ölüm düşüncesinden uzaklaşmıyorum, uzaklaşma ihtiyacı da hissetmiyorum. bundan uzaklaşmak için köpek beslemeye başlamak falan bana acayip aptalca geliyor. komik daha doğrusu.
hayatımın her döneminde intihara meyilli, melankolik biri oldum. şu an ölümle ilgili bir fikrim yok. ölmeyi istemiyorum. ama ölmekten korkmuyorum. çok çok ciddi bir travma yaşamadığım sürece, canım da sıkılmazsa 35-40'tan önce intihar etmeyi düşünmem açıkçası. hastalıktan, aniden falan ölürsek de canımız sağolsun yani nabak. korkmuyorum.
çevremdeki inançlı insanlar, benden daha çok korkuyor ölümden. kabir azabı falan. ben inançsızım. hiç korkmuyorum. öldükten sonra "öldük mnskim" diyebileceğimiz bir yere gideceğime inanmıyorum. dolayısıyla öldüğüm an şalter zaten inmiş olacak benim için, e bilincimin yittiği bir anı düşünüp neden üzüleyim ki ben? çevremdekiler düşünsün onu, "pescador ölürse biz napcaz" desin. benlik bi konu değil o.
yaşamak için basit sebeplerim var benim. hiç keyif vermese dahi rutine binmiş bazı şeyler. çok sıkarsa, değiştirilebilir. dediğim gibi, çok ağır ve atlatılamayan bir travma olmadığı sürece öyle ya da böyle, keyif almasam bile yaşarım sanki.
baktım olmuyo intihar ederim. ölümü düşünmüyom yani. ya o gelir, ya ben ona giderim. şimdilik takılıyom öyle. günü geldiğinde düşünürüm.
(bkz:
önümüzdeki hafta netleşir)