Böyle sorular sormayın arkadaş. Ben hırslı insanım. Daha oyunu açmadım bile. Ama senin için 100 yapıcam.

hiç gidemiyom ki ben

dizlerinin üzerinde 24.3 m götürdüm, ama bir şeye benzemedi:(

50. metrede engel var:(
53,4Ç:(

iğrenç bir oyun bu. çok zor. böyle oyunun... neyse bugün çok küfrettim, daha fazla etmeyeyim. anasını sikiyim böyle oyunun ya

ben 2-3 gündür ara ara oynuyorum. en fazla 62.5 metre yaptım az önce. ondan önce de 50. metredeki engele uçan kafa atmak suretiyle 49.5 metre yapmıştım :)

ben oynamasam iyi olacak.
imgim.com

yaptım da bi boka benzemedi. bi düzün üstünde sürüne sürüne işte.

@xenophobe; benim rekorum -2.7 metre geri geri :)

@cilgin fantezilerin adami; dizlerinin üstünde sürüne sürüne 100 metre mi yaptın?

evet bi 10 dk falan sürdü ama

(bkz: the kings of summer)

www.imdb.com

güvenli, pek çok kez taşıdım.
edit: pek çok kez taşıdım deyince çok bohem olmuş be, birkaç kez taşıdım diyelim.

sallansa bile öyle kolay kolay patlıyacağını sanmıyorum ama umarım patlar. görmek isterdim öyle bir durumu.

bundan yıllar önce viski şişesi vardı bavulumda. havaalanından eve gidip bavulu açtığımda şişeyi kırılmış ve elbiselerimin birçoğunu ıslanmış olarak gördüm. artık nasıl taşıyolarsa çantaları :)

takılınca noluyor bu sınıra peki? bir şekilde de olsa gidip alınmıyor mu cüzi bir bedelle. dediğim gibi ucuz şeyler sonuçta.

posta kayıtsızsa hiçbir hak iddia edemezsin.

bence bekle, elbet gelir. arada çin bayramına falan takılabiliyor.

peki bu senelik olayına takılan var mı aranızda hiç? yani "belli bir yerden sonra hiç kargo gelmiyor cidden, bizim gümrükçüler kesiyor" diyebilecek olan. bu duruma benzer bir şeyler yaşayan. sonuçta biliyoruzsenelik limit olayını ama pek uygulanmadığını da biliyoruz. başından geçen, tecrübe eden varsa örnek teşkil etsin, kulağa küpe olsun.

"1 sene içerisinde 5 defa yurtdışından alışveriş yapılabiliyor" diye bir olay var ama ben aliexpress'ten son 5 ayda 10'un üzerinde sipariş verdim, hiçbir sıkıntı olmadı. hepsi geldi.

gectigimiz yil cesitli yurt disi sitelerinden 20-30'un ustunde siparis vermisimdir, hicbir problem cikmadi.

bu sıralar ebay üzerinden hong kongdan sipariş verdiğim şeylerde gecikme yaşıyorum ben de 3 hafta üstüne çıktı. ebay üzerinden satın aldıysanız satıcı ile konuşun gecikme normal mi değil mi öğrenirsiniz adamlar çok fazla satış yaptıkları için yoğunluk zamanlarını biliyorlar.

tanzanya görevine giden tüm arkadaşlarım çok memnun döndü güzel diyorlar.
yarın sorarım kendilerine bilinmesi gerekenler şeklinde yazarım sana

Kıllık sezdim evet. Biri diğerinin photoshopla manzara eklenmiş hali gibi duruyor.

Aynı oda, ( eşyların konumundan, bitkinin tek çiçekli olmasına değin herşey aynı, oradan anlaşılıyor) ama manzara eklenmiş gibi resmen. Ama bu denli acemi olamaz değil mi?

Once boyle bir duyuru vardi ona yazmistim www.eksiduyuru.com

Baktigin bolgede otelin sahili olmamasi lazim cunku onlerinde liman var.deniz manzarasi var ama o bolgedeki otellerin caddeden sonra olmalari lazim.yaniliyor olabilirim haritadan kontrol etmen lazim.

Resimler komik olmus

www.tripadvisor.com

kullanıcıların çekmiş olduğu fotoğraflar var burada. nasıl bir yer olduğunu ve konumunu daha iyi görebilirsin.

bahsettigin sey migroslarda da var. eger az bir seyler aldıydan kendin okutup odemesini yapıyorsun.

kasiyersiz kasa Migrosda var, amaç 5-6 parça ürün için sıra beklememek.

Az once kullandım kendı ısını kendın gormek guzel bısey, ayrıca ıngılterede kucuk mekanlardakk ufak marketlerde o sayıda kasıyer koymanın ımkanı yok self kasalardan bı suru oluyor ve sıra beklemıyon

@kosun lan mevzu var İngiltere'de international market denen göçmen marketlerine giriyorum, ulan göt kadar markette 10 kişi çalışıyor lan.

dedikleri gibi migros'ta var ama, cevahir şubesi için konuşayım; sadece 6-7 tane self kasa var. random 1-2 tanesi her gittiğimde bozuk. çalışanlar da ara ara o kadar sorun çıkarıyor ve kasanın yazılımı o kadar kullanışsız ki, bir hata veriyor mesela onu aşıp barkod okutmaya devam etmek için kasiyerin gelmesi gerekiyor. gidip yardım istiyosun kasiyerin birinden, o self-kasa görevlisini bulup yönlenediriyor, o geliyor kartını okutuyor alete sonra devam ediyorsun işlem yapmaya. hatanın ne olduğu neden aletin başarısız olduğu falan belirsiz. alet bazen "yanlış ürün koydunuz" falan diyo ürünün gramajını düzgün tartamayıp. elinde poşet bekliyosun falan.

iyi teknoloji, kötü uygulama yani.

ben mersinde kullanıyorum. bi ara çok bozuluyordu. artık bozulmuyor. tabi kullanım srasında hatalar olabiliyor. ama bi personel hemen personel kartını okutup (barkod) düzeltiyor. e o kadar da olur. sonuçta müşteriye güvenmemek gerek. sistem müşteriyegüvenirse olmaz. o durumda personel istemesi mantıklı.
ben alıştım. aslında kasiyerlerle konuşmayı da seviyrum ama bazen çok uzattığım için böyle iyi oluyor konuşmadan çıkıyorum.

arabayla girip okutmadan çıkanlar için aklıma şu geldi: ingilteredeki bazı süpermarketlerde, internetten alışverişi yapıp marketten teslim alabiliyormuşsun. belki ödemesini internette yapıyordur, biri malları hazırlıyordur o da doldurup dışarıdaki arabasına falan götürüyordur? ama sıraya girmesini bilemedim, başka çıkış yok mu yani :) aha teori patladı

Ben o kasalarda ne zaman ödeme yapmaya çalışsam ya kasa bozuk oluyor ya da ben beceremiyorum her seferinde göt olup kasiyerli kasaya yöneliyorum. Yönelirken de çaktırmadan kesiyorum self kasayı, benden sonraki de işlemini yapamazsa kasa bozukmuş demek ki deyip seviniyorum; yok eğer işlemi gerçekleştirip giderse utancımdan başımı önüme eğiyorum. Baya riskli bir alışveriş yöntemi benim için.

Ya bu self kasanin mantigi az urun alan musterilerin hizla kullanmasi degil mi? gecen adamin teki 5 poset dolusu alis verisini bundan yapti dumura ugratti beni.
Ha sonra bi de, yine migrostayim, self kasa self kasa olmasina da, gecmis kasiyer okutuyo posete dolduruyo urunleri, e ne anladik bundan?

Bence avantaj olarak; mesela su falan aliyoruz sadece, kisa suruyor bu kasalarla. Bi de mesela, bazi urunler var, almaya cekinilen. Ya da daha dogrusu, boyle kasiyer onu kasadan gecirirken bi bakis atip siritir falan, ya da sana oyle gelir her neyse, otur urunleri sessiz sedasiz almada avantaj saglayabilir bence.

Self kasa ile normal kasa arasında işlem süresi olarak kayda değer bir fark yok. Hatta çok ürün aldıysan normal kasa biraz daha hızlı diyebilirim. Gel gelelim ufak ama çok önemli bir ayrıntı nedeniyle self kasaların müthiş bir avantajı var: Kapladıkları alan. 1 tane normal kasanın kapladığı alana 2 adet self kasa yerleştirebiliyorsunuz. Bu da aynı anda 2 kat fazla müşterinin işlem yapması, dolayısıyla kuyrukların %50 azalması demek. Self kasaların bulunduğu marketlerde müşterilerin bekleme sürelerinde çok ciddi bir düşüş var o yüzden.

"self service checkout"ların bir başka avantajı da çalışan sayısını azaltarak giderleri düşürmek. bunun yanı sıra birçok dezavantajı da var tabi ki gerek müşteri, gerekse işletme açısından. barkodu okuttuğunuz halde hata (unexpected item in the bagging area) vererek durduk yerde hırsız konumuna düşebiliyosunuz. ya da barkodu olmayan bir ürün olduğunda çevrende yardımcı olabilecek bir çalışanı bulmaya çalışmak, gelip yardımcı olmasını beklemek falan fian. yani bu tip kasalar gittikçe yaygınlaşan (türkiye'de Migros'ta falan da var), ancak giderilmesi gereken birçok problemi olan kasalar. ayrıca yapılan bir araştırmaya göre self servis kasalarda alışveriş yapan her 3 kişiden 1'i hırsızlık yapma (barkodu okutmadan ürünü geçirme, ya da ucuz olan ürünün barkoduyla pahalı olanınkini değiştirme gibi) eğilimi gösteriyormuş.

ikinci bahsettiğin olaya gelirsek; psa (personal shopping assistant) diye bir şey var. markete girdiğinde barkod okuyucu alınıp alışveriş arabasına monte ediliyor (ya da halihazırda alışveriş arabalarında yer alıyor), alınan şeylerin barkodları okutulup sepete atılıyor. alışverişi tamamlayıp kasaya gittiğinde bu barkod okuyucuda (psa) ödemen gereken tutar çıkıyor, ödeyip çıkıyosun direkt "aldığın şeyleri çıkarıp tekrar poşetlere yerleştirme" olaylarına girmeden.

yardımcı olabilmişimdir umarım. bunlar benim de birebir gözlemlediğim şeyler değil. proje konumdu "spermarket kasası tasarımı", o yüzden epey bir araştırma yapmıştım bu konu hakkında. ama projeyi yapmadım, kaldım...

@angelis sorma hacı, sainsbury'de basiretim bağlandı resmen, o kadar şeyi okuttum, cash sokacak yeri bulamıyorum, fiş alma yeri, kredi kartı yeri, para üstü vs hepsi var kodumun makinesinde para girişi yok. Makine sesli anons geçip duruyor, yok parayı girmediniz, iptal etmek istiyor musunuz bilmemne. Strese girdim mına koyim herkes bana bakıyor vs sanıyorum. Çağırdım sonunda göçmene benzeyen kasiyerlerden birini parayı nereye sokuyoz dedim, geri açılın biraz dedi, makineye çok yaklaştığımdan hemen alttaki cash in yazısnı vs kapatıyormuşum ondan bulamıyormuşum meğer:)

Makinede mesela diyelim aynı üründen 10 tane aldım, tek tek okutmuyoruz değil mi?

Migros Jet'Lerde var.

Bu Migros'lardaki jet kasa uygulaması. Ben kullanamıyorum bunları. Eğer çok çılgın bir kuyruk yoksa her kullandığımda birini işinden ediyormuşum hissi geliyor; kendimi suçlu hissediyorum. O kasiyeri ben işten çıkartmışım gibi geliyor. Ama insan sevmeyen bir arkadaşım da kimseyle konuşmak zorunda olmadığı için jet kasa kullanıyor. Kullananları da yargılamıyorum. Bir de diyelim prezervatif, vb. gibi kasiyere göstermek istenmeyen bir şey alındığında o kasalara gitmeye meyledebilir insan.

olayı 2-3 parça ürün için sıra beklememek. banka gişesi ve atm ne ise kasiyerli kasa ile jet kasa o.

migros'takiler çok kurallı kaideli yahu. öncesinde ürünleri başa dizicen. okuttuktan sonra illa ki yan taraftaki yere koyucan. orası çünkü ürünü tartıyor. koymazsan alet arızaya geçiyor. koca paket bebek bezini sepetten alıp okutup geri sepete koyayım yok. oraya kule yapacaksın. ya da sütü çocuğa daha ödemesini yapmadan içirdin. kutusunu okutup oraya koyunca yoook olmaz, hatalı ürün koydunuz diyip kilitleniyor alet. kasiyer gelip admin modunda müdahale etmeden de düzelmiyor.

Kipa'da da var. Sıkıntılı aldığını hemen tartısına koymak zorundasın, karışık kurupasta, poğaça vb. iki üç etiketli şeyleri okutamıyorsun, koyup kaldırınca hırsız muamelesi yapıyor. 3-5 parça şey için sıra beklememek iyi ama.

@rakomelo barkodu okutmadan sepete atarsam ne olacak peki ? cikista butun urunleri okuttugumdan nasil emin olacaklar ?

bu yuzden ikinci senaryoda rfid kullaniliyor olmasi muhtemel.

tam anlamıyla emin ol diye söylüyoum, migroslarda var o.

bana da aksine, o varken normal kasaya gitmek çalışana eziyet gibi geliyo. paşa paşa alıyorum poşetliyorum ödüyorum hayde yallah.

çok güzel bişey bence.

Sutlac.

aşk kalbimi yakan bir volkan gibidir
en sevdiğim tatlı kazandibidir

Çikolata.

çilekli puding (evet pek tatlı sevmem)

Kunefe

baklava şerbeti ve beyaz şeker.

sevmem tatlıyı belki de o yüzden kalp şeklinde çikolatalar ya da bilmem neli pastalar aklıma geliyor.

Cikolata, bitter

kerane tatlısı

Benim aklıma tombiş yanaklı çocuk geldi :(

Ulan galiba kanibalistim :(

Neyse, puding geldi şimdi de. İyice dejenere olmuşum bari bi' baklava, kazandigi falan gelseydi; ama yok, bildiği 3 dakikada hazırlanan acele puding geldi.

ben :P

leyla sev beni sokma müşküle
gel kaşık atalım iki tabak keşküle

baklava

Sen.

osmanoğlunun bimdeki profiterolü geldi. yeminle.

Pasta geliyor bana niyeyse.

Sarelle.

cheesecake

baklava.

önce şerbetli tatlı kavramı canlanıyor kafamda onu baklava, fıstık sarma, künefe gibi şerbetli tatlılar takip ediyor ama hep değişiyor bu sıralama. evet sık sık düşünüyorum böyle güzel tatlıları.

şekerpare

sevgilim.

şaka lan şaka, sevgilim falan yok :/

tahinli kaymaklı cevizli kemalpaşa tatlısı.

Yağ.

sütlaç

taksicinin biri kaçırılıyordu sanırım :)

sonra kahramanımız (adını bilmiyorum) yine hayat kadınlarıyla basılıyordu.

bir de kadın taksici vardı, o da ağzını eğe eğe konuşuyordu. yoksa o cennet mahallesi miydi :/

-taksilerden birinde yanlışlıkla para dolu çanta unutulmuştu.

-şoförlerden birine lotodan büyük ikramiye çıkmıştı, sonradan bir yanlışlık olduğu, işin aslının öyle olmadığı ortaya çıktı.

-şoförlerden biri veya birkaçı yanlışlıkla polis tarafından hayat kadınlarıyla birlikte basılmıştı, bunu televizyondan gören aileleri de soluğu hemen karakolda alıp ortalığı birbirine katmışlardı.

karadenizli çaycı ali kemal muziplikleriyle kırıp geçirdi. neyse dur anlatmıyım, tadı kaçmasın.

coldplay - lost

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

sınır kapısında durup bekliyo muyuz yani? mola yeri gibi mi oluyor? "1 saat alışveriş ihtiyacı molası" mı?

1 saat olmaz. 10-15 dakika bir şey maksimum genelde.

pasaport işlemlerini hallettikten sonra alışveriş yapabiliyosunuz. türkiye'deki free shop'ta pasaport lazım oluyor çünkü. zaten milleti görürsün giderken, ayrıca şoför (ya da muavin) de der zaten "bir şey almak isteyen varsa gidip alsın" gibilerinden.

türkiye'den çıkış yaparken sadece türk tarafındaki free shop'tan, yunanistan'dan gelirken hem yunan hem de türk tarafındaki free shop'tan alıveriş yapmak mümkün. ayrıca türk tarafında limit var (kişi başı 2 karton sigara, 1 litre içki yanlış hatırlamıyosam) yunan gümrüğünde ise istediğin kadar alışveriş yapabiliyosun. kontrol olup da yakalanırsan orası senin bileceğin iş artık :)

sınır kapısında pasaport kontrolü yapılıyor tek tek, o kontrol sırasında zaten kuyruk olup bekliyorsun, o sırada alabilirsin.

evet sınır kapısı aynı zamanda mola yeri gibi, duty free yanında benzin istasyonu restoran vs. de vardır genelde. Ne kadar mola verildiğini tercih ettiğiniz otobüs firmasına sormalısınz bence.

gecen ay yunandan geldim hem turk tarafında hemde yunan tarafında d.f ler mevcut.
fakat ıckıelr harıc cok da uygun fıyat gelmedı bana.

yunanistan sınır kapısındaki duty freeler bayağı küçük oluyor havaalanındakilerle karşılaştırdığında. ayrıca dolar euro sebebiyle çok bi farkı da yok.

gelmez. satayım sana benim hesabı? 100 lira.

bir iki aya gelir. sürekli aktif olun, oylama yapın.

Bir iki ay mı? Ben 2-3 sene sürer diye düşünmüştüm. Oylama nedir?:d

Nasıl yani? Oylama yapmanin da mi etkisi var? Caylak oylari sayilmiyordur diye dokanmiyordum o tuşa. (Ben de bekliyorum evet)

Edit: sen de bizi yedin he

oylama nedir diyorsanız sıra geldiğinde elenebilirsiniz de :) hani entrylerin altında şukela yada çok kötü yazıyor ya onlara basın bol bol

oylama yapmanın ve sık sık giriş yapmanın etkisi oluyor.

benimki de benzer bir durumdu. şimdi üşendim yazmaya, bu konuyla alakalı bir başlığa yazmıştım onu bulup kopyaladım;

"10 tane caylaklik entry'mi girip, caylak onay listesine 39 bin kusuruncu siradan girmemin uzerinden bir yili askin bir sure gecmis ve halen 14 binli siralarda yer aliyordum en son baktigimda. birkac gun sonra tekrar giris yaptigimda hic beklemedigim halde yazarligim onaylanmisti.

artik ya sabirtasi yazar alimlari gibi toplu bir yazar alimi yapildi ya da daha onceki kapatmis oldugum sozluk hesabini alirken kullandigim mail adresiyle tekrar bu hesabi acmamin ve sik sik giris yapip entry'leri oylamamin bir etkisi oldu. ya da baska bir sey, ne bileyim."

hesabına baktım, inceledim, hesapladım.

böyle devam edersen 18 gün sonra yazar olursun.

Ben ölmeden önce - Fatih Erdemci
Neredesin - Mustafa Sandal
Sever Misin O zaman - Cemali
Buralardan Gitme - Feridun Düzağaç

ertuğ - aşkın son şarkısı
ertuğ - hayatım

çok naif adamdı ertuğ ya. allah rahmet eylesin.

mara-unutma

Athena - yalan

sakin.

ya naif dedin diye sakin'i onerdim ama don bana ile cidden ilgisi alakasi yok. sevmem bile o sarkiyi, kendime ibret olsun diye silmiyorum bunu.

beni ağlatan üç şarkıdan biri dön bana olduğu için diğer şarkıları önermek istedim: gökhan türkmen - büyük insan ve feridun düzağaç - beni bırakma

(bkz: Birsen tezer)

cem yıldız- koyu kara

ben böyle bir şey kastetmemiştim yine de teşekkürler ama mesela benim aklıma gelenler mvö bisiklet ya da bülent ortaçgil şarkıları. yani böyle sözleri ve müziği naif şarkılar

Türkçe demişsin ama dayanamıcam ingilizce söylicem.

kings of convenience

zardanadam - hepsi hepsi hayat nasıl olsa

link de verelim bari; www.youtube.com

Öztürk - sar

www.lmgtfy.com

reklamdan sonraki ilk sıradaki haber. haberin en altında tarih de var.

www.turkishairlines.com

www.kokpithaber.com

airbnb de ilanı olan kişilerle aylık üzerinden pazarlık yapsınlar. çoğu 1 ay kadar uzun süre olunca baya indirim yapıyor. bir arkadaşım aylık 250€ ya büyükçe bir oda tutmuştu.

craiglist'de var.

günlük kiralık -eşyalı- dairelere bakabilirsiniz sahibinden.com'da falan. ortalama 60-70 liradan başlıyor sanırım.

bir de anladığım kadarıyla yurtdışından geliyorlar, euro falan karıştırmasınlar sakın daha fazla öttürürler gibime geliyor :)

www.sahibinden.com

Airbnb'yi ilk defa duydum. Nokta atışı oldu. Gecelik fiyatlar bütçelerine de uygun görünüyor. Linkler ve öneriler için teşekkür ettim.

Eklemeyi unuttum; yurtdışından geliyorlar evet. Not düşerim ben de bu duruma onlara :)

Cill out hostel.

paylaşımlı evde (oldukça geniş ve ayrı giriş kapılı) odaya sıcak bakarlarsa haziran başı evimin 1 odası boşalacak şişli merkez de oturuyorum ben. kiram toplam 1500 TL.

(bkz: tabutta rövaşata)
(bkz: gemide)

Şakayla karışık - Sadri alışık ! <--

barda

(bkz: karpuz kabuğundan gemiler yapmak)
(bkz: kara köpekler havlarken)
(bkz: bornova bornova)

(bkz: dondurmam kaymak)

Kosmos

karpuz kabuğundan gemiler yapmak
atlı karınca (beni etkilemişti, hala etkiler.)

Direkt Kayıp Şehir'i izle. Dizi ama 26 bölümde bitirildi zaten. Gökçe Bahadır ve Uğur Polat döktürüyor.

(bkz: hokkabaz)

demin izledim çok beğendim : dar alanda kısa paslaşmalar

Merhaba, Kaş merkezde ve fiyatı uygundu. Sakin bir yer. Kocaman mutfağı var her kalanın kullanımına açık. www.facebook.com

ne tarz bir tatil düşünüyorsunuz bilmiyorum ama "kafamı dinleyeceğim, sessiz, sakin bir yer olsun" diyorsanız Faralya'da George House var. Ölüdeniz'e de yakındı hatırladığım kadarıyla.

(bkz: george house)

geçen sene ölüdenizde bi çadır kampında haftalık 200 liraya kalmıştık. kahvaltı öğle akşam yemeği ve çadır, duş fiyata dahil.

www.facebook.com

direkt f,yat sorarsan 500 lira gibi bir şey diyorlar ama sürekli olarak fırsat sitelerinde kampanya vardı.

Geçen sene ölüdenizin oralarda konaklamıştık. Gitmeden aylar önce müstakil,havuzlu ve lüks bi yer kiralamıştık. Açıkçası gidince pişman olduk. Villa çok güzeldi fakat ölü deniz civarına spontane bi şekilde giderek güzel bi tatil yapılabilirmiş. Bu kadar kasmaya gerek yokmuş.