RAM genellikle bir uyarı sesi verir. RAM'leri söküp tekrar takın. Çift ise teker teker deneyebilirsiniz.

Genellikle fan, ısı vs hataları da ilk açılıştaki siyah ekranda söyler.

anakartın kitabında hangi sesin ne anlama geldiği yazar. kitap kayıpsa anakart manuellerini internette de bulabilirsin.

bilgisayar kendini yeniden baslatmak istiyor gibi oluyor. ses çıkıyor takılıyor ve ses her 20sn de bir tekrar ediyor. teşekkürler bakiyim hemen.

ram sorunu gibi. benim başıma da gelmişti daha evvel..

sorun harddiskten kaynaklanıyor sanırım arkadaşlar. dediğim bip sesi ram sesi gibi değil. anlatmaya çalıştım ama anlatamadım sanırım. bilgisayar kendini yeniden başlatıyor gibi ses çıkartıyor. harddisk kablosunu çıkartıp taktım 2-3 saat idare etti. bilgisayarı kapayıp açınca aynı ses yine tekrar etti.

owww, sakın diskin kafa atma sesi olmasın o!!! dikkat edin, bir an evvel datalarınızı başka yere yedeklemeye bakın...

Eğer bu ses ise sakın kullanmayın daha fazla vimeo.com

tam olarak aynı ses değil ama ordaki ince ses var ve tekrarlıyor. 15 defa falan saydım yani. ama şu an bilgisayar açık durumda. hatta bu olay 1 sene önce de olmuştu bilgisayarı hala kullanmaya devam ediyorum. ara sıra yapıyor işte.

tahmini 11'dir belki

değil değil , direk 11ler geliyor ben anlamadım bu işi. bilen bir el atsın

euro 2008'de milli takım kadrosu maç günü, gündüz saatlerinde açıklanıyordu. belki de fatih hocanın öyle bi huyu vardır bilemedim.

bildiğime göre, gs tv'yi biraz daha ön plana çekmek için.ilk önce orada veriliyor kadro.

Tamamen takımın, teknik direktörün kararı.3-4 saati bırak 1 gün önceden açıklayanlar oluyor.

ben olsam şöyle başlarım...

1. tüm adresleri text to column yapıp çift delimiter (space ve /) kullanarak ayır
2. her satırın son kolonu il, sondan bir önceki kolonu ilçe olacak.

edit: yaptım güzel oldu evet, en sonda il ve ilçeyi almak için de if'li formül yazacaksın. boşsa, bir soldaki, boşsa bir soldaki diye gidecek:
=IF(U10="",IF(T10="",IF(S10="","EBEN",S10),T10),U10)

daha kolayını buldum:

C2'deki adres için

il: =RIGHT(C2,LEN(C2)-FIND("~",SUBSTITUTE(C2,"/","~",LEN(C2)-LEN(SUBSTITUTE(C2,"/","")))))

ilçeyi de sen yaparsın sanırım

soruyu baska bir yerde daha sormustum. oradaki yanitla cozdum:
www.excel.web.tr

edit: @desdinova yanitlarini simdi gordum hocam. senin ikinci yol kolay gorunuyor. bunu surekli kullanacagim icin senin yolla yapmam daha kolay olabilir.
Benim gibi Türkce Excel kullananlar için formül şöyle oluyor:
=SAĞDAN(A1;UZUNLUK(A1)-BUL("~";YERİNEKOY(A1;"/";"~";UZUNLUK(A1)-UZUNLUK(YERİNEKOY(A1;"/";"")))))

tek bir sütundaysa renge göre sortlasan, sonra baksan kaç tane diye?

sürekli değişeceği için belli bir hücreye sayısını yazdırmak istiyorum

VBA bilen bi arkadaş lazım ozaman sana abicim.

teşekkürler, kendim kasayım vba ya, hallederim de derdim daha basit bir yolu gelmiştir belki yeni versiyonlarla diyeydi. oturup uğraşayım o zaman.

formülle zor gibi vba dan anlar mısınız?

www.excel.web.tr

şu adrese bir bakıver.

yuzgul.com

bir de şuna bakarsın işine yarayabilir.

office 2007 ve üzeri için bir rengi filtreleyip, sonra hücreleri seçerek count'una bakabilirsin. formülle yapıp bir hücrede istiyorsan VB kullanmak zorundasın yukarıdaki linklerde verildiği gibi.

VBA ile yapmak istersen aşağıdaki şekilde yapılabilir. Alt+F11 ile VBA kod editörünü aç. Modules bölümüne Insert Module yap.

Modülün içerisine şu fonksiyonu ekle:
Function RenkSay(Rng As Range, RngColor As Range) As Integer
Dim Cll As Range
Dim Clr As Long
Clr = RngColor.Interior.Color
For Each Cll In Rng
If Cll.Interior.Color = Clr Then
RenkSay = RenkSay + 1
End If
Next Cll
End Function

Artık RenkSay formülünü bu Excel içerisinde kullanabilirsin. Kullanımı şöyle:
=RenkSay(A1:A10;B1) (Meali:A1:A10 arasındaki hücrelerde B1 hücresininin rengiyle aynı renkte olan hücreleri say)

Not: Formül yazıldınta sonra renk değiştirildiğinde formüle yeniden gir-çık yapıldığında etkin olacaktır. Bu da aşılabilir bir sorun ama uzatmayayım daha fazla. :)

şifre koy rarlayıp arayıp dursun aq :)))

ekleme yapmadan yolla.
sonra da ''ya hocam unutmuşum, şimdi kontrol ederken gördüm.'' flaan de. en garantisi bu.
denedim, %100 çalışıyor.

not: en az 4 senelik yöntemdir. ona göre :)

aynen rar a şifre koy. sonra aa hocam pardon şifreli göndermişim deyip aynı rar ı şifresiz yapıp onu gönder (boyut ve isim aynı olsun dikkat et)

hoca olsam word gelişmiş özelliklerinden created date, modified date alanlarına bakarım. Ayrıca ekleme yaparsan ilk rar ile ikinci arasında boyut farkı olacak.

Bu nedenlerle: mahsunkul +1

hoca olsam rar şifresini kırar bakarım içine, adam mı sikiyorsun sen derim.
mahsunkul'un yöntemi daha uygun.

resim vs dosyanın uzantısını doc olarak değiştir gönder. ne dosyası olduğunu bildiğim gizli dosyalarıma yaparım ben bunu. kimse de açamaz o yüzden

diretk bunu kullan: neddyy.net

edit: o sitede bir hata var sanırım, bu çalışıyor: corrupt-a-file.net

dosyayı boz açamasın.www.youtube.com

edit dosya boyutunu en son göndereceğin hale yaklaştıracak kadar rastgele yazı ekledikten sonra boz ki adam mı sikiyon lan demesin hocan

yada ilk rar'daki wordun icini bi kac sayfa daha doldurki sonraki eklerle aynı boyutta olsun nasılsa acamaz ilk dosyayı aynı boyuta denk gelir.ama bozuk dosya da güzel fikir.

hiç ekleme yapmadan gönderdim. en temizi. sonra hoca bilgisayar kurdu falan çıkar, girilecek risk değil yani :)

ama dosya bozmalar, rarlar falan güzelmiş, çok teşekkür ederim. kaydettim bunları. memlekette ne cevherler varmış :)

masaüstünde yeni metin belgesi oluştur, içine yüzlerce sayfa saçmalık doldur copy paste ile, sonra uzantısını doc diye değiştir.

windows sistem dosyalarından rastgele bi tanesini seçip uzantısını doc yap gönder :D

3 sene boyunca her turlu projede denenmis ve yuzde yuz calisan yontem. dosyalarini rarliyorsun. Sonra rar dosyasini notepad ile aciyorsun. Rastgele yerleri silip, yer degistiriyorsun vs. Tebrikler corrupted bir rar dosyan var. Hoca ne zaman dosyani acmaya calisirsa o zaman anlar corrupted oldugunu. Bozdugun kisim cok az olmasin, rar dosyalarinin recovery ozelligi vardir. %5'e kadar olan corruptionlari duzeltebilir.

devlet vergilerimizle daha fazla maliyetli borçlanıyor. daha ne olsun?

bankalardan kredi çekmek isteyenler de aynı şekilde. bu nedenle şirketler veya bireyler kredi kullanmıyor. ekonomi yavaşlıyor.

faiz yükseliyor. faiz yükselince, adam kredi çekmiyor.(bugün x lira çekecek, yarın 2x lira geri ödeyecek) kredi çekmeyince yatırım yapamıyor. yatırım yapamayınca ekonomi yavaşlıyor.

faizle para kazanmak, yatırım yapmaktan daha kârlı bir şey olduğu için de sermaye sahipleri parasını faize yatırıyorlar. onların yatırımları da durduğu için belamız sikiliyor.

edit: çok düşük olursa da, halk parasını bankaya yatırmıyor. bankaya yatırmayınca, yatırımcılara kredi sağlanacak kaynak bulunamıyor. bu da ekonomiyi kötü etkiliyor. yani faizin yüksek olmasının artısı da bu işte.

en basit olarak yüksek faiz demek, milletin harcamak yerine savinge yönelmesi anlamına gelir. yani insanlar parayı bankaya yatırır saving>consumption da mal piyasası için tercih edilmez. o yüzden bir faiz lobisi vardır bir de zafer çağlayan : )) çağlayan faiz düşük olsun ister, böylelikle tüketim ağırlıklı bütçe açığı veren ama canlı bir piyasa vardır. borcun/gdp'ye oranı belli bir oranda olduğu ekonomi sürdürülebilirdir. yani ekonomi politikasıdır ikisi arasındaki tercih

faiz artarsa borsanın düşmesi beklenir, çünkü vadeli hesaplar görece daha iyi yatırım aracı olurlar.

oksitlenen şey yıkamayla geçmez ki. oksitlenmiştir diyorsan kullanmayacaksın.

çay kaşığı karbonat çay kaşığı tuz. yarım/bir çay bardağı suya karıştır, içine dök çalkala. çıkan suya göre tekrarlarsın.

stainless steel yazıyor mu altında? kaç senelik bu matara?

kusura bakmayın yazmayı unutmuşum. Stainless steel yazıyor, ancak bildiğim kadarıyla çin malı. ne kadar kalitelisinden bilmiyorum. 3 senelik bir matara.

256k word (kelime)
= 256 * 10^3 * 4 byte
= 2^8 * 10^3 * 32 bit
= 2^13 * 10^3 bit

@desdinova;
cevabın şu soruya göre doğru; 4 byte uzunluğundaki 256K word'den oluşan bellek bölgesi topam kaç bit içerir?

1 word = 2 byte
yani 256000 word = 512000 byte

byte olarak adreslemen gerekseydi 19 bit gerekirdi (19 bit ile adresleyebileceğin byte sayısı: 2^20 = 524288 byte)
kelime adreslediğin zaman 0. bit sürekli sıfır olacak, yani çift sayılı adresleri kullanacaksın sadece. bu yüzden de 18 bit yeter, kelimelere erişirken

kelime bölgesinin taban adresi + (kelime adresi shl 1)

şeklinde, yani kelime adresini bir bit sola kaydırıp kullanabilirsin. ne için kullanacağını bilmediğim için sonu biraz tahmini oldu.

not: word'ün tanımı mimariye ve bellek erişimine göre yapılır çoğu zaman, ama x86'da genelde word = 2 byte, longword/double word = 4 byte olarak geçer.

hoca şöyle bir şey demişti değişkenler için memoryden alınan hafıza compilerdan compilera değişebilme ihtimali var, sizeof(int); c++ komutu integer için kaç byte kullanıldığını döner gibi bişeydi. konuyla alakalı mı bilemedim tam ama aklında bulunsun dedim

değil. türkiye'deki yabancılar hariç

türkiye'de falan oynuyorsa, uzaktan yakından entry'ni görüp ya da birisinin kendisine ispiyonlaması sonucunda şikâyetlik ya da davalık bir ihtimal varsa gg, "yok yææ nælakaysa" gg değil.

reklam verme ile reklam

advertising: reklamcılık
advertisement: reklam

advertising fiil değil.

Sitede sıkıntı yokta normal 8 mbit bağlantı ile imkansıza yakın upload yapmanız en temizi seed box almanız tl de tutunmak isterseniz.

tL'den bir şey indirmeyeceksin, öyle bakacaksın takip amaçlı kullanacaksın. yakaladın mı aynı içeriği indirebileceğin tonla tracker var.

oncelikle kufur edecekseniz de anasi babasi haric diyin;

ben orda 100kusur gb ratiomaster yaptim bir iki sene once. hala yer mi bilmiyorum. o ratio yetiyor bana uzun bir suredir.

zamundam var, genelde onu kullaniyorum. TL de aradigim dosyayi bulamiyorum bir turlu, elli tane mp3 seyi cikiyor sonuclarda kufur ederek kapiyorum.

vip üyelik alırsan ratio sorunu olmaz, üyelik bitene kadar sömürebildiğin kadar sömür. ama sonra yenilemezsen atıyorlar siteden hemen.

ücretsiz teslimat yapmıyorlar. 3500 tl alışveriş yaptım (3 yıl önce) kargo ödedim.

"Nakliye ücretini ve tahmini nakliye tarihini, siparişinizi oluştururken öğrenebilirsiniz. Nakliye hizmeti bedeli, sepetinizdeki ürünlerin toplam hacimine bağlı olarak hesaplanan kargo bedeli ile diğer hizmetler bedeli toplamıdır. Sepetinizdeki ürün sayısı arttıkça nakliye hizmet bedeli avantajlı hale gelebilmektedir."

www.ikea.com.tr

bence önemli falansa ikea'yı arayıp sor direk: 444 IKEA

Dün gittiğimde ücretsiz teslimat temalı bazı afişler gördüm ama kurallarına bakmadım. Dönemlik bir şeyler olabilir.

Iki hafta once 750 tl uzeri ucretsiz nakliye vardi

www.sub-titles.net

burada 3 tanesi var

@desdinova

türkçe altyazı lazım.

divxplanet.com
divxplanet.com
divxplanet.com
bunlardan biri mutlaka uyar. olmadı ;
divxplanet.com
bunu rica et çevirmenler çevirir.

hayır

Pek bi işe yaradığı yok ki dc'nin, okul dışındaysan torrent çok daha hayırlı bir seçenek.

teknik olarak sağlanır.

vpn ile saglanir

kullanmadım ama böyle birsey var (git: www.onlineocr.net)

paralı satılan ocr programları var, malesef ücretsiz halledebileceğini sanmıyorum :/ gönder yazayım bir sayfasını

edit: vay be ayağa düşmüş demek ocr yazılımları da

bildiğim kadarıyla yok.

hayır yok.

var. 5 dakikada en fazla 5 entry girilebildiğine göre üst sınır var demektir.

pek sanmıyorum.. lara gofret falan yardırıyordu direk..

huzursuz'un 16730 ssg'nin 47401 entrysi var. bir sınır yokmuş gibi duruyor.

www.eksisozluk.com en çok boş vakti olanlar bölümü.

onkaimeon 269159 entry girmiş

hayır

Playstore'la bağlantılı olduğu için mi?

abi bi product key bi hesap için aktif edilebiliyor bildiğim kadarıyla playstore vs meselesi değil yani.

bir anahtar bir steam hesabında aktifleştirildikten sonra kullanılamaz hale gelir. ikinci hesabın denemesinde kabul edilmez.

Steami sadece kurmak için kullanıp herkes offline olarak oynayınca oluyormuş, yapmışlar.......

enchanted, farklı steam hesapları sormuşsun. bir oyunu tek key ile farklı hesaplara kuramazlar. on kişi aynı steam hesabına oyunu kurup sonra offline oynayabilirler (herhalde).

Corsair'in 120 gb'lık modelini kullanıyorum. Bunu takmadan önce 640 gb hdd vardı, şimdi onu harici olarak kullanıyorum. Gözle görülür biçimde bir performans artışı mevcut, açılış-kapanış 5-10 saniyeyi buluyor. Tavsiye ederim.

kullanıyorum ama ne yalan söyliyim hız farkını fark etmedim bile. onun dışında tabi bi de ufak olduğu için sıkıntı yani.

kullanıyorum, bayağı farkettiriyor. tabii bunda bir sürü şeyin de etkisi var. mesela Win XP ve Vista'da olmayan ama Win 7'de olan TRIM özelliği olayı çok farkettiriyor mesela. işletim sisteminin x86 ya da x64 oluşu da etkili. bir mekanik HDD'de x64 Win 7 kullansan ve daha sonra da SSD'ye geçsen, farkı çok rahat anlayacağını düşünüyorum.

fiyatı tabii yüksek ama bence uzun vadeli düşününce değiyor. ocz'nin agility 3 / 4 modelleri falan gayet güzel. imkanın varsa 120GB'den aşağısını da alma bence.

3 yılda bir değişmeleri gerek diye biliyorum. o nedenle yüksek dönüşlü hdd'ler hala cazip bana kalırsa.

Kullanıyorum. Muhteşem bir şey, kesinlikle geçmek lazım. Özellikle laptopta.

ingilizce okuyan bi arakdaşım antalyada yapmıştı o işi. havaalanının işletmesini yapan özel bir şirket vardı -çelebiydi sanırım adı-, o şirkete başvurmuştu. gecesi gündüzü yok ama.

kontuar görevlisi diyorlar.

yer hizmetleri diye geçiyor genelinde sanırım.

Onlar havayolu şirketlerinde çalışmıyor genelde, havalimanı işletmesini alan firmanın elemanı oluyorlar. Gün içerisinde birçok farklı firmanın işlemini yapabiliyorlar. Online olarak: www.celebi.com.tr başvurabilirsiniz mesela.

şimdi handling şirketleri denen bir şey var; TGS, Havaş, Skyport, Çelebi gibi...

havayolları yer hizmetlerini genelde bu şirketlere outsource ediyor. bu şirketlerin havayolu için yaptığı birçok hizmet var; bagajların uçağa yüklenmesi, uçağın kapı kapama prosedürünün yürütülmesi ve check-in gibi. yani yer hizmetlerinin birkaç ayağından biridir check-in. check-in yapan elemanlar da bu taşeron yer hizmetleri (handling) firmalarının çalışanları, havayolu personeli değiller. isim olarak da onlara; check-in/kontuar görevlisi/memuru/agent/ deniyor.

www.livemocha.com

stopaj

stopaj halinde alınan gelir vergisi. oranı da şu sıralar %15

%15 evet. Zaten vergilendirilmiş kazancınızdan arttırdığınız birikimler üzerinden alınan vergi.

(bkz: enflasyon vergisi)

(bkz: porno saklama yöntemleri)

indirip çalıştıramayan (çeşitli ekranlarda crash) 10'larca kişi gördüm, çalıştıranı görmedim, çalıştırıyorum diyen de bence yalan söylüyordur. proper'ı beklemekte fayda var.

bende çalıştı ama personel arttırmak için board ile konuştum çöktü oyun.

Biraz daha çalışayım bari.

çalışmazsan çiğ köfte yok ! hiç sevmem hea ben çiğ köfte.

Birkaç gün hiç çalışma. Göt sıkışınca çalışma isteği de katlanıyor.

tatilin gelmiş

güzel restoranlara git güzel yemekler ye. nickin de müsait buna zaten. ama biraz sık git. sonra paran yetmeyecek muhtemelen. diyeceksin ki ben çalışayım aga. ben olsam böyle yapardım.

benim mukemmel bir yontemim var. soyle ki:
haftaya sinav var diyelim. bir hafta oncesinden "evet calisacagim, hepsini yalayip yutacagim konularin" diye kendime gazi veriyorum. sinav oncesi gune kadar surekli "hadi bugun basliyorum" diye soyleniyorum. sonra nedense hic oturup calismiyorum. son gun ise yumurta dayaniyor ve ben oturup her seyi adam gibi calisiyorum. beyin bedava!

Yoksa, olmuyo. Kendimden biliyorum. En fazla geçici bir serap tadında yaşayabilirsin o deneyimi.

Edit: Yetersiz gibi yapıyorum son gün de çalışmayıp yatıp uyuyorum. Yani onu deneme bence, benim gibi çıkabilirsin.

[email protected] adresine mail ile gel aydınlatayım ! saygılar

steam dışında bir alternatif yok zaten şu anda.

ben bu sene almadım ama, editörü vardır oyunun her sene olur. onu açacaksın nations altında turkey'i bulacaksın orada olması lazım. bence yabancı sınırını kaldırmak yerine, 1 senede türk olabilir yap daha zevkli oluyor :p

peki şimdi ki kariyerime etki eder mi direk? yoksa baştan bi takım mı almam laızm?

baştan.

baştan kariyer açman lazım.

buldum tamam*.

office
*html
photoshop
*css
*php
seo
flash
joomla
after effects
illustrator

yanına * koyduklarımı dreamweaver da kodlarsan onu da aradan çıkarırsın.

bunların hepsini bitirsen, her şeyden biraz bilen biri olursun. olma.

her şeyden biraz bilen ol tabiki. bir şeyi çok iyi bilirsen amele; her şeyden fikrin olacak kadar anlarsan, kumaşın ve şansın da varsa yönetici olursun.

her şeyden biraz bilmek, oturup hiç birşey bilmemek daha iyidir. muhtemelen gidişata göre birine sarıp o alan üzerine yoğunlaşcam.

bence joomla yı tamamen çıkar. izlemene dahi değmez. onun yerine wordpress bulabilirsen, ona bak.

nestle.

fav. erikli

plaseler saka, nestle

erikli, sırma, nestle

saka

pınar

Erikli - hayat.

Korusu bence de.

damla

erikli tektir. damacana ise kestane suyu.

nestle

bimden sırma al aga

Otobüs yolculuklarında Nestle içersem midem bulanmaya başlıyor, neden bilmiyorum. Onun dışındaki bütün sular aynı geliyo bana.

eğer isteğini doğru anladıysam; wolfram alpha kullanabilirsin.
online olarak da kullanabilirsin aynı zamanda.

www.wolframalpha.com

ya olm bırakın atatürkü matatürkü..
yıllardır yok atatürk ilkeleri yok atatürk zartı zurtu diye devletin anası bellendi.

tamamen tarafsız bi şekilde okudum ve tamamen tarafız bi şekilde cevaplamaya çalışacağım.
türklerin tarihine, islamiyeti kabulune, 1071de anadoluya girişine, daha öncesinde geleneklerine falan bakarsak aslında atatürkün yapmaya çalıştığı şeyin araplar tarafından tecavüz edilmiş bir milletin, kendine ait olmayan özellikleri atmaya çalışmasını sağlamak olarak yorumlayabiliriz. bu benim şahsi görüşüm.

niçin okullarda yeterli eğitim verilmiyor, tarihimizi bilmiyoruz, tarih derslerinde "yararlı cemiyetler, zararlı cemiyetler" başlığı altında bir şeyler öğreniyoruz, bu soruların cevabı aslında atatürk.ün neler yapmaya çalıştığını neden anlamadığımızn da cevabı.

mustafa kemal salt olarak halkın geçmişle değil din ile bağını koparmaya çalışmıştır bir prototip yaratarak.bu arada şuana kadar kusursuz işlemiş herşey dediğin kısımda ise gerçek tarih olarak herşey kör topal ve ihanet üzerinedir..

geçmişle irtibatı koparmaya çalışmak değil o.
bizim halkımız mal. kendisi bir şey istemiyor. atatürk bunların hiçbirini yapmayıp ben padişahım bundan sonra dese, ona tamam diyeceklerdi yine, hatta sevineceklerdi de. demokrasi falan çok azının aklına gelecekti onlar da bir şey yapamayacaktı muhtemelen.

yani olay bu. atatürk, ne idüğü belirsiz feslerin tarih olmasını istemiş de kötü mü yapmış yani? aynı zamanda arap harfleri, ne ki yani? türklere özgü bir alfabe olsa, atıyorum göktürk alfabesi kullanılıyo olsaydı osmanlı'da bunu kaldırır mıydı? sonuçta kökeni biz değiliz onun.

halifelik de papalık kadar gereksiz bir makam. ayrıca halifemiz olmadığı halde laiklik elden gidiyor, bir de halife olsa nolurdu şimdiye düşünebiliyor musun?

ben teşekkür ederim.

adam ileri görüşlülüğün kitabını yazmış işte.

halifeliği kaldırması sayesinde sadece türklere değil, tüm islam camiasına güzellik olmuş. matahmış gibi papa var diyorsun, hristiyan dünyası ne çektiyse papa yüzünden çekti. itin götüne sokuyolar adamı sürekli, olmaması çok daha isabetli.

alfabe desen bi o kadar yerinde bir karar. japonya gibi istisnalar kaideyi bozmaz. bugün farklı alfabesi olan ülkeler, başta rusya, ingilizce öğrenmekte zorlanıyor. bu ülkelerde ingilizce bilme oranı %5 bile değil. en önemli sebebi de alfabedir. çok şükür kurtarılmışız osmanlıca'dan. ülkenin 100 yıl öncesine ait arşivleri senin okuyamamanın bir önemi yok ki, okunabilir olmasının önemi var. çok önemli buluyorsan çevirilerini okursun, olmadı parayı verir çevirtirsin. bu kadar marjinal ve önemli bir kararın karşısında, 100 sene sonra sıradan insanların osmanlıca yazıları okuyamayacak olması durabilir mi sence?

atatürk geçmişle olan irtibatı koparmaya falan çalışmamış. bağnazlığın başı olarak gördüğü ve problemden başka bir şey yaratmayan/yaratmayacak olan halifelikten dünyayı kurtarmış ve ülke menfaatleri için çağdaşlaşma adına alfabeyi değiştirmiş. alfabe değişince geçmiş niye kopsun ki.. bugün 2k yıl öncenin yazıları bile okunabiliyor.

çok haklısın söylediklerinde. halkın bir günde cahilleştiğini düşünsene? bunu böyle söylediğinde sana bunu çürütmek için gelinen olgu da "o zamanlar zaten kimse bimiyormuş okuma yazmayı, seçkinler biliyormuş hep" oluyor. ve bu durumla "bir gecede cahil olduk geyiği" diye dalga geçtiklerini sanıyorlar. o zamanların okuma yazma oranlarını araştırdım bunun için sırf. ve ne buldum bil. o günlerde dünyadaki hiçbir devletin okuma yazma oranı zaten yüzde 15 i bulmuyor. bizim okuma yazma oranımız ise o günler için yüzde 10 gibi bir şey. aslında konuşulacak çok şey var bunun hakkında. ama asıl ihanet inönü zamanındadır. inönü osmanlı arşivlerini yok pahasına bulgaristan'a satmıştır. öyle ki istanbul sokakları evraklardan geçilmez hale gelmiş. (okuduğum kaynaklardan aktaraiyorum.) yaklaşık 10 milyon belge satılmış. bununla ilgili şöyle bir şeyler karalamıştım zamanında. çok da konuşmak istemiyorum. ne dersen de herkes bildiğini okuyor çünkü. (ek olarak: atatürk'ün orijinal nutku nerededir ve bu orijinal nutku bulabilsek şurada atıp tutan kaç kişi bunu okuyabilecektir? çok önemliyse çevirttiririz değil mi? başımıza hep bundan geldi ne geldiyse. doğru çeviriyi kim yapacak? biz buna nasıl inanacağız bunları soran yok.)

beta.eksisozluk.com

çoğu kişinin karşı görüş olarak sunduğu mustafa kemalin ileri görüşlülüğü ve ferasetini şuan,bu çağda bizim de gösterip bu ülkenin vatandaşlarının mustafa kemalle olan tüm bağını koparmamız ve kendisini tarihin tozlu sayfalarında bırakıp,adalet kantarına oturtmamız gerekiyor..bu ülkenin kurtuluşu kanla ve ihanetle yazılan cumhuriyet tarihinle yüzleşip ve bu utancı kabul edip rasyonel bir şekilde ileri bakmaktan geçiyor..mustafa kemali gömdüğümüz gün bu ülke muasır devletler seviyesine ulaşmakta dev bir adım atıcak

diyeceğime çok karşı çıkan olacaktır!

ama tek neden islam dininin türk toplumunu körelttiğini düşünmesidir.

bu arada bu yapılanların hiçbiri mustafa kemal'in orijinal fikri değildir.
evvelinde yetişen osmanlı aydınının osmanlı'nın kötü gidişine son verme fikir yürütmesi sonucunda doğruluğuna inandıkları ve ortaya koydukları kaidelerdir.

yeni dünya düzenine uyması gereken, yeni bir devlet kuruyorsan eskiyi yanına pek almaman gerekir. yoksa osmanlının güçsüzleşmiş bir devamı olmaktan öteye gidemezsin.
dahinnotha ya da aynen katılıyorum.
atatürk'ü gömmekten bahsetmiş bir arkadaş bunun için bağları koparmaya gerek yok. yine aynı bahsettiği devrimci atatürke kulak verirse eğer 'benim yaptıklarımı da yenileyin, çağa uydurun, devrimci olun' dediğini duyabilir. yani kendini yok etme fikrini bizim beynimize yine kendisi aşılamıştır. çünkü önemli olan parmak değil işaret ettiği kuştur, bunu anlamayanlar anlasın diye epey üzerine basmıştır. atatürkün bu çizgiden çıkması, idolleştirilmesi filan onun icadı değil o öldükten sonrakilerin icadıdır. öyle karizma ve ışık sahibi bi insanın ardından böyle hissetmek de çok garip değildir.
gömülsün diyenlerin atatürk gömüldüğünde ağlayan insanları bir izlemesini tavsiye ederim, o ağlayanlar, şimdi gömülsün diyenlerin atasıdır.

çok az bir bilgiyle yorumlamaya çalıştığını düşünüyorum. kötü anlamda söylemiyorum ama daha geniş bir perspektiften bak olaya.
ek olarak ben de çok bilgili değilim ama çok şahane bir htr hocam oldu ünide. onun anlattıklarından hatırladığım kadarıyla cevap vericem.

1. şapka kanunu sadece devlet memuruna getirilen bir yasa. yani sokaktaki insanı kapsamıyor. amaç da fes gibi yunan giysisi ile garip kombinasyonlar yapan giysilerin bizim milli kıyafetimiz olmadığını, daha modern giyinmemiz gerektiğini söyleyip böyle bir devrim yapıyor. ki 100 yıl önce fes getirilirken nasıl tepki almışsa şapka da aynı şekilde tepki almış. olay şapka değil. insanların düşünce zincirlerinin kırılması.
devlet memuru giyince normal insan da giyiyor. vakko fn da bu sayede parayı kırmış.

2. latin alfabesine geçmenin nedeni olarak okuma yazma oranı deniyor. bu okuma yazma oranının latin harflerine geçtikten sonra katlanarak artması, basılan kitap sayısının katlanarak artması, 90 yaşındaki ninelerin bile okuma yazma öğrenmesi yerinde bir devrim olduğunu gösterir bence. ha osmanlıca öğrenmek istiyorsan seni engelleyen yok, bir sürü kurs ve ders var. evet belki daha fazla olabilirdi, ama bu atatürkle ilgili bir durum değil ondan sonra gelenlerle ilgili bir durum. eğitim sisteminin ne halde olduğu ortadayken osmanlıca bilmiyoruz diye hayıflanmak saçma.
dahası amaç osmanlıcanın kaldırılması değil dilin türkçeleştirilmesi. bir sürü dil bilimciyi türkçe kelimeleri araştırsınlar diye anadoluya yollayıp derleme sözlükler çıkarttırıyor.

3. atatürk geçmişle irtibatı koparmak değil amacı. osmanlıdan önce de bir tarihimiz olduğunu anlamamızı sağlıyor. türk tarih kurumu ile türk dil kurumunu kurması ve vasiyetince bu kurumların hep açık kalmasını, mal varlığının bir kısmının tarih kurumuna (dil kurumu da olabilir tam hatırlamıyorum ama ikisinden biriydi.) niye istesin aksi olsaydı.

4. halifeliği kaldırmasının altındaki neden iktidara çok etkisi olması olmasın sakın. neden islam dininin lideri ülkenin yönetilmesinde etkili olsun. laik bir devlet olması için kaldırıyor.


edit: bir de artık atatürk ne yapmış ne yapmamışa değil de ülke şu an ne durumda, şu anki yöneticile ne yapmış ne yapmamış onu tartışın azıcık. atatürk ne yaptıysa yaptı. artık değiştirmek mümkün değil. ama rte ne ypmış böyle ya denmeyecek bir türkiye mümkün mesela. belki, tartışmaya cesareti olan kaldıysa tabi.

@kediebesi

dünyada bununla ilgili örneklere bakalım. ingiltere? cumhuriyet değildir. ama senin ülkenden 20 kat demokratik olduğu kesin. fransa? evet, fransa'da iç çatışmalar bir hayli çok oldu. fakat kimse kraliyet ailesini sürmedi. marjinalleşmiş olsa da hâlâ kraliyet ailesini savunan küçük partiler var. ispanya hâkeza öyle.

yani yeni dünya düzenine uymak için köklü/radikal kararlar gerekiyordu, efendime sana söyleyeyim bunun hemen yapılması gerekiyordu, tek yol buydu tezi bir geyikten öteye gidemiyor burada. hiç bir konuda hiçbir zaman "tek" yol olamaz zaten.

fransız devrimini hatırlatırım. bu iki ülke de kolonistliği eski şekliyle devam ettirememiş, yeni düzeni yaratmak ve ayak uydurabilmek için 2 büyük savaşın önemli aktörleri olmuştur. yani onlardaki değişim de epey kanlı ve zorlu oldu. ayrıca bu işin 'aniden' gerçekleştiğini düşünmek de saçma. osmanlının gerilemesinden itibaren başlayan bir süreçtir, hala daha da devam etmektedir, gelişimini tamamlamamıştır. öyle bir gecede olmadı yani o değişim. herkes hazır olduğunda değiştik. o zaman bu yapılmasaydı şu an arap baharıyla şenleniyorduk mesela biz de.

ek olarak ve son olarak...

sorun aslında bizim modernleşme sistemimizde. dünyadaki hemen her devlet tabandan tavana modernleşirken, bi biz akıllıyız ya biz tavandan tabana modernleşmişiz. baskıyla, sopayla vs vs...asıl sorun da o zaten. sen ne yaparsan yap halkı hiçe sayarsan başarılı olamıyorsun işte sonuç olarak. siyaset bilimi tarihi bunun örnekleriyle dolu. iyi geceler efenim.

edit ihtiyacı hâsıl oldu.

sayın kediebesi, herkesin hazır olduğunu nasıl söylebiliyorsun aklım almıyor gerçekten. ama bir konuda haklısın. tanzimattan başlar bu değişim. işi bilmeyen birine sorarsan sana atatürk'ün bu düşüncelerini aslında ziya gökalp'ten aldığını söyleyecektir amma velakin verdiğim linkteki entryi okursna ziya gökalp'in hiç de öyle alfabe değiştirelim filan demediğini, arkaik türkçe sözcüklerin diriltilmesinin karşısında durduğunu görebilirsin.

bir gecede olmadıysa ve herkes hazırdıysa madem neden hâlâ günümüzde sonlanamadı onu da anlayamadım açıkçası. bir günde olmadı ve herkes hazırdı diyebiliyorsan zaten bir şey konuşmaya gerek yok. iyi geceler tekrardan.

artı olarak "arap baharı" tam da tabandan tavana bir istektir işte. bazı şeyler kan dökülmeden olmuyor, oturmuyor. buna "devrim" diyorsan bir de. gerçi biz de kan dökmüşüz ama bu devletlü kesimin yakıp yıkması ile olmuş. editle editle delik deşik oldu bu yazı da

baskı ve sopayla götüne giyecek donu olmayan bir millet onca düşmanın karşısında duramaz, savaşamaz. onlara uğrunda savaşacakları şeyi de atatürk göstermiştir, bu da senin şu an burada bunları yazabilme özgürlüğündür. atatürkün yaptığı devrim kore ve kübada örnek alınmıştır. ayrıca bu tür konularda olayı sadece lider üzerinden incelemek bence çok yanlış. liderler sadece arkalarındaki kuvvetin öncü piyonudur ki atatürk bireysel olarak bunun ötesine geçebilmiş bir insandı.

arap baharı devrimi araplarca yapılmadı, onlara yaptırıldı. o konuda biraz görüş ayrılığımız var herhalde. yanlış anlaşılma olmuş.

kısaca şunu diyip kapatmak istiyorum konuyu. bugün bulunduğumuz noktaya (her neresiyse artık, iyi veya kötü) gelmemiz için atatürk'ün o gün onu yapması gerekiyordu. böyle sliding doors muhabbeti gibi, öyle olmayaydı şimdi çok şukelaydı da geyikten öteye gitmez. tek demek istediğim atatürk devrimcilik öğretmiştir. onu devirerek zaten kendisinin öngördüğü ve bu millete aşıladığı devrimciliği yapmaktan öteye gitmemiş olacaksınız :) ayrıca barış için savaşmak gerek kavramı da bana havai kadar uzak.

konu atatürk olmasaydı baban kim olurdu bilemezdin şerefsize dönüşmüş. şu olmasaydı burada yazamazdın bu olmasaydı şurada yazamazdın filan... o yüzden daha fazla tartışmak yersiz. taha akyol'un (ki siz sevmezsiniz bu adamı anladığım kadarıyla; ama tüm önyargılarınızı bir kenara bırakıp bir okursanız iyi olur.)"ama hangi atatürk" kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. zihin açıcı bir kitaptır. şimdi o hedefi atatürk naısl göstermiştir halka, halk ne şekilde inanmıştır ve sonrasından neler olmuşturu anlatırsam bunlar çok uzun şeyler ohoo. bilinmesi gereken tek şey aslında atatürk'ün pragmatist bir lider olduğudur.

öldüğünde che'nin cebinden de nutuk çıkmış diyorlar zaten. =) iyi geceler tekrardan.

editimsi: bakın dikkat ederseniz öyle olmayaydı eyiydi gibi bir şey söylemiyorum. hiçbir sosyal bilim'de bunu söylemezsiniz zaten. öyle olmasaydı ne olacağı daha mı iyi daha mı kötü olacağı tam bir muamma. ama bunu öğrenme fırsatımız artık yok. barış için savaşmak gerek filan da demedim ben. eğer adına "devrim" dediğiniz bir yol tutmuşsanız, bu silahlı olmak zorundadır diyorum. silahsız olanı başarıya ulaşmıyor işte. barışla alakalı bir konu değil yani bu.

Halifeliğin niçin kaldırıldığı, Nutuk'un son bölümlerinde anlatılır. Sadeleşmemiş, orjinal diliyle okumanızı öneririm. Beni ikna etmişti.
Arap alfabesini kaldırmasını sorun olarak görmüyorum, iyi ki kaldırmış. Türkçe Ural-Altay dili, sondan ek alıyor, arapça ortadan bükülen ek alan bir dil, gramer yapıları farklı. türkçe kelimeler arapçada tam olarak ifade edilmiyormuş. Görüntü olarak da zihniyet olarak da arap alfabesi kullanılan bir ülkede yaşamak istemezdim. (yuvarlak karakter sevmiyorum, köşeli karakterleri sökmesi daha kolay).
Arşiv ve araştırma açısından keşke biraz daha yüklenilip, klasik eserler vs bolca çevrilseymiş iyi olurmuş diyecğeim ama zaten çoğu çevrilmiş. Daha fazlası için de çalışmak lazım. elin yabancısı gelip osmanlıca öğreniyor, divan şiirini analiz ediyor. herşeyi de devletten beklememek lazım.
Konu ciddi, yer yer hafiflettim cevaplarımı.

gandhi vardı bi zamanlar pasifistti o. ingiltere olmayaydı gandhi gibi bi adamı hiç görmezdik diyo bi sakallı.

Ataturk islam dininin türk toplumunu körelttiğini düşünuyor, veya ataturk din veya islamiyet karsiti imis diyenlere tek bir ornek verecegim. Turkiye muslumanlarina yapilan en buyuk hayir kuran'in tarihteki ilk turkce tercumesinin donemin en onemli turk din ve felsefe adamlarindan bir tanesine yaptirilmasidir Ataturk tarafindan. Eger islamiyeti veya dini zararli buluyor olsaydi bunun tam tersini yapardi. Benim icin sadece bu somut adim yeterli.

büyük x'in düşmanı da çok olur

istanbulun o vıcık vıcıklığı yok. bence güzel.

yenibosnadan taksim gibi bahsetmen :D

@rastgele bir gun hakli. yenibosna akar ne demek ya? yenibosnadan sonra istanbula daha bi 1 saat var:) avcilar, b. cekmece de istanbul sayilmaz bence. eger havaalanina gitmiyorsam merter sonrasina isim olmaz. buyuk cekmece neden avm cenneti? cunku sehre uzak.

ben beylikdüzü sakini olarak sevmiyorum kendi içinde bile ulaşımı 20 dakika süren bir yer burası, her taksime gitmeye kalktığımda 4 saatim yolda geçiyor ve gece 11'den sonra iç taraflara otobüs olmadığı için taksi parası veremeyecek durumda olduğumda dönemiyorum.

bir sene büyükçekmece'de kaldım bu o taraflarla istanbul'un ilişkisi gösterip de vermeyen kızla erkek arasındaki ilişki gibi.

istanbul'un içindesin ama gitmek en iyi 2 saat. (istanbul'dan kastım yenibosna değil tabiki:))

yalan söylüyorsunuzzzz.

şimdi metrobüsle beylikdüzü cevizlağ arası 39 dakika. cevizlibağdan da taksime 30veya 45 dakkada ulaşırsın. yani beylikdüzünden istanbula ulaşmak 1.5 saat ortalama.

metrobüs devamlı kalabalık oluyor. bu biraz sorun.

beylikdüzü içerisinde dolaşmakta biraz sorun. altında araba hiç değilse bisiklet olsa rahat edersin.

a

forums.techguy.org

google, last edit info in excel

aerosvit'ten kiev aktarmalı gittim ben petersburg'a ama kötü bir deneyimdi.
bir de aeroflot var ki farklı olduğunu sanmıyorum.

rusya'nın neresine istiyorsun uçak biletini ve nerdesin?

skyscanner.com

ya moskova ya da petersburg'a gideceğiz(aslında ikisine de gideceğiz, ama önce birine sonra diğerine), istanbul'dayım.

skyscanner.com
oradan taradığınızda %90 size aeroflot.com diyecektir.
moskova aktarmalı peter gidin bence. aktarma arasını uzun tutarsanız moskovayı gezme şansınız da olur. moskovada çok bişey yok zaten. kızıl meydan ve civarı, kremlin, kurtarıcı isa katedrali, gideriz derseniz nazımın mezarı, bolshoi binası ve meydanı, ...
bu arada st.peter-moskova arası hızlı trenler de var. 4 saat sürüyordu galiba. etrafı görerek gitmek eğlenceli olabilir.
not: planlarınızı yaparken oralarda havanın türkiyeye göre daha erken karardığını unutmayın.

5 lira ver alırsın

5 lira vermeden de alırsın.

bi duraga sordum cok pis terslemislerdi.

digerine girdim tabi abi dedi verdi.

taksi fişinde kdv olmaz.

pislik kaçıyor ya da yapışkan bir şeyler döktüysen.
açıp temizleyebilirsin, youtube'a laptop modelini yaz keyboard cleaning yaz tutorial'ı vardır

f ve x birbirine yakın, tuşların altına bişey girmiş, daha sonra aşağı kaymış olmasın. diğer ihtimal klavye eski ise zamanla yıpranmıştır, arada basar veya basmaz. harici klavye çözüm olabilir.

meyve tabii ki.

fındık, fıstık, badem, ceviz, kuru üzüm, kuru kayısı.

Yemeksepeti'nden söylenecek bir şey olsa iyi olurdu aslında şimdi kalkıp markete gitmek zor, hastayım zaten evden çıkasım yok :/

benim de az önce yığınla yapmam gereken ödevler vardı fındık fıstık kuru üzüm üçlemesi + kahveyle buldum motivasyonu. bi kaç tanede susamlı çubuk kraker yedim..

mısır gevreği

eti form mısır ve pirinç patlağı

havuç

Ben kivi, elma, armut, muz, ananas, ve eriği küçük küçük doğruyurum, üzüm ve üzüm suyuyla birlikte pet su bardaklarına koyuyorum, böyle bir sürü bardak hazırlıyorum. canım atıştırmalık bir şeyler çekerse bunları götürüyorum, mis gibi.

dor leo'nun iç tatlı badem, iç fındık, kuru üzüm, kuru kayısı, kuru incir karışımı var.

Daha hızlı indirme. Daha çok içerik. Daha kalıcı içerik. Eski içeriklerde bile seed edilme vs.

paylaşım zorunluluğu.

ücretsiz(yada açık) sitelerde paylaşım zorunluluğu yok, dolayısıyla indirdiğin şey torrent olarak hali hazırda orada olmasına rağmen, göndericisi olmayabilir. sen de ağzı açık bakarsın. göndericisi olsa bile, kağnı hızında gönderiyor olabilir.

kapalı sitelerde, 1 gönderici olsa bile bu oldukça sağlam bir gönderici olur genelde ve herkese yeter (seedbox olayı vb)

kısaca, daha geniş yelpazede daha sağlam ve hızlı download yapabilirsin. tabi upload yapmak şartıyla.

torrentleech mesela, muazzam bir film arşivleri var, her yerde bulamayacağın şeyler. ayrıca son hızda indirebiliyorsun; ama film dışında çok fakir bir içerikleri var.

zamunda'da her telden çalıyor... güzel yine de.

amaa demonoid vardı ki, benim canımdı o :( artık kapatıldı...

davetiyesiz sitelerde daha çok mainstream şeyler bulabilirsin. özel torrent sitelerinde ise popüler olsun olmasın, yeni olsun eski olsun envayi çeşit şeyi bulabiliyorsun. bir de tabi herkes seed ettiği için daha hızlı oluyor.

ama "ben imdb'de minimum 10.000 oy almış filmlerin adamıyım, vizyon filmleri adamıyım, maksimum alternatifim david lynch'dir, lars von'dur, daha da alternatifiyle işim olmaz" diyorsan gerek yok tabi.

Ben turk novayı kullanıyorum mesela az kullanıcı az içerik az paylaşım oranları tutturmak zor oluyor bayağı mesela.

Arena TR davetiyem olsa güzel olurdu ama kimsede yok galiba

@efrasiyab87, davetiye gönderdim. heba etmezsen sevinirim.

benim babanneme, ananeme falan da hacı diyorlardı yanlış hatırlamıyorsam

Hacı teyze denir genelde.

Hacca giden ve farzlarını ifa eden herkese hacı denir. 12 yaşındaki yeğeniniz gidip yaparsa, bizzatihi hacı olur kendisi. :)))

bana hacı sıfatıyla da anılan ünlü birini ya da bir mekanın adına ismi verilmiş birisini örnekleyebilir misiniz? sözlükte bulamadım.

Hacı teyze hacı nine gibi sıfatlar mevcuttur ama nadir kullanıldığı için pek bilinmez.

Zaten hacı olayıda eski nesillerde verilirdi hacca gitmenin çok zor ve zahnetli olduğu dönemlerde yani. 50den küçüklerde yok artık.

hacı kadın diye bir yer var ankarada

hacıbozanoğulları

hacı sıfatıyla anılan ünlü biri : Mustafa Ceceli mekan ismi de Hacı Başar kebapçısı olabilir

(bkz: haciye)

o klasörde arama yap * ile tüm dosyaları bulsun, o arama klasöründe o bulduğun dosyaların hepsini kes ve istediğin yere yapıştır.

minibüsler vardı o tarafa doğru ama tabelalarını çıkaramayacağım.

starcity yazan minibüslere bi sorun

metrodan inin, sol taraftan belediye otobüslerinin olduğu tarafa doğru yürüyün. ışıklardan karşıya geçin ve karşınıza bir köprü gelecek. o köprünün altındaki pembe şapkalı minibüsler tam altur'un önünden geçiyor.

Evet, 5. örnek yanlış.

Percentile yüzdelik dilim demektir. Sıralamaya göre grubun eleman sayısının ilk %10'u içinde olanlar 10th percentile olarak adlandırılır.

example 1'in sadece 5. örneği yanlış.

sorunda belirtmemişsin ama; vize ile dahi olsa 90 güne yakın bir süre almanya'da kaldıysan, vizesiz yunanistan'a girebileceğini sanmıyorum. hatta turist vizesiyle bile girebileceğini zannetmiyorum. çünkü turist adam (vizesiz gelen yeşil pasaportlar dahil) 6 ayda 90 günden fazla kalamaz. 90 günü geçeceksen eğer, niye geçeceğine göre vize alman lazım. bu yazdıklarımın hepsi "bence".

şimdi; bu soru baya teknik bir soru olduğundan senin de yola çıkmadan önce kesin cevabı öğrenmen gerekeceğinden, buradaki cevaplar seni tatmin etmeyecektir ki etmemelidir de zaten. burada sana sorun çıkar da dense, çıkmaz da dense daha düzgün bir ağızdan desteklemen lazım. en doğru cevabı yunanistan'da yaşayan/bulunan türklerden ya da tr'deki yunan konsolosluğundan falan alabileceğini düşünüyorum. ben olsam thy atina ofisini arardım.

Selamlar. Almanya'da kalış sebebim Erasmus Staj. Konsolosluğa gidip durumu anlattığımda bana 90 günlük turist vizesi verecekleri söylediler öyle de yaptılar. Bu sebeple turist vizesi ile Almanyada 90 gün geçirdim.

Fikir için teşekkürler. Tatilden sonra dediğiniz gibi yapacağım.

Ya sorunda bir acayiplik var ya da şunu atlıyorsun;

Yunanistan'a yeşil pasaportun olsa dahi vizesiz giriş yapamıyorsun.

Yunanistan yeşil pasaporta vizeyi kaldırdı.

1. Almanya'da Shengen vizenle ve staj yapmak için kaldığından (bunu bir şekilde kanıtlayabilirsin heralde)
aynı yıl içinde turistik amaçla bir yerlere gidebilirsin(yani bu durum ; daha önceki gidişinde iş,eğitim vb. bir mazeretin olduğu için yeşil pasaportunla yapacağın yıllık turistik gezi süreni etkilemez.)

Fakat tekrar söylüyorum Yunanistan için zaten vize alacaksın, almak zorundasın.

İlk durumda gezmeye ve sadece yeşil pasaportunun sağladığı haktan yararlanarak gitmiş olsaydın ve süre limitini doldursaydın dahi Yunanistan'a gitmen sorun olmazdı. Çünkü yeniden ayrı bir vize alacaksın.

2. yi unutmuşum yeterince açık oldu mu? : ))

Tamam 1. kısım aslında sorumun cevabı oluyor :)

Ancak yunanistan yeşil pasaporta vizeyi kaldırdı diye biliyorum. Okudum, araştırdım :) Siz emin misiniz?

meh. okumadım her şeyi ama yunanistan yeşil pasaporta vizeyi kaldıralı yıllar oluyor. bulgaristan da kaldırdı. haliyle yunanistan vize istiyor diye adamın dediklerine ben olsam güvenmezdim.

www.vizeislemleri.com

Yunanistan için yeşil pasaporta vize muafiyet durumu yalnızca yazın, o da sanırım sadece bazı adaları için.

anlattigin durumda isen alman konsoloslugunun bi hatasi ya da yanlis yapmasi sonucunda turistik vize verilmis, oturum vizesi vermeleri gerekirdi.

su andaki durumda turistik amacli oldugu icin vizen yunanistandan ek vize alman gerekiyor.

vizesiz gitsen de problem yasamayabilirsin belki ama bi risk bu, tutuklanma ve schengen bölgesine giris yasagi dahil olmak üzere riski alirsin.

kim 500 milyar ister? [eski formatı yani]
şu sıralar; kelime oyunu. büyük risk de fena değil gibi.

Ah Kızlar Vah Erkekler diye bi yarışma vardı eski, onu keyifle izlerdim.
Bi aralar İpek Tanrıyar'ın yardımcı sunucu olduğu Şahane Pazar'ı çok seviyordum.
Sonracıma Ninja Warrior yayınlanıyodu Fox'ta sanırım onu da izlerken çok eğleniyodum.
Daha çok var ama ilk aklıma gelenler bunlar.

kim 500 milyar ister (ilk zamanları)
bir de yıllar yıllar önce görevimiz tehlike vardı, şebnem dönmez ve murat başoğlu'nun sunduğu. onu izlerken çok eğleniyordum. şimdi olsa aynı şekilde eğlenir miydim, bilmiyorum.

kim 500 bin ister, kelime avı, ben bilmem eşim bilir.

eskilerden riziko, aileler yarışıyor, turnike, bir kelime bir işlem, birkaç yıl önce serdar ortaç'ın ramazan'da sunduğu bi yarışma vardı şarkılı türkülü o da güzeldi.

tuttu frutti

riziko
aileler yarışıyor
saklambaç
colpo grosso

Sıvı sınırlandırılması var uçaklarda.O kadar sıvının olduğu bavulu el bagajı olarak yanınıza alamazsınız sanırım.

bavula koy, deklare etmekle uğraşma, bir de ben bütün akıcı, kokucu maddeleri buzdolabı poşeti içine koyarım. Kırılma, akma gibi durumlarda poşetin içine akar, bavulun temiz kalır.

El çantasında götüremezsiniz; imha için bırakmanızı yada bavula vermenizi isterler.

-Antalya havalimanında takılmıyorlar ama İstanbul'da aynen böyle olmuştu.-

son guvenlik noktasindan gecerken ucaga hicbi sekilde 100 ml uzeri (toplamda 1lt) sivi sokamazsiniz. o parfumlerinizi veya dus jellerinizi checkin bagajina vermelisiniz.

ha bi de editi: parfumleriniz, rollonlariniz, deodorantlariniz ve dusjelleriniz 100 ml veya altiysa, ucaga sokabilirsiniz.

Bavula koy özellikle ABD yönlü uçuşlarda terörist muamelesine maruz kalmak istemiyorsan.

cam sise kirilir:
bavulun yumusak materyallerden yapildiysa (kumas gibi)

cam sise kirilmaz:
bavulun sert materyallerden yapildiysa ve cam siseyi elbiselerinle guzelce sararsan.

hayatim ucaklarda geciyor, garantisini veririm.

uçağın altına vereceğin bavula istediğin kadar sıvı koyabilirsin. cam şişe için; bavul çok kötü şartlarda taşınıyor olsa da, bavula düzgünce yerleştirirsen bir problem olmayacaktır. illa yanına alman gereken bir sıvı varsa eğer, 100 mL'den az hacimli bir şişede bulunması ve poşetlenmesi gerekir. toplamda da 10 adet bu şekilde, yani 1 litreye kadar taşıyabilirsin. bu kurallar türkiye'de ve AB ülkelerinde geçerli bu arada. tanzanya-etiyopya arasında muhtemelen problem olmuyordur.

wizz air vardı şimdi nerelerdedir bilmem

çok var

Corendon Airlines
Onur Air
Pegasus Airlines
SunExpress
AtlasJet
AnadoluJet
Borajet
Air Arabia
Fly Dubai
ilk aklıma gelenler.

Çalışman falan varsa AHL'nin sitesinden başlayabilirsin.

easyjet
alitalia
germanwings

bodrum yakınlarında kos'tan litvanya'ya ryanair var.

blu-express (italya)
ayrica, ozellikle yaz doneminde charter ucuslarini da kontrol etmende fayda var. ozellikle antalya ve bodrum uzerinden cok fazla charter ucusu oluyor onun icin de gerekli acentalarin bilet departmanlariyla gorusebilirsin.

yanlış biliyo olabilirim ama ışık yılı bir uzunluk değil zaman birimi. bir saatlik çubuk yapmak gibi oluyor yani. - ok tersiymiş de şimdi bu ölçüleri bu kadar büyük tutmak gerekli mi illa. 3 metre yap sen onu al 3 metrelik bi çıbıh. dene. 30 ışık yılı olunca ne olacak orasını anlayamadım. olsun sana ne bileyim 0.0000sıfırsıfır3 ışık yılı. neden 30?

NOT: ışık yılı zaman değil bir uzaklık ölçüsüdür bilmeyenler için

bence ikiside ulaşamaz, o lazerin pili illaki biter, çubukta kırılır .

bence cevap kedi.

diğer yönden ışığın çubuk boyuna ulaşması için 30 ışık yılı kafadan geçmesi gerekiyor. bir de hiç bir parçacık ışıktan hızlı olamaz sanırım yanlış. izlediğim bir belgeselde "yerdeğiştirme" dedikleri şey sanırım ışıktan hızlı.

şimdi yerdeğiştirme ne diyeceksin. ben de tam bilmiyorum hatırladığım kadarıyla belgeseldeki amca şöyle benzetme yapıyordu. gerilmiş bir çarşaf üzerindeki bir kürenin çarşaf üzerinde hareketi - yerdeğiştirmesi- ile çarşafta bıraktığı göçüklük. ya da öyle bir şeydi.

o kadar uzunluga ulasmak ne demek? o kadar mesafe gidebilmek mi? cubugu itmek ne demek? nereye variliyor?

sorundan hicbir sey anlamadim.

süperposition'ı biliyorum burdaki soruya odaklanın

hangisi nereye önce varır?

@samfisher sonunda bir alıcı var. ışık mı hızlı varır o alıcıya yoksa ittirilen çubuk mu?

hala belirsizlikler var. cubugun on ucu mu baslangic cizgisinde arka ucu mu?

sanirim arka ucunu kastediyorsun, ona gore cevap verirsem zaten on ucu ulasilacak hedefte oluyor, yani cubuk daha lazer yola cikmadan varmis durumda.

ayrica itme hizi nedir? itme anlik olan bir olay degil ki...

ben şöye anladım, tercüme edeyim. yanlışsa sahibi düzeltsin.

benim elimde 30 ışık yılı uzunluğunda bir çubuk var. öteki elimde de 30 ışık yılı mesafeye ulaşacak güçte bir lazer. 30 ışık yılı öteye de bir arkadaşı koydum. çubuğu göbeğine yasladı. şimdi ben aynı anda lazeri yakıp çubuğu da ittirirsem (arkadaşıma cüccük diye dürtme hareketi yapıyorum çubukla) benim arkadaş önce lazeri mi görür, önce göbeği mi dürtelenir?

ben mi anlatamadım:) @kibritsuyu

ikisi de aynı yolu alıyor o ki, ikisi de aynı anda varır. bu klasik trende imzalanan anlaşma olayının farklı bir şekle sokulmuş hali gibi.

@kibritsuyu benim de son durumda anladigim o pozisyon. bu durumda cevap cubuk ile arkadasin gobegi arasindaki mesafe ve benim itme hizimla ilgili, eger zaten gobeginde cubugun temasini hissediyorsa bu durumda kazanan cubuk denebilir, cunku zaten baslangic noktasindayken ayni zamanda bitis noktasindadir da.

isik her ne kadar hizli da olsa isiktan bagimsiz bir zaman kavramimiz oldugunda belli bir hizi var. o 30 isik yili gidilecek yani.

gerci ben cubugu ittigimde de bir yer degistirme oluyor, yer degistirmenin kaynagi nedir, bir limit hizi var midir bilmiyorum. ayrica cisimler isik hizina ulastiginda enerjiye donusmuyorlar miydi? bu durumda isik hizinda ittirirsem arkadasa gobekten energy drink vermis olurum.

fizikten daha fazla anlamiyorum maalesef.

@samfisher bizi düşünmeye itmeseydi hayat, burda sana internetten yazıyor olamazdım, düşünce olarak güzel örnek vermişsin, teşekkürler..

güzel kardeşim hangisi önce varır diye soruyosun ama bu soruyu sorarken zamanın göreceli olduğunu unutuyorsun. eğer burada gözlemci biz isek cubuk ittirdiğimiz an gider ama lazer 30 yıl sonra varır hedefe. amma velakin olaya lazerin gözünden bakarsak, lazer 0 saniyede varır hedefe. çünkü ışık hızında hareket ettiği için zaman lazer için çok yavaş ilerler.

@bobinhoo sen bence biraz daha oku:)

@catenaccio bir teori var ve herşey bu teori üzerine kurulu. onu delen başka bir teori varsa m teorisi de olamaz sonuçta ışık hızından hızlı hiçbir şey, bir bilgi aktarılamaz... çubuk nasıl aktarabilir acaba?

şimdi ben de şöyle bir şey sorayım. diyelim ki çubuğun boyu 9*10^15 m.
bu çubuğu 1m'lik parçalar halinde düşünelim.


123.........9*10^15
- - -..............-

böyle olur demi. şimdi ben bu çubuğu 1 metre ittirsem zeten benim olduğum taraftaki ucu direk 1 metre ileri gidecektir. eğer çubuğun öbür ucu da bir metre ileri gitmezse aynı ayda, çubuğun boyu kısalacak, ve farklı 2 madde aynı anda aynı yeri işgal edecek. yani bence çubuğun direk iletmesi lazım, ama senin de dediğin gibi ışık hızından hızlı bilgi iletilemez diye öğretildi. sıkıntılı.

Cevabı açıklıyorum: diğer bir duyuruda

neden 30 ışıkyılı uzunluğundaki borumuz hedefe varamazdı: ses gibi bizim dokunduğumuz materyaller belli bir titreşimden oluşur. eğer ben burdan bir çubuğu ittirirsem 30 ışık yılı boyu onun ses hızını aşması muhtemel değil. aynı boruya birinin çığlık atıp 30 ışık yılı uzaklıkta birisinin o çığlığı aynı anda duymasıda mümkün olmadığı gibi. ses titreşimden oluşuyorsa ittirdiimiz boruda titreşimden hızlı gidemez. dolayısıyla ışıktan da

@tamamtamambuldum canlıda olabilir.

@catenaccio sen tamamen dünya koşullarından bahsediyorsun:)

@catenaccio senin istediğin cevabı vereyim: kız yok butrafta

aynı anda hiçbir şey yapamazsın. önce hangisini yaparsan o varır.

esasında çok güzel bir mantık geliştirmişsin. cidden beğendim.

Bende bir açıklamayı deneyeyim.

ışık ile ilgili bir problemimiz yok zaten. 30 yıl sonra varacak oraya. o basit.

esas sorun. elimizdeki boru'yu ilk ilttiğimizde eğer saniyede orada olacağını düşünüyorsak elimize değen ilk atom'un başlattığı titreşim ışıktan hızlıdır demiş oluruz.

saçma birşey geldi aklıma paylaşayım.

ışığın o hızda gidebilmesi için oluşan enerji ortaya çıktığında ışığı belli bir yöne doğru ittiğini varsayalım. ışığın kütlesi yok gibi bir şey. neyse. şimdi o boyutta bir maddeyi itebilmek için ışığın kütlesini itmen için gerekli olan enerjinin uzunluk x genişlik x yoğunluk kadar katı enerjiye sahip olman gerekir ki o zaman bence kabul edilebilir saniye de arkadaşını o çubukla etkileyebilmen. yani esasında konu o kadar enerji sahibi biri ışık hızını gecebilir mi ?. esas soru burda bu bence.

Lara Cafe iyidir

e5 üzeri yok

pelican mall da westmix var iyi diyolardi

excel'de çok rahat yapabilirsin, yoksa bilgisayarında ben yapayım

notepad++'ı tekrar kullanabileceksen iki adımda yapabilirsin. şöyle;
1- Replace Diyalog penceresinden (ctrl+f) boşluk karakterini tire ile değiştireceksin. Search Mode başlığı (diyalog penceresinin sol alt tarafında) altındaki seçenek "Normal" olarak işaretlenecek.

2- Search Mode'u Extended seçeneğine getirip \r\n yi aratıp ", "(tırnaklar hariç, virgül yanında boşluk) ile değiştir.

rica

bilgi ise arz, talep ise rica edersin.

arz/rica edilir, olur biter.

"bilgi ise arz, talep ise rica edersin." -bu yanlış

"arz/rica edilir, olur biter." -bu olabilir ama arz etmesi gerekiyorsa arz/rica da ayıp olur.

bana da arz etmelisin gibi geliyor.

üstlerine arz edersin, altlarına rica/talep edersin. bu ikisinin sınırı belli değise arz ve rica ederim dersin.

steam rusça olduysa steam ayarlarındandır
settings'de

settings neresi bilmiyorum ki. ben oyun işlerinden falan anlamam. arkadaşımın pc. heves ettim bir oyun kurayım oynayayım dedim. bok ettim herşeyi. bir yardımcı olun yahu.

Steam arayüzünde sol üstteki sekmeye tıkla. En köşedekine. Çıkan alt menüde en alttan ikinci sıradakine tıkla bu sefer. En alttaki Exit, bir üstü Settings. Daha da yukarıdakileri daha uzun şeyler olduğu için çıkartman zor olmaz. Çıkan menüde 3. sekme interface menüsü oluyor. Orada da en baştaki dil seçeneği.

emily axford diye bir insanmış.

nsfw