Giriş
(2)

Sabiha Gökçen'den Kartal Cemevi'ne nasıl giderim?

mkrn
1 - Toplu taşıma seçeneği var mı? Çok mu uzun sürer?2 - Taksi ile ne kadar tutar?Teşekkür ederim.
1 - Toplu taşıma seçeneği var mı? Çok mu uzun sürer?

2 - Taksi ile ne kadar tutar?


Teşekkür ederim.
0
mkrn
(03.03.16)
sabiha gökçen'den e9'a binip kartal'da inin. minibüs yoluna doğru yürüyün. 10-12 lira filan tutar taksiyle.
0
solskjaer
(03.03.16)
1. E9 numaralı belediye otobüsüne bin, Kartal iskele'de in. İndiğin yerin biraz gerisinde dolmuş yığınları göreceksin.
2. Oradan jawa - Cemevi dolmuşları kalkar, ona bin.

çok uzun sürmez.

havalimanından taksiyle 70 lira gibi bir şey tutar. Dediğim şekilde yaparsan 4,5 TL + 1,75 TL tutar.

------

veya,

1. E10'a binersen, Kartal Köprüsü'nde inersin.
2. Köprüye çık, sahile giden istikamette herhangi bir dolmuşa bin, son durakta in.
3. Jawa dolmuşuna bin.
0
tabudeviren
(03.03.16)
(13)

Arkadaşım kanseri atlatmaya çalışıyor. (Kitap Önerisi)

mkrn
Aynı şehirlerde değiliz. Ona çiçek gönderemem çünkü hastane kabul etmiyormuş. Kitap göndereyim dedim. Aklıma gelen ve araştırdığım tüm kitaplar sanki kanser hastasına uygun değil ya onu yoracak kadar ağır, ya içinden geçen ölüm-kalım durumları var. Ona göndereceğim kitap, onu neşelendirsin. Rahatç
Aynı şehirlerde değiliz. Ona çiçek gönderemem çünkü hastane kabul etmiyormuş. Kitap göndereyim dedim. Aklıma gelen ve araştırdığım tüm kitaplar sanki kanser hastasına uygun değil ya onu yoracak kadar ağır, ya içinden geçen ölüm-kalım durumları var.

Ona göndereceğim kitap, onu neşelendirsin. Rahatça okusun, okurken biraz zihni dağılsın. Ona umut versin. Moral olsun.

"Küçük Mucizeler Dükkanı" gibi yapış yapış iyimserlik pompalayan kitapları ikna edici bulmuyorum, gerçekçi olsun.

Önerebileceğiniz kitapları yazar mısınız?
0
mkrn
(21.01.16)
Szpilman'dan piyanist olabilir derim
0
placebo z
(21.01.16)
@ placebo z

eminim harika bir kitaptır ama onun için biraz kasvetli olabilir mi? ayrıca filmini de izlemiştir şüphesiz. elbette kitabını okumakla filmini izlemek farklı şeyler ama ben daha farklı bir kitap arıyorum.

çok derin edebi bir eser olmasına gerek yok. biraz neşelenmeye ihtiyacı var.
0
🌸mkrn
(21.01.16)
Geceye Övgüler-Novalis
0
harvey
(21.01.16)
Terry pratchett -diskdünya yollayın. Umutla alakası yok ama aşırı eğlenir.
Neil Gaiman da olabilir, hem sürükleyici hem güzel.
0
whoosie
(21.01.16)
Louse L. Hay kitaplarını tavsiye ederim. pozitif gücün büyüsü, düşünce gücüyle tedavi..

www.kitapyurdu.com
0
yaramazkediyim
(21.01.16)
Metin Hara "Yol"
0
SiyamkedisiZorro
(21.01.16)
louise hay +1
kendisi de kanser hastasıydı ve bunu yendi, sonra bunu kitaplaştırdı.

eğlenceli bir kitap olarak don quijote'u tavsiye ederim. YKY'den.
0
dahinnotha
(21.01.16)
harry potter

edit: ne zaman okusam yaşadığım hayattan uzaklaşıp o dünya'ya gidiyorum sanki. bence çok etkilidir hayallere dalma konusunda
0
insomni4c
(21.01.16)
Valla ben de harry potter serisi demek isterim. Çocuk kitabı gibi gelebilir ama değildir. Her kitabın sonunda filmini de izler belki hem.
0
physcos physcos
(21.01.16)
Şu kadının kitabı: www.hurriyet.com.tr
0
dessy
(21.01.16)
kelebek
0
cashiz
(22.01.16)
Yaşama Çevrilen Pedal



Okumadım, bir gazete vermişti yıllar önce. Sora kaybolduğu için okuyamamıştım.
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(22.01.16)
harry potter
0
isabel
(22.01.16)
(5)

yarın izmir - istanbul arası

mkrn
yolculuk yapmak güvenli olur mu sizce?arkadaşım yılbaşı için gelecekti. ancak meteorolojiye baktığımda yolda hep kar yağışı gösteriyor. kar olsa da yollar açılmış ve tuzlanmış olur mu?
yolculuk yapmak güvenli olur mu sizce?

arkadaşım yılbaşı için gelecekti. ancak meteorolojiye baktığımda yolda hep kar yağışı gösteriyor. kar olsa da yollar açılmış ve tuzlanmış olur mu?
0
mkrn
(30.12.15)
Biz de van-erzurum arası sürmeyi planlıyoruz. Anayol sonuçta. Karayolları orayı açıp tuzlamayacak da evinde kahvesini alıp karı mı izleyecek. Bence bi sıkıntı çıkmaz. Özellikle ist-izmir arası daha işlektir ve daha çok önem verilir diye düşünüyorum.
0
olutaklidi
(30.12.15)
suan kar varmış yolda (gebzeden cıkan bir söforumuz ole dedı)
0
gaspetizm
(30.12.15)
İzmir-istanbul arası kara saplanıp geceyi Balıkesirde geçirmişliğim var yıllar evvel.Kar lastiğin yoksao yol hiç masum değil.Kar lastiksiz çıkma
0
turkuaz
(30.12.15)
geçen yıl izmir-istanbul güzergahında bulunan bursa-karacabey arası 5,5 saat kapalı kaldı, büyük araç kaza yaptığı için.
0
Absinthe75c
(30.12.15)
az önce izmir istanbul yolundan geçtim. bence yarın hiç uygun olmayacak gibi görünüyordu.
0
apurucikipi
(30.12.15)
(4)

12 gb kotayı 5 günde doldurmuşum.

mkrn
12 gb kotayı 5 günde doldurmuşum.interneti kullanan 3 akıllı telefon var. sadece akşamları işten sonra internete giriliyor. bir de pc var. onu da 60 yaşındaki anne kullanıyor. facebook ta takılıyor.film izlemiyoruz. youtube'dan, facebooktan kısa videolar izliyoruz. onun dışında instagram takılıyoruz
12 gb kotayı 5 günde doldurmuşum.

interneti kullanan 3 akıllı telefon var. sadece akşamları işten sonra internete giriliyor. bir de pc var. onu da 60 yaşındaki anne kullanıyor. facebook ta takılıyor.

film izlemiyoruz. youtube'dan, facebooktan kısa videolar izliyoruz.

onun dışında instagram takılıyoruz.

hiçbirşey download etmiyoruz.

ama nasıl oluyorsa kotayı ilk 5 günde aşıyoruz?
0
mkrn
(09.12.15)
kardeşim yeni bilgisayar aldığında eski bilgisayarını da diğer kardeşime verdi, ikisinde de dropbox açık kalmış, 1-2 günde 50gb trafik olmuştu. Bu şekilde veri senkron eden bir uygulama varsa normal.

ayrıca benim günlük trafiğim o kadar, 5 gün için normal bence.
0
kimlanbu
(09.12.15)
Uygulama update'lerinin de etkisi olabilir. Ama her telefondan maks 500 MB inmiştir ondan dolayı. Kısa videolara fazla mı abandınız nedir? Pek normal değil.
0
long live rock n roll
(09.12.15)
• Kota sayaclari, özellikle ttnetin, bildigin gibi islemiyor. Yani bilgisayarina 1 gb indirdiginde, ttnetin sayacini kontrol ettigimde, 1.2~1,5 gb civarinda download yapilmis görünüyor. elbette teyit, baglanti vs gibi diger konular mevcut ama gene de sistemin bunu optimize etmesi gerekirdi. o yüzden 12 gb degilde 10 ya da daha az islem yapmisiz gibi bakin.

•sistemin arka planinda bolca güncelleme, islem bulunur. antivirüsler sürekli güncellenir, windows kendini sürekli günceller, benzer birkac sey daha var. ayni sekilde telefonlar da yapar. farkinda olmadan bir sürü güncelleme olmus olabilir. bilgisayara da benzer, down up sayaci kur, modem arayüzünde de olabilir benzer bir sey, ordan da takip edebilirsin. isp'nin verdigi ya da sundugu arac, cok seyrek güncelleniyor. ttnet icin 24 saate yakindi seneler evvel, kac gb kullanilmis ertesi gün güncelleniyordu bu bilgiler.

•telefonun ayarlarinda mobil data ve wifi icin ne kadar data hacmi kullanilmis, bunun yazdigi bir bölüm vardir. bir bakin, toplayin, ne kadar ediyorlar?

•youtubeda kisa videolar sorun degil. 480 ile saatlerce seyrettigim sey icin gereken interneti 4k birkac video ile de bitiririm. önemli olan facebookmus suymus buymus degil. indirdiginin sayisi degil, niteligi önemli.

•ben o kotayi neredeyse her gün asabilirim. inanilmaz bir sey degil. yipratma kendini.
0
aynadakiyabanci
(09.12.15)
ttnet'se doğrudur. bilgisayarı tamire versen gidiyor o kadar kota.
0
desdinova
(09.12.15)
(2)

sizce seferler iptal olur mu?

mkrn
Yarın Marmara'da lodos fırtınası nedeniyle THY 103 seferini iptal etmiş. Listeye baktım hepsi Atatürk Hava Limanından kalkacak ya da oraya inecek uçuşlar. Yarın sabah 8'de İzmir'den Sabiha Gökçen'e Pegasus ile uçuyorum. Tecrübeli gezginler ne dersiniz? Benim uçuş da iptal olur mu?
Yarın Marmara'da lodos fırtınası nedeniyle THY 103 seferini iptal etmiş. Listeye baktım hepsi Atatürk Hava Limanından kalkacak ya da oraya inecek uçuşlar.

Yarın sabah 8'de İzmir'den Sabiha Gökçen'e Pegasus ile uçuyorum.
Tecrübeli gezginler ne dersiniz? Benim uçuş da iptal olur mu?
0
mkrn
(30.01.15)
İzmir-İstanbul/İstanbul-İzmir en az 40 kere uçağa binmişimdir. Hepsi de Pegasus'tu hiç iptal olmadığı uçağım, olmaz herhalde.
0
once
(30.01.15)
lodos güneybatıdan esiyi. sabiha gökçen de gb yönünde. crosswind yok. hayırlı kazasız belasız uçuşlar inişler dilerim şimdiden.
0
namus ninjası
(30.01.15)
(8)

hmm evet anlatmıştın

mkrn
Başından geçen bir olayı, aklından geçen bir fikri, bir anıyı, önemli ya da önemsiz herhangi bir konuyu, günaşırı ama hiç yılmadan defalarca başa sarıp sanki ilk kez anlatıyormuş gibi hevesle anlatan insanlara siz de uyuz oluyor musunuz?100. Baskıyı tekrar dinlerken zaman kaybediyormuş, beyin hücrel
Başından geçen bir olayı, aklından geçen bir fikri, bir anıyı, önemli ya da önemsiz herhangi bir konuyu, günaşırı ama hiç yılmadan defalarca başa sarıp sanki ilk kez anlatıyormuş gibi hevesle anlatan insanlara siz de uyuz oluyor musunuz?

100. Baskıyı tekrar dinlerken zaman kaybediyormuş, beyin hücrelerinizi kaybediyormuş gibi hissediyor musunuz?

Konuya başladığı anda, kibarca "hmm evet anlatmıştın" dediğinizde bile hız kesmiyorlarsa ve siz her durumda bu insanlarla muhatap olmak zorundaysanız, dişinizi sıkıp tekrar tekrar aynı şeyi dinliyor musunuz?

Bu durumdan kurtulmak için geliştirdiğiniz yöntemler var mı?

Teşekkürler.
0
mkrn
(01.11.14)
ben ilk defa anlatıyormuş gibi davranıyorum ve dinliyorum, üzülmesin diye.
0
rock n roll
(01.11.14)
rock n roll +1
ben de unutup anlatıyorum bazen birine bir şeyi bir kez daha. oluyor öyle.
0
iste o kavunici balik
(01.11.14)
Ben de tekrar tekrar ilk günkü gibi anlatanlardanım. "Hmm, evet anlatmıştın" denirse kesiyorum ama bana yapılırsa ilk günkü zevkle dinliyorum. Ben zaten kitapları iki kez okurum, filmleri 4-5 kez izlerim ilk heyecanla.
0
aychovsky
(01.11.14)
Ben normalde bile dinlerken sıkılıyorum insanları, o yüzden bu tarz durumlarda hemen anlatmıştın o mevzuyu der, keserim.
Ama sanırım zaman zaman ben de yapıyorum aynı şeyi, anlattığımı unutup tekrar anlatıyorum. Bunu anlattıydın diyen insanlar oluyor bana da.

Ekleme: Lakin bundan daha kötüsü bence bir şeyi çok eski tarihten başlayarak anlatan insanlar. Misal sevgilinle aran nası diye soruyorsun, birlikte olmaya başladıkları ilk günden alarak bütün ayrıntılarıyla anlata anlata günümüze geliyor adam. İşte o tiplere sinir olmanın ötesinde dillerini kesmek istiyorum.
0
buff
(01.11.14)
Ben de unutuyorum bazen, üzmemek, kırmamak için dinliyorum. Annem mesela aynı konuyu haftada 10 defa anlatır. Ne yapalım dövelim mi. Anne işte idare edioz
0
fistikliemenems
(01.11.14)
ben de yapıyorum bunu ya :( bir sürü hikayesi olan, anlatmayı seven birisiyim. bazen hangi hikayeyi kime anlattığımın çetelesini tutamıyorum, "anlattın bunu" dedikleri zaman susuyorum. çok kızmayın bize ya, unutuyoruz işte :( ben zaten yeni tanıştığım insanlara söylüyorum, ben hangi hikayeyi anlatıp hangisini anlatmadığımı unutuyorum bazen, anlattığım bir şeyi tekrar anlatmaya başlarsam uyarın beni diyorum.

"anlatmıştın" diyince kesmiyorsa manyak olabilir, o ayrı.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(01.11.14)
2 defa anlatan değil de 100 defa anlatana denk gelirsem benim de beyin hücrelerim ölüyor gözlerim arkaya kayıyor.

Bu durumlarda o söylemeden lafını kesip anlattıklarını ona geri söylüyorum, çok etki etmese de frenliyor.
0
emirkulu
(01.11.14)
Coook uzun degilse ve deger verdigim biriyse 1000. Baski anlatsa da dinlerim. Insanlar bazen dinlenilmek istiyor. Anlattikca desarj oluyorlar. Bu da ihtiyac.
ayni sekilde bazen ben de anlatip dururum cunku.

Bilincli yapilan bi bencillik degil bence, insanlik hali.
0
rayde
(01.11.14)
(2)

yoga üzerine...

mkrn
yoga yapmak istiyorum. derdim kilo vermek değil. oturarak çalışıyorum o kadar hareketsizim ki artık tüm eklemlerim kazık gibi oldu. omuzlarım, kollarım, hantallaştığımı hissediyorum. haftanın 6 günü çalışıyorum, durmadan vakitsizlikten yakınıyorum.bir yoga programına başlasam, zaman yaratabilir miyi
yoga yapmak istiyorum. derdim kilo vermek değil. oturarak çalışıyorum o kadar hareketsizim ki artık tüm eklemlerim kazık gibi oldu. omuzlarım, kollarım, hantallaştığımı hissediyorum. haftanın 6 günü çalışıyorum, durmadan vakitsizlikten yakınıyorum.

bir yoga programına başlasam, zaman yaratabilir miyim bilmiyorum.

biraz esner miyim? kendimi daha iyi hisseder miyim? yoga yapan var mı? deneyimlerinizi merak ediyorum.
0
mkrn
(01.03.14)
yoga yapma, pilates yap. sabahlari 20 dk yeter. youtube'de windsor pilates diye arastirip baslangic serilerinden baslayabilirsin.
0
brawler
(01.03.14)
Rahatlatsınız , esnersiniz ve daha rahat hareket edersiniz.

Haftada bir iki saat ayırsanız bile yeter .


Emin olun farkı hissedeceksiniz
0
colorwithnotexist
(01.03.14)
(4)

boynuma bi el atın be

mkrn
selam duyurunun hipokratları,sabah uyandığımdan beri, boynumdan başlayıp sırtıma kadar inen bir tutulma yaşıyorum. sabah uzun kollu bir tişörtle yürüdüm belki kaslarım biraz yumuşar diye, ağrı kesici içtim, kas gevşetici krem sürdüm. ama hala boynum ve sırtım canımı yakıyor, hareketlerimi kısıtlıyor
selam duyurunun hipokratları,

sabah uyandığımdan beri, boynumdan başlayıp sırtıma kadar inen bir tutulma yaşıyorum.

sabah uzun kollu bir tişörtle yürüdüm belki kaslarım biraz yumuşar diye, ağrı kesici içtim, kas gevşetici krem sürdüm. ama hala boynum ve sırtım canımı yakıyor, hareketlerimi kısıtlıyor.

başka ne yapsam da hemen geçse?
0
mkrn
(03.09.13)
hamamda yada saunada terle sonra muhafaza et derim ama böyle bir imkanın olma olasılığı düşük şu an için, bence sıcak tut ağrıyan bölgeleri fazla terleyip rüzgara kalma daha kötü olur.
0
basond
(03.09.13)
masaj yaptır güçlü kuvvetli birisine
klimalı ortamda fazla kalma
sıcak masajlı duş sonrasında boynu kapatacak kıyafetler
0
[silinmiş]
(03.09.13)
krem sürdükten sonra havlu ütüleyip koyun sıcak sıcak ama sakın üşütmeyin sonrasında sıcak tutmaya çalışın.

havlu imkanınız yoksa sıcak saç kurutma makinası tutmak da işe yarayabilir.
0
strawberry first
(03.09.13)
Fast jel sürüp bol bol sevgilinize ovdurun boynunuzu ehehe
0
smokee
(03.09.13)
(2)

duyurunun bakımlı kadınları,

mkrn
saçlarımın orjinal rengi koyu kestane idi. ancak saçımın özellikle tam da önünde bir tutam tamamen beyaz. bu beyaz ile lise yıllarında tanıştım. üniversite, iş derken de hep kızıl hatta kırmızı tonlarına boyattım. en sonunda baktım saçlarımın lüleleri kendinden geçmiş halde, boyayı bıraktım. saçları
saçlarımın orjinal rengi koyu kestane idi. ancak saçımın özellikle tam da önünde bir tutam tamamen beyaz. bu beyaz ile lise yıllarında tanıştım. üniversite, iş derken de hep kızıl hatta kırmızı tonlarına boyattım. en sonunda baktım saçlarımın lüleleri kendinden geçmiş halde, boyayı bıraktım. saçlarım uzadı uzadı ve ben özellikle önümde dikkat çeken beyazıma alıştım.

ancak değişiklik yapmak uğruna, geçen ay açık çikolata kahveye boyadım. çok da beğendim. tabii artık her ay beyazlarım kendini gösteriyor, boyaya devam etmem gerekiyor.

sorularım;
1. siz beyazlarınızla nasıl baş ediyorsunuz? ne sıklıkla saç boyuyorsunuz?
2. "ombre" denilen işlemi yaptırsam bu renk geçişi beyazlarımı biraz daha kamufle eder mi? belki her ay değil de iki ayda bir boyatabilirim diye ümidediyorum. deneyen var mı?
beğendiğim ombre örnekleri
pinterest.com
pinterest.com
0
mkrn
(17.05.13)
Kamufle eder mi bilmiyorum ama fotoğraftaki örnekler çok güzel yaptır bence :)
0
kaçanbalık
(17.05.13)
bence çok güzel ve doğal duran modeller ve renkler.
öndeki beyaz tutama belki su sekilde bi faydası olur,linkteki gibi bir açma işlemi yapılırsa,yani öndeki tutam da açılırsa açık renk içinde beyazlar çıkmaya başlasa bile koyu renge göre daha az göze çarpar.
thebeautythesis.com
ön tutamların da rengi açık görüyorsunuz.işe yarayabilir gibi geldi bu şekilde.
0
demoniclewinsky
(17.05.13)
(3)

düğün fotoğrafı çekmek için...

mkrn
kullanacağınız fotoğraf makinesinin ne gibi özellikleri olmalı?ilgimi çektiği için amatör olarak bu konuya yoğunlaşmak istiyorum. grafik tasarım yaptığım için görsel editlemek, görsellerden katalog hazırlamak kolaylıkla yapabileceğim işler. ancak bir fotoğraf makinesi almam gerekiyor. mesela canon e
kullanacağınız fotoğraf makinesinin ne gibi özellikleri olmalı?

ilgimi çektiği için amatör olarak bu konuya yoğunlaşmak istiyorum. grafik tasarım yaptığım için görsel editlemek, görsellerden katalog hazırlamak kolaylıkla yapabileceğim işler. ancak bir fotoğraf makinesi almam gerekiyor.

mesela canon eos 650d fotoğraf makinesi ve makine ile gelen 18-55 MM Lens ihtiyacı karşılar mı? bir de balık gözü lens mi almalı? açıkhavada çekeceğim fotoğraflar için başka aksesuarlara ihtiyacım olur mu?

şimdiden teşekkürler...
0
mkrn
(13.05.13)
650d olabilir lens 17-70 olsa çok daha iyi. ayrıca asıl ihtiyacın olan harici flash - difusor ve yedek piller.
0
orpheus
(13.05.13)
Bu tarz fotoğraf çekimlerinde her ne kadar makina önemli olsa da asıl önemli olan konu senin hangi ışıkta nasıl çekeceğini bilmendir. Ama 50mm F1.8 veya 1.4 lens kesin olsun. Arka planı flu olan fotoğraflar için idealdir ve bu fotoğraflar çok beğenilir. Ek olarak orpheus'un bahsettiği gibi 17-70mm f2.8 bir lens te aynı görevi yapabilir. Ayrıyetten yanında yansıtıcı olur ise güneş ışığını konu üzerine yansıtarak güzel renkler yakalayabilirsin.
0
sbryldrm
(13.05.13)
canon 500d + 18+55mm lens ile kuzenimin nisan ve dugun fotograflarini ben cektim. Gunduz ve golgede cekeceksen elindekiler yeterli bile olur. Gonul isterdi ki full frame bi aletle cek ama hayat sartlari :P

Asil onemli olan nokta, raw formatinda cekip photoshop ile editlemek.
0
she was my baby
(13.05.13)
(14)

iş görüşmesi (bunu da gördüm)

mkrn
marmara üni'den mezun olduktan sonra hem grafik tasarım hem de editör olarak yayınevlerinde, sonrasında reklam ajanslarında çalışmaya başladım. neredeyse 10 senelik bir birikime sahibim. şahaneyim, muhteşemim demiyorum elbette, ama işimi düzgün yaparım. hayatıma son birkaç ayda daha farklı bir yön v
marmara üni'den mezun olduktan sonra hem grafik tasarım hem de editör olarak yayınevlerinde, sonrasında reklam ajanslarında çalışmaya başladım. neredeyse 10 senelik bir birikime sahibim. şahaneyim, muhteşemim demiyorum elbette, ama işimi düzgün yaparım. hayatıma son birkaç ayda daha farklı bir yön verdim ve artık istanbul'da değil izmir'de yaşıyorum.

biliyorum ki zaten istanbul'da kolay değil benim sektörümde var olmak, izmir'de çalışma koşulları daha da az.

dün yaptığım ilginç bir iş görüşmesini paylaşmak isterim. kendi alanımda bir personel aranıyormuş. yaşadığım yerin neredeyse 2 saat uzağında. evet izmir çoook büyük bir şehir sayılmaz ama körfezin alakasız iki ucundayız. diyalog özetle şöyle gelişti.

- mkrn hanım, çalışmalarınız çok güzel. ekibimizde olmanızı çok isteriz.

- çok sevindim. peki çalışma koşullarınız?

- biz sabah 8'den akşam 7'ye kadar çalışıyoruz. cumartesileri de aynı şekilde 7'de çıkıyoruz. zaman zaman mesai'ye de kalabiliyoruz.

- hmmm

- izmir'de maaşlar istanbul'dan çok daha düşüktür. umarım istanbul'daki rakamları düşünmüyorsunuz.

- arada fark olduğunu biliyorum elbette. düşündüğünüz rakam?

- 800 - 1000 arası maaş düşünüyoruz.

- 800 mü? yol? yemek?

- yok, yola yemeğe karışmıyoruz. ama isterseniz öğlen yemeklerini evden getirebilirsiniz. öyle bir rahatlık var.

- haa, iyiymiş!

- ehi ehi, maaş düşük biliyorum, siz gelin bir başlayın, biz planlarımızı hayata geçirmeye başlayalım, mutlaka maaşınızı düzeltiriz.

e be pezevenk, sen köle mi arıyosun? çok duyduk gelin başlayın sonra maaşınızı artırırız laflarını. len iki saat yol git, iki saat yol gel, cumartesi de çalış, yol yok, yemek yok. neymiş? 800 - 1000 arası maaşmış, dergi çıkartacakmışsın!

ülen amele çalıştırsan bir ay, bakalım asgari ücrete çalışacak mı? okudum lan ben 5 sene okudum, dirsek çürüttüm o macintoshların başında. kamburum çıktı çalışcam da kiramı ödiycem, faturalarımı ödiycem diye.

800 liraymış insan söylemeye utanır lan! yoldu yemekti düş 300 lirayı 500 liraya mı çalıştıracaksın a şerefsiz? insan o parayla kirasını da öder, faturalarını da, bir de hergün kordonda midye dolma - bira yapar, gene de bitiremez.

kimseye çaktırmıyorum, dalgamı geçiyorum ama çok sinirim bozuldu be duyuru sakinleri.
0
mkrn
(30.04.13)
rezalet tabii. kabul etmemeniz iyi. kabul etmeden ağızlarına sıçmamanız kötü.

istanbul'da ne kadar alıyordunuz? çalışma koşullarınız neydi?
0
sen git ben geliyorum
(30.04.13)
bunlari o herifin suratina karsi da soyledin mi
0
crucio
(30.04.13)
@crucio, hayır söylemedim. pis pis güldüm sadece.

@sen git ben geliyorum, istanbul'da en son çalıştığım ajansta cumartesileri tatildi. elbette iş yoğunluğu varsa ne cumartesi ne gece ne gündüz farketmezdi çalışırdın. yemek ve yol karşılanırdı. maaşı da çok parlak olmasa da ortalamaydı. en azından biraz daha hakkını verirlerdi.
0
🌸mkrn
(30.04.13)
güzelim İstanbul'u bırakırsan öyle olur :P şaka bir yana bazı mesleklerde şehir çok önemli. ben küçük bir ilçede yaşıyorum mesela kendi mesleğimi yapabileceğim sadece bir yer var, orada çalışıyorum mecbur. benim durumum okumuş biri olarak gene iyi sayılır, işçiler falan ort. 500-700 tl ye çalışıyorlar ve kendilerini şanslı görüyorlar. okul seçerken nasıl düşünüp taşındıysak, yaşadığımız yeri seçerken de öyle planlı olmak gerekiyor aslında. tabii hayat buna izin verirse.
0
yue
(30.04.13)
İzmirde 2 sene önce benzer bir durum yaşamıştım
anadilin gibi inglizce bileceksin, dünya kadar cihaz (biz laboratuvarcıyız) bileceksin, bi yandan araştırma geliştirme bi yandan rutin testler önerilen maaş asgariden bir tık üstte
yanarım yanarım da adama höykürmediğime yanarım.
Artık höykürüyorum :) çözüm deil elbette ama en azından içinize dert olmuyor
valla tavsiye ederim ben gayet işveren olduğunu iddia eden esasen köle arayan bu münasebetsizlere dalga mı geçiyorsunuzla başlayıp, bu koşullarda o maaşa adam bulabilirseniz parasını vereyim bi tanesi de bana çalışsına giden
işçinin yemeğini vermeye mecbursunuz (yasal olarak mecburlar bal gibi) ile devam eden adam cevap verirse daha da şirretleşen bi şekilde resmen kavga ediyorum..
Ediniz gülümsemeye filan çalışmayınız rahatlarsınız hiç olmazsa.
Umarım gönlünüze göre bi yer bulursunuz.
0
niye ama
(30.04.13)
o adama 2 katını verelim aynı koşullarda kendisi çalışsın. kodumun evladı..
0
atrin
(30.04.13)
İzmir'de bu grafikerlik vs. konusunda çok büyük çakallıklar dönüyor. Size "para mühim değil" ayakları yapacaklardır muhtemelen. "Siz bir başlayın da..." diye devam eder bunlar. Ne yazık ki bu işten İzmir gibi bi yerde para kazanmak çok mümkün değil. Yemek konusu da adamların insiyatifine kalmış. Kurumsal bir yer değilse çok sıkıntı çekiyorsunuz. Ama tavsiyem özellikle ajanslardan uzak durun. İzmir'deki ajansların hemen hepsi çakaldır. Grafikeri köle olarak ve geçici eleman olarak görürler.
0
afterdark
(30.04.13)
ogle yemegini evden getirme gibi bir rahatlik varmis aga niye oyle diyorsun. bak yasak degil evden yemek getirmek woow. allahim sabir ver. buzdolabi+ mikrodalga zaten yemek cikmayan heryer bulunduruyor. cay kahve makinesi keza, bunlar simdi arti mi olmus. sefil haldeler demekki. keske cemkirseydin yuzune, aciktan dalga gecseydin.
0
eick
(30.04.13)
yarın 1 mayısa gelin lan madem. hepinize söylüyorum.
0
ismail yk
(30.04.13)
herkes çok kibar davranmış ama ben dayanamayacağım, bunlar tam orospu çocukları. neden ağızlarının payını vermedin ki
0
girl in a coma
(30.04.13)
o paraya hic bir is yapmadan sadece ofise bile gidip gelmem got diyip laaak diye kapiyi carpip ciksaydin.
0
rentts
(30.04.13)
köylü kurnazı diye bir laf vardır. çok gördüm bunlardan, seninki de aynı soydan gelme demek ki. 3-5 kuruşun hesabını yapıp şirkete tasarruf ettirdiğini düşünerek bir de göğsünü gere gere anlatır arkadaşlarına, çevresine. bazen öyle şeyler görüyorum ki, herşeyi istiyor, hiçbir şey vermiyor. ya hadi şirket büyük olsa, CV'ne koyunca bişeye benzeyecek olsa neyse, bir nebze katlanır insan gelecek için. ama bunlarda o bile yok. neye güveniyorlar anlamıyorum.

piyasanın boktanlığını fırsat bilen bir sürü şirket kriz zamanları imkanları olsa bile ücretleri düşürüyorlar. bir arkadaş vardı 2,5 maaşı 800'e düşürdüler 3-4 sene önceki krizde. ister bu paraya çalışırsın, istersen de başka bir iş bulabiliyorsan s*ktirip gidersin diyorlar. e tabii kimse gitmeye cesaret edemediği için de işlerine geliyor bu durum.

sözüne sadık, çalışanın hakkını veren şirket bulmak istanbul'da bile zorken, izmir'de daha da zordur diye tahmin ediyorum. allah bolca sabır versin sana, ne diyim :\ umarım o bahsettiğim düzgün şirketlerden birine denk gelirsin tez zamanda.
0
loveinaflipbook
(30.04.13)
" Bu paraya gunde bi kez sadece firmaniza gelip osurmam bile "

Deseydin keske hafif gulumseyerek ve sakin bi sekilde..
0
kennym
(30.04.13)
net tabirle orospu çocuğu diyebiliriz adam için. hak yiyen şerefsiz haysiyetsiz piç. neyse
benim de aklıma cv'mi incelemeden jr. diye çağırdıkları zaman geldi. ulan insan bakar nerelerde çalışmış etmiş şuan nerede çalışıyor diye. 1 saat ibnelere konferans vermiş sıçmıştım ağızlarına. istanbul da baya büyük bir dijital ajanstı bu.

bu tipteki insana benzeyen bakteriler tutturabildiğine girişiyorlar işte.
sen de hata yok şekerim. bozma moralini elbet doğru düzgün bi yer çıkıyor. perfect olmuyor ama en azından askari müştereklerde anlaşıyorsun.

keşke istanbul da kalsaymışsın. kısmet.
gerçi istanbul da izmirli ajanslar gördüm. aynı izmir kafasını burada yaşıyor pezevenkler. izmirlileri severim egeliyik ama yani pinti pezevenksin işte.
0
fukka
(30.04.13)
(4)

bilgisayarımı kırmadan önce...

mkrn
yetiştirmem gereken acil bir iş var. ve bilgisayarım içinde hiç bir belge olmamasına rağmen ağzına kadar dolu görünüyor ve çalışmayı yürütemiyorum.çöp kutusunu boşalttım, CCleaner ile ıvır zıvırları sildim. hala bana mısın demiyor. evet, format atılması lazım ama şu anda format için hiç zamanım yok.
yetiştirmem gereken acil bir iş var. ve bilgisayarım içinde hiç bir belge olmamasına rağmen ağzına kadar dolu görünüyor ve çalışmayı yürütemiyorum.

çöp kutusunu boşalttım, CCleaner ile ıvır zıvırları sildim. hala bana mısın demiyor. evet, format atılması lazım ama şu anda format için hiç zamanım yok.

şu anda bilgisayarımda windows 7 yüklü. ayrıca kendisinin canını okuyan fotoşop, illustrator gibi programlar var. onları silemem çünkü şu anda onlarla çalışıyorum. illustratordaki dökümanı pdfe çevirmeye çalışıyorum ancak hafıza dolu uyarısı alıyorum.

C'de 645 mb boş alan kaldı ki bsayardaki tüm belgeleri sildim. D'de 69 gb boş alan görünüyor ama sanırım bana bir hayrı yok.

bana bilgisayarımı biraz rahatlatacak bir ipucu verebilir misiniz eyy bilgisayar guruları?
0
mkrn
(27.04.13)
Defragmentation yapabilirsin ama ilk defa yapılacaksa o da uzun sürer. www.piriform.com
0
asy sakini
(27.04.13)
arama ile c: yi *.* olarak arayıp boyuta göre diz çok büyük boyutlu log dosyaları gibi gereksiz büyüyen dosylar olabilir onlardan kurtul.
0
tsipoura
(27.04.13)
eğer açıksa system restore kapatılabilir. ancak kesin çözüm format
0
tururo
(27.04.13)
Ben olsam hepsinden önce windirstat kurup aşırı büyük yer kaplayan dosya klasörleri bi belirlerdim.
0
inugard
(27.04.13)
(2)

HGS sorunsalı

mkrn
sevgili duyuru dostları,abimin arabasının ruhsatı annemin üzerine ve ikisi de ayrı şehirlerde yaşıyor. abimin hgs alması gerekiyor, bu durumda annem noterden vekaletname verip abime gönderse, abim yaşadığı şehirde hgs alabilir mi?teşekkürler...
sevgili duyuru dostları,

abimin arabasının ruhsatı annemin üzerine ve ikisi de ayrı şehirlerde yaşıyor. abimin hgs alması gerekiyor, bu durumda annem noterden vekaletname verip abime gönderse, abim yaşadığı şehirde hgs alabilir mi?

teşekkürler...
0
mkrn
(28.01.13)
HGS nin kimin üstüne olduğu pek önemli değil, bankaya gidip alın, bir şey sordukları yok, ruhsat yeterli.
0
grimer
(28.01.13)
ruhsat sahibinin başvurması şart diye okudum. iş bankasına gittik ruhsat falan sormadılar yalnızca plaka, o kadar. ama abiniz o şekilde başvurabilir mi emin değilim.
0
wildkiller
(28.01.13)
(6)

mobese kameralı haberler

mkrn
televizyon haberlerinde yayınlanan mobese kameralı görüntüler sizi de rahatsız ediyor mu? mesela kadın kaçıyor, kocası arkasından kurşunluyor, kadın yere yığılıyor, ölüyor. başka bir örnek; otobüs şoförü ve yolcu kavga etmeye başlıyor, yolcu şoförü bıçaklıyor, adam direksiyonda can veriyor. bir örne
televizyon haberlerinde yayınlanan mobese kameralı görüntüler sizi de rahatsız ediyor mu?

mesela kadın kaçıyor, kocası arkasından kurşunluyor, kadın yere yığılıyor, ölüyor.

başka bir örnek; otobüs şoförü ve yolcu kavga etmeye başlıyor, yolcu şoförü bıçaklıyor, adam direksiyonda can veriyor.

bir örnek daha; yolun karşısına geçmeye çalışan çocuk arabanın çarpmasıyla havada dokuz takla atıp yerde sürükleniyor.

sadece ben mi rahatsız oluyorum? şart mı yani bunu an ve an göstermeleri?
0
mkrn
(10.01.13)
genelde bir ildeki trafik kazalarını görüyorum yayaların ve araçların. dikkat ediyorum, özellikle ölümlü kaza göstermiyorlar. ders almak açısından ölümlü olmayan kazaların gösterilmesini faydalı buluyorum şahsen.
0
kartal25
(10.01.13)
aşırı rahatsız oluyorum. çok ağır kazarlar da gösterdikleri olabiliyor dandik kanallarda.
0
kediebesi
(10.01.13)
hayır etmiyor. etmediği gibi girip liveleak.com'da cirit atıyorum.
0
trinitrotoluen
(10.01.13)
akşam haberlerinde bıçaklanan otobüs şoförünü gördüm hala kendime gelebilmiş değilim.
0
alabamaclarence
(10.01.13)
Çok rahatsız oluyorum ama olması gereken bu bence. Ben destekliyorum böyle olmasını. Özellikle trafik kazalarının görüntüleri gerçekten insanı güvenli araba kullanmaya zorluyor. En azından beni.
0
roket adam
(10.01.13)
@roket adam, trafik kazaları konusunda haklısın. insan bir kazanın nasıl yaşandığını görünce ders alabiliyor. benim takıldığım şey insanların birbirlerini öldürmelerinin bu kadar sansürsüz yayınlanıyor oluşu. bu mobese de olabilir, bir bankanın ya da bir restoranın kamerası da olabilir. hepsi gerçek ve sansürsüz.

ben bu yaşımda ekrana bakmakta zorlanırken, adama giren bıçaklar beni şoke ederken akşam haberlerini ailesiyle izleyen küçük çocukların ruh halini düşünmek bile istemiyorum. film değil, senaryo gereği değil, gerçekten ölüm. "bir insan nasıl öldürülür"ün cevabı gibi sonuçta, kiminin izlerken kanı donar, kimi için de "o kadar zor değilmiş" duygusu uyandırabilir.
0
🌸mkrn
(10.01.13)
(9)

sokak kedileri çok soğuk şehirlerde nasıl hayatta kalıyor? :(

mkrn
mesela erzurum?
mesela erzurum?
0
mkrn
(23.12.12)
ermanen
(23.12.12)
yqzkrttpli
(23.12.12)
bazen kalamıyorlar, donarak ölen sokak hayvanları var maalesef :(
0
kadifepanter
(23.12.12)
evliya çelebi'nin seyahatname'sinde erzurum'da damdan dama atlarken havada donan kedi anlatılıyordu sanırım.
0
goodz
(23.12.12)
sığınacak yer bulan hayatta kalıyor. bulamayan ölüyor.

genelde ölme sebepleri açlık. kedi köpek uzun süre aç kalmaz ise mutlaka sığınacak bir yer bulur hayatta kalır.
0
orpheus
(23.12.12)
Zaten erzurumda çok fazla sokak hayvanı yok.
0
esenboga
(24.12.12)
bizim sokaktakiler bizim apartmanda. yemek falan veriyoz, bazen karşı komşu evinde besliyor. tabi buna karşı çıkanlarda var. gördükleri zaman apartmandan kovuyorlar söyleniyorlar flan filaannn
0
intihar etsem de kendime gelsem
(29.12.12)
adı üstünde sokak hayvanı eğer siz bu hayvanı bir yere bağlamaz kapatmaz eziyet etmezseniz onlar senden benden çok daha iyi sokakta kalırlar. elbette annesinden kovulmuş yavrular hariç.
0
aetherlord
(31.12.12)
bilmem :(
0
der meister
(31.12.12)
(13)

Araba kullanmayı nasıl öğrendiniz?

mkrn
ehliyetim uzun zamandır var ama istanbul'da yalnız yaşadığım zamanlar bir arabam olmadığı için uzun süre pratik yapamadım. şimdi geçici bir dönem ailemin yanındayım ve arabayı alıp kaçmak istiyorum. araba kullanmayı da biliyorum tabii sadece kısa mesafelerde kullandım. biraz daha trafiğin olduğu yol
ehliyetim uzun zamandır var ama istanbul'da yalnız yaşadığım zamanlar bir arabam olmadığı için uzun süre pratik yapamadım. şimdi geçici bir dönem ailemin yanındayım ve arabayı alıp kaçmak istiyorum.

araba kullanmayı da biliyorum tabii sadece kısa mesafelerde kullandım. biraz daha trafiğin olduğu yollara çıkmak ve pratik yapmak istiyorum, korkuyorum. hep kötü senaryolar gözümün önüne geliyor.

siz acemiliği nasıl attınız? bir anda düştünüz mü yollara? bana biraz cesaret...
0
mkrn
(21.12.12)
annem öğretmişti bana araba kullanmayı, ehliyetimi aldığım senenin yazı boyunca önce yaşadığımız muhitte, sonra benim sık kullanacağım yollarda pratik yaptım yanımda annem varken. sonra bir anda benim işlerim dolayısıyla acilen araba almam ve trafiğe hakim olmam gerekti. 10 saat direksiyon dersi aldım kendime güvenim gelsin diye. şimdi zaten her yere gidiyorum şehir içi dışı farketmiyor.
0
kayranin kedisi
(21.12.12)
ben çok çok acemiyken şehir içi trafiğine çıkmıştım. arabanın 1.5 katı genişliğindeki yerlere bakıp "bu geçer mi buradan ya" diye hayıflandığımı bilirim.

rahat olun öncelikle. tabii ki bir anda olacak bir şey değil ama dur kalklarla, sıkışık trafikle uğraşa uğraşa öğreneceksiniz. aynalara dikkat edin, sinyalinizi ihmal etmeyin ve diğer şoförleri tehlikeye sokacak hareketlerden kaçının, kendinizi bir acemi için zor sayılabilecek bir ortamda bulsanız bile panik yapmayın. yanınızda bilen fakat sizi zorlamayacak (bağırmayacak, yanlış yaparsanız bile düzgün bir dille sizi korkutmadan uyaracak) birinin olması size ciddi manada güven kazandırabilir.

benim babam en ufak hatamda sesini yükselttiği için kendim öğrendim, ciddi ciddi.

bir de şunu düşünün, kimler kimler kullanıyor, siz mi yapamayacaksınız? kendinize "aşırıya kaçmadan, gerekli miktarda" güvenin.

tekrar edeyim, kurallara azami ölçüde dikkat edin.
0
infernal majesty
(21.12.12)
araba surmeyi ogrenmeden once arabayi ogrenmek gerekir.
once otomatik vites araba sahibi olunur.
sonra biraz sehirler arasin yolda surulur. boylece arabanin hizlanma/fren tepkisi filan iyice bi kavranir. virajlar filan alinir boylece arabanin yol tutus hakimiyeti ogrenilir.
ikinci kisim ise trafik ahlakini ogrenmek
biraz arabayi taniyinca ara sokaklarda surulur (her yerde trafik oldugunu varsaydim), park yapilir. mumkunse bu surecte markete bile arabayla gidilmesi lazim. sinyallerin dogru kullanimi, kornanin yerinde kullanilmasi gibi seyler sayesinde ara sokakcilar biraz biraz ana yollara alisir.
ucuncu kisim trafik hakimiyeti
etiler bebek trafigi gibi yavas tintin giden trafige girilir (burasi kanser edebilir) bu arada yol kesme, dur kalkin seri yapilmasi gibi seyler ogrenilir. bu seviye bitince sirada maslak levent trafigi var. maslak levent trafiginden sonra vatan caddesi ve merter final bossdur.
trafikte bilinmesi gereken herkesin salak surucu oldugu, taksici ve minibuslerin ise beyinsiz oldugunu bastan kabul etmektir
sevgilerle
0
yirtik foto
(21.12.12)
ilk kez ehliyet kursunda gördüğüm 6 dersle öğrenmiştim. sonra da kendi başıma arabayı alıp çıktım sık sık. öyle öyle öğrendim.
0
king lizard
(21.12.12)
şirketin aracıyla. sonra gittim patronoun bmw'ye vurdum. elimden aldılar arabayı :)
0
atmosphere
(21.12.12)
Bir gün önde babamin yaninda otururken otobanin en yogun yerinde babam arabadan atladi tabi bende icgudusel olarak kullanmaya... Ulan bu yüzme ile ayni sandim ben :(
0
leontikhos
(21.12.12)
kursa kadar hiç sürmemiştim ama similatördür, simülasyonu iyi oyunlardır falan sürekli takılan biriydim. ilk derse gittim stop bile ettirmedim ilginçtir ama ayağım titriyor rahat değilim. hoca sen biliyorsun galiba dedi trafiğin içine girdik benzinliğe falan gittik 2. derste de bir saat sürdük tamam sınavda görüşürüz demişti. sonrasında fakir olmama rağmen takıldığım yerdeki imkanlar sağolsun türkiye şartlarına göre inanılmaz güçlü araçları bile deneme fırsatım oldu (hala acemiydim ama çaktırmıyordum).

diyeceğim o ki aman ben acemiyim ne yaparım demezsen heyecan da olsa altından kalkıyorsun adamlar normal reflekslere ve motor-hareket yetilerine sahip olan herkesin kullanabileceği şekilde yapmış sonuçta arabayı. tek sıkıntıyı ben dolmuşlar sayesinde yaşamıştım mesela acemilik bitene kadar baya baya uzak dur onlardan yeter.
0
taqster
(21.12.12)
ataturk havalimaninda ogrendim ben hem orasi duz
0
alipali
(21.12.12)
Ben tam 1 hafta sadece kisa mesafe surdum ara sokaklarda. (ekmek almaya falan gittim)
Sonra bahcelievlerden, sahile, sahilden besiktasa, besiktastan e-5'e, e-5'ten tem'e, ordan hastal, gokturk ve tem'den bahcelievlere geri donerek tum gun araba kullandim. Sonra ne acemilik kaldi ne bisey..
0
darthcat
(21.12.12)
bendede aynı durum var, başlıcaz bakalım bugün yarın ne zamansa. yolda görüyorum teyzeler,amcalar,kadınları kullanırken falan diyorum lan bunlar da kullanıyorsa ben direk drift yaparım yolda
0
secilmis uye
(21.12.12)
en güzel mecbur kalınca öğreniliyor bence.

ben de direksiyon dersindeydim. hoca dedi hadi minibüs caddesine çıkalım, ssk'nın önünden birini alıcaz. tırstığım anlaşılmasın diye de bi şey diyemedim. işte minibüsler falan filan derken atlattım. o gün en büyük yük kalktı. sonra da havaalanına, otogara getir götür işleri üzerime kalmaya başladı zaten.

bi de trafikte korna yemek epey işe yarıyor. çok iyi öğretiyor. valla.
0
raikkonen
(21.12.12)
tek cozumu pratik. mumkunse trafige cikmadan once, mesela parasiz otoparklarda gezin. hele bi de yaninizda isi bilen biri varsa onunla cikin, slalom tarzi seyler yapin, sola donun, saga donun hele once bi direksiyon hakimiyetini çözün, ondan sonra bu hareketleri risk ve korku altında yapmaya calisin.

eger normal hakimiyeti kavramadan trafige cikarsan hem cok zorlanırsın, hem kaza yapma şansın artar, hem de acayip küfür yersin. cünkü trafikteki cogu insan hatalı araba kullanıyor, ustalara denk gelirsen hatanı telafi ederler kendileri, ama acemiye denk gelirsen kaza yapma şansın yükselir.

trafige cikmadan once bol bol pratik oneririm. gece cikabilirsin mesela pratik için o da bir yöntem.
0
sage
(21.12.12)
arabayı stop ettirmeden kaldırmayı tamamen öğrendiyseniz yanına araba kullanmayı bilen bi arkadaşını al gez :)
0
defansif orta saha
(22.12.12)
(5)

ne sosyalim ne de paylaşımcı (facebook üzerine)

mkrn
neden öyle? benim gibi birileri daha var mı? kendimi çok yalnız hissediyorum. facebook denen şey çıktı çıkalı, kendisi ile zaman içinde yaşadığım kaotik ilişkiyi lütfen okuyunuz a dostlar. facebook yeni yeni duyulmaya başladığında ben de herkes gibi pek bir hevesle girmiştim ama kısa zamanda sıkıldı
neden öyle? benim gibi birileri daha var mı? kendimi çok yalnız hissediyorum. facebook denen şey çıktı çıkalı, kendisi ile zaman içinde yaşadığım kaotik ilişkiyi lütfen okuyunuz a dostlar.

facebook yeni yeni duyulmaya başladığında ben de herkes gibi pek bir hevesle girmiştim ama kısa zamanda sıkıldım. bu sıkılma öyle "öffyeeeaaa amma da bayat" şeklinde değil, aslında ben face'deki insan hallerinden sıkıldım. insanların abuk sabuk paylaşımları, normalde olmadıkları gibi davranıp taktir görme çabaları, sadece facebook için özenle çekilmiş yayınlanan fotoğraflar, o fotoğraların altındaki yorumlara kibirli teşekkürler midemi bulandırdı.

arkadaşlarım, iş arkadaşlarım, ailem, zerre kadar hayatımda olmayan akrabalar,artık görüşmediğim insanlar, ilkokul arkadaşları, hepsi birbirine karıştı. mesela arkadaşlarımla içer sıçarken çekindiğimiz fotoğrafların, karedeki insanlara sormaya dahi gerek duymadan pervasızca paylaşılmasını bir türlü anlayamadım. dijital ortam illaki halka malolmak mı demek oluyor? ya kimsenin mahremiyete saygısı yok ya da ben paranoya yapıyorum ama her şeyin bu kadar paylaşılmasını anlayamıyorum. en azından bi sor, "ben bunu paylaşıcam, itirazı olan?" de a gözünü sevdiğim. elbette soğuk savaş döneminde yaşamıyoruz ama bir de gerçekten bana biraz tehlikleli geliyor, düşünsene hakkında ne çok data var.

face'i fazlasıyla kullanan ve abuk sabuk paylaşımlarıyla beni inceden uyuz eden yakın olduğum bir arkadaşım, bir başka arkadaşının babasının cenazesinde olduğunu rahatça yazabiliyor mesela, ve herhalde farkında bile olmadan insanlara ne kadar vefalı, ne kadar iyi kalpli biri olduğunu göstermek istiyor. o kızcağız bakalım istiyor mu senin facebook gündemin olmak? bu samimiyetsizlik benim midemi bulandırıyor.

süpriz doğumgünü hazırladığımız bir başka sakil, hiç yoktan işini gücünü bırakmış dostları evindeki süpriz partiye katılmış demeden hepsine kıçını dönüp arkadaş listesinde kutlamaları kabul ediyor. var mı böyle bişe? gelmişiz salak, evindeyiz ve derin sessizliklerdeyiz, sıkıldık sayende, sen hala face peşindesin.

uzun zaman önce mazi olan sevgilimden ayrıldığımda onu, zaten pek aktif olmadığım face'de arkadaş listemden çıkardım haliyle. çünkü ne ondan haber almalıydım artık ne de bir bağ kalmalıydı aramızda. derken o da kesmedi, face hesabımı da dondurdum ki nedeni sevgiliden ayrılmaktan ziyade yukarıdaki yazdıklarımdan aşırı rahatsız olmamdı. sonrasında aşk acısının en koyduğu zamanlarda bile dönüp bakmadım. derken farkettim ki zaten buna gerek yok çünkü insanlar onun hakkında edindiği tüm bilgileri er ya da geç benimle paylaşıyorlardı. yani facebook çıktı çıkalı ne mahremiyet kaldı ne de haber "almama" özgürlüğü. :)))

kimse kimseyle şöyle taksimde oturup birer kahveyle iki lafın belini kırmazken face üzerinen "aaa çok zamn olduğğu, bigün taksim yapalııeöö" tadında yapılan 48. yazışma artık kimseyi rahatsız etmiyor sanırım.

bununla beraber tabii bir de reklam ve pazarlama mecrası olarak facebook var. girdiğiniz heryerde kaçınılmaz şekilde karşılaştığınız "f" ikonları. biliyorum ki hayat artık sosyal paylaşım ağları üzerinden yürüyor, devekuşu gibi kafayı kuma gömmek aslında zamane gerçeklerini de görmezden gelmek, yok saymak ve elbette kaçınılmaz şekilde gerilemek...

peki bütün bunlardan rahatsız olan birileri yok mu? yani herkes kendince söyleniyor ama kimse "yaavv ben şu mereti bi kapatayım" demiyor. bir de şu var tabii "vallayii benim hesabım var ama hiç girmiyorrum bileeea"
0
mkrn
(21.11.12)
benim hesabım yok 1,5 yıldır. gayet de huzurluyum bu durumdan mutluyum. evet elbette ki çoğu iş ordan yürüdüğünden bazen kendini geri kalmış hissediyorsun,ama insan böylesi çok daha huzurlu. hayatında az ve öz insan varken,bazı şeyleri paylaşırken araya bambaşkaları karışmazken daha huzurlu.
0
pelinn.
(21.11.12)
ben kapattım, rahatım. ha bu arada, facebook'tan face diye bahsediyorsan o kritik eşiği aşmışsın demektir.
0
devilred
(21.11.12)
benim 2008 yılından beri hesabım var. profil fotoğrafı bi ara eklerim dedim unuttum onu da. hiç bişey paylaşmamışımda. messenger olarak kullanıyorum. bence herkes kullanmalı da. hesabı olmayanlardan, "bana ulaşan her türlü ulaşır. eskiden facebook mu vardı" gibi şeyler diyenlerden de olma. sadece her siki paylaşma yeter. etiketlenme gibi şeyleri de sana özel yap. başka kimse göremesin rahatsız oluyorsan.
0
miucee
(21.11.12)
Hay eline saglik! Bunu bi dosyaya kopi peyst ediyim de, "Facebook'ta neden yoksun?" diyenlere gonderiyim...
0
compadrito
(21.11.12)
hesabım var.
bi ara çok aktiftim de sonra duruldum. hiç bişi paylaşmıyorum etmiyorum şu an.
sadece arkadaş gruplarımla gizli bi iki grubumuz var, bi de mesajlaşma platformu olarak kullanıyorum.

üstünde bu kadar derin düşünme gereği görmüyorum. sikko bi platform işte. stay connected. olayı bu.
0
roket adam
(21.11.12)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.