Giriş
(12)

türkiye olmasa hangi ülke olurdu?

violethill
sevgili ekşililer;proje ödevim için değerli cevaplarınıza ihtiyacım var.sorum şu: elinize gerekli imkanlar verilse(maaş, ev, araba ..) hangi ülkede(türkiye hariç), hangi sebeplerle yaşamak isterdiniz? sebep kısmı çok önemli, belirtmek istiyorum.lütfen cevap verirken duyuruyu sulandırmayalım. cevapla
sevgili ekşililer;
proje ödevim için değerli cevaplarınıza ihtiyacım var.
sorum şu: elinize gerekli imkanlar verilse(maaş, ev, araba ..) hangi ülkede(türkiye hariç), hangi sebeplerle yaşamak isterdiniz? sebep kısmı çok önemli, belirtmek istiyorum.
lütfen cevap verirken duyuruyu sulandırmayalım. cevaplarınız gerçekten bana çok yardımcı olacak. şimdiden teşekkür ederim.
0
violethill
(23.09.10)
yaşayacağımız ülke hakkında detaylı bilgimiz olmalı. orada yaşamadan şuraya yaşamak isterdim demek zor olur. hem ülkenin bile şehirleri arasında uçurum olabiliyor. çok parametre var. zor bi soru
0
sttc
(23.09.10)
avrupa(hollanda yada almanya) yada japonya(neden? kiraz agaçları en basitinden) şimdilik.ama tabii önce istanbul :)
şartlara gelince ne olsa şukela olur?ortalama bi maaş,belki bi studyo daire,(hem ev hem ofis:D)belki bi küçük araba.
0
kokhucre
(23.09.10)
İrlanda da isterdim. Hem tarihi dokusu hem doğası(yeşili havası suyu) hem yüksek yaşam standartları vs.
0
skywalkeremre
(23.09.10)
Singapurda yaşamak isterdim eğitim seviyesi yüksek,zeki,temiz bir ülke,milli geliri yüksek ee ekonomisi deseniz dünyanın sayılı dış borcu olmayan ülkelerinden muntazam bir ülke oturmuş bir işleyiş söz konusu her yerinde adamlar işini biliyorlar çok ülke gördüm singapur başka ya onun için singapuz diyorum
0
anastra
(23.09.10)
İngiltere - Londra.

Konuşulan dilin ingilizce olmasının avantajları büyük bi kere. Olası bir ayakta kalamayıp geri dönme durumunda boşa zaman kaybı olmaz orada geçen zaman böylelikle. Yani güzelleşmiş bir ingilizce her halükarda avantaj olur. İster orada kal ister Türkiye dahil başka ülkeye geç. İngilizcenin 2. avantajı da zaten bir nebze bilmen, ve öğrenmenin kolay olması.

Olayı Londra'ya özellersek, Londra'da ortalama ingilizce intermediate falan. O da konuşmada. Yazmada pre-intermediate falan çıkar ortalaması. Yani bi sürü yabancı var, göçmen turist falan var. Bu hem her türden adam bulmanı hem de ortalama bir ingilizceyle herkesle anlaşmanı sağlıyor. Kimse senden süper ingilizce beklemiyor. Bu bağlamda bir ayrımcılığa da maruz kalmıyosun. 20 kelime ingilizce bilmeyen ve hayatını idame ettiren bi sürü insan gördüm orada.

Multi kültürel olması can sıkıntısı, kafaya göre adam bulamama, yeni şeylerle (kültür,müzik) tanışamama ihtimalini ortadan kaldırıyor.

Türkiye'ye yakınlık da çok önemlidir bu mevzularda. Kardeşim Avustralya'da yaşıyor, inanılmaz farklı Avrupa'da yaşamakla. Londra'dan ya da Almanya'dan şimdi karar versen gidiş dönüş 300-400 lira bilet parası verip yarın gelebilme ihtimalin var. Çok acil bişey olsa sabah biner akşam burada olursun. Bunu bilmek bunun farkında olmak bile çok büyük avantaj oluyor psikolojik olarak. Avustralya'yı düşün, en ucuz gidiş dönüş bileti 2500 lira. Ve yolda 3 günün gidiyo. Ayrıca orta ve uzun vadede sevdiklerinin seni ziyaret etmesinin de hem ucuz hem de kolay olması da cazip kılıyor Avrupa ülkelerini. Bilhassa da uçuş imkanları bakımından Almanya ve Londra'yı.

Bunun dışında hizmet sektörü (restaurant, bar vs) çok ağırlıklı olduğu için geçici işler bulmak kolay oluyor Londra'da. Gerçi iş, maaş, ev verilse demişsin, o yüzden burayı geçiyorum.

İngiltere son 20 senede çok geri gitti demelerine rağmen hala bireysel özgürlükler konusunda türkiyeyle ya da başka bir ülkeyle kıyaslanamayacak kadar ilerde. Kimse kimseye karışmaz ve herkes de karışamayacağını bilir. Çocuk yetiştirme konusunda ahlaki çöküntü ve çeteler gibi sebeplerden riskli olsa da eğitim, sosyal güvenlik gibi mevzulardan kurtarıyor. Özellikle eğitimden.

Şehir içi ulaşımı muazzam Londranın. Gece sabaha kadar otobüs. Ve çok yaygın bir metro ağı. Bu çok önemli bi faktör.

Ayrıca dünya'nın her yerine ucak kalkan tek şehir, ya da new yorkla 2 diyelim. Yani gezme imkanları da yüksek. Paris'e de trenle 4 saat manş tünelinden. Ayrıca ingiltere vatandaşına vize uygulayan ülke yok neredeyse. Maliyetlerde ucuz. Örneğin bir İspanya'ya turla ya da bireysel olarak uçakla tr'den gidenlerden çok daha uygun fiyatlara gidersin.

Bi de Londra politik görüşüne, hobine, ilgi alanına göre cidden en rafine tipleri, organizasyonları bulabileceğin yer. Bi gidip gelsen acaip özlersin.
Büyük grupların konserleri, futbol, tiyatro, müzikal gibi mevzularda zaten avrupa'nın merkezi. Akademik anlamda da çok önde. Bahçe gübreleme konusunda bile 2 tane profesör bulursun. Her yaşta bir eğitime başlayabilirsin herhangi bir branşta. Devlet yardımcı oluyor o konuda. 2 sene okuyup 40 yaşında elektrik mühendisi olan ve şu an deli para kazanan kuzenimden biliyorum.

Kişi hakları, bireysel haklar mevzusunda bireyin devlete karşı en güçlü olduğu ülkedir belki dünyada. He bu dediğimi bayaa törpülediler terör saldırılarını bahane ederek. Ama hala öndeler.

Tarihsel bi şehir bi de londra. Herşey eski, ya da eski görünümlü.

O boktan bulutlu havasına rağmen bu kadar övdüğüme de inanamıyorum.

İyi oldu, sayende hatırladım oraları. Bi ara gitmem şart.

Öyle kendi penceremden kafama estiği gibi yazdım. Yardımcı olabilmişimdir umarım. Kolay gelsin.
0
dogumdansancili
(23.09.10)
norveç olurdu.
bikere yaşam standartları çok yüksek, sağlık hizmetleri babalar gibi, güneş yakmıyo abi bundan güzel bişey yok. ve evet, kızlar da güzel..
0
deeperdown
(23.09.10)
Yazmak istediğim ve aklımdan geçen her şeyi fazlasıyla @dogumdansancili yazmış.

Benim de oyum Londra'ya.
0
gyroscope
(23.09.10)
avustralya, kocaman ülke havalarda o kadar değişken değil. her milletten insanlar var çok kozmopolit. üniversal eğitim, öyle ki avustralyalı bilim adamları isveçli bilim adamlarından sonra gelir. sıkıldığında alır başına çöle kaçarsın, istediğinde medeniyete geri dönersin, keşfedilcek çok çeşit canlılar var. kanguru var lan düşün birtek o bile yeter, öyle keseli meseli.
0
ceo
(23.09.10)
Kanada.

- Dünya'nın en gelişmiş ülkelerinden biri.
- ABD'ye komşu, ondan daha az nüfüslu ve daha büyük.
- Vatandaşlarına imkanları çok geniş, devlet sistemi çok iyi işliyor.
- İki resmi dili var. İngilizce ve Fransızca. Ve bence çok avantajlı.
- Yaşam standartları yüksek. İngiltere, Avustralya ve Yeni Zelanda'ya benzer ama daha iyi bence.
- Kurallar sıkı ve kurallara uyulan bir yer. Ama aynı zamanda özgürlüğün yüksek olduğu bir ülke.
- Doğası ve keşfedecek yerleri o kadar fazla ki gez gez bitmez. Dünyanın en büyük ikinci ülkesi ve çok farklı coğrafyalar var.
- Bu ülkeden diğer ülkelere seyahat çok rahat, ve vatandaşı olursan nerdeyse hiçbir ülkeye vize gerekmiyor.
- İş imkanları fazla. ABD'de iş bulma imkanı veriyor. Gelir ve gelir dağılımı iyi.

- Tek kötü yanı olabilecek şey kışın soğuk olması ki önlemini aldıktan sonra o da pek dert değil. Zaten ısıtma sistemleri çok iyi ve karda kışta hayat durmuyor orda...

edit: Şehir olarak da Toronto derim. Kanada'nın en büyük şehri. Çok güzel şehirlere yakın. İstanbul'a uçak var. :)
0
ermanen
(23.09.10)
monaco.
orda normal bi vatandaş olarak altımdaki araba porsche evimde ufaktan bi şato olurdu heralde.
0
duygusal pehlivan
(23.09.10)
İspanya..

Deniz, güneş, sıcakkanlı insanlar, futbol tutkusu, yemekler.
0
pozzecco
(23.09.10)
japonya
-çekik gözlü insanlar
-olduğu gibi kültürleri
-teknolojinin bizimle alakasız bir noktada olması
-okyanus okyanus okyanus
0
redlinetheturk
(24.09.10)
(2)

Staj defteri nasıl yazılır?

kta
Nasıl bir dil kullanmak gerekir? Bu gün bunu şu gün şunu yaptım denilebilir mi? Yoksa akademik bir dil kullanmak mı daha doğru olur?20 günlük stajım bittikten sonra şirkette sevabına çalışmaya devam ettim (2 ay kadar). Bunu staj defterine yazmalı mıyım? Ne şekilde yazmalıyım?Yaptığım işler ve şirket
Nasıl bir dil kullanmak gerekir? Bu gün bunu şu gün şunu yaptım denilebilir mi? Yoksa akademik bir dil kullanmak mı daha doğru olur?

20 günlük stajım bittikten sonra şirkette sevabına çalışmaya devam ettim (2 ay kadar). Bunu staj defterine yazmalı mıyım? Ne şekilde yazmalıyım?

Yaptığım işler ve şirketin kullandığı (orjinal) teknolojiler hakkında ne kadar bilgi vermeliyim?

Koç Üni, Bilgisayar Bölümünden (ya da herhangi başka bir bölümden) olup, daha önce staj defteri yazmış olan varsa, bir yardımcı olabilirse çok makbule geçer.

Şu an gerildim resmen. Yoksa o kadar gerilecek bir şey yok mu?
0
kta
(23.09.10)
Formel dille yazın, akademik olmasına gerek yok sonuçta. O da işte, bir şekilde belli formata sokulabilir. Kullanılan ekipman, projenin ana hatları, projenin özellikleri, işyerinde yapılan şeyler, ilişkide bulunan yönetim pozisyonları, organizasyon tabloları vs gibi. Neredeyse hiç birinci tekil şahıs fiili kullanmadan yazabilirsiniz.

gönüllü staj için, "projenin tamamlanma sürecinde firmaya destek verdim / stajımı, projenin bitişi ile sonlandırdım" şeklinde bir dipnot içinde belirtebilirsiniz.

yaptığınız işleri belirtin, ne çok abartın, ne de "fotokopi çektim" türü şeyler yazın. yani filtreleyip dişe dokunur şeyleri yazın.

işletme doktorası yapıyorum.

gerilmeyin. :)
0
pozzecco
(23.09.10)
Koç üni bilgisayar mühendisliğinden mezun olmuş biri olarak şunu söyleyebilirim, çok da fazla gerilmenize gerek yok. Okulun verdiği staj defteri olarak geçen word dosyasının başındaki yönergelere bağlı kalmanız yeterli. Sadece tablo kısmındakilere kısaca o gün neler yaptığınızı anlatın ve geri kalan kısımda biraz daha detaylı olarak staj yerinizde neler yaptığınız açıklayın. Ben olsam ekstra süreyi de eklerdim ayrıca. Hatta kullandığınız/geliştirdiğiniz programların ekran görüntülerini de koyabilirseniz hem hocanız daha rahat anlar hem de siz yerden kazanmış olursunuz.

Bildiğim kadarıyla hala staj raporunuzu advisor'lar değerlendiriyor ve bölümdeki hemen hemen hiçbir hoca da detaylı olarak incelemediği için kendinizi çok strese sokmanıza gerek yok, rahat rahat yazabiliyorsunuz. Hatta şu aralar oryantasyon olduğuna göre daha teslim tarihine zamanınız olduğundan isterseniz advisor'unuzla da görüşün, o sizi daha iyi yönlendirir.

Ayrıca aman diyeyim defteri yazarken double space olayını aklınızdan çıkarmayın çünkü ben daha bu deftere neler yazabilirim diye kara kara düşünürken sonradan bunun double space olduğunu hatırlayıp sevinmiştim.

Son olarak stajların açıklanması ancak yazı bulacak. O yüzden çok her gün KUAIS'e girip bakmayın. Zaten çok alakasız bir staj yapmadıysanız kabul olmama gibi bir durum olmuyor.

Kolay gelsin.
0
citroc
(23.09.10)
(9)

mutlu hissedememek - volume 2

yas25
Yine epey uzun oldu, kusura bakmayın.Öncelikle: (git: 121018)Okumaya üşenenler için: tam 8 ay önce master ı bitirmek üzere oldugumu, cok sevdigim uzun sureli bir kız arkadasım oldugunu ve genel olarak hayatta herşeyi başardığım için mutsuz olduğumu filan yazmış, tavsiyeler istemiştim.Büyük konuşmama
Yine epey uzun oldu, kusura bakmayın.

Öncelikle: (git: 121018)

Okumaya üşenenler için: tam 8 ay önce master ı bitirmek üzere oldugumu, cok sevdigim uzun sureli bir kız arkadasım oldugunu ve genel olarak hayatta herşeyi başardığım için mutsuz olduğumu filan yazmış, tavsiyeler istemiştim.

Büyük konuşmamak lazımmış. Hayatım son 2 ayda öylesine tepetaklak oldu ki. Mutsuzluk neymiş şimdi en azından biraz daha iyi anlayabiliyorum. Nereden başlasam?

Master ı layıkıyla bitirdim, onda problem yok. Fakat 2 ay oldu, hala iş bulamadım.
3 yıla yakındır beraber oldugum, canımdan cok sevdigim, ailelerin bilgisi dahilinde evli gibi beraber yaşadığımız kız arkadaşım beni aldatmak üzereyken yakaladım ve ayrıldım. Aylardır birtakım sorunları oldugu apaçık ortadaydı ve kabul ediyordu ama sorunları çözmek için başka birine yönelmesini beklemezdim, çıldırdım. Daha sonra heralde hatasını ve değerimi anlar diye umarken, ayrılmamızdan 3 5 gün sonra aynı insanla beraber olmaya başladığını öğrendim ve hala da devam ediyor olduğunu biliyorum.

Çaresizlikten içkiye başladım, her gece 2 3 kadeh içmeden uyuyamıyorum. O kadar sevdim ki onu – ve hala da köpek gibi seviyorum –, başkasıyla yatıyor olmasını kaldıramıyorum. Aklıma gelen sahneler midemi bulandırıyor. Bir de “Seni hala çok seviyorum, surekli aklımdasın ama hislerimi dinledim. Böyle yapmam gerekiyordu, hata oldugunu bile bile yaptım. Seni çok üzdügünüm farkındayım ve hayatım boyunca kendimi affetmeyeceğim. Yakın zamanda bir gün eşşek gibi kapına geleceğim” gibi laflar söylüyor hala. Bunların doğru olma ihtimali olabilir mi? Bir hataydı oldu denilebilir mi? Bilmiyorum.

Tüm arkadaşlarım bana hobilere yönelmemi, kafamı meşgul etmem gerektiğini söylüyor. Bu acıyı unutmak için kaç tane dil öğrenebilirim ki? Kaç tane hobi kursuna gidebilirim ki? Ben yeni bir hayat değil, eski hayatımı geri istiyorum. Tüm bunların olmamış olmasını istiyorum.

Zaten iş görüşmelerinde de bu yüzden başarısız oldum. Tüm bu tartışmalar, yaşadıklarım yüzünden kafamı toplayamadım. Sapla samanı birbirinden ayıramadım ve başarısız oldum. Hayatıma yeni bir sayfa açarım, tüm bu acıları unuturum diye askere gitmeye karar verdim; simdi bir de askerliğin uzaması ortaya çıktı, iyice kötü oldu.

Eğitimim ve bağlantılarım sayesinde yurtdışında çalışmaya gidebilirim. Çok parlak birşey olmaz belki ama hayatımı idame ettirebilirim. Zaten burada kalmamdaki en önemli faktör kız arkadaşımdı. 3 yıllık ilişkimizin ardından bu ahlaksızlıkları yapan kız arkadaşım! Fakat yurtdışını da istemiyorum. Yalnız ve yüzeysel bir hayat, başka bir kültür vs. istemiyorum ama emin de değilim.

Meğer herşey domino taşı gibiymiş. Önceki duyuruyu okuyanlar buna karma filan da diyebilir. Hepsine saygım var. Tavsiyelerinizi yardımlarınızı bekliyorum. Lütfen.

Ne yapmalı?

Teşekkürler.
0
yas25
(23.09.10)
Kriz yönetimi koşullarına geç. Yani şöyle; önce elindekilere bak ve onların değerini düşün, daha sonra geleceği bunun üzerine kur. İşletmelerde de, kriz döneminde sıklıkla yapılan hata, kriz öncesi koşulları sağlamaya çalışmaktır. Ve genelde yapılması gereken en mantıklı şey, tehditleri fırsata dönüştürmek; zayıflıklarını güçlü yanlarına çevirmektir. Bak nasıl, anlatayım..

Bir kız arkadaşın yok ve seni aldattı değil mi ? Harika. Gerçekten. Çünkü çok iyi bir kız arkadaşın olsaydı şimdi askere gittiğinde her şey daha da canını acıtacaktı.

İşin yok değil mi ? Daha iyisi olamazdı; çünkü harika bir iş bulsan bile askere gidince dönüşte devam etme garantin yoktu.

Askere bir an önce gitmeye bak; mümkün olan ilk celp döneminde, yani aralık 12 de. uzayacaksa zaten uzayacak, tutup yurtdışına gidebilirsin ama alışamazsan; dönüş çilesi+kültür değişimi+vakit kaybetmek+askerlik daha zor gelecek. Hem şöyle, ben mesela 24 yaşımda gittim (şu an 27 yaşındayım) ve 24 yaşımdakine kıyasla fiziksel formum daha düşük. Ne kadar geç gidersen o kadar zor gelir askerlik, çünkü fiziki yıpratıcılığı var. Git ve kafanı boşalt; buradaki herşeyi unutacağına bahse girerim.
Her şeyden önce, 2 diploman var ve kaybedeceğin bir şey yok. En evla durum..

Kız arkadaşın konusunda da şunu söyleyeyim; ilahi adaletin bir gün gerçekleşeceğine inan. Sen kalbini temiz tut yeter. Eninde sonunda bir şekilde, onu ayartan kişi de, o da bunun acısını çekeceklerdir.

Formülize edelim; askere git - orada tüm yaşanmışlıklara bir reset at - geri dön (ki zaten çok daha olgunlaşmış olduğunu hissedeceksin) - düzgün bir iş bul - kızlar zaten bir şekilde gelir, kafana takma..
0
pozzecco
(23.09.10)
onceki duyurundaki hatandan ders aldiysan (elindekilerin kiymetini bilip mutlu olamamak) simdi o dersi uygulamanin zamani iste. mutlu olmak icin sebeplerini dusun.

o kiz artik olmaz madem oyle bir gecmisiniz olmus, geri donse de aklindan cikaramazsin baskasiyla yattigini, omrun boyu. gecmis gitmis.
0
kurukafa
(23.09.10)
"askere git" cevaplarına katılıyorum. en kısa zamanda askere git. hem işle ilgili önemli bir handikapı ortadan kaldırmış, hem de kafanı boşaltmış olursun. yalnız askerdeyken sivil hayatınla ilgili şeyleri, özellikle de eski sevgilini düşünme. bilhassa elinde silah varken. mazallah...
0
dbilgener
(23.09.10)
@darkrocq ben de aynı şeyi düşünüyorum. askerde tam kafayı sıyırıp döndüğümde hayattan kopmuş biri olma ihtimalim korkutuyor. şimdi bari bir iş, bir meşgale bulursam zamanla unuturum tüm bunları gibi geliyor.
0
🌸yas25
(23.09.10)
cevap değil; ama. mezun olmama birkaç ay kalmıştı, hayatımın aşkını bulduğumu sanıyordum, alanım da açık vardı kpss yi kazanıp atanacaktım. sevgilimden ayrıldım, dersleri salladım sınfta kaldım, kpss atamaları durduruldu. kısaca yalnız değilsin, mutlulukta mutsuzlukta sürekli değil.
0
ecece
(23.09.10)
@yaş 25

askerde iken bir mimar arkadaş vardı bizde; ilk 3 gün boyunca adam ağladı. elimizden geldiğince yardımcı olduk, sonra zamanla alıştı; gönüllü mıntıka falan bile yaptı. Diyeceğim şu; o adam askerliği bitirdiyse herkes bitirir. Kaldı ki, oldukça zor koşullarda (adana / 45 derece şeklinde) askerlik yaptık. Erteledikçe zorlaşır, unutma..
0
pozzecco
(23.09.10)
yalnız kalmamaya çalış..
askerlik bu yalnızlık süresini perçinleyeceğinden (bence) hiç bulaşma..

ilahi adalet demiş biri; cidden adına ne dersen de var öyle bişey..
bu durumda hiç bir kusurun olmadığını düşünüyosan içini ferah tut ve sıra sana geldiğinde bunun acısını çıkart. ama bunu söylerken "kafayı tamamen intikama tak" demiyorum, o zaman herşeyi mahvedersin. sadece uygun anın geleceğinden emin ol ve önüne bakmaya çalış.

yapılacak bişey olarak bugüne kadar hiç bilmediğin bişeyi yap, ya da hiç bilmediğin bi yere git. yeni insanlarla tanış. ama tavsiyem yalnız kaldığın anları minimuma indir. alkol olayından da bir an önce kurtul.

bi yerlerden başla ve gerisini "akışına bırak", muhtemelen herşey yoluna girecektir.
işin zor, yaşadım..
ama acının da keyfini sürmesini bilirsen çok kolay halloluyo herşey..
0
oz otto
(23.09.10)
askere git bence de. orada binbir çeşit insan tanıyacaksın, hayat hikayelerini dinleyeceksin ve göreceksin ki türkiye gibi bir ülkede şu sahip olduklarınla çok çok çok şanslı bir kişisin. ya da git eğitiminle hiç alakası olmayan vasıf gerektirmeyen kasiyerlik gibi bir işe gir bir süre çalış bakalım. göreceksin ki oradaki insanlar o işe günde 10-15 saat sadece karınlarını doyurabilecekleri maaşa bir ömür katlanmak zorundalar sense istediğin zaman çekip gidebilirsin. bir bu düşünce ve duygu durumunla onların hayatını yaşamak zorunda olsaydın ne yapacaktın. yeteneklerinin, aklının, geçmişinin, eğitminin vs. değerini anlayacaksın kız arkadaşın seni aldatmış olabilir kendine dön bence, hayattaki önceliklerin neler bir sor kendine, bazı insanlar sadece temel ihtiyaçlarını karşılayarak hayatta kalma mücadelesi veriyorlar seninse elinde her türlü imkan var kendini geliştirebilmen için. ne diyebilirim ki ben de hemen hemen aynı durumdayım seninle ve bu dediklerimi de yaptım çok da faydasını gördüm çok klişe bir laf ama doğru: kaybedince anlıyoruz elimizdekinin kıymetini.
0
dasein
(23.09.10)
he bir de, yurtdışı olayı var. bak dediklerimi yap en az 4-5 ay türkiye gerçekleriyle bir tanış bilmiyorum bana kalburüstü bir hayat yaşamışsın gibi geldi belki de zaten biliyorsundur bunları. sonra sen zaten koşa koşa yurtdışına gitmek isteyeceksin zaten. benzer yollardan geçmiş birinden bu tavsiyeler kafamdan sallamıyorum.
0
dasein
(23.09.10)
(11)

Would you mind?

beni boyle sev seveceksen
"Would you mind not smoking in here?" mı yoksam "Would you mind not to smoke in here?" mı?"With this lovely weather there are certain to be millions of people on the beach." mi yoksa "With this lovely weather there are certainly to be millions of people on the beach." mi?Hankısı?
"Would you mind not smoking in here?" mı yoksam "Would you mind not to smoke in here?" mı?

"With this lovely weather there are certain to be millions of people on the beach." mi yoksa "With this lovely weather there are certainly to be millions of people on the beach." mi?

Hankısı?
0
beni boyle sev seveceksen
(21.09.10)
ikisinde de ikincisi.
edit: ilkinde ilki olacak pardon.
0
baldur
(21.09.10)
birincisinde birincisi.
0
cumingsoon
(21.09.10)
karar verin..
0
🌸beni boyle sev seveceksen
(21.09.10)
üsttekinde ilki, alttakinde ikinci cümle.
0
cumingsoon
(21.09.10)
ilkinde neden ikincisi değil? hata nerde?
0
🌸beni boyle sev seveceksen
(21.09.10)
hata şurda: araya özne gelmiyorsa "-ing" alır mind'dan sonraki fiil.
0
cumingsoon
(21.09.10)
ikincisinde iki ama aslında to be kısmı ikisinde de gereksiz bence ... are certainly millions of ... desen daha iyi olur.

ilkinde ilki.
0
ayiadam
(21.09.10)
@minel; "....millions of people..." diyor ama..

plural.
0
🌸beni boyle sev seveceksen
(21.09.10)
"With this lovely weather, it is certain that there are millions of people on the beach" daha şık bence. ilkinde ilki doğru.
0
pozzecco
(22.09.10)
Would you mind not smoking in here

With this lovely weather it is certain that there are millions of people on the beach
veya
With this lovely weather there are certainly millions of people on the beach
0
calendil
(22.09.10)
Birinci soruda "here" olursa daha doğru olur +
Burada gerund olması gerektiği için en doğrusu:
"Would you mind not smoking here"
0
Kron
(12.10.10)
(13)

nikon vs canon

istanbull
bütçe dslr için 2.000 tl nikon mu canon mu? ve hangi model?
bütçe dslr için 2.000 tl nikon mu canon mu? ve hangi model?
0
istanbull
(21.09.10)
duruma göre değişir.

ben olsam braz daha koyar nikon d300 falan kasardım. tam emin değilim ama buralarda uygun fiyatlı 2. el bir d300 görmüştüm sanırsam ya da sahibinden de mi ne gördüm.

onun dışıdna ben nikon kullanıyorum bence nikon almak daha avantajlı, lesn seçeneği daha fazla ve daha ucuz. ayrıca d90 ve üstü makinelerde af motoru gövdede. yani ille de af motorlu prime lenslere bakmak gerekmiyor. tabi canon da durum nedir emin değilim. ama eski lenslerin kullanılamadığını biliyorum.
0
cedric tweedledee
(21.09.10)
cevap : photoshop
0
winstoncash
(21.09.10)
cedric baslangıc duzeyındeyım agır geldı 2. paragraf
0
🌸istanbull
(21.09.10)
ben diyorum d90 al. d5000 de olabilir. canon eos550d de inanılmaz. sen bilirsin. hepsinden çok memnun kalırsın tabi. senin durumunda ben gider d90 alırdım. pentax lara da bak. inanılmaz bir lens seçeneği var. yüzlerce ucuz lens seçeneği bulabilirsin eski.
0
cedric tweedledee
(21.09.10)
Hepsi güzel bu aletlerin :). büyük ihtimalle canon ve nikon arasında bulunan farkları hiç kullanmayacaksın veya farketmeyeceksin bile. Amerikadan getirtebilirsen nikon d3100(1 ay a çıkıcak daha çıkmadı) veya canon 550d al. Tr den alıcam diyorsan mediamarkt ta falan kampanyada görürsen canon 1000d, 450d, 500d; nikondan d3000, d5000, d90 alabilirsin. biraz araştırırsan modeller arasındaki farkları görürsün zaten.
0
rakim efendi
(21.09.10)
canon.arz ederim.
0
youside
(21.09.10)
Bence de nikon al.. baslangic duzeyinde isen hayli hayli isini gorur her ikisi de ama..ilerisi icin lens ihtiyacin felan olacak o zaman canon'un orjinal lensleri cok pahali nikon'unkiler kismen daha ucuz.istanbul da eminonun'de Hayyam carsisi var, fotografin kalbi orda atiyor. piyasadan cok daha ucuza ordan bulabilirsin. Almadan once bi ugra derim firsatini bulabilirsen.
0
assassin 10
(21.09.10)
hangisini alısan al orjinal lens almana lüzum yok, sigma tamron gibi aletler var iken, ha bide canon al abi, niye diye sorma canon al sen :).

~orjinalleri kadar başarılı değil elbet ama başlangıç düzeyi ucuz diyoruz.
0
kopek
(21.09.10)
Pentax ve sony de değerlendirmeye alinmali bence.
0
mat couthon
(21.09.10)
+1
nikon d90
0
dis kapinin mandali
(21.09.10)
hangisini sevdiysen o.
nikoncu nikon der, canoncu canon der. ben nikon kullanıyorum, gayet işimi görüyor.
0
kayranin kedisi
(21.09.10)
canon iyidir.
0
pozzecco
(22.09.10)
nicon ne ya canon candır canandır.
0
radikalherif
(22.09.10)
(6)

VGA TO HDMI baglantısı? olur mu ki acep?

les
elde bi laptop bir de arcelik full hd tv var. şimdi benim laptoptan tv ye goruntuleri atmam lazim... maç izliyecem bilader dev ekranda... mesele kutsal yani...şu kablo işimi gorur mu acep? bana pek inandırıcı gelmedihttp://www.baranbilgisayar.com.tr/asp/show_stock.asp?product=hdmitovgaşundan almak l
elde bi laptop bir de arcelik full hd tv var. şimdi benim laptoptan tv ye goruntuleri atmam lazim... maç izliyecem bilader dev ekranda... mesele kutsal yani...

şu kablo işimi gorur mu acep? bana pek inandırıcı gelmedi
www.baranbilgisayar.com.tr

şundan almak lazım sanırım

www.kablocenter.com

sadece goruntuyu istiyorum. sese ihtiyacım yok. bu işle daha once ugraşan varsa bi el at arkadaş... ayrıca dikkat edilecek hususlar varsa da bi anlatıver...

teşekkurler şimdiden....

bi de bonus soru:

uyduruk bi tv ye vga vga bağlantısı yaptık goruntu kaydı ortasından. frekans hikayesi di mi?
0
les
(21.09.10)
ilk linkteki kablo bana da pek olabilir gibi gelmedi ayrıca vga ile sadece görüntü aktarabilirsin zaten, ses aktaramazsınç.
0
winstoncash
(21.09.10)
vga-hdmi bağlantısı ile vga-vga bağlantısında görüntü farklılığı olmaz, sadece tv'de vga girişi yoksa böyle bir bağlantı tercih edilebilir. sizin ki de öyle bir durumsa , görüntü ortadan kayma durumu filan çıkarsa bilgisayar çözünürlükleriyle onu halledebilirsiniz, biraz karıştırmanız gerekir. eğer vga girişi varsa tv'de ki hdmi girişi varsa mutlaka vga girişi de oluyor genelde, hiç uğraşmadan vga-vga bağlantısı yapın.

kablolu olanlardan değil de adaptör olanlardan alın.
0
ocanal
(21.09.10)
herhangi birisini denediğinizde sonucu buraya yazabilir misiniz?
0
milesh
(21.09.10)
@ocanal'in dedigi gibi eger bilgisayardan vga out alacaksaniz tv ye vga in yapmayi deneyin. boylece bu islem oldukca acisiz olacaktir.

ancak tv de vga in yoksa o zaman 1. dediginiz kablo yerine (orada hdmi to vga durumu soz konusu) vga to hdmi kablosu ya da ceviricisi almaniz. gittigidiyorda ya da elektromarketlerde bu tarz urunler var.
0
helenart
(21.09.10)
ebay' den bak, çok ucuza bulabilirsin.
0
pozzecco
(22.09.10)
dealextreme'de var ihtiyacın olan çeviriciler. sadece kablo olarak çevirici işine %90 yaramayacaktır zira en basitinden biri analog biri dijital. araya bir çevirici koyman gerek.
0
darknum
(22.09.10)
(12)

kedinin eve fare getirmesi

cosmicgadin
engellenebilir mi? (bahceli ev)
engellenebilir mi? (bahceli ev)
0
cosmicgadin
(21.09.10)
fare getirince çığlık atın sağlam, bi tane de şaplak atın kıçına. getirmez bi daha.
0
insensitive
(21.09.10)
niyeti iyi. fazla sert tepki vermeyin.
0
leylak sarabi
(21.09.10)
gülesim geldi:)

şu yardımcı olur sanırım.
www.forumturka.net
0
jamswety
(21.09.10)
hahahayt, "bakın ne yakaladım" diye size göstermeye getiriyor, hava atıyor aklınca. biz de engelleyememiştik. fareyi her seferinde kurtarıp doğaya salardık. o da her sefer bir tane bulup getirirdi :) demek ki her kedinin huyu bu.
0
kibritsuyu
(21.09.10)
hediye olarak getirdigini biliyorum zaten, sert tepki fln da vermeyi dusunmuyorum ezik mezik olur sonra. aklima gelmeyen bi cozum vardir belki diye sordum.ne dalga geciyonuz?
egitmek istiyorum kediyi biraz evet bi yasina geldi gel'den bile anlamiyo ac degilse eger. guya cins kedi, en asil davranisi payetli tasmasiyla kaldirimlarda yuvarlanmak. ben evde tekken fare getircek diye odum kopuyo, neymis o ozgur takilicak. ana yuregi iste :q
0
🌸cosmicgadin
(21.09.10)
çocuk mu yetiştiriyorsunuz canım? :D ezik olacakmış.

bu kadar karakterli bi kediniz olduğunu düşünüyorsanız getirdiği fareyi bahçeye geri fırlatıp atın. sonra da sevin kediyi, mama falan verin nebliym kedi psikolojisinden anlamam ki
0
sttc
(21.09.10)
o birşey mi benim köpeğim milletin giriş kat balkonlarından bikini toplayıp getiriyor bana :)
0
cedilla
(21.09.10)
Bu bir köpek değil dolayısıyla onun yarısı kadar akıllı olması yada eğitim kaldırması da mümkün değil. Kediyi doğasına ters anormal bir duruma alıştırmada başarısız olursanız şaşırmayın. Bu durumda kendimi bu duruma nasıl alıştırırım şeklinde bir başlık açmanız gerekebilir. Fareyi evde nereye koyması gerektiği öğretebilirsiniz. Koyduğu yere uygun bir örtü, kutu vs koymayı ve buna alıştırmayı deneyin.
0
neotunc
(21.09.10)
:) hediye getiriyor size.
benimki de bahçeden fareydi, çekirgeydi tplar getirirdi. ben kaçtıkça bana vermek için peşimden gelirdi. 1-2 defa hediyesini dışarı koyunca bir daha getirmedi.
0
kayranin kedisi
(21.09.10)
Siz de kedi fare getirince ona bir köpek götürün, bakın bakalım bir daha getirebiliyor mu ? :) Tabi köpeğin büyüklüğüne göre kediyi altına s.çırtmak da olası.. Neyse, beni dinlemeyin..
0
pozzecco
(22.09.10)
@cedilla olay iyiymiş, nasıl yetiştirdin, sen onu çiftleştirdin diye o da sana mı yapmaya çalışıyor :P
0
dark wing duck
(22.09.10)
ya sen onu bir de kocama sor..

ben de köpeği kapıya "beyaz arap kadri donu" getirmesi için eğiteceğim, olan o olacak, kısasa kısas..
0
cedilla
(22.09.10)
(4)

[Cep telefonu] Anti radyasyon sticker

ermanen
Bunlar işe yarıyor mu gerçekten?
Bunlar işe yarıyor mu gerçekten?
0
ermanen
(21.09.10)
hayır
0
lord randal
(21.09.10)
sadece evet hayır değil de, açıklasanız da iyi olur.
0
🌸ermanen
(21.09.10)
teorik olarak, eğer engelliyorsa telefonunuzun "ping" atamıyor olması gerekir, yani telefonunuzu kullanamazsınız. Telefonunuzu kullanmanız için de aktif olarak "ping" atması gerekir. Bu ping atma dediğim, denizaltı sonarları ile ilgili bir terim.
şöyle test edebilirsiniz stickeri; eski tüplü bir televizyonun ekranına yaklaştırın ve görüntüde bir bozulma oluyor mu bakın. muhtemelen olmuyordur, yani dalga jammeri gibi bir görevi yoktur. kaldı ki sticker dalga jammeri özellikli olsa, en iyi ihtimalle telefonunun iletişim kalitesini falan düşürür; dalga soğurucu olsa konuşmanızı engeller.
0
pozzecco
(22.09.10)
radyasyon dedigimiz sey,telefonun iletisim dalgalari. yani sen bir baska telefona baglanirken telefondan cikan bilgileri aktaran dalga,sana zarar veren dalga. o kısmın olmaması,telefonun cekmemesi anlamina gelir. radyasyon filtresi,bunu biraz engellemeye calisacak bir prensip olursa,telefon daha iyi cekmek icin daha cok guc harcar. her zaman,telefonun full cektigi nokta radyasyon acisindan daha azdir. ayni konuyu cok arastirdim,tum telefon ureticilerine de mail yoluyla ulastim. boyle birsey olsa,ilk basta telefon ureticileri telefonlarına ekler,zaten 15-20 liraya satilyior. dahasi,bir gun radsav denen radyasyon engelleme filtresini aldım,ne var lan bunun içinde deyip açtım,içinden kapı macunu,ayakkabı köselesi arası bir şey çıktı. öyle bir şey de elektronik dalgayı kanalize edip dağıtma görevi yapamaz zaten. başta anlattığım gibi,radyasyondan kurtulmak telefonun çekmemesi demek.

ayrıca bluetooth kulaklık kullanmak daha kötü çünkü bluetooth da radyasyon yayıyor çünkü kablosuz iletişim,yani mekanizmayı anla,wireless modemler evdeki telsiz telefnlar,hepsi. telefonu kulaklıkla kullanmak da çözüm değil. çünkü telefonun içndeki radyasyon,kulaklığın iletkenliğinden faydalanarak kulak içine ve ordan beyine daha rahat ulaşıyor diye bir teoride var bilim adamlarınca.

yani her türlü sıçtık. mümkün olduğu kadar az kullan telefonu,kendinden uzak tut.
0
lord randal
(22.09.10)
(9)

Megane Renault Sport 2.0 225 BG

thelepermessiah
Arkadaşlar Bu arabaya sahip olan kişilerin yorumlarını merak ediyorum,çok uzun zamandan bu yana hayallerimi süslüyor bu alet,başka arabayı gözüm görmez oldu,adeta körü körüne bağlandım.Şimdilerde ha aldım/ha alacağım.ufak çapta bir araştırma yaptım ve özellikle motor aksamında çok sorun çıkarttığına
Arkadaşlar Bu arabaya sahip olan kişilerin yorumlarını merak ediyorum,çok uzun zamandan bu yana hayallerimi süslüyor bu alet,başka arabayı gözüm görmez oldu,adeta körü körüne bağlandım.Şimdilerde ha aldım/ha alacağım.ufak çapta bir araştırma yaptım ve özellikle motor aksamında çok sorun çıkarttığına dair bilgiler edindim.

Sizce nasıldır? Alırsak sorun yaşar mıyız ? yol yakınken bu sevdadan dönmek mi gerek sizce.

yazın işte bildiğiniz ne varsa,önemli benim için.

linki de vereyim teknik detaylar var bi bakın işte

www.renault.com.tr
0
thelepermessiah
(09.06.08)
bir reno'ya 65 milyar verilmez. değmez kesinlikle. megane serisi her ne kadar güzel olsa da.
0
darknum
(09.06.08)
darknum'a katılıyorum. bence herhangi bir fransız arabasına 65 milyar verilmez. bazı konularda önyargı hayat kurtarır.
0
actionary
(09.06.08)
o arabaya sahip değilim ama birtanesi 2 gündür dola$iyor bizim buralarda, egzost, hava filtlersi ve blow-off'u -yalancı turbo sesi- ile iyi hava yapıyor, 225bg olmasida cabasi, ancak 65 ,000 ytl verilirmi? verilmemelidir. yerine honda t-typeR alinabilir, çok güzeldir havalidir, acayip bir motor sesi vardir, bmw'lerle kalkar felan i$te.
0
05
(09.06.08)
kusura bakmayın ama hakikaten çok para.. gerçi görsel kararınızı çoktan vermişsiniz fakat yaptığım değerlendirme tamamen görsellik üzerine teknik özelliklerine bi şey diyemiyorum..
0
hasnicktir
(09.06.08)
aynı sınıfta çok daha sorunsuz ve taş gibi onlarca arac varken neden renault diyesim geldi birden. yazmasak bile emin olun zilyon sorunu vardır..
0
ayanux
(10.06.08)
65 milyara bu arabayı alacağınıza opel astra opc modelini tavsiye ederdim ben. 240 beygir, alman teknolojisi turbo aşırıbeslemeli ecotec motora sahip bir otomobil. en azından performans modeli olduğunu belli eden görsel modifikasyonlara sahip, alelade bir megane hatchback gibi değil.
0
tom riddle
(10.06.08)
Bu arabayı 2 yıldır kullanıyorum. Fikirlerimi yazmaya çalışacağım. Öncelikle özel siparişle getirtmesi zor olduğu için ikinci el alacağınızı varsayıyorum. Piyasadaki tüm Megane RS' ler 2005 modeldir; bir tek F1 cup versiyonu var İstanbul' da, onun dışında hepsi 2005 de ithal edilmiştir. (Ya da düzenli olarak ithal edilmiştir diyeyim.) İkinci elde temiz bir tanesini bulduğunuzu varsayarak devam edelim.
Zaten Türkiye' de 55-60 tane olan bir otomobilden bahsediyoruz.

Motorunda herhangi bir kronik problemleri yok; gayet stabil çalışan bir big-bore turbo' ya sahipler. 2000 devir öncesi tipik 2.0 l atmosferik megane 2 gibi çalışıyor; motor sesinde ya da egzos sesinde bir değişiklik yok. otomobil 2500 devirden sonra çıldırıyor ve hızlanma esnasında 3. vitese atışta dahi patinaj çekiyor. Bu hızlanma esnasında sesi volkswagen kablumbağalara benziyor. Turbo sesi ile ikiz eksoz çıkışının bir getirisi herhalde, bilmiyorum. Esp, 17 inç jant, deri koltuk, panoramik sun-roof, otomatik far, xenon, cruise control vs. tüm ekipmanlar standart donanımda.

Bu motoru atmosferik motorlarla kıyaslamanın çok doğru olduğunu sanmıyorum, zira bu arabadaki red-line 6750 devirde ve maksimum tork-güç aralığını korumak için 5500 devrin üzerine çıkmaya çok gerek kalmıyor.

Tipi alışılmadık gelebilir, ben ilk başlarda sevmiyordum ama sonradan hoşuma gitmeye başladı. İşin en güzel yanı, sürücülerin bu arabayı kırmızı ışıklarda normal megane sanmaları ve geçebileceklerini düşünmeleri.

Bunlar artıları idi, eksilerine geçelim..

İç dizaynı oldukça demode ve normal megane' dan çok bir farkı yok.
Tüm modellerde bir enjektör ışığı yakma problemi oluyor; serviste yazılım güncellenince geçiyor. Bu arada yol bilgisayarı yazılımı Türkçe ve yazı karakterleri pek hoş değil, ingilizceye çevirtip rahatladım; tercih meselesi. Genel olarak iç dizaynda hatalar var, anlamsız ve kolay kırılan plastik kapaklar falan var. Bir de Renault' ların tipik özelliği olarak vites kolu sallanıyor.

Sözün özü şu, bu araba Renault' un, Clio V6 dan sonraki en hızlı modeli ve hot-hatch olarak gerçekten alınabilecek bir araba. Bugüne kadar performansı konusunda belli bir sorun yaşamadım ve kullanımı oldukça keyifli bir otomobil. Ben seviyorum, fiyatı uygunsa alınabilecek bir araba olduğunu düşünüyorum.

Son olarak; tüketimi, normal kullanımda 10, performanslı kullanımda 14 litre civarı. (Şehir içi), şehir dışında ise 7 lt yakıyor.
0
pozzecco
(10.06.08)
Bir de chip tuningle; yani yalnızca software değişimiyle 260 beygir, 350 nm değerlerine ulaşılabiliniyor ki, ne kadar gerekli olur size kalmış. 225 beygir, günlük kullanım için zaten yeterli.
0
pozzecco
(10.06.08)
alet Hakkında biraz daha araştırma yaptım ve pozzecco üstadın da bahsettiği üzere özellikle iç dekor tasarımının çok kötü olduğunu öğrendim.

birinci tercihim Renault idi ama Opele kayıyoruz.C'mon kullanıyordum zaten,Astraya terfii edeceğiz artık.

Herkese çok teşekkür ederim.
0
🌸thelepermessiah
(10.06.08)
(2)

Detroit benzeri oyun??

2pac
Bilenler bilir eskiden bu Detroit isimli 2 disketlik oyun vardi, otomobil fabrikası isletiyordun yeni araclar vs piyasaya surup. Aklıma geldi de o zamanlar cok sevmistik, bunun benzeri gunumuzde oyun var mı? Wikipedia'ya gore Car Tycoon var ama diger Tycoonlar gibiyse cok da benzer sayilmaz aslinda.
Bilenler bilir eskiden bu Detroit isimli 2 disketlik oyun vardi, otomobil fabrikası isletiyordun yeni araclar vs piyasaya surup. Aklıma geldi de o zamanlar cok sevmistik, bunun benzeri gunumuzde oyun var mı? Wikipedia'ya gore Car Tycoon var ama diger Tycoonlar gibiyse cok da benzer sayilmaz aslinda. Var mıdır baska buna benzer?
0
2pac
(04.06.08)
car tycoon'u zamanında oynamıştım. sürükleyici bir oyun değil hemen bayıyor insanı. detroit'i hayal meyal hatırlıyorum sanki o çok daha iyiydi. car tycoon'unun çok başarılı olduğunu söyleyemiycem.
0
fiddlerontheroof
(05.06.08)
Street Rod 1 ve 2 vardı ama onlar otomobil modifiyesi + yarış oyunu. Tam konunun karşılığı olmasa da, dönemin baba oyunlarıdır.

Bir de Stunts vardır, 4D diye de geçer genelde ismi. Bu oyunu, "köprü kurup arabayla üzerinden atlıyorsun" şeklinde söylemişliğimiz vardır. takriben bir 15 yıl kadar önce..
0
pozzecco
(05.06.08)
(11)

araba yarışı tavsiyesi

x factor
arkadaşımla araba yarışı oynamak istiyorum karşılıklı.bunun için en iyi oyun hangisidir.bilgisayar için tabi.şöyle arabaya yön verince aptal aptal gitmeyecek, yola tutunacak, kaymayacak, oynanabilirliliği yüksek, mümkünse hızlı, zevkli bir yarış arıyorum?piyasadaki oyunlardan pek haberim yok.(ha bu
arkadaşımla araba yarışı oynamak istiyorum karşılıklı.bunun için en iyi oyun hangisidir.bilgisayar için tabi.
şöyle arabaya yön verince aptal aptal gitmeyecek, yola tutunacak, kaymayacak, oynanabilirliliği yüksek, mümkünse hızlı, zevkli bir yarış arıyorum?
piyasadaki oyunlardan pek haberim yok.

(ha bu arada karşılıklı dediysem şeyi kastettim. bilgisayara takılan kollarla karşılıklı oynamak istiyorum. farklı bilgisayarlar değil ?)
0
x factor
(04.06.08)
eskilerden need for speed porshce unleashed vardi. cok ki$i olunca feci zevkli oluyor kar$im.
edit: ha bi de bmw m3 challenge var. o da superdir. ozellikle mouse ile oynamasi cok zevkli ve gercekci oluyor.
0
sourlemonade
(04.06.08)
ben en son need for speed 2 yi oynamıştım çok zevkliydi. bu carbon, san andres falan tarzı değil di mi bu? öyle görev falan istemiyorum.yarış sadece..indireyim unleashed i?
0
🌸x factor
(04.06.08)
yok gorev morev kar$im. indir. sevinsin coluk cocuk.
0
sourlemonade
(04.06.08)
need for speed serileri işte senin aradığın. bildiğim bütün nfs'ler hızını hissettiren, yolu tutan, oynanabilirliği yüksek oyunlardır.
0
tom riddle
(04.06.08)
lotus 3
tek bilgisayarda oynayabilirsin.
1.4 MB
0
desdinova
(04.06.08)
(bkz: live for speed) aynı bilgisayardan oynanıyor muydu emin değilim ama muhtemelen olması lazım.
0
nihilanth
(04.06.08)
live for speed aynı bilgisayardan oynanmıyor
+
o oyun araba yarışı değildir, araba simülasyonudur.

arkadaş oynanabilirliği yüksek, hızlı, zevkli, tutunacak, kaymayacak falan demiş.
bu oyunda bunların hiçbiri yok ki.
0
desdinova
(04.06.08)
gran turismo
0
bryan fury
(04.06.08)
son zamanlarda pc için, eskisi kadar güzel h2h yarış oyunları yapılmadı.

bu bağlamda eskilere dönüş yapılabilir diye düşünüyorum. hele ki şöyle bir pentium 2 ve voodoo3 falan varsa, "işe yaramaz" gözüyle bakılan bilgisayarınız harikalar yaratabilir..

oyun olarak need for speed 3 high stakes, need for speed 2 se (+glide desteği), need for speed 4 oynanabilir. Porsche unleashed i lan üzerinden oynayabilirsiniz.
Playstationunuz varsa gidin Gran Turismo 4 alın, zenginseniz PS3 alıp Gran Turismo 5 alın..
0
pozzecco
(05.06.08)
gta2
0
winsome
(05.06.08)
desdinova, live for speed'in tanımını yapmayalım. "o oyun araba yarışı değildir simülasyondur" demişsin. "o araba yarışı oyun değildir" demen gerekirdi aslında ;) ezcümle, biliyorum simülasyon olduğunu.

ayrıca oyuna ekleyeceğin scriptlerle dilediğin şekle sokabilirsin, yola tutunur, kaymaz.. hızlı gider gitmez vs.

oyun öğrenildiği zaman zaten diğer araba yarışları gerçekçi gelmediği için bundan iyisi olmuyor. kısaca zevki sonuna kadar veriyor. araba yarışı oyunlarındaki gibi sıkmıyor..

ha, aynı bilgisayardan oynanmıyorsa zaten yine işe yaramayacak dediğin gibi.
0
nihilanth
(06.06.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.