Giriş
(1)

sayko tir soforlu yol filmi?

made in siberia
sayko, yuzunu hic gormedigimiz tir soforlu bi korku/yol filmi vardi. uzun yoldan sikilan iki erkek kardes telsiz ile milleti isletirken bu adamla baslari derde giriyodu.. hangi filmdi?
sayko, yuzunu hic gormedigimiz tir soforlu bi korku/yol filmi vardi. uzun yoldan sikilan iki erkek kardes telsiz ile milleti isletirken bu adamla baslari derde giriyodu.. hangi filmdi?
0
made in siberia
(06.12.13)
www.imdb.com

rahmetliyi de saygıyla anarım :)
0
oe911
(06.12.13)
(1)

trabzon için önerisi olan

theos ek mekhanes
zorlu grand hotel'deyim birkaç gün ve öğle vakitlerinde boşum. şehrin en kral yöresel restoranlarını ve kısa süre içinde görülme ihtimali olan mekanlarını bana söyleyecek birilerini arıyorum.
zorlu grand hotel'deyim birkaç gün ve öğle vakitlerinde boşum. şehrin en kral yöresel restoranlarını ve kısa süre içinde görülme ihtimali olan mekanlarını bana söyleyecek birilerini arıyorum.
0
theos ek mekhanes
(04.04.12)
pide için uzun sokak'taki "çardak pide" olabilir. köfte için akçaabat'ta "cemil usta" yada "nihat usta". öğlen vakitlerinde gezilebilecek pek yer yok bence. zaman olacak yayla yapacaksın ki tadı çıksın:)
0
oe911
(04.04.12)
(7)

eski bi film arıyorum kafayı yicem

meriadoc
sayın sakinler, 2004 ya da 2005 yılında odtü korku gecesinde izlediğim bi filmi arıyorum. adını hiiç hatırlamıyorum ama eski bir filmdi, kült filmlerden olabilir. şimdi şöyle:sanırım bir sahil kasabasında geçiyor olay, işte kasaba sakinleri var, bi adamla kadın da filmin kahramanlarıydı sanırım. den
sayın sakinler, 2004 ya da 2005 yılında odtü korku gecesinde izlediğim bi filmi arıyorum. adını hiiç hatırlamıyorum ama eski bir filmdi, kült filmlerden olabilir. şimdi şöyle:

sanırım bir sahil kasabasında geçiyor olay, işte kasaba sakinleri var, bi adamla kadın da filmin kahramanlarıydı sanırım. denizden yaratıklar çıkıyor ama insan kılığına giriyorlar ve diğer insanları öldürüp derilerini soyuyorlar falan. baya rahatsız edici sahneler vardı. bir deniz tanrısı mı canavarı mı ne var, bu yaratıkların başı da o. filmin sonunda erkek olan da ölüyordu sanırım, insan kılığından çıkıp gerçek yüzlerini gösteriyordu yaratıklar ama asıl şok edici kısım kadın denize sürükleniyordu ve suyun altında bu asıl tanrı/yaratık gelip buna tecavüz ediyordu falan. kimse kurtulmuyordu yani filmde. sanki film biterken bir de yazı çıkıyordu hepimiz denize döneceğiz vs gibi. nolur bi buldurun nolur. googleda her türlü kombinasyonu denedim, ı-ıh.
0
meriadoc
(09.03.12)
www.horrormovies.org şurayı incelediniz mi?
0
dungangadunganga
(09.03.12)
inceledim malesef bulamadım
0
🌸meriadoc
(09.03.12)
bence;
www.imdb.com
0
oe911
(09.03.12)
Ben de izlemiştim o filmi ama şu anda ben de hatırlamıyorum. Çok da fena aklıma takıldı. Biri bulsa da ben de öğrensem.
0
binjip
(09.03.12)
@binjip
verdiğim linke baktınız mı? bence yazdım ama eminim açıkcası.
0
oe911
(09.03.12)
Fark etmemişim bile filmin adını düşünmekten, pardon. Evet bence de oydu sanırım. :)
0
binjip
(09.03.12)
evet dagonmuş, bakmadığım yer kalmamıştı teşekkürler. yalnız bu kadar eski görünen bir film nasıl 2001 yapımı olabilir ona şaşırdım?
0
🌸meriadoc
(09.03.12)
(2)

felçli hasta

turuncujelibondanhazzetmeyensarijelibon
Merhaba doktorlar ve sağlık çalışanları.Babaannemiz birkaç ay önce beyninde bir pıhtı atması sonucu felç geçirdi ve o zamandan beri hareketsiz ve konuşmadan yatıyor.Doğal olarak kendisi ile iletişim kuramıyoruz. Yattığı yerde sürekli ağlaması, dilini çıkararak -kontrol edemeyerek- dudaklarını yalam
Merhaba doktorlar ve sağlık çalışanları.

Babaannemiz birkaç ay önce beyninde bir pıhtı atması sonucu felç geçirdi ve o zamandan beri hareketsiz ve konuşmadan yatıyor.

Doğal olarak kendisi ile iletişim kuramıyoruz. Yattığı yerde sürekli ağlaması, dilini çıkararak -kontrol edemeyerek- dudaklarını yalaması gibi bazı sabit tepkileri var. doktorlar pek ağrı olmayacağını söylemişti ama sürekli olarak benzer tepkiler veriyor. bu durumda kendisi için ne yapabiliriz? muhtemelen iyileşme olmayacak çok yaşlı çünkü ama en azından bu günleri rahat geçirmesi için neler yapabiliriz ve dilini istemli olarak çıkarıp dudaklarında gezdirmesi gibi hareketlere nasıl anlamlar yükleyebiliriz? bir bilgisi olan paylaşırsa sevinirim. teşekkürler.
0
turuncujelibondanhazzetmeyensarijelibon
(17.01.12)
geçmiş olsun,
doktor falan değilim ama böyle bir çok hasta ile uğraştığım ve yaşadığım için bilgi verme ihtiyacı duydum. yani dediklerimin bir kesinliği yok.

bir kere her şeyden önce sabırlı olun. onun artık hasta olduğunu kabullenin. bu çok salakça bir giriş gibi gözükebilr ama bir zaman sonra yaptığı bazı hareketlere verdiğiniz tepkilerden utanabilirsiniz. o raddeye gelmeden onun davranışlarının nedeninin felç oldugunu kabul edin. anlayış gösterin.

iletişim genelde hastadan hastaya değişiyor benim gördüğüm. muhtemelen şu anda dilini ve ağızını hissetmeye çalışıyor. buna fazlası ile canı sıkılacak. bir anda felç olan insanın da tepkilerini veriyor. ağrıları sızıları olmuyor ama büyük bir depresyon içine girmiştir muhtemelen.
iletişim kolay olmuyor ama yavaş yavaş o kadar küçük şeylerden ne istediğini anlamya başlayacaksınız ki şaşıracaksınız. mutlaka onu izleyin ve hareketlerinin nedensiz ve saçma olduğunu düşünmeyin. bağlantı kurmaya, empati yapmaya çalışın. size nedensiz ve saçma gelen hareketlerin çoğu onun için çok mantıklı ve nasıl anlamadığınızı bile düşündürecek kadar açıklayacı gelebiliyor.
ha bir de yaşına falan bakmadan fizyoterapist olayına girin bence doktora da danışarak. refleksolojiyi araştırın bu konuda. gerçi çoğu doktor kusura bakmasınlar ama kadavra gördüğü için bu tip insanları yapsanız da olur yapmasanız da gibi bir tutum takınıyorlar ve hasta psikolojik olarak da yavaş yavaş çöküyor. böyle hayata bağlanan ve tersi olup hayata küsen çok insan tanıyorum.
tekrar geçmiş olsun. size de ona da allah kolaylık, sabır versin.
0
oe911
(17.01.12)
ya bedeninde açılacak yatak yaralarının enfekte olması sonucu, ya derin ven trombozu sonucu, ya da idrar yolları enfeksiyonu sonucu durumu daha da ağırlaşabilir. ikinci bir pıhtı da atabilir tabii. bunlar hazırlıklı olmanız ve önlemeye çalışmanız gereken şeyler.

bu tür bir hasta 24/7 bakım ister. öncelikle, bunu sağlayabilecek maddi gücünüz veya insan gücünüz yoksa, zaten çok uzun yaşatamazsınız.

yatak yarası açılmaması için her iki saatte bir pozisyonunun değiştirilmesi, topuklarının, kaba etlerinin, her iki yanda leğen kemiği çıkıntıları, sırt gibi en fazla basıya maruz kalan vücut bölgelerine vazelinle masaj yapılması lazım.
altının terlememesi, idrar veya dışkı bulaşmaması, çarşafının çok gergin olması gerekiyor. havalı yatak satın alabilir veya kiralayabilirsiniz. bir dereceye kadar faydası olur. nasıl olsa havalı yatak aldık, pozisyon değiştirmeye, masaja çok da gerek yok derseniz, yara açılır. havalı yatak, yatak yarası açılmasını yüzde yüz önlemez. sadece daha geç açılmasını sağlar.
yatak yarası açılacak olursa, bu yaraların üzerini film gibi kaplayan gâvur malı bir pansuman malzemesi vardı. mucizevi bir şey ve yaranın enfekte olmadan kapanmasını sağlıyor. onu araştırın.

derin ven trombozunu önlemek için gerekli masajların ne olduğunu fizyoterapistlerden öğrenin. nette arayarak da öğrenebilirsiniz.

ben sizin yerinizde olsam ne yapardım biliyo musunuz? giderdim bir hastanenin nöroloji servisine ve oradaki kıdemli yoğun bakım hemşiresini bulur ve ondan tavsiyeler sorardım. size en fazla yardımı dokunacak kişi odur. böyle bir hastanın bakımını doktor hiç ama hiç bilmez, ayrıca da iplemez. (istisnai doktorları tenzih ederim).

yutma refleksinde problem var ve ağızdan besleyemiyorsanız, gastrostomi açtırmanızı önerebilirim. midesine bir delik açıyorlar, o deliğin ağzını da karın derisine veriyorlar, oradan sıvı mamayla besliyorsunuz ama sıvı mama bayaa bi pahalı ve uzun vadede sodyum eksikliğine sebep oluyor.

bilinci yerindeyse veya değilse bile farketmez, ellerini çocuklarının, torunlarının yanaklarına sürün, elini alın elinize kendi yanağınıza sürün ve sevdirin.

maddi durumunuz çok iyiyse ve gerçekten rahat etmesini istiyorsanız, bir tane elektrikli hastane karyolası alabilirsiniz, dandik olmayanından. hem bakıcılar rahat eder hem de babaanneniz. normal yatakta yatalak hastanın altını değiştirmek ve pozisyonunu değiştirmek çok zordur.

vücut temizliğinin nasıl yapılacağını da kıdemli nöroloji yoğun bakım hemşiresine sorun. en iyi o bilir. sizin hayatınızı kolaylaştıracak bir sürü püf noktası öğretir. bu iş gerçekten uzman seviyesinde bilgi isteyen bir iştir.

yatak yarası açılmasını önlemenin bir diğer yolu da idrar sondası taktırmaktır. bakıcının alt temizleme işini de çok önemli ölçüde azaltır idrar sondası ama mesane enfeksiyonu ve idrar yolu enfeksiyonu riski vardır. bunun için sık sık değiştirilmesi ve sondayı takan kişinin mahalle berberi kılıklı birisi olmayan hakiki bir profesyonel olması, iş ahlâkının da yüksek olması gerekir. medikal sarf malzemesi satanlarla da ahbap olun. onlar da size piyasada bu konudaki son ürünleri öğretirler. babaannenizin ve sizin hayatınızın bu zor dönemini daha temiz ve daha az pürüzlü geçirmenizi sağlayacak önerilerde bulunabilirler.

Allah maddi manevi dayanma gücü versin hepinize...
0
compadrito
(18.01.12)
(2)

Hirsizlik - Alarm Tavsiyesi

midian
Merhaba, Sali aksami eve gittigimde kapicidan evimize hirsiz girdigini ogrendim(kapici polise haber vermeyi bilemiyormus!!!), evden para, laptop vb,, seyler calinmis.Aparatmanda 2 ay once ust katimiz soyulmustu, hemen ertesinde pronetten alarm satmaya gelmislerdi biz de almamistik. Sali aksamki soyg
Merhaba,

Sali aksami eve gittigimde kapicidan evimize hirsiz girdigini ogrendim(kapici polise haber vermeyi bilemiyormus!!!), evden para, laptop vb,, seyler calinmis.
Aparatmanda 2 ay once ust katimiz soyulmustu, hemen ertesinde pronetten alarm satmaya gelmislerdi biz de almamistik. Sali aksamki soygundan sonra ertesi gun Carsamba, yani dun, yine Pronetten ayni satis temsilcisi eve alarm satmaya geldi, kendisine bu ne tesaduf dedigimde bana hicbirseyden haberi olmadigini sadece sokaktan gecerken rastgele eve satis icin geldigini soyledi, adam hicbirseyden haberi yok ayagi yapiyor bana piskin piskin yuz ifadesi ile, hemen bunun uzerine polis cagirdim, kendilerine durumu anlattim fakat gelen ekip Pronetciler guvenli bi firma bisey olmaz deyip gittiler. Pronetcilere nasil rastgele 2 ay once ve simdi geliyorsunuz diye soruyorum sessiz kaliyorlar.. Adamin dedikleri cokda tutarli degil, basta biz Gayrettepe Emn. Mud. ile calisiyoruz derken, sonrasinda bana Polisten bu tarz hirsizlik bilgileri alamiyoruz yasak diyor, sonra bunun muduru geldi o da bana ne kadar guvenilir bir kurum olduklarindan bahsetti yarim saat(polis cagirdiktan sonra)..

Apartmada bizde ve ust katta alarm yoktu. ust kati soydular alarm takildi. bizi soyduilar mecbur biz de alarm taktiracagiz, fakat pronet haricinde kullandiginiz, guvenilir bir alarm sirketi var midir?
Pronet bu davranisi ile gozumde hic iyi bir yere gelmedi, bunu kendilerine de soyledim, eki Turk filmlerindeki gibi mahalledeki camlar kirilinca ortaya cikan camci gibi bir izlenim olusturdugunu belirttim, evet haklisiniz deyip konuyu ne kadar guvenli bir sirket olduklarina getiriyorlar..
Kapi guvenligi icin firma ismi tavsiylerine acigim, nasildir, hangisini onerirsiniz?

Tesekkurler..
0
midian
(15.09.11)
sözlükte tonla pronet entrysi var çoğu olumsuz, birisi tepe güvenlik iyi demişti ama bilemeyecem
0
bonjurkes
(15.09.11)
geçmiş olsun. aynı süreçlerden geçmiş biri olarak ben tepe güvenliği tercih ettim. telekom kampanyası ile. tavsiye ederim. ha satış elemanları onların da çakal. zaten o yüzden direk telekom kampanyasından yaralanın. bu arada bu şirketlerin "polisten bilgi alamıyoruz" olayı en büyük yalan ki ben hırsızlıkların bile polis-güvenlik şirketi-hırsızlar üçgeninde geliştigini bile düşünecek kadar paranoyak oldum olaydan sonra.
alarmı taktırdıktan sonra teşebbüs hiç olmadı fakat arada biz mallık yapıp unutup alarmı çalıştırıyoruz ve geri dönüş hızları hiç fena değil. neredeyse 20 sn de telefon ediyorlar.
0
oe911
(15.09.11)
(14)

erkekte ter kokusu - deodorant tavsiyesi

kibritsuyu
çok terliyorum. her sabah duşumu alıp, deodorantımı sıkıp, temiz giysiler giydiğim halde daha akşam olmadan koltuk altımdan rahatsız edici kokular gelmeye başlıyor. demek ki deodorant yeterli gelmiyor. nivea'nın pudralı deodorantlarından kullanıyorum, dry impact midir nedir. üstünde 48h (48 saat) ya
çok terliyorum. her sabah duşumu alıp, deodorantımı sıkıp, temiz giysiler giydiğim halde daha akşam olmadan koltuk altımdan rahatsız edici kokular gelmeye başlıyor. demek ki deodorant yeterli gelmiyor. nivea'nın pudralı deodorantlarından kullanıyorum, dry impact midir nedir. üstünde 48h (48 saat) yazıyor. bırak kırk sekizi, sekiz saat bile idare etmiyor.

bana deodorant önerebilir misiniz? en azından ertesi sabaha kadar, bilemedin gece yatana kadar ter kokusu problemim olmasın.

doktora git, terbezlerini yaktır falan demezseniz sevinirim, öyle bir müdahaleye açık değilim.
0
kibritsuyu
(26.08.11)
ben nivea silver protect roll-on kullanıyorum gayet memnunum, ki ben tahmin edebileceğinizden daha fazla terliyorum. gün boyunca idare ediyor beni, diğer gün de zaten yeniden kullanıyorum duşumu alıp.

hem fazla etkili bir kokusu olmaması sebebiyle üzerine kaliteli parfümler de kullanabiliyorum.
0
deliverance
(26.08.11)
yok zaten 48 saat kullanabileyim gibi iddialı deodorant aramıyorum, ertesi sabaha idare etsin yeter.
0
🌸kibritsuyu
(26.08.11)
orkidehareketi.net
aynı sizin gibi terleyen bir insandım derdime derman oldu bunu sürüp üstünede kokusu hoş bir roll-on sürüyorum rahat 1 gün idare ediyor.
0
sevii
(26.08.11)
ben de nivea'nın iz bırakmayan siyah-beyaz for men'ini kullanıyorum, memnunum ama çok terlemem zaten.

bunun dışında rexona'nın roll-on ve deosticklerini tavsiye edebilirim.
bu mevsimde 48 saat yıkanmamamk imkansız zaten, her sabah duş ve deo.

ilaveten, akşam 5 sularında sprey deodorantla takviye yapılabilir.
0
9kuyruklukedi
(26.08.11)
lady speed stick. dalga geçmiyorum, bir erkek olarak bütün roll-on tarzı şeyleri denedim, huzuru lady speed stick'te buldum. herkes uzun kollu giyip üşürken terden sırılsıklam olmayı başaran bir insanım, öyle söyleyeyim. 2 - 3 gün idare etmişliği vardı, en ufak bir kötü koku olmadı. belki daha bile fazla dayanırdı ama banyo yapmadan en fazla 3 gün durabildim:)
0
burbat
(26.08.11)
burbat + 1

erkek olarak çok kez dalga geçilmişliğim de olmuştur bu ne lan lady stick diyerekten. alakası yok en iyi performans bunda.
0
terp
(26.08.11)
en büyük çözüm: terkur
muazzam bir olay terkur, mükemmel, kesinlikle deneyin.
0
ferishtah
(26.08.11)
gillette in deodorantları var.bir denemeni tavsiye edebilirim.
0
st darkofanger
(26.08.11)
karbonat da deneyebilirsiniz. Deodorantların çoğundan etkili. En azından doğal.
0
oe911
(26.08.11)
nivea silver protectin spreyli olanı da güzel hatta ablam bitirdi benim spreyimi :@ erkek kokusu olmasına rağmen :D kokuyu engelliyo ama terlemeyi engellemiyo fazla, şıp şıp şıp ter akarken hiç ter kokusu olmamasına şükretmek lazım genede... :D

edit:siyah beyaz nivea invisible tek kelimeyle berbat aklından bile geçirme almayı boşuna gider 10 tl...
0
semson
(26.08.11)
gilette +1 (bkz: right guard), en az iki gün sıfır koku
0
yakuza123
(26.08.11)
Onu bunu bilmem de dunya capinda en cok satilan ve kullanilan deodorant axe'tir.
0
inancsiz deve
(26.08.11)
deotak kullan.
0
uykusuz her gece
(26.08.11)
Dogal bir tuz var adini hatirlayamadim simdi. Kristal silindir seklinde satiliyor, roll-on gibi kullaniliyor. O kokuyu tamamen engelliyor. Terlersiniz yine ama koku olmaz, terlemeyi kesmek zararli zaten.
0
Lim5
(27.08.11)
(6)

Trizomi 18

bitter cikolata
5 aylık hamileyim, üçlü testimde 50de 1 oranında trizomi 18 riski çıktı. 3 ayrı doktor bu değerlerde amniyosentez şart dedi. Cuma günü amniyosentez olacağım. Buraya neden yazdığımı ben de bilmiyorum. Sanırım iyi şeyler duymaya ihtiyacım var. "Bizim kuzenin eltisinde de oldu, şimdi bebek canavar gibi
5 aylık hamileyim, üçlü testimde 50de 1 oranında trizomi 18 riski çıktı. 3 ayrı doktor bu değerlerde amniyosentez şart dedi. Cuma günü amniyosentez olacağım. Buraya neden yazdığımı ben de bilmiyorum. Sanırım iyi şeyler duymaya ihtiyacım var. "Bizim kuzenin eltisinde de oldu, şimdi bebek canavar gibi" gibilerinden. Ya da "karşı komşu nurten ablanın gelinin gün arkadaşında amniyosentez sonrası şu olmuştu" diye. kendimi kandırmaya ya da olası sonuçlara hazırlamaya.
0
bitter cikolata
(24.08.11)
geçmiş olsun kardeşim.

şimdi oradaki en doğru bakış açısı şu:
sonuç her ne olursa olsun, ister risk teşekkül etsin ve bebeğiniz alınsın, ister bebişiniz sapasağlam olsun ya bu hamileliği çok değil 30 sene önce yaşasaydınız?...
ne üçlü, ikili testi ne, ne amniyosentezi?...

hamile kaldığınız için, bu testleri yaptırabilip gerçekten uzman doktorlara erişebildiğinizi için çok ama çok şanslısınız. erişebilirlik bir kenara böyle bir ülkede olduğunuza, bu imkanlara ve yaptıracak entelektüel seviyede olduğunuz için de çok şanslısınız.

sen anne adayı kardeşime sağlıklı evlatlar, doğumlar biraderime hayırlı babalıklar dilerken senin rahatlatıcı şeyler duymaya değil, rahatlatıcı doğrulara şükretmeye, onları düşünmeye ihtiyacın olduğunu hatırlatırım.
0
delikan76
(24.08.11)
geçmiş olsun.
bence bu süreç içinde konu hakkında uzmanlığı olmayan kişilerle bu konuyu paylaşmayın. Çünkü bu ülkede herkes her şeyi biliyor; üzerine konu sağlık olunca herkesin de illa anlatacak bir hikayesi oluyor. "aaa kaynımda da vardı" şeklinde. ve tabii ki hep kötü anılar akıllarda tutuluyor. böyle insanlar yüzünden boşu boşuna kendinizi strese sokarsınız.

edit: bu arada peşin peşin tebrik ederim:) Allah analı babalı büyütsün.
0
oe911
(24.08.11)
Merak etmeyin, amniyosentezi 30 yaş üstü gebeliklerde genelde istiyorlar zaten, kardeşim, 3 kuzenim, pek çok arkadaşım amniyosentez yaptırdı, hiçbirinde bir sorun yaşanmadı. Amniyosentezin riskleri olduğunu okursunuz pek çok yerde, ama olumsuzluklara odaklanmayın, her şey yolunda gidecek ve sağlıklı bir bebeğim olacak diye düşünün. Riskler hep var, her yerde var, ama hamile kalan en sağduyulu tanıdıklarım bile kontrolü kaybediyorlar ve karamsarlığın dibine vuruyorlar, yapmayın :) Kardeşim ultrasonda yazan kafa çapının bilmembişeye oranının normalden büyük olduğunu görünce 3 gün bize çaktırmadan ağlamış, neymiş internette diyormuş ki bu oranın büyük olması Down sendromu göstergesiymiş, yeğenim son derece sağlıklı doğdu ve biraz koca kafalı sadece :) İnternetteki yorumları okumayın, ortalık felaket tellalı dolu, doktorunuzun dediğinin dışında bir şeye kulak asmayın. Birden fazla doktor görüşü alın, ama içinizi ferah tutun. Olur da anomali çıkarsa onu o zaman düşünürsünüz, kendinizi şimdiden yıpratmayın, sizin gerginliğiniz bile bebeğe zarar.
Mutlu, huzurlu, sağlıklı bir bebek büyütün :)
0
opucuk baligi
(24.08.11)
öncelikle hayırlı olsun.

benim de tanıdığım birine amniyosentez yapıldı. ve hiç bir şey olmadı; dünyalar güzeli bi kız çocuğu var şimdi. o amniyosentez esnasında tedirgin ruh halinin birden yatıştığını söylemişti.

daha da önemlisi stajyer doktor olarak amniyosenteze katıldım ve gözlemleme şansım oldu. eminim şu an düşündüğünüz kadar korkunç bir işlem görmeyeceksiniz. onun için rahat olun=)

karnınızı steril edecekler önce. sonra steril ultrason ucuyla bebeğinize bakacaklar. ve operasyon sırasında hep ultrasondan gözlemleyecekler.

sonuçlar için gen taraması yaparken bebeğin cinsiyetini de söylüyorlar bu arada haberiniz olsun. =)
umarım çok sağlıklı, mutlu bir bebeğiniz olur.
0
saclarimdaki papatyalar
(24.08.11)
amniyosentez candir can. (bizim de basimizdan gecti, oglum canavar hayvani gibi simdi).
0
compadrito
(24.08.11)
iki kere ikili - üçlü testleri riskli çıkan tanıdığım / akrabam amniyoseteze girdi , sonuçta bi şey çıkmadı , çocuklar tosuncuk gibi...
0
sayinseyirciler
(25.08.11)
(7)

3d film hakkında?

wax simulacra
şimdi benim 3 boyuttan anladğım şu. filmde biri birşey fıırlattığı zaman kafamı oynatıcam,kaçmaya çalışıcam. yaratık gözümün önünde olucak. günümüzde en az 10 tane filme gittim ve hepsi çok kötü sadece görüntü biraz önde. şimdi kilit soru şu bundan 15 senece öne fransda disneylanda gittim ve net hat
şimdi benim 3 boyuttan anladğım şu. filmde biri birşey fıırlattığı zaman kafamı oynatıcam,kaçmaya çalışıcam. yaratık gözümün önünde olucak. günümüzde en az 10 tane filme gittim ve hepsi çok kötü sadece görüntü biraz önde. şimdi kilit soru şu bundan 15 senece öne fransda disneylanda gittim ve net hatırlaıyorum izlediğim 3d filmde kaçacak yer arıyordum. micheal jacksonla alakalı bir filmdi. onu geçtim annem 45 yaşında gençlik yıllarında 3d filme gittiğini söylüyor korku filmine türkiye'de ve baltalardan falan kaçtığını anlatıyor. Annem kafadan mı atıyor? yoksa bu gerçekten var mıydı? ben fransa'da izledim yani. kısaca bu mına kodumun 20 seneki önceki teknolojisini niye şimdi yapamıyorlar?
0
wax simulacra
(24.08.11)
Annen şimdi Türkiye'de gösterilen 3D filmlere gitse nasıl tepki verir?

Sen 15 sene önce kaç yaşındaydın?

Başka sorum yok sayın yargıç.
0
long live rock n roll
(24.08.11)
ya ben 10 yaşında falandım ve annem kesin beğenmez yani kadın bayağa 3d deneyimi yaşamış :D açıkçası uzaktan yakından alakası yok günümüzle.
0
🌸wax simulacra
(24.08.11)
ya açıkçası şunu söylim çok net hatırlyorum çocukluğumda izlediğimi ve bildiğin hepsi gözümün önündeydi gözlüğü çıkarıp bakıyordum nerdeler diye. sağımdan solumdan geçiyorlardı. bugün ise alakası yok yani sadece altyazı biraz öne geliyor ve oyuncular. merak etiğim 20 sene önce yapılan neden yapılamıyor. açıkçası yapılamıyor ya da parasal problemler var ama bu 3d falan değil yani alakası yok günümüzdekinin
0
🌸wax simulacra
(24.08.11)
bence bu durum teknolojiyle değil filmlerle alakalı, yani o zamanın 3d eğlenme biçimi kafaya doğru bir şeylerin gelmesi ve korkmakmış sanırım, şu anki teknoloji daha çok cgi'yi doğal göstermek için kullanılıyor (3d kamerayla çekilen filmleri kastediyorum; avatar ve transformers 3 gibi. sonradan 3d'ye çevrilenler çok dandik oluyor zaten)
0
weeping guitar
(24.08.11)
www.eksisozluk.com

izlediğim film captain geo'muş bu arada. yani ne bilim abi ben 3d diyince üstüme gelicek gibi olsun istiyorum benim anladğım budur. bütün sinema gözlükleri çıkarıp filmi izlemeye devam ediyosa ne anladım o teknolojiden ben. ikinci sorum bu seneler önce izlediğim gibi bir deneyimi nerde yaşayabilirim?
0
🌸wax simulacra
(24.08.11)
annenizin genclik yıllarında gittigi film freddy's dead the final nightmare muhtemelen. zaten ondan öncesinde "Bwana Devil" vardı sanırım ki onun olması mumkun degil.
captain geo kadar iyisini ancak tvlerin 3d icin yaptıkları demolarda ya da bazı avmlerde "5d-7d sinema keyfi" adı altında özel salonlarda gösterilen kısa filmlerde izleyebilirsin. bence yani.
0
oe911
(24.08.11)
imax transformers 3 şu ana kadarki en başarılı 3d filmdir bence. imax diyorum yalnız dikkat ediniz. avatar falan hikaye
0
azeroth
(24.08.11)
(6)

3 şarkı isteği

oe911
Şu 3 şarkıyı arıyorum. Netten bulduklarımda ya link ölü çıkıyor, ya ses kalitesi çok kötü oluyor. antik kuntik 30.sn sinde ya da başında mp3 sitesinin ismini haykıranları saymıyorum bile. Neyse yardımcı olabilirseniz sevinirim.selim sesler- meşk havasıgalatasaray albumlerinden- war chantve esin engi
Şu 3 şarkıyı arıyorum. Netten bulduklarımda ya link ölü çıkıyor, ya ses kalitesi çok kötü oluyor. antik kuntik 30.sn sinde ya da başında mp3 sitesinin ismini haykıranları saymıyorum bile.
Neyse yardımcı olabilirseniz sevinirim.

selim sesler- meşk havası
galatasaray albumlerinden- war chant
ve esin engin-pervane (bana ellerini ver diye de geçiyor bazı yerlerde)

şimdiden teşekkürler.
0
oe911
(28.07.11)
mesaj attım.
0
khan shabbir
(28.07.11)
cevap attım:)
çok teşekkürler tekrar. kaldı 2
0
🌸oe911
(28.07.11)
hangi ikisi kaldı?
0
leans
(28.07.11)
@leans
ne malın la hakkaten:)
war chant ile esin engin-pervane kaldı.
0
🌸oe911
(28.07.11)
mesaj attım.
0
leans
(28.07.11)
leans çok sağol hepsi tamam oldu.
tekrar ikinize de teşekkürler.
0
🌸oe911
(28.07.11)
(14)

yemekismarliyorum.com - sosyal sorumluluk procesi oluştursak ya!

jimicik
işteyim, öğle yemeği üstüne biraz kestiriyim derken aklıma geldi :) şimdi bizim şirket sodexho'yu sağlam yüklüyo. yani günlük 17tl'ye fln geliyo. ev için de bişeyler alıyorum, arkadaşlara yemek ısmarlıyorum fln, her ay sıfırlanıyo bi şekilde. ama hani arkadaşlara ısmarlamak yerine daha ihtiyaç sahib
işteyim, öğle yemeği üstüne biraz kestiriyim derken aklıma geldi :) şimdi bizim şirket sodexho'yu sağlam yüklüyo. yani günlük 17tl'ye fln geliyo. ev için de bişeyler alıyorum, arkadaşlara yemek ısmarlıyorum fln, her ay sıfırlanıyo bi şekilde. ama hani arkadaşlara ısmarlamak yerine daha ihtiyaç sahibi birilerine ısmarlasak? ne bileyim, yemeksepetiyle anlaşsak da orda bi bölüm açılsa, bazı restorantlarla indirim anlaşmaları yapılsa, isteyen bi yemek tıklayıp ödemesini yapsa, sonra ihtiyaç sahiplerini barındıran bi kurumla anlaşılsa, yemekler oraya gönderilse vs. vs. ne dersiniz? olur mu bu? öneriler, yorumlar??

bu duyuru bi süre üstte kalsa nasıl olur ki?
0
jimicik
(20.07.11)
böyle birşeyi mümkün ve mantıklı görmüyorum. o zaman "çok ticket veriyoruz biz bunlara ki sağa sola saçıyorlar" deyip azaltırlar.
0
cro magnon
(20.07.11)
kimin ne ödediği görünmeyecek ki..
0
🌸jimicik
(20.07.11)
bence gayet mantıklı. sadece sodexho ile sınırlanması mantıksız olabilir. misal şöyle olamaz mı " sıfır bilmem kac kurusa büyük secim ister misiniz yerine" "sıfır bilmem kac kurusa yemek bagısı yapar mısın?" gibi. bu paralar bir havuzda toplanır. sonra jimicik'in dedigi gibi bir kurumla anlaşılarak gönderilebilir.
bazı yerlerde uygulanan askıda ekmek uygulaması gibi.
0
oe911
(20.07.11)
verdikleri çok ticket'ın bu şekilde kullanıldığını nasıl öğrenecek işveren ? burada asıl sorun o anlaşılan kurumun bunu gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaştırıp ulaştıramayacağıdır. bence olmayacak iş değil, yine de börgır mekdomal falan yanlış bir tercih olur (fayda/maliyet)
0
avkatbey
(20.07.11)
@oe911 askıda ekmek ne güzelmiş! ödeme sınırlaması olmasın tabii.
@avkatbey yemeksepeti dışında bir kanal gelmedi aklıma. ys'ne güvenilir mi, eğer sistem açık olursa oraya aktarılan paranın ne kadara ulaştığını görürsek fln..ve tabii birileri bunun takibini yapacak..hatta nerelere ulaştırıldığı da yazar günlük olarak, bi yamuk varsa anlaşılır
0
🌸jimicik
(20.07.11)
@avkatbey
fayda/maliyetten kasıt nedir?
0
oe911
(20.07.11)
oe911; ben cevap vereyim. adama 10 liralık big mac ısmarlayağına 10 liraya bir hafta doymasını sağlayacak kadar yemek alabilirsin. 25 liraya pizza ısmarlayacağına 10 tane pizza yapmasına yetecek kadar malzeme verebilirsin, gibi gibi
0
serkan temiz
(20.07.11)
o zaman zaten yanlıs anlasılmıs fikir. cunku biz de aynı şeyi söylüyoruz. direk yemek ısmarlanmıyor askıda ekmekten farkı bu. ekmekde tek ürün var. ama yemek olayında öyle değil. o yüzden bir havuz olsun dedim ve bir pay kadar aktarım olsun dedim. ya da demeye calısmısım. paranın izlenmesi, dogru yere gidip gitmemesi biraz da gidecegi kurumun denetlemesiyle olabilir gibime geliyor.
0
oe911
(20.07.11)
peki şöyle nasıl; ev yemekleri yapan ev kadınları olur, bütçeye katkı için, yemekler onlardan alınsa, yani ödemeler onlara yapılsa, yemek de adam gibi ev yemeği olsa.. ama o zaman bu yemeksepeti içinde varolamaz, olur mu yoksa? yani insanların sürekli aklına gelmesini sağlamak için YS avantajlı..Ayrı bir web sitesi olursa sırf yardım etmek için tıklaması lazım insanların. Kendi öğlen yemeğini ordan söyleyemeyebilir..(hizmet bölgesi sorunsalı)bir de YS'nin hazırdaki müşteri potansiyeli avantajı var..
0
🌸jimicik
(20.07.11)
(bkz: gıda bankacılığı) diye de bir olay varmış bu arada.
0
oe911
(20.07.11)
organize olmaya ben de inanıyorum ancak en faideli eylem direkt birebir yardımdır.
onca yolsuzluktan sonra benim hiçbir kuruma güvenim kalmadı.
yakınınızda yörenizde hiç mi fakir yok? yoldan geçen bir fakiri bile masanıza davet edebilirsiniz. ilk elden yardım etmenin özellikle de birini doyurmanın hazzı hiçbir şeyde yok. ha olmaz derseniz paket yaptırın verin komşunuza, tanıdığınıza, yetişkinden utanırım derseniz çocuğuna verin. önemli olan yardım yapıldığına emin olmak. havuz falan aklım yatmıyor açıkçası.
0
9kuyruklukedi
(20.07.11)
@9kuyruklukedi
niyeti olan zaten bunları yapıyor. teke tekti falan. ayrıca yardımın "en haz vereni ya da az haz vereni" diye bir kavram biraz bülent arınç beyanatı gibi duruyor.
burada jimicik'in sorusu gayet netti bence. bir sosyal sorumluluk projesi olur mu olmaz mı sizce nasıl olur falan filan.
dersin ki "olmaz vergisel boyutu var" ya da olur falan diye tartısılır. güzel de olur. ama "kurumlara güvenim yok" denince tartısacak bir şey kalmıyor ortada.
ha şöyle de bir şey var bizde ki kedi seni kastetmiyorum tabi burada. kurumlara güvenim yok diyen adam kendine göre bir kurum bulup yardım yapabiliyor hatta o kurumun paraları cukkaladıgı ortaya cıktıgında bile yardıma devam edebiliyor. konudan saptım evet:D
0
oe911
(20.07.11)
@9kuyruklukedi hayat çok hızlı akarken böyle şeyler de arada kaynıyor hep. burda bile 224 kişi okudu, 5 kişi yorum yaptı. üstte kalabilir mi diye rica ettim, 3-4 saatte 2. sayfa duyurusu oldu :/ halbuki her öğlen hatırlayabileceğimiz bir sistem olsa, daha çok insana ulaşılabilse...güvenilirlik sorunu da biraz beyin fırtınasıyla aşılabilir gibi gelmişti..
0
🌸jimicik
(20.07.11)
Amacım yıkıcı olmak değil ancak bir şekilde paranın döndüğü bir akışı bir kuruma teslim ettiğinizde mutlaka bir yolsuzluk veya sorun çıkıyor. Yapılacak yardımlar bir şekilde güvenceye alınabilecekse ne ala! Mesela kimi maddi durumu iyi semtlerde de bu askıda ekmek uygulaması başlatıldı ancak o semtte gelip ekmek isteyecek fakir yok, bu da askıdaki ekmeğe ödenen paranın fırına kalması demek değil mi? Sadece yardım denen insani bir şeyin kimse için rant kapısına dönüşmemesi tarafıyım hepsi bu. İnternetten, ekonomiden, paradan anlayan onca duyurucu var. Birilerinin daha iyi fikirler üretebileceğini umarım. Fikrinizi sonuna kadar destekliyorum.
0
9kuyruklukedi
(20.07.11)
(6)

Bağ-Kur olayı?

phonex
sevgili sgk uzmanları,26 ocak itibariyle bağkur'da kayıtlı görünmekte 28 şubat itibariyle de 267,24 tl borçlu durumdayım. o kadar aramama rağmen belki de ahmaklığımdan, aradığım soruların cevabını bulamadım. maddelersek;1) basamak 01 görünmekteyim ne anlama gelmekte?2) başvuruyu yapıp formu doldurur
sevgili sgk uzmanları,
26 ocak itibariyle bağkur'da kayıtlı görünmekte 28 şubat itibariyle de 267,24 tl borçlu durumdayım. o kadar aramama rağmen belki de ahmaklığımdan, aradığım soruların cevabını bulamadım. maddelersek;
1) basamak 01 görünmekteyim ne anlama gelmekte?
2) başvuruyu yapıp formu doldururken oradaki görevli dilekçedeki boşluğa 22,50 tl yazmamı söyledi günlük prim mi neymiş? nedir bu?
3) 267,24 tl çok para. daha az ödemenin bir yolu yok mu? basit usul vergiye tabiyim belirteyim.
4) bagkur.gov.tr de sağlık karnesi çıkarabilmem için en 8 ay primleri eksiksiz ve arka arkaya yatırmam gerektiği söyleniyor. yeni kanunla 1 ay olduğu söyleniyordu, durum nedir?
5) ailemden kimler sağlık karnesinden faydalanabilir? senin için bu kadar ay, ailen için şu kadar fazladan ay prim yatması durumu söz konusu mu? annem ve babam var. ikisininde kayıtlı geliri ve sigortası bulunmamakta. ek olarak üniversite öğrencisi bir kızkardeşim var.

teşekkürler.
0
phonex
(08.02.09)
1. basamak şuydu. eskiden 1'den 24'e kadar bir basamak listesi vardı. yıllar geçtikçe birer birer yükselirdiniz. her basamağın bir gelir dilimi vardı. yani o basamağa tabi olan kişi o kadar para kazanıyor varsayılır, üzerinden de belli bir yüzdede (rakamı unuttum şimdi, zaten hükmü kalmadı) prim alınırdı. yeni kanunla bu kaldırıldı. artık ne kadar para kazandığınızı dilekçe ile kendiniz beyan ediyorsunuz. yani isterseniz milyar kazanın, "benim kazancım asgari ücrettir" diye dilekçe verip asgari ücret üzerinden %33,5 prim ödüyorsunuz.

2. yukarıda bahsettiğim dilekçe ile kazanç bildirme olayı bu işte. 22,50 tl., prime esas kazancın alt sınırıdır. prime esas kazancın alt sınırı da asgari ücrettir. yani asgari ücretin günlük tutarıdır. aslında 666 lira olan asgari ücretin günlük tutarı 22,20 tl.'dir ama adam size yuvarlak hesap 22,50 demiş. bunun 30 günlük tutarı (675 tl.) üzerinden %33,5 prim ödeyeceksiniz.

3. 675 liranın %33,5'u 227 lira yapıyor. ödeyeceğiniz prim bu aslında. ama aynı sorun bende de var. ben de "günlük kazancım 22,50 tl.dir" diye dilekçe vermeme rağmen benim de hala 269 lira borcum gözüküyor. uyuşuk memurların dilekçeyi hala işleme koymadığını düşünüyorum. inadına 227 lira yatırdım ve borçlu gözüküyorum. borçlu gözüküyorum ama pazartesi gidip hallettirmeyi düşünüyorum. sonuca göre ekleme yapacağım buraya.

4. bağkur çok uyuşuk bir kurum. sitelerini aylardır güncellemiyorlar. sağlık karnesi de kalktı zaten. 8 ay olayı eskidendi. bağkurlu iseniz hemen gidip başvurup sağlıktan yararlanmaya başlayabilirsiniz. ssk ve emekli sandığından kaydınız olmadığına dair belge (internet çıktısı da olur), vukuatlı nüfus örneği (bu da bakmakla yükümlü olduklarınız kimler diye görmek için), bir de bağkur'dan ekstre çektiriyorsunuz borcunuza bakıyorlar. bu belgelerle sağlık karnesi servisine (karne marne kalmadı ama servisin adı hala böyle) gidiyorsunuz. orada bir form verip doldurtuyorlar, yarım saat içinde sağlık vizeniz yapılıyor (dediler ama uyuşukluklarından bunu da yapmamış olabilirler. bana yarım saat içinde tamamdır dediler, ama henüz ihtiyacım olmadı. belki o form da uyuşuk bir memurun bilgisayara girmesini bekliyordur bir çekmecede). tc kimlik numarası ile gidip tedavi, muayene olabiliyorsunuz. yalnız bir önceki ay sonu itibariyle borcunuz olmaması gerekiyor.

5. evet, anne ve babanız da sizin sağlık sigortanızdan yararlanabilirler. ama kardeş yararlanamıyor bildiğim kadarıyla.
0
kibritsuyu
(08.02.09)
kibritsuyu aslında her şeyi yazmış ama bi iki ufak ekleme yapayım. bagkur da basamak olayı kalktı. böylece beyan ile asgari ücret gösterebiliyorsunuz. sadece calıstırdıgınız işçilerden birini asgari ücretten daha yüksek ücretten gösteriyorsanız, işveren olarak da en az o işçiniz kadar beyan etmek zorundasınız ama sanırım siz de böyle bir sorun yok.
227 değil de 265 gözükmesi muhtemelen yaptıgınız işin "tehlike derecesi"nin bagkur sisteminde 1 den daha yüksek gözükmesindedir. 1,5 falan gözüküyor olabilir bu oran. bu orana eger işçi calıstırıyorsanız sgk tahakkukunuzdan bakabilirsiniz.
sgk tahakkukunda tehlike dereceniz "1" yazdıgı halde, 22.20 tl de beyan ettiginiz halde hala 269 gözüküyorsa dedigim gibi bagkurun sisteminin bok yemesidir.
memurların uyusuklugu da olabilir yalnız onlar icin beyan dilekcesinin kayıt altına alındıgı ay sonuna kadar girilme zorunlulugu var diye de biliyorum. borclu gözükme sorunu yine sistemin bok yemesi. ödeme yapsanız da su anda cogu kişi de 2 aylık borc gözüküyor.
tehlike sınıfını bilmiyorsanız nace kodlarından bakabilirsiniz. ya da bana söyleyin ben yarın bakıp yazarım. ona göre de bu sefer beyan değil de düzeltme dilekcesi vermek zorunda kalacaksınız. tehlike derecen nace sınıflandırmasına göre "1" oldugu halde sisteminizde "**" gözüküyordur düzeltimesine falan filan diye.
son olarak kardeşiniz sizin karnenizden yararlanamaz.
0
oe911
(08.02.09)
basamak sistemi ekim ayında kalmıştı ama bağkur, ssk, emekli sandığı'nın birleşme sancıları devam ettiğinden işlemler sanırım biraz yavaş ilerliyor. babamın bağkur primi geçen ay kendiliğinden düşmüştü herhangi bir beyan olmadan. ki kendisinin emekliliğine 1 sene falan kaldı. ama benimki düşmedi mesela ondan fazla veriyorum şu an. ben de en düşük seviyeye çektirmeyi düşünüyorum. en düşük prim tutarı da 217 tl sanırım.

karne konusunda da 30 gün yeterli bildiğim kadarıyla. kardeşlerin durumu da tam bilmiyorum. ekim'den sonra pek çok şey değişti ve maalesef bazi yerlerde görevliler bile bunları net olarak bilmiyor.
0
cubuk kraker
(08.02.09)
evet sistemin bok yemesi gibi görünüyor. ben masa başı çaılışıyorum. tehlike sınıfım da en düşüğünden. ekimden önce 1,5 idi. yeni kanun ile 0,5 düştü 1 oldu. yarın gidip düzelttirmeye çalışacağım. sonucunu yazarım buraya.
0
kibritsuyu
(08.02.09)
aklıma geldi. iş bankası internet şubesinden ödeme yapmayı denediğimde ne çıkacak diye merak edip baktım. çıkan sonuç şu;
-------------------
SON BASAMAK: 10
SON BASAMAK YÜK. TARİHİ: 20090126
ÖDEME TÜRÜ: Aylık Prim Tahsilatı
AYLIK PRİM:
Her ay yatırılması gereken aylık prim tutarıdır. Bilgi mahiyetindedir. 229.50 TL
TOPLAM BORÇ:
(Eski borç+Gecikme zammı+cari ay primi) 267.24 TL
FAZLA ÖDEME: 0.00
TOPLAM BORÇLANMA BORCU:
Askerlik, Vergi ve isteğe bağlı borçlanma için bu tutarı dikkate alınız. 0.00 TL
------
yeni kayıtlının eski borcu olmaz. 13 günlük kaydın gecikmesi mi olur? cari ay primi ne lan bağkur? kendi sitende bile bulamadım açıklamasını? cari ay primi olsa olsa her ay ödeyeceğim primse aradaki fark ne? sanırım bu tehlike derecesi olabilir. hesaplayınca oaranlar tutmasa da oldukça yaklaşıyor. bu arada iş kolu taksi taşımacılığı, nace kodu ise 493200.

cevaplar için herkese teşekkür ederim.
0
🌸phonex
(08.02.09)
evet bağkur'dan geldim ve sonucu yazayım.

gittim tescil servisine dedim ki "ben günlük kazancım 22,50 liradır diye dilekçe verdim ocakta, ama hala yüksek tahakkuk ediyorsunuz 269 lira gözüküyor" dedim, "evet daha işlenmemiştir. dilekçe verdiğiniz tarih itibariyle işlenecek, siz şimdi ne yatırmanız gerekiyorsa onu yatırın" dedi.

yani henüz işlenmemiş o tutarlar. size hala basamak hesabından borç tahakkuk ediyor ama önemsemeyin. 22,50 liranın aylık tutarı (675 lira) üzerinden priminizi hesaplayın (tehlike derecesine göre %33,5 - %39 arasında değişiyor), ne çıkıyorsa onu ödeyin. borçlu gözükeceksiniz ama dilekçeniz işlenince düzelecek. bu arada borçlu gözüktüğünüz için sağlıktan yararlanamayacaksınız. eğer aceleniz varsa, bir an önce işleminiz yapılsın istiyorsanız ne yapacaksınız? benim yaptığımı yapacaksınız.

bu dilekçeleri sisteme giren servisi bulacaksınız, derdinizi anlatacaksınız. size dağ gibi (abartısız üst üste dizsen 3-4 tane benim gibi adam eder, neyse ki yanyana dizililer yerde) bir dosya yığını gösterip "şu dosyaların içinden kendi dosyanızı bulun, halledelim" diyecekler. arayacaksınız tek tek, bulamayacaksınız. "burada yok" dediğinizde "belki arşivdedir" diyecekler. ineceksiniz arşive, soracaksınız, oradan çıkacak dosya. "mınakoyim baştan söylesene, onca dosyayı tek tek arattın" diyeceksiniz içinizden. "e alayım, işlemini yaptırayım diyeceksiniz", "size veremeyiz" diyecekler. geri yukarı o dağ gibi dosyalı servise gideceksiniz, yazıyla aşağıdan dosyanızı isteyecekler. dosya gelecek. teyze alıp bilgisayara iki tık tık bi şık şık yapacak ve hallolacak.

not: bağkur'dan aldığınız bir dosya numarası olacak. benimki zarf etiketine döktürülmüş ufak bir kağıttaydı. onu mutlaka yanınıza bulundurun.
0
kibritsuyu
(09.02.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.