Ülke ekonomisi ayrı, sizin ekonominiz ayrı konular aslında. "Nasıl olur?" diyeceksiniz. Maaşlı çalışanlar elbette ülke ekonomisine göbekten bağlı.
Ama derdiniz para kazanmaksa, kariyer falan değilse Türkiye para kazanmak için Avrupa'dan çok daha fazla fırsat sunan bir ülke. Daha doğrusu fırsatları doğru değerlendirmeyi başaran bir insan Türkiye'de daha kolay zenginleşir. Yakın zamanda Cihat Çiçek bir analiz paylaştı bununla alakalı. Türkiye'de Hollanda nüfusu kadar ultra zengin var diyor. Yaklaşık 18 milyon kişiden bahsediyor. Bu az bir sayı değil. Hani diyoruz ya kim alıyor bu lüks otomobilleri, evleri... işte bunlar alıyor. Bu insanlar kolaylıkla Avrupa'ya yerleşebilir ama gitmiyorlar. Türkiye'de geliri belli bir düzeyin üstünde olan insanların birçoğu avrupa'da, malta'da, karadağ'da, yunanistan'da vs mülk alıp oturum kartı ediniyor zaten seyahat edebilmek için. Zaten ortalama bir Avrupalıdan çok daha iyi şartlarda yaşıyor. Zaten Avrupa'da evi falan var oturum kartı var canı istediğinde gidiyor. yunanistan'da, karadağ'da, malta'da falan yazlığı olan kaç türk var bir araştırın. Bu adam niye gitsin ki avrupa'ya?
Orta sınıf beyaz yakalılar istiyor Avrupa'ya yerleşmeyi.
Çünkü Üniversite mezunu orta sınıf maaşla çalışmaya alışık. Bu ekonomik durum da onları çok sarsıyor. Ama Türkiye'nin bu ekonomik koşulları girişimciler için büyük fırsat sunuyor. İş gücü ucuz. Birçok sektörde regülasyonlar sıkı değil. Şirketler için vergi mevzuatı avrupa'ya göre daha rahat ve nüfus çok kalabalık.
Bu zengin sınıf işte böyle zenginleşiyor. Gördüğüm birkaç örnekle anlatayım:
Türkiye ucuz tekstil merkezi. Adam gidiyor merter'den topluyor malları. Gidiyor doğu avrupa ülkelerinde ve balkan ülkelerinde satıyor. 50 TL'ye aldığı malı 50 euro'ya satıyor. Ve bazı ülkelerle gümrük anlaşmaları var onu da avantajına kullanıyor. Senede milyon ciro yapıyor böyle. Sonra gidiyor portekiz'de, yunanistan'da, malta'da ev alıyor kendine. Golden Visa'yı cebine koyuyor. 6 ay burada işinin başında. Yaz gelince yunanistan'da, portekiz'de yazlığında...
Başka örnek: Adam tur acentası açıyor. İstanbul'daki bütün saç ekim merkezleri, estetik merkezlerini dolaşıyor. Bağlayabildiğini bağlıyor. Fiyat listelerini alıyor. Sonra ABD ve Ortadoğu'da ne kadar tur acentası varsa sağlık turizmi yapan onlarla görüşüyor. 3 tane vito kiralayıp şoför koyup insanları havaalanında karşılayıp, saç ektirip, 2 gün ağırlayıp komisyonlarla öyle bir zenginleşiyor ki ortalama bir avrupalı'nın yaşayamayacağı refahı sağlıyor kendine.
Bunların hiçbirini yapamayan köylü kadınlara el işi halı kilim yaptırıp, bir tane dijital marketing bilen adam alıp e-ticaret platformları üstünden tüm dünyaya ürün yolluyor. Arkadaşın eşi bildiğin dümdüz kare kesilmiş mermer blok satarak milyoner oldu. Hatta geçen sene evimi boyayan boya ustası, ankara anlaşmasıyla oraya da şirket açmış. Almanya'da falan da inşaat boya badana işleri yapıyormuş senelerdir.
Ve ülke batsa da çıksa da böyle insanlar maaşla çalışan insanlara kıyasla daha az etkilenir. Çünkü çoğunun zaten çok iyi gelir akışları var, başka ülkelerde yatırımları var evleri var vs.
Umarım anlatabilmişimdir. Yani siz kendiniz için endişeleniyorsanız ülke ekonomisini falan bırakın, yapabiliyorsanız kendinize uygun bir rota çizin. En kötü mesleğinizi kullanın.
Avrupa'ya iş bulup gitmek yazılımcılar için bile artık öyle hızlı olamıyor. Siz yine mesleğinize göre arayın, kısmet nerden gelir belli olmaz. Ama oraya harcadığınız enerinin bir kısmını da böyle bir plan için harcamayı düşünün.
Bunu neden söylüyorum:
Avrupa'ya "işçi" olarak gitmek Türkiye'de zaten durumu iyi olmayan insanlar için büyük bir hayat standartı yükselişi demek. Ama orta sınıf yaşayan, belli bir yaşı geçmiş insanlar için o kadar kolay bir süreç değil.
Bu durumdaki insanlar için ideal olan Avrupa'da yatırımcı imkanlarıyla yatırım yapıp oturum, vatandaşlık vb almak. Türkiye'deki fırsatları değerlendirip para kazanmak, o parayla istediği ülkeden oturum hakkı edinmek.
Ülke ekonomisine gelirsek, bir laf var "ülkeler markaları kadar kalkınır" diye. Buradan hesaplayın
0