Kardeş mesajına iş yeri ortamında rastladım. Çok ilgimi çekti, word dosyasına kaydettim, işten her fırsat bulduğumda okudum hem mesajı hem verilen cevapları. Bunu da akşam evde yazsam mı diye düşündüm ama tutamadım kendimi, yazıyom. Öncelikle çok teşekkürler ve tebrikler böyle bir durumda dahi kendini bu kadar açık yazabilme takatini, basiretini ve samimiyetini gösterebildiğin için. Böylesi durumlarda insana kendini düzgünce anlatmaya çalışmak zor gelir, sıkılır bırakırsın bi yerde. Teşekkür ediyorum sana çünkü bir süredir yavaş yavaş çıkmakta olduğumu düşündüğüm tünele başka birinin gözünden baktım sayende. Hele üstteki 2. mesajından sonra senin durum cuk oturdu benim duruma. O yüzden sana bianda bi sürü şey söyleyesim var. Çenem düşüktür, daha kötüsü mevzuyu dallandırır budaklandırırım konuşurken, o yüzden ana gidişatı kaçırmamaya çalış ve işine yarayacakları al gerisini filtrele. 1,5 senedir süregelen bu depresif dönemden sonra, zaten kısıtlı olan bütünsel bir çerçevede anlatma/yazma yeteneğimi tamamen kaybettiğim için aklıma gelen herşeyi madde madde yazmak durumundayım, umarım işine yararlar:
- birincisi ve en önemlisi burada bizler ya da çevrende içini döktüğün kişilerden seni iyi anlayanlar elbetteki çok değerli olacaktır senin için. Özellikle de sorunu tanımana yardımcı olma noktasında. Fakat ne kadar iyi anlaşılırsan anlaşıl,sorun da istediğin kadar iyi tanımlansın bu, iş çözüme gelince seni sadece kendinin dürtükleyeceğin gerçeğini değiştirmiyor. Bu dürtükleme de 'kendini zavallı gibi görme, sürekli geçmişteki yanlışlarını hatırlama, insanları beğenmeme, onlardan uzaklaşma, içine kapanma, kendini tanıma, prensipler edinme, değişme' gibi aşamalarla ilerleyen bir süreçten sonra kendiliğinden gerçekleşecek zaten. Yani yakında başka biri olucan. Bu durumun sadece senin tarafından sonlandırılacak, sana yardımcı olmaya çalışanlar kendini anlamanda yardımcı olabilecekler ancak. O yüzden sorunun sende, çözümün de sende olduğunu asla aklından çıkarma. Şu aşamada Hindistan'a otostopla gitmek de, hem güzel hem şefkatli bir kız da, yoga da , yehova şahitleri de, kariyerist bir kaçış yolu da, intihar da, kendinden kaçış, bi sonraki dalgaya erteleme, uyuşturma, tatmin olamayıp daha ağır bir umutsuzlukla eski haline dönme gibi sonuçlar doğurur ancak. sorun sensin, sebebi (kendimden örnek veriyorum) köpek gibi sevip karşılık alamadığın karşıcinste değil, hiçbir zaman anlaşamadığın baban da diil problem, sistem de diil. Sorun senin şu an bulunduğun noktayı beğenmemen. Oturup ağlıyorsun aslında şu an o noktanın üzerinde. Çözüm de sensin, yukarıdaki kaçış yolları değil. Eğer bu süreci bir kendini tanıma ve şu ana kadarki 'sen'in özeleştiri süreci olarak görürsen, ki zaten öyle de gelişiyodur, içindeki akıllı sen'in gözü açılmıştır, kendi röntgenini kendin çekiyosundur diye tahmin ediyorum.
- Sağlık konusu da çok benzer oldu bende de. Hayvan gibi yemiş, 140 kiloyu görmüş, deli gibi sigara alkol tüketmiş biriydim ve zerre umursamazdım. Ama artık bu sağlık mı depresyonu tetikledi, depresyon ve kendini beğenmeme mi sağlık konusunda duyarlı hale getirdi bilemiyorum, 1,5 senede 25 senede gittiğimin 3 katı kadar sağlık ocağına ve hastaneye gittim. Sperm testinden tut da 24 saat kalbe bağlanan holter denen bi cihazla gezmeye kadar her bi boku gördüm.. Bi ara en rahat muhabbet edebildiğim tipler hastanedeki hastalık hastası teyzeler, amcalardı. Ha hiçbişeyim yok muydu? Tabiki vardı... Kalbimde çarpıntı vardı, sabaha karşı uykudan uyandıran ve bazen sinirlenince baş gösteren. dakikada 170 attığını alet kaydetti zaten, nefes darlığı da gelişti. Bi ara 3-4 gün boyunca 2-3 günlük ömrüm kalmış gibi yaşadım. Ama neticeyi söyliym, stres azalınca hepsi geçti. Hiç bi bokun yok yani rahat ol. Bol su iç, sabahları da yoğurt ye tabii. Ha benim bu 1.5 senelik sağlık takıntım hiç mi bi boka yaramadı. yaradı tabi, kalbimi yordum, 70de ölüceksem 55te falan ölürü herhalde şimdi:) Yani atlatıcaksın bu sağlık sorunlarını, tek eline geçen de yıpranmışlık olucak işin acı kısmı. Saçların dökülücek, sertleşme sorunu yaşıycaksın, kalbin 170 vurucak, 1 sene sonra bi kırda piknikte çimenlere daha kel, genç yaşta gerektiğinde sertleşebileceğine olan inancı %100den %60lara düşmüş, kalbi o anki yaşından 3-4 yaş daha yaşlı biri olarak uzanacaksın kız arkadaşınla. Eline geçen eksi bu. Artıyı da söyliym üzülme hemen: dibi gördün, eğer bu tünelden kendini tanımış, yer yer acımış, bazen kızmış ama çoğu zaman anlamış biri olarak çıkarsan, yani kendini anlayıp sevmeye başlarsan bu bunalımlı süreç içinde sağduyulu, berrak, hep senin için iyi olanı seçecek bir 'akıl' oluşturarak sonlanacak, bundan büyük de bir artı olmaz hayatta onu bil. Kendini eleştir, kendini anla, kendini sev, kendine değer ver.. Sokrates'ın 'kendini tanı' lafıyla dalga geçerdik lisede.. Şimdiyse yeryüzünde söylenmiş en bilgece söz olduğunu düşünüyorum..
- Son mesajın çok önemli. Muhabbetmişsin, espriliymişsin zamanında. Aynı ben. En büyük amacım insanları sürekli güldürmekti.. 10 sene boyunca 2 dakikadan fazla oturaklı olamadım. Geyik, geyik.. Ama çok zararını gördüm bunun hala da görüyorum.. Kardeş, kimse senden ortamların neşe kaynağı olmanı istemez. Ama olursan da çok cıvıtmadğın sürece karşı çıkmaz. Çünkü çok işe yarar böyle tipler.. Ama 23-24ten sonra hayatın ciddiyeti başlayınca sap gibi kalma ihtimalin yükselir. o yüzden ciddiyeti çok önemse.. İnsanlarla konuşurken ciddi ol, ciddi arkadaşlıklar kur. Seni kırabilecek, nazarında çok da önemli olmadığın, senin de çok önemsemediğin adamlarla var olan ilişkilerini ilerletmeye çalışma. Seni sevenleri sevmeye çalış. Kardeşinle aranda bi soğukluk varsa bi an önce gider mesela.. Aile olayını da bi an önce hallet. Sev onları.. oldukları gibi kabullen. Hele anneyi babayı bu yaştan sonra hiç değiştirmeye uğraşma. Çevre konusunda herkese içini açma öyle hemen.. Kızlar da sevmez. Herkese yapma espri, hakedenleri güldür.. Herkesi +dan başlatma. Sıfırdan başlasın, herkesin bi bilançosu olsun gönlünde. Yaş 27 olur, hala yanında olan kahrını çeken anne, kanka, hep orada olacağı var sayılan arkadaşların önemi anlaşılır, bu sefer it gibi pişman olursun değmemiş arkadaşlara, kızlara verdiğin emeğe. seni seven iyi insanlardan soğuma öyle hemen, müzikten anlamıyo, zekası ortalama, tipsiz, çok saf vb. sudan sebeplerle. elitist olma , iyi insan az bulunan bişey..
- Hayatta bana en güzel akılları vermiş 2. kişi, o kadar kahrımı çekmiş adam, bıkmıştı benim yakınmalarımdan artık.. Bıktırma insanları, gel buralara yaz daha iyi. Uzun zamandır görmediğin eski güzel günlerden arkadaşlarla buluş, o ortama gir, bak görüceksin bi anda eski sen oluyosun:) Bide zaaflarını, zayıf noktalarını, seni anlar düşüncesiyle 2. grup arkadaşlarınla paylaşma. Kimisi ilerde yüzüne vuruyo inanmıycaksın.. Gel buraya yaz. Keşke ben de o doktora gidecek ya da buraya yazacak cesarete sahip olsaydım. belki bu kadar uzamazdı, annemi bu kadar üzmezdim.
- Şimdi bi kuzenin gelse mesela güvendiğin, bi sürü anlatıcan bi anda, boğucan.. Çook zor olucak şu durumunda ama insanları dinlemeye başlasan, beklemediğin tiplerin ne kadar derin, görmüş geçirmiş tipler olduğunu keşfetsen çok iyi olur.. Dinle ve anla.. Güvenilir, komplekssiz tiplerle dertleşmekten asla çekinme, ama daha çok dinleyen taraf ol.
- Buraya kadar okuma sabrını gösterebildiysen, dinleyen taraf olursun çok rahat. çok dinleyen çok anlar, çok bilir ve çok daha rahat gider bu karanlık ormanda bilader bunu unutma.
- Ortam öyle hissettirmedikçe kendini özel hissetme.. Biriyle 6-7 kişilik bi ortama giriyosan, ve o gayet rahat takılıyo da sen fazlalık gibi hissediyosan sorunu ortamın zeka düzeyi düşüklüğüne, sana göre olmamasına vb. bağlama. çok yaşanan bi sorun bu.. İnsanların beğenilecek yönlerini gör biraz da. Ve kendine bak.. ortama giren, hiçkonuşmayan, kendini bi bok sanan bi tip olup çıkıyosun boyle bi durumda. Bak yaş olucak 27 (anla işte 27 yaşındayım) mecbur giricen bi ortama, iş olur arkadaş çevresi olur.. Ve bugün bu kendini yalıtma hastalığın, orada 'adapte olamama, konuşacağı susacağı yeri bilememe, empati kuramama, çayını gidip kendin alırken diper boşalan bardakları alma inceliğini gösterememe, karşı tarafı anlamama, beğenmeme, herkeste bi kusur arama, cinlikleri, bakışları, imaları çözememe ve neticeyi ben özelim zekiyime getirip istemeye istemeye marjinal mutsuzu oynamak zorunda kalma' şeklinde dönecek sana uyarırım önemle.
- son olarak yaş 21 , süper.. üniyi aile yanında okumak yerine ben de kastamonuda ya da benzer küçük bi şehirde okusaydım keşke.. 5 sene erken girip çıkardım.. yogayı boşver, turp gibisin de, ayak mantarı sahibi olmadan çıkar ama çorapları.. sana dışarı çık, kırlara koş, ilk gördüğün kıza yaz demiycem.. salaklık olur bu.. yoga falan da yapma çok meraklı diilsen.. ama naçizane fikrim, sevdiğin bi şeyin peşinden gidersen iyi olucak. sevdiğim bişey yok deme var olduğuna eminim. 27 yaşında gitar dersine ve felsefeye başladım.. Anlayışlı, iyi niyetli kızlarla dostluklar kur.. Onlar önce seni anlar, sonra da uygun kızı bulurlar..
- bu mesajı hiçbir zaman utanıp silme.. ben de öyle yapıcam.. memleket bizim gibilerle dolup taşmışş.. yalnız hissetmesin kimse. hade hoşçakal..
0