Ben marka olarak asus öneririm. Bu işi zamanında yaptım ve acer kullanıcıları pek memnun değildi. Ayrıca asus'un kasa, tuş takımı olayları çok daha sağlam.

Bence de Asus'u tercih et ama acelen yoksa vatan'dan alacaksan kampanya dönemini bekle. Netten takip edebilirsin.

oyun oynayacaksan asus :D eğer normal kullanıcıysan acer.

not:(benim fikrim profesyonel bi yorum değil)

kaybettiğin kedini arıyormuşsun izlenimi yarattın bende. sanırım kaybetmedin edinmek istiyorsun? şehir belirtirsen arkadaşlar daha rahat yardımcı olacaktır.

istanbul'a gelme imkanın varsa çok tatlı şirin mi şirin bir yavru kedi var. detay istiyorsan mesaj at.

ingilizce öğretmenliği.aöldeyken staja gittik branşların boş saatleri ya da günleri vardı hem özel ders imkanı da olabilir.

sınıf öğretmenliği çok daha büyük sorumluluk zaten yapamayacağına (sebep ne olursa olsun) kanaati varsa bence bulaşmasın. ingilizce öğretmenliğinin önü daha açık hem. o çocuklar pişmemiş olan her öğretmene karşı öyle olacaklardır, zamanla alışır. ama ben o yaşta pek öğretmenin suratına karşı yapılan bir terbiyesizlik hatırlamıyorum kendi zamanımızdan, hatta genç öğretmenler daha çok sevilir. liselerde durum farklı ama, bizzatihi hayatından bezdirdiğim öğretmenler vardı yaşdan bağımsız. korkmasın bence, güleryüzlü ingilizce öğretmenleri sevilirler :)

ben olsam ingilizce ogretmenligi derdim kucuk cocuklar daha çok yoruyorlar bide arkadaşlarımızın dedigi gibi inigilizce ogretmenliginin onu daha acik gibi geliyor bana

eski entrylerini gözden geçir.

benim entryleri baştan aşağı sukularsan ssg ile konuşurum(aramız iyidir abi der bana) sıraya sokmadan yazarlığını onaylatırım. ama dediğim gibi baştan aşağı şuku isterim.

geçenlerde biri çaylaklar kondüktör onayına random geliyor diye bir şey uydurmuştu. bir süre boyunca duyurudaki cevaplarda boş yere dönüp durmuştu o muhabbet. en son dark horse yok öyle bir şey dedi de bitti allahtan. iki duyurudur onay listesinde öne geçmek için sözlükte aktif olmak, bol oy kullanmak gerektiği söyleniyor. lütfen bu da demin söylediğim gibi bir hurafe halini almasın, çünkü yok öyle bir şey, komik hatta.

beklemek dışında elinizden gelen tek şey son 24 saat içinde online olmak. (bkz: #19792532)

çaylaklık döneminde yazdığınız entry'lerde şurada (bkz: #21241840) bulunan hatalardan birini veya birkaçını yapmışsınızdır muhtemelen, orada çözümleri de var. entry'lerinizi gözden geçirip, hataları düzeltirseniz kısa sürede geri dönersiniz.

edit: eheh yukarılardan bir cevap silinince karamelsiz'e demişim gibi görünmüş, yanlış anlaşılma olmasın, karamelsiz süper bi insan:)

eski entrylere dikkat etmek lazım.

ayrıca 10 entry yerine fazladan entry falan gireyim dediysen mesela -15 taneden fazla- bunları okuyup vakit kaybetmektense geç şimdilik diyorlar.

tecrübe konuştu :)

yanlış bilgiyi düzeltmek adına yazıyorum bunu:

@bruges

yazarlıktan çaylaklığa düşenler kondüktörlerin değil moderatörlerin önüne geliyor.
sıfırdan çaylak olanlar ise yazar havuzundan kondüktörlerin onayına rastgele sunuluyor.

evet öyle, hiç yazar olmamışları kondüktörler, yazarlıktan çaylaklığa düşürülmüş olanları moderatörler değerlendiriyor, bir sorun yok burada.

çaylakların kondüktör onayına rastgele geldiğini söyleyen herhangi bir yetkilinin herhangi bir entry'sini gösterebilir misin?

veya ben rastgele olmadığını söyleyen iki kondüktör entry'si göstereyim. (bkz: #21269374) (bkz: #22799217)

hem ayrıca madem rastgele gelecekler, sıra diye bir şey niye var ki?

stadın yanındaki boş alana eski alı pazarı derenin yanı yani

otoparktır şimdi kendisi

dilciler? dil gelişimindeki kesin aşamaya sabit bir yaştaki sabit sırada erişildiğini önerirler/sunarlar/(ç.n. söylerler gibi bişi) fakat konuşmaya geç başlamış ve çok zeki olmuş çocuklar da vardır.

belli başlı böyle bir şey sanırım , tam metni bilmediğimden nüansları tam metne göre siz oynatabilirsiniz. linduist'in dil bilimci kimliğinde mi olduğunu bilemediğimden direk dilci diye çevirdim. yine siz bilirsiniz.


ama şu sabit sıra sabit yaş mantığını pek anlayamadım. umarım orasını doğru çevirmişimdir. fixed de constant da bu metinde sabit anlamını veriyor , ama ingilizcedeki nüansı da göz önünde bulundurulmalı.

teknik ingilizce bilgimle , bir yere sabitlenmiş nesne fixed'dır , sabit sayı constant'dır. buradaki fixed teriminin ''dizeltilmiş'' anlamında olduğunu zannetmiyorum.

yardım eden başka arkadaşlar da olursa onlarla kıyaslarsanız daha sağlıklı olur bence.

edit; google çeviriye baktım da , linguist dil bilimci imiş. dilci zaten çok saçmaydı , lise öğretmeni gibi o ne öyle:)

edit2; ''fixed''a da baktım google çeviriden , ''önceden ayarlanmış'' diye bir anlamı da varmış yani belki ''programlı'' gibi bir anlama da gelebilir.

dilbilimciler, dil gelişimindeki belli bazı aşamalara belirli bir sırada ve yaşta ulaşıldığını iddia ederler ama konuşmaya geç başlayan ve gittikçe daha zeki olan çocuklar vardır.

böyle direk çevirmektense açıklamak gerekirse, dil öğreniminde alınacak eğitimin belli bir sırası ve yaşı var ve bunlar uygulandığında o dilde belli bi seviyeye gelinir. ama bu yaş geçtiği halde konuşmayı öğrenemeyen çocuklar var bunlar gayet de zeki olabiliyorlar.

20.000 TL civarinda bir fiyata ebay'den satabilirsin.

yok

icenlerin yalancisiyim, cok bariz fark varmis.

camel'da aşırı fark var.

soft daha yumuşak içimli diyorlar.
winston daha iyi

softlar birkac mm daha uzun oluyor o kadar.

Bir camel soft içicisi olarak şunu söyleyebilirm ki bana haber verilmeden elime tutuşturulan camel, box'tan alınmışsa anlarım. ama "bu ne yeaa" diyerek atmam. rahatsız olmadan içmeye devam ederim.

winstone için konuşuyorum var diyen götünten uyduruyordur. hatta sırf bunun için iddaya girip iki paket alıp denemişliğim bile var.

sigaralar günlerce, hatta aylarca paketlenmiş halde muhafaza ediliğinden soft ile box içindeki sigaraların içiminde çoğu zaman küçük de olsa farklılıklar gözlemlenir. uzun zamanlı içici olmayanların anlayamayacağı türdendir. bir de psikolojik yanı vardır, box göte batar kırılmaz; soft rahattır yamulur.

az önce, yanımda geçen tütüncü arkadaşa sordum sorunu. cevap olarak "ikisi de aynı bokun soyu" dedi.

bu sorunun cevabını mantıksal ve gözle görülür bir düzleme oturtmak yerine Raif'in (yazar işlediği sürece) karakterinde aramak lazım bence... Yahut Raif karakteriyle özdeşmeyi deneyip kendin de cevap verebilirsin...

o mantıkta erkek çok var ya. sebebini ben de bilmiyorum. kitaplarda dizilerde gerçek hayatta her yerde. seviyorum diyip de imkanı olduğu halde o sevginin peşinden gitmeyen. ben de anlamıyorum.

kürk mantolu madonna
başlarsan bırakamazsın zaten

+1 kürk mantolu madonna

kürk mantolu madonna ödev olarak okunmaz. aylak adam diyorum.

1, oku. 2 de güzeldir ama sen 1'i oku. sonra da 2 yi okursun duruma göre.

kürk mantolu madonna tabii. hatta sonra da kuyucaklı yusuf. daha da sonra hıfzı topuz'un "başın öne eğilmesin" adlı kitabını oku. sabahattin ali'ye nasıl kıymışlar öğren. sadece ödev verilen kitapları değil, önerilenleri de okumanı tavsiye ederim. hele ki okuduğun bir kitaptan kafana birşey takılıp başka bir kitabı okumaya yönleniyorsan,daha da harika olur.

panpa kullanicidan sayiyi bi stringe falan al, sonra sagdan baslayip sola dogru basamak basamak giderken; eger siradaki sayi simdiki sayidan buyukse topla, kucukse cikar.

mesela sayi; XXIV olsun

soldan basla V = 5
sonrakine gec, I: V'den yani 5'ten kucuk mu? evet oyleyse cikar 5-1 = 4
sonrakine gec, X: I'dan yani 1'den kucuk mu? hayir, oyleyse topla 4 + 10 = 14
sonrakine gec, X: X'ten yani 10'dan kucuk mu? hayir, oyleyse topla 14 + 10 = 24

konsoldan karakter dizisi al.
döngü içerisinde dizi bitene kadar bir switch aç;
X gelirse +10,
v gelirse +5 diye toplat.

www.gidforums.com

pratik yapmadan zor ogrenilir, elinden gelidigince pratik yap.

kendi bilgisayarin yok galiba? okuldaki bilgisayarlarda calisma imkani vardir muhtemelen.

bir de c zordur biraz object oriented dillere nazaran, c++, java falan gorursunuz, onlari daha rahat anlarsin.

1)Program yazarak hayatında ne gibi kolaylıklar sağlayabilirsin? Bu soruya cevap bul
2)Ezberlemeyi unut,bir programlama dili de türkçe gibi bir dildir, ben sen o biz siz onlar refleksif kullandığın şeyler, bir programlama dilinin temel yapılarını da öyle kavramalısın. Geri kalan ileri kısımlarına türkçe sözlük kullanır gibi açıp interneti bakarsın, "ivedilikle" ne demek diye.
3)Başlangıç seviyesindesin pc olmadan yapamazsın. O tecrübeye sahip değilsin, çok zaman kaybedersin bilgisayar olmadan, yanlış öğrenebilme riskin çok büyük.

belki biliyorsundur ama sams teach yourself c in 21 days başlamak için iyi gibi. kağıt söylendiği gibi zor, bence en güzel süreç oturup bizzat yazmak, çalıştırmak, 10 tane hata mesajı almak, sonra onları tek tek çözmek (zaman, emek).

uğraşıp didinip yazdığın bir fonksiyon tıkır tıkır çalışınca bi tatmin duyacaksın, işte o his süper bir şey bak. onun peşine düş.

zaten hep elinin altinda bir kagit olmali. mesela ben ilk baslarda her yazdigim satirdan sonra bir satir not alirdim elimdeki kagida.

diyelim

int i;

yazdim, kagida gider i=? yazardim. bir altta

i = 5;

mi dedim. kagida gider i=? nde ? nin uzerini cizer yanina bes yazardim. diyelim sonra for dongusune mi girdim,

for (1>0) (atiyorum)

loop when 1>0 yazardim kagida, kocaman bir parantez koyardim altina

i++ mi yazdim

kagida gelip i=6 yazardim. ordan loop un basina ok cikarir, sonra i=6 nin oraya ok cikarir i=7 yazardim.

vesaire vesaire. cok aptala anlatir gibi oldu ama, kodun akisini ilk basta gorebilmek zor oluyor, veya arada bir sey unuttun diyelim ki yukarda anlattigim olayda i = 5; i yazmayi unuttun, sonra asagida i'yi artirmaya kalktin, noldu compiler hata verdi...

boyle boyle sorunlari, hatalari, kaynaklarini ogrenirsin.

bir de tavsiyem her satiri ekledikten sonra usenme compile et. hatayi hemen gor.

burada bastan soylemem gereken seyi soyluyorum. asistani oldugum ogrencilerimde gordugum en buyuk hatalardan biri buydu. PROGRAMI PARCA PARCA YAZ. 45 satir kod girip calismasini bekleme. butun gun c sytaxiyle icli disli calisan, 10 senedir kod yazan adam bile 45 satiri tamamlayip sonra compile ederse hatalar cikacaktir.

bir sey daha. sadece kagit uzerinde calismayla programlama isi OLMAZ.

yine ogrencilerimde gordugum hata. adam hayatinda bir satir kod yazmamis oturup da, sinava giriyor compilerin orasini burasini bilmiyor daha, bilgisayari kullanmayi dahi bilmiyor hatta... o adamdan satir sonundaki ; u unutmamasini veya unutursa unuttugunu anlayabilmesini beklemek cok mucizevi bir beklenti olur.

yani calisirken kod YAZACAKSIN AMA ELINDE KAGIT KALEM DE OLACAK.

algoritma icin lazim o yani.

bir de kum saati, ucgen, kare vs harflerle rakamlarla sekil yapma egzersizleri vardi, en temel donguleri ve tanimlamalar kismini iyi anlayabilmek icin. oradan basla. onlar eglencelidir hem.

yapamadigin yerde sorularini yolla bakalim.

kolay gelsin. korkma, bir kere seversen dunyanin en zevkli, en tatmin edici islerinden biridir. bastan kendini korkutanlar, kagitla calismaya calisanlar cogunlukla tokezler.
bilgisayar muh. degilsen bile bu konuda iyi olman cok ise yarar.
kolay gelsin.

www.ifl.k12.tr

Programlamayı öğrenmek için bol bol program yazmanız lazım, kağıt üzerinde olmaz, gözünüzden çok şey kaçar.

C ile program yazmak için en kötü bilgisayar bile işinize yarar. Her türlü bilgisayara göre C derleyicisi var. İnsanların hurda diye attıkları bilgisayarlarla programlama kurdu olabilirsiniz. Hocanıza bir sorun, bölümde böyle hurdaya ayrılacak bir bilgisayar varsa size ayarlasın. Buradaki arkadaşların elinde de evde yer kaplayan, kurtulmak istedikleri böyle bilgisayarlar olabilir.

bir havlu, eşarp...vs artık boynuna sarabileceğin düzgün ne varsa onu ocakta kaynattığın şuyun buharıyla güzelcene ısıt sonra da boynuna sar.

ütü varsa bi havluyu ısıt sar buynuna...biraz dursun ısındığını hissettiğinde herhangi bi kremle ov kendin,gevşetmeye çalış sonra tekrar havluyu ısıt koy boynuna faydasını görürsün..

sıcak,uzun süreli bir duşun üzerine üstteki arkadaşların dediklerini yaparsan daha iyi verim alırsın.geçmiş olsun...

Havlu ütüleyip boynuna sar, kas gevşetici krem varsa sür. Ağrı kesici varsa zaten almışsındır.

Böyle şeylerin meraklısı çok...
Bir yerde Fenerbahçe-Galatasaray (6-0 biten maç) maçı biletini 13.000 liraya sattığını okumuştum. İnternet alemi ne kadar doğru bilmiyorum.
Fiyatı yüksek tutsun.
Mutlaka bir alıcı çıkar.
Hem olmazsa sonra fiyatı düşürür tekrar ilan verir.

GG'a görmüştüm bilet ilanını ama değerini tam hatırlayamıyorum.

Fotoğraflara gelince bence seyircilerin çektikleri için alınabiliyorsa telif hakları alınmalı, böylelikle fotoğrafların benzersiz olduğu kanıtlanmış olur. Belki o noktadan sonra çeşitli ajanslara satılabilir.

d&e ikisi de doğru cevap.

D olması lazım. Çünkü Atatürk kendi kendine geliştirmedi o ilkeleri. Hepsi önceden olan şeylerdi

d yok.zaten bu aralar tartışılan da bu.halkın seçtiği adamlar mı bizi yönetecek diyorlar ya....yani tepeden inmeci anlayış var(jakoben).devlet atar halk uyar.yani halk seçer devlet ona uyar anlayışı yoktur.

eleştirmek için söylemiyorum.1920 li yıllar bunu gerektiriyordu.sorun 2010 da hala aynı kafanın (ergenekon)direnmeye çalışması ve halkın gözünden iyice düşmesi.

atatürk yeni kurulan devlet için doğru olanı yapmıştır.eleştirdiğim nokta: sistem oturmasına rağmen hala demokrasiye, seçimlere,halka inanmayan kafadır.

Bu sorunun ciddiyetle hazırlandığına inanmıyorum.

@atatürkiye ister inan ister inanma cuma günkü atatürk ve inkılapları dersinin muhtemel sorularından biri.

i7

cpubenchmark.net

i7 sikertir.

www.tcdd.gov.tr

hızlı tren o hatta yok.olanların hızlısı için (bkz: başkent ekspresi)