Giriş
(17)

Kızlar koruyucu ‘baba gibi’ sarıp sarmalayıcı erkekleri daha mı çok seviyor

psmstc
Elbette tip anlayış vs önemlidir. Ama ilişkilerimde bu tipte koruyucu kollayıcı ‘babaç davrandığımda’ hep çok aşık oldu karşıdakiler.Bu ilişkiler için sizce sağlıklı birşey mi? Hem sevgili hem arkadaş hem arada bir baba gibi olmak ilişkide
Elbette tip anlayış vs önemlidir. Ama ilişkilerimde bu tipte koruyucu kollayıcı ‘babaç davrandığımda’ hep çok aşık oldu karşıdakiler.

Bu ilişkiler için sizce sağlıklı birşey mi? Hem sevgili hem arkadaş hem arada bir baba gibi olmak ilişkide
0
psmstc
(28.11.24)
Evet. Ama bu sadece erkek onu doyurana kadar. Sonra hop kanatlanıp gidiyorlar asıl serseri tayfanın peşinden.

Her zaman baba figürü olması da gerekmez, sadece dinleyen ve karışmayan bir "korkuluk" erkek bulmaları da yeterli çoğu kez.
0
feastofthedamned
(28.11.24)
Kadınların bir koruyucuya ihtiyacı yok. Erkekler kendilerini korusunlar yeterli.

Soruna cevap, daha çok sevmiyorlar.
0
rock n roll
(28.11.24)
Şöyle bir mantıksızlık yok mu sözlerinizde;

Tipi iyi olan ve karakter özellikleri de olumlu olan birisi hali hazırda ilişkide olduğu kişilere (yani kendine ilgi duyan kişilere) daha fazla ilgi ve alaka gösterdiğinde, daha az ilgi ve alaka gösterdiği senaryoya göre daha fazla karşılık görüyorsa bu beklenen bir sonuç değil mi zaten? Neden şaşırdınız ki buna, ben anlamadım.

Babaçtan kastınız nedir bilmiyorum ama heralde gerçekten bu kişinin babası gibi davranmak yerine daha samimi ve açık yüreklilikle yaklaşmaktan bahsettiğinizi varsayıyorum.
0
akhenaten
(28.11.24)
Bu profilde birisine "ihtiyacım" yok, ama evet seviyorum. Bu da benimle alakalı bir şey bir nevi zayıf noktam, herkeste böyle olacak diye bir şey yok. Bazıları da sevmez
0
kullanicadi
(28.11.24)
insanlar iliski secimlerini mutlu olacaklari sekilde degil, tanidiklari sekle göre yapiyorlar. "gelin, kaynana topragina benzermis" sözü ya da senin bahsettigin durum da biraz öyle.

orada anne baba genelde en yakin oldugu icin öyle. yoksa kimle büyüdüysen o yani.

iliskiler de iki taraf da birbirini koruyup kollamali.

sen iliskinde bu durumun tek tarafli yasandigini düsünüyorsan, belki sen de ailen tarafindan korunmus hissetmedin? bence ben neden bunu aramiyorum diye sor kendine.

yoksa kizlar öyle erkekler böyle diye bir durum yok.
0
robert bosch
(28.11.24)
Böyle bir şey olabilir fakat o insanı hayatındaki bu anne baba figürü ve ilgisi eksikliğinden dolayı manipüle etmek oluyor
0
grimavi
(28.11.24)
Abartılı ve sağlıksız olmadığı sürece ilgi ve fedakarlık kimin hoşuna gitmez ki?

Ama tek kriter bu olamaz. Olmamali. Eğer olduysa o da sağlıksızdir, gerçekliğini ve samimiyetini sorgulamak lazim
0
abuzer
(28.11.24)
ben provider kişilikte bir insanım, kim olursa olsun. bazı kadınlar seviyor bunu ama sevmeyeni ya da beklemeyeni de çok. biraz çekimi, kimyayı azaltıyor olabilir.
0
gabe h coud
(28.11.24)
tamamen patriyarkal travmalardan gelen bir durum. turkiye gibi abi, baba, amca, elalem figurlerinin problem oldugu bir ulkede boyle vakalar fazla olabilir ve bu durum seni egosal, kizi da duygusal olarak tatmin edebilir; ama ozunde istismardan farki yok. iki tarafinda bu travmalari duzeltip normal ve saglikli iliski kurmasi gerek. obur turlu toksik(baskici, kiskanc, korumaci) bir iliskiye donme ihtimali cok yuksek. cunku bunlar primitif arzular.
0
buenosdias
(28.11.24)
"babaç" kelimesine çok güldüm arkadaş sağol. tıkaça benzemiş

soruna cevap: inanmayacaksın ama kadınların kendilerine has fikirleri olabiliyor. farklı tecrübeler yaşadıkları için tercihleri de buna göre şekilleniyor. ben hiç tıkaç pardon babaç bir adamla görüşmedim mesela. ama ilişkilerde kimse kimsenin anası babası olmamalı diye düşünüyorum
0
titanyum22
(28.11.24)
Bir de her ilişkide roller nettir. Sen, sevgilinin babası olamazsın. Sadece sevgilisi olabilirsin. Kimlik karmaşası yaşamayın.
0
rock n roll
(28.11.24)
bazı kadınlar babaç tipleri severken bazıları da sevmez,
aynı erkekler gibi bazıları anaç sever, bazıları sevmez.
0
ravenudon
(28.11.24)
bana asiri itici geliyo ya anac veya babac demek bile ensest hissi veriyo. sevgililerinde baba ana sevgisi arayan insanlara da ariza gozuyle bakarim. annen baban seni sevmediyse sana cocuk gibi bakamam?? just ask yasarim
0
ala09
(28.11.24)
Onu bilmem de günün sonunda kadın babası gibi, erkek de anası gibi bir kadın seçer diyorum.
0
ananiyimioguz
(28.11.24)
akhenaten +1
0
kehende
(28.11.24)
geveze mahkemeye verildin. sen dindarlara nasıl sapık dersin!!! şafak baskınını bekle
0
titanyum22
(28.11.24)
alakası yok bence. bu algının sebebiyle ilgili düşüncem: karşımızda yetişkince davranan, olgun, ayakları üzerinde duran, özgüvenli, karakteri oturmuş, saygılı, saygın, hayatta en ufak zorlukta pes edip kendini salmayan, ciddiyet sahibi birini görmek istiyoruz eğer ergen ilişkisi yaşamıyorsak. uzun lafın kısası yetişkin mantalitesinde biri... bu da sanki babacan bir imaja sebep oluyor olabilir, aile babası olgunluğu gibi. ha bu saydığım özellikleri, erkek olsam da kadında görmeyi isterdim. erkeklerin böyle bir derdi var mı bilmem ama etrafımdaki kadınlarla konuşmalarımızdan da vardığım sonuç bu. onun dışında babacanlıktan kasıt şefkatli biri olmasıysa kim hayatında şefkatli bir eş istemez? zaten sevgi bağının temelinde olan bir şey bu.
0
Mossy
(29.11.24)
(17)

Dünyanın en zor mesleğini kimler icra ediyor?

isiaha
Bence maden isçileri. Siz ne dersiniz?
Bence maden isçileri. Siz ne dersiniz?
0
isiaha
(20.11.24)
Çok fazla var. Bence veteriner teknikerliği ve veteriner hekimlik de çok zor.
0
rock n roll
(20.11.24)
bence de maden işçileri.
0
kehende
(20.11.24)
Turkiye gibi ulkelerde hakemlik. Tum sulalene sovuyorlar, mac satti, gecen aynisina caldi, buna calmadi, karti es gecti bilmemne, esi x'liymis, kucukken y'liymis mac onu ayri mac sonu ayri bin tane onuruna serefine coluguna cocuguna hakaret, yalan, saibe atiliyor. O degil eskiden VAR da yoktu, neyine guvenip hakem oluyordu bu insanlar cok ilginc
0
speedy
(20.11.24)
+ maden işçileri, elektrik direklerini ve hatlarını tamir edenler belki, infaz ve koruma memurları, çatışma bölgelerindeki askerler ve belediye otobüslerinin şoförleri stresli çalışır ama zorluk yine madenciler de ve belki yangın esnasında itfaiyecilerde
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(20.11.24)
Açık denizde platformlarda çalışan işçi ve kaynakcilarin, everest gibi dağlardaki yerli rehberlerin işleri gercekten aşırı zor ama yine de maden işçileri hicbiriyle kıyaslanamaz.
0
deer hunter
(20.11.24)
Tabi madencilikle veya tam aksine yerden 300-400 metre mesafede çalışmalarla kıyaslanamaz ama
Hukuk alanında çalışmak daha zor diye düşünüyorum.

Hata yapmadan, menfaat temin etmeden, herhangi baskıya uğramadan, bir davada taraf olan insanlardan özel yakınlık kurmama, yakın çevrenin de özel isteklerini göz ardı edecek şekilde, sadece işin ilmine uygun hareket etmek ve bu yönde akli çaba sarf etmek kolay bir iş değil özellikle bu zamanda.
0
diyecevaplandı
(20.11.24)
Dünyanın en zor işi Denizciliktir.
İnsanoğlu karada yaşamak için dizayn edilmiştir. Ayakları yere basmalıdır. Baktığı zaman sınırları olan yerler görmelidir. Açık denizde günlerce bu konulardaki mahrumiyet psikolojide tarifsiz yaralar açar. Bir de bunun denizaltıcılık ayağı var ki, o zaten akıllara zarar bir iştir.
0
Mirket
(20.11.24)
Petrol platformu işçileri.

www.youtube.com
0
komando kani var bende
(20.11.24)
Beden işçiliğinin her türlüsü zor iş statüsünde. Ama gerekli iş güvenliği şartları sağlandığı sürece "en zor iş" değiller gibi geliyor bana. İş güvenliği şartları sağlanmadığı takdirde de en zor olmaktan ziyade "en tehlikeli" demek daha uygun sanırım. Beden işçiliğinin önemli bir artısı iş tanımlarının tamamen belirli olması ve imza yetkisi olmaması.

Bence en zor meslek paralı askerlik. Canının kıymeti yok, askeri ortamdasın, emir komuta zincirinde diplerdesin. Yaptığın iş pis bir iş. Bir devletin kendi askerlerinin aksine kimsenin kahramanı falan da olamıyorsun, sana bir katkısı yok, kendi savaşında savaşmıyorsun. Somut anlamda bir yetenek edinmiyorsun. Psikoloji berbat, gelecek belirsiz. Sadece para için yapıyorsun.
0
akhenaten
(20.11.24)
bence de maden işçileri.

bu mesleğin zorluğu o kadar net ki, kadınların maden işçiliği yapamayacakları yasa ile sabit.
0
abelardo
(20.11.24)
bence hizmet sektoru de, garsonluk, barmenlik vs..
0
durgunfoton
(21.11.24)
Zor farklı, tehlikeli farklı.

Zor meslek sorusuna çoğu üye tehlikeli işleri göstermiş. Maden işçiliği, sanayi dalgıçlığı, denizciler, petrol platformu çalışanları ve aklıma şu anda gelmeyen gerçekten aşırı tehlikeli meslekler mevcut. Bu ve benzeri mesleklerin aşırı tehlikeli olduğuna şüphe yok. Bu tip mesleklerin zorluğunun daha büyük kısmı içerdiği tehlikeden geliyor.

Zor mesleği tehlikeli meslekten ayırmak gerekirse benim kriterim üstlenilen sorumluluk. Sorumluluk bakımından zor meslekler denildiğinde benim aklıma avukatlık, cerrahlık, finans ve benzeri yüksek meblağlı işlere dair yöneticilik, hava trafik kontrolörlüğü, ticari pilotluk ve benzerleri geliyor. Bu mesleklerin çoğunda yukarıda saydığım tehlikeli meslekler kadar mesleği icra eden kişinin taşıdığı bir hayat kaygısı olmuyor ancak üstlenilen sorumluluk çok büyük oluyor.

Bir de bazı meslekler var ki hem sorumluluk hem de zorluk bakımından büyük riskler barındırıyor. İtfaiyecilik, sıcak bölgelerde askerlik (özellikle denizaltı personeli) ve polislik gibi mesleklerde tüm personel hem kendi hem de başkalarının canının riskini taşırken aşırı tehlikeli ortamlarda görevlerini icra ediyorlar.
0
10551037
(21.11.24)
Su altı kaynağı zor ve tehlikeli. Ölüm riski yüksek bir meslek.
0
wd40
(21.11.24)
masa başı oturmayan herkes bu dünyanın en zor işini yapıyor. madenci inşaat işçisi alçı sıvacı 12 saat ayakta bekleyen kasiyer vb.
0
mikahakkinen
(21.11.24)
maden isciligi dogru cevap.

hem kaza gecirip olme riski var. kaza olmazsa uzun vadeli mesleki komplikasyonlardan olunuyor.

bunun disinda gun icinde de gunes gormeden, fiziki gucle calisiliyor. daha zor dusunemiyorum.
0
antikadimag
(21.11.24)
Çatışmalara, savaşlara giren askerler
0
ananiyimioguz
(21.11.24)
metal ve ametal madenlerde çalışmış bir madenci olarak cevap veriyorum.
erkekler için Türkiye'de kömür madenciliği.
kadınlar için ev kadınlığı + annelik. madenciliği katlar.

bu arada metal madenciliği o kadar ağır değildir. kömür madenciliği korkunç. sırf bu yüzden evde elektrikli aletleri prizde tutmam. elektriği az kullanmaya gayret ederim falan filan. teyzenize sorun size madenleri ve madenciliği anlatsın.
0
janderzel zartanyan
(21.11.24)
(2)

Football manager'dan anlayanlar lütfen.

dite
Arkadaşlar diğer duyurulara göre bayağı gereksiz bir şey gibi gelebilir ama yardımcı olabilecek birisi var mıdır merak ediyorum. Footbal manager son sürümü indirdim yanında da editör satın aldım ama editörü kullanmayı beceremedim. Oyunda yapmak istediğim uç bir şey değil şampiyonlar ligi, uefa, konf
Arkadaşlar diğer duyurulara göre bayağı gereksiz bir şey gibi gelebilir ama yardımcı olabilecek birisi var mıdır merak ediyorum. Footbal manager son sürümü indirdim yanında da editör satın aldım ama editörü kullanmayı beceremedim. Oyunda yapmak istediğim uç bir şey değil şampiyonlar ligi, uefa, konferans gibi kupalara avrupalı olmayan ulusların da katılmasını istiyorum (asya kıtasındakiler) bunu nasıl yapabileceğime dair yardımcı olabilecek birileri varsa iletişime geçerse çok memnun olurum, teşekkürler.
0
dite
(05.04.24)
fm sitelerinden yama arayın derim. yapılabiliyorsa yapılmışı vardır sanırım.
0
kehende
(05.04.24)
Satın aldıysanız o In-Game Editor'dür. Orada öyle değişiklik yapamazsınız. Pre-Game Editör ücretsiz olması lazım. Onu açıp, yeni veritabanında turnuvular kısmında istediğiniz kupayı seçip "düzenle" deyin. Sınırları, kıtaları ya da eklenmesini istediğiniz takımları oradaki alt menülerde seçebilirsiniz.
0
nawar
(06.04.24)
(7)

yeni yıkılan binadaki bir daire satılabilir mi?

kehende
istanbul'un merkezinde bir dairemiz var. şu an böyle bir gündem yok gerçi ama bina oldukça eski, ben de her şeyi kafaya takan bir tipim. "ya bizi binadan çıkarıp yıkıp yeniden yapmaya karar verirlerse?" diye stres yaptım. bu durumda bana kira desteği verilmezse benim evi satmam gerekecek. şu haliyle
istanbul'un merkezinde bir dairemiz var. şu an böyle bir gündem yok gerçi ama bina oldukça eski, ben de her şeyi kafaya takan bir tipim. "ya bizi binadan çıkarıp yıkıp yeniden yapmaya karar verirlerse?" diye stres yaptım. bu durumda bana kira desteği verilmezse benim evi satmam gerekecek. şu haliyle evin değeri 2 liraysa sıfır hali 4 eder belki. peki bu ev yeni yıkıldığında kolayca satılabilir mi? satılırsa kaç para eder?

ek olarak inşaat 1 senede bitiyor mu, yoksa 2 sene civarı mı sürer?
0
kehende
(21.01.24)
Yeni yıkılan daireden kastınız ne? İnşaat halindeyken satmak mı? O aşamada evi çok ölü fiyatına satabilirsin anca, ama 1 sene bekleyip kiraya çıkarsan, o ev sana artı 1 milyon kazandırır. İnşaat süreci de aksilikler olmadığı sürece 1 seneyi geçmez.
0
fobfilm
(21.01.24)
evet, inşaat halindeyken.

yani şu anki değeri 2 eden, yenisi 4 edebilecek olan ev 3'e gitmez mi mesela inşaat halindeyken?
0
🌸kehende
(21.01.24)
Belki gider ama 4 edebilecek evi o aşamada 3'e satmak ticari olarak mantıklı değil bence. Taşınma ve kira masrafların lüks bir yere çıkmazsan 200 bin tl'yi geçmez. 800 bin tl zararın olacak. 800 bin tl çöpe atılabilecek bir paramı?
0
fobfilm
(21.01.24)
yani şöyle: borçlarımı ödeyemeyezsem eve haciz gelebilir. dolayısıyla iş hacze varmadan satmam lazım.
0
🌸kehende
(22.01.24)
peki sizin şu an 2 lira eden evinizi, 4 liralık yeni ev değerinde yeniden inşaa edilirken masrafları kim ödeyecek?

binanızın imar durumu nedir?

bina yenilenirken eski daire sayısı ile aynı sayıda mı daire üretilecek? böyle olursa daire başı ciddi bir maliyet olulşur ve sizin de bunu ödemeniz gerekir. ya da arsadaki hakkınızı satabilirsiniz.

ya da arsanın imarı fazla sayıda daire üretmeye uygun da müteahhit kat karşılığı mı yapacak binanızı?

kafanız ciddi karışmış ve doğru bir soru soramamışsınız sanırım. kaygılarınızı biraz daha açık anlatırsanız yardımcı olabilirim.
0
John Bloor
(22.01.24)
arsa olarak satılabilir muhtemelen.
0
gurur
(22.01.24)
@john bloor: kentsel dönüşüm kapsamında yıkılıp yeniden yapılırsa diye düşündüm.

muhtemelen aynı sayıda daire yapılır. masraflar için kredi aramayı ya da masrafı da alacak olan kişiye aktarmayı (bu nasıl olabilir bilemiyorum) düşünüyorum. hangisi benim için daha kârlı olacaksa.

benimkisi biraz fazla hipotetik bir soru belki ama yıllardır her tarafımızdaki apartmanlar yıkılıp yeniden yapılırken bizim apartman yapılmadı fazladan kat verilmediği için. aslında, tamamlanmasını bekleyebilsem masraflar için kredi alsam bile her türlü kârda olurum sanırım ama 2-3 sene bekleyebileceğimi sanmıyorum.

bir de bizim bina eski. öyle veya böyle. güzellikle veya zorla en fazla 5-10 sene içinde bu bina boşaltılıp yıkılacak. o yüzden kafa olarak kendimi hazırlamak istedim.

bu arada, bir binanın inşaatı 1 senede biter denilmiş ama yanımızdaki apartmandaki insanlar binayı 4-5 ay önce boşaltmıştı. şu an halen daha kapıyı pencereyi söküyorlar, hala bina yıkılmadı. daha bina yıkılacak da, inşaata başlanacak da ohooo. 2 seneden önce bitmesi mümkün değil. e herhalde bize de aynısı olur.
0
🌸kehende
(24.01.24)
(15)

Su içme alışkanlığınız var mı?

iggy pop
Yoksa yalnızca susayınca mı içersiniz? Şimdiye dek hep ihtiyaç duydukça, susadıkça su içen biriyim. Kış aylarında günde 1 bardakla günü kapattığım günler çoğunluktadır mesela. İlla bu kadar litre almalıyım şeklinde bir bakış açısı içerisinde olmamıştım. Gerçekten de günde belirli miktar su ‘kesinlik
Yoksa yalnızca susayınca mı içersiniz?
Şimdiye dek hep ihtiyaç duydukça, susadıkça su içen biriyim. Kış aylarında günde 1 bardakla günü kapattığım günler çoğunluktadır mesela. İlla bu kadar litre almalıyım şeklinde bir bakış açısı içerisinde olmamıştım. Gerçekten de günde belirli miktar su ‘kesinlikle’ içmemiz gerekiyor mu? Öncesinde benim gibi olup sonrasında su içme akışkanlığı kazanan biri varsa günlük yaşamına etki ve değişimleri paylaşabilir mi? Sizin bu alışkanlığı edinmek için kullandığınız yöntemler nelerdir?
0
iggy pop
(06.01.24)
Idrar rengine göre iciyorum. Baktım ki renk sarı hop artiriyorum. Self kontrol noktam bu.

Bir yöntem olarak buna özel sisem var, hanimin da var.

Bu arada su sadece su değil. Içtiğiniz meyve suyu, kahve/cay (bunlarda tabi idrar yaptırma etkisi de var), bütün içeceklerin içinde su var. Bunlar günlük su almaniza etkisi var, bu sebepten bir bardak su içince olmuyorsunuz.

Ve evet, iyi miktarda su almak aslında bütün bu saçma sapan sağlı şeylerin daha etkili.
Hatta şu üç şeyin hayata etkisi fiyatina göre acayip f/p;
8 saat uyku
Yeterli miktarda su içmek
Günde biraz bile olsa fiziksel aktivite yapmak yürümek bile yeter
0
logisticsmanager
(06.01.24)
1 bardak çok sıkıntı. sağlığınızda sıkıntı yaratabilir.

uzun süre su içmediğimi hatırlayınca gidip içiyorum. küçükken karnım ağrırdı, "aa bayağıdır su içmiyorum" derdim, su içince geçerdi. saçma gibi geliyor kulağa ama plasebo etkisi olduğunu sanmıyorum. sanırım o zamanlardan kalma bir alışkanlık, aklıma geldikçe içiyorum.
0
kehende
(06.01.24)
Kardiyoloğuma 'dünyanın çayını, kahvesini içiyorum.' dedim. 'Onlar diüretiktir, onlar sayılmaz, günde en az 2 litre su içeceksin.' dedi.

Masama 2 tane 1 litrelik su şişesi koydum. Akşam yatarken dolduruyorum. Ertesi akşam yatana kadar bitiriyorum artık.
0
Mirket
(06.01.24)
Her su gördüğümde içiyorum. 1 ila 2 litre arasında değişiyor. Bana yeten de 1.5 litreymiş.
0
nic cage
(06.01.24)
1 bardak çok az.
Susadıkça içiyorum ve su bardağım genelde yakınımda olur. 500 ml büyük su bardaklarından var. sürekli kalkıp su doldurmana gerek kalmaz.

Eskiden daha çok su içerdim ve bence cildim bu sayede daha iyidi. Sadece suyla ilgili değil ama arada bir sivilce çıkar oldu.

Çantamda hep su taşırım. 1 bardakla günü geçirmenize şaşırdım. Susuzluktan başınız ağrımıyor mu?
0
sevilen progressive türkücü
(06.01.24)
idrarın rengi şeffafa yakın görmek hoşuma gidiyor (aman yarabbi bu ne demek)

eğer fazla sarı ise ya da çok kahve içtiğin için idrarın kahve kokuyorsa bu kötü, idrarı şeffafta tutmaya çalışıyorum

su içmeyi sevmeyen insan için buna alışmak zor, su içtikçe alışılan bişey

birden 3 bardak su içince şişkinlik yapıyor, bunu sevmiyorum, benim olayım az az içmekmiş, böylece rahatsızlık vermiyor

yaz kış soğuk su içmeyi seviyorum, oda sıcaklığındaki su da hoşuma gitmiyor, kışın balkonda soğumuş su diye bi güzellik var, buzdolabında soğumuş sudan farklı cidden :)


mümkünse şişeden değil cam bardakta içmeyi seviyorum

sen de alışkanlığa çevireceğin şeyleri böyle böyle bulacan kendine göre
0
freebird5406_2
(06.01.24)
2 litrelik su şişem var, o mutlaka bitiyor.
+spor günlerinde ekstra 1 litrelik daha götürüyorum, o günler 3 litre olmuş oluyor
0
nolmus yani
(06.01.24)
@mirket; abi senin doktor çok eskide kalmış o zaman. Onlar tabiki sayılır ve diuretik etkisi hidrasyonundan daha az (araştırınca çıkıyor karşına araştırmalar). Bunları saymiyoruz diyen bir tane de resmi sağlık kaynağı çıkmaz.

Şunu da örnek vereyim; esimin arkadaşı var ve hiçbir şekilde su içmiyor. Birkaç ay bizde yaşadı, kız harbiden hiç su içmedi; kola vb içecekler, cay/kahve. Yaklasik 15 yıldır falan böyle. Eğer cay kahve vs şeyleri diuretik etkisi hidrasyondan fazla olsa şu an ölmüş olurdu. Kesinlikle sağlıklı değil çünkü su ihtiyacını koladan karşılıyor ama gene de su aliminda sayiliyor.
Sadece alkoller sayılmıyor bildiğim.
0
logisticsmanager
(07.01.24)
gün içinde çok fazla yeşil çay, bitki çayı vs içiyorum. 5 kupa içsem 1 litre su yapıyor zaten. o yüzden gün içinde neredeyse hiç susamıyorum. yine de 2 bardak falan içiyorumdur.
0
sir gawain
(07.01.24)
Çok fazla su içiyorum. Normal bir günde 3-3,5 litre suyu kesin içmiş olurum. Yazın bu 4-4,5 litreyi rahat buluyor. Sürekli ama sürekli su şişesi taşıyorum. Tüm bunlara rağmen günde 2-3 kere ancak tuvalete giderim, vücudumun asla bitmeyen bir su ihtiyacı var, içeride yok olup gidiyor bu kadar su...
0
silverleaf
(07.01.24)
susadıkça iç. bir bardak az. ama bu yöntemi uyguluyorum. diğer içecekler sayılmaz en az 2 litre su içmen gerekir bilgisi de yanlış. doğal olarak kışın daha az su içiyorsun. miktarı artır ve şu kadar içmem lazım diye zorlama kendini
0
paintov
(07.01.24)
Ben diyet yapana kadar suyu gördüm mü içerdim. Diyette 2.5 litre hedefi konunca ben her gün en az 3 lt içmeye başladım. İçmeyince eksiklik hissettim.
0
mikahakkinen
(07.01.24)
1 bardak cook az :/
Cok icerim, dikkat de ederim. Ornegin oglene kadar 1 litre, ogleden sonra 1 litre gibi kistaslarim var. Yolda su hep yanimdadir, yatmadan, kalkinca hep icerim.
Degisiklik konusunda cok yorum yapamam birden fazla degisken yuzunden olabilir ama su icmeyince halsiz hissediyorum ve basim agriyor
0
mor oje
(07.01.24)
Of ben de çok az içiyordum ama hamilelikten dolayı arttırmam gerekti. Şimdi mutfak tezgahında hep bir bardak duruyor ve gidip geldikçe içiyorum.

Çok sık tuvalete çıkmaya başladım, günlük hayatıma tek olumsuz etkisi bu oldu sfsfss. Tuvaletten çıkınca hemen yine su içiyorum ki gidenin yeri dolsun. Bu yöntem de iyi bir hatırlatıcı oldu benim için.
0
uepuey
(07.01.24)
hem işte hem evde devamlı masamda su matarası var. bittikçe doldururum. günde 3 litreden fazla içerim.
0
my fault
(07.01.24)
(4)

Dünyanın geleceği hakkında

Rao
Merhabalar, Hepimizin malumu , yapay zeka hızlı bir şeklide gelişerek devam ediyor , ai insan hayatını kolaylaştırırken aynı zamanda bir çok mesleği insaların elinden alma potansiyeli ile ilerliyor.Dünyada bir çok ülke borç batağında ve bu borçların faizi vatandaşlara çeşitli şekillerde ödetil
Merhabalar,


Hepimizin malumu , yapay zeka hızlı bir şeklide gelişerek devam ediyor , ai insan hayatını kolaylaştırırken aynı zamanda bir çok mesleği insaların elinden alma potansiyeli ile ilerliyor.

Dünyada bir çok ülke borç batağında ve bu borçların faizi vatandaşlara çeşitli şekillerde ödetiliyor.

Ekonomik sorunların da içersinde bulunduğu nedenlerde savaş riskleri giderek daha da artıyor.

Zenginler daha zengin olurken, fakirlerin sayısı gitgide dahada artıyor, çoğu ülkelerde yaşlanan nüfusa bağlı olarak
sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilmesi, en azından yeter miktarda maaş ödenmesi gitgide dahada zor hale geliyor.

Malum tv ve sosyal medya sayesinde , yeni bir hastalık ortaya çıktı. Kıyaslamalar ile mutsuz ve depresif , bireyselci ,metaci , tek tip insanların sayısı daha da artıyor.

Gıda güvenliği ve kalitesi sorunu maliyetlerin yükselmesi etkisiyle giderek büyüyor. Tip dahada gelişirken hastalıklar ve hasta sayıları giderek artıyor.

İnternetin dolayısı ile sosyal medya ve video içerik üreticilerin yaygınlaşması ile bilgiye erişim kolay ve yaygın hale
gelirken aynı zamanda bilgi kirliliği ve dezenformasyon artarak aslında bir anlamda doğru bilgiye erişim zorlaşırken,
yeni şeyler , yeni yetenekler öğrenmenin, kendini güncellenmenin önemi gitgide artıyor.

Genel olarak farkında olmasakta genel olarak yaşam kalitesini arttırmak ve giderleri karşılamak için insanlar daha fazla çalışmak , hatta en kötüsü daha hızlı olmak zorunda kalıyor. Hızlı yaşam döngüsündede daha çok tüketiyor,
farkındalıklar ve bilinç azalıyor ve sınırlı olarak verilen yaşam süresi daha hızlı bir şekilde tüketiliyor.

Tüm bu şartlar düşünüldüğünde , dünya insanları hayatta ve sağlıklı kalmak için daha akılcı, stratejik ,mantıklı ileri görüşlü düşünmeye zorluyor.

Bu anlamda siz ne düşürüyorsunuz?, tüm olumsuzluklar ve risklerden en az etkilenmek , defansta kalmak kendimiz, sevdikleriz ve aileniz dahada geniş kapsamda toplum için ne yapmak gerek.

Teşekkürler.
0
Rao
(25.11.23)
Tüketimden olabildiğince kaçmak ve fazla ürememek en önemli 2 şey. Ekonomik anlamda çok stabil değilsen olabildiğince minimal yaşayacaksın. Ayrıca devletler çocuk sayısını azaltacak önlemler almalı. Örneğin temel eğitim bile ücretli olmalı.
0
ferenc
(25.11.23)
bahsettiğiniz üzere zaten filmlerde de olanların aynısı oluyor. insan olarak doğal yaşantımızın dışına çıkmamak lazım yoksa fabrika ayarları şaşıyor. yani bu dönemde daha çok ilüzyondan çıkılmaması isteniyor, daha suni şeylere bulaşmamız isteniyor.frenc'in dediği gibi hele hele aşırı tüketme dayatılıyor eskiye nazaran. basic yaşam sizi hayatta tutar, merak güdüsü sönmemeli.
0
evimin paspasi
(25.11.23)
Abi bu bahsettiğin muhabbete gavurlar "doomsaying" diyorlar. Yani dünya kötüye gidiyor, aman duralım, ilerlemeyelim, tüketmeyelim, nüfusu azaltalım falan standart depresif ve kötümser solcu refleksi direkt. 50 yıldır falan üzerine baya üzerine yazılıp çizilmiş bi muhabbet.

Bireysel olarak yapabileceğin tek şey toplumsal sorunlara çözüm üretmeye çalışmak, onun haricinde "ben kendimi kurtarayım" çok da oluru olan bişey değil. Sorunu sen çözemiyorsan da, "ben çözerim" diyenlere destek olmaya çalışabilirsin. Bir sürü doğru şey yapılırken bir sürü de hata yapılıyor, kötüleri ayıklayıp tek tek çözmekten başka çare yok.

Ama bunu yaparken "seçici" olmak mühim. PETA'ya Greenpeace'e, WWF'e falan destek olursan bi faydası olmaz. Ben bu e/acc'cileri seviyorum bayadır. Nick Land yıllardır yazıyor da, Elon Musk muhabbetini yaptığından beri çok daha "görünür" oldular.
0
plutongezegendegilmi
(26.11.23)
şahsen, belki 10-20 sene sonra fikrim değişir ama şu an dünyayı kurtarmaya soyunacak enerjim yok. bana dokunmayan sorunları pek düşünmemeye çalışıyorum. zaten seçimler sayesinde yeterince yaşlanıyoruz. tabii temennim keşke zenginlere %50 vergi gelse falan ama eh, bir ümidim yok.

yapay zekanın işini elinden almayacağı bir kariyere yönelmek gerek. bunun için de iyi araştırıp kendi ilgi ve yeteneğine göre bir şeyler bulmak gerek. kolay bir konu değil. ben daha çok bu yönde kafa yoracağım.

evrensel temel gelir olur mu diye düşünüyorum ama belki biz çok yaşlıyken görürüz, gelişmiş ülkelerde 5-10 milyon kişi açlıktan ölmeden, zorunda kalmadan böyle bir şey yapacaklarını sanmıyorum. halbuki başka bir çözüm bulunamazsa gidişat bu yönde, böyle bir şeyin uygulanması lazım. 20 sene önce 1000 kişinin yaptığı bir işi 30 sene sonra 50 kişi yapacaksa zaten isteyenin de aza tamah edip yan gelip yatma şansının olması gerekiyor. daha fazla para isteyen de çalışacak. bu kadar teknolojinin insanlığa bunu sağlaması gerekiyor. şu anki kültürde bu "tembellik" olarak kötü gözüküyor olabilir ama bakış açısı zamanla değişir, çalışmak da her zaman kutsanmıyordu sonuçta. tabii en kötüsü de bütün teknolojik gelişmenin payını yüzde 1'lik kesimin alıp on trilyonlarca dolarlık servetlere ulaşması olur.

bu konuda çok kitap yazılmıştır ama son zamanlarda şu kitabı okuyorum, tam da bu tip konulara değiniyor. mesela bir tıp doktorunun, hayatı boyunca bütün bilgilerini 3 kere yenilemesi gerekiyormuş, aynı şekilde teknisyenin de. kitap 17 sene önce yazılmış, muhtemelen bu sayılar da artmıştır biraz. kitap: yeni kapitalizmin kültürü.
0
kehende
(26.11.23)
(2)

wi-fi'lı yazıcı/tarayıcı önerisi

kehende
sanırım wi-fi destekli lazer yazıcı (ve tarayıcılar) çok pahalı. o yüzden mürekkep kartuşlu almak zorundayım. peki ne önerirsiniz? ben şu iki modeli gözüme kestirdim ama pek de bilgim yok:hp: https://www.vatanbilgisayar.com/hp-deskjet-ultra-4828-fotokopi-tarayici-wifi-murekkep-tankli-yazici-25r76a.h
sanırım wi-fi destekli lazer yazıcı (ve tarayıcılar) çok pahalı. o yüzden mürekkep kartuşlu almak zorundayım. peki ne önerirsiniz? ben şu iki modeli gözüme kestirdim ama pek de bilgim yok:

hp: www.vatanbilgisayar.com

canon: www.vatanbilgisayar.com
0
kehende
(05.11.23)
Mayısta 3 bin liraya Canon G3420 tanklı yazıcı aldım. Wifi ve tarayıcı var. Memnunum. O model şimdi 5'e yaklaşmış, ama benzer modellerden 3-4 arası olanlar var. Bence kartuşlu almayın. İkinci elde ucuz tanklı yazıcı da almayın sakın, hortumlarında problem oluyor, o yüzden ucuza bırakıyorlar.
0
malheiros
(05.11.23)
@malheiros: biraz pahali geldi. 3 bin liranin altina duzgun bir model bulmam mumkun degil midir?
0
🌸kehende
(05.11.23)
(4)

Geleceğe yatırım için ne yapmalı

Rao
Mevcut ve gelecek ekonomik, sosyal, yaşamsal şartlar , teknolojik gelişmer vb gibi dikkate alındığında bugün için hangi konulara ağırlık vermeliyiz, denge naslı olmalı, veya sizler bunun için neler yapıyorsunuz? Örneğin, -Daha fazla sayıda yabancı dil öğrenmek -Kendi kendine ve zor şartlarda hay
Mevcut ve gelecek ekonomik, sosyal, yaşamsal şartlar , teknolojik gelişmer vb gibi dikkate alındığında bugün için
hangi konulara ağırlık vermeliyiz, denge naslı olmalı, veya sizler bunun için neler yapıyorsunuz?

Örneğin,

-Daha fazla sayıda yabancı dil öğrenmek
-Kendi kendine ve zor şartlarda hayatta kalma ile ilgili bilgi ve becerileri geliştirmek , bitki yetiştirmeyi öğrenmek , bireysel savunma teknikleri vb.
-Yapay zeka ile projeleri ile ilgili bilgi edinmek proje geliştirmek vb.
-Kazanç ve yatırıma daha fazla ağırlık vermek
-Sosyal ve iletişim becerileri geliştirmek

Bir çoğunuz, muhtemelen yatırım ve kazanç olarak cevap verecektir, ancak an gelecek para ve varlık hayat kurtarmayacaktır bunu hepimiz biliyoruz.

Katkı sunan herkese şimdiden çok teşekkür ederim.
0
Rao
(02.11.23)
fark yaratmak için becerikli ve yetenekli olduğun konu ne ise ona yönelmelisin.
0
orpheus
(02.11.23)
geleceğe bakış açına bağlı bu.

10 sene içinde 3.Dünya Savaşı çıkabilir dersen zor şartlarda hayatta kalma becerileri önemli.

Her şey iyiye gider teknoloji coşar diyorsan dil öğrenmek (kültürel etki dışında) gereksiz olacak gibi. Ha gerçekten bir dil bir insan, iki dil iki insan. Farklı dilde düşününce daha mantıklı düşünüldüğüyle ilgili bişey okumuştum doğruysa.

Yatırım kesinlikle gerekli. İnsan sayısı artıyor, iş ve para pek artmıyor bence. Pastadan gelen dilim küçülüyor yani.
0
nhk ni youkosu
(02.11.23)
Yapay zekayi anlamak onemli bence.

Para ve varlik da onemli tabii ki. Ne yapalim, 20-30 sene sonra belki cikar diye dunya savasina mi hazirlanalim?

Bence dunya savasi falan cikmaz, 80 senedir de cikmiyor zaten. Bir de cikarsa gelisiguzel yasicaz iste, onu planlayamazsin. O durumda korunakli bir hayat kuramazsin. Kurarsin, sonra basina bomba duser ya da kurarsin, cepheye cagirirlar falan filan. Dusunmesi bile ic karartici.
0
kehende
(02.11.23)
çok iyi seviyede ingilizce bilirsen bütün kapılar sana açılır benim tavsiyem budur.
0
Zetnikov
(02.11.23)
(15)

Burçlara İnanan Psikolog

pantepember
Astrolojiye inanan bir psikolog veya terapist için ne söylersiniz?Ona işiyle ilgili güven duyar mısınız?
Astrolojiye inanan bir psikolog veya terapist için ne söylersiniz?
Ona işiyle ilgili güven duyar mısınız?
0
pantepember
(01.11.23)
Guven duymam. Burclara inanan insanlari cok garipsiyorum.
0
kehende
(01.11.23)
İşine yansıtmıyorsa benim için sorun olmaz, her meslek grubundan her insanın bir başkasına saçma gelebilecek alışkınlıkları inançları vs olabilir, buna göre önyargı oluşturmak saçma.
0
Bir ben var benden şurada
(01.11.23)
Saçma.
Seanslar, hastada merak oluşturan gizemli şeyler ile doldurulmuyordur umarım.
0
diyecevaplandı
(01.11.23)
Dilediğine inanmakta özgür ama işine biraz bile yansıtsa tüm güvenimi kaybederim.
0
fotrsapka
(01.11.23)
istedigine inanır, beni alakadar etmez.

bilmek ve inanmak farklı şeyler. x dinine inanıyor diye ben tam zıttı bir dine inansam bile bilgisine güvendiğim birisiyse beni etkilemez.
0
gule gule
(01.11.23)
inege de tapabilir, beni baglamaz.
ben tedavime bakarim, ise yaramiyorsa birakirim.
0
cooperr
(01.11.23)
Nerden belli etti ki? Sey mi dedi "tipik boga"
Flort, arkadas, goygoy ortam degilse saygi duymam. Parasini verdigim seansta bana bu bilgi geciyorsa hele
0
mess
(01.11.23)
dalga geçerim, eğlenirim.
hayır güvenmem.
seans dışında olsa dahi kendisiyle ilgili böyle bir paylaşımda bulunması hiç olacak iş değil.
0
tiny penny
(01.11.23)
Sizinle ilgili dıurumları astrolojiye bağlar bir konuşma içine girdiyse asla güvenmem. Ama konuşma içinde “benim de çocuğum başak burcu çok titiz o yüzden” vs. gibi bi laf etse hiç dert etmem.
0
medre
(01.11.23)
astroloji sözdebilimdir ve geniş insan kitlelerini yalanlarla arkasından sürükleyebilen, onları yanlış ve gerçek olmayan çıkarımlara ulaştıran bir sahtekârlıktır.

o yüzden güven duyamam maalesef.
0
thedepressed
(01.11.23)
Psikolojide etik etken vb. durumlar çok önemli bilime inanan insanların burçlara inanması çok saçma. Dalgasına yorum yapıyorsa sıkıntı yok ama gelip ikizler burcu bipolar derse ağır saçmalık.
0
mikahakkinen
(02.11.23)
Valla 10 yıl önce olsa ne olacak inansın derdim çünkü burçlar o zaman gazete köşelerinde haftalık burç yorumu okuyup iki geyik yapma seviyesinde, kahve falının ötesine geçmeyen bir şeydi. Fakat şu an ciddi ciddi dinleşti, inananın yanında laf edemiyorsun, harbiden gerçek olduğuna inanıyorlar her muhabbeti burçlara bağlıyorlar vs. O yüzden ben de gitmezdim.
0
evandro roncatto
(02.11.23)
psikolojinin gerçek anlamda bir bilim olduğunu düşünmediğim için bir psikologun burçlara inanmasını hiç garipsemem. fakat pekala bir bilim insanı da burçlara inanabilir. bu onun kendi görüş dünyasıdır. kişinin işinde ehil olup olmamasını salt bu parametreye indirgemem.
sosyal bilimler bilim değildir klişesine katılmıyorum içlerinde bilim olanlar kesinlikle var örneğin; ekonomi bir bilimdir ancak psikoloji genel manada batıda soft-science olarak yorumlanır. ve bilim olmaması asla onun değerini düşürecek bir şey de değildir.
0
ezkaza
(02.11.23)
Eğer öğrenmişsem o zaman seansta burçlardan bahsediyor demektir o zaman güvenmem. Yani kendi özel hayatında inanıyorsa çok fark etmez de bana "işte bunlar akrep olduğun için" falan derse koşarak uzaklaşırım.
0
peki madem
(02.11.23)
geyiğine takip eden de var sosyal medya paylaşımlarından bu kanıya vardıysan
0
bir soru sorcam
(02.11.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.