Giriş
(6)

İzmir'de zeytin ağacı dikecek orman?

occupy grove street
Selamlar,İzmir kökenli Rum sevdiceğe sürpriz yapmak için, ailesi hatırasına birkaç tane zeytin ağacı dikecek bir orman arıyorum.Böyle bir işe nasıl girişilir, izmir'de bunun için neresi uygundur, izin lazım mıdır, hangi ekipmanlar lazımdır yardımcı olur musunuz?Çok teşekkür ederim.
Selamlar,

İzmir kökenli Rum sevdiceğe sürpriz yapmak için, ailesi hatırasına birkaç tane zeytin ağacı dikecek bir orman arıyorum.

Böyle bir işe nasıl girişilir, izmir'de bunun için neresi uygundur, izin lazım mıdır, hangi ekipmanlar lazımdır yardımcı olur musunuz?

Çok teşekkür ederim.
0
occupy grove street
(06.01.24)
Şimdi efendim olayın romantizmini bir kenara bırakırsak,
Ormanda zeytin ağacı olmaz. Zeytin ağacı meyve ağacıdır. Meyve ağaçları ıslah edilmiş ağaçlardır, hastalıklara karşı çok duyarlıdır ve bakım gerektirir. Bakım olmadan ya yaşamaz ya da yabanileşirler. Zeytinin yabanisine Delice denir. Delice ağacı bir bölgede bir başına olduğu taktirde ulu bir ağaç haline gelir topluluk halinde ekim yapıldığında ya da doğal yolla yetiştiğinde boyu pek insan boyunu geçmeyen çalı benzeri bir bitki olarak kalır.
Yine de dikeceğim diyorsan sahipsiz boş bir araziye veya bir orman kenarına götür dik. Kimse bir şey demez. Teneke kutuda veya tüpte alacaksın fidanı. O tenekenin boyutunda bir çukur kazacaksın. Kazma kürek lazım. Toprağını dağıtmamaya dikkat ederek teneke veya tüpten çıkarıp o çukura yerleştirip etrafını kapatacak ve sulayacaksın. İşlem bu kadar.

Sahipsiz araziyi nereden bulacağım ben dersen de bir köye git, muhtarını bul. Projeni anlat. Kesin yardımcı olur.
0
Mirket
(06.01.24)
İzmirde bornovanın kayadibi çamiçi köylerine gidin ben fidanları aldım bedavaya zeytin agacı dikecegim bana yer gösterin diyin. Köylüler zeytinliklerine kucaklarında götürür sizi
Yok ben kafama göre dikecegim birkaç agaç için tantanaya gerek yok diyorsanız. Atlayın arabaya Urla yolu üzerinde bir sürü fidan satan yer var. Alın ordan birkaç tane fidan. Sonra ordan Karaburun yoluna geçin yol üzerinde bir sürü alan var fidan dikilecek. Hatta Karaburun ilerisinde sazak köyü var. Orası eski terkedilmiş Rum köyüdür. Hiç kimse de yok. Hemen karşısında da sakız adası manzarası var. Mis gibi yer orada her yere dikilir
0
limonlu eksi
(06.01.24)
Bir detay vereyim konuyla ilgili.
Bir objenin küçük objeler yanında büyük, büyükler yanında küçük görünmesi gibi bir göz yanılması vardır.

Fidan konusunda bu durum çok aldatıcı olabiliyor.

Fidancıda seçtiğin devasa boyuttaki fidanın yerine dikince otların arasında kaybolan minicik bir şey olduğunu hayretle görüyorsun.

Muhtemelen sen sevdiceğe fotoğraflar yollayacaksın ya, dikim alanında kadraja gidecek büyük ağaç, çalı vs olmamasına, ot olmayan bir bölge olmasına dikkat et. Yoksa emeğin hiç göz doldurmayacaktır.
0
Mirket
(06.01.24)
Sevdiceğinize verebileceğiniz en güzel hediye zeytin ağacı. Boş bir alana dikerseniz bakımsızlıktan kuruyabilir çünkü İzmir'in sıcağına dayanamaz. Yanlız fidanları ihtiyacı olan bir köylüye hediye ederseniz hem sevdiceğinizi mutlu hem de köylüyü sevindirmiş olursunu fidanlarınız da ağaç olma şansı yakalar.
0
izmirduyuru
(06.01.24)
Bağışlamak harika bir fikir. Bunu nasıl yapabilirim? Sizce bu bağış için fidanları nereden alabilirim, zeytin fidanının türü cinsi fark eder mi ve mesela kaç fidan almak uygun olur sizce böyle bir durumda?

Hepinize çok teşekkür ederim tekrar.
0
🌸occupy grove street
(06.01.24)
Ege bölgesinde her ilçe ya da yazlık yolu üzerinde yol kenarında çiçekçi fidancılar vardır. Onlarda ya da internetten de alabilirsin.
Türü cinsi elbette var da o kadar detayına takılma artık.

www.hepsiburada.com
0
Mirket
(06.01.24)
(4)

Skype iş görüşmesi

fatih terim akti
Yarın sabah Skype bağlantılı İngilizce bir iş görüşmem olacak satış temsilciliği için.Traş olunacak, gömlek, kravat giyinilecek, ses ve görüntü kontrolü yapılacak. Bunlar tamam. Sizce ne gibi sorular gelebilir ve ne tarz cevaplar vermeliyim ? Uzun bir süredir işsizim ve bu işe bayağı bir ihtiyacım v
Yarın sabah Skype bağlantılı İngilizce bir iş görüşmem olacak satış temsilciliği için.

Traş olunacak, gömlek, kravat giyinilecek, ses ve görüntü kontrolü yapılacak. Bunlar tamam.

Sizce ne gibi sorular gelebilir ve ne tarz cevaplar vermeliyim ? Uzun bir süredir işsizim ve bu işe bayağı bir ihtiyacım var. Biraz stresliyim o yüzden, tecrübelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
0
fatih terim akti
(08.04.18)
Ben Hollanda ile tel gorusmesi yapmistim.

CV uzerinden gidildi. Kariyer plani, neden satis, onceki islerinden niye ayrildin, bu isinden niye ayriliyorsun, neden bizim firma vs gibi klasik sorular gelmisti.

Tum sorulara yalan da yanlis da olsa duymak istedikleri cevaplari vereceksin. Madem satiscisin kendini de iyi pazarlaman lazim.
0
japon askeri
(08.04.18)
skype görüşmesi telefon görüşmesinden kat kat iyi, benim telefon dandik olduğundan mıdır nedir, telefonda hep sıkıntı yaşıyorum ama skype'ta daha rahat oluyorum.

japon askeri +1 klasik sorular gelecektir, bazen satış işlerinde örnek olaylar üzerinden soru sorulabiliyor, sen ne yapardın gibi? buna hazırlıklı olabilirsin biraz, bana sormuşlardı.
0
dilligaf
(08.04.18)
Mutlaka işi istediğini göster adamlara, yani olursa olur, olmazsa olmaz gözüyle bakma sakın. Motive olduğunu görsünler çok heyecanlı olmana gerek yok ama yeter ki o işi istediğini anlasınlar, gerisi gelir. Başarılar
0
Boris
(08.04.18)
Çekilin headhunter geldi.

Boris +1, işi istediğini göstermek gerçekten çok önemli. Görüşmede soracak sorular hazırla. Görüşmenin başında not tutmanın uyup uymayacağını sor, zaten kesin "olur tabii alabilirsin" derler. Yalnızca cevap verme, şirketle ve pozisyonla ilgili sektörel sorular da sor. Şirketi ve pozisyonu çok iyi araştır, soruların öylesine değil gerçekten kaliteli sorular olsun. Böylece hem ilgili gözükürsün, hem de onların konuşmasını taklit edip şirkete uygun gözükürsün. Değerlendiren görevli cevap verirken notlar al ve onların cevaplarını sonraki sorularda kullanarak iyi bir dinleyici olduğunu göster. Anlatacaklarını kesinlikle ezberleme, doğaçlama gözükmesi lazım. Ezberlemek yerine, mülakatta anlatacağın hikayeleri maddeler halinde not al ve 1500 kez o hikayeleri kamera karşısında anlatıp pratik yap. Skype görüşmesi yapacağın masanın başına geç, kameranı kur, kendi kendine gerekirse 100 kez simülasyon yap ve her seferinde kameradaki görüntülerini eleştir. Yalnızca sen eleştirme, ailene, arkadaşlarına da izlet, onlar da eleştirsinler.

Satış pozisyonu için başvuruyorsan kıvrak zekalı ve motive olman gerek. Gelen her soruya vereceğin cevabı evirip çevirip neden bu pozisyonun senin için çok uygun olduğuna bağla. En önemlisi: anlatma, göster. Fazla teorik konuşmaktan uzak dur. Sonuç ver adamlara. Varsa geçmiş iş hayatında çözdüğün sorunları anlat, çok temiz saf ve öz bir şekilde. Buna ancak pratikle ulaşabilirsin, hazırlanırken gerekirse diğer adaylardan 100 kat fazla emek ver. Etiket falan yalan. Gittiğin üniversitenin vasat olmasının, iş tecrübenin az olmasının, CV'de uzun süre işsiz olduğunu görmelerinin önemi yok. Bir mülakata çağırılıyorsan o noktada diğer tüm adaylarla şansın eşit, nokta. Görüşme ayarlandıktan sonra iş CV'ne değil senin mülakattaki performansına bakar. Harvard mezunu da olsan Yozgat mezunu da olsan aynı. 30 sene CEO'luk yapsan bile iletişim becerin zayıfsa satış temsilciliğine alınmazsın.

İş hayatı çok çok acımasız, ama yaparsın. Tüm streslerin bitecek, yeter ki sabırlı ol ve en zor günde bile çok çalış. Çok çok ekstrem şekilde detaylı olmayan sorulara cevap verirken cevabın 60 saniyeyi geçmesin. Fazla konuşan taraf hep kaybeder, unutma. Eğer kendini satmaya çok istekliysen, bu pozisyona muhtaç olduğunu belli edersin. Muhtaç gözüküyorsan, başka seçeneğin olmadığını anlarlar. Başka seçeneğin olmadığını anlarlarsa, bunu talihsizliğine değil beceriksizliğine yüklerler. Sorulandan fazlasını anlatmamaya çalış. Kısa, öz, temiz, keskin, kıvrak, zeki ve daima pozitif ol. Bir mülakatta asla, hiçbir şekilde şikayetlenme, hiçbir sebeple negatif enerji yaratma. Asla yalan söyleme, ama her doğruyu da paylaşma.

Hadi tüm iyi dileklerim seninle. Söylediklerim elbette yarın sabaha kadar yapılacak şeyler değil ama bunları yine de unutma, çünkü bu iş olmazsa bile bir sonrakini kaparsın. Yeter ki iyi hazırlan. Ekmek aslanın ağzında, tokat üstüne tokat yesen bile ayağa kalkabilecek güç lazım. Bu dünyada en büyük yetenek sabırdır. Yaparsın, yemin billah yaparsın. Bir senedir iş arıyordum, kaç mülakattan reddedildim ne fırsatlar kaçırdım aklın almaz. Elendikçe de mülakatlarımda daha da stres yaptım, bu kez de stresten elendim. Pes etmedim, daha bir ay önce teklif aldım. Söylediklerimin hepsi kendi tecrübelerim. Sık dişini, en karanlık günde bile çalış.

Şu listeyi de bırakayım, vakit bulduğun zaman izle buradaki videoları: www.youtube.com
0
occupy grove street
(08.04.18)
(2)

bağımlılıkta nöral adaptasyon (psikoloji, cogsci, biyoloji vs. bilenler)

Sour
aklıma takılan birkaç soru var.bağımlılık durumunun aslında nöral adaptasyon denen durumla ilişkili olduğunu biliyoruz. bu durum hangi neuroimaging tekniğiyle ölçülüyor? yani bu adaptasyon sürecini gösteren görüntüleme tekniği(mri, fmri, pet gibi) hangisi? ekstra: örnek bir görüntü üzerinden anlatab
aklıma takılan birkaç soru var.

bağımlılık durumunun aslında nöral adaptasyon denen durumla ilişkili olduğunu biliyoruz. bu durum hangi neuroimaging tekniğiyle ölçülüyor? yani bu adaptasyon sürecini gösteren görüntüleme tekniği(mri, fmri, pet gibi) hangisi? ekstra: örnek bir görüntü üzerinden anlatabilecek/gösterebilecek var mı? bu genel bir soru yani her şeyin bağımlılığıyla ilgili olabilir.

ikinci sorum ise seks bağımlılığıyla alakalı. böyle bir bağımlılıkta da biyolojik bir adaptasyon gerçekleşiyor değil mi? mesela sex sırasında salgılanan enzimler yeterli gelmiyor ve daha çok seks ihtiyacı doğuyor? bu da nöronlar düzeyinde mi oluyor? veya işte internet bağımlığında da durum aynı vs gibi?
0
Sour
(28.03.18)
(bkz: bump)

takip için bunu bırakayım. sosyal bağımlılıklar için aynı cevaplar bana da lazım.
0
occupy grove street
(28.03.18)
Noral adaptasyon aslinda daha farkli ama bagimlilik da bir uyarana cok fazla maruz kalma uzerinden aciklanacak olursa iliskilendirebiliriz. Yapisal bir farklilik bazi calismalarda gosteriliyor ama genelde fonksiyonel aktivasyon haritalarinda ya da connectivity ile ilgili sorunlar oluyor. Iyi bir fmri dizayni bunu kolayca gosterir. Pet de bagimlilik turune gore ozel noromodulatorlere odaklanilacaksa iyidir ama "saglikli" insanda ne tercih ederim uygulamayi ne de kendim denek olurum. Eeg ile de subkortikal olsa dahi belli frekans araliginda global connectivity bakilabilir. Asil odaklanilmasi gereken roi nucleus accumbens ve dlpfc ile aralarindaki temel connectivity olabilir.

Herhangi bir bagimlilik icin mekanizma az cok ayni isliyor. Tabii biyolojik ya da sosyal temelleri farkli olabilir ama ciktiklari yer nucleus accumbens.
0
lamira
(28.03.18)
(4)

Dokuz Eylül Üniversitesi Psikiyatri Polikliniği

asyamaris
1,5 yıldır psikiyatride tedavi görüyorum. Son birkaç aydır Dokuz Eylül Üniversitesi'nin takipli hastasıyım. Normalde 10 gün önce kontrollerim vardı ama işten dolayı gidemedim.Bu ara her şeyin başladığı dönemlerdeki halimdeyim yine. Aklımdan saçma sapan şeyler geçiyor. Bir şey yapmıyorum ama artık ne
1,5 yıldır psikiyatride tedavi görüyorum. Son birkaç aydır Dokuz Eylül Üniversitesi'nin takipli hastasıyım. Normalde 10 gün önce kontrollerim vardı ama işten dolayı gidemedim.

Bu ara her şeyin başladığı dönemlerdeki halimdeyim yine. Aklımdan saçma sapan şeyler geçiyor. Bir şey yapmıyorum ama artık nereye kadar mantıklı düşünebilirim bilmiyorum. Son kontrolümden sonra ölüm, terk edilme, aile içinde ciddi hastalık ve iş yeri sıkıntıları söz konusu oldu. Sadece 1,5 ay içinde.

Artık ne ilaçlarım fayda eder oldu ne ben sağlıklı düşünebiliyorum. Sürekli ağzımda gibi atan bir kalp, durmadan titreyen eller ve hızlı kilo kaybı söz konusu. Yaşadığım majör depresyon, anksiyete ve panik atak üçlüsünden panik atak uzun süredir yoktu. Şimdi 3 gündür atak geçiriyorum. Ne dil altı ile ne uyku ile; hiçbir şekilde geçmiyor. Artık göğsümü kesip atıp rahatlamak istiyorum.

Son derece anlayışsız bir iş yerinde çalışıyorum. Yaşadığım tüm durumları, son zamanlarda olan her şeyi detayıyla bilmesine rağmen patron olan arkadaş "ben kötü bir arkadaşım" deyip geçiyor ve avaz avaz bağırarak tartışmaya başladık her gün. Nisan ayından beri burada çalışıyorum ve daha 1 ay bile maaşımı tam almadım. Tam almayı geçtim hep ufak parçalar halinde. Bu süreçte maddi durumum bundan dolayı dibe çöktü. Tüm ödemelerim eskiden düzenliyken hiçbirini zamanında yapamaz hale geldim ve günde en az 5 kere bankalar arıyor artık. Patron arkadaşımın bana ne kadar kötü ve nankörce davrandığını diğer herkes söylüyor. Ben her şeye rağmen dayanmaya çalıştım. Artık dayanamıyorum.

Diyeceksiniz ki "işten ayrıl", ama o kadar kolay değil işte. Mecbur olmasam çalışmaya, şu dakika koşarak kaçar giderim. Ama hem maddiyat hem de babamın muhteşem anlayışsızlığı yüzünden yapamıyorum. Yaşadığım ruhsal sıkıntıları bilmesine rağmen babam söz konusu iş ve maddiyat olduğunda kesinlikle beni düşünmüyor. Daha dün bana yapılan onca şeyi bilmesine rağmen işten ayrılma gibi bir konu geçtiğinde kıyametleri kopardı. Ben neye güvenerek, neleri göze alarak ayrılayım ki?

Neyse, soracağım soru bambaşkaydı. Aslında çok da kısa ama öncesinde içimde yaşadıklarımın bir parçasını paylaşmak istedim.

Bundan 2 ay önce doktorum rapor vermek istediğinde reddetmiştim. Ama şimdi o rapora ve en azından birkaç gün uzaklaşıp kendim için biraz olsun bir iyilik yapmaya ihtiyacım var. Yoksa bugün yarın bu iş yerine gelirken, insanlarla konuşurken, maddiyatı düzeltmeye çalışırken kalan sağlığımı da yitireceğim.

Bulabildiğim en erken randevu ise haftaya Cuma. İnternet randevularında böyleydi. Zaten başka türlü de randevu yok benim bildiğim.

Rica ediyorum, bütün kalbimle rica ediyorum bu randevuyu erkene çekebilecek biri ya da bu haftaya nasıl çekebileceğime dair bir fikri olan varsa bana yazsın. Ben dayanamıyorum. Ya ben kendime en büyük kötülüğü yapacağım bunun sonunda ya da gerek bile kalmadan kendiliğinden olacak. Özel demeyin, oraya gücüm hiç ama hiç yetmez. Acil servisten giriş demeyin, o da olmuyor, denedik. Lütfen açıkça söylüyorum doğrudan yardım edebilecek ve bu hafta doktorumla görüşmemi, kendim için bir karar vermemi sağlayacak biri olursa sonsuz minnettar olacağım.

Dayanamıyorum.
0
asyamaris
(13.02.18)
bunu çok geniş bir kullanıcı kitlesi olan başka bir platformda yayınlamamın sakıncası var mı?
0
Phoebe
(13.02.18)
merhaba, yaşadıklarınız için çok çok üzgünüm. psikiyatrist veya psikolog değilim, ancak iş konusundaki bıkkınlığınız benim için çok tanıdık. belki o konuda size bir tavsiye verebilirim.

sektörünüz ne bilmiyorum, ancak bu dünya bolluk dünyası. biliyorum üzerinizdeki anksiyeteyle düzen oturtmak çok zor, ancak boş zamanınızı CV yazımı, mülakat ve job hunting gibi yetenekler için değerlendirmeniz sizin için çok faydalı olacaktır. bu şekilde hem aldığınız mülakat davetleri sayesinde pazarlık için eliniz kuvvetli olur ve hak ettiğiniz saygıyı alırsınız, hem de sizin seçeceğiniz bir iş yerinde çalışma şansınız olur. hiçbir yer çalışmak için mükemmel değil elbette, ama patronunuzun sergilediği muamele kabul edilemez.

iş hayatınızı yoluna koymak belki dertlerinizi çözmez, ama eminim yükünüzü hafifletir. kitap olarak knock em dead serisinin pdf'lerini bedavaya bulabilirsiniz, iş bulma yeteneklerinizi inanılmaz geliştirecektir. kurs tercih ederseniz, udemy.com sitesinde resume writing, job hunting, interview kurslarını 25 TL'ye bulabilirsiniz.

dayanırsınız. kuşlar böcekler görmediğiniz için çıkamayacağınızı düşünmeyin, insanı dertten kurtaran hiçbir zaman optimizm olmaz. sorunları tüm gerçekliğiyle görebilmeniz sayesinde çözme şansınız var. kondisyonunuz aklınızın ve iradenizin çoğunluğunu götürse de, bir yüzdelik hala sizin elinizde. ressamları, bilim insanlarını düşünün. onların bir çoğu hastaydı ve bu insanlar akıl hastalıkları sayesinde değil, akıl hastalıklarına rağmen başaran çok güçlü insanlar.

yaparsınız. hiçbir seveniniz olmadığında da, paranız olmadığında da yaparsınız. yeter ki en yaratıcı çözümleri arayın. elinizdekiyle yapın. sizde eksik olanlar için keyfinizi kaçırmayın, sahip olduklarınızı kullanarak ulaşmaya odaklanın. yaslanacak bir yeriniz olmadığını biliyorum, ama depresyonun yıktığı şeyler insana serbest bakabilmek için bir fırsat da sunuyor. en "gerçek" dediğin şeyler gözünün önünde paramparça olup gittiğinde, her şeyi sorgulayabilme ve farklı yapabilme yetisi kazanıyorsun. meta bakabiliyorsunuz, diğerlerinin göremeyeceği eksikleri görebiliyorsunuz.

bunu hem terapinizde, hem iş hayatınızda, hem de ilişkilerinizde kullanın. farklılıklarınızı değerlendirebilirseniz kurtulacaksınız, aynı olmaya çalışarak değil.

sevgilerle.
0
occupy grove street
(13.02.18)
Başka bir bölümden başka bir sebeple rapor alsanız olmaz mı? Hatta doktora açıkça durumu da anlatabilirsiniz altı üstü bir kaç gün rapor verecek. Onun dışında sgk anlaşmalı özel hastane ücreti ne kadar? Fahiş bir şey değilse duyuru ya da sözlükte birleşip toplayalım alınmazsan tabi.
0
bayc
(13.02.18)
işle ilgili tavsiye istememişsiniz ama dikkatimi çekti, sanki dolmuşsunuz da onu sorma niyetiniz olmamasına rağmen anlatıvermişsiniz dikkatimi çeken bu.

patronunuzun tavrı "nasıl olsa işi bırakamaz" kaynaklı olabilir, hani öncesini bilemiyorum tabi ama buna dayanarak sizin üzerinize varıyor/yok yere zorluyor olabilir. kaldı ki tahmin ettiğime yakın bir durum sözkonusuysa, böyle tiple manipülatif ve dolayısıyla acımasız da oluyor.

bundan öte, uzun süredir alamadığınız maaşınız da, diğer etkenler bir yana, başka iş aramaya dahi kalkışamamanızda bir etken. kaldı ki bundan arta kalan hayatınıza ve durumlarla başedebilmenize etkileri olan şeyler bunlar; önemli bir gerginlik kaynağı bu iş meselesi.

raporu inşallah halledersiniz, ama bunu da kendi gündeminize alsanız ve tedavinizin gündemine (yani tabii psikiyatrist buna bir şey yapamaz ama, iş yerindeki konuları daha yoğun gündeme getirmeyi kastediyorum) faydanıza olabilir.
0
dafaisss
(14.02.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.