Valla pandemi dönemi malum... ben olsam istemezdim. Bizim kiracımız pandemi dönemi 5 ay kira ödemedi, ödeyeceğini bile bile oturuyormuş bi de. Sizinki en azından dürüstlük yapmış, ödeyemiyorum zorlanıyorum demiş.

8 gün kala olmaz.
Bir ay önceden söylemenin yakışık alacağını, bir ay daha kalmalarının uygun olacağını belirtin. Durumu açıklayın.O sırada da kiracı bakarsınız. Daha fazlasını talep etmeyin, yersiz olur.

Valla tamam, pandemi durumu falan zor da adam girdiğinde de pandemi vardı. Onun sözleşmesi sonrası bir anda ortaya çıkmış bişey değil ki. Şu kapanma olayları ya da daha öncesinde bir takım şeyler yüzünden işini, gücünü kaybetmiş olma ihtimali elbette var ancak pandemiyi bahane olarak kullanma ihtimali de var aynı şekilde.

8 gün kala pandemi yüzünden çıkıyoruz demek de saçma, diğer arkadaşların dediği gibi en az 1 ay önceden falan söylemesi gerektiğini falan söyleyebilirsin. 1 aylık kira daha talep edip(yani mayıs-haziran) üstüne de haziran-temmuz dönemi için depozitoyu kiradan sayabileceğini ancak bu dönemde kiracı bulursan da kendilerine depozito paralarını geri verebileceğini önerebilirsin. Orta yol anca bu şekil olur gibime geliyor.

Kiracının sözleşme süresinden bağımsız bir ay önceden haber verip çıkma hakkı var. Siz depozitoyu son kiraya sayıp vermeyebilirsiniz.

avukata vereceğiniz para çok daha fazla tutar. ne zaman, nasıl alabileceğiniz de meçhul. depozitosunu vermeyin, mayıs ayının da kirasını isteyin. yolunuza bakın.

Bir ay daha kalmalarını ya da depozitoyu bir aylık dönem için almayı talep edebilirsiniz ama kalan tüm kiraları istemek vicdansizlik olur gibi. Zaten ödeyebilecek olsa kalırdı diye düşünüyorum. İşsiz kalmış olabilir. Kaldı ki isteseniz de zaten vermeme, mahkeme filan aylarca uğraşma ihtimaliniz var. Onun sonunda da ödeyip ödeyemeyecegi meçhul.

@hayaletimsi
Hocam o hakkın o şekilde olduğuna emin misin? Eğer öyleyse bir kaynak koyup durumu netleştirebilir misin?

Hukukçu değilim ve eğer yanlışsam hukukçu arkadaşlar umarım beni düzeltir ancak benim bildiğim öyle bir olayın olmadığı şeklinde çünkü. Öyle bir hak olmuş olsa kiraya verenlerin mağduriyeti büyük olur çünkü. Adam gider 5 yıl sözleşme yapar sonra da ikinci ay sadece bir taraf bir ay önceden haber verip sözleşmeyi keyfince direkt iptal edebilir o durumda. Ee kiraya verenin hakkı ne oldu?

Benim bildiğim şekli şu, sözleşme devam ederken elbette çıkma hakkı var ancak kalan sürede ne kadar kira ödeyebileceğin ilk başta diğer tarafla bir şekil anlaşmana eğer o mümkün değilse de kiraya verilen yerin ortalama ne kadar sürede kiraya verilebilecegine bağlı.

oturmadığı ayın kirasını istemek hakkaniyete sığmaz
1-2 ay oturup suistimal de etmemiş

Kendi durumunuda anlat, depozito sende kalsın bir aylık kira gibi düşün. Kalanları da isteme bence. 8 gün önceden çıkıyorum demekte erken bence. O ara birisine kiralarsan adamı ara kalan ne kadar tl ise gün olarak hesapla iade et.

*Pardon 8 gün önceden çıkıyorum demek geç haber verme sayılmalı olarak kastettim bu arada. Bir ay önce dese neyseydi.

Eve gidip kontrol edin. Hasar var mı bakın.

Hasarsız ise depozitoyu gelecek aya sayın. Eğer bir ay içerisinde kiracı bulursanız depozitoyu da adama yollarsınız.

Durumlar zor maalesef. Böyle bir zamanda vicdan meselesi sözleşmeden daha önde.

fide.

galatasaray eğitim vakfı; g ilköğretim okulu; kurayla alıyorlardı en son. kuraya katılmak için kaç lira olursa olsun değer.
itü geliştirme vakfı .

high level için koç okulları ve enka var bir tek. paranız ve ulaşım gibi koşullarınız el veriyorsa.

daha vasatları için bilfen ve istek vakfı okulları diyorum.
bir de fevziye mektepleri ve ırmak okulları var.
bir de kayışdağında (ataşehir), yeditepe giderke bir kolej vardı hatırlayamadım adını şimdi;almanca öğretiyorlar, almanyayla bir bağlantısı falan var.

uzak durun;doğa koleji.

6-7 yıldır kesintisiz özel ders veriyorum. en iyi gibi duran okullar bile çok niteliksiz.
bilfenden çok öğrencim var; istisnai başarılar dışında durumları ortada.. ha ama çocuk vizyon kazanır (nispeten), kendi sosyoekonomik seviyesinden bir çevresi olur. başka bir beklentiniz olmasın.

okul bakarken; "yabancı dilde eğitim yapılıyor mu" (bknz yabancı dil öğretiyorlar mı demiyorum) ve hocalar kaç yıldır çalışıyor ona bakın en çok. mezunlar nereleri kazanıyor? yoksa çok da iyi puanlar alamayıp, mecburen bilfene (indirimli) devam etmek zorunda mı bırakılıyorlar vs.

@jimjim hocam ted istanbul ve saint joseph hk. ne diyorsun?

@sameidiot duyuru sahibi, anaokulundan liseye kadar dediği için sizin seçenekleri yazmadım.
saint joseph için; vakfın küçük prens okullarını kastediyorsanız iyi fransızca öğrenirler ama lisesi gibi ekol oluşturan bir kurum olmak için çok yeniler.
ted rönesansı biliyorum; sosyal imkanlar güzel, eğitim disiplinliydi ancak yine de ilk yazdığım yorumlar bu okul için de geçerli artısı eksisiyle. (bilfen ayarında diyelim)

özetle, yabancı liselere, yabancı eğitim müfredatına sahip olabilen; yani bu olayı koruyabilen okullara gönderme imkanınız, çocukların o liseleri kazanma ihtimali varsa direkt gitsin. lise öncesi içinse; yabancı liseleri kazandırabilecek okullara gitsinler.


elbette benim haricimde başka yerlerden, kişilerden de fikir alın.
ancak dediğim gibi akademik, sosyal, yabancı dil öğrenimi, vizyon, nitelik vs hepsini ayrı ayrı değerlendirmek gerek okul seçerken ve ne yazık ki ilköğretim sürecinde en zor bulunan, en çok şansa kalan okulun akademik katkısı olacak.

Kalev ile ilgili bir fikrim yok, sizden duydum ilk defa. Bilfen kendi kuralları olan veliyi bu kurallara pek karıştırmayan, eğitim bakımından sistemli, disiplinli ve başarı odaklı bir okul. Eğitimini beğeniyorum. Sosyal olarak bir şey beklemeyin. Tüm veliler dışarıdan destek alıyor. Çocuğunuzun yapısına göre karar vermelisiniz. Ders çalışmayı seven, uyarı aldığında gardı düşmeyen bir yapısı varsa sorun çıkmaz. Diğer türlü ortaokulda “burada mutlu değil” denilerek almanız önerilir.

@jimjim verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.

yabancı okullar için aklınıza gelenleri listeyebilir misiniz? saitn joseph, saint benoit, notre dame de sion, avusturya lisesi, alman lisesi, cambrdige school benim aklıma gelenler.

@dedi ve gitti size de teşekkür ederim, bilfen mezunlarının bir camia yaklaşımı var mı? okul tanıtımında hep akademik başarı üzerinde duruldu. başarısız öğrenci olmasını tabii ki anlıyorum, ama bilfende yetişen öğrencilerin abd ve avrupa üni'lerine gidip başarılı olma gibi durumları var mı?

Apartman hissesi kısmına cevap vereyim, kat irtifaklı yani daire tapulu değil de hisseli tapu ise (öyle galiba) her hissedar kendi payı kadar her bir köşenin ortağıdır. Miras değil de böyle bir apartmandan daire (hisse) satın alsanız da durum aynı.

Borç konusundan emin değilim ama herkes kendi üzerine düşen borcu öder sanki.

@john bloor

kat irtifaklı aslında. 6 daire ve 6 dükkan var. ancak 4'e tam bölünemediği için hangi daire kime ait belli değil. borç ise, bu dairelerden birinin elektrik faturası.

mirasçılar arasında el birliği mülkiyeti kurulduğundan müteselsil sorumluluk var. yani alacaklı canı kimi isterse tamamını ondan tahsil edebilir. has sonra sen diğer maliklere rücu edersin o başka

merhaba, kornea inceliği bende de var. 12 yaşımdan beri gözlük kullanıyorum. Miyopum. Lazer ile göz ameliyatı olmak için doktorum ön kontrolleri yaparken tespit etti. Ameliyattan vazgeçirdi beni. Gözlük kullanmaya devam ediyorum.

Doktorum 2 yılda bir muayenesini yapıyor. İncelme göz çeperini tamamladığında, yani yuvarlağın tamamını çevrelediğinde lazer ile o tabakayı yakarak incelme sürecini durduracak. Kaçan bir çorap gibi tarif etmişti bana. Belli bir seviyeye gelince dokuyu lazer ile yakıp daha fazla incelmesini engelliyor.

13 yaşından beri aynı doktora gidiyorum, şu sıralar dünya göz'de çalışıyor.

çok endişe etmeyin. itimat ettiğiniz bir göz doktoruna düzenli kontrole gidip durumu takip edin.

yaşım 33 bu arada...

Kuleli Göz Hastanesi, özellikle ciddi durumlarda gidilebilecek tek hastane. Babamı, olası bir körlük durumundan kurtardılar. Veni Vidi ve Dünya Göz'deki doktorları dinleseydik, bizi çok ağır ameliyatlara yönlendireceklerdi. Bu sebeple, mutlaka oradan randevu almaya çalışın. Saat tam geceyarısı 12'de, yeni randevular açılıyor. O zaman şansınızı deneyebilirsiniz.

göz doktoruyum. bahsettiğiniz hastalığınız büyük ihtimalle keratokonus. keratokonus korneanın normalden daha dik ve ince olduğu progresif yani ilerleyici olabilen bir hastalık. özellikle ergenlik dönemi ve 20'li yaşlarda hızlı ilerler. 30'lu yaşlarda fazla ilerleme olmaz hastalıkta. tedavi olarak hastalığı ortadan kaldıran kesin bir tedavi olmamakla birlikte ilerlemesini durduran tedaviler mevcuttur. bunlardan birisi bizim de kliniğimizde aktif olarak uyguladığımız korneal cross linking. korneal cross linking de amaç kornea yapısını güçlendirmek. korneal cross linking tedavisinin görme üzerine etkisi olmaz yani görme anlamında size bir kazancı olmayabilir ama ilerlemeyi büyük olasılıkla durdurur. ilerleme durduktan sonra sert skleral lenslerle görme rehabilitasyonu sağlanabilir.

Shopify'ın garanti bankası ile entegrasyonu var. Payu ile de entegrasyon tamamlandı diye biliyorum. Bu yöntemleri kullanmayı düşündün mü?

Buna ek olarak, kendi Paypal hesabın ile ödeme kabul edebilirsin. Ancak kendi paypal hesabından arkadaşının banka hesabına (veya başka bir ülkede açacağın kendi banka hesabına) aktarıp, türkiye'deki kendi hesabına western union vs. gibi bir yöntemle para aktarman gerekecektir. Bu esanda, arada bir çok kesinti olacaktır. Bunları da maliyete dahil etmelisin.

Bunun yerine ABD'de bir banka hesabı açıp direk Shopify'ın POS'unu kullanmayı da düşünebilirsin. Kesintilerini bir parça azaltacaktır.

Payu ve garanti sanal pos dropshipping i kabul etmiyorlar malesef.

Paypal ile kesintiler yüksek olacak farkındayım. Ama paypal hesabı açmak hem ücretsiz hem de güvenilir ve bilinir bir sistem. Bir de kendi paypal ıma başkasının banka hesabını kaydettiğimde sıkıntı olmaz mı?

ABD de banka hesabı alabilmek için şirket açmak gerekiyor araştırdığım kadarıyla. Payoneer ile ABD banka hesabı açılabiliyor ancak alınan hesaplar shopify pos ve paypal da geçerli olmuyor. ABD de şirket açmak aklımda var ama maliyeti en az 350 dolar civarı, ayrıca aylık masrafları vergi olayları var. Yani son çare ABD de şirket açıcam gibi gözüküyor. Tek çare bu anlaşılan.

@neonsurfing

abd'de şirket açmana gerek yok. direk bireysel hesap açıp shopify pos'unu (veya payoneer hesabını) ve paypal'ını bağlayabilirsin. sen de biliyorsundur, shopify'da aynı anda pos ve paypal hesaplarını kullanabiliyorsun. daha sonra abd hesabından, kendi tr hesabına ara ara eft yaparsın. eft başına 30 usd gibi bir ücret olması lazım bildiğim kadarıyla. ancak abd bankalarında hesap açmak için mutlaka bir şubesine gitmen gerekiyor.

arkadaşının hesabına para aktarmak vs. gibi işler sonradan seni zora sokabilir, senin yerinde olsam pek tercih etmem...

Taze baba olarak yanıt vereyim.

Bebeğin odası 7-8 m2 civarı olduğundan yer bakımından ekonomik mobilya arayışına girdik.
Onu da bir tek Ikea'da bulduk. Ikea'nın alt değiştirme ünitelerini beğenmediğimiz için onu dışarıdan yaptırdık.

Odasında 1 beşik, 1 komidin, 1 dolap, 1 şifonyer / alt değiştirme ünitesi var.
Bizim odamızda ayrıca bir hasır sepet beşiği var.

Sallanan model mantıklı görünüyor ama bizimki 2 aydır sadece memede uyuyor, beşiğe yatırıp sallayalım da kendi uyusun durumu olmadı hiç. Yani garantisi yok onu seveceğinin.

Başlangıç için bir beşik, bir de alt değiştirme yeter. Bebek doğduktan sonra evinizdeki düzen mutlaka değişecek. Yeni alışkanlıklara göre düzenlemek çok daha mantıklı.

Ben Ikea Sundvik yatak ve Hensvik alt değiştirme masası kullanıyorum. Çok memnun kaldım. Alt değiştirme masasının üzerine SKÖTSAM pedi mutlaka alın. 20 liralık şey inanılmaz iş görüyor.

alt değiştirme demişler de ben mesela hiç öyle bişi kullanmadım hep koltukta yatakta fln değiştiriyorum. bizimki nerdeyse 7 aylık hala kendi odası yok. hiç acele etmeyin bence. bir tane anne yanı yatak ve şifonyer yeter

Odayı yapmamızı babaannesi çok istiyor. İlk torun; o oda mecbur yapılacak. Oto koltuğu ana kucağı ve bebek arabası ne zaman alınmalı ne alınmalı?

oto koltuğu, ana kucağı, bebek arabası falan hep pahalı şeyler. üstelik bebek büyüdüğünde eskimemiş oluyor. biraz ekonomi yapmak istersen bebecruz.com'a bak.

alırken şunlara dikkat et;

- ana kucağında müzikli ışıklı şeylerden uzak dur. en az 18 aya kadar böyle şeyler bebeyi huzursuz eder, korkutur.
- bebek arabasının orta kalitesi chicco segmentidir. orta üstü maclaren ve segmentidir. daha üstüne benim bütçem hiç yetmediği için bakmadım :)
- travel sistem bir araba alırsan yatak olanı 3-4 aydan sonra pek kullanamazsın. ama puset kısmını oto koltuğu olarak kullanabilirsin. bu seni ek masraftan kurtarır.
- oto koltuğunu ayrıca kullanacaksan britax römer'den şaşma derim. bu konu ciddi bir konu. ekonomi yapılmaz.

- Naçizane tavsiyem, bebek arabası yerine sling veya kanguru al. Sling ben kullanmadım ama Stokke'yi oğlum 12 kilo olana kadar kullandım (doğumdan itibaren) ama bugünkü aklım olsa Boba 4g veya Tula kanguru alırdım. Stokke iyidir ama bebe ağırlaşınca taşıması da zorlaşıyor.

Tüm bunlara ek olarak, odadan falan önce Tracy Hogg'un Bebek bakım sorunlarına mucize çözümler kitabını al ve bebekyapimbakimonarim.blogspot.com adresinden Tomris'in emzirme notlarını mutlaka oku.

@kutub çok teşekkür ederim. Yalnız kangurular konusunda endişeliyim bel ağrım var benim. Rahat taşıyabilir miyim bi etkisi olur mu acaba?

ipo derken, halka arzı kastediyor. trade sale ise şirketin komple satılması. halka arz ederken yapılan şirket değerlemesinde şirketin daha kıymetli olabilir diyor. makale de bu iki opsiyonu artı ve eksi yönleri ile değerlendiriyor.

du wirst es bereuen, diese gelegenheit verpasst zu haben.

Du wirst traurig können, da du diese Gelegenheit verpasst hast.

Bu sekilde olabilir. Ama emin degilim, cok acilse kullanin ama degilse birkac cevap daha bekleyebilirsiniz.

Bereuen pisman olmak demek.
Bedauern diyebilirsin. Ya da du wirst traurig,,

Bir de firsat hali hazirda kacirilmis mi? Bunu anlamadim

Turkcede genelde "bu firsati kaciracagin icin..." Gibi kalip pek kullanilmiyor. Ona gore cevap vereyim. Maq in cumlesindeki zamanin degismesi gerekebilir yani.

kuehles blondes +1 ben de firsat kacirilacak mi yoksa coktan kacti mi, anlamadim. Cumle biraz dusuk olmus.

üzülenilirsin 'i cümlenin genel anlamı içinde pişman olabilirsin olarak algıladım. birebir çeviri de "du wirst traurig sein,..." denebilir fakat almancada türkçedeki gibi "üzüleceksin" anlamı taşımaz bence. önce fırsat kaçırıp sonra üzüldüğümüz için de geçmiş zaman ikinci cümle olmali bana göre...

bedauern daha iyi evet.

Tamamen farazi bi durum da olabilir.

Ben soyle anladim, kisi firsati kacirmak uzere, henuz kacirmamis. O yuzden daha uzulme fiili gerceklesmemis. Bir ihtimal dahilinde uzulmesi de kacirmasi da. Yani uzulmesi de bi olasilik. Kesinlikle uzulme gibi bi durum yok. Firsat da henuz kacmamis gibi geldi.

Firsati kacirdiktan sonra uzulseydi, firsatigi kacirdigin icin uzuldun filan denirdi. Boyle bi cumlede sorun olmazdi.

Firsati kacirdigin icin uzulebilirdin cumlesinde de firsatn hali hazirda kacmis oldugu belli.

Ama bence henuz firsat kacmamis. Bu uzulme konusu da olasilik o yuzden.
Ingilizcede de "if i'll do that, you'll do this" diye bi kalip yok. If i do that, you'll do this olur. Turkcede de "firsati kaciracaksan uzulebilirsin" yerine "firsati kacirirsan" ya da "firsati kacirdiginda" kullaniyoruz.
Ama dedigim gibi belki bir onceki cumleyi filan verse ya da sonrakini ya da olay orgusunu anlatsa yazan kisi, kesin dogru ceviri olabilir.

Benim kendi dusuncelerime gore cevirim.

Du wirst es bedauern wenn du diese Chance/Gelegenheit verpassen würdest.

Ya da
Du würdest es bedauern, diese Chance/Gelegenheit zu verpassen.

Aslinda daha opsiyonlar var bende de cumlenin turkcesini anladigimda olacak :D

hahaha sahibi gelse de olayi aydinlatsa :))

Hepinize çok teşekkür ederim bu kadar detaylı cevaplar yazdığınız için. Açıklayayım daha iyi anlaşılsın. Ortada bir kutu çikolata var, karşı taraf diyor ki danke schön ama istemiyorum. Ben de demek istiyorum ki, bu fırsatı kaçırdığın için üzülebilirsin...