyiz / Ay ne kadar heyecanlıyız" temalı fotoğraf albümlerinden geçilmiyor. Bir zamanlar lisede "acaba aramızdan ilk kim evlenecek" gibi soruları tartışırken şimdi "en son kim evlenecek" gibi şeyler konuşuluyor. Ben hayatım boyunca bunun yakınında bile değildim ve şimdi "acaba bende mi bir tuhaflık var" gibi bir düşünce içindeyim. 30 yaşındayım, tek çocuğum ve son 10 yıldır yalnız yaşıyorum. Evdeki her şeyi tamir edebiliyorum, ev işlerini halledebiliyorum, bir tek çamaşır makinesine uzaylı gibi bakıyorum ama pamuklu programı / 40 derece / 1000 devir sıkma ile hemen hemen her şeyin yıkanabildiğini keşfettim. Kazandığım parayı tek başıma harcamayı seviyorum; iyi bir müzik sistemim var, geceleri online oyun oynuyorum ve maç seyrediyorum. Bunlar beni mutlu ediyor ve ciddi anlamda hiçbir şeyin eksikliğini hissetmiyorum. Bugüne kadar çok zor günler yaşadığım da oldu ve belki tek çocuk olmanın getirdiği bir anlayış ile her sorunu kendi içimde çözümlemeyi başardım. Sağlıklı bir arkadaş çevrem ve aile yapım oldu; sevgisizlik ya da fazla ilgi/sevgi görmedim. Normal olmayan bir şey yoktu. Bir çok kız arkadaşım oldu ama geri dönüp baktığım zaman bunun etkisi kıskançlık / huzursuzluk / mutsuzluk üçgeni içindeki herhangi bir nokta idi. Gerçekten çok sevdiğim ve iki yıl süren uzun bir ilişkinin tek getirisi ise hüzünden başka bir şey değildi.

Ben kendime kendi iç huzurumu önplanda tutan, basit ve küçük şeylerden mutlu olabileceğim bir hayat kurma yolunu seçtim ve insanlar bunu pek fazla anlamıyor. Onlara gerçi üstteki paragrafta yazdığım kadar detaylı açıklama imkanım olmadı, dolayısı ile düşüncelerimin anlaşılabilirliği konusunda o yüzden onların açısından çok emin değilim. Ama -okumaktan sıkılmadıysanız- sizin bu konuda bir fikriniz var ve bu fikrinizi merak ediyorum.

En iyi ihtimalle, evlensem bile çocuğumun 4-5 yıl sonra olacağı varsayımı ile 10-45 / 20-55 / 30-65 gibi bir kuşak farkımız olacak; öte yandan 40 yaşımda iken, bir alışveriş merkezine gidince bağırıp çağıran bir çocuğu zaptetmeye çalışacağım. Hayatımın belki en verimli döneminde bir kadının dırdırı ile, kıskançlık krizleri ile uğraşacağım. Mutlu ve huzurlu yaşadığım, dingin bir evde sürekli bir koşuşturma olacak.

Bazı futbolcular için "evlenince disipline girdi" gibi söylemler kullanılır; benim hayatım gayet disiplinli mesela.

Aranızda, evlenmeden önce benim gibi hissedip şu an "ya öyle şeyler düşünülür ama hiç merak etme, işler düşündüğün gibi değil" diyebilecek olan birileri var mı ? Ya da evliliğin; yalnızken mutlu olan birini daha mutlu edebileceğini düşünen birileri...

Merak ediyorum; sosyal kaygılar ve aile kurma içgüdüsü dışında, evlilik gerçekten gerekli mi ? Sizler ne düşünüyorsunuz ?
0
pozzecco
(25.09.12)
gerekli.
0
basond
(25.09.12)
5-6 yıl daha bekle..sonra evlen.
0
soljenitsin
(25.09.12)
Bana hep yaşlandığında içinde bir ukte kalacakmış gibi geliyor.
0
roket adam
(25.09.12)
10 yildir yalniz yasadiktan sonra evlilik seni cok buyuk ihtimalle daha mutlu etmeyecektir ve hatta daha huzursuz, rahatsiz etme ihtimalinin yuksek oldugunu soylemeliyim.
0
ritsos
(25.09.12)
ben evliliği ve çocuk sahibi olmayı düşünmüyorum.kağıda atılan bi imza benim için önemli değil.yani çok gereksiz bişey.ama rica ediyorum illaki evlenecekseniz bile lütfen çocuk yapmayın :)
0
rock n roll
(25.09.12)
ben de dun gece dusundum bunu icerken.

su anda cocugum olmasini cok isterdim mesela. boyle havada hop hop yapayim, burnumu tutsun, gulsun, hayatta en fazla babasina guvensin; bunlar cok guzel de, acayip buyuk bir sorumluluk. kaldi ki, hayatimin sonuna kadar beraber yasayacagimi dusundugum bir kadin olacagina da inanmiyorum su an icin.

26/m/ankara :D

edit: son cumleyi "kaldi ki, hayatimin sonuna kadar beraber yasamak isteyecegimi dusundugum bir kadin olacagina da inanmiyorum su an icin." seklinde degistirirsem daha iyi ifade etmis olurum kendimi.
0
osuruklu
(25.09.12)
şunu okumanı tavsiye ederim
www.eksisozluk.com
0
izaleisuyuu
(25.09.12)
kuşak farkı
bağırıp çağıran bir çocuk
kadın dırdırı
kıskançlık krizleri
sürekli bir koşuşturma...

evlilige ve cocuga su anda bu gozle bakiyosun. kendi kendine yetiyosan, soyunu devam ettirmek gibi bi derdin yoksa, yeterli bencillik seviyesine ulasmissin demektir. su siralarda evlensen ve yukarida saydiklarinin biri bile gerceklesse, "hay akilsiz basim!" deme ihtimalin yuksek. ayrica, henuz dogmamis bir cocuk olarak, daha beni tanimadan, beni, "alışveriş merkezine gidince bağırıp çağıran ve zaptedilmesi gereken bir çocuk" diye tanimlayan bir babam olsun istemezdim dogrusu.

kendini de "yalnızken mutlu olan biri" olarak tanimliyorsun.

kendini "yalnızken mutsuz olan biri" olarak tanimlayacagin gun gelene kadar evlenme. oyle bir gun hic gelmeyebilir. ama gelebilir de...

ama bencil oldugunu goz onunde bulundurarak bir hatirlatma: istatistikler, evlilerin daha uzun yasadigini gosteriyor. bu senin icin bir anlam ifade ediyorsa tabii...
0
compadrito
(25.09.12)
@ basond / sağolun.

@ soljenitsin / 5-6 sonra durum daha da kronik hale gelebilir bence, yani bu karar 32-33 ten sonrasına sarkarsa gerçekten problem büyüyecektir.

@ roket adam / beni düşündüren tek nokta bu. 60 yaşında iken bir gün "ya bir çocuğum olsaydı keşke" demek ürkütüyor bazen, ne yalan söyleyeyim...

@ ritsos / aynı düşüncedeyim. işte bir anti-tez çıkar mı / yanlış mı yapıyorum acaba diye sorma gereği hissettim.

@ gece kelebeği / sağolun ama cevabım hayır. Ama kesinlikle evlilik teklifi alan erkekler bunu olumlu yönde cevaplamaya meyilli olacaktır, şanslısınız.

@ rock n roll / Esasında gen havuzuna pozitif katkı yapacağımı düşünüyorum genel olarak. Kağıda atılan imza konusunda ise, yine bir çeşit bürokratik işlemin olması gerektiği kanaatindeyim.

@ osuruklu / çocuk sahibi olmak güzel bir şey aslında ama büyüyene kadar epey bir enerji götürüyor gibime geliyor. Doğrusu kendimi "baba" olarak göremiyorum. Daha komiği var, ortaokulda "at" yaptığımız; yani ağzına mendil geçirip üstüne oturduğumuz bir arkadaşımız vardı. Şimdi genel cerrah olmuş ve bir çocuğu var, facebook daki resimlerini görünce ciddi bir beyin sarsıntısı geçirdim.

@ izaleyisuyuu / harika bir yazıymış, teşekkür ederim.

@ compadrito / bildiğim kadarıyla bebekler şu şekilde dünyaya gelmiyor; www.youtube.com . Dolayısıyla olayı duygusallıktan uzak ele aldığımı düşünmeniz doğal, lakin ben daha gerçekçi ve somut yanlarını ortaya koymaya ve özellikle belli bir yaştan sonra oluşacak negatif etkilere odaklanarak yazdım. Algıda seçicilik gibi düşünebilirsiniz, zaten bir anlamda evlilik hakkındaki düşüncemin yansıması bu. Olumsuz tarafların belli bir noktadan sonra daha çok göze batması. Bencil olduğumu, ya da herkeste biraz olması gerektiğini düşündüğüm otonom bir bencillikten daha fazlasına sahip olduğumu pek kabul etmiyorum.
0
🌸pozzecco
(25.09.12)
cinsiyeti yaymak kötülüklerin en affedilmezidir. içinde bulunduğun buhranı bir başka yaratığa bulaştırmaktan daha sadistik bir şey olabilir mi? evlenme, çocuk yapma ve sadece yaşa. tabii bence.
0
ziggypop
(25.09.12)
herkes zaten genlerine çok güveniyo da sorun o değil.şu dünyaya çocuk getirmeyin.yazık şu çocuklara ya valla çok acıyorum ya
0
rock n roll
(25.09.12)
@ ziggypop / Bir buhran içinde değilim bence; yalnızca toplumda dayatılan belli bir "evlenmek gerek artık" düşüncesinin, "yalnızlık konusunda herhangi bir sıkıntısı olmayan" birisi için de açıklanması gerektiğini düşündüm. Her fikre açığım ve zaten belli bir ikilemde olduğum için bu soruyu sordum. "Cinsiyeti yayma" konusunu pek anlayamadım ve kimseye bir kötülük yaptığımı sanmıyorum. En azından ekşi duyuru' yu okuyup evlenmekten soğuyacak birisi varsa bence bu onların kendi irade sorunudur.

@ rock n roll / Evlilik hakkındaki düşüncelerimden sonra "çocuk düşmanı" imişim gibi bir hava oluşması biraz tatsız oldu bence. Çocuğum olduğu zaman kırbaçlayacağımı falan düşünmüyorsunuz değil mi ? Bilakis çocukların, kendilerine ilgi ve şefkat gösterilen sağlıklı bir aile ortamında büyümesi gerektiğini ve çocuk eğitiminin çok ciddi sorumluluklar içeren bir görev olduğunu düşünüyorum. Tavşan gibi yavrulayıp çocuklarını umursamayan bir ebeveyn adayı olmaya en uzak kişiyim bu bağlamda.

// rock n roll' un mesajı üzerine edit: kendisini yanlış anlamışım. Kusura bakmasın. Cevapları ve cevaplarınız için teşekkür ederim.
0
🌸pozzecco
(25.09.12)
bence gerekli değil. evli çiftlerin bikaç seneden sonra birbirini sevmediklerini düşünüyorum. birey olamamış, kendi iç huzurunu bulamamış insanlar zaten hayatlarında bir dönemeç olarak gördükleri evlilikte de bir süre sonra mutsuz oluyor. ama bir ilişkinin illa hüzün getireceğini de düşünmüyorum.
0
meriadoc
(25.09.12)
merhaba.
bence de gerekli değil.
21 yaşındayım büyüyünce sizin gibi olmak istiyorum.
0
cileklikusmuk
(25.09.12)
Lakin şöyle bir anket var, belki alakalıdır.

sites.eksiduyuru.com
0
clark sehir
(26.09.12)
Gerekli değil. Mevcut düzeninizi muhafaza edin ve gidebildiği yere kadar gidin. Belki 10 yıl sonra çok daha farklı düşüneceksiniz, belki 10 yıl sonra gerçekten bir kadını/gerçek bir kadını seveceksiniz, huzuru onda bulacaksınız ve ömrünüzün sonunu onunla getirmek isteyeceksiniz. Yani belki kendiliğinizden o kadınla aynı evin içinde yaşam sürmeyi dileyeceksiniz. Olmayan şeyler değil bunlar. Çocuk/yaş farkı konusuna gelince; -Türkiye'de yaşadığınızı varsayarak- böyle bir hayata, bu şartlara gelmese daha iyi gibi sanki, bilemedim.
0
635453
(01.10.12)
evlilik millet çenesini kapatsın, diye lazım olabilir de... sizin kadın ve erkek ilişkilerine dair pek menfi önyargılarınız olduğunu düşünüyorum. zannettiğim gibiyse, kendinizi haklı çıkaracak ilşkiler kurup, "kendini doğrulayan kehanet"lere mahkum olabilirsiniz...
0
firuz
(01.10.12)
(3)

Ebay' den otomobil parçası getirtmek hk.

pozzecco
Merhaba arkadaşlar, Türkiye' de satış fiyatı 1000 lira civarında olan bir parçayı 110 dolara ebay' de buldum ve onu getirtmek istiyorum. Ufak bir parça; oksijen sensörü ve kutusunun çok büyük olacağını zannetmiyorum. Şu harika ithalat kısıtlamasından etkilenir miyim merak ettim, yani gümrükte mi tak
Merhaba arkadaşlar,

Türkiye' de satış fiyatı 1000 lira civarında olan bir parçayı 110 dolara ebay' de buldum ve onu getirtmek istiyorum. Ufak bir parça; oksijen sensörü ve kutusunun çok büyük olacağını zannetmiyorum. Şu harika ithalat kısıtlamasından etkilenir miyim merak ettim, yani gümrükte mi takılır, postanede mi takılır; takılırsa ne kadar vergi ödenir ? Yardımcı olabilir misiniz ?
0
pozzecco
(23.01.12)
gümrükte takılma ihtimali var onun vergisini falan var sanırım.
Tam emin değilim ama şirketim yurt dışından getirdiği parçalar için gümrükte bekleme olaylarından dolayı yakınıyordu.
Neden bekliyordu bilmiyorum ama bekliyordu.
Belki vergi istiyorlar belki mekanik aksamlı bişey olduğu için kontrol ediyorlar.
bikaç gün beklersin en iyisi gümrük işlerine bakan devlet dairesinin sitesinden sorup öğrenmek.

www.gumruk.gov.tr
0
basond
(23.01.12)
Posta işleme merkezinde kalır. Size haber yollarlar.

Satıcıdan mutlaka faturayı paket içine eklemesini isteyin. Siz de sizdeki fatura fotokopisi ve kredi kartı ekstrenizle beraber posta işleme merkezine giderseniz büyük ihtimalle vergi falan ödemeden bir kereliğine alabiirsiniz.
0
sheba and the albino girls
(23.01.12)
paket çok büyük değilse, %10 vergiisini ödeyerek alırsınız. sipariş verin bence. burada kazıklanmayın.
0
faideli bilgiler
(23.01.12)
(3)

Derin Ven Trombozu hk.

pozzecco
Merhaba arkadaşlar, internette biraz araştırmama rağmen bir blog ve bir kaç yazı dışında çok tatmin edici bilgiler edinemedim. Yakın bir arkadaşıma derin ven trombozu teşhisi konuldu ve şu an iki bacağında da epey bir ağrı var. Prognoz ile ilgili bir fikrim var ama birincil ağızdan duymak daha iyi o
Merhaba arkadaşlar, internette biraz araştırmama rağmen bir blog ve bir kaç yazı dışında çok tatmin edici bilgiler edinemedim. Yakın bir arkadaşıma derin ven trombozu teşhisi konuldu ve şu an iki bacağında da epey bir ağrı var. Prognoz ile ilgili bir fikrim var ama birincil ağızdan duymak daha iyi olur gibi geldi.

Sorularım(ız) şunlar;

1- Kişiden kişiye göre değişecektir ama akut/ağrılı dönem ortalama ne kadar sürer ?

2- Koruyucu tedbirler hastanın hayat kalitesini ne kadar etkiler ?

3- Sürekli dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir ?

4- Varis çorabı sürekli giyilmeli midir ?

Yardımcı olabilirseniz sevinirim..
0
pozzecco
(03.01.12)
öncelikle dvt'ye ne sebep oldu onu öğrenmek lazım. arkadaşının pıhtılaşma ile ilgili bir sorunu mu var, pıhtılaşmaya yatkınlığı mı var, uzun süre hareketsiz mi kaldı, kullandığı herhangi bir ilaç/doğum kontrol hapı gibi bir şey var mı, uzun süre susuz kalmış olabilir mi? bunlar önemli.
akut ağrılı dönem kişiden kişiye değişmektedir. 1 hafta kadar sürer sanırım tahmini olarak. ama kişiden kişiye göre ve trombozun büyüklüğüne göre değişmektedir.
koruyucu tedbirlerin hayat kalitesine etkisi kötüden ziyade iyidir.
sürekli dikkat edilmesi gereken hususlar da yine nedene yöneliktir. eğer pıhtılaşmaya yatkınlık vb. bir şey varsa buna yönelik ilaçlar kullanılabilir, damarlarla ilgili problemlerde varis çorapları yararlı olabilir, eğer ilaçlardan kaynaklıysa ilacın kesilmesi yararlı olabilir, eğer neden hareketsizlikse uzun yol şoförüyse ya da sürekli masabaşı oturarak iş yapıyorsa aralıklarla hareket yapmak ve kanın bacaklarda göllenmesini engellemek yararlıdır.
sonuç itibariyle dvt tehlikeli bir hastalıktır. ölümcül olabilmektedir. etkene yönelik önlemler önemlidir.
bu arada kusura bakmayın saat 2 oldu kafam biraz dağınık. ne yazdığımı tam okuyamadım ama genel olarak bu şekilde.
0
swayze
(03.01.12)
kalp ve damar cerrahi polikliniğine uğra anlatıır. coumadın unutma en az altı ay kullanaxak bu önemli varis çorabı soğuk uygulaama akut dvt için iidir akutsa subcutan koagulanlar sonrası coumadin inr 2-2.5 arlığında tuutlacak unutma hastanın öyküsü sorgulanacak pte anlatılacak ama bjurda olmaz sen en iyisi kdc pol. uğra
0
brubaker2
(10.01.12)
Coumadin son derece ihtiyatla kullanman gereken bi ilaç. INR takibi yapayım filan derken hooop birden kanamayla karşılaşırsın. "Therapeutic window"u son derece dar bir ilaçtır. Yani etkili olduğu doz ile doz aşımı arasında yarım tık mesafe vardır. Çeyrekle mi başlarsın, yarımla mı başlarsın, doktorundan iyi öğren ve çok ihtiyatla kullan. (Arkadaşın kullansın yani).
0
compadrito
(10.01.12)
(3)

Yeni araç vergi sorusu

pozzecco
Değerli Şükrü Kızılot' lar, otomobiller konusunda bir çok şeyden haberdar olsam da bugün bir arkadaşımın sorusuna cevab veremedim ve sizlere danışmak istedim. Bir arkadaşım Borusan' dan BMW 3.20d aldı ve ücretini ödeyip plakasını vs. çıkarttı. Bana sorduğu soru şu, "ee ben Ocak ayında taşıt vergisi
Değerli Şükrü Kızılot' lar, otomobiller konusunda bir çok şeyden haberdar olsam da bugün bir arkadaşımın sorusuna cevab veremedim ve sizlere danışmak istedim. Bir arkadaşım Borusan' dan BMW 3.20d aldı ve ücretini ödeyip plakasını vs. çıkarttı. Bana sorduğu soru şu, "ee ben Ocak ayında taşıt vergisi ödeyecek miyim / başka vergi ödeyecek miyim / eğer ödeyeceksem plakayı falan ocakta çıkartsam ödemeyecek miydim ? "

Ben mevzuatı çok iyi bilmediğim için bir şey diyemedim; düşünceniz nedir, yardımcı olursanız sevinirim.
0
pozzecco
(17.12.11)
bir arkadaşım toyota yaris almıştı sıfır km. arabayı tedarik edemediler fln. size ocak ayında teslim edelim mtv yi de biz ödeyelim demişlerdi. demek ki zamanında alsaydı ocak vergisini kendisi ödeyecekti sanırsam.
0
karga tdi
(17.12.11)
normal motorlu tasıtlar vergisi 2012 ilk taksitini odeyecek.
0
duptıs
(17.12.11)
evet odemesi gerekiyor. ocak ayinda alsaydi da odeyecekti de, acenta satis ucretine dahil ediyor onlari. ya da iste "plaka ucreti bizden" falan diye promosyon yapiyorlar.
0
osuruklu
(17.12.11)
(4)

Telefon sapığı gibi arayan 444 lü numara hk.

pozzecco
Merhaba arkadaşlar,ev telefonumdan sürekli olarak 4441089 diye bir numaradan aranıyorum. bir kez açtım ve su arıtma sistemi gibi bir şey satıyorlarmış. "ücretsiz kontrol için 1 e basınız" diyor, bekliyor ve sonra kayıt bitince aramaları sonlanıyor. doğal olarak 1 e falan basmıyorum. ilk başta portek
Merhaba arkadaşlar,

ev telefonumdan sürekli olarak 4441089 diye bir numaradan aranıyorum. bir kez açtım ve su arıtma sistemi gibi bir şey satıyorlarmış. "ücretsiz kontrol için 1 e basınız" diyor, bekliyor ve sonra kayıt bitince aramaları sonlanıyor. doğal olarak 1 e falan basmıyorum. ilk başta portekizce bir küfür ettim, sonra ingilizce küfür ettim, sonra are you player deyip kapadım, sonra 1 dışındaki tüm numaralara basıp kapadım ama nafile. bana groundhog day yaşatmaya kararlı gibiler. türk telekom' u falan arayıp spesifik bir numaradan arama almama ayarı yapma gibi bir şansım var mı ? ne yapabilirim ? su arıtım sistemi falan istemiyorum.
0
pozzecco
(03.12.11)
1e bas, muhtemelen adres vs istemek icin bir operator cikacaktir karsina ona derdini anlat bi daha aramazlar herhalde
0
mba38
(03.12.11)
Bizi de sürekli arayıp rahatsız ediyorlar su arıtma cihazı için... 40 kere söyledik istemiyoruz diye ama aramaya devam ediyorlar.
0
marcelle
(03.12.11)
İşimden dolayı biliyorum ki gelen arama IVR sistem araması,yani otomatik arıyor ve hiçbir tuşlama yapmadığınız için o firmanın sistemi size ulaşılamadığını varsayarak tekrar arıyor.1 yada farklı seçenek varsa aradıklarında tuşlama yapın.Bir daha aramazlar.
0
Abraxass
(03.12.11)
abraxass+1, superonline beni öyle 2 ay boyunca aradı. adamlara derdimi anlatamamıştım. sürekli çaldırıp kapatıyorlardı. açınca da kapatıyorlardı. kendi kendine düzeldi en sonunda. geri bildirim alana kadar arayan otomatik manyak bi sistemin bug'ı.
0
only
(03.12.11)
(2)

Cumhuriyet başsavcılığından kağıt gelmesi / nedir - ne değildir ?

pozzecco
Selam Spartalılar,"Bir arkadaşım" ekolünü kullanıp (ama gerçekten bir arkadaşım) bir soru soracağım. Olay şu; kendisi bir otomobil firmasında satış temsilcisi olarak çalışıyor ve bundan bir ay kadar önce yeni bir araç testi yaparlarken (ki o esnada arabayı kendisi sürüyor) bir belediye otobüsü kırmı
Selam Spartalılar,

"Bir arkadaşım" ekolünü kullanıp (ama gerçekten bir arkadaşım) bir soru soracağım. Olay şu; kendisi bir otomobil firmasında satış temsilcisi olarak çalışıyor ve bundan bir ay kadar önce yeni bir araç testi yaparlarken (ki o esnada arabayı kendisi sürüyor) bir belediye otobüsü kırmızı ışıkta geri kayıp bunların tamponuna -yani arabanın- dokunuyor. daha sonra şoför inip "şikayetçi olmayacaksınız değil mi" diyor ve bunlar da (2-3 satış temcilcisi birarada teste çıkmışlar) "serviste yaptırırız nasıl olsa" deyip; "hayır amca, zaten hasar çok ufak" diye şikayetçi olmayacaklarını söylüyorlar. 1-2 gün sonra karakoldan aranıyorlar ve ifadeleri isteniyor; isnat edilen suç ise belediye otobüsüne vurup tamponunu kırmak, hasar vermek vs..

Arkadaşımın az önce telefondaki ilk sorusu şu; "pozz, niye telefonunu açmıyorsun" ki, o konuyla çok alakalı değil. ikinci sorusu şu; "ya benim eve cumhuriyet başsavcılığından bişey gelmiş dün, evde bulamadıkları için muhtara teslim etmişler, muhtar da şimdi kapalı. ne kağıdı bu, ne yapacağım ?"

evet gönül dostlarım, sevgili hukukçu arkadaşlar..
Olasılıklar nedir, durum hakkında fikri olan birisi var mı ? Arkadaş hafif panik moduna geçti de..
0
pozzecco
(16.05.11)
hukukçu falan olmasam da duyduklarım kadarıyla ve ortada belediye otobüsü olması dolayısıyla kamu davası olabilir diyorum.
0
passion rules the game
(16.05.11)
devlet arabasına çarpsan da o sana çarpsa da tutanak ile durumu belgelemek lazım. sonra böyle kamu davaları olabiliyor. şoför bu ekibi sağlam keklemiş.
0
rosencruz
(17.05.11)
(16)

Ne olacak bu işsizlik sendromu ?

pozzecco
Selam olsun size Paladinler, Amazonlar..Bir kaç alt sırada duyurusu bulunan bir arkadaşa cevap verirken, (duyuru= herkesin işi var mı ?) cevabımın uzadığını ve aslında benim de yazımı bir soru işareti ile bitireceğimi farkettim. Dolayısıyla yeni bir duyuru yazıp, durumu gerçekten benim kadar vahim b
Selam olsun size Paladinler, Amazonlar..

Bir kaç alt sırada duyurusu bulunan bir arkadaşa cevap verirken, (duyuru= herkesin işi var mı ?) cevabımın uzadığını ve aslında benim de yazımı bir soru işareti ile bitireceğimi farkettim. Dolayısıyla yeni bir duyuru yazıp, durumu gerçekten benim kadar vahim birisi var mı merak ettim..

Orijinal mesajım şu,

"söyleyeceğim iyi bir şey mi bilmiyorum ama yine de söyleyeyim; belki daha iyi hissedersiniz.
ben de düzgün sayılabilecek bir üniversitede ingilizce işletme ve daha düzgün sayılabilecek bir üniversitede executive mba okudum. ingilizce ve almanca biliyorum. sayısalcıydım lisedeyken; lise dediysem türkiye' nin sayılı anadolu liselerinden.
iyi görünüyor değil mi ?

değil..

Son 4 yılın 3.5 yılını işsiz geçirdim ve şu an hala işsizim. Arada bir eğitim kurumunda satınalma müdürlüğü yaptım, sonra işletme müdürünün malzeme alımlarında bir yolsuzluk yaptığını ortaya çıkarınca sepetlendim.

Bilmemkaç yıldır bilgisayar kullanıyorum; ingilizce ya da almanca her programı kullanabilirim, yabancılık çekmem ya da hemen alışabilirim..

Gelin görün ki gerçekten "iş" yok !! Yani Diablo II deki gibi biri bir lanet mi attı bana bilmiyorum ama bir türlü iş bulamadım. Hemen her kariyer sitesine üyeyim; hemen her gördüğüm işe başvurdum ki, buna garsonluk da dahil.. Düşünebiliyor musunuz ?

İlk başlarda kuyruğu dik tutuyordum; askerliğimi 24 yaşında bitirmiştim ve iki diplomam vardı ne de olsa.. İlk yıl hep endüstri ya da işletme mühendisliği ile ilgili iş aradım, direkt işletme ile ilgili olan işlere burun kıvırdım. kpss ye öylesine girip saçma sapan derecede yüksek puanlar aldım ama sanırım bir tercih falan yapılıyormuş; ilgilenmediğim için (devlette çalışmak istemiyordum) sürelerini kaçırmışım. İkinci yıl iş arama seviyemi düşürüp "bankacılık ya da finans da olabilir, napalım" dedim, öylece geçti o yıl. üçüncü yıl sağlık sorunları nedeniyle doğru düzgün iş arayamadım ama öylesine yaptığım bir başvuruda her şey denk geldi ve 6 ay o kurumda çalıştım; sonra dediğim gibi sepetlendim. Son 6 aydır da iş arıyorum.

sorunun nerede olduğunu bilmiyorum artık, kendimi olabildiğince geliştirmeye çalıştım; çalıştığım dönemde de hep insanlarla (o saygıdeğer (!) işletme müdürü hariç) iyi ilişkiler kurdum, işimi hep daha iyi yapabilmeye çalıştım.

eşeğin istemediği ot misali, öylesine yaptığım bir başvuru sonuç vermişken 3.5 yıl boyunca yaptığım tüm başvurular sonuçsuz kaldı.

lisede birlikte okuduğum kişilerin en hanzolarının bile bilmem ne kurumlarda ne uzmanlıklara atandığını görüyorum, kaldı ki yalnızca lisans okudular. Evlendiler ve çocukları var.

Bense hala diablo 2 oynuyorum ve yaşım 28. "

__________

Ne yapmalıyım dersiniz; burada mümkün olduğunca insanların sorularını yanıtlamaya çalışıyorum ama konu kendi sorum olduğu zaman cevap veremiyorum buna.

Seçenek 1: işletme ile ilgili alt seviye monoton işleri (muhasebe, pazarlama, bankacılık vs.) aramak

seçenek 2: işletme dışı iş aramak (gazetecilik ya da muhabirlik gibi)

seçenek 3: garo mafyan (bkz: defakto)

seçenek 4: herşeyi bırakıp diablo da level atlamaya çalışmak

seçenek 5: öss ye tekrar girip mühendislik okumak


ya da ne ? ne yapmalıyım, ne dersiniz ? / durumum o kadar vahim mi ?

ve son soru tabi; Türkiye de işsizlik sahi bu derece kötü boyutta mı ?
0
pozzecco
(06.05.11)
cok dikkatli okuyamadım zira gözlerim bile tam acık sayılmaz, evet işsizlik hakkaten vahim. kuzenlerim de senin kadar iyi yerlerden olmasa da üni mezunu, ve sacmasapan işlerde çalısan var, 27 yasında ev öğlanı modunda ergen kuzenleriyle takılan da. ama 2 dili bilmen cok cook buyuk avantaj, acaba yeterince iyi değerlendiremiyor musun kendini. eger yırtık bi tipsen, kesinlikle işletmeye devam derim. en rahat ordan para kazanılıyor, olmazsa bi fikir bul devlet destekli bi işletme aç. evdesin anladıgım kadarıyla, diabloyla ugrasana kadar fikir arakla bi yerlerden:) tekrar össye fln gerenk yok, iş aramaya devam ama yöntem değiştir. bu 2 dili iyi bildiğini varsayıyorum, mesela teknik ceviri işine gir. cok iyi para var.
kendin hakkında biraz daha bilgi verirsen bulabiliriz belki bişeyler.
0
heyamo
(06.05.11)
kendi isini yapma imkanin var mi? cok az sermaye ama bilgi ile yurutulebilecek bir is olabilir bu.
0
perkele
(06.05.11)
ha bu arada, olur ya lise arkadasları uzman. zaten tr'de 5+ kişilik her yerde calısan ya uzman ya mudur. takma kafaya, yarısma programlarında cok dikkatimi ceker. "kurumsal bi firmada .... uzmanıyım/muduruyum/mikiyim"
0
heyamo
(06.05.11)
6 senedir KPSS'ye gire çıka iyice yalama oldum.Hayata dair bi beklentim ve umudum yok.Sizin gibi benim gibi pek çok insan olduğu açık.Bende ne yapacağımı bilemez halde sabahtan akşama internette amaçsızca zamanı ve kendimi tüketmekteyim.İnsani ilişkilerim sıfır hatta eksilerde...

Özetle bende hemen hemen aynı durumdayım.
0
alınacaknikmikaldıaq!
(06.05.11)
@ heyamo / çok sağolun, teknik çeviri işine ingilizce ile girebilirim belki; almancam orta seviyede çünkü. Ama ingilizcem kpds 90 düzeyinde, herhalde yeterli olacaktır. (not: kpds de ne kadar gereksiz derecede kazık bir sınavdır !)
kendim hakkında ne söyleyebilirim.. biraz tuhaf bir tipim; yani şu 3 yıllık dönemde arabanın komple orta konsolunu söktüm, evi komple badana yaptım, yerdeki travertenleri falan kırıp mermer döşedim, ahşap doğramaları yeniledim vs vs.
biraz geleceğe dönüş deki emmett brown gibiyim, salak salak bir sürü icadım var evin içinde.
asosyal de değilim, biraz değişiğim işte.. "içimde bir mühendis yaşıyor" diyorum da kimse inanmıyor.. Hoş, içimde bir diktatörün yaşadığını da iddia ediyorum ama çok fazla dile getirmiyorum, neyse..
0
🌸pozzecco
(06.05.11)
@ perkele / piyasayı çok fazla tanımıyorum açıkçası; daha önce yapılmamış bir fikrim var gerçi, bir tema üzerine bir kafe açmak gibi ama tabi birikimim de çok fazla değil maalesef. yine de düşünülmeyecek bir öneri değil. sağolun.
0
🌸pozzecco
(06.05.11)
@ elxa / doğrusu gazeteciliği uzmanlık gerektirmeyen bir branş olarak düşünmedim, bilakis bence çok çok daha yetkin ve analitik düşünebilen kişilerin çalışması gereken bir meslek. medya bence beşinci güçten daha fazlası konumunda, özellikle de dezenformasyonun sıklıkla uygulandığı ve insanların şüphecilikten uzak olduğu bir ülkede. tematik bir alanda uzmanlaşabilirim diye düşünüyorum gazetecilik konusunda; zira sözlükte bir 7-8 yıldır yaptığım şeyi profesyonelleştirmek olarak düşününce çok mantıksız görünmüyor. Elbette aldığınız eğitime (iletişimde okuduğunuzu varsayarak) ve mesleğinize saygı gösteriyorum.
0
🌸pozzecco
(06.05.11)
@ alınacaknikmikaldıaq! / ne hoş, aslında "işsizler partisi" falan kurup siyasete mi atılsak, ne dersiniz ? Tabi bu durumda işsiz olmazdık ayrı konu.. Hımm.. Çelişki mi ?
0
🌸pozzecco
(06.05.11)
Siyasete atılacak kadar AKıllı olsam hemen derdim ama nerdeeeeeeee!!!.Ama siz veya başkaları dediğiniz partiyi kurup seçime girerlerse son iki seçimde oy kullanmamış ve kullanmayı düşünmeyen biri olarak 'Seni seçtim Pikaçhuu!' derdim.
0
alınacaknikmikaldıaq!
(06.05.11)
@ kulustur / elxa bir de diablo için iç karartıcı demişti; umarım sizin mesajınızı okumaz :)

Şaka bir yana, söylediklerinizde haklılık payınız yüksek. Gerçi outsourcing konusunda o derece iç karartıcı bir tablo olduğunu düşünmemiştim. Filipinler' e ya da uzak doğu' ya üretim hatlarının taşındığı ve bir şekilde yeni dünya düzeninin zaten düşük işgücü ücretleri üzerine kurulu olacağı bir gerçek, lakin işletme fonksiyonlarından finans ya da muhasebe departmanlarının da taşınması çok üzerinde durulması gereken bir konu. Çünkü şöyle düşünmekte fayda var; bu fonksiyonlar aslında yerel regülasyonlar ile iç içe olan ve ülke içindeki dinamiklerden birebir etkilenen departmanlar. Örneğin bir genelge yayınlanır ve bir stratejik işletme biriminin dolaylı vergisi değişir ve bunun anlık olarak işletmeye tebliğ edilmesi gerekir. bunun dönüşümünü düşünün; döngü trafiğini ve etkinlik kaybını. bürokrasiden hiç bahsetmiyorum bile.

muhasebe-finans bölümü yurtdışına taşınmış olan bir firma zaten yalnızca ismen türkiye de bulunuyor demektir. ülke ekonomisine yapıyor olduğu katkı tartışılır.

ithalat konusunda ben asla son tüketiciyi suçlamam, çünkü tüketici özgürdür ve istediğini seçmelidir. zaten ürününü doğru sunan, doğru bir pazarlama anlayışı benimseyen ve doğru yönetilen bir firma tercih edilmelidir; yaşamalıdır. işini doğru yapana bir şekilde prim verilmelidir.

Burada elbette üzerinde durulması gereken bir konu var; o da yerli firmaların yabancılar ile nasıl rekabet edeceği. Aslında bu konuda bize anlatılan çoğu şey doğru değil. Öncelikle yerli firmaların lojistik avantajları ve yerli tüketim kültürüne aşina olmaları sözkonusu. ayrıca devletin sübvanse ettiği alanlarda çalışılıyor olması ve bir çok teşvik imkanı olması. yabancı firmaların ise yeni pazara giriş konusunda riskleri vardır. örneğin tofaş' sınız ve iran pazarına girmeyi düşünüyorsunuz. Bu bir risktir.

demek istediğim şu; yabancı firmalar aslında maça 3-0 önde başlamıyor, belki 1-0. ama maçı geri getirmek için süremiz varken biz kendi sahamızda top çeviriyoruz. bu ülkede büyük firmalar da, küçük firmaların çoğu da doğru yönetilmiyor. yöneten adamların çoğu oraya haketmediği için geldiklerinden dolayı işlerini doğru yapmıyorlar. örnek "türk traktör" fabrikası olsun. Niçin bu ülkede hala massey ferguson ya da lamborghini satılıyor ? biz 70 yıl boyunca hala doğru düzgün; güvenilir bir traktör üretemediğimiz için. traktör yapıyoruz, üç günde dağılıyor. dağılmayanını yapıyoruz, ağır olduğu için çok yakıyor, bakımı geliyor parçası pahalı. çiftlik sahibi de gidiyor alıyor yabancı olanını, 20 yıl tıkır tıkır biniyor. örneği uyarlamak mümkün, bunun tek istisnası, dünyada marka haline gelmiş firmalarımızın ülkemizdeki en çok satanlar listelerinde alt sıralarda bulunması. bu da kaliteden çok algı sorunu ki, bunu da değiştirecek olması gereken pazarlama yöneticileri.

sahi, pazarlama dediğimiz şey nedir ?

kariyer.net ya da yenibiris e ilan veren ve "pazarlamacı" arayan yöneticilerin çoğu pazarlamanın ne olduğunu bile bilmez. onlar için önemli olan arabaya atlayıp "esnek çalışma saatlerine uyum sağlayabilmesi" dir. halbuki pazarlama bir süreç ve planlama işidir. hedef kitlenin seçimidir, uygun iletişim kanalının seçimidir. Türkiye de bireysel pazarlama yaygındır ama felaket derecede verimsiz çalışmaya mahkum bir tekniktir bu. kitlesel pazarlama da yalnızca prime-time kuşaklarına reklam vermek demek değildir.
Yanlış bilinen, yanlış yapılan ve müdahil olan kimsenin kendisini geliştirmediği bir alan bu.

Bir ülke hayal ediyorum, insanların işlerini düzgün yaptığı; yolsuzluklara bulaşmadığı, gerçekten hakeden insanların terfi ettiği ve bilgiye değer verilen bir ülke.. çok şey mi istiyorum acaba ?
0
🌸pozzecco
(06.05.11)
kulustur çok güzel özetlemiş.Sistem bozuk olduktan sonra Türkiye'nin dolayısıyla bizlerin geleceği maalesef karanlık.Aydınlığa çıkmamız için sadece ampülü değiştirmek ( o da şu an için olmaz gibi ) yetmez gibi geliyor bana.Komple Tesisatı yenilemek gerekiyor.Ama Nasıl?( O işin uzmanı değilim ahkam kesmek istemem.)Aynen kulustur'un dediği gibi üretmeden tüketmeye alıştırıldığımız bu düzende 'bindik bi alamete gidiyoz kıyamete!'

-Hadi hepimize hayırlı traşlar...
0
alınacaknikmikaldıaq!
(06.05.11)
İstediğiniz ürün Ütopik Hayaller Bölümümüzde maalesef kalmamış.Size Amerika’dan yeni ithal ettiğimiz bi alt modeli versek ?Hemi ucuz hemi de tam sizlik.Deneyin memnun kalmadığınız takdirde ürünümüzü 30 yıl sonra geri alıyoruz.Bence bu fırsatı kaçırmayın…
0
alınacaknikmikaldıaq!
(06.05.11)
merhaba,

pozzecco, seninkine benzer bir öğrenim geçmişim var. tek fark yüksek lisansımın bir kısmını yurt dışında yaptım.
izmirde türkiyenin en büyük firmalarından birinde çalışırken 4-5 ay önce istanbulda dünyanın en büyük firmalarından birine transfer oldum.

sonuç şu;
yerli firmalar çalışan profillerini düşük tutuyor.
ben yurt dışından döndükten sonra eski iş yerime başlayınca sepet havası çaldılar bana resmen. yöneticilerim hadi git de sen de biz de kurtulalım der gibi davrandılar. yüksek profilli, kafası çalışan vizyonu geniş adam istemiyorlar.
istanbula geldim, yabancı firma, gerçekten büyük güzel ama sahte bir güzellik bu. herkes -mış gibi davranıyor. kimse memnun ve mutlu değil. türkiye ayağının durumu iyi değil. herkeste işsizlik korkusu var. yıllarca çok ciddi paralar almışlar, yukarda yazıldığı gibi kredi üstüne kredi alınmış evler arabalar sıralanmış.
istanbulda inanılmaz bir finansal balon var. balonu da oluşturanların bir kısmı da gördüğüm kadarıyla orta ve üst seviye maaşlı çalışanlar. (bahsettiğim aralık 5-15 bin tl).
ayrıca akp ye düşünce olarak katılmasa da sırf düzenleri bozulmasın diye akp ye oy veriyor bu insanlar. şu anki şirketimde +40 yaş üstü herkes ortanın solu ama eminim ki %90ı akpye oy verdi (hatta biri bunu bana itiraf etti. chp den bizim parti diye sözeden bir adam)

senin birlikte okuduğun hanzo adamlar çok prim yapıyor. yöneticileri onları çok tutuyor çünkü adam tehlikeli değil. vizyonu dar, ne denirse yapıyor sorgulamadan. aslında bilmedikleri ancak bildiklerini sandıkları işlerde uzman da olurlar ilerde müdür de.

benim korkum bu adamların altında ezilmek, ki geleceğim öyle görünüyor. o yüzden şu anki işyerimden bile ayrılmayı düşünüyorum. benim de yaşım 28, kafamda planlarım var ve geç kalırsam bu planları gerçekleştirmem mümkün değil.
sen de kafandaki planları gerçekleştirmeye çalış, en azında dene.
0
badfan
(06.05.11)
hocam şu soruya cevap versene;
asgari ücretle bir iş yerinde iş başlayıp, gerektiğinde uykudan feragat edip, gerektiğinde ciğeri beş para etmez insanlara hizmet edip, gerektiğinde ağır iş yapabilir misin?
bu duyuruyu yazana kadar cevabın hayırdı sanıyorum, çünkü öyle olsaydı işsiz kalmazdı.
kusura bakma eğitim seviyesi senin gibi olan herkeste aynı düşünce var: "ulan o kadar okul okudum, yüksek lisans yaptım, müdürlükten aşağı çalışmam"
dimi?
bunu yenebilirsen o kadar çok iş varki.
0
etna
(06.05.11)
arkadaşlar kamuyu niye denemiyorsunuz? tamam maaşları özel sektör kadar değil ama yine de insanı geçindirir her gün türlü türlü uzman yardımcılığı ilanları çıkıyor. buralara girenlerin kalitesi sizlerin yarısı bile değil. hazine müsteşarlığı, kamu ihale kurumu vs bir sürü kurum var hem bu kurumların kalitesi de yükselirki şu anda maalesef baya düşük. en üst düzey kurumlarda bile çalışan kalitesi en iyi ihtimalle vasat olarak nitelendirilebilir.
0
heavysmoker
(06.05.11)
bende etna'ya katılıyorum. bazen gözü karartıp lise mezunlarını arayan firmaların ilanlarına başvuruyorum mesela, görüşmeye çağırıyorlar gidiyorum tamam yaparım ederim diyorum. çağrıyorlar gel başla. bu seferde vazgeçiyorum. niye? 600 lira maaş, 10-12 saat çalışma saati haftada bir gün tatil ve garsonluk iş.. olm ben manyakmıyım 2 üni. bitirmişsin bulduğun işe bak diyorum. ama öbür yandan da gittiğim güzel firmalar, yani eğitimime uygun bir iş (maaş önemli değil) veren firmalar da görüşmelerden sonra geri dönüş yapmıyorlar. bende o zaman burada duyuru açıyorum işte. ^^
0
daglien
(06.05.11)
(4)

Safranlı pilav yapmak hk.

pozzecco
Pilavın sapsarı görünmesi için ne kadar safran kullanmak gerekir, safranı nasıl hazırlamak gerekir ("1 gün sıcak suyun içinde beklet / x saat yağın içinde beklet / ufalayıp pilava ekle vs. şeklinde) bunları merak ediyorum.. Yardım edebilecek arkadaşlar varsa sevinirim.
Pilavın sapsarı görünmesi için ne kadar safran kullanmak gerekir, safranı nasıl hazırlamak gerekir ("1 gün sıcak suyun içinde beklet / x saat yağın içinde beklet / ufalayıp pilava ekle vs. şeklinde) bunları merak ediyorum.. Yardım edebilecek arkadaşlar varsa sevinirim.
0
pozzecco
(27.09.10)
tencerede kaynattığın 1 lt kadar sıcak suyun içine safranı (1 yada 1.5 çorba kaşıgı )atın ve kısık ateşte safranın kırmızı rengi suya çıkana kadar safranı kaynatın.sonra işte normal princi kavurunuca ( tabi başka bi tencerede) safranlı suyu süzgeçten süzüp koyun içine..yani ben böle yapıyorum.öyle yani.
0
lavitaebella
(27.09.10)
Anladım; safranı değil, sadece suyunu koyuyoruz öyleyse.. teşekkür ederim. ben pilavı pişirirken üstüne bir tutam atıp "niye boyamıyor" diyordum, öğrendiğim çok iyi oldu.. sağolun.
0
🌸pozzecco
(27.09.10)
evet kaynamış olan safranlı suyu koyucaksın:)süzmeyi unutma.
afiyet olsun :)
0
lavitaebella
(27.09.10)
Aman dikkat safran libidoda artış yapar her iki cinsiyet için de :))
0
cnky
(27.09.10)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.