Giriş
(7)

bilgi ar$ivi

nihilanth
dünyada bi yerde bigün felaket oldu diyelim ve her bi$ey yok oldu. her $eyin yazdigi, yüzlerce yılın birikimi olan kitaplar ve onlarca yillik bilgisayar database'leri nasıl korunacak? bunlardan ne olur ne olmaz diye yer altına gömülen, yahut uzaya bi yere firlatilip (biz yok olduk, bizden sonra gele
dünyada bi yerde bigün felaket oldu diyelim ve her bi$ey yok oldu. her $eyin yazdigi, yüzlerce yılın birikimi olan kitaplar ve onlarca yillik bilgisayar database'leri nasıl korunacak? bunlardan ne olur ne olmaz diye yer altına gömülen, yahut uzaya bi yere firlatilip (biz yok olduk, bizden sonra gelen nesil, alin hayrini gorun, bilgi budur) diye 300 dilde yazili bi$ey yapmayi dü$ünmü$ birileri var midir? gerçi uzaya cikip o bilgileri alana kadar insanlar bi cok seyi ogrenmis olacaklardir ama neyse.. her neyse aklima geldi birden an inconvenient truth'u seyreylerken.. icim karardi be.
0
nihilanth
(04.04.07)
merhaba,

evet benimde kafama takılan bir soruydu bu. amerikada kongre kütüphanesi sanıyorum, yanlış bilgide olmasın, mikrofilmlere mi ne yedekleniyor ve o yedeklerde farklı yerlerde saklanıyor diye duymuştum, biryerlerden, dağlarda, derin mağralarda saklanıyormuş vs. . güvenilir değil tabi bu kaynaklar.

aslında yedekleme yapmak zor değil biz bile 400 dolar civarına 750 gblık hard diskler alabiliyoruz, dunyadaki tum yazılı kaynakları tarayıp, hard disklere tıkıp bunlarıda cogaltım saga sola gondermek yapılmayacak is degil. hatta abartıp uzaya, marsa vs. yede gondeririz back-upları garanti olur.

yapan vardır, biz düşündüğümüze göre, olmasa bile olur.
0
anoktale
(04.04.07)
disaster recovery denen mevzu, verilerin felaket anlarında bile bir yedeklerinin bulunmasını sağlayabiliyor. örneğin bankaların datalarının illa ki bir kopyası da uzak bir yerde de tutuluyor. örneğin hsbc bank a saldırı olduğunda şubelerdeki işlemlerde çok kısa bir süre işlemler durdu. Bunun gibi risk paylaştırıcı yöntemler kullanılıyor ancak tüm dünyada bişey kalmasa o bahsettiğimiz disaster recovery center lar da yok olacağı için olayın bi espirisi kalmayacak. ayrıca her şey yok olduğunda ben veriyi ne yapacağım ki:)

şaka bir yana bi belgeselde bahsettiğiniz gibi bi olasılık karşısında gelecek nesiller için bazı önemli verilerin ultra sağlam kutularda yer altına gömüldüğü gibi bi şey duymuştum.
0
kartonpiyer
(04.04.07)
valla ben hem D'ye kaydediyorum hem de dvd'ye yazdırıyorum. Bir felaket olursa bulun beni beraber mp3 dinleriz.
0
sitki siyril
(04.04.07)
benim database kitabinin son bolumunde, veri yedeklemeden bahsediyordu. Sonra da, valla ne kadar yedeklerseniz yedekleyin, veriniz kaybolmayacak diye bir sey yok, siz bu satirlari okurken, gunes sisteminin yaninda bir karadelik olusup tup gunes sistemini icine cekebilir, ve hersey yok olabilir... diyordu. Finallere calisirken konsantrasyon falan kalmamisti bende...
0
compumaster
(04.04.07)
konuyla pek ilgili degil ama bir de rosetta project denilen bir proje var ;)

sozluk.sourtimes.org

www.rosettaproject.org
0
boshi
(04.04.07)
eminim ssg ve teo nunda bu konu için çalışmaları vardır, türkiye ve dünya için büyük bir bilgi kaynakları var ne de olsa.

(bkz: ekşi sözlük)
0
sathaner
(04.04.07)
bazi firmalar ozel tirlarda felan tutuyor mesela. neredeyse tirlara da data center kuruyorlar ve backuplar orada muhafaza ediliyor. ha ne kadar guvenli degil beni baglamaz onlarin bilecegi i$.
bir de tabi yer alti mevzusu var ki zaten bilinen, girmek $imdi gereksiz o konuya.
0
sourlemonade
(05.04.07)
(3)

zevk evi

erjeque
çook önceleri okuduğuma ve unuttuğuma göre; antik çağda yunanistan olması muhtemel bir ülkede (roma da olabilir) bir adam(filozof) otoriteden bıkmış ve zevkler evi kurmaya karar vermiş. bu evde isteyen istedigiyle sevişebiliyor, alkol ve sigara gırla gidiyormuş.. hikaye hakkında hatırladıgım yüzeyse
çook önceleri okuduğuma ve unuttuğuma göre; antik çağda yunanistan olması muhtemel bir ülkede (roma da olabilir) bir adam(filozof) otoriteden bıkmış ve zevkler evi kurmaya karar vermiş. bu evde isteyen istedigiyle sevişebiliyor, alkol ve sigara gırla gidiyormuş.. hikaye hakkında hatırladıgım yüzeysel detaylar bunlar. beni daha fazla bilgilendirebilecek olan ve hikayenin sonunu söyleyebilecek olan varsa alnından öperim.
0
erjeque
(30.03.07)
pompei olabilir bahsettiğiniz yer. bu şehir lavlar altında kalmıştır.
0
kartonpiyer
(30.03.07)
yüksek ihitmalle alakası yoktur fakat zamanında epiküros (antik çağ yunan munan işte) kendisine bi tarla almış,insanlar buraya gelip istediklerini yapsın diye, bi müddet sonra görmüşki insanlar sevişmekten başka bişey yapmıyo ehhe bildigin geneleve dönmüş, epikür de buradan çıkarımlar falan yapmış...
acayip derecede alakasız olabilir.
0
x factor
(30.03.07)
ehaueh
hedonizm başlığı 6. entry
0
sf arjuna one
(31.03.07)
(12)

Japon balığım hasta mı?

kartonpiyer
Arkadaşlar ben bu balık işinden, akvaryum olayından pek anlamayan biriyim. Evde kocaman bi fanus vardı, balık alayım da şu işe ufaktan merak salayım diye gittim 4 tane japon balığı aldım. Turuncu dördü de. Yalnız bunlardan birisinin başında siyah bi bölüm vardı az bişey. Tam iki gözünün arası ile ağ
Arkadaşlar ben bu balık işinden, akvaryum olayından pek anlamayan biriyim. Evde kocaman bi fanus vardı, balık alayım da şu işe ufaktan merak salayım diye gittim 4 tane japon balığı aldım. Turuncu dördü de. Yalnız bunlardan birisinin başında siyah bi bölüm vardı az bişey. Tam iki gözünün arası ile ağzı arasındaki bölge. Sonra gel zaman git zaman bu siyah kısım şimdi beyazladı. Neden olabilir? Bu bi tür hastalık filan mı, yoksa doğal bi mevzu mudur?

Bi de şunu sorayım hazır fırsat yakalamışken, içinde filtre, hava bilmemnesi filan olmayan gayet işlevsiz biçimdeki fanusumda japon balıklarıyla birlikte başka balık olur mu olmaz mı? Akvaryumcu bana "Abi onda ancak japon olur" demişti, siz de aynı görüşte misiniz?
0
kartonpiyer
(29.03.07)
mantardır o .balığınız yakında ölür.nihahah.
bu akvaryum işi adamı delirtir.benim de vardı.10 tane de balık almıştım bir heves.bir tanesi aldığım gün öldü.2 tanesi mantardan telef oldu.1 ayın sonunda akvaryumda balık kalmamıştı.
ne kadar iyi bakarsan bak , bir yerden mikrop kapıyorlar.
sizin yapmanız gereken , hasta balığı ayrı bir bölüme almak(pet shoplarda satılıyor,plastik bir bölme) ve mantar ilacı kullanmak.

edit: japonlar ,lepistesleri yiyor galiba.veya lepistes lepistesi yiyor.
0
marcelorios
(30.03.07)
Beyazlık varsa mantar olabilir, suya damlatılan ilaçları var onların.

Evet japon balıkları çok dayanıklı balıklar, başka balıklar zor yaşar o ortamda. Betalar var gerçi onlar da tek kavanozda yaşayabiliyor ama başka balıklarla pek geçinemiyorlar. Kavgacılar pek...
0
crown
(30.03.07)
E demek ki bu alçak akvaryumcu bile bile bana hasta hayvanı satmış.. vay adi vay. durun bakalım nolcak..
mantardan da ölünür müymüş ya.. hey allahım.
0
🌸kartonpiyer
(30.03.07)
www.goldfishinfo.com
su linkten hastaliklarla ilgili her turlu bilgiyi alabilirsiniz, resimle de gostermisler cogu hastaligi.

-
fanusun buyuklugunden bagimsiz olarak filtresiz baska balik eklemeyin derim, japon baligi bile kisa yasiyor o halde. hatta genclere de bi filtre alin, benim bidiklar kucuk bir akvaryumda 2.5 sene yasamislardi..:)
0
fuchuki
(30.03.07)
verdiğiniz adresteki resimler gibi değil balığın durumu. mantar mı değil mi bilemedim. du bakalım nolcak merak ettim.. tümden beyaz bi balığım olabilir dicem ama yayılmıyo da beyazlık.
0
🌸kartonpiyer
(30.03.07)
fotograf koymanizi istesem cok sey mi istemis olurum =)
0
fuchuki
(30.03.07)
Koyarım elbette.. şu an değil ama. koyunca haber veririm.
0
🌸kartonpiyer
(30.03.07)
Anladığım kadarıyla beyaz benek başlangıcı var onda. Balıkçıdan "Metilen Mavisi" alacaksınız ve her su değişiminde suyuna damlatacaksınız.

Başka balık konusunda ise böyle filtresiz motorsuz ortamlarda aslında bettalar yaşar ama bettalar da yanlarına arkadaş istemezler.
0
3200
(30.03.07)
abi hayvanlara fanusta eziyet etmeyin, havalandırma yok hayvanlar işkence çekiyorlar, aktif veya pasif filtre yok hayvanlar bok içinde yüzüyorlar, hastalık kapmaları kaçınılmaz. ayrıca suyun sıcaklığı stabil değil ki bu da beyaz benek hastalığının en büyük sebeplerinden.

fanusta beslenebilecek balıklar labirent solumu yapabilen yani sudaki çözünmüş oksijene bağımlı olmayan balıklardır. beta ve gromi en yaygın olanları. japon besleyenler en fazla bir ay içinde klozetin yolunu tutuyorlar.
0
kimlanbu
(30.03.07)
zırt pırt beklemiş suyla fanustaki suyu değiştiriyorum. bu hiç olmazsa vicdanımı rahatlatıyor. eğer japonlarım yaşamazsa beta alayım bari bu sefer.
oof of zormuş bu işler ya.
0
🌸kartonpiyer
(30.03.07)
google da akvaryum(akvaryumum).com siye ara bir yukarılarda çıkan türkçe bir akvaryum sitesi var. oldukça ilgili insanlar var. ama aşırı kuralcı bir topluluk. mesela naber millet dediğin için bile banlanabilirsin.
0
can see
(27.04.07)
benim balıklar maşallah turp gibi. o birisinin başındaki beyazlık da galiba yavaş yavaş azalıyor. hala hiç bir sağlıksızlık belirtisi yok. bir türlü sabit durmadığı için fotosunu sağlıklı çekemedim :) velhasıl şimdilik güzeller.. o beyazlık da şık duruyo kendisine ayrı bi hava kattı.
0
🌸kartonpiyer
(01.05.07)
(11)

sözlük odamı boya allahsız

demlikposet
odamı boyayım diyorum,varmı şu renk güzel olurşu iki renk karışımı süper oluyor2 duvarı sarı yap ama öteki yeşil olsun diyenveyahut şu marka boya en güzel boyalar diyecanlı içimi canlandıracak bişeyler arıyorum,iki duvar pembe,1 duvar şeker pembesi(kopkoyu) olabilir mesela acaba dedimama bakıorm boy
odamı boyayım diyorum,
varmı şu renk güzel olur
şu iki renk karışımı süper oluyor
2 duvarı sarı yap ama öteki yeşil olsun diyen
veyahut şu marka boya en güzel boyalar diye


canlı içimi canlandıracak bişeyler arıyorum,
iki duvar pembe,1 duvar şeker pembesi(kopkoyu) olabilir mesela acaba dedim
ama bakıorm boya kataloglarına tüm renkler soluk ve mat
niye böledir ki
0
demlikposet
(29.03.07)
Bu pek cevap niteliğinde değil ama bi ara ben kafayı odamı maviye boyama kararı vermiştim. Sonra da iki renk olsun ama ters renkler olmasın diye lacivert ve mavi boya aldım, bi de kağıt bordür aldım. Odamın bel hizasına kadar olan kısmı lacivert, yukarısını da maviye boyayıp araya da bordürü yapıştırdım. Oda karakol gibi olmuştu:) Renk seçerken oda boyandıktan sonra neye benzeyecek iyice düşünmek lazım.
0
kartonpiyer
(29.03.07)
bi tane ikea kataloğu al, ona bak. senin mobilyaların renginde eşyaların olduğu fotoğraflara odaklan.
0
sui
(30.03.07)
ben bir ara sarı ve lila renklerinin pastel tonlarını uygulamıştım odama, odam olduğu zamanlarda.(kiriş gibi çıkıntılar açık lila, geri kalan yerler şampanya sarısı denen renk gibi) tavandan çapraz iki köşeye de spot ışık yerleştirmiştim, ister aç, ister kıs cinsinden, çevirmeli olaraktan. pek şahane idi anlatabildiysem.
0
rachel
(30.03.07)
o ışığı ayarlayabilen yuvarlak zamazingonun adına elektirikçilerde dimmer ya da potansiyometre deniyor. arada bilgi vereyim, kısık ışıkla da olsa aydınlatayım dedim. pek güzide bi aparattır. yalnız tam kapamaz ama iyice kısık bırakırsanız arada lamba flaş gibi yanıp sönüyo, insana pisssmi dedirtiyo.
0
kartonpiyer
(30.03.07)
kuzenlerim evlerinin salonunu fistik yesili/acik ama cirt turuncu/pembe yapmislardi, duyunca kabus gibi geldi ama gorunce hayran kaldim, benim de odamin 2 duvari bordo/koyu kirmizi 2 duvari krem rengi. mobilyalar da acik renk olunca sicacik insanin icini acan bir ortam oldu :)
0
fuchuki
(30.03.07)
Elindeki katalog ozellikle mat renkler katalogu olabilir. (Cok mu salladim?)

Sen iyisi mi bir boya dukkanina git. Cesit gor, renk gor, adamlara soru sor.
0
wpi
(30.03.07)
ben mesela duvarları mavi boyattırdım. odada bir kiriş var balkonu odaya kattığımızdan dolayı. o kirişi boydan boya özel bir boyayla cam kırığı gibi ışık vurunca renk değiştirecek şekilde boyattım. hoş oldu ama sağlam pahalıydı.

abim ise bunun ucuzunu yaptırmıştı vaktinde. o da aynen kirişi alçı ile çizgisel dokunuşlar (sürme yok tık tık tık tık dokunarak yapmıştı usta) süslemişti. çok şahane gözüküyordu. hem çok daha ucuz.
0
darknum
(30.03.07)
Farklı renkte boyıycaksan, küçük renk tüpleri olur, misal filli boyanın vardı. Ondan alıp, sarı ya da beyaza eklersen istediğin tonda boya elde edebilirsin. Yeşil renk tüpü aldıysan sarı tonlarında bi boyaya, mavi tonlarında renk tüpü kullancaksan da ne bileyim kirli beyaz ya da buz mavisi tonlarında bi boyaya katarsan, daha güzel sonuçlar elde edebilirsin.
0
pyro clustic flow
(30.03.07)
ben olsam biraz masraflı olabilir ama her odayı rengarenk boyardım. patlayan renkler şirin gözükse de, mat ve açık renk olmadığı için evi karanlık gösterebilir. o yüzden evlerin geneli beyaza yakın şampanya rengidir. ama yatak odasında mavi, mutfakta kırmızı, salonda haki, oturma odasında sarı falan, acaip sevimli görünüyor. bi de uçuk kaçık bir insansanız eğer, duvara kontrast olacak başka bir renkle ellerinizin-ayaklarınızın izini basarsanız süper oluyor. ben yaptım, ordan biliyorum. (ama ev sahibi ağzıma sıçmıştı, o ayrı.)

edit: tek bir odayı boyayacakmışsınız. bu durumda her duvar farklı renk olsun diyorum ben. çılgınım, evet.
0
mavikedi
(30.03.07)
eski odamın duvarları alçı kaplıydı dedim duvarları parlement mavisi yapayım, tavanı da çok açık mavi yapayım gökyüzü gibi dursun dedim. tavana yönetim izin vermedi duvarları da boyattım. oda 6m ye 4m idi ve aydınlatmak için 500W lık spot kullanmak zorunda kalıyordum. normal eco ampuller ile loş bir ortam oluyordu. duvarlar ışığı emiyor resmen. kısacası koyu renkten kaçın.

ayrıca arkadaşım duvarları farklı renk yapayım derken dalgınlığı yüzünden kırmızı yeşil sarı vs ile tehlikeli bir kombinasyon yapmıştı polis eve girerse kesin atacak içeri korkusu taşıdı bir süre :)
0
kimlanbu
(30.03.07)
Tek tavsiyem tüp alıp ben ton elde edeyim deme.
Tahayyülünle sonuç arasındaki fark inanılmaz olur pişman olursun. Büyük tükkanlarda şöyle bir olay var. Sen bir kağıt, kumaş vb. götürüyosun. Ben bu renk alıcam dediğin vakit amcam "alet yapıyor" moduna geçiyor. Tak boyayı önüne koyuyor.
Ben tüp olayında turuncu yapıcam diye önce 5, sonra ilave 10, sonra ilave 15 (30 adet toplam) tüp alıp odamı bok gibi bir pembeye boyamıştım.
0
ben bizzat kendim
(30.03.07)
(5)

Telefon kablosunun kıvrılmasını engelleyen aparat

kartonpiyer
Selamlar,Geçenlerde bir şekilde elime geçen bir aparat vardı. Bu aparatı telefon kablosunun jakının cihaz kısmına takıyosunuz, kendi içinde bi dönergeci var, bu sayede telefon kablosu kafasına göre kıvırılıp insanı sinir etmiyordu. Ben bu aparatımı çok seviyordum. Neyse, bir gün geldim bir baktım bi
Selamlar,

Geçenlerde bir şekilde elime geçen bir aparat vardı. Bu aparatı telefon kablosunun jakının cihaz kısmına takıyosunuz, kendi içinde bi dönergeci var, bu sayede telefon kablosu kafasına göre kıvırılıp insanı sinir etmiyordu. Ben bu aparatımı çok seviyordum. Neyse, bir gün geldim bir baktım birisi telefonumdan aparatı almış. Bizim şirketten hangi alçağın aparatımı çaldığını bilen ya da bu aparatın yenisinden satın almak istesem nereden bulacağımı bilen varsa insaniyet namına bana söyleyebilir mi acaba?

Sadece aparatın adını bilen varsa o da olur. Böylelikle aparat diye diye dükkanları gezmekten kurtulur, doğrudan malzemenin adını söylerim dükkanlara.
0
kartonpiyer
(26.03.07)
Turkce adini bilmiyorum ama surada bir modelinin resmi var:

www.radioshack.com
0
wpi
(26.03.07)
Evet. Aynen linkte resmi olan aparattan lazım bana. Çok mühim. Yoksa ya deliricem ya da bi dect almam gerekecek.
Halihazırdaki telefon kablom çok kıvrak. Yardıma muhtacım.
0
🌸kartonpiyer
(26.03.07)
efenim benim ilk kullandığım bir eşantiyondu. yatıp kalkıp swissotele o küçücük şey için dua ediyordum. sonra bir iş arkadaşı tarafından araklandı.
o kabloyu kesecek duruma geldim ve yollara düştüm. gittim ulusa telefon santralleri masa üstü telefon vs satan yerleri geze geze buldum. üç tane aldım birine peder bey el koydu diğerine de peder beyin bir mesai arkadaş,ı buna da şükür dedim. fakat o bir taneciğim de bozuldu sesi iletmez oldu.

günlerden bir gün işyerimin telefon santralleri vb teknik işlerinden sorumlu personelinden bir kişi odamdayken ya dedim bana şu "kıvrıştırmamacı şey" den lazım. aaaaaa abi bende bir sürü var dedi ve bir kaç tane verdi...

adı ne abicim bu yüz yılın icadının soruma ise süper karizmatik bir edayla
"spiral koruyucu ya da spiral jackı"
cevabı geldi....

işte böyle yalnız repleri unutmayalım.
hatta googleda arayınca bir sürü sonuç çıkıyor temini de aslında o kadar zor bir şey değilmiş.
www.google.com.tr
0
agk
(27.03.07)
istanbuldaysan sirkecide murat elektrikte var.murat elektrik nerde dersen hacibekir lokumcusunun yaninda.o nerde dersen sirkeciye gidince sor solerler.burda soledigin gibi sole onlar verirler sana.ayrica karakoy yeralti gecidinde bulunur
0
cizgilipijama
(27.03.07)
müteşekkirim... öyle böyle değil hem de... :) yaşasın murat elektrik!

ayrıca benimki de bi ilaç firmasının eşantiyonuydu. yazık üzülüyorum bu ilaç firmalarına bakın adam bize amma süper bişeyi eşantiyon olarak vermiş vermesine de adını hatırlamıyorum firmanın.. e neye yaradı reklam.. amaan neyse ben gider parasını bastırır alırım icabında.. ahaha "parasını bastırır alırım" süper oldu sanki jaguar alıyoruz anasını satiim.
0
🌸kartonpiyer
(27.03.07)
(12)

yumurtanın sarısı

bordeaux
bu konuda iki sorum olacak;1- yumurtanın sarısını beyazından ayırmaya yarayan bir alet var. çay süzgeci kadar boyutu ve tipi ama delikleri daha farklı. bu aletin bir adı var mı? ya da nerde satıldığı hakkında fikri olan var mı? adı olsa daha kolay olur çünkü gidip de yumurtanın sarısı muhabbeti yapm
bu konuda iki sorum olacak;

1- yumurtanın sarısını beyazından ayırmaya yarayan bir alet var. çay süzgeci kadar boyutu ve tipi ama delikleri daha farklı. bu aletin bir adı var mı? ya da nerde satıldığı hakkında fikri olan var mı? adı olsa daha kolay olur çünkü gidip de yumurtanın sarısı muhabbeti yapmak istemiyorum dükkanlarda.

2- anlaşıldığı üzere bende o aletten yok ve yumurtanın sarısını beyazından ayırmanın pratik bir yolu var mı yoksa ben elime yüzüme bulaştırmak zorunda mıyım illa?
0
bordeaux
(13.03.07)
yumurtayı kırıp kabukları ayırmadan, 2-3cm'lik bi açıklık kalacak şekilde tutup, sarısının patlamaması için fazla sarsmadan hafifçe sallayarak rahatlıkla ayırırsınız beyazını.
bunun için bi alet olduğunu duymamıştım.
0
geldiler
(13.03.07)
Gecenlerde bir yemek pisirme kursuna gittim. Asci/ogretmen dedi ki o aletlerden almayin bosuna, herkesin zaten yumurta sarisi ayiricisi var: parmaklar. Yumurtayi kirip avcuna dokuyorsun. Beyazinin parmaklarinin arasindan ya lavaboya ya bir kaseye akmasina izin veriyorsun. Elinde sarisi kaliyor :)
Zaten mutfaktayken de elini birkac saniye suyun altina tutabildigin icin bulasma isi dert degil.
0
wpi
(13.03.07)
vallahi o aletin ismini bilmiyorum. fakat sanirim "ne alirsan 1milyon"cularda felan bulunabilir.
pratik yol ise; annemden gordugum kadariyla, yumurtayi kirdiktan sonra beyazini biraz akitmak, azaldiktan sonra da kabugu iki parcayi ayirip birinden birine sariyi gecirmek suretiyle ayirmak.
biraz kari$ik oldu gibi ama olay da kari$ik zaten..
0
sourlemonade
(13.03.07)
sarısını değil de özünü ya da dölünü her neyse ayırmak için bişey olsa hiç fena olmazdı. bazıları çatala direk geliyor da bazıları tamamen karışmış oluyor yumurtaya.. tiksinc bi durum.
0
nihilanth
(14.03.07)
zamanın varsa çatalın ucuyla azıcık kır kabuğu ve bu delik aşağıya gelicek şekilde bırk yumurtayı bi bardağın üstüne.10 dakikaya kalmaz beyazı bardağa iner sanırsam?
(şimdi uydurdum bu yöntemi,eğer işe yarasa bana haber versene bordo :)
0
gioberg
(14.03.07)
aletin resmini görmüştüm. hatta nezle olmuş tipli, koca burunlu bir adam kafasıydı. kafasının tepesinden yumurtayı kırınca sarısı içinde kalıyor, beyazı ise nezle olmuş tipli adamın koca burnundan akıyordu. tavsiye etmem yani, ayırsanız bile yiyemezsiniz sanıyorum çıkanları.

onun yerine yumurtayı kırdıktan sonra kabukları ayırmadan dikleştirin. yani yumurtanın sarısı düşmesin. kırık yarım kabuğun bir yarısında kalsın. bu sırada beyazının çoğu alttaki kaba akacaktır. şimdi yarım kabuk içindeki yumurta sarısını, diğer elinizdeki yarım kabuğun içine aktarın. bu sırada da kalan yumurta beyazları alttaki kaba akacaktır. hala ayrılmamış beyaz kaldıysa işlemi 1-2 kere daha tekrarlayın.
0
kibritsuyu
(14.03.07)
Şu adreste diyor ki:
www.kibris.net
"Yumurta sarısını ayırmak için: Genellikle pasta ve börek yaparken yumurtanın sarısını akından ayrı kullanmanız gerekir. Yumurtayı altında bir kap olan, orta boy bir huninin içine kırarsanız, yumurta akı huniden akar, sarısı ise hunide kalır. Böylece kolaylıkla yumurta sarısını akından ayırmış olursunuz. Yalnız yumurtanın bayat olmamasına dikkat edin. Çünkü bu işlemi yaparken bayat yumurtanın sarısı patlayabilir."

diyor.. ya işte böyleyken böyleymiş.
0
kartonpiyer
(16.03.07)
Yumurta demişken.. Ben de bişey sorcam, bazen markette bakkalda felan yumurtanın çift sarılı olduğunu söylüyo satıcı, eve gelip kırıyoruz ki hakkaten çift sarılı! E bunus atıcı ya da tavukçu işte artık her neyse, nasıl biliyor? Bazı tavuklar hep çift sarılı mı yumurtlar? Nedir mevzunun aslı?
0
kartonpiyer
(16.03.07)
@kartonpiyer: belki gramajı farkediyordur?
0
🌸bordeaux
(16.03.07)
@bordeaux: ya gramajdır belki ama mesela eşşek kadar büyük yumurtalar oluyo, çift sarılıyla aynı ebatta oluyo.. çok enteresan bişey. çiftçi bu yumurtaları tek tek tartıyo mu yani kümeste? hmm ben bilemedim heidi ye sormak lazım.. bi ihtimal de yumurtayı ışığa, güneşe artık her neyse tutup bakınca anlaşılıyo olabilir.. ya da dediğim gibi bazı tavuklar habire çift sarılı yumurtluyodur ya da marifet horozdadır kim bilir.. aramızda yok mu tavukçu, yumurtacı felan acaba..
0
kartonpiyer
(17.03.07)
bir veterinerden aldığım son bilgiyer göre her tavuk hayatının bir döneminde çift sarılı yumurtlarmış bu da tavuğun hormonlarının en süper calıstıgı gençlik dönemine tekabül edermiş. yumurta dısarıdan bakıldığında da normal yumurtalara göre daha büyük olurmuş, bu durumda gramajının da yuksek olması söz konusu. yani horozla alakası yok.
0
🌸bordeaux
(19.03.07)
rachel
(14.04.07)
(4)

levi's reklamı şarkısı

bordeaux
levi's 2007 koleksiyonu reklamı var ya, yatakta takılıyorlar filan bi yandan da zaman hızlıca atlıyo tipler gunumuze geliyor alttan hafif hafif bi müzik veriyorlar. nedir? nerde bulunur?
levi's 2007 koleksiyonu reklamı var ya, yatakta takılıyorlar filan bi yandan da zaman hızlıca atlıyo tipler gunumuze geliyor alttan hafif hafif bi müzik veriyorlar. nedir? nerde bulunur?
0
bordeaux
(04.03.07)
"Strange Love" sarkinin ismi sevgili bordeaux. asagidaki linkte detay vermis kim soyluyor vs.

www.youtube.com burda bulunur reklam ve sarki.

mp3 olarak aratilinca da bulunur pekala.
0
la traviata
(04.03.07)
colonizer
(04.03.07)
www.brainwashed.com

adresinden indirilebiliner.
0
kartonpiyer
(04.03.07)
www.brainwashed.com adresinden pek cok cici sarki da indirilebiliner ayrica..
0
kartonpiyer
(04.03.07)
(12)

anlamıyorum bu işlerden

bordeaux
şöyle ki; şimdi benim normal bir bilgisayarım var. kasası var, kasasının arkasında usb si var cd yazıcısı bile var. öyle de harika bir şey, çok zengin çok.bir de benim eski bilgisayarımın kasasını getirmiş annem. o da kalubeladan kalma kasa ama içinde zamanında naspterlarla filan ugrasarak cektigim
şöyle ki; şimdi benim normal bir bilgisayarım var. kasası var, kasasının arkasında usb si var cd yazıcısı bile var. öyle de harika bir şey, çok zengin çok.

bir de benim eski bilgisayarımın kasasını getirmiş annem. o da kalubeladan kalma kasa ama içinde zamanında naspterlarla filan ugrasarak cektigim sarkılarım ortaokul fotolarım var teey tey. tabi onda ne cd yazıcı var ne de usb var, zavallı o, fakir.

şimdi ben onun içindeki resimlerimi, şarkılarımı nasıl alırım? alınabilir mi? ya da alınır ama sen hayatta beceremezsin bu işi mi dersiniz?
0
bordeaux
(10.02.07)
eski kasadaki harddiski cıkartıp yeni kasaya takıp kullanabilir, yedekleyebilirsiniz.lakin az bucuk marifet istiyor bu iş, eğer bilgisayar parçalarını takıp cıkartmakta yeni donanım eklemede ustaysanız sorun yok.
0
devourthedamned
(10.02.07)
yazıcıyı eski bilgisayarına tak. cd ye çek. olsun bitsin. kapansın mevzu... hı ?
0
cr
(10.02.07)
ya bozarım takıcam derken iyice, yeniden de olurum. kabloyla filan baglanmaz mı bunlar ya abilerim ablalarım ühüh
0
🌸bordeaux
(10.02.07)
iki bilgisayarda da ethernet kartı varsa cross kablo ile bağlayabilirsin. kablonun maliyeti 3-5ytl.
0
kimlanbu
(10.02.07)
sanırım iki bilgisayarda da seri port vardır. anakartların üzerinde bulunan şeyler olduğu için en eskiden en yeniye bütün bilgisayarlarda bulunuyor seri port. seri kablo ile bağlanabiliyordu eskiden. hatta windows'ta "doğrudan kablo bağlatısı" diye bir seçenek ile de ayaları yapılabiliyordu. xp'de aradım ama bulamadım. hala varsa daha tecrübeli arkadaşlar seri kablo ile iki bilgisayarı birbirine bağlamayı anlatabilirler.
0
kibritsuyu
(10.02.07)
seri port da aşırı yavaş olur.
ya bak bence bu işleri bilen bir arkadaşını çağır, hard diski ya da cd yazıcıyı aktarmak suretiyle bi saatte hallediversin. hem sana da gösteriverir arada, aslında pek bir zorluğu olan bir iş değil.
0
robin
(10.02.07)
doğrudan kablo bağlantısı diye birşey var gerçekten seri kablolarla yapılıyor. ille de onunla yapacağım dersen bende bile var sanırım. Ama hiç tavsiye etmem çünkü ayarlarını bulana kadar sinir oluyorsun zaten. "bu işlerden anlayan arkadaş" çözümü en mantıklısı bence de, hiç kasma
0
elinherifi
(11.02.07)
Direk seri bağlantıda 100mb dosya aktarımı maksimum hızda yaklaşık 2 saat sürüyor. Peygamber sabrı lazım.
0
ntldr
(11.02.07)
cd writerı çıkarıp eski bilgisayara takmak ile eski bilgisayardaki harddiski çıkarıp yenisine takmak hemen hemen aynı derecede uğraştıran işler. bu nedenle cd writerı eski bilgisayara takıp bi de tek tek cd lerle uğraşmaktansa eskideki harddiski yeniye takmak daha mantıklı olacaktır kanaatindeyim.total iş süresi daha düşük olacaktır.
0
kartonpiyer
(12.02.07)
ben de derim ki,
kimseyi çağıramıyorsan hiçbir parçayı diğerine takmaya kalkma, komple malzemeden olma.

sonuç olarak sorun takmak ile ilgili olmalı; yani sökmekle problem yaşayacağını sanmam. eski hardiski sök, beşiktaş ya da kadıköy'e götür, hepsini cd.lere yazdır, sonra da sağlamsa satarsın o hardiski:))

edit: istanbul'da olduğunu varsayıyorum...
0
ashh
(12.02.07)
kabloyla birbirine baglamak mumkun aletleri. iki secenegin var, bir router veya hub bulacaksin (odunc alabilirsin belki bir arkadastan). en kolay cozum bu. iki bilgisayari da router'a baglayinca iki windows makinesine birbirini gordurtmek zor degil.
obur secenek de cross kablo ile bilgisayarlari dogrudan birbirine baglamak. mrtksn'in 10/02/07 tarihli sorusu var bu konuda, ona da bakabilirsin.
bu iki isi yapman mumkun degilse biraz cesaret ile eski makinadan hard disk'i cikarip yenisine takmani oneriyorum. yapmak istersen detayli bilgi verebilirim. zor degil gercekten.
0
wpi
(12.02.07)
eski bilgisayarda xp olmaması durumda ağdan paylaşımla cross kablo yoluyla ya da hub ile dosya aktarımı ve ağ ayarları amatör bir ullanıcıyı kasabileceğindendir ki, ben yine harddiskin sökülüp takılmasının daha basit olabileceğini düşünmekteyim.
0
kartonpiyer
(13.02.07)
(6)

otomobil lastiklerinin geri dönüşümü

kartonpiyer
var mıdır böyle bir teknoloji? içindeki çelik tellern ayrılarak tellerin geri gçnüşüme yollandığını, kalan kauçuk kısmın değişik bir tür asfalt yapımında kullanıldığını duymuştum var mı bilgisi olan?
var mıdır böyle bir teknoloji? içindeki çelik tellern ayrılarak tellerin geri gçnüşüme yollandığını, kalan kauçuk kısmın değişik bir tür asfalt yapımında kullanıldığını duymuştum var mı bilgisi olan?
0
kartonpiyer
(04.01.07)
F1'de ve kartingde pistin kenarlarına diziyorlar :)

onun dışında:
www.tyrerecyclingsuccess.com
0
nop
(04.01.07)
Bahsettiğin asfaltta kullanma olayını ben de duydum. Yolun dayanıklılığını ve araçların yol tututşunu arttırıyor bildiğim kadarıyla...
0
crown
(04.01.07)
ben de kabak tadindaki lastiklerin kaplanip tekrar kullanildigini biliyorum. e o da bi nevi geri donusum :)
0
amiga 500
(04.01.07)
aman diyim o kaplama lastiklerden nefret ediyorum. 2 defa ölümden döndüm onlar yüzünden. birinde gecenin bi yarısı temde sol şeritte hızla giderken ilerde gördüm, uzaktan yerde insan yatıyo zannettim, son anda kurtardım çarpmaktan, allahtan yol yoğun değildi. bir kez de gece konya civarında çarptın bu kaplamalardan birine, az daha takla atıyodum, tampon zarar gördü sadece allahtan.
0
🌸kartonpiyer
(05.01.07)
eski lastikleri su arıtımında kullanılan pahalı bir kimyasal (aktif karbon) yerine kullanan oldukça yüksek verimler elde eden bir bilimsel makale okumuştum. eğer önemliyse referans yollarım.
0
el desmandado
(23.01.07)
ufalanarak suni çimlerin arasına serpiliyor, yakmayı azaltıp, sporcuları darbelerden korumak için.
0
vincenzo
(29.07.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.