Giriş
(7)

lpg ortalama yakıt tüketimi

cloudy
lpgli bir aracın şehir dışı 100 kmde yaklaşık yakıt tüketimi nedir sizce?
lpgli bir aracın şehir dışı 100 kmde yaklaşık yakıt tüketimi nedir sizce?
0
cloudy
(19.08.12)
o is direkt yakita bakmiyor.

motor hacmi ne?
otomatik/manuel sanziman?
aracin agirligi?
vs. vs.
0
fader
(19.08.12)
aracı da söyleseydin? kaç motor en azından?

feder sorulması gereken tüm soruları sormuş, ekliyim lastik havaları düşük değil dimi ehehe?
0
ykyt
(19.08.12)
araç 1,6 ford focus otomatik
0
🌸cloudy
(19.08.12)
2000 cc 2 tonluk aracımız 20 tl civarında yakıyor.
edit ve tesadüf: 6 ay önce 1.6 hb otomatik 2005 model focusumuz km ye 35-40 krş yakıyordu. tüp zavoliydi . sattık kurtulduk.
0
ground
(19.08.12)
focus 2012 powershift 1.6 ankarada 12 litre yakıyordu şehir içi.

edit: kullanan arkadaşın biraz hor kullandığını da belirteyim.
0
wildkiller
(19.08.12)
13 metreküp ten hesaplayın gazı. tabi gaz ayarınız varsa. lastik basınçları yerindeyse. lastikler standartsa( 17 falan değil) araba ölümüne dolu değilse,
0
ykyt
(19.08.12)
benim cok da bakimli olmayan 2000 1.8 passatim 10 litre yakiyor. sehirdisinda 8 litreye kadar dusurebildim sabit 110 km hiz.
0
osuruklu
(19.08.12)
(3)

Ağlarken Tekleme

rofl
Geçen komşunun oğlu ağlarken farkettim. Bazı insanlar - mı diyeyim ne diyeyim bilmiyorum zira hiç öyle dikkat etmedim ağlayışlarına - ağlarken tekliyorlar. Şöyle: "Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa aha ahaaaaaaaaaaaaaaaa" Niye ki?
Geçen komşunun oğlu ağlarken farkettim. Bazı insanlar - mı diyeyim ne diyeyim bilmiyorum zira hiç öyle dikkat etmedim ağlayışlarına - ağlarken tekliyorlar. Şöyle: "Aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa aha ahaaaaaaaaaaaaaaaa" Niye ki?
0
rofl
(18.08.12)
çok acı çekiyor veya üzülüyorsa, fazla hararetli ağlıyor olabilir. nefes almada sorun yaşayacak kadar.
bu da aralarda teklemesine neden oluyordur.
0
fauxhumanitas
(18.08.12)
nefes alma ihtiyacından olabilir. "aaaaaa" mevzu çok uzun sürüyorsa nefessiz kalıyordur.

edit: aynı şeyi yazmışım farkında değilim.
0
wildkiller
(18.08.12)
Yoo çok sık ıhı ıhı ıhı mesela. Bana yapmacık olduğunda öyle oluyor gibi geliyor ama bir yandan da yok be öyle değildir diyorum. Belki de başkalarından öyle duyduğundan mı öyle ağlıyor acaba çocuklar?
0
🌸rofl
(18.08.12)
(17)

Çok iyi sır saklayan kişiye ne denir?

Sellim
Çok iyi sır saklayan kişiye ne denir?
Çok iyi sır saklayan kişiye ne denir?
0
Sellim
(17.08.12)
insan
0
spesifikasyon
(17.08.12)
sırkapoz
0
utkucbkc
(17.08.12)
ektem
0
ermanen
(17.08.12)
ağzı sıkı
0
kırmızıkalem
(17.08.12)
ketum diye bir şey var laf çıkmaz manasındaydı sanırım.
0
wildkiller
(17.08.12)
sırrı
0
skywalkeremre
(17.08.12)
sır diye bir şey yoktur, ortaya çıkmamış gizli gerçek vardır sözünü bilmeyen kişi denir.

ayrıca, iki kişinin bildiği sır değildir!
0
analgul
(17.08.12)
güvenilir insan.
0
click here to see her naked
(17.08.12)
ketum
0
esinikaybetmiscorap
(17.08.12)
sıtkı
0
rony
(17.08.12)
çok iyi sır saklayan kişi denir.
0
esinikaybetmiscorap
(17.08.12)
sırbaz, sırsever, sırsavar, sırtapoz etc.
daha da uzatabilirim
canım sıkılıyor evet.
0
zeplich
(17.08.12)
aferin denir(ilkokul terk).
0
frankie
(17.08.12)
sır küpü
0
sistem enkazı
(17.08.12)
senle de hiç dedikodu yapılmıyo aq

denir
0
lancelot du lac
(17.08.12)
seneler önce bir arkadaşıma [sır sakladığı ve kendiyle ilgili şeyler çooook alakasız da olsa kendisi dışında kimse tarafından konuşulmasın istediği için*] ketum dememle başladı her şey.
Ketum olumsuz anlamlar da içeriyormuş, içine kapanık anlamına da geliyormuş, bu onu da asosyal gösteren bir kelimeymiş.
her neyse arkadaşımın başka sorunları da vardı. Ama ben artık yine de ketum kullanmam, çünkü cidden anlatılabilecek şeyleri bile anlatmayan kişilere denmesi daha uygun.
Yani iki opsiyon:
1. Çamura yatmak ve birine bir sırrı açıklatmak için ketum denebilir.
2. olumlu anlamda bir kişinin özelliklerinden birini vurgulamak için sırdaş, sırcı, sır küpü, sır-tutucu, sırsak denebilir. Sonuncusunu ben yaptım.

*örnek: "x bu derse gelmeyecek." bile yasak.
0
fauxhumanitas
(17.08.12)
Sekreter
0
hersheyss
(17.08.12)
(5)

ryanair, check inde imla

goldentitan
şimdi ryanairden aldığımız biletlerin check-in'inin yapıyorum. birlikte gideceğim arkadaşın isminde 4 tane ı var. bu ı'lar check-inde görünmüyor. sadece ünsüz harfler görünüyor. aynı şekilde soyadında da 1 ı var, o da görünmüyor. boarding pass dışındaki her adımda görünüyordu oysa.sorun çıkar mı? bi
şimdi ryanairden aldığımız biletlerin check-in'inin yapıyorum.
birlikte gideceğim arkadaşın isminde 4 tane ı var. bu ı'lar check-inde görünmüyor. sadece ünsüz harfler görünüyor. aynı şekilde soyadında da 1 ı var, o da görünmüyor. boarding pass dışındaki her adımda görünüyordu oysa.
sorun çıkar mı?

bir de bu boarding passleri renkli basmaya gerek yok dimi?


edit: sonradan aynı soruyu sorup okuyan olurs hiç stres yapmasın, hiç soru bile sormadan onaylıyorlar. ben niye telaşlanmışsam o kadar:)
0
goldentitan
(16.08.12)
renkli basmaya gerek yok. önemli olan o barkodu kırıştırmamak. o harfler baskıda kendi çıkmıyorsa bir sıkıntı olmaz heralde.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(16.08.12)
renkliye grek yok. diğer soruyu bilemedim.
0
arboga nehrinin kiyisinda uyuyan adam
(16.08.12)
Renkli basmana gerek yok ama, isim sıkıntı olabilir.

Bizim arkadaşın soyadı Ö ile başlıyordu. O ile yazdık, sıkıntı çıkardılar, OE ile yazmalıydınız dediler.(kabul ettiler sonunda) Siz de ı yerine i kullanmalıydınız, ama yine de değiştirme şansınız yok sanırım. Orada dil dökebilirsin.
0
dampire
(16.08.12)
hayır değiştirilemiyor. çok stres oldum. bende bütün ünlüler a, o yüzden aklıma gelmedi hiç.
boarding passle photoshopta oynasam da araya ı eklesem olmaz mı? farkederler mi? :)

photoshop kısmında şaka yapıyorum.

i olarak yazmalıydınız derlerse çirkefe yatabilir miyim? çünkü hiçbir yerde harfler ingilizce alfabeye uygun olmalıdır yazmıyor. sözleşmeleri fln okudum. sonuçta bir sürü ingilizcede olmayan harf var başka ülkelerde. bu insanlar bunları ingilizceye uydurmaları gerektiğini bilmek zorunda değiller. değil mi?
0
🌸goldentitan
(16.08.12)
bence photoshop olayına hiç girmeyin. bu tür sorunlar zaten sıklıkla çıkıyordur. böyle bir şey yaptığınızı farkederlerse daha büyük sorunlar çıkabilir.
0
wildkiller
(16.08.12)
(4)

anadolu bulvarı araç geçişine açık mı şu an?

bedbed
soru başlıkta.
soru başlıkta.
0
bedbed
(13.08.12)
gece 01:00 ile 05:00 arası tamamen kapalı. onun dışında açık.
0
kibritsuyu
(13.08.12)
anadolu bulvarından istanbul yoluna çıkamadım dün. istanbul yolundan da anadolu bulvarına inemedim. hepsi dün yaşandı bunların ama
0
ozmania
(13.08.12)
istanbul yolu köprüsünde son günlerde farklı bir mevzu mu var onu bilmiyorum ama iki hafta önce a city'ye giderken sadece marşandiz köprüsünde çalışma vardı. köprü yıkıktı, anadolu bulvarı aşağı inip tren yolunun üstünden geçiyordu. geçtikten sonra tekrar yukarı çıkıyordu. sonra da istanbul yoluna çıktım. bir sorun yoktu.
0
kibritsuyu
(13.08.12)
anadolu bulvarının ODTÜ tarafına giden kısmı (dün gitmedim bilmiyorum) dün ve bugün hariç 3 gündür kapalıydı. şu an açılmışsa bilmiyorum.
0
wildkiller
(13.08.12)
(5)

yıkanan kartlar

mula
pantalonun cebinde unuttuğum kredi kartım pasom ve üniversite kartım makinaya pantalonla gitmiş ve bir güzel yıkanmışlar makinada. kesin bozulmuşlardır değil mi? içim kan ağlıyor.
pantalonun cebinde unuttuğum kredi kartım pasom ve üniversite kartım makinaya pantalonla gitmiş ve bir güzel yıkanmışlar makinada. kesin bozulmuşlardır değil mi? içim kan ağlıyor.
0
mula
(11.08.12)
muhtemelen bozulmuşlardır.kartı okumayacaktır makina.ama şans işi.bişey olmamışta olabilir.
0
Belchior-Cesario
(11.08.12)
çipi okumama ihtimali var ama manyetiği okur şifresiz imza ile yaparsın alışverişini.
0
ayiadam
(11.08.12)
bozulmus olacagini sanmiyorum, arkadaki manyetik bant deterjanla falan cok asinmamissa bozulmamistir. deneyip sonucu bildirirsen sevinirim.
0
osuruklu
(11.08.12)
istanbulkart kot pantolonun cebinde yıkanmaştı, hala çalışıyor.
0
inheritance
(11.08.12)
kredi kartını havuzun dibine düşürüp 2 gün sonra jeton düşünce gidip almışlığım var.

edit: çalışıyor.
0
wildkiller
(11.08.12)
(2)

Radara girip girmediğimi nasıl anlarım?

overdose
Radara yakalandığımı düşünüyorum. Eve bildiri gelmeden ceza alıp almadığımı nerden öğrenebilirim?
Radara yakalandığımı düşünüyorum. Eve bildiri gelmeden ceza alıp almadığımı nerden öğrenebilirim?
0
overdose
(09.08.12)
e-devletten öğrenebiliyorsun sanırım.
0
kta
(09.08.12)
Hareketli araçlarla yapılan radar kontrollerinde çevirmede çevirilmediyseniz arkanızdan ceza makbuzu gönderilmez. Genelde yan tarafa sığabilecek araç sayısı kadar araç çevrilir ve sonrasında orası boşalana kadar hız sınırını aşmış bile olsanız kurtulmuş olursunuz. Tabi bahsettiğiniz polis otolarının çevirme yaptığını ve sizi çevirmediğini varsayarak söylüyorum. Bahsettiğiniz polis otoları önceden ihbarını almış oldukları bir aracı bekliyor olabilirler. Yoksa 1 araçtan fazla olacağını zannetmiyorum.


intvd.gib.gov.tr
ayrıca burdan bakabilirsiniz ama hemen girmez.
0
wildkiller
(09.08.12)
(1)

galaksi s 2 de gorusmeyi sonlandirmak için manuel tuş yok mu

ground
menü tuşuna basarak sonlandirtabilecek bir uygulama yokuğur? veya tuş kilidi tuşu ile gorusmeyi bitirse ne güzel olurdu. yardımcı olanlara bedava tik veriyorum.
menü tuşuna basarak sonlandirtabilecek bir uygulama yokuğur? veya tuş kilidi tuşu ile gorusmeyi bitirse ne güzel olurdu. yardımcı olanlara bedava tik veriyorum.
0
ground
(01.08.12)
ayarlar-erişebilirlik-güç tuşu çağrıyı bitirir.

bu şekilde aramalarınızı sonlandırabilirsiniz telefonun yan tarafındaki güç tuşu ile.

edit: asıl soruyu cevaplamamışım. öyle bir uygulama var mıdır bilmiyorum açıkçası ama telefonu tutuş pozisyonu dikkate alındığında güç tuşu çok daha mantıklı bir seçim kapatmak için diye düşünüyorum.
0
wildkiller
(02.08.12)
(6)

masaüstünüzde kaç pencere/program/sekme açık?

niye ama
bazen düşünüyorum da aynı anda 40 tane iş yapmamalı :( benim genelde genel giden evrak (doc, ttx vs), tuttuğum kayıtlar (excel), internet (en az 5 sekme),bi çeviri programı, dosya dönüştürücü (bi yandan çalışıyorum), çoğunluka MSN, çok çok nadir müzik açık oluyor.
bazen düşünüyorum da aynı anda 40 tane iş yapmamalı :( benim genelde genel giden evrak (doc, ttx vs), tuttuğum kayıtlar (excel), internet (en az 5 sekme),bi çeviri programı, dosya dönüştürücü (bi yandan çalışıyorum), çoğunluka MSN, çok çok nadir müzik açık oluyor.
0
niye ama
(31.07.12)
şu anda altta lol açık, müzik açık bir de tarayıcıda burasıyla 9gag açık.
0
barky
(31.07.12)
firefox, foobar2000, km player (altyazı kontrolü için), utorrent
0
yons
(31.07.12)
4 tane ultima online client ı, 1 tane transformice clientı açık onun dısında msn, winamp, firefox falan işte
hiç kasmıyor harbi ben niye bilgisayarımı değistirmeyi düsünüyorum ki :p
0
neira
(31.07.12)
hemen kontrol ettm, her zamankinden cok daha rahat bilgisayarım. 6 sayfa en azında 7 sekme acık.
0
heyamo
(31.07.12)
2x windows explorer
2x chrome (1 inde 18 sekme açık, 2. de bir pop-up)
2x steam penceresi
gom player
itunes
vuze
genelde hemen hemen bu durumda oluyor.
0
wildkiller
(31.07.12)
en fazla üç, daha fazlası rahatsız ediyor, kapatıyorum.
0
Demet
(01.08.12)
(7)

baskı balata yandı

cakmahesapsilicem
yolda giderken sağdan çat diye bi ses geldi ve arabanın kavraması yalan oldu. baskı balata gitti sanırım. yolda kaldık, çalışıyor ama vitese girmiyor, debriyaj etkisiz eleman gibi bişey oldu. napabilirim? nasıl eve getirebilirim? geçici bi çözüm var mı? yapımı kolay bişey mi bu?
yolda giderken sağdan çat diye bi ses geldi ve arabanın kavraması yalan oldu. baskı balata gitti sanırım. yolda kaldık, çalışıyor ama vitese girmiyor, debriyaj etkisiz eleman gibi bişey oldu. napabilirim? nasıl eve getirebilirim? geçici bi çözüm var mı? yapımı kolay bişey mi bu?
0
cakmahesapsilicem
(31.07.12)
bir şekilde 2.vitese atmaya çalış ve tamirciye kadar öyle git. Çünkü tamirci çağırsan oda gelip öyle yapacaktır. Eve getirmende çözüm değil maalesef
0
Absinthe75c
(31.07.12)
bir şekilde derken ne şekilde mesela?
0
🌸cakmahesapsilicem
(31.07.12)
bahsettiğiniz gibi baskı balata gitti ise (akslar de atmış olabilir 2 ihtimal var) konu ile ilgili yapabileceğiniz pek bir şey yok. vitesi 2 ye atma gibi bir şansınız olacağını sanmıyorum tamamen bitti ise. çekici çağırmak durumundasınız. ancak bahsettiğiniz "çat" denilen ses akislerin yerlerinden çıkış sesi de olabilir ki akslar çıktı ise tamirci gelip aks başlarını vs değiştirerek sorunu çözebilir.

edit: yapımı kolay bir şey mi bu sorusuna. akslariniz çıktı ise yapımı kolay ve ucuz bir şey. ancak balatanız bittiyse markaya ve orjinal ürün kullanımına bağlı olarak 300 ile 800 lira arası bir masraf çıkartabilirler (işçilik dahil) araçların bir kısmında şanzumanın inmesi gerektiğinden büyük miktarda işçilik alınır.

@freekara baskı balata bir nedenden ötürü (zamanı gelmiş olabilir, volan eğri olabilir vs.) bittiyse ve en son noktaya kadar kullanıldıysa, bahsedildiği gibi çat diye yolda bırakabilir ve vitese de geçmez. anladığım kadarıyla vites hiçbir şey yokmuş gibi geçiyor ve araba tepki vermiyor yani vites kutusu sağlam olması muhtemel.

yukarda bahsettiklerim durumu anlattığınızda bir tamircinin aklına gelebilecek ilk 2 şey konu ile ilgili.
0
wildkiller
(31.07.12)
araba sürmeyi bilmem de motordan anlarım debriyaj teli kopmuş olmasın
0
mr fusion
(31.07.12)
Debriyaj teli kopmus olabilir, balata gitse vitesi gecirirdiniz ama araba yurumezdi, daha kotusu vites kutusu dagilmis olabilir pek ellesmeden cektirin arabayi.
0
transall
(31.07.12)
Debriyaj'ın hidrolik merkezi de bozulabiliyor. Ben Debriyajsız 200 kilometre kullanmıştım arabayı servise kadar.

Devir eşliyerek vites değiştirebilirsiniz. Örnek olarak 1'den 2 ye atıyorsanız, tahmini olarak 2 ye attığınızda motorun düşecği deviri hesaplayın. Vitesi 2 ye hafifçe iterken gaz'la motoru o devire getirin, cuk diye geçicektir yerine.

4'ten 3 e küçülteceksin mesela. 4. viteste 3000 devirdesin, 3. vitese düştüğünde tahmini olarak 5000 devire çıkacak, yine gaz vererek motoru 5000 devire çıkar, vitesi 3. e itele. Deviri tutturursan geçer, tutturamazsan garç gurç sesler çıkar.
0
skatheist
(01.08.12)
sorun akstaymış beyler, ona sebep olanda traversmiş. sağolun yine de.
0
🌸cakmahesapsilicem
(10.08.12)
(3)

iki adet airties rt 204 modemi birbirine kablosuz bağlama.

ankara cobani
iki adet airties rt 204 modemi birbirine kablosuz bağlayıp ev içindeki kaplama alanını artırmak istiyorum konu hakkında bilgisi olan arkadaşlardan yardım istiyorum
iki adet airties rt 204 modemi birbirine kablosuz bağlayıp ev içindeki kaplama alanını artırmak istiyorum konu hakkında bilgisi olan arkadaşlardan yardım istiyorum
0
ankara cobani
(28.07.12)
Emin değilim ama o iş olmaz gibi. Sinyal arttırıcılardan almanız gerekir. Modem değil.
0
himmet dayi
(28.07.12)
o iş öyle olmaz, kablosuz gücü arttırıcı aygıtlar var ondan almalısın. şu aşağıdaki gibi bişi:

www.wifianten.net
0
hosein
(28.07.12)
192.168.2.1 modemin panelinde çalışma modlarında extender, ap(access point) ya da bridge türü bir şey seçmeniz gerekli ama önümde bir air ties modemi olmadığından tam bilgi veremiyorum. hemen hemen bütün modemler wireless bridge ya da extender olarak kullanılabilemektedir çok çok eski olmamak kaydıyla. ttnet'in verdiği yüzyılın rezaleti pikatel modemde bile kablosuz köprü özelliği bulunmakta.

edit: bir kaynak buldum gibi modeminizin panelinde sol taraftaki kablosuz sekmesinden MESH'i tıklayıp Köprü/Tekrarlayıcı Bağlantısını Etkinleştir demeniz gerekiyor. Sonrasında alt kısımdaki Erişim Noktalarını Ara tuşuna bastığınızda modem sinyalleri tarayacak ve extender olarak kullanılabilecek güçteki sinyalleri listeleyecektir. Bunlar arasından modeminizi seçerek extender olarak kullanılabilir. bilgileri rt-205'in paneline bakarak verdim. 204 de bazı farklılıklar olabilir.

hatta ve hatta direk olarak dökümanları buldum. www.airties.com (ap olarak ayarlamak)

www.airties.com (mesh olarak ayarlamak)
doğrudan rt-204 dökümanlarıdır. modeminizin bir tanesi normal olarak çalışıp internete girebiliyorsa, 2. modemi MESH olarak ayarlamanız yeterlidir. gayet basit bir şekilde yapılabiliyor yani. herhangi ekstra bir aygıt almanıza gerek yok.
0
wildkiller
(28.07.12)
(2)

Laptop/Klavye

yqzkrttpli
Millet yahu bnm laptop daha alınalı 6-7 ay oldu ama şimdiden tuştakımı silinmeye başladı yazılar çıkıyor klavye üstündeki.Bu normal bişey değil farkındayım ama ne saçma şeydir yahu bu.Bu arada laptopum hp pavilion dv6-6115st...Hani acaba tüm hp ler mi böyle yoksa bnmkinde mi bu sorun çıktı anlayamad
Millet yahu bnm laptop daha alınalı 6-7 ay oldu ama şimdiden tuştakımı silinmeye başladı yazılar çıkıyor klavye üstündeki.Bu normal bişey değil farkındayım ama ne saçma şeydir yahu bu.Bu arada laptopum hp pavilion dv6-6115st...Hani acaba tüm hp ler mi böyle yoksa bnmkinde mi bu sorun çıktı anlayamadım.Isınma problemi var zaten evet,yine de teknik özellikleri iyi diye ısınma problemini esgeçtim ama şimdide bu silinme olayı gündemde ne yapmalıyım ?
0
yqzkrttpli
(16.07.12)
garantiye götür normal değil bu kadar çabuk silinmesi. Neredeyse şirkette 30 tane hpnin bakımını yapıyorum hiç birinde böle bir sorun olmadı.
0
zıcanadam
(16.07.12)
hp bu konuda gayet net oluyor genelde. götürürsen klavyeni tamamen değiştirirler.
0
wildkiller
(16.07.12)
(7)

O hayatinizda olsa her sey tamam olacak mi? Sonsuz mutluluk mu sonrasi

leyla3
evet ya, o sarkilarda romanlarda gercek hayatta gelmesi istenen asik olunan, kimi ugruna hayattan vazgecilen, geldiginde ne olacak?
evet ya, o sarkilarda romanlarda gercek hayatta gelmesi istenen asik olunan, kimi ugruna hayattan vazgecilen, geldiginde ne olacak?
0
leyla3
(16.07.12)
150 yıl önce olsaydı sonsuz mutlulukta sonrası.
bu çağda olabilecek tek şey o gelince öbürünü beklemek olur.
şu filmleri ısrarla izleyiniz:

(bkz: closer)
(bkz: last night)
lost in translation
(bkz: vicky christina barcelona)
0
godfrey
(16.07.12)
ölene kadar hayat derdi sonrası. hiçbir şey mükemmel olmayacak.
0
devilred
(16.07.12)
bir süre mutluluk, sonra sıkılma ve nefret. insanlar sahip olamadıklarında uğruna ölebilecekleri şeylere sahip olduklarında, onlardan çabucak sıkılır ve arkalarına bakmadan kaçmaya başlarlar ne yazık ki...
0
wildkiller
(16.07.12)
gol.
0
gates
(16.07.12)
biraz zaman geçince sıkılır ve başkasını aramaya başlar.
0
bunumu demek istedin
(16.07.12)
o hayatımda olduğunda her şey tamam olacak, çok mutlu olacağım diye düşünsem de gelmesiyle birlikte hayatımın içine edecek. öyle bir insan çünkü. gelmesin daha iyi diyorum o yüzden.
0
kullanicadi
(16.07.12)
ben bu konuda hala eskiden oldugu gibi dusunuyorum sanirim...Her sey mukemmel gitmese bile daha kolay mucadele edersin,onun varligi sana guc verir gibi geliyor.ama bunun bilincinde olmak gerekiyor..cunku mutluluk icten gelir,insanin kendi icinde varolan bir duygudur.sen mutlu olmak istemezsen deli gibi asik olsan da etrafina mutsuzluk sacarsin diye dusunuyorum...


kisacasi mutlu olmak icin sebep aramamak,O olsa da olmasa da mutlu olmaya calismak ama gercekten asik oldugunda da kaybetmemek icin elinden geleni yapip ,onun sana kazandirdiklariyla mutluluguna mutluluk katmayi bilmek gerekiyor.
0
fraise
(16.07.12)
(2)

Laptop servis

giggs
electro world'den laptop almıştım 7-8 ay önce laptop garip sesler çıkarıyor.şimdi laptop'u direkt yetkili servise mi yoksa electro world'a mı götüreyim ? bu arada laptop hp pavilion dv6
electro world'den laptop almıştım 7-8 ay önce laptop garip sesler çıkarıyor.şimdi laptop'u direkt yetkili servise mi yoksa electro world'a mı götüreyim ? bu arada laptop hp pavilion dv6
0
giggs
(15.07.12)
yetkili servise götür.
0
bilan
(15.07.12)
electroworld'e götürdüğünde onlar da yetkili servise gönderecekler ve onların kargo teslimat için belirli günleri var. o günlerden birine şans eseri denk gelmediysen cihazın orada bekleyecek, servis dönüşü de aynı prosedür işleyeceğinden 2 ila 4 gün bir kaybın olur ortalama.

yani yetkili servis daha mantıklı.
0
wildkiller
(16.07.12)
(4)

Diş çürümesi

immortal
Ön dişimle yanındaki dişimin tam arasında kahverengilik fark ettim. Büyük ihtimalle çürük başlangıcı ve yanındaki dişin de sararmasına yol açıyor. Ama öyle bir yerde ki, oraya dolgu yapılır mı? Yapılırsa nasıl olacak? Bakınca bile zor görünen bir şey, dolgu malzemeleri oraya nasıl girecek?
Ön dişimle yanındaki dişimin tam arasında kahverengilik fark ettim. Büyük ihtimalle çürük başlangıcı ve yanındaki dişin de sararmasına yol açıyor. Ama öyle bir yerde ki, oraya dolgu yapılır mı? Yapılırsa nasıl olacak? Bakınca bile zor görünen bir şey, dolgu malzemeleri oraya nasıl girecek?
0
immortal
(13.07.12)
adamlar boşuna okumuyo 5 sene. sen merak etme git doktora.
0
hurma
(13.07.12)
benim de dediğin gibi tam o ön diş + yan diş arası çürümüştü. önden değil de arka taraftan girip temizliyorlar. adam dişin yarısını alsa bile hiç farkedilmeyecek şekilde oraya dolgu yapabiliyor. hiç kafana takma iyi bir dişçiye git gerisini o halleder hiç problem olmaz.
0
wildkiller
(13.07.12)
benimde aynısı vardı, ufak bir çürük ön dişte, gittim doktora ve 15 dakikalık işlem sonrası oraya dolguyu yaptı, gayette güzel oldu. bende senin gibi düşündüm ama oluyor yani :)
0
patos64
(13.07.12)
çürük değil diş taşı da olabilir. benim kesin çürüdü gözüyle baktığım bir kahve rengi nokta vardı iki dişimin arasında. dedim ilhan amca (diş hekimim) böyle böyle dişetim kanıyor geceleri arada birikiyor ondan böyle çürüdümü eceba dedim. baktı. iyi de o diş taşı. diş taşı geliştirmişsin dedi. caart diye temizledi şimdi bir şeycik yok :)
0
mercyrium
(13.07.12)
(15)

Deli miyim acaba ben?

wildkiller
Küçükken(yaş 4-5) odanın içinden benden başka garip bir insanımsı bir yaratık yaşadığına dair halüsinasyonlar görürdüm. Bu nedenle karanlıktan inanılmaz bir şekilde korkardım ki şöyle anlatayım ışık açık uyuduğum halde gözlerimi kapatmaya dahi korkardım. Işık açık uyuma olayı uzun yıllar devam etti(
Küçükken(yaş 4-5) odanın içinden benden başka garip bir insanımsı bir yaratık yaşadığına dair halüsinasyonlar görürdüm. Bu nedenle karanlıktan inanılmaz bir şekilde korkardım ki şöyle anlatayım ışık açık uyuduğum halde gözlerimi kapatmaya dahi korkardım. Işık açık uyuma olayı uzun yıllar devam etti(tam hatırlamıyorum yaş 15 bile olabilir). evdekiler durumun ciddiyetini anlamadıkları için psikoloğa falan götürmediler ki kesinlikle gitmem gerektiğine inanıyorum.

Bunun yüzünden mi desem sayesinde mi desen 4-5 yaşından beri lucid dreaming denilen mevzuya sahibim. yani rüyada olduğumu farkedip ona göre davranabiliyorum. hayatımda hiç kabus görmedim çünkü rüyaların kötüye gideceğinden ve kabusa dönüşeceğinden o kadar korkuyordum ki rüyanın kabusa dönüşebileceğini gösteren en ufak bir sinyalde pat diye gözlerimi açıp kendi isteğimle uyanabiliyordum.

hala korkan bir insanım tabi eskisi kadar olmasa da. ancak gecenin şu saatinde bir kaç bardak kahveden sonra yine kendi isteğimle o moda girsem, kendimi uyuyamayacak kadar ve hatta yine ışığı kapatamayacak kadar korkutabilirim. sadece kafamdan geçenlerle.

geçenlerde bir korku filmi izlerken gözlerimi "ellerimle" kapatmama rağmen filmin bütün gerçekliğiyle ve görüntüleriyle kafamın içinde oynamaya devam ettiğine şahit oldum ve gerçekten beni dehşete düşürdü. günlük yaşamda öyle her şeyden korkan bir insan değilim ama hayal gücünden midir nedir izlediğim korku filmlerinden çok kendi kafamda kurduklarım beni inanılmaz korkutuyor. bazen bunu bilinçli yapıyorum.

işin soru kısmı ise şu ki benim bu korkularımın nedeni çocukluğumdan mı kaynaklıdır? bir psikoloğa görünmeli miyim? tavsiyeleriniz ya da yorumlarınız nelerdir?

yaş 21 ve bunları daha önce pek kimseye anlatmış değilim.
0
wildkiller
(11.07.12)
bazen bende rüyamda uyanmak isteyipte uyanamadığım zamanlar oluyor. annen baban çoook önceden gitseydi bu karanlık mevzusunu iyi olurmuş ama sen gene de bir git. faydalı olmayacaktır korkularınla yüzleşmelisin. elektrikler kesilince mumlarla mı evi donatıyorsun yakarsın evi bir gün
0
uykusuz her gece
(11.07.12)
halüsinasyonların birçok nedeni olabilir. nöroloğa da gidebilirsiniz belki. o psikoloğa yönlendirir veya tam tersi.
0
ermanen
(11.07.12)
lucid dreaming sizin durumunuzda bir korunma mekanizması olarak işliyor, bir çok insan bu faza gelebilmek için yıllarını harcıyor ama korku tetikleyeni yok çoğunda, beyniniz işbirliğine girmiş bunda bir problem yok.
ancak diğer kısımda hayalgücünüzün gerçekliği ile ilgili yanılsamanız ilerde daha ciddi bir sorun olarak karşınıza çıkabilir, psikolog değil de bir psikiyatri uzmanına görünürseniz daha uygun.
0
mocha
(11.07.12)
@uykusuz her gece karanlık mevzunu tam açıklığa kavuşturamamışım sanırım, tam olarak olmasa da bunu aştım denilebilir. karanlıktan şu an ben istemedikçe korkmuyorum diyebilirim. daha doğrusu kafamdan bir şeyler geçmiyor değil ancak onları bastırabiliyorum. elektrik falan kesildiğinde paniğe kapılmıyorum. ama bazen kendimi istediğimde dahi olsa bu denli korkutabiliyor olmamın normal olmadığını düşünüyorum.

mesela dün duyurudan korku dizisi tavsiyesi aldım "american horror story" den 3 bölüm izledim sonra orda gördüklerimi kafamdan geçirmemeye çalışarak uyudum. onları düşünsem uyumam çok zor olabilirdi. daha doğrusu yıllar içerisinde kendimi sakinleştirecek ve onların gerçek olmadığına inandıracak yöntemler buldum. bunlarla rahat ediyorum.

@ermanen halüsinasyonlar yaş 4-5 te kaldı onları o zamandan beri görmüyorum. ama korkularımın temelinde yani her şeyi başlatan onlardı diye düşünüyorum.

@want2die işte bu çocukken beni çok korkutan olay olarak ilk hatırlayabildiğim şey bu halüsinasyonlar.
0
🌸wildkiller
(11.07.12)
psikoloğa görünsen çok iyi olur yani çocukluktanmı bişey söyleyemeyiz bence ama izlediklerinle ilgili değil yani seni korkutacak şeyi sen yaratıyosan, bişeyleri izlememek, seni korkutacağnı düşündüğün olaylara bakmamak senin için maalesef çözüm olmuyo,kesinlikle görün bence
0
bunumu demek istedin
(11.07.12)
ben de bir ara karanlıktan korkardım küçükken. ilkokuldayken koridorda siyahlar içinde cüce tipli bir şey görmüştüm. özellikle o beni çok ürkütmüştü. sık sık da evde yalnız kalıyordum. "ben onlardan değil, onlar benden korksun >=)" moduna girdim sonradan. bayağı da işime yaramıştı o yöntem. tabi senin durumun daha ciddi gibi. ne olur olmaz bir doktora görün bence.
0
devils trill
(11.07.12)
@devils trill işte ben de zamanla kendime bahsettiğiniz türden yöntemler buldum. onların gerçek olmadığı, ya da filmlerde gördüklerimle ilgili olsa bile filmlerde hep iyilerin kazandığı(çocukluk işte) vs. gibi. şimdi ise özellikle üzerlerine giderek çözmeye çalışıyorum. "ne olacaksa olsun" mantığı gibi diyebiliriz.
0
🌸wildkiller
(11.07.12)
Çocukların hayal gücü gelişmiş olur, malum. O yaşlarda, vaktimizin neredeyse tamamını hayal dünyasında geçiriyoruz. Evcilik oynarken boş tabaktan hayali yemek yersin, hayali misafirlerin olur vs. Bunlar gündelik hayatın önemli bir parçası olunca, istemdışı olarak da birşeyler hayal etmek mümkün oluyor.
Ama halüsinasyon tabii biraz farklı. Yani böyle bir ruh halinde değilken, kafanızda bir şeyler yaratmaya çalışmıyorken aniden varolmayan bir şey görmek çok da normal değildir. Bu yüzden uyumaya korkmak da normal ve malesef bir kısır döngüye yol açıyor. Çünkü kalitesiz uyku ve uyku eksikliği halüsinasyonu tetikler. Karanlık olmayan ortamda da zaten pek kaliteli uyku uyunmaz. O yüzden belki de normal şartlar altında fazla büyümeyecek bir hayal ya da korku, sizin için devam eden bir halüsinasyona dönüşmüş olabilir.

Lucid dreaming yaşamanız da bu konuyla bağlantılı olabilir. Genellikle korkan çocuklar, yatakta kıpırdamadan yatarlar. Hareket etmeye korkarlar. Uzun süre kıpırdamadan yatarak uykuya dalmak, lucid dream olayını tetikleyen bişeydir. Rüya görmeye hazır olup olmadığınızı anlamak için beyniniz vücudunuzda bikaç kontrol yapar. Ufak bi kaşıntı ya da bi gıdıklanma. Eğer elinizi uzatıp orayı kaşırsanız, vücudunuz haa uyanıktır ve rüya görmeye hazır değilsinizdir. Rüya görürken güvende olabilmeniz için vücudun kapatılması gerekir yoksa rüyanızda yaşadıklarınızı vücudunuza yansıtıp uykunzda hareket ederek kendinize zarar verebilirsiniz.

Bence çok canlı bir hayal gücünüz var çocukken yaşadığınız korkular yüzünden bu hayatınızı olumsuz etkiliyor. Eğer küçükken, bu korkularınız ile ilgili en azından birisi sizinle konuşsaydı belki aşardınız ama bu şekilde devam etmiş. Ciddi bir sorununuz olduğun düşünmüyorum ama günlük hayatınızı zora sokan bir durumsa bir psikoloğa gidin.
0
cereal killer
(11.07.12)
valla hacu, bende evde tekken felan korkardım karanlık vs. olaylarından.
en sonunda elime aldım sopayı hergün gelin ulan siz kimsiniz felan gibi laflarla sopayı sallayıp evin tüm odalarını dolaşıp kendimi rahatlattım.
0
pukka212
(11.07.12)
resmen 2 sayfa yazmışım cevap diye. sildim. bugün, gün içinde, uzun versiyon cevap vereceğim.

ama şöyle diyeyim:
o yaşta gördüklerinizin halüsinasyon olduğuna nasıl kanaat getidiniz?

ve hayır o "halüsinasyon" olduğunu düşündüğünüz şeyler bir şeyin nedeninden önce sonucudurlar. algısal olarak bir farklılık olabilir. ama uyku bozuklukları uzmanı olan psikiatrlar mevcut artık. mesela erenköy ruh sinir'de var. devlat hast. ve online randevu alabiliyorsunuz. danışırsınız en kötü. kaybedecek hiçççbir şeyiniz olmaz. dediğim gibi uzun versiyonu ya özelden ya da buradan atacağım.
iyi sabahlar.
0
fauxhumanitas
(11.07.12)
hacı sen bir doktora görün derim,
bazı korkuların normal yani çoğu insan karanlıktan korkar falan ama çok az insan bir başka yaratık hayal eder.
sen kendi hayal dünyanda tehlike yaratıyorsun sanki.
deli falan değilsin hemen yardırmışsın sende.
0
seyduna6687
(11.07.12)
Dünyada sadece insanlar, onlar da çoğunlukla sen izin verirsen senin canını yakabiliyorlar. Burada tecavüz, taciz, saldırı gibi durumları hariç tutuyorum. Senden bağımsız olarak da başına kötü şeyler gelebiliyor. Ama yine insandan.
Bulundukları yerden dolayı insanlar bombalanıyor, parçalanıyor ve ölüyorlar. Dünyada böyle şeyler oluyor, cepte.

Gerçeklerin canı cehenneme; ama realist bakacak olursan, o karaltının ya da korkuluhikayelerin sana yapabilecekleri pek de bir şey de yok. Ne yapabilirler? Cidden soruyorum, ne yapabilirler sana? Cevap ver yani!!11
pukka212'nin yöntemi gibi bir yöntem de deneyebilirsin. Kendi yöntemini geliştirebilirsin. ama bence bu uykudan verim almayan ve kendini bastıran hal ancak bir yere kadar devam edebilir. vücudun yoruluyor bir kere.

Sabah dediğimi tekrar söylüyorum: 4-5 yaş bunların halüsinasyon olarak nitelendirilmesi için çok ama çok erken bence. gördüğün şeyin net bir suratı, fiziksel şekli vs. var mıydı desem muhtemelen karaltıda kalacağız.

Yalnızca ışık meselesi veya karaltı değil; ben yatağımın, koltukların, masanın altlarında; yani göremediğim her boşlukta bir şey olduğunu düşünüyordum. Şu anda bu çok saçma geliyor bana, ama inan ki 5 sene önceye kadar devam ediyordu. Ama göremediğim yerlere gidip, bakınca gördüm ki orası sadece boş, ya da öyle tozlu ki temizlik vakti gelmiş! Temizlik vaktinin geldiğini görünce, yüzyıllardır bu dünyayı terk edememiş hayaletten daha çok üzülüyordum!

Karanlıkta uyumayı hiçbir zaman sevmedim. 16 ve 19 yaşımda, gece yarısı çığlık atarak ve odada karaltı olduğunu sanarak uyandım. İkisinde de bir şey yoktu. İkisi de kuzenlerimde kalırken oldu. Tehdit edici bir ortam da yoktu yani. uyku-uyanıklık arasında benim hayallerim, gerçekliğe taştı yanlışlıkla muhtemelen. Zaten sabah uyumaya başlayınca ışığa da lüzum kalmadı sonraki senelerde.

Sana dönersek; içine mi saklanıp seni yönetecekler? bilimsel açıdan var olamayan ve sana ancak parazit veya simbiyotik şekilde yapışırsa var olabilecek bir entite ya da varlığı, sen alt edemez misin? yani bu karaltı gerçek değil. ama olsaydı ve sana dadansaydı bile ne yapardı en fazla? ve bu senin canını yakabilir miydi?
hayır.
en kötü ihtimalle gücünü toplayıp, tekrar benliğini ele geçirirdin. Birileri de bu hikayeyle ilgili roman yazardı veya film çekerdi. Bir çeşit hero olurdun.

Çocukluğumdan beri anlatması 1 saat süren rüya veya kabuslar görürürüm. çok değişik şeyler görürüm. Ve bunlar bana gerçekten ilham veriyorlar.
Özetle ben bu konuda bir şekilde "düzeldim". Dürüst bir şekilde, "nasıl oldu da geçti" diye kendimi değerlendirecek olursam, kabataslak beni değiştiren faktörleri şöyle sıralarım:

1. dinsizin hakkından gelen imansız olmak
ortaokulda tasavvuf ve budizmle ilgiliyken, orta sona doğru teenage ateist oldum. Lisede önce deist, sonra zaman içinde agnostik oldum. Şu anda agnostic theism dışında, en.wikipedia.org burada belirtilen agnostisizm türlerinin hepsinden hoşlanabiliyorum.
İşin teolojik boyutu bu. Tabii bu felsefik anlamda da bir kuşkucukluk ve akademik anlamda bir gerçekçilikle beraber daha da büyüyor.
Yani geniş anlamda dünyaya, dünyadaki gerçek gelen şeylerle ilintilenerek devam ederken; hayal gücüme, hayal gücümle felsefik, düşünsel, limitsiz bir alan tanıyorum. Şimdi burada böyle konuşuyorum ya mesela; etrafımdaki insanlara fauxhumanitas nasıl birisi desinler ilk söyleyecekleri şeylerden biri hep hayalgücümle ilgili olur, ve kesinlikle hayal aleminde yaşadığımı belirtirler. Ha ben kendim gibi dreamer insanlarla arkadaş olduğum için bazıları bunu söylemeye gerek bile duymayacaktır, o ayrı.

2. Kendimden daha zayıf bir varlık olarak kedi
Bu kesinlikle çok etkili. Çünkü kediler her sesi duyarlar. Her şeye bakarlar, incelerler, yanına gidip, tatbik ederler, koklarlar. Bir kedi için tipiktir: oturduğu yerden kulağını sesin geldiği yere çevirir; incelemeye gerek bir şey varsa gider, yerinde inceleme yapar. Pisiş, kedim, bana bir çok şey öğrettiği gibi, seslerin somut nedenlerden kaynaklandığını da öğretti. Bence aşırı etkisi var. Senden bu denli güçsüz bir varlığın bu kadar cesur olduğunu görünce bi' feyz alıyorsun, yaka ilikliyorsun.

Ama sonra öldü. Mesela ölümü tamamıyla atlatmak değil belki, her ölüm iz bırakır ama; ölümünü genel itibari ile atlatmam 6-7 ay sürdü. Bu mesele o kadar reel, gerçek, realist, olan, olmuş, bitmiş bir şeydi ki; anlamam çok uzun zaman aldı. Ölümü anlamam çok zordu. Ve ben ölmüş halini görme şansına sahip olmadığım için, bir çeşit ölümle helalleşme faslını da yaşayamadım. Ama şu anda dünyada en nefret ettiğim şeyler yaşlanmak ve ölüm. Çünkü gerçekten bu ikisi hiçbir şekilde kontrolümde değil. Korkacak olsaydım bu iki, kişiye kayıtsız ve mimiksiz şeye korkardım. Ama korkacak yerim yok şu an.

3. Doctor Who
Aklına gelebilecek, küçük bir çocukken (-den beri) korkabileceğin her türlü öcüyü işlediler. Buradan Russell T. Davies ve Steven Moffatt'a sonsuz şükranlarımı bir kere daha, bu sefer bu konuyla ilgili sunuyorum. İnanılmaz bir meditasyon olabilir bence. Davies'in başta olduğu bölümlerde resmen hümanist yaklaşımıyla öcülere sempati kazanmanı sağlıyor. ONLAR DA Bİ CAN TABİ!!!111 diyorsun içinden ahahha

Ciddiyim. Çok güzel, izle. Senaryo, sanat yönetimi + kostüm, sinematoğrafi falan da harika.
Ben mesela aynalardan tedirgin olurken, olayı yatak odama, sokaktan bulduğumuz gizemli bir aynayı koymaya kadar vardırdım. Hani o gözünü kaçırdığın an orada bir şey sana bakıyor olacak gibi geliyor, ya da kapıyı açmadan önce gözetleme deliğinden bakarsın, bir çift kırmız göz sana bakacak ya... o da olmuyor. Bakmıyor. Aynada sen kendine bakıyorsun. Binlerce kez o an dönüp baktığımda, aynada bana geri bakan tek şey kendimdim. Kim o dediğinde de kimse olmuyor. Kapının arkasında da küçük bir cin oturmuyor. Keşke olsaydı dedim bir keresinde kendime, hayat daha eğlenceli olurdu. Ama yoklar ne yazık ki...

Neden kendimden örnekler veriyorum? Çünkü muhtemelen korktuğun yerlerin çocuğunu araştırdım, inceledim, kurcaladım. Buraların üzerine gittim. Yani yapılabilecek her şeyi yaptım, her yere baktım bu gizli vatandaşları bulmak için, ama tüm samimiyetimle söylüyorum yoklar.

Diğer şeyler:

Sabah yazdığım yazıda açıklamalar yapmışım işin psikolojik geçmişine dair, bunlara gerek olduğunu düşünmüyorum. Nasıl olsa bir PSİ insanına danışacaksın. Onlar daha iyi yönlendirirler diye umuyorum. Ama yine de çıldırık anlarında kendini bu mesajı atarken yaptığın gibi ifade et diyebilirim. İçinde kur kur yapacağına: ses çıkart, seslendir, huzursuz olduğunu söyle. Kimseye anlatamıyorsan, kendine anlat. Gerçekliğe geçip, dilsel olarak ifade etmen rahatlatıcı olacak, buna çok inanıyorum. Türlü psikanalitik nedenlerle inanıyorum, bunları sana açıklamama gerek yok. Uzun.

American Horror Story'i beğendin bence. Anlatım şekline bak mesela onun da... Bütün korku hikayeleri aslında sadece senin algılarınla oynar: yani eğer bir lastikse, bunun limitlerini zorlar veya esnetir. Net olarak algıladığını düşündüğün tüm nesnelere anlamı sen yüklüyorsun. Aynı şekilde anlamlarını onlardan alabilirsin de (bence Sartre - Bulantı yı okuyabilirsin, hoşuna gidebilir). Nesnelerin ve şeylerin, istemsiz olarak, anlamlarını en iyi yitirdikleri yer uyku bence. Renkler, şekiller bir şey ifade etmez aslında. Ve tam o noktada, aslında algının da kıyısında olursun. Tabii ki de sen sürekli o kıyı çizgisini aşmayıp, güvenli alanda kalmak için derin uykuya geçemiyor gibisin. Ama ona bedeninin ihtiyacı var. yani gerçekte (çok büyük ihtimalle) var olmayan bir korku nesnesinden dolayı sen kendi kendine fiziksel zarar vermiş oluyorsun. Ayrıca rüya görmek bence çok eğlenceli. Gerçek bir dreamer rüyasız olur muymuş?! Rüya/kabus iyidir. İçinde neye sıkıldığın ayan beyan ortaya çıkıyor, yeter ki rüyalarındaki sinemaya arada uğra.

Burada son kez şunu soracağım: gerçek olsalardı ne değişirdi? Bir kaç kere bastırmayıp, üzerine gidince ne oluyor? Bir denesen ya? Ben senden 1-2 yaş küçükken buna sardığımda, bir şey olmadığın gördükçe mesele ilgimi yitirdi.
Biraz H.P. Lovecraft da okuyabilirsin. Tırsaklığını besler, anlatım dili de güzeldir, namnam.

Çok güzel anlatmışsın bence yaşadığın durumu, biraz empati kurdum ve çok sevimli geldi hikayen. Umarım kendini nasıl iyi hissedersen öyle devam eder her şey.

Sonnot:
İlla psikolog istiyorsan da, psikiatr arıyorsan da; adam gibi bir psikanalist bulacaksan da mutlaka verdikleri akademik çalışmalara ve çalışma alanlarına da bak. Google'da arat. Çünkü birazcık zeki birisinin, en az kendisi kadar zeki olmayan birine bir şeyler danışması kadar saçma bir şey olamaz.
0
fauxhumanitas
(11.07.12)
@fauxhumanitas Öncelikle gerçekten zaman ayırıp bu kadar ayrıntılı ve uzun bir cevap yazdığın için teşekkür ederim.

Zaten o zamandan beri benim kendimi rahatlatma yöntemim dediğin gibi onların bana bir şey yapamayacağı üzerine kurulu. Bu kadar uzun süre bu tür bir şeyden korkmamaya çalıştığında ister istemez bir süre sonra korkunun da azalmasıyla insan sürekli kendini kasmayı bırakıyor. Yani demek istediğim 24 saat kafamdan "korkmamalıyım, korkmamalıyım, korkmamalıyım" diye kafamdan geçirerek gezmiyorum, alıştım.

4-5 yaş halüsinasyonlarına(ya da her neyse) gelecek olursak, onlar sandığın kadar basit şeyler değildi. Odanın kapısının hemen yanında sürekli oturan yaşlı bir kadın, elinde bir trampet var, üstünde garip bir kıyafet. Yani bu kadar netti. Onun dışında kadının fareleri falan filan vardı onları görüyordum. Ben çocukken baya baya hastanelikmişim sanırım yani anlayacağın :D

Ben çığlık atarak uyanma meselesini bahsettiğim gibi kaç yaşına kadar yaşadığımı bilmiyorum bu yine 4-12(belki daha uzun) yaş arası falan sanırım. Ama benim attığım çığlığın nedeni gece uyandığımda etrafın karanlık olmasıydı. Korkudan yorganın içinden çıkamaz içeridekilere bağırırdım, onlar gelir ışığı açarlardı. Yaş ilerledikçe yavaş yavaş korka korka da olsa ışığı açmaya kendim gitmeye alıştım. İşte zamanla da bu günlere gelmiş olduk.

1. Din konusunda düşüncelerimiz hemen hemen aynı diyebilirim.

2. Yıllar boyu annem allerjisi dolayısıyla eve balık dışında en ufak bir hayvan aldırmış değil. Ki hayvanları çok severim ve çok istemiştim almayı.

3. Dr. Who'yu baştan sona düzenli olarak izlemedim. Televizyonda denk geldikçe çok nadir izledim. Gerçi nerden baksan öyle ailenin yanında 15-20 dk izlemek dışında 2-3 yıldır televizyon izlemiyorum. Bilgisayar genel olarak.

Rüya konusuna gelecek olursak bu aralar azalmış olsa da rüya görmekten ben de çok büyük keyif alıyorum. Lucid Dream gayet insanın ufkunu genişletici bir şey. Benim kendimi uyandırarak kabusa dönüşecek rüyaları durdurmam çok gerilerde kaldı çünkü sanırım yine uyandırmam yüzünden artık hiç kabus görmüyorum. Görsem yine uyanır mıyım bilmiyorum duruma göre karar veririm sanırım.

Benim rüyalar öyle pek sanıdığın gibi neye sıkıldığımı ortaya çıkaracak türden değiller. Genelde benim rüyalarımda olağan üstü hiçbir şey olmuyor lucid dream'de genelde olduğu gibi. Şöyle düşün, seni bir anda bir sokağın ortasına atıyorlar. Hiç tanımadığın bir yer. Bir sürü insan seni hiç takmadan günlük yaşamlarına devam ediyorlar. Şu an bunları yazarken oturduğum yerde ne düşünüyorsam, orada da aynılarını düşünebiliyor ve istediğimi yapabiliyorum. Bir nevi rüyalarda yaşadığın 2. bir hayat gibi oluyor. Tabi çok sınırları zorlarsam uyanmam uzun sürmüyor ki insan farkediyor ne zaman uyanacağını.

Tekrar bu kadar uğraştığın için teşekkür ederim. Dün akşam cevap yazmaya fırsat bulamadım telefondan bir tik atabildim yalnızca.
0
🌸wildkiller
(12.07.12)
işine yaradıysa sevinirim.
doktora gidince haber verebilir misin? yapacağı yorumu çok merak ediyorum.

bir de halüsinasyon diye adlandırdığın şeylere yapacağı yorumu çok merak ediyorum.
0
fauxhumanitas
(12.07.12)
şu aralar yaz okulu falan derken çok vaktim yok yazın sonuna doğru gitmeyi düşünüyorum
0
🌸wildkiller
(13.07.12)
(10)

american horror story dizisi güzel mi?

slash01
adam gıbı gerılım korku dızısı arıyorum. supernaturalda bıraz skıldım.bu dızı ıyı mıdır? baska tavsıyenız varsa yazarsanız sevınrım
adam gıbı gerılım korku dızısı arıyorum. supernaturalda bıraz skıldım.

bu dızı ıyı mıdır? baska tavsıyenız varsa yazarsanız sevınrım
0
slash01
(11.07.12)
güzel. gerçekten korku dizisi yani.

bi de "the river" önerebilirim korku olarak.
0
ermanen
(11.07.12)
rıver ı ızledım bıraz sonradan basıt gelmeye basladı.
0
🌸slash01
(11.07.12)
7. bölümden sonra klişelere dayanamadım ve bıraktım.
0
halitkin
(11.07.12)
supernaturalden ıyı mı kotu mu genel kalıte olarak?
0
🌸slash01
(11.07.12)
Supernatural'da hiç gerildiğimi hatırlamıyorum ben çünkü komedi unsuru çok yüksek ama ahs'de baya baya tırstığım kısımlar olmuştu. Bence izle.
0
fifi
(11.07.12)
supernatural korku dizisi değil pek veya asıl amacı ve gidişatı o değil. daha çok gerilim ve macera tarzı. ahs'nin asıl amacı korku.
0
ermanen
(11.07.12)
dün bir duyuru açtım korku dizisi arıyorum ne tavsiye edersiniz diye 6 cevaptan 4'ü american horror story idi.

www.eksiduyuru.com
0
wildkiller
(11.07.12)
korku dizisi arıyorsan masters of horror iyi bir seçim olacaktır.
0
Wolfware
(11.07.12)
masters of horros ızledım hit 3 bolumu var onları ızledım sadece. ben harbıden korkutacak bırsey ıstıyorum. bıraz cocukluk donemlerınde kı korku fılmlerıne benzıyor masters of horror.

2.bolume gectım amerıcan storyde fena korktugum bır durum yok sımdıye kadar ama senaryo ıyı gıbı gorunuyor.
0
🌸slash01
(11.07.12)
şükela dizi. ilk üç bölümü biraz durağan gibidir, sıkmaz ama girizgah gibi. üç bölümden sonra akar gider, durduramazsın. çok kaliteli. supernatural'ı ve the river'ı izlemiş ve beğenmiş biri olaraktan american horror story'nin bu iki diziden daha farklı ve daha üst kulvarda olduğunu düşünüyorum. unutmadan bu dizi "korkudan sıçırma" gibi bir iddiaya falan sahip değil. ve yamulyorsam master of horror'da gerçek kesit gibi her bölümde farklı bi şey anlatıyorlardı, american horror story bildiğin "dizi", tek bir olay etrafında dönüyor.
0
ein lied
(11.07.12)
(7)

türkçe dublaj

macallan
dublajın nasıl yapıldığı konusunda hiç bir fikri olmayan, sadece ordaki ingilizce kelimenin aynısını duymak isteyen adamların. dublaj hakkında yorum yapması aptalca değil midir?film çevirmenlerinin kelime başı para kazandıklarını.kaliteli bi çevirinin hece sayılarak yapıldığı.aynı anda hem ekrana ba
dublajın nasıl yapıldığı konusunda hiç bir fikri olmayan, sadece ordaki ingilizce kelimenin aynısını duymak isteyen adamların. dublaj hakkında yorum yapması aptalca değil midir?

film çevirmenlerinin kelime başı para kazandıklarını.kaliteli bi çevirinin hece sayılarak yapıldığı.aynı anda hem ekrana bakılıp hem metin okunup hem duygu verilerek düzgün bi türkçeyle konuşmanın anasının nikahı kadar zor ve hakkı verilerek yapılmasının seneler isteyen bi birikim ve tecrübe istemesi.

ayrıetten türkiyedeki dublaj sanatçılarının çıkardıkları işlerin dünya standartından yüksek olduğu ve baş roller dışında kaşesi 50 60 liraya,götüm kadar stüdyolarda konuştuklarını düşünülünce,türkçe dublaja bok atan kişi.kimsin lan sen? ne ayaksın?

ve ulan yani allahsızlar,orjnal sesle film izlemek doğru olandır,benim içinde böyle.perdede ya da televizyonda sergilenen performansın birebir alınması için bu şekilde izlemek iyidir.o kadar çok dizi ve film vardır ki kazma amerikan ingiliz oyuncuların öküz öküz oynayıp dublajla bi şahesere dönen.mikrofon başına geçen kişinin sesiyle o insanı farklı biri yaptığı.

bunun en iyi örneği sünger bobdur.bu çizgi filmi orjinal sesiyle izleyip ben beğeniyorum diyen insan evladının alınından karışlarım ulan!
0
macallan
(10.07.12)
tamamiyle katılıyorum.
0
gozyakansakiz
(10.07.12)
yule
(10.07.12)
olaya yanlış bakıyorsunuz. yapılan işin çok zor ya da zahmetli bir iş olması o işin beğenilmesi gerektiğini göstermez. biri çıkar aylarını yıllarını harcayarak bir kitap yazar ve ben birkaç saatlik bir okuyuşun sonunda "beğenmedim" diyebilirim. bu kadar basit. benim bunu eleştirmem için o kitabın ya da dublaj çevirisinin yapılırken ne zahmetlere katlanıldığını, nasıl yapıldığını, ne gibi aşamalardan geçtiğini bilmem gerekmez. nasıl kimse size bir yemeği beğenmediğinizde "ben onun için kaç saatimi harcadım. sen o yemeği nasıl yaptığımı biliyor musun da beğenmiyorsun ulan yavşak sen kimsin?" diyemez ise sizin de dublajı beğenmeyen insanlara bu şekilde çıkışmanızı doğru bulmuyorum.

dublaj sanatçıları çok zor şartlarda çalışıyorlarsa bu bizim onların yaptıkları işi eleştiremeyeceğimiz ya da beğenmek zorunda olduğumuz manasına mı geliyor?

orjinali rezalet olup dublajla adam olan filmlerin, dublajla birlikte rezil olan filmlere oranı 1 den büyük olduğunda ancak böyle bir savunma yapabilirsiniz diye düşünüyorum çünkü dublajla rezil olan filmler saymakla bitecek türden değil.
0
wildkiller
(10.07.12)
dobloj sonotçoloronon öşönon zor olmaso onları ölöştırömicömöz onlomıno gölmöz.

sen dublajı ne tarafından eleştiriyosun ki süpersonik kardeşim,hayatında bi stüdyoda bulundun ya da bu işin nasıl yapıldığı hakkında bi fikrin var mı? bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak nedir ulan.ha dersin ben senelerin dublajcısıyım senkron nedir? aftak nedir? tonlama nedir yalamış yutmuşum bu işin içindeyim dersin.o zaman ben bu dediklerini anlarım ve derim ki tercih meselesi orjinalini izle.bu senin fikrin eyvallah başım üstüne derim.

ulan 100liraya bi adam bi film konuşuyor,oskarlık bi performansmı bekliosununuz ne kafasındasınız lan.iş çok zor bi iş ve karşılığı verilmiyo.dublajın kötü olmasını eleştireceksen bu yönden eleştir,önüne gelen deublajcı olmuş de böyle eleştir.ama kafadan türkçe dublaj sux yeaaa! dersen,orda ağzına diz atarlar.

trt zamanı dublajlarında bitane film göster bana kötü olan,sizin gibi bu işi değersizleştiren zihniyet,özel sektörün dahada işin içine girmesiyle sokaktan geçen adamın,sesim iyi diye gidip az paraya dublaj yapmasına neden oldu.kötü dublajın olması,genel olarak bu işin kötü yapılmasından değil sizin zihniyetinizin suçu.

ulan yani türkiye diyince yoğurt fındık şiş kebap rakı bide dublaj gelir akla.kendi kendimize bok atmayı ne kadar çok seven bi milletiz.
0
🌸macallan
(10.07.12)
birincisi, size katılmayıp fikrini medeni bir şekilde söyleyene niye dobloj sonotçusu falan diye atar yapıyorsunuz. sizi saygıya davet ediyorum.

ikincisi, siz de haklısınız, beğenmeyen de haklı. haklısınız, çünkü dublaj zor iştir. dışarıdan tahmin edildiği kadar kolay bir iş değildir. şartlarınız zor ise ve buna isyan ediyorsanız hak veririm.

beğenmeyen de haklı, çünkü mesela ben de filmi orijinalinden seyretmeyi severim. dublaj bir filmi rezil de eder, vezir de eder. çalışma koşullarıyla, işin teknik tarafıyla çok da ilgilenmiyorum. çünkü ben izleyici olarak elime aldığım neticeye bakarım. burada muhatabınız dublajı yaptıranlar kimse o olmalıdır. yani atarlanacaksanız dublajı beğenmeyen seyirciye değil, size bu işi kaşesi 50 liraya göt kadar stüdyoda yaptıran olmalıdır. dublajı beğenmemek seyircinin hakkıdır. kötü yapılmış dublajı "ama 50 lira alıyorlar ancak o kadar olur" diye kabullenmemizi beklemeyin.

ha demiyorum ki "dublaj dene olgu rezalettir, kahrolsun dublaj". yukarıda da dedim, dublaj filmi rezil de eder vezir de. mesela son dönem dublajlarda sesini çokça duyduğumuz umut tabak muhteşem bir sese sahip olmasına rağmen yaptığı dublajları beğenmem. niye, çünkü sesinde ifade yoktur. bir umut tabak polat alemdar'ı da, leonardo di caprio'yu da aynı tonda aynı şekilde konuşur. ekrana bakmadan titanic izlerken kafanızda polat alemdar canlanır. ve bence dublaj bu değildir. veya ekrandaki kadın hüngür hüngür yırtılarak ağlarken sesi ağlama taklidi yapan adam gibi "ühü ühüüü" diye çıkıyorsa bu da kalitesiz bir dublajdır. ben ekranda gördüğümle sesi bağdaştırabilmeliyim. bunu göremiyorsam ve bu benim izleme zevkimi bozuyorsa dublajcının çalışma koşullarından dolayı buna hak vermem mümkün değildir.

benim idolüm sezai aydın'dır. adam bill cosby'i başka konuşur, rocky'yi başka konuşur, fred çakmaktaş'ı başka konuşur. kendi orijinal sesi de hepsinden farklıdır. hiçbirini de kendi normal ifadesiyle konuşmaz. gözler kapalı rocky izlerken taş devri izliyor gibi olmazsınız. sesine görüntüdeki adamın ifadesini verir, ruhlu seslendirir ve ben sezai aydın'ın dublaj yaptığı şeyleri keyifle izlerim, hiç de rahatsız etmez.
0
kibritsuyu
(10.07.12)
e bu bütün sektörlerde böyle. malın alıcısı daha ucuza daha kalitesiz mala razı olmaya başladığı sürece, üretici de niye kaliteli işe fazla para versin. sesim iyi diyen üç beşini toplayıp üç kuruşa seslendirtir. o yüzden soğuduk zaten dublajdan. eskiden altyazılı film mi vardı?

televizyonda film yok ki artık. kimse televizyonda film izlemiyor ki. hal böyle olunca kim niye televizyonda üç kişinin izleyeceği filmin seslendirmesine dünyanın parasını versin. üç kişi izliyor zaten. onun dışında izleyen sinemada izliyor. onun da dublajlısı gayet kaliteli oluyor zaten. yekta kopan sid'i orijinalinden daha iyi seslendiriyor. o pelteklik orijinalinde yokken, yekta kopan'ın peltek dublaj yapması, sid'in şapşal tipine cuk diye oturuyor. bunun önünde saygıyla eğilirim ben.

ama sistem nasıl işliyor bilmiyorum. bir kere dublajlanan filmin o dublajı kalmıyor mu, niye yeniden seslendirme gereği duyuluyor mesela? tv kanalına mı ait o sesler? back to the future'ın star'ın ilk zamanlarındaki, insanların televizyonda film izlediği zamanlardaki dublajı da efsanedir mesela. başrolde yine yekta kopan. ama sonradan gösterimlerin tamamında çeviri de dublaj da farklı. bu niye değişiyor?
0
kibritsuyu
(10.07.12)
kanalların öle bi salak politikası var. sanırım daha ucuza geliyo,filmleri orjinal diliyle satın alıyorlar,sonra kendi dublajlarını kendileri yaptırıyorlar.kendi çevirilerinide kendileri yaptırıyorlar.
0
🌸macallan
(10.07.12)
(1)

guitar pro yardım

neal cassady
http://d1207.hizliresim.com/z/5/9brt7.png resimde görüldüğü gibi şu 3 notayı nasıl çalıcam? kimi nereye kaydırıyorum napıyorum anlamadım
d1207.hizliresim.com resimde görüldüğü gibi şu 3 notayı nasıl çalıcam? kimi nereye kaydırıyorum napıyorum anlamadım
0
neal cassady
(05.07.12)
o üstteki yay tele yalnızca bir kere vurduğunu gösteriyor. elin 7. perdeye basılıyken tele bir kere vuruyorsun sonra 8. perdeye basıyorsun ama tele tekrar vurmadan. onun sonrasında 5. perdeye elini telden kaldırmadan, kaydırarak geçiyorsun. 3 tane notayı da bu kadar uzun anlattığım için kendimi tebrik ediyorum.
0
wildkiller
(05.07.12)
(27)

siz de her gün onun profiline bakıyor musunuz?

gonul_isleri
her gün profiline, resimlerine bakıyor musunuz? acaba yeni bir şey paylaşmış mı, yeni bir şey yazmış mı ya da nerede ne yapıyor diye bakıyor musunuz?
her gün profiline, resimlerine bakıyor musunuz? acaba yeni bir şey paylaşmış mı, yeni bir şey yazmış mı ya da nerede ne yapıyor diye bakıyor musunuz?
0
gonul_isleri
(03.07.12)
yok.
0
baldur2
(03.07.12)
evet.
0
exist is pretty
(03.07.12)
hayır.
0
kayranin kedisi
(03.07.12)
bazen
0
plastic_angel
(03.07.12)
velev ki bakıyorum. nedir?
0
gereksiz insan
(03.07.12)
evet hem de fena bakıyorum yani her türlü bakma ben de mevcut :)
0
chiko06
(03.07.12)
sapık gibi.
0
Beilschmidt
(03.07.12)
"a perfect stalker catches every change at the moment it happens"

haydar dümen
0
ron dennis
(03.07.12)
ayrılmış mı diye bakıyorum bi ayrılıyo bi barışıyo deli etti.
0
yuto
(03.07.12)
"o" kim? eski mi, platonik mi, mevcut sevgili mi? eski ise evet, platonik ise bazen, mevcut ise hayır.
0
jack of hearts
(03.07.12)
sürekli bir tabda açık duruyor. eve birileri gelirse "sapık mısın lan?" demesin diye kapatıyorum. onlar bakmadığında ara sıra açıp açıp bakıyorum. ağır sapığım galiba lan :/
0
wildkiller
(03.07.12)
hic bakmadim, pisman miyim? hayir. yine olsa yine bakmam.
0
madman
(03.07.12)
bakıyorum, ne yaptığına değil, beni silip silmediğini öğrenmek için.
0
rodeocu
(03.07.12)
bazen her gün hatta günde çokça bakıyorum bazen de aradan 1 hafta geçmiş oluyo hiç bakmıyorum. dengesizim işte.
0
tell me a tale make me believe
(03.07.12)
profiline bakamiyorum maalesef cunku ekli degil bende:)
resimlerine bakiyorum evet, her gun degil ama arada sirada. resimlerdense canli canliya karsilasilacak yerlerde bitiyorum.
ama bir aya kalmaz gececek biliyorumm
0
leyla3
(03.07.12)
Günde en az 10 defa bakıyorum :)
0
holly golightly
(03.07.12)
evet, internete her girdiğimde. bazen de "silmiş midir lan acaba" diye bakıyorum.
0
vatkavisne
(03.07.12)
arkadaş olarak eklemediğim için profil fotoğrafına bakıp bakıp çıkıyorum..
0
linaros
(03.07.12)
her gün değil ama 2-3 günde bir bakıyorum.
0
kakao
(03.07.12)
ayrılalı 2 yıl oldu, her gün bakıyorum. gerçi benimki artık alışkanlık oldu. elim istemeden gidiyor.
0
dead and broken
(03.07.12)
profili yok
0
ac dc vcd si
(03.07.12)
gayriihtiyari
0
kendini bulan adam
(04.07.12)
tabikide bakıyorum,benden sonra ona iyi bakıyorlarmı canı sıkkınmı keyfi yerindemi anlamaya calısıyorum,benden gittiyse hep daha iyisine gitmiştir umarım diye söylerim..(tabikide hakedenlere)
0
mukon
(04.07.12)
facebooku yok gerizekalının.
0
megalomaniac
(04.07.12)
sağ eline o yuvarlak halkayı taktığından beri hayır.
0
bouraque
(04.07.12)
yer imlerine ekledim bile.
0
ekinoksah
(04.07.12)
bakmıyorum diyene bakma.
0
austenia
(07.07.12)
(3)

p/s2'den usb converter ile klavyede oluşabilecek sorunlar

wildkiller
bu tür bir bağlantı yaptığımda özellikle oyun performansında oluşabilecek düşüklüklerden endişeliyim. laptop kullanıyorum ve microsoft laser desktop 5000'in kopma sorunlarından kafayı yemek üzereyim. alternatif olarak bir kablolu klavye almaya karar verdim ve biraz araştırma sonucu a4 tech x7-g800mu
bu tür bir bağlantı yaptığımda özellikle oyun performansında oluşabilecek düşüklüklerden endişeliyim. laptop kullanıyorum ve microsoft laser desktop 5000'in kopma sorunlarından kafayı yemek üzereyim. alternatif olarak bir kablolu klavye almaya karar verdim ve biraz araştırma sonucu a4 tech x7-g800mu almaya karar verdim. bağlantı şekline baktığımda ise hayallerim yıkıldı. bağlantı şekli p/s2'ydi. tekrar arayışa girdikten sonra başka bir alternatif bulamadığımdan, bu klavyeyi bir converter ile laptop'a bağlamayı düşünüyorum. sizlerden bu şekilde bir bağlantı yaptığımda herhangi bir sorun çıkıp çıkmayacağını öğrenmek istiyorum.
0
wildkiller
(08.08.11)
bahsettiğin klavyeyi ben kullanmıştım, ps2'den bağlayarak ama. Fiyatı makul olsa da çok güzel bi klavye olduğunu düşünmüyorum. g15ler bir çok yerde 120-130 liraya bulunabiliyor, oyuna düşkünsen biraz çıkıp garantili iş yapmanı öneririm.
0
portnoi
(08.08.11)
aynı klavyenin usb olan modeli var x7-g800 lü bişey gene inventus.com dan bakın
0
saiko
(08.08.11)
saiko teşekkür ederim bilgilendirme için ama biraz daha araştırınca almamaya karar verdim.

portnoi teşekkür ederim tavsiyeniz için. peki microsoft sidewinder x6 almayı düşünüyorum şu anda. bu klavye hakkında bir bilginiz var mıdır acaba?
0
🌸wildkiller
(08.08.11)
(4)

Odtü eymir tesisleri

wildkiller
Bu tesise giriş için ne gerekiyor? Daha önce binbir yalan söyleyerek girebilmiştik ama artık normal yollardan girmek istiyorum. İçerdeki restorana gideceğinizi söylediğinizde girebiliyormuşsunuz diye duymuştum ama tam da bir bilgim yok.
Bu tesise giriş için ne gerekiyor? Daha önce binbir yalan söyleyerek girebilmiştik ama artık normal yollardan girmek istiyorum. İçerdeki restorana gideceğinizi söylediğinizde girebiliyormuşsunuz diye duymuştum ama tam da bir bilgim yok.
0
wildkiller
(02.05.11)
rezervasyon yaptırıyosun.plakanı veriyosun.giriyosuun.
0
hadii
(02.05.11)
yazım düzeltmesi için teşekkürler gözümden kaçmış. araçla giriş için sormuştum ama dışardaki otoparka bırakıp yürümek de zor değil. ayrıca bu rezervasyon da mantıklı görünüyor. peki restoranın kalitesi ve fiyatları hakkında bir bilginiz var mı? cevaplarınız için teşekkür ederim.
0
🌸wildkiller
(02.05.11)
en son sonbaharda gitmiştim, daha sonra bir değişiklik var mı bilmiyorum fakat orfoz iyiydi. italyan bir misafirimi götürmüştüm, deniz ürünleri hastasıydı. gayet memnun kaldı, fiyatlarda ona göre oldukça uygundu. fakat akşam gider, dışarda otururuz derseniz, her zaman hazırlıklı gidin, epey serin oluyor.
0
silent storm
(02.05.11)
restorana yürüyerek gitmek biraz zaman alabilir. hemen girişte değiller sonuç olarak. en lüksü orfoz gibi duruyor(hiç gitmedim).öyle hem gezelim hem de yemek yiyelim diyorsanız yürüyerek girilebilir lakin o zamanda restorana gitmeye gerek yok. büfeler de yemek gayet mantıklı.
0
maresal jedi
(02.05.11)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.