kendi hattın bence daha avantajlı. orada bana bir hat önerdiler. 35-50euro arası. 250 tlye geliyor. zaten 15 gün kalsan aynı paraya geliyor.

kendi vodanoe'unu kullanmak daha hesaplı

Turkcelin 75 tl lik aylik bir yurtdisi paketi var. Bir bakin isterseniz, ben kullanmistim cok memnun kaldim.

balayına karşıyım ben

mikanos'a gidin. atina'ya uçun. gezin orda. ordan feribota binip mikanos'a gdin. bir kaç ada da gezmiş olursunuz.

para harcamayın, evlilik akıllı adam işi değil.

halkidiki tarafını önerebilirim. 100'ün üzerinde koy var. ben olsam geze geze güzel bir tatil yaparım. ben 6-7 güzel koy keşfettim oralarda takılıyorum ama balayı için bilemedim.

Araba ile gidip nefis deniz ürünlerini çok makul fiyatlara yiyerek sahil şeridi boyunca gezin derim... Atina ayrı mevzu bennce balayına uygun değil. Ama adalar da sahil şeridi de harika. Insanları da çok daha tatlı Türkiye'deki turistik alanlardan.

son 5-6 tatilimin hepsini yunanistanda yaptim artilarini yazayim
- denizi dogasi kirlenmemis el degmemis, tr’de ege akdeniz (marmaris, bodrum, kusadasi, antalya, kas, side, alanya vb) de goremeyecegin kadar guzel denizi. (Sadece bu madde icin bile tercih ederim ben)

- fiyatlar cok uygun. en son apart bi otelde kaldim denize 50 metre mesafede. 150 liraydi gunlugu. yemekler de ortalama raki balik yapayim aksam dersen 2 kisi max 50 euro verirsin. yemekte ahtapot, balik, greek salad, en az 3-5 meze dahil.
ve bunlarin hepsi taze, lezzetler muthis (otel acik bufesi gibi degil yani)
hic bir beach’te ne ozel, ne halka acik sezlonga, semsiyeye ya da otoparka para odemedik. tr de bunlarin hepsi ayri kalem. en dandik siledeki bi beach e git otopark 20 sezlong semsiye 30 gibi rakamlar veriyosun

- insanlar seni soymaya calismiyor cok sicak kanli ve komsi komsi diyolar turk oldugunu anlayinca:)
ayisi, yobazi, iti ugursuzu hic denk gelmedi

tavsiye olarak da ben kuzey yunanistana gidin derim, tasos adasi ya da halkidiki taraflarina. Buralarda gece hayati falan pek bulamazsin. hepsi olsun hem guzel deniz hem gece hayati falan da diyosan rodosu tavsiye ederim. ama rodos da merkez temmuz ayinda asiri kalabalik olabilir. Temmuzda gitmedim.

Başlık: yunanistanda balayı (git: 1267361)
Soru: temmuz ayında gitmeyi düşünüyoruz.

Mikanos Temmuz ayında çok kalabalık olur. Yunanistan'da genelde yerlilerin tercih ettiği az turistik adalar var, onları araştırabilirsiniz.

İlla popüler olan bir adaya gidecekseniz Girit çok daha iyi bir tercih. Genelde İngiliz ve italyan turistler tercih ediyor girit'i. Harika bir mimarisi var.

İkinci tercih olarak Rodos derim. Rodos merkezde 1-2 gün kalır sonra Lindos kasabasına geçersiniz. Orası da mikanos gibi beyaz taş evler.

aklıma ilk gülse birselin gayet ciddiyim kitapları geldi bu kulvarda

@cosmicstring bakayım ona hiç duymamıştım
@kurmalifare yıllar önce okumuştum bi tanesini de çok o tarz bakmıyorum.

Esra Türkekul özellikle Cadıbostanı Cinayeti kitabı

Alper Canıgüz deyince Murat Menteş derim. Korkma Ben Varım, Dublörün Dilemması, Ruhi Mücerret benim okuyup bu minvalde tavsiye edebileceklerim.

Sozlukten stevemcqueen in bizim de renkli televizyonumuz vardi olabilir.

"Kendimi durduracak değilim" diyordum ki cosmicstring yazmış.

Naber dergisi var Umut Sarıkaya'nın, ona da göz atabilirsin. Kitap sorduğunun farkındayım ama Umut Sarıkaya seviyorsun madem, Naber'i beğenirsin.

Ben Bedrock Cave Hotel de kalmıştım. Baya geniş güzel odaları, merkezde ve fiyatı uygundu. Kapadokya'ya gidip o taş otellerde kalmadan gelmeyin benim fikrime göre.

bütçe sorun değilse;
Museum Hotel veya Argos tabii ki.

Benim favorim Göreme bölgesi, benzer bi soruya verdiğim eski bir cevap aşağıda.

www.eksiduyuru.com

cappadocia cave suites de kaldım bir ay önce. çok güzeldi.

www.hikmetshouse.com
süper bir yerdi heryere yakın muhteşem kahvaltı

Ne için orada olacaksınız, kaç gün kalacaksınız, bütçeniz nedir?

Blue Moon Otel konumu ve odaları harikaydı, fiyatı da normaldi.

Qozdoganci cuma akşamı giriş yapıp ptesi çıkacağız.

Açıkcası gecelik 2 kişlik oda max 200 olsa super olurdu

maccan cave otelde kalmıştım, mağara odada. odanın içinde mini bir hamam da vardı. tavsiye ederim.

1. bana ne naparsa yapsın
2. passat'ı varsa iyi, passat'ı yoksa kötü.

1. Kıskanıyorum.
2. Bilmiyorum.

Dipnot: İşsiz olarak algılayacaklarını sanmam bence onlar da kıskanır.

1-) evden çalışmak bence ofisten zor. freelancer ise zaten işi yaptın, parayı aldın ayrı dert. firma personeli isen konsantre oldun, firmaya iş verdin ayrı dert. bence zoru seçen insanlar.
2-) passat +1

1. Bu benim, ben de kendime iyi gözle bakmıyorum. Yani ofis,şirket ortamı çok farklı. İyi bir ortam olursa gider gelirim, parası bile önemli değil ama işte öyle bir yer yok.

2. Evet işsiz olarak algılıyorlar.

öncelikle üstten bakan sizsiniz, kimse patron kölesi olmak istemez. kendi sorunuz bile önyargı içeriyor, rahatsız edici.

sigortası yatıyor mu diye düşünürüm.

İssizmis gibi is isteyenler olur. Kanka sen hazir evdesin su gun bizim eve bu gelecek sen alsana. Haci surdan bi belge alinacak sen gider misin? Diyen arkadaslar.

1. ekmeğinin peşinde herhangi birisi.
2. dışarıdan kazancı algılanabilecek durumda değilse (araba vb. yoksa) işsiz, güçsüz, aylak. mayışsız, sikortasız oturan, ana/baba parası yiyen gebeş, leş kişi.

Evden çalışıyorum.

Disiplinliyim. Her gün aynı saatte masama oturuyorum. Buna karşın iş saatlerime kendim karar veriyorum. İstersem gecenin üçünde yapıyorum işimi istersem sabahın sekizinde.

Bazı günler dışarı çıkıp bir kafede çalışıyorum.

Toplumun tamamına yakınının kafasının basmadığı ortada. İşsiz sanılıyorum.

1. Ne iş yaptığına bağlı. Örneğin Crossover aracılığı ile uzaktan çalışan arkadaşlara fazlasıyla imreniyorum. Diğer türlü istikrarlı ve sürdürülebilir olmadığını düşünüyorum ancak başaranlara da helal olsun derim.

2. Evden çalışma yaygın bir çalışma şekli değil. Dolayısıyla sen birine bu durumu söylediğinde muhtemelen "hıııı" tepkisi alırsın ama ne önemi var ki hayatından memnunsan?

Evden çalışıyorum. Toplumu bilmem ama tanıdıklarım işi var gözüyle bakıyor. Neler çektiğimizi kimse bilmiyor ama yine de ofis işine değişmem. İstediğim gibi kalkıp istediğim gibi yatıyorum. Kendime kafa izni bile verdiğim oluyor, bulaşmıyor patron falan ama çalışınca da 30 saat uykusuz, ara vermeden iş yaptığımız da oluyor. O kadar hak ediyoruz yani

oturduğunuz yerden para kazanmak güzel geliyor kulağa ama bu bir süre sonra asosyalizm sarmalına bağlıyor. çıkmak için "lan keşke stüdyoda yapacağım bi iş olsa" diyorsunuz. onun dışında bu tiplerin bana bir zararı yok. bende dönem dönem bu kimliği taşıyorum.

toplumun ne dediği umrumda değil, kimseye de merak edip sormadım.

1. bazen kıskanıyorum.
2. Milletin ne düşündüğünü neden umursasın ki? Gelirinden memnunsa bence gayet de güzel.

1- İşin iç yüzünü bilmediğimden imreniyorum.

2- Muhtemelen “öyle böyle bir şekilde geçinip gidiyor işte. Doğru düzgün çalıştığı yok, evden ufak tefek işler” falan diyorlardır. Maddi durumu iyiyse baba parası gelir akla. Babada da paranın olmadığı biliniyorsa artık yer altı dünyasına kadar yolu var.

1. Ben iyi veya kotu bir gozle bakmam. Normal calisan insan gibi bakarim. Issiz olarak algilamam.
Istedigi saatte uyaniyorsa bir yandan kiskanirim ama bir yandan da is arkadaslarimi gormyeyi, gun icinde muhabbet etmeyi seviyorum, özlüyorum. Genelde gitmek ama aralarda istediginde evden calismak en guzeli. Bir arkadasim isinden istifa ederek kendi danismanlik isini kurdu ve evinden yonetiyor ama gunde 17-18 saat calisiyor. Cocuk dogurduktan iki hafta sonra calismaya basladi yeniden. Dolayisiyla, evde is yapmanin sartlarina da bagli. "Oh ne guzel" de diyebilirim, "Vah vah" da.

2. Bilmiyorum. Hicbir fikrim yok.

Freelance tercüman olarak çalışıyorum ve artıları olduğu kadar eksileri de var. Bazen insanlar onlar çalışırken gezdiğiniz halde onların mesaisi yokken, resmi bayramlar bile olabilir bu anlar, çalışmak zorunda olduğunuzu anlayamayabiliyor.
Bir de ne zaman bilgisayar başına otursam annem-babam ödev yaptığımı düşünüyor. Algıyı boşverin, tadını çıkartabilirseniz çok eğlencelidir.

Kardeş paran varsa, bunu da belli edebiliyorsan hiç bir sıkıntı olmaz.
Paran yoksa, ya da var ama belli etmeme tercihin varsa (passat kullanmamak gibi), o zaman evet işsiz olarak algılarlar.

Eski kız arkadaşım iyi maaş aldığı eski işinden bıkmıştı, freelancer'lık yaptı bir süre.

Freelancer'ların birinci derdi sigorta. Yani hem eline aynı para geçecek bir de üzerine sigortasız çalışacaksa değmez. İkinci derdi yükselme ve kıdemlenme. Ben olaya ekonomik yönüyle bakıyorum. Çok az freelancer bir şirkete girip veya kendi işini kurup kazanabileceğinden daha fazla kazanabilir. Diğer yönleriyle freelancer'lık yapmak bir şirkette çalışmaktan çok da farklı değil. Hâlâ maaşlı bir köle. Hiç yoktan iyidir gibi veya geçici görülmeli, kişi bir yandan ya kendi işini kurmalı veya daha iyi bir iş aramalıdır.

Toplum freelancer'lığı anlayamayabilir.

önceki duyurunda telc denmiş zaten, nesi yeterli gelmedi?

www.telc.net

konu hakkında pek bilgin olmadığını fark ettiğimden ekleyeyim; telc, goethe, testdaf, dsh sınavlarından bir tanesine gireceksin. telc'in sınavları biraz daha sık oluyor. tabii üniversiten "özellikle x sınavı olacak, başkasıyla gelmeyin" derse bilemem ama telc c1 hochschule'yi kabul etmeyen okul olduğunu sanmıyorum.

Benim de dönem dönem ders verdiğim kurum da Almanca sertifika veriyor. Iletişime geçerseni bilgi vereceklerdir.
www.avrupadilkulturmerkezi.com.tr

14.99 olan Basic tshirtleri.

modellerini hatırlamıyorum.

bir çantasını 3 yıldır kullanıyorum en ufak bir eskime, deformasyon yok. çok da rahat ve işlevsel.

bir yürüyüş ayakkabısını da 1 yıldır kullanıyorum. henüz herhangi bir sorun yaşamadım, memnunum.

onun dışında tişörtler, şortlar, çoraplar filan da kullanıyorum. onlardan da memnunum.

Polar kazakları iyi.

Nanoteknolojik havlusu. İncecik bisey, valizde yer kaplamıyor ce cok iyi kurutuyor.

Bisiklet, spor sütyeni, kask

Kar sporları için kıyafet anlamında bütün ihtiyaçlarımı oradan aldım ve severek kullanıyorum.

''Aprenaz 20'' renkli sırt çantası almıştım günlük kullanım için, ufak seyahatlerin vazgeçilmezi oldu sonradan, tavsiye ederim.

Mikrofiber havlusu çok iyi, ben orta boy olanını kullanıyorum. 13 liraya almıştım.

Oxelo kaykay, scooter, eliptik bisiklet, çorap, t-shirt, yağmurluk, çanta, bisiklet aksesuarları.

Mikrofiber havluları
Kalenhi tayt ve tshirtler
Quechua polarlar milyon kez yıkamaya dayanıklı, ama bel kısmı biraz kısa.
Quechua ayakkabıları (ucuzu kuru havada rahat, pahalısı soğuk havada)
Quechua polar yelek (evde dışarda tam bir kurtarıcı)
Trekking çantalarını ben kullanmadım ama annem ve kardeşim kullanıyor, memnunlar.
Tribord rüzgarlık, yağmurluk
Katlanır bisiklet
Hepsinden memnunum kısacası, güvenerek alışveriş yaptığım bir mağaza.

Aprenaz 300 diye yağmurluk gibi montları var super çok memnunum. İci polarli , polar fermuarla sokulup takılabiliyor . Polar yine hırka gibi giyilebiliyor. Şapkası enseye doldurulup şapkasız da kullanılabiliyor. Boynu koruyor soğuktan . Çok güzel bir mont. Kullanışlı ve sağlam olduğunu düşünüyorum.

havlu+1
tekerli mini bavul, çok sağlam çıktı

Hesaplama usulünden kaynaklı ufak farklar oluşsa da hemen hemen aynıdır. Ve evet ne yazık ki bizim tercüman olarak aldığımız paranın çok üzerinde tutuyor noter ücreti. Bir iki noterden daha fiyat öğrenin içiniz rahat etsin.

eğer çalışma vizesi için falansa yeminli tercüman yeterli oluyor. notere gerek yok.

tanıdık noter bulursanız daha ucuza halledebilirsiniz.
ama dendiği gibi, tercüme fiyatı ile kıyaslamayın. yüksek tutacak her türlü.

Sabit olmadı gerekiyor ama şehirden şehre değiştiğinş gördüm. İki yıl önce küçük bir şehirde yaşıyordum. İki sayfays noter 900 istedi. İstanbul'da abime vekalet verdim 480 e yaptırdı.

Bu arada fiyat bana uygun gibi geldi. Yine de araştırın .

fiyat fazla uçuk. eğer bu işlem sonunda çıkan rakam değil de çalışanın verdiği tahmini rakamsa büyük ihtimalle pek doğru bir tahmin yapamamış sebebi o. fiyatların aynı olması lazım fark edecek tek şey şu olabilir, atıyorum bir noter 668 liralık işlemi 670'e yuvarlar bir diğeri 700'e yuvarlar. yani hukuken öyle olması gerekli en azından noter işlemlerinde ama tabii geçiren geçirene.

amazon.de

Media markt

Bol.com da var. Iyi firmadir. Sadece dogrudan kendi satislarina bakin, araci olduklari da var.

Burasi da fena degil.
www.coolblue.nl

live sex showa gidebilirsiniz. değişik bir tecrübe olabilir. heinekene gidersiniz
sex museum var müze olarak ben de bi ona gitmiştim.

Heineken experience söylenmiş ve katılıyorum eğlencelidir.
Vaktiniz olursa(ki olur) Rotterdam'a da geçin.
Ot mot zaten olmazsa olmazlar :)
Havalar güzel olursa Vondelpark'ta takılırsınız

herkese hitap eder mi bilmiyorum ama biz herhangi bir ülkeye gezmeye gittiğimizde mümkün olduğu kadar oranın insanıymışçasına vakit geçirmeye çalışıyoruz. yani amaçsızca sokaklara dalıyoruz, sık sık kafelere oturup bir şeyler yiyip içiyoruz, alışveriş yapmasak da dükkanlara (markalı mağazalara değil) girip çıkıyoruz, toplu taşımaya biniyoruz, bakkaldan marketten bir şeyler alıp yiye yiye geziniyoruz, parklarda oturup ülkenin vatandaşlarını izliyoruz. yani mümkün olduğunca çabuk şekilde turistlerin topluca gittiği yerlerden uzaklaşıyoruz ki turist gibi hissetmeyelim :)

amsterdam özelinde verebileceğim tavsiye de yukarıda yazdıklarım dışında bir kanal turuna katılabilirsiniz. halka şeklinde iç içe geçmiş ve birbirine benzeyen sokaklarda gezmek yorucu olabiliyor. kanaldan gidince etrafı görebileceğiniz kadar yavaş, vakit kazanacak kadar hızlı gidiyorsunuz. bir de bira seviyorsanız eğer proeflokaal arendsnest diye bir bar var, de molen isminde kendi birasını üretiyor. gidip için :) vaktiniz olursa bir şekilde volendam'a da gidin, deniz ürünleri yiyin, biranızı için. masal gibi kasabada dolaşın, kafelerine oturun. hatta yanınızda frizbi falan götürürseniz geniş çim alanlarda oynarsınız. bir de bisiklet kiralayın, biz yapamadık bunu ama hollandalı gibi hissetmek için yapılabilecek en güzel şey herhalde bisiklete binmek.

Heineken experience 2 bira+isterseniz bardak ya da kanal turu hediye ediyorlar
Amsterdam dungeon korku tüneli gibi,
Madame tussauds bal mumu heykeller falan
Vondelpark
Van gogh da güzel, ama sevmiyormuşsunuz pek :)


Park ücretsiz de diğerleri için tours & tickets tan uygun fiyata bilet alabilirsiniz. Hem sıra da beklemezsiniz.

hanımla gitmek icin yanlış yer :(
kanal turu falan yapabilirsiniz.
bu arada lemon haze alin coffeshop'tan.

volendam'a gidersiniz bir gun. 20-30dk lik mesafede kucuk bir balikci kasabasi. eski yapiyi korumus bir yer. guzel olur gezmesi. sonra zaanse schans'a gidersiniz bir gun de. orasi da yine eski bir kasaba. yel degirmenleri var. tabi havanin nasil olacagina bagli. o zamanlarda hava saglam sogumus yada deli gibi yagmur yagiyor olabilir. hic muze gezmeseniz rijksmuseum'a gidilebilinir.

Volendam'ı görmenizi ben de tavsiye ederim. Muhteşem bir kıyı kasabasıdır.
Zaanse Schans ve Zaandam da gördüğünüzde sevebileceğiniz yerler. Tavsiyelerdeki Rotterdam yerine bu taraflar daha güzeldir.
Biraz uzak olsa da (memleketin bir ucundan bir ucuna zaten 3 saatte varabiliyorsunuz) Afsluitdijk başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz bir olaydır. Trenle seyahat etmenizi tavsiye ederim ayrıca.

3+ sene oldu ama cevap vereyim. Her acidan Turkiye'den daha iyi. Insanlarin guncel derdi hukumetin suyu parali yapmak istemesi mesela, normalde su bedava cunku.

Gunun manset haberi karsidan karsiya gecen bir kadina araba carpmis. Turkiye'de belki anca 3. sayfa haberi olurdu.

Turkiye'ye dair ozlenebilecek tek sey yemekleri malesef.

Öyle göreceli bir soru ki bu. Ben 13 yıl Hollanda'da yaşadım ve yetti artık deyip döndüm. İnanılmaz bir bürokrasi vardır, 2 yılda bıktırır, kurallar bir yerden sonra çaresiz hissettirmeye başlar. Ama yok ben kural severim diyorsanız yaşamak için en ideal ülke de olabilir.

su çok güzel de yüzecek birileri de olsaydı keşke.

ben çok memnunum. eğitim sistemi, çalışma şartları çok daha iyi.

havası kötü ama ona da alışıyor insan, güneşin kıymetini daha iyi anlıyorsun :)

televizyon programlarının ne kadar seviyeli olduğuna şaşırmıştım ilk geldiğimde. buradakilerin seviyesiz buldukları ünlüler bizim m.a. erbil, hülya avşar gibi tiplerle karşılaştırılmaz bile.

trafik rahat, bisiklet kullanmak rahat, toplu taşıma temiz ve dakik. insanlar tanımadıklarına gülümsemekten, iyi günler dilemekten, rastgele muhabbet etmekten çekinmiyorlar.

güzel ama kolay değil. herkes yapamaz. +5 yıl olmadı henüz ama her şeyin tozpembe olmadığını tabi ki söyleyebilirim. yaşam standartları türkiye'den çok daha iyi tabi ki ama yalnızlık çekiyorsun.

ülkedeki haberler falan genelde sıkıcı oluyor :D o açıdan türkiye gündemi daha eğlenceli. üzülüyorum ülkeme. dönmeyi aslında çok istememe rağmen olanları gördükçe de buradan vatandaşlık alasım geliyor.

Altın Kitaplar. Clive Cussler'ın okuduğum tüm kitapları nedeniyle.

Labirent Yayınları, ilk defa yayınlanan polisiye çevirileri çok sağlam.

iletişim, metis, ayrıntı

Iletisim cunku alper caniguz baris bicakci ordan cikti.
Is bankasi cunku cevirileri cok iyi.
Metis cunku cok guzel kitaplar var.

altıkırkbeş: nev-i şahsına münhasır kitabevi yahut tarzları var diyelim. :)
arkabahçe: Drizzt sever bir insaım. :)

iş bakası kültür yayınları, can yayınları, yky, iletişim, metis, ayrıntı,
cem yayınevi.

okuyanus. cem mumcu nedeniyle.

iletişim

yapı kredi yayınları..

Yky, metis, iletişim, iş bankası. Can yayınları da vardı ama kaliteyi bozdular. Everest de iyidir.

say, e, ortaoyuncular

Ben öğretmek isterdim fakat programım çok yoğun. Wildenberg Kültür Merkezi ile irtibata geçmeni tavsiye ederim. Belki önerebilecekleri birileri vardır.

İletişime geçtim, cevabınız için çok teşekkürler.

TEOL'de özel ders olarak veriyorlar.

hobi değil ama kitap okumak. terapi gibi bi etkisi var.

Ben heykel yapıyorum, kursunu da veriyorum üstelik... Ilgini çeker belki ;)

bisiklet
futbol(sadece oynamak. diğer türlüsü sıkıntı)
body
kaykay
yüzmek
okumak(roman, şiir, ilginç anektodlar vs.)
yazmak(şiir, öykü)
mızıka
dinlemek
kaymak(senede 1 kere de olsa inanılmaz bir duygu)
koşmak

7-8'i düzenli.

edit. yakın zamanda tırmanışa(dağ) ve parkura sarabilirim. inanılmaz ilgimi çekiyorlar. :))

Yeni bi dil öğren, sonra pratik yapacak arkadaşlar edin. Dünyan değişecek.

eğer dil öğrenmeyi seviyorsan/yatkınsan yeni bir dil öğren +1
kitap okumaya çalış
yemek pişir (uzak doğu mutfağı mesela)
seramik kursuna gidebilirsin
dans
çık fotoğraf çek, yaz, kış, yağmur her havada yapabilirsin hem.

sudoku ya da kakuro çözebilirsin, bireysel bişy ama güzeldir zevklidir.

sabır ister ama tohumdan ağaç yetiştirmeye çalış. Yine ağaçlarla ilgili bonsai ile uğraşabilirsin.

ben bir ara ebru yapıyordum. çok güzel bir uğraş ancak evde yapmak istiyorsan kesinlikle tamamen naylonla kaplı ayrı bir oda ayırmak lazım, başka türlü olmaz çok pis oluyor etraf çünkü. atölyede yapmaktan da sıkılmıştım ortamdaki tipleri sevemediğim için. sürekli bir cemaat, şeyh muhabbetleri filan dönüyordu böyle. bir de hocalar genelde inanılmaz katı oluyorlar, geleneksel neyse o olacak illa onun dışında en küçük farklı bir çizgi bile çizsen hemen yüzlerini ekşitip "bu ebru değil!" diye çemkiriyorlar.

değişik yabancı diller öğrenmek, bunları öğrenirken farklı ülkelerden insanlarla tanışmak da güzel oluyor. italyanca ve fransızca çalışmıştım bir ara, kursa gitmeden online dil öğrenme sitelerini takip ediyordum. busuu.com güzeldi, livemocha da var ama ona çok bakmamıştım.

bu ara at binmeyi düşünüyorum, haftada bir kere de olsa gideceğim sanırım. yakınlarında bu tarz sporlarla uğraşabileceğin yerler varsa oralara da bir göz atabilirsin.

(bkz: hakan gülseven)

son yazısı:

www.yurtgazetesi.com.tr

soL Gazetesi'nde fazlasıyla var... sol portal'da da yayınlanıyor yazılar.

fatih yaşlı

Merhaba,

Birini bulamadıysanız ben kendilerine ev sahipliği yapabilirim.

mailim: [email protected]

Sevgiyle

eleganteda sağolsun ilgilendi ancak bazı pürüzlerimiz oldu kaplumbağalarımıza ev aramaya devam ediyoruz. Yok mu merhametli ev sahibi adayları?

Merhaba Türk Dil Kurumu'nda arattım da tuvalet sözcüğünü şöyle bir bilgi buldum. Sanırım bununla bağlantılı olarak daha geniş bir anlamda kullanılıyor sözcük. 2. anlamı okumak gerek burada sanırım.

tuvalet Fr. toilette

a. 1. İnsanın dışkısıyla idrarını boşalttığı yer, abdesthane, ayakyolu, yüznumara, hacet yeri, hela, kenef, memişhane, kademhane: “Nerede ise herkesi belediyenin tuvalet çukurlarına kadar takip edeceksiniz.” -F. R. Atay. 2. Yıkanma, tıraş olma, giyinme, süslenme, taranma işi: “Başımı, tuvaletimi ve makyajımı bile ezbere yapacağım, aynada kendi yüzümü görmeyeceğim.” -P. Safa. 3. Gece kıyafeti: “Asıl mühimi oyun için bir giyecek şey, yeni, açık bir tuvalet.” -T. Buğra. 4. Vücut temizliği ve bakımı için gereken nesne. 5. Sidik veya dışkı.

Cumhuriyetten önce, yurdumuzda kullanılan ölçüler uygar ülkelerin kullandığı ölçülerden farklıydı. Metre yerine, arşın denilen bir uzunluk aleti kullanıyordu ve ayrıca alaturka saat kullanıyordu. Bu saate göre 6'da öğle 12'de akşam oluyordu.
Dünya ülkelerinin çoğu miladi takvim kullanırken, biz hicri takvim kullanıyorduk

şeklinde bir bilgi buldum netten, bahsettiğiniz saat durumu, Ömer Seyfettin hikayelerinde de bolca bulunurdu. sanırım 'alaturka saat' üzerinden bakınırsanız internette daha anlamlı şeyler bulabilirsiniz.

jartiyer diye biliyorum.

pantolon askısı.

Jartiyer isterseniz size iç çamaşırı verirler. Onun askı kısmı farklı bir bölgededir. Askılı kemer olması gerek adı.

pantolon askısı. çok kalitelileri (ancak klasik renk ve modelde) ccs sarar'da vardı. şimdi sitesine baktım göremedim. ben mağazasından almıştım siyah renkli.

goo.gl

bu arada : goo.gl vs goo.gl

pantolon askısı. yalnız göbek varsa tavsiye etmem.

pantolon askısı asıl göbekli iseniz kullanılır ve işe yarar ve rahatlatır ve ve ve.... göbekli ve kemersiz olmanın rahatlığını görün.

kurallar kısmında send copy to gibi bir seçenek yokmuydu?

Mailleri aktaracağınız (ana) hesabınızda sağ üst köşede adınızın yanında bir çark işareti var oraya girin,Google mail ayarlarını seçin, sonra ayarlardan yölendirme ve POP/IMAP butonuna basın. Yönlendirme adresi ekle seçeneğine yeni adresinizi ekleyerek yönlendirmeyi tamamlayın.

Sanırım bu şekilde istediğiniz amaca ulaşacaksınız.

filtre oluşur'a tıklayın, kimden kutusuna *.*.* yazın. sonraki adıma tıklayın. orada yönlendir diye bir kısım var. tanımlı bir yönlendirme adresiniz yoksa adres tanımlamanızı ister. adres tanımlayıp filtre oluştura tıklayın.

www.bunlardanistiyorum.com

kullanmadığınız iki kalın kitabı kitaplığa yapıştırarak da havalı bişi yapabilirsiniz belki, şu an aklıma geldi.

billy

Ikea'da var.

Ben onlardan kilden yapıyorum... Aşağıda fotoğraflarını görebileceğiniz bağlantıyı ekliyorum. Hoşunuza giderse sipariş verebilirsiniz. Şuan elimde bir sipariş var, başka versiyonu yapıyorum. Çeşitlendirmek mümkün yani. İlgilenirseniz mesaj atabilirsiniz veya mail adresimden ([email protected]) ulaşabilirsiniz.
heykelistanbul.tumblr.com

konseptliler çok pahalı ya, 30-50 lira arasında. en az 3-4 tane alacağım düşünülürse hiç mantıklı gelmiyor. :) kilden yaptıklarınız da aynı şekilde.

bana daha çok billy tipi şeylerden lazım işte. ikea'dan başka yerde yok mu ki? online mağazası da yok oranın.
www.ikea.com.tr
www.ikea.com.tr
www.ikea.com.tr
www.ikea.com.tr

you will always be with me (ingilizce)

Ty vsegda budesh so mnoi (rusça)

sarete sempre con me (italyanca)
her zaman benimle olacaksın demek istersen şayet "sarai sempre con me"

yukardaki almanca çeviri yanlış.doğrusu şöyle:

Sie werden immer bei mir sein. (tekil şahıs/saygı formu)
Ihr werdet immer bei mir sein. (2.çoğul şahıs)

zawsze, będziecie ze mną.(lehçe)

Hollandaca - Felemenkçe olan şöyle...
U zult altijd bij me zijn. (siz)
Jij zult altijd bij me zijn. (sen)

iri çkimi kala ye (lazca)

yunanca
Θα είστε πάντα μαζί μου. tha iste panda mazi mu

Merhaba,

Bir dönem Hollandaca altyazı çevirisi yapmıştım. Özel bir mekanizma kullanıyorlar. Programı pedalla ilerletip durdurabiliyorsunuz. Evde yapacaksanız ExpressSubscribe programını tavsiye ederim. Ses kaydını yavaşlatarak dinleyebiliyorsunuz.

Kolay gelsin.

Express Scribe imis programin ismi, tesekkürler buldum pedali ve software leri.

ilaç ilaç ilaç...

ağrı kesici vs aklınıza ne gelirse.

peynir yoğurt :) benim bulunduğum yerde ikisini çooook aradım (abd. ama bulunduğum yerde yoktu benim zekime göre)

Rakı, kitap, türk kahvesi deli gibi arıyorum.

13 yıl Hollanda'da yaşadım ve Rakı'sından Türk kahvesine hepsini en leziz halleri ile bulmanız mümkün oralarda... Nereye gittiğiniz önemli bu açıdan... Bir tek gripin bulmakta zorlanabilir, onu biz de Türkiye'ye geldiğimizde alıyorduk.

Bunu ikinciye açıyorsun galiba? Bu kadar panik yapma, hele Avrupa'ya gidiyorsan. Her şey var. Yok ben sütaş ayranın %53 yağlı versiyonundan başkasını içemem tarzındaki pimpirikli tiplerdensen zaten otur oturduğun yerde.

yoo ilk kez açıyorum ayrıca yiyecek bazında sormuyorum şu soruyu. atıyorum ufak ipod şarj kablosu aklıma yeni geldi unutsam hayattan bayabilirdim bir kaç gün orda ya da antibiyotik ve ya ağrı kesici getirmek de aynı şekilde. yani işin %78 sikim soniğinde değilim. bu tarz şeyler. ulan şu duyurulara cevap verme adabını bir öğrenemediniz gitti.

genelde ilaç sıkıntısı olabiliyor oralarda reçetesiz pastil bile vermedikleri için.

madem öyle önceki duyuruya verdiğim cevabı yineliyorum: priz adaptörü!

gideceğin yerde illa bir türk nüfusu olacağından yeme içmeyi boşver.

yazılmış ama tekrar tekrar yazayım, en az 2 kutu antibiyotik ve birkaç temel ilaç götür. ne kadar sigortan olursa olsun yurtdışında çoğu ülkede garip uygulamalar var.

bir de garantisi devam eden elektronik eşyalarınızın fişleri ve garanti belgeleri.

götürebiliyorsan taharet musluğu götür:)

şaka bir yana her yerde her şeyi bulursun. priz adaptörünü de, yoğurdu da.. sadece nereye bakman gerektiğini bilmen gerekir.
dedikleri gibi alabildiğin kadar ilaç al.
giysi olarak da kışın da kalacaksan sana lazım olacakları götür, pahalı oluyor genelde.