olur ama onceden rezervasyon yaptirmak cogu zaman (ozellikle avrupa'da) daha uygun fiyat almani saglar.
internet elinin altinda bi nimet, nie surunesin ki yollarda? guzelce arastir.
hatta nereye gidecegini de yaz, burda bi suru insan yurtdisina cikti, yasiyor, gezdi, vs.. eminim sana yer konusunda da yardimci olabiliriz.

ya olsun işte vize alabilmek için sırf.. yoksa kalacağım yerler var.. ama belge olarak gösterebilir miyim bilemedim..

eğer ücretsiz iptal seçenekli otellerden rezervasyon yaparsanız o kesinti de yapılmaz sanırım. booking.com'da böyle bir seçenek var diye biliyorum.

booking.com'a gir, ordan rezervasyonunu yap (yalniz rezervasyonu yaparken 'refundable' ve 'free cancellation' noktalarina dikkat et), ordan yap rezervasyonu, sonra iptal et..
sikinti olmaz.
yalniz soyle bi durum ortaya cikabilir onu da belirtmeden once bi soru sorayim:
tipin duzgun mu?

eli yüzü düzgün bir kız çocuğuyum..

taam o zaman pasaport polisi de ustelemez sana.
gir booking.com'a yap rezervasyonunu, ciktisini al, sonra iptal et.
bu sayede vizeyi alirsin, sorun olmaz.

ama şey demezler mi? ben 4 ay kalıcam şimdi erasmus için gidiyorum.. okulun yurdu yok bi haftalık rezervasyon yaptırdım diyelim.. geri kalan sürede naapcan yraam demezler mi?

erasmus'a oyle standart turist vizesiyle gidemiosun yamulmuyorsam. sen anladigim kadariyla standart turist vizesi alip, orda erasmus mu yapicaksin? sonucta erasmus icin gittigini soylemen gerekecektir konsolosluga. onlarda sana haliyle nerde kalican diye bi soru yoneltirler.
yok turist olarak gidicem dersen, vizenin suresini kisa tutarlarsa sikinti olur sana.

sadece Ankara DT için konuşabilirim. Oyun Ankara Müdürlüğüne gelir eğer beğenilirse dramaturji bölümüne gider. Eğer bir mantık hatası ya da içerikle ilgili bi sorun varsa önce uyarılır. yok sorun yoksa direk dramaturjiden geçer.
oyun yönetmene sipariş edilmez. yönetmen ayrıdır yazar ayrıdır. haa ikisini bi arada yapanlar da vardır.
DT de oyuna hazırlık aşamasında oyuncu seçmeleri yapılır. bunlar ya ilan edilir ya da daha önce DT oyunlarında oynamış figüranlar/mezun sanatçılar aranır. Oyuna atanan sahne amiri teknik ekipten sorumludur. yönetmen ve yönetmen yardımcıları/asistanları oyunun sanatsal atraksiyonlarıyla ilgilenir. sahne amiri kadrolu dt çalışanı olmak zorundadır çünkü imza yetkisi vardır. bunun dışında oyunculardan tut yönetmenlere kadar misafir sanatçı/ yönetmen olabilir.kadro şartı yoktur(pek görülmez bu durum. genellikle kadrolular yönetmenlik yapar) ama her elini kolunu sallayan da ağalar ben geldim oyun yöneteceğim diyemez tabii. Tiyatro bölümü mezunu olma şartı aranır. sadece figüransanız tiyatro mezunu olmayabilirsiniz. Ama tiyatroyla ilgilendiğinize dair bişeyler olmalıdır elinizde. özel tiyatro tecrübeleri vs. (ama bu tiyatroların da geçerliliği olmalı. ast gibi örneğin)
oyunun seçmeleri yapılır oyuncular seçilir ve oyun, müdürlüğün verdiği süreçte çıkmak zorundadır. bu 1,5 ay da olur 4 ay da olur. oyunun uzunluğu, oyuncu sayısı vb durumlar buna etki eder.
yönetmenler genellikle kadrolu dt sanatçısıdır. sadece turnelerden ayrı bir harcırah alırlar. bunun dışında maaşlarını alırlar (diye biliyorum emin değilim)
oyuncular ise kadrolu ise maaşlarını alırlar, turnelerden ayrı para alırlar. eğer mezun sanatçıysa çalıştığı gün başına alır. sigortası çalıştığı gün yatar. figuran da aynı. ama figüran daha az para alır. oyun çıkana kadar mezun sanatçılar her gün çalışırsa eh işte sayılabilecek bir rakam kazanırlar. ama oyun çıktıktan sonra eğer çalışması haftada ikigüne inerse sadece harçlıklarını çıkarabilirler. az yani.

dikimevi tarafında muhsin ertuğrul sahnesi var mamak kültür merkezinin içinde. Belki yardımcı olurlar. Devlet tiyatrolarının sahnesi ama belediye ile bir bağlantıları vardır belki.
bir de ankara üniversitesinin bi tiyatro grubu vardı.yamulmuyorsam bir sahneleri de mevcut. onlarla da irtibata geçebilirsiniz

Ankara'da durum nasıldır bilmiyorum?Belki de siz denemişsinzdir şansınızı ama geçmiş zamanda aynı şey bizim de başımıza gelmişti; belediyelerin halk evlerine gittik sahnelerini kullanmak için ve bulmuştuk da bir yer.Orda çıkarmıştık oyunu..

çankaya belediyesi halk evi tarzı bir yer var. orayla iletişime geçtim fakat gayet ilgisiz ilgilerin depolarda bile çalışma yapıyoruz yani imkansız yanıtını aldım. cevap verenlere teşekkürler şimdiden.

tunali hilmi de mavi sahne diye bir yer var, sahnelerini kiraliyor olabilirler (emin degilim).(www.bilimvesanat.com

karanfil 2. sokta olgunların az üstüne doğru nazım hikmet kültür merkezi var.orda bir sahne olduğunu duydum.bir sorun isterseniz.ucuza gelebilir(belki bedava)

amerikan kültür derneği'de kiralıyor olabilir sahnelerini. net bir şekilde fiyatı falan öğrenip yazarım buraya.

oyle kirmadan falan degil aksine agzini burnunu kiricaksin adam olucak daha yapmiycak. anlamiyorum su modern ayaklarini. cocuk dedigin korkacak biraz yanlis yapmaktan. her yanlis yaptiginda aman iyi yaklasalim aman kirilmasin derseniz o cocuk ilerde parazit olur yavsak olur. agac yasken egilir derler. hirpala biraz.

Teşekkürler cevap için ama ben başkalarının çocuğunu hırpalayacak pozisyonda değilim, kendi çocuğuma da öyle davranmam. Beni böyle yetiştirdiler ve sonucun pek de fena olmadığını düşünüyorum. Modern/medeni/bilimsel türde bir cevap arıyorum dersem sanırım biraz daha açıklayıcı olurum.

yahu bizide dovmedi kimse. de her zaman olurdu o korku. modern yaklasicam derken robot yapiyorsunuz bebeleri... bebede hakli. lan diyor nasilsa yaptigim hersey yanima kaliyor gene yaparim ben bunu diyor. sen dinle beni korkut bi sekilde illa vurmak zorunda degilsin.

psikolojiden anlamam..çocuğu yaratıcı işlere daha çok yönlendirmelisin.çocuğa güzel olsun yada olmasın çeşitli görevler ver,kendisinin emek vermesini sağla ve yapığı işlerin iyi yanlarını göster.çocuğa yapacağı işlerde daha çok cesaret ve bunlardan zevk almasını sağlamalısın.

Bunun cevabını öğrenmiş olmanız gerekirdi diye düşündüm ben de.

çocuğa, kendi yaptığı bir resmi başkası gönderseydi nasıl hissedeceğini sorabilirsin. hırsızlığın sadece para çalmak olmadığını, başkasının yaptığı bir şeyi kendi yapmış gibi göstermenin de bir çeşit hırsızlık olduğunu anlatmak gerek. muhtemelen kendini kanıtlama çabası içinde, bir şekilde bir alanda iyi olduğunu göstermek istiyor, böylelikle anne-baba ilgisi çekmeye çalışıyor olabilir, yada anne-baba sürekli onu eleştiriyorsa, beğenmiyorsa, o da bu şekillde "ben başarılıyım" izlenimi vermeye çalışıyor olabilir. bu alanda ufak bir araştırma yapıp, duruma göre çocuğun gerçekten iyi olduğu bir konuya yönlenmesi sağlanabilir. hatta gerekirse ebeveynlerle görüşmek de gerekebilir.
not: psikolog yada pedegog değilim.

Yarışma zaten Lego ile tasarım yarışması, olayın özü yaratıcı bir şeylere yönlendirmek. Çocuğa söyleyeceğim şey utanmasına ve üzülüp gitmesine neden olabilir. Lego ile ilgisini kesebilir. Onun için ne diyeceğimi bilemedim.

a) Bu eserin sahibi bana mesaj attı, niye resimlerini kullandığını soruyor. Göstediklerinin sana ait olduğuna emin misin?
b) Yarışmayı yanlış anlamışsın, kendi yaptığımız şeylerle katılmamız gerekiyordu, başkasının yaptıklarıyla değil. Kendin bir şey hazırlamıyor musun?
c) Bu yaptığın hiç hoş bir şey değil, başkasının eserini alıp buraya kendinin gibi koymuşsun. Yarışmaya katılamazsın.
d) Yumruk, uçan tekme, karate chop, saç çekmek, cimciklemek
e) Bir kenara çekip özel olarak konuşmak, topluluk içinde olayı hissettirmemek.
f) Herkesin ortasında söyleyip utandırmak, ders vermek.
g) ...

Gibi hani?

Bence c. Yanlış bir şey yaptığını ve bu davranışın onun istediği bir şeye ulaşmasını engellediğini fark ettirin. Ağzını burnunu kırmak kötü ama, canım cicim de çok iyi değil bence.

P.S. Çocuk sahibi bir insanım, çocuğa gerektiğinde kızılması gerektiğine inananlardanım.

Ödül de var fakat bana övgü için gibi geliyor. Ödül olmayan bir konuda da böyle yaptığını gördüm.

Ama bunun altında hemen ilgisiz ebeveynler, mutsuz çocuk gibi şeyler aramak gerekli mi acaba? Her çocuk yapmaz mı böyle şeyler? Hatta tamamen sağlıklı bir birey var oldu mu şu dünyada :D

bence kesinlikle baş başa konuşulmalı, başkalarının yanında asla çocuğa bişey söylenmemeli. önce b şıkkı, gelecek cevaba göre "ben yaptım" diye ısrar ederse a olabilir, kimin haklı olduğunu anlamak için gel aynı şeyi bi daha yapalım dersin.
başkasının yaptığını kabul ederse de c ile devam edersin.
not: hala psikolog yada pedagog değilim.

Ben öğretmen olduğunuzu düşünerek verdim o cevabı. Çocuk da olsa yalanın yüzüne vurulması, hoş bir davranış değil. Hayli de incitici. Bir çocuğu eğitirken de, toplum içinde değil de özel olarak konuşmak en doğrusu. Bunu anne babalar da böyle yapmalılar aslında. Yanlış davranışlarını, daha sonra çocuğa açıklayarak anlatmalılar. Yalan konusunda ise, yalanın kötü bir şey olduğunu, çocuğun kendisinin bulmasını sağlayacak örnekler verilmeli. Endrekt yollarla ve örneklerle, yalanın kötü bir şey olduğu, çocuğun zihnine yerleştirilmeli.

belki çocuğun yaptığının yanlış olduğunu anlamasını bekleyemeyiz.ben sorun aile kaynaklı kendine güven eksikliği derim.
övgü mü?..kendi yapacağı şeylere güvenemiyor.çalışmalarını öv.
çalışmayı yaparken kontrol et gerekirse sen yardım et.

aklından dayak geçiriyorsan ben bilmem tabii.

kimse çok önemli bir ayrıntıyı sormamış ben sorayım.
bu çocuk kaç yaşında?

kakoy, kusura bakma ama dedigin tamamen sacmalik. asil senin onerdigin yontem (hirpalamak korkutmak) robot yetistirmeye yariyor. cocuk yaptigi seyin neden yanlis olabilecegiyle ilgili bir dusunce surecinden gecmeden zarar gorecegi sebebiyle senden korksa ne olur korkmasa ne olur? dusunsene, cocuk yanlis yapiyor, neden yanlis yaptigini anlamiyor ama senden korktugu icin yapmiyor. bu mudur cozumun yani? kimsenin bri tarafinda degil ki yaptigi, dogrusunu nasil ogretiriz diye ugrasiyor insanlar, nasil korkuturuz da yapmaz bir daha diye degil. yaptigi seyin reel anlamda kimseye bir zarari yok.

ne yaparsan yap neden yaptıgını bılsın , yanı baskasının emegını calarak bır basarı elde edemeyecegını anlasın.
kalbı kırılacak dıye korkma , kırılsın .. sonucta yaptıgı sey baskalarının kalbını kırıyor zaten bunu hıssetsın..

müziği melih kibar'a aitti diye hatırlıyorum.

www.alkislarlayasiyorum.com

melih kibar'ın ama, adı neydi müziğin....

edit (bkz: sucu çocuk)

edit2: www.youtube.com şurda temiz bi versiyonu var 4 dakikalık.

adı sucu çocuk diye geçer genelde ben de hep öyle bilirim adını.

www.melki.com.tr

hemen hemen her okul üds/toefl/ielts istiyor yüksek lisans için. istemeyen yok gibi Bu yüksek lisans işinde ortalamanın durumu etkilemesi çok değişken. Tezli yüksek lisans programları 2.50(min) ortalama isterken bazı tezsiz yüksek lisans programlarına girme şansınız olabilir.
üds olmazsa toefl skorunuzla da girebilirsiniz sanırım. ya da okulun kendi açacağı ingilizce seviye tespit sınavına da girebilirsiniz. Ama kafaya koyduysanız yüksek lisans diye(ama tezsiz), üds ye girin derim.

ales puanını yüksek alırsan şansın olabilir, mülakat performanslarına bağlı

yüksek lisans sadece torpiline bağlı. alesten yeter not al başvurma hakkını elde et gerisini hallet.

müge zeren diye biri vardı

kızımızın adı müge zeren, parçasının adı da 'ilk bakışta' olsa gerek.
www.sozmuzik.com
bir bak bakalım bu mu?:)

Erkek arkadaşı değil, eşi onun o adam ve ispanyol değil. Kolombiyalı olması lazım. Şarkının ismi üstte yazılanların yanı sıra "Quiero" olarak da geçer. Nette bulamadıysan, upload edeyim sana.