1. kediler kusar, normaldir. bu mevsimde çok tüy döktükleri için daha sık yalanırlar.
yalanınca tüy birikir, o tüyü çıkarıncaya kadar 3-4 kere kusar, normal.
o yüzden önce mamalar çıkar, sonra kustuğunda tüyü çıkarır.

2. mamasını kusmuş. bunda iğrenecek bir şey yok, yani mikroplu bir şey değil.
bir kağıt havluyla, peçeteylve vs kusmuğu temizleyin, nemli bezle ya da ıslak mendille silin.
ha, çok iğrendiyseniz sabunlu (beyaz sabun olabilir) bir bezle de silebilirsiniz.


kusması gerekiyor, çünkü kusmaz ve o temizlediği tüylerini çıkarmazsa bağırsağı tıkanır.
o yüzden periyodik olarak bazı dönemler böyle olabiliyor.

böyle bir macun var:

www.petburada.com

bunu sever de yerse o kusma meselesi daha kolay hale gelir kedinizde.
parmağınızın ucuna alın biraz, yalaya yalaya yer.
ama bazıları sevmiyor, siz bir deneyin yine de.

çok teşekkür ederim, içimi rahatlattınız. zaten şu anda mutlu mutlu uyuyor, bir sorunu varmış gibi görünmüyor ama yine de daha iyi bilen birine sormak istedim.

bir de iğrenmedim zaten, orası yanlış anlaşılmış. kedi olmasa da hayatımda boyunca köpek beslemiş bir insan olarak hayvanlardan iğrenmem. kusmuğu fotoğrafı çekince aldım, şimdi kalan ıslak bölgeyi silmeli miyim, silmezsem leke bırakır mı, silersem neyle silmeliyim vs onları merak ediyordum.

tüy topu gibi sevimli olmayan sebepleri de ben sıralıyım:

- parazit
kedinin tenyası, kıl kurdu falan varsa kusar. kakasına bi bakın.

- böbrek sorunları
sistik falan olduysa da kusar. nefesini koklayın, kötü kokuyor mu? çiş yapma alışkanlığı değişti mi? beş dakkada bi kuma gidiyor mu, farklı yerlere çiş yapıyor mu? huzursuzluğu var mı?

- karaciğer sorunları
bu da salya artırımı yaptığı için kusmaya neden olur. yine nefesini koklayın, böyle amonyaklı gibi bir kötü koku var mı?

-safra kesesi sorunları
bu da insandaki gibi aslında, tahlille röntgenle ortaya çıkabilir.

not: macunları yemeyebilir :) biz tüy kustuğu zaman 3 kilo kediye bir tatlı kaşığı kadar iyisinden zeytinyağı içiriyos, aynı işlevi görüyor.

kumaşı da aynen @blatta'nın dediği gibi yapınız. mama leke yapabilir, kumaşa sıvamamak için biraz kurumasını bekleyip kusmuğu atın, sonra ıslak mendil falan silin.

yok, iğrenmek derken hani bir hastalıktan dolayı falan kusmadığı için o sadece mide suyuyla karışmış mama.
o anlamda dedim, yani olabilir bazen bazı insanlar huylanabiliyor, çok normal.

yani leke bırakacak bir şey değil, ama eğer illa ki sileceğim diyorsanız diye sabunlu bez dedim.
çünkü beyaz sabun leke bırakmaz bir şeyde.

bu macun bazen kusmayı tamamen yok ediyor, bazen de azaltıyor.
eğer severse onun için de iyi olur yani çok debeleniyorlar o tüyleri çıkaracağım diye.

ama bir sorun yok, bu aralar benimkiler de sürekli kusuyor.
yazın sıcaktan tüyler azalıyor-dökülüyor, daha çok tüy yutuyorlar, dolayısıyla daha çok kusuyorlar.
merak etmeyin yani.

edit:

arkadaşa ekleme yapayım ben de.
kusmaya neden olacak düzeyde parazit varsa buna ateş, gözde çapak, iştahsızlık, baygın halde sürekli uyuma vs eşlik eder ona dikkat edin.

kustuktan sonra zeytinyağı içirebilirsiniz de, bu macunun amacı zaten kusmayı azaltmak, hatta yok etmek.

yani kustuktan sonra zaten kusmuş oluyor.
bu durumda kustuktan sonra zeytinyağı içirmek aynı etkiyi yaratmayabilir.
önemli olan macunu yedirip kusmasını kesmek.

o da işte şans, bazısı bayılıyor, bazısı hiç sevmiyor.

evde bi saksı varsa dibine çim ekin biraz. sanırım bu kusma olayına yardımcı oluyor.

yanlış yazmışım cümleyi :) "tüy kustuğunda" derken, kusar kusmaz anlamında değildi aslında ehem. yani tüy kustuğu dönemlerde zeytinyağı veriyoruz demek istemiştim. hani o haftaları rahat atlatsın diye, çünkü macun falan yemiyor.

ama cümleyi okudum, öbür türlü anlaşılıyor.

merhaba.
kusması önemli değil evet ama peşpeşe üç kere kustuysa önemli olabilir. siz farketmeden evdeki süs bitkilerinden falan yemiş de olabilir. genellikle yeşillik yedikten sonra kusuyorlar çünkü. ben olsam veterinere götürürürüm. ya da arar sorarım. kedi sizin değilmiş, en azından sahibini arayp sorun bence götürmeli miyim diye. benim mestan'ım pek kusmaz. birkaç kez kustu hepsinde de ot yediği için. ama ishal olursa peşinden bir de, kesin veterinere götürmelisiniz.

maya varsa evde sulandırın verin birazcık içsin. mayayı seviyorlar genellikle ve kedilerin ishal ya da kusma işlerine karşı verilen reflor saşe'nin özü de mayaymış zaten. reflor'u vermeyin tabii şimdiden eğer ishal değilse ama mayanın bir zararı olmayacaktır. severek içer bence. maya verin. yaş mayayı sulandırın. yalasın zavallıcık.
bahsedilen gimpet malt özlü krem de iyidir. benim mestanımın kusmamasının sebebi de o sanırım.
koltuğun da tek renk olması kötü olmuş. bir de koyu renk. benim anladığım onun kılıfı fermuarlı. kısa programda yıkayın derim ben. düşük devirde. ben ne zaman silsem bombok ettim koltukları. söküp söküp yıkıyorum. daha temiz oluyor.
yok eğer yıkanmıyorsa çok az miktarda kremsiz şampuanı bol suda köpürtün, bastırarak silin. umuyorum ki çıkar. fazla ıslatmayın.
inşallah iyi olur kedicik. kuzucuk.
geçmiş olsun.

merhaba,

kedilerde kusma tüy yutmadan ötürü sık görülür ancak sizin kedinizin kusmuğundan tüy çıkmamış. demek ki tüy yutmadan ötürü kusmamış.

ara sıra kustuğunu yazmışsınız. maması ağır geliyor olabilir. mamasını değiştirmek gerekebilir. bu konuda veterinerle görüşüp doğru mamayı bulabilirsiniz veya mama konusunda ben de yardımcı olmaya çalışabilirim.

maması dışında, yememesi gereken bir şey yiyip, o nedenle kusmuş da olabilir.

mamasında bir sorun olmayabilir, biraz fazla mama yiyip sindiriminde zorlanmış olabilir.

pek çok basit nedeni var kusmanın... hangisi olduğunu tam olarak bilmek zor...

kediniz kustuktan sonra hemen yemek vermeyin ama su içsin, su içmesinde bir sakınca yok. en az 6 saat mama vermeyin, midesi dinlensin. kustuktan sonraki mamasını normal miktarın altında verin ki midesini zorlamasın.

kedinizin kakası da önemli. kakasında yumuşama varsa, ishal varsa veterinere götürün mutlaka ki ilaç tedavisi başlasın.

bunların dışında, kediniz çok sık kusuyorsa, midesi rahatsız olabilir (reflü). eğer kusmaya devam ederse ben veterinere götürmenizi tavsiye ederim. içiniz rahatlar. kediciğin de bir şeyi varsa ortaya çıkmış olur.

geçici bir mide rahatsızlığı varsa, zaten veteriner düşük dozlu basit bir mide ilacı verecektir bu tip durumlarda kullanmanız için ancak ben yine de tavsiyeyle hareket etmemenizden yanayım. zira benim kedime iyi gelen ilaç sizin kedinize iyi gelmeyebilir.

umarım önemli bir şeyi yoktur. umarım yardımcı olabilmişimdir. çok geçmiş olsun.

sahibinden ayrıldığı için strese girip midesini bozmuş olmasın? aynen kediler de strese girdiklerinde insanlar gibi stresleri midelerina vurabiliyor çünkü, bizimki de ameliyat stresinden mideyi halletmişti. ameliyattan değil mideden dolayı kaybedecektik az daha. mama yemeye devam etmesi önemli bir de.

siz bir veterinere götürseniz aslında? tüy kusmamış çünkü, mama kusmuş.

stresten olduğunu zannetmiyorum. esas sahibi dediğime bakmayın, uzun süredir birlikte yaşadığımız için bana en az erkek arkadaşıma olduğu kadar alışık. hatta benimle daha fazla vakit geçiriyor aslında. genelde benim koynumda uyuyor mesela. ama aşılarını takip eden, yiyeceği mamayı seçen, bebekliğinden beri geçirdiği hastalıkları vs bilen ben olmadığım için, bir de iki sene öncesine kadar kendi evimde kedi beslemediğimden kendimi biraz bilgisiz gördüğüm için öyle diyorum. zaten sabah işe gider gittiği saatte evden çıktı erkek arkadaşım, zannetmiyorum onun yokluğunu fark etmiş olsun.

tüy kusmamış olması beni de düşündürüyor. pazartesi veterinere götürmeyi düşünüyorum, aşı vakti de gelmiş. ama sabah kustuktan sonra hiç tuhaf bir hareketi olmadı. normalde uyuduğu kadar uyuyor, normalde oynadığı kadar oynuyor. tuvaletinde de bir değişiklik yok, mis gibi de kokuyor ağız kokusu filan yok. veteriner büyük ihtimalle bir şeyi yok diyecektir hiçbir belirti olmadığı için. hatta birkaç saat mama vermeyeyim, midesi dinlensin diye düşünmüştüm, ama acıkıp mama pakedini parçalamış, karnını doyurmuş küçük hanım :)

neyse, herkese çok teşekkür ederim yardımları için. umarım bir problem yoktur.

arkadaşlar, kedi tüylerini çıkarmadan önce 2-3 kere kusup midesindekileri çıkarır, normaldir endişelenecek bir şey yok.

yani söylenen rahatsızlıklar olsa, kusma eşliğinde iştahsızlık, halsizlik, bazen ateş vsvsvs görülür.

benimkiler de mesela 3-4 kere kusuyorlar, 5. de tüyü çıkarıyorlar.
yani o dönem midelerinde genel bir hareketlilik oluyor.

bunlar olmadan eğer direk olarak reflü vs gibi bir mide rahatsızlığı olsa spesifik zamanlarda kusar.
mesela her mama yiyişinden 10 dakika sonra kusar.
ya da soğuk bir şey yediğinde mutlaka kusar vb.
aynı zamanda ağız kokusu da olur.

eğer normal şekilde iştahlıysa, su içiyorsa, ağız kokusu, ishal, halsizlik, ateş, aşırı uyuma, çiş yapamama vs gibi bir durumu yoksa, tüy çıkarmaya çalışıyordur bu aralar.

20 dolar falan sanirim.

75 euro'nun üzeri aşan kısmına Avrupa Birliği ülkesinden geldiyse %18, AB dışından geldiyse %20 vergi ödemen lazım.

Avrupa birliğinden geldiyse üç aşağı beş yukarı 7-8 lira tutması lazım ödemen gereken verginin, ha yok puldur tüydür yündür arada kaydırıyorlarsa onu bilmem.

vergi degil 90 dolar olan, 50 dolar falan aliyor kargo sirketi. fakat amazon'dan gelince o sorun cikmiyor diye biliyorum. hatta ben -limit yine 100 dolarken- defalarca 150, 200 dolarlik kitap siparisi verdim, sorun cikmadi. demek artik kitaplara da halleniyorlar.

yazın yine bu kadar bir kitap siparişi vermiştim, hiç sorun çıkmamıştı. bu sefer böyle bir mesaj geldi. internette biraz araştırdım, birkaç kişi ödenen vergiler o kadar yüksek ki biraz daha para ödemek yerine siparişinizi almamayı tercih edebiliyorsunuz gibi şeyler demiş.

sadece vergi almıyorlar, 150TL civarı bir işlem bedeli var onun üzerine. o yüzden insanlar takılınca almamayı tercih ediyor.

kargo dahil bedelden yüzde onsekiz ödersiniz. Ptt kargo ile geldiyse ardiye parası almaz ama özel kargo şirketi ise ardiye de ödersiniz o da can yakıcı olabilir. Hulasa 15 dolar gibi yırtarsiniz kanımca sonucu bildirirseniz sevinirim

benim hiç azı dişim çekilmedi, implant da yaptırmadım ama bende de var o çene çıtlaması. nedenini bilmiyorum, senelerdir öyle duruyor.

eklem ağrılarının bildiğim kadarıyla iki ana sorunu var; (diş hekimi arkadaş söylemişti zamanında):

1- ağzımızı kapatırken bir dişte yükseklik olması ve alt-üst tam oturmaması (dolgu, kaplama yapılırken yaparken o yüzden buna dikkat ediliyor).

2- yemek yerken uzun süre sağ ya da sol tek tarafın kullanılması.

sizinki yükseklik kaynaklı olabilir bence kısa zamanda diş hekiminize başvurunuz.

diş diziliminin düzelmesi için ortodontik tedavi gerekecek. sonra çekilen dişinizin yerine implant yaptırabileceğiniz kadar bir boşluk açılacak, oraya implant yada köprü yapılacak. bu süreç boyunca kullandığınız tellerin kapanışınızı yönlendirmesi ve tüm dişlerinizin aynı anda temas etmesini önleyen yüksekliklerin elimine edilmesiyle daha stabil bir kapanışınız olacak. bunun eklem sorunlarına bir miktar faydası olur. ama ses gelmeye başladıysa çok da geriye dönüşü olmayan bir sürece girdiğinizi gösterir. bundan sonraki tedaviniz ancak kötüleşmesini önler, semptomları azaltır. ama eklemde tam bir iyileşme sağlayamaz

yanındaki küçügü koruyor.
Tek başına olsa, o da aglar anneye koşardı.
iç güdü bu, ögretilmiş birşey degil, seninle aynı dnadaki canlıyı koruyorsun.

Böyle bir deney vardı, insanlardan birileri için nefeslerini tutmaları isteniyordu
kendisi için ve başkaları için kısa süre tutarken, akrabaları için, küçükleri için falan bu daha da uzuyordu.

ilk başta anlık korku/şaşkınlık yaşıyor. Daha sonra zaten tam kapı eşiğindeyken karşısında bir tehdit varken yapılabilecek en mantıklı şeyi yapmasını söylüyor beyni, kapıyı açık bırakıp kaçmak yerine onu en iyi koruyacak seçenek olan kapıyı kapatıp kilitlemeyi seçiyor. Kardeşini korumaya çalışmış da olabilir ancak kardeşi orda olmasa da muhtemelen yapacağı şey aynı olacaktı.

kardeşini koruma içgüdüsü tabii ki vardır ama yanında hiç kimse olmasa da aynısını yapardı bence. yani sırf küçüğünü koruma içgüdüsü değil kendini koruma içgüdüsü var burada.
durum ancak şu şekilde farklı olurdu: yanında ağabeyi, ablası veya kendisinden daha büyük biri olsaydı kapıyla uğraşmayıp direk bağırarak kaçardı, o sorumluluğu da yanındaki büyüğüne bırakırdı.

Çok değil.Ama kilolu tabirini kullanabiliriz.

karatay diyetini metheden duydum, diyet yapanlar arasında. istersen ona da bir bak.

sanırım atkins benzeri bir şeydi bu da
yani protein ağırlıklı
ben 6 ayda 25 kilo verdim atkins ile
hatta hayatım boyunca hiç olmadığım kadar sağlıklı bir 6 ay geçirdim diyebilirim
ama yapmaya kararlıysan kitabını al iyice oku öyle yap

hayır zararlı değil fakat çok zorlanıyorsan birebir listeye uymak yerine uzak durman gerekenlerden vazgeçmeye başlayabilirsin.
ör;unlu/yağlı gıdalar,tatlandırıcılar,asitli içecekler,hamurlu tatlılar
bir de akşam 7 den sonra bir şey yememekte fayda var.

dukan zararlı falan değil. çevremdeki 10 kişiden fazla insan yaptı, en ufak bir sağlık sorunu yaşamadılar. sadece diyete yeni başlayınca halsizlik hissediyorsun o kadar.

yapma yapma yapma

bugün doktora gittim sırf bu yüzden, kolesterol seviyesini yükseltiyorsun. az ye çok hareket et.

bak güzel kardeşim sakın diyet yapma beslenme hayatını değiştir.
Dukan diyeti falan diyeti filan bilmemnesi ile verdiğin kiloları obur boğazından ötürü geri alma riskin fazla yani tüm insanların riski fazla. Bende 2 ayda 25 kilo verdim ama ne dukan diyeti be falan diyeti, ben kendi hissetiğim ölçülerde yedim açlık çektim spor yaptım en ÖNEMLİSİ beslenme şeklimi değiştirdim.

Çorbayı eksik etmem yarım tabak yerim üzerine meyva yerim, doymam diyosun doyma zaten doyduğun için alıyorsun kiloları,

Ama ben yapamam dersen hiç bulaşma derim yoksa geri alırsın kiloları aç kaldığınla kalırsın.

gecen burda bir duyuruda kiyamet koptu o yuzden biraz cekinerek yaziyorum :)

2 ay yaptim. iyi ki yaptim diyorum ama tekrar yapmam. soyle ki;
basit karbonhidratlarin insani nasil etkiledigini ve saglikli beslenmenin en onemli ayaginin bu basit karb.lari azaltmaktan gectigini bizzat tecrube ederek ogrendim. aliskanliklarim degisti buyuk olcude.
ote yandan tek besine dayali diyetler biraz ekstrem gercekten. bunun yerine kompleks karb. protein ve yaglarin dengeli oldugu bir diyet en sagliklisi.
ozellikle 'tatliya zaafim var' veya 'yiyorum 2 saat sonra yine acikiyorum' gibi seyler soyluyorsan dukan i dene derim. ama esas olan zararli aliskanliklari hayatindan uzaklastirmak. yapabiliyorsan oylesi daha makul.

daha önce de çeşitli doktorlar tarafından yüksek protein diyetleri ortaya atılmış, mucize olarak adlandırılmış, sonra unutulmuştur. biraz moda oldu diye hemen atlamayın bence.
bu diyetin her yerde söylenen zararlarını ve kilo vermek istediği için bunları kulak arkası eden insanların itirazlarını bir de burada saymaya gerek yok, o yüzden kısaca şöyle söyleyeyim:

kilo vermek, yani insanın ağırlığının azalması zor bir şey değildir. zor olan yağ yakmaktır. bu diyette kaybedilen ağırlık da yağdan ziyade kas ve su olduğu için hem sağlığınıza zararlıdır, hem de sandığınız kadar güzel görünmenizi sağlamayacaktır. 1 kilo yağın 1 kilo kastan daha çok yer kapladığını da unutmayalım.

meyve yemeyi yasaklayan hiçbir diyet programına itibar etmemek lazım ya.

gunduz az gece cok yemek hem kilo vermek hem de saglikli olmak icin asiri kotu bi beslenme bicmi ya. midenizi ne kadar yoracagindan, uyku kalitenizi ne kadar dusureceginizden bahsetmiyorum bile.

bi kere kahvalti dogru duzgun olmali. simit pogaca gibi hamur isleri vucudunuzun ihtiyac duydugu hicbir besini vermez. sadece yag, karbonhidrat gibi kilo vermeyi amacliyorsaniz istemeyeceginiz seyler. peynirli domatesli has lanmis yumurtali kahvalti tabii ki ideal ama sabahlari vaktiniz olmuyorsa corn flakes turevlerini deneyin, illa ki sevdiginiz bi sey cikar. hatta aactivianin hazir paketleri vardi ustunde corn flakes arti kurumeyve, altinda yogurt olan. oldukca lezzetliydi de.

oglenleri guzel bi yemek sart. aksam gozunuzun donmemesi icin de sart, sekerinizi dusurmemek enerji saglamak icin de sart, bunyenizin kitlik moduna gecip yag depolamamasi icin de sart. ogle yemegi yenecek illa ki.

aksam yemegi de yenecek ama ogle yemeginden daha kucuk bi porsiyon olabilir, ton balikli salatayla gecistirilebilir mesela. yatma saatinizden birkac saat once olmasina da dikkat etmek lazim. ama meye suyundan ogun olmaz, anca ara ogun olur. ama sunu da soyleyeyim, meyveleri sikmak yerine yemek her zaman daha sagliklidir. sindirim icin vs zaten o posalar oldukca faydali sanirim, ayrica bir seyler cignemis olacaginiz icin elinizi dolu tutar ve tokluk hissi verir.

bir de aksam yemeginde lahmacuna abanmamak icin birkac saat oncesinde diyetli biskuvi, ceviz findik gibi faydali bi kuruyemis ya da yogurt meyve vs yiyerek istahinizi bastirmanizi da tvsiye ederim. ara ogun hem bir oturusta cok yemenizi engeller hem de metaboizmayi aktif tutar.

simdi ben bu kadar sey yazdim ama ne bu konuda bir egitimim var ne de simdiye kadar diyet yapmisligim. ama bunlar her beslenme uzmaninin ve dyetisyenin onerdigi seylerdir, saglikli beslenmedeki en temel kurallardir. kendinizi gun icinde her seyden mahrum birakirsaniz ya aksama kadar dayanirsiniz ve aksam deliler gibi yersiniz, ki o enerjiyi yakamayacaginiz icin direk yaga donusur yedikleriniz, ya da 3 gun dayanir dorduncude abartirsiniz, sonuc degismez. hayatiniz boyunca uygulayabileceginiz bi beslenme bicmi olusturmanizi tavsiye ederim, boylece verdiginiz kilolari da iki gunde geri almazsiniz.

bir de sunu ekleyeyim: kilo vermek icin. spor sart. az ya da cok, evde ya da sokakta ya da spor salonunda. hareketsiz bir hayatiniz varsa spor yapmalisiniz.

evet 20 dolar, ama malum ortamlarda beleşi de varmış

eğer bilgisayarınızı 26 (ya da 29 öyle bi şey) temmuzdan sonra aldıysanız ücretsiz up-to-date sistemi var apple'ın. ama tabi yetkili bi bayiden alınmış olacak, eşten dosttan iknci el değil

20 dolar veriyorsun herşeyini koruyup yapıyor

rom kokteylleri. tekila.

Tutarlı olmanın yanlış tarafı ne ki?

Ben dışarda yemekle beraber bira, üzerine sambuca içerim.
Evde her zaman biram hazırdır, sert içeceksem scotch

rom kokteyllerinden bi cuba libreyi biliyorum sanırım, denemek lazım

@lpgli tosbaga, tutarlılıktan değil de acaba böyle çok popüler olan fakat benim bilmediğim birşey mi var diye merak ettim sadece

mojito iç egzantirik sansınlar

ben cin-tonik içerim genelde dışarıda. yine cinli bir kokteyl olarak gin fizz önerebilirim.
rom kokteyllerinin başında mojito gelir zaten, cuba libre de ben hiç sevmem kola sevmediğim için.
kızlar kokteyl olmasa da martini türevlerini sever (özellikle bianco). ama ülkemizde bardğının şeklinden ötürü kadın içkisi muamelesi yapıldığı da bir gerçektir. eğer martini bardağını rahatsız edici buluyorsanız viski bardağında getirmelerini söylersiniz, olur biter

her mekanın özel içkileri var bence. kokteyl içmeye gittiğim bir yer var, birasını kendi üreten başka bir yer, shot içmeye gittiğim başka, şarap içmeye gittiğim başka.

mekan konusu sıkıntı, ilk mojitoyu içip bayıldıktan sonra başka bi yerden içince hiç beğenmedim mesela. Groove'a gittim evvelki hafta, mojito nun içine kızılay soda konduğunu ilk kez gördüm

(bkz: white russian)

"vodka" değil, "votka".

caipirinha.
bonjurkes'a katılıyorum, mekan önemli. esmer şeker ve lime limonla yapılmalı.

mojito zaten sodayla yapılır ki...
www.bacardimojito.com
ayrıca para olduktan sonra yüzbin tane güzel kokteyl var yani. ayrıca ama sarhoş olmak değilse kadın içkisi-erkek içkisi diye bir şey saçmalıktır. kadın-erkek arasında sadece alkole dayanıklılık farkı olabilir ki ondan da şahsen emin değilim.

Viski neden olmuyor barda, anlayamadım. Gayet de güzel olur bence.

Safari sek iki buzlu. Keglevich varsa kavunlu kırık buzlu. Pina calado her yer sutlu yapmıyor sanırım sutlu olanı seviyorum ben. Bol sutlu baileys en son.

iMessage daha önce kullanmadıysanız ayarlardan mesajlar böülümüne girip aktive etmeniz gerekir. o aktivasyon için sizden 50kuruş gibi bi ücret alıyorlar, ne kadar hatırlamıyorum bir sms ücretidir herhalde. ondan sonra imessage üzerinden atacağınız mesajlarda ekstra bir ücret ödemezsiniz (internet paketiniz ya da wifi bağlantınız olduğu sürece)

bu iphonedan iphone a mesaj atarken mi geçerli sadece? yani başka telefon kullanan birine mesaj attığımda normal sms mi olur?

evet yalnızca apple cihazları arasında kullanılabiliyor. mac os kullanıcısıysanız, mountain lion sürümüne sahipseniz bilgisayardan da mesajlarınıza erişebilir, mesaj alıp gönderebilirsiniz hatta. aynısı ipad için de geçerli. ama başka smartphone'larla iletişim kurmak için whatsapp, facebook messenger gibi uygulamalara ihtiyacınız var.

karşınızdaki iphone kullanıcısının interneti yoksa da yolladığınız imessage'ı text message olarak gönderip ücretlendirebilir ya da interneti olmasını bekler mesajı yollamak için. bunu ayarlardan değiştirebilirsiniz.

imessage mı text message mı yolladığınızı anlamak için de mesajın rengine bakmanız yeterli. yeşilse sms, maviyse internet.

ipad için de geçerli mi diyicektim dememe gerek kalmadı teşekkürler.

ayarlardan ayarladım onu, o durumlarda sms gönderme seçeneği var zaten. renk bilgisi için de çok teşekkürler, süper oldu iyi oldu :)

(bkz: ben x)

(bkz: psycho)

çok popüler ama izlememiş olma ihtimaline karşılık:

(bkz: shutter island)

behzat ç nin 2. sezonun son 5-6 bölümü çok psikolojikti. özellikle kesik parmak cinayetinin çözüldüğü bölümler

yuh bunlari mi sayiyorsun demeyin, aklima gelen hepsini sayiyorum:

fight club, donnie darko, stranger than fiction, take shelter, one flew over the cuckoo's nest, k-pax, it's kind of a funny story, girl interrupted, teyzem, kaciklik diplomasi, proof.

bonus: pi

makinist.

identity

buna benzer başlıklara her zaman yazdığım bir film var, ben çok sevmiştim izlediğimde;

(bkz: das experiment)

a beautiful mind, black swan, memento, the perfect host

(bkz: mulholland drive )

Annemi Öldürdüm (bi fransız filmi)
www.sinemalar.com

yurtdışına çıkmışlığım yok ama guylian eyidir.

leonidas

raffaello

alıyorumdan ziyade aldırıyorum desem daha doğru olur.

Guylian ve çeşit çeşit lindt. Ve mutlaka after eight ama onu benden başka beğenen görmedim daha pek.

Lindt.

şu an gitsem koca bi paket maltesers alırım

biz garanticiliğimizden tobleroncuyuz müdür. ben de üstteki tavsiyeleri dikkate alayım dasdasdsd.

üşenmemek lazım. kitap okuyup öğrenmeyi tercih ediyorsan, kendine haftalık liste yap. bir not defteri al. o hafta içinde aklına gelen konuyu yaz. mesela osmanlı tarihi'ni bilsem ne güzel olurdu diye mi düşündün, hafta sonunda bu konuyla ilgili bir kitap al ve sıkılacağın yere kadar oku. sürekli kitap almak çok çok çok masraflı olur ama. o yüzden bir kütüphaneye dadanmak daha mantıklı..

kitap okumaya kendini alıştırmak en iyisi. bir anda kitap kurdu olamazsın tabii ki ama en başta ilgini çeken birkaç tür bulursan işin kolaylaşır. çizgiroman olsun, insana çok birşey katmayan bestseller lardan olsun, hatta çocuk kitabı olsun, seni yormayacak, keyif verecek bir şeyler okuyarak kendine okumayı sevdirmeye bak. zamanla bir alışkanlık oturtabilirsin belki.
he ille de olmuyor diyorsan gazete okumak yerine haber izle, haftada bir iki kere güzel filmler al / kirala, tiyatroya git, aylık yayınları takip et (onları okumak daha kolay tuvalette bile okursun)