meğrlin monro(ö)
kırisçın lubutin? (fransız olduğu tahmini ile lubute(n) de olabilir, bilemedim.)

www.howjsay.com

www.forvo.com
www.forvo.com

anlatamadın.

öldürmeyen allah öldürmüyor. akacak kan damarda durmaz biraz halk ağzı biraz kültürün teslimiyetçiliğin etkisi. yoksa tam olarak öyle değil

intihar edenin ölüp ölmeyeceği fizik ve beden kurallarına bağlı. düşme mesafesi. düştükten sonra vücudunun aldığı hasar vb. yani ölüp ölmeyeceği önceden yazılı olmasına bağlı değil... şöyle ki önceden yazılı olan kısmı allahın kudretiyle geçmişi ve geleceği bilmesiyle ilgili.

anı yaşayan insan kendi kararları ve evrendeki kurallara göre hayatını şekillendirir

panpa kaderi soruyorsun galiba?

bir sey kaderde yazildigi icin gerceklesmez, gerceklesecegi icin kaderde yazilidir.

kader aldatmacasi bi bakima.

yani daha açik ifadeyle;insan kendi ölüm gününü kendi iradesiyle değiştirebilir mi?

erken davranirsa ve yeterince yetenekliyse degistirebilir.

intihar edip de ölüyorsa bu onun vadesi böle gelmiş ömrü bitmiş demek değildir. intihar edecekken vazgeçti ama ardından bi kazaya kurban gitti öldü bu vadedir sanırım.

değiştiremez, belirleyebilir.

kader denilen şeye inanıyorsanız ve o an 7. katın balkonundan atlamaya karar verip, sonra vazgeçip, sonra tekrar balkona çıkıp, kendinizi sarkıtmanız, sonra yine vazgeçmeniz, sonra yeniden balkona çıkıp bir sigara yakıp, atlamaktan kesin olarak vazgeçmişseniz, sizin kaderinizde de o an aynen bunları yapacağınız yazılıdır. "kader" bu kadar detaycıdır, yer yer insanı maymun bile edebilir. kısacası, inanıyorsanız eğer, kitap her zaman kazanır.

7 kattan atlarsanız ölürsünüz. 2. kattan atlarsanız bacaklarınız kırılır. intihar ritüeliyle zemin kattan atlarsanız, zihnen tedavi görmeniz gerekir. bu kadar basit.

değiştiremez diyorsan intihar etmenin saçmaliği ortaya çikiyor.zaten olacak birşeyi kendi eliyle yapmiş oluyor..ama anladiğim kadariyla dediğin o da zaten kaderinde yaziyor diyorsun dolayisiyla intihar etse de etmesede o vakit olecek ama intihar etmiş olacaği kaderde yaziyor.oyle mi? dogru mu anladim?

"değiştiremez" dememin sebebi, zaten belli olmayan bir şey üzerinde değişiklik yapılamayacak olması. (kişisel görüş) o yüzden "belirleyebilir" dedim.

inananlar için, evet, kaderinde intihar ederek ölmek ya da ölümden kurtulmak yazılıdır. eyleme dökülen ve dökülecek her şey kaderde yazılıdır. senin kaderinde şu an bunu da okumak yazılıymış mesela. benimkinde de bunu yazmak. kaderlerimiz yazılı diyalog kurmamızı istiyor!

inanmayanlar için, intihar etmek seçim, ölmek veya ölmemek de fizik kuralları ve şans ile alakalıdır.

şahsi fikrime göre o vakit adamın ölme vaktidir. sadece kendi eliyle kendini ölüme atmıştır. eğer atmasaydı yine ölecekti. çünkü ölümü o vakite yazılmış. ölümü o ana yazılmamışsa zaten intihar etse de ölmeyecekti. burada ölüm vakti değil ölümü allah'ın izin verdiği kurallar içinde gerçekleşmesi var. intihar ettiğin için cehennemde azap göreceksin.

insanın bir iradesi vardır. bir şeyi yapıp yapmamak senin elindedir fakat senin neyi yapacağın, neyi seçeceğin kaderde yazılıdır. (kadere göre)

yani eğer intihar edip ölmüşsen muhtemelen bu da kaderde yazılıdır. ama sonuçta kendi canına kıymak günah diyeceksin ki evet burada ben de işin içinden çıkamıyorum panpa. =)

edit: biraz düşündüm de o zaman da bu günahı işleyeceğin kaderde yazılıdır. günahkar olacağın belirlenmiş değildir, sadece senin onu seçeceğin bilinir ve yazılıdır. evet, böyle çözdüm ben kendimce.

kader insanlarin hayattaki kotu secimlerine, kotu sanslarina ve beceriksizlik/tembelliklerine buldugu bahanedir. hadi bakalim.

"yani daha açik ifadeyle;insan kendi ölüm gününü kendi iradesiyle değiştirebilir mi?" tabii ki değiştirebilir, gidip kendini atarsan ölürsün -ki kaderin de bu olur. ölmeyi beceremezsen yaşarsın -bu da kaderin bir parçası olur.

nba'de de, nfl'de de, nhl'de de yok hocam. "kings" olmaz mı?

central florida'nın takımları knights oluyor, ucf knights şeklinde. o mu acaba?

basketbol takımı olması lazım. oz adlı dizide bir basketbol oyuncusu ile bir gardiyanın konuşmasında geçiyor. belki dizi için uydurulmuş bir takımdır ama adı hiç yabancı gelmedi. merak edenler izleyebilir. oz 6. sezon 8. bölüm 23. dakika.

nba'de hiç "knights" diye bir takım olmadı. oz'da uydurulan bir takım. merak edip araştırdım, şöyle bir şeyler buldum. biraz alakasız noktadan ama...

"What state is Oz located in?"

"...the Knights, are in the National Basketball Association (The Knights are mentioned to have played Chicago and Jackson Vahue is referred to as "Mr. NBA" at one point) but there is no NBA team by that name..."

www.imdb.com

knights'ın chicago takımı olduğunu ve oz'un chicago'da olduğunu söylemişler. tabii gerçekte öyle bir takım olmadı.

hep aklımın köşesindeki bi soru. kime sorsam anlamıyordu ne demek istediğimi. hakikaten bu durumda ne oluyor. o şehirde birinci gelen vekil güme mi gidiyo

e evet? baraj da bu demek zaten? türkiye genelinde yüzde 10'u geçmemiş partiler hiçbir şartta meclise milletvekili gönderemiyor. mesela tunceli, iki milletvekili çıkıyor.

bdp: %70 > 0 mv
akp: %15 > 2 mv
chp: % 7 > 0 mv

veya

bdp: %70 > 0 mv
akp: %15 > 1 mv
chp: %8 > 1 mv

dolaylı yoldan barajı geçen partiye gidiyor o oylar.
milletvekilliği için yeterli oy alacağını düşünen adaylar, bu yüzden seçime bağımsız olarak girip, mecliste istedikleri grubu kurabiliyorlar. bdp bu yöntemi kullanıyor.

Bargain Music - Movin On Up diye geçiyor.

bit.ly

bit.ly

protein zehirlenmesi değil de, sanırım yumurtanın sarısı ciddi zararlar verebiliyormuş. o konuyu bir araştır derim. spor yaptığım dönemde günde 5-6 tane yememi ama sarılarını ayırmamı söylemişti hoca..

tek başıma 6 tane yediğimi hatırlıyorum. o kadardan protein zehirlenmesi olmaz merak etme. herşeyin fazlası zarar düsturundan başka abartı bir etkisi olmaz bunun yanında alerji yapabilir.

fazla protein mi alerji yapar yumurta mı bilemem ama ben bi dönem bol proteinli diyetle beslenmek durumunda kaldım ve kollarımın dış kısmında alerjik sivilcemsi şeylerim olmuştu.

teorik olarak beyazın hiç bir zararı yok(muş). ancak sarısı uzun vadede karaciğere zarar verebilir(miş). arnold abi der ki günde 2 yumurtayı(bütün)geçmeyin.

ama tek sefer için konuşuyorsan bir şey olmaz. benim 6-7yi bulduğum olmuştu.

eskiden yumurta sarısının LDL'yi* yükselttiğine inanılırdı, o yüzden pek bi öcü gözüyle bakılırdı, ama sonradan HDL'yi* yükselttiği anlaşıldı. yumurtanın beyazı* gerçekten de bir zarar getirmez, ancak sarısını temkinli yiyin siz yine de; ne olur ne olmaz.

protein zehirlenmesi olmaz merak etme.bodyciler falan kas yapmak için hem çok proteinli şeyler yiyorlar hemde protein hapları alıyolar.ve böyle bi olayada hiç rastlamadım.ayrıca sporculara yumurtanın sarısını ayır demesinin sebebi yağ oranının fazla olmasındandır.asıl protein kısmı beyazında bulunur.

dynamic0de'un söylediğine ilaveten; beyazında hiç yağ ya da karbonhidrat; sarısındaysa protein ya da karbonhidrat bulunmaz. kısacası beyazı protein, sarısı yağ ve çeşitli vitaminlerden oluşur

asıl protein kısmı beyazda olduğu için değil, sarı kısmında daha çok yağ olduğu için badiciler beyazı yer. hiç yağ almamak istiyorlar işte.

onun dışında günde 3 yumurta zehirlenme yapacaksa, hiçbir şey yemeyelim direkt intihar edelim. yumurta lan bu, dünyanın en yararlı besinlerinden biri. o kadar yararlı ki fazlasının zarar olma imkanı yok:)

ya şimdi çok karışacak belki ama bodyciler yağlı olmasından değil kolesterolü yükseltmesinden ve karaciğere zarar vermesinden korkuyorlar daha çok. çünkü beslenmelerinde düzenli yer eden bir yiyecek sonuçta. her sabah 3,4,5,6... artık hayalgücüne kalmış biraz da insanların ve de hayvanlığa kaçma ölçülerine tabi. ama bir de şu var ki; vücut yumurtanın beyazından sarısıyla birlikte alındığında daha iyi bir şekilde yararlanıyor; şu anda kaynak bulamayabilirim ama hem eczacılık okuduğumdan hem de bu konuyla ilgilendiğimden zamanında hakkında epey bi şey okumuştum

son dönemde tansiyonu 20'lere çıkmış anneyi hastaneye götürdüğümüzde, doktor damar sertliği teşhisi koyup hamur işlerini ve yumurtayı kesin olarak yasakladı. herhangi bir sağlık sorunu olmayan insanların da haftada en fazla 2-3 yumurta yemeleri gerektiğini söyledi.

vücut geliştirenlere de çalışma öncesi 5-6 yumurta beyazı yemeleri önerilir. dozunu kaçırmamak gerek tabi. protein de bir yere kadar.

anlamsız derecede aykırı bir film. bu filmin yerine rastgele bir filmi izlemenizi öneririm.

gereksiz bir film. bir iki tane rahatsız edici unsur var o kadar. sıkıcı değil pek.

İzlenilebilir.

çok sert bir film. rahatsız edici pornografik sahneler var. rahatsız olmayacaksan izle...

izledim. izleme derim. oldboy gibi değil yani.

İzledim. Abartıldığı kadar olmadığını düşünüyorum. Çok daha beterleri var. Cannibal Holocaust kadar kaliteli değil ama bu.

izleyiniz efenm izleyiniz, izlemekten zarar gelmez. böyle sıradışı bir filmi izlememek olmaz.

1.5 kg'lık mama yetişkin bir kediye iştah durumuna göre bir hafta ile bir ay arası yeter. kediler sık ve az yemeyi sever. günde üç öğün normal, ama o bunla yetinmeyecek sürekli yemek isteyecektir. en iyisi mama tabağını dolu bırakın. ( kilo problemi yoksa) sürekli aynı mama sıkılacaktır, arada yoğurt süt falan da verebilirsiniz.

- bir sokak kedisi sahiplenmeniz çok güzel olur fakat sokak kedileri uçabileceklerini ispatlama konusunda çok ısrarcılar. kapı-balkon açık bırakırsanız gördüğü her kuşa zıplayacaktır, benim +1 kedim 4. kattan aşağı 5 kere atladı, her seferinde aşağı inip eve geri getirdim, 6. atlayışında, çimenler üzerindeki mutluluğunu görünce, dışarıda daha mutlu olduğunu görüp bıraktım. dolayısıyla sokak kedilerini evde tutmak bir süre sonra gerçekten zor oluyor.

- güzel bir veterinere götürüp, kimliğini çıkarttırırsanız, o kimliğe tüm aşı zamanları işlenir, size sadece hatırlamak kalır. bu açıdan bir sorununuz olmaz. yiyecek konusunda şeker yememesine özellikle dikkat edin. siz dondurma yerken "abi n'olur bir parmak alayım ya n'olur ya" diye bakacaktır, vermeyin. ben ne zaman kıyamayıp verdiysem, ertesi gün gözleri kapandı. nedense tatlı bir şey yedikleri zaman gözler kapanıyor. evinizde mama yapabilecekseniz ve buna alıştırabilirseniz, kedi için en iyisidir. eğer buna ayıracak vaktiniz yoksa proplan gibi kaliteli mamaların 15 kiloluklarından almanızı öneririm. hem kedinizi kaliteli beslemiş olursunuz, hem de daha ekonomik olur. büyük marketlerdeki adı-sanı duyulmamış mamalarla beslemeyin. en iyisi whiskas diye düşünüp aylarca whiskas'la besledim kedimi, sonra veterinerim yasaklı mamalar listesinde en üste koydu whiskas'ı. mama değişimi yapmayın, ani mama değişikleri kedilerin sindirim ve boşaltım sistemlerini mahvediyor.

- ankara kedisi önerebilirim, dünya üzerinde bu kadar şapşal, hantal ve sevecen bir kedi ırkı görmedim. sizi öldürmeye çalışmaz, bunu yapmak istese de hali olmaz. tırnakları dışarıda uyuya kalır. günde minimum 17 saat uyuyorlar.

- 12 aylık bir kedinin size alışması biraz zaman alabilir ama çok minik bir kedi almaktansa (kendinize de çok güvenemiyorsanız) daha sağlıklı bir hareket olacaktır.

- mama kabında mama olduğu sürece gidip-gelir tıkınacaklardır. o yüzden belli saatlerde belli miktarda mama verip, kediyi de buna koşullandırırsanız, sağlıklı bir kediniz olur. (diyen adamın da kedisi kemiksiz 6 kilo, günde 3 ton fare çevirme yiyor.)

Cevaplar için teşekkürler arkadaşlar.
Anladığım kadarıyla maddi olarak sıkıntıya sokmayacak beni kedi bakmak.

Irk ayrımcılığı yapmayayım diyordum ancak huy açısından düşünmemiştim hiç. Madem konusu açıldı, bir kaç tavsiye daha alabilirim bu konuda. Ne kadar sevecen ve dost canlısı olursa o kadar iyi.

Ayrıca cinsiyet konusunda bir şeyler eklemek isteyen var mı? Erkek şöyle olur, dişi şöyledir şeklinde. Düzenli çiftleştiremeyeceğimi düşündüğümden (hayvana da eziyet olmasın, o durumlara düşmesin) direk kısırlaştırılmış olmasından yanayım ben. Yani o tip bir zorlukla karşılaşmayacağımı düşünüyorum yaşı da göz önüne alarak.

Sanırım bir derdim şu aşağı zıplama konusu kaldı. Sokak kedisi değil direk evcilleştirilmiş düşünüyorum ancak yine de aklımın köşesinde o risk. Kedi sonuçta.

hepsi aynı hikaye abi. tek büyük fan al işte. mis gibi. öyle ayarlı filan alma. hep max'ta kullanyosn zaten.

notebook'um hp olduğundan, 3-4 ay sonra sıvı hale geçeceğini tahmin ediyorum, önceki tecrübelerime dayanarak. o yüzden bir soğutucuya ihtiyacım var, thermaltake'e de iyi diyorlar, çıkamadım işin içinden. biri "budur" dese "evet budur" diyip alıcam aleti.

tek buyuk fan al. yuzey alanı daha gens oldugundan daha ıyı sogutur, daha sessiz calısır.

uyku inadim inat da bunu al diyerek, farklı bir bakış açısı getirdi.

goo.gl

zalman'a tercih edilir mi?

ankaradaysanız ülke alan pasajında vardır mutlaka bişeyler.

ayrıca and1'a da bakın derim...

bursa'dayım şu an. koray spor'dan aradığımız ayakkabıyı rahatlıkla bulurduk eskiden ama şu an görüyorum ki çok yetersiz halde. and1'ın da pek modelini bulamadım.

önce bunu oku:
www.bodytr.com

sonra da nike satan bir mağazaya gir. bu arada, air jordan'lar iyice çeşitlendi. tr'de stılıyor mu hâlâ?

okudum, güzel yazı. ilim-irfan loading... de ayağımın yapısına, basketbol tarzıma uygun ayakkabıyı biliyorum ama bulamıyorum, sorun da burada. yere inerken bir başka oyuncunun ayağına bastığımda, bileğimi kolay kolay burkturmayacak sağlam bir ayakkabı istiyorum.

air jordan satılıyor, ama bahsettiğim güçlü, ağır ayakkabı modelleri yok.

alternatifin bu kadar azalması şaşırttı beni. 8 sene önce 30 model içinden seçim yaparken, şimdilerde 3-4 model görüyorum tüm markalarda.

markalarda seçenek çok da türkiyede yok. amerikadaki modelleri görünce dibin düşüyor. bu arada orada barçın spor'a falan bak istersen tabii mağazası varsa.

yere iniş sırasında birinin ayağına basma benim basketbol hayatımı bitirdi amk! bok var şut atarken beş metreden blok yapmaya çalışacak. içime girecek sanki amk evladı. noldu, altıma girdi, bastım ayağına siktim bağları.
okuyunca aklıma geldi, hüzünlendim.

buz koy bi de

sıcağı hisseden sinir uçlarıyla soğuğu hissedenler aynı değilmiş. bu açıdan soğuk tutmak değil ılık tutmak acınızı biraz dindirebilir belki. bir de anestol gibi lokal anestezik kremler

silverdin kullan acısını hemen alır

hafif yanıklarda silverdin kullanmak pek iyi değil diye biliyorum, iz kalmasına sebep oluyormuş. bol bol bepanthen sür, hatta bepanthen plus da olabilir. hem acısını alır hem de çabucak iyileştirir.

eğer yumurta haşlayıcısı gibi bir şeyin buharı ile yaktıysanız ne yaparsanız yapın, acısı geçmiyor. yanığın geçmesi de 10 günü buluyor, 1 ay sonra bile o bölgede bir kızarıklık görmek mümkün oluyor. elinizi bir şeyin altına tutmayın, bir şey de sürmeyin, bir şeye sarmayın (sakın). yokmuş gibi davranın, çabuk geçsin. geçmiş olsun.

silverdin yanığa ilk etapta en iyi gelen kremlerden biri. ama bikaç gün sür sora bırakıp bepanthen, fitokrem vb şeylere geçersin. anestol sadece uyuşturur acıya tahammülün iyiyse gerek yok anestole bence

şekli şemalini görmeden yorum yapamam yakışıp yakışmayacağı konusunda. bana göre sol kulağa tak sağ kulak kıkırdağı boş ver. son olarak;

www.arastiralim.com

o değilde ikisini aynı anda deldirmeni önermiyorum. üstüne yatınca şişme yapabiliyor. bir hafta arayla deldir

arkadaşım deldirdi kıkırdaktan, hiçbir zaman iyileşmedi sürekli akma yaptı, şişti, o kızarıklık hiç gitmedi. 2 ay dayandı en son çıkardı attı. İyi düşün derim.

kıkırdak kulak memesine göre daha fazla acıyor evet ama öyle çok da fazla değil. ama iyileşmiyor gerçekten. bir de çabucak kapanıyor. defalarca deldirdim hepsi kapandı.

bende deldirdim.çok acımıyor, ama deliyorlar yani acır o kadarda.

kıkırdağı deldirmesi hiç sorun değil de, sonraki 1 ay boyunca o kulağın üzerine yatamazsın. bir şekilde kulağına darbe alırsan da uzun süre sızlar. çıkardım attım ben de 1 sene sonra.
memeye yoğunlaş, memelere odaklan!

bişe çıkmaz psikolojik der yollar doktor psikolog dolaşırsın.kusma hissi gelse bile tuvalete gitme sallama geçer alkol al felan vs.

bikere bende arkadaşla kişi başı 2 köfte burger menü yemiştim. üzerinede evde sucuk yemiştim. gece bende aynı şekilde uyanmıştım titreyerek. grip olduğumu sandım. parasetamol içeren grip ilaçları aldım. 3-4 gün boyunca bu titreme sürdü ama grip üşütme gibi deil öyle olduğumu düşünüyordum. o yüzden grip ilaçlarına abandım. sonra bilinxcimi kaybedip gözümü çapa acilde açtıydım (bu kısmı yediklerimle alakalı deil parasetamol çok fazla almışım karaciğer iflas etmiş). vardı bişeyler o titremede ama çözemedim. milletde doktorlarda gribe yordu. sen kesinlikle bi doktora git. ciddi bişey olduğunu düşünmüyorum ama kesin git nolur nolmaz

evet yarın ilk iş gideceğim doktora. gribe benzemiyor gibi, mide üşütmesi olabilir mi diye düşünüyorum.

umarım bu gece adam gibi geçer.

ufak çapta zehirlenme oluyor sanırım bu. işin garip yanı çevremde birçok kişi de, bu ara yaşıyor bu rahatsızlığı. geçen gün benim de midemde inanılmaz bir bulantı, karın ağrısı, kulaklar ateşten yanıyor ama soğuktan titriyorum. midedeki rahatsızlık verici şey, her neyse bir türlü atamadım vücudumdan. atamadıkça da halsizleştim. en sonunda kusarak ve 14 saat uyuyarak kendime gelebildim fakat ertesi gün, kahvaltıyla beraber yine aynı belirtiler kendini gösterdi. doktora gitmedim ben de henüz ama yine tekrar edecek diye hiçbir şey yiyip içemiyorum.

dipnot olarak, bahsettiğim bulantıyı ve mide rahatsızlığını en ağır yaşadığım günlerden birinde steakhouse yemiştim ben de. bir süre burger king'e uğramamak gerek sanırım.

geçmiş olsun.

burger ile ilgili bir sıkıntı olabilir öyleyse. Berbat bir durum tek kelimeyle.

bildiğim kadarıyla ne yazık ki bu mamalar küçük ambalajlarda üretiliyor. 15-20 kiloluk boyları yok. hatta yalnızca veterinerlerde satılıyor bile olabilir.

bahsettiğiniz iki mamanın da iyi olması lazım. mamalar tedavi edici değil, rahatsızlıklarını azaltır.

karşılaştığım en büyük boy 3.18 kg'lıklar, sadece küçük ambalajlarda üretildiklerini bilmiyordum, kötü olmuş. peki benim düşündüğüm bu iki mama dışında -daha kaliteli bir alternatif yoksa- hangisi bir adım öndedir? bu akşam sipariş etmeyi düşünüyorum, o yüzden acele ediyorum. teşekkür ederim.

veterinerinize danıştınız mı? o ne diyor?

veterinerlerde bu iki markadan başka görmedim. sonuçta hepsi ithal.

yaşadığım yer değiştiğinden, veterinerim de değişti. bu hekim de "mamadan önce iki iğne yapalım, üç hap verelim, olmazsa hastaneye sevk edelim" diyor. kedileri deneme tahtası sanıyor olabilir. buralarda kedi nüfusunun yoğun olduğunu bildiğimden, deneyen ve sonuç alan birilerine sorma ihtiyacı hissettim.

mama tedavi edici birşey değil. bence veterineri dinleyin. mamayı da her halukarda alın. sonuçta hassas bünyeli hayvanlar için yapılmış.

eski veterinerinize danışamıyor musunuz? güvenmediğiniz bir veterinere gitmek çok kötü biliyorum :(

1-2 gün içerisinde kedimi hastaneye götürücem, sanırım daha önce yapıldığı gibi sonda ile biriken idrar boşaltılacak. uyuşturulmadığı için (öyle olması gerekiyormuş) yine çığlık çığlığa yapılacak bu işlem, dolayısıyla bu pek hoşuma giden bir tedavi yöntemi değil.
mama konusunda da proplan almaya karar verdim, petburada gibi önerebileceğiniz bir site var mıdır peki?

kedilerin çiftleşmesi için; erkeğinde, dişininde aynı modda olması lazım.İşeme olayı ise,burası benim bölgem diye işerler.Diğer kedilerde idrar kokusundan anlarlar burası sahipli diye.Bizimkini kısırlaştırdık hiçbir problemi yok,ara sıra ayısı var onla meşk yapıyor.

sizin kedinin sahiplenme içgüdüsü, "temel içgüdü"sünü bastırmış, muhtemelen artık o evde yaşayacağını sanıp bir an önce eve yerleşmeye çalışıyor. kedilerin var böyle geriplikleri. 2 kedimizi de cinsel hayat nedir bilmeden kısırlaştırdık, ameliyat sonrası hiçbir sorun yaşanmadı.

biz de 2 yaşında erkek iran kedimizi kısırlaştırdık. nedeni yerli yersiz (bizim anlayamadığımız bi sebepten belki de) yataklara işemesiydi.

ama kısırlaştırdıktan sonra değişen bir şey olmadı ne yazık ki. hala tüm odaları kapatıyoruz, hala kapıyı dalgınlıkla açık bıraktığımız aklımıza geldiğinde "ceviz nerede" bağırışları ve de hüsran yaşıyoruz. işiyor yataklara..

çok üzüldük kısırlaştırdığımız için ama iş işten geçmişti. o yüzden siz siz olun asla bilinçli değilseniz, sadece kendi kararınızla bi canlının bu kadar önemli bi faaliyetiyle oynamayın.

Şimdi kedinin kızgınlık nedeni ile sağa sola işemesi ile psikolojik bir sorundan dolayı işemesi aynı şey değil. büyük ihtimal sizin kedi kızgınlık nedeni ile koku bırakıyor. çifleşse bile bu artık oraya buraya işemeyeceğinin garantisi değil. büyük ihtimalle kısırlaştırmak zorunda kalacaksınız. ama kısırlaştırdıktan sonra idrar yolları sorunları yaşaması muhtemel bunun için tam profosyonel mama ile beslemelisiniz. sanırım düşük mg lu mama. bölece taş oluşma riski azalır. ayrıca kısır kedilerde kilo almaya eğilim çok fazladır. Ve iştahları artar kısırlaştırılınca..yine de onunla birlikte yaşabilmenin tek yolu kısırlaştırmak. ben de uzun süre yapmak istememiştim. son çare yaptık..

"çiftleştirdikten sonra kısırlaştıralım"ın yanlış bir düşünce olduğunu anlamışsınız. kızgınlık döneminde salgıladığı hormonlar ile istemli-istemsiz bazı hareketler (örneğin çiş yapma) oluyor. bu davranışlar "öğrenilmiş" oluyor. öğrenilmiş davranışı sonradan tekrar etmeyeceğınin garantisi yok :(

büyük olasılıkla kısırlaştırdıktan sonra geçebilir ama kim bilir?

kediler kolay eğitilemez ve bir şeye alışırlarsa bundan da kolay vazgeçemezler. sizin kedi kısırlaştırılsa da sağa sola işemeye devam edebilir. ancak bundan zaman içinde büyük bir sebatla vazgeçirebilirsiniz. kısırlaştırmadan ise vazgeçirmeniz daha zor olur. kısırlaştırılmamış erkek kedi daha dikbaşlı, inatçı ve saldırgan bir hayvandır. kısırlaştırıldığında daha uysal olacağından sizin eğitiminizi daha kolay alabilir. bir başka avantajı ise şu: kısırlaştırılmamış erkek kedinin sidik kokusu aylarca çıkmaz, kısırlaştırıldıktan sonra ise bu konuda en azından biraz daha rahat olacaktır.

sonuçta: tek başına kısırlaştırmanız fayda sağlamaz, ayrıca ek önlemler almanız gerekir.

1-sizin de her önüne gelenle çiftleşmediğinizi düşünüyorum. dolayısı ile normal.
2-kısırlaştırma operasyonundan sonra (kastrasyon) etrafa koku bırakma olayı bitecektir. çünkü artık erkek değil ve testosteron üretemiyor.
3-evinizin çevresinde başka dişi kedi var mı? en azından kızgınlık döneminde olan bir ev kedisi ya da sokak kedisi vardır. erkek kedilerin kızgınlık dönemleri yoktur. etrafta kızgın bir dişi kokusu aldıklarında kendilerinden geçerler. bağrış çağırış vs. hep bundan...
4- kastrasyon işlemi özellikle koku problemini ve etrafa karşı agresif hareketleri büyük ölçüde çözecektir. ancak aktiflik azalacağından obezite oluşma riski yüksektir. bu nedenle kastre hayvanlarda diyet mama ya da bol bol spor öneriyoruz...