sahilden antalya'ya kadar geze geze gidin işte. marmaris, datça, fethiye, kaş, kemer. hep güzel yerler bunlar. :))

ben de sahilden antalya diyorum. olimposa uğrayıp sahilin batı tarafındaki kayanın tepesinden denize atlamayı da unutmayın. kaş'a da biraz vakit ayırın.

Foça - Ayvalık (Cunda'ya uğramadan olmaz) - Assos üzerinden Çanakkale'ye kadar yardırabilirsiniz.

aydin söke'ye 35 km mesafede bir balıkçı köyü karine'ye ugrarsaniz pisman olmazsiniz. detay icin (#20010701)
ayrica marmarise giderken akyaka diye bi yer vardir. orasi da tavsiye olunur.

doğru olanı da budur zaten. kardiyo denilen şey. siz düzenli olarak koşunuzu yapın ve ağırlık çalışarak kalori yakmaya başlayın zayıflamaya başlayacaksınız. bölgesel zayıflama diye bir şey olmadığından direk göbek erimeye başlamasa da göbekten de vereceksiniz. koşu çok çok önemli.

evet doğru bir yöntem.
beslenmenizi de kilo vermeye yönelik olarak değiştirin.

mutlkaka yararı olur, ama daha etkili bir yöntem söyleyeceğim size; yanınaza bir çadır alıp fethiyeden likya yolunu yüremeye başlayın. 40 gün sonra antalya'da olduğunuzda vücudunuzda bir gram fazla yağ kalmayacak.

not: yanınıza iki-üç beden küçük pantolon almayı da unutmayın:)

biraz da karnın için hareket çalışırsan en azından sıkılaşır. ben koşu ve ağırlık faslından sonra mekik/ters mekik de yapıyorum, epey fark ettiriyor.

pazar da sıcak olacağını nereden biliyorsun :)

yağsa da çok yağmaz bence, atlayın gelin. yaz yağmuru hem ıslatsa da romantik olur:)

derin nefes al. burunu tıka. ağzını kapat. nefes vermeye çalış güçlüce. bazen işe yarar.

Nezle, grip yada grip başlangıcı vs. vardır diye tahmin ediyorum.

Sakın ola ki burnunu kapatıp nefes zorlayarak kulak açma hareketi yapma. solunum yollarındaki mikrobu vs. kulağına taşımış olursun.

Soğuk algınlığı varsa öncelikle o sorunu çöz.

soğuk algınlığı ile ilgisi yok hocam, ne zaman uçağa binsem tıkanıyo böyle ama bu kez açılmadı işte

sol elinin baş ve işaret parmağıyla burun deliklerini kapat. sonra kulaklarından havayı dışarı doğru çıkart, yani ağzın kapalı, burnun tıkalı dışarı doğru nefes verir gibi yapınca hava dışarı çıkacaktır.

aynısı bana da olmuştu, ağzı burnu kapayıp nefes verme denemeleri falan sadece daha fazla ağrıya sebep oluyordu. oluruna bıraktım, bir hafta gibi bi sürede kendiliğinden yok oldu.

evet, söylenenleri yapınca açık olan sol kulağım da tıkandı ve fena ağrıdı ama bir hafta çook uzun yaw, işkence gibi bi durum...neyse oluruna bırakıcaz artık dediğin gibi...

driverı yükle, fare ayarlarından parmak hareketiyle tıklatmayı kapatmış olabilirsiniz. ona bakın

driverını bulamıyorum toshiba nın sitesinden. o model çıkmıyor seçeneklerde

hareket ediyorsa driver yüklüdür zaten. denetim masası/fare/synaptics sekmesinden ayarlarına bakın. oradan touchpad'den tıklayınca tıklama yapma ayarı (adı her neyse işte) kapalıdır.

en kötü doktor kemiksiz 10 bin indiriyor cebe. fakat kesmiyor. o yüzden ayaklanıyorlar.

aslında işin temelinde daha çok para, daha az çalışma isteği var. bu net.

hakedip haketmedikleri konusunda yorum yapmayayım. ama istedikleri bu. tüm çalışan kesimlerin istediği gibi.

performans yasası ile ne kadar cok hasta o kadar cok puan sistemine karsıyız..olayın görünen yüzü zaten gösterilmek istenen.10000 tl alıyor dedikleriniz zaten kelli felli adamlar, biz ve istediklerimiz madalyonun görünmeyen yüzü.daha dün bi kaymakam bi bayan doktoru dövdü tekme tokat evine gelip hastasına bakmıyor diye, olası mı değil, olmalı mı hayır..ama halkı düşman ettiler maalesef

%20 lik kısımdan bahsediyosun

hayır içinde oldugum %80lik kısımdan bahsediyorum maalesef

ihtiyacı olan hastaya belki kendi cebinden verip yardımını yapan doktorlar biliyorum.. ayda 20 bin liradan aşağı kazanmıyorlardır. uyumuyorlar, hakikaten köpek gibi çalışıyorlar.

ve o para biraz daha eşit dağıtılsın amaçlı en küçük bir değişiklik yapıldığında insanlıktan çıkıyorlar.. artık ekonomik-politik güç olmanın getirdiği bir şey mi bilmiyorum.. ama önce belki kazançları asgari ücret düzeyine indirilip insanlığa yeniden kazandırılmaları gerekiyor olabilir.

recep akdağ isimli adam hangi suretle olursa olsun bu doktorları insanlığa geri döndürebilirse, yaptıklarıyla birlikte memleket tarihinin en mühim adamlarından biri olur.

öncelikle, çok para kazandıklarından filan ayaklanmıyorlar. halkın geri kalanının yaşam standardının düşük olmasının da doktorların iyi kazanmasıyla alaksı yok. bu tamamen vatandaşına hiçbir sosyal güvence sağlamayan ve yaşam standartlarını yükseltmeyi geçtim sürekli düşüren hükümetin/hükümetlerin suçudur. ha, ayrıca avrupada ya da amerikada bir doktor çok daha fazla kazanır emin olun. zaten anlayamadığım şey, millet "ben neden bu kadar az maaş alıyorum?" diye sormuyor ama doktor lafı edildiğinde "ne biçim kazanıyo ibneler!!11birbir" şeklinde tepki veriyor. iyi doktorlar da beş kuruş maaşa çalışsın herkes mutlu olsun anasını satayım.

gelelim doktorların neden isyan ettiğine. bu isyanın sebebi akp'nin çıkardığı yasalarla son yıllardaki süreçte doktorların iyice tüccar yerine konumuş olmasıdır. parası olmayan sağlık hizzmeti alamaz hale geldi, özel hastaneler patladı vs vs. en son performans sistemi bardağı taşıran son damla oldu. maaşın bakılan hasta sayısı üzerinden alınması demek hastaları çabuk tektiklerle geçiştirmek demek. senin, doktorun fazla kazanması uğruna doğru düzgün sağlık hizmeti alamaman demek. yani sen diyorsan ki "doktor bana 10 dakika bakacağına 5 dakika baksın muayenede, bişey kaçırırsa da ölürüm artık" o zaman sorun yok.

kısacası adamlar paradan ziyade doktorluğun ticarete dökülmemesi ve senin benim sağlığımla oynanmaması derdinde.

hastalar müşteri olmasın istiyorlar.

dur bak tik atacağın bi cevap yazayım hemen:

sırf para istiyolar, yattıkları yerden 20000 lira kazanmak istiyolar şerefsizler!

@vi3e , akciğer kanseri babana migren teshisi koyup ilaç yazdırmak için diyosun ya bunun neresinde sen haklısın da karsıdaki ibne oluo , git Allah aşkına ya

@mavibalık: akciğer kanseri olduğunu bilmediğimiz adamı teşhis etsinler tedavi söylesinler diye hastaneye götürüyoruz, hastane odasında suratımıza baksın diye de avcuna 100 TL sıkıştırılıyor. bizim hastalığın ne olduğu hakkında bir fikrimiz yok, hastanın şikayeti baş ağrısı. sonuç: 100 TL karşılığında kasabın yaptığı, ağrıyan başa bakarak migren teşhisi koymak. halbuki ceviz büyüklüğünde tümör var o başın içinde.

geçenlerde fatih altaylıyla teketek özel e çıktı iki hekim ben orada bu olayın çok özet olarak anlatıldığına şahit oldum dileyen araştırıp yeniden izleyebilir ama ben ilgili bölümü özet geçiyorum:
1-)"bakılan" hasta sayısı üzerinden para veriliyor yani 100 hastaya bakınca doktor 100 hasta parası alıyor 90 tanesi öldü diyelim bunu sikine takan yok. bu durumda koruyucu hekimlik (yani insanlar hasta olmadan önlem almak-gıda ve su güvenliği gibi- inanın çok daha ekonomiktir) çöküyor çünkü hastanelerin para kazanması için daha çok insanın hastalanması gerekiyor...
2-)sağlık hizmeti bütündür.yani başhekimin hata yapması nasıl felaket getirirse, temizlik ekibininde hatası felaket getirir(araştırınız: hastane enfeksiyonları) mevcut sistemde hekimler ve diğer sağlık çalışanları arasında ücret uçurumu oluşmuş durumda(bazen 8-10 kat ücret farkı oluyor) bu durum iş barışını bozup yığınla mağduriyet doğuruyor...
3-)insanların hastaneye daha kolay ulaşması demek daha kaliteli sağlık hizmeti aldıkları anlamına gelmez.özel hastanelerin kapısına saçını sarıya boyatmış iki tane güzel kız koymak kolaydır ama bu,orada çok iyi ameliyat yapıldığını göstermez ki son dönemde özel hastanelerde yaşanan skandallar bunu kanıtlar nitelikte...

Yamaha BW's 100

2. el honda activa bak hocam. 1 seneye dağılır bu motor ne oldu anlayamassın.

+ bu motor.un 30 derece bir bayırı 80 kilo yükle çıkabileceğini sanmıyorum. çıkamadıkça daha çok yakacak. iyi markaların 150'lik 2. el scooterlarını öneririm.

bence vergi olayını bu kadar mesele etme, git temiz bi honda activa-honda kinetix falan bul. her türlü sorunu da cevaplarım bu arada olmadı mesaj at.

+1800 lira bu motora verirsen, çok çok yanlış yaparsın. aman diyim.

deeperdown +1

hondalar biraz pahalıgeldi. genelde de restonant çıkması oluyorlar diye yönelmedim. 2. el 150 zat falan baksam o zaman? bütçe 2.elde 1000, sıfırda 1800 civarı.

www.sahibinden.com

illa scooter diyorsan olup olacağı bu :(
ama dersen ki "ben öğrenirim vitesli motosiklet", işte ozmaan apayrı kapılar sana açılır. ihtiyacını belirle ve scooter diye diretme bence.
+1800 liraya çok birşey alamayacağını bil.

hala bis diyorsan bişey demem arkadaş ben :)

motorsiklet konusunda pek bilgim yok ama geçenlerde acil servise motorsiklet kazası yapan bir eleman getirildi.nazi kaskı dediğin tarzda bir kask varmış başında,yüzü paramparçaydı resmen.doktor hayati tehlikesinin olduğunu söylemişti,sonra ne oldu bilmiyorum.

işin özü,olur da motorsiklet alırsan kesinlikle adamakıllı bir kask kullan lütfen...

yamaha bws 100 al. 2000-2001 modellerinden bul 1 milyar civarına al. taş gibidir eski diye korkma. 70 kiloluk iki kişi binin, 40 kilo da yük at, sonra dağa çık:)

ben de 2001 modeli var 100km de 9 lira yakıyor(şehirler arsı. şehiriçi 11 tl oluyor)

yılda 48 tl vergi, ödüyorum..

kask ve ceketin sağlam olsun

çin malı motor alma ne alırsan al.

hemoroid büyük ihtimalle onun için semptomatik tedavi uygulayabileceğin eczanelerde krem mrem bişiler vardir bir sor soruştur hocam.

sıcak su dolu bir kaba otur beş on dk. yararı olur basura.

www.hemoroit.info

buradakilerden hangisi varsa eczaneden alabilirsin.. zaten bir zararı da yoktur bunların, genelde oradaki damarları açarlar..

dışkıda görülen kan mide kanamasi belirtisi de olabilir, kalim gibi cok akilli ve her konuya hakim bir arkadasin bunu bilmemis olmasi imkansiz. muhtemelen ben ayari vereyim de gerisine karismam demis olmali. ama son üc büyük abdest diyorsaniz büyük ihtimalle fissür de olabilir. son zamanlarda kabizlik cekmedi iseniz bile zorlanarak büyük abdestinizi yapti iseniz catlak olmus olabilir. önemli bir durum degil ama ilaclarin ticari isimleri her ülkede farklilik gösterecegi icin eczaneye derdinizi anlatip bir krem rica edin. kalim gibilerin verdigi listelere, hele daha rahatsizligin ismini dogru düzgün yazmaktan aciz internet sitelerine itibar etmeyin. gecmis olsun.

yediklerine kesinlikle dikkat etmelisin artık.

basur ihtimalinin yanında anal fissür ihtimali de var. sıcak su banyosu çok yararlı olur. ayrıca günde 2-3 kez bölgeye vazelin sür. bunlar bölgede kan dolaşımını rahatlatacak iyileşmeni hızlandıracak. 1-2 hafta içinde geçmesi lazım.

kolon kanseri bile olabilirsin, bir an önce doktora görünmeye çalışmalısın. bu şekilde kimse net bir şey söyleyemez çünkü.

derhal doktora gidiyorsun kayranin kedisi'nin dedigi nedenden oturu. sakin gitmemezlik yapma

Cevaplarınız için teşekkür ediyorum.
21 yaşındayım, sigara kullanmıyorum, ailemde kolon kanserine yakalanmış birisi neyse ki yok. O yüzden, kolon kanseri ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyorum.

Tesadüfen, yurttan bir arkadaşımdan daflon isimli hap buldum. Günde 2 adet alacağım, herhangi bir yan etkisi yokmuş çünkü. Tekrar teşekkür ederim cevaplarınız için.

ciddiye alınacak bir durum olan ülseratif kolit hastalarında da görülebilen bir durumdur. bilgisayar başında teşhis konacak bir durum değil. doktora gitmekte fayda var elbette. doktor ifadenize ve bulgulara göre gerekirse kolonoskopiye de alabilir. hemoroid olduğunu umud ediyorum.

tahta kurusu olabileceği gibi alerji de olabilir. fazla ceviz yediyseniz kaşıntılı kızarıklıklar çıkabilir.

ev halkının kordine olarak yediği bir yemek veya herhangi bir gıdadan dolayı alerji olmasın?

öğrenci evindeyiz düzenli olara bi pizza yiyioruz birde biraz fazla kola içiyoruz sanırım
2 haftadır böyle

hacı şunu başta söylesene ya :)
öğrenci eviyse orası bir sürü mükrorganizma vardır la şimdi orda.
tahta kurusu veya başka bir haşere olabilir evi ilaçlayın.
evi temiz tutun.

örümcek de olabilir, mini mini örümcekler bile pis ısırıyo. çift diş izinden tanıyabilirsiniz.

geceleri kaşınıyosa uyuz da olabilir.

(bkz: kurdeşen)

yok kanser (:

öyle sanırım ya bi ilaçlayalım bakalım ne olucak

abaza dini heralde. ya da saplar dini 10bin1 adet erkegin bi arada ne şi var.

zikerim böle dinin aşkını ızdırabını:)

robinson ve cuma'da vardı. yerliler robi'yi kütüğe bağlayıp götüne elliyorlardı. beyaz göt beyaz göt diye.

seksist bir din olsa gerek
(bkz: islam)?

moon tarikatı olabilir mi?

uzakdoğu daydı, belgeselini izlemiştim. çin ya da hindistan gibi geliyor.

@nesrin yolcu başarısız bir ironi denemesi.

sanki güney kore veya endonezyada idi. national geography de olması gerek ben de izledim. dinleri anlatan ya da tabuları anlatan bir belgeseldi.

en.wikipedia.org

"Naked Man Festival" diye aratınca da çıkıyor..

olmaz

olmaz. ek olarak: (git: 166060)

olmaz

olmaz tabi ki.

"kac" kismini yapmamis oluyorsun

Olmaz...

babalar gibi iki pulu eline verip, yiyorsa sende beni vur demişsin... erkekliğin hasını yapmışsın... zaten vuramazsa bir sonraki el illa ki kapatırsın ve o oyun büyük ihtimal marsa gider.

olmaz

olmaz tabiki kaçmıyorsunki sadece 2 kez vuruyorsun hala açıktasın :))

asla olmaz.

katiyyen olmaz.

altyazı ayarlarında yazının fontunu da kendin seçebiliyorsun. türkçe bi font indir onu seç.

biraz daha ayrintiya girsen the kene?

windows'un ingilizce olabilir. türkçe karakter desteği yüklemeyi unutma.

ayni sorun bende de var, eger altyazi filmden bagimsiz bir dosya seklindeyse onu acip icinde su duzenlemeleri yapabilirsin: ctrl+h ile replace (degistir) penceresi ac, orada ust kisma atiyorum "ğ" harfinin abuk halini yazip alta da g yazip alt+a yaparsan butun dosya icindeki ğ'leri g'ye (yani ingilizce karakter haline) donusturmus olursun. bu sekilde ş'leri s'ye, ı'lari i'ye vs. cevirip kaydedersen bir sorun kalmiyor. ha bunun daha kisa bir yolu vardir muhtemelen ama ben boyle yapiyorum ne bileyim.

preferences-subtitle-others-code page-turkish olarak ayarlanınca sorun kalmıyor.

kan bağışladığını özellikle belirt kadınlarda düşük çıkıyor diye duymuştum. erkekler çabuk toparlıyormuş ama.

Merhaba,
Bence de belirtin kan bağışı yaptığınızı. Sorun olabilir. Ben kan aldırdıktan sonra kan bağışı yapmıştım ama, o küçük bir şeydi tabii. Sizinkinin belirtilmesinde yarar var sanırım.
Geçmiş olsun.

zaten senden kanı almadan önce tahlil yapıyolar eğer istenilen değerler çıkıyorsa senden kan alıyorlar.eğer farklı hastalıklar varsa bunu kan vermeden önce belirtmen yeterli oluyor zaten.

@coldnick: sorumu baştan bir daha okuyun bence.

şeker, kolesterol gibi şeyler mg/dl biriminden değerlendiriliyor olsa gerek. yani önemli olan total miktar değil oran. ayrıca kan vermeden önce yaptıkları teste hemogram değerleriniz vardır keşke onu alsaydınız yanınıza:)

alyuvar akyuvar sayınız düşük çıkar. şeker kolestrol olması gerektiği gibi çıkar. doktor o al/akyuvar değerlerini düşük görünce sorar zaten yakın zamanda kan bağışı yaptınız mı diye. sormazsa da siz söyleyin çekinmeyin, boşu boşuna demir hapları yutmayın.

alt çeneyi öne çıkarıp, alt dudak burnumuzun ucunun hizasında olacak şekilde tutarak hohladığımızda ve aynı anda da burnumuzdan nefes aldığımızda ağzımızın kokusunu alabiliriz.

kibar olmayan birini bulup biranda samimileşin. kokuyorsa söyler.

ağzınızın kokmamasını sağlayarak. bakımlı bir ağız zaten kokmaz.

mide sorunu varsa gayet de kokar.

elini yalayıp koklayabilirsin

valla yakın bi arkadasinizin dibine girip acik acik sorun en iyisimi.ama varsa bu acı gercegi soyle diye ısrar edin. insan soyleyemiyor

Annenize koklatiniz. Gidip aniden suratina "Hohh"layin. Sonra da piskince "Kokuyor mu eheuehe" diyin.
Ben oyle yapiyorum.

@desdinova,
bu elini yalayıp koklama ne kdr güvenilir bir yöntem?? bi insanda hep bi pozitif sonucu verir yaa :((

el yalama olayında kurumuş tükürüğü kokluyoruz, ağız kokusuyla fark var sanki arada?

elinizi parmaklar bitişik şekilde yuvarlak yapın ve ağzınızla burnunuzu aynı anda avcunuzun içine alıp elinize hohlayın. hemen akabinde avcunuzun içindeki havayı koklayın.

bademcikleri aldırdıysanız kesin kokar.

nerden bilebiliriz ki hiç tanımadığımız bir insanın nasıl bir tavır takınacağını.

1- sevmem genelleme yapmayı ama çoğunluk hayır, seninle mi uğraşacağım gibi bir tepki verir. bir de istediğiniz şey yasadışı olduğu için iyi bir insan olsa bile kabul etmeyen doktor olabilir. gerçi para alınca mı yasadışı oluyordu. bilemedim şimdi..

@coffee and cigarettes; tahmin istemiştim sadece!

Ben üniversitedeyken bu dediğini yaptım ve doktor bana "Kusura bakma veremem" dedi. Hayatımdaki ilk gerçek olmayan rapor talebimdi, aynı zamanda da son oldu. Teşekkür ettim çıktım, ağlanacak halim yoktu.

aynı gün ise sağlık ocağından(merkez değil) sanırım alabilirsin. ama demogoji yapamazsan bile sevimli olmaz zorundasın, tecrübeyle sabittir.

ben lise son'da bakırköy kızılaydan almıştım
hiç konuşmamıştım bile 2-3 sene öncesinin 25 milyonunu mu ne vermiştim yanlış hatırlamıyorsam veznede kadın parayı aldı "doktor sizi bekliyor" dedi girdim doktorun odasına "merhaba nasılsınız buyrun" dedi imzaladı verdi adam
kızılaya bakın isterseniz..

hala öyle midir, yoksa bilgisayarlı sisteme geçmişler midir bilmiyorum ama normalde siz doktorun odasına girersiniz bu sırada hemşire sizi bir deftere kaydeder. sonra rapor yazıldığında da o başka bir deftere kaydedilir filan. işte geçmiş gün için rapor almak zordur çünkü o defterde sizin istediğiniz günde bir boşluk olması gerekir ki bu da genelde olmaz.

bu nedenle hiç uğraşmayın derim.

vermediği gibi fırça bile çekebilir.

ben aynı gündeki sınavdan dolayı gerekli tavrı takınarak (shrek'teki şu kedi gibi bakarak) almıştım. rahat olmuştu. ama geriye dönük rapor vermez diye düşünüyorum.

bana egosu şişkin olan biri vermemişti. sınava giremedim fena patladı. okul 1 sene daha uzadı.
ne yap et hasta numerosu yap

antalyaya girerken bu yazıyı koca koca puntolu harflerle görebilirsin kepez beleni tarafında.

yanlış olsa sanırım her gün en az 100.000 kişi görüp boyun eğmezdi. tabi bu saçma bir mantık. her gün nelere boyun eğmiyoruz ki. hadi yoldaşlar baş kaldıralım. Devrim :) pis gaza geldim.

(bkz: şüphesiz ki antalya dünyanın en güzel şehridir)

www.antalya.gov.tr
bu adreste tak diye çıkar.

@meraklı
sonuçta "atam izindeyiz" atatürk imzalı afişler gördü bu memleket. bide zaten valiliğin internet sitesinde gördüm ilk defa.

@ermanen
verdiğin bakınızı biliyorum, hiçbir açıklayıcı bilgi yok.

Atatürk'e ait değil ama doğru bir önerme:)

koskoca pankartla "türk şoförü en asil duygunun insanıdır" k. atatürk yazmışlardı zamanında. biraz da kuran cümlelerine benzemiş. "şüphesiz ki allah..." :)

ne bileyim resimdeki kişiyi tanımıyorum bile koymak istemedim o yüzden.(akdenizde olduğunu tahmin etmiştimde,arkadaki şu manzara ile ilgili bir çıkarım yapılabilir diye düşündüm)

amasra gibi geldi bana girinti çıkıntılardan.

amasra daha yeşil, ege civarlarında olsa gerek. ayvalık diyerek atışımı gerçekleştiriyorum.

fikir edinmeye başladım sayenizde

gündoğan derim ben.

ege ve akdeniz kiyilarini da icine alan guneybati sahillerinde herhangi bir yer olabilir, reklam panolarinda ne yazdigini bulsak, evler biraz daha yakin gozukse daha cok ipucu olabilir, baska foto yok mu, neden sadece bu fotograf?

tahminim ise bodrum taraflari...

sadece bu foto var malesef keşke daha fazla olsa.ama beklemediğim ve çok mantıklı bulduğum cevaplar alıyorum.

ipucu: ankara değil (:

(:

iddia ediyorum ayvalik

demre/antalya

asos yav..

bu arada ödüllü Burası neresi? yarışması için;

www.tempo24.com.tr

çok büyük ihtimalle ege, bodrum civarı olma ihtimali yüksek..

kaffein kullan. garip bir çözüm evet:)

her ne kadar ilk önce "root" olarak grafik ekrandan giriş yapmak tehlikeli demeliysem ve dediysem de :
büyük olasılıkla makinede KDE 4.xbeta kurulu ya da nightly'ler (değilse ayıp bana) eğer root olarak KDE beta ya da nightly'e giriş yapmışsanız olmuş olabilir.

kde ile ilinili değilse .vlc ya da benzeri bir klasör olmalı onu silip (ayarlarınızı kaydetmek riskini göze alarak) da deneyebilirsiniz. normal şartlarda /home/kullanici altinda olması gerekir ama sizin durumunuzda /root altında olacaktır.

bir diğer yöntem de terminalde sudo "sıradan kullanıcı" yazıp terminal üzerinden vlc çalıştırmak da olabilir.

genelde sabah derler.. ama tam olarak bilen birine sormak ya da prospektüsünü ya da etiketini okumak lazımdır.

gece al ki idrarınla hemen vücuttan atılmasın derler ama tamamen kocakarı ilacı mantığı da olabilir.

sabah kahvaltıdan sonra alınması tavsiye edilir, ki vitamin'in yarı ömründe vücuddan atılabilsin filan diye.

ne vitamini aldığına göre değişir.

hiç farketmez gibime geliyor. ilaç değil ki bu.

kimisinin prospektüsünde kahvaltı sırasında der. multivitaminlerde denk gelmiştim. bir yudum çay, bir zeytin, bir vitamin tableti, sonra domates.

yok ya yıkamak dedikleri genelde cımbız gibi bi aletle kulak içindeki kirleri temizlemek oluyor, 5dk'lık bi işlem..
ama hiç duymama diyorsanız sorun daha karmaşık olabilir..

bir şey kaçmış gibi geliyor bana, çünkü bir tıkanıklık hissediyorum, bunun için yıkatmayı düşündüm ilk olarak.

tabi küçük çaplı bir operasyon zannediyordum olayı ben. dediğiniz gibiyse endişeye gerek yokmuş.

bunun iki metodu vardır:
1-(eğer bakteriyel bir durum mevcutsa) büyükçe şırınga ayarında bişeyi kulağınıza sokarlar ve içindeki sıvıyı kulağınıza basınçla zerkederler (ki hiç sevmem, ve belki artık tarihe karışmıştır)
2a-(eğer dışardan kaçan bir şey veya kulağın kendiliğinden tıkanması varsa) o cımbızımsı aletle manuel alırlar (pek rahatsız edici değildir, sadece ufak acılar duyabilirsiniz arada)
2b- aynısını vakumlu bir aletle yapabilirler. kulak kanalına sokulan aletle çekerek... (bunda da acı yoktur ama çok berbat bir sesi vardır)

tabii en iyisini doktor sanayii bilir :)

geçtiğimiz yaz askeri hastanede portik'in bahsettiği 1. yöntemle temizlemişlerdi benimkini. insan ister istemez huylanıyor tabii. ama çıkan kiri görmek lazım bir de, iyiki temizletmişim denebilir.

sağlık ocaklarında hala o şırıngalı yöntemi kullanıyor hekimler. hiç de korkulacak birşeyi yok.

portik'in bahsettiği 1. yöntemle bende temizletmiştim kulakları. acı namına bir şey hissetmiyorsunuz. suyu pompalıyor, kirler dışarı çıkıyor sadece. ondan sonra dünya daha gürültülü bir yer oluyor.

bir de, şırıngalı yöntemden sonra hemen açılmıyor kulak. bir gün sonra falan açılıyor.

pislikten dolayı tıkanmıştır. kulakiçi kulaklıklar, tıkaçlar, kulak temizleyiciler, tozlu ortamlar yıllar içerisinde kapatabilir boruyu. yıkatın, inanılmaz bir rahatlık oluyor...efil efil.

arkadaslar, su konuda da bilgilendirirseniz sevinirim.
hayatimda bir kere temizlettim (sulu bi islem degildi)

benim babamda da ara ara varmis bu, senede bir iki kere temizletirmis bir kulagini.

sorum su ki, cok fazla temizletmek tikanmasini hizlandirirmis. bir miktar orda kir(ya da salgi her ne ise) kalmasi saglikli imis. nedir aslı?

doktor kamerayla içine bakıp neyin olduğunu anlar. kendi kendine doktora gitmeden kulağını temizletemezsin. o gerekirse temizler. büyük ihtimalle işitme testi isteyecektir.

ilk olarak 18 yaşımda başladım kulak temizletmeye. kulağımda hımbıllık olduğunu ve kendi kendini temizleyemediği için temizletmek gerekir dedi doktor. kulağımda sürekli bir uğultu olmaya başladığında ve duyma yeteneğim azalmaya başladığında doktora gitmelerim başladı. önceleri yılda bir gidiyordum sonra bu süre önce altı ayda bire daha sonra üç ayda bire kadar düştü. bundan hareketle diyebilirim ki tembel olan kulağı daha da tembelleştiriyor kulak temizletme. ancak temizlendikten sonra ohaa çevreden bu kadar kuş cıvıltısı geliyormuymuş diyorsun.
yöntemlerin hemen hemen hepsi aynı kalitede sonuç veriyor. ancak şırıngalı yöntemin psikolojik üstünlüğü var. sanki kulakların gıcır gıcır oluyor işlem sonunda.

Kulak epiteli zamanla salgısıyla beraber dökülür. Bunun adı "serumen" dir. Eğer dış kulak yolunu ıkayan bir engel varsa bu madde dışarı çıkamaz ve içeride fazlalaşarak "Büşon" deninlen tıkacı oluşturur. Bu durumda onun çıkartılması gerekir. Fakat KBB doktoruna görünmeden herhangi bir eylem yapmayın. Çünkü arkası görünmeyen cisimler dış kulak yolundan çıkartılıp alınmamlıdır. Eğer kulak zarına teması varsa onu da birlikte getirir. Ayrıca kulak yıkatma dış kulağın kendi salgı ve temizleme mekanizmasını bozacağı için pek önerilen bir yöntem değildir. Geçmiş olsun.

bence sorununuz kulak tıkanması değil, bir çeşit işitme kaybı. mutlaka işitme testi yapın derim.

neler diyorsunuz yahu, çok gencim daha sağır olmak için, dinlemek için ne albümler vardı daha sırada oysa ki.

yarın ilk işim hastaneye gitmek olacak. korktum valla.

Sorun olmaz.

kurma bence :P vista iyidir.

bu düşündüğünüzden biraz daha karmaşık olabilir, bence bırakın windows 7 biraz yayıldığında toptan geçin.

bi karmsıklıgı yok, catır cutur kuruluyor. uzerine kurunca sorun olabilir, ki ayrı br surucuye kuracagını soylemıssınız zaten. tavsiyem ucuncu bir partition olusturup oraya kurmanız. ilerde kurtulmak istediginizde verileriniz de ucaiblir. os kurulu partition da pek bisey tutmamak gerek.

korkuyorum veriler uçacak öbür bölümdeki diye.. işlerim hepsi bilgisayarda

üçüncü partisyon nasıl oluşturulacak, onu da sorsam?

magic partition diye program hatırlıyorum, bi bakın isterseniz.

acronis disk direcktor kurup ordan create a partition diyip 30-40 g kadar bi alan olusturup oraya win7 kurabilirsiniz. acronis in arayuzu oldukca kolay. acelesi yoksa aksam daha detaylı anlatabilirim.

kene, partition magic o, vista ile sorun cıkarıyor. acronıs ın tam uyumlu versiyonu var vista icin.

7'yi kurarken sana bölüm oluşturmanı soracak o sırada d sürücünü sil ve yeni bölüm oluştur o sırada ne boyutta istiyorsan o boyutta bölümler oluştur ve istediğine yükle 7'yi. bu arada bölüm silerken karıştırmamak için windows altında c ve d sürücülerine isim vermeyi unutma.

edit:
partition=bölüm

belirtme ihtiyacı hissettim birden

şimdi baktım D sürücüsü 49 gb, bunu ikiye mi bölmeliyim, ulan cehalet harbiden zor

evet 2 ye bol. 24-25 sklinde.

tamamdır, teşekkür ederim, acronis konusunda da bilgi alayım uygun olduğunda, tekrar teşekkürler :)

aksam 8 gibi yardımcı olabilirim.

acronis'le işin yok ki!
7'yi yüklemeye geçtiğinde dediğim gibi d sürücüsünü sil, yeniden oluştururken dilediğin boyutu ver, d yap. sonra kalan bölümü de oluştur e yap. d'ye 7 kur, olsun bitsin.

çömelmek gerekiyodu galiba. eller başı üstten tutacak şekilde. s. demirel demişti.

en az zararı almak için yapılacak şey dua etmek olabilir :P

şaka bi yana sadece ip kopunca asansör aşağıya düşmez. paraşüt de denilen bir mekanizma vardır asansörlerde. kabin belli bir hızı geçtiğinde bu aparat açılarak mekanik fren yapar ve kabini durdurur. bu aparatın bozulması ve ipin kopması olaylarının aynı anda olması gerekir düşmesi için. sorunuza cevap olmadı ama söyleyeyim dedim

(bkz: Luzumsuz Bilgiler Ansiklopedisi)(Daha dün okumustum. Tesadüf iste)

Asansor duserken ziplanilsa ne olur ?
Dusunun ki, asansorunuz bozuldu ve 60-70 km/saat, yani saniyede 18 metre hizla dusuyor. Siz de son saniyede yukari zipliyorsunuz. Yukari ziplamaniz olsa olsa saniyede 4-5 metre hizla olabilir. Yani siz yine de yaklasik saniyede 13-14 metre hizla yere dusmeye devam ediyorsunuz.

Ister saniyede 18 metre, isterse 13 metre hizla yere dusun, sonuc fark etmez. Sizi yerden kazimak zorunda kalabilirler. Lutfen panik yapmayin, asansoru tutan tek bir kablo degildir, en azindan 5 veya 6 kablo vardir. Bu kablolarin her biri tek basina asansorun agirligini tasiyabilir.

Diyelim ki, bu kablolarin hicbiri gorevini yapmadi, asansoru durduracak bir baska fren donanimi daha vardir. Hatta bazi asansor bosluklarinda ilaveten yayli veya yagli, hayati tehlikeyi onleyecek ozel sistemler de bulunur.

Bu sistemlerin hicbiri calismazsa yine de iyimser olmaya calisin, hic olmazsa hayatinizda bir kere, hicbir katta durmadan dogrudan zemine inmis oluyorsunuz!

sonuc odakli cevap gelmemis ki hic :p

asansor yere cakilinca en az zarari almak icin; o anda yere temas edecek organlarin en yumusaklarindan secilmesi iyi olur bence. ornegin ayakta durmak veya amuda kalkmak hos olmaz, kemikler yere carparsa kirilir. yere yatip kafayi kollar arasina alarak olusturulan bir fetus pozisyonu; kafayi, kemikleri ve temel organlari korumak icin iyi olacaktir. asansordeki kisi sayisina gore bu mumkun olmayabilir.

yatıp fetus pozisyonu alırken, sağ tarafınıza dönerseniz kalbiniz vücudun üst kısmında kalır ve yere çarpmanın etkisini daha az yaşayabilir diye düşünüyorum. ama her halukarda yüzünüz kıbleye baksın. ne olur ne olmaz.

Asansörde başka insan varsa onun sırtına tırmanılabilir, şişman teyzeler en makbule geçeni.

yanınızda biri varsa onu yere yatırıp üstüne uzanın.

o hızla giderken zıplamak imkansız, zıplanamıyormuş(bir güç var). brainiac bunu incelemişti, manken her defasında pertti.

serbest düşüşe geçmiş asansörün içindeki yine serbest düşüşteki insanın kurtulabilmesi için asansörün ivmesinden daha kuvvetli bir şekilde yukarı zıplaması gerekiyor. e bir de asansörün tam yere çarpma anını hesaplayabilmek lazım ki o da imkansız. bu konu zamanında mythbusters da irdelenmiş o maket adam da heder olmuştu. zıplamak yerine yere uzanın yine siz.

benim merak ettiğim, asansörün tavanında tutunacak bi yer bulup ta oraya asılıp salınsak çarpma anında nolur acaba?

zeminde ortada bir demir gördüm bizim asansör boşluğunda, son durak tren istasyonlarındaki gibi. dolayısıyla asansörün ortasında durmamak gerek.

o iplerin kopması bir kez yaşanmış o da binanın tekine uçak girmiş (wtc değil, çok daha eski). başka da kaza yok sanırım.

bir de düşse o kadar hızlı düşer ki zıplayıp hızını azaltsan da yine de oldukça yüksek bir hızla aşağıya doğru gidiyor olacaksın.

demire tutunursan da Cüneyt Arkın filmindeki gibi kolunu koparabilirsin.

mythbusters'ta da denendi bu.asansörün çarpma şiddetinden, ezilip büzülmesinden ve sarsıntıdan nerdeyse her yere çarptı manken. kollar bacaklar havada uçuştu:) çarpma anında zıplattılar, kafası falan eğrilmişti:)

modemin firmware güncellemesi çıkmış mı bi bak derim ben. modelini yazmadığın için tam adresini yollayamıyorum. www.airties.com burdan modelini falan seçip son firmware'i kendininkiyle karşılaştır. seninki eskiyse güncelle. seninkini de modem arabirim sayfasında(şu 192.168.2.1'le girilen yer) bi yerlerde bulabilirsin net bilmiyorum yerini.

telefon kablondandir, ahizeyi kaldir bak bakalim hisirti falan varmi. varsa 121'i arayip ariza kaydi ver zaten bant kaydi insanla muhatap olmuyorsun.
birkaç güne çözülür.

aynı şeyi 1 senedir yaşıyorum. bu kopmalar sırasında speedtouch 330 ile ise gayet rahat bağlanabiliyorum. yani sorun hatta değil airties rt-103 denen lanet olası modemde. 2 kere servise verdim fakat değişen bişey yok.

evet firmware güncel.

wireless ise, intelin sitesinden sürücü güncelleme yap... işe yarıyor.

aynı sorun bende de vardı, modemi değiştirip kurtulmuştum.

kardeşinizin sevgilisi kaç yaşında?

yas ve zevk bilgileri vermemissiniz o yuzden ortaya karisik yaziyorumm

(bkz: parfum)
(bkz: kravat)
(bkz: playstation 3) (sevincten delirtme mode : on)
(bkz: wii)
(bkz: psp slim)
(bkz: bisiklet)
(bkz: motosiklet)
(bkz: powerball)
(bkz: model araba)
(bkz: model ucak)
(bkz: model gemi)
(bkz: gitar) (veya herhangi bir enstruman)
(bkz: dvd)
(bkz: portable dvd player)

vs... vs...
www.bunlardanistiyorum.com ya da burdan bir seyler..

İsmine özel t-shirt al.seviyorum falan yazsın.

kol saati.

sigara içiyorsa bi kartoon sigara(kötülemesene kardeşim bi karton sigara en az 35 YTL{doğru düzgün bi sigara baz alınmıştır})

kafa içi basıncın arttığından olabilir pekala.

basınç neden artıyor olabilir ki acaba?

kan akışı hızlanıyor olabilir. sigara içiyorsunuz damarları tıkıyorsunuz da olabilir. salladım.

eger uzuldugumuz birseye agliyorsak stres olusuyor dogal olarak, ayrinca duzenli nefes alamadigindan beynine yeterli oksijen gitmiyor, kaslarin kasiliyor, ozellikle yuz kaslarin, hormonlarin ve duygularin degisiyor, psikolojik olarak da etkileniyorsun. daha sayim mi :)

peki ağlamayı kestikten bi süre sonra geçmesi gerekmez mi bu durumda bunun hakkında bişeyler sayılabilir belki biraz daha.

vucudunda degisiklikler olmus o kadar, aglama kesilince birden gecmez tabiki etkileri, zaamani da biraz da metabolizmana ve duygusalligina bagli...

gözyaşlarınızı içinize akıtırsanız da inanılmaz baş ağrısı yapabilir.. nedenini bilmiyorum :)

www.sky.fm

www.musicovery.com olmasın?

ikisi de değildi. sky.fm güzelmiş ama.

di.fm ?

o da değil fakat bunlar yeterince işimi görür sanırım:)

kaplumbağa besleyebilirsin. şu kırmızı yanaklı olanlardan 5-6 senedir besliyorum ne elektrikli zımbırtı ne bişi istemeden yaşayıp gidiyorlar. akıllı da hayvanlar balıktan daha çok tepki veriyorlar açıkçası. hem 1 hafta beslemeyi unuttuğunda çat diye ölmüyor dayanıklılar baya ;)

kaplumbağalar ölmez. küçük bi tasta beslersin ölmez. öyle elektrikli zımbırtılara hiç gerek yoktur çünkü hava soğursa ısınana kadar uyur.(öldü sanabilirsin ama ölmez) üç gün yem vermediğimi bilirim ölmedi:)(lakin sonrasında kendimi biraz kötü hissettim merak etme) bu açıdan bakınca çekici geliyor kaplumbağa. ama küçük kaplarda besleyince çok pis kokuyor.

en iyisi balık:)

ben de kız arkadaşımın kaplumbağasına bakıyorum şu sıralar. 0 hareket var kendisinde. öldü sandım korktum, baya araştırdım falan; sanırım kış uykusu gibi bir durumları varmış ama yarı uyanık böyle kafasına falan dokununca tepki veriyo yine. adı "hüzün", kaç yaşında bilmiyorum... (bkz: çok dertliyim be sözlük) :( :(

kaplumbağa tavsiye etmem. kaplumbağa "gerektiği gibi bakıldığında" çok fazla büyüyor! tasta bakarsan büyümez tabii ama, o tas onlar için işkenceden başka bir şey değil. yalnızca hayatta kalabiliyor hayvanlar. yaşamak denmez ona. hem bakmış da sayılmazsın. gerektiği gibi bakınca da elini ısıracak, canını yakacak, durduğu yerden kaçabilecek kadar büyüyor.

balık için ise, filtrasyonsuz ısıtıcısız "hayatta kalabilecek" bir balık olarak betta splendens var. ama o da, yalnızca hayatta kalmayı başarıyor o ortamda. öyle olduğu için de son derece hareketsiz,renksiz durur.

ortamından mutlu olmayan balıklar genelde stresse girer ve bulunduğu ortamdan kaçmaya kalkar, yani atlar. (adeta vahşet.)

sonuç: küçük de olsa onlar da canlı, gerektiği gibi bakalım, eziyet etmeyelim.

not: fanusta beta besleyeyim dedim, sonra hayvan mutsuz saklanamıyor diye bitki aldım, artık yaklaşık 60 litrelik bir akvaryumum, 7 tane balığım var... masrafı düşün.

Durumun çok klasik. Tek yol ise, fanus ve japon.
Elektrikli işlee falan girmeyeceğin için böyle kısıtlı, hatta tek yola kalıyorsun.

Biraz dikkat ve tecrübe ile balık ölmez. Her akvaryum meraklısı başlarda balık öldürür. Ama bir noktadan sonra neredeyse maliyetsiz bir şekilde hobiye devam edersin.

yaw tamam o zaman minimum yatırım ve hic tecrubesi olmayan birinin kurabilecegi soyle guzel baliklar besleyebilecegim bir tesisatı (oto teyp tesisatı gibi oldu) nasıl kurabilirim? japon'a garezim oldugundan degil farkli birseyler olsun diye..

sanırım sizin için beta güzel bir balık olacaktır, hem dayanıklı hemde çok bi masrafı olan balık değildir balığın kendisine aşağıdaki linkten bakabilirsiniz. genel olarak balık besleme ile ilgili bilgi istersenizde yine aynı sitenin forum kısmına biraz göz atarak bilgi sahibi olabilirsiniz.

www.akvaryum.com

www.akvaryum.com

başlangıç için beta iyi bir tercih.

yahu ne yaptınız? eğer ısıtıcısını filtresini almayacaksan kesinlikle kaplumbağa alma. hayvancığa eziyetten başka bir şey değildir. insanlar yurt dışında özel teraryumlar yapıyorlar, uvb lambası efendim kuru güneşlenme alanını falan filan yapıyorlar. ama petshoplarda plastik bir kabın içinde kakalıyorlar. zaten çok azı hariç öyle bir ortamda yaşayan kaplumbağalar ya akciğer enfeksiyonundan ya mantardan ya da başka hastalıklardan ölür. kısaca onun sorumluluğunu almayacaksan kaplumbağa alma. gözünü seviyim:) bu arada bi üstte verilen akvaryum.com adresine girip bi araştırma yapmanı tavsiye ederim.

bu agac yapiyormus:
en.wikipedia.org

ozellikle su turu:
Bradford Pear

...ve cicekleri koku yapiyor.

peki bu ağaçlar türkiye de yetişiyor mu acaba?

Bizim lisede vardı ondan. Temizlikçi dibine kirli su döküyor diye oluyor sanıyorduk. Güzel sallamışız.

edit : anca bir saat dayanabildim bu bkz ı vermeden.. (bkz: sucuk ağacı)

abi sperm kokuyor dediğimde kimse inanmıyordu, HAKKATEN LEŞ KOKUYOR YA

sperm kokusu yakıştırmasını yapabildiniz ya hayret. çamaşır suyu olduğunu düşünmüştüm her zaman...

want2die olm cok midesizsin lan sen..

@guzel marmara,; zaten ikisinin karisimina benzer bir koku. banyoda zaten camasir suyu falan olur, sperm.. neyse anladin sen onu..

emin değilsen fizik tedaviciye git, onlar yönlendiriyor. kolum ağrırken öyle yapmıştım.

tıp öğrencilerinin çoğu ders çalışırken uzun süre notlara bakmaktan dolayı boyunları ağrır ve asistan ablalarına abilerine sorarlar napalım diye. onlar da rheumon diye bir ilaç önerirler piyasadaki en etkili ilaç diye. vücuda ovalayarak uygulanıyor uzaktan sıkılıp. ben de zamanında boyun ağrıma iyi gelsin diye kullanmıştım gayet de iyi gelmişti. dene istersen bi

www.ilacrehberi.com

açılın ben tıp öğrencisiyim:)

şimdi efendim sizi yönlendirebilirim ama boyun ağrısı kavramı çok geniş. bazı şeyler bilmeyilim.

*sabit mi yoksa baş kol vb yayılıyor mu?
*günün hangi saatlerinde belirgin. sabah mı çok akşam mı?
*hareket ettikce azalıyor mu artıyor mu sabit mi?
*cinsiyet:p

(bir de bunu okuyan doktor varsa özelden msj atsın hemen silicem:)

bir de eklemlerde mi yoksa kaslarla mı ilgili ayırımını yapabiliyor musunuz?

öncelikle arkadaşlar duyuruyu yazdıktan sonra direk doktora gittim o nedenle cevapları şimdi okuyorum. gittiğim hastanedeki beyin cerrahı yurtdışındaymış bu nedenle beni fizik tedavi bölümüne yönlendirdiler. muayene sonucuna göre sol kolumda refleks kaybı yaşadığımı ve boyun hareketlerimin ciddi anlamda kısıtlandığını söyledi doktor ve ardından mr a yönlendirdi. c.tesi çekilecek mr sonucunda durum netlik kazanacak ama tahmini olarak ilk teşhis boyun fıtığı.

@the kene:
* ağrı sağ koluma ve sırtıma doğru hafif zonklama şeklinde vurabiliyor bazen.
* sabah veya akşam aynı gibi. belki akşama doğru artıyor diyebilirim.
* hareket ettikçe sanki biraz daha artıyor.
* erkek
* valla kasta değil sanki. tam olarak ağrının en şiddetli noktası, ense bölümümün tam ortasından geçen omurda gibi.

geç kalmayıp gerçek bir doktora gitmekle çok iyi yapmışsınız. acil şifalar dileyiğle.

üşütme, başka bi şey değil. farkına varmadan üşütmüşsün.

sıkı giyin, sıcak iç, bi de takma kafaya.

stresten de olabilir. ben yaşamıştım bunu stresli olduğum zamanlarda.

aynısı benim başıma geldi, tüm tetkikler yapıldı ve sonucunda depresyon olduğu ortaya çıktı. muhtemelen seninde başına gelen budur.

çok derine inmeden yorum yaparsam nefes darlığıda olabilir bu.sigarayı abarttıysan yada yeni başlıyosan, benim gibi kronik bronşit olupta genede soğukta yaka bağır açık gezdiysen de olabilir.bi süre kendine iyi bak,sağlığına dikkat et düzelmesse bi doktora görün

sorununuzun bu olacağini sanmam ama, yine de bilgilenmekte fayda var. (bkz: koah)

nefes darlığı ciddi bir kalp ya da akciğer hastalığı belirtisi olabilir. onun için mutlaka bir göğüs hastalıkları polikliniğine git derim ben.

ayrıca;
*hiç dinlenmden merdiven/yokuş çıkma kapasiten de eskiye göre belirgin azaldı ise iki kere dikkat!

Panik atak belirtisi canim benim